Richard L. Stroup Eko-nomi Herkesin Ekonomi ve Çevre Hakkında Bilmesi Gerekenler Eco-nomics: What Everyone Should Know About Economics and the Environment Çeviren: Ahmet Uzun ISBN 13: 978-975-6201-91-6 Liberte Yayınları® / 183 1. Baskı: Ekim 2014 © 2014, Liberte Yayınları® © 2003, Cato Institute Bu kitabın Türkçe baskısı, İngilizce ilk baskısını 2003 yılında yapan Washington D.C.’de yerleşik bulunan Cato Institute’un izniyle yapılmıştır. Tüm hakları saklıdır. Yayın Yönetmeni: Selçuk Durgut Sayfa Düzeni: Liberte Yayınları Kapak Tasarımı: Muhsin Doğan Baskı: Tarcan Matbaası Adres: Zübeyde Hanım Mah. Samyeli Sok. No: 15, İskitler, Ankara Telefon: (312) 384 34 35-36 | Faks: (312) 384 34 37 | Sertifika No: 25744 Adres: GMK Bulvarı No: 108/16, 06570 Maltepe, Ankara Telefon: (312) 230 87 03 | Faks: (312) 230 80 03 E-mail: [email protected] | Web: www.liberte.com.tr | Sertifika No: 16438 Liberte Yayınları® Liberte Yayın Grubu’nun tescilli bir markasıdır. RICHARD L. STROUP Richard Stroup, Montana Sate Üniversitesi’nde ekonomi profesörü ve PERC’ün (The Property and Environment Research Center–Serbest Piyasa Çevreciliği Merkezi) kıdemli bir üyesidir. Stroup doğal kaynaklar ve çevresel sorunlar dâhil, iktisatta geniş bir alanda eserler yayımlamış bir yazardır. Çalışmaları ilk başlarda Yeni Kaynak İktisadı, şimdilerde ise serbest-piyasa çevreciliği olarak bilinen kaynak problemlerine yönelik yaklaşımın gelişmesine katkı sağlamıştır. Stroup Washington Üniversitesi’nden lisans, yüksek lisans ve doktora dereceleri almış ve 1982’den 1984’e kadar, ABD İçişleri Bakanlığı’nda Siyasi Analiz Dairesi direktörlüğü yapmıştır. Stroup ailesiyle beraber Montana’da yaşamaktadır. Bazı eserleri: • Common Sense Economics: What Everyone Should Know About Wealth and Prosperity (Temel Ekonomi, Adres Yayınları), J.D. Gwartney, D.R. Lee, T.H. Ferrarini ile birlikte. • Economics: Private and Public Choice, J.D. Gwartney, R.S. Sobel ve D. Macpherson ile birlikte. İÇINDEKILER GIRIŞ 9 1 KITLIK 13 2 HAKLAR 37 3 ZOR KULLANMA 71 4 SEÇIM YAPMAK 111 SONNOTLAR 141 GIRIŞ S anta Fe’de (New Mexico) yerleşik bir baskı/çıkar grubu olan Orman Gardiyanları (Forest Guardians) federal hükûmete New Mexico’daki milli ormanlarda ağaç kesimini durdurması için dava açtı. Bu grup, ormanların kesilmekten ziyade korunması gerektiğini düşünüyordu ve 1990’lar esnasında bu tür politikaları ısrarla talep etti. 2000 yılında Los Alamos (New Mexico) etrafında, Gardiyanların korunmasını istediği ormanların çoğunu yok eden bir yangın başladı. Yangın bittiği zaman, Orman Gardiyanları icra direktörü Rex Wahl kendi pozisyonunu tekrar gözden geçirdi. “Küçük ağaçların akıllıca kesilmesi ihtiyaç duyduğumuz şeydir” dedi. Bu örnek çevre sorunlarıyla ilgili problemlerin birini göstermektedir. Şeyler her zaman göründükleri gibi değildir. Orman Gardiyanları, hedeflerinin ağaçları korumak olması gerektiğini düşünüyorlardı. Fakat ormanların seyrekleştirilmesi Richard Stroup | Eko-nomi 9 10 Richard Stroup | Eko-nomi ve kurumuş ya da kurumakta olan ağaçların kesilip ayıklanması ihtiyacını görmezlikten gelmek suretiyle, onlar bu ormanın, kontrolü zor bir yangına karşı dayanıksız hale gelmesine izin verdiler ve ormanların nihai tahribi çok daha büyük oldu. Çevrenin korunması konusunda heyecanlı olunduğu bir gerçektir. Bunda başarılı olmak başka bir şeydir. Birleşik Amerika’da kirliliği temizlemek ya da doğal güzelliği korumak için çok sayıda kanun çıkarılmıştır, fakat onların çoğunun beklenmeyen sonuçları olmuştur. Bu kanunlar yükümlü oldukları türleri korumazlar veya Kongre’nin niyet ettiği gibi, nehirleri temizlemezler. Bu kanuni düzenlemeler, genellikle ilgili birim kurulduğunda ya da kanun çıkarıldığında