ORSAM BÖLGESEL ORSAMGELİŞMELER BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ No.16, KASIM 2014 DEĞERLENDİRMESİ No.16, KASIM 2014 TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ Nebahat TANRIVERDİ YAŞAR Nebahat Tanrıverdi Yaşar, 2010 yılından bu yana ORSAM’da araştırma asistanı olarak görevine devam etmektedir. Temel olarak Tunus, Libya ve Mısır üzerine çalışan Tanrıverdi’nin özellikle Arap Baharı ve dönüşüm süreçlerine ilişkin çalışmaları bulunmaktadır. Lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamlayan Tanrıverdi, yüksek lisans eğitimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları bölümünde “Reconsidering Durability of Authoritarian Regime and Possibilities of Democratization in Tunisia” başlıklı tezi vererek tamamlamıştır. Tanrıverdi Orta Doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde doktora eğitimine devam etmektedir. Arap Baharının başarılı örneği olan Tunus’ta, Ekim ayında gerçekleştirilen parlamento seçimlerinin ardından Tunuslular bu kez cumhurbaşkanlığı seçimleri için sandığa gidecekler. Parlamento seçimlerinde seküler milliyetçi parti Nida Tunus ile Nahda Partisi arasındaki rekabet, siyasal İslam-sekülerlik tartışmasını alevlendirmiş ve Nida Tunus seçimlerden birinci parti olarak çıkmıştı. Ancak Nahda Partisi’nin uzlaşmacı söyleminin bir uzamı olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday göstermeme kararı, Yasemin Devrimi ile dönüşüm sürecine giren ülkedeki siyasal tartışmayı asıl ekseni olan otoriterlik-demokratikleşme eksenine yeniden kaydırmıştır. Nahda’nın seçim sonrası benimsediği yaklaşım ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iki önemli siyasi lider olan Sebsi ile Marzuki’nin şahsında vücut bulan siyasi çekişmenin seyri, gelişmeleri siyasal İslam-sekülerlik gerilimi üzerinden okumanın ülkedeki derin dönüşüm sürecinin karmaşık yapısını ve bileşenleri anlamayı zorlaştırdığını göstermiştir. Her ne kadar siyasal İslam ve sekülerlik ile Nahda Partisi’nin seçim yenilgisi üzerinden çeşitli öngörüler ve çıkarımlar popülerliğini korumaya devam etse de Tunuslular cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yoğun bir şekilde Nida Tunus’un tek parti rejimini yeniden tesis edip edemeyeceğini tartışmaktalar. TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ T unus’ta Ekim 2014 Parlamento seçimlerine dair tartışmalar hız kesmeden devam ederken ülke siyasi tarihi açısından önem taşıyan bir diğer seçim bu Pazar günü gerçekleştirecek. 23 Kasım 2014 tarihinde gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimi, 2011 sonrası geçiş dönemi için önemli bir dönüm noktasını temsil etmektedir. Seçimde balotaj sistemi uygulanacağından adayların cumhurbaşkanı seçilmesi için oyların %50’sinden fazlasını alması gerekmektedir. Pazar günkü seçimlerde bu gerçekleşmez ise en yüksek oyu alan iki aday ikinci turda yeniden yarışacaktır. Cumhurbaşkanının halk tarafından ilk defa seçileceği bu seçim, parlamento seçimleri sonucu oluşan yeni siyasi dengenin geleceğini de belirleyecektir. Parlemento seçimlerinin galibi 2 Nida Tunus’un adayı Said Cebsi’nin cumhurbaşkanı olma ihtimali, başbakan, meclis sözcülüğü ve cumhurbaşkanlığı gibi üç önemli koltuğun tek parti tarafından domine edilme