Bişeng Özdinç

Çocuğa Yönelik Şiddetin Etkileri
Şiddete Uğrayan Çocukları Tanımak
Bişeng Özdinç
Bişeng Özdinç: ̧ocuklara ÿnelik ̧iddet temel bir insan hakkı ihlalidir ve ne yazık ki
dünyada da Türkiye’de de çocuğa ÿnelik ̧iddet yaygın biçimde varlığını sürdürmektedir.
̧ocuğa ÿnelik ̧iddetle ilgili detaylar oldukça rahatsızlık vericidir. İnsanlık tarihi boyunca
her kültürde rastlanılan çocuğa ÿnelik ̧iddet meselesi çocuğun duygusal, bili̧sel ve
davranı̧sal geli̧imini olumsuz ÿnde etkileyen her türlü davranı̧ olarak tanımlanmakta ve
cinsel, fiziksel, psikolojik ̧iddet/istismar ve ihmal olarak sınıflandırılmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü ̧iddeti “fiziksel ya da psikolojik gücün bireyin kendisine, ba̧ka birine,
bir gruba ya da topluluğa kaŗı ÿneltilen, yaralama, ̈lüm, psikolojik zarar, geli̧im
bozukluğu ya da yoksun bırakmaya yol açma olasılığı büyük olan eylemlerin bilinçli olarak
gerçeklȩtirilmesi ya da bu eylemlerde bulunmakla tehdit edilmesi” olarak tanımlamaktadır.
Birlȩmi̧ Milletler ̧ocuğa Ÿnelik Şiddet Ara̧tırma Raporunda (UNVAC), çocukların
çocukluklarını geçirdikleri ortamlardan herhangi birinde ̧iddete maruz kalabildikleri belirtilir.
Bu temel ortamlar bȩe ayrılmaktadır. Ev içinde ve ailede, okulda ve eğitim ortamında,
kurumlarda, toplum içinde ve sokakta ve son olarak çalı̧ma ortamında çocuklar ̧iddete
maruz kalmaktadırlar.
Bugün elbette tüm bu alanlarda çocukların ya̧adıkları ̧iddetin biçimlerine değinemeyeceğiz.
Daha ziyade ̧iddet kategorilerinden ve g̈stergelerden konu̧acağız.
D̈rt temel ̧iddet kategorisinden s̈z ettik. Cinsel, fiziksel, psikolojik ̧iddet ve ihmal.
İsterseniz ̈nce cinsel şiddetten ba̧layalım. ̧ocuğa ÿnelik cinsel istismar ya da cinsel ̧iddet
çocuğun bir yeti̧kin ya da kendisinden ya̧ça büyük bir çocuk tarafından, anlamadığı ya da
kabul etmediği, geli̧imsel olarak hazır olmadığı ya da kaŗı tarafın cinsel tatmini için
kullanılması durumlarından herhangi biriyle kaŗıla̧ması durumudur. Neler yapıldığında bu
cinsel ̧iddet olur? Her türlü cinsel içerikli konu̧ma, ̧akala̧ma, tȩhir, röntgencilik gibi temas
içermeyen istismarlar, çocuğun cinsel organlarına dokunmak (oral ya da genital ili̧kiye
girmek), ensest, tecavüz, çocuğu, fuhu̧ta ya da pornografik materyallerin yapımında
kullanmak, diğer sapkın cinsel eylemlerde kullanmak.
̧ocukların ̧iddete maruz kaldıkları g̈steren fiziksel, davranı̧sal, psikolojik ve bili̧sel
g̈stergeler vardır. Cinsel ̧iddete uğramı̧ çocuklarda fiziksel g̈stergeler hızlıca ipucu
verebilir. Örneğin genital b̈lgede, ağız, kol ve bacaklarda yırtıklar, sıyrıklar, ısırık izleri,
vajinal ya da rektal kanamalar, yürüme ve oturmada güçlük, cinsel yolla bula̧an hastalıkların
görülmesi, genital b̈lgede ağrı, ̧i̧lik, kızarıklık ya da kanama, koku ya da tekrarlayan
enfeksiyonlar, elbise ve çama̧ırlarında yırtıklar, idrar yaparken acı duyması vs.
Doğrudan fiziksel göstergelerin olmadığı durumlarda, bazen davranı̧sal g̈stergeler de
çocuğun cinsel ̧iddete maruz kaldığını anlatır. Özellikle iki ya̧ından küçük çocuklarda, bezi
deği̧tirilirken çocuğun bunu istememesi, korkması ya da iç çama̧ırı çıkartıldığında buna

Uzman Psikolog
1
tepki vermesi aileyi dü̧ündürtmelidir. Üç-dört ya̧ından büyük bir çocuk da, genital bölge
muayenesinde hiçbir tepki vermiyorsa, bu da dikkat çekmelidir. Çocuklar oyun oynarken
ya̧larından büyük davranı̧ ̈zellikleri sergiliyorlarsa, yine ya̧ının gerektirdiğinden ileri bir
cinsel bilgiye sahipse, bazı konularda ayrıntılı anlatımlarda bulunuyorsa da dikkat edilmelidir.
Cinsel ̧iddet çocuğun güven duygusunda büyük tahribatlara neden oluyor. Diğerlerine ve
dünyaya güvenme duygusu tamamen zedelenmi̧ oluyor. Temel dü̧ünce “hiç kimse güvenilir
değildir” olarak iņa ediliyor. Zamanında müdahale edilmediğinde ya̧am boyu süren
travmalardan biri olabiliyor. Diğer travmalarla kaŗıla̧tırıldığına cinsel istismar, ̈zellikle
herhangi bir ̧ekilde konu̧ulmamı̧sa ve irdelenmemi̧se, ya̧am boyu devam ediyor.
Depresyon, anksiyete bozuklukları, ruhsal gel-gitler, olumlu benlik duygusunda azalma, öfke
patlamaları, kızgınlık, dü̧manlık, çaresizlik gibi birçok etkiden s̈z edilebilir. Tekrarlayıcı
rahatsız edici dü̧ünceler, olayla ilgili kabuslar, uykuya dalma ve konsantrasyon güçlüğü,
olayı anlatan nesnelere kaŗı yoğun sıkıntı, olayı anımsatan ya da benzeyen ki̧ilere kaŗı
öfke...İ̧e yaramama duygusu, “ben hiçbir zaman hayatla barı̧amayacağım, hep farklı
olacağım” dü̧üncesi, bedensel yakınmalar sık kaŗıla̧ılan sorunlar. Akranlarıyla ili̧kilerde
zorlanma, kendi ya̧ıtları ile ili̧kiden çekinme, kendi kendine sosyal tecrit olu̧turma, fiziksel
temas ya da yakınlıktan kaçınma, ani ve a̧ırı kilo deği̧imi, belli yerlerden ve ki̧ilerden
kaçma, çok kritik ve belirgin ipuçlarıdır.
Yine akademik ba̧arısızlık, ̈ğrenme güçlüğü, dağılmı̧ konsantrasyon da bili̧sel
göstergelerdendir.