erişilebilir gibi gözüken hedeflere ulaşamayan geniş çaplı hükûmet bürokrasileri yaratmak suretiyle, en sonunda çok miktarda para sarfıyla sonuçlanırlar. Pozitif yönüyle bakıldığında, Kuzey Amerika’da hava ve su daha temiz hale gelmekte ve çok miktarda arazi kendi doğal niteliğini sürdürmektedir. Gerçekten de kirlenmiş nehirler ve göller temizlenmiştir ve giderek daha çok Amerikalı hoş/güzel buldukları çevrelerde yaşayabilmektedir. Bu kitap şu paradoksu –kanunlarımızın çoğunun çalışmamasının nedenini, fakat aynı zamanda ABD ve Kanada gibi ülkelerin kendi doğal güzelliğini koruyarak ya da restore ederek daha çekici hale gelmelerinin nedenini– açıklamaya yardım eder. Bu kitap sadece dört bölümden oluşan kısa bir çalışmadır ve bu paradoksu açıklayan her nedeni kapsaması mümkün değildir. Kitap daha ileri gidilebilecek bütün opsiyonları sunmayacağı gibi bunu yapmanın zorluğunun tüm nedenlerini de göstermeyecektir. Giriş Fakat tarafsız olabilenler –yani çevresel sorunlar konusunda objektif ve analitik olanlar– için bu kitap, faydalı bir rehberdir. Bu kitap etrafımızda olup biten çok şeyi anlamlı hale getirebilir. Belki de siz plaja ya da dağlara doğru yola koyulurken yanınıza onu almayı aklınızdan geçirebilirsiniz. O size kamp ateşinin önünde akarsuların nasıl temiz ve ormanların nasıl bozulmamış halde tutulabileceğini açıklamanıza yardım edebilir. Ve o sizi eve döndüğünüz zaman bu meseleler hakkında daha çok düşünmeye teşvik edebilir. 11 1 KITLIK IKTISAT BILIMININ TEMEL MESELESI B u bölümde çevresel problemlere ışık tutan 10 ekonomi ilkesi takdim edilmektedir. Onlar çevresel meseleler hakkında yaygın olarak dile getirilen sorulara cevaplar şeklinde sunulmaktadır. Hemen açık hale gelecektir ki ekonomi, mutlaka parayla ilgili değildir, o tercihle ilgili bir bilimdir ve yine ekonomi bize hem kamu hem de özel olmak üzere çevresel tercihleri anlamada yardım edebilir. Richard Stroup | Eko-nomi 13 14 1. Bölüm 1. Birleşik Amerika kadar zengin bir memlekette çevreyle ilgili bu kadar çok sayıda zor seçimle neden yüz yüze geliyoruz? Kıtlık Birleşik Amerika kadar zengin bir ülkede bile daima bizimledir, dolayısıyla tercih yapılması zorunludur. Bu ülkede uçsuz bucaksız ormanlara sahibiz, fakat bunlar istediğimiz kadar odunu, bakir doğayı (wilderness) ve erişilebilir rekreasyon alanlarının hepsini sağlayacak kadar değildir. Ağaçları keser kesmez, yolları yapar yapmaz, veya patikaları ve kamp yerlerini iyileştirir iyileştirmez, bir miktar bakir doğa kaybına uğrarız. Benzer şekilde, bizim büyük miktarlarda temiz suyumuz var, fakat eğer biz suyu California’da pirinç yetiştirmek için kullanırsak, tüketilen bu suyu California şehirlerinde içme suyu amacıyla kullanmak mümkün olmaz. Eğer biz bir ormanın yenilenmesine yardım etmek için yakma işlemi yaparsak, yakma esnasında rüzgar yönlü hava kirliliğine maruz kalırız. Çok sayıda hedefimiz var, dolayısıyla sınırlı kaynaklarımızın nasıl tahsis edileceği hususunda tercihler yapmak zorundayız. Bu tercihlerin maliyeti vazgeçtiğimiz şeydir –kaybedilen fırsatların maliyeti. Sıkıntı şudur: İnsanlar farklı olan hedeflere sahiptirler ve onlar hangi seçimin en iyi olduğu konusunda hemfikir değildirler. Farklı hedeflerin peşinden koşulması çatışmaya yol açabilir. Bu, hiçbir yerde çevre sorunlarında olduğundan daha açık değildir. California’nın San Bernardino şehrinde yeni bir hastane inşa edilmek üzereydi. Temel atmaya 24 saatten az kala, ABD Balık ve Yaban Hayat Servisi (Fish and Wildlife Service/ FWS)* bu saha üzerinde keşfedilmiş olan çiçek-sever Delhi * ABD’de İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren federal bir birimdir. Ana sorumluluğu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan türler dahil, Kıtlık Kum sineklerinin* yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan bir tür olduğunu duyurdu. Bu yüzden şehir bu sineklere, yaşayacakları birkaç hektar (acre) arazi ile yakındaki kum tepeciklerine giden bir koridor sağlayacak şekilde, hastaneyi 250 fit taşımak için 4,5 milyon dolar harcamak zorunda kaldı. Şehrin, fonları kendi tıbbi amaçlarından bu sineklere dair biyolojik incelemelere yönlendirmesi gerekmişti.1 Biyolojik çeşitlilik isteyen çevreciler hastanenin taşınacak olmasından dolayı rahatladılar, fakat şehir yetkilileri gecikme ve kendi hastane bütçelerinin ve vergi ödeyicilerinin taşımak zorunda kalacağı yüksek maliyet nedeniyle sarsıldılar. Kaynakları bir biçimde kullanmak onları diğer şeyler için kullanmaktan fedakarlık etmek demektir. Maliyetten kaçış yoktur. San Bernardino şehri bir sağlık kuruluşunun zamanında teslimiyle müstesna bir türün korunması arasında bir tercih yapmakla karşı karşıya gelmiştir. Bununla birlikte, tercihler ekseriyetle farklı çevresel hedefler arasındadır. Bizim bakir ormanlarımız korunmuş olabilir, fakat bu, çok sayıda insan için patikaların ve kamp yerlerinin sağladığı geniş rekreasyon alanları ve yaban hayatından yararlanmaktan vazgeçmek manasına gelir. Katı/sıkı koruma (ki bu, bakir bir doğa tanımının kastettiği şeydir) yine ağaçların, böcek saldırılarını ve potansiyel olarak yıkıcı yangınları en aza indirmek için seyrekleştirilemeyeceği anlamına da gelir. Bu takdirde tercih –gelecek yangına kadar– bakir ağaçları ayakta tutmak ya da ülkedeki yabani bitkilerin ve hayvanların korunmasıdır. Doğal çevrenin korunması için özel toprak sahipleriyle işbirliği yapan birim, ulusal yaban hayat sığınak sistemini de yönetmektedir –ç.n.. * (Flower-loving Delhi Sands fly). ABD’de şu an için yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan türler listesine girmiş tek sinek cinsi olup, çiçeklere düşkünlüğüyle tanınmaktadır –ç.n.. 15 2 HAKLAR MÜLKIYET HAKLARI VE PIYASALAR ÇATIŞMANIN YERINE İŞBIRLIĞINI NASIL KOYAR T om Bourland bir meydan okumayla karşılaştı. Dünyanın en büyük özel orman sahiplerinden biri ve International Paper Company’de* bir yaban hayvan biyologu olarak o, ormanları geyik, ayı, kunduz ve ağaçkakan gibi yaban hayvanlarla doldurmak istedi. O kendi şirketinin sadece odun ve kağıt hamuru üretmesini istemedi. Şirketin yaptığı deneysel çabalar Louisiana ve Doğu Texas’taki ormanları yaban hayvanlarla zenginleştirmenin mümkün olduğunu ispatladı, fakat bunu yapmak maliyetli bir şeydi. Yaban hayvanlarının olduğu doğal bir çevreyi geliştirmeyi şirketin hedeflerinin ayrılmaz bir parçası haline nasıl getirebilirdi? Bourland bir yol buldu. Avcıların, balıkçıların ve kamp- * ABD’de önde gelen bir kağıt hamuru ve kağıt şirketi –ç.n.. Richard Stroup | Eko-nomi 39 40 2. Bölüm çıların bu ormanı, kendisi kadar sevdiklerini ve sadece bu ormanlık alanların yaban hayvanlarla ve çeşit çeşit bitkilerle dolu olması halinde, onları kullanma fırsatı karşılığında bir bedel ödeyeceklerini biliyordu. Dolayısıyla o bu toprakların rekreasyonal fırsatlarını pazarlayacak bir programa başladı. International Paper bu yolla biraz para kazanmaya başlayınca, Bourland doğal ortamı zenginleştirmek için ihtiyaç duyulan güce sahip oldu. O, mesela yeni bitkileri teşvik etmek için planlı yangınların (prescribed burns) kullanımını artırabildi ve balıkların gelişmesine/büyümesine imkan verecek kadar temiz su tutmak için akarsuların yakınında ağaç kesimini yasaklayabildi.6 Çok sayıda insan çevrenin gürültülü, acı ve müzmin siyasî çatışmalarla karakterize edilen bir mücadele olarak korunduğunu düşünür. Mesela Pasifik’in Kuzeybatısında, topluluklar yıllardan beri, ne kadar arazinin ağaç kesimine