SARVEN ÇİLİNGİROĞLU

SAYI
MECHANIC DERGİSİ
EYLÜL 2014
PRESTİJE İMZA
www.mechanic.com.tr
SARVEN
ÇİLİNGİROĞLU
SİFONİK SİSTEM
NEDEN TERCİH EDİLMELİ
KURUMLARDA
KURUMLARDA
HP/HR-VRF KULLANIMI
Eylül 2014 • Sayı: 9
MİMAR ANTONİ GAUDİʼNİN ŞEHRİ
BARCELONA
HER SPOR HEM HOBİ
OKÇULUK
başyazı
Başyazı
Merhabalar;
7
Eylülde Mecidiyeköy’de bir rezidans inşaatında meydana gelen asansör kazasında
hayatını kaybeden 10 işçimize Tanrı’dan rahmet, yakınlarına ve çalışma
arkadaşlarına baş sağlığı diliyoruz. Çalışma ve Sosyal Bakanlık verilerine göre
Türkiye’de her gün ortalama 172 iş kazası meydana geliyor. Bu kazalar her gün ortalama
4 işçinin hayatına mal olurken, 6 işçi ise sürekli iş göremez hale geliyor. Çalışma
hayatındaki bu olumsuz tablo, Türkiye’nin Avrupa’da iş kazaları ve işçi ölümlerinde 1.
sıradaki yerini korumasına da neden oluyor.
Bu olumsuz tabloya rağmen Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği bilincinin hala yeterli
seviyeye gelmediğini görüyoruz. Bu bilincin artmasına yönelik, Mechanic dergisinde çeşitli
makalelere yer veriyoruz. Bu sayımızda asansör kazası ile gündemde ilk sıraya oturan
inşaat sektöründeki iş kazalarına değindik.
Mechanic dergisinde en çok geri dönüş aldığımız okuyucularımızın merakla takip ettiği
sektöre yön verenlerde, kurulduğu günden beri teknolojik gelişmeleri Türkiye’ye taşıyarak
birçok ilke imza atmış Çilingiroğlu Mühendislik Müşavirlik firma sahibi, Mak.Yük.Müh.
Sarven Çilingiroğlu ile geçmişten günümüze bir yolculuğa çıktık.
Günümüzde yüksek enerji verimli ve düşük emisyonlu binalar inşa etmenin önemi
giderek artarken nasıl tasarlanabileceğine dair fikirleri IES virtual enviroment ile enerji
modellemesi yaklaşımı isimli makalemizde bulabilirsiniz.
Mechanic Dergisi Eylül sayımızda bir yandan sektör ve yeni ürün haberlerine göz
atarken sıcak ve sektör haberlerinden bunalmaya başladığınız anda mimar Antoni
Gaudi’nin şehri Barcelona’ya yolculuğa çıkabilir, hedefe odaklanma, koordinasyon ve uzun
süreli konsantrasyonunuzu geliştirmek için okçuluk tüyoları alabilir, çocuklarınızı ekran
bağımlısı olmaktan nasıl kurtarabileceğinize dair bilgilenebilir, sonbaharın ilk ayının tadını
çıkarmanızı sağlayacak hayata dair sayfalarımızda konser, sinema, kitap etkinliklerine göz
atabilir, eğlenceli zeka soruları ile tebessüm edebilirsiniz.
Sizin için hazırladığımız yeni sayımızı keyifle okumanızı diliyor, dergimizde emeği
geçen herkese ve tüm okurlarımıza teşekkür ediyor, bir daha ki sayımızda tekrar
görüşmeyi diliyoruz.
Genel Yayın Yönetmeni
Makina Mühendisi
3
DEKOMEDYA A.Ş ADINA
İmtiyaz Sahibi
EVREN DEMİRCİ
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Genel Yayın Yönetmeni
EVREN DEMİRCİ
Teknik Danışmanlar
CEVAT TANRIÖVER, ZÜHTÜ FERAH
Yayın Danışmanı
EMİNE BANKOĞLU
Yeşil Bina Danışmanı
CEMİL YAMAN
Leed Faculty, Breeam Assesor
içindekiler
MECHANIC
Yıl: 1 Sayı: 9
8
Genel Koordinatör
ÖZGÜR PARLAK
Yayın Koordinatörü
ASUMAN DEMİRCİ
Yayın ve Web Editörü
HAKAN ARSLAN
[email protected]
16 Türkiye’nin en önemli projeleri
enerji tasarrufu ve konfor için
Görsel Yönetmen
ÖZGÜ URAL
Danfoss ürünlerini tercih ediyor
Reklam Müdürü
SELÇUK BENLİ
[email protected]
18 Güvenli yapılar için Roda duman,
tahliye ve havalandırma sistemleri
Müşteri İlişkileri
İREM KALENDER
[email protected]
20 Mechanic projelerde enerji
Katkıda Bulunanlar
SELCEN PARLAK, GENCAY
TATLIDAMAK, EVREN UYGUR,
ONUR ŞAHİN, EMRE ÖZMEN,
SMMM HASAN KARAGÖZ, AV.MURAT
BİLİR, SERDAR AYDIN, ÖZLEM
YASMUT
verimliliği kilit önem taşır
24 iklimlendirme kaynaklı sesten
bunalanlar rahatlıyor
Yönetim Yeri
20
Deko Medya A.Ş.
