dosyayı indir - okulbahcemiz

AĢağıdaki verilen 18 adet Nasrettin Hoca fıkralarını okuyunuz. Sonra verilen
çizgili kâğıda fıkrayı yazım ve noktalamaya dikkat ederek tekrar yazınız.
1
2
DÜNYANIN DENGESĠ
Hoca'nın, her sorunun altından kalktığını duyan bir adam:
- Benim soruma bir cevap bulamaz diye öğünür.
Günlerden bir gün yolda karĢılaĢırlar. Adam sorar :
- Hocam der, söyler misin, sabah olup da insanlar evlerinden
çıkınca ne diye hep aynı yöne gitmezler de kimi o yana, kimi bu
yana gider?
Hoca hemen cevabını verir sorunun:
- Yahu efendi der, herkes aynı yöne gidecek olursa dünyanın
dengesi bozulurdu!
3
4
YEMEĞĠN BUĞUSU PARANIN SESĠ
Hoca AkĢehir'de Kadılık
vazifesini yürütürken karĢısına iki
adam çıkmıĢ. Birisi öteden beri
cimriliği ile tanınmıĢ, bir aĢçıdır.
Öbürü ise boynu bükük bir fakir.
AĢçı sözü almıĢ:
- Hocam demiĢ, bu adamdan
davacıyım ben. Dükkânın önünde
kuru fasulye piĢiriyordum. Tencerenin kenarından buğusu
çıkıyordu yemeğin. Bu adam elinde bir somunla geldi. Kopardığı
lokmaları yemeğin buğusuna tutup baĢladı atıĢtırmaya. Nihayet
koca bir ekmeği bitirdi. Ondan fasulye buğusunun ücretini istedim,
vermedi.
Hoca anlatılanları dikkatle dinledikten sonra fakire dönüp :
- Doğru mu bunlar? Diye sorar.
- Evet, der fakir adam.
- Öyleyse para keseni çıkar bakalım.
Zavallı fakir, Kadı efendiye karĢı gelemez. Ġçinde üç beĢ akçe
bulunan kesesini hocaya uzatır.
Hoca bu sefer aĢçıyı çağırır yanına. Keseyi kulağına
yaklaĢtırarak Ģıngırdatmaya baĢlar. Sonra da :
- Haydi der aldın iĢte alacağını!
AĢçı: - Nasıl olur? Diye ĢaĢkınlığını belli eder. Paramı
vermediniz henüz.
Hoca cevap verir:
- Fazla uzatma der, yemeğin buğusunu satan, paranın da sesini
alır elbet!
5
6
PAPAZIN SAKALI
Kendini beğenmiĢ bir papaz çıkar Hoca'nın
karĢısına.
- Bütün dünyayı dolaĢtım, sorularıma
cevap veren kimse çıkmadı. Bir de sana
sorayım Hoca :
- "Söyler misin, kaç tane yıldız var gökyüzünde?"
Hoca cevap verir :
- Bir eĢeğin kılları kadar...
- Nasıl cevap bu der papaz, eĢeğin kılları sayılır mı hiç?
- Peki der hoca, gökteki yıldızların sayılabileceğini kim söylemiĢ?
Papaz :
-Ġkinci sorumu bil bakalım. Sakalımda kaç tane kıl vardır benim?
Hoca yine cevap verir:
- EĢeğin kuyruğunda kaç kıl varsa o kadar.
- Nereden biliyorsun diyecek olur papaz. Hoca Ģöyle anlatır:
- Ġnanmazsan otur Ģuraya. Sıra ile bir eĢeğin kuyruğundan kıl
koparalım bir senin sakalından. Eğer senin yüzün kabak gibi
ortaya çıktığında eĢeğin kuyruğunda hala kıl kalırsa senin haklı
olduğuna inanırız.
Papaz sus pus olup sıvıĢır hemen..
7
8
KIYAMET KOPACAKSA
Hoca'ya bir oyun oynamak isteyen üç
beĢ komĢusu:
- Hocam derler, duyduk ki yarın kıyamet
kopacakmıĢ. Gel senin Ģu kuzuyu kesip
yiyelim.
Söyleyene inanmadığı halde:
- Olur der hoca, dediğiniz olsun. Bir
dere kenarında kızartır yeriz.
Güle oynaya derenin kenarına gelirler. Kuzu kızartılırken Hoca :
- Haydi der, ırmağa girip serinleyin biraz. Hava çok sıcak.
- Hay sağ olasın Hoca derler. Sen hele kuzuyu kızartıver.
Sonra soyunup ırmağa girerler neĢeyle.
Onlar yıkanıp eğlenirken hoca hepsinin elbisesini ateĢe atıp bir
güzel yakar.
Adamlar dereden çıkıp da olanları anlayınca :
- Yahu hocam derler ne yaptın sen? ġimdi nasıl
döneceğiz köye?
- Bu kadar üzülmeyin canım der hoca gülerek.
Nede olsa yarın kıyamet kopacak. Elbiseye ne gerek var.
9
10
MARĠFET KAVUKTA MI?
Adamın biri kargacık burgacık yazılarla dolu bir
mektup getirir Hoca'ya:
- Hocam der Ģunu okuyuver Allah aĢkına.
Hoca mektuba dikkatle bakar. Yazı o kadar kötü ve karıĢıktır ki
okumak mümkün değil.
- Al der, ben bu yazıyı okuyamadım!
Adam birden sinirlenir:
- Yahu der, ne biçim hocasın sen! Kocaman kavuğundan bari
utan. Bir mektubu bile okuyamadın!
Bu sefer sinirlenmek sırası Hoca'ya gelir. Kavuğunu çıkartıp
adamın kafasına geçirerek:
- Haydi der, marifet kavuktaysa sen oku da görelim!
11
12
ONUN ÜSTÜ DAHA KĠRLĠ
Hoca'nın hanımı dere
kenarında çamaĢır yıkarken
bir karga gelip sabunu
kapmıĢ. Zavallı kadın :
- Aman hoca demiĢ, karga
sabunu kaçırıyor!
Hoca:
- Be Hanım demiĢ, bırak
götürsün. Onun üstü
bizimkinden daha kirli.
SESĠMĠN GĠTTĠĞĠ YER
Bir gün Hoca'yı bütün gücüyle
koĢarak ezan okuyor gören
komĢuları iyice ĢaĢırmıĢlar.
Birisi :
- Yahu hocam demiĢ, nasıl iĢ bu?
Ardından atlı
mı kovalıyor seni!
- Hayır demiĢ Hoca. Sesimin nereye
gittiğini anlamak için koĢuyorum.
13
14
EV SECDEYE GĠDERSE
Uzun bir yolculuğa çıkan Hoca bir akĢamüstü
eski bir hana iner. Han o kadar yıkık döküktür ki nereye baksan
zangır zangır titriyor. Hoca :
- Yahu hancı efendi der, bu nasıl ev böyle. ġunu
doğru dürüst tamir ettirsen olmaz mı? Her köĢesinden bir ses
geliyor.
Hancı oralı olmaz hiç.
- Aldırma hoca der, bizim ev biraz derviĢ tabiatlıdır. Devamlı
Allah'ı zikreder.
Hoca bunları da duyunca artık dayanamaz :
- Hele der, ver Ģu aldığın paramı da çekip gideyim buradan. Ne
olur, ne olmaz. Belki senin derviĢ
evinin aklına secdeye kapanmak gelir?
15
16
SANATIN YARISI
Nasrettin
çırak
çocukken
olarak
vermiĢler.
gün
anacağı
Bir
-
Hoca
Anlat
bakalım
gidip
geliyorsun.
Küçük
Nasrettin
onu
Aradan
bir
altı
yedi
çocuğu
oğlum
ay
yanına
demiĢ
Ne
terzinin
bu
kocaman
geçmiĢ.
oturtup:
kadar
öğrendin
yanına
aydır
ustandan?
gözlerini
anasına
Dualarının
bereketiyle
dikip:
-
Anam
diye
cevap
vermiĢ.
terzilik sanatının yarısını öğrendim. Artık dikilmiĢ Ģeyleri güzelce
sökebiliyorum.
dikmeye
kaldı.
ġimdi
Ama
sabredip
iĢ
onu
sökülmüĢleri
da
öğreneceğim,
hiç merak etme sen...
17
18
YALANCI ġAHĠTLE HOCA'NIN EġEĞĠ
Hoca
Ģehrin
kadısını
ziyarete
gitmiĢ.
EĢeğini
de
mahkeme kapısının önüne bağlamıĢ. Bu sırada yalancı Ģahitlik
suçundan ceza alacak bir adam getirmiĢler. O devirde
böylelerine verilen ceza, bir eĢeğin sırtına ters oturtulup çarĢı
pazar dolaĢtırılmakmıĢ. Kadı Efendi hocadan eĢeğini vermesini
rica etmiĢ. Yalancı Ģahidi Hoca'nın eĢeğine bağlayıp götürmüĢler.
O gün akĢama kadar eĢeğini beklemek zorunda kalmıĢ Hoca.
Bir baĢka gün yine Kadı Efendiyi ziyarete gelmiĢ Hoca. Yine
aynı adamı yalancı Ģahitlik suçundan getirmiĢler.
Hoca dayanamamıĢ :
- Yahu demiĢ bana baksana sen. Ya yalancı Ģahitlikten vazgeç,
ya da kendine bir eĢek satın al!
19
20
TESTĠYĠ KIRMADAN
Hoca oğlunun eline bir testi tutuĢturup çeĢmeden su getirmesini
istemiĢ. Çocuk dıĢarı çıkarken
de ensesine bir tokat atıp:
- Testiyi kırma ha! Diye öğüt vermiĢ. Bunu gören
komĢulardan biri :
- Yahu Hoca demiĢ, henüz testiyi kırmadan ne diye dövüyorsun
yavrucağız?
Hoca cevap vermiĢ:
- Testiyi kırdıktan sonra dövmüĢüm neye yarar be
birader!
21
22
DÜġÜNEN HĠNDĠ
Küçük bir papağanın on beĢ altına satıldığını gören Hoca,
bir koĢuda evine gidip kümesteki hindisini tutmuĢ. Apar topar
pazara götürüp baĢlamıĢ bağırmaya:
- Satılık hindi…Satılık hindi.. Yirmi altına satılık hindi!
ġaĢırmıĢlar pazardakiler.
- Yahu hocam demiĢler. Bir hindinin yirmi altın ettiği nerede
görülmüĢ?
- Ne var yani diye çıkıĢmıĢ hoca. Demin bir kuĢu on beĢ altına
sattılar.
- Ama o papağandı demiĢler. Tıpkı insan gibi konuĢuyor o.
- Olsun demiĢ Hoca. O konuĢursa bu da düĢünür!
23
24
YA TUTARSA?
Kimi
durur.
insanlar
Nasrettin
olmayacak
Hoca
hevesler
böylelerine
peĢinde
bir
ders
koĢup
vermek
istemiĢ bir gün. Elinde koca bir bakraç yoğurt mayasıyla gölün
kenarına
gelmiĢ.
BaĢlamıĢ
kaĢık
kaĢık
dökmeye:
- Ne yapıyorsun hoca? DemiĢler.
- Göle yoğurt mayası çalıyorum, demiĢ kıs kıs gülerek.
- Olur mu demiĢler, göl yoğurt mayası tutar mı hiç?
Hoca cevabı yapıĢtırmıĢ tabii ki:
- Ya tutarsa…
25
26
BUZAĞININ ANASI
Bir buzağı Hoca'nın bostanını harap etmiĢ. Ne var ne yok
tepelemiĢ yaramaz buzağı. Hoca'nın fena halde canı sıkılmıĢ.
Eline bir sopa geçirmiĢ, buzağının anası olan ineği kovalamaya
baĢlamıĢ.
- Yahu demiĢler, bostanını buzağı harap etti. Sen anasının
peĢinden koĢuyorsun…
- Bilmez gibi konuĢmayın demiĢ hoca. Çocuk ne öğrenirse
anasından, babasından öğrenir…
27
28
ĠġTE AYAKLARINIZ
Üç dört çocuk ayaklarını suya sokmuĢ oynarlarken Nasrettin
Hoca'nın yanlarına doğru geldiğini görmüĢler. Bir muziplik
düĢünmüĢler hemen:
- Aman hocam diye bağırmıĢ birisi. Ayaklarımız birbirine karıĢtı.
Bir türlü bulamıyoruz.
- Ya demiĢ, Nasrettin Hoca, ben Ģimdi bulurum onları.
Eline geçirdiği sopa ile baĢlamıĢ su içindeki ayaklara vurmaya.
Çocuklar
zıplayıp
kalkmıĢlar
sudan.
Hoca
gülmüĢ:
- Tamam mı demiĢ, herkes ayağını buldu mu Ģimdi?
29
30
HIRSIZIN HĠÇ MĠ SUÇU YOK?
Bir gün Hoca'nın eĢeği çalınmıĢ. Can sıkıntısı içinde durumu
komĢularına anlatınca her kafadan bir ses çıkmaya baĢlamıĢ.
Birisi:
- Hocam demiĢ ne diye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın sanki?
Bir baĢkası:
- Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor? Anlamadım
hoca efendi diye konuĢmuĢ.
Bir diğeri de:
- Hoca demiĢ, kusura bakma ama eĢeğin çalınmasına en büyük
sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir ahırın bile yok.
Nereden baksan dökülüyor.
Hoca kızmıĢ:
- Yahu demiĢ, iyi, güzel de kabahatin hepsi benim mi? Hırsızın hiç
mi suçu yok?
31
32
YE KÜRKÜM YE
Hoca davet edildiği düğün ziyafetine gündelik elbiseleri ile
gidince
kimse
Ne
diyen
buyur
Hoca'nın.
Bir
koĢu
kendine
var,
ne
evine
otur
aldırıĢ
diyen.
dönüp
etmemiĢ.
Canı
bayramlık
sıkılmıĢ
kürkünü
geçirmiĢ sırtına. Düğün yerine gelmiĢ. Onu Kürküyle görünce
büyük bir saygı göstermiĢler. BaĢköĢeye oturtmuĢlar. Önüne
tabak
tabak
yemekler
sıralamıĢlar.
Hoca kürkünün ucundan tutup çorba tasına daldırmıĢ birden.
- Ye kürküm ye... Diye bağırmaya baĢlamıĢ. ġaĢırıp sormuĢlar:
- Ne yapıyorsun hoca efendi, kürk yemek yer mi hiç?
Hoca cevabını vermiĢ sorunun:
- Mademki bütün saygı ve ikram kürküme yapılmıĢtır. Öyleyse
yemeği de o yesin!
33
34