DİYALİZ HASTALARINDA DEPRESYON VE YÖNETİMİ Dr. Barış Afşar Konya Numune Hastanesi TANIM Sözcük anlamı ile Türkçeye ‘’çökkünlük’’ olarak çevrilebilir. Hayatta herkes zaman zaman sıkıntılar yaşayabilir. Ancak, bazı kişilerde bu semptom halini alabilir ve bunlardan çok daha az bir kısmında hastalık belirtisidir. Depresyon diye bahsedilen de işte bu hastalık halidir. Diyaliz hastalarında depresyon tanısı koymak diğer fiziksel ve psikolojik semptomlarla karışabileceği için zor olabilir. DSM IV’E GÖRE DEPRESYON TANIMI Altın standart yöntemlerden biridir. 9 belirtiden en az 5’i aynı 2 haftalık süre içinde görülürse depresyon tanısı konur. Bu belirtilerden biri mutlaka depresif mod veya hayattan zevk almama (anhedoni) veya çevresine karşı ilgisizlik olmalıdır. DSM: DIAGNOSTIC AND STATISTICAL MANUAL OF MENTAL DISORDERS DSM IV’E GÖRE DEPRESYON TANIMI 1.Her gün, gün boyu süren depresif duygu durum (Üzgün, boşlukta hissetme, ağlamaklı görünüm) 2. Her gün ve gün boyu süren etkinliklere ilgide azalma, eskisi kadar zevk alamama 3. Önemli derecede kilo kaybı ya da kilo alım 4. İnsomnia ya da hipersomnia (Uykusuzluk ya da aşırı uyuma) 5. Psikomotor ajitasyon ya da retardasyonun olması (davranışlarda aşırı artma ya da gerileme) 6. Yorgunluk, bitkinlik ve enerji kaybının olması 7.Değersizlik, aşırı ya da uygun olmayan suçluluk duyguların (sanrısal=gerçek dışı yargı) olabilir 8. Düşüncesini yoğunlaştırmada azalma ya da kararsızlık 9. Yineleyen ölüm düşünceleri (intiharla ilgili). DEPRESİF SEMPTOMLARIN BELİRLENMESİNDE KULLANILAN ÖLÇEKLER Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) Kesin tanı koydurmaz, depresif durumu ölçer. Tarama ve takip için yararlı olabilir. Drayer et al. Gen Hosp Psychiatry 2006. Normal populasyonda sınır değer 10 olarak kabul edilir. Schell et al. Advances in Chronic Kidney Disease,2014. Diyaliz hastalarında sınır değer 14-16 arasında kabul edilir. DEPRESİF SEMPTOMLARIN BELİRLENMESİNDE KULLANILAN ÖLÇEKLER Hamilton Depresyon Ölçeği (HDÖ) Max Hamilton tarafından 1960’da bulunan 17 soruluk bir testtir. Türkçe geçerlilik ve güvenilirliği yapılmıştır. Akdemir et al. Comprehensive Psychiatry,2001. HD hastalarında geçerlilik ve güvenilirliği yapılmıştır ve >10 puan depresyon için sınır değer olarak kabul edilir. Gencöz F et al. Psychology, Health & Medicine,2007. DEPRESİF SEMPTOMLARIN BELİRLENMESİNDE KULLANILAN ÖLÇEKLER CES (Center for Epidemiologic Studies) Depresyon Ölçeği 20 sorudan oluşur. Türkçe güvenilirlik ve geçerlilik çalışması var. Tatar et al. Bulletin of Clinical Psychopharmacology, 2010. Genel popülasyonda CES> 16 depresyon ile ilişkilidir. Radloff LS et al, Applied Psychological Measurements, 1977. Diyaliz hastalarında, CES> 18 anlamlıdır. Hedayati et al. Kidney Int, 2006. Türk diyaliz hastalarında yaygın kullanılmamıştır. Depresyon ölçekleri diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite ile ilişkilidir Depresyon ölçeklerinin hiçbirisi kesin tanı kriteri oluşturmaz, ancak tarama ve takip için yararlıdırlar! Chilcot et al. Transplantation,2014 PREVELANS Depresyon diyaliz hastalarında görülen en sık görülen psikolojik bozukluktur. Görülme oranları ile ilgili çok çeşitli veriler mevcut. Bunun nedeni tanımlama için kullanılan yöntemlerin farklılığı, hasta popülasyonu ve demografik karakterler olabilir. Genellikle ölçekler ile konulan depresyon oranları DSM IV’e göre daha yüksektir. Ortalama depresyon sıklığı %20 ile %40 arasındadır. Palmer et al. Kidney Int, 2013. RİSK FAKTÖRLERİ VE İLİŞKİLİ PARAMETRELER Multifaktöriyel: Kadın cinsiyet Altta yatan psikiyatrik hastalık varlığı Diyaliz süresi ve tedavisi (ilaç, diyet, zaman sıkıntısı İşsizlik Madde Bağımlılığı Yalnız başına yaşama Tsai et al. AJKD, 2012, Hedayati et al. AJKD, 2009. RİSK FAKTÖRLERİ VE İLİŞKİLİ PARAMETRELER Sosyal destek eksikliği Ko-morbidite (KAH, SVH, PAH, KOAH, Diyabet) Düşük sosyoekonomik düzey ve düşük eğitim düzeyi Üremik toksinler İnflamasyon Malnutrisyon Cinsel disfonksiyon Genetik faktörler Huzursuz bacak sendromu YENİ RİSK FAKTÖRLERİ Düşük vitamin D düzeyi ile depresyon riski Diyaliz hastalarında düşük bazal vitamin D düzeyleri ile BDÖ skorlarının arttığı gösterilmiştir. Bununla birlikte, 1 yıl süreyle verilen vitamin D tedavisinin depresyon skorlarını değiştirmediği gözlenmiştir. Zang et al. BMC Psychiatry,2014. YENİ RİSK FAKTÖRLERİ Diyaliz Seansı: Sabah diyalize giren hastalarda BDÖ skorları, akşam seansına göre daha yüksektir. Diğer seanslar arasında fark bulunmamıştır (sabah- öğlen, öğlen-akşam) Erken kalkma- uzaktan gelme gibi faktörler rol oynayabilir. Teler et al. Clinics, 2014. Teler et al. Clinics, 2014. YENİ RİSK FAKTÖRLERİ Diyaliz Modalitesi: Hemodiyaliz vs. Hemodiyafiltrasyon Yeni araştırılan bir konudur. HD ve HDF’nun karşılaştırıldığı bir çalışmada depresyon nokta prevelansı HD hastalarında daha fazla bulunmuştur. Su et al. Therapeutic Apheresis and Dialysis 2012. Bu konudaki görüşler çelişkilidir. Su et al. Therapeutic Apheresis and Dialysis 2012. Su et al. Therapeutic Apheresis and Dialysis 2012. YENİ RİSK FAKTÖRLERİ Residüel Renal Fonksiyon: 106 hastada yapılan bir çalışmada BDÖ skorları ile residüel renal fonksiyon ve idrar volümü arasında ters korelasyon bulunmuştur. Potansiyel nedenler arasında daha sıkı tuz kısıtlaması, diyaliz süresinin uzunluğu ve hormonal dengesizlikler gösterilmiştir. Chilcot et al. Nephron Clin Pract. 