olasılığını ortaya çıkarmaktadır. Bu ihtimal ise Tunus’ta özellikle 2013’ten beri Nahda Partisi üzerinde yoğunlaşan siyasi kutuplaşmanın ve tartışmanın eksenini büyük ölçüde kaydırmıştır. Seküler milliyetçi par- ti Nida Tunus’un parlamento seçimlerinde büyük bir başarı elde ederek Nahda Partisi’ni ikinci sıraya itmesi siyasal İslam-sekülerlik tartışmasını alevlendirmiştir. Ancak Nahda Partisi’nin uzlaşmacı söyleminin bir uzamı olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday göstermeme kararı, Yasemin Devrimi ile dönüşüm sürecine ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ No.16, KASIM 2014 giren ülkedeki siyasal tartışmayı asıl ekseni olan otoriterlik-demokratikleşme eksenine yeniden kaydırmıştır. Nahda’nın seçim sonrası benimsediği yaklaşım ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iki önemli siyasi lider olan Sebsi ile Marzuki’nin şahsında vücut bulan siyasi çekişmenin seyri, gelişmeleri siyasal İslam-sekülerlik gerilimi üzerinden okumanın ülkedeki derin dönüşüm sürecinin karmaşık yapısını ve bileşenleri anlamayı zorlaştırdığını göstermiştir. Her ne kadar siyasal İslam ve sekülerlik ile Nahda Partisi’nin seçim yenilgisi üzerinden çeşitli öngörüler ve çıkarımlar popülerliğini korumaya devam etse de Tunuslular cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yoğun bir şekilde Nida Tunus’un tek parti rejimini yeniden tesis edip edemeyeceğini tartışmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Neden Önemli? Tunus siyasi tarihinde Habib Burgiba ve Zeynelabidin Bin Ali’nin şahısları ile bütünleşen cumhurbaşkanlığı makamı otoriter rejimin en önemli güç merkezi olmuştur. Bağımsızlığından 2011 yılında Bin Ali’nin devrilmesine kadar geçen süre içinde ülke tek partinin domine ettiği güçlü bir başkanlık sistemiyle yönetilmiştir. Bu nedenle de 2011 sonrası yapılan reformların ve 2014 Ocak ayında kabul edilen yeni anayasanın en öncelikli amacı bu güçlü başkanlık sistemini dengeleyecek bazı önlemler almak olmuştur. Devlet başkanının sahip olduğu olağanüstü gücün dengelenmesi için de karma bir sistem kabul edilmiş ve Bin Ali döneminde cumhurbaşkanının sahip olduğu yetki ve sorumluluklar başbakan ve cumhurbaşkanı arasında dağıtılmıştır. Böylece iki makam arasında denetim ve denge tesis edilmeye çalışılmıştır. Her ne kadar ekonomi ve güvenlik gibi önemli konulardaki yetkiler başbakan ve cumhurbaşkanı arasında paylaştırılmışsa da cumhurbaşkanının yetki ve sorumluluğunun yeniden tanımlandığı bu yeni sistemde cumhurbaşkanı önemli yetkileri elinde tutmaya devam etmektedir. Dış politika, savunma ve ulusal güvenlik Nahda’nın seçim sonrası benimsediği yaklaşım ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iki önemli siyasi lider olan Sebsi ile Marzuki’nin şahsında vücut bulan siyasi çekişmenin seyri, gelişmeleri siyasal İslamsekülerlik gerilimi üzerinden okumanın ülkedeki derin dönüşüm sürecinin karmaşık yapısını ve bileşenleri anlamayı zorlaştırdığını göstermiştir. 3 TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ 4 konuları cumhurbaşkanlığının sorumluluk ve yetki alanına bırakılırken kamu idaresi, bakanlıkların görev alanları ile ülke yönetimi başbakanın yetki alanı içinde bırakılmıştır. Cumhurbaşkanı hala mecliste kabul edilen yasaların onaylanmasından sorumludur. Cumhurbaşkanı ayrıca Tunus Silahlı Kuvvetlerinin başkumandanıdır ve üst düzey askeri, idari ve diplomatik görevlileri kapsayan ülkedeki önemli atamalar onun yetki alanındadır. etmektedir. 