Katılımcı: Şile’de yaptığımız bir aile g̈rü̧mesinde istisnai aile ̈rneği ile kaŗılatık: orada
annenin hayatında benzer bir cinsel ̧iddet travması olduğu için, çok özgürlükçü bir aile
olmasına kaŗın anne, “Bu kadar yakın olmasına rağmen babası bir kez bile altını
deği̧tirmemi̧tir,” dedi. Yani çocuğun baba ve dede dı̧ında bir erkekle fiziksel teması
bulunmuyor. Çocukla ilgili hassasiyet ve özene sahipken, annenin fiziksel temasla ilgili
tutumu çok ilginçti.
Bişeng Özdinç: Çocuğun bu kadar keskin sınırlar içinde büyümesi de, çocukta ayrı bir
güvensizlik yaratır. ̧ocuğa kendini nasıl koruyacağını anlatmak oldukça ̈nemli. Şimdilerde
anne ve babalar konuyla ilgili özenli davranıyorlar.
Çocukta uygun olmayan cinsel davranı̧lar da bir istismar belirtisi olabiliyor. Yüksek riskli
cinsel eylemler, erken ba̧langıçlı cinsel ya̧am, sık ve devamlı cinsel içerikli oyunlar, cinsel
saldırıda bulunma, ba̧tan çıkarıcı davranı̧larda bulunma...
Katılımcı: İki gün ̈nce duyduğum bir vaka da ̧̈yelydi... Anne bir hastalık geçiriyor, kendi
hastalığından kaynaklı çocuğa bir d̈nem ̧iddet uyguluyor. Daha birkaç gün ̈ncesinde, çocuk
on üç ya̧ında bir erkek, çocuğun çantasından prezervatif çıkıyor. Anne artık iyilȩtiği ve
toparlandığı, ruhsal durumu da düzeldiği için çocukla ilgilenebiliyor. Çocuğun bir kız
arkada̧ı olduğunu, kız arkada̧ıyla çok ciddi bir ili̧kisi olduğunu, çocuğun “kıza bir ̧ey
olmaz biz ona g̈re ili̧kiye girebiliyoruz,” diyebilecek kadar da cinsel bilgiye sahip olduğunu
̈ğreniyor. ̧ocukların cinsellikle ilgili ula̧abildikleri bilgi çok sınırsız bir halde, her ̧eyi
biliyorlar.
2
Katılımcı: Erken cinselliğe ÿnelme, uyaranların fazla olmasından kaynaklanabilir, ailedeki
ihmal durumu da buna yönlendiriyor galiba. Mesela bu örnekte annenin öyle bir döneminin
etkisi olmu̧, olabilir.
Bişeng Özdinç: Hem öyle ama hem de bir istismar hikâyesi aramak gerekebilir. Erken cinsel
eylemler salt bir merak, kȩfetme, uyaranların fazlalığı meselesi değil elbette! İhmal ve
istismar riskine de i̧aret edebilir.
Katılımcı: Biz bir taraftan çocuk evliliğin yasaklanması için çabalıyoruz. Öte yandan bazı
çocukların ya̧adıkları cinsellikle var. Kendi istedikleri ̧ekilde.. ̧ocukların cinselliği
meselesi her ̧ekliyle üzerinde durulmalı…
Katılımcı: Cinselliğin dı̧ında geli̧imsel sorunları da dü̧ünüyorum. Tıp, hukuk, vs. gibi
konulara dayanarak yapılmı̧ bir çocuk tanımı var ve korunma ko̧ulları da belirlenmi̧. Ama
sonuçta çocukluk dediğimiz bir kurgu. Toplumsal durum çocukluğu d̈nü̧türüp deği̧tiriyor.
Bu cinsellik meselesi çok fazla arttığı için, on sekiz ya̧ dediğimiz bazı ̧eyler için artık çok
geç bir ya̧ olarak bile dü̧ünülebilir. Dolayısıyla o kurguyu ba̧ka bir ̧eye çevirmek gerek…
Mesela çocuk kalacaksa çocuk kalsın, ama illa ki istismar olmak zorunda değil ya̧anılan
cinsellik.
Bir sevgisizlik hali de olabilir elbette ama çocukların ya̧adıkları her cinselliği illa ki sağlıksız
bir ̧ey olarak adlandırılmamalı. “Belirli bir ya̧a kadar bu asla olmaz”, demek bana pek
doğru gelmiyor. Aslında belki de o kadar yadırganacak bir durum değil. Eğer çocuk zorlama,
istismar ya da ba̧ka bir ̧ey olmadan cinsellik ya̧ıyorsa, kaŗılıklı olarak da memnun
olabilirler durumlarından.
Katılımcı: İ̧in biyolojik tarafı da önemli ama.
Bişeng Özdinç: Dokuz, on ya̧larında bir çocuğun, fiziksel geli̧imi akranlarından biraz daha
ileri olsa da duygusal olarak, halen çocuk.
Katılımcı: Mesela on bȩ, on altı ya̧ındaki çocuklar cinselliği denemek ve görmek istiyorlar.
Katılımcı: Az önce çocukların artık her tür bilgiye rahatça ula̧abildiklerinden bahsettik.
Mesela eskiden cinsellikle ilgili her ̧ey bir muamma iken, kesin bir bilgi yokken, her ̧ey
dedikodudan ibaretken, ̧imdi durum yine ̈yle aslında, ama eskiden olduğu gibi ki̧ilerin
birbirinden ̈ğrenmesine gerek kalmadı. Her duyduğu kelimeyi internette yazarak, her çȩit
bilgiye ula̧abiliyor. Aslında istek artmaya ba̧ladığında ve ara̧tırmaya ba̧ladıklarında,
internetten doğru bilgiye ula̧abilseler, yeterli ve sınırı belirli bir ̧ekilde ula̧abilirse bu
bilgiye, belki bu kadar büyük bir ̧eyin içine dü̧memi̧ olacaklar. Hiçbir bilgiye ula̧amamak
da kötü.
Bişeng Özdinç: ̧ocukların cinsel geli̧imleri aslında doğdukları andan itibaren ba̧layan bir
süreç. Hepimiz cinsel kimliğimizle birlikte doğuyoruz. Doğumla ba̧layıp ergenlikle
tamamlanan bu sürecin geli̧im a̧amalarına baktığımızda bebekler 0-3 ya̧ arasında cinsel
organlarını kȩfetmeleriyle hızlanan süreçte vücutlarına dokunma duygusunu anlamaya
ba̧larlar. 3 ya̧ından sonra cinsel geli̧im daha hızlanmakta ve cinsel merakta bir artı̧
3
g̈rülmektedir. Yeti̧kinlerin ̈zel b̈lgelerine ilgi g̈sterme, genital organları tanımlayacak bir
dilin geli̧mesi, kız ve erkek çocukların ayrımının net bir ̧ekilde yapılmaya ba̧lanması gibi
davranı̧sal ̈zellikleri içinde barındırır. 6-12 ya̧ arası d̈nem çocukların kendi
cinsiyetlerinden olanlarla daha stabil ili̧ki kurdukları, cinsiyetler arası fiziksel, duygusal ve
davranı̧sal farklılıkları anladıkları bir d̈nemdir. Cinsel merakların azaldığı, okul ile birlikte
enerjinin oyuna ve ̈ğrenmeye verildiği bir d̈nemdir.
