Sayfa BACHFEST 2 ANKARA Bachfest Ankara Büyük besteci Johann Sebastian Bach’ın eserlerinin Ankara dinleyicisi ile buluşacağı Bachfest Ankara, 2014 yılı boyunca “her ay bir konser” mottosuyla başlıyor. Dünyanın pek çok şehrinin kültür sanat yaşamında saygın ve önemli bir yere sahip olan Bach Festivalleri sadece o şehirde yaşayan müzikseverleri değil dünyanın pek çok yerinden özel Bach meraklılarını da bir araya getiriyor. Bu festivallerde, Johann Sebastian Bach’ın eserleri başta olmak üzere bestecinin öncülleri, etkileşim içinde bulunduğu besteciler ve kendisinden esinlenen pek çok bestecinin de eserleri icra ediliyor. Tam bu noktadan hareketle, yakın zamanda kültür sanat öncülüğü rolünü bir miktar İstanbul’a kaptırmış olan Ankara’yı biraz daha canlandırmak ve Bach coşkumuzu paylaşmak için yaşadığımız şehrimize her ay farklı bir müzik formu, solist, oda müziği grubu ve dünyanın farklı yerlerinden gelecek olan Bach tutkunu sanatçılarla taptaze bir soluk getirmeye hazırlanıyoruz. Bachfest Ankara Festival Ekibi Sayfa BACHFEST ANKARA Konser ProgramI J.B. LULLY (1632-1687) “TRIOS POUR LE COUCHER DU ROI” • SYMPHONIE • SARABANDE • DANS NOS BOIS SILVANDRE S’ECRIE • MENUET G. FRESCOBALDI (1583-1643) SE L’AURA SPIRA TUTTA VEZZOSA C. GERVAISE (1525-1583) • PAVANE D’ANGLETERRE • GALLIARDE • ALMANDE 4 • BRANLE DE POITOU H. PURCELL (1659-1695) O LET ME WEEP C. MONTEVERDI (1567-1643) SI DOLCE È IL TORMENTO H. PURCELL (1659-1695) LOVE, THOU ART BEST OF HUMANE JOYS “ORPHEUS BRITANNICUS” ARA J.S. BACH (1685-1750) TRIO SONATA NO:6 BWV 530 G- MAJÖR • VIVACE • LENTO • ALLEGRO J.S. BACH (1685-1750) RECITATIVE - ARIA SCHAFE KÖNNEN SICHER WEIDEN - BWV 208 H. PURCELL (1659-1695) MUSIC FOR A WHILE “ORPHEUS BRITANNICUS” M. GREENE (1696-1755) RAPIDE, SI VOLATE 3 BACHFEST Sayfa 4 ANKARA Emma Kirkby Aktif müzik kariyerine başladığı 1970’li yıllardan bu yana Erken Müzik ve Barok Dönemi dünyasına damgasını vuran Emma Kirkby, İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nde Yunan, Roma ve Latin Dilleri Kültürü ve Edebiyatı bölümünde eğitim gördüğü yıllarda ve sonrasında İngilizce öğretmenliği yaptığı dönemde, profesyonel bir solist olma amacı gütmeksizin çeşitli korolarda çalışmış, bu süreçte Rönesans ve Barok müziğe olan içten bağlılığını keşfetmiştir. Kirkby, eğitimli sopranoların seslerinin dönem müzik aletlerine uygunluğunun aranmadığı bir dönemde, ilk Decca Florilegium kayıtlarında Consort of Musicke ve Academy of Ancient Music ile birlikte yer almış ve başta dönemin ünlü şan eğitmeni Jessica Cash olmak üzere birlikte çalıştığı pek çok şeflerin ve müzisyenlerin katkısıyla Erken Müzik’te insan sesi kullanımına kendi yaklaşımını getirmiştir. 