Sayı : 1 1903 Cemiyeti Dergisi 1 Başlarken “ Beşiktaş için bir şey yapmak istiyorsanız, kimsenin adamı olmayın“ Sanırım böyle başladık bu işe. Sadece Beşiktaş için atan kalplerin yazacağı bir dergi oluşturalım dedik. Bu işin internet siteleri forumları da vardı ama kayboluyordu yazılar, en fazla bir gün gündemde kalıyor sonra arka sayfalara düşüyordu fikirler. Okunamıyordu belki de. Oysa bu yazılar önemliydi, gündem oluşturabilirdi ama değerini bulamadan eriyordu sanal dünyada… Beşiktaş için farklı birşey yapalım istiyorduk, 1903 Cemiyeti dergisi böyle doğdu. Beşiktaşlıların yazabileceği bir dergi. Hepimize ulaşması için hem pdf hem de e-dergi formatında hazırladık. Böylece indirilip okunabilirliğini de arttıralım istedik. Bir ay kadar ön hazırlık sonrası ilk sayfalar ortaya çıkmaya başladı. Sonra düzelttik ekledik çıkardık sildik yazdık bozduk yorulduk ama çıkardık. Dergimizde bulunan yazılarda kişilik hak ve özgürlüklerine zarar vermemeyi, isim ve kurumları rencide etmemeyi yayın ilkelerinin en önemlisi olarak saymaktayız.1903 Cemiyeti esas itibari ile Beşiktaş’ın gelişmesini, haklarının korunabilmesini, genç nesillere Beşiktaş düşüncesini aktarabilmeyi amaçlamaktadır. 1903 Cemiyeti olarak, “Bunlar kimin adamı?”, “Muhalefet mi yoksa yönetim yanlısı mı?” soruları karşısında söyleyebileceğimiz tek söz yazımızın başında belirttiğimiz “ Beşiktaş’a faydalı olmak istiyorsan kimsenin adamı olmayacaksın” cümlesinini hatırlatmak isteriz. Son olarak dergide yazmak isteyen değerli Beşiktaşlılara kapımız her zaman açık. Fikirleriniz ile Beşiktaş’a katkı sağlayabilirsiniz. Derginin kapsamında olmasını istediğiniz görüşlerinizi de bize internet sayfamız www.1903cemiyeti.org sitesinden ileterek dergimize katkıda bulunmanızı özellikle rica ederiz. Sözlerimize yine Beşiktaşlıların gönüllerinde yer etmiş bir veciz ile son veriyoruz. “Alnı öpülecek futbolcu, eli öpülecek başkan istiyoruz…” Saygılarımızla, 1903 Cemiyeti 2 Beşiktaşlının Manifestosu Kartallar yalnız uçar. Biz yalnızız. Hayata ve spora zirveden bakarız. Biz takım değil, hayatın taraftarıyız. Hayat; doğru ve yanlış, sevgi ve nefret, ahlak ve şaibe, ölüm ve yaşam, siyah ve beyazdır. Biz hayata sahip çıkarız. Mayamızı tarihten, ahlakımızı öğretmenlerimizden alırız. Biz hayata sahip çıkanlarız. "Sen babamdan kalan miras değil, evladıma olan borcumsun cümlesini bir pankartın üzerinde BJK İnönü'nün duvarına asan anlayıştır Beşiktaşlılık. Beşiktaş nesilden nesile taşınan bir 'yaşam biçimi', bir 'hayat felsefesidir.' 'Siyah-Beyaz, ölüm-yaşam' sloganındaki iddia ve 'romantik realizm'dir Beşiktaşlılık. Beşiktaş kaderciliktir isyankarca. O forma da zıtlıkların uyumunun kanıtı... Beşiktaş 'söz'dür, 'umut'tur, 'duygu'dur. O forma da yeni sabahlara altında uyanılacak yorgan... 'Başarı için her yol mübah ise ben böyle başarıyı istemiyorum' diyebilmektir Beşiktaşlılık. Beşiktaş 'başarı'ya tapmak değil, 'dik durmak'tır. O forma da bedel ödemeyi göze alabilenlerin üniforması... Şahıslara değil, renklere ve felsefeye olan aşktır Besiktaşlılık. Beşiktaş 'takım sevgisi'nden öte, 'ahlak anlayışı'dır. O forma da 'moda' değil, 'tarihi zenginlik'... Rakipleri aşağılamak değil, saha icinde futbol, tribünde ise kıvrak zeka ve espri yeteneği ile kazanmayi ilke edinmektir Beşiktaşlılık. Beşiktaş belden aşağı vurmadan mücadele etmektir. O forma da göğsündeki armanın tam ortasında duran liyakat nişanının hakkı verilerek ıslatılacak en nadide giysi... Genel yozlaşmadan etkilenmemenin mümkün olmadığının farkında olarak, bu bozulmayı asgari seviyede tutabilmek icin mücadele etme çabasıdır Beşiktaşlılık. Beşiktaş 'direnmek'tir. O forma da ütüsü mümkün olduğunca az bozulsun diye üstüne titrenen kiyafet... Emekle, alın teriyle kazanılan, ancak vakti zamanında tescil edilmemiş olan şampiyonluklarının yıllar sonra resmi kayıtlara geçirilmesi için yaptığı haklı hukuk mücadelesi rakipleri tarafından saptırılıp, yapılan sanki bir 'yıldız kapma' yarışıymış gibi gösterilirken; formasındaki armanın üzerine konulacak olanla değil, o armanın kalbinde taşıma ayrıcalığına sahip olduğu 'ay-yıldız' ile övünmektir Beşiktaşlılık. Beşiktaş 'haksız kazanç', 'haksız rekabet' değil; hakkını, olması gerektiği yollardan arayıp almaktır. O forma da onur mücadelesinin bayrağı..." (*) Kartallar yalnız uçar. Biz zirvelerde yalnız ama vakur, hayata bakarız. Hayat da Beşiktaş'tır. Rıdvan Akar (*) Tırnak işaretli bölüm, Forza Beşiktaş'tan isimsiz bir Beşiktaşlı'ya ait... Beşiktaşlılık ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. 3 Sistem Böyle Yürüyor... Beşiktaş başkanlarının yanında fotograf karelerine bir bakın kulüp içerisinde ve dışında hep aynı kişileri görmeniz mümkün başkanlar değişir yöneticiler değişir kulüp içinde çalışan personel de içinde herkes değişir ama nedense bu kişiler değişmez . Başkan kim olursa olsun o kişiler hep ön plandadır. Mali kongrelerde divan kurulu toplantılarında hep önde otururlar .Başkanın hatasını eleştirenlere tepki başkanı öveni alkışlarlar. 14 sene içerisinde 3 başkan bir sürü yönetici değişti tek değişmeyen onlar oldu. Bu insanlar bu zamana kadar görevlerini yaptıkları sürece başkanlar da onları yerinden kıprırdatmamaya özen gösterdiler. Bunların görevi ne mi her zaman başkanın şak şakcısı olmak. İşte benim muhalefet olmamdaki sebeb budur. Başkanlar bu insanları etraflarından temizlemediği sürece tek kişi ben olsam muhalefete devam edeceğim. Rantın pekiştirdiği Beşiktaş sevgisine karşıyım. Başkanların ısrarla Beşiktaş'ın vizyonuna yakışmayan bu kişileri kulübün içinde çalıştırmaya devam etmesi bizim bugünkü durumumuzun aslında kısa özetidir. Son tüzük kongresinde yaşananlar hiç hoş değildi bu tablo bize yakışmıyor artık birilerinin adamı olma huyunu bırakalım, birbirimizin arkasından yüzüne söyleyemeyeceğimiz sözleri söylemeyelim,söyleyen kişilerin söylediklerine inanmayalım,araştıralım kendi düşüncemiz olsun başkalarının düşünceleri bizim düşüncemiz olmasın. Bakın tüzükde bir madde kabul olmadı diye gidenler bugün tüzüğün acı faturası ile karşı karşıya kalıyor. Egoları bir kenara