Fakat tüm bu geli̧im süreçlerinde çocukların giderilmeyen çekirdek, temel ihtiyaçlarını
kaŗılama yolu olarak cinselliğe ÿnelmeleri de s̈z konusu olabilir. Örneğin uzun süre devam
eden çocukluk mastürbasyonu gibi. İlgisizlik, ev içi çatı̧malar, ihmal gibi sorunlar çocukların
duygu ve davranı̧ dünyasını etkiler. O zaman bizim açımızdan ara̧tırılması ve üzerinde
durulması gereken bir durum olur.
Katılımcı: Zamanında kaŗılanmayan çok farklı duygusal ihtiyaçlar da var. Mutlaka bir
cinsel istismar geçmi̧i olmayabilir. Duygusal ya da fiziksel ̧iddet olabilir. Duygusal olarak
kendini iyi ve ̈zel hissettiği tek ̧ey, istismarcısıyla birlikte olma halidir. Mesela kırsal
b̈lgelerde çok fazla kapalı ve muhafazakâr yapı içerisinde, evden tek kurtulu̧ yolu evlilik ya
da evden kaçmak gibi bir ̧ey olduğu için, orada da bir cinsel istismar ya da ̧iddet durumu
olmadan kendisini istismarın içine atabiliyor.
Bişeng Özdinç: Bir ̧iddet ortamından kaçıp, ba̧ka bir ̧iddet ortamının içine giriyor.
Katılımcı: Cinsellik mevzusu ile ilgili, eminim on ya da yirmi yıl sonrasında, çok farklı bir
algı geli̧ecek. Yani cinsellik hâlâ tabu, tabula̧tırılmı̧ bir mesele olduğu için, ̧imdilerde yeni
yeni LGBTİcilerin söylemleriyle, yava̧ yava̧ insan hakları belgelerine de girmeye ba̧ladı,
geli̧imsel bir ̈zellik, çok açık. Ama toplumsal yapı, çok ciddi bir ku̧atma getiriyor, ̈bür
yandan sıkıntılı durumlar var, erken evlilikler ya da gebe kalmak gibi vs. Ama bu konulara
bakı̧ın ve algılamanın çok çok daha farklı bir hale geleceğine inanıyorum.
Uluslararası Tıp Kongresi’nin bir sonuç bildirgesiyle kaŗıla̧tım. “Cinsellik haktır”
yazıyordu. Orada da çocukluğun kenarından geçiyor, tam olarak bir ya̧ aralığı vermeden
s̈ylüyor. Ş̈yle bir gerçek var, geli̧imsel süreç içinde, merak nedeniyle ̈ğrenme süreci
ba̧lıyor ve sadece korunması mesela gebe kalma ile ilgili....
Bişeng Özdinç: Sadece bir grubun içine girebilmek, bir aidiyet olu̧turabilmek için de
çocuklarda erken cinsel eylemler g̈rülebiliyor. Bu durum çocuk açısından riskli bir durum.
Hem duygusal geli̧imi açısından hem de psikososyal geli̧imi açısından kritik.
Katılımcı: Orada sınırlarını tanımak gibi bir durum geli̧iyor.
Katılımcı: Grubun içinde cesaret g̈stergesi olarak bunun kullanılması da enteresan bir durum
aslında.
Katılımcı: Davaların birçoğuna baktığımızda fakẗrlerden bir tanesi de çocuğa verilen para.
Katılımcı: Elbette çocuğun ya̧ına g̈re de deği̧iyor. Hiyeraŗik ili̧ki ve algılama yetisi olan
çocuklarda da, az ̈nce konu̧tuğumuz fakẗrler söz konusu. Rızayı elde etme çabasında,
4
çocuğun yoksulluğu, yoksunluğundan ve çaresizliğinden faydalanılarak rızanın elde edilmesi
gibi durumlar da söz konusu olabiliyor. Mesela çocukta bir rıza beyanı açıklaması var, ama
bunun altında o çaresizlik de yatıyor. Evdeki ya da okuldaki ̧iddet, cinsel ihtiyaç ya da
doyum isteği. Bu bakkaldan bisküvi, çikolata çalarak olabileceği gibi, cinsel hazla da ilgili
olabilir. Ama çocuk kendince bazı fedakarlıklarda bulunarak da yapabiliyor. Burada asıl
̈nemli olan ̧eylerden biri istismarcısının eline nasıl dü̧üyor?
Katılımcı: Burada temel mesele yine çocuktaki benlik algısının olu̧ması gibi geliyor bana.
Eğer iyi bir benlik algısı varsa....
Katılımcı: Özellikle kamuoyuna mal olmu̧ davalardaki ̈rneklere baktığımızda, bunu net
biçimde görebiliriz.
Katılımcı: Medya da orada devreye giriyor. Kültür olarak da o görülüyor. Mesela bilmem ne
yaparsan, o da sana istediğini verir. Kendini metala̧tırıyor aslında bu ̧ekilde.
Katılımcı: Aslında her ya̧ kademesinde olabilir, ama ̈zellikle ortaokul ve lise çağındaki kız
ve erkek çocukların toplumda bir statü sahibi olma isteğiyle de olabiliyor bu durum. Mesela
“kız arkada̧ın var mı? erkek arkada̧ın var mı?” soruları, onların bir ̧ekilde erkek ya da kız
arkada̧ edinme gereksinimlerine yol açıyor ve cinsel istismarlar b̈ylelikle de
gerçeklȩebiliyor. Kızlar için ̈zellikle olgun erkeklerden ho̧lanma ya da ya̧ça daha büyükler
arasından bir seçim yapma gibi. Tabii yine deği̧ik fakẗrler olabilir, zengin biri ya da
toplumda statü sahibi, ama gizli bir süreçte olabiliyor. Bence çocukların buna maruz
kalmasında “statü” ̈nemli bir etken. Ya da o ki̧ilerden elde ettiği ȩyalar, fotoğraf makinesi,
cep telefonu, vs...
Katılımcı: Peki erkek çocuklarla ilgili veri var mı?
Katılımcı: Veri yok, tahminler var, bir de erkek çocuklarıyla ilgili belli bazı davalar var.
Mesela erken ya̧ta evlendirilen çocuklarda, her ne kadar yasal bir boyuta geçtiği s̈ylense de
o çocukların da bir çȩit istismara uğradığının altını çizmek gerekir. Bir süre sonra tekrar
bo̧anma ya da resmi bo̧anma olmadan ayrılık, belki bir süre sonra da kölelikçi, ev içi
çalı̧tırma ve emek s̈mürüsü, bir süre sonra Türkiye içinde belki kaŗımıza çıkacak, siyasi
baskıdan dolayı (medyanın da) ̈zgür olmamasından kaynaklı, Suriye’den vs.den göçe
sürüklenerek gelip, para kaŗılığı satılan, alınan, evlendirilen birçok çocuk olduğu, biliniyor.