Vişnezade Mah. Prof. Dr. Alaattin
Yavaşça Sokak Efe Apt. No:6 D:4
Akaretler 34353 Beşiktaş/İSTANBUL
Tel: (0212) 236 53 30
Faks:(0212) 236 53 31
www.mechanic.com.tr
[email protected]
Baskı - Cilt
06 Esertepe Rekreasyon Alanı
projesinde Etne tercih edildi
08 Mall of İstanbul ısıtma soğutma
Dağıtım
10 Yangından korunma partneriniz
Mechanic Dergisi aylık olarak yayımlanan bedelsiz süreli bir
yayın organıdır. Mechanic Dergisi, basın-meslek ilkelerine
uymaya söz vermiştir. Dergide yer alan yazı ve fotoğraflar
kaynak gösterilerek kullanılabilir.
ihtiyacını Form ürünleri ile sağlıyor
Viking şimdi Türkiye’de
12 Wilo enerji verimliliği sağlayan
pompaları ile en iyi AVM’lerin çözüm
ortağı oldu
4
28 Dünya akıllı şehirler zirvesine sayılı
30 Yılmaz Soğutma’dan Aspen Pompa
Dünya Yayıncılık A.Ş.
Globus Dünya Basınevi
100.yıl mh. 34204 Bağcılar / İstanbul
0212 440 24 24
Dünya Süper Dağıtım A.Ş
Globus Dünya Basınevi
100.yıl mh. 34204 Bağcılar / İstanbul
0212 440 24 24
kadar devam edecek
günler kaldı
Yayın Türü
Yaygın Süreli
26 Termoteknik kampanyaları 3 Ekime
yeni hi flow serisi ve silent+ serisi
32 LG teknolojideki bilgi birikimini
ticari tip klimaya aktarıyor
34 Airfel güvenli bir konfor için
kombileri kışa hazırlıyor
36 Buderus Logano plus GB402 yer
tipi yoğuşmalı kazan, daha az
yakıtla konfor sunuyor
38 Basınçlı hava taşıyan boru
hatlarında hava kaybının
önlenmesi
44 Darhan’dan Sikla ile
elektromekanik tesisatın
30
askılanmasında hızlı, verimli,
ekonomik çözümler
80
48 Sifonik sistem tercih edilmesinin
nedenleri
54 Kurumlarda HP/HR – VRF kullanımı
56 Tesisatlarda akustik önlemler
62 Direkt genleşmeli klima
santrallerinde soğutma çevrimi
simülasyonu ve parametrelerin
analizi
74 IES Virtual Enviroment ile enerji
82
modellemesi yaklaşımı
78 İnşaat sektöründe iş kazaları
79 Hayata dair
80 Mimar Antoni Gaudi’nin şehri
Barcelona
82 Hem spor hem hobi
84 Ekran bağımlısı çocuklara yönelik
çözümler
87 Eğlenceli zeka
13
AIRPLUS
37
ALİZE
41
ALTERM
67
ARI YANGIN
49
ATLAS
A.K. BUDERUS
75
CİVA
39
DAF ENERJİ
61
DAİKİN
51
DARHAN
23
DEKO GROUP
35
DEVİNİM MAKİNA
2
DUYAR
27
EBITT
17
FETAŞ
19
FRAENKISCHE
63
GETİ
57
GIACOMINI - UNIVAL
31
INVENT-TR
55
IŞIK ENDÜSTRİYEL-FRESE
77
İKLİMLENDİRME KONFERANSI
11
JOHNSON CONTROLS
29
MİTSUBİSHİ ELECTRİC
69
KONTROLMATİK
25
LOWARA
33
MAS-DAF
43
ONEFLEX-DAS YALITIM
71
PREIS - AYDIN GROUP
73
PROKONTROL
65
REHAU
Ö.K.İ - 1 RES
84
REKLAM DİZİNİ
AIRONN
REKLAM DIZINI
28
88
53
SONDEX - TANPERA
9
TA HYDRONICS
59
TEKNOGEN
15
TERMOTRANS
7
ÜÇAY MÜHENDİSLİK
A.K.İ. ÜNTES
45
VENTAS
47
VİCTAULİC
5
Haberler
Ankara Büyükşehir Belediyesi
Esertepe Rekreasyon Alanı projesinde
Etna tercih edildi
Keçiören-Esertepe ile Etlik arasında vadi şeklindeki 183 bin m2’ lik alana sahip Esertepe
Rekreasyon alanı projesinde ETNA ürünleri tercih edildi. Söz konusu rekreasyon alanı;
yamaç asansörleri, Türkiye temalı peyzaj alanı, tarihimizi yansıtan giriş kapıları, göleti,
dev fıskiyeleri ile dikkat çekmektedir.
PROJEDE kapsamında, ETNA’ nın
8 adet 2SM EPH, 2KO-FK ve T3 KIFK serisi frekans kontrollü hidrofor
gurupları ve 3 adet NFPA20 normuna
haiz “yangın pompası” tesis edilmiştir.
Projede kullanılan ETNA T-KI serisi
frekans kontrollü, komple paslanmaz
çelik hidrofor sistemleri ile; basınçlı su
temininde talep edilen miktarda suyun
istenilen basınçta sağlanması garanti
6
edilmiş olup, böylelikle kullanıcılara
kesintisiz bir konfor sunulmuştur. Yeni
nesil IE2 motorlu frekans kontrollü
ETNA T-KI serisi hidrofor sistemlerinin
kullanımı ile, klasik hidrofor sistemlerine
oranla işletim giderleri minimize
edilmiştir.