ve ne kadarının da kuzeyin benekli baykuşları ve nesli tükenmekte olan diğer türler için tahsis edilmesi gerektiği hakkında bölünmüş olan, ağaç kesiciler ve doğayı koruma taraftarları diye ikiye ayrılmıştır. Fakat Bourland deneyimi doğayı korumanın bir mücadele olma zorunluluğunun bulunmadığını gösterir. Rekabet ve çatışma bir kıtlık dünyasında kaçınılmazdır ve bu, çevreyi koruma araçları ister piyasalar isterse hükûmet olsun meydana gelecektir. Bununla birlikte bir piyasa toplumu enerjiyi ve gayreti –International Paper tarafından sahip olunan güneydoğu ormanlarında yapıldığı gibi– genellikle hem toprağın korunmasını hem de onun kaynaklarının kullanımını başaran yapıcı bir davranışa kanalize edebilir. Piyasalar, gönüllü işbirliğine dayalı olduğu için, siyasî ça- Haklar 41 tışmayı minimize eder. Rekabet edenler kendi piyasa gücünü ve servetini tüketicilerin düşük maliyetle istediği şeyleri sağlamak suretiyle artırabilirler. Sahiplik açık olduğu zaman ve yine haksız zarar verme yasaklandığı zaman, rakipler kendi güçlerini artırmak için zor kullanamazlar, fakat karşılıklı kazanç için başkalarıyla işbirliği yapmak zorunda kalırlar. Fakat bazen rekabeti üretken aktivitelere pürüzsüzce kanalize etmek için gerekli olan bileşenler (ingredients) eksiktir. Bu bölüm özel olarak mülkiyet haklarının ve piyasa mübadelesinin birlikte işlemeyi/işbirliğini ve doğal kaynakları korumayı nasıl teşvik ettiğini ve yine gerekli bileşenler eksik olduğu zaman neyin meydana geldiğini göstermektedir. 1. Mülkiyet hakları piyasa mübadelesi için gerekli bir koşuldur. Piyasa, mülkiyet haklarının mübadele edildiği yerdir. Bir mülkiyet hakkı bir şeyi kullanma hakkıdır, başkalarını onu kullanmaktan yoksun bırakma hakkıdır ve genellikle de onu satma, kiralama ya da kiraya verme hakkıdır. Mesela bir çiftlik satın alan kişi, sahibin bu çiftliğin kişiye özel kullanım hakkını, bu toprağı başkalarına kiraya verme hakkını ve onu ileride satma hakkını satın alıyor demektir. Bir piyasanın uygun bir şekilde fonksiyon görmesi için mülkiyet hakları üç koşulu karşılamalıdır. Onlar tanımlanmış (defined), savunulabilir (defendable) ve elden çıkarılabilir (divestable) olmalıdır, veya “üç-D” yi içermelidir. Piyasalar sadece mülkiyet haklarının üç-D olması ölçüsünde etkin olabilir. Haklar tanımlanmış olmalıdır. Her gün müşterisi olduğumuz çok sayıda mal ve hizmet çok iyi tanımlanmıştır. Aslında epey bir çaba onların içerdiği şeyden tam olarak emin olun- Zor Kullanma 3 ZOR KULLANMA HÜKÛMET FAALIYETIYLE ÇEVREYI KORUMAK G azete başlıkları çevresel sorunlara dair ihtilaflarla doludur. Hükûmet Arktik Milli Yaban Hayvanları Sığınağında petrol araştırmasına izin vermelimidir? Enerji santrallerinin ne kadar sülfür dioksit salmalarına izin verilmelidir? Sıtma taşıyan sivrisineklerle mücadele için pestisid DDT kullanılmalı mıdır? Diğer bir çoğunda olduğu gibi bu durumlarda da, ikinci bölümde piyasa işlemleri örneğinde görülen işbirliği/birlikte-işleme ruhu yoktur. Onun yerini her iki tarafın da benimsediği kızgın ve inatçı pozisyonlar alır. Bu durumların her birinde hükûmetin cebri gücü ihtilafı daha da artırır. Evet, hükûmetler çevrenin korunmasında kritik bir role sahiptirler. Problem genellikle hükûmetin bu kritik rol kapsamında çok farklı şekillerde müdahalede bulunmasıdır. 