1973 yılında kurulan ve Erken Müzik arşivleme çalışmalarıyla müzik dünyasında önemli bir yere sahip olan Taverner Korosu’nun kurucu üyesi olan Kirkby, Londra Barok (London Baroque), Freiburg Barok Orkestrası (Freiburger Barockorchester), L’Orfeo (Linz) ve Aydınlanma Çağı Orkestrası (Orchestra of the Age of Enlightenment) başta olmak üzere daha pek çok oda müziği grupları ve orkestralarıyla uzun soluklu birlikte çalışmış olmaktan duyduğu mutluluğu sıklıkla dile getirmektedir. Yakın zamanda, Palladian Ensemble ve Florilegium gibi dönem enstrumanlarıyla müzik icra eden müzik gruplarıyla birlikte konser vermeye başlamıştır. Sanatçı, bugüne kadar oldukça geniş bir yelpazede yüzlerce kaydı dünya müziğine armağan etmiştir. Bu kayıtlardan başlıcaları arasında Hildegard von Bingen sekansları, İtalyan ve İngiliz Rönesansı’ndan madrigaller, Barok kantat ve orotoryoları, Mozart, Haydn ve Bach’ın çeşitli eserleri yer almaktadır. Kirkby, 1999 yılında, Classic FM radyo dinleyicileri tarafından yılın şarkıcısı; Kasım 2000’de İngiliz Kraliyet Onur Nişanı ve 2007 yılında İngiliz Kraliyet Onur Nişanı’nın Kadın Şövalyesi sıfatıyla Kraliçe II. Elizabeth’in doğum gününde onur listesinde yer almıştır. BBC Müzik dergisinin Nisan 2007 sayısında gelmiş geçmiş en iyi sopranolar listesinde ilk onda yer almıştır. Sanatçı, geçtiğimiz yıllarda Ankara Uluslararası Müzik Festivali’nde Londra Barok Topluluğu’yla birlikte sahne almış ve Ankaralı müzikseverlerle buluşmuştu. Sayfa BACHFEST 5 ANKARA Ingrid Seifert Avusturya doğumlu olan sanatçı, Salzburg’da Jaroslav Suchy ile klasik keman eğitimini tamamlamıştır. Salzburg Mozarteum’u bitirdiği yıllarda erken müziğe olan ilgisi başlamış ve Nikolaus Harnoncourt yönetimindeki Concentus Musicus ile bir dönem birlikte çaldıktan sonra barok keman çalma tekniğini yeniden canlandırma çalışmalarıyla bilinen Sigiswald Kuijken’in öğrencisi olmuştur. Bir süre, Musica Antiqua Köln’de de çalan sanatçı, 1978 yılında Charles Medlam ve John Toll ile birlikte Londra Barok’u kurmuştur. Seifert, topluluk ile birlikte Avrupa, ABD ve Japonya başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde sayısız konserler vermiştir. Londra Barok topluluğu, 16. yüzyılın sonundan Mozart ve Haydn’a kadar uzanan geniş bir yelpazedeki repertuarları ile yaptıkları sekseni aşkın kayıtla Erken Müzik ve Barok Dönemi oda müziği kayıtları arasında özel bir yere sahiptir. Londra’da Trinity College, Manchester’da Kuzey Kraliyet Müzik Okulu’nda ve Würzburg Müzik Akademisi’nde dersler vermiş olan sanatçı, halen Londra’da Kraliyet Koleji’nde ve Kraliyet Müzik Akademisi’nde ustalık sınıfı derslerini vermeye devam etmektedir. Seifert, 1661 yapımı bir Jacob Stainer çalmaktadır. izmir Barok 25 yıldır birlikte müzik yapan kontrbas sanatçısı Bülent Oral ve keman sanatçısı Hakan Özaytekin tarafından kurulan İzmir Barok, barok keman, viola da gamba ve klavsen üçlüsü olarak oda müziği çalışmalarına başlamış, sonraları barok flüt ile Atilla Oral ve soprano Linet Şaul‘ün de katılımıyla bugünkü halini almıştır. Topluluk, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek dönem enstrumanlarıyla ve dönem stili ile sadece barok müzik eserlerini değil; aynı dönemde Osmanlı topraklarında