ETNA T-KI serisi frekans kontrollü
hidrofor sistemlerinde kullanılan
pompalarda; pompa giriş-çıkış gövdeleri,
pompa gövdesi, fan, difüzör AISI304
kalite paslanmaz çelik malzemeden
olup, sızdırmazlık ise mekanik keçe
(karbon-seramik) ile sağlanmaktadır.
ETNA T-KI serisi hidrofor
sistemlerinde; taşıyıcı kaide üzerinde
komple paslanmaz çelik kollektör
gurupları(opsiyonel), eş yaşlandırma
özellikli frekans kontrollü panolar
kullanılmaktadır.
Haberler
“Mall of İstanbul” ısıtma-soğutma
ihtiyacını “FORM” ürünleri ile sağlıyor
Türkiye’nin en büyük yerli AVM yatırımcısı Torunlar GYO tarafından 1.3 milyar TL’lik
yatırımla hayata geçirilen Mall of İstanbul, iklimlendirme ihtiyacını Form Şirketler
Grubu’nun enerji verimliliği yüksek ve çevreci cihazları ile sağlıyor.
YAKLAŞIK 154 bin metrekare
kiralanabilir alanı ve toplam 350
mağazası ile Mall of İstanbul AVM’nin
ısıtma-soğutma ihtiyacı, toplam
soğutma kapasitesi 5.234 kW olan 30
adet LENNOX marka su soğutmalı paket
klima ve toplam soğutma kapasitesi
40.930 kW olan 10 adet DECSA Kapalı
Tip Aksiyel Fanlı Soğutma Kulesi
(REF-A-367) ile sağlanıyor.
Isıtma ve soğutmada AVM’ler
için verimli ve ergonomik
mimari çözüm
AVM’ler gibi büyük yapılarda merkezi
iklimlendirme sistemi seçilirken
enerjinin en etkin ve verimli kullanıldığı
sistemlerin seçilmesi gerekiyor. Lennox
paket klimalar ise tek bir cihazla
taze hava ihtiyacı ve otomasyonu
karşılayarak, ısıtma-soğutma-nem alma
yapabilir. Kolay kullanım ve bakım imkanı
sunan Lennox paket klimalar direkt
genleşmeli çalışma ile ortam havasının
ısıtılıp soğutulması sayesinde yüksek
verimle çalışır.
Projede kondenseri su soğutmalı
paket klimalar kullanılıyor. Bu sayede
su soğutmalı sistemin avantajları
kullanılarak yüksek verimler
sağlanabiliyor. Aynı zamanda su
soğutmalı paket klimalar bina içerisine
kapalı alanlara da yerleştirilebildiği için
bina dışında oluşabilecek görüntü kirliliği
de engellenmiş oluyor. Projede kullanılan
LENNOX paket klimalar ısı geri kazanımlı
cihazlardan oluşuyor. Bu sayede dışarı
atılan ısıtılmış ya da soğutulmuş
havadan önemli oranda enerji tasarrufu
sağlanıyor. Paket klimaların üfleme ve
emiş fanları frekans kontrollü olarak
seçildiğinden kısmi yüklerdeki enerji
8
tüketimleri de azaltılabiliyor.
AVM içerisinde bulunacak insan
sayısının fazla olması nedeniyle ihtiyaç
duyulan taze hava oranı da oldukça
yüksek. Ancak paket klimalarda kullanılan
hava kalite sensörü sayesinde taze
hava oranı, içerideki insan sayısına
göre otomatik olarak ayarlanabiliyor, bu
sayede gereksiz taze hava alınmasının
önüne geçilmiş olup önemli oranda enerji
tasarrufu sağlanıyor.
DECSA kapalı tip soğutma kulesi
modellerinde işletme anında yüksek
enerji tasarrufu sağlayabilen kuru
soğutma ( free-cooling ) teknolojisi
bulunuyor.
Form Şirketler Grubu gerçekleştirdiği
bu proje ile Avrupa’nın en büyük kapalı
eğlence parkına ve Türkiye’nin önde
gelen markalarına ev sahipliği yapan
Mall of Istanbul’u da referanslarına
ekledi.
Haberler
Yangından korunma partneriniz
Viking şimdi Türkiye’de
Beş kişilik ekip ve yerel bir depoyla yola çıkan Viking, Türkiye’de ve Türki bölgelerde
müşterilerine doğrudan şekilde daha iyi hizmet vermeyi amaçlıyor. Viking, İstanbul
Türkiye’de 2014 yılı Mart sonunda yeni bir şube açtı. Kozyatağı’nda merkez ofisi ve
Şekerpınarı’nda deposu mevcut. Stoklarını tamamlayan firma, sektöre hazır olduğunu
Ankara ve İstanbul’da verdiği Seminerler ile gerçekleştirdi.
İSTANBUL Tanıtım toplantısı ve
seminer’in açılışında konuşan Bölge
Müdürlüğü görevini üstlenen Numan
Şahin ekibi ve hizmetleri hakkında
bilgiler verdi. Numan Şahin, geçmişten
bu güne 30 yıllık süreçte Viking sprinkler
sistemlerinin ülkemizde nasıl tanıtıldığını,
NFPA kurallarının yerleşmesi için
yaptıkları çalışmaları, Tüyak Derneği’nin
yönetmeliklerin çıkması için verdiği
çabaları anlattı. Bu çabalarda emeği
10
olanlara teşekkür etti.