73 74 3. Bölüm Hükûmet güç kullanmada yasal bir hakka sahiptir. Böylece, iyi tarafından bakıldığında, hükûmet hakların korunmasını polis gücüyle sağlayabilir ve kirlilikten doğan zarara karşı haklar dahil, bir kişinin ya da grubun diğerine karşı zor kullanma ya da hileye başvurmasını önleyebilir. Bu polis güçlerine sahip olmaya ilaveten, hükûmet toprak ve su haklarının sahipliği ve satışıyla ilgili kayıtlar gibi alacak haklarını (claims) kaydetmek suretiyle de hakları korur. Bu aktiviteler mülkiyet haklarının çiğnenmesini azaltarak piyasaların daha iyi fonksiyon görmesine yardımcı olur. Mesela, bu tür kayıtlar zararlı aktivitenin kaynağını oluşturan mülk sahibinin daha kolayca teşhis edilmesine yardım eder. İkinci bölümde belirtildiği gibi, mülkiyet hakları, uygun bir şekilde tanımlandığı ve savunulduğu zaman, çevresel hedeflere katkı sağlayabilir. Bununla birlikte, hükûmetin müdahalede bulunduğu diğer yollar, sürekli olarak yararlı değildir. Hükûmet toprak, yaban hayvanları ve su gibi kaynaklara sahip olabilir ve onları yönetebilir. Çevre sorunlarında sıklıkla karşılaşıldığı üzere, piyasa kararlarının yerine siyasî kararların geçmesini sağlayacak şekilde, hükûmet insanların ve şirketlerin, kaynakları nasıl kullanacağını da kontrol edebilir. Politik kararlar sık sık anlaşmazlıklara yol açar, çünkü hükûmetteki bireylerin piyasada alım satım yapan bireylerden farklı müşevvikleri vardır. Çevre kuralları genel olarak spesifik hedefleri ifade eder ve devlet dairesindeki görevlileri kendi yetkilerini onlara ulaşacak şekilde kullanmaya sevk eder. Buna karşılık, piyasa iştirakçileri işbirliğini gönüllü olarak elde etmelidirler; onlar kendi hedeflerini ve önceliklerini seçerler ve hükûmete sadece anlaşmazlıkların halledilmesi için gereken Zor Kullanma kurallar ve yöntemler konusunda güvenirler. Bu durumlar farklı müşevvikler sağlar. İki durum aynı zamanda farklı türde bilgi de sağlar. Piyasalar sürekli olarak hem alıcılara hem de satıcılara öncelikle fiyat biçiminde piyasa işaretleri sağlar ki bu, onlara başkalarının istediği bir şeyi tedarik etmek suretiyle ne kadar iyi bir iş başarabildiklerini anlatır. Bu işaretler sık sık tekrarlanan niteliktedir ve hassas biçimde ayarlanmıştır (dolar ve sent olarak). Hükûmet yetkilileri de işaret elde ederler. Bir demokraside, bu işaretler seçimlerde oy verenlerden gelir. Bununla birlikte, piyasaların aksine seçmenlerden gelen işaretler süreksizdir ve nadiren spesifiktir. Yeni seçilmiş bir yetkili spesifik bir çevre sorunu üzerinde tam olarak nasıl bir vekilliğe sahip olur? sorunun cevabı seçmenlerin adaylar arasında ayrım yapmasına sebep olan ana faktör olmadıkça, seçim sonucundan seçmenlerin tam olarak neyi istediğini anlamak zordur. Çoğu oylama sorunlara göre değil adaylara göre yapılır. Bu bölüm hükûmetin nasıl bilgi topladığını, onun karar vericilerinin hangi müşevviklerle karşılaştığını ve kaynak kullanımını ve çevre kalitesini kontrol etmek istediği zaman, hükûmetin eylemde bulunacağı muhtemel yolları açıklamaktadır. Bu bilgi bize hükûmetin güçlü ve zayıf yönlerini göstermekte ve siyasî süreçten bekleyebildiğimiz hem çevresel hem de sosyal sonuçları açıklamaya yardım etmektedir. 1. Hükûmet, bireylerin kendi mülklerini elde tutmasına ve kullanmasına ve başkalarının sebep olduğu zararlardan uzak tutmasına imkan verecek şekilde bireysel hakları korumada kritik bir role sahiptir. Hükûmetler piyasalarda değiş tokuş edilen mülkiyet haklarına resmi bir onay verirler. Piyasalar her yerdedir. Milyarlarca 75 4 SEÇIM YAPMAK EKONOMI VE ÇEVRE POLITIKASI SEÇIMLERI Ç evre sorunlarını çözmek için iki farklı iktisadi sistem kullanılabilir. Bir sistem siyasete ve hükûmet örgütüne vurgu yapar. Diğer sistem öncelikli olarak özel mülkiyet haklarına ve piyasa ilişkilerine bel bağlar. Her biri insanların neye ihtiyaç duyduklarını bildirmek için farklı işaretler kullanır. Ve her biri bireylerin bu işaretlere kulak vermesine yol açan farklı müşevvikler sağlar. Bu bölüm hem piyasa mekanizmasını ve hem de direkt hükûmet kontrollerini, her birinin rolünü değerlendirme hedefiyle Richard Stroup | Eko-nomi 113 114 