İ B R A H İ M Ç E Ç E N VA K F I D E R G İ S İ B A K I Yayın Sahibi İbrahim Çeçen Vakfı adına Ayşe Günseli Çeçen Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aslı Türkan Çeçen Yayın Koordinatörü Dr. Meral Dinçer Yayın Danışmanları Aysel Çeçen Başbuğ Ruhi Yamaner Zeynep Çeçen Ş MERHABA, Geçen yıl yurdumuzun dört bir yanındaki 650 üniversite öğrencisi bursiyerimizle başladığımız yolculukta, 226 bursiyerimiz mezun oldu. Onlara bundan sonraki yaşamlarında mutluluklar diliyor, mesleklerinde ve yaptıkları işlerde onlardan hep güzel haberler alacağımıza inanıyoruz. Mezun bursiyerlerimizle iletişimimiz her zaman sürecek. Evet üniversiteyi bitirip mezun oldunuz ama Vakfımızın faaliyetlerinde, projelerinde sizlerle yine hep birlikte olacağız. Biz bu güne kadar 10.000’i aşkın mezunumuzla koskoca Koordinatör Yardımcıları Ayça Jones Neslihan Arslan bir aileyiz. Her bir mezunumuzun gerek yurtiçinde, gerekse Dergi Tasarımı Ersin Deniz Durum Yoğun geçirdiğimiz bir yılın ardından haberleri sıraladık bu Yayın İdare Yeri Kızılırmak Sokak No:31 Kocatepe Kızılay / ANKARA Tel.(0312) 417 82 64 Fax.(0312) 417 82 96 www.icvakfi.org.tr Baskıya Hazırlık ve Baskı MB Tanıtım Danışmanlık, www.mbtanitim.com yurtdışında farklı konumlarda gerçekleştirdikleri başarıları bizler için övünç kaynağı. sayımızda. Bursiyerlerimizle yaptıklarımızı, seminerlerimizi, projelerimizi aktarıyoruz sizlere. Bu yeni dönemde de gerek eski bursiyerlerimiz, gerekse aramıza yeni katılacak bursiyerlerimizle yeni döneme daha bir coşkuyla gireceğiz. Hepbirlikte yapacağımız anlamlı etkinliklerimiz için şimdiden sabırsızlanıyoruz. Bu yıl 10. Yılımızın onuru ve 10.000’i aşkın mezun bursiyerimizin gururu ile aydınlık yarınlara diyoruz. Dr. Meral Dinçer Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın Dergideki reklamların sorumluluğu firmalara, yazıların sorumluluğu yazanlarına aittir. Bu yayının bir bölümü ya da tamamı yapımcısının izni olmaksızın çoğaltılmaz ve tekrar yayınlanamaz. Kapak: Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi 2014 Mezuniyet Fotoğrafı Sayı 07 2014 İbrahim Çeçen Vakfı Müdürü İ Ç İ N D E K İ L ER 04 09 İçtaş ve Tredaş’tan Ağrı’ya Destekler 20 IC Hotels ile Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Arasında İşbirliği Projeleri 10 Ağrı’dan Dünyaya Koşan Kız Türkiye’nin En Çetin Cevizleri Mesleğe Katkı Özel Onur Ödülü IC Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Günseli Çeçen’e 06 IC Vakfı Ağrı’daki Bursiyerleriyle Buluştu 12 22 AİÇÜ Çok Sesli Koro’suna Ödül 23 Atletizm de Zirve; Ağrı’lı Kızların Başarısı Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Telat Yanık İle Uluslararası İlişkiler Hakkında... Birkan Özen ile 3. Köprü Hakkında 08 16 Ağrı İlinin Turizm Potansiyeli Ödülleri Sahiplerini Buldu 18 Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Konuk Evi Açıldı 25 Sağlıklı Yaşam İçin Bisiklet Sürüyorum... Vakfımızın Desteklediği Yeni Kitaplar Yayınlandı İÇTEN BAKIŞ › 2014 2 24 Çeşme Marina’ya Üstün Tasarım Ödülü Takdim Edildi 19 IC Vakfı’ndan AİÇÜ Spor Başarılarına Ödüller 26 AİÇÜ’de Satranç Turnuvası Öğretmen Adaylarından Minik Öğrencilere Hediye 36 Başarıya Giden Yol 40 Ankara Bursiyerlerine Halk Bilimi Semineri Zihinsel, Bedensel, Sosyal ve Kültürel Gelişimde Anadolu Halk Oyunları Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Genel Sekreteri, Ali Fuat Açıkgöz 37 Okuyor… Okuyor… Okuyamıyor !!! 29 42 Bulgaristan’dan Yeni Bursiyerlerimiz Mezunlardan 30 Yourvid Yes Digital AB Projesi 38 46 Bursiyerlerden 49 2. Uluslararası Ankara Gençlik Forumu Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Celal Oruç Hayvansal Üretim Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Yücel ÜNAL 39 Ağrı İbrahim Çeçen Ünıversitesi’nden Sosyal Sorumluluk Projesi 55 34 Mezun Bursiyerlerimize Ömür Boyu Mutluluklar Dileriz. Üniversitemizde Mezuniyet Coşkusu Ağrı İbrahim Çeçen İlköğretim Okulundan Haberler IC Vakfı’nın Yeni Muhasebe Çalışanı 3 İÇTEN BAKIŞ › 2014 28 HA B E R L E R TÜRKİYE’NİN EN ÇETİN CEVİZLERİ MESLEĞE KATKI ÖZEL ONUR ÖDÜLÜ IC VAKFI YÖNETİM KURULU BAŞKANI GÜNSELİ ÇEÇEN’E Ulusal Proje Meslek Konferansı UPMK’nin beşincisi bu yıl 6 Mart 2014 Persembe günü gerçekleştirildi. Türkiye’nin iddialı proje yöneticileri ve projelerinin yarıştığı etkinlikte “Çetin Ceviz Proje Ödülleri” sahiplerini buldu. Türk Proje Yönetim Meslek Enstitüsü TPYME’nin ev sahibi olduğu Ulusal Proje Meslek Konferansı UPMK, bu yıl NORM Eğitim Danışmanlık Derneği organizasyonunda Ankara’da toplandı. 6 Mart’ta, Rixos Grand Ankara’da, gerçekleştirilen UPMK2014; proje yöneticilerinin yılda bir kez buluştuğu ve ana tema çerçevesinde konuşmaların yapıldığı bir ulusal sosyal platform. UPMK2014’te yılın ana teması ‘’İnsan Dostu Projeler’’ olarak belirlenmişti. Konferansı destekleyen tüm konuşma, panel ve poster aktiviteleri bu ana tema etrafında gerçekleştirildi. IC Vakfı konferansa, kendi projelerinin tanıtımını kapsayan bilimsel poster ile katıldı. İÇTEN BAKIŞ › 2014 Konferans kapsaminda düzenlenen panele; ODTÜ’den Prof.Dr. Ali Gökmen, AKP Çankaya Belediye Başkan Adayı Barış Aydın, Hacettepe Teknokent A.Ş. 4 Genel Müdürü Yusuf Akgündüz, IC Vakfı Genel Müdürü Meral Dinçer, Basın ve Edebiyat dünyasından Adnan Gerger ve Kayseri Belediyesi Etüd ve Projeler Daires Başkanı Hamdi Elcuman panelist olarak katıldılar. Panelistler, Prof. Dr. Ali Gökmen moderatörlüğünde ‘’Yerel yönetim projelerimiz insan dostu mudur?’’ sorusuna yanıt aradılar. Konferans kapsamında, bu yıl ilk kez, Türk Proje Yönetim Meslek Enstitüsü TPYME ‘’Çetin Ceviz Proje Yöneticisi Ödülleri’’de verildi. “Mesleğe Katkı Onur Ödülleri”ne IC Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Günseli Çeçen, Firuzan Silahşör ve İsmail Özkan’a layık görüldü. UPMK2014 sonrasında düzenlenen gala yemeğinde beş ayrı kategoride kazananlar ödüllerini aldı. 2004 senesinde kurulan Vakfımızın bu yıl 10. yaşını kutluyoruz, Aradan geçen 10 yıl içerisinde; kurucumuz Sn. İbrahim ÇEÇEN Beyefendinin 1984 senesinden bu yana bireysel olarak başlattığı sosyal sorumluluk çabalarını, katkılarını, insana yatırımın eğitimden geçtiği ilkesini 10 yıldır IC VAKFI çatısı altında yine onun ilkeleri ve hayırseverliği doğrultusunda sürdürdük. Bu süreçte başta Ağrı ilimizden olmak üzere 10.000’i aşan öğrencimize karşılıksız burs verdik, yine Ağrı ilimizde tamamı devletimize hibe olmak üzere Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ni imar ve inşa ederek eğitimin hizmetine sunduk. Üniversitemizin çağdaş eğitim sürecini takip etmesi doğrultusunda; akademisyenlerimizin araştırma çalışmalarına, bilimsel yayın, makale ve kitap yayınlarına destekler sağladık. Bugüne kadar 5 ilköğretim okulu yaptık, yine vakfımızca yaptırılmış okullarımızın çeşitli eğitim gereksinimlerini ve yapısal tadilatlarını bu süreçte gerçekleştirdik. Ulusal ve uluslararası projelerimiz, proje desteklerimiz ile Çocuk Evlerinden Köy Okullarına, Mesleki eğitimden Kişisel gelişime kadar sosyal sorumluluğun her alanında seminerler, eğitim programları, yayınlar ve diğer destekler ile katkı sağlamaya çalıştık. Sanattan spora, sağlıktan ihtiyac sahiplerine kadar ulaşabildiğimiz her kurum, sosyal topluluk ve bireyden desteğimizi esirgemedik. Bugün 10.000’i aşan mezun bursiyerlerimiz, Üniversitemizde okuyan 10.000 öğrencimiz ve akademisyenlerimiz, 30.000 IC çalışanlarımız ile Vakıf çatısı altında oluşan büyük ailemizin gelecek 10’cu yıllarda da aynı heves ve hayır severlik duygusuyla sosyal sorumluluğu yerine getireceği inancını ve onurunu taşıyorum. Nice Yıllara Günseli ÇEÇEN IC Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İÇTEN BAKIŞ › 2014 ONUNCU YILIMIZI KUTLUYORUZ... 5 S ÖY L E Ş İ BİRKAN ÖZEN İLE 3. KÖPRÜ HAKKINDA Kısaca projeyi özetler misiniz? İÇTEN BAKIŞ › 2014 2000 yılından bu yana IC Yatırım Holding bünyesinde çalışmakta olan Birkan ÖZEN halen IC Yatırım Holding A.Ş.’nde Finans Koordinatörü olarak görev yapmaktadır. 6 Kuzey Marmara Otoyolu ve 3. Boğaz Köprüsü Projesi 20.04.2012 tarihinde “Yap, işlet, devret’ modeli ile ihale edilmiştir. Yapılan bu ihalede en iyi teklif IC İçtaş - Astaldi Ortak Girişimi tarafından verilmiş olup, 4.5 milyar TL yatırım bedeline sahip Proje yapımı ve işletilmesi dahil olmak üzere, 10 yıl 2 ay 20 günlük süre sonrasında Ulaştırma Bakanlığı’na devir edilecektir. Kuzey Marmara Otoyolu Projesi kapsamında inşa edilmekte olan Yavuz Sultan 8 şeritli karayolu ve 2 şeritli tren yolunun aynı seviyede geçtiği dünyanın ilk köprüsü. Selim Köprüsü, 1973 yılında faaliyete geçen Boğaziçi Köprüsü ve 1988 yılında tamamlanan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden sonra İstanbul Boğazı’na yapılacak 3. köprü olacaktır. Ayrıca bu projenin bir başka önemi de Türkiye ve İstanbul adına taşımacılığın ve ticaretin geleceği olarak inşa edilmesidir. Yavuz Sultan Selim Köprüsü pek çok alanda ilklerin köprüsü olacaktır. Teknik açıdan irdelendiğinde; üzerinden 8 şeritli karayolu ve 2 şeritli tren yolunun aynı seviyede geçtiği dünyanın ilk köprüsü olacak , 59 metrelik genişliği, 1408 metrelik ana açıklığı ile dünyanın en uzun ve en geniş asma köprüsü ünvanını alacaktır. Ayrıca 320 metreyi aşan yüksekliği ile dünyanın en yüksek kuleye sahip köprüsü olarak her yönüyle ilklerin köprüsü olarak tarihe geçecektir. Kuzey Marmara Otoyolu Projesi kapsamında inşaa edilecek Otoyol ise Odayeri-Paşaköy kesiminde planlanmış olup; bu Otoyol 19 adet kavşak ve bağlantı yollarına sahip olacak ve uzunluğu ise yaklaşık 115 km olacaktır. 4.5 milyar TL yatırım bedeli Proje finansmanı için hangi bankalar ile anlaşma imzalandı?? Bu derece büyük bir Projenin finansman tarafı da geniş katılımlı olarak gerçekleşti. Projenin finansmanı Garantibank International N.V., T.Garanti Bankası A.Ş., T.Halk Bankası A.Ş., T.İş Bankası A.Ş., T.Vakıflar Bankası T.A.O., T.Ziraat Bankası A.Ş. ve Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.’nin katılımı ile karşılanmaktadır. Finansman süreci nasıl ilerledi? Oldukça detaylı bir süreç oldu diyebilirim. Projenin finansmanında ulusal ve uluslar arası birçok değerli danışman görev aldı. Bu süreç zarfında IC Yatırım Holding ve IC İçtaş İnşaat teknik, finans, mali ve hukuk ekipleri çok değerli katkılarını sağlamış oldular ve nihayetinde 21 Mayıs 2014 tarihinde Projenin ilk dilim kredisi başarıyla kullanılmış oldu. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün proje finansmanı için kullanılan kredi tutarı ve vadesi nedir? Burada da IC Yatırım Holding olarak bir ilke imza atmış olduk. Cumhuriyet tarihinde ‘‘greenfield’’ (sıfırdan hayata geçirilen) bir projeye tek seferde sağlanan en yüksek tutarlı proje finansman kredisi oldu. Toplamda 9 yıl vadeli ve 2.3 milyar ABD doları tutarında bir miktardan bahsediyoruz. Proje finansmanı kapsamında bir ödül kazandınız. Bu ödül ile ilgili bilgi verir misiniz? IC İÇTAŞ – Astaldi Konsorsiyumu ICA tarafından inşası devam eden Projemize ilişkin temin etmiş olduğumuz proje finansmanı, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika genelinde finansal piyasaları takip eden, dünyanın önde gelen finans dergileri arasında yer alan EMEA Finance tarafından Londra’da ödüllendirildi. Proje; 2013 yılında Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) Bölgesinin En İyi Kamu-Özel-İşbirliği (“KÖİ”-“PPP”) Modelli Proje Finansmanı ödülünün sahibi oldu. Uluslararası geçerliliğe ve saygınlığa sahip bu ödülü hem ülkemize hem de Grubumuza kazandırdığımız için şahsım ve tüm proje çalışanları olarak büyük gurur duyduk. Son olarak Yavuz Sultan Selim Köprüsü ne zaman tamamlanacak? Projenin 2015 yılı içerisinde tamamlanması hedeflenmektedir. 7 İÇTEN BAKIŞ › 2014 Yatırımcı olarak bizlerin çalışmış olduğu firmalar dışında finansör bankalar; teknik konularda Mott Mac Donald, çevre, iş sağlığı ve güvenliği konularında Aecom, sigorta konusunda Marsh, vergi ve mali danışman olarak Ernst & Young, hukuk müşaviri olarak da Clifford Chance ile çalışmalarını gerçekleştirdiler. Tüm bu konu başlıklarında ilgili danışmanlar tarafından hazırlanan teknik ve mali içerikli raporların, yatırımcı ve finansör bankalarca antad kalınması ve paralelinde Ana Kredi Anlaşması ve eklerine ilişkin IC Holding Finans Koordinatörlüğü olarak finansör bankalar ile yürütmüş olduğumuz müzakerelerin tamamlanmasını müteakip ilk imzalar 3 Eylül 2013’te atıldı. 59 metrelik genişliği, 1408 metrelik ana açıklığı ile dünyanın en uzun ve en geniş asma köprüsü. HA B E R L E R ÇEŞME MARİNA’YA ÜSTÜN TASARIM ÖDÜLÜ TAKDİM EDİLDİ IC İÇTAŞ İNŞAAT tarafından inşa edilen ve Doğu Akdeniz’in en önemli yat limanlarından birisi olan Çeşme Marina aldığı ödüllere bir yenisini ekledi ve Dünya Denizyolu Taşımacılığı Altyapısı Birliği’ne (PIANC) bağlı Rekreasyonal Denizcilik Komisyonu tarafından oybirliğiyle fonksiyonel, estetik ve çevresel değerlendirme kriterleri bakımından en iyi marina seçildi. Dünya Denizyolu Taşımacılığı Altyapısı Birliği’ne (PIANC) bağlı Rekreasyonal Denizcilik Komisyonu tarafından 2014 PIANC Marina Üstün Tasarım JackNichol Ödülü’ne layık İÇTEN BAKIŞ › 2014 görülen Çeşme Marina’ya 8 ödülü takdim edildi teşekkürlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu. DÜNYANIN EN İYİLERİNİ GERİDE BIRAKTI BİR ‘İLKİ’ TÜRKİYE’YE TAŞIDI Daha önce “En İyi Mimarlık Projesi”, “En İyi Marina”, “En İyi Turizm Yatırımı” gibi ödülleri kazanan Çeşme Marina, PIANC ödülünü alırken çok önemli ve ödüllü Jachthaven Bruinisse (Hollanda), Marstrand (İsveç)Porto Montenegro (Karadağ) marinalarını geride bıraktı. IC Holding Yönetim Kurulu Üyesi Salih Çeçen’e 2014 PIANC Marina Üstün Tasarım Jack Nichol Ödülü; Swiss Otel’de ICOMIA Dünya Marinalar Konferansı kapsamında düzenlenen özel bir törenle takdim edildi. Ödülü Moffatt ve Nichol (UK) Kıdemli Başkan Yardımcısı Robert Nathan tarafından alan Çeçen, “Çeşme Marina olarak Dünya Denizyolu Taşımacılığı Altyapısı Birliği’nden ödül alan ilk Türk marina olmanın gururunu yaşıyoruz. Bu ödülün Türk marinacılık sektörü için önemli bir adım olacağını düşünüyor ve bu ödüle layık gören herkese Marinaların planlanma ve tasarım, çevreyle uyum, fonksiyon ve estetik özellikleriyle değerlendirildiği PIANC Marina Üstün Tasarım ödülü kapsamında Çeşme Marina, sunduğu hizmetler ve yönetimdeki detaylara verdiği önemle rakipleri arasında ön plana çıktı. Denizde 400, karada ise 100 tekne kapasitesine sahip olan ve uzunluğu 6 metreden 60 metreye uzanan süper yatlara kadar hizmet verebilen Çeşme Marina fonksiyonellik, estetik ve çevresel sürdürülebilirlik kriterleri açısından en iyi tesis olarak seçildi. İÇTAŞ VE TREDAŞ’TAN AĞRI’YA DESTEKLER IC Holding bünyesindeki firmalarımız IC Enerji ve TREDAŞ Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş., Ağrı İlimize anlamlı hediyeler sunmaya devam ediyorlar. IC Enerji, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Ağrı Merkez Karasu Ortaokulu, Eleşkirt İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Toprakkale Ortaokulu, Eleşkirt YİBO, Doğubeyazıt Kemal Paşa İlkokulu ve Doğubeyazıt Cemile Yunusoğlu İlkokulu için ihtiyaç duyulan mobilyaların temin edilmesini sağlamış ve üniversitemizin bahçesi için büyük satranç takımı hediye etmişlerdir. TREDAŞ Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş., üniversitemizin fitness merkezine, yeni ekipman desteğinde bulunmuştur. IC Vakfı olarak, İÇTAŞ ve TREDAŞ Yöneticilerine, duyarlılıkları ve değerli katkıları adına teşekkürlerimizi sunarız. IC HOTELS iLE AĞRI İBRAHiM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ ARASINDA İŞBİRLİĞİ PROJELERİ IC Hotels Genel Müdürü Derya Billur, IC Hotels Santai İşletme Müdürü Hakan Saltık, IC Hotels Green Palace İşletme Müdürü, IC Hotels Airport İşletme Müdürü Ece Ataksoy ve IC Vakfı Müdürü Meral Dinçer Ağrı’ya giderek, İbrahim Çeçen Üniversitesi’ni ziyaret etti. Tüm kampüsü gezen, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Telat Yanık, idareciler ve akademisyenlerle de görüşen otel müdürleri, üniversiteyi fiziki yapı, mimari, teknik ve çevre düzenlemesi ile çağdaş ve modern bulduklarını dile getirdiler. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İrfan Aslan ile yapılan toplantıda birçok konu üzerinde konuşularak, karşılıklı işbirliği yollarının geliştirilmesine karar verildi. Böylelikle önümüzdeki süreçte IC Hotellerimiz ile üniversite arasında çeşitli projeler gerçekleştirilmesi söz konusu olabilecektir. İÇTEN BAKIŞ › 2014 9 HA B E R L E R IC VAKFI AĞRI’DAKİ BURSİYERLERİYLE BULUŞTU IC Vakfı tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen bursiyer buluşmasının dördüncüsü, bu yıl da Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Konukevi’nde yapıldı. ” Buluşma Kaynaşma ve Tanışma” adı altında yapılan toplantımız, bursiyerlerimizin yoğun katılımıyla büyük coşku ve eğlence ortamında geçti. IC Vakfı tarafından, bir süre önce hizmete giren Üniversite Konukevi’nde düzenlenen programa, Vakıf Müdürü Dr. Meral DİNÇER, Genel Sekreter Yardımcı Ali BALKİS, Spor Kültür Daire Başkanı Murat TOK, Strateji Dairesi Başkanı Ali DEMİREL, SKS Şube Müdürü Bülent YONTAR, İbrahim Çeçen İlköğretim Okul Müdürü İsmail DURAK ve IC Vakfı Görevlisi Neslihan ARSLAN katıldı. Üniversitemiz bursiyerlerinin yanı sıra, Ağrı’da görev yapan mezun bursiyerlerin de yer aldığı programın açılışında konuşan Dr. Meral DİNÇER, öğrencilere Vakfın çalışmalarını tanıtan bir sunum yaptı. Vakfın bu güne kadar 10.000 öğrenciye burs sağladığını kaydeden DİNÇER, bu yıl 650 öğrenciye karşılıksız burs verildiğini aktardı. Bursiyer buluşmasında Üniversite hakkında bilgi veren Genel Sekreter Yardımcısı Ali BALKİS, “Dört yıllık süreçte, 6 fakülte, 2 enstitü, 6 yüksekokul ve 7 meslek yüksekokulu ve 5 Araştırma Merkezi ile öğrencilerimize hizmet veriyoruz. Şu anda üniversitede 170 bin m2 kapalı alan bulunmaktadır. İÇTEN BAKIŞ › 2014 Bu süreçte 200 trilyonun üzerinde bir yatırım yapıldı ve bu yatırımın önemli bir kısmını eğitim gönüllüsü Sayın İbrahim Çeçen Bey üstlendi” dedi” BALKİS; Bu toplantı vesilesiyle, İbrahim ÇEÇEN Bey’e, IC Holding’e, IC Vakfı’na ve tüm çalışanlarına teşekkür ettiklerini kaydetti. 