23 Kasım tarihinde seçilecek cumhurbaşkanının yeni başbakan ve kabinesi ile illişkisi yapılan güç dağılımının nasıl yorumlanacağı ve uygulanacağını büyük oranda belirleyecek, önemli teamüllerin oluşturulmasını sağlayacaktır. Bu nedenle cumhurbaşkanı ve başbakan arasındaki güç dengesinin pratik sonuçlarını seçim sonrası süreçte görmek mümkün olacaktır. Yeni anayasanın kurduğu bu yeni güç dağılımının sonuçları yeni cumhurbaşkanı ve hükümet ile test edilecektir. Bu bakımdan parlamento seçimleri kadar cumhurbaşkanlığı seçimleri de ülkede önemli bir dönem noktasını temsil Nahda Partisi parlamento seçimlerinin öncesinde cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday göstermeme kararı almış ve resmi olarak da bu süreçte hiçbir adayı desteklemeyeceklerini ilan etmiştir. Nahda Partisi’nin lideri Raşid Gannuşi, Nahda’sız Bir Seçim ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ No.16, KASIM 2014 19 Kasım’da The New York Times’a yazdığı “How Tunisia Will Succeed” başlıklı yazısında bu kararlarını demokratik gelişme için gerekli olan dengenin kurulmasına yardım etmek için aldıklarını belirtmiştir. Bu karar kuşkusuz bir şekilde cumhurbaşkanlığı seçimlerine ve koalisyon çalışmalarına önemli etkiler yapacaktır. Öncelikle Nahda Partisi’nin aday göstermeme kararı parlamento seçimlerinde Nida Tunus ve bazı seküler-sol çizgideki partilerin kullandığı siyasal İslam-sekülerlik ayrışması üzerine kurulu retoriğin bu seçimlerde de kullanılmasını engellemiştir. 2013 yılında iki önemli siyasal muhalif liderin öldürülmesi ve 37 askerin sınır çatışmalarında hayatını kaybetmesi üzerine iyice tırmanan siyasal kutuplaşma üzerine kurulu bu söylem istikrar vaadiyle bir araya gelerek Nida Tunus’un parlamento seçimlerinde önemli bir başarı elde etmesini sağlamıştır. Parlamento seçimleri öncesinde uzlaşmacı yaklaşımını sürdüren Nahda Partisi, seçimlerin ardından Raşid Gannuşi’nin Nida Tunus’un lideri Said Sebsi’yi arayarak şahsen tebrik etmesi, seçim sonuçlarını demokratik zafer olarak ilan etmesi ve ulusal birliğe yaptığı atıflar seçim öncesinde gözlenen siyasal kutuplaşmanın yumuşamasına yardım etmiştir. Böylece siyasal İslam üzerinden devşirilen kamplaşma, seçim kampanyasında seçmen desteği almak için kullanılabilecek bir argüman olmaktan çıkmış ve yerini 2011’deki temel fay hattına bırakmıştır. Eski rejim partisi, sol ve liberal siyasi figür ve hareketlere kadar geniş bir siyasi yelpazeyi çatısı altında toplayan Nida Tunus, parti bütünlüğünü parlamento seçimlerinde oluşan bu siyasi kutuplaşmaya borçludur. Nida Tunus partisini bir arada tutan temel dinamiğin ortak siyasal amaçlar ve ilkeler olmaması, aksine Nahda karşıtlığı üzerine inşa edilmesi parti içi istikrar ve uyum sorununu da tartışmaya açmıştır. Tunus kamuoyunda karşılık bulan bu tartışma Nida Tunus’a yönelik beklentilerin de sorgulanmasını beraberinde getirmiştir. Parlamento seçimleri öncesinde eski Nahda Partisi’nin aday göstermeme kararı parlamento seçimlerinde Nida Tunus ve bazı sekülersol çizgideki partilerin kullandığı siyasal İslam-sekülerlik ayrışması üzerine kurulu retoriğin bu seçimlerde de kullanılmasını engellemiştir. 