İL :TEKİRDAĞ TARİH: 21/03/2014 يم ْ ِب ِ من ال َّر ِح ِ س ِم للاِ ال َّر ْح ه ْف ثُ هم َج َع َل ِمن بَ ْع ِد ٍ ضع َ َّللاُ اله ِذي َخلَقَ ُكم ِّمن ًضعْفا ً َو َش ْيبَة ٍ ضع َ ْف قُ هوةً ثُ هم َج َع َل ِمن بَ ْع ِد قُ هو ٍة َ ُ ُيَ ْخل ق َما يَ َشا ُء َوهُ َو ْال َعلِي ُم ْالقَ ِدي ُر لَ ْيس:قال رسول للا صلى للا عليه و سلم يرنَا َويُ َوقِّ ْر َكبِي َرنَا َ ص ِغ َ ِمنَّا َمنْ لَ ْم يَ ْر َح ْم YAŞLIYA VE BÜYÜĞE SAYGI Muhterem Müslümanlar! İnsanoğlu doğar, çocukluk, gençlik derken büyür ve yaşlanır. Rabbimizin şu beyanı da bizlere bunu hatırlatır. “Allah, sizi güçsüz olarak yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından bir güç veren, sonra gücün ardından bir güçsüzlük ve yaşlılık verendir. O dilediğini yaratır. O hakkıyla bilendir, hakkıyla kudret sahibidir.”1 Hayat serüveni içinde insanoğlunun yaşadığı devrelerin en zorlusu, şüphesiz yaşlılıktır. Bu dönem, düşkünlüğün, zafiyetin ve hastalıkların bedeni sardığı bir dönemdir. İnsanoğlu yaşlılıkta, güç ve kuvvet olarak böyle olsa da diğer taraftan yaşlılık bir tecrübedir, gün görmüşlüktür, inceliktir ve en önemlisi de bilgeliktir. Bu yüzden saygıya, hürmete layıktır. Kardeşlerim! Mekke’nin fethinde, Hz. Ebubekir, yüz yaşına yaklaşmış olan babası Ebu Kuhafe’yi Hz. Peygamber’in huzuruna getirdiğinde; “Yaşlı babanı buraya kadar yormayıp evinde bıraksaydın, ben onu ziyaret ederdim.” 2 Diyen sevgili Peygamberimiz, büyüğe ve yaşlıya gösterilecek hürmet ve saygının en güzel örneğini bizlere sunmuştur. Allah Resulünde gördüğümüz bu saygıyı, milletçe geleneksel hale getirerek, birkaç yaş farkı olsa da her büyüğe yansıtmışız. Akrabalık bağı olmasa da abi, amca, dayı, teyze gibi hitap sözcükleri hep büyüğe ve yaşlıya olan hürmetin ifadesi olmuştur. Bu sebeple yaşça bizden büyük olan insanlara isimleriyle hitap etmek saygısızlık olarak algılanmıştır. Büyüğün ve yaşlının karşısında edepli oturmak, saygıyla hitap etmek, onlara yer vermek geleneğimize yerleşmiştir. Ancak hızlı değişim, geleneğimizde var olan pek çok güzel şeyi alıp götürdüğü gibi büyüğe ve yaşlıya saygı noktasında da bizlerden pek çok güzel şeyi almıştır. Peygamberimizin, "Ana-babası ya da onlardan biri yanında yaşlanıp da cennete giremeyen kimseye yazıklar olsun” 3 fermanına rağmen bazı insanlar, kendi öz anne ve babasına bile saygısızlık yapar hale gelmiştir. Maalesef yaşlılar, tecrübelerinden istifade edilecek bilge pozisyonundan çıkarılıp, yük olarak görülmeye başlanmıştır. Değerli Müminler! Geleneğimizde var olan fakat çözülmeye başlayan büyüğe-yaşlıya saygı ve hürmetin; inancımızın da bir gereği olduğunu hatırlamanın ve yeniden dinle, inançla irtibatını kurmanın zamanı gelmiştir. Gelin! Yaşlıya saygının sadece bir gelenek değil inancımızın da bir emri olduğunu hatırlayalım. Gelin! Peygamberimizin “Küçüklerine merhamet etmeyen, büyüklerine saygı göstermeyen bizden değildir” 4 sözünü tekrar analım. Gelin! Yaşlıların toplum için bir yük değil aksine rahmet ve bereket vesilesi olduğunu bizlere hatırlatan peygamberimizin, “İçinizdeki beli bükülmüş yaşlılarınız olmasa idi, bela üzerinize sel gibi dökülürdü” 5 Dizelerini yeniden hatırlayalım. Kardeşlerim! Bugünün yaşlıları ve büyükleri dünün gençleri olduğu gibi bugünün gençleri de yarının ihtiyarları ve büyükleri olacaktır. Yaşlandığımızda bizlere yapılmasından hoşnut olmayacağımız şeyleri, bugün bizlerde yaşlılarımıza reva görmeyerek, rahmet peygamberinin veciz ifadelerini unutmayalım! “Bir kimse, ihtiyara yaşından dolayı saygı gösterirse, yaşlandığı zaman, Hz. Allah, ona saygı duyacak bir kişiyi mutlaka nasip edecektir.”6 1 Rum, 30/54. Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s.342. Müslim, Birr, 3. 4 Tirmizi, Birr, 15. 5 Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, X,227. 6 Tirmizi, Birr, 75. 2 3 Hazırlayan: İhsan BEKTAŞ/ Çorlu İlçe Vaizi Redaksiyon: İl İrşat Kurulu
© Copyright 2024 Paperzz