10 Vakfın mezun bursiyerlerinden Dr. Cesim Solhan, Dr. İlhami Yıldız, Kamuran Duru, Av. Fuat Çamlıbel ise tek tek söz alarak, öğrencilik dönemlerinde aldıkları bursun ne kadar önemli olduğundan söz ederek, öğrencilere tavsiyelerde bulundular. Ağrı İbrahim Çeçen İlkokulu Müdürü İsmail Durak yaptığı konuşmada, İbrahim Çeçen’in Ağrı’ya çok önemli katkılarda bulunan bir işadamı olduğundan söz ederek, yaptırdığı ilkokul ve üniversite ile eğitime, çocuk ve gençlere ne kadar çok önem verdiğini vurguladı. Konuşmalardan sonra bursiyerlerimizden Fen Bilgisi öğretmenliği 4.sınıf öğrencisi Erkan Tekin bağlaması ile, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği 3.sınıf öğrencisi Maksut Çavlu ise gitarıyla çalıp söylediği türkülerle arkadaşlarına eğlenceli dakikalar yaşattı. Yine Türk Dili ve Edebiyatı 3. Sınıf Öğrencisi bursiyerimiz Ömer Abıska, bağlaması ile türküler söyleyerek arkadaşlarının sınav yorgunluğunu üzerlerinden atmasına vesile oldu. Bursiyerlerimizden Okul Öncesi Öğretmenliği 1.sınıf öğrencisi Tevrat Ayaz, kendi yazdığı şiirini okuyarak duygu dolu dakikalar yaşattı. Bursiyerlerimizin birbirlerini hem daha yakından tanıma fırsatı sağlayan, hem de birlik ve beraberliğin ne kadar anlamlı olduğunu farkettiren toplantımız, Grup Hayyam’ın dinletisi ile son buldu. Ayrıca üniversitemiz, çevre konusunda büyük duyarlılık göstermektedir. Resmi yazışmaların Elektronik Belge “Doğu’dan Yükselen Işık” sloganı ile, 2007’de kurulduktan sonra ülkemizin saygıdeğer işadamlarından eğitim gönüllüsü Sayın İbrahim Çeçen Bey’in ismini alan Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, henüz 5 yıllık bir eğitim yuvası olmasına karşın, fiziki ve akademik gelişimini hızlı bir şekilde sürdürmektedir. Üç yıl önce yaklaşık 2 bin dönüm üzerine kurulu olan yerleşkede, Rektörlük, Eğitim Fakültesi, Fen Edebiyat Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Meslek Yüksekokulu, Eleşkirt Celal inşaatları da hızla yükselmeye başlamıştır. Bu kapsamda, Patnos Sultan Alparslan Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi ile Doğubayazıt’ta işadamı Abdulbari Gozal tarafından yaptırılan Meslek Yüksekokulu binalarının bu sene tamamlanması hedeflenmektedir. Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük çok amaçlı kültür merkezi ve İslami İlimler Fakültesinin temelleri de kısa bir zamanda atılacaktır. Geçtiğimiz yıl 8 bin olan öğrencisi sayısını bu sene yaklaşık 11 bine yükselten Üniversitemiz, Eczacılık Fakültesi ile Türkiye’de bir ilk olan Eleşkirt Celal Oruç Hayvansal Üretim Yüksekokulu’nun ilk öğrencilerini 2013-2014 eğitim - öğretim döneminde aldı. 308 olan akademisyen sayısının 360’a ulaştığı Üniversitemizde, ilk profesörümüz Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Mehmet YALÇIN oldu ve Oruç Hayvancılık Üretim Yüksekokulu Merkezi Yemekhane ve Kafeterya, Çok Amaçlı Spor Salonu, Merkezi Araştırma ve Uygulama Laboratuvarı, Garaj ve Atölyeler, Lojmanlar ve Cami ile 6.5 kilometrelik Bisiklet, Yürüme ve Çevre yolu, Sosyal tesis, Stadyum, Isı ve aydınlatma merkezleri kısa zamanda faaliyete geçirilirken, Üniversite Konuk Evi ile Tenis kortları ve sosyal tesisi de hizmete girmiştir. Bunun yanı sıra ilçelerde kurulan fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokullarının AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ HIZLI BÜYÜMESİNİ SÜRDÜRÜYOR Yönetim Sistemi ve e-imza kullanılarak gerçekleştirildiği Üniversitemizde, kağıt masrafında yüzde 70 oranında sağlanan tasarruf ile doğanın korunmasına katkı sağlanmaktadır. 11 İÇTEN BAKIŞ › 2014 ilk profesörlerimiz arasında yer alan Prof. Dr. Yücel ÜNAL, Rektör Yardımcılığına atandı. S ÖY L E Ş İ AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ REKTÖR YARDIMCISI PROF. DR. TELAT YANIK İLE ULUSLARARASI İLİŞKİLER HAKKINDA... Sayın Rektör Yardımcımız, Sizin görev alanlarınızdan biri de üniversitenizin uluslararası ilişkilerini yürütmek. Yeni kurulmuş bir üniversitenin zorluklarını da göz önüne alarak, uluslararası ilişkiler konusunda çok ciddi yollar kat ettiniz, birçok şeyi ilk defa yaptınız ve bugünlere getirdiniz. İşte bugün bu konuda sizinle söyleşi yapmak istiyoruz. İÇTEN BAKIŞ › 2014 Ne kadar zamandır Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektör yardımcısı görevini sürdürüyorsunuz? 12 Sayın Rektörümüz Prof. Dr. İrfan ASLAN tarafından Rektör yardımcılığı görevine Haziran 2010’da atandığımdan beri 4 yılı aşkın süredir bu görevi ifa etmekteyim. Bilindiği gibi rektör yardımcılığı icra makamı olmayıp sadece yardımcı makamıdır. Dolayısıyla yapılan işlemlerin hepsi rektörün bilgisi dâhilinde gerçekleştirilmektedir. Ancak yapılan işlerin koordinasyonuna yardımcı olmak bakımından dikkat isteyen bir makam olduğu söylenebilir. Üniversitenizin Uluslararası İlişkiler Bölümü ne zaman faaliyete geçti? Yeni kurulan bir üniversite olarak ilk önce neler yaptınız? Uluslararası İlişkiler Birimi, üniversitemizin kuruluşundan beri faaliyet göstermektedir. Aslında üniversitemizin kuruluşundan 2 yıl sonra bu görev tevdi edildiğinde Uluslararası ilişkiler ofisi açılmış ve Standard Erasmus Charter’ide alınmıştı. Fakat, faaliyet olarak henüz başlangıç aşamasındaydı ve görev tanımlaması da henüz yapılmamıştı. Her şeyden önce belirtmekte fayda var bu tip yerlerde çalışan kişiler her çeşit bağnaz duygulardan kendini arındırmış, yaptığı işten zevk alan, her şartta ülke menfaatlerini kendi menfaatlerinin üzerinde tutabilen profesyonel mantıkla hareket eden, profesyonel mantığa sahip, yorulmak nedir bilmeden, mesai mefumu gözetmeden gönüllü olarak beklentisiz çalışan insanlardır. Konukseverlik ve misafir ağırlama gibi engelleri pratik zekasını kullanarak aşma gibi özelliklerinin yanında icap ettiğinde her türlü fedakarlığa da katlanabilen kişilerdir. Biz göreve geldiğimizde öncelikle bu şekilde hizmet verebilecek arkadaşlarımızı biraraya getirmeyi hedefledik. Bilindiği gibi ekip çalışması her zaman daha iyidir ve hızlı yol almada etkili etkendir. Durum analizi yapacak olursak; terörün pençesinde çekişen, her gün doğal gaz boruları patlatılan, suikastlerin yaşandığı hava alanının bile olmadığı bir yerde iklim şartlarını da eklediğinizde bizlere nefes aldıran tek güç, İbrahim Çeçen Bey olmuştu. Öyle ki en güzel yapı malzemelerini getirtip kaliteden hiçbir ödün vermeden rektör ile birlikte el ele hızlı bir yapılaşmaya gidilmişti. Buradan hareketle dış ilişkilerde de yardım alabilir miyiz diye düşündük. Ekip çalışmasının ve istişarenin önemini önceki tecrübelerimizden çok iyi bildiğimiz için öncelikle, yardımcılığımıza Yrd. Doç. Dr. Meral DİNÇER Hanımefendiyi getirdik. Meral Hanım IC Vakfı’nın başında olduğu için yapılacak faaliyetleri özetlediğimizde meseleyi hemen sahiplendi ve özellikle teşvikler vererek yurt dışından hoca ve öğrenci getirme işine koyulduk. Tabi rektörümüzün genç ve enerjik oluşu konuyu yakından takip edişi sürekli desteği de şevkimizi bir kat daha arttırdı diyebilirim. Üçüncü aşamada ise Avrupa Birliği ve Ulusal Ajansımız tarafından öngörülen kuralları dikkate alarak üniversitemiz çapında organizasyon kurduk. Elbette ki üniversitemizin çok genç oluşu, yeterli sayıda hoca ve öğrencimizin olmayışı hocalarımızın konuya şüphe ile yaklaşmaları, özellikle Bologna süreci çalışmaları ve Erasmus arasında bağ kurulamaması işimizi zorlaştırıcı etkenlerin başında idi. Dördüncü aşamada biz Ulusal Ajansımızdan aldığımız hibe ve kontenjanları tam kullanabilmek adına öncelikle üniversitemizde dil bilen hocalarımızı tespit ettik. Daha sonra dil bilen 1 hocamızın yanına en az 2 en fazla 4 kişi olacak şekilde dil bilmeyen üniversite mensuplarımızı ve Telat Yanik and Irfan Aslan, 2013. Internationalisation Strategy of Ibrahim Cecen University of Agri (ICUA). Pakistan Journal of Social Sciences, 10: 198-203. DOI: 10.3923/pjssci.2013.198.203 Ayrıca üniversitemizin genel sekreterliği ve SKS birimi ile koordineli çalışarak çeşitli dillerde el broşürleri hazırlatmak suretiyle uluslararası fuarlarda üniversitemizin tanıtımı yapıldı. İlk günden bugüne baktığınızda, uluslararası ilişkiler açısından üniversitenizde neler yapıldı? Üniversitemizde Erasmus öğrenci kulübü kurma çalışmaları başlattık. Doğu Anadolu’da tek olarak Euro desk noktası seçildik. URL: http://medwelljournals.com/ abstract/?doi=pjssci.2013.198.203 Netice itibariyle dinamik bir ofis çalışan kadromuz var gençlerimiz istekli ve kabiliyetli dolayısıyla ekip olarak bütün işlerin üstesinden gelebiliyoruz. Ancak beklentimiz Enstitü, Fakülte ve Yüksek okullarımız kendi anlaşmalarını yapmak suretiyle kendi öğrencilerini ve öğretim eleman kadrolarını belirlesinler ve ofisimizin ise dağıtım işinde bir koordinasyon merkezi olarak hizmet etmesidir. Üniversitemizin, Uluslararasılaşma alanındaki ilk büyük atılımı Akademik Tanınma ile ilgili yaparak Bologna Süreci’ne dahil olmak oldu. Her temel alanda öğretim yapmayı amaçlamış bir üniversitenin, Dünya ve Avrupa AKTS kullanması ile ilgili talimatıyla daha iyi anladık. Üniversitemiz, bu çalışmayla diplomamızın tüm dünyada tanınabilmesini sağlayan, Diploma Eki verebilme yetkisine YÖK tarafından layık görüldü. Uluslarasılaşmadaki ikinci büyük adımımız ise Erasmus Programı çerçevesinde imzaladığımız protokolleri, öğrenci, akademisyen ve idari personel hareketliliği ile akademik faaliyete dönüştürebildik. Bu değişimler üniversitemize ve ortak üniversitelere farklı uygulama ve deneyimleri paylaşma ve kendi kurumumuzda uygulama fırsatı verdi. 2014-2020 yılları arasında geçerli olacak ERASMUS+ beyannamesini üniversitemize kazandırmayı da yine yukarıda arz ettiğim ekip çalışmasıyla başarmanın mutluluğunu yaşıyoruz. IC Vakfı’nın yurt dışına göndereceğimiz öğrencilerimize ulaşım desteği vermesi özellikle çalışkan ancak maddi imkanı olmayan öğrencilerimizin bu altın fırsatı kaçırmamalarını sağlamıştır. Ayrıca yurt dışından gelen olan bazı öğretim üyelerine ve yabancı öğrencilere yine Yaptığımız üniversite işbirlikleriyle rektörümüz çok sayıda Memorandum of Understandings (MOU) anlaşması imzaladı. Biz imzalanan anlaşmalardan sonra bunları hayatiyete geçirmek için çalışmalar yapmaktayız. Beşinci aşamada birimimizi tam verimli çalıştırabilmek için Uluslararasılaşma politikamızı belirlemek ve Uluslararasılaşmak için sayın rektörümüz ile birlikte Üniversitemizin Uluslararasılaşma stratejisini ve Dış ilişkiler ofisimizin yapısı ve fonksiyonlarını Türkiye’de ilk defa Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi olarak uluslararası hakemli dergilerde yayınlattık. (Telat Yanik and Irfan Aslan, 2013. Internationalisation Strategy of Ibrahim Cecen University of Agri (ICUA). Pakistan Journal of Social Sciences, 10: 198-203. DOI: 10.3923/ pjssci.2013.198.203. URL: http://medwelljournals.com/ abstract/?doi=pjssci.2013.198.203 üniversitelerinin tanıdığı ve uyguladığı bir standardizasyonu görmezden gelemezdik. Bu bağlamda 2009 yılından başlayarak ve her akademik yıl devam ederek, bütün bölüm ve derslerin öğrenim çıktıları ve kredilerinin iş yüküne göre hesaplandığı AKTS (ECTS) çalışmalarını başlattık ve ilk AKTS kataloğumuzu yayınladık. Bu çalışmanın elzem olduğunu, 2013 yılında YÖK’ ün tüm üniversitelerin IC vakfının yapmış olduğu destekler üniversitemizin mükemmel alt yapı imkanlarının yabancı bilim adamlarınca keşfedilmesine imkan sağlamıştır. Hangi ülkelerdeki, hangi üniversitelerle protokoller imzalandı? Avrupa Birliği Ülkelerinin birçoğundan çeşitli üniversiteler ile Erasmus ve MOU anlaşması, diğer dünya ülkeleri üniversiteleri ile ise Mevlana ve MOU anlaşmaları imzaladık. Şu an yeni eklenen 13 İÇTEN BAKIŞ › 2014 katmak suretiyle yurt dışına göndermeyi hedefledik. Tabi bunu yaparken en büyük sorun yurt dışından kabul mektupları almaktı. Başlangıçta hocalarımızı sürece dahil etmek adına bu işi de ofis olarak tüm çalışanlarımızla birlikte üstlendik. Bunu gururla ifade edebilirim. Daha sonra Ağrı ilinin ve üniversitemizin SWOT analizini yaptık. Uluslararası İlişkiler birimin (IRU) faaliyetlerine bölüm, fakülte, öğrenci ve akademisyenlerimizin katkılarını artırmak için çok sayıda toplantılar yapıtık. Web sayfası hazırlayarak çok sayıda sunum mensuplarımızın beğenisine sunuldu. Ayrıca üniversitemizin İngilizce tanıtım sunusunu hazırlayarak yine isteyen herkesin indirebileceği şekilde web sayfamızdan PDF olarak paylaştık. anlaşmalar ile 60ı aşkın ikili anlaşmamız mevcut ve bu sayı her yıl büyük ölçüde artıyor. Ülke ve üniversiteler ile detaylı listeyi birimimizin aşağıdaki linklerinden bulabilirsiniz. http://intoffice.agri.edu.tr/index. php?option=com_content&view= article&id=291&Itemid=407 Avans University, Netherlands Alina Mihalea Vladutu, Pitesti University, Romania Stanko Pelc, University of Primorska Tomescu Crenguta Ileana, Pitesti University, Romania Isac Nicoleta, Pitesti University, Romania Oksana Galarowicz, Main School of Fire Service, Poland Sutan Nicoleta Anca Pitesti University, Romania Monica Neblea Pitesti University, Romania Yüce Yilmaz-Aslan, Bielefeld University, Germany Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi yurtdışında nasıl tanıtılıyor? Dr. Patrick Brzoska, Bielefeld University, Germany Dr. Orsolya Falus University of Kaposvar, Hungary Dr. József Varga University of Kaposvar, Hungary Bunlara ilaveten hazırlatmış olduğumuz el broşürlerini hudut kapılarına ve elçiliklerimize de göndererek tanınırlılığımızı artırmaya çalışmaktayız. Öğrenci fuarlarına üniversitemizi tanıtmak amacıyla zaman zaman katılımlar sağlanmaktadır. Bugüne kadar Erasmus’la yurtdışına giden öğrenci sayınız nedir? Hangi ülkelere gittiler? İÇTEN BAKIŞ › 2014 Yanık, http://intoffice.agri.edu.tr/index. php?option=com_content&view= article&id=300&Itemid=439 Birimimiz tarafından hazırlanan, tüm bölüm ve dersleri içeren bilgi paketimizi her akademik dönem başında tüm ortak üniversitelere gönderiyoruz. Bunun yanında, katıldığımız uluslararsı fuarlar, değişim programlarında yaptığımız sunumlar ve el broşürleri üniversitenin tanıtımına büyük katkı sağlıyor. Dahası üye olduğumız Magna Charta, Kafkas Üniversiteleri Birliği gibi prestijli konsorsiyumlar adımızın yeterince duyulmasına katkı sağlıyor. 14 Muzaffer Bugüne kadar Erasmus Progamıyla yurtdışına giden öğrenci sayımız 68 ve ağırlıklı olarak Polonya, Romanya, Portekiz, Danimarka, Macaristan gibi ülkelere gittiler. 2014/2015 Akademik yılında gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz öğrenci değişim sayısı ise 60, yani neredeyse son 4 yılki kadar hareketlilik hedefliyoruz. Yurtdışından Erasmus kapsamında hangi akademisyenler geldi? Üniversitenizde neler yaptılar? Üniversitemize şu ana kadar Erasmus kapsamında ziyarette bulunan akademisyen sayısı 12’dir. Ziyaret süresince, akademisyenler ders verme, sunum yapma, kültürel programlara katılma gibi bir çok etkinliğe katıldılar. Özellikle, ziyaret ettikleri bölümlerimizdeki akademisyenler ile görüşmeleri, gelecekteki ortak projeler ve öğrenci değişimi konusunda çok faydalı oldu kanaatindeyim. yapılan çalışmalar öğrenci değişimi, hoca ve idari personel değişimi seviyesindedir. Yurt içinde ise ortak doktora programları açmak vasıtasıyla yurt dışından lisansüstü öğrenci getirilmesi hedeflenmektedir. Erasmus’la yurtdışına giden akademisyenleriniz ve idarecileriniz neler yaptı? Üniversitemize geçen yıl 130 yabancı öğrenci kayıt yaptırmak üzere başvuruda bulunmuş olup, toplam 30 öğrenci kabul edilmiştir. Bunlardan 14 ü derslerine devam ederken 16’sı ise Türkçe Dil becerilerini geliştirmek için Türkiye’nin değişik illerinde kurs görmektedirler. Üniversitemizde sayın rektörümüzün çabalarıyla kurmuş olduğumuz TİD Türkçe ikinci dil merkezimiz faaliyete başladığında bu yıl almayı planladığımız 1200 yabancı uyruklu öğrencimize üniversitemizde dil öğretme altyapısına kavuşmuş olacağız. Erasmus Programının amacına uygun olarak, giden akademisyen ve idari personelimiz, karşı kurumda yapılan toplantı, workshop gibi etkinliklere katılarak ve çeşitli sunumlar yaparak Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ni tanıttılar. Bunun yanında, akademisyenlerimiz karşı kurumda hafta da en az 5 saat ders verme etkinliğinde bulundular. Mevlana Programı ile üniversitenizde yapılanlar nelerdir? Mevlana programı çerçevesinde üniversitemizde bir koordinatörlük kurulmuş olup yapılan ikili yazışmalar neticesinde Rektörümüzün imzaladığı anlaşmalar ile anlaşma sayımızı 20 civarına çıkarmış durumdayız. Üniversitemizi bu program çerçevesinde Azerbaycan’dan bir profesör ziyaret etmiştir. Diğer üniversiteler ile yaptığınız ortak projelerinizden bahseder misiniz? Şu an itibariyle uluslararası ilişkilerde Üniversitenizde okuyan yabancı öğrenci durumunuz nedir? Bir üniversitenin uluslararası bölümü niçin önemlidir? Uluslararası ilişkiler her şeyden önce sadece yabancı dil bilgisi değil aynı zamanda yabancı ülkelerin kültürlerine aşina olmayı gerektiren bir birimdir. Uluslararası ilişkiler bir üniversitenin tanınırlığında rol oynayan en önemli etkenlerden birisi olup üniversitenin vitrinini oluşturmaktadır. Uluslararası standartlara kavuşturulmuş bir altyapıya ilaveten eğitim öğretim getirmiş bulunmaktayız. Uluslararası ilişkilerle ancak hedeflediğimiz din, dil, ırk, cinsiyet ve milliyetlere bakmaksızın eşit ortamda çok ülkeli bir eğitim seviyesini yakalayabilmek mümkün olabilir. Yabancıların ihtiyaçlarını anlamak ve önceliklerini bilmek bize avantaj kazandıracaktır. Bu nedenle üniversitemizin gören gözü olarak ta işlev görmektedir. Fiziki bakımdan karşılaştırma yapıldığında üniversitemizin uluslararası üniversitelerle yarışabilir niteliklere sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak doku uyuşmazlığı olduğunu görmek mümkün öyle ki yapılan hizmetin neye yaradığını anlamaya çalışmaktan ziyade olumsuz eleştirilere çoğu zaman maruz kalmaktayız. Uluslararası İlişkiler Birimi etkili çalışması durumunda diğer üniversitelerle köprüler kurarak evrensel değerlerimizi, kültürel birikimimizi diğer ülkeler, üniversiteler, fakülteler, bölümler ve hatta öğrencilere ulaştırmamıza imkan sağlayan etkenlerden birisi olabilir. Bu bakımdan düşünüldüğünde ise Uluslararası İlişkiler Birimi icra organı olarak ta görev yapabilmektedir. Bugüne kadar birçok yabancı üniversiteyi gezmişsinizdir. Yurtdışında gördüğünüz üniversitelerle, üniversitenizi karşılaştırdığınızda, neler söylersiniz? Bilimsel olarak karşılaştırma yapmak için şu an erken diye düşünüyorum. Ancak üniversitemizde zamanla ciddi bir birikimin olduğunu görmekteyiz. Yabancı dil adeta bizim kâbusumuz diğer üniversitelerle karşılaştırdığımda üniversitemizde bu bakımdan hamleler personel ve öğrenci değişimi alanında fark atmış olduğunu söyleyebilirim. Bizden çok önce kurulmuş bazı üniversiteler ile şu an seçtiğimiz ve göndereceğimiz sayılar eşit durumda. Dolayısıyla, değişim konusundaki performansımız hızla artıyor diyebiliriz. Üniversiteniz uluslararası hangi belgeleri aldı? Magna Charta, Kafkas Üniversiteler Birliği, Erasmus and Erasmus + (2014-2020) Charter Bir de üniversitemizde görev alan yabancı hocalardan bahseder misiniz? Kaç yabancı hoca var, hangi ülkelerden geldiler, hangi bölümlerde görevliler? Üniversitemizde ihtiyaç duyulan birimlerde 14 adet yabancı uyruklu hocamız istihdam edilmektedir. Bunlar arasında Azerbaycan, Gürcistan, Malezya, Yukarıda arz ettiğim hususlar dikkate alındığında uluslararası ilişkiler dolayısıyla bu ilişkileri koordineli bir şekilde organize eden uluslararası ilişkiler birimi üniversitemiz için faydalı olan birimler arasındadır denilebilir. Üniversitenizi uluslararası camiada tanıtımında yaşadığınız sorunlar var mı? Yeni kurulan bir üniversite olarak, tabi ki tanıtımda sıkıntılarımız çok. Üniversite’nin sosyo-ekonomik açıdan kalkınmamış bir ilde kurulmuş olması, batı üniversiteleri gibi vadedeceğimiz deniz, kum, güneş üçlümüzün olmayışı gibi sebepler öğrenci ve akademisyen alamamada oldukça etkili. Fakat, biz üniversitelerin sosyal, kültürel cazibesinin yanında en önemli cazibe merkezinin bilim olması kanaatindeyiz. Dolayısıyla, çalışmalarımız daha çok akademik ve bilimsel alanlara yönlendiriyoruz. IC Vakfı’nın yapmış olduğu promosyonlar ve ikili ilişkilerimizle, özellikle rektörümüzün kişisel çabalarıyla üniversitemizi Asya, Avrupa, Afrika ve Amerika’da tanınır hale yapmak gerektiği görülmektedir. Rektörümüz Yabancı Diller Yüksek okulunu açmak suretiyle bu hususta önemli bir adım atmakla birlikte sürece tüm üniversitemiz mensuplarının katkı yapması beklenmektedir Uluslararası ilişkiler bağlamında Türkiye’deki diğer üniversitelerle Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ni karşılaştırdığınızda neler söylersiniz? Üniversitenizin bu konuda yeri nedir? Üniversitemiz daha çok yeni olmasına rağmen, çok köklü ve eski üniversitelere uluslararası politika ve proje geliştirme, Romanya, Israil, Kırgızistan sayılabilir. Bunlar Eğitim ve Fen edebiyat başta olmak üzere Merkezi laboratuvarımızda da istihdam edilmektedirler. Önümüzdeki yıl üniversitenizde uluslararası tanıtım ve ilişkiler açısından neler yapmayı planlıyorsunuz? Yapılacak işlerin başında üniversitemiz birimlerinin kendi anlaşmalarını yapmaları için teşvik etmek gelmektedir. Bu şekilde bir elin nesi var iki elin sesi var misali top yekün bir tanıtma hamlesi gerçekleştirmiş olabiliriz. 