Turkish Journal of Police Studies v EDİTÖR’DEN Değerli Okuyucularımız, Polis Bilimleri Dergimizin 2014 yılının ilk (Mart) sayısında ikisi İngilizce olmak üzere toplam altı makale ile yine beraberiz. Bu sayımızın ilk makalesi, “Barışı Koruma Harekâtlarında Birleşmiş Milletler Polis Güçleri” başlığını taşımaktadır. Demirtaş, Birleşmiş Milletler (BM) Polis Gücü’nün, soğuk savaşın sona ermesinden sonra barışı koruma harekâtlarının esaslı bir unsuru hâline geldiğini, bu bağlamda, BM Polis Gücü Bölümü de, BM Barışı Koruma Harekâtları Dairesinde Güvenlik Kurumları ve Hukukun Üstünlüğü Biriminin altında, bağımsız bir bölüm olduğunu, artan BM misyonları ile birlikte BM Polis Gücünün gözlem ve rapor etme görevlerine, yeni birtakım görevler de eklendiğini, bu yeni görevlerin icrası için BM, Birlik Hâlindeki Polis Gücü (Formed Police Unit - FPU) adı altında yeni bir yapı oluşturduğunu anlatmaktadır. Yazar, çalışmasında ayrıca, barışı koruma harekâtlarında polis güçlerinin sürekli artmakta olan rolü üzerinde durmakta ve BM Polis Gücü Doktrini konusunda bilgi vermektedir. Güleç Erdoğan ve Çebi tarafından kaleme alınan ikinci makalemiz, “Stres Yönetimi Eğitiminin Polis Memurlarının Stres Belirtileri ve Algılanan Problem Çözme Becerisi Üzerine Etkisi” isimli çalışmadır. Polis memurlarının stres belirtileri ve algılanan problem çözme yeteneğine olan etkisini inceleyen bu çalışmada, “ön test-son test kontrol gruplu deneysel model” kullanılmıştır. Yazarlar, araştırmanın örneklemini, Rize Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü ve Rize İl Emniyet Müdürlüğünde görev yapan, 20 polis memurundan oluşturmaktadır. Deney grubuna altı oturum boyunca eğitim uygulayan Güleç Erdoğan ve Çebi, çeşitli araçlar ile verilerini toplamış, gruplar arasındaki farkı, farklı testler kullanarak incelemiştir. Deney ve kontrol grubu arasında algılanan problem çözme yeteneği ve stres belirtileri açısından anlamlı bir fark bulunamamış olmasına rağmen araştırmanın sonuçları, ilgili alan yazın ışığında tartışılmıştır. Adli olaylar, sıklıkla kara ortamında gerçekleştiği gibi kimi zaman su ortamına taşınabilir ve her ‘temas bir iz bırakır’ durumu sualtı için de geçerlidir. Bu cümle çerçevesinde yazılan üçüncü makalemiz: “Sualtı Olay Yeri İncelemesinden Elde Edilen Parmak İzi Delillerinin Modelleme Yolu ile Değerlendirilmesi” başlığını taşımaktadır. Gülekçi, Zorlu, Kolusayın, Cengiz ve Yükseloğlu tarafından yapılan bu araştırma vi Polis Bilimleri Dergisi 16 (1) 2014 ile, sualtında bulunan farklı yüzeyler üzerindeki parmak izlerinin çeşitli su ortamlarında (Marmara Denizi-Büyükçekmece Gölü) farklı zaman aralıklarında geliştirilip geliştirilemeyeceğini araştırmış ve parmak izi geliştirilmesi işlemini, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü Vücut İzi Laboratuvarında Super Glue, İyot buharı, DFO, Gümüş nitrat ve Ninhidrin yöntemleri ile gerçekleştirmiş ve değerlendirmişlerdir. Yazarların bulgularına göre, mukayeseye elverişlilik niteliğini en iyi koruyan yüzey tiplerinin cam ve metal yüzey olduğu ve gözeneksiz yüzeylerin gözenekli yüzeylere göre parmak izini daha uzun süre muhafaza ettiği olmuştur. Bu sayıdaki dördüncü makalemiz, “Sosyal Sermayenin Paradoksu: Terörizm” dir. Altun’un kaleme aldığı bu çalışmada, bir yanda sosyal sermayenin suçluluğun önlenmesinde önemli bir kaynak olabileceği vurgulanırken, diğer yanda da özellikle terör gibi örgütlü suçlarda bizzat suçun gerçekleşmesinde rol üstlenen bir kaynak olabileceği belirtilmektedir. Özellikle güven, yardımlaşma ve dayanışma, birlikte eylem gibi bileşenleri dikkate alındığında sosyal sermayenin terör için çift yönlü bir etki göstermesi beklenmektedir. Yazar, sosyal sermayenin terör örgütleri içinde nasıl bir işlev üstlendiği üzerinde durmaktadır. Sosyal sermayenin, son dönemde sosyal bilimlerde tartışılan popüler kavramlardan birisi olması ve Türkiye’de sosyal sermaye ve terör ilişkisini inceleyen çalışmaların yetersizliği, bu makaleyi daha da kıymetlendirmektedir. Beşinci makalemiz, Özbay tarafından İngilizce olarak yazılan, “General Strain Theory and Substance Use” başlıklı çalışmadır. Yazar, suç teorilerinin kriminal veya madde kullanımı gibi konulara uyarlanmaları konusunda Türkiye’de eksiklik bulunduğundan hareketle yapığı çalışmasında, bir devlet üniversitesi öğrencileri örneğinde Genel Gerilim Teorisi ve madde kullanımı arasındaki ilişkiyi test etmektedir (n= 974). İlgili teorinin şu üç temel savı araştırılmaktadır: İlk olarak, gerilimin (veya stresin) madde kullanımı (sigara ve alkol kullanımı) üzerinde ‘pozitif’ bir etkisinin olup-olmadığı; ikincisi, gerilimin madde kullanımı üzerindeki etkisinin kızgınlık duygusu tarafından ‘aracılık’ edilip-edilmediği; üçüncüsü de, gerilimin madde kullanımı üzerindeki etkisinin suç ve suçla ilgisi olmayan faktörler (suça yol açan veya destekleyen) tarafından ‘şekilldendirilip-şekillendirilmediğidir.’ Bu çalışmanın bulguları, Genel Gerilim Teorisini desteklememektedir. Toplum destekli polislik, güvenlik literatüründe önemli bir yere sahip olan konulardandır. Bu sayımızın son makalesi, Yılmaz tarafından Turkish Journal of Police Studies vii İngilizce olarak yazılan: “From Community Policing to Policing Homeland Security Shareholders” başlıklı çalışmadır. Yazar, makalede, toplum destekli polisliğin vurgusunun zayıflamadığını, tersine yeni iç güvenlik söylemleriyle genişleyip güçlendiğini öne sürmektedir. Sadece bireyler değil, dernekler, vakıflar, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, düşünce kuruluşları, özel sektör ve medya gibi diğer sivil aktörlerin de, iç güvenlik alanına iç güvenlik ortakları olarak dahil edildiğini ifade etmiştir. Yılmaz bu çalışmada, Kayseri’deki toplum destekli polislik uygulamalarının, yeni bir model olan “İç Güvenlik Ortakları Polisliği”ne dönüşüp dönüşmediğini araştırmaktadır. Çalışmanın bulguları, toplum destekli polislik uygulamalarının tatminkâr düzeyde olmadığını ve henüz daha “İç Güvenlik Ortakları Polisliği”ne dönüşemediğini ortaya koymuştur. Bu sayımızda bir de Lofça’nın yazdığı bir kitap değerlendirmesi bulunmaktadır. Yazar, Serdar Kenan Gül ve Ali Erkan Alaç’ın editörlüğünü yaptığı, 2014 yılında basılan, “Güvenlik Sektöründe İnsan Kaynakları Yönetimi” başlıklı kitabı incelemiş ve değerlendirmiştir. Makaleleri ilgi ile okuyacağınızı ümit ediyorum. 2014 yılının ikinci sayısında buluşmak üzere mutlu ve huzurlu günler dilerim. Doç. Dr. Serdar Kenan GÜL Polis Bilimleri Dergisi Editörü viii Polis Bilimleri Dergisi 16 (1) 2014 Turkish Journal of Police Studies ix FROM THE EDITOR Dear Distinguished Readers, Turkish Journal of Police Studies presents enjoyable articles, four in Turkish and two in English, in this first issue (March) of 2014. The first article of this issue is titled as “United Nations Police Forces in Peacekeeping Operations” by Demirtaş. As the author indicates, after the end of the cold war, United Nations (UN) Police became an essential element in peacekeeping operations and the UN Police Division also became an independent unit within the Office of Rule of Law and Security Institutions, a subunit of the UN Department of Peacekeeping Operations. UN has established Formed Police Units-FPU, similar to the Riot Police Branch in Turkey, to implement some tasks. However, they are not problem-free. Therefore, UN established a standing police capacity force in order to overcome such problems. Demirtaş, aims to focus on the growing role of police in peacekeeping operations and to give information about UN Police Doctrine. Güleç Erdoğan and Çebi wrote the second article on “The Influence of Stress Management Training on Stress Symptoms and Perceived Problem Solving Ability of Police Officers”. They aim to investigate the effect of “Stress Management Training” on stress symptoms and perceived problem solving ability of the police officers. The authors applied an experimental (pretest-posttest-control group) design on 20 police officers who work in Rize Police Department and Rize Vocational High School. They implemented the program to the experimental group over a period of six sessions. They used several tools in order to collect data and test the difference between pre-test and post-test scores of the experimental group. In conclusion, no significant difference was found between the experimental and control group in terms of stress symptoms and perceived problem solving ability. At the end, they discussed the results of the study in the light of the related literature. x Polis Bilimleri Dergisi 16 (1) 2014 Criminal cases also occur in the water, just like they on the land, and