Bu durumun İç Anadolu Bölgesi’nde yoğun olduğundan söz ediliyor. Yasal görünümlü
istismarlar bunlar. Bu da aslında devletin ihmali, bir bakıma baktığımızda devletin istismarı.
Katılımcı: Erkekler arasında da istismar meselesinde çok farklı vakalar ve istismarlar var.
Katılımcı: Bilimkurgudan bir örnek vermek istiyorum; Yeni Dünya romanında alfa, beta ve
gamalar vardır, ama eğitimleri birlikte yapılır ve beraber kalınır ve cinsellik oyunu vardır ve
çocuklar çok küçük ya̧ta cinsellik oyunu oynamak zorundadırlar. Bizim kahramanımız olan
ki̧i bu oyunu oynamamaktadır, oynamadığı için ilerde birtakım sorunlar çıkmaktadır bu da
orada ki̧isel geli̧imin bir parçası olarak g̈rülmektedir.
5
Bişeng Özdinç: Cinsel eğitimle birlikte çocukların bedensel, duygusal, sosyal, zihinsel ve
cinsel geli̧imlerini destekler ve sorumluluk bilinci geli̧tirmelerine yardımcı oluruz. Özellikle
ebeveynlerin cinsel eğitim konusunda g̈sterdiği duyarlılık çocukların cinsel geli̧iminde
olumlu etkiler yapmakta ve ebeveynlere oldukça ̈nemli bir g̈rev dü̧mektedir. Eğitim
çocukların ya̧ına uygun bir ̧ekilde, gerektiği kadar bilgilendirilmeleri ile mümkündür.
Katılımcı: Demin verdiğim ̈rnekteki çocuk gibi, “Kız hamile de kalmıyor ho̧umuza da
gidiyor, iyi de geliyor,” diye söylüyor çocuk. Bu durumda ne yapacağız?
Bişeng Özdinç: Bundan emin olamıyorum aslında. Şimdi iyi gelen bir ̧eyin, ilerde iyi gelip
gelmeyeceğinden emin olamayız.
Katılımcı: Peki bunu o çocuğa nasıl anlatacağız?
Bişeng Özdinç: Belki çocuklara ̧unu s̈ylemek gerek: “Evet cinsel ilgilerin olabilir fakat
kendini hazır hissedene kadar bunları biraz ertelemek gerekir”. Çocuk kendisi istese bile,
bunun anlamını bilse bile, ba̧ka açılardan bir sürü zarara neden olduğu çok açık.
Katılımcı: Devletin cinsellikle “ba̧a çıkma” becerisi de çok ̈nemli. Zaten çocukların, on
bȩ ya̧ından ̈nce birbirleriyle cinsel ili̧kiye girmeleri gibi bir durum s̈z konusu değil.
Okullarda yazılı bir ̧ey olmasa bile b̈yle bir ̧ey yasak, doğrudan okuldan uzakla̧tırılıyor
hatta hamile ise hiç giremiyor okula.
Bişeng Özdinç: Evet isterseniz konumuza d̈nelim. ̧ocuğa ÿnelik fiziksel şiddet ise
çocuklarda fıziksel hasara yol açan tüm davranı̧lar olarak tanımlanır. Yani bu davranı̧lar
yaralanmalardan ̈lüme kadar sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir. Beraberinde duygusal
örselenmeyi de getirir. Nedir fiziksel ̧iddet kategorisine giren davranı̧lar? Tekmeleme,
çocuğu sarsıp fırlatma, tırmalama, çimdikleme, ısırma, yumruklama, saçlarını veya
kulaklarını çekme, çocukları rahatsız pozisyonlarda durmaya zorlama, bir yerinden yakma
(sigarayla yakma, üzerine sıcak su d̈kme vs), zorla biŗey yutturma (çocukların ağızlarının
içinin sabunlanması), ağzını kapatarak boğmaya çalı̧ma vs. Fiziksel ̧iddetin g̈stergeleri
oldukça geni̧ kategoridedir. Kısaca ̈zetlersek morarmalar, yanıklar, kırıklar, saç kaybı,
kesikler, ̈mür boyu zayıf fiziksel sağlık vs.
Fiziksel ̧iddete uğramı̧ çocuklarda sıklıkla yeti̧kinler ile ileti̧im kurmaktan sakınma,
ebeveynden korkma, eve gitmekten korkma, kendi kendine zarar veren davranı̧lar, a̧ırı
derecede çekingen ya da saldırgan davranı̧lar, fiziksel temastan rahatsız olma, ağrı ̧ikayetleri
ya da rahatsız hareketler, iklim ̧artlarına uygun olmayan ve vücudu saklamak için giyilen
giysiler, okula erken gitme, okuldan geç ayrılma gibi davranı̧sal ̈zelliklere rastlanmaktadır.
Cinsel ̧iddette olduğu gibi fiziksel ̧iddette de çocukların akademik performanslarında
dü̧üklük g̈rülebilir.
Katılımcı: Türkiye’de bu tür istismarlara uğrayan çocuklarla ilgili, Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığına bağlı, Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri (BSRM) açıldı ve nelerle
kaŗıla̧tıkları belli. Orada çocuklara çok hoyrat davranıyorlar. Tam bir kapalı kurum gibi.
6
Yani çocukların bozulmu̧ güven dengesi ve kendi kendilerine saygılarıyla ilgili sorunları
oluyor.
Bişeng Özdinç: ̧ocuklara doğru yakla̧ımla, zamanında bir destek sunulmadığında ve
çocuğu bu travma ile yalnız bıraktığında ba̧ etme mekanizmalarında biri de kendine ve
diğerlerine saldırgan içerikli davranı̧lar g̈sterme ve zarar verme olabilir. Tüm bunları
travmatik etkiler olarak tanımlayabiliriz.
Katılımcı: Travma tam olarak nasıl tanımlanıyor?
Bişeng Özdinç: Amerikan Psikiyatri Birliği’nin (APA) kabul ettiği bir tanım var. Bu tanıma
g̈re ruhsal travmalar dediğimiz mesele “ki̧inin gerçek bir ̈lüm ya da ̈lüm tehdidi, ağır bir
yaralanma, kendisinin ya da ba̧kasının fizik bütünlüğüne kaŗı bir tehdit olayını ya̧amı̧,
b̈yle bir olaya tanık olmu̧ ya da kaŗı kaŗıya gelmi̧ olması ve bu olay kaŗısında korku,
çaresizlik ya da deḩete dü̧me tepkilerini vermesi”dir.
Travma yüklü ya̧antı demek, normal ya̧antının, doğal akı̧ında aksamaya neden olan,
alı̧ılmı̧ın dı̧ında, yoğun strese yol açan sarsıcı bir olay, yoğun bir kayıp duygusunun olduğu
ya̧antıların hepsi. Travmatik ya̧antılarla hem ki̧inin kendisinin hem de sevdiklerinin
ya̧amları ve geleceklerine dair umut inancı tamamen bitiyor. Travmatik olay sonrasında ki̧i,
kendisine ve dünyaya ili̧kin kurgu ve tasarımlarını tekrar g̈zden geçirmek zorunda kalıyor.