15 İÇTEN BAKIŞ › 2014 seviyesi ve çalışanlarında aynı anlayışa ve standartlara kavuşturulmasında rol oynayan önemli faktörlerin başında gelmektedir. Bu bakımdan uluslararası ilişkiler birimi bir üniversitenin hafızası manasına da gelmektedir. HA B E R L E R AĞRI İLİNİN TURİZM POTANSİYELİ ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ İÇTEN BAKIŞ › 2014 BULDU 16 Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi ve İbrahim Çeçen Vakfı işbirliğiyle düzenlenen “Ağrı İlinin Turizm Potansiyeli”. Araştırma Proje Yarışmasında ödüller sahiplerini buldu. Türkiye genelinde çok sayıda projenin katıldığı yarışmada dereceye giren eser sahipleri gerçekleştirilen törenle ödüllerini aldı. Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen programa Rektör Prof. Dr. İrfan ASLAN, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Telat YANIK, Vali Yardımcısı Taner TENGİR, İbrahim Çeçen Vakfı Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral DİNÇER, idari ve akademik personelle birlikte öğrenciler katıldılar. Yarışmada birinciliği “Nuh’un Şehri, Güneşi Kucaklayanlar” isimli projesiyle Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Arş. Gör. Kübra YILDIRIM kazandı. İkinci eser; “Ağrı İlindeki Turizm Değerlerinin Yatırım Merkezine Sağlık Turizminin Oturtularak Bölgenin Turizm Potansiyelinin Yeniden Keşfedilmesi” isimli projesiyle Sağlık Bakanlığında iç denetçi olarak görev yapan Haşem ASLAN oldu. Üçüncülüğü ise, “Ağrı İlinin Turizm Potansiyeli” isimli projesiyle Sultan YÜKSEKKAYA, Aslı ÇELİKEL ve Harika SOLMAZ kazandı. Ödül kazanan projelerin yer aldığı kitapta, ayrıca jüri tarafından yayımlanabilir nitelikte bulunan, AİÇÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sinan KOCAMAN ve öğretmen Deniz TAVUS ve Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Mikail Kırboğa’nın projeleri de ödüllendirildiler. Proje Yarışmasında birinci olan eser sahibine 10 bin, ikiciye 8 bin ve üçüncüye de 6 bin lira para ödülü verildi. Ödül töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. İrfan ASLAN: “Üniversitemiz 2008’de kurulmaya başladı. Bu mevcut kampüse de 2009’da temel attık. Kampüsümüz kısa sürede bu hale geldi. Kampüsümüzün bu hale gelmesinde de en büyük emek saygıdeğer iş adamımız İbrahim Çeçen Bey’e aittir. Bundan dolayı da şahsım ve yönetimim adına kendilerine şükranlarımı arz ediyorum” dedi. “Üniversite yönetimi olarak, üniversiteyi kurmaya başladığımızda, partnerlerimiz ne ister, şehir ne ister, şehirde ne yapmak gerekiyor diye çeşitli çalışmalarımız oldu” diyen Prof. Dr. ASLAN; “Bugün de bu çalışmalarımızdan bir tanesini sonuçlandırdık. İnşallah iyi sonuç alırız, güzel şeyler ortaya çıkar. Değişik zamanlardaki konuşmalarımda da ifade ettiğim gibi, üniversiteler sadece bilim üreten, akademisyen yetiştiren, öğrenci yetiştiren yerler değildir. Üniversiteler; bir ülkenin, bir bölgenin, bir ilin ekonomik değerlerini, sosyal yapısını, sosyokültürel altyapısını ortaya çıkaran, onların değerlendirilmesini sağlayan ve o bölgenin, toplumun kalkınmasında itici güç olan yerler olmak zorundadır.” dedi. düşündük. Ağrı için turizm çok önemli, bu bakımdan değişik yerlerden proje yarışmamıza katılan arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Sonunda güzel bir çalışmanın ortaya çıktığına inanıyorum.” İbrahim Çeçen Vakfı Müdürü ve Üniversitemiz Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Meral DİNÇER: “İbrahim Çeçen Vakfı olarak iki yıl önce Ağrı ilimizle ilgili bir dizi araştırma ve proje geliştirme yarışması düzenlemeye karar verdik ve “Ağrı İçin Bir Fikrim Var” konulu yarışmayı gençler arasında düzenledik. Bir sonraki yıl ise bu yarışmaya akademisyenlerimizin de katılımını arzu ettik. Bu yarışmalara katılanların eserleri sonucu çok farklı ve anlamlı projeler ortaya çıktı” dedi. Bu sene ise Sayın Rektörle görüşmeler neticesinde Ağrı ile ilgili daha spesifik bir konuyla yarışmanın çok daha anlamlı olacağı sonucuna vardıklarını ifade eden DİNÇER; “ Ağrı’da birçok konuda araştırma ya da yarışma düzenlenebilir ama yine Rektörümüzün önerisiyle turizmin ayrı bir önemi olduğu görüşüyle turizm konulu bir yarışma olsun istedik. “Ağrı İlinin Turizm Potansiyeli” konulu yarışmayı Türkiye çapında yapmaya karar verdik” dedi. DİNÇER konuşmasını şöyle sürdürdü; “Jürimiz; Ağrı Valisi Dr. Mehmet TEKİNARSLAN, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İrfan ASLAN, Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akın AKSU, Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Osman AYIK, IC İbrahim Çeçen Holding Yönetim Kurulu Üyesi Serhat ÇEÇEN, İbrahim Çeçen Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Günseli ÇEÇEN, ICF Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah KELEŞ’ten oluştu. Bütün eserler tek tek incelenerek jüri tarafından değerlendirilip en sonunda da ortak kanı sonunda birinci, ikinci ve üçüncümüz belli oldu. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitemizin gerçekleştirdiği bu yarışmaya Vakıfımız olarak sponsor anlamında destek olduk. Verilen üç ödülün yanı sıra, jürimiz üç ayrı eseri de kitapta yayımlanabilir nitelikte buldu. Yarışma sonucunda bu projeler 17 İÇTEN BAKIŞ › 2014 Prof. Dr. ASLAN konuşmasına şöyle devam etti: “Üniversiteler kuruldukları yerlerde toplumun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak dinamizmini ortaya çıkaran aktif, sürekli gelişime ve değişime açık yerler olmak zorundadır. Tabi bunları kurgularken, üniversite olarak buradaki halkımıza, bölgemize, ilimize ne gibi faydalar sağlayabiliriz diye her yıl değişik kurgular oluşturduk. Bir üniversitenin yerleşkesini, akademik kadrosunu, akademik çalışmalarını ne şekilde kurgularsanız o şekilde sonuç alırsınız. Değişik zamanlarda bu yaptığımız çalışmaları önümüze serdik, bir adım daha nasıl ileriye gidebiliriz diye kitaplaştırılıyor. Yarışmaya katılan tüm değerli eser sahibine de teşekkür ediyoruz. Bu yarışmayı düzenlemekteki amacımız Ağrı ilinin var olan turizm potansiyelinin canlandırılması, sorunlarının giderilerek yapılması gerekenlerin saptanması, ama en önemlisi ise hayata geçirilebilecek yani uygulanabilir nitelikte projelerin olmasıydı. Umarız bu yarışma sonunda uygulamaya geçirebileceğim somut projeler ortaya çıkar. Bütün Jüri üyelerimize, Sayın Rektörümüze ve idarecilerine çok teşekkür ediyorum. Vakıf olarak Üniversitemizle birlikte projeler ve araştırmalar yapmaya devam edeceğiz.” Törende ödül alan proje sahipleri çalışmalarıyla ilgili olarak kısa sunumlar gerçekleştirdiler. Törende ayrıca Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği bölümü öğrencileri de mini bir müzik dinletisi sundu. Program gerçekleştirilen ödül ve plaket takdiminin ardından sona erdi. HA B E R L E R VAKFIMIZIN DESTEKLEDİĞİ YENİ KİTAPLAR YAYINLANDI ‘’AĞRI İLİ’NİN TURİZM POTANSİYELİ’’ ARAŞTIRMA YARIŞMASI KİTABI OKURLARI İLE BULUŞTU. IC Vakfı ve Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi iş birliği ile düzenlenen, Türkiye geneline yönelik ‘’Ağrı İli’nin Turizm Potansiyeli’’ konulu araştırma ve proje yarışmasının dereceye giren projelerinin dahil olduğu ve toplamda ilk 6 projeyi kapsayan kitap, IC Vakfı Sponsorluğu ile yayınlandı. Yarışma Birincisi Arş. Gör. Kübra YILDIRIM, Yarışma İkincisi Haşem ASLAN, Yarışma Üçüncüsü Aslı ÇELİKEL & Sultan YÜKSEKKAYA & Harika SOLMAZ ve Yarışma Seçici Kurulu tarafından, yapıtlarının yayınlanması faydalı bulunan Yrd. Doç. Dr. Sinan KOCAMAN, Deniz TAVUS ve Mikail KIRBOĞA’nın araştırma projelerinden derlenen AİÇÜ Yayını kitap, “Ağrı İlinin Turizm Potansiyeli” konusunda araştırmalar ve çözüm önerileri ile, önemli bir kaynak kitap niteliğinde, okurları ile buluşmaya hazırdır. ‘‘KAFKASYA ÜNİVERSİTELER BİRLİĞİ ULUSLARARASI AĞRI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ’’ KİTABI YAYINLANDI. İÇTEN BAKIŞ › 2014 Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin IC Vakfı Sponsorluğunda gerçekleşen ilk uluslararası kongresi bilimsel kitabı, yine IC Vakfı desteği ile yayınlandı. 18 “Kafkasya Üniversiteler Birliği Uluslararası Ağrı Sosyal Bilimler Kongresi’nde”; Orta Asya-Kafkasya-Anadolu üzerine, gerek yurtiçi gerek yurtdışında, bu konular üzerinde ciddi ve kapsamlı bilimsel araştırmalar yapan bilim insanlarını bir araya getirip tüm bu çalışmalarını ortak bir platformda paylaşmalarına imkân verilmesi hedeflenmişti. Bu değerli görüşler ve bildirilerden çıkan bilimsel verilerin, ilgili tüm kesimlere sunmak amacı ile Kafkasya Üniversiteler Birliği Uluslararası Ağrı Sosyal Bilimler Kongresi, İC Vakfı ve Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin katkılarıyla 25-27 Eylül 2013 tarihinde Ağrı’da gerçekleşmiştir. Kongreye kabul edilen Tarih 27, Coğrafya – Turizm 18, Eğitim 4, Ekonomi 15, Sanat 10, Edebiyat 11 ve Din-İnanç 20 olmak üzere toplamda 105 bildiri sunusu yapılmıştır. Yurt dışından Azerbaycan - Nahçivan, Kırgızistan, İran, Gürcstan, Romanya ve ABD’den 32, yurt içinden de 83 olmak üzere toplamda 115 bilimadamı ve akademisyen kongreye katılmıştır ve tüm bildiriler, kongre kitabında derlenmiş olup, önemli bir kaynak kitap niteliğinde, üniversitenin bilimsel yayınları arasında yerini almıştır. 2014 yılında Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, büyük spor başarılarına imza attı. IC Vakfı, üniversitenin mezuniyet töreninde, tüm sporcu öğrencilere ve kendilerini çalıştıran tüm eğitimcilerine, AİÇÜ Koro ve eğitmenlerine, para ve başarı sertifikası ödüllerini sundu. “Atatürk’ü Anma Koşusu” Erkekler Türkiye Takım Birincisi Ekibi Sabahattin YILDIRIMCI ( Ferdi Türkiye İkincisi), Şehmus SARUHAN, Adem KARAGÖZ, İsmail BAĞ, Serdal KARATAŞ, “Atatürk’ü Anma Koşusu” Bayanlar Türkiye Takım Birincisi Ekibi Sevilay EYTEMİŞ (Ferdi Türkiye Birincisi), Sevim KABAY, Yonca KARADEMİR, Remziye YILMAZ, Kayak Türkiye Şampiyonası Erkekler Takım Birincisi Ekibi Hamza DURSUN (Ferdi Türkiye Birincisi), Eyüp LEVENT, Hasan KAYA, Adem BATAR ve Bayanlar Türkiye Takım Birincisi Ekibi Yonca KARADEMİR ( Ferdi Türkiye Birincisi), Remziye YILMAZ ( Ferdi Türkiye Üçüncüsü), Tansu AĞTAK, Kros Türkiye Şampiyonası Ferdi Türkiye İkincisi Sevilay EYTEMİŞ, Güreş Türkiye Şampiyonası Türkiye İkincisi Ahmet ERKANLI, Boks Türkiye Şampiyonası Türkiye Birincisi Talip DURU, Puanlı Atletizm Türkiye Şampiyonası Türkiye İkincisi Sevilay EYTEMİŞ bu büyük başarıya imza atmışlardır. Bu gurur tablosunun mimarları, Değerli Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Akademisyenleri Yrd. Doç. Dr. Metin BAYRAM, Doç. Dr. Gökhan BAYRAKTAR, Numan AKTAŞ, Yrd. Doç. Dr. Alper GÜNGÖRMÜŞ, Arş. Gör. S. Tevabil AKA, Yrd. Doç. Dr. Mehmet GÖZTEPE, Doç. Dr. Murat AKYÜZ, Arş. Gör. Ersan TOLUKAN, Arş. Gör. Recep SOSLU, Doç. Dr. Murat TAŞ, Yrd. Doç. Dr. Yaşar Çoruh, Öğr. Gör. Sabır ERTEKİN, Cenap ELEM, Kültür Spor Sağlık Daire Başkanı Murat TOK’a ve Ağrı İbrahim Çeçen Üniversite’sini temsil eden tüm öğrencilerimize, bizlere yaşattığı gurur için teşekkür eder, başarılarının devamını dileriz. 19 İÇTEN BAKIŞ › 2014 IC VAKFI’NDAN AİÇÜ SPOR BAŞARILARINA ÖDÜLLER S ÖY L E Ş İ AĞRI’DAN DÜNYAYA KOŞAN KIZ SEVİLAY EYTEMİŞ sınıfta tanıştım. İlk zamanlarda ağabeylerim karşı çıktı, okumamı bile istemediler. Bilirsiniz doğuda kız çocukları okuyamaz diye bir düşünce vardır. Ama babam ve annem her zaman bana destek olmaya çalıştılar. Babam okumamı çok istedi. Ben de babam ve annemi çok seviyorum, onların bana olan desteğini ve güvenini boşa çıkarmamak için çok çalıştım. Babam her zaman “gözlerindeki okuma ışığını görüyorum, sen çok başarılı olacaksın” derdi. Spora başladığında çevrenden nasıl tepkiler aldın? Atletizme başlamadan önceki hayatından bahseder misin? Ne yapıyordun? Nerede okuyordun? Nasıl bir hayatın vardı? Ben on çocuklu bir ailenin en küçük ferdiyim. Babam çiftçilikle uğraşır, annem ev hanımıdır. Dört erkek altı kız kardeşiz. Abim ve ablalarım ilkokul mezunudurlar. Babamın geliri olmadığından onları okutamamış, evde tek okuyan çocuk benim. Maalesef diğerleri benim kadar şanslı olamamışlar. İÇTEN BAKIŞ › 2014 Atletizmle ne zaman tanıştın? İlkokul dördüncü sınıfta sporla beden eğitimi hocam tarafından tanıştım. Daha o zamanlarda spora hayranlık duyuyordum. Okullar arası yarışlara katıldım. Daha ilkokulda olmama rağmen, orta okul öğrencilerini geçiyordum ve şu an üniversitede olan Metin Bayram hocam tarafından, sporcu kamp eğitim merkezine alındım. Oradayken okul değiştirmek zorunda kaldım. İlkokulu Alparslan İlköğretim Okulu’nda tamamladım. Öğrenimime Naci Gökçe Lisesi’nde devam ettim. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde okumaktayım ve beden eğitimi öğretmenliği son sınıf öğrencisiyim. 20 Seni nasıl keşfettiler? Sporla dokuz yaşımda ilkokul dördüncü İlk zamanlarda köylülerimiz babama “kızını okuldan al, bizim kızlara kötü örnek olacak” derlerdi. Ama daha sonra başarılarım, aldığım derecelerle onlar da kızlarını spora yönlendirdiler. Hatta bana “okuma, okuyup da ne olacaksın?” diyen köylüler, kızlarını kendileri getirip sen çalıştır, kendin gibi başarılı yap demeye başladılar. Bugüne kadar birçok yarışmaya katıldın ve ödüller kazandın. En önemli madalyalarını söyler misin? Hangi yarışmada, nerede, kaçıncı oldun? Benim için en önemli madalyam, lise 2. sınıfta iken okullar arası milli takıma seçilmemdi ve daha sonra başarılarım gittikçe arttı. Elde ettiğim dereceler beni daha iyilerini istemeye teşvik etti, azimle çalıştım. Üniversiteyi kazandığımda on sekiz yaşındaydım. Kamp eğitim merkezinden çıkarıldım. Yasalara göre on sekiz yaşını dolduran hiçbir sporcu kamp eğitim merkezinde kalamaz. Benimle beraber kamptan çıkarılan arkadaşlarım sporu bıraktılar, ama ben sporu bırakmayı hiçbir zaman düşünmedim, aksine daha çok bağlandım. Başarılı olmak için çift antremana başladım. Şu an çalıştığım antrenörüm Mehmet Şirin Gönen’in bana desteği çok oldu. Gerek antremanlarıyla olsun, gerekse psikolojik olsun her zaman bana yardımcı oldu. Onun sayesinde üniversite birinci sınıfta Avrupa Dağ Şampiyonası’nda Avrupa ikincisi ve İtalya’da yapılan dünya dağ şampiyonasında dünya şampiyonu oldum. O hem antrenörüm, hem babam, hem arkadaşım oldu. Daha sonra Balkan üçüncüsü ve Avrupa üçüncüsü oldum. Çok defa milli takımımızı temsil ettim. En son Fransa’da yapılan, 23 yaş altı Avrupa Şampiyonası 10.000 metrede Avrupa üçüncüsü oldum. Aldığım madalyaların hepsi benim için çok değerlidir. Sen pek çok kızımız için de bir örneksin, umut ışığısın. Senin koşullarında olan Ağrılı veya doğulu genç kızlara ne tavsiye edersin? Gelecekteki hedeflerin nelerdir? Hedeflerim her gün daha da büyüyor. Olimpiyatlara katılıp ülkemi en iyi şekilde temsil etmek istiyorum. Gösterdiğim başarılarla Ağrı’da birçok genç kıza örnek oldum. Ben onlara yol gösterici ve elimden geldiği kadar yardımcı olmak istiyorum. Herkes bilsin ki insan gerçekten isteyince, yapamayacağı şey yoktur. Ben çok zor şartlarda okudum. Ailemin maddi durumu iyi olmadığından, yarışlarda aldığım paralarla geçindim. Aileme de o şekilde yardımcı oldum. Aslında hiç bir şey kendi ayaklarımızın üzerinde durmamızı engellememeli; ben Ağrılı genç kızlara ve ailelerine iyi bir örnek olmaya çalışıyorum ve bundan sonra da bu konuda daha etkin rol oynamak isityorum. İÇTEN BAKIŞ › 2014 21 HA B E R L E R AİÇÜ ÇOK SESLİ KORO’SUNA ÖDÜL Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü öğrencilerinden oluşan çok sesli koro, öğretim görevlisi Memedali MEMEDALİYEV ve Mehriban MEMEDALİYEV gözetiminde katıldıkları Festival’de önemli bir başarı elde etti. SANSEV’in düzenlediği İstanbul Çok Sesli Korolar Festivali’ne katılan AİÇÜ Çok Sesli Korosu 42 koro ve 1623 koristin arasında 22 kişiden oluşan jüri ve onur konuğu, ulusal besteci Muammer SUN tarafından MÜZİKALİTE ödülüne uygun görüldü. İbrahim Çeçen Vakfı olarak destek verdiğimiz AİÇÜ Korosu Ekibi Volkan AYDOĞAN, Fırat AYDIN, Devlet YIKILMAZ, Dara ABDULLAH, Orhan Fırat YILDIRIM, Ümmü Gülsüm ŞAHİN, Ceylan ONAYLI, Nagihan ŞANCI, Bahar UYGAR ve Gülşirin GÜMÜŞ’ü ve öğrencileri bu başarıya hazırlayan değerli akademisyenleri kutluyoruz. Memmedali Memmadaliyev - Koro Şefi 1985 yılında Azerbaycan’ın Bakü şehrinde doğdu. 