Viking Avrupa, Orta Doğu ve Afrika
Yönetim Müdürü Nick Groos, “Türkiye
gibi büyümekte olan önemli bir bölgede
bir şube müdürlüğü açmak Viking’in
daha büyük bir kapsama alanına sahip
olmasına yardımcı olmakta ve firmayı
gelecekteki büyüme ve başarısı için
en iyi şekilde konumlandırmaktadır”
diyerek konuşmasını sürdürdü. Viking
ürün yönetimi başkan yardımcısı Martin
Workman NFPA Standart Kuralları konulu
konuşmasını yaptı.
Köpüklü Yangın Söndürme Sistemi
Ürünleri hakkındaki semineri ürün
müdürü Simon Barrat, Sulu Yangın
Söndürme Sistemi Ürünleri konulu
konuşmayı Jose Antonio, Erico Sismik
Deprem Askıları konulu bilgileri Jose Luis
Gonzales ve Oliver Braquet verdi.
Seminer sonrasında katılımcılar müzik
ziyafeti eşliğinde kokteyl ile ağırlandı.
Haberler
Wilo enerji verimliliği sağlayan
pompaları ile en iyi AVM’lerin
çözüm ortağı oldu
Pompa sistemleri sektörünün lider kuruluşu Wilo, yüksek verimli ve sürdürülebilir
ürünleriyle dev projelerde profesyonel çözüm ortağı olarak yerini alıyor. Zorlu Center
AVM’den Akasya Acıbadem AVM’ye, Trump Towers’tan Marmara Park AVM ve Terra City
AVM’ye kadar önde gelen alışveriş merkezleri Wilo’nun geliştirdiği yüksek oranda enerji
verimliği sağlayan pompa sistemlerini tercih ediyor.
POMPA sistemleri sektöründe
dünya çapında yeni standartlar ve
akılcı çözümler geliştirme vizyonu
ile faaliyetlerini sürdüren Wilo, geniş
ürün yelpazesiyle birlikte müşterilerine
sunduğu kaliteli hizmetle de sektörüne
12
öncülük ediyor. Wilo’nun geliştirdiği
yüksek enerji verimliliği sağlayan pompa
ve pompa sistemleri dünya çapındaki
projelerde profesyonel çözüm ortağı
olarak tercih ediliyor.
Wilo’nun Stratos ürün grubu, A enerji
sınıfı pompa sistemleri olarak alanında
fark yaratıyor. Dünyanın en verimli
sirkülasyon pompası olan Wilo-Stratos
Pico, enerji sınıfının ötesine geçerek,
klasik kontrolsüz pompalara oranla yüzde
90’a varan oranlarda enerji tasarrufu
Haberler
sağlıyor. Wilo’nun sektöre sunduğu son
ürünler arasında bulunan Helix Excel
ve Stratos Giga da en üst düzeyde
enerji verimliliği sağlıyor. Helix Excel,
enerji verimliliği konusunda 2017’de
yürürlüğe girmesi beklenen yasal
gereklilikleri karşılamanın da ötesine
geçmiş durumda.
Profesyonel çözümlerini önemli
AVM projelerinde de hayata geçiren
Wilo, Zorlu Center AVM, Akasya
Acıbadem AVM, Trump Towers,
Marmara Park AVM ve Terra City AVM
gibi dev projelerde de suya yön veriyor.
Wilo pompa sistemleri Zorlu
Center’a değer katıyor
Sunduğu yaşam alanları ve farklı
seçeneklerle İstanbul’un özel yerleşim
merkezlerinden biri olan Zorlu Center,
Wilo ürünlerinin tercih edildiği önemli
projelerden biri. Zorlu Center AVM’nin
ısıtma-soğutma hattında “Wilo IL”
pompaları, ayrıca kullanma suyu
hidroforunda “Helix V” pompaları
kullanıldı. Wilo pompa sistemleri,
hidrolik verimlilik ve bakım kolaylığı
başta olmak üzere kullanıcılara
sağladığı pek çok avantajla Zorlu
Center’a değer katmaya devam ediyor.
Akasya Acıbadem’de
su sirkülasyonu Wilo
güvencesinde
İstanbul’da Anadolu Yakası’nda
yükselen Akasya Acıbadem AVM’de
su sirkülasyonu, Wilo’nun pompa
sistemlerine emanet edildi. Acıbadem
Akasya projesinde yer alan Wilo
hidrofor ve sirkülasyon pompaları, bina
otomasyonu ile kumanda edilebiliyor.
Stratos pompalar, bina otomasyonu
ile pompaya entegre olabilen modüller
sayesinde iletişim kuruyor. WiloStratos pompalar ayrıca uygun enerji
tasarruflu çalışma modlarından birini
seçme imkânı sağlıyor.
Wilo, Trump Towers’ta akıllı
basınç yükseltme sistemleri
ile fark yaratıyor
Wilo pek çok uygulamasında
14
olduğu gibi akıllı basınç yükseltme
sistemleri ile de fark yaratıyor. Trump
Towers projesinde uygulanan akıllı
basınç yükseltme sistemleri, su
teminini 39 kat boyunca en yüksek
teknoloji standardıyla sağlıyor.
