Konser broşürü ve programı indirmek için tıklayınız.

Sayfa
BACHFEST
2
ANKARA
Bachfest Ankara
Büyük besteci Johann Sebastian Bach’ın eserlerinin Ankara
dinleyicisi ile buluşacağı Bachfest Ankara, 2014 yılı boyunca
“her ay bir konser” mottosuyla başlıyor. Dünyanın pek çok
şehrinin kültür sanat yaşamında saygın ve önemli bir yere
sahip olan Bach Festivalleri sadece o şehirde yaşayan
müzikseverleri değil dünyanın pek çok yerinden özel Bach
meraklılarını da bir araya getiriyor.
Bu festivallerde, Johann Sebastian Bach’ın eserleri başta
olmak üzere bestecinin öncülleri, etkileşim içinde bulunduğu
besteciler ve kendisinden esinlenen pek çok bestecinin de
eserleri icra ediliyor.
Tam bu noktadan hareketle, yakın zamanda kültür sanat
öncülüğü rolünü bir miktar İstanbul’a kaptırmış olan Ankara’yı
biraz daha canlandırmak ve Bach coşkumuzu paylaşmak için
yaşadığımız şehrimize her ay farklı bir müzik formu, solist,
oda müziği grubu ve dünyanın farklı yerlerinden gelecek
olan Bach tutkunu sanatçılarla taptaze bir soluk getirmeye
hazırlanıyoruz.
Bachfest Ankara Festival Ekibi
Sayfa
BACHFEST
ANKARA
Konser ProgramI
J.B. LULLY (1632-1687)
“TRIOS POUR LE COUCHER DU ROI”
• SYMPHONIE
• SARABANDE
• DANS NOS BOIS SILVANDRE S’ECRIE
• MENUET
G. FRESCOBALDI (1583-1643)
SE L’AURA SPIRA TUTTA VEZZOSA
C. GERVAISE (1525-1583)
• PAVANE D’ANGLETERRE
• GALLIARDE
• ALMANDE 4
• BRANLE DE POITOU
H. PURCELL (1659-1695)
O LET ME WEEP
C. MONTEVERDI (1567-1643)
SI DOLCE È IL TORMENTO
H. PURCELL (1659-1695)
LOVE, THOU ART BEST OF HUMANE JOYS
“ORPHEUS BRITANNICUS”
ARA
J.S. BACH (1685-1750)
TRIO SONATA NO:6 BWV 530 G- MAJÖR
• VIVACE
• LENTO
• ALLEGRO
J.S. BACH (1685-1750)
RECITATIVE - ARIA SCHAFE KÖNNEN
SICHER WEIDEN - BWV 208
H. PURCELL (1659-1695)
MUSIC FOR A WHILE “ORPHEUS
BRITANNICUS”
M. GREENE (1696-1755)
RAPIDE, SI VOLATE
3
BACHFEST
Sayfa
4
ANKARA
Emma Kirkby
Aktif müzik kariyerine başladığı 1970’li yıllardan bu yana Erken
Müzik ve Barok Dönemi dünyasına damgasını vuran Emma Kirkby,
İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nde Yunan, Roma ve Latin Dilleri
Kültürü ve Edebiyatı bölümünde eğitim gördüğü yıllarda ve sonrasında
İngilizce öğretmenliği yaptığı dönemde, profesyonel bir solist olma
amacı gütmeksizin çeşitli korolarda çalışmış, bu süreçte Rönesans
ve Barok müziğe olan içten bağlılığını keşfetmiştir. Kirkby, eğitimli
sopranoların seslerinin dönem müzik aletlerine uygunluğunun
aranmadığı bir dönemde, ilk Decca Florilegium kayıtlarında Consort
of Musicke ve Academy of Ancient Music ile birlikte yer almış ve
başta dönemin ünlü şan eğitmeni Jessica Cash olmak üzere birlikte
çalıştığı pek çok şeflerin ve müzisyenlerin katkısıyla Erken Müzik’te
insan sesi kullanımına kendi yaklaşımını getirmiştir.