2002 yılında güzel sanatlar okulu üfleme A.B.D bitirdi. 20022006 yılları arasında Bakü Müzik Akademisi’nden Onur Diplomasıyla mezun oldu. 2008 yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanı tarafından ismi “Altın Kitap”a yazıldı. 2010-2012 yılları arasında Bakü Müzik Akademisinde yüksek lisans dönemini bitirdi. Bu yıllarda çeşitli uluslararası yarışmalara ve festivallere katılarak birçok derece aldı. 2013 Yılında Öğr.Gör. olarak göreve başladığı Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde görevini sürdürmektedir. Mehriban Ağayeva 1982 yılında Azerbaycan Bakü’de doğdu. 4 yaşında Bülbül Orta İhtisas Musiki Mektebi’nde başladığı piyano eğitimini, 1999 yılında Bakü Müzik Akademisi Prof. Dr. Oktay Abaskuliyev’in sınıfında devam ettirdi. 2004-2011 yılları arasında Bakü Musiki Akademyası’nda öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2005 yılında yüksek lisans, 2007 yılında ise doktorasını tamamladı. Bugüne kadar katıldığı uluslararası festivaller ve piyano yarışmalarında çeşitli ödüller ve Laureat dereceleri kazandı. 2011 Yılında Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Müzik Öğretmenliği A.B.D’da Öğretim Görevlisi olarak çalışmaya devam ediyor. İÇTEN BAKIŞ › 2014 1998-Azerbaycan Cumhuriyeti Piyano yarışması-LAUREAT 22 2006-Fransa Gailard Uluslararası piyano yarışması-Laureat 2006-Georgia Music Festival-Ödül ve diploma 2010-London İnternational Competition-Laureat 2010-Rusya,Moskova Şehrinde” SLava Maestro “ Master klass festivalı-Ödül ve diploma 2010-Rusya Svetlana Medvedeva Rusya First Lady’sinin düzenlemiş olduğu uluslararası “Kremlin’de Yıldızlar Kavuşuyor“ festivali-Ödül ve diploma. ATLETİZMDE ZİRVE; AĞRI’LI KIZLARIN Ağrı’nın kış koşullarında atletizm sporu yapmak çok zor olmasına rağmen, ilimizin daha çok atletleri ile tanınıyor olması bu sporu bir o kadar güzel kılmaktadır. Atletizm sporuna küçük yaşlarda (8-10) başlamak gerekir. Sporcularımız bu yaşlarda atletizm ile tanıştılar, zira çocuklarımızın yeteneklerini keşfetmek onları atletizm ile tanıştırmak çok kolay olmuyor. İlçelere, köylere gidip yetenek seçimi yapmak lazım, seçtiğiniz öğrencileri işlemek, verim almak ise en az beş yılınızı alır. Bu çocuklar soğuk sıcak demeden her gün düzenli bir şekilde çalışmak zorundadırlar. Hedef kitlem kız sporcular olduğu için Ağrı’da kız çocuklarıyla uzun süreli hedefler planlamak zordur. Çünkü dünyada kadın olmanın zorluklarını hepimiz biliriz, hele hele Ağrı’da kadın olmak bundan daha da zordur. Çocuklar küçükken aileler pek sorun çıkarmaz. Sporcuların yaşları büyüdükçe bu çocukları sporda tutmak için aileleri ikna etmek çok zordur. 2006 yılında bereber yola çıktığımız sporcularla, yukarıda özetle değindiğim zorlukları aşarak, Türk atletizmine yakışır ulusal ve uluslararası başarılar elde ettik. 2012 yılında Antalya ilinde düzenlenen liseler arası kros Türkiye şampiyonasında, sporcularım Türkiye şampiyonu olup, liseler dünya kros şampiyonasında ülkemizi temsil etme hakkı kazandı. Aynı yıl Malta’ da yapılan liseler arası dünya kros şampiyonasında, ülkemizi en güzel şekilde temsil ederek takım halinde Dünya ikincisi olup, bayrağımızı Malta’da dalgalandırdık. Bu şampiyonada: Gülşen KARATAŞ 5., Nuran SATILMIŞ 6., Fatma DEMİR 8., Sibel ÖZDEMİR 14. Olmuştur. 2014 yılında Mersin ilinde yapılan Liseler Arası Türkiye Şampiyonası’nda birinci olup, ülkemizi temsil etme hakkını 2. kez kazandık. Hedefimizi büyütmüştük. Ağrılı hayırsever ve spor sever iş adamımız Sebahattin ÜNSAL ağabeyimizin büyük katkıları ile bu şampiyonaya en iyi şekilde hazırlandık, hedefimiz Liseler Arası Dünya Şampiyonu olmaktı. 31 Mart- 4 Nisan 2014 tarihinde İsrail’in Telaviv kentinde yapılan, liseler dünya kros şampiyonasında, sporcularımız nihai hedefe ulaştı ve takım halinde dünya şampiyonu olduk. (Gülnaz USKUN Dünya 1., Gülşen KARATAŞ Dünya 2., Nuran SATILMIŞ Dünya 3., Nazan SATILMIŞ Dünya 4., Gülsün TUNÇ Dünya 5. , Sibel ÖZDEMİR Dünya 6. ) Sporcularımız ulusal ve uluslararası müsabakalarda, ilimizi ve ülkemizi temsil ederek onlarca madalya kazanmışlardır. Maddi ve manevi sıkıntılarla bu sonuçları yakalayarak gururlara vesile olduk. Daha iyi imkanlar çerçevesinde hedefimiz olimpiyatlarda ülkemizi temsil etmektir. BAŞARISI Ramazan YARDIMCI, Atletizm Antrenörü İÇTEN BAKIŞ › 2014 23 HA B E R L E R AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ KONUKEVİ AÇILDI Her geçen gün yeni yatırımlar ve farklı alanlarda yeniliklerle büyüyen Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, hizmetlerine bir yenisini daha eklemenin gururunu yaşıyor. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Konukevi, modern binası, dört yıldızlı otel eşdeğerinde odaları, nezih kafeterya ve dinlenme salonu, kaliteli ve farklı sunumu ile fark yaratan restaurantı ve çevre düzenlemesi ile merkez yerleşkede hizmete açıldı. İÇTEN BAKIŞ › 2014 20 adet çift kişilik standart oda, 4 adet süit oda, 2 adet kral süit oda, dinlenme salonu, kafeterya ve alakart restaurantı mevcut olan konukevi odalarının tamamında banyo, wc, tv, wireless, minibar bulunmaktadır. Göz alıcı çevre düzenlemesi, ferah ve geniş odaları, nezih kafeterya ve restaurantı, leziz yemekleri ve modern ambiyansı ile şimdiden Ağrı’nın gözde mekânları arasına giren konukevi, gerek üniversitemizin akademik ve idari personeli, gerekse diğer kamu kurum ve kuruluşları personelince tercih edilmektedir. 24 Konukevi restaurantı 100 kişi kapasiteye sahip olup istek halinde kapasite 250 kişiye kadar artırılabilmektedir. Zengin menü, sıra dışı sunuma, ferah ve nezih bir ortama sahip olan restaurant, 06:00-23:00 saatleri arasında konukevi misafirlerine ve dışarıdan gelen diğer misafirlere, bireysel müşterilere ve gruplara hizmet vermektedir. Konukevi kafeteryası sıcak ve soğuk alkolsüz içecekler ile hizmet vermekte olup, kumda kahve keyfini denemeniz tavsiye edilir. Pek yakında kafeterya hizmetinin açık havaya taşınması planlanmaktadır. Dinlenme salonu geniş, ferah ve sessiz ortamı ve wireless hizmeti ile dinlenme, kitap okuma ve çalışma ortamı sağlayan mükemmel bir mekân olarak tasarlanmıştır. Çift kişilik standart odalarda ikişer adet single yatak, banyo, wc, wireless, minibar, çalışma masası ve tv bulunmakta olup, ideal bir çalışma ve konaklama yeri olarak tasarlanmıştır. Suit odalar, yatak odası, oturma ve çalışma odası, banyo şeklinde tasarlanmış olup, odalar son derece geniş ve ferahtır. Odalarda bir adet double yatak, banyo, wc, wireless, mini bar, çalışma masası, biri yatak odası biri de toplantı odasında bulunmak üzere iki adet tv bulunmaktadır. Kral suitler yatak odası, oturma ve çalışma odası, giyinme odası, banyo ve vestiyer olarak planlanmıştır. Odalarda bir adet double yatak, banyo, wc, mini bar, çalışma masası, biri yatak odası biri de toplantı odasında bulunmak üzere iki adet TV ve amerikan mutfak bulunmaktadır. YAŞAM İÇİN BİSİKLET SÜRÜYORUM... Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörlüğünün 6,5 km uzunluğunda üniversite yerleşkesinde hizmete açılan bisiklet ve yürüyüş yolunun faaliyete girmesi öğrenci ve personel arasında büyük bir sevinç yarattı. yapmış olduğu çalışmalardan bir tanesi de Türkiye’deki üniversiteler arasında ilk olma özelliği taşıyan üniversite yerleşkesinde 6.5km uzunluğundaki yürüme ve bisiklet yolunun bitirilip hizmetine açılmasıdır. Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği 3.sınıf öğrencileri “Topluma Hizmet Uygulamaları” dersinin amacına uygun olarak “Sağlıklı Yaşam İçin Bisiklet sürüyorum” projesini gerçekleştirdiler. Projenin açılışında konuşan ders hocası Yrd. Doç.Dr. Zübeyir Saltuklu : “Yeni kurulan üniversiteler arasında devlet ve vakıf birlikteliğiyle kurulan üniversitemiz çok kısa bir süre içerisinde ilçelerle de beraber büyük bir yatırım hamlesi gerçekleştirdi. Üniversitemizin insan ve insan sağlığına verdiği önem çerçevesinde Bu yolun üniversitemiz öğrenci ve personeline hizmet vermesi için bisiklet eksikliği vardı. IC Vakfı bu eksiği, Üniversite Rektörlüğü’ne 20 bisiklet hediye ederek tamamladı. IC Vakfı’nın hibesi ile başlamış olarak bu güzel faaliyeti yapmanın mutluluğu içerisindeyiz. Yürüyüş ve bisiklet yolunun yapımı, 20 adet bisikletin öğrencilerimizin hizmetine sunulması bize Rektörlüğümüzün ve vakfımızın hem bir işbirliğini hem de çevreye, doğaya ve insan sağlığına ne kadar çok önem verdiklerinin göstergesidir. Bu çalışmada emeği geçen başta üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. İrfan Aslan’a, İbrahim Çeçen Vakfı’na bütün öğrenci arkadaşlarım adına teşekkürlerimi sunarım” dedi. Üniversite Rektörü Prof.Dr. İrfan Arslan: “20 bisiklet güzel bir başlangıç oldu. Biz de bu sayıyı çoğaltacağız. Emeği geçen herkese teşekkür ederim” dedi. Rektör Prof. Dr. İrfan Arslan ve öğrenciler bisikletlere binerek açılışı gerçekleştirdiler. İÇTEN BAKIŞ › 2014 SAĞLIKLI 25 HA B E R L E R AİÇÜ’DE SATRANÇ TURNUVASI IC Vakfı’nın üniversiteye hediyesi satranç takımları ve İÇTAŞ’ın hediyesi büyük satranç takımı, satranç sevgisini harekete geçirdi ve üniversitemizin ilk “satranç turnuvası” gerçekleşti. Satranç Turnuvası, Haziran ayının ilk haftasında Yrd. Doç. Dr. Halil ZEHİR’in denetiminde, Okul Öncesi Öğretmenliği 3. Sınıf öğrencileri tarafından gerçekleştirilmiştir. Tüm üniversite öğrencilerinin katılımına açık olan turnuva, eğitim fakültesi binasında düzenlenmiştir. Turnuvada 81 öğrenci mücadele etmiş ve maçlar, 6 yarışmacı kalana kadar eleme usulüne göre yapılmıştır. Final maçlarına kalan 6 kişinin birbirleriyle yaptıkları maçlar neticesinde, Türkçe Öğretmenliği 4. Sınıf öğrencisi Bişar KILIÇ oynadığı bütün oyunları kazanarak namağlup şampiyon olmuştur. Turnuva ikincisi sadece bir mağlubiyeti olan Matematik Öğretmenliği 1. Sınıf öğrencisi Özer REVŞEN, turnuva üçüncüsü ise Farabi programıyla üniversitemize gelen Sınıf Öğretmenliği 3. Sınıf öğrencisi Mehmet Akif TAŞDEMİR olmuştur. İÇTEN BAKIŞ › 2014 ÖĞRETMEN ADAYLARINDAN MİNİK ÖĞRENCİLERE HEDİYE 26 Öğretmen adaylarının sosyal sorumluluk bilinciyle yetişmeleri gerekmektedir. Ağız ve diş sağlığı bilinci de küçük yaşlarda kazandırılmalıdır. Eğitim Fakültesinin öğrencileri de bu bilince sahip olmalıdırlar ki, atandıklarında öğrencilerine ağız ve diş sağlının önemini öğrencilerine verebilsinler. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Ana Bilim Dalında yer alan Topluma Hizmet Uygulamaları dersinin amacına uygun olarak 3. Sınıf öğrencileri Yrd. Doç.Dr. Zübeyir Saktuklu’nun başlattığı “Dişlerimi seviyorum, öğretmenimin sözünü dinliyor, dişlerimi fırçalıyorum” projesine katkıda bulundular. Diş macunu ve fırçalar İbrahim Çeçen Vakfı tarafından alındı. Çukurçayır ve Ozanlar Yatılı Bölge Ortaokulu ilkokul bölümünün minik öğrencilerine çam sakızı çoban armağanı olarak diş macunu, diş fırçası, top, çöp sepeti ve askı hediye ettiler. Okul idarecileri ve ders öğretmenleri bu projeye katkıda bulunanlara teşekkür ettiler. İÇTEN BAKIŞ › 2014 27 HA B E R L E R AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ GENEL SEKRETERİ, ALİ FUAT AÇIKGÖZ VEDA EDERKEN 2008 yılının aralık ayında soğuk bir kış günü geldiğim Ağrı’dan ertelediğim ayrılık vakti geldi. Artık güneşin battığı yere doğru yola çıkıyor, serhat şehrimiz Ağrı’ya, üniversitemize ve sevgili dostlarıma veda ediyorum. Üniversitemizin değerli mensupları; İÇTEN BAKIŞ › 2014 Ayrılmadan önce içtenlikle sizlerle duygularımı paylaşmak isterim; 28 Üniversitemize Rektör olarak atandığı ilk günden beri canla başla gece gündüz demeden bu görevi bir vatan borcu olarak gören, çalışmayı ibadet sayan, desteğini yardımını bizden hiç esirgemeyen, bizlere ufuk çizen, yol gösteren, misyon yükleyen ve başarıya inan kıymetli Rektörümüz Prof. Dr. Sayın İrfan ASLAN’a, Birlikte görev yaptığımız değerli Rektör Yardımcılarımıza , Üniversitemize adını vererek memleketine büyük hizmet eden yüreği Ağrı Dağı kadar yüce, mütevazi ve hayırsever iş adamımız Sayın İbrahim Çeçen Bey’e, değerli eşleri Nezahat Çeçen Hanımefendiye, ailesine ve özellikle bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmayan ve destekleyen, her zaman yanımızda olan kadromuzun gönüllü elemanı gibi çalışan ve bizlerle bütünleşen İbrahim Çeçen Vakfı Müdürü Yrd. Doç. Dr. Sayın Meral DİNÇER hanımefendiye, Üniversitemizin her kademesinde görev yapan dekanlarımıza, müdürlerimize, akademisyen hocalarımıza, benimle beraber fedakarca çalışan başta Genel sekreter yardımcım Ali BALKİS Bey ve tüm idari personele, Kamu kurumlarının değerli amirlerine ve sivil toplum örgütlerine, Üniversitemizin yükünü çeken Güvenlik, temizlik ve İşkur personelimize en içten teşekkürlerimi sunar, bundan sonraki çalışma hayatlarında başarılar dilerim. Ayrıca Üniversite Camimizin yapımında maddi destek sağlayan değerli iş adamı dostumuz Hayrettin Atmaca Bey’e ve üniversitemize emek vermiş olup vefat edenlere Allahtan rahmetler dilerim. çıkmıştır. Sevgili dostlar; Öncelikle üniversitemizde çalışan herkes bilmelidir ki; Dünyanın en temiz kalpli ve iyi yürekli bir insanı olan Sayın Rektörümüz ile birlikte çalışma imkânı buldukları için çok şanslılar. Atandığı ilk günden beri O’nun çalışma temposu, azmi, gayreti ve cesareti sayesinde, üniversitemiz yolda yaşadığı tüm kazalara ve karşısına çıkan engellere rağmen Affınıza sığınarak giderken içimde kalan bazı düşüncelerimi belirtmeden geçemeyeceğim. Üniversiteler yapıcı eleştirilere daima açık kurumlardır. Üniversite ikliminde yaşayan herkes idarecisi, akademisyeni, öğrencisi ve idari personeli olmak üzere; kavga etmeden tartışmayı ve eleştirmeyi başarabilmeli, fikrine katılmasa bile farklı fikirlere saygı duymayı becerebilmeli, bir arada yaşama erdem ve kültürüne sahip olabilmelidirler. başarıyla bu hale gelmiştir. Tarla ve bataklık iken alınan bu araziyi çok kısa bir sürede yollarıyla binalarıyla spor alanlarıyla ve en güzeli ağaçlandırma ve çevre peyzajıyla yaşanılabilir bir kampüs olmuş ve başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere gelen herkesin takdirle karşıladığı, emsalleriyle kıyas edilemeyecek bir kampüsümüz ortaya Bunun yanı sıra üniversiteler; bilim üreten ve ürettiği bilim ile insanlığa yol gösteren, topluma örnek olması gereken kurumlardır. Üniversite mensupları bulundukları yerlerde çalışkanlıklarıyla, dürüstlükleriyle, ahlak ve erdemlilikleri ile sadece öğrencilerini değil çevresini ve toplumunu da eğitmelidirler. Bu çerçevede Üniversitelerde dedikodunun, Değerli mesai arkadaşlarım; Kıymetli dostlarım; Bu gün mutlu gururlu ve huzurlu olarak kendi isteğimle arkamda gezip gören herkesin takdir ettiği ve övdüğü, milletimizin iftihar ettiği bir üniversiteyi, başta sayın Rektörümüz olmak üzere hep birlikte beraber inşa ettiğimiz bir eseri bırakarak ayrılıyorum. Gelecekte üniversitemizin Ulusal ve uluslararası platformlarda büyük başarılara imza atacağına olan inancım tamdır. Yarım kalan projelerin ve hayallerin en kısa sürede bitirilmesini yürekten temenni ediyorum. Üniversitemize ve bölgemize büyük değer katacak olan İshakpaşa sarayının model alındığı kültür ve kongre merkezinin bitirilmesini heyecanla bekliyorum. Benden sonra bu görevi devralacak olan arkadaşlara başarılar diliyorum. Üniversitemizdeki görevim esnasında gönlünü kırdığım üzdüğüm mesai arkadaşlarım ve hocalarım mutlaka olmuştur, onlardan bana haklarını helal etmelerini istiyorum. Ben de herkese hakkımı helal ediyorum. Değerli Rektörümüzün sık sık okuduğu bir şiirle son veriyorum. 29 “Dereler aktı geçti Kurudu vakti geçti Nice han, nice sultan Tahtı bıraktı geçti Dünya bir penceredir Her gelen baktı geçti…” Ben de Ağrı penceresinden baktım gidiyorum. Geride kalanlara sağlık, mutluluk ve huzur dolu günler dilerim. Hoşçakalın dostcakalın…. 27/06/2014 BULGARİSTAN’DAN YENİ BURSİYERLERİMİZ Geçtiğimiz sene Sayın İbrahim Çeçen Bey’e, eğitime destekleri nedeniyle Bulgaristan Burgaz Prof. Dr. Assen Zlatarov Üniversitesi’nden sunulan Fahri Doktora Ünvanı, IC Vakfı’nın eğitime katkılarına uluslararası boyut kazandırdı. Prof. Assen Zlatarov Üniversitesi’nin Teknik Fakültesi öğrencileri Marinov Valentin Georgiev, Sharpandzhiev Nikolay Nikolaev, Fen Fakültesi öğrencisi Ognyanova Radina Oginyanova, Sosyal Bilimler Fakültesi öğrencisi Dicheva Maya Ivanova ve Kazakov Petar Viladev ve Sağlık Fakültesi öğrencisi Todorava Gergana Romanova adlı toplam 6 öğrenci, bu seneden itibaren IC Vakfı Bursiyeri olarak eğitimlerine devam edeceklerdir. İÇTEN BAKIŞ › 2014 çekememezliğin, yalan ve iftiranın yerinin asla olmaması gerekirken, ülkemizin bir çok yerinde Yüksek Öğretim Sisteminden kaynaklanan sıkıntılardan dolayı üniversitelerimizde bu olumsuz ve yakışıksız davranışların ve tutumların bir kısmının mevcut olduğu göz ardı edilemeyecek acı bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. S ÖY L E Ş İ hayvancılıkla ilgili eğitim veren değişik yükseköğretim mezunları istihdam edilerek yukarıda bahsedilen ihtiyaç karşılanmaya çalışılmaktadır. Ancak, bu tür meslek dallarının mezuniyet sonrası bilgi düzeyleri, profesyonel bir hayvansal üretim için gerekli olan çiftlik yönetim bilgileri yönünden yeterli olduğu söylenemez. Ülkemizdeki bu eksikliği kapatmak amacıyla Hayvansal Üretim Yüksekokulu kurma düşüncesi ortaya çıkmıştır. Ağrı’da hayvancılığın geçmişine ve günümüzdeki durumuna baktığımızda, nasıl bir değerlendirme yaparsınız? Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Celal Oruç Hayvansal Üretim Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Yücel ÜNAL İÇTEN BAKIŞ › 2014 AİÇÜ Celal Oruç Hayvansal Üretim Yüksekokulu açma fikri nasıl oluştu? 30 Ülkemiz hayvancılığı hızlı bir yapısal değişim içerisindedir. 