Sivas Çifte Minareli Medrese Minarelerinin ve Taç Kapısının

Mine Yar, Celaleddin Küçük
Sivas Çifte Minareli Medrese
Minarelerinin ve Taç Kapısının Restorasyonu
Sivas Madrasa With Twin Minarets
Mine Yar | Konservatör
Celaleddin Küçük | Konservatör
restorasy n
95
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Sivas Çifte Minareli Medrese Minarelerinin ve Taç Kapısının Restorasyonu
S
ivas’ta şehir merkezinde yer alan yapı Selçuklu hâkimiyetinin devam ettiği bir dönemde İlhanlı Veziri Şemseddin Cüveyni tarafından H.670 (1271-72) yılında inşa ettirilmiştir.1882 yılında taç kapı ve minarelerin
yer aldığı ön cephenin dışında kalan bölümleri tamamen yıkılmıştır. Yapının taç kapısı kireç taşından yapılmış
olup üzeri bitkisel bezemeler ile süslenmiştir. Minareleri ise tuğladan yapılmış ve üzerine mozaik çini tekniğinde kaplama yapılmıştır.
Eser geçen yıllar içerisinde bakımsızlık, kötü kullanım ve doğal sebepler ile zarar görmüştür. Yok olma noktasına gelmiş olan yapının kurtarılması için Vakıflar genel Müdürlüğü, Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından bir restorasyon projesi başlatılmıştır. Bu proje kapsamında yapının orijinaline uygun olarak restorasyonu
gerçekleştirilmiştir. Restorasyon uygulamasının ilk aşaması bezemeli olan taşların temizliği ve konservasyonu
olarak uygulanmıştır. İkinci aşamada ise minareler ve minarelerin üzerinde bulunan mozaik çini tekniğinde
yapılmış olan süslemelerin restorasyonu ve konservasyonu gerçekleştirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Restorasyon, Konservasyon, Medrese, Taç kapı, Mozaik çini
A
substantial part of madrasa with twin minarets built by Şemseddin Cüveyni, Vizier of Ilkhanids, in 127172 has been demolished and only portal and minarets have survived. Especially minarets of the masterpiece are ornamented with ceramic tiles. But the majority of tiles have fallen because of natural reasons and
repairs in various periods.
A restoration program was developed to maintain the masterpiece with its original appearance and stop deformations. In the framework of the restoration program, works were performed to protect architectural elements
with their original positions and original positions of tiles. The deficient parts of the building that pose a static
risk for the building were completed in harmony with the original material. As for ceramic tiles, the parts, of
which designs could be determined, were completed with new tiles built with the glazing technique. As for parts,
of which original condition is not known, filling was performed and a neutral colour was applied so as not to
shatter the aesthetical integrity.
The deformation process of Sivas Medrasa with Twin Minarets that was substantially damaged for years was
stopped as a result of restoration applications and it was ensured that the masterpiece was perceived with its
original form. The abovementioned work is elaborated in this article written by us.
Keywords: Restoration, Conservation, Madrasa, crown door, mosaic tiles.
S
ivas’ta şehir merkezinde yer alan yapı, Selçuklu
hâkimiyetinin devam ettiği bir dönemde İlhanlı Veziri Şemseddin Cüveyni tarafından H.670 (1271-72) yılında inşa ettirilmiştir (Karamağaralı 1971: 209-242). Medresenin taç kapısı ile çifte minarenin yer aldığı ön cephesi
günümüze ulaşmış olup diğer kısımları 1882 yılında yıkılmıştır (Denknalbant 2010: 126-152). 1964 yılında yapılan
kazılar sonrasında yapının planı ortaya çıkarılmıştır.
Taç kapıda da farklı volkanik özellikte kireç taşları ve
mermer kullanılmıştır. Beden duvarları ve köşe kulelerinde ise kireç taşı kullanıldığı hazırlanan analizlerden anlaşılmaktadır. Mermer ve kireç taşı yüzeylerde yoğun olarak
bulunan atmosfer kirliliği, yüzeyi tamamen kapladığı için
96
restorasy n
taşların orijinal yüzeyi görülmez haldedir. Yüzey kirliliği büyük bölümde yüzeylerde katman oluşturacak kadar
yoğunlaşmıştır.
