_ 2 — DERNEKLER KANUNU GEREKÇESİ I

_ 2—
DERNEKLER KANUNU GEREKÇESİ
I - Genel Gerekçe :
~
'
'
1938 yılında yürürlüğe konulan ve üç defa değişikliğe uğratılan 3512 sayılı Cemiyetler Kanunu ülkemi­
zin maruz kaldığı siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik değişiklikler ve özellikle 1961 Anayasasının kişilere
geniş ölçüde hak ve hürriyetler tanıması, Siyasî Partiler' ve sendikalarla ilgili yeni kanunî düzenlemeler yapıl­
ması, grev, lokavt, toplu iş sözleşmesi, toplantı ve gösteri yürüyüşü hürriyeti konularının Anayasa ilkeleri
doğrultusunda yeniden düzenlenmesinin toplumun yapısında ve hukuikî düzeninde ortaya çıkardığı köklü
değişiklikler karşısında toplum ve hukuk düzeninin şartlarına ve ihtiyaçlarına cev^ap veremez hale gelmiştir.
Ortaya çıkan ihtiyaçları karşılamak ve toplum düzeninin şartlarına uymak üzere dernekler için yeni bir
düzenlemeye gidilmiş ve 1630 sayılı Dernekler Kanunu 1972 yılı sonlarında yürürlüğe konulmuştur.
1630 sayılı Dernekler Kanunu, benimsediği ilkeler, getirdiği hükümler ve sistematiği bakımından, yani
içerik ve yapı olarak reformist nitelikli modern bir kanun hüviyetinde görünmekle birikte, on seneyi aşan
uygulama, bu Kanunun da 'bazı boşluklar ve yetmezliklerle malul olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Son yıllarda, ülkemizin her kesiminde, 1961 Anayasa ile kişilere tanınan temel hak ve hürriyetlerin sınır­
sız kullanılması eğiliminin belirmesi ve devlet yönetimindeki yetmezlik ve ihmaller toplum huzurunun bo­
zulmasına, tasada ve kıvançta ortak olan yurttaşlar arasında bölünme ve parçalanma tehlikesinin doğmasına
neden olmuştur.;
Bu durumun yaratıcıları arasında, kuruluş amaçları dışına çıkarak politika alanına girmiş derneklerin de
katıldığı yaygın bir kanaat haline gelmiş, etkin bir malî ve idarî denetimden yoksun bu kuruluşların, terör ve
anarşinin hazırlayıcıları haline düştükleri gerçeğini ortaya çıkarmıştır.
Bunların sonucu olarak, 2261 sayılı Kanunla 1630 sayılı Kanunda hazı değişiklikler yapılması zorunlu­
luğu doğmuşsa da, bu değişikliklerin de boşlukları doldurmada yetersiz kaldığı anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında, aşağıda belirtilen sorunların çözüm yollarının aranması ve bunlara kanunla çözüm
getirilmesi gerekmiştir.
1. Dernek kurma hakkına sahip, yani 18 yaşını bitirmiş olan orta dereceli okul öğrencilerinin dernek
kurmalarına mani olunamaması, 'orta dereceli okullara bazı ideolojik ve yıkıcı akımların girmesine neden ol­
muştur. Bu sakıncanın giderilmesi, orta dereceli okul öğrencilerinin dernek kurma hakkını kısıtlaması ge­
rekmektedir.
2. Derneklerin, yetkileri olmasına rağmen, vali ve kaymakamlar ve İçişleri Bakanlığınca yeterince denetlenememesi, bu amaçla kurulmuş bir denetleme organının olmayışından ileri gelmiştir. Bu boşluğun dol­
durulması ve dernekleri denetleyecek bir merkezi denetleme organı vücuda getirilmesi kaçınılmaz olmuş3. Dernekler, yayınlayacakları bildiri ve beyannameleri Cumhuriyet savcılıklarına alındı belgesi karşılı­
ğında verir vermez dağıtabilmöktedir. Bu hüküm değişmediği takdirde, eskiden olduğu gibi, yine topluluklar
arasında olaylar çıkacak ve karşıt görüşlüler, bildiri ve beyannamelerin dağıtılmasını engelleyerek kamu
düzenini bozacaklardır,
Ayrıca bildiri ve beyannameler, devletin ülkesi ve m'illetiyle bölünmez bütünlüğünü ve kamu düzenini
bozucu nitelikte olsa bile dağıtabilecektir.
Bu sakıncaları ortadan kaldırmak için, idareye haber verme ile dağıtım arasında bir sürenin olması bu
süre zarfında idarenin gerekli önlemleri alması ve gerekiyorsa dağıtımını ertelemesi veya önlemesi kamu dü­
zeninin korunması yönünden zorunludur.
4. Birden fazla 'ilde faaliyet gösterecek dernekler, merkezleri dışındaki diğer il ve ilçelerde şube veya tem­
silcilik açabilmektedirler. Bu durum, çok uzak ve dar yerleşme merkezlerinde yaşayan insanlar arasında hu­
zursuzluk ve bölünmelere neden olmaktadır. Bunun için kasaba ve köylerde derneklerin sulbe açmalarının
önlenmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
5. Kanuna aykırı faaliyetlerden ötürü, faaliyetten alıkonulan dernek şubelerinin yerine, yeni şube açıla­
bilmektedir. Bu durum, toplumda çeşitli sakıncalar yaratmaktadır. Bu sakıncanın giderilmesi şarttır.
Millî Güvenlik Konseyi
(S. Sayısı : 679)