ÇOCUK VE TÜKETİM Yapılan araştırmalar dünyadaki nüfus artışına bağlı olarak marka sayısında da artış olduğunu söylemektedir. Nüfusun farklı gruplara sahip olması ve çocukların da bu gruplar içerisinde yer alması çocuk tüketicilere yönelik faaliyetlerin arttığını göstermektedir. Bunun nedenleri arasında çocukların harçlıklarında artış olması, çocukların geleceğin pazarını oluşturması ve ailenin alışveriş kararlarında çocuğun büyük rol oynaması yer almaktadır. Aileler için çocuklarının çok önemli olması, çocuklar tarafından ilgi duyulan, sevilen ürünlerin alımında etkin rol almaktadır. (Binay, 2010) Teknoloji hayatımızın birçok alanında karşımıza çıkan bir olgudur ve bu durum çocukları etkileme oranını artırmıştır. Çocuklarda da medya tüketim alışkanlıkları ortaya çıkmaya başlamıştır. Yapılan araştırmalarda çocukların televizyon/medyadan etkilenmeleri ile alışverişte alacakları ürünleri seçmeleri arasında doğru orantı olduğu söylenmektedir. (Aktaş, Özüpek & Altunbaş, 2011) Bu da göstermektedir ki çocukların medya tercihinde televizyon 1. sırada yer almaktadır. Medyanın hayatımızın içerisinde bu kadar yer alması ve çocukların talep ettikleri ürünlerde etkin rol üstlenmesi bir eğitimci ve anne-babalar olarak bu durumunun hassasiyeti üzerinde durmamızı gerektirmektedir. (Ateşoğlu & Türkkahraman, 2009). MEDYA – ÇOCUK - TÜKETİM Televizyon izleme sıklığı kültürden kültüre değişmektedir. Fransa’da çocukların %30’unun her gün günde 3 saat 28 dakika televizyon izlemekte, bilinci henüz tam gelişmemiş çocuklar bile televizyon açmayı bilmektedirler. Ege Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre Ege Üniversitesi Anaokulu’ na giden çocukların %56’sı günde 2 saat,%44’ü 3 saat televizyon izlemektedir.(Kuruoğlu & Kellner, 2001) Mamak Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nin yaptığı araştırmaya göre 3-6 yaş grubu çocukların %98.9’ unun televizyon izlediği saptanmıştır. Bu çocukların %53.5’i günde 3-5 saat, %44.3’i 1-2 saat, % 1.1’i ise 12 saatten fazla televizyon izlemektedir.(Mamak Rehberlik ve Araştırma Merkezi,---:2) Yapılan araştırmalar unsurlarından çocuklarımızın medya biri olan televizyon ile geçirdikleri verimsiz vakti göz önüne sermektedir. Çocukların televizyon karşısında geçirdikleri vakti ve bu süre içinde maruz kaldıkları gerek ürün yerleştirme gerek direk reklam yayınlarını çocuklarımızın reklamlardan etkilenme durumları yok sayılamaz. düşündüğümüzde Kapferer (1991), Çocukların reklam müziklerini duyar duymaz oyunlarını yarıda bıraktığını tüm ilgi ve dikkatlerini televizyona verdiklerini ifade etmiş; çocukların kendilerini reklamlardaki karakterlerle özdeşleştirdiklerini söylemiştir.(Kapferer,1991:15) Bu durum bir çok tehlikeli duruma yol açtığı gibi tüketici çocuklar yetişmesine de sebep olmaktadır. Fransa’da CNRS’nin yapmış olduğu ‘Reklamların Çocuğa Yaptırdığı Şeyler’ konulu araştırmada ise televizyon reklamı izleyen çocukların %40’ının reklamlarda gördüğü oyuncağı ailelerine satın aldırmaya çalıştığı, izlemeyen çocukların ise %16’sının satın aldırmaya edilmiştir.(Kapferer,1991:142) çalıştığı tespit Avrupa’da yapılan araştırmada ise çocukların ekonominin itici gücü olduğu tespit edilmiştir. Marka ve satın almada çocukların etkilerinin arttığı; bununla birlikte çocukları ile alışveriş yapan ailelerin görülmüştür.(Elden,2004:61) %82’sinin tüketim miktarlarının arttığı 2-3 yaş arası çocukların mağazalardaki markaları ve markalardaki karakterleri tanıdığı saptanmış; bu durumun ürünleri satın almaya yönlendirmektedir. 4-5 yaşından itibaren ise çocukların reklamları ayırt etse bile onların satış amacını kavrayamamakta ve savunmasız kalmaktadırlar. Reklamların ‘her zaman daha iyi ve güzel bir hayat mesajı’ düşünsel olgunluğa erişmemiş çocukları fazlasıyla etkilemekte ve onları tüketime özendirmektedir.(Yücel, 2008) Reklamların düşünceleri etkilerken aynı zamanda fazla tüketime teşvik ettiğini ileri sürülmekte ve bu duruma bağlı olarak kişileri bağımlı kıldığından bahsedilmektedir. (Kar, 2008) Bu bağımlılık bireylerin bu durumdan haz duymasına ve tüketimde kitlesel kültür diye tabir edilecek bir olguya neden olduğu savunulmaktadır. Çocukları televizyonun etkilerinden koruyabilmek için aile bireylerinin tüketim bilinci kazanması gerektiğini savunulmaktadır. Aynı zamanda televizyonun okul öncesi eğitim dönemindeki çocuklar tarafından olabildiğince kullanılmamasına dikkat edilmesi, televizyon izlerken çocukların yalnız bırakılmaması, televizyon izlemeye sınırlamalar getirilmesi ve mümkün oldukça çocuğun olduğu ortamlarda televizyonun açık bırakılmaması gerektiği aileler tarafından bilinmelidir.(Ertürk, 2010) KAYNAKÇA Aktaş H., Özüpekk N. ve Altunbaş H.(2011) Çocukların marka tercihleri ve medya tüketim alışkanlıkları. Selçuk Üniversitesi İletişim Dergisi.6,(4),115-125. Ateşoğlu İ. ve Türkkahraman M.(2009).Çocukların tüketici olarak sosyalleşmesi. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi.14,(3),215-228 Binay, A. (2010). Tüketim vasıtasıyla oluşturulan postmodern kimlikler. Global Media Journal Turkish Edition, 1(1), 17-29. Elden, M., & Ulukök, Ö. (2006). Çocuklara Yönelik Reklamlarda Denetim ve Etik. Küresel İletişim dergisi, 2, 1-23. Ertürk D.N.(2010) Çocukluk Çağı Gelişim Dönemlerine Göre Medya Kullanımı. Çocuk hakları ve Medya El Kitabı, 49. Kar, A.(2008).Çocuk tüketiciler ve tüketilen çocuk. Y.G. İnceoğlu ve N. Akıner (ed.) Medya ve Çocuk Rehberi. Konya: Eğitim kitabevi Yayınları(S.191-207) Kuruoğlu, H., & Kellner, D. (2001). Televizyonun çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri. E. Ü İletişim Fakültesi Dergisi Yücel,H.(2008).Çocuk ve reklam: Televizyon reklamlarının çocuk üzerine etkileri. Y.G. İnceoğlu ve N. Akıner (ed.) Medya ve Çocuk Rehberi. Konya: Eğitim kitabevi Yayınları(S.211-228) HAZIRLAYAN MAVİ SINIF ÖĞRETMENİ MELİSA KIZILKAYA
© Copyright 2024 Paperzz