1973 yılında kurulan ve Erken Müzik arşivleme çalışmalarıyla müzik
dünyasında önemli bir yere sahip olan Taverner Korosu’nun kurucu
üyesi olan Kirkby, Londra Barok (London Baroque), Freiburg Barok
Orkestrası (Freiburger Barockorchester), L’Orfeo (Linz) ve Aydınlanma
Çağı Orkestrası (Orchestra of the Age of Enlightenment) başta olmak
üzere daha pek çok oda müziği grupları ve orkestralarıyla uzun
soluklu birlikte çalışmış olmaktan duyduğu mutluluğu sıklıkla dile
getirmektedir. Yakın zamanda, Palladian Ensemble ve Florilegium
gibi dönem enstrumanlarıyla müzik icra eden müzik gruplarıyla
birlikte konser vermeye başlamıştır.
Sanatçı, bugüne kadar oldukça geniş bir yelpazede yüzlerce kaydı
dünya müziğine armağan etmiştir. Bu kayıtlardan başlıcaları arasında
Hildegard von Bingen sekansları, İtalyan ve İngiliz Rönesansı’ndan
madrigaller, Barok kantat ve orotoryoları, Mozart, Haydn ve Bach’ın
çeşitli eserleri yer almaktadır.
Kirkby, 1999 yılında, Classic FM radyo dinleyicileri tarafından yılın
şarkıcısı; Kasım 2000’de İngiliz Kraliyet Onur Nişanı ve 2007 yılında
İngiliz Kraliyet Onur Nişanı’nın Kadın Şövalyesi sıfatıyla Kraliçe II.
Elizabeth’in doğum gününde onur listesinde yer almıştır. BBC Müzik
dergisinin Nisan 2007 sayısında gelmiş geçmiş en iyi sopranolar
listesinde ilk onda yer almıştır.
Sanatçı, geçtiğimiz yıllarda Ankara Uluslararası Müzik Festivali’nde
Londra Barok Topluluğu’yla birlikte sahne almış ve Ankaralı
müzikseverlerle buluşmuştu.
Sayfa
BACHFEST
5
ANKARA
Ingrid Seifert
Avusturya doğumlu olan sanatçı, Salzburg’da Jaroslav Suchy ile
klasik keman eğitimini tamamlamıştır. Salzburg Mozarteum’u bitirdiği
yıllarda erken müziğe olan ilgisi başlamış ve Nikolaus Harnoncourt
yönetimindeki Concentus Musicus ile bir dönem birlikte çaldıktan
sonra barok keman çalma tekniğini yeniden canlandırma çalışmalarıyla
bilinen Sigiswald Kuijken’in öğrencisi olmuştur. Bir süre, Musica Antiqua
Köln’de de çalan sanatçı, 1978 yılında Charles Medlam ve John Toll ile
birlikte Londra Barok’u kurmuştur. Seifert, topluluk ile birlikte Avrupa,
ABD ve Japonya başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde sayısız
konserler vermiştir. Londra Barok topluluğu, 16. yüzyılın sonundan
Mozart ve Haydn’a kadar uzanan geniş bir yelpazedeki repertuarları
ile yaptıkları sekseni aşkın kayıtla Erken Müzik ve Barok Dönemi oda
müziği kayıtları arasında özel bir yere sahiptir.
Londra’da
Trinity College, Manchester’da Kuzey Kraliyet Müzik
Okulu’nda ve Würzburg Müzik Akademisi’nde dersler vermiş olan
sanatçı, halen Londra’da Kraliyet Koleji’nde ve Kraliyet Müzik
Akademisi’nde ustalık sınıfı derslerini vermeye devam etmektedir.