bırakmalıyız insanları iyi dinlemeli ne demek istediğini iyice anlamayı öğrenmeliyiz.Bugüne kadar kimsenin adamı olmadım olmam da ama herkese eşit mesafede durmaya gayret ediyorum .Hiç kimse kusursuz değildir kusur aradıkdan sonra kusur çok bulunur. Deve kendi kamburunu görmez, karşısındakini görür. Kişi kendi eksikliklerinin farkında olmadan başkasının kusurlarını bulur, onları kusurunu bulduğu kişiye söyler. Halbuki söylediği kusurlar kendisinde, etrafındakilerden daha fazla vardır. Bunun içindir ki insan, önce kendini bilmeli, sonra başkasına bakmalıdır. MASİS KUYUMCU 4 Beşiktaşlılık Duruşu Bu kış bir başka yağacak kar. Rüzgar bir başka esecek. Stad daha bir ayrı dolacak ve üçlüler inanın daha bir güzel olacak. El koyacağız İstanbul'a. El koyacağız yazına kışına. Geçen seneye inat, çalınanlara inat, daha bir ayrı dikleneceğiz çalanlara, hakkımızı yedirtmeyeceğiz. Dost yüzlü dost gülücüklü insanlar vardır aramızda, suratlarında maskeyle dolaşan. İnsanlar vardır kan değirmenleri gibi hep egoist, hep bencil hep bana hep bana ve insanlar vardır maneviyattan yoksun hep maddiyatçı. Bizim bir Beşiktaşlı duruşumuz vardı, geçen sene alınan. Necip abinin dükkana gelip de gözleri dolu dolu "Ben Beşiktaşlı duruşumu geri istiyorum" dediği. Yedi düvel hayran; alnımız hep açık. Hep dostça, hep hümanist, hep lider ruhlu. Beşiktaş tribünü dendiğinde ilk akla gelen meşhur Beşiktaş kapalısını yaratan Beşiktaşlı duruşu. Hep isyankar hep agresif aynı zamanda adaletli. O duruşumuzu yıkmak istemişlerdi, yere indirmek istemişlerdi boylu boyunca. Halbuki biz o duruşu almak için neler feda etmemiştik ki, neler yitirmemiştik ki gençliğimizden. Oysa anlatamamıştık sevdamızı, meğer bir kızı bile sevmeye hakkımız yokmuş. Bir kişi gelip de sormadı babamızı, varolan hep anamızdı... İşte yitirilen bu değerler, kaybedilen bu gençlik bir şeyi kazanmak içindi. Ağalar beyler Beşiktaşlı duruşu ayrı bir cümledir ayrı bir anlam taşır. Bırakın anlatmayı yazarken bile ayrı felsefedir. Her uzman çözemez. Onun için kimseler yıkamaz, bozamaz bu duruşu. Onun için direttik anlatmaya çalıştık. Üç locada olsa bizi anlayanlara, yıllardır anlatmaya çalıştığımız mücadelemize saygı gösterenlere ve bize bir adım atıldığında on adım gelineceğini bilen herkese selam olsun. Herkes birbirine sorsun, bilenler anlatsın bilmeyenlere. 1982 şampiyonluğundaki Trabzon maçını, sabah 10'da çekilen 1 saatlik halayı. Sabah 7'de kapıların kapandığını... Aston Villa maçını, adamların sahaya ısınmak için çıktıklarında korkudan soyunma odasına kaçışlarını. Fenerbahçe maçını. Rahmetli Şaban'ın attığı gol sonrası kapalıdaki sevinci. Herkes anlatsın beyler, herkes düşünsün. Zaman birlik zamanıdır. O günleri yaşamak ve yaşatmak boynumuzun borcudur. Hep elele tek vücut. Unutmayın ki; Efsaneler Asla Ölmez. Alen Markaryan 5 Mabet Sevgili Beşiktaşlılar, İlk sayımızı yeni stadımıza yer vermeden yapamadık. Hayallerimizi süsleyen stadımızda yapılacak ilk maçı büyük bir heyecan ile bekliyoruz. Saygılarımızla, 6
© Copyright 2024 Paperzz