Travma meselesinde en klasik söylemlerden biridir “artık hiçbir ̧ey eskisi gibi olmayacak”
sözü. Gerçekten de travma ya̧amı̧ insanlar için, dünya asla eskisi gibi olmayacak dü̧üncesi
çok hakim bir dü̧üncedir.
Stres yaratan sıradan bir olayla, travmatik stres yaratan bir ya̧antı arasındaki temel fark,
travmatik olanın reoryantasyon gerektirmesidir. Yani yeniden biçimlenmeyi ve ̧ekillenmeyi
gerektirir. Ruhsal travmanın temel ̈zelliği, ya̧amın sürekliliği ve bir düzeni olduğuna olan
inancın kaybıdır yani.
Travma ya̧antısını gündelik zorlu ya̧antılardan ayıran ̈zelliklerden bir diğeri de bireyin bir
güç tarafından çaresiz bırakılmasıdır. Bu teknolojik bir afet de, doğal bir afet de olabilir; ya da
politik ̧iddet, cinsel saldırı, sava̧, bireysel suçlar, hastalıklar, g̈ç vs. olabilir travma yaratan
nedenler arasında. Yani güçsüzlükle kaŗı kaŗıya gelme durumudur; uç noktada çaresizlik ya
da deḩet ya̧atır. Ya̧ama ya da beden bütünlüğüne yönelik tehdit, ̧iddet ya da ̈lümle yüz
yüze gelir ki̧i. Öyle ̧iddetlidir ki olağan ba̧ etme sistemleri felce uğrar.
Katılımcılar: Farklı travma türleri: fiziksel, duygusal travma, psikolojik travma...
Bişeng Özdinç: Etkisi deği̧mekle birlikte, ki̧inin gücüne, dayanıklılığına g̈re deği̧mekle
birlikte, travmanın niteliği, yıkımı, ̧iddeti travmatik ya̧antının sürmesini etkileyen
faktörlerdir. Ya̧anan olaydan sonraki çevresel ve psikososyal etmenler travmayı artırır ya da
hafifletebilir. Dünya geçici olarak, ki̧i için güvenli bir yer değildir. Teknolojik afetler,
kazalar vs. öfke duygularını çok tetikler ̈rneğin.
Olaylar ya̧anırken olu̧an stres var bir de! Olaylarda yaralanmalar, tanıklıklar, ̈ldürme,
̈ldürülme riskini ya̧ama, i̧kenceye maruz kalma... Bireysel suçlarda hırsızlık, soygun,
7
saldırı... Burada hem olaya maruz kalan hem de olaya maruz kalanın yakınları travma ya̧ıyor.
Genellikle olay hemen olduktan sonra belirtiler daha yoğun oluyor. Zamanla hafifliyor. Cinsel
saldırılarda, travma sonrası stres bozukluğu geli̧tirme oranı ise oldukça yüksek.
Travmada asıl mesele, geçmi̧le gelecek arasındaki kurguda bir tahribatın olu̧ması. Benlik
̈ykümüzün bütünlük ve sürekliliği bozuluyor. Travma ya̧amı̧ bireylerin toplumsal destek ve
aile desteği almaları halinde gelecek kurgusu iyilȩebiliyor. Ki̧ilerin b̈ylesi bir destekten
yoksun olmaları durumunda ise iyilȩmelerinin kesintiye uğradıklarını s̈ylemek mümkün.
̧ocuklarla çalı̧ırken bu mesele daha da ̈nem ta̧ıyor. Travmatik ya̧antıya sahip çocuklara
zamanında destek verilmesi çocukluk çağı travmaları dediğimiz meselede ̈nleyici ve
koruyucu bir hal alıyor.
Travma konusu ile ilgili bir diğer kavram da benlik kavramıdır. Brandsma benliği organize
anılar bütünü olarak tanımlar ve benliğin büyük ̈lçüde otobiyografik bellek kayıtlarından
olu̧tuğunu s̈yler. Tabii burada ba̧ka bir kavram daha giriyor gündemimize: Bellek! Normal
bellek ve travmatik bellek diye bir ayrımdan s̈z edebiliriz. Normal bellek bir öykü anlatma
eylemidir. Duyguları ve yorumları aktarır. Olaylarla ilgili bellek kayıtları bir zaman ve düzen
içinde akar. Travmatik bellek ise s̈zün olmadığı ve fakat bedensel duyumların yoğun olduğu
bir bellektir. Van der Kolk travmatik anıların aktif bellek izleri olduğunu ve her an geri
d̈nmeye hazır oldukları vurgular. Travmatik ya̧antılarda ̈yküsel bellek, zaman içinde
geli̧en ̈yküsel ya̧antı kayıtları aksamaya uğrarken, anılarla ili̧kili duygusal duyumlar
kaydetmeye devam eder. Yani travmatik ya̧antıyı hatırlatan olaya dair ayrıntılar
hatırlanmazken, olayın ki̧ide yarattığı duygusal etki benzer biçimde tetiklenebilir; korku,
endi̧e, çaresizlik gibi.
Katılımcı: Ki̧inin çok da hatırlayamadığı bir ya̧ta gerçeklȩen olay sırasında duyduğu çizgi
film müziğini yeniden duymak aynı ̧eyi ya̧atabiliyor.
Katılımcı: Gezi eylemleri sırasında çok belirgin olarak istediğim süper bir kahraman olmak
ve hissettiğim çaresizlik hissi.
Bişeng Özdinç: Evet aynen öyle.
Arada travma konusuna kısa bir giri̧ yapsak da isterseniz yeniden ̧iddet meselesine dönelim.
Psikolojik şiddet ise genellikle tekil bir olaya bağlı kalmaksızın, belirli bir süre boyunca
devam eden bir davranı̧ biçimidir. Psikolojik ̧iddet ya̧amı̧ çocuk, duygusal yönden
örselenmi̧tir ve bunun izlerini muhtemelen ya̧am boyu beraberinde ta̧ıyacaktır. ̧ocuğun
üzerinde güç sahibi olan, genellikle çocuğun yakın çevresinde bulunan ki̧i ya da ki̧iler
tarafından gerçeklȩtirilir. ̧ocuğa duygusal olarak yokmu̧ gibi davranılması, dı̧lama, sosyal
tecrit, ihtiyaç duyduğu sevgi, ilgi ve yakınlığın g̈sterilmemesi, geli̧imini bozan her türlü
a̧ağılama, reddetme, suçlama vb gibi s̈z ve davranı̧larda bulunulması, çocuğun kabul
edilmemesi, önemsenmemesi, korkutulma, tehdit etme, kızma, dedikodu yayma, kusur bulma,
elȩtirme, küçümseme, a̧ağılama, küçük dü̧ürme, dik dik bakma, kıkırdama, gülme, dalga
geçme, etiketleme, isim takma, küfretme, hakaret, utandırıcı ̧ekilde ceza verme gibi birçok
biçimi vardır.