Seifert, 1661 yapımı bir Jacob Stainer çalmaktadır.
izmir Barok
25 yıldır birlikte müzik yapan kontrbas sanatçısı Bülent Oral ve keman
sanatçısı Hakan Özaytekin tarafından kurulan İzmir Barok, barok keman,
viola da gamba ve klavsen üçlüsü olarak oda müziği çalışmalarına
başlamış, sonraları barok flüt ile Atilla Oral ve soprano Linet Şaul‘ün
de katılımıyla bugünkü halini almıştır. Topluluk, Türkiye’de bir ilki
gerçekleştirerek dönem enstrumanlarıyla ve dönem stili ile sadece
barok müzik eserlerini değil; aynı dönemde Osmanlı topraklarında icra
edilen Osmanlı Müziği bestecilerinin de eserlerini batı müziğinin armoni
esaslarına göre düzenleyip seslendirmektedir.
Linet ŞAUL
Soprano
Erica FOSSI
Klavsen
Atilla ORAL
Barok Flüt
Hakan ÖZAYTEKİN Barok Keman
Bülent ORAL
Viola da Gamba
Topluluk, Türkiye’deki ve Avrupa’daki çeşitli festivallerde konserler
vermiştir. İzmir Barok, İzmir’de “İzmir Barok Günleri” adında konserler
dizisinin düzenlenmesine ön ayak olmuş ve Londra Barok ve Mare
Nostrum gibi barok dönem müziğinde önemli bir yere sahip topluluklarla
birlikte sahne almıştır. Türkiye’de barok müziği, dönem bestecilerini ve
dönem enstrumanlarını tanıtma ve sevdirmeyi amaç edinen topluluk,
konserlerin yanı sıra seminerlerle ve eğitim etkinlikleriyle de toplumsal
bir rol üstlenmiştir.
İzmir Barok, yakın zamanda müzik marketlerde yerini alan “16.yy’dan
18.yy’ın ilk yarısına Avrupa ve Osmanlı Saray Müzikleri” adlı oldukça ses
getiren bir cd kaydı yapmıştır.
Sayfa
BACHFEST
6
ANKARA
Program NotlarI
Jean-Baptiste Lully (1632-1687)
Floransa doğumlu besteci, genç yaşta gittiği Fransa’da özel bir merakla kendi kendine başladığı keman
ve bale eğitiminin yanı sıra aldığı müzik teorisi dersleriyle bestecilik kariyerine adım atmıştır. 20 yaşında
Versay Sarayı’nda önce balet olarak çalışmaya başlayan Lully, saray orkestrasında keman da çalmış ve
“Gece Balesi” adlı bale için bestelediği müzik ile Fransa Kralı XIV. Louis’in dikkatini çekerek saray orkestrası
şefliğine yükselmiştir. Sarayda oyun yazarı olarak görev yapan Molière ile birlikte yarattıkları “komedibale” türü Fransız sanat dünyasında bir geleneğe dönüşmüştür. Eserlerinde çoğunlukla o zamana kadar
kullanılmamış ya da çok az kullanılmış çalgıları kullanan Lully, 1672 yılından itibaren opera yazmaya
başlamış ve Kraliyet Operası’nın başına geçmesiyle birlikte ölümüne kadar Fransız dili fonetiğine uygun
“müzikli trajedi” ya da “lirik trajedi” olarak adlandırılan yeni bir Fransız opera türü yaratmıştır. Çoğunlukla
Quinault trajedilerini konu alan 14 tane operası, resitatifleri, dekorları ve sahne realizmi ile operada büyük
yenilikler getirmiştir. Fransız barok stilinin ustası olarak kabul edilen besteci, barok dönemde özellikle
Johann Sebastian Bach ve Georg Friedrich Handel’in eserlerinde sıklıkla kullandıkları “Fransız Uvertürü”nün
yaratıcısıdır.
17. yüzyıl Fransası’nda Versay Sarayı çevresinde şekillenen müzik dünyasında, özellikle kral himayesinde
çalışan müzisyenlerin sıklıkla yöneldikleri uyku öncesi çalınmak üzere bestelenen eserlerinin içerisinde,
Lully’nin Fransa Kralı XIV. Louis için bestelediği başucu trioları önemli bir yer tutar.