icra edilen Osmanlı Müziği bestecilerinin de eserlerini batı müziğinin armoni esaslarına göre düzenleyip seslendirmektedir. Linet ŞAUL Soprano Erica FOSSI Klavsen Atilla ORAL Barok Flüt Hakan ÖZAYTEKİN Barok Keman Bülent ORAL Viola da Gamba Topluluk, Türkiye’deki ve Avrupa’daki çeşitli festivallerde konserler vermiştir. İzmir Barok, İzmir’de “İzmir Barok Günleri” adında konserler dizisinin düzenlenmesine ön ayak olmuş ve Londra Barok ve Mare Nostrum gibi barok dönem müziğinde önemli bir yere sahip topluluklarla birlikte sahne almıştır. Türkiye’de barok müziği, dönem bestecilerini ve dönem enstrumanlarını tanıtma ve sevdirmeyi amaç edinen topluluk, konserlerin yanı sıra seminerlerle ve eğitim etkinlikleriyle de toplumsal bir rol üstlenmiştir. İzmir Barok, yakın zamanda müzik marketlerde yerini alan “16.yy’dan 18.yy’ın ilk yarısına Avrupa ve Osmanlı Saray Müzikleri” adlı oldukça ses getiren bir cd kaydı yapmıştır. Sayfa BACHFEST 6 ANKARA Program NotlarI Jean-Baptiste Lully (1632-1687) Floransa doğumlu besteci, genç yaşta gittiği Fransa’da özel bir merakla kendi kendine başladığı keman ve bale eğitiminin yanı sıra aldığı müzik teorisi dersleriyle bestecilik kariyerine adım atmıştır. 20 yaşında Versay Sarayı’nda önce balet olarak çalışmaya başlayan Lully, saray orkestrasında keman da çalmış ve “Gece Balesi” adlı bale için bestelediği müzik ile Fransa Kralı XIV. Louis’in dikkatini çekerek saray orkestrası şefliğine yükselmiştir. Sarayda oyun yazarı olarak görev yapan Molière ile birlikte yarattıkları “komedibale” türü Fransız sanat dünyasında bir geleneğe dönüşmüştür. Eserlerinde çoğunlukla o zamana kadar kullanılmamış ya da çok az kullanılmış çalgıları kullanan Lully, 1672 yılından itibaren opera yazmaya başlamış ve Kraliyet Operası’nın başına geçmesiyle birlikte ölümüne kadar Fransız dili fonetiğine uygun “müzikli trajedi” ya da “lirik trajedi” olarak adlandırılan yeni bir Fransız opera türü yaratmıştır. Çoğunlukla Quinault trajedilerini konu alan 14 tane operası, resitatifleri, dekorları ve sahne realizmi ile operada büyük yenilikler getirmiştir. Fransız barok stilinin ustası olarak kabul edilen besteci, barok dönemde özellikle Johann Sebastian Bach ve Georg Friedrich Handel’in eserlerinde sıklıkla kullandıkları “Fransız Uvertürü”nün yaratıcısıdır. 17. yüzyıl Fransası’nda Versay Sarayı çevresinde şekillenen müzik dünyasında, özellikle kral himayesinde çalışan müzisyenlerin sıklıkla yöneldikleri uyku öncesi çalınmak üzere bestelenen eserlerinin içerisinde, Lully’nin Fransa Kralı XIV. Louis için bestelediği başucu trioları önemli bir yer tutar. Girolamo Alessandro Frescobaldi (1583- 1643) Erken barok dönemde klavyeli çalgılar için beste yapan besteciler arasında önemli bir yere sahip olan Frescobaldi, 1608 yılında Roma’da Aziz Peter Bazilikası’nda orgcu olarak çalışmaya başlamış ve kısa bir süre ara vermiş olsa da bu görevi ölümüne dek sürdürmüştür. Bestecinin en bilinen eseri olan Fiori