2009. YENİ RİSK FAKTÖRLERİ Testosteron Azlığı: 109 hastada (evre 3-5 KBH) total testosteron ve depresyon arasındaki ilişki incelendi. Testosteronu seviyelerinin evre 3’ten evre 5’e doğru azaldığı saptandı (P<0.0001). Serum testosteron düzeyi düştükçe BDÖ skorunun arttığı belirlendi. Afsar B. Clin Exp Nephrol, 2013. Afsar B. Clin Exp Nephrol , 2013. YENİ RİSK FAKTÖRLERİ Kortizol Düzeyleri: 174 hastada serum kortizol düzeyleri ve depresyon arasındaki ilişki araştırıldı. Hem diyaliz hasta grubunda hem de diyalize girmeyen KBH grubunda serum kortizol ile BDÖ skoru arasında pozitif korelasyon bulundu. Afsar B. Psychiatr Q, E-pub. YENİ RİSK FAKTÖRLERİ İrritabıl Barsak Sendromu (IBS): 236 hastanın alındığı bir çalışmada 69 hastada (%29.2) IBS saptandı. IBS(+) olan hastalarda BDÖ skoru:25.7±10.6 iken IBS(-) olan hastalarda BDÖ skoru 19.4±9.9 idi (P<0.0001). BDÖ skoru IBS ile bağımsız olarak ilişkili bulundu. Afsar B et al. Nephrology, 2010. Afsar B et al. Nephrology, 2010. YENİ RİSK FAKTÖRLERİ Mevsim Etkisi: 66 HD hastasının dahil edildiği bir çalışmada Ocak ve Temmuz aylarında olmak üzere 2 kez depresyon skorları ölçüldü. Ocak ayına göre Temmuz ayında depresyon skorları daha az idi. - Afsar B et al. General Hospital Psychiatry, 2013. Afsar B et al. General Hospital Psychiatry, 2013. DEPRESYON NEDEN KÖTÜ BİR HASTALIKTIR? Mortalite Kilo alımı Morbidite (hastane Seksüel disfonksiyon yatış sayısı ve süresi) Uyku bozukluğu Stres Kardiak hipertrofi İntihar eğilimi EPO direnci Diyet ve tedavi uyumsuzluğu MORTALİTE Birçok çalışmada depresyon varlığında mortalitenin arttığı gösterilmiştir. Bu ilişki diğer faktörlerden bağımsızdır. Birçok mekanizma bu ilişkiden sorumlu olabilir. Chilcot et al. NDT, 2011. Drayer RA et al.Gen Hosp Psychiatry, 2006. Hedayati et al. AJKD, 2009. MORBİDİTE Hedayati et al. AJKD, 2005. MORBİDİTE Hedayati et al. AJKD, 2005. STRES Stres HD hastalarında sık görülen bir durumdur. Birçok nedenden dolaya stres görülebilir. Stres ve depresyon birbirleri ile yakın ilişki içindedirler. Cukor et al. Clin JASN, 2007. Hemodiyaliz Hastalarında Strese Neden Olan Faktörler İş kaybı Sosyal ve seksüel kısıtlılık Diyet ve sıvı kısıtlaması Depresyon Uzun ve yoğun tedavi seansları Artmış ilaç yükü İNTİHAR RİSKİ 200 HD hastasının incelendiği bir çalışmada 70 hastada (%35) depresif semptomlar saptanmıştır. 43 hastada son bir ayda intihar düşüncesi olduğu belirlenmiştir. Depresif hastalarda intihar düşüncesinin daha fazla olduğu belirlenmiştir. Chen et al. Psychosomatics, 2010. İNTİHAR RİSKİ Chen et al. Psychosomatics, 2010. DİYET VE TEDAVİ UYUMSUZLUGU Diyete uymama, diyaliz seansını kısaltma veya atlama, ilaçları düzenli kullanmama; hepsi uyumsuzluk tanımına girmektedir. Depresyon ve tedavi uyumsuzluğu, diyaliz hastalarında birbiri ile yakın ilişki içindedir. Hem depresyon hem de uyumsuzluk mortalite ile ilişkilidir. Cukor et al. Clin JASN, 2007, Asher et al. Hemodial Int, 2012. DİYET VE TEDAVİ UYUMSUZLUGU 88 HD hastasının diyet ve tedavi uyumsuzluğuna etki eden faktörlerin araştırıldığı bir çalışmada; Uyumsuzluk: diyaliz seansını atlama veya kısaltma, diyaliz seansı arası kilo alımının vücut kilosunun %5.7 den fazla olması, prediyaliz potasyumun >6 