Girolamo Alessandro Frescobaldi (1583- 1643)
Erken barok dönemde klavyeli çalgılar için beste yapan besteciler arasında önemli bir yere sahip olan
Frescobaldi, 1608 yılında Roma’da Aziz Peter Bazilikası’nda orgcu olarak çalışmaya başlamış ve kısa bir
süre ara vermiş olsa da bu görevi ölümüne dek sürdürmüştür. Bestecinin en bilinen eseri olan Fiori Musicali
(1635), 19. yüzyıl sonlarına kadar konturpuan tekniği için bir model olarak kullanılmıştır. Bir dönem Medici
ailesinin de desteğini alan besteci, klavyeli çalgılar için yazdığı eserlerin yanı sıra dini temalı madrigaller de
bestelemiştir. Eserleri, Bach ve Purcell’a ilham kaynağı olmuştur.
SE L’AURA SPIRA TUTTA VEZZOSA
ESTİĞİNDE TATLI RÜZGAR
Se l’aura spira tutta vezzosa
La fresca rosa ridente sta.
La siepe ombrosa di bei smeraldi
D’estivi caldi timor non ha.
A balli liete venite ninfe
Gradite fior di beltà
Orchè sì chiaro il vago fonte
Dall’alto monte al mar s’en va.
Miei dolci versi spiega l’augello
E l’arboscello fiorito sta.
Un volto bello ha l’ombra accanto
Estiğinde tatlı rüzgar
Gül goncası gülümser
Ve zümrüt yeşili gölgeli bayır
Korkmaz sıcağından yazın.
Gelin eğlenin dansında
Doğanın zarif kızlarının, güzel çiçeklerin,
Berrak pınar akarken
Denize doğru dağdan.
Tatlı nağmeler kuştan kuşa yayılır
Açtırır dallarda çiçekleri
Güzel bir yüz yakında bir gölgede
Sayfa
BACHFEST
7
ANKARA
Program NotlarI
Sol si dia vanto d’aver pietà.
Al canto ninfe ridenti
Scacciate i venti di crudeltà.
Övgüler söyler şefkatle.
Tatlı kızlar, sizin şarkınızla,
Zulmün rüzgarları sürüklenir uzaklara.
Claude Gervaise (1525–1583)
Hayatı hakkında pek fazla bilgiye sahip olmadığımız Claude Gervaise’nin adına ilk olarak 1540’lı yıllarda
Paris’in müzik yayıncılığı alanında saygın bir yere sahip Pierre Attaingnant’ın yayınladığı enstrumantal
dans partisyonlarının editorü olarak rastlanır. Attaingnant’ın ölümünden sonra da bu görevine devam
eden Gervaise’in eserleri çoğunlukla üç veya dört sesli şansonlardan ve dans parçalarından oluşmaktadır.
Döneminin bestecilerinden farklı olarak, dini müzik türünde eserine rastlanmamıştır. Besteciliğinin yanı sıra
viyol için yazdığı bir ders kitabında Fransa’da ilk tablaturasını hazırladığı bilinmektedir. Ancak, bu kitap
günümüze ulaşmamıştır. Şansonları serbest düzende ve uzun şiirler üzerine bestelemiştir. Genellikle
pavane, galliarde ve courant gibi dans formlarını kullanmıştır.
Claudio Monteverdi (1567-1643)
Rönesans’tan barok döneme geçişe damgasını vuran Monteverdi, Cremona Katedrali’nde çocuk korosuyla
müziğe başlamış, Roman Katolik eğitimi ve sonrasındaki din adamlığı kariyeri boyunca da viyola da gamba
çalmış ve beste yapmaya devam etmiştir. Besteci, rönesansın polifoni mirası ve barok dönemin sürekli bas
tekniğini geliştirip harmanlayarak kendine özgü bir stil yaratmıştır. 16.yy sonlarında bir İtalyan geleneğine
dönüşen madrigal adı verilen şiirler üzerine yazılan çoksesli müzik anlayışı, Monteverdi ile birlikte yeni bir
soluk kazanmış ve koro müziğinin temel taşlarından birini oluşturmuştur. Orfe’nin Eyrydice’yi geri getirmek
için Hades’e inişini konu alan L’Orfeo, 17.yy’ın başlarında yeni yeni şekillenen müzikal dramanın bir başka
deyişle operanın ilk kapsamlı örneği olarak kabul edilir. MOnteverdi, operalar ve madrigallerin yanı sıra oda
müziği ve orkestral eserler de bestelemiş ve hayatta olduğu süre içinde ünlenen ve değeri bilinen nadir
bestecilerden biri olmuştur.
