ال ْس ٰم ِب َّر ِب ْس ِب ِهّٰللاِب َّر ال ِب ِب َو ِب ِب َو ْس َو ِب ُن َو ْسا َو ْس ُن ِب ِهّٰللاِب َو ِب ْسا َو اَو ِب َو َو ا َّر س ِب ِب َو ُن َو َّر ٍد َو َو ل َو ُن َو ا َّر َو ُن َو علَوى َو علَوى ِبا ِب َو َو ْس ِب ِب َو ْس َو ِب َو Açıklama : Hazırladığım bu çalışma Hasan Akar ağabeyin 05.07.2014 tarihinde Almanyada yaptığı adem-zaman-mekan dersini dinledikten sonra adem konusunun bende uyandırdığı manaları kaleme almam ile gerçekleşti.İ.Rabbani hazretlerinin Mektubat kitabı ile uzun yıllar meşgul olmam ve Mektubatı Rabbaniyeye bir fihrist oluşturmam sebebiyle adem konusunda İ.Rabbani hazretlerinin adem ve vücud ile ilgili görüşlerinide yazıma eklemiş bulunuyorum karışmaması için İ.Rabbani hz nin görüşlerini yeşil renkle kendi tesbitlerimi lacivertle M.Arabi Hz nin görüşlerini ise kahverengiyle ifade ettim.Şahsıma ait tesbitler R.Nurdan bende uyanan açılımlar olup kaynak olması açısından tesbitimi açıklarken parantezle kırmızı renk ile R.Nurdaki yerini belirttim.Tesbitler şahsıma aittir kusurlar şahsımdandır<dua ile<( Dr Serpil ) Adem ve Vücud 06.07.2014-Adapazarı İmam-ı Rabbani hazretlerine göre adem; mevcudat var edilirken mümkinatın yapısına konulan bir birimdir.Mümkinat adı verilen yaratılmış alem Allah cc nun "ol" emri ile ademiyat + vücudiyat şeklinde varlık sahasına çıkmıştır.Bunu formülle göstermek istersek mümkinat = vücud + adem tablolarıdır.(Adem konusuyla ilgili özellikle Mektubat 1.cilt 234.mektupta İ Rabbani hz tafsilatlı olarak adem ve vücud konularını açıklamıştır.) İ Rabbani hazretlerine göre yaratılmış alemin aslı ademlerdir vücud bu alemlere yansıtılmışdır.Allah cc mümkinata(yarattığı varlıklara) adem ve vücud vermiştir.Burada vücuddan kasıd vücuda ait kemalatlar demektir.Mesela akıl,zeka,görmek,işitmek,hissetmek,düşünmek...gibi inayetler ,kemalatlar "vücud" kapsamında ele alınır. İsmailağa Cemaatinden şehit Bayram Ali Öztürk hocaefendi’nin ifadesine göre insandaki günahlar adem-i yapıları arttırdığı için kişinin günahı çok olduğunda eşyanın hakikatini doğru olarak kavrayamamaktadır bu tür insanlara “gözleri çapaklı” tabirini kullanır.İnsan günahlardan arındıkça çapakları temizlenmekte çapakları temizlendikçe de olayları ve eşyaları hakikatine uygun olarak değerlendirebilmektedir. Her vücudun mukabili olan bir de ademi vardır.Mesela herkesde akıl seviyesi farklıdır kimine 100 kimine 90 kimine de 70... Birim (IQ) akıl verilmiştir bunun gibi herkesin vücud (kemalat) ölçüsü farklıdır.Adem vücudun mukabili olan yokluk demekdir.Mesela bir insana 100 birim vücud verildi ise 100 birim de adem verilmiştir.İ Rabbani hz nin bu görüşüne göre mümkinlere vücuddan (varlıktan,kemalattan) ne kadar hisse verildiyse o ölçüde de ademden hisse verilmiştir. Adem kelime manası olarak yokluk şeklinde ifade edilmektedir oysa ademin de kendine has bir vücudu vardır.O nedenle mutlak adem(yokluk) yoktur.