the principle of “every (criminal) contact leaves a trace” applies on even submerged crime scenes. The third article, written in this regard by Gülekçi, Zorlu, Kolusayın, Cengiz and Yükseloğlu, is titled as “Evaluation of Fingerprints Obtained from Underwater Crime Scene Investigation”. The authors explore whether it is possible to develop fingermarks in various water conditions (Marmara Sea, Büyükçekmece Lake) on miscellaneous surfaces in different time periods by using all possible techniques. Development of fingerprints were determined by Super Glue, Iodine Vapour, DFO, Silver Nitrate and Ninhydrin methods applied at Crime Scene Investigation and Identification Department Laboratories of Istanbul Police Department. They found that non-porous surface kept the fingerprints longer than porous surfaces. Further, the glass and metal surfaces indicated highly detectable fingerprints. Social capital has become one of the most popular concepts discussed in social sciences.The fourth article in this issue, titled as “The Paradox of Social Capital: Terrorism” is written by Altun. The concept of social capital has generally been presented as a means to solve various problems in different disciplines. The author stressed that social capital could be a crucial asset for reducing criminality, and might play roles in assisting to commit organized crime such as terrorism. Especially, given to social capital’s components like trust, solidarity, assistance, collective action; it is expected that social capital has double (both positive and negative) effects on criminality. In this article, Altun examines the functions of social capital in terrorist organization. Since insufficient amount of research is done on this particular issue, this article contributes to the literature by filling this gap in the literature and aiming to raise awareness on social capital and terrorism related areas. Özbay authored the fifth article that is in English and titled as, “General Strain Theory and Substance Use”. The author claims that the applications of criminological theories on criminal behavior or substance use issues among the scholars is not widely studied in Turkey. In that regard, this study tests the General Strain Theory (GST) on substance use among undergraduate students at a state university (n= 974). The author explores three core questions of premises of GST in his study: Whether, (1) the strain (or stress) have a positive effect on substance use (smoking and cigarette use); (2) the effect of strain on substance use ‘mediated’ by anger; (3) the effect of strain on substance use ‘moderated’ by criminal Turkish Journal of Police Studies xi and noncriminal forces (e.g., “coping” factors). The findings did not lend support for General Strain Theory. Community policing (CP) has been one of the most debated topics among security literature scholars. The second article, written in English, in this issue has the title of “From Community Policing to Policing Homeland Security Shareholders” by Yılmaz. The author in his paper, argues that the emphasis which community policing had pointed out has not weakened but widened and strengthened with the discourse of the new homeland security. Further, not only the individuals but also many other civilian actors from clubs, foundations, and non-governmental organizations to universities, think tanks, private sector organizations and the media were included in the homeland security sphere as homeland security shareholders (HSS). Yılmaz conducts an investigation in the city of Kayseri aiming to find out whether CP practices transferred into Policing Homeland Security Shareholders (PHSS) or not. Findings revealed that CP practices are not at a satisfactory level and that they have not yet reached the point of PHSS. There is also a book review in this issue. Lofça reviews a book titled as “Human Sources Management in the Security Sector” and edited by Serdar Kenan Gül and Ali Erkan Alaç. The book under review is published in 2014. I hope you’ll enjoy reading the articles in this issue. I wish you a pleasant time until we meet at the second issue of 2014. Assoc. Prof. Serdar Kenan GÜL Editor in Chief Turkish Journal of Police Studies xii Polis Bilimleri Dergisi 16 (1) 2014
© Copyright 2024 Paperzz