15-20 yıl öncesine kadar süt inekçiliği daha çok kırsal kesimde ve az sayıda hayvan içeren küçük aile işletmesi şeklinde yapılmaktayken, son yıllarda hayvancılığa verilen teşviklerin de etkisiyle bünyesinde 100 baş ve daha fazla hayvan içeren çiftliklerin sayısında hızlı bir artış meydana gelmiştir. Ticari işletme diyebileceğimiz bu işletmelerin sayısı 2014 yılında 2500 civarına ulaşmıştır. Ancak, süt inekçiliği amaçlı bu tür işletmelerin hepsinde modern anlamda besleme ve yetiştirme yapılabildiği ve dolayısıyla verimli bir hayvancılık yapılabildiği pek söylenemez. Bu tür büyük işletmelerin yönetimi profesyonellik gerektirmekte olup “Çiftlik Yöneticisi” diyebileceğimiz ve multidisipliner eğitim vererek bu görevi üstlenebilecek teknik eleman yetiştiren bir yükseköğretim okulu ülkemizde mevcut değildi. Büyük kapasiteli işletmelerin bazılarında Bizim çalışma alanımız daha çok süt inekçiliğidir, ancak modern anlamda büyük süt işletmeleri Ağrı’da henüz yaygınlaşmadı. Zaten ilimizde hâlihazırda bulunan 1 adet süt fabrikası da maalesef kapanmış durumda. Ağrı’da son 2-3 yıl içinde yeni kurulan birkaç süt çiftliği mevcut olmakla birlikte bu işletmelerin sürdürülebilir olmaktan çok uzak olduklarını görmekteyiz. Süt inekçiliği geleneksel hayvancılıktan çok farklı bir olaydır. Uzman kişi ya da kurumlardan danışmanlık hizmeti alınması gerekir ve bu kişilerin de en az haftada 1 gün çiftliği yerinde görmesi gerekir. Bazı işletme sahipleri bu durumu önemsememekte ve daha sonra işletmeleri sürdürülemez hale gelmektedir. Ağrı’daki büyükbaş hayvancılık daha çok besi hayvancılığı şeklindedir. Ancak besi hayvancılığı da Ağrı’da modern olmaktan çok uzaktır. Örneğin Ağrı’da mera hayvancılığı yılda 6-7 ay kadar yaygın olarak uygulanır. Ancak “Nahır” diye tabir edilen hayvanları sürüye katma olayı bile çok yanlış bir olaydır. Nahır’a gönderilen hayvanlar ahırdan meraya gidiş geliş olarak gün boyunca ortalama 5-10 km yol yürümektedirler. Dolayısıyla hayvanlar meradan almış oldukları yem enerjisini zaten tüketmiş oluyorlar ve verim için geriye pek bir şey kalmıyor. Halbuki mera hayvancılığını rotasyonlu otlatma şeklinde yaparak hem mera verimini artırabiliriz ve hem de hayvanların hareketlerini sınırlayarak alınan besin maddelerinin verim için kullanılmasını sağlayabiliriz. Büyükbaş hayvan besiciliğinde besleme hataları, ahır şartlarının uygunsuzluğu, hastalıkların kontrolünde yönetimsel hatalar gibi çok daha farklı sorunlar göz önüne alınırsa hayvancılıkla uğraşan insanımızın eğitime ihtiyacı olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. Ağrı’daki hayvancılığın geçmiş ve günümüzdeki durumuna baktığımızda ise sosyolojik bir gerçeğin ülkemizdeki mevcut geleneksel hayvancılığın sonunu getirmekte olduğunu görmekteyiz. Eskiden köyde yaşayan insanımız başka bir geçim kaynağı olmadığı için küçük aile işletmeciliği şeklinde hayvancılık yapmak zorundaydı. Ancak son 10 yıldır köydeki insanımızın yaşlı maaşı, dul-yetim maaşı, okul yardımı vb sosyal yardımlar ya da zirai ürünlere verilen teşvikler gibi değişik vesilelerle cebine para girmektedir. Hayvancılık ta zor bir uğraşı olduğu için köylerde hayvancılıkla uğraşan insan sayısı giderek azalmaktadır. Bu durum özellikle koyunculukta çok belirgindir. Ayrıca son 8-10 yıldır bölgede yaşanan yağış azlığı da mera hayvancılığının karlılığını azaltmıştır. Dünyada değişik iş sektörleri vardır ve her bir sektörün önemi ve karlılığı zamana göre değişiklik gösterebilir. Örneğin gelişmekte olan bir ülkede inşaat sektörü önemli ve kazançlı bir iş alanıdır. Ancak gelişmesini tamamlamış bir ülkede bu sektör karlı olmaktan çıkabilir. Ancak hayvancılık sektörü böyle değildir. Çünkü insanlar sağlıklı bir yaşam için her zaman hayvansal kökenli gıdalar tüketmek zorundadırlar. İyi yönetilen bir hayvancılık işletmesinin de zarar etmesi mümkün değildir. Ancak çevremizde hayvancılık yapan kişilere sorduğumuzda Modern süt inekçiliğinin gelişmiş olduğu ülkelerde “Applied Animal Science”, “Animal Production” ya da “Farm Management” şeklinde bölümler mevcuttur. Yurtdışındaki bölümler daha karışık ve daha fazla uzmanlaşmaya yönelik olmak üzere 1 yıldan 4 yıla kadar süren kurs ya da lisans programları şeklinde yürütülmektedir. Örneğin Birleşik Krallık adasının bu alanda en iyi eğitim veren kurumu İskoçya’da bulunan “Scotland’s Rural College” (SRUC) olup burada hayvancılıkla ilgili verilen tüm eğitim programları “Agriculture” Programı altında toplanmış bulunmaktadır. Burada bizim Yüksekokul yapısına benzeyen en önemli farkı bu programların sadece büyük ruminant değil at, kanatlı ve domuz üzerine de eğitim verilmesidir. ABD’de ise University of Nebraska Lincoln hayvancılık üzerine eğitim veren üniversitelerin başında gelmektedir. Hayvancılıkla ilgili bölümler “Animal Science” ismi altında toplanmış olmakla birlikte buradaki yapı Avrupa’dan daha farklıdır. Bu program Veteriner, Biyoloji, Atçılık, Et Endüstrisi, Pet Hayvanları, Üretim ve Yönetim gibi çok değişik alanları içermektedir. Bunlar içinde Yüksekokul programımıza benzeyen bölüm “Production and Management” olmakla birlikte bu program içinde yine AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ CELAL ORUÇ HAYVANSAL ÜRETİM YÜKSEKOKULU ise çoğu kimse halinden memnun olmayıp hayvancılığın kazançlı bir sektör olmadığından bahseder. Burada sorun, özellikle doğu bölgelerimizde hayvancılığın hala geleneksel yöntemle yapılıyor olması ve gerçek anlamda çiftlik yönetimi ve modern hayvancılık konusunda yetiştiricilerin bilgi sahibi olmamasıdır. Bir süt ineğini arpa samanı ile besleyip bu hayvandan 25-30 kg süt alamadığından şikayet eden yetiştirici kitleniz varsa çiftlik yönetimi konusunda çiftçinizin gerçekten eğitime ihtiyacı var demektir. Dünyadaki örnekleri ile Türkiye’yi karşılaştırdığımızda hayvansal üretim Yüksekokullarını nasıl değerlendirirsiniz? bölüm “Applied Animal Science” şeklinde oluşturulmuştur, ancak bizim Yüksekokulda süt inekçiliği ağırlıklı eğitim verilirken söz konusu okulda domuz dahil diğer çiftlik hayvanları da eğitime dahil edilmiştir. Hollanda’nın bu konuda en iyi eğitim veren okullarından birisi Wageningen Üniversitesidir. Bu üniversitede çiftlik hayvanları ile ilgili olabilecek bölümler “Animal Husbandry” and “Management” ismi altında toplanmış 7 programdan oluşmaktadır ve bunlardan 2 adedi bizim Yüksekokul programımıza benzerlik göstermektedir. Bunlar “Applied Animal Science” ve “International Livestock Management” programlarıdır. Her iki programın bizim Yüksekokul programdan sadece süt ineği değil ayrıca besi sığırları, koyun, kanatlı ve domuz üzerine de eğitim verilmektedir. Bu Yüksekokulu AİÇÜ kampüsünde değil de, Eleşkirt’te açma sebebiniz nedir? Okul binası yapımının kendisi aslen Eleşkirt’li olan Celal ORUÇ bey tarafından karşılanmış olması sebebiyle okulumuz Eleşkirt ilçemizde açılmıştır. Bu okul hem Eleşkirt’e ve Ağrı’ya, hem de yöreye nasıl örnek olacak? Okulumuz sadece çiftlik yöneticisi yetiştirmekle kalmayıp bölge insanına modern hayvancılık konusunda öncülük de edecektir. Bu sadece modern hayvancılık ilkelerinin yetiştiriciye öğretilmesi anlamında değil, örneğin 31 İÇTEN BAKIŞ › 2014 Çiftlik yönetimi ve hayvansal üretim dediğimizde neler söylersiniz? proje aşamasından başlayarak nerede ve ne tür hayvancılık yatırımı yapmalı ve hangi ek yatırımları yapmak doğru olur vb konularda bölge insanına yol gösterecek bir Proje Ofisi ve Çiftçi Eğitim Merkezi kurma hedeflerimiz de vardır. Örneğin hayvancılık yapmak isteyen bir vatandaşımız batı illerine giderek değişik çiftlikleri ziyaret etmekte ve aynı özelliklerde bir çiftliği Ağrı’da yapmaya çalışmaktadır. Halbuki Ağrı’daki soğuk iklim sebebiyle alınması gereken ek önlemler vardır. Ilık iklime sahip batı illerindeki ahır dizaynları bu bölgeye kesinlikle uygun değildir. Bölgedeki bazı hayvancılık girişimlerinin başarısız olmasının sebeplerinden biriside bu gerçektir. Okul bünyesinde yapımı devam eden çiftlik binamız bölgenin soğuk iklim yapısına uygun olacak şekilde tasarlanmış olup bu konuda bölge insanına çok iyi bir örnek teşkil edecektir. Gençler bu okulu neden seçmeli? Yeni bir mesleğin ülkemizdeki ilk fertlerinden birisi olmak isteyenler, doğayı ve hayvanları sevenler, iş garantisi olan bir meslek sahibi olmak isteyenler, iyi bir gelire sahip bir işte çalışmak isteyenler, bu meslekle ilgili akademik kariyer yapmak isteyen gençler okulumuzu seçmeli. İÇTEN BAKIŞ › 2014 Türkiye çapında değerlendirdiğinizde, bu Yüksekokulun farkı ve ayrıcalıkları ne olacaktır? 32 Bu okuldan mezun olacak gençler bir defa yeni bir meslek olan “Çiftlik Yöneticiliği”nin ülkemizdeki ilk bireyleri olacaklardır. İş arayan değil, aranan eleman olacaklardır. Birçok meslek grubunda iş bulmak için gençler zorluk çekmekte iken bu okul mezunları, eğer özel çiftlikte çalışmak isterlerse, daha 3. sınıfın yaz tatilinde yapacakları staj esnasında iş bulma şansını yakalayabileceklerdir. Çünkü sayıları ülkemizde 2500’ü geçen süt işletmeleri zaten çiftlik yöneticiliğinden anlayan, bu işin eğitimini almış kişileri aramaktadırlar. Yüksekokulumuz, alanında ülkemizde ilk olma özelliği taşıdığı için zaten ülkemizde profesyonel olarak çiftlik yönetimini bilen insan sayısı oldukça azdır. Bu sebeple bazen aylık 17.000 TL gibi astronomik maaşla bir çiftlik yöneticisi bir çiftlikten diğerine transfer olabilmektedir. Yüksekokulunuz tam kapasite ile faaliyet gösterdiğinde katma değeri ne olacaktır? Ülkemizde modern hayvancılık genellikle batı illerimizde yapılmaktadır. Doğu illerimizde devletimizin vermiş olduğu milyarlarca TL teşvik ile başlatılan hayvancılık işletmelerinin çok azı ayakta kalabilmektedir. Bu durumun en önemli sebebi işletme sahiplerinin geleneksel yöntemlerle hayvancılık yapmaya çalışıyor olmalarından kaynaklanmaktadır. Yukarıda açıklandığı gibi Yüksekokulumuz modern hayvancılığın tüm gerçekleri hakkında bölge insanına öncülük edecektir. Ayrıca hayvancılık ne kadar entegre yapılırsa karlılık o kadar artar. Batı Avrupa’da çoğu ülkelerde hayvancılığa verilen herhangi bir teşvik olmamasına rağmen hayvancılık işletmelerinin karlılığının ülkemizden fazla olmasının sebebi de bu gerçektir. Biyogaz ve organik gübre üretimi gibi yatırımlarla Avrupa’daki işletmeler tabiri caizse hayvanın dışkısından da para kazanmaktadırlar. Bu sebeple bizde Yüksekokul bünyemizde biyogaz, rüzgar enerjisi tribünü, güneş enerjisi panelleri, organik gübre üretimi, süt işleme tesisi gibi üniteleri de kurup bir Entegre Hayvancılık İşletmesinin nasıl kurulabileceği ve nasıl sürekliliğinin sağlanabileceğini bölge insanına uygulamalı olarak göstermek ve böyle Entegre Hayvancılık İşletmelerinin bölgede yaygınlaşmasını sağlamayı istiyoruz. Celal Oruç 1960 tarihinde Ağrı’nın Eleşkirt ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Eleşkirt ve Van Erciş’te ve liseyi Ağrı Naci Gökçek Lisesinde tamamladı. 1977 yılında Hollanda’da bulunan ailesinin yanına gitti. 1978-1980 yıllarında meslek lisesi düzeyinde elektoteknik eğitimi aldı. 1980-1981 yıllarında Helal Gıda sektöründe çalıştı. 1997 yılına kadar restoranlar zinciri işletti. 1996 yılında Telekom sektöründe distribitör ve operatör hizmetleri ile ilgili ticaret faaliyetleri yürüttü. Aynı yıllarda Gayrı Menkul yatırımlarında bulundu. Hollanda ve Türkiye’de Sosyal yardımlaşma ve Dayanışma faaliyetleri yürüttü. Türkiye’de öğrenci bursları verdi. 2009 yılından beri Hollanda İş Adamları Derneği Başkan Vekilliği görevini yürütmektedir. 1996 yılında Ortel Telekom’u kurdu ve 2008 yılında bu firmayı Hollanda Kraliyet Telekom’a sattı. Şu an Enerji ve Finans Sektöründe ticari faaliyet yürütmektedir. Kendisi Hollanda’nın en zengin 500’e girmiş ilk yabancı iş adamıdır. Eleşkirt Celal Oruç Hayvansal Üretim Yüksekokulunun okul binası işadamı Celal ORUÇ Bey tarafından yaptırılmıştır. İÇTEN BAKIŞ › 2014 33 HA B E R L E R ÜNİVERSİTEMİZDE MEZUNİYET COŞKUSU HER BİRİ AĞRI’NIN İÇTEN BAKIŞ › 2014 GURURU 34 Üniversitemizde 2100 öğrenci mezuniyet heyecanı yaşadı. Öğrenciler, mezuniyet coşkularını keplerini havaya atarak kutladı. Çok Amaçlı Spor Salonu’nda düzenlenen 2013-2014 eğitim öğretim dönemi mezuniyet törenine, Rektörümüz Prof. Dr. İrfan ASLAN, DAP Bölgesi Kalkınma İdare Başkanı Adnan DEMİR ile Bitlis Eren, Van Yüzüncü Yıl, Erzincan, Erzurum Teknik, Atatürk, Fırat, Hakkari, Iğdır, İnönü ve Tunceli Üniversitelerinin Rektör ve Rektör Yardımcıları, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Fahri BAYIROĞLU, IC İbrahim Çeçen Vakfı Müdürü Dr. Meral DİNÇER, akademisyenler, idari personel, öğrenciler ve öğrenci yakınları katıldı. Mezuniyet töreninde konuşan Prof. Dr. İrfan ASLAN, bu sene birçok bölümlerden ilk, bazı bölümlerden ikinci, bazı bölümlerden de üçüncü mezunlarımızı vermenin gururunu yaşadığımızı söyledi. Çok kısa sürede fiziki alanın büyük bir bölümünü tamamlamış olan üniversitemizin geleceği noktaya en kısa sürede ulaşacağına olan inancım tam olduğunu belirten Prof. Dr. ASLAN, “Bütün amacımız, bu ülkenin her bir yerinden gelen siz değerli öğrenci kardeşlerimizi, Ağrı gibi sıcak bir şehirde, etnisitesi, dili, dini, ırkı, yaşam tarzı ve mezhebi ne olursa olsun bir çatı altında kardeşçe barış içerisinde barındırmaktır. Sizleri dünya teknolojisi ile tanıştırmak, en iyi şekilde eğitim vermek, bu ülke sathında değişik yerlerde ve konseptlerde ülkenin hizmetinde etkin ve faal bir şekilde çalışma beceresi ve başarısı katkısı sağlayarak yurdun değişik yerlerine gönderebilmek bizi mutlu edecektir. Ülkemizin değişik yerlerinde alacağınız görevde, bu üniversitede edinmiş olduğunuz misyonu pek fazlası ile ifa edeceğinizden şüphem yoktur. Asıl amaç, nerede olursanız olun bu ülkenin kalkınmasında, gelişmesinde ve dünya konseptinde bir yerlerde olmasında etkin rol oynamak, bu ülkenin birliğini beraberliğini kardeşçe, hiç birbirinizi ötekileştirmeden bağrınıza basmak, o insanların dertleri ile dertlenmek ve onları bir adım daha ileriye taşıyabilmektir. Mezun olan öğrenci İÇTEN BAKIŞ › 2014 35 kardeşlerimi kutlarken, hayat boyu başarı, sağlık ve huzur diliyorum” diye konuştu. Çok Amaçlı Spor Salonunda düzenlenen program, Halk Oyunları Ekibimizin gösterisi ile başladı. Mezuniyet töreninde fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokullarını dereceyle bitiren öğrenciler, İstanbul Çok Sesli Korolar Festivalinde Müzikalite dalında Türkiye birincisi olan öğrenciler ile Üniversite Sporları Federasyonunun yıl içinde düzenlediği çeşitli branşlardaki yarışlarda üniversitemizi temsil eden ve derece alan öğrenciler ve spor takımlarını çalıştıran antrenörler IC Vakfı tarafından ödüllendirildi. Fakülteler bazında Meltem AVCI en yüksek not ortalamasıyla mezun olurken, Hülya UZUN ikinci, Duygu SERT ise üçüncü en iyi not ortalamasıyla mezun oldu. Yüksekokullar bazında Büşra KARADENİZ ilk sırada yer alırken, Hacer YİĞİT ile Melek SİNMİŞ ikinci, İlgi ÖZDEMİR ise üçüncü oldu. Meslek Yüksekokulları bazında ise Betül ERİM birinci olurken Yakup ÇAKIR ikinci, Fatma KILIÇ ise üçüncü olarak mezun oldu. Öğrencilere Üniversitemiz ve IC Vakfı adına ödüllerini Rektörümüz Prof. Dr. İrfan ASLAN, Hakkari Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ebubekir CEYLAN, Atatürk Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Sait KELEŞ, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Peyami BATTAL, Erzincan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İlyas ÇAPOĞLU, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muammer YAYLALI, Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Hakkı YILMAZ ile Cumhuriyet Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. İlyas DÖKMETAŞ’ın elinden aldı. Törende Prof. Dr. ASLAN, Üniversitemizde bilim, kültür, sanat ve spor alanlarında desteklerini esirgemeyen İbrahim Çeçen Vakfı Müdürü Dr. Meral DİNÇER’e plaket verdi. Ödül töreninin ardından bu yıl mezuniyet heyecanı yaşayan öğrencilerimiz büyük bir coşkuyla keplerini havaya atarak uzun bir eğitim sürecini başarıyla bitirmenin haklı gururunu yaşadı. Ailelerinin ve arkadaşlarının alkışları arasında mezun olan öğrenciler, müzik eşliğinde doyasıya eğlendi. 2100 MEZUN DAHA E Ğ İ T İ M - SEMİ NER L ER BAŞARIYA GİDEN YOL 30 Nisan 2014 tarihinde, Norm Eğitim Danışmanlık Derneği tarafından “BAŞARIYA GİDEN YOL“ seminerlerinin 4. Katılımı gerçekleşti. Ankara’daki üniversite son sınıf öğrencilerine özel düzenlenen seminerde “İş Başvurularına Hazırlık” eğitimi verildi. Norm Eğitim Danışmanlık Derneği Gençlik Programları kapsamında olan, eğitmenler Sayın Remime Koçoğlu ve Sayın Seçil Fırat’ın, IC Vakfı bursiyerlerinin eğitimine gönüllü olarak katkı sağlamayı hedefleyerek hazırladıkları ‘’Başarıya Hazır mısınız – Hayatınızı Yönetin’’, seminerinin amacı, öğrenciler için tasarlanmış bir kariyer rehberi niteliğindedir. Üniversitede teorik olarak öğretilen bazı kavramların uygulamadaki İÇTEN BAKIŞ › 2014 Ankara Bursiyerlerine Halk Bilimi Semineri Zihinsel, Bedensel, Sosyal ve Kültürel Gelişimde Anadolu Halk Oyunları 36 30 Nisan 2014 tarihinde, vakfımızda “Çankaya Sultanları Sanat Gençlik Spor Kulübü Derneği’’ Yönetim Kurulu Başkanı Sultan Çankaya tarafından sunulan “Zihinsel, Bedensel, Sosyal ve Kültürel Gelişimde Anadolu Halk Oyunları” semineri gerçekleşti. Seminerin amacı, Anadolu Halk Oyunlarının ve Halk Biliminin, kişilik gelişiminde olumlu etkilerinin paylaşılıp kazandırılmasıdır. Ayrıca bu seminerimiz ile amaç, halk oyunlarının fiziksel ve zihinsel katkılarının yanı sıra, çok değerli ve zengin olan öz kültürümüzün, nesiller boyu kuşaktan kuşağa aktarılarak devamının sağlanması ile, sosyal birleştirici etkisine farkındalık yaratmaktır. Halk Bilimi ve Halk Oyunları Semineri ile bursiyer öğrencilerimize gönüllü katkı sağlayan Sultan Çankaya, 2010 yılında Çankaya Sultanları Gençlik ve Spor Kulübü’nü kurdu ve halen başkanlığını örneklerini incelemek ve çalışma hayatı hakkında daha kapsamlı bilgi sağlamaktır. Seminerler “deneyime dayalı” bilgi paylaşımı ve iş hayatına dair ipuçlarının paylaşmak üzere şekillenmektedir. İş Başvurularına Hazırlık kapsamında, özgeçmiş nasıl hazırlanır, iş başvurusu yaparken dikkat edilecek önemli noktalar, mülakat detayları gibi tüm alanlarda bursiyerlerimize yol göstermeye çalışan eğitimcilerimiz, iş hayatına henüz başlamak üzere olan öğrencilerimize çok faydalı katkılarda bulundular. Norm Eğitim ve Danışmanlık Derneği “Başarıya Giden Yol” seminerlerini tamamlayan bursiyerlerimize, katılım sertifikaları verildi. yürütmektedir. Çankaya Sultanları, çocuk, genç ve yetişkin kursları olarak çalışmalarına devam etmektedir .Yurtiçi festivaller ve yurt dışı festivallerinde ilimizi ve ülkemizi temsil etmekte , aynı zamanda halk oyunları federasyonu yarışmalarında faaliyette bulunmaktadır . Bu yıl Çankaya Halk Eğitim Merkezi işbirliğiyle, halk oyunu ve halk kültürünü yaşatmak için protokol sözleşmesi yapmış olan Çankaya Halk Eğitim Müdürü Kazım Dikilitaş desteğiyle yıl sonu gösterisi için yaz döneminde Şura Salonu’nda büyük bir gösteriye hazırlanmaktadır . Sultan Çankaya, halk bilimin tanımı, halk oyunlarının halk bilimi içindeki yeri ve önemi, halk oyunlarının zihinsel, bedensel, sosyal ve kültürel gelişimdeki katkılarını, bursiyerlerimize görseller, müzik ve oyun örnekleri ile aktardı. İÇTEN BAKIŞ › 2014 Y O U R V I D Y E S D I G I TA L 37 Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı’nca, Hayat Boyu Öğrenme Programı (LLP) Leonardo Da Vinci (LdV) Yenilik Transferleri (IT) Proje Faaliyetleri kapsamında, İSPANYA - CECE Spanish Confederation of Training Centers in Spain Koordinatör Kuruluş olmak üzere, İTALYA - Centro Studi e Formaziones Villa Montesca , YUNANİSTAN – The University of Patras, ROMANYA – Colegiul Tehnic Matei Basarab eğitim kurumları ve TÜRKİYE’yi temsilen İbrahim Çeçen Vakfı ortaklığında geliştirilen ‘’Yourvid YESdigital (2012-1ES1LEO05-49498) başlıklı uluslararası projenin 4.toplantısı, 7 – 8 Nisan 2014 tarihlerinde Antalya IC Hotels Greenpalace’da düzenlendi. IC Vakfı olarak, AB Projesine ev sahipliği yapmanın gururunu yaşadık. Toplantıya IC Vakfı’nı temsilen AİÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Telat Yanık ve IC Vakfı Proje Koordinatörü Ayça Jones katıldı. Avrupa Ülkeleri’nin Meslek Yüksek Okulları ve Meslek Liseleri Öğretmen ve Öğrencilerine, çeşitli seminerler, eğitimler, eğitici video gösterimleri, kurslar ve yarışmalar düzenleyerek, öğrenme sürecinde farklı yöntemler ve enerji konusunda bilinci arttırmayı amaçlayan projenin detaylarını: www.youyesdigital.eu proje resmi sitesinden takip edebilirsiniz. IC Vakfı’nin Türkiye’yi Temsil Ettiği Avrupa Birliği Eğitim Ve Gençlik Programları ‘’Yourvid Yes Digital / Llp‘’ Uluslararası Projesi 4. Toplantisi Antalya IC Hotels Greenpalace’da Düzenlendi E Ğ İ T İ M - SEMİ NER L ER 2. ULUSLARARASI ANKARA GENÇLİK FORUMU İÇTEN BAKIŞ › 2014 2. Uluslararası Ankara Gençlik Forumu (European Youth Parliament-EYP) etkinliği, 20-24 Şubat 2014tarihleri arasında TED Ankara Koleji Politika ve Diplomasi Kulübü’nün organizasyonuyla ve TED Ankara Koleji Vakfı Özel Lisesi’nin ev sahipliğinde bir Avrupa Gençlik Parlamentosu Derneği işbirliğinde gerçekleştirildi. Etkinlik süresinde Avrupa’da yaşayan 17 farklı kültürden, yaşları 16-22 arasında değişen toplam 180 katılımcı, Avrupa’nın gündeminde olan sorunları, çözmek için masaya yatırdı. 