Musicali (1635), 19. yüzyıl sonlarına kadar konturpuan tekniği için bir model olarak kullanılmıştır. Bir dönem Medici ailesinin de desteğini alan besteci, klavyeli çalgılar için yazdığı eserlerin yanı sıra dini temalı madrigaller de bestelemiştir. Eserleri, Bach ve Purcell’a ilham kaynağı olmuştur. SE L’AURA SPIRA TUTTA VEZZOSA ESTİĞİNDE TATLI RÜZGAR Se l’aura spira tutta vezzosa La fresca rosa ridente sta. La siepe ombrosa di bei smeraldi D’estivi caldi timor non ha. A balli liete venite ninfe Gradite fior di beltà Orchè sì chiaro il vago fonte Dall’alto monte al mar s’en va. Miei dolci versi spiega l’augello E l’arboscello fiorito sta. Un volto bello ha l’ombra accanto Estiğinde tatlı rüzgar Gül goncası gülümser Ve zümrüt yeşili gölgeli bayır Korkmaz sıcağından yazın. Gelin eğlenin dansında Doğanın zarif kızlarının, güzel çiçeklerin, Berrak pınar akarken Denize doğru dağdan. Tatlı nağmeler kuştan kuşa yayılır Açtırır dallarda çiçekleri Güzel bir yüz yakında bir gölgede Sayfa BACHFEST 7 ANKARA Program NotlarI Sol si dia vanto d’aver pietà. Al canto ninfe ridenti Scacciate i venti di crudeltà. Övgüler söyler şefkatle. Tatlı kızlar, sizin şarkınızla, Zulmün rüzgarları sürüklenir uzaklara. Claude Gervaise (1525–1583) Hayatı hakkında pek fazla bilgiye sahip olmadığımız Claude Gervaise’nin adına ilk olarak 1540’lı yıllarda Paris’in müzik yayıncılığı alanında saygın bir yere sahip Pierre Attaingnant’ın yayınladığı enstrumantal dans partisyonlarının editorü olarak rastlanır. Attaingnant’ın ölümünden sonra da bu görevine devam eden Gervaise’in eserleri çoğunlukla üç veya dört sesli şansonlardan ve dans parçalarından oluşmaktadır. Döneminin bestecilerinden farklı olarak, dini müzik türünde eserine rastlanmamıştır. Besteciliğinin yanı sıra viyol için yazdığı bir ders kitabında Fransa’da ilk tablaturasını hazırladığı bilinmektedir. Ancak, bu kitap günümüze ulaşmamıştır. Şansonları serbest düzende ve uzun şiirler üzerine bestelemiştir. Genellikle pavane, galliarde ve courant gibi dans formlarını kullanmıştır. Claudio Monteverdi (1567-1643) Rönesans’tan barok döneme geçişe damgasını vuran Monteverdi, Cremona Katedrali’nde çocuk korosuyla müziğe başlamış, Roman Katolik eğitimi ve sonrasındaki din adamlığı kariyeri boyunca da viyola da gamba çalmış ve beste yapmaya devam etmiştir. Besteci, rönesansın polifoni mirası ve barok dönemin sürekli bas tekniğini geliştirip harmanlayarak kendine özgü bir stil yaratmıştır. 16.yy sonlarında bir İtalyan geleneğine dönüşen madrigal adı verilen şiirler üzerine yazılan çoksesli müzik anlayışı, Monteverdi ile birlikte yeni bir soluk kazanmış ve koro müziğinin temel taşlarından birini oluşturmuştur. Orfe’nin Eyrydice’yi geri getirmek için Hades’e inişini konu alan L’Orfeo, 17.yy’ın başlarında yeni yeni şekillenen müzikal dramanın bir başka deyişle operanın ilk kapsamlı örneği olarak kabul edilir. MOnteverdi, operalar ve madrigallerin yanı sıra oda müziği ve orkestral