5 TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ rejim partisinden gelen isimlerin, partinin kurumsal yapısını ve seçim listelerini domine etmesi parti içi ittifakın paydaşları olan sol ve liberal isimler arasında hoşnutsuzluk yaratmıştır. Bu hoşnutsuzluk 87 yaşındaki Said Sebsi’nin oğlu Hafız’ı partide halefi olacak şekilde konumlandırması ile daha da artmıştır. Ancak daha önce de belirtildiği üzere bu hoşnutsuzluk ve eleştiriler Nahda karşıtlığının gölgesinde kalmış ve ötelenmiştir. Nahda’sız bir cumhurbaşkanlığı seçim yarışında Said Sebsi’nin adaylığı ise hem parti içi tartışmaların hem de parti dışı eleştirilerin artmasına neden olmuştur. Bunun yanı sıra Nahda Partisi’nin seçim yarışı dışında kalma kararı, seçim aritmetiğini de doğrudan etkileyecektir. Parlamento seçimlerinde Nahda Partisi ve diğerleri şeklinde tezahür eden seçim yarışı bu seçimlerde seküler isimler arasında gerçekleşmektedir. Parlamento seçimlerinde ekonomik ve siyasi vaatlerin yerine siyasal kutuplaşmanın kullanılması, Nahda’sız gerçekleşecek bu 6 seçimlerde adayların seçmen desteği talep ederken kullanabilecekleri söylemleri sınırlandırmıştır. Bu nedenle de ülkedeki siyasal kutuplaşma rejim-demokratikleşme eksenine kaymıştır. Siyasal söylemdeki bu kayma Nida Tunus’un daha fazla eleştirilmesine ve Tunuslu seçmenler tarafından daha büyük bir kuşkuyla karşılanmasına neden olmuştur. Son olarak Nahda Partisi’nin oy tabanının bu seçimlerde Munsif Marzuki’yi destekleyeceğine dair bir kanaat oluşmuştur. Her halükarda Nahda Partisi tabanının cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Said Sebsi’ye yönelmesi mümkün ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ No.16, KASIM 2014 görünmemektedir. Partinin resmi olarak herhangi bir adayı desteklememeye karar vermesi seçmenin dağınık bir şekilde farklı adaylara yönelebileceği beklentisini doğurmuştur. Buna rağmen Nahda tabanının rejim-demokratikleşme ekseninde seyreden seçim yarışında eski koalisyon ortağı Cumhuriyetçi Kongre Partisi’nin lideri Monşef Marzuki’ye yönelmesi yüksek olasılıktır. Bu nedenle Nahda, seçimin dışında kalmasına rağmen seçim sonuçlarını etkiyecek en önemli siyasi aktör olarak karşımıza çıkmaktadır. OtoriterlikDemokratikleşme Tartışmasına Geri Dönüş: Tek Parti Yönetimi Korkusu Ekim 2014 parlamento seçimleri Tunus’taki siyasi dengeyi önemli ölçüde değiştirmiştir. 85 sandalye kazanarak seçimin galibi olan Nida Tunus, hükümet kurmak için yeter sayı olan 109 sandalyeye ulaşmak için koalisyon görüşmelerine başlamıştır. Şu ana kadar Nida Tunus tarafından yapılan açıklamalar, partinin Nahda dışındaki diğer partilere öncelik vereceği yönündedir. Yeni hükümet, yeni cumhurbaşkanının göreve başlamasını takiben kurulacaktır. Bu nedenle de 23 Kasım tarihinde olan seçimin galibi yeni koalisyon hükümetinin ortaklarının kimler olacağını ve başbakan ile kabine ve cumhurbaşkanı arasındaki ilişkilerin geleceğini belirleyecektir. Sonuç itibariyle cumhurbaşkanlığı seçimleri parlamento seçimlerinde değişen siyasi dengeye nihai şeklini verecektir. Nida Tunus, Parlamento