38 Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbeycan, Fransa, Gürcistan, İngiltere, İspanya, İsveç, İsviçre, Sırbistan ve Yunanistan‘dan gelen gençlerin yanı sıra İstanbul’dan İstek Özel Acıbadem Anadolu Lisesi, Özel Marmara Koleji, Özel Saint Benoit Fransız Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi, Galatasaray Lisesi, FMV Özel Erenköy Işık Lisesi, Özel Sezin Lisesi, VKV Koç Özel Lisesi; Gaziantep’ten Gaziantep Koleji Vakfı Özel Lisesi, Ankara’dan ise TED Ankara Koleji Vakfı Özel Lisesi, Atatürk Anadolu Lisesi ve Gazi Anadolu Lisesi’nin katılımıyla gerçekleştirilen forumun ilk gününde gençler ayaklarının tozuyla takım oluşturma çalışmalarına başladılar. Grup oyunları ve çeşitli aktivitelerle birbirlerini tanımak ve çalışılacak komiteleri belirlemek amacıyla yapılan takım oluşturma çalışmaları iki gün sürdü. 2. Uluslararası Ankara Gençlik Forumu’nun bu seneki teması, “Avrupa’daki aykırılıkları birleştirip insani değerleri ortaya çıkarmak” olarak belirlendi. 22 Şubat 2014 Cumartesi günü TED Ankara Koleji İncek Kampüsü İdari Bina’da gerçekleştirilen forumun açılış oturumunda TED Ankara Koleji Vakfı Özel Lisesi Müdürü Aydın ÜNAL, TED Ankara Koleji Politika ve Diplomasi Kulübü Direktörü Bürçek DİNÇLER, Organizasyon Komitesi adına TED Ankara Koleji öğrencileri Ekin Su YILMAZ, Aykutlu ÖZLÜ ve Aytuna BARKÇIN, EYP Almanya Yönetim Kurulu’nda görev yapan ve aynı zamanda forumun başkanlığını yürüten Alexandre NARAYANİN, İngiltere’nin yeni Ankara Büyükelçisi Richard MOORE ve AB Türkiye Delegasyonu I. Müsteşarı Stefano FANTORİNİ konuşma yaptı. AB Türkiye Delegasyonu I. Müsteşarı Stefano FANTORİNİ konuşmasında 15 yıldır AB’nin genişlemesi üzerine çalışmalar yürüttüğünü belirterek “AB problem değil, çözümdür” vurgusunu yaptı. Gençler, dokuz ayrı komitede Avrupa’nın gündemindeki sorunlara ilişkin hazırladıkları karar tasarılarını 24 Şubat 2014 Pazartesi günü Congresium’da yapılan genel kurulda tartışarak oyladılar. Euroconcert ve Veda Yemeği Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Katkılarıyla düzenlendi. Avrupa’nın en büyük gençlik platformlarından biri olan 2. Uluslararası Ankara Gençlik Forumu, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da desteklendi. 23 Şubat Pazar günü AKÜN Sahnesi’nde gerçekleştirilen ve gençlerin dans ve müzik performanslarını sergiledikleri EUROCONCERT etkinliği ve 24 Şubat Pazartesi günü CER MODERN’de verilecek veda yemeği düzenlendi. 2. Uluslararası Ankara Gençlik Forumu (AYF) T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İbrahim Çeçen Vakfı, TED Ankara Koleji Mezunları Derneği, TED Ankara Koleji Okul Aile Birliği, Kolejli İş Adamları Derneği, Serenas Group, Dorçe İnşaat, Nurol Holding, İBA Kimya Sanayi, Su Yapı, Aydıner İnşaat, İpek Özalit Ofis Kırtasiye, ACM Mühendislik, Genç Gama Hizmet Şirketi, Ayder Turizm, Radyo ODTÜ, Kurukahveci Mehmet Efendi ve CocaCola tarafından desteklenmiştir. AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN İLKOKULUNDAN HABERLER Belirli hafta ve günlerde İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde ilkokullar arası resim yarışması düzenlenmektedir. Okul Müdürü İsmail DURAK eğitim kurumlarının en temiz yerler olması gerektiği bilinciyle tüm çalışanlar olarak temizliğe çok önem verdiklerini bunun neticesinde de 4 yıldır her sene okula beyaz bayrak verildiğini açıkladı. Her tür yarışmalara katılmak için okulumuz idarecileri ve öğretmenleri gerekli hassasiyeti göstermektedirler. Öğrenciler tarafından yapılacak resimler için okul idaresi ,öğrencilere resim kağıtlarını vererek teşvik etmektedir. Öğretmenlerden oluşan seçici kurul tarafından resimler incelenerek dereceye giren resimler, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderilmektedir. Buna göre 2013-2014 Eğitim Öğretim yılında il genelinde yapılan yarışmalarda alınan dereceler sırasıyla: SAKATLAR HAFTASI 4/E Sena GÖKDERE Birincilik Ödülü 10 KASIM ATATÜRKÜ ANMA 2/C Arda KIZILKAYA Birincilik Ödülü, 4/D Ezgi Sena PAK Üçüncülük Ödülü 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ 2/C Arda KIZILKAYA Birincilik Ödülü VEREM SAVAŞ HAFTASI 4/D Helin AYDEMİR İkincilik Ödülü İSTİKLAL MARŞININ KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOYU ANMA 4/D Azra EDİ İkincilik Ödülü İZCİLERİMİZ FULAR TAKTI Yarışmalarda bizleri temsil ederek onurlandıran minik ressamlarımıza teşekkür ediyor, hepsine sevgilerimizi sunuyoruz. Okulumuz İzcilik kulübü tarafından yürütülen bir yıllık çalışma neticesinde İzcilere törenle fularları takıldı Okulumuz öğretmeni ve İl İzcilik Temsilcisi Recep Kasar yönetiminde yapılan törende, öğrenciler izcilik kıyafetlerini giyerek yemin ettiler. Grup lideri tarafından izci grupları tanıtıldı. Ardından Okul Müdürü İsmail Durak ve öğretmenler tarafından izcilere fularları takıldı. İzcilerin hazırlamış oldukları yumurta, halat çekme ve çuvalla koşu yarışmaları izleyicilerin beğenisini kazandı. RESİM YARIŞMALARINDA ÖĞRENCİLERİMİZİN BAŞARILARI İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen tüm yarışmalarda okulumuz öğrencileri dereceye girmektedir. İÇTEN BAKIŞ › 2014 BEYAZ BAYRAK ÖDÜLÜ Sağlık Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokol gereği İl Sağlık Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin denetimi neticesinde Ağrı İbrahim Çeçen İlkokulu’na bu öğretim yılında da TEMİZ OKUL - SAĞLIKLI OKUL kapsamında beyaz bayrak verildi. 39 AĞRI’NIN TURİZM DEĞERLERİ RESİM YARIŞMASINDA İKİNCİLİK Ağrı’da Turizm Haftası dolayısıyla, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Ağrı’nın Turizm Değerleri” adlı resim yarışmasında, okulumuz 2/C sınıfı öğrencisi Elif Yaren Aşıkoğlu ikinci oldu. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen ödül töreninde, öğrencimize ödülü İl Kültür ve Turizm Müdürü Muhsin Bulut verdi. ÖĞRENCİLERİN KARNE HEYACANI 2013-2014 Eğitim Öğretim yılının sona ermesiyle Ağrı İbrahim Çeçen İlkokulu’nda öğrenciler karne almanın coşkusu ve heyecanını yaşadılar. Karne töreninde konuşan Okul Müdürü İsmail Durak, “Bir eğitim-öğretim dönemini daha geride bırakarak araştırmacı, sorgulayıcı, üretken, çağdaş düşünen, kendine güvenen, çevreye ve insana saygılı yetiştirildiklerine inandığımız, her biri geleceğin teminatı olan, başarıları ve olgun davranışları ile bizleri gururlandıran tüm öğrencilerimizi, anne-baba ve öğretmenlerimizi tebrik ediyorum” dedi. Durak sözlerine şöyle devam etti; “Sevgili öğrenciler, değerli anne-babalar, Tatil döneminde bu üç aylık süreyi sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerle değerlendirelim. Toplumumuzun değer yargılarını, tarihi ve kültürel zenginliklerimizi tanıyalım. Gelecekten beklentilerimizi sözle değil, eylemle gerçekleştirme gayreti içinde olalım. Ben şu anda karşımda geleceğin mimarlarını, doktor ve mühendislerini, öğretmen ve sanatçılarını, çeşitli meslek sahiplerini, iş adamlarını görüyorum. Anne ve babalarının rolünü üstlenmiş büyükleri görüyorum. Seneler çabuk geçiyor ona göre projeler üretip, yol haritası çizelim”. Daha sonra öğrenciler adına bir konuşma yapan 4/D sınıfından Mustafa Berkay Doğan, kendilerine eğitim veren idareci ve öğretmenlerine, emeklerinden dolayı tüm öğrenci arkadaşları adına teşekkür etti. Karnelerin dağıtılmasının ardından çocuklarımız için güzel bir tatil dönemi de başlamış oldu. S ÖY L E Ş İ 20. yaşınızı kutluyorsunuz. TOÇEV bu 20 yılda 5 milyonun üstünde çocuğun hayatına dokunmayı başarmış bir vakıf. Çok genç yaşınızda kurduğunuz vakfın, kuruluş hikayesini bizlerle paylaşır mısınız? Yola çıkmamın sebeplerinden biri okuma seviyesinin Türkiye’de yüksek olmasını hayal etmemdi. İnsanları en azından lise mezunu yapabilmek. Şu anda okula gidebilmek belki biraz daha rahat ama vakfı kurduğumuz dönemlerde ekonomik şartlar nedeniyle çocuklar okuyamıyor, çalışmak zorunda kalıyor ve türlü nedenlerle ilkokul beşten sonra okula devam edemiyorlardı. Eğer bizler, belli bir eğitim aldıysak ve belli bir noktaya geldiysek bu birikimi çocuklara aktarmalıyız diye düşündük ve yola çıktık. İÇTEN BAKIŞ › 2014 OKUYOR… OKUYOR… OKUYAMIYOR !!! 40 TOÇEV Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı, bu sene kuruluşunun 20. Yılını kutlarken, Vakfın Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ebru UYGUN, İçten Bakış Dergimize konuk oldu ve gönüllülük, vakıf geleneği, sosyal dayanışma, sanat, her konuda değerli görüşlerini ve hikayesini bizlerle paylaştı. Nasıl geçti bu 20 yıl? Vakfı kurduğumuz yıllarda çalışmalar devletten bekleniyordu. Günümüzde, sivil toplum kurumlarının daha aktif çalışmaları ile toplumumuzun düşünce tarzı; “devletten bir şeyler beklemektense toplumdan aldığını ona geri vermek” şekline dönüştü. Kendime bakınca o genç yaşta bunları nasıl düşünebildiğime ben de şaşırıyorum. 22 yaşındaydım. İlk önce beş çocuk ile başladık. Ama beş çocuğun bana yetmeyeceğini biliyordum. Süreci yaşamaya başladıkça yapmak istediklerimin çok daha büyük olduğunu fark ettim. Bu tabii ki zaman içinde gelişti. 4 arkadaşımla birlikte başladığım çalışmalarımız yeni yol arkadaşlarımızla zenginleşti. Kampanyalar ve projeler hayata geçti. Ana sloganımız “Okumak Her Çocuğun Hakkıdır”, bunun yanı sıra çocuğun hayatında olan her şeyi güzelleştirmek, olumlu yönde değiştirmek ve çocuğun hak ettiği ortamları oluşturmak da başlıca hedeflerimiz. Çünkü çocuk bir birey. TOÇEV’in en büyük özelliklerinden biri bu; çocuğu birey olarak görmek ve saygı çerçevesi içinde çocuğun büyümesini sağlamak. O yüzden okul onarıyoruz, çocuklara eğitimler veriyoruz, bütün gönderilerimizi çocuklarımız adına paketliyoruz. Amacımız topluma kendinden emin, ruhsal sağlığı gelişmiş bireyler kazandırabilmek. Bu 20 yıl süresince birçok zorlukla karşılaştığınızı tahmin etmek güç değil. Tüm bunları hiç yılmadan nasıl aştınız? Yılmamakla ilgili bir yapı var beynimde. Damarlarımda dolaşıyor. Hiçbir zaman yılmadım. Tabii ki bir çok sorunla karşılaştım. Bir kere 20 yıl öncesinde vakıf, dernek gibi işler çok soyuttu. Halk nezdinde çok takdire şayan işler değildi. Bu tabii ki çevremde de, ailemde de aynıydı. Bir de genç kadın oluşum vardı. Bunların hepsi toplanınca tabii ki çok dezavantaj. Ama ben şuna inanıyorum: Bir şeyi insan yürekten hissederse başarısızlık diye bir şey yoktur. Bunun yanında ne kadar çok karşıt olan da olsa, yaptıklarının değiştirdiklerini görüyorsun. Bu da ayrı bir motivasyon katıyor. Bir kere yaptığımız hiçbir şey kendimiz adına olmadığı için çok farklı bir keyif. O da beni kamçıladı ve devam etmemi sağladı. Çünkü insanın egosuyla ilgili bir şey değil. Tamamen başkası için çalışıyorsun. Bunun neticesinde aldığın enerji seni çok farklı bir noktaya ulaştırıyor. Karşılıksız bir alışveriş var. Bu karşılıksız alışverişin verdiği haz başka bir şey. Bunlar toplandığında insanı besliyor. Özellikle çocuk insanı besliyor. Bu da yılmamamı sağladı diye düşünüyorum. Daha sonra bize inananlarında katılması büyük destek oldu. 20. yılınızda özel hedefleriniz nelerdir? Aslında belirledik. Yıllardır gerçekleştirmek istediğimiz bir hedef; TOÇEV Öğretim Merkezi. Hem eğitimlerini Okurlarımız adına sormak gerekirse, TOÇEV’in faaliyetlerine nasıl destek olabiliriz? Öncelikle herkes uzmanlığıyla veya bilgi birikimiyle bize destek olabilir. Çocuklarımıza ders verebilir, etkinliklerimizde gerekli yerlerle bağlantılarımızı kurabilirler. Ayrıca çocuklarımızın eğitimini desteklememizi sağlayan Manevi Aile sistemimiz var. Bu sistemde her bağışçımız bir çocuğumuza eğitim desteği sağlıyor, yani o çocuğun manevi ailesi oluyor. Yılda iki defa da karnesinden aile durumuna, katıldığı etkinliklerden sağlık durumuna kadar çocuk hakkındaki bütün bilgilerin yer aldığı rapor gönderiyoruz. Manevi Ailemiz olmak için aylık 60 TL ödemeniz yeterli. Bunun yanında Eğitici Aile sistemimiz var. Ayda vereceğiniz 25 TL ile çocuklarımızın Eğitici Ailesi olabilir, onların sosyal aktivitelerini destekleyebilirsiniz. Bunların dışında ürünlerimizden alabilir, genel bağışta bulunabilirsiniz. Genel olarak sosyal sorumluluktan konuşursak, sorunların farkına varmak ve çözüm üretmek noktasında, sosyal sorumluluk hareketleri sizce ne kadar önemlidir? Çok önemli. Çünkü biz sivil toplum kuruluşları ve sosyal girişimciler toplumla iç içe olduğumuzdan sorunu daha net ve objektif görebiliyoruz. Sorunu oluşturan tüm nedenleri gördüğümüzden çözüm üretmek de bizim için daha kolay oluyor. Sürekli sahadayız ve insanları dinliyoruz. Gözümüz her yerde ve her zaman açık. Devletle işbirliğine gidince de devlete bu yönde bir fayda sağlayabiliyoruz. Fikir alışverişine giriyoruz ve daha doğru projeler ortaya çıkıyor. Sivil toplum kuruluşları bu açılardan çok önemli ve işte bu yüzden sivil toplum kuruluşlarının bu ülkede daha fazla gündeme gelmesini istiyoruz. KARDEŞ VAKFIMIZ TOÇEV İLE 5 MİLYON ÇOCUK OKUYOR IC Vakfı ile yollarınız nasıl kesişti? Bu ülkeye fayda sağlayan Sivil Toplum Kuruluşları ile iletişime geçiyoruz ve topluma kattıkları güzellikleri takip ediyoruz. Yapılan güzel çalışmalar, genç yaşta bu işe gönül vermiş biri olarak beni mutlu ediyor. Ağrı ilinde yoğun çalışmalarımız var, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversite’sinin şehre kattığı gelişimi fark ettik. Orada okuyan üniversite öğrencilerimizle sohbetlerimiz sırasında IC Vakfından haberdar olduk. Gönülden çalışan bir yönetim kurulu ve profesyonel ekipleri var. Ankara’da yaşayan öğrencilerimiz için yapacağımız çalışmalarda bizlere destek olacaklar. İnşallah, ileride geliştireceğimiz farklı projelerle işbirliğimizi devam ettireceğiz. Sosyal sorumluluk çalışmalarınız yanında sanatla ilgili çalışmalarınız olduğunu da biliyoruz? Bize biraz bundan bahseder misiniz? Yaklaşık üç senedir ebru yapıyorum. Ebru yaparken tüm enerjimi topluyor, iyi veya kötü bütün düşüncelerimden arınıyorum. Sadece su ve renklerle konuşuyor gibiyim. Bana dokunmuş veya benim dokunduğum tüm yürekleri ve hikayeleri renklerle dans ettiriyorum sanki. Herkesin bildiği gibi, hayatımdan yansıyan her şey TOÇEV ve çocukların yansıması aslında. Ebru, onların bana ve hayatıma kattıklarının bir şekilde dışa dönüşü diyebilirim. Ebru çalışmaları yeni tekniklerle farklı zeminler üzerine uyguluyorum. Aslında bu denemelerle başladı. Sonunda geliştirdiğim tekniklerle dekoratif eşyalardan yastıklara kadar bir çok şeyin üzerine ebruyu yerleştirebildim. Son olarak da eserlerim adL firması tarafından kumaşlara aktarıldı. Bu kumaşlarla 20 farklı kıyafet tasarlandı ve bu kıyafetler halen daha adL mağazalarında TOÇEV için satılıyor. Katıldığım karma sergilerin yanında iki kişisel sergi açtım. İlki Ocak 2012’deki “Dokundum”du. Dokunduğum yüreklerin bir çeşit yansımasıydı sergilenen ebrular. İkinci sergimi de geçtiğimiz Aralık’ta açtım. İsmi “EBRUca”ydı. Ayrıca geçen ay Bahreyn’de bir sergi açtım. Bu sergimin de gördüğü ilgi beni çok mutlu etti. 41 İÇTEN BAKIŞ › 2014 desteklediğimiz çocuklarımızın hem de diğer bütün çocukların tiyatro salonundan kütüphanesine, atölyesinden müzik odasına kadar faydalanabileceği bir merkez burası. 