eserler de bestelemiş ve hayatta olduğu süre içinde ünlenen ve değeri bilinen nadir bestecilerden biri olmuştur. SI DOLCE È IL TORMENTO Si dolce è’l tormento Ch’in seno mi sta, Ch’io vivo contento Per cruda beltà. Nel ciel di bellezza S’accreschi fierezza Et manchi pietà: Che sempre qual scoglio All’onda d’orgoglio Mia fede sarà. La speme fallace Rivolgam’ il piè. Diletto ne pace Non scendano a me. E l’empia ch’adoro Mi nieghi ristoro Di buona mercè: Tra doglia infinita, Tra speme tradita Vivrà la mia fè Se fiamma d’amore Già mai non sentì Quel riggido core Ch’il cor mi rapì, Se nega pietate La cruda beltate Che l’alma invaghì: Ben fia che dolente, Pentita e languente Sospirimi un dì. Sayfa BACHFEST 8 ANKARA Program NotlarI Kalbimdeki ızdırap öyle tatlı ki Zalim güzelliği mutlu ediyor beni Şefkatsiz güzelliğin gazabı büyüsün, göğe yükselsin Sadakatim de gururun amansız dalgalarına karşı kaya gibi dursun. Boş umut uğruna sayıklayıp duruyorum İstemez oldum ne zevk ne huzur Taptığım zalim kadın şefkatinin bana bahşedeceği mutluluğu esirgedi Yine de sadakatim sonsuz acımın ve kırılmış umudumun içinde sürüp gidecek. Kalbimi çalan o kadın belli ki aşkın ateşini hiç bilmemiş Ruhumu cezbeden o zalim güzel bana şefkatini vermezse Bir gün bana çektirdiği acıyla ve pişmanlıkla sürünerek ölsün. Henry Purcell (1659-1695) Müzisyen bir ailede doğan Purcell’ın, Kraliyet Şapeli’nin çocuk korosunda başlayan müzik yaşamı, Blow ve Humhrey’den aldığı org dersleriyle devam etmiştir. 20 yaşındayken Westminster Abbey orgculuğuna atanan besteci, bu dönemde opera yazmaya başlamış ve en bilinen eserlerinden biri olan “Dido ve Aeneas” operasını henüz 21 yaşındayken bestelemiştir. Çağdaşı olan diğer bestecilerin aksine, İngiltere’de yeni yeni başlayan halk konserleri için besteler yapmış ve geniş kitlelere İngiliz halk müziğinden beslenen eserlerini dinletme şansı elde etmiştir. Elliden fazla operanın yanı sıra oda müziği eserleri, fantaziler, sonatlar ve klavsen için suitler de bestelyen Purcell, genç yaşta ölmesine rağmen ingiliz müzik okulunun kurucusu olarak kabul edilmektedir. Başlıca eserleri, Theodosius” (1680), “King Arthur” (1691), Shakespeare’in “Bir Yaz Gecesi Rüyası” adlı eserinden “Fairy Queen” (1692), “The Indian Queen” (1692) olarak sıralanabilir. O LET ME WEEP Purcell’ın Fairy Queen adlı semi-opera eseri Shakespeare’in Bir Yaz Gecesi Rüyası adlı evlilik komedisinden uyarlananan bir librettoya sahiptir. Eser, bestecinin erken ölümünden sonra uzun bir süre gölgede kalmış ve ancak 20.yy’ın ilk yarısında tekrar seslendirilmeye başlanmıştır. O let me forever weep: My eyes no more shall welcome sleep. I’ll hide me from the sight of day, And sigh my soul away. He’s gone, his loss deplore, And I shall never see him more. Ah ağlayayım sonsuza dek Girmesin gözlerime uyku artık Saklayacağım gün ışığından kendimi Ve vereceğim iç çekerek canımı O gitti, yasa boğdu yokluğu Ve görmem bir daha onu ORPHEUS