1:28 Meclisi Ayan 17 Kânunusani 1326 (1910)

1:28 Meclisi Ayan 17 Kânunusani 1326 (1910) C : l
1256 Muharreminin 9 uncu gününe vasıl olduğu bîlhesap itebeyyün etmekle, elyevm carî ve mu'teber
olan Tarihi Rumî ve Malînin mebdei, 1256 sene­
sinin yevmi mezkûru olduğu anlaşılıyor; ve senei
maliye namıyla müsta'mel ve 1326 senesine vâsıl olan
tarihin 1256 senesinden mukaddemleri mevcut olma­
dığı, tafsilâtı mesrûdeden müstebân olup şu hal, ilim
ve fen ve muamelât noktai nazarından'suûbât ve mehâziri adîdeyi intaç edebilir. Bundan mâdâ, takri­
ri mezkûrde bertafsil beyan edildiği veçhile, hâlâ
isti'mal edilen tarihin bir esası ciddî ve fennîye is­
tinat etmediği zahir olup, halbuki kurunu ûlâdan
heri bilcümle akvam tarafından isti'mal edilen ta­
rihlerin an'anâtt miilliyelerine ibtinası mûtâd olmuş
ve bizde dahi tarihimizin sıfatı fâhireyi hâiz bir esa­
sa istinat ettirilmesi kabil bulunmuş olduktan baş­
ka, hâlâ isti'mal edilen tarihin bâlâda arz edildiği
veçhile, m ileli sâirece elyevm müttehaz bulunan Ta­
rihi Milâdî ile 13 gün kadar bir fark ve ihtilafı
aşikâr; ve bu fark mukaddemleri cüz'î olsa da mü­
ruru a'sâr ile teakup ve tezayüd edeceği derkâr ol­
makla, memâliki mütemeddine ile muhasebatı ilmi­
ye ve iktisadiyemizln tevessü' ve tekessürü arzu edil­
diği bir zamanda, bu nevi' mevâni' ve müşkülâtın
lüzumu 'izalesi müstağni! beyandır,
Encümeni (bir mahzur tasavvur etmiyor. Alelhusus
ki Senei Kameriyenin dahi kemâfissâbık evrakı resmiyede devamı mukarrerdir.
Tarihi cedidin, muamelâtı resmiyei umumiyeye
suveri tatbikiyyesi hakkında mütalaâtı sual edilen
Maliye Nazırı^ Beyefendi, maslahatın esasen ehemmiyyet ve ciddiyyetini tasdik ile, kabule müsâraat
göstermiş ve fakat icraata iptida, bazı tehiyyâta mütevekkif olduğundan, üç sene müddet talep etmiş
olmakla, Czher cihet fevâidi bedihî olan böyle hir
tarihi fennî ve millînin, 1329 senei mâlisi kânunu­
evvelinin 19 uncu gününden itibaren' mer'iyyülicrâ
olmasına ve berveçfaizîr muharrer bulunan Lâyihai
Kanunlyede münderiç altı maddenin kabul edilme­
sine bilittifak karar verilerek Heyeti Umumiyenin
nazarı tasvibine arz olunur.
8 Kânunusani sene 1326
Reis
Damat Ferit
Aza
Mehmet Sait
Aza
Azaryan,
1
Muhtar Paşanın teklifi telhis edildiğinde, yevmi
Hicreti Seneviden 263 gün evvele mükûl olunursa,
tarzı cedidi milâdî kânunusani ihtidasına tesadüf ey­
lediğinden bütün âlemin halen isti'mal eylediği ta­
rihî, fennî ve ilmî ve siyasî ve ticarî ile münasebet
husule geleceği ve her ne vakit kendi Tarihi Hicrî­
mize (621) rakamı zammedilecek olursa, bütün âlem­
ce müsta'mel olan tarih derhal taayyün ve tebeyyün
edeceği anlaşılır.
Filhakika elyevm kullandığımız iki nevi' tarihten
Takvimi Kamerî, alelumum zannolunduğu gibi Hic­
reti Nebevîyye günü başlamayıp, bilakis Hicretten
66 gün evveline tesadüf eden ve a'sârı kadimeden
beri Kavmi Arap nezdlnde senebaşı addedilen Gürrei Muharremden muteber olması, sadrı Islamda ta­
karrür etmiş olduğu gibi, Martta başlayan Senei
Şemsiye dahi, mukaddeme Şarkta teessüs etmiş olan
Roma Devletinin Jülyen ta'bir edilen usulü takvimi
olmakla, Devleti Osmaniyyeye katiyen münasebet ve
taalluku yoktur. Binaenaleyh, milletimize ait olma­
yan ve 'hiçbir esasa müpteni olmadığı halde res­
miyet kesbeyleyen tarihi müteamili terk ile Hicreti
Nebeviyenin şerefvüku' bulduğu sene zarfındaki kâ­
nunusaninin mebdei tarih addedilmesinde,
Lâyiha
Aza
Abdurrahman
Aza
Abdülhalim
GAZİ AHMET MUHTAR PAŞA — Müsaade
buyurulur mu? H e r miletin efradı beyninde umu­
mi birçok şeyler isti'mal olunmaktadır.
Mesela:
Envai mümsihalar evzân ve ekyâl, ezmân ve evkat
ölçüleri ve hatta o milletin lisanını gayet sehîl bir
surette zaptedip yazacak, imlâsını teshil edecek usul.
Bunlar millet ile beraber doğar ve zaman mürur et­
tikçe bu hudayinâbit şeyler birer birer ıslah edilir
ve muntazam bir hale sokulur. Bunların tanzim edil­
mesi de o milletin âdeta borcudur. Hususiyle ih­
tisas peyda etmiş olanların -ihtar etmesi büyük bir
borcudur. Çünkü bir medeni memleketten tebayfi
ahvali istifham için giden seyyahîn, ihtida bu misillû şeylere dikkat ederler,. Bunlar da en ziyade
müsta'mel olduğu için, en ziyade göze çarpar ve
dışarıdan gelenler içeride mevcut olan şeyleri mu­
hakeme ederler, fenalığı kolay kolay görürler. Bun­
dan milletin istidadım istidlal ederler. Bunun için sa­
yam ıslah olan b u gibi şeyleri ıslah etmek, erbabı
ihtisasın borcudur. Bu tekliften maksat, hepsine el
uzatmak değil. Senei milliyye diye bir şey vücuda gel­
miş; bir vakitten beri bu pek fena bir surette devam
ediyor. Maksat bunun hal ve şanını meydana koy­
mak ve lüzumu hahhdie iyi bir tarih ile değiştirmek­
tir. Ezman ve evkat ölçüleri dedik. Bunlar saat, ay,
senedir. Hususiyle sene, vahidi kıyasîi azamidir. Bu
— 413 —
TBMM KÜTÜPHANESİ