20. Yıldaki bütün çalışmaları bu merkezi kurmak için gerçekleştireceğiz. TOÇEV çocukların hayatında neler değiştirdi? İlk olarak çocuklarda güven duygusu yarattık. Bence en güzeli bu. Ayakları üstüne basabilen, kendinden emin olan, karşısındaki ile aynı frekansı yakalayabilen bireyler yetiştirdik. Hayatta duruş olarak başarılı olabildiklerini gördüm. Ne istediklerini biliyorlar. Seçtikleri kariyerde başarılı ve vefalı olduklarını gördük. En güzeli de mezun olduktan ve kariyerlerinde ilerledikten sonra TOÇEV ailesine katılıp çocuklarımıza destek olmak için uğraşmalarıydı. Bu nedenlerle kendimizi uzun soluklu ve başarılı olarak görüyorum. M E Z U N L A R DA N İŞ SEVİNCİM 2010 - 2012 Vakfınız tarafından okutuldum. İşin maddi boyutundan çok maneviyatınızı da hiç bir zaman eksik etmediniz. Biz burslu öğrenciler olarak bu güzel ilgi karşısında hep sorumluluğumuzun bilincinde olmaya çalıştık. Hep bir hayalim vardı; İBRAHİM ÇEÇEN BEY’İ görmek, ellerinden öpmek ve şükranlarımı sunmak. İÇTEN BAKIŞ › 2014 Cahit YANCAR İnşaat Teknikeri ICA İçtaş Astaldi Ortaklığı 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi 42 Mezun olduktan sonra bu hayalim gerçekleşecekti çünkü beni okutmalarının ardından, kendi şirketlerinde işe aldılar. Avrupa’nın en büyük oteli olan Bomonti Hilton otel projesine inşaat teknikeri olarak başladım. Kocaman bir bina, sayısız çalışan, bu kadar büyük, kalabalık bir projede çalışacağım aklımın ucundan geçmezdi. Her zaman söylediğimi yine söylüyorum, bir sıcaklık, bir şefkat, aile, tarifini nasıl anlamak istiyorsanız. Üst yöneticilerle tanıştığımda bu ortamı daha da iyi anladım. Çünkü bana biz güzel bir aileyiz denildiğinde, hislerim zaten bunu en başından beri doğruluyordu. Hafif bir gülümseme ve ardından sevinç gözyaşı… Tabii var gücümle sildim belli etmeden. Dedim ya yabancılık çekmiyordum çünkü ben bu şirketin inşaat projelerinde düz işçi olarak 33 ay çalışıp üniversiteye gittim. Okuldan sonra iş, işten sonra görme hayalini kurduğum insan; İbrahim Çeçen… İşe başladıktan yaklaşık 25 gün sonra bir sabah mesaiye başlamadan önce yarın İBRAHİM BEY ziyarette bulunacak dendi. O an çok şükür dedim, içim kıpır kıpır… Kendilerini o güne kadar sadece vakıf dergilerinde ve basında görmüştüm. Ertesi gün, yani geleceği gün heyecanım daha da artıyordu, geleceği zaman ellerini öpeceğim, teşekkür edeceğim… İBRAHİM BEY geldi… O’nu ilk kez görecektim ve nasıl konuşacağım diye provasını yapmaya başladım, beceremedim, kelimeler boğazımda düğümleniyordu hem sevinçten hem heyecandan... Bir kalabalık sarmış etrafını otele doğru geliyorlar. O an düşündüm acaba nerelere bakacak, benim olduğum yere de gelir mi, bir şeyler sorar mı son kontrollerimi de yapıyorum aynı zamanda. Biraz geçtikten sonra olduğum yere geldiler, hafiften alnımda soğuk bir ter…Etrafındaki üst yöneticilerimize mütevazi tavrı ve güler yüzü ile sürekli bir şeyler soruyor, cevaplarını alıyordu. Hadsizlik mi yapmış olurum düşüncesiyle uzaktan da olsa gördüm ve çekildim. Ne diyebilecektim ki? Ya da bir şey sorsa nasıl cevap verecektim. Sonraları defalarca ziyarette bulundular. İlk görüşümdeki heyecanım nasılsa sonraki bütün ziyaretlerinde de hep aynı heyecan içindeydim. Heyecanıma yenik düşmüştüm, bilemiyorum ama yanına gidip ellerini öpmek, teşekkür etmek, benim için yaptıklarının ne kadarını karşılardı? İşe girdikten sonra ailemin, sevdiğim kızın, çevremdeki insanların bana güveni daha da arttı. Şu an işim sayesinde nişanlıyım ve evlenmeyi düşünüyorum. Dedim ya maneviyatı hep var, babacanlığı hep hayranlık bırakıyor ama görmek bambaşka. Teşekkürler, Yüreği Büyük İnsan…Sağlıklı nice güzel günler dileğiyle, dualarım hep sizinle olacaktır. 43 Umut gelecekten ödünç almaktır demiş ünlü bir yazar. Sanırım bu durumu en fazla eğitim yıllarında, özellikle de üniversite yıllarında yaşarız. Hayallerimizin yeşerdiği, hatta zirve yaptığı yıllardır bu dönemler. Aynı zamanda bu yıllar hayatımızda en fazla sıkıntı çektiğimiz yıllardır belki de… Bu sıkıntılarla baş edebilmek için bazen düşünmeli ve bulunduğumuz ortamdan düşünsel anlamda dışarı çıkıp, kuş bakışı bakmalı hayata ve gelecek günlerin hatırına katlanabilmeli bu sıkıntılara. Bu bakış açısı bize çok büyük sorun ve çözülemeyen konuların aslında ne nedenli küçük olduğunu fark ettirir. Eğitim hayatı bitince aslında iki ihtimal vardır; ya hayallerimizin peşinde koşarak meslek sahibi oluruz, yani geleceğimizi bizzat kendimiz ümitlerimizle inşa ederiz, ya da başkasının bizim için yaptığı planın bir parçası oluruz. Hayallerimizin peşinde mi koşacağız, yoksa imkan ve yeteneklerimizin esiri mi olacağız? Kişilerin yeteneklerine, hedeflerine uygun meslek seçememesinin ise beraberinde şikayet kültürünü beslediği gerçeği de ortada dururken… Bu kültür mesleğinizle aranızdaki hoşnutsuzluğu körükler, bazen de bir fırsat olarak sizi yeni arayışlara iter. Bu arayışlar sayesinde hiç umulmadık şekilde yeni fırsatlar yakalanabilir. Aslında hayatın bize dayattığı bir ikilem kadar, hayatın en gerçekçi yönlerinden biri olarak da çıkar karşımıza bu yaşananlar. Meslek hayatına atılıp hayattan aldığımız borcu ödemeye başladığımızda, bir ölçüde hayallerimizi de yok ederiz. Meslek ya da iş hayatında her günümüz diğer bir günümüzün karbon kopyası olduğu anda hayallerinizi tüketmişiz demektir. Hayata pozitif bakma yetisini yakalamamışsak işimiz bu anlamda biraz zor demektir. İşin bir de Türkiye gerçeği var tabi. Maalesef ülkemizde hayallerimize uygun ve adanmış bir karar verdiğimiz anda, radikal bir karar vermiş oluruz. Ülkemizde meslek hayatına atılmadan önce sanırız ki mezun olduğumuz bölümle ilgili bir işle uğraşacağız. Ancak zamanla bunun Türkiye’de çok fazla mümkün olmadığı gerçeğiyle karşılaşırız. Ben şahsen Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde okurken, mezuniyetten sonra Maliye Bakanlığı’nda Vergi Denetimiyle, yani mezun olacağım bölümüyle hiç de alakalı olmayan bir işle uğraşacağımı düşünmemiştim. Ama belirttiğim gibi, ülkemizin yadsınamaz bir gerçeği İÇTEN BAKIŞ › 2014 Hayallerle Gerçekler Arasında Sıkışıp Kalan Meslek Hayatı... bu. Bu husus, anlatmaya çalıştığım gerçekliğin bir somut göstergesi olarak örneklendirilebilir. Kabaca belirtmem gerekirse İnsan hayatını, meslek hayatından öncesi ve sonrası diye kategorize edebiliriz. Meslek hayatı ile, yaşam biçimini de belirlemiş oluruz. İnsanlar mesleklerini belirlerken, gelecekteki yaşamlarının birçok yönünü belirlemiş olmaktadırlar. Kendine uygun meslek seçmiş olan kimselerin, mutlu ve verimli kişiler olarak meslek yaşamını sürdürdüğünü söylemek yanlış olmaz. Meslek hayatından önce ise insanlar mesleğine, yani hayatın ta kendisine yatırım yaparlar, engeller bazen dağ gibi gözükse de… Burada sihirli kelime sanırım “sabır”. Hz. Mevlana’nın dediği gibi, “ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir” diye düşünmek lazım gelir. Meslek hayatından önce umudun en çok yeşerdiği dönem ise üniversite yıllarıdır. Bu yıllarda umudunuzu diri tutacak, güçlendirecek ve sizi meslek hayatına emin adımlarla taşımaya yardımcı olacak kişi ya da kurumlar ararsınız etrafınızda. Bana göre eğitim yönüyle İbrahim Çeçen Vakfı böyle bir misyonu çoktan üstlenmiş durumdadır. Haşem ASLAN İç Denetçi Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu M E Z U N L A R DA N VAN VE CİVARI’NIN GÜNEŞİ TÜRKİYE’NİN ENERJİSİ OLSUN…! Mehmet Sait DURAK Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş. Erciş İşletme Müdürü Enerji; bugün dünyanın kargaşa, karmaşa ve savaşlarının başlıca sebebidir. Dünyanın enerji ihtiyacının büyük çoğunluğu, neredeyse %100’üne yakını fosil kaynaklardan elde edilmektedir. Petrol, kömür, doğalgaz, vb fosil yakıtların her birinin bir ömrünün olduğu ve bir gün mutlaka tükeneceği herkesçe bilinmektedir. Onun için mutlak surette Dünya; enerji ihtiyacını giderecek, çevremizi ve doğal dengeyi mahveden bu fosil yakıtlardan kurtulmamıza vesile olacak başka enerji kaynaklarına yönelmelidir. İÇTEN BAKIŞ › 2014 Dünyadaki gelişmelere paralel olarak Türkiye de öyle bir enerji kaynağına yönelmeli ki; 44 • Enerji bağımlılığı ve cari açığa çözüm olsun, • Yüksek istihdam sağlasın, • Halkın ucuz elektrik enerjisi kullanımına olanak sağlasın, • Kalkınmaya katkısı olsun, • Bölgesel geri kalmışlığa çare olsun, Tüm bunlara aynı anda çözüm olabilecek tek enerji kaynağı GÜNEŞ’tir... Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle sahip olduğu güneş enerjisi potansiyeli açısından bir çok ülkeye göre şanslı bir durumdadır. VAN ve CİVARI bölgesi ise Türkiye’deki bölgeler içerisinde en şanslı bölgedir. Yapılan bilimsel araştırma ve ölçümler neticesinde Van ve Çevre İller güneş enerjisinden elektrik üretme potansiyeli en yüksek ve en ideal olan bölgedir. Bu bölgede hem güneşlenme süresi çok uzun, hem de güneşin global radyasyon değeri çok zengin olan bir bölgedir. Güneş enerjisi santrallerinde elektrik üretimini etkileyen faktörler sadece güneşlenme süresi ve radyasyon değerleri değildir. Santralin kurulum yerinin seçimi, maliyet ve güç üretim verimliliği açısından çok önemlidir. Kurulum yeri seçilirken radyasyon değerleri ve güneşlenme süresine ek olarak iklim, rüzgar hızı, bulutlanma miktarı, gölgelendirme etkisi (etrafta ağaç, bina vb. bulunmaması), arazinin eğimi (eğim olmaması ve güneye eğimli olması), trafo merkezine yakın olması, ulaşılabilir olması vb. gibi faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır. Rakım arttıkça sisteme gelen radyasyon miktarı artmakta, dolayısıyla sistemin verimi artmaktadır. Tüm bu teknik veriler göz önünde bulundurulduğunda VAN ve CİVARI güneş enerjisi santrali (GES) kurulması bakımından Türkiye’nin mükemmeliyet merkezidir. Ancak maalesef henüz hakkettiği sayıda yatırımcı tarafından keşfedilmediği görülmektedir. GES(güneş enerji santralleri) yatırımları için en doğru yatırım bölgesinin VAN ve CİVARI olduğu konusunda yeterince bir tanıtım çalışması yapılmalıdır. VAN ve CİVARI güneşinin önemi yeterince bilindiğinde Türkiye’nin enerji ihtiyacına çare olacaktır. MEZUN BURSİYERİMİZDEN BİLİMSEL POSTER söyledi, ben de İstanbul’daki vakıflardan olumsuz cevap aldığımdan umutsuz bir şekilde başvurdum. 2005 yılında üniversite sınavında İstanbul Tıp Fakültesi’ni kazandığımda ilk aklıma gelen bu metropolde nasıl geçineceğimdi. İstanbul’da yaşamak bırakın bir öğrenciyi, bir memuru bile geçim konusunda zorlardı. Tabii ki seçenek vardı, ya öğrenciyken çalışacaktım ya da burslara başvuracaktım. Tıp fakültesi olması nedeniyle çalışmak çok da kolay olmayacaktı. Burs ararken bir arkadaşım IC Vakfı’nın burs verdiğini Burs başvurumun kabul edildiğini öğrenince çok mutlu oldum. Daha sonrasında IC Vakfı’ndaki bir çok güzel insanla tanıştım, eğitimlere, toplantılara katıldım, hatta UYO projesinde yürütücü olarak yer alıp, 15 günlüğüne Ağrı’da öğrencilere verilecek eğitimlerde görev aldım. Ben şuan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim Araştırma Hastanesi’nde iç Hastalıkları Anabilmdalı’nda çalışmaktayım aynı zamanda İÇTEN BAKIŞ › 2014 Merhaba sevgili IC Vakfı Ailesi… Yedi çocuklu, üçü üniversiteli ve baba çiftçi olan bir ailenin çocuğuyum. 45 aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Ensitüsü’nde yüksek lisans öğrencisiyim. 14-16 mart 2014 Sapanca’da düzenlenen ‘’İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Günleri 2014 Kongresi’nde toplamda 11 adet bilimsel poster sunumunda bulundum bu mutluluğu sizlerle paylaşmak istedim. Dr. Alihan ORAL İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim Araştırma Hastanesi Bana eğitimim de ve bugünlere gelmem de katkısı olan başta Sayın İbrahim Çeçen’e ve tüm IC Vakfı çalışanlarına teşekkür eder, minnettar olduğumu belirtmek isterim. Hoşçakalın… AMERİKA’DAN MEKTUP VAR Dergimizin yeni bir sayısı daha yayında ve ne mutlu bizlere ki bir aile olarak yine hep birlikteyiz. Bu yazı yüksek lisans eğitimimin son günlerine denk geldi. Bu vesileyle bu sevincimi sizlerle paylaşabilme imkanı bulduğum için de ayrıca mutluyum. Av. Uğur DEMİRCİ Türkiye Petrolleri Anonim Ortakligi (TPAO) Hukuk Müşavirliği adına son iki yıldır ABD’de eğitim görmekteydim. Bu Mayıs ayı sonu itibariyle Penn State University, Dickinson School of Law bünyesinde Uluslararası Petrol Sözleşmeleri konusu üzerine yaptığım tez çalışmalarımı tamamlayıp kısmetse mezun oluyorum. Şimdi zaman yurda dönmek ve çalışmaya başlamak zamanı. IC Vakfı Ailesi büyük ve vefakar bir aile. Ne mutlu ki giderek de genişliyor. İnsana ve eğitime yapılan yatırımın ne kadar önemli ve eşsiz olduğu, bu aile tarafından cok zaman önce farkedilmiş. Üniversite hayatımın henüz ilk gününda tanışma fırsatı bulduğum ve akabinde de üyesi olmaktan gurur duyduğum IC Vakfi Ailesine şahsen ne kadar teşekkür etsem azdır. Üzerimde büyük emekleri var. Desteklerini her zaman en yakınımda hissettim. Umarım daha nice dergi sayılarında yine hep birlikte burada oluruz. Ailecek toplanıp hasret gideririz. Saygılarımla. Hoşçakalın. B U R S İ Y E RL ER DEN YOKSUNLUK YA DA YOKLUKLARIMIZLA SAVAŞ İÇTEN BAKIŞ › 2014 Arif Baran YARDIMCI ODTÜ İnşaat Mühendisliği 46 Merhabalar; İbrahim Çeçen Vakfının bütün bursiyerleri, çalışanları ya da bir şekilde vakıfla ilişkisi olan insanlar gibi ben de İbrahim Çeçen Vakfı sayesinde gördüğüm, deneyimlediğim ve edindiğim fikirlerden dolayı minnettarım. Bir öğrencinin okul hayatı boyunca en çok ihtiyaç duyduğu şeylerin başında gelen maddi yardımın önemi tartışılmazken vakfın bunu karşılıksız olarak biz öğrencilere sunmasından bahsetmiyorum bile. Böylesi büyük bir topluluğun ilk amacı tüm ülke çapındaki öğrencilere yardım etmek, onların gelişimine katkıda bulunmakken, şimdinin öğrencileri olarak gelecekte bizim de bireysel olarak ya da bu topluluğun bir parçası olarak aynı ulvi amaca nasıl katkıda bulanabileceğimizi düşünmek gerektiği kanısındayım. İbrahim Çeçen Vakfı’nın çoğu insan üzerinde gerek maddi gerek manevi açıdan pozitif etkiler yarattığını gerek kendimden gerek çevremden gayet iyi biliyorum. Kendi adıma konuşacak olursam; Meral Hanım’la yaptığım konuşmalar bana hep yol gösterici ve ufuk açıcı nitelikte oldu. Kendisiyle konuştuktan sonra odasından hep bir hedefle çıktım. Bu anlamda biraz da vefa borcu olarak yazının başında belirttiğim “ vakfın amacına katkıda bulunma “ misyonuna bu yazıyla başlamak istiyorum. Naçizane yazım belki de okuyan biri için yeni bir pencere açacaktır. Hepimizin bildiği üzere Ağrı coğrafi koşullardan dolayı denizden veya İzmir, İstanbul gibi deniz kültürüne sahip olmaktan çok uzak bir şehir. Bir Ağrılı olarak yüzmeye bu kadar uzak bir şehirden aynı oranda olmasa da nispeten yine uzak bir şehir olan Ankara’ya gelip, serbest dalış sporuna başlama serüvenimi paylaşmak istiyorum. O zamana kadar ki ömrünün tamamını Ağrı’da yaşamış biri olarak 18 yaşında çıkıp ODTÜ’ye geldiğimde bambaşka çevre ve hayal ettiğimden de farklı bir ortamla karşılaştım, insanın kendisini geliştirmesi için inanılmaz bir potansiyel vardı. Panait Istırati, hedeflerimize varsak da varmasak da yaşanan hayal kırıklığının tadı aynıdır, demiş. Çevremden duyduğum ODTÜ’ye gelmemiş olsaydım o zaman yaşayacağım hayal kırıklığının çok daha büyük olacağını şu anda görebiliyorum. Ağrılı herkesin bileceği Diyadin Kaplıcaları’nda öğrendiğim yüzmemi de geliştirme imkanımın olduğunu gördüm. Bunun için 2011’de ODTÜ Su Altı Sporları’na katıldım. Yine düşündüğümden oldukça farklı bir ortama girmiştim. Yüzmeyi daha iyi öğrenmek istiyordum ancak girdiğim yer Devrim Cenk Ulusoy, Şahika Ercümen gibi Türkiye ve Dünya serbest dalış şampiyonları çıkarmış bir takımdı. Bu ekibin bir parçası olmuştum, şampiyonlara yardım için dünya rekoru denemelerine, bizzat yarışmak için Türkiye şampiyonalarına giderken buldum kendimi. Çok da bilinçli başlamadığım serbest dalış evrildi ve başka bir hal aldı. Kısa bir süre denediğim Su Altı Hokeyi’ni bir kenara bırakacak olursam, Mayıs 2012’de Çorum’da Serbest Dalış Dinamik Apnea Türkiye Şampiyonası’na katıldım ve ODTÜ SAS olarak Türkiye Şampiyonluğu, yine 2012 Haziran’da Antalya Kemer’de Serbest Dalış Küp ve Skandalopetra Apnea Türkiye Şampiyonası’nda Türkiye 2.liği elde ettik. Özellikle son sene mezun olma telaşından çok ilgilenemesem de profesyonel olarak ilgilendiğim ve sevdiğim bir spor dalı kazandım ve Türkiye’nin en başarılı serbest dalış takımı olan ODTÜ SAS’ın bir parçası olmuş oldum. Bu yazıdan illa ki bir kıssadan hisse çıkarmamız gerekiyorsa, yüzme örneği üzerinden giderek “ yoksunluk ya da yokluklarımızla savaşmamız gerekliliği “ iyi bir kıssadan hisse olabilir diye düşünmekteyim. Başlangıcı İbrahim Çeçen Vakfı ve bana manevi anlamda çok desteği olan pek sevgili Meral Hanım’la tanışma dönemimin hemen sonrasına denk gelen bu hikayemi, hem kendilerine bir teşekkür hem de kendime çok yakın gördüğüm bu camiayla paylaşmak için yazdım. Istrati’ye göre yaşayacağımız hayal kırıklığının tadı aynı olsa da umarım biz hep o hayallere varırız. İÇTEN BAKIŞ › 2014 47 GERİDE KALMIŞTI ANKARA Sonra Haziran gelecekti ansızın. Bayram günleri gelip geçecekti hoyrat ömrümüzden. Ve bir ikindi sonrasında yola çıkacaktık tütün kokan hayallerle. Ceplerimde taşıdığım son umut tanesi de tükenince uzak menzillerin toprak yollarında, meşe gölgelerine sığınacaktım. Yolcusu olduğum trenler devrilecekti üstüme belki de. Pencerelerden pişmanlıklarımı seyredecektim. Utanacaktım, ağlayacaktım. Bir bağ bozumu zamanında yine düştün aklıma. Nesnesi meçhul cümleler döküldü dilimden. Ne unuttum geçmiş zamanları, ne de bir daha hatırlamaya cesaretim var artık. Beni yaralayan bir sen değildin yar, sadece senin iftirakınla yanmadım ben. Zihnimdeki enkazlarda gizlenen uçsuz bucaksız pişmanlıklarım vardı. Kaç kere firar ettim yurt pencerelerinden hayali? Kaç akşam yıllanmış hasretler yolladım sana Van otobüsleriyle? Şimdi sor bana Kelkit vadisi yerinde mi diye. Sor işte! Mazi çöplüğünde Sivas garından başka neler metfundur diye sor. Ne badem çiçeği, ne mayıs gülleri... Ellerimde sadece boynu bükük bir sonbahar kaldı. Bir de uzak şehirlerin yollarında tükenen ömrüm, bir ölümlü yalan. Öylesine kırılmış, öylesine yorgunum ki… Arzuhalimi anlatmaya mecalim kalmadı artık. Anız yangınlarında kaybettim bütün varlığımı. İflas etmiş bir adamım işte. Bırak beni kendi halime nehir edalı hayal! Bu karın sancısı bana senden kaldı, bu hüzün senden. Ömürler tükeniyordu bozkır topraklarda. Sen alıp başını benden gideli kim bilir kaç mevsim daha düştü tozlu yollara. Ve ben biriktirdiğim intizarlarımı gömdüm mağrip vakitlerine. Yağmur sularına çizdim hallerimi. Sen gelmedikçe inadına avuçlarımın arasında saklıyordum sabah yıldızını, nedensiz… Gittiğin yerde kal, dönme sakın. Buralar perişan. Yollar ayrılmıştı köşe başlarında. Son durağındaydım Güney ekspresinin ve Ankara geride kalmıştı. Kıyamet çoktan kopmuş, masal bitmişti. Bir daha aldanmıştım serseri rüzgârlara. Ama bu sefer kayıp amansızdı. Heyhat! Bu ne büyük azaptı böyle. Kim bilir kimler taşıyacak cismimi ötelere şimdi. Harap olmaya mahkûmdum, biliyordum. Ferman böyleydi çünkü. Ama yine de köy çocukları taşısın ruhumu istiyordum. Gelişin yılın ilk yağmuru olurdu. Ya da son kar tanesi soğuk mevsimlerin. Gelmedin. Zamana yenildim ben de, badem ağaçları gibi. Habersiz gidenlerin arkasından bakakaldım. Yokluğun mu? Alıştım artık. Geçtiğin yollar ve kırlangıçlar da alıştı sensizliğe. Uzak bir bayram sabahında anlamaya başlıyordum ayrılığın