mg/dl ve prediyaliz fosforun >7.5 mg/dl olarak tanımlandı. Yalnız BDÖ skoru uyumsuzluk ile ilişkili bulundu. Akman et al. Transplant Int, 2007. SEKSÜEL DİSFONKSİYON 411 erkek HD hastasında yapılan bir çalışmada depresyon ve seksüel disfonksiyon arasındaki ilişki incelendi. BDÖ ile seksüel disfonksiyon arasında bağımsız ilişki bulundu. Peng et al. NDT, 2007. Kadınlarda yapılan bir çalışmada da depresyon ve seksüel disfonksiyon arasında ilişki gösterilmiştir. Strippoli et al. Clin JASN, 2012. UYKU BOZUKLUGU Uyku bozukluğu diyaliz hastalarında sık görülen bir durumdur Prevelans %41-%83 Elder et al NDT, 2008, Pai et al. Renal Fail, 2007 Birçok çalışmada depresyon ile bozuk uyku arasında ilişki gösterilmiştir. Guney et al. Int J Artif Organs 2010, Türkmen et al. Hemodial Int 2012. Depresyon diğer faktörlerden bağımsız olarak uyku kalitesi ile ilişkilidir Türkmen et al. Hemodial Int , 2012. KARDİYAK HİPERTROFİ HD hastalarında 3 kez BDÖ ölçümü yapılmış ve sol ventrikül kitle indeksi (SVKİ) ile depresyonun ilişkisi araştırılmıştır. Hastalar depresyonu olmayan, intermitan depresyonu olan ve sürekli depresyonu olan olmak üzere 3’e ayrılmıştır. SVKİ, sürekli depresyonu olan hastalarda diğer gruplara göre daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca sürekli depresyon, SVKİ ile bağımsız ilişkili bulunmuştur. Kim et al.Nephrology, 2011. EPO DİRENCİ 89 HD hastasında depresyon ile EPO direnci ilişkisi araştırıldı. EPO direnci, Eritropoetin Düşük Cevap İndeksi (EDCİ) ile ölçüldü. EDCİ ile BDÖ skorları arasında pozitif korelasyon ve bağımsız ilişkisi bulundu. Afsar B. Int J Artif Organs, 2013. Afsar B. Int J Artif Organs, 2013. Sonuç olarak DEPRESYON DİYALİZ HASTALARINDA en sık görülen, birçok patolojik durum ile ilişkili olan ve prognozu olumsuz etkileyen bir psikiyatrik durumdur. Peki gereken önem veriliyor mu? Hayır! Depresyon hala tam olarak değerlendirilmemekte, gerçekte olduğundan az rapor edilmektedir. Genel toplumda yapılan ilaç çalışmalarında bu hastalar genellikle dışlanmakta ve ilaç yan etkisinden korkulmaktadır. Tedavi genellikle sınırlı olmakta, yapıldığında ise subterapetik dozlarda olmaktadır. Diyaliz hasta grubunda randomize kontrollü çalışmalar çok sınırlıdır. Watnick et al. AJKD,2003. Gelenberg et al. Arch Intern Med,1999. Kimmel et al. J Psychosom Res, 2002. Lopes et al. Kidney Int. 2004. Ne Yapılabilir ? NE YAPILABİLİR ? Hastalar ve aileler bu konuda bilinçlendirilmelidir. Multifaktöriyel yaklaşım gereklidir. Sosyal hizmet uzmanı, diyaliz hemşiresi, diyaliz doktoru, nefrolog, psikolog/psikiyatrist bu takımın önemli parçalarıdır. NE YAPILABİLİR ? Rutin tarama önerilmektedir, ancak optimal tarama testi konusunda kesin görüş yoktur. BDÖ bu konuda yararlı olabilir. Hedayati et al. AJKD,2009. Tarama testinin periyodu: Diyalize ilk başlandığında, sonraki 3-6 ayda ve sonrasında yıllık olarak