4. Bölüm birlikte, daha da açığa kavuşturmaktadır. Bölüm, ilk başta Birleşik Devletler’de çoğu çevre sorunuyla ilgilenmek için kullanılan, piyasa yaklaşımıyla başlar. Daha yakın zamanlarda, piyasa yaklaşımına politik yaklaşım eklenmiş ve hatta onun yerini almıştır. Piyasalar vasıtasıyla çevresel sorunları çözmek, mülkiyet haklarının mübadelesi (mülkün satın alınması ve satılması) ve müşterek-hukuk mahkemelerine ve hukuk görevlilerine güven yoluyla vuku bulur. Hükûmet, mahkemeleri ve hukuk yetkililerini sağladığı için piyasa yaklaşımı bazı politik kararları da içerir, çünkü insanlar yargıçlara ya da yargıçları atayacak olan siyasetçilere oy verirler. Ancak, piyasa yaklaşımıyla söz konusu olduğunda hükûmet ikinci plandadır. Çevreyle ilgili fiili sonuçlar büyük ölçüde gelişen teknolojilerin ve piyasaya iştirak eden ve kendi eylemlerinin sonuçlarına katlanan insanların gelişen tercihlerinin bir kombinasyonu tarafından belirlenir. Bu kombinasyon/düzen zararlı kirliliği sınırlayabilir, doğal kaynakların korunmasını teşvik edebilir ve böylece çevreyi muhafaza edebilir ve zenginleştirebilir. Geçmişte, özel haklar ve piyasa seçeneği Birleşik Devletler’de ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde çevre politikası olarak hizmet etmiştir. Bu milletler kirlilik dönemleri ve bir miktar çevresel zarara maruz kalmalarına rağmen, piyasa birkaç yüzyıl boyunca sağlıkta, yaşam süresinde ve diğer hayat kalitesi karakteristiklerinde iyileşmelere imkan verdi. Yine o güçlü kirlilik kontrolüne, zarar görmüş alanların restorasyonuna ve geniş arazi sahalarının korunmasına da yol açtı. Çevreyi korumaya, zenginleştirmeye ve restore etmeye yönelik çabalar, bu ülkelerin halkları daha müreffeh hale geldikçe artış gösterdi. Şehir planlamacıları hem anakente Seçim Yapmak ait alanlardaki ve hem de insanların tatil yaptıkları dinlenme yerlerindeki yerleşim bölgeleri içinde yeşil alanların –ve hatta bazen yaban hayvanlar için doğal ortamın– korunmasına daha fazla dikkat sarf ettiler. Doğayı Koruma (Nature Conservancy) ve Delta Su Kuşu Vakfı gibi özel örgütler yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan türleri ve büyük arazi sahalarını koruma yollarını geliştirdi. Prairie Restorations, Inc. gibi özel şirketler çok sayıda insanın daha doğal ya da yöreye özgü bitkilerin ve çiçeklerin etrafında yaşama isteğine karşılık vermiş, buna karşılık öteki yenilikçiler eko turizmi –yağmur ormanları ve yaban hayat gibi tabii çevresel hazineleri koruyan ve vitrine çıkaran gezi– geliştirdiler. Adaptasyon ve yenilik bir piyasa sisteminde sabit süreçlerdir ve doğaya yönelik büyüyen ilgi çevre korumasını destekleyen yeni yolları teşvik etmiştir. Piyasa yaklaşımı çok sayıda insanın istediği çevre hedeflerinin bazılarına hizmet etmek için çok zayıftı. O, kaynakları yanlış kullanan kirleticilere ya da diğerlerine karşı bireysel hakları korumada mahkemelere bel bağlamıştı ve mahkemeler daima etkin bir şekilde karşılık vermemişlerdi. Sistem Los Angeles ya da Londra gibi mesela epey miktarda kirleticinin eş zamanlı olarak çok sayıda vatandaşa zarar verdiği büyük şehirlerde hava kirliliğinin belli türlerini asla tatmin edici düzeyde azaltmadı. Yakıt tasarruf etmeye ve davaları önlemeye yönelik ekonomik müşevviklerin kirliliğin azaltılmasına katkısı oldu, fakat ciddi kirlilik problemleri olduğu gibi kaldı. Bu eksikliklerin bir sonucu olarak ve aynı zamanda diğer nedenlerden dolayı, direkt hükûmet kontrolü son üç on yıl boyunca artan ölçüde piyasa sisteminin yerini aldı. Çevrenin direkt hükûmetsel kontrolü iki araç vasıtasıyla işler. Bunlardan biri Çevre Koruma Ajansı (EPA) gibi hükûmet 115 SONNOTLAR 1 William Booth, “Flower-Loving Insect Becomes Symbol for Opponents of Endangered Species Act”, Washington Post, Nisan 4, 1997, A–1. 