BRITANNICUS Çok genç yaşta ölümünün hemen ardından çeşitli operalarından derlenen aryalar ve şarkılar, bestecinin kraliyet müzik dünyasında bıraktığı izi şairane bir şekilde anlatan Orpheus Britannicus- Britanyalı Orfe olarak adlandırılmıştır. Antik Yunan Mitolojisi’nde en yüce şair ve müzisyen olarak betimlenen Orfe’nin müziğiyle taşa bile hayat ve neşe verdiği anlatılır. Sayfa BACHFEST 9 ANKARA Program NotlarI Music for a while, bestecinin Nathaniel Lee ve John Dryden’in Oedipus oyunu için bestelediği 4 bölümlü eserin ikinci parçasıdır. Music for a while Shall all your cares beguile. Wond’ring how your pains were eas’d And disdaining to be pleas’d Till Alecto free the dead From their eternal bands, Till the snakes drop from her head, And the whip from out her hands. Biraz müzik Cezbeder tüm dikkatinizi. Şaşarsınız acılarınız nasıl da dinmiş Ve mutlu oluvermişsinizdir Alecto ölüleri ezeli zincirlerinden kurtarıncaya, Kafasındaki yılanlarla elindeki kamçı düşünceye dek. Love, thou art best, iki soprano için yazılmış Kadın Virtüözler başlıklı eserin içinde yer alan bir düettir. Love, thou art best of Human Joys, Our chiefest Happiness below, All other Pleasures are but Toys; Musick, without thee, is but Noise, And Beauty but an empty Show. Heav’n, who knew best what Man could move, And raise his Thoughts above the Brute, Said, Let him be, and let him love, That must alone his Soul improve, Howe’er Philosophers dispute. Aşk, sen keyiflerin en güzelisin Bu dünyadaki en büyük mutluluksun Diğer bütün zevkler birer avuntu; Sensiz müzik bile safi gürültü, Güzellik desen boş bir temsil. İnsanı insandan iyi bilen ve ona Akıl fikir veren Tanrı şöyle dedi: Bırakalım, bırakalım sevsin ki Alimler buna karşı çıksa da Böylece ruhu incelsin. Johann Sebastian Bach (1685-1750) 1685’te Eisenach’da doğan besteci, küçük yaştan itibaren kuşaklar boyu müzisyen yetiştirmiş ailesinin desteğiyle köklü bir müzik eğitimi almış ve 14 yaşından sonra müzik çalışmalarını Lüneburg Michaelis Müzik Okulu’nda sürdürmüştür. Daha sonra Weimar, Arnstadt ve Mühlhausen’de org ve klavsen sanatçısı olarak çalışan besteci, erken dönem yapıtlarında belirgin bir etkisi bulunan Dieterich Buxtehude ile tanışmıştır. 1708 yılında Weimar’a geri dönen besteci altı yıl sonra saraya konzertmeister olarak atanmış ve iyi eğitimli profesyonel müzisyenlerle çalışma fırsatı bulmuştur. Bu dönemde yazdığı eserlerinde İtalyan esintileri gözlenmektedir. 1717 yılında Anhalt- Köthen Prensi’nin davetiyle Kapellmeister (müzik direktörü) olarak Köthen’e gelmiş ve burada geçirdiği 4 yıl boyunca en önemli eserleri arasında yer alan Solo çello için altı suit, solo keman için sonatlar ve partitalar, Brandenburg Konçertoları ve orkestral suitleri bestelemiştir. 