SÜRE VE SÜREÇ KAVRAMLARI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER Bir süredir sizi izliyorum. Yalnızsınız sanırım ve üzgün.. Hatta kalbinizde kırık olabilir, kimbilir kimin yüzünden.. Gözleriniz yorgun ve yaşlı, Dudaklarınızı kemirmekten morartmışsınız. Yumruk olmuş eliniz, tırnaklarınız derinize geçmiş, Saçlarınızı çoktan ağartmışsınız. Bir süredir sizi izliyorum dedim ya.. Neden şaşırdınız beni görünce.. Neden telaşlandınız anlamadım. Ben görevimi yapmak zorumdayım, Burası Halk Otobüsü ve yolculuk süresinde Herkesten, sizden de bilet paranızı almak zorundayım. Nasıl bir süreçten çıktınız bilemem Ama parayı vermezseniz sizi otobüsten indirmem… Süre; Ahmet Cevizci’nin felsefe sözlüğünde, bir olay ya da oluşumun iki noktası arasında geçen zaman olarak tanımlanır ve şöyle açıklanır: Süre değişen, dinamik, biricik, sürekli ve tam olmayan birşeydir . Bergson’a göre zaman bir birikimdir ve görecelidir. Müzik dinlerken ya da sevdiğimiz bir işi yaparken zaman çabuk geçer. Sınavdayken soruları biliyorsak zaman çabuk geçer oysa sıkıcı bir dersteyken süre geçmek bilmez. Bir zaman dilimini ifade eden sürenin tanımından da anlaşılacağı gibi geri dönüşümsüz bir akış sözkonusudur. Bu bağlamda doğru kullanılmadığında oldukça verimsiz ve akıcılığıyla geçip giden bir kavram olarak karşımıza çıkar. Heraklitus “aynı nehirde iki kez yıkanamazsın” demiştir . Öğrencisi Erictics “nehir hareketli ve hiçbir zaman aynı olmadığı için bir kez bile yıkanamazsın” diyerek zamanın akıcılığını ve geri döndürülemezliğini açıkça ortaya koymuştur. Süre akıp giden zamana ait bir nitelendirmedir. Başını sonunu bildiğimiz bir zaman parçasıdır diyebiliriz. Örneğin ilk kitap MÖ 1900 yılında papirus üzerine yazılmıştır. O günden bu güne geçen sürede basım tekniğinin ilerlemesi ile de yüzlerce kitap yazılıp yayınlanmıştır. Bu açıklamada, bildiğimiz bir tarihten başlayarak bugüne kadar geçen süre içinde yapılanlarla ilgili bilgi verilmekte ve süre kavramını anlamak açısından yerini bulmaktadır. Süreç ise yine aynı felsefe sözlüğünde, düşüncenin belli bir sonuca ulaşacak şekilde ard arda dizilişi, olgu ya da olayların belli bir düzenin bulunduğu izlenimini verecek şekilde sıralanması durumu, ve insan varlığı tarafından meydana getirilen birşeyin üretiliş şeklini, meydana geliş tarzını oluşturan eylemler dizisi olarak tanımlanmaktadır. Heraklitus’un öncülüğünü yaptığı süreç felsefesinde belli bir doğrultusu olan değişmenin süreç olarak tanımlandığını görürüz. Kıcaca süreç içinde bir eylem planı barındıran ve hefeflerin kısmen de olsa bilindiği zaman dilimi gibi düşünülebilir. Süreçte planlar ve hedefler konulmasından ötürü beklentiler somutlaştırılabilmektedir. Süreç olarak ele alınan zaman dilimi, geçen bir süre üzerinde inşa edilmiştir. Süre ve süreç kavramlarına kısaca açıklık getirdikten sonra bu kavramların doğru ayrımlaştırılmasıyla elde edeceğimiz artılardan sozedelim. Amacımız süre ve süreç kavramlarnını yorumlayarak içinde yaşadığımız hayatta karşımıza çıkan farklı durumları anlaşılır olgular haline getirmek için birkaç küçük ipucu vermek olacaktır. Süreç, geçen sürenin içinde yaşananları, planları ve hedefleriyle ele alır hatta sonuçlarını takip edecek bir yapı oluşturur. Yoğurdun üretim sürecini ele alalım örneğin. Bu sürecin sonundaki amaç bellidir, yoğurt elde etmek.. Bunun için ılık süt alınır içine maya olarak bir parça yoğurt eklenir ve bir süre sıcaklığını da koruyarak bekletilir, sonucunda da bir bakraç yoğurt elde edilir. Bir süre geçmiş ancak planlı bir çalışma süreciyle bu süre verimli bir üretim sürecine dönmüştür. Diyelimki sürecin ortasında bir sorun oldu süte fazla maya katılmış. Akıllı ev hanımları panik olup bu işi ortada kesecekleri yerde soruna bir çüzüm geliştirip yollarına devam ederler ve muhtemelen süreç yine bir bakraç yoğurt elde edilmesiyle son bulur.
© Copyright 2024 Paperzz