Projede sirkülasyon ve hidroforlarda
kullanılan frekans konvertörlü
kontrol panolarıyla enerji tasarrufu
sağlanıyor. Sirkülasyon ve hidrofor
pompalarının gün içerisinde değişken
kapasite ihtiyaçlarını en verimli şekilde
sağlayabilmesi için projede frekans
konvertörlü kontrol panolarına yer
verildi.
Wilo, Marmara Park AVM’de
enerji tasarruflu, ekonomik
çözümler sunuyor
Dinamizmi ve sosyal yönüyle
Beylikdüzü/Esenyurt bölgesine yeni
bir boyut kazandıran Marmara
Park Alışveriş Merkezi’nde de Wilo
pompaları kullanılıyor. Wilo sirkülasyon
pompalarından IL pompa verimliliği
ve işlevselliği nedeniyle Marmara
Park yetkilileri tarafından tercih
edildi. Wilo pompaları gelişmiş
özellikleri sayesinde enerji tasarrufu
sağlıyor, yatırım ve işletme maliyetleri
açısından ekonomik çözümler sunuyor.
Antalya Terra City AVM,
sürdürülebilir tasarruf için
Wilo’yu tercih etti
Antalya’nın ticari ve sosyal yaşamına
değer katan Terra City Alışveriş
Merkezi, enerji israfını engellemek
ve yeşil ilkelere uygun olarak faaliyet
göstermek için en önemli katkılardan
birini Wilo’dan aldı. Terra City, bu
çevreci yaklaşımda ve tasarrufta
sürdürülebilirliği yakalayabilmek için
ısıtma – soğutma sistemlerinde ve
diğer su tahliye sistemlerinde Wilo
pompa ve pompa sistemlerini tercih
etti.
Ürünleri, çözümleri ve hizmetleriyle
müşterilerinin yaşamlarını ve iş
hayatlarını kolaylaştırmayı amaçlayan
Wilo, dev projelerin çözüm ortağı
olmaya devam edecek.
Haberler
Türkiye’nin en önemli projeleri
‘Enerji Tasarrufu ve Konfor’ için
Danfoss ürünlerini tercih ediyor
‘81 Yıllık Mühendislik Birikimi’ ve ‘Yüksek Teknolojiye Sahip Ürünleri’ ile tüm Dünya’da
birçok yapı projesinin ve endüstriyel tesisin ‘enerji tasarrufu ve konfor’ ile tanışmasını
sağlayan Danfoss, Türkiye’de de önemli projelere, fark yaratan çözümler sunmaya devam
ediyor.
SON yıllarda başta inşaat sektörü
olmak üzere tüm sektörlerde ‘enerji
tasarrufu’ ve ‘konfor’ gündemin birinci
sırasında yer alıyor. Enerjinin pahalı
olduğu günümüzde tüketiciler de daha
az enerji tüketen ve daha konforlu
evlerde yaşamak istiyorlar. Özellikle
yeni ve nitelikli konut projelerinde,
tüketicilerin bu talebini belirleyen en
önemli etken ‘iklimlendirme kontrolü
ve otomasyon’. Başta Termostatik
Radyatör Vanası ve Hidronik Balans ve
Kontrol Vanaları olmak üzere, Danfoss
ürettiği yüksek teknolojili ‘otomasyon
ve kontrol ürünleri’ ile tüketicilerin
‘yaşam konforunu’ yükseltiyor ve aynı
zamanda da enerji tasarrufu sağlıyor.
Son bir iki ay içerisinde Danfoss
ürünlerini tercih ederek, enerji
verimliliği ve konfor sağlamada, bir
adım öne geçen projelerden bazıları:
16
• Sinpaş Altın Oran (Ankara)Danfoss Döşemeden Isıtma
Sistemleri
• MSB Lojman Renovasyon
Projeleri – Danfoss Termostatik
Radyatör Vanaları
• Kaşmir Göl Evleri (Ankara) Danfoss Daire İstasyonu
• Halk Bankası Bankacılık Üssü
(Gebze) – Danfoss Self Acting
Vanalar
• Alanya Sea Side Residence
(Antalya) - DEVI Isıtma Kablosu
Çözümleri
• Tema İstanbul (İstanbul) –
Danfoss Hidronik Balans ve Kontrol
Vanaları
• Sheraton Hotel (Samsun) –
Danfoss Frekans Konvertörleri
• İş Bankası (İstanbul) - Danfoss
Frekans Konvertörleri
Haberler
Güvenli yapılar için RODA duman
tahliye ve havalandırma sistemleri
Duman tahliye ve doğal havalandırma sistemleri konusunda kaliteli ve estetik ürünleriyle
tanınan Alman RODA markası, FORM tecrübesi ve güvencesi ile bir araya gelerek
dumanla mücadelede profesyonel çözümler sunuyor.
YANGINLARDA, dumanın yayılmasını
önlemek ve binaların dumandan en
hızlı şekilde arındırılmasını sağlamak
için geliştirilen RODA duman tahliye
kapakları, projelere uygun ürün
seçenekleriyle yapılarınızı güvenli
mekanlara dönüştürüyor. RODA duman
tahliye ve havalandırma sistemleri;
fiziksel dayanıklılık, ısı ve ses yalıtımı,
rüzgar, kar yükü ve yüksek yangın
dayanımı özelliklerine sahip ürünlerdir. Bu
özellikleri ile mimarların, mühendislerin,
müteahhitlerin ve diğer tüm müşterilerin
yüksek standartlarını karşılar. Cam,
polikarbonat, alüminyum ve izoleli
alüminyum malzemelerden üretilen
RODA duman tahliye sistemleri, DIN EN
12101-2 ve VdS 2159 standartlarına
uygundur.