SI DOLCE È IL TORMENTO
Si dolce è’l tormento
Ch’in seno mi sta,
Ch’io vivo contento
Per cruda beltà.
Nel ciel di bellezza
S’accreschi fierezza
Et manchi pietà:
Che sempre qual scoglio
All’onda d’orgoglio
Mia fede sarà.
La speme fallace
Rivolgam’ il piè.
Diletto ne pace
Non scendano a me.
E l’empia ch’adoro
Mi nieghi ristoro
Di buona mercè:
Tra doglia infinita,
Tra speme tradita
Vivrà la mia fè
Se fiamma d’amore
Già mai non sentì
Quel riggido core
Ch’il cor mi rapì,
Se nega pietate
La cruda beltate
Che l’alma invaghì:
Ben fia che dolente,
Pentita e languente
Sospirimi un dì.
Sayfa
BACHFEST
8
ANKARA
Program NotlarI
Kalbimdeki ızdırap öyle tatlı ki
Zalim güzelliği
mutlu ediyor beni
Şefkatsiz güzelliğin
gazabı büyüsün, göğe yükselsin
Sadakatim de
gururun amansız dalgalarına
karşı kaya gibi dursun.
Boş umut uğruna sayıklayıp
duruyorum
İstemez oldum ne zevk ne huzur
Taptığım zalim kadın şefkatinin
bana bahşedeceği mutluluğu
esirgedi
Yine de sadakatim sonsuz
acımın ve kırılmış umudumun
içinde sürüp gidecek.
Kalbimi çalan o kadın
belli ki aşkın
ateşini hiç bilmemiş
Ruhumu cezbeden
o zalim güzel
bana şefkatini vermezse
Bir gün bana çektirdiği
acıyla ve pişmanlıkla
sürünerek ölsün.
Henry Purcell (1659-1695)
Müzisyen bir ailede doğan Purcell’ın, Kraliyet Şapeli’nin çocuk korosunda başlayan müzik yaşamı, Blow
ve Humhrey’den aldığı org dersleriyle devam etmiştir. 20 yaşındayken Westminster Abbey orgculuğuna
atanan besteci, bu dönemde opera yazmaya başlamış ve en bilinen eserlerinden biri olan “Dido ve Aeneas”
operasını henüz 21 yaşındayken bestelemiştir. Çağdaşı olan diğer bestecilerin aksine, İngiltere’de yeni yeni
başlayan halk konserleri için besteler yapmış ve geniş kitlelere İngiliz halk müziğinden beslenen eserlerini
dinletme şansı elde etmiştir. Elliden fazla operanın yanı sıra oda müziği eserleri, fantaziler, sonatlar ve
klavsen için suitler de bestelyen Purcell, genç yaşta ölmesine rağmen ingiliz müzik okulunun kurucusu
olarak kabul edilmektedir. Başlıca eserleri, Theodosius” (1680), “King Arthur” (1691), Shakespeare’in “Bir
Yaz Gecesi Rüyası” adlı eserinden “Fairy Queen” (1692), “The Indian Queen” (1692) olarak sıralanabilir.
O LET ME WEEP
Purcell’ın Fairy Queen adlı semi-opera eseri Shakespeare’in Bir Yaz Gecesi Rüyası adlı evlilik komedisinden
uyarlananan bir librettoya sahiptir. Eser, bestecinin erken ölümünden sonra uzun bir süre gölgede kalmış
ve ancak 20.yy’ın ilk yarısında tekrar seslendirilmeye başlanmıştır.
O let me forever weep:
My eyes no more shall welcome sleep.
I’ll hide me from the sight of day,
And sigh my soul away.
He’s gone, his loss deplore,
And I shall never see him more.