2 Lucas davası hakkında daha fazla detay şurada bulunabilir: James R. Rinehart ve Jeffrey J. Pompe, “The Lucas Case and the Conflict over Property Rights”, Land Rights: The 1990s’ Property Rights Rebellion, ed. Bruce Yandle, (Lanham, Md.: Rowman & Littlefield, 1995), içinde, s.67-101. 3 Lynn Scarlett, New Environmentalism, NCPA Policy Report 201 (Dallas: National Center for Policy Analysis, Ocak 1997), 11. 4 Gene M. Grossman ve Alan B. Kruger, “Economic Growth and the Environment”, Quarterly Journal of Economics 110, no.2 (1995), 353–77. 5 Don Coursey, The Demand for Environmental Quality. (St. Louis, Mo.: John M. Olin School of Business, Washington University, Aralık 1992). 6 Bourland’ın projesi hakkında daha fazla bilgi için, bkz., Terry L. Anderson ve Donald R. Leal, Enviro-Capitalists: Doing Good While Doing Well (Lanham, Md.: Rowman & Littlefield, 1997), 4-8. 7 Aristo’yu zikreden, Will Durant, The Life of Greece (New York: Simon and Schuster, 1939), 536. 8 Bkz., Roger E. Meiners ve Bruce Yandle, The Common Law: How it Protects the Environment, PERC Policy Series PS-13 (Bozeman, MT.: PERC, Mayıs Richard Stroup | Eko-nomi 145 146 Richard Stroup | Eko-nomi 1998), 4-10. 9 Carmichael v. City of Texarkana, 94 F. 561 (W.D. Ark, 1899) at 574. 10 Bruce Yandle, Common Sense and Common Law for the Environment (Lanham, Md.: Rowman & Littlefield, 1997), 109. 11 Rainey Preserve’in tam hikayesi için, bkz., John Baden ve Richard Stroup, “Saving the Wilderness: A Radical Proposal”, Reason 12 (Temmuz 1981), 2836; Pamela Snyder ve Jane S. Shaw, “PC Drilling in a Wildlife Refuge”, Wall Street Journal, Eylül 7, 1995; ve John Flicker, “Don’t Desecrate the Arctic Refuge”, Wall Street Journal, Eylül 18, 1995. 12 Donald R. Leal ve Holly Lippke Fretwell, Back to the Future to Save Our Parks, PERC Policy Series PS-10 (Bozeman, Mont.: PERC, Haziran 1997). 13 Mark Duda ve Jane S. Shaw, A New Environmental Tool? Assessing Life Cycle Assessment, Contemporary Issues Series 81 (st. Louis, Mo.: Center for the Study of American Business, Ağustos 1996). 14 Rich Ceppos, “The Car Who Came In From the Cold”, Car and Driver, Aralık 1990, 89–97. 15 Terry L. Anderson ve Donald R. Real, Enviro-Capitalists: Doing Good While Doing Well (Lanham, Md.: Rowman & Littlefield, 1997), 75-77. 16 Hernando de Soto, The Mystery of Capital (New York: Basic Books, 2000). 17 Stephen Breyer, Breaking the Vicious Circle: Toward Effective Risk Regulation (Cambridge, Mass.: Harvard University Press, 1993), 11-19. 18 James T. Hamilton ve W. Kip Viscusi Calculating Risks (Cambridge, Mass.: MIT Press, 1996). 19 Bkz. Aaron Wildavsky ile Michelle Malkin, “Love Canal: Was There Evidence of Harm?”, Aaron Wildavsky, But Is It True? (Cambridge, Mass.: Harvard University Press, 1955), içinde, s. 126-52. 20 Bu rakamlar Terry L. Anderson ve Pamela S. Snyder, Priming the Invisible Pump (Bozeman, Mont.: PERC, 1997), 10’dan alınmıştır. 21 Bkz. Bruce A. Ackerman ve William T. Hassler, Clean Coal/Dirty Air or How the Clean Air Act Became a Multibillion Bail-Out for High-Sulfur Coal Producers and What Should Be Done About It (New Haven: Yale University Press, 1981); ve Robert W. Crandall, “Economics Rents as a Barrier to Deregulation”, The Cato Journal 6, no. 1 (Bahar/Yaz 1986). 186–89. 22 Müteakip kısım James D. Gwartney ve Richard L. Stroup, Economics: Private Sonnotlar and Public Choice (Fort Worth: Dryden Press, 1997)’den uyarlanmıştır. 23 Bu tartışma, Richard L. Stroup, The Endangered Species Act: Making Innocent Species the Enemy, PERC Policy Series PS-3 (Bozeman, Mont.: PERC, Nisan 1995)’e dayalıdır. 