اَلطَّـَلَ قُ مَرَّتَانِِۖ فَاِمْسَاكٌ بِمَعْرُوفٍ اَوْ تَسْر۪يحٌ ب

İLİ
﷽
TARİH
:BOLU
:03.04.2015
َ َّ‫اَلط‬
ٌ ‫ق َم َّرتَا ِۖ ِن فَا ِ ْم َسا‬
ُ ‫ـَل‬
‫ُوف اَوْ تَس ْ۪ري ٌح بِاِحْ َسا ٍن‬
ٍ ‫ك بِ َم ْعر‬
َّ ‫ أَ ْب َغضُ ْال َحَلَ ِل إِلَى‬: )‫قال رسول هللا (ص‬
ُ َ‫هللاِ تَ َعالَى الطََّل‬
‫ق‬
ALLAH’IN SEVMEDİĞİ HELÂL BOŞANMA
Kardeşlerim;
Nesli devam ettirme, aile fertlerine psikolojik ve sosyal
güven sağlama işlevinin yanında, kültürel değerleri gelecek
nesle aktarma işini önemli ölçüde aile üstlenir. Ailenin sosyal
yapının oluşumundaki inkâr olunamaz fonksiyonu, netice
olarak toplumun ve devletin şekillenmesinde de hissedilir.
Bundan dolayı İslâm hukukunda evlilik sözleşmesi, bir
yönüyle hukukî bir işlem ve akit; bir yönüyle de ibadet olarak
değerlendirilir. Günümüz toplumunda ise aile birliğine gereği
gibi önem verilmediği için boşanmalar hayli artmaktadır.
Sözlükte iki kişinin birbirinden ayrılması mânâsına
gelen talak, İslâm hukuk terimi olarak evlilik bağının
çözülmesiyle eşlerin birbirinden ayrılmalarını ifade eder.
Boşanma; kocanın tek taraflı irade beyanıyla veya bir bedel
karşılığında anlaşarak veya hâkim kararıyla yahut boşama
hakkının kadına da verilmesini içeren dört şekilde
olabilmektedir.
Kardeşlerim;
Kur’ân-ı Kerîm’de evlilik birliğinin sürdürülmesi için
özellikle Müslümanların dinî hassasiyetlerine dikkat çekilir.
Bu kapsamda iffete, güzelliğe, iyiliğe, mârufa, ihsana,
takvaya, Allah’ın sınırlarına riayet etmeye, Allah’a ve ahirete
imana daima vurgu yapılır. Aile müessesesinde hem
erkeklerin hem de kadınların fedakârlık yapmaları gerektiği
belirtilir. Ayrıca hem erkeğin hem de kadının aileleri, karı
koca arasındaki problemlerin çözümünden sorumlu tutulur.
Bütün bunlara rağmen çözüm bulunamazsa, ayrılma en son
çare olarak mubah görülür.
Cahiliye döneminde sınırsız olan boşama sayısını Allah,
üç talakla sınırlandırmıştır. “Boşanma iki defadır” (1) âyeti,
boşanmaların tek celsede sonuçlandırılmamasını beyan eder.
En az üç aylık bir sürece yayılması güzel olarak
değerlendirilir. Tam aksine ilgili zaman şartlarına riayet
edilmeyen (üç talakla boşsun, üçten dokuza boşsun gibi)
boşanmalar, İslâm hukukunda “bid’at” olarak isimlendirilir.
Zaten, hayız hâlinde boşamanın haram olduğunu bildiren âyet
(2), boşanma zamanı itibariyle bir kısıtlama mahiyetindedir.
Bilindiği gibi, İslâm aile hukukunda talak sünni ve bid’i
olmak üzeri iki kategoride değerlendirilir. Ayrıca boşanma
sonrası erkeğin tek taraflı iradesiyle geri dönüşü mümkün
olan boşanmalara ric’i talak, hem erkeğin hem de kadının
irade beyanıyla geri dönüşü mümkün olan boşanmalara ise
bain talak denir.
İslâm, birinci, hattâ ikinci boşama hakkını (benden
boşsun, seni boşadım gibi) acık ifadelerle kullanılmış olsa,
kocaya “ric’at” (karısına geri dönüp evliliği devam ettirme)
hakkı tanır. Kur’ân-ı Kerîm’de, “Kocaları bu arada
barışmak isterlerse, hanımlarını geri almakta daha çok
hak sahibidirler.”(3) buyrulur. Bu süreçte kocanın karısına
geri döndüğünü belirten sözlü ifadesi veya geri döndüğüne
işaret eden fiilî davranışıyla bile, aile birliği yeniden
kurulabilmektedir.
Eğer, birinci, hattâ ikinci boşanma sözleriniz kinayeli
lafızlarla (iraden elinde olsun, defol git ne halin varsa gör )
gibi kızgın bir şekilde boşama kastedilerek olursa bain talak
gerçekleşmiş olur böyle bir durumda evliliğin devamı için
kadının rızasına yeni bir mehir belirlenmesine ve yeni bir
nikâha ihtiyaç vardır. Bununla, kadının mağduriyetinin
giderilmesi hedeflenir. Çünkü kadın, evliliği devam ettirmede
veya
sona
erdirmede
özgürdür.
Bu aşamalardan sonra da netice alınamamış ve ayrılık tek
çözüm hâline gelmişse, İslâm eşleri zoraki beraber yaşamaya
mahkûm etmez.
Bu hükümlere ek olarak Kur’ân-ı Kerîm’de, “Eğer
erkek kadını (üçüncü defa) boşarsa, ondan sonra kadın
bir başka erkekle evlenmedikçe onu alması kendisine
helâl olmaz.”(4) buyrularak, erkeğin aynı kadınla tekrar
evlenebilmesi için hem fiilî olarak başka bir erkekle evlenip
boşanmış olması hem de kadının hür iradesi şart koşulur.
Kardeşlerim;
En önemli özelliğiyle Kur’ân-ı Kerîm’de, boşanmayla
ilgili hükümlerden sonra bunların Allah’ın koyduğu yasalar
olduğu belirtilir ve bu yasaların bozulmaması, bu sınırların
aşılmaması emredilir. Bu yasalara aykırı hareket eden kişiler,
“zâlim” olarak tavsif edilir (5). Eğer yeni bir nikâh akdini
gerektiren bain talak olay başınıza gelmiş ise en kısa zaman
da bir din görevlisiyle istişare edip, yeni bir nikâh akdinin
yapılması hem şahsi ve ailevi, hem de dini bir sorumluluk
olduğunu bilmelisiniz.
1- (Bakara, 2/229)
2- (Talak, 65/1)
3- (Bakara, 2/228)
4- (Bakara, 2/230)
5- (Bakara, 2/229; Talâk, 65/1)
Harun BAKAN
Bolu/ Kıbrıscık/ Vaizi
Redaksiyon:İl İrşat Kurulu