Kenarda Durabilmek

KÜLTÜR / Bilal KEMİKLİ*
G
Kenarda Durabilmek
üç, zehirdir… Zehir deyince, öyle hemen
olumsuz anlamlar gelmesin aklına; panzehir de zehirdir. Panzehir tedavi eder,
düzeltir, sağaltır. Eğer gücü iyiye hayra, milletin,
varlığın yararına yönlendirirsen hilm, cömertlik
ve diğerkâmlık adlarıyla anılan mutluluk, huzur
ve güven kaynağı bir panzehire dönüşür; güzelliklere, zindeliğe, sağlık ve dirliğe sebep olur.
Bunun tam tersi de olur. Sadece kendin ve
o özel çevreni -ailen, şirketin, cemaatin, partin,
derneğin vs.- menfaatini dikkate alarak kullanırsan sahip olduğun gücü, zamanla kibir, hodbinlik, hodfuruşluk gibi adlarla anılan kuvvetli
bir zehre dönüşür, zalim ve gaddar olursun.
Zulüm payidar olmaz, derler; o güçle sen,
sen olamazsın… Yoldan çıkarsın. Seni hak ve hakikat yolcusu sanırlar, ama bu senin zalimliğine,
güçle zehirlendiğin gerçeğine mani değildir.
Halk iyi niyetlidir; ekseriyetle görüntüye bakar. Sûreti sağlam olanın sîreti de sağlamdır zehabına kapılır, hüsnü zanla amel eder. Fakat o
güç zehri sende galebe çaldıkça, yapıp ettiklerinde, takdir ve tenkitlerinde, söz ve sohbetinde bu
zehrin alametlerini gördükçe, senin hiç tahmin
edemeyeceğin kıstaslarla ölçünü alır, verdikleri
kıymeti geri tahsil etmeyi bilirler. Sen ister kabul
et, ister etme, halkın terazisi muhkemdir; yeri ve
zamanı geldiğinde sarraf olurlar, altını bakırdan
ayırırlar. Onlar canını sebil etmeyi de, Osmanlı
tokadını nakşetmesini de bilir.
Demem o ki, güç zehri zamanla baştan sona
insanı istila eder; o adil sanılan, o hikmet ve ilim
sahibi sanılan nice zevat bu zehrin tesiriyle zalimler semtinin sakini olur. Sûretâ haktan görünür,
sen farkına varamazsın, ama sağduyuyla bakan
ahali hekim olur, güç zehirlenmesi teşhisini kor.
İktidar güçtür, zehirler… Mevki ve makam
güçtür, zehirler… Para, sermaye güçtür, zehirler.
Şöhret güçtür, zehirler. Bunları biliyoruz… Ama
şunları da hatırlamalıyız: Hocalık, âlimlik, bilginlik, hekimlik, filozofluk, düşünürlük, yazarlık,
zahitlik, dervişlik vs. de güçtür, zehirler.
Güç çeşit çeşittir… Zehir de çeşit çeşit. Bu
zehirlerden azade olmak mümkün mü? Pek zor.
Lakin korunma yolları yok mu? Elbette, korunma yolları var… Mesela sufilerin terk kavramı,
bu meyanda bir korunma usulü telkin eder.
Terk etmek, müstağni olmak, kenarda durabilmek, kendini çekebilmek!
Terk, söylendiği gibi, öyle kolay bir yol değildir.
İbrahim Ethem gibi, iktidarı bırakıp aşk için yola
düşmekten bahsetmiyorum; bu yiğitliği gösterecek güçte olmadığım için kimseciklere de söyleyemem, zor ötesi bir zorluk… Ama biraz kenara
çekilmeyi bilmeli insan. Biraz müstağni olmayı,
biraz tamam demeyi bilmeli. Şöyle demeli mesela: “Sen bakan doğmadın, bakan da ölmeyeceksin. Halk seçti, Allah razı olsun, bir görev yaptık;
bu kadar yeter, kenara çekileyim de başkaları da
bu onurlu görevi yapsın. Milletim sağ olsun, en
yukarıya, en zirveye bizleri layık gördü, yüz akıyla bu hizmeti yaptık, şimdi kenara çekilme vakti.
Hamdolsun, lütfettiler bir hizmet ortaya koyma
fırsatımız oldu, biz şu işlerle meşgul olalım, yeter.” Bu türden cümleleri söylemek, son hadiseler
açısından bakılınca pek kolay görünmüyor.
Ütopya diyecekler olacak, romantik diyenler
çıkacak, hadi oradan sen daha sınanmadın ey yazar, diyenler de çıkacak. Nefsine güvenen birisi
değilim; aynı zehir, o güce sahip olursam beni de
istila edebilir. Acziyetimin farkında olarak söylüyorum: Güç ve iktidarı edindikten sonra, kenara
çekilebilme çabası, basit bir hadise değil, büyük
bir inkılâptır. Kenara çekilen tecrübeler arttıkça,
sözüne sohbetine güvenilen âkil insanlarımız da
artacaktır. Bugün bu millet, hakiki anlamda âkil
insanlara muhtaçtır. Samimi, iyi niyetli, gayretli,
tecrübeli, ilim ve irfan sahibi âkil insanlar… Güç
zehirlenmesine karşı, sağduyuyu öne çıkartacak,
çekinmeden hakkı ve hakikati söyleyecek, sözünün ağırlığı olan âkil insanlar!
Şimdi çok yukarılarda seyreden ve hep oralarda kalma projeleri üreten güzel insanlara
fakir şunu söylemek ister: Ey can, hadi kenara
çekil, şöyle kenara… Dur hele! O duruşta, nice
manalar, inci mercanlar saklıdır.
Dipnot
60 EKİM 2014
* Prof. Dr. Bilal KEMİKLİ
somuncubaba 61