8
Psikolojik ̧iddet s̈z konusu olduğunda ne gibi davranı̧sal belirtiler oluyor. Uyku
bozuklukları, konu̧ma bozuklukları, psikosomatik ̧ikayetler (karın ve ba̧ ağrısı, bulantı,
kusma, çi̧ini ya da kakasını yapmak gibi direkt davranı̧lar), oyun oynarken tutukluk,
alı̧ılmadık, beklenmedik korkular, histeri, obsesyon, kendine zarar verici davranı̧lar ya da
intihar dü̧ünceleri, güçsüzlük duygusu, a̧ırı kaygı, konsantrasyon ya da oryantasyon
bozukluğu, parmak emme, sallanma, yalan söyleme, suç i̧leme de dahil olmak üzere anti
sosyal ve yıkıcı davranı̧larda bulunmak, yani ba̧ka ̧eylere zarar vermek üzere yapılan ̧iddet
içeren hareketler. Pasiflik ya da saldırganlık gibi a̧ırı davranı̧lar, davranı̧ bozuklukları,
ya̧ına uygun olmayan davranı̧lar, ya̧ından büyük ya da küçük davranma, a̧ırı uyum
sorunları gibi belirtileri de var.
Kusurlu olduğunu dü̧ünen çocuk, ba̧arılı olamayacağını, bir ̧ey yapamayacağını dü̧ünerek
büyüyor. Dolayısıyla performans ve potansiyelini kullanamıyor ya da geli̧tiremiyor kendini.
Katılımcı: İlkokuldayken yapılan, “bunun matematiği kötü” konu̧maları aslında matematiğin
k̈tü olmasının tek sebebi.
Katılımcı: STK’lardan örnek vereyim: Beypazarı’ndaki olaydan bahsedeyim. Bir cinsel
istismar mağduru çocuğa destek olmaya çalı̧an ki̧iler, kurumlar; durumu öyle bir hale
getirebiliyor ki, çocuğu alıp g̈türdüğümüz mekân, konu̧turduğumuz ki̧iler, tedavi için
ÿnlendirdiğimiz kurum, çocuğun muhatap olduğu polis, doktor hem̧ireler vs., çocuk “vay
ben neye uğramı̧ım,”diyebilyor
Katılımcı: Bu ̧una benziyor, küçük bir çocuk ko̧arken dü̧üyor ağlamıyor, ama biz dü̧tü
diyince ağlamaya ba̧lıyor.
Katılımcı: Aslında ya̧anılan bir iğstismaran sonra noktada çocuğun etrafında, polisin,
doktorun, hem̧irenin olması çocukta, “ben hakikaten ne kadar k̈tü bir ̧ey ya̧amı̧ım,” hissi
verirken bir ba̧ka çocuk için “ oh be doktor da var, polis de var,” demesine neden oluyor.
Katılımcı: Benim gözlemlerim b̈yle bir ̧eye maruz kalmaktan kaynaklı genellikle, %8090’ında genel bir ho̧nutsuzluk ve tatminsizlik var ve çocukların etrafında birilerinin olması
ona iyi geliyor.
Katılımcı: Zaten asıl sorun sistemin çocuk odaklı olmaması… Öyle olunca da her çocuk için
ba̧ka bir ̧ey yaratabiliyor. Birisinde güven duygusu yaratabilir, birinde de daha büyütüyor
olabilir. Bu tür olaylar sistemin çocuk odaklı olmadığını g̈steriyor. Sonrasında ya̧an travma
ve ̧iddet, istismar vs. durumlarında çocuk odaklı gitmiyor.
Bişeng Özdinç: Ben bir cinsel saldırının, ciddi bir fiziksel istismarın ya da duygusal
istismarın çocukta travmatik etki yaratmayacağını dü̧ünmüyorum. Ama çocuğun bunu
gösterme biçimi senin de s̈z ettiğin gibi, yeni travmalar eklenmesine neden oluyor. Adlî
süreçler de bu travmanın yeniden ya̧antılanmasını güçlendiriyor.
Katılımcı: Ama mesela buradaki birim birken, çocuğa bu türden ̧eyleri ya̧atarak 90’a
çıkarabiliyor. Mesela birkaç yıl ̈nce staj yaptığım bürodan birini ÿnlendirmi̧lerdi, otuz
ya̧ında bir genç, i̧ adamı olmu̧, psikiyatrik bir muayeneden sonra çocukluğunda ya̧adığı
9
cinsel istismar ortaya çıkmı̧, belli sorunlarla gitmi̧ ama bu sorunla gitmemi̧. O g̈rü̧me
neticesinde ̈ğretmeni ve kom̧usu tarafından cinsel istismara uğradığı ortaya çıkıyor. Ortaya
çıktıktan sonra çok daha k̈tü oluyor.
Bişeng Özdinç: Biraz ̈nce konu̧tuk ya, “aktif bellek izleri”, diye tanımlanıyor, yani iz her
zaman açığa, ortaya çıkmaya hazır.
Katılımcı: Aslında cevabını sen kendin verdin. ̧ocuk, bir psikolojik rahatsızlığı nedeniyle
gelip terapiye ba̧larken, bu süreç ortaya çıkmı̧, oraya gelme nedeninin k̈keni zaten travma.
Katılımcı: Mesela kendisine dokunulduğunu biliyor ki̧i, ama diyelim ki bir psikiyatrist ya
da STK çalı̧anı bunun ne kadar k̈tü bir ̧ey olduğunu ona aktardı, aslında o etki belki birken,
ona çıkabiliyor.
Bişeng Özdinç: Bunu i̧in uzmanı olmayan ki̧ilerin yapmaması lazım. Ki̧i hazır olmadığı
sürece tahminler üzerinden gitmemesi, zorlanmaması gerekiyor.
Katılımcı: Bir de medyaya yansımaması lazım.
Katılımcı: O ki̧i mesela daha k̈tü oluyor diyoruz ya, aslında sürecin devam etmesi
gerekiyor. İ̧te orada da gerçekten destek mekanizmalarının i̧lemesi gerekiyor.
Bişeng Özdinç: Flashback gibi dü̧ün, her an geri gelebilir.
Katılımcı: Aslında orada bir ̧eye ba̧layıp ba̧lamamak arasındaki tedirginlik de k̈tü oluyor.
Katılımcı: Mesela çocuğun ya da ailesinin geri adım atmasına sebep oluyor. Bu ̧ekilde
ya̧andığı zaman da, kȩke anlatmasaydık noktasına geliyor. Biz b̈yle içimizde kalarak
ya̧asaydık da gitmeseydik, çünkü ondan sonra çocuk bu sefer mesela okula gitmemeye
ba̧lıyor.
Bişeng Özdinç: Ki̧ilerin ba̧ edemeyeceği süreçlere, ki̧ileri sokmamak lazım.