Çünki adem "varoluş" mertebelerindendir. Kendi tesbitlerimden : Her bir varlık(mümkinat) Allah cc nun sıfatına ve esmasına dayandığına göre şeytan alem-i şehadette şeytan olarak görüldüğü halde batında Mudill esmasına dayanıyor.Yokluk dediğimiz şey de aslında alem-i şehadette adem(yokluk) ifadesi ile belirtilirken batında bir sıfata ve esmaya dayanmaktadır.Allah cc nun sıfat ve esmalarının mertebeleri vardır esma ve sıfatlar alemlerde vücud-u hariciye çıkarlarken bu esmaların ve sıfatların mertebelenmesi için kullanılan zeminin ismidir Adem.Mesela bende cemal sıfatı 90 birim olarak varsa bana verilen bu 90 cemal sıfatın -90 olarak da karşılığı verilmiş demektir. Şeytan denilen şey sistemimize konulan ademi ve vücudi yapılardan ademi yapıları işlettiren birimin adıdır.Vücudi yapıları işlettiren birimin adı ise melektir.Bu sistemlerin hangi kanunlara göre işlediğini doğru olarak değerlendirebilmek için tesbitime göre insanın önce kader anlayışını İmam-ı Mübin,Kitab-ı Mübin ,cüz-i ihtiyar ve irade konularını doğru olarak anlamalı ve yorumlayabilmelidir.Kişi kader mevzularını içsel dünyasında oturtamamışsa tesbitime göre kainattaki işletim sistemini de doğru anlayamayacaktır. Allah cc bize vücud ve ademleri neye göre vermiştir? Bunu anlayabilmek için "sırr-ı kaderi" doğru değerlendirmek elzemdir.Bir insanın kader anlayışında eksikliği varsa ya mutezile veya cebriyye mezhebine yatkınlığı olacaktır bu nedenle ehl-i sünnetin kader anlayışını iyi bilmek ve bu doğrultuda olayları yorumlamak çok önemlidir. Vücud ve ademler nasıl belirlendi? Allah cc bu kainatı yaratmak istedi kendi sıfat ve esmalarını ortaya çıkaracak bir zemin aradı (zeminsiz zemin) bu zeminsiz zeminde (ki buna R.Nur'da mec'ul deniyor) Allah cc nun kendi sıfat ve esmaları ile onların zıddı olan sıfat ve esmalar belirlendi (Mudill-Hadi Cemal-Celal vb) program olarak bu oluşturuldu.Misal bana görme kuvveti mec'ulde 80 birim olarak programlandıysa -80 birim de görmeme kuvveti programlandı nimet olarak her bir nimet aynen bu örnekteki gibi mec'ulde bir program halinde oluşturuldu.Allah cc bir insanı âmâ (görmez) yaratacaksa ona ise -90 görmeme baskın özellik olarak programına kodlandı bunun mukabili olan +90 görme kuvveti de bu kişinin programına yüklendi ama bu +90 görme kuvveti bu âmâ insanın programında çekinik karakter olarak bırakıldı (evamir-i tekviniyede). Yine mesela +100 birim ilim verildi -100 birim de cehalet kişinin programına yüklendi işte insanın ilim ile - cehaleti örtüldü.Mec'ulde bu programlar evamiri tekviniye denilen sistemde oluşturuldu ve varlıklardaki sistemler bu kanunlarla programlandı.(Allahu alem) Muhyiddin İbn-i Arabi hazretlerine göre her insan daha yaratılmadan cennet ve cehennemi ile yaratılır alemi şehadetteki yaşantısına göre de ahirette ya cennetteki veya cehennemdeki yerine gidecektir.Cennete gitti ise o kişinin cehennemi boş kaldığı için o boş kalan cehennemi kafirlerden olanlara verilecektir bu cennet ve cehennemdeki mübadele konusu Fütuhat-ı Mekkiye isimli eserinde tafsilatıyla anlatılmaktadır. Allah cc adem ve vücud kodlamalarını kaderde belirleyip belirlenen şeylerin kodlamalarını evamir-i tekviniyede Mec'ul zeminsiz zemininde gerçekleştirdi.Bu kodlamayı neye göre yaptı peki? Bu kodlamayı "Ben gizli bir hazine idim bilinmeyi istedim" sözüyle ifade ederken "bilinmek istediği her ne idi ise " onları zuhura çıkarmak için meydana getirdi.Buna göre varlıkları programladı ve bu programa göre mec'ulü oluşturdu.Mec'ulde program olarak herşey mevcuttur.Evamir-i tekviniyedeki meyil-ihtiyaç-iştiyak ve incizap ile de bu kanunların dışarıya yani vücud-u hariciye çıkmalarını sağladı.Bu kanunları vücud-u hariciye çıkaran yapının adı ise "Melek" tir.