Ah ağlayayım sonsuza dek
Girmesin gözlerime uyku artık
Saklayacağım gün ışığından kendimi
Ve vereceğim iç çekerek canımı
O gitti, yasa boğdu yokluğu
Ve görmem bir daha onu
ORPHEUS BRITANNICUS
Çok genç yaşta ölümünün hemen ardından çeşitli operalarından derlenen aryalar ve şarkılar, bestecinin
kraliyet müzik dünyasında bıraktığı izi şairane bir şekilde anlatan Orpheus Britannicus- Britanyalı Orfe
olarak adlandırılmıştır. Antik Yunan Mitolojisi’nde en yüce şair ve müzisyen olarak betimlenen Orfe’nin
müziğiyle taşa bile hayat ve neşe verdiği anlatılır.
Sayfa
BACHFEST
9
ANKARA
Program NotlarI
Music for a while, bestecinin Nathaniel Lee ve John Dryden’in Oedipus oyunu için bestelediği 4 bölümlü
eserin ikinci parçasıdır.
Music for a while
Shall all your cares beguile.
Wond’ring how your pains were eas’d
And disdaining to be pleas’d
Till Alecto free the dead From their eternal bands,
Till the snakes drop from her head,
And the whip from out her hands.
Biraz müzik
Cezbeder tüm dikkatinizi.
Şaşarsınız acılarınız nasıl da dinmiş
Ve mutlu oluvermişsinizdir
Alecto ölüleri ezeli zincirlerinden kurtarıncaya,
Kafasındaki yılanlarla elindeki kamçı
düşünceye dek.
Love, thou art best, iki soprano için yazılmış Kadın Virtüözler başlıklı eserin içinde yer alan bir düettir.
Love, thou art best of Human Joys,
Our chiefest Happiness below,
All other Pleasures are but Toys;
Musick, without thee, is but Noise,
And Beauty but an empty Show.
Heav’n, who knew best what
Man could move,
And raise his Thoughts above the Brute,
Said, Let him be, and let him love,
That must alone his Soul improve,
Howe’er Philosophers dispute.
Aşk, sen keyiflerin en güzelisin
Bu dünyadaki en büyük mutluluksun
Diğer bütün zevkler birer avuntu;
Sensiz müzik bile safi gürültü,
Güzellik desen boş bir temsil.
İnsanı insandan iyi bilen ve ona
Akıl fikir veren Tanrı şöyle dedi:
Bırakalım, bırakalım sevsin ki
Alimler buna karşı çıksa da
Böylece ruhu incelsin.
Johann Sebastian Bach (1685-1750)
1685’te Eisenach’da doğan besteci, küçük yaştan itibaren kuşaklar boyu müzisyen yetiştirmiş ailesinin
desteğiyle köklü bir müzik eğitimi almış ve 14 yaşından sonra müzik çalışmalarını Lüneburg Michaelis
Müzik Okulu’nda sürdürmüştür. Daha sonra Weimar, Arnstadt ve Mühlhausen’de org ve klavsen sanatçısı
olarak çalışan besteci, erken dönem yapıtlarında belirgin bir etkisi bulunan Dieterich Buxtehude ile
tanışmıştır. 1708 yılında Weimar’a geri dönen besteci altı yıl sonra saraya konzertmeister olarak atanmış
ve iyi eğitimli profesyonel müzisyenlerle çalışma fırsatı bulmuştur. Bu dönemde yazdığı eserlerinde İtalyan
esintileri gözlenmektedir. 1717 yılında Anhalt- Köthen Prensi’nin davetiyle Kapellmeister (müzik direktörü)
olarak Köthen’e gelmiş ve burada geçirdiği 4 yıl boyunca en önemli eserleri arasında yer alan Solo çello için
altı suit, solo keman için sonatlar ve partitalar, Brandenburg Konçertoları ve orkestral suitleri bestelemiştir.
1723’te Leipzig’deki Thomas Kilisesi’ne bağlı okulun kantorluğuna atanan Bach, ölümüne dek oldukça
prestijli olan bu görevi sürdürmüştür. Bu dönemde, pazar ayinlerinde söylenmek üzere kantatlar bestelemiş
ve 1729’da Leipzig şehir hayatında önemli bir yeri olan Collegium Musicum adlı müzik cemiyeti direktörlüğü
görevini üstlenmiştir. Yaşamının son yıllarında görme yetisini kaybeden besteci, kendinden sonra gelen
bütün besteciler için bir esin kaynağı olmuştur.
Sayfa
BACHFEST
10
ANKARA
Program NotlarI
TRIO SONAT NO:6 BWV 530 G- MAJÖR
1727-1730 tarihleri arasında org için altı trio sonatı bestelemiş olan bestecinin bu eserleri büyük oğlu
Wilhelm Friedemann Bach’ın eğitimi için yazdığı bilinmektedir. Bu sonatlar birbirinden bağımsız üç
müziksel dizi içerdiğinden dönemin üç farklı enstrumanlı eserlerine benzemekte ve bu nedenle de trio
sonatları olarak anılmaktadır.
Bach, bu altı sonatı şekillendirirken özellikle Vivaldi’nin İtalyan concerto formunu yakalama eğiliminde
olduğundan, eserin dokusu flüt, keman ve sürekli bas etkisi yaratmaktadır. Eser, günümüzde, sözü edilen
bu üçlü için de düzenlenmekte ve icra edilmektedir.
İlk bölüm Vivace, Vivaldi’yi anımsatan hızlı unison bir tema ile başlar. Lento bölümünde Bach italyan model
yerine Alman ikili formu kullanır. Final bölümü, barok dönemin konturpuanca zengin stilinden çok daha az
süslemeli ve melodiyi ön plana çıkaran yeni galant stilinde yazılmıştır.
BWV 208- ARYA- SCHAFE KÖNNEN SICHER WEIDEN
Schafe können sicher weiden başlıklı arya, Bach’ın BWV208 eser sayılı Av Kantatı’nın en bilinen aryalarından
biridir. Eser 1713 yılında Bach’ın Weimar döneminde bestelenmiştir. Kantata konu olan av, hem mitolojik
bir olayı hem de dönemin Weimar prensinin av aktivitelerini tasvir etmektedir.
Schafe können sicher weiden,
Wo ein guter Hirte wacht.
Wo Regenten wohl regieren,
Kann man Ruh und Friede spüren
Und was Länder glücklich macht.
Sürü güvenle yayılsın
İyi bir çoban onlara bakıyor yukarıda.
Hükümdarlar iyi hükmederse,
Hissederiz huzuru ve sükunu
Ki budur mutlu kılan ülkeleri
Maurice Greene (1696-1755)
Aziz Paul Katedrali’nde korist olarak şarkı söylemeye başlayan Greene, katedralin orgcusu Richard
Brind’den org dersleri almış ve Brind’in ölümüyle birlikte katedralin orgcusu olmuştur. 1727 yılında
Kraliyet Şapeli orgculuğuna atanan besteci, birkaç sene sonra Cambridge Üniversitesi’nde müzik dersleri
vermeye başlamıştır. Tallis, Palestrina, Byrd, Morley gibi pek çok bestecinin eserlerinin de seslendirildiği
Antik Müzik Akademisi’nin kurulmasına öncülük etmiştir. 1735 yılında “Kral’ın Müzik Üstadı” görevine
gelmiştir. Ölümünden bir süre önce “Katedral Müzikleri” adında bir arşiv çalışmasına başlayan bestecinin
bu derlemesi günümüzde de Anglikan ayinlerinde kullanılmakta ve “40 Anthem” adıyla derlediği eserleri en
bilinen eserleri arasında yer almaktadır.
Hazırlayanlar : Bilge Küçükdoğan, Sami Yenice, Hasan Keleşoğlu
Sıradaki Konser
7 Şubat 2014
Concerto Melante
Berlin Filarmoni’nin dönem enstrumanlı
sanatçıları, Bach’ın Müzikal Sunu
(Musicalisches Opfer) adlı eserini Ankara
dinleyicisi ile buluşturuyor.
www.bachfestankara.org