hikmetini. Ve o sabah toprağa olan gecikmiş sevdam başlıyordu. Susmaya başlıyordum… Emin ÖZDEMİR Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü B U R S İ Y E RL ER DEN DOĞUNUN MİMARLIK ABİDESİ İSHAK PAŞA SARAYI Görkemli özel mimari yapısı anıtsal taç kapıları haremi selamlığı cami ve yüzlerce odası ile görülmeye değer nadir mimari eserlerdendir. Yapımı 99 yıl (1685-1784) sürmüş 7600m2 alana sahip bir saraydır. Türkiye ‘de Topkapı sarayından sonra en büyük saraydır ayrıca İstanbul dışında yapılan tek sivil saraydır. Hakim bir tepe üzerindeki konumu ve yapısı oradaki tüm yapılara meydan okurcasına hiyerarşik bir üstünlük sağlamıştır. Abdullah BAK 9 Eylül Üniversitesi Mimarlik Bölümü ERŞAN İÇTEN BAKIŞ › 2014 Emrah BAYRAM Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Eğitim Fak. Türkçe Öğrt. 48 Saray Osmanlı, Selçuklu, Türkmenistan, Fas mimarilerinin sentezidir. Kapılar daha çok Selçuklu üslubu, caminin kubbeleri Türkmenistan ‘da bulunan kubbe modellerindedir. Sarayın iç mekân düzenlemesinde Osmanlı mimarisinin oldukça etkili olduğu açıkça görülüyor. Ayrıca sarayın bazı iç süslemelerinde Avrupa Barok mimari tarzını yansıtmaktadır. Halkın o dönemdeki bütün ihtiyaçlarını karşılayacak her kapasitesi vardır. İçerisinde bir cami, aşevi, hamam, harem dairesi ve odaları, merasim ve cephanelik, zindan, fırın ve türbeler bulunan sarayın iki katlı olan bazı bölümleri günümüzde Mavi gözlüydü Erşan Yüzü güneşte yanmış, burnu kabuk bağlamıştı. Yamalı pantolonlu, yeşil mintanlı Toprağa basardı militan ayakkabısıyla Kahverengi Yeşil lekeleriyle İlkbahar yağmurlarında Şemsiyesiz Kuzu güderdi oyun vakitlerinde Misket oynardı Top oynarken fazlalıktı Yere düşerdi, küfrederdi Kardeşinin elinden tutup eve yürürdü Göz yaşını mintanıyla silerdi Paçaları çamurluydu Dayak yemişti Ağlardı Erşan mavi gözleriyle Kınalı taşa biner at koştururdu Uzaklaşırdı Yoksulluktan kaçardı Bir hayale sığınırdı (yamasız pantolona) Uzakta bir keçi tekeye gelmiştir tamamen yıkılmış durumda. Saray kendi döneminin yapım teknolojilerini aşan bir yapım tekniği ile su ve kanalizasyon şebekelerini bir düzen içinde yapması ayrıca dünyanın ilk merkezi kalorifer ısıtma sistemini kullanan saray olması bunun kanıtıdır. Saray ayrıca taş ustalığı ve duvar süslemeleri bakımından eşsiz yapıtlardandır. Sayın İbrahim ÇEÇEN Bey’e ve IC VAKFI ailesine üyelerine bana yaptığı yardımlar, katkılar ve sunduğu imkânlar için şükranlarımı sunuyorum. IC Ailesinin nice başarılar kazanması dileğiyle. Boynundaki çan çalar Paydos ederdi Erşan’ın hayalleri Islık çalardı Kuzuları toplarken Anlamsız seslerle bağırırdı Sesi yankılanmazdı Yalnızdı Erşan Süt beyazı dağ sakızı çiğnerdi Ağzında kahverengi Acıyı tükürürdü toprağa Çoban çocuğuydu Erşan Yün kokardı babası Geceleri koyun güderdi Keçi sağardı Köpeği doyururdu kurda karşı Ay’a karşı süt içerdi Tütün sarardı Duman kokardı elleri Demir bir leğende Yeşil sabunla yıkanırdı Mavi gözlerine sabun kaçardı Ağlardı Sesini kimseler duymazdı Öksüzdü Erşan. İÇTEN BAKIŞ › 2014 49 AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNIVERSİTESİ’NDEN SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ Yaptığımız bir sosyal sorumluluk projesini sizinle paylaşmak istiyorum. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi 2012-2013 eğitim öğretim yılı sınıf öğretmenliği 3. Sınıf 2. Grup (örgün) öğrencileri olarak, topluma hizmet uygulamaları dersi adı altında ve dersin hocası Yrd. Doç. Dr. Murat ÇALIŞOĞLU öncülüğünde bir sosyal sorumluluk projesi başlattık. Sosyal sorumluluk projesi olarak da; ilkokullardaki engelli öğrencileri tespit edip bunlara nasıl bir yardım edebiliriz düşüncesiydi. Projemiz; gruptaki arkadaşlarımızın Ağrıdaki hemen hemen bütün ilkokulları dolaşıp engelli öğrencileri tespit etmesi ile başladı. Engelli öğrencileri tespit ettikten sonra, Ağrı Şehit Hikmet Koman İlköğretim Okulunda özel eğitim alt sınıfında, doğuştan işitme engelli olan ve bu yüzden kaydı askıya alınan Elif ÖZDEMİR için işitme cihazı alma kararı aldık. İşitme cihazını almak için Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinde,’’ Elif İçin El Ele’’ ve ‘’Elif İçin Bir Umut da Siz Olun’’ sloganlarıyla bir yardım kampanyası başlattık. İşitme cihazı alma konusunda devlet belirli bir miktar karşılıyordu ama bu Elif için gerekli işitme cihazını almaya yetmiyordu. Öğrencilerin, öğretmenlerin, üniversite çalışanların, üniversite dışında olan arkadaşların, kısacası duyarlı bütün insanların sayesinde 4 günde işitme cihazı için gerekli parayı topladık. Parayı topladıktan sonra gruptaki arkadaşlarla beraber Elif’i ve ailesini ziyarete gittik. Yaptığımız çalışma hakkında ailesine bilgi verdik, çok sevindiler. Ağrı’da ve Erzurum’da gerekli işlemler yapıldıktan sonra,07.10.2013 tarihinde Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörlüğünde Elif’e işitme cihazını Rektörümüz Prof. Dr. İrfan ASLAN, dersin hocası Yrd. Doç. Dr. Murat ÇALIŞOĞLU ve gruptaki bütün arkadaşlarımız ile birlikte takdim ettik. Bizim amacımız Elif’e sadece işitme cihazı almak tek değildi, yarım kalan eğitime başlamasına yardımcı olmak ve onu topluma kazandırmaktı. Amacımıza ulaştığımız için çok mutluyuz. Umarım bu yazıyı okuyan herkes, nice Elif’lere umut olurlar. Yaptığımız bu proje için, Rektörümüz Prof. Dr. İrfan ASLAN, başta dersin hocası Yrd. Doç. Dr. Murat ÇALIŞOĞLU ve gruptaki herkese ayrı ayrı Teşekkür Belgesi takdim etti. Maddi ve manevi yardımlarını bizden esirgemeyen herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. ELİF İÇİN ELELE Vedat GÜNEŞ Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği B U R S İ Y E RL ER DEN BAZI SEVDALAR Bazıları tutamaz kendini sever. Sevmeyi sever. Seni sever ben gibi. YASİN GÜLTEKİN’İN İLK KİTABI “ EYLÜL’DE BAŞKA” YAYINLANDI Bu satırları bizlerle paylaştıktan sonra Sevgili Bursiyerimiz Yasin’in “Eylül’de Başka” adlı kitabı yayınlandı. İlk kitabının imza günü sevincini bizlerle paylaşan Yasin Gültekin’in kitabı, vakıf kütüphanemizde de yerini aldı ve okurları ile buluşmayı bekliyor. Yasin Gültekin’in edebiyat dünyasında güzel bir yer edinmesini diliyor ve kendisini IC Vakfı olarak gönülden kutluyoruz. İÇTEN BAKIŞ › 2014 Yasin GÜLTEKİN Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı 50 Bazıları verdiğin değeri anlamaz. Kaybetmek de en çok onların hakkı. Bazıları çok farklıdır. Bazıları da sadece son olacağını bildiğin için baştan düşman kesilirsin. Olmuyorsa olurunun getirilerini göremezsin. Bazılarını da farklı seversin. Hayal bile edemeyeceği kadar gelişine seversin. Bazı insanlar değişkendir. Bazıları sevişken. Bazıları birlikteyken yalnız. Bazıları giderken acı bırakır. Bazıları aşkı atar arkasına. Bazıları da yalnız kaldığında öğrenir yalnızlığı. Bazı insanları ezberlersin, Aklından çıkmaz. Bazı aşklar vardır Uğruna ölünür. Bazı aşklar vardır, Kalbe gömülür. Şarkılar da insanlara benzer. Hepsinden zamanla sıkılırsın. Fakat bazıları kalıcı olur. Sevgiyi taşımak yürek ister, Bazıları da bu eksiklikten dolayı kaçıp gider. Sırası gelen gider. Yetinmeyi bilmeyen insanlarız. Aşkın yakışamadığı kaybedenlerdeniz. Karışamıyoruz birbirimize. Asla tek bedende bir bütün olamıyoruz. Mesela ayrılık denen hikâyelerimiz var, Tek taraflı biten ama ‘’ayrıldık’’ denen. Hep aynı yollarda geziniyoruz. Unutmak da bizim işimiz. Haddimizden çok severiz bazılarını, Haddimiz olmayarak, Sevmek ne haddimize. Bazı insanların da sende yeri yok. Bir yokluk ki, Dönüşü olmayan gidişine sular dökmek istemediğim bir yokluk. Bazı şeylerden emin olabilir insan, Özlemek gibi. Seni sevmek gibi. Bazı şeylerin değerini kaybetmeden öğrenmelisin. Bazılarını ömür boyu kalacakmışız gibi sevdik, Bir ömür kalamayacaklarını bile bile. Her yer her yerde, Her yer sende, Sen artık her yerde. Bazıları kalmayı bilmez ama güzel sever. Bazıları da acı vermeye gelir hayatımıza. Önce alıştırırlar, Sonra başkalarıyla yarıştırırlar En sonunda da unuturlar. Bazılarına da dünyayı versen Mars’ı isterler. Bazıları da bilmez dünyanın değerini. Dünya topraktan ibaret, Bugün üstünde yaşıyoruz yarın altında. Ne diye böbürlenip duruyorsun? Bazılarının ruhu tükenmiştir. Hep kaybetmeye alışmıştır. Kimsenin bizde kalacak yeri yok. Bazıları ruhumuzun. Bazıları da bedenimizin ziyaretçisidir. Bazı geceler olduğundan daha karanlıktır. Bu gece de öyle benim için. Sen aydınlığı aradıkça daha da kararır. Dizlerim dizlerini özledi, Kalbim zaten hep seni sevdi, Hayalin yine üzerime sindi, Ne yapayım sevdim seni bir kere. Benlik bir şey yok sevdirdin kendini gönlümce. Bazıları çok güzel, Bazıları hayatımıza girer. Çok kalamayacaklarını da bilirsin. Önsezilerin kuvvetli olunca baştan anlarsın biteceğini. Zaten sen de çok istemiyorsun, Alışmışsın yalnızlığına, Sevmek yorucu gelir. Belki sevmenin verdiği huzuru. Başka hiçbir yerde de bulamayacaksın ama yalnızlığın, Çoğu zaman daha çekici gelir sana. Bazı insanlar sevmedikleriyle yaşar, Unutamadıklarıyla ölür. Kalp anlamaz, Yalnızca sever. Bundandır bazı mevsimler bir günde biter. Herkes biraz sevmek ve sevilmek ister. Birilerinin farkında olmasını ister. Birileri için vazgeçilmez olmak ister. Bazı yollar yürünmeden yol olmuyordu. Yürüdün ve nasıl bir yolda olduğunu anladın. Yürümesen belki de anlamayacaktın. Belli ki sonuna varamadın. Ama olsun yarı yoldan dönseydin, Yolun sonunu bulamayacaktın. Her yalnızlık bir seçimdir. Sevmeye mecbur bırakılan kalplerimiz var. Çaresiziz, Hep eksiğiz. Bulamadığımız gönüldeşlerimiz, Olmayınca da olmuyor dediklerimiz, Vazgeçişlerimiz var bizim. Öyle bir gelsin ki Gitmek mümkün olmasın. Sevelim onu, Elbette yalnızlık bizim en güçlü silahımız. Yalnız olmanın da en güzel yanı bu ya: Terk edecek kimsenizin olmamasıdır. Birini tanırsın sadece sarılmak istersin. Başka biri girer hayatına. Onunla sadece film izlemeyi seversin. “Bu denememle ben de dergimize katkıda bulunmak istedim. Şuan sizlerden aldığım bursla hikayelerden oluşan kitabım çıkmak üzere… Bu olanakları bizlere sunduğunuz için başta değerli işadamımız İbrahim Çeçen Bey’e ve bünyesinde çalıştırdığı her çalışanına teşekkürü bir borç olarak bulmuyor, içten buluyorum.” 51 İÇTEN BAKIŞ › 2014 İSTERDİM Bir yağmur damlası olmak isterdim Kurak topraklara su cansız çiçeklere can En deli çağımda çocuk gibi Tatlı güzel biraz da afacan Bir umut olmak isterdim Kendini arayanlara yol cahillere hece Gönlü kararmışların düşü olsam Görseler beni her gece Bir gökkuşağı olmak isterdim Fırtına sonrası yıkılan hayallere Umutlar aşılasan kalbi kırıklara Ansızın karışsam yerlere Bir anne şefkati olmak isterdim Sokak çocuklarına annesizlere boynu büküklere Kalmasın mutluluğa aç şifa olsam Pantolonu yırtıklara gömleği söküklere… Ben küçük bir kızım; Cebimde kocaman hayalleri, solunda yaraların her rengini barındıran alın kırışıklıkları yalnızlık kokan ve yalnızlığının bir ucu çığlığın ayak izlerine diğer ucu gece karasına akan… Yüzü mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarık mahcup somurtkan veya muzip sırıtan gözlerinde hüznün her tonu nakışlı saçlarında en acı ayrılıkların cirit attığı küçük bir kız… Bazen; Ömrü saatlere sıkışmış o hüzünden bu neşeye kaçan bir kelebek kardelen kadar güçlü bazen hercai gibi korkak .en küçük bir meltemde yaprak dökecek gelincik gibi narin hırçın bir kaktüs bazen. Bazense gamsız bir sokak çocuğu gülmeyi gözbebeklerine hapsetmiş. Sazımızın aynı telden radyomuzun aynı frekanstan ve musikimizin aynı notadan çalmadığı hayatla kimi zaman ateşkeste kimi zaman koyun koyuna dedim ya ben küçük bir kızım.. Yastığımın altında bayramlık tadında umutlarım fırından yeni çıkmış düşlerim var benim sıcacık taptaze boynu bükük cümlelerim var benim öznesi yükleminden muzdarip.. oldu mu acaba olur mu dersiniz? Fazla söze ne hacet sırtıma umutlarımı en güzel düşlerimi yükledim düştüm yollara.. iyisi mi ben sırtımdakilerle çok yaşayayım sizlerde görün e mi? Tevrat AYAZ Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Eğitim Fak. Okul Öncesi Öğt. B U R S İ Y E RL ER DEN BİR RÜYANIN BİLANÇOSU Bu kentin gürültüsü almış aklımı kaçıyor. Sahipsizliğim yokluğunu anımsayamadı bir an. Beynimde gürültüler susuyor. Bildiğim her şeyi unutuyorum. Sadece tek bir şey kalmıştı kaçıp gitmemi söyleyen. Unutmak ve anımsamak arasında acı çekmiyordum. Unutmuştum işte sensiz kaç saat geçirdiğimi, Farkında bile değildim uyumayı unuttuğumu, Güneşin altında sarhoş beynimin çocuk hicvi olduğunu. Hayatım bir rüyamıydı yoksa rüyalar mı hayatım oluyordu? Tek bildiğim kapanan gözlerim, her şeyin dirildiği uykularımdı. Diriliyoruz gözlerim ölüme giderken, ellerim sana yemin ettiği, Aklım acımasızca varlığını sorguladığı saatlerde sevgilim. Ağlamak ve gülmek arasında olmayı bırakıp dışına kaçıyoruz seninle. Kelimelerin olmadığı bakışlarımız vardı avuçlarımızdan hissedilen. Zamansız saatimiz duracak gibi oluyordu ölümsüzlüğü tanrıdan istediğimde. Koşmayı seçmiştin kaçtığımı sandığım insanlardan. Kaçış teninle birleştiğinde, nefes alamıyordum kalbim atarken. Yoruldum dedim sana, biraz daha dedin biraz daha.. Tahsin YILDIRIMÇAKAR Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Kelimelerimiz yoktu ama en azından ellerime yansıyan saçların ve kokun vardı. Bak sevgilim, işte eriyoruz ya da diriliyoruz. Nefes almayı unuttum, Çığlık atmak canımı alacak gibi, Ellerinde yok olurken üşümeye dur diyemiyorum. İÇTEN BAKIŞ › 2014 Gözlerim kararıyor ve kaskatı ellerim açık gözlerim. 52 Kapanan gözlerim, yok olan ellerin… Uyandım ! Ve rüya başlıyor mu bitiyor mu? Acıların sesine kelimeler karışmış bu ışıksız kentte. Gözlerimi kapatıp dilsizleştiğim dünyamda sevmenin sendeki ismidir; Seviyorken, acıları akılsız kalmış bedenime emanet etmek. YARIM KAFİYE 53 İÇTEN BAKIŞ › 2014 artık kararmaz gecelerin, güneşin batmaz. ‘’bir kemik aynı yerden iki kere kırılmaz’’ diyordu ya şair evet kırılmaz... Şimdi o kadar uzağız ki Birbirimizi görebileceğimiz tek yer dize sonları artık Onlar da sonbahar yaprağı gibi hüzünlü, İncinen evladına yanan anne gibi gözü yaşlı. İnce bir dal gibi kırılgan, Rüzgar gibi hoyrat... Kumral bir cümle doğuyor yeni bir hayat gibi, Saçları dalgalı, uzun boylu, güleç... Mutlulukla başlıyor cümle, Ardından hüzün kokan mavi... Bu saatte esmer oluyor duygular, Son banliyö kaçarken... Ardında bıraktığı; birkaç ıslak hikaye ve ruhu sarışın hayatlar... Tezatlar şehrindeki son teşbih çarpıyor kapıları, cümle sonundaki son ses, biz gibi yarım, gözü yaşlı... 93.SOKAK Birer birer sönüyor 93.sokağın lambaları. Bir umut türküsü dillerde gecenin karanlığında, Yoğun bir gök gürültüsü yarı çıplak, baygın Ve sen gidiyorsun cuma akşamı ihtiyar yüreğimden. Cumartesiler yokluğuna ağlıyor, Pazarlar buruk, asta... Pazartesiler bir mızrak, delip geçmiş ömrümüzün ortasından, Salılar aforoz edilmiş gün batımında, Çarşambalar sarmış kanayan yaraları, Perşembeler kanadı kırılmış kuş, hüzünlü, telaşlı. O gün geliyor, Bir cuma akşamı gidiyorsun ihtiyar yüreğimden Geceler körkütük sarhoş. Sensiz kaldı bu şehir, Sensiz kaldı bu şiir Dökülen son gözyaşı sensiz... Hüseyin DOĞAN Uludağ Üniversitesi İktisat Bölümü 3. Sınıf B U R S İ Y E RL ER DEN KIZ ANNESİ Yoktu farkı diğer gecelerden, Durdum yine aynı duaya; Ellerimi ovuşturup, sürdüm yüzüme, Amin !!! Soğuktu yatağım. Bedenimde tatlı bir titreme.. Sarıldım yorgana; Isındıkça dünyaya yabancılaştım. Ağırlaştı göz kapaklarım, Yavaş yavaş ruh huzura erdi. Dünya değildi, karanlıkta aydınlık bir yüz… Tanımıyordum ama O’ydu, kız annesi. Yaklaştı, yüzünde bilindik bir tebessüm!! Dr. Abdullah DUMAN Dicle üniversitesi 2013 mezunu Iğdır Halk Sağlığı Müdürlüğü Elini sol omzuma attı ve salladı: UYAN!!!! Dedi İÇTEN BAKIŞ › 2014 Çığlık çığlığa dünyaya uyandım… 54 Hala omzumda elinin sıcaklığı, Bakındım etrafa burada mı diye? Yoktu cesaretim yatağın altına bakmaya, Çektim yorganı başıma, gerisi muamma!!! MEZUN BURSİYERLERİMİZE ÖMÜR BOYU MUTLULUKLAR DİLERİZ. Bizler IC Vakfı’nın mezun bursiyerleriyiz. Eşim Raziye Öztürk TNB KEPS firmasında yazılım test uzmanı olarak, ben ise ARLENTUS KONTROL firmasına Üretim mühendisi olarak görev yapmaktayız. IC Vakfı Ailesi ile iki bursiyerlerinin evlendiği haberini ve mutluluğumuzu paylaşmak istedik. Sizlere, eğitimimize verdiğiniz katkılardan dolayı ne kadar çok teşekkür etsek azdır. Sevgi ve saygılarımızla, Raziye - Mustafa ÖZTÜRK IC VAKFI’NIN YENİ MUHASEBE ÇALIŞANI Nisan 2014 tarihinde IC Vakfı’nın muhasebe departmanına yeni bir çalışanımız katıldı. Muhasebe bölümünde göreve başlayan Perihan GÜLCE, IC Holding 3. Köprü Projesi çalışanı olarak IC Holding bünyesinde görevini sürdürmesinin ardından, çalışma hayatına IC Vakfı’nda devam etmektedir. Kendisine hoş geldin diyor ve yeni görevinde başarılar diliyoruz. İÇTEN BAKIŞ › 2014 55 ŞİRİN AĞRIM İsmin Ağrı ancak cismin devaların ortağı Diyadin de Davut, Yılanlı Çelmikleri şifaların kaynağı Dambat’ta maden suyu böbreklerin gerçek dostu, sağlığı Güzellerin diyarı Serhat şehrim şirin Ağrım İlkbaharda yaylalarda bin bir çeşit çiçek sanki lalezar Kovanlardan çıkar çiçeklerden polen toplar arılar Peteklerde tüm dertlere deva mis kokulu ballar var Güzellerin diyarı Serhat şehrim şirin Ağrım. Çok lezizdir Ağrı’nın loru , otlu peyniri, yağı Abde dağında toplanır torba torba çirişi, cağı Hasrettir gurbetteki hemşerinin hem hastası hem sağı Güzellerin diyarı Serhat şehrim şirin Ağrım Ağrı Dağı zirvesi her mevsimde karla buzla kaplıdır. Saraylar içinde İshak Paşa Sarayı en muhteşem yapıdır İki bin metre rakımdaki Alabalık Gölü ilahi bir payedir. Buram buram tarih kokan Serhat şehrim şirin Ağrım Kışın çok çetin geçer metrelerce kar yağar Zemheride ısı eksi kırktır soğuk el yüz yakar. Ağrılı kayakçıların tümü millidir ustaca kayar Güzellerin diyarı serhat şehrim şirin Ağrım Meteor çukuru dünyadaki mucizelerden biridir. Ahmedi Hani mütefekkir ilim ehli evliyalar piridir. Her vakitte mescitlerde camilerde cemaatler doludur Erenler yurdu Serhat şehrim şirin Ağrım Düğünlerde davul zurna ile halay çeker gençlerimiz Bayramlarda helise yemeği vazgeçilmez geleneğimiz Büyüklere saygı küçüklere eksik olmaz sevgimiz. Töre terbiye dolu serhat şehrim şirin Ağrımı İÇTEN BAKIŞ › 2014 İsmail DURAK İbrahim Çeçen İlkokulu Müdürü, AĞRI 56 İsmail der soğuk da , sıcak da olsa yine Ağrı benim. Tüm hemşerilerime var önemli güzel bir önerim Gelin hep ele ele vererek şehrimizi yücelterek sevelim Güzellerin diyarı serhat şehrim şirin Ağrım
© Copyright 2024 Paperzz