( Şu hilkatte cari olan namuslar, kanunlar kâinatın hayatdar olmasına kâfi gelir. Çünki o cereyan eden namuslar, şu hükmeden kanunlar; itibarî emirlerdir, vehmî düsturlardır, ademî sayılır. Onları temsil edecek, onları gösterecek, onların dizginlerini ellerinde tutacak melaike denilen ibadullah olmazsa; o namuslara, o kanunlara bir vücud taayyün edemez. Bir hüviyet teşahhus edemez. Bir hakikat-ı hariciye olamaz. Sözler 510 ) Camidat hayvanat ve insanda meyil-ihtiyaç-iştiyak ve incizap kanunları vücud-u hariciye çıkardı.Misal kedide cüz-i ihtiyari var taşmı ciğermi dendiğinde taşı değil ciğeri tercih ediyor öyleyse meyil-ihtiyaç-iştiyak ve incizap hayvanda cüz-i ihtiyariyi etkilemekte.Evamir-i tekviniye hayvanda cüz-i ihtiyaride etkilidir.Hayvanlarda irade olmadığı için (irade kalbe bakar vicdandaki ilk mertebe iradedir sonra zihin-his-latife-i Rabbaniyedir) ademi sistemlerini işlettirecek birim (şeytan) hayvanlarda yoktur.Ancak cüz-i ihtiyarileri olması nedeniyle bu dünyada belli bir dereceye kadar mesuliyetleri (hazır zamana ait) vardır.Mesela Risale-i Nur'da geçtiği üzere (Kaplan gibi hayvanların helâl rızıkları, ölü hayvanlardır. Mesnevi-i Nuriye sf 74 : Katre/Hâtime --- vahşilerin helâl rızıkları, hayvanatın hadsiz cenazeleridir…Mektubat sf 476-Hakikat çekirdekleri) bir arslanın rızkı ölmüş hayvanlardır bu nedenle bir arslan ölmemiş bir hayvanı yemek için parçalarsa bunun bedelini öder.Bu ödeme bedeli bu dünyaya ait bir bedeldir gider bir avcıya vurulur.Arslandaki cüz-i ihtiyar onu ölmüş bir hayvanı yemek yerine sağ bir hayvanı parçalamaya sevketti ise arslanda da bir derece negatif çalışan yani ademi bir sistem kısmen vardır diyebiliriz.Çünki cüz-i ihtiyarisi ile arslan gitti yavruları olan bir ceylanı boğazladı işte bu cüz-i ihtiyarisi nedeniyle hayvanda da kısmi olarak ademi sistemler işlettirilmektedir.İnsanda ise adem hem cüz-i ihtiyari hemde irade ile işler.Bu nedenle alem-i şehadette cüzi ihtiyarımız ile ve irademizle yaptığımız herşey bize geri dönüşümle tekrar geri dönüyor.İnsan istidad ile ihlas ile niyet ile nazar ile ve dua ile vücud-i sistemlerini işletime alabilir.(Adem - vücud yapısındaki vücud-i yapılarını aktif eder). Bu değerlendirme kul canibinden adem ve vücud değerlendirmesidir.Kişi niyetini halis tuttuğunda kendisindeki vücud-i yapıları işletime alıyor ve bu da kendisine vücud-i açılımlarla geri dönüyor.Asrın imamları dediğimiz Geylani hz, İmam-ı Rabbani hz,Bediüzzaman hz gibi zatlar kendilerindeki vücud-i işletim sistemlerini iredeleri ile yönetebilen,aktifleyebilen insanlardır.Onlar vücud-i yapılarını iradeleri ile yönetebilmektedirler.Kendileri mec'ul denilen aleme girip orada ademi ve vücud-i sistemlere etki edebilme yetkisine sahip olmuş kimselerdir.Geylani hazretlerinin geçmişindeki günahlarını o aleme girip