yapılması önerilmektedir. Hedayati et al. Kidney Int, 2006. Tarama testini kim yapmalıdır ? Kanada’da yapılan bir çalışmada diyaliz hemşirelerin bu konuda diğerlerine göre daha efektif olduğu gösterilmiştir. Wilson et al. Hemodial Int, 2006. NE YAPILABİLİR ? Tarama testi sonucunda depresyon düşünülüyorsa daha kesin tanı için DSM IV ve/veya psikiyatri konsültasyonu gerekli olabilir. Hasta psikiyatri konsültasyonu ile ilgili istekli değilse, doktor hastanın da rızasını alarak kendisi psikiyatr ile görüşebilir. İntihar düşüncesi, psikoz ve bipolar bozukluktan şüpheleniliyor ise mutlaka hasta psikiyatr ile birebir görüşmesi için ikna edilmeli. Finkelstein et al. J Psychosom Res, 2002. TEDAVİ Hastaya özel olmalıdır Hastanın ve hasta yakınlarının ikna olması önemlidir. Komorbid durumlar düzeltilmelidir. Farmakolojik ve farmakolojik olmayan tedavi yöntemleri mevcuttur. FARMAKOLOJİK OLMAYAN TEDAVİ YÖNTEMLERİ Sosyal Destek Kognitif Davranışsal Tedavi Egzersiz Tedavisi Diyaliz Tedavisindeki Modifikasyonlar İnflamasyonun Baskılanması SOSYAL DESTEK Hastaların maddi ve manevi ihtiyaçlarını belirleyerek ve buna göre gerekli adımları atmayı içerir. Düşünsel, duygusal ve materyal bazlı destek olarak genellikle 3 kısma ayrılır. HD hastalarında sosyal destek ile depresyon ve mortalite arasında negatif bir ilişki bulunmuştur. Kimmel et al. Kidney Int, 1998, Kimmel et al. Kidney Int, 2000, Unruh et al. AJKD, 2005 KOGNİTİF DAVRANIŞSAL TEDAVİ İnteraktif bir tedavi yöntemidir. Hastaların negatif düşüncelerden uzaklaştırarak olumlu düşünmeye sevk eden bir yöntemdir. Normal popülasyonda etkinliği ispatlanmıştır. Hemodiyaliz hastalarında çok çalışma yoktur. Yeni yeni gündeme gelmektedir. KOGNİTİF DAVRANIŞSAL TEDAVİ Brezilya’da 41 HD hastasında yapılan bir çalışmada kognitif davranışsal tedavinin etkinliği araştırılmıştır. Tedavi 12 hafta boyunca deneyimli bir psikolog tarafından uygulanmıştır. 12. hafta sonunda tedavi alan grupta kontrol grubuna göre depresyon skorları anlamlı olarak azalmıştır Duarte et al. 2009, Kidney Int. Duarte et al. 2009, Kidney Int. EGZERSİZ TEDAVİSİ Seans sırasında veya seanslar arasında uygulanabilir. Aerobik veya rezistans egzersiz şeklinde uygulanabilir. Egzersizin hastaya uygun olup olmadığı hasta bazında değerlendirilmelidir. EGZERSİZ TEDAVİSİ Egzersizin süresi ye yoğunluğu hakkında kesin görüş bulunmamaktadır. Bununla birlikte en az 6 ay boyunca ve seansta 35 dakika süren egzersiz önerilmektedir. Mitrou et al.Semin Dial,2013. Literatürde birçok çalışma egzersizin yararını göstermiştir. Vilsteren et al. NDT 2005, Ouzouni et al. Clin Rehabil. 2009, Kouidi et al. Eur J Cardiovasc Prev Rehabil. 