1723’te Leipzig’deki Thomas Kilisesi’ne bağlı okulun kantorluğuna atanan Bach, ölümüne dek oldukça prestijli olan bu görevi sürdürmüştür. Bu dönemde, pazar ayinlerinde söylenmek üzere kantatlar bestelemiş ve 1729’da Leipzig şehir hayatında önemli bir yeri olan Collegium Musicum adlı müzik cemiyeti direktörlüğü görevini üstlenmiştir. Yaşamının son yıllarında görme yetisini kaybeden besteci, kendinden sonra gelen bütün besteciler için bir esin kaynağı olmuştur. Sayfa BACHFEST 10 ANKARA Program NotlarI TRIO SONAT NO:6 BWV 530 G- MAJÖR 1727-1730 tarihleri arasında org için altı trio sonatı bestelemiş olan bestecinin bu eserleri büyük oğlu Wilhelm Friedemann Bach’ın eğitimi için yazdığı bilinmektedir. Bu sonatlar birbirinden bağımsız üç müziksel dizi içerdiğinden dönemin üç farklı enstrumanlı eserlerine benzemekte ve bu nedenle de trio sonatları olarak anılmaktadır. Bach, bu altı sonatı şekillendirirken özellikle Vivaldi’nin İtalyan concerto formunu yakalama eğiliminde olduğundan, eserin dokusu flüt, keman ve sürekli bas etkisi yaratmaktadır. Eser, günümüzde, sözü edilen bu üçlü için de düzenlenmekte ve icra edilmektedir. İlk bölüm Vivace, Vivaldi’yi anımsatan hızlı unison bir tema ile başlar. Lento bölümünde Bach italyan model yerine Alman ikili formu kullanır. Final bölümü, barok dönemin konturpuanca zengin stilinden çok daha az süslemeli ve melodiyi ön plana çıkaran yeni galant stilinde yazılmıştır. BWV 208- ARYA- SCHAFE KÖNNEN SICHER WEIDEN Schafe können sicher weiden başlıklı arya, Bach’ın BWV208 eser sayılı Av Kantatı’nın en bilinen aryalarından biridir. Eser 1713 yılında Bach’ın Weimar döneminde bestelenmiştir. Kantata konu olan av, hem mitolojik bir olayı hem de dönemin Weimar prensinin av aktivitelerini tasvir etmektedir. Schafe können sicher weiden, Wo ein guter Hirte wacht. Wo Regenten wohl regieren, Kann man Ruh und Friede spüren Und was Länder glücklich macht. Sürü güvenle yayılsın İyi bir çoban onlara bakıyor yukarıda. Hükümdarlar iyi hükmederse, Hissederiz huzuru ve sükunu Ki budur mutlu kılan ülkeleri Maurice Greene (1696-1755) Aziz Paul Katedrali’nde korist olarak şarkı söylemeye başlayan Greene, katedralin orgcusu Richard Brind’den org dersleri almış ve Brind’in ölümüyle birlikte katedralin orgcusu olmuştur. 1727 yılında Kraliyet Şapeli orgculuğuna atanan besteci, birkaç sene sonra Cambridge Üniversitesi’nde müzik dersleri vermeye başlamıştır. Tallis, Palestrina, Byrd, Morley gibi pek çok bestecinin eserlerinin de seslendirildiği Antik Müzik Akademisi’nin kurulmasına öncülük etmiştir. 1735 yılında “Kral’ın Müzik Üstadı” görevine gelmiştir. Ölümünden bir süre önce “Katedral Müzikleri” adında bir arşiv çalışmasına başlayan bestecinin bu derlemesi günümüzde de Anglikan ayinlerinde kullanılmakta ve “40 Anthem” adıyla derlediği eserleri en bilinen eserleri arasında yer almaktadır. Hazırlayanlar : Bilge Küçükdoğan, Sami Yenice, Hasan Keleşoğlu Sıradaki Konser 7 Şubat 2014 Concerto Melante Berlin Filarmoni’nin dönem enstrumanlı sanatçıları, Bach’ın Müzikal Sunu (Musicalisches Opfer) adlı eserini Ankara dinleyicisi ile buluşturuyor. www.bachfestankara.org
© Copyright 2024 Paperzz