temizlemesi buna güzel bir misaldir.Allah cc bu Zatlara işletim sistemini kullanma kudretini ihsan etmiştir.Allah bu kudreti kendilerine ihsan ettiği için bu zatların makamları âlidir,yüksekdir (Asrın müceddididirler).Onlar tıpkı Allah cc nun "ol" diyerek oldurması gibi "ol" deme yetkileri kısmen kendilerine ihsan edilmiştir.Allah cc bu kullarını kendine halife seçmiştir Hz Ömer efendimizin nehre "dur" emrini verip nehrin o anda durması "ol" yetkisini bir yönüyle kullanabildiğini gösterir.Bu işletim sistemini elinde tutan zatların ünvanıdır " müceddidlik ". Özetle adem denilen şey aslında "yokluk" demek değildir, varlıkla birlikte ortaya çıkan ilk zuhurdur.Bediüzzaman hazretleri adem için "Daire-i ilim içinde bulunan adem ise, adem-i haricîdir ve vücud-u ilmîye perde olmuş bir ünvandır...Mektubat sf 59 " ifadesini kullanmıştır öyleyse Adem vücud-u ilmiye perde olmuş bir ünvandır. Adem +1 in mukabili olan -1 gibidir.Ademin ilk olarak varlık alanına çıkışı Nur-u Muhammedideki " Nur " da olmuştur.Ademin mahiyeti Nur-u Muhammedideki Nur’ dadır.Bu makamda(Nur-u Muhammedi'de) nurun içinde aslında ademler vardır,güneşli bir havada güneşin yıldızları gizlemesi gibi Mec'uldeki mana ve nur bölümlerinden olan nurda adem nurun baskın oluşu sebebiyle gizlidir,örtülüdür.Şecere-i hilkatte her mertebede ( Arş-ı Azam-Levh-i Mahfuz.....Alem-işehadet) ademler farklı bir yapıda ortaya çıkarlar çünkü arş-kürs...her mertebe hükmünü icra etmek ister. İnsan yokluğunu,hiçliğini bilip bu bilinçle şuurlanıp bu şuurla hallenir ise ozaman insan kendisi " perde" olur.İnsanda "vücud" olarak hangi esma ve sıfatlar programında (evamir-i tekviniyesinde) verilmiş ise o programlar insanın "hiçliğini yaşaması " ile zuhura çıkar.Hiçliğini bilmekle toprak gibi olur.O toprakta istidadındaki şuunat-sıfat-esmalar çiçek açarlar.Ancak insan " hiçliğini" şuur etmez ise makam olarak da hiçliğini yaşayamaz bu durumda kendisindeki "vücud" yapıları kendini ifade edemez;ademi yapıları zuhura çıkar ve kişi ademde kalır. İnsanda "ene" işletim sistemlerini devreye alan ana merkezin ismidir.Yani kişi hangi merkezde ise o işletim sistemini devrede bırakacak demektir.İnsanda adem-i yapı işletilecekse ozaman ene işletim sistemi olan "ademi sistemleri" devreye alacak demektir.O zaman da kişi makam olarak nefs-i emmare makamında kalacaktır.Bunun tersi eğer insanda "vücud-i sistemler" işletilecekse "ene" işletim sistemi olan vücud-i sistemleri devreye alacak ve insan bu halde iken "alayı illiyyine" çıkacaktır.Enaniyet ise (takvim,ruzname,harita,çekirdek olması yönüyle değil) gurur, kibir,ben merkezlilik....denilen enaniyet ise "adem-i yapıları" işlettirecektir. Buradan anlaşıldığı gibi hayvanlardan farklı olarak insanda “ene” yapısı vardır ve bu donanımı ile içinde bulunduğu nefis mertebelerine göre (nefsi emmare-levvame-mülhime-mutmainne-razıyye-marzıyye-safiyye) enesini ya vücud alemleri hesabına veya adem alemleri hesabına kullanabilme yetkisini elinde bulunduran yegane varlıktır<. Haşiye : Enaniyetin ---- bir vücudî manası var.Bir de Enaniyetin ---- bir de ademî manası var [email protected]
© Copyright 2024 Paperzz