2010 DİYALİZ TEDAVİSİNDEKİ MODİFİKASYONLAR Diyalizör Tipi: Diyalizör tipi ve depresyon arasındaki ilişkiyi gösteren çalışmalar çok kısıtlıdır. Bir çalışmada, depresyon skorları polisulfan diyalizör kullananlarda selüloz kullananlara göre daha az bulunmuştur. Bu çalışma gözlemsel ve kesitseldir. Bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Hsu et al. Am J Nephrol, 2009. Hsu et al. Am J Nephrol, 2009. DİYALİZ TEDAVİSİNDEKİ MODİFİKASYONLAR Diyaliz Dozu ve Modalitesi: Farklı görüşler mevcuttur. Sık HD vs. konvansiyonel HD karşılaştırılmıştır. Haftada 6 kez (evde veya merkezde) ve haftada 3 kez (konvansiyonel) hemodiyalize girenler olmak üzere hastalar 2 gruba ayrılmıştır. Gruplar arasında depresif semptomlar açısından fark bulunmamıştır. Unruh et al. AJKD, 2013. DİYALİZ TEDAVİSİNDEKİ MODİFİKASYONLAR Diyaliz Dozu ve Modalitesi: FREEDOM(Following Rehabilitation, Economics and Everyday-Dialysis Outcome Measurements) çalışması: 239 hasta çalışmaya alınmış, 128’i çalışmayı tamamlamıştır. 1 yıl boyunca günlük diyaliz (haftada 6 kez) uygulanmıştır. BDÖ skorları 1. yıl sonunda 11.2’den 7.8’e gerilemiştir. Jaber et al. AJKD,2010 Jaber et al. AJKD,2010 Jaber et al. AJKD,2010 DİYALİZ TEDAVİSİNDEKİ MODİFİKASYONLAR Randomize olmayan başka bir çalışmada haftada 6 kez HD tedavisinin depresyon üzerindeki etkileri incelenmiştir. 11 hasta 12 aylık, 12 hasta 6 aylık tedaviyi tamamlamıştır. Çalışma sonunda hastaların BDÖ skorları 15’ten 8’e gerilemiştir. Reynolds et al.Blood Purif, 2004 Reynolds et al. Blood Purif, 2004. İNFLAMASYONUN BASKILANMASI İnflamasyon ve depresyon, HD hastalarında yakın ilişkilidir. İnflamatuar sitokinler ve depresyon arasındaki ilişkiyi inceleyen birçok çalışma mevcuttur. IL-6’nın diğer inflamatuar parametrelere göre depresyon ile daha çok ilişkili olduğu düşünülmektedir. Taraz et al. Hemodial Int, 2014 İNFLAMASYONUN BASKILANMASI 40 HD hastasında yapılan bir çalışmada; DSM IV kriterlerine göre depresyonda olan 9 hastaya 8 hafta boyunca sertralin tedavisi verilmiştir. Tedavi öncesi ve sonrası IL-1, IL-6, ve TNF-α düzeyleri arasında fark bulunmamıştır. Cilan et al. Ren Fail. 2012 Cilan et al. Ren Fail. 2012. İNFLAMASYONUN BASKILANMASI Depresyonu olan 50 HD hastasının alındığı randomize, çift kör, plasebo kontrollü bir çalışmada; Hastalara12 hafta boyunca sertralin tedavisi verilmiştir. 12. haftanın sonunda tedavi grubunda, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında IL-6 düzeylerinin düştüğü belirlenmiştir. Gruplar arasında TNF-α, IL-10 ve hs-CRP düzeyleri açısından fark yok saptanmamıştır. Taraz et al. Int Immunopharmacol. 2013. FARMAKOLOJİK TEDAVİ Büyük çalışmalara diyaliz hastaları güvenlik nedeniyle alınmamıştır. Glassman et al. JAMA, 2002, Alpert et al. Psychiatry Res. 2006 Hastaların çoğu tanı almamakta, tanı alsa bile tedavi almamakta, tedavi alsa bile yeterli dozda almamaktadır. Nefrologlar bu ilaçların işe yarayacağını düşünmemekte ve yan etkilerinden çekinmektedirler. Lopes et al. Kidney Int, 2004 Diyaliz hasta grubunda veriler çok çok sınırlıdır! FARMAKOLOJİK TEDAVİ Etki Mekanizmaları: Seratonin, noradrenalin ve dopamin gibi nörotransmitterlerin enzimatik yıkımını, sinaptik geri alımını veya salınımını uyarmak koşulu ile arttırırlar. Immünomodülatör ve antiinflamatuar etkileri de vardır. Maes M et al. Neuropsychopharmacology. 