Eski onarımlar sırasında yapının birçok yerinde çimento dolgu ve çürütmeler yapılmıştır. Bu durum yapıda
yoğun çimento kullanımına bağlı bozulmaların oluşmasına yol açmıştır. Bu bozulmanın en belirgin örneğini ise
yoğun tuz hareketleri oluşturmaktadır. Yapılan analizlerde
kalker bünyesinde bulunan tuzlar ve bunların etkilerinden
bahsedilmektedir. Çimento eklemelerin, zaten var olan tuz
oranını çok fazla arttırdığı ve açık havada bulunması nedeni ile de stabil durumda olan tuzların aktif hale geçtiği
kanısındayız.
Mine Yar, Celaleddin Küçük
Fotoğraf 2. Portal de oluşan atmosfer kirlilikleri ve graffitilerin görünüşü.
Fotoğraf 1. Restorason öncesi taç kapı ve minareler1
Fotoğraf 3. Güney köşe kulesi.
Özellikle kalker yüzeylerde yoğun tozuma, kavlama
ve kırılmalar gözlenmektedir. Bu hareketlerin doğal k öte
yapılan yanlış müdahalelerin ve yoğun atmosfer kirliliğinin asidik etkilerinden kaynaklandığı şüphesizdir. Yapıdaki aktif tuz hareketleri yukarıda sıraladığımız nedenlerin
(özellikle tozuma) daha hızlı olarak gelişmesi sonucunu
doğurmaktadır.
Taç Kapının arka kısmında bulunan tonozlu kısımlarda
ve beden duvarlarında yoğun is, atmosfer kirliliği, yangın
nedeni ile oluşan kirlilik ve buna bağlı bozulmalar gözlenmektedir. Bu bölüm yer yer yeni moloz taş duvar, bazı bölümler ise orijinal kalker örgüden oluşmaktadır. Yan tonozların içinde bulunan beden duvarlarında büyük oranda sıva
tabakası gözlenmektedir.
Kalker ve mermer yüzeylerin temizlenmesinden sonra
sözünü ettiğimiz bozulmalar daha net olarak görünür duruma gelecektir.
Köşe kulelerinde yoğun olmak üzere yapının tamamında derz aralarında açılma ve taş bloklarda hareketlenme
gözlenmektedir.
Yapılan çürütme ve dolguların bu hareketlenmeleri
tetiklediği kanısındayız. Kuzey beden duvarındaki taş
eklemelerin yapıya ne ölçüde baskı yaptığı gözle görülür durumdadır. Yapılan eski onarımların ne ölçüde
Fotoğraf 4. Kuzey minare Kûfi yazı.
ileri gittiği ancak restorasyon aşamasında anlaşılabilecektir. Endişemiz, çatlak ve derz arası boşluklara çimento şerbeti tabir edilen harcın doldurulmuş olmasıdır. Yapıda oluşan garip derz hareketlerinin açıklanması
1 Makaledeki tüm Şekil ve Çizimler Art Restorasyon Kültür Sanat ve Araştırmacılık Tic.Ltd.Şti Firmasına aittir.
restorasy n
97
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Sivas Çifte Minareli Medrese Minarelerinin ve Taç Kapısının Restorasyonu
Fotoğraf 5. Güney minare kaide ve şebekelerin restorasyon öncesi görünümü
Fotoğraf 6. Kuzey minare restorasyon öncesi gövdesinden görünüm.
kalan bölümlerde sadece tuğla örgü olması dikkat çekicidir. Bu bölümlerin eski onarımlarda değiştirilmiş olduğu
anlaşılmıştır.
Fotoğraf 7. Güney minare restorasyon öncesi gövdesinden görünüm.
zemin hareketlerinin dışında ancak bu şekilde olabilir
kanısındayız.
Taç kapının üzerinde yer alan minareler tuğla-çini karışık teknikte yapılmış bezemeli tuğla minarelerdir. Minare kaidelerinin iki yan cephesinde mozaik çini ile yapılmış
olan geometrik ve bitkisel bezemeler yer alır. Arka cephede
ise yine aynı teknikte dörtlü Allah ve Muhammed yazılı kûfi
hatlar bulunmaktadır. Tuğla, turkuaz ve patlıcan moru çinilerin birlikte kullanıldığı kompozisyonların çini kısımları
büyük oranda yok olmuştur.
Kaide üzerindeki gövdeye geçiş kısmında bulunan onikigen bölümlerde sivri kemerli nişler oluşturulmuş bu nişlerin içlerinde mozaik çini tekniğinde yapılmış bezemeler
bulunmaktadır. Bu alanlarda yoğun dökülme olması nedeni
ile süsleme programı iz halinde belli olmaktaydı. Kompozisyon çok kollu yıldızdan gelişen ve içinde bitkisel motiflerin yer aldığı desenleri ile bitkisel desenlerden oluşan
bordürler şeklindedir.
Eski onarımlar sırasında dökülen çinilerin yerlerine
çimento dolgular yapıldığı dikkati çekmektedir. Bu bölümlerde çimentoya bağlı olarak tuz hareketleri ve tuğla veya
çini karolarında yoğun tozuma veya kavlamalar olduğu
gözlenmektedir.
Kaidenin diğer bölümlerinde tuğla çini kompozisyonlar devam ederken kûfi yazıların hemen üzerinde
98
restorasy n
Gövde kısmında şerefe altına kadar devam eden bölüm, büyük oranda tahrip olmasına rağmen her iki minarede de kûfi yazılı Muhammed ismi ters olarak tekrar edilmiştir. Bu alanda tuğla, turkuaz ve patlıcan moru çinilerin
birlikte kullanımından oluşan bir teknik kullanılmıştır.
Derz araları tamamen turkuaz çinilerden yapılırken, tuğla
birleşimlerinde patlıcan moru ve turkuaz birlikte kullanılarak yazılar oluşturulmuştur. Çini kısımları büyük oranda dökülmüştür.
Kalker ve mermer bölümlerde görülen bozulmalar
tuğla çini karışık yüzeylerde de karşımıza çıkmaktadır.
Özellikle atmosfer kirliliği nedeni ile tuğla ve çini yüzeylerin rengi algılanamaz durumdadır. Hava kirliliğine bağlı
olarak asidik etkiler ve yoğun tuz hareketleri sonucunda
çini ve tuğla yüzeylerde yoğun tozuma, kavlama ve kırılma
gözlenmektedir.
Bu tür yapılarda süsleme kısmı minare gövdesine sonradan kaplama gibi yapıldığı için gövdede taşıyıcı ile bezeme
arasında yoğun boşluklar oluşmakta ve bu durum tuğla çini
karışımı süslemenin bloklar halinde gövdeden ayrılmasına
yol açmaktadır.
Kuzey minarede yıldırım düşmesinden kaynaklanan
çatlaklar bulunmaktadır. Geçmişte önlem olarak bu minare
demir çemberler ile sarılmıştır. Günümüzde demir bozulmalarından kaynaklanan pas lekeleri, çini ve tuğla yüzeyleri etkiler hale gelmiştir. Metal tuzlarının tuğla ve çiniler
tarafından kapilarite yolu ile emilmesi sonucunda zaman
içerisinde ilerleyen bir bozulma süreci yaşanmaktadır. Ayrıca oluşan çatlaklardaki boşluklar, zaman içerisinde içinin
toprak toz v.s ile dolması ve buların genleşmesi nedeni ile
çatlakların ilerleme riskini devam ettirmektedir.
Şerefe altlarından başlamak sureti ile külaha kadar olan
bölümler eski onarım nedeni ile yenilendiğinden, bu bölümlerde yüzey kirliliği ve imalata dayalı çimento eklemeleri risk oluşturmaktadır.
Mine Yar, Celaleddin Küçük
Fotoğraf 8. Medreseni yıkılan bölümlerinde gözlenen çini ve süsleme kalıntıları.
Fotoğraf 9. Kuzey minare kaidesi restorasyon öncesi.
Fotoğraf 10. Taç kapı ve minarelerin batı yönünden görünümü.
Fotoğraf 11. Minare gövdelerinde amonyum bikarbonat ile temizlik yapılması.
Fotoğraf 12. Eski onarımlarda yapılan çimento dolguların temizlenmesi.
Restorasyon Uygulamaları
Minareler
1-Minarelerin yüzeyinde bulunan atmosfer
kirliliğinin temizlenmesi. (bu işlem için AB
57 formülü ve su kullanılması)
Minarelerin yüzeyinde öncelikle rüzgârların yardımı
ile oluşan toz ve toprağın eserin yüzeyine yapışması sonucunda bir tabaka oluşmuştur. Bu tabakanın altında ise
yıllar içerisinde oluşan atmosfer kirliliği yer almaktadır.
Farlı malzemelerde yapılan ( taş gibi) uygulamalarda düşük basınçlı su ile yıkamak sureti ile toz tabakası yüzeyden
alınırken, çini-tuğla karışık bir yüzey olan çifte minare yüzeylerinde çinilerin durumları göz önünde bulundurulmak
sureti ile daha kontrollü bir yöntem takip edilmiştir.
AB 57 formülü yüzeye dokusuz ve renksiz emici
kâğıtlar vasıtası ile yumuşak fırçalar kullanılarak yapıştırılmıştır. Kirliliğin durumuna göre yaklaşık 10 dakikalık bir bekleme sürecinden sonra tırnak fırçası ve su
restorasy n
99
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Sivas Çifte Minareli Medrese Minarelerinin ve Taç Kapısının Restorasyonu
Fotoğraf 13. Kabaran ve dökülme riski olan orijinal çinilerin enjeksiyon ile
sağlamlaştırılması.
Fotoğraf 15. Mozaik çinilerde dökülen kısımların orijinal desenine göre tamamlanması.
kullanılmak sureti ile kirlilik yüzeyden temizlenmiştir.
Tırnak fırçası genel olarak güçlü tuğla yüzeylerinde kullanılırken tozuma gözlenen tuğlalar, çiniler ve çini bisküvilerinin olduğu bölümlerde yumuşak boya fırçaları
veya diş fırçaları ile çalışılmıştır. Temizlik işlemi kirliliğin durumuna göre bazı bölümlerde birkaç defa tekrar
edilmiştir.
2-Çimento bazlı harç kullanılmış olan
kısımlarda çimentoların mekanik olarak
temizlenmesi
Temizlik işleminin yapılmasından sonra önceki yıllarda yapılan onarımlar daha anlaşılır hale gelmiştir. Bilindiği gibi eserlere en fazla zarar veren etmenlerin başında yanlış uygulamalar ve kullanılan yanlış malzemeler
gelmektedir.
Uzun vadede ciddi veri kayıpları oluşmasına, zaman
zaman ise eserin tamamen kaybedilmesine yol açan özellikle çimento bazlı malzemelerin kullanılması, öncelikle
bu malzemelerin yapıdan uzaklaştırılmasını zorunlu hale
getirmiştir. Temizlik sonrasında anlaşılır hale gelmiş olan
çimento bazlı malzeme yapıdan uzaklaştırılmıştır. Çalışma
esnasında mekanik yöntemler kullanılmış ve orijinal kısımlara zarar vermeden küçük keski kullanılmak sureti ile işlemler gerçekleştirilmiştir.
100
restorasy n
Fotoğraf 14. Daha önce dökülmüş olan orijinal çinilerin yerlerine yerleştirilmesi.
3-Çiniler ile sır tabakalarında görülen kabarma
veya çatlaklara Primal AC 33 % 20 oranında
enjeksiyon yapılması
Mozaik çini olarak adlandırdığımız yüzeyler klasik çini
kaplamalardan farklı olarak birçok farklı malzemenin birlikte kullanıldığı eserlerdir. Çini, tuğla, alçı ve taş malzemenin birleşimi sonucu ortaya çıkan mozaik çinilerin farklı
malzemelere bağlı olarak korunması da farklılık ve güçlükler içerir. Öncelikle yapı ve teknik özellik olarak bir birinden çok farklı özellikler içeren malzemelerin uyum içerisinde çalışması gerekmektedir. Herhangi birisinde ortaya
çıkan bozulma diğer malzemeleri doğrudan etkilemekte ve
eserin çok hızlı olarak bozulmasına neden olmaktadır.
Sözünü ettiğimiz risklerin tamamı Çifte Minare’de karşımıza çıkan sorunları oluşturmaktadır. Bu durumun en
önemli sonucu, fiziksel olarak daha zayıf olan çinilerin sır
tabakalarında gözlenen kabarma ve dökülmelerdir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi çini yüzeylerinde bulunan sır tabakaları büyük oranda dökülmüş veya zayıflamıştır. Zayıf,
bisküviden ayrılmış veya yumuşamış olan sır katmanlarını
güçlendirmek amacı ile sır ile bisküvi arasına % 20 oranında
Primal AC 33 enjekte edilmiştir. Birkaç defa tekrar edilen
bu işlem sır katmanlarının istenilen güce ulaşması aşamasına kadar yapılmıştır. Sır tabakasının döküldüğü bisküvi
yüzeylerine de aynı malzeme sürülerek, yüzeyde oluşan tozuma durdurulmuştur.
4-Çiniler ile taşıyıcı veya tuğla ile taşıyıcı
arasında görülen kabarma veya çatlaklara
enjeksiyon yapılması
Çinilerde gözlenen kabarma ve taşıyıcıdan ayrılma
üç farklı aşama olarak gerçekleşmektedir. Birincisi, bisküvi ile sır tabakası arasında oluşan boşluk olarak karşımıza çıkarken ikincisi, bisküvi ile sıva arasında oluşan
boşluklardır. Üçüncü aşama ise, sıva tabakası ile taşıyıcı
arasında ortaya çıkan boşluklardır. Bu nedenle sağlıklı
bir korumanın yapılabilmesi için her üç katman arasında
gözlenen boşlukların enjeksiyon yolu ile doldurulması
Mine Yar, Celaleddin Küçük
Fotoğraf 16. Güney minare şebekeleri restorasyon öncesi
Fotoğraf 17. Güney minare şebekeleri restorasyon sonrası.
Fotoğraf 18-19. Güney minare kufi yazılı bölümde renkli sır tekniğinde yaptırılan çiniler ile tamamlama yapılması.
gerekmektedir. Bu katmanlardan herhangi birinin atlanması, yapılan bütün işlemin boşa gitmesi anlamını
taşır ki; sonuçta, söz konusu parçanın düşmesi anlamını
doğurur.
Bisküvi ile sır tabakası arasına yapılan enjeksiyondan
farklı olarak orijinal malzemeye ve boşluğun boyutuna
bağlı olarak çok ince elenmiş hidrolik kireç harcı veya
Malta 6002 kullanılmaktadır. Çifte Minare çinilerinde de
2 mm’nin altında olan boşluklara %50 oranında alkol
enjekte edildikten sonra Malta 6002, daha geniş alanlarda ise çok ince elenmiş hidrolik kireç harcı enjekte edilmiştir. Söz konusu işlemler için 60 cc plastik enjektör
kullanılmıştır.
5-Daha önce dökülmüş ve kazı sırasında
bulunmuş olan çinilerin orijinal yerleri
tespit edilerek takılması
Bir bölümü kazılar sırasında bulunmuş, bir bölümü
ise minareden dökülmüş olan çiniler Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından koruma altına alınmıştı. Bu
çinilerin yerleri tespit edilerek, tekrar yerlerine yerleştirilmiştir. Minare kaidelerinde buluna bitkisel bezemelere
ait olan çinilerin yerleri kolaylıkla tespit edilirken, diğer
bölümlerde bulunan çinilerin tam olarak yerlerini tespit
etmek mümkün olmamıştır. Bu nedenle uygun olan bölümlere yerleştirilerek, bunlar dokümantasyona işlenmiştir. Bu şekilde gelecekte araştırmacıların dokümantasyon
restorasy n
101
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Sivas Çifte Minareli Medrese Minarelerinin ve Taç Kapısının Restorasyonu
Fotoğraf 20-21. Minare gövdesinde derz olarak dolaşan veya tuğla arasında bulunan çinili kısımlara orijinal boyut ve kodunda renkli olarak polfıllaexterıor ile (polfilla)
dolgu yapılması.
yapının bütünlüğüne zarar vermeyecek şekilde nötr bir
renk ile renklendirilmiştir.
7-Eksik olan çinilerin tamamlanması
Çini eksiklerinin olduğu bölümler iki farklı yöntem
kullanılmak sureti ile tamamlanmıştır. Minare gövdesinde üç ayrı ölçüde çini bulunmaktadır. Renkli sır tekniği
ile yapılmış olan çinilerin tamamen döküldüğü bölümlerde renkli sır tekniğinde ve orijinal ölçülerinde yeni çiniler
yaptırılmıştır.
Fotoğraf 22. Çinilerde sırda dökülme olan bölümlerde polfilla dolgu sonrasında
renklendirme yapılması.
sayfasında hangi çininin bizim çalışmamız sırasında yerleştirildiğini görmesi sağlanmıştır.
6-Çimento olan bölümlerde çimentoların
alınmasından sonra alttan çıkacak izler
veya yapılacak araştırma sonuçlarına göre
desenlerin tespitlerinin yapılması
Eski onarımlarda, eksik olan bölümlere çimento bazlı
harçlar ile dolgu yapılmıştır. Çimentoların temizlenmesinden sonra bazı bölümlerde çinilerin yatak harcı diyebileceğimiz harç veya alçı katmanlarına ulaşılmıştır. Bu veriler
bizlere bir yandan orijinal çini desenlerinin tespit edilmesi
imkanı verirken, diğer yandan çinilerin boyutları konusunda
bilgi vermektedir. Sıvalar üzerinde elde edilen veriler ışığında
çizimler yapılmak sureti ile çini desenleri tamamlanmıştır.
Kaide ile gövdenin birleştiği bölümlerde mozaik çini
panolar bulunmaktadır. Bu bölümlerde, eski onarım müdahaleleri altta orijinal veri kalmayacak derecede yapılmıştır.
Tamamı mozaik çini ve bitkisel bezemeli olan bölümlerde
desenleri konusunda bir yaklaşımda bulunmak mümkün
olmamıştır. Bu nedenle desen tespiti yapılamayan kısımlar
102
restorasy n
Çiniler Turkuaz ve patlıcan moru olarak iki farklı renkte, renkli sır tekniğinde taş çini olarak yaptırılmıştır. Orijinal
zeminde herhangi bir müdahalede bulunulmadan temizlik
aşamasından sonra polyfılla ile orijinal bölümlere takılmıştır.
Bazı bölümlerde çinilerin bir bölümü kayba uğramışken
diğer bölümü yerinde kalmıştır. Bazı alanlarda is çininin sır
tabakası dökülmüş, ancak bisküvi katmanı yerinde kalmıştır. Bu durumda olan alanlarda yeni çini takılması yoluna
gidilmemiş, bunun yerine orijinal çini boyutlarında polfılla
dolgu yapılmıştır. Dolgu işlemi, sır kaybı olan bölümlerde
sır tabakası kalınlığında bisküvi üzerine yapılırken bisküvi
kaybı olan bölümlerde daha kalın tabaka olarak yapılmıştır.
8-Yapılan dolguların restorasyon olduğu
anlaşılacak şekilde su bazlı asit içermeyen
boyalar ile renklendirilmesi
Dolgu yapımı sırasında kullanılan polfılla içerisinde çinini orijinal rengine uygun olarak toprak boya katmak sureti ile renkli bir dolgu malzemesi üretilmekte ve bu malzeme
kullanılmaktadır. Ancak içerisine katılan boya ile çininin
orijinal rengine tam olarak ulaşılamadığı için yapılan dolgu kuruduktan sonra düzeltme ve zımpara işlemleri yapılmaktadır. Düzgün bir yüzey elde edildikten sonra çinilerin
renklerine uygun olarak yüzey su bazlı boyalar kullanılmak
sureti ile renklendirilmiştir. Gelecekte bir şekilde yüzeye
uygulanan boya tabakasının kayba uğraması durumunda
Mine Yar, Celaleddin Küçük
Fotoğraf 23. Güney minare kûfi yazı, restorasyon öncesi
Fotoğraf 24. Güney minare kûfi yazı, restorasyon sonrası.
Fotoğraf 25. Kuzey minare kûfi yazı
Fotoğraf- 26 Kuzey minare kûfi yazı restorasyon sonrası.
altta bulunan ve daha açık renkte olan polyfıllanın renkleri
ortaya çıkacaktır. Bu durum gelecekte minare yüzeyinde ortaya çıkması muhtemel, boya kaybı şeklindeki istenmeyen
görüntülerin oluşmasını engelleyecektir.
9-Minarelerin gövdesine geçiş bölümünde
bulunan mozaik çini panoların orijinal
desenlerinin tespit edilmesi
Bölüm 7 ve 8 de olduğu şekilde yapılması aksi taktirde
dolguların yapılmasından sonra bu bölümlerin estetik bütünlüğü sağlayacak şekilde nötr bir renk ile renklendirilmesi
Geometrik desenlerin olduğu bölümlerde eksik olan kısımların tamamlanması mümkün olmakla birlikte, bitkisel
bezemelerin bulunduğu bölümlerde eksiklerin tamamlanması imkânı yoktur. Bu nedenle simetrik olan bölümlerde
desen tamamlaması yapılırken diğer kısımlarda eksik olan
bölümler hidrolik kireç harcı ile dolgu yapıldıktan sonra
yapının genel rengine uygun olarak estetik bütünlük içerisinde nötr bir renk ile renklendirilmiştir.
Sonuç
Sonuç olarak, Kültür Varlıklarının korunması ve yaşatılması için yapılacak iyi bir restorasyon çalışması, Arkeoloji Bilimi açısından geçmiş dönemlerdeki sanat, mimari ve
teknoloji konusunda günümüze kadar bilinmeyen bir çok
detayın ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Bu, kültür varlıklarının geçmişten geleceğe taşıdıkları mesajların doğru olarak
aktarılması anlamına gelmektedir. Çünkü gelişen teknoloji ile her yeni günde tarihin içerisinde kalmış sırlardan bir
tanesi daha çözülmekte ve geleceğe ışık tutmaktadır. Son
yıllarda kültür varlıkların önemi arkeoloji biliminin çerçevesi dışında turizm sektörünün önemli bir ayağı olan kültür
turizminin alt yapısını oluşturması nedeni ile ekonomik bir
boyut da kazanmıştır. Bu nedenledir ki bulundukları kentin, bölgenin ve ülkenin ekonomik gelişimi ve sosyo kültürel yapısı açısından çok önemli bir noktaya gelmişlerdir.
Bundan yirmi yıl öncesine kadar sadece kültür varlığı ve
ecdat yadigârı olarak değerlendirilen eserler artık günümüz
ekonomisinin önemli bir sektörü olan turizm sektörünün
restorasy n
103
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Sivas Çifte Minareli Medrese Minarelerinin ve Taç Kapısının Restorasyonu
alt yapısı olarak da algılanmaktadır. Bu noktada halkın kültür varlığına bakışı ve ondan beklentisinde de farklılıklar
oluşmuştur. Bu durum kültür varlığının korunması konusunda birçok avantajlar yaratırken, bazı dez avantajları da
beraberinde getirmektedir
gerekse sanat tarihi açısından çok özel bir yere sahip olan kültür varlıklarımızdandır. Bu yönü ile eser sadece mimari bir
yapı olmanın ötesindedir. Bu şekli ile eserin bir sanat objesi
olarak değerlendirilmesi ve bu anlayış içerisinde restorasyon
programının planlanması gerekmekte idi.
Bu dezavantajlar turizm sektöründe daha fazla katma
değer yaratmak adına eserlerin orijinal görüntüsünden daha
gösterişli sunulması ve zaman zaman onların bir maket gibi
kullanılmasıdır. Bu noktada yapılacak restorasyon çalışmasının bilimsel veriler ışığında eserin orijinal işlev ve görünümünü ortaya çıkaracak şekilde ve halkta da saygı uyandıracak duyarlılıkta yapılması eserin gelecekte korunması açısından ve korumanın sürdürülebilirliği açısından hayati önem
taşımaktadır. Sivas Çifte Minaresi gerek dönem özellikleri
Sivas çifte minare Taç kapısı ve minarelerinin restorasyon
çalışmaları 2007 yılında başlamış ve 2008 yılında tamamlanmıştır. Restorasyon ve konservasyon çalışmaları yukarıda anlatmaya çalıştığımız yöntemler ile gerçekleştirilmiştir.
Yapılan restorasyon çalışması ile eserin orijinal verileri
korunarak gelecek kuşaklara iletilmesi sağlanmıştır. yönünde dünyada uygulanan en modern yöntemlerin kullanılması önem arz etmektedir.
Kaynakça
Denknalbant, A., 2010
Osmanlı Öncesi Türk Mimarisinde Çifte Minareli Cephelerin Gelişimi (Anadolu, İran, Azerbaycan.
Hindistan), İstanbul Ünv. Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Bölümü Doktora Tezi, İstanbul,
s.126-152.
Karamağaralı, Haluk, 1971
Erzurum’daki Hatuniye Medresesi’nin tarihi ve banisi hakkında mülâhazalar, Selçuklu Araştırmaları
Dergisi, 3, s. 209-242.
EKLER
104
restorasy n
Mine Yar, Celaleddin Küçük
restorasy n
105
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Sivas Çifte Minareli Medrese Minarelerinin ve Taç Kapısının Restorasyonu
106
restorasy n