RODA duman tahliye
sistemlerine uygulanan testler;
• 3000 Pa kadar rüzgar dayanımı
• 1500 N / m2 kar yükü dayanımı ( VdS
standartlarına göre 500 N / m2’dir)
• -15 °C kadar düşük sıcaklık dayanımı
• Ses yalıtımı
• 300 °C kadar ısı dayanımı
• 10.000 kez açma-kapama
• Aerodinamik etkin alan
• Paslanma ve yıpranma dayanımı
RODA duman tahliye
sistemlerinin avantajları;
• Monte edilen hareketli ve sabit
en küçük detaya kadar hassas
mühendislik unsurlarından
oluştuğundan, sistem her zaman
18
güvenle kullanılır.
• Kurulumu hızlı, kolay ve ucuzdur. Mil
menteşeleri bakım gerektirmez.
• Ünite kaidelerinin tüm bileşenleri
AIMgSi5 alüminyum profilden
üretilmiş olup, korozyona dayanıklı ve
yüksek mukavemet sağlar.
• Aerodinamik yapıya sahip kanalları
sayesinde etkili bir drenaj sağlar.
• Profesyonel contalama sistemi
minimum ısı kaybı ve maksimum ses
yalıtımı sağlar.
• Kullanım amacına göre farklı
tipler(elektrikli veya pnömatik) ve
opsiyonel sensörler mevcuttur.
(yağmur, rüzgar, duman sensörleri vs.)
RODA duman tahliye ve havalandırma
sistemleri, endüstriyel tesisler, ticari
binalar, turizm tesisleri, kültür merkezleri
ve laboratuarlar için yangınlara karşı
mimari açıdan estetik ve güvenli
çözümler sunuyor.
Söyleşi
Bu sayımızda kurulduğu günden beri teknolojik gelişmeleri Türkiye’ye
taşıyarak birçok ilke imza atmış olan Çilingiroğlu Mihendislik Müşavirlik firma
sahibi Sarven Çilingiroğlu ile geçmişten günümüze bir yolculuğa çık k.
Keyifle okumanızı dileriz.
Mechanic projelerde
enerji verimliliği kilit
önem taşır
Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
1 Eylül 1963 yılında İstanbul Şişli’de doğup büyüdüm.
1980 yılında Getronagan Lisesini, 1984’de İ.T.Ü. Makina
Fakültesi’ni bitirdim. İ.T.Ü. de Master yaptım, 1987’de
enerji bölümünden mezun oldum. Yüksek lisans döneminde
Honeywel’de 1 yıl boyunca part-time çalıştım. 1986 yılında
da ısı pompaları üzerine tezimi hazırlamak için İngiltere’de
York International’da 2 ay staj yaptım. İTÜ’deki değerli
hocamın deyimiyle “mevsimlik ısıtma tesir katsayısı” COP
üzerine tezimi bitirdim, ilk defa matematik model üzerinde
çalıştık. Programladık. Teoride yaptığımızı pratiğe taşımak
istedik, okulumuzun bir kreşi vardI, orda uygulamak istedik,
sonra çeşitli idari nedenler ile izin alamadık.
Ben babam sayesinde hep bu sektörün içinde oldum.
Kevork Çilingiroğlu sektöre çok değerli hizmetler vermiş,
örnek olmuş, saygın bir kişidir, sağlıklı ömürler diliyorum.
İçinde ofisimiz bulunan bu konut eskiden evimizdi, giriş
katındaki babama ait arşivi koruyoruz. Şimdi bu konut
şirketimizin merkezidir. Bilgili, çekirdek kadro ile proje
çiziyoruz.
Projecilik günümüzde tam değerini
bulabildi mi?
Projecilik günümüzde tam değerini bulamış değil.
Tecrübenize değer verilmeli, adil olmayan tercihler ortaya
çıkmamalı. Biz fikir satıyoruz, bilgimiz ile deneyimlerimizi
birleştiriyor en verimli ve geleceğe faydalı çözümler
üretmeye çalışıyoruz. Bir tesisi projelendirirken enerji
20
verimliliğini ve çevreyi düşünerek hareket ediyoruz. Mal
sahibinin istekleri doğrultusunda kısa vadeli çözümler
üretmeyi doğru bulmuyoruz, mal sahibi aynı zamanda
işletmeciyse sorun yaşamıyoruz, değilse mücadele
etmeniz gerekiyor. Bir projecinin proje bitene kadar
sorumluluğu devam eder. Uygulama aşamasında projeci
işe dahil olmamış ise sorumluluğu da kalmaz. İşin içinde
değilsek iskan aşamasında mufakatname veririz. Proje
kontrollüğümüz varsa sorumluluğu üstleniriz.
Binalarda malzeme ve sistem seçimini
nasıl yapıyorsunuz?
Doğru sistem ile yola çıkmalısınız, hem yatırım hem işletme
olarak. Biz sistem seçimini detaylı ve karşılaştırmalı bir
raporlama ile sunuyoruz. Tesisin fizibilitesini çıkarıyoruz.
Suyu da doğru kullanmaya özen gösteriyoruz.