Katılımcı: Özellikle sisteme güvenmesek bile, ki̧i bunu bizimle payla̧mı̧sa bile, bu önemli
bir ̧ey. Güven duymu̧, payla̧mı̧ ama sen de bir ̧ey yapmıyorsan, yeti̧kinlerle olan ili̧kisi
tamamen bitecek. ̧ok açık bir ̧ekilde destek nasıl bulabiliriz?, ba̧ına neler gelebilir?
konusundaki bilgilendirmeyi çok iyi yapıp, onun da bu sürecin içine girip girmeme kararını
vermesini sağlayabiliriz.
Bişeng Özdinç: Buradaki handikap da g̈nderebileceğin ki̧i ya da kurum o kadar az ki!
Katılımcı: Tüm bu süreçler sırasında psikolojik desteğin de ȩzamanlı devam etmesi gerekir.
Katılımcı: Biraz ̈nce dediniz ki ̈zellikle cinsel ̧iddete maruz kalanlarda travma sonrası
stres bozukluğu geli̧tirme oranı yüksek. Travma sonrası stres bozukluğunun belirtileri neler
ve ne kadar sürüyor. Çocuklarda da görülüyor mu?
Bişeng Özdinç: Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) travmatik bir stres kaynağıyla
kaŗıla̧ma sonucu ortaya çıkabilecek belirtiler grubuna deniliyor. A̧ırı strese yol açan uyarıcı
10
bir olayın ardından g̈rülen yoğun, uzamı̧ ve bazen gecikmi̧ bir tepki olan bu bozukluk
ba̧langıç nedeninin açıkça belirlenebildiği tek kaygı bozukluğudur. Bu stres bozukluğuna
sahip ki̧i travmatik bir olayla kaŗıla̧ıyor. TSSB’de olayın tekrar tekrar ya̧anması, kaçınma
davranı̧ları, a̧ırı uyarılmı̧lık gibi belirtilerden söz edilir.
Olayın tekrar tekrar ya̧anması, yineleyici sıkıntı veren bir biçimde rüyada g̈rmek, travmatik
olay sanki yeniden oluyormu̧ gibi davranmak ya da hissetmek, uyanmak üzereyken ya da
sarho̧ken ortaya çıkıyor olsa bile, o ya̧antıyı yeniden ya̧ıyor olma duygusunun illüzyonları,
halisünasyonları ve disosyatif flashback episodlarını kapsar. Travmatik olayın bir ÿnünü
çağrı̧tıran ya da andıran iç ya da dı̧ olaylarla kaŗıla̧ma üzerine yoğun bir ruhsal sıkıntı
duyma ve fizyolojik tepki gösterme belirgin özelliklerdendir. Yani ki̧inin aynı ya da benzer
bir olayı ya̧aması gerekmiyor. Fakat onu çağrı̧tıran, benzer ya da olayın içinden bir parçayı
g̈rebileceği bir ̧ey onun için.
Kaçınma davranı̧larında travmaya ȩlik etmi̧ olan dü̧ünce, duygu ya da konu̧malardan
kaçınma denilebilir. Travmatik ya̧antıyı anlatan konu̧maları duymak istememe, uzakla̧ma,
travma ile ilgili anıları uyandıran etkinlikler, yerler ya da ki̧ilerden uzak durma, travmanın
̈nemli bir ÿnünü hatırlayamama, ̈nemli etkinliklere kaŗı ilginin ya da bunlara katılımın
belirgin olarak azalması, insanlardan uzakla̧ma ya da yabancıla̧ma duygusu, duygularda
kısıtlılık, birine sevgisini g̈sterememe ya da sevememe. Bir geleceği kalmadığı duygusunu
ta̧ıma.
A̧ırı uyarılmı̧lık halinde ise ̧̈yle ̧eyler oluyor, ̈rneğin depremde, biz Van’dayken sürekli
artçı depremler de devam ettiği için evin sallanmasından, rüzgârın sesinden, yolda yürürken
sallantı hissetmekten bile tekrar deprem olacağı duygusu beliriyordu. Uykuya dalmak ya da
uykuyu sürdürmekte güçlük, ̈fke patlamaları, dü̧ünceleri belli bir konu üzerinde
yoğunla̧tırmakta zorluk, a̧ırı irkilme tepkisi g̈sterme gibi ̈zellikleri var a̧ırı uyarılmı̧lık
halinin.
İlk üç ayda gerginlik, yorgunluk, uyumada güçlük, i̧tahta artı̧, her ̧eyi kontrol altında tutma
isteği gibi durumlarla kaŗıla̧mak beklenilir bir durum. ̧ünkü ki̧inin elinde olmadan ya da
istemeden bir kontrolsüzlük olduğu için, o kontrol duygusunu daha da hızlandırabiliyor.
Genel bir ilgi azalması ya da artmasından söz edilebilir.
Sizin sorunuza gelirsek, tabii yukarıda saydığımız belirtiler grubu çocuklarda da, geli̧im
düzeylerine ve ya̧larına g̈re farklı ̈zellikler g̈stermekle birlikte g̈rülmektedir.
Katılımcı: Bu ilk üç ayda bir destek alması durumu nasıl etkiler? Bir çocuğu ÿnlendirmeli
miyiz ya da yönlendirebilir miyiz?
Bişeng Özdinç: İlk üç ay içinde çok gerekmeyebilir. Yani en azından biraz daha normal
kaŗılanabilir. Evet bunların ya̧anması normaldir denilebilir. Tabii destekleyici ve kabullenici
bir ortam yanında güvenli bir yer hem çocukların hem de yeti̧kinlerin ̈ncelikli ihtiyacı.
Bir de genellikle ̧̈yle yanlı̧ bir ̧ey yapılıyor, herhangi bir travmatik durum ya̧andığında,
ki̧i olayları tekrar tekrar anlatmak istiyorsa susturulmaya çalı̧ılıyor. ̧ünkü aslında kendimiz
dinlemek istemiyoruz belki yoruluyoruz. Ama mesela bir kazaya tanık oldu çocuk, bunu
11
anlatmak istiyorsa müsaade edilmeli ya da ki̧i uykusuzluk çekiyor, uyku ilacı falan
kullanıyor, aslında bu sürecin geçeceği bilgisine sahip olması yetecek. Bu süreç uzarsa, yani
üç aydan sonra devam ederse o zaman bir meseleye d̈nü̧üyor. Bunun aksine bir de hiç
konu̧mama isteği olabilir, zorla anlattırılmaya çalı̧ılması da yanlı̧ bir ÿntem.
Somatik yakınmalar, i̧tah bozuklukları, bağı̧ıklık sisteminin bozulması, yorgunluk, bitkinlik,
duygusal tepkiler, üzüntü, depresyon vs. görülebilir. Algısal çarpıtmalar olabilir. Bunlar
̈zellikle çocuklarda daha sık g̈zlemlenebiliyor. Olaya ili̧kin hikâye ̈rüntüsünü farklı
anlatabiliyorlar. Farklı zamanlarda ve ̧ekillerde... O zaman çocuğun yalan s̈ylediğine dair
̧üpheler olu̧uyor, aslında ̈yle değil!