1999. Nörogenezde etkili olabilirler. Sutcigil L et al. Clin Dev Immunol. 2007 FARMAKOLOJİK TEDAVİ Yan Etkileri: Seksüel disfonksiyon Gİ semptomlar Nörolojik semptomlar Aritmi, QT uzaması Hipertansiyon Kanama riski FARMAKOLOJİK TEDAVİ İlaçlar başlandıktan sonra yetmezliğin derecesine göre doz ayarlaması yapılmalı ve yan etkiler açısından dikkatli olunmalıdır. Evre 3-5 KBH amitriptylinoxide, hastalarında venlafaxine, ilaçların (selegiline, desvenlafaxine, milnacipran, bupropion, reboxetine ve tianeptine) klirensi oldukça azalmıştır. Nagler et al. NDT, 2012. FARMAKOLOJİK TEDAVİ -SSRİ ilk tercih olarak kullanılabilir. -İleri evre KBY hastalarında SSRİ güvenli bir şekilde kullanılabilir Cohen et al. Clin JASN,2007. Nagler et al. NDT, 2012 -Atalay ve arkadaşları SSRI ların SDBY hastalarında bile güvenli kullanılabileceğini göstermişlerdir Atalay et al. Int Urol Nephrol 2010. FARMAKOLOJİK TEDAVİ Diyaliz hastalarındaki çalışmaların çoğu kısa süreli, randomize olmayan, küçük ölçekli, plasebo kontrolü olmayan ve DSM IV kriterleri kullanılmadan yapılan çalışmalardır. Hedayati, et al. AJKD, 2009. 14 HD hastasının alındığı bir çalışmada hastalar fluoxetine ve plasebo gruplarına ayrılmış, 4. haftada tedavi alan grupta iyileşme gözlenmiş ancak 8. haftada bu fark kaybolmuştur. Blumenfield et al. Psychiatry Med. 1997 FARMAKOLOJİK TEDAVİ Periton diyaliz hastalarında yapılan bir çalışmada; 124 hasta çalışmaya alınmış, BDÖ>17 olan hastalar psikiyatri bölümüne yönlendirilmiştir. Klinik depresyonu olan 32 hastadan 25’ine 12 hafta boyunca günde 50mg sertralin tedavisi verilmiştir. 12. haftada tedavi ile BDÖ skorlarının anlamlı olarak gerilediği bulunmuştur. Atalay et al. Int Urol Nephrol, 2010 Atalay et al. Int Urol Nephrol ,2010 Atalay et al. Int Urol Nephrol ,2010 SONUÇ Depresyon, diyaliz hastalarında en sık görülen psikiyatrik bozukluktur. Birçok patolojik faktörle ilişkilendirilmiştir. Depresyon, mortalite dahil birçok kötü prognostik faktörle ilişkilidir. Depresyon taraması için çeşitli ölçekler kullanılabilir, ancak kesin tanı koydurucu değildirler. Depresyon hastasının yönetimi için takım çalışmasına ihtiyaç vardır. SONUÇ Hastanın tedavisi kişisel olarak planlanmalı, kendisi ve yakınları ikna edilmelidir. Tedavi için farmakolojik olan ve olmayan birçok yöntem uygulanabilir. Farmakolojik tedavide kesin öneriler olmamakla birlikte ilk seçenek olarak SSRI kullanılabilir. İlaçların etkinlikleri ve yan etkileri yakından takip edilmelidir. Diyaliz hastalarında depresyon ile ilgili çalışmalara şiddetle ihtiyaç vardır. TEŞEKKÜRLER…
© Copyright 2024 Paperzz