Doğru malzeme ile enerji verimliliği ayrı tutulamaz,
doğru malzeme ömür demektir. Binanın ömrü kadar ki
sürede malzeme sürekli değişim gerektiriyorsa bu seçim
kriteri yanlıştır. Ben “binalarda sistem seçim kriterleri”
konulu Teskon da eğitim verdim, bu yıl da devam edecek,
eğitim için talebin çok olduğunu da görüyorum.
Projeciler şartnameleri neden dikkate almalıdır?
Her ürünün ayrı ayrı şartnameleri olmalıdır. Ülke
şartnamesini de getirmek lazım. Projeci şartnameleri
dikkate almalıdır. Şartname ayağımızın eksik
olduğunu ifade etmeliyim. Bu eksikliğin giderilmesinde
Sarven Çilingiroğlu
Çilingiroğlu Mühendislik
Müşavirlik
Makina Yüksek Müh. (İ.T.Ü.)
21
Söyleşi
derneklerimize çok iş düşüyor.
Derneklerde tabandaki
gençlerden yararlanarak alt
komisyonların çalışmasını
sağlayarak bu eksikliğin
giderilebileceğini düşünüyorum.
Mesleki bir hayaliniz varsa
paylaşır mısınız?
Meslek sigortalarının bizim
mesleğimizde de başlaması
ve gereklilik haline gelmesini
istiyorum. Kendinizi mesleki
olarak sigortalamalısınız, örneğin
yeni açılmış bir büro yıllık elli
bin liraya sigortanabiliyorsa,
tecrübesi ve yaptığı işler
kanıtlanmış bir büronun sigortası
otuz bin liraya olabilir. Bu
durumda risk analizi yapılır
ve yeni bürolar da fiyatlarına
bu rakamları yansıtmak
zorunda kalarak daha adil bir
fiyatlandırma ortamı ortaya
çıkar.
Bize bir projenizi anlatır
mısınız?
Size Tarsus AVM projemizden
bahsetmek isterim. Çevreci bir
yaklaşım ile gerçekleştirilmiştir.
Mersin’de Tarsus’da yer alan
Tarsu Alışveriş Merkezi’nde doğal
havalandırma sistemi ilk kez
kullanıldı. 24bin m2 alan üzerine
kurulu AVM de geri dönüştürülebilir malzeme ve aktif &pasif
enerji tasarruf teknikleri ile elektrik enerjisinde tasarruf
sağlanıyor. Projenin teması olan “su” konsepti çerçevesinde,
çok ince partiküllü su püskürtme sistemi 1000 m2’yi bulan
teraslarda kullanılıyor.
Alışveriş merkezi içerisindeki CO2 sensörleri vasıtası
ile içerideki ihtiyaca göre havalandırma sağlanıyor,
böylelikle geceleri doğal havalandırma ile tam soğutma
yapılırken gün içindeki soğutma ihtiyacı ortadan kalkıyor.
Doğal havalandırma sistemi ile yıllık 60 bin Euro tasarruf
yapılabileceği hesaplanıyor. Biriktirilen gri su ile bina
ihtiyacının %99’u karşılanıp, binanın yıllık su ihtiyacı 23bin
m3’ten 11bin m3’e inmesi bekleniyor.
Havuzlarda kullanılan filtrasyon ve sirkülasyon sistemleri
sayesinde havuzlarda su kaybı günlük sadece %1 kadar
olacak, bu da havuzlardaki suyun 7 günde bir yerine 100
günde bir yenilenmesi anlamına geliyor.
Ortak alanlardaki aydınlatma sistemlerinin otomasyonu
sayesinde elektrik tasarrufu yaz aylarında %30’lara çıkabilir.
22
Breeam
gereklilikleri çerçevesinde,
susuz pisuar yapılandırması sayesinde
senelik yaklaşık 1400 m3 su tasarrufu
hedefleniyor.
Tarsus AVM projemizde planlar ve
inşaat detayları temel alınarak Tarsus
Alışveriş Merkezinin simulasyon modeli
oluşturduk.
Doğal havalandırma sisteminin
performansının değerlendirilmesi
için hazırlanan model, <VE>, Virtual
Environment Versiyon 6.0 adlı program
kullanılarak hazırlanmıştır.
Doğal havalandırma stratejisi
diğer sistemler tasarlanırken de
göz önünde bulundurulmalıdır. Bina
tasarımı yapılırken doğal havalandırma
hesaba katılmalıdır. Dikkat edilmesi
gereken faktörler; akustik çevre,
duman kontrolü, sağlık ve güvenlik
olarak ele alabiliriz. Bir sisteme doğal
havalandırma uygulanacaksa, sistemin
belirli bir aralıkta olmak şartıyla, düzeyi
kontrol edilebilir bir havalandırmaya
imkan vermesi gerekir.
Doğal havalandırmanın soğutma potansiyeli hakim
mevsim şartlarına ve bina içindeki insanların termal konfor
koşul beklentisine bağlı olarak değişir. Yaz aylarında en
sıcak zamanlarda iç hava sıcaklığı 25 dereceyi aşabilir.
Fakat iyi dizayn edilmiş bir binada, geliştirilmiş hava
hareketi ve soğutucu ortalama radyant sıcaklıklar yardımı
ile bu durum tolere edilebilir düzeye gelir. Bazı önlemler
alınabilir.
İleriki sayfalarda yer alan makalemizde bu bahsettiğimiz
konulara detaylı yer veriyoruz.