seçimlerinde olduğu gibi cumhurbaşkanlığı seçiminde de oldukça iddialıdır. Hatta parlamento seçimlerinde elde ettiği başarıyı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde arkasına alarak başarı olasılığını arttırmaya çalışmaktadır. Biri kadın diğerleri erkek olmak üzere 27 aday ile başlayan cumhurbaşkanlığı seçimi yarışı, 20 Kasım itibariyle beş adayın çekilmesiyle 22 adaya düşmüştür. Tunus Komünist İşçi Partisi lideri Hamma Hamami, Düstur geleneğinin ve mirasının reform edilmesi gerektiğini savunan Sonuç itibariyle cumhurbaşkanlığı seçimleri parlamento seçimlerinde değişen siyasi dengeye nihai şeklini verecektir. 7 TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ Mubadara Partisi’nin lideri Kemal Morjani, eski meclis sözcüsü ve koalisyon ortağı Ettakatol’un lideri Mustafa bin Cafer gibi bilinen önemli isimlerin yarıştığı bu seçimlerin en güçlü adayı ise Nida Tunus’un lideri Bacı Said Sebsi’dir. Said Sebsi hem parlamento seçimlerinde hem de cumhurbaşkanlığı seçim çalışmaları sırasında ülkedeki pek çok siyasi parti ve isim tarafından “eski rejimin/nizamın adamı” olarak lanse edilmiştir. Bu yöndeki suçlamalar parlamento seçimleri sırasında Nahda Partisi karşıtlığının ve istikrar arayışının gölgesinde kalsa da, parlamento seçimlerinde 8 elde ettiği başarı ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde güçlü bir aday olması nedeniyle daha yoğun bir şekilde dile getirilmeye başlanmıştır. Eleştirilerin yoğunlaşmasının ardındaki temel dinamik Nida Tunus’un hem meclisi domine etmesine hem de başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı makamlarını alarak ülkede tek parti yönetimini yeniden tesis etmesine yönelik korkudur. Nahda Partisi’nin kendi tercihi doğrultusunda cumhurbaşkanlığı seçimleri dışında kalması ise bu korkunun derin bir şekilde tartışılmasına ve seçim yarışında eski rejim – demokratikleşme ekseninde derin bir siyasal kutuplaşmanın yaşanmasına neden olmuştur. ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ No.16, KASIM 2014 Bu yeni siyasal kutuplaşma ise parlamento seçimlerinde büyük bir oy kaybı yaşayan ve sadece 1 sandalye ile mecliste temsil hakkı kazanan Cumhuriyetçi Kongre Partisi’nin lideri Monşef Marzuki’nin Said Sebsi karşısında en güçlü aday olarak yükselmesine neden olmuştur. Nida Tunus’un adayı Said Sebsi hem Burgiba hem de Bin Ali döneminde önemli makamlarda görev almış bir siyasetçidir. Bu sayede Bin Ali döneminde tasfiye edilen Düsturcuların ardılları olan Düsturcu sosyalistleri ve 2011 sonrası kapatılan rejim partisi Demokratik Anayasal Birlik Partisi üyelerini kolayca bir araya getirmiştir. Bu koalisyon sol ve liberal hareketler ile çeşitli sivil toplum örgütlerinden isimlerin katılımıyla daha da çeşitli hale gelmiştir. Ancak Düsturcu sosyalistler ile Demokratik Anayasal Birlik Partisi üyelerinin partinin merkezinde olması, tek parti rejiminin Nida Tunus adı ile Tunus siyasetine geri dönüp dönmeyeceğini daha yoğun bir şekilde tartışmaya açmıştır. Demokratikleşmenin hassas bir geçiş dönemi olduğu gerçeğinden hareketle bu tartışma eski rejim nostaljisi ile değişim sancıları arasındaki savrulmanın yaşandığı ülkede önemli bir siyasi fay hattını temsil etmektedir. 