LALE ANNE İlkbaharda kırları renk renk çiçekler süsler. Papatya, gelincik, zambak, menekşe, nergis… Adını bilmediğimiz daha pek çok çiçek görürüz. Çeşit çeşit çiçekler. Evlerin bahçelerinde, parklarda da laleler, sümbüller, güller, karanfiller açar. Parklar, bahçeler şenlenir. Bizim mahalledeki evlerin balkonları, bahçeleri çiçeklerle dolu. Herkes çiçek seviyor, çiçek yetiştiriyor. Annem, “Bu yıl Güzel Balkon Yarışması’na katılacağım.” diyor. Balkonda beyaz, pembe, kırmızı sardunyalarımız; güzel kokulu fesleğenlerimiz var. Annem kışın da pencere önlerine yerleştirdiği saksılarda çiçekler yetiştiriyor. Bu çiçekler bütün güzellikleriyle evimizi güzelleştiriyor. Adları da çok güzel: On bir ay çiçeği, küpeli, tavşankulağı, Afrika menekşesi, aşk merdiveni, begonya… Annem, bu çiçeklere kendi de ad takıyor: Cici kız, Nazlı, Neşeli… Onlarla konuşuyor bile. İş dönüşü çiçeklerle uğraşmak, annemi dinlendiriyormuş. Annem öyle diyor. Ben çiçekleri, bir de kitapları çok seviyorum. Bunları armağan etmeyi ya da bunları armağan olarak almayı çok seviyorum. Çiçekler de kitaplar da dünyamızı güzelleştiriyorlar. Bu çiçek ve kitap sevgisi bana annemden geçti. Anneme de büyükannemden geçmiş. Büyükannem bahçeli bir evde oturuyor. Bu küçük bahçenin her yerinde çiçek var. Bahçedeki yolun taşları arasında bile yeşillikler, çiçekler var. Nesrin BARAZ Düşlerde
© Copyright 2024 Paperzz