Doğal havalandırmalı binalarda, normal havalandırma
yapılan binalara nazaran daha değişken hava sıcaklığı
elde edilir. Fakat bu durum, daha az konfor elde edildiği
anlamına da gelmiyor. Soğutma faydasını artırmak için
gece havalandırması yapılabilir.
Belirgin dış ses kaynaklarının varlığı doğal
havalandırmanın uygulanmasını en çok zorlaştıran
faktördür. Bu sorunun yanıtlarını yine makalemizde
bulabilirsiniz.
23
Haberler
İklimlendirme kaynaklı
sesten bunalanlar rahatlıyor
Sessizlik günümüzde altın değerinde bir nimet olarak görülüyor. Modern yaşamın
getirdiği günün telaşından ve stresinden uzaklaşmak için ihtiyaç haline gelen sessizliğin
önemi her geçen gün artıyor.
İYİ ve rahat bir uyku için sessiz ve huzurlu bir ortama ihtiyaç var.
Gürültü, konutlarda, okullarda, iş yerlerinde kısaca yaşamın olduğu her
yerde asla istenmeyen bir olgu olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde
gürültü kirliliğinin etkilediği tek şeyin tırmalanan kulaklar değil, genel
sağlık ve mutluluk olduğu görülüyor.
Gürültü seviyesini önleyebilecek inovatif ürün sayısı her geçen gün
artıyor. Sanayileşme, plansız kentleşme, hızlı nüfus artışı ve ekonomik
yetersizlikler gibi nedenlerle yaşanan ses kirliliği psikolojik ve zihinsel
pek çok rahatsızlığa davetiye çıkarıyor.
İklimlendirilen yapılarda karşılaşılan en büyük problem, hava akışıyla
birlikte ortama taşınan sestir. Tek başına, iç ortamın iklimlendirilmiş
olması konfor şartlarının tam manası ile yerine getirildiği anlamına
gelmez. Ses seviyesinin yüksek olduğu, gürültülü ortamlarda konfor
şartları yerine getirilmemiş demektir. İklimlendirilen ortamlara sesin
taşınmaması için alınabilecek en pratik tedbir, ses seviyesi düşük
ekipmanlarla birlikte ses sönümleyen ürünlerin tercih edilmesidir.
Konutlarda ve iş yerlerinde ses seviyesi düşük ürünlerin yanında ses
sönümleyen yani sesi azaltan ürünlerin kullanımıyla gürültünün önüne
geçilebileceğine dikkat çeken havalandırma sektörünün öncü firması
AFS Yurtiçi Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
Bahadırhan Tari, “Sessiz ve huzurlu bir ortamda yaşamak en önemli
ihtiyaçlarımızdan birisidir. Özellikle havalandırma kaynaklı ses ve
gürültü kolaylıkla önlenebilir. Ses ve ısı izoleli alüminyum flexible hava
kanalı SONOAFS; ses seviyesini düşürür ve gürültü problemini ortadan
kaldırır. Çünkü SONOAFS ses ve ısı izoleli hava kanalı havayı taşımakla
beraber havanın taşıdığı ses ve gürültüyü sönümler, yok eder.” şeklinde
konuşuyor.
Ses kirliliği yüksek stres ve uyku bozukluğu sebebi
Gürültü olarak adlandırılan her türlü sesin insan sağlığını fizyolojik ve
psikolojik olarak etkileyeceğine değinen Tari, sesin olumsuz sonuçlarını
şöyle ifade ediyor: “İstenmeyen sesler sinir, saldırganlık, hipertansiyon,
yüksek stres, kulak çınlaması ya da uğuldaması, uyku bozuklukları
gibi sorunları beraberinde getiriyor. Bu gibi sorunları yaşamamak için
önceden önlem alınmalı.”
Kütüphane, hastane, otel, sinema, tiyatro ve okul gibi sessizliğin çok
önemli olduğu ortamlarda hava üfleme ve dağıtımında ses seviyesini
konfor koşullarına getirme özelliğine sahip SONOAFS’den söz eden
Tari, “Hava hızından oluşan sesin ve cihaz sesinin ortama yayılmasını
önleyen SONOAFS, sahip olduğu UL GREENGUARD sertifikası ile ses
seviyesini konfor şartlarına getirmekle birlikte en iyi hava kalitesini
garanti eder.” açıklamasında bulunuyor.
24
Haberler
kampanyaları
3 Ekim’e kadar devam edecek
Termo Teknik’in LOGIC Yoğuşmalı Kombi satın alan ve açılışını yaptıran kullanıcılara
yönelik olarak Haziran ayında başlattığı, “Ramazan Sofranız Termo Teknik’ten, “+ 3 yıl
ek garanti” ve “Turkcell’den 400 dakikalık konuşma” kampanyaları 3 Ekim’e kadar devam
edecek
İNGİLİZ iş dünyasının prestijli “Kraliçe
Ödülü-The Queen’s Award” sahibi
Logic Kombi’yi Türkiye’ye sunan Termo
Teknik’in, Haziran ayında başlayan ve
yüksek ilgiyle karşılanan 3 kampanyası
3 Ekim’e kadar devam edecek.
“Ramazan Sofranız Termo Teknik’ten”,
“+ 3 yıl ek Garanti” ve “Turkcell’den
400 TL’lik konuşma” başlıklarını taşıyan
kampanyalar, katılımