Lisanssız Elektrik Üretimi: Kısa bir değerlendirme

Lisanssız Elektrik Üretimi: Kısa bir değerlendirme
Birkaç defa baştan sona yenilenen Lisansız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nin son hali
Ekim 2013’te yürürlüğe girerek, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı küçük çaplı
elektrik üretim tesislerinin kurulması için gerekli mevzuat altyapısı tamamlanmış oldu.
Yönetmeliğin ardından, başta Meram Bölgesi olmak üzere Anadolu’nun güneşi daha
fazla olan güney şeridinin neredeyse tümünde yüksek miktarda lisansız Güneş Enerji
Santralleri (GES) başvuruları yapıldı.
Güneş Enerjisi yatırımcıları, daha ilk andan itibaren GES projesi geliştirmenin arazi
geliştirme işiyle neredeyse tamamen aynı olduğunu fark ederler. Lisanslı projelerden
farklı olarak lisanssız projelerde kamulaştırma imkânı olmaması, GES projeleri için
gerekli büyük miktardaki arazi ihtiyaçlarını kendilerinin çözmelerini zorunlu kılıyor.
Ancak küçük parsellere bölünmüş, çok ortaklı ve çoğu anlaşmazlık nedeni ile
mahkemelik olmuş arazi yapısı, gerekli arazilerin teminini oldukça güçleştirmekte.
Tam da bu noktada hazine arazilerinin lisanssız projelere açılması, GES yatırımcıları için
önemli bir gelişme oldu. 362 Sıra No.’lu Milli Emlak Tebliği ile Maliye Bakanlığı, hazine
arazilerinin lisanssız projelere 30 yıla kadar kiralanmasının önü açmış oldu. Özellikle
lisanslı projelere sağlanan arazi teşvikinin, bu tebliğ ile lisanssızlara da verilmesi çok
önemlidir. Bu teşvik sayesinde, lisanssız elektik üretim tesislerine tahsis edilen
arazilerin irtifak hakkı veya kullanma izni bedellerinde %85 indirim yapılacak.
Tebliğ’de yer alan ve tesislerin kiralama süresi sonunda, verimlilikleri %80’in altında
olmayacak şekilde, hazineye devredilmesi düzenleyen hüküm, yatırımcılar açısından
belirsizlik yaratmaktadır. Tesis verimliliğinin işletmeye alındıktan 30 yıl sonra %80
düzeyde nasıl tutulacağı tartışma yaratmaktadır. Yatırımcıların, ciddi maliyetler ile
kurdukları tesisleri zaten olabilecek en iyi verimlilikte işletecekleri göz önünde
bulundurularak bu şartın kaldırılması gerekiyor.
Diğer önemli bir hususta, il müdürlükleri ve diğer ilgili idaredeki yetkililerin Tebliğ’in
uygulamaya sorunsuz konabilmesi için gerekli alt mevzuatı ve uygulamaları yürürlüğe
konmasıdır. Halen, lisanssızların özel durumunu bilmeyen ve hazine arazilerinin elektrik
üretim projelerine tahsisi için EPDK’dan Kamu Yararı kararı alınması gerektiğini
söyleyen yetkililer çıkmaktadır.
Elektrik ihtiyacımızın yarısının doğalgazdan karşılandığı ve Suriye ile Ukrayna başta
olmak üzere bölgemizdeki gelişmelerin enerji arzındaki riskleri önemli ölçüde artırdığı
bir dönemde yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretiminde kullanılması için
azami ölçüde çalışmak gerekiyor. İklim değişikliğinden kaynaklanan kuraklıklarda ciddi
artışların da olduğu düşünüldüğünde, başta güneş olmak üzere yenilenebilir enerjinin
yaygınlaştırılması artık bir seçenek olmaktan çıkmış ve zorunluluk haline gelmiştir.
Artık Türkiye’nin enerji paradigmasında dönüşüm yapmanın zamanı gelmiştir. Son
yıllarda yenilenebilir enerji ekipman fiyatlarında görülen büyük düşüşler, bu dönüşümü
her zamankinden daha çok mümkün kılmaktadır. Enerjide çözümün, sadece büyük
santrallerde olmadığı, tarıma elverişsiz arazilere ve çatılara kurulacak paneller, rüzgar
türbinleri, çiftliklere kurulacak biyogaz tesisler gibi küçük binlerce elektrik üretim
tesisinin ne kadar büyük bir kapasiteye ulaşabileceğini yakız zamanda hayretle
göreceğiz. Yapmamız gereken, elbirliği ile bu dönüşümü hızlandırmak.
Ramazan Aslan,
Lifenerji Limited Şirketi
Çetin Emeç Bulvarı 19/18, Çankaya, Ankara
Tel: 0312 481 21 42