24 3 Kasım 1994 (Marymount University, Arlington, Va.), ABD Balık ve Yaban Hayvanlar Servisi seminerinde Michael Bean’ın bir konuşmasının transkiribinden. 25 Lee Ann Welch, Property Rights Conflicts under the Endangered Species Act: Protection of the Red-Cockaded Woodpecker, PERC Working Paper No. 94-12 (Bozeman, Mont.: PERC, 1994). 26 Ike C. Sugg, “Ecosystem Babbitt-Babble”, The Wall Street Journal, Nisan 2, 1993, A12. 27 Welch, op.cit., 47. 28 Wayne Crews Jr., Ten Thousand Commandments: A Policymaker’s Snapshot of the Federal Regulatory State (2000 Edition) (Washington, D.C.: Competitive Enterprise Institute, 1988); ABD Küçük İşletmeler İdaresi için derlenmiştir, s.4. 1977 ile 2000 arasındaki maliyet tahminleri Thomas Hopkins tarafından aktarılmıştır. 29 Mesela, bkz., Bruce Yandle, Common Sense and Common Law for the Environment (Lanham, Md.: Rowman & Littlefield, 1997), 63-85. 30 Debra S. Knopman, “Pennywise, Billions Foolish: The Folly of Underinvestment in Environmental Monitoring”, www.speakout.com/activism/opinions/3437–1.html. Alıntılandığı tarih: 17 Haziran 2002. 31 James Gwartney ve Robert Lawson, Economic Freedom of the World Annual Report 2001 (Vancouver, B.C.: The Fraser Institute, 2001). 32 W. Michael Cox ve Richard Alm, Myths of Rich and Poor: Why We’re Better Off Than We Think (New York: Basic Books, 1999), 15. 33 David Osterfeld, Propersity versus Planning (New York: Oxford University Press, 1992), 82. 34 Bu örnekler Peter J. Hill’den alınmıştır: “Environmental Problems Under Socialism”, Cato Journal 12, no.2 (Güz 1992), 321–335. Başka bolca örnek vardır. 35 Mark Hertsgaard, Earth Odyssey: Around the World in Search of Our Environmental Future (New York: Broadway Books, 1999), 3. 36 Mikhail S. Bernstam, The Wealth of Nations and the Environment (Londra: 147 148 Richard Stroup | Eko-nomi Institute of Economic Affairs, 1991), 23–25. 37 Seth W. Norton, “Property Rights, The Environment, and Economic Well-Being”, Who Owns the Environment? Eds. Peter J. Hill ve Roger E. Meiners, (Lanham, Md.: Rowman & Littlefield, 1998), içinde, 37-54. 38 Seth W. Norton, “Poverty, Property Rieghts, and Human Well-Being: A Cross-National Study”, The Cato Journal 18, no: 2 (Güz 1998), 233–245. 39 Bu kurumsal tercih meselesinin doğasına dair tam bir izahat için, Neil K. Komesar, Imperfect Alternatives (Chicago: University of Chicago Press, 1994), 1. ve 2. Bölüm’lere bakınız. 40 Roger E. Meiners, Stacie Thomas ve Bruce Yandle, “Burning Rivers, Common Law, and Institutional Choice for Water Quality”, The Common Law and the Environment, Roger E. Meiners ve Andrew P. Morriss, eds., (Lanham, Md.: Rowman & Littlefield, 2000), 54-85. 41 Mesela, EPA regülasyonunda olduğu gibi, doğrudan hükûmet kontrolüne, politikacılara danışmanlık yapan bürokratik uzmanlarca yardım edilebilir. Fakat hem uzmanlar hem de onların bürokratik üstleri/amirleri muhtemelen tünel görüşüne sahip olacaklardır. 42 Bkz. Elizabeth Brubaker, Property Rights in Defense of Nature (Toronto: EarthScan, 1995), 161. 43 Tammy O. Tengs, Miriam Adams, Joseph Pliskin, Dana Fafran, Joanna Siegel, Milton Weinstein ve John Graham, “Five Hundred Life-Saving Interventions and Their Cost-Effectiveness”, Risk Analysis 15, no.3, (1995), 369-390. 44 George M. Gray ve John D. Graham, “Risk Assessment and Clean Air Policy”, Journal of Policy Analysis and Management 10, no. 2 (1991), 286-295, 286’da. Onlar 1989 Çevre Koruma Ajansı yayımını analiz ettiler, Cancer Risk from Outdoor Exposure to Air Toxics. 45 Robert W. Crandall, “Is There Progress in Environmental Policy?”, Contemporary Economic Policy 12, no. 1, (1994), 80–83. 46 Sylvan Wittwer ile telefon konuşması, 26 Haziran 2001.
© Copyright 2024 Paperzz