BİR ÖMÜR

Yeni Yılın ilk izlenimi
aynı zamanda 1598 numaralı izlenim
sevgili gönüllümüz ve
şu anda ilk yar'ın yöneticilerinden
sevgili Tülin'in kaleminden...
Geçmişte müthiş emekle destekledi,
projelerimizin çoğuna gelmek için gayret etti...
Şimdi de 2 küçük çocukla projeye gelemese de
sürekli ilk yar'larımız için birşeyler yapma çabasında...
ilk yar'ı o kadar güzel anlatmış ki
hemen 2. paragrafta kuvvetli bir ifade var...
Değerli Bağışçılarımız, Sevgili Gönüllülerimiz,
sizlerin verdiği değer, destek ve emek,
insanları daha güzel olma yönünde güçlendiriyor,
daha doğrusu çekirdeğindeki güzelliklerin gelişmesi
için bir ortam sunuyor... Bu ortamda yaşananlar
algı dünyamızı daha hassas, güzel çocuklarımıza
daha borçlu yapıyor...
Çok teşekkür ediyor,
selam, sevgi ve saygılarımızı yolluyoruz...
İLKYAR
Güzel çocuklarımızın geleceğine güzellikler katmak için
belki bir kitap, belki de büyüğünüzün anısına bir kitaplık için,
belki de daha fazlası için:
(lütfen bağışınızın açıklama kısmına isminizi yazın, hesap sahibi İLKYAR) İş
Bankası ODTÜ Şubesi (4229) 706968 TL TR26 0006 4000 0014 2290 7069 68
Euro Hesabı: TR920006400000242293507426
Dolar Hesabı: TR910006400000242293576217
http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf
-Çocuklarımız, ilk göz ağrılarımız, ilk yarımız;
hele ki uzaklardaki, YİBO’lardaki çocuklarımız, kardeşlerimiz…
site: http://www.ilkyar.org.tr e-posta: ilkyar.yö[email protected]
Vural Beyimiz> http://vuralaltin.blogspot.com/Ata Hocamız>http://atatezbasaran.blogspot.com.tr/
Kas Gücüyle Devri Alem Erden> http://www.KaslaGit.com
İlkyar’lı olmak bir ömür sürer. Sene 2002. Lisansımı bitirmiş; yüksek lisansa başlamışım. Genciz, güzeliz. İçimizde bir enerji var ki O oo ooo! İnsanın maksimum üretken olabileceği en güzel yaşlar ve ben o yaşımda İlkyar ile tanıştım. Şimdi sene 2014, aylardan Aralık. İlkyar’lı olma sürecimin 12.yılındayım. İlkokul, ortaokul ve lise. Eğitim süreçlerini toplarsak eder 12 yıl ve ben tekrar mezun olmuş gibiyim. Şu an evliyim, 2 çocuğumla “Dante gibi ortasındayım ömrümün.” Oğlum var, 4,5 yaşında. Ankara Batıkent’te bir devlet anaokuluna gidiyor. Devlet okullarımızda eğitim ortamlarının fiziki koşulları malüm; öğretmenlerimizin yeterliliklerine, çabalarına ilaveten her ebeveynin hissettiği gibi bende evladımın “üreten, sorgulayan, düşünen bir birey” olarak yetiştirme gayeleri içindeyim. Fakat bu durum, bir tek “ben” olarak olası değildi. İçinde yaşadığım, bu toplumla olacak işti bu. Bütünlük gerekli idi. Birey olarak, “ben” olarak, topluma verebilirsem, paylaşırsam işte o zaman evlatlar umulduğu gibi yetişecektir. Tek başıma, oğluma/kızıma imkân ve olanakları sunmam, onları iyi okullarda okutmam, gelişimini tamamlayıcı kitaplar, etkinler yapmam veya kendi çocuklarım için uyarıcı çeşitliliğini arttırmamın aslında topluma bir faydası (maksimum faydası) yoktu bence. Demek istediğim iyi derecede dil bilsem de, doktora, profesör unvanım, ünlü bir müzisyen veya sporcu olsam da otobüse bindiğimde, alışveriş yaptığımda, karşılaştığım insanlar veya çöpümü toplayan, arabama benzin koyan, evimin çatısını onaran insanlar, benden daha az eğitim/imkan ve koşullara sahipse ve içim yangın yeri olmuyorsa “benden iyi bir vatandaş olamamış” demekti. İşte bu hissiyatı ilkyar okulundan öğrendim. Bir gün içimdeki bu yangın ile birey olarak, anne olarak, çocuğuma ne yaparsam, ne sunarsam, çocuğumun arkadaşlarına da sunmam gerektiğini düşündüm. Okullarda artık aile katılım etkinliği diye bir program var. Anne baba olarak gelip sınıfta herkes için bir etkinlik yapıyorsunuz. Ben de dedim kendime, daha çocuk sahibi olmadan, İlkyar’la yatılı bölge okullarında okuyan çocuklar için etkinlikler yapmışken şimdi neden olmasın. Oğlumun okulöncesi öğretmeninden bana ve çocuklara zaman ayırmasını istedim. Aldım tası tarağı, sirkeyi karbonatı… başladım çocuklarla etkinlik yapmaya. Bilime heyecan uyandırmak için tam yaş grubu 4-­‐‑5 yaşmış meğersem. Çocuklarda bir ilgi ki nasıl? Öyle ki ertesi gün bir veli yanıma gelip “dün siz bir şeyler yapmışsınız, o akşam Asya evde sirkeyi aldı, un istedi, balon istedi kattı karıştırdı bir şeyler ama biz anlamadık” ne yapmıştınız deyince çok mutlu oldum. O çocuk, o gün yaptıklarımdan o kadar heyecanlanmış ki evde yapma çabasına girmiş. Harikaydı! Bundan daha güzel bilime ilişkin uyanmış heyecan olabilir mi? Bir etkinlik bir daha derken geçtiğimiz hafta üçüncü etkinliğimi yapmıştım. Oğlum Alp’te ve sınıf arkadaşlarında gözlemlediğim heyecan, daha da fazlasını yapmam gerektiği konusunda bir motivasyon oldu bana. Öğrenmenin nasıl yaşı yoksa öğretmenin de yaşı yokmuş. İlkyar’ın çocuklarda bilime ilişkin heyecan ve ilgi uyandırma motivasyonunu bir İlkyar’lı anne olarak sürdürebilme heyecanımı paylaşmak istedim. Ben’den biz’e; bireyden topluma giden bu yolda, bu yazıyı okuyan herkesi, bir gün bir okulda çocuklara/çocuklarına bir etkinlik yapmaya çağırıyorum. İşte benim yaptığım etkinliklere ilişkin görseller. Çocukların heyecanlı bakışları ne güzel değil mi? 1,5 yaşındaki asistanım kızım Özüm ile sirke, karbonat karışımından balon şişirme etkinliği. Mısır ve su karışımı ile Newtonyen akışkanını etkinliği. Çocukların somut dünyalarına özgü tasarlanmış anlatımla çocukların öğrenemeyeceği konu yok. Katı, sıvı, gaz… Bu akışkan, sıvı mı katı mı? Doğrusu mıncıklaması çok eğlenceli. Yanardağ patlaması nasıl olur? Önce birkaç kitap inceledik ve etkinliğimizi yaptık. Neden elleri yıkamalı? Mikrop ne yapar? üzerinde biraz konuşup su, sabun ve karabiber ile mikropları nasıl uzaklaştırıyoruz? Sabundan kaçan mikrop etkinliği sayesinde artık çocuklar neden ellerini yıkaması gerektiğini biliyorlar. Son kontroller teker teker yapılıyor... Kiminki daha güzel olmuş, Şüphe var mı, Elbette hepsi birbirinden güzel... (aşağıdaki resim) Bir dokunuş, bir gülümseme, çocukların dünyasında nerelere yerleşiyor... Sadece kendi çocuklarımıza mı olmalı bu gülümseme? Eğer insansak, hepsi bizim kendi çocuğumuz değil mi? Ülkemizin her köşesindeki çocuklara siz değerli bağışçılarımızın destekleriyle ulaşıyor, sayenizde onlara güzel bir gün geçirtiyoruz, iyi ki varsınız, sağolun, varolun... Ya siz değerli gönüllü arkadaşım, İLKYAR sizlerin fedakarlıklarıyla, hiç bir kimseyi ötekileştirmeyen, mütevazi yaklaşımıyla, kariyer kaygısı gütmeyen, medyadan uzak duran, hiç eleştirmeyen, sadece yapabileceklerinin daha fazlasını yapma özleminde olan, kışın yazın demeden, dağ bayır her yere, ilk yar’larımıza borcumuzu ödemek için yollara düşen yaklaşımlarınızla örnek oluyor, ve sizlerle “hepimizin bir” olduğunu çok daha iyi anlıyoruz... ilkyar'ʹlarımızın geleceğine güzellikler katmak için, belki bir kitap için, belki anısını yaşatmak istediğiniz büyüğünüz için bir kitaplık, belki de daha fazlası için: İş bankası ODTÜ şubesi (4229) 706968 TL TR26 0006 4000 0014 2290 7069 68; Euro Hesabı: TR920006400000242293507426 Dolar Hesabı: TR910006400000242293576217 (Hesap sahibi İLKYAR) Lütfen bağışınızın açıklama kısmında isminizi mutlaka lütfen belirtin… www.ilkyar.org.tr [email protected] izlenimleri dostlarınızla paylaşıp onları üye yaparak (eposta adreslerini bize yolluyarak), sitenizde, bloğunuzda ilkyar'ʹın tanınırlığını arttırabilirsiniz, ancak başka amaçlarla ilkyar izlenimlerindeki ve sitesindeki resimlerin izinsiz kullanılmaması gerektiğini hatırlatın lütfen... Gidecek çok yolumuz var güzel ilk yar’ im... Yarınlar ve ilk yar’larımız sizlerle daha güzel olacak. Dr. Tülin (Otbiçer) ACAR İLKYAR Öğrenci Destek Fonu Gönüllü Yöneticisi