2011 Baharında Said Sebsi’nin başbakanlığında kurulan 2 adet geçici hükümetin büyük bir muhalefet ile karşılaşmasının ve istifa etmek zorunda kalmasının nedeni eski rejimin kendini yeniden tesis etmesini engellemeye yönelik oluşan ulusal uzlaşıydı. 2011 yılı boyunca da değişime yönelik kaygılar ve beklentiler bu dinamik çerçevesinde şekillenmişti. Ancak Ekim 2011 seçimlerinde Nahda’nın elde ettiği büyük başarı siyasal İslam üzerindeki tartışmaların Tunus gündemi ve siyasetini işgal etmesiyle sonuçlanmıştır. Ekonomiden siyasete ülkedeki tüm önemli gelişmeler bu tartışma üzerinden okunmuş ve şekillenmiştir. Ancak Nahda’nın parlamento seçimlerinde ikinci sıraya düşmesi ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday göstermemesi Tunus siyasetinde asıl meseleye ani Demokratikleşmenin hassas bir geçiş dönemi olduğu gerçeğinden hareketle bu tartışma eski rejim nostaljisi ile değişim sancıları arasındaki savrulmanın yaşandığı ülkede önemli bir siyasi fay hattını temsil etmektedir. 9 TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ bir dönüş yaşamasına vesile olmuştur. Nida Tunus’un indirgemeci bir yaklaşımla Burgiba liderliğindeki Düstur Partisi ve Bin Ali liderliğindeki Demokratik Anayasal Birlik Partisi ile eş tutulması elbette doğru değildir. Tunus siyasetinde eski rejimin tüm esaslarıyla yeniden tesis edilmesi mevcut koşullar altında olası görünmemektedir. Ancak otoriter rejimlerin çehre değiştirerek kendilerini yeniden tesis edebildikleri de bilinmektedir ve bu olasılık Tunus’ un demokratikleşme sürec inin önündeki en önemli tehlikelerden biri olmaya devam etmektedir. 23 Kasım günü gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimleri bu gerçeğin yeniden hatırlanmasına vesile olduğu için Tunus siyasetinde şimdiden önemli bir dönüm noktasını temsil etmektedir. Sonuç itibariyle cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucu Tunus’un sadece önümüzdeki beş yılını değil, Tunus siyasetinin önümüzdeki döneminin geleceğini etkileyecektir. ORSAM, Ortadoğu konusunda faaliyet gösteren tarafsız bir düşünce kuruluşudur. ORSAM Ortadoğu ile ilgili bilgi kaynaklarını çeşitlendirmeyi ve bölge uzmanlarının düşüncelerini Türk akademik ve siyasi çevrelerine doğrudan yansıtabilmeyi hedeflemektedir. Bu amaçlar doğrultusunda ORSAM, Ortadoğu ülkelerindeki devlet adamlarının, bürokratların, akademisyenlerin, stratejistlerin, gazetecilerin, işadamlarının ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin Türkiye’de konuk edilmesini kolaylaştırarak, yerel perspektiflerin güçlü yayın yelpazesiyle gerek Türkiye gerek dünya kamuoyuyla paylaşılmasını sağlamaktadır. ORSAM yayın yelpazesi içinde kitap, rapor, bülten, politika notu, konferans tutanağı ve ORSAM dergileri Ortadoğu Analiz ve Ortadoğu Etütleri bulunmaktadır. ©Bu metnin içeriğinin telif hakları ORSAM’a ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak makul alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, yeniden yayımlanamaz. Bu raporda yer alan değerlendirmeler yazarına aittir. ORSAM’ın kurumsal görüşünü yansıtmamaktadır. Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Süleyman Nazif Sokak No: 12-B Çankaya / Ankara Tel: 0 (312) 430 26 09 Fax: 0 (312) 430 39 48 www.orsam.org.tr 10
© Copyright 2024 Paperzz