Katılımcı: Farklı ifade vermeleri belki bu yüzden olabilir.
Katılımcı: Ter̈rle mücadele kapsamında yargılanan çocuklarla yapılan g̈rü̧melerde de,
çocuklar ya̧adıklarını gülerek anlatıyordu.
Bişeng Özdinç: Travma zaman kavramının algılanmasında deği̧iklik yaratabiliyor. Sanki
zaman çok hızlı geçiyormu̧ gibi gelebiliyor ki̧ilere ya da zaman duruyor ve ilerlemiyormu̧
gibi gelebiliyor.
Biraz ̈nce sizin de dediğiniz gibi bazen de mizahla̧tırarak durumla ba̧ etmeye çalı̧ırız.
Travmatik olay kaŗısında espri yapmak, ̧akala̧mak, olayı gülerek anlatmak bir ba̧ etme
yöntemi.
Katılımcı: ̧ocuk çok acı duyduğu bir ̧eyi anlatırken ne yapmak gerekiyor?
Bişeng Özdinç: Diyelim ki çok sarsıcı, ̧a̧ırtıcı ya da ̧ok edici bir ̧ey anlattı, sakince
dinlemek gerekiyor öncelikle. Eğer bunuyapamayacaksanız hiç ba̧lamamak lazım. Bunu
“beraber çok çaresiziz” gibi değil de “yoğun bir acı içindesin biliyorum, bunu anlıyorum ve
yanındayım,” diyerek yansıtmak gerekir.
Katılımcı: Mesela, çocuk kendisine kaŗı k̈tü davranmı̧ biri ya da bir yakını ile ilgili bir ̧ey
anlatırken de “aa o nasıl yapar?!” gibi tepkiler vermek de k̈tü etkileyebiliyor.
Bişeng Özdinç: Tabii çocuklarla g̈rü̧melerde dikkat edilecek birçok unsurdan söz etmek
mümkün. Bir kere öncelikle sakince, onun diliyle ve onun kullandığı kelimelerle konu̧mayı
sürdürmek, onun anlatmak istemediği ayrıntıları anlatmaya asla zorlamamak gerekir. Belki
“ba̧ka bir ̧ey payla̧mak ister misin?” ya da “s̈ylemek istediğin ba̧ka bir ̧ey var mı?” gibi
sorularla cesaretlendirilebilir en fazla. Anlattıktan sonra da “sana inanıyorum”, “bana
güvendiğin için tȩekkür ederim,” demek iyi olabilir ya da çok fazla suçluluk duygusu olan
çocuklara özellikle, “bu senin suçun değil”, “bu senin hatan değil”, “sana yapılan bu ̧ey
doğru değil,” demek iyi olabilir.
̧ocuklar “bir arkada̧ımın ba̧ına geldi,” diyerek de mesaj verebilir ya da “ ben ̧̈yle bir
hikâye okudum”, “̧̈yle bir ̧ey duydum” gibi konu̧malarla ipucu verebilirler. Bu durumda
sizin vereceğiniz yanıtlar çocuğa bir kapı açar aslında. Mesela yargılayıcı bir ifade
kullanırsanız, bir sonraki adımda gelmezler.
12
Yine bu alanda çalı̧ırken ve çocuklarla g̈rü̧me yaparken gizlilik ilkesi çok önemli. Neden
sorusu ile ba̧layan cümle kurmamak gerekiyor. Neden sorusu, normal ileti̧imde de
savunmaya ittiği için kullanmamak gerekir. “Bunun olduğundan emin misin?”, “bana gerçeği
mi s̈ylüyorsun?”, “bu bir daha olursa bana haber ver,” gibi ifadelerin asla kullanılmaması
gerekir. Bazen de çocuğun ihtiyacı doğrultusunda hareket etmek lazım, yani çocuk g̈rü̧meyi
sonlandırmak ve devam etmek istemiyorsa onu g̈rü̧meye asla zorlamamak gerekir.
Katılımcı: ̧ocuklarla bir araya geldiğimiz andaki ortamda bizim tanımımız, g̈revimiz,
rolümüzle ilgili kafamızın çok net olması gerekiyor ba̧ta.
Katılımcı: Tam da bu noktada çocuğa da oradaki g̈rev, sorumluluk ve sınırlarımızı
anlatmak ve payla̧abilmek de gerekiyor. Mesela kendimi en kötü hissettiğim noktalardan biri
ara̧tırma süreçlerinde bir sürü çocukla bir araya geliyoruz, bizim de bir görevimiz var
ara̧tırmacı olarak ama çocuklar her ̧eyi anlatıyor. Belki bununla ilgili bilgilendirmek
gerekiyor çocuğu.
Bişeng Özdinç: İlkeleri anlatmak gerek. Mesela “istemediğin sorulara yanıt vermek zorunda
değilsin.”, “bir ̧eyi iki kere soruyorsam bu, ben anlamadığım için olabilir,” demek iyi
olabilir.
Katılımcı: Çocuğun orada ̈yle bir ̧ey s̈ylemi̧ olması, senin de ara̧tırmanı yapıp
bitirdikten sonra raporunu yazıp vermi̧ olman, içinde bulunduğun durumu hafifletmiyor.
İstanbul’daki çocuklarla aẗlyeler yapıyorduk gün içerisinde, uzun vadeli de oluyordu. Bazen
günübirlik gelenler de oluyordu atölyelere. Biz b̈yle durumlarda birbirimize paslıyorduk.
B̈ylece çalı̧malarda tek ki̧i olmak yerine, iki ki̧i olmak çok iyi oluyordu.
Bişeng Özdinç: Yaptığınız o çalı̧mayla belki de bazı ta̧lar yerinden oynayacak!
Katılımcı: Bu noktada kendinin farkında olmak da çok ̈nemli. En çok Ezgi tanık oldu bu
duruma. Yȩim ile birlikte cezaevinde on dokuz- yirmi bir ya̧ındaki çocukların “hayat ağacı”
adı altında ̈ykülerini alıyoruz, ̧iddet hikâyeleri, okul vs, neredeyse iki hafta sürekli gidip
geldik sonra ben katadolik ̧ekilde oradan uzakla̧tım.
Bişeng Özdinç: Duygusal yükü ağır olan çalı̧malar! Kolay değil elbette...
Evet arkada̧lar sanırım süremizin sonuna geldik. Konu̧mamızın ba̧ında da değindiğim gibi
çocuklara ÿnelik ̧iddet mevzusunun ülkesi, kültürü, ırkı, cinsiyeti, sınıfı, dini vs yok. Yani
dünyanın her yerinde ̧iddete maruz kalan çocuklar var ve her ne kadar ̧iddetin sonuçları
niteliğine g̈re deği̧se de ̧iddetin çocuklar üzerinde son derece yıkıcı etkilere sahip olduğunu
biliyoruz. Şiddet her ne biçimde olursa olsun çocukların ruhsal, fiziksel ve sosyal
geli̧imlerini yaralamakta ve olumsuz etkilere neden olmakta.
13