FUKUOKA TARIM SİSTEMİ FELSEFESİNİN ORGANİK TARIMA UYARLANABİLİRLİĞİ Mustafa DEMİR1 Müslüm COŞKUN2 1: Tokat Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü [email protected] 2: GAP Toprak ve Su Kaynakları Tarımsal Araştırma Enstitüsü muslumcoskunotmail.com ÖZET Bu tarım sistemi Japon çiftçi Masanabu ( Masanobumu ? ) Fukuoka’nın felsefe ve deneyimlerine dayanır. Fukuoka 30 yıl süresince doğal sistemleri gözlemlemiş ve doğayla uyumunun uygulamalı sanatını yakalamıştır. Bu sistemle iyi bir zamanlama ve polikültür tarımla verimlilik yakalanır. Sistemin esası, toprak sürülmeden, yabancı otlar yok edilmeden, budama yapılmaksızın, kompost, gübre ve kimyasallar kullanmaksızın tarım yapılmasıdır. Fukuoka materyal olarak doğal yollardan elde edilmiş tohumlar ve yetiştiricilikte elde ettiği buğday, çeltik gibi bitkilerin saplarını kullanmaktadır. Tohumlar genelde elle gelişi güzel toprak yüzeyine dağıtılır. Üzerlerine bir önceki hasattan elde ettiği ürün sapları rastgele dağıtılır. Saplar tohumları kuş ve fare zararına karşı korurken organik madde olarak toprağı zenginleştirir. Aynı zamanda toprağın su tutma kapasitesini artırır. Meyve ağaçları için budamaya gerek yoktur. Meyve ağaçları aralarına yonca ve üçgül karışımı ekilir. dekara dikilen 6-10 adet mimoza ağaçları tomurcukları ve zararlıları kendisine çeker, zararlıların doğal düşmanlarının gelişimini sağlar. Bu bitkinin rüzgar kesici özelliğe sahip olup yaprakları hayvan yemi olarak değerlendirilirken köklerinde ise bulunan rhizobium bakterileri toprağa azot sağlar. Fukuoka, Doğal olarak büyüyen meyve ve sebzenin geliştirilemeyeceğini öne sürer. Bu çalışmayla; organik tarım ile Fukuoka felsefesinin birbirlerinden farklılıkları, benzerlikleri ve tamamlayıcılıkları göz önüne alınarak, Fukuoka’nın, organik tarıma katkı sağlayıcı uyarlamalara dikkat çekilmeye çalışılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Doğal Tarım, Toprak İşlemesiz Tarım ABSTRACT 1 www.muslumcoskun.com www.muslumcoskun.com 1.GİRİŞ Doğal tarım sisteminin ardında yatan düşünce sistemine göre; insanoğlunun yaşamındaki düzensizlikler, karmaşa, sefalet ve olaylara bütünsel bakış açısıyla bakılamadığından kaynaklanmaktadır. İnsan gerçek doğasını ararken sağlığını göz önüne almak zorundadır. Doğru farkındalığa uzanan yol, her günü dolu dolu yaşamayı, özlü ve doğal yiyecekler yetiştirmeyi ve bunlarla beslenmeyi gerektirir. Japonya’nın güneyinde küçük bir adada çiftçilik yapan bir ailenin üyesi olan ? Masanobu Fukuoka, Mikrobiyoloji alanında öğrenimini tamamladıktan sonra uzun yıllar bitki hastalıkları üzerine çalışmalarda bulundu. Çalışmaları sonucu literatürlere giren yeni bitki hastalık türlerini tespit etti. Gümrük bürosu bitki denetleme şefliğini de yapan Fukuoka çok çalışmadan dolayı hastalandı. İnsanın doğayı kontrol etme hatta anlama çabalarının boşuna olduğunu ve özünde yıkıcı olduğunu fark ederek işinden ayrıldı. Köyüne gelerek doğal tarım üzerine deneysel çalışmalar başladı. İlk denemeleri başarısızlıklarla sonuçlanmasına karşın çalışmalarına devam etti. Yıllarca süren denemeler ve birçok başarısızlığın ardından “Hiçbirşey Yapma( YAPMAMA mı ? ) Tarımı” adını verdiği bu sistemde geleneksel tarımdan elde edilen ürünlerle boy ölçüşebilecek ürünler elde etti. Doğal tarım sisteminin bireyin ruh sağlığından doğduğu söyleyen Fukuoka toprağın iyileştirilmesiyle birlikte insan ruhunun da arındırılması gerektiğine inanır. Doğal tarım yöntemini bir yaşam felsefesi olarak uygulayan Fukuoka yazdığı kitap ve makalelerin yanı sıra uluslar arası toplantı ve konferanslara katılarak kendi geliştirdiği bu tarım sisteminin önemli sözcülerinden biri olmuştur. Fukuoka 30 yıldır doğal sistemleri gözlemlemiş, doğayla uyumun uygulamalı sanatını yakalamıştır. Sistemin özellikleri toprak sürülmeden (küçük, hayvan, böcek, solucan ve bitki kökleri toprağı sürer), yabancı otlar yokedilmeden (beyaz yonca, saplar ve göllendirme ile yararsız otlar denetim altına alınabilir), budama yapılmaksızın, kompost, gübre ve kimyasallar kullanmaksızın tarım yapılmasıdır. Yaşamın bir şarkı ve şiir olduğuna inanan Fukuoka, tarımın son amacının; ürün yetiştirmekten çok insan olması ? gerektiğine inanarak tarım hakkında bu konudaki uzman kişilerle birlikte sanatçı, filozof, yazar, şair ve toplumun her kesiminden kişilerin de konuşması gerektiğine inanır. Tarım sistemlerinin, günümüz sorunlarına göre çeşitlilikleri ve nitelikleri değişirken, bu değişimin ardında yatan düşünce sistemleri de sürece bağlı olarak MEVCUT sistemleri etkilemektedir. Hava, su, yiyecek gibi temel gereksinimlerimizin kalitelerinin bozulmasının, insan sağlığı ve ilişkilerini etkilediğini görenler, organik tarım gibi yeni sistemleri gündeme getirmişlerdir. Organik tarımın konusu sadece çevre korunumu ile sınırlı kalmaz. İnsan ilişkilerinin düzenlenmesi, ekonomik ve sosyal gelişimde organik tarım için önemli konulardır. ORGANİK VE FUKUOKA TARIM SİSTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRLMASI -Dünya’da sözleşmeli tarım olarak da bilinen organik tarım sistemin ilkelerine uyan her türlü tarım sistemleri ve araştırmaları bu sistem tarafından kabul görür. Bu anlamda Fukuoka tarafından 2 www.muslumcoskun.com www.muslumcoskun.com geliştirilen doğal tarım sistemi, felsefesi ve uygulamaları bakımından organik tarım sisteminden farklılıklar gösterse de bu sistem tarafından kabul görmektedir. Ancak organik tarım sistemi doğal tarım sistemi içine girmez. -İki sistem arasında farklı uygulamalar vardır. Doğal tarım sisteminde toprak işlemesi yapılmazKEN ORGANİK TARIM SİSTEMİNDE TOPRAK İŞLEMESİ YAPILIR, -( Organik tarım sisteminde yönetmeliklerle izin verilen ölçülerde kimyasallar kullanılırken, Doğal tarım sisteminde KESİNLİKLE KULLANIM SÖZKONUSU DEĞİLDİR.) ORGANİK TARIM SİSTEMİNDE YÖNETMELİKLERLE İZİN VERİLDİĞİ ÖLÇÜLERDE KİMYASAL OLMAYAN İLAÇLAR KULLANILIRKEN Doğal tarım sisteminde BİTKİ KORUMA AMAÇLI FİZİKSEL, KİMYASAL VE KÜLTÜREL HİÇ BİR ÇALIŞMA YAPILMAZ ( meyve ağaçları budanmaz, mekanik yollarla da olsa yabancı otlar yok edilmez). Buna karşılık Fukuoka sisteminde alınan ürün geleneksel tarımdan elde edilen ürünlere yakın düzeydedir. MATERYAL VE METOT Fukuoka kendi geliştirdiği sistemde materyallerini kendi doğal yöntemlerinden elde etmektedir. Doğal yollardan elde ettiği tohumları fare, köstebek, kuş zararından korumak amacıyla kilden yapılmış 1-2cm çapında topaklar ??? içine alır. Malç olarak ekin saplarıNI kullanır. Ekin sapları tohumları korur, toprağı zenginleştirirken, yabancı ot kontrolünü sağlar. İlkeleri 1-Toprağın işlenmemesi: Toprak işleme yolu ile organik madde miktarı ve mikroorganizmalar azalmakta sonuçta toprağın verim gücü düşmektedir. Ayrıca yabani otların dengesi bozulmaktadır. Toprağın sürülmemesi doğal tarım için esastır. Toprak; bitki köklerinin yayılması, mikroorganizma, küçük hayvanlar ve yer solucanların işlevleri dolayısıyla doğal yollardan kendi kendine sürülmektedir. Erozyon nedeni ile toprağın kendisi sürülmeyi istememektedir. Her sürme işlemi sonucu topraktan en güçlü otlar çıkmakta, güçlülerle mücadele zorlaşmaktadır. Bu konuda yapılan kaynak araştırmalarına göre saban kullanan toplulukların toprakları kullanmayanlara göre daha fakir bulunmuştur 2- Kimyasal Gübre Yada Hazırlanmış Kompost Kullanmamak : Girdi olarak bir önceki hasattan elde ettiği ekin sapları kullanılır. Ekin sapı bir çok işleve sahiptir. Bunlardan biriside toprak organik maddesini artırarak toprağın verimlilik gücünün yükseltilmesidir. İnsanlar doğanın işine karışırlarsa; açılan yarayı kapatamazlar. Toprak kendi haline bırakılırsa, düzenli bitki ve hayvan yaşam döngüsüne bağlı olarak doğal yoldan verimlilik korunur. 3- Yabani Ot Mücadelesi Yapılmaması: Yabani otlar toprağın verimliliğini artırmakta, canlı topluluğun dengesini sağlamaktadır. Yabani otlar yok edilmemeli, denetim altına alınmalıdır. Yabani otları denetim altına almada, ekin saplarını malç olarak kullanmak, ekim nöbeti uygulamamak, ekim işlemini doğru zamanda yapmak, uygun zamanda tarlayı su içinde bırakmak yöntemlerden bazılarıdır. 4- Zararlı Ve Hastalıklara Karşı Kimyasallar Kullanılmaması: Toprağın sürülmesi ve gübre uygulanması gibi doğal olmayan uygulamalara bağlı zayıf bitkiler ortaya çıkmış buna bağlı olarak hastalık ve zararlı dengesizliği oluşmuştur. Doğa kendi haline bırakılırsa kusursuz bir dengededir. Zararlı böcek ve hastalıklar her zaman vardır ama kimyasalları kullanmayı gerektirecek ölçüde değildir. Hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı çeşitler yetiştirmek çevreye karşı duyarlı bir yaklaşımdır. 3 www.muslumcoskun.com www.muslumcoskun.com Tarım için geliştirdiği yöntemler Fukuoka uzun yıllar doğal tarım üzerine denemeler yapmış ve kendine özgü yöntemler geliştirmiştir. Önemli bir gözlemi tarla kenarında bulunan yabani yoncalar arasında çeltik bitkilerinin sağlıklı olarak çıkışı olmuştur. Sürüm ve ekim işlemi yapılmadan tesadüf üzerine tarla kenarına düşen çeltik tanelerinin çimlenerek sağlıklı biçimde yonca bitkileri ile birlikte gelişmişleri kendisi için dönüm noktası sayılabilecek gözlemlerinden birisidir. Buradan hareketle Fukuoka çeşitli sistemler geliştirmiştir. - Tahıl tarım yöntemi; Ekim ayı başında buğday ve beyaz yonca tohumları olgunlaşmakta olan çeltik tarlasına serpilir. İki hafta sonra çeltik hasat edilir, saplar malç olarak tarlaya bırakılır. Buğday mayıs ayı ortalarında hasat edilir. Hasattan 15-20 gün önce çeltik tohumları serpilir. Buğday hasadından arta kalan saplar malç olarak tarlaya bırakılır. Ağustos ayında yaklaşık olarak 10 gün su tutulur. Otlar ve beyaz yonca zayıflar. Ekim ayı sonu çeltik hasat edilir. -Tahıl tarımı için geliştirdiği diğer bir sistem ise şu şekildedir. Sonbahar mevsiminde çeltik, beyaz yonca ve kışlık buğday tohumları birlikte tarlaya serpilir. Üzerine çeltik sapları malç olarak serilir. Buğday ve yonca hemen çimlenir. Mayıs ayı ortalarında buğday hasat edilir. Ağustos ayında tarlaya su bırakılır. Yabani otlar ve yonca zayıflar. Yonca diğer otları denetimi altına alır. Ekim ayı sonu çeltik hasadı gerçekleşir. - Meyve ağaçları için geliştirdiği sistem ise şu şekildedir. Meyve ağaçlarının gelişmesi doğal haline bırakılır. Bu nedenle budamaya gerek yoktur. Aralara yonca ve üçgül karışımı ekilir. Dönüme 6-10 adet Mimoza ağacı dikilir. Mimoza ağacı; tomurcukları zararlıları kendine çeker, ortamda doğal avcılar gelişir, mimozanın yaprakları hayvan yemi olarak kullanılır. Köklerinde rhizobium bakterisi olan Mimoza rüzgar kesici özelliğine sahip olup çiçekleri arılar için çekicidir. -Sebze tarımı için geliştirdiği sistem, sebzelerin yabani bitkiler gibi yetiştirilmesidir. Sebzeler tepelik alanlarda yetiştirilebileceği gibi meyve ağaçları altında da yetiştirilebilir. Önemli olan doğru ekim veya dikim zamanını bilmektir. İlkbahar sebzeleri için doğru zaman kış yabani otlarının ölmeye başladığı yaz yabani otlarının filizlenmeden hemen önceki dönem, sonbahar dönemi için doğru zaman yaz yabani otlar solarken, kış yabani otların filizlenmeden hemen önceki dönemdir. Sebze tarımı içilen ayrılan yerdeki yabani otlar biçilir, tohumlar gelişigüzel dağıtılır, biçilen otlar malç olarak tohumların üzerlerine gelecek şekilde serilir. Genellikle sebzeler yerden yükselene kadar yabani otlar 1 veya 2 kez biçilir. Bu yolla yetiştirilen sebzeler insanın düşündüğünden de güçlü olurlar. Eğer yabani otlardan önce sürgün verirlerse onlardan geri kalmazlar. Ispanak ve havuç gibi bazı sebze türleri kolay çimlenmez. Onları 1-2 gün suda tuttuktan sonra kil bilyeleri içine almak sorunu çözer. Sarımsak, Japon arpacık soğanı, Çin pırasası bir kez dikildi mi bir daha dikmeye gerek kalmaz, her yıl kendini yeniler. Domates ve patlıcan, ilk dönemlerde yabani otlarla başa çıkacak kadar güçlü değildirler, bu nedenle başlangıç yastığında büyütülüp daha sonra dikilmelidir. Patates güçlü bir bitkidir. Bir kez dikildi mi her yıl aynı yerden çıkarlar. Hasat zamanı patateslerin bir kaçı bırakılır. 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Bay Fukuoka Japonya’da yerel koşullar doğrultusunda sebze, tahıl ve meyve ağaçlarının doğal yetiştirilmesi konusunda bir sistem oluşturmuştur. Deneyler yapma ve doğal sistemlerin işleyişini gözlemleyerek oluşturduğu bu sistem kendi yerel koşulları içinde geçerlidir. Bay Fukuoka’nın yaşadığı yerde istikrarlı ilkbahar yağmurları ve her mevsimde sebze yetiştirmeye uygun bir iklim hakimdir. Fukuoka yıllar içinde hangi sebzelerin hangi yabani otlar arasında yetiştirileceğini her birinin ne türden isteklerde bulunabileceğini gözlem ve deneyimleri ile öğrenmiştir. İlk uygulamalarda bulunurken bir dizi başarısızlıkla karşılaşmıştır. Çeltik yetiştirme tekniğini doğayı gözlemleyerek öğrenmiştir. Bir gezinti sırasında tarla kenarında tesadüf sonucu tohumları düşen çeltik ve beyaz yoncanın birlikte sağlıklı olarak geliştiklerini gözlemlemiştir.Bu gözlemden öğrendiklerini deneyler yaparak uygulamaya geçirmiş, çeltik ve beyaz yonca tohumlarını birlikte ekmiş, belli bir dönemde ekili alanı su altında bırakarak diğer otların gelişimini engellemiştir. Öğretileri başkaları tarafından bazen yanlış da anlaşılmıştır. Örneğin, malç olarak ekin sapı uygulamalarına yönelik önerileri, Japon araştırıcılarınca ilk uygulamalarında başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Araştırıcıların malç uygulamaları düzenli ve belli sıralara yığın yapma şeklinde olunca tohumlar çıkış yapmada sorun yaşamışlardır. Fukuoka’nın önerisi sapların gelişigüzel dağıtılmasıdır. Aslında tohum dağıtımı için de aynı yolu önermektedir. Belli sıralar veya bir iz 4 www.muslumcoskun.com www.muslumcoskun.com dahilinde tohumlar bırakıldığı zaman özellikle kırkkanatlı böcekler tarafından tohumların çok kolay toplanacağıdır. Fukuoka hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı olması bakımından yerel ve doğal olarak elde edilmiş tohumlar ve çeşitleri kullanır. Elde ettiği verimler geleneksel tarımdan elde edilen ürünlerle yarışabilir. Ülkemizin büyük bir kısmı toprak ve iklim koşulları farklılığı nedeniyle Bay Fukuoka’nın geliştirdiği sistemler için uygun değildir. Bununla birlikte doğal tarım düşüncesinin kendisi, gerçek anlamı ile doğanın çok az insan desteğiyle veya hiç insan desteği olmadan tarım yapılmasına izin verilmesi şeklinde anlaşıldığı takdirde evrensel bir geçerliliğe sahip olacaktır. Bitkilerin doğa ana tarafından büyütülüp, insanlar eliyle olmadığının farkına varan araştırıcılar kendi yöreleri için yeni sistemler oluşturacaklardır. Doğa ana bitkilerin nasıl yetiştirileceğinin gizli bilgisine sahiptir. İnsanlar bunu izlemeli yapmaları gereken çok az şeyleri de dikkatle yapmalıdır. Bir diğer tartışma konusu da yabancı otlarla ilgilidir. Tüm dünyanın uzman kişilerine göre yabancı otlara neredeyse düşman gibidir. Yabani otların yok edilmesi usandırıcı ama aynı zamanda yararlı bir uygulama olarak görülür. Üreticiler ürünlerinin altında çıplak ve temiz toprağı görmek isterler. Eğer toprak çıplak olursa, ürünlerin yabani otlarla yarışmadan topraktaki bütün bitki besin maddelerini alabileceğini sanırlar. Doğal tarımda yabani otlar düşman değil dost olarak görülür. Doğanın erozyonu durdurmak için kullandığı en etkili yol canlı bitkilerin çıplak toprağı kapatmasıdır. Yabani otların inatla ekili tarlalara gelmesinin nedeni bu toprakların işlenmiş olmasıdır. Yabani otlarla mücadelede her zaman en güçlü otlar ayakta kalmaya çalıştığından güçlülerle mücadelede zorlaşır. Toprak işleme bırakıldığında yabani otlar bollaşır ve güçlerini yitirir. Bazı yabancı otlarda toprağa azot kazandırarak bulunduğu ortamı beslerler. Toprağı yumuşatır, havalandırır, bazıları zararlıları uzaklaştırırken bazıları da zararlıları kendine çekerek diğer bitkilerinin korumalığını yaparlar. Doğal tarımda yabani otlar yok edilmeden, biçmek, su altında bırakmak, ekim nöbeti uygulamak, tohumları doğru zamanda ekmek, yonca ekmek veya bitki artıkları ile malç uygulanmak şekliyle denetim altına alınır. Bay Fukuoka’nın uygulamalarında ekin sapını malç olarak kullanmak önemlidir. Ekin sapı yabancı otları denetlemede kolaylık sağladığı gibi toprağa organik madde kazandırarak toprak verimliliğini sağlar, bitki köklerini soğuk ve sıcağa karşı korur, toprağın su tutma kapasitesini artırır. Ayrıca yere dağıtılan tohumları kuş veya diğer hayvanların zara vermesini önler. Kültür bitkileri, hastalık ve zararlılara karşı ilaçlamaya alıştırıldıklarından hastalık ve zararlı kontrolü sorun olarak gözükür. Oysa hastalık ve zararlılar hep vardır. Yalnızca en zayıf bitkiler hastalanır. En iyi hastalık ve zararlı kontrolü ürünleri sağlıklı bir çevrede yetiştirmek ve doğal yollardan elde edilmiş yerel çeşitler kullanmaktır. Doğal tarım uygulamalarında teknolojik araçların kullanılmaması sistemin bir çıkmazı olarak görülebilir. Dünyadaki İnsan sayısının kalabalık olması, aç olan insanların doyurulması gerekliliği gibi nedenlerle teknolojik araç ve aletlerin kullanılması zorunluluk şeklinde görülebilir. Bir başka boyuttan bakıldığında da dünyada her zaman aç kalmakta olan insanlar bulunmuştur. Teknolojik devrim ve bilimdeki gelişmeler açlıktan ölümleri ne yazık ki engelleyememiştir. Bay Fukuoka doğal tarımın yaygınlaşmama nedenlerini; olaylara bütünsel bakış açısı olmadığından, dev makine ve kimya şirketlerinin pazar paylarının düşeceği endişesiyle istemeyişinden kaynaklandığını belirtir. Doğal tarım konusunda ülkemiz için araştırma yapmak isteyenler toprağa, doğal bitki örtüsü ve iklime bağlı yeni teknikler geliştirmek zorundadır. Bunun içinnde doğayı yakından izleyerek, dinleyerek araştırmalarını yürütmeleri gerekir. Aslında ülkemiz doğal tarım için Japonya’dan daha uygundur. Ülkemiz zengin bitki örtüsü ve hayvan çeşitliliğine sahiptir. 5.SONUÇ : BU KISMADA İÇİNDEN GEÇEN ŞEYLERDEN TÜRKİYEDEN YAPILMASINI ÖNERECEĞİN YADA ORGANİK TARIMLA İLGİLİ ŞEYLERE YAZMALISIN 6.LİTERATÜR LİSTESİ Fukuoka,M, Ekin Sapı Devrimi Doğal Tarım ve Doğal Hayata Giriş (The One-Straw Revolotion- An Intoduction Natural Farming), Kaos yayınları 2006 The Fundamental Reality that Underlies Fukuoka's Principles By Emilia Hazelip ( YIL YOK ) 5 www.muslumcoskun.com www.muslumcoskun.com http://fukuokafarmingol.info/foverfound.html ( YIL YOK ) Masanobu Fukuoka’nın Doğal Çiftçiliği ve Permakültür Larry Korn http://yabanil.net/?tag=masanobu-fukuoka ( YIL YOK ) Nature Knows Best By Suma Varughese ( YIL YOK ) http://www.lifepositive.com/body/nature/fukuoka-organicfarming.asp ( YIL YOK ) - YAZININ TAMAMINA İNTERNET WEB SİTEMİZDEKİ YAZIM KURALLARINI UYGULARMISIN 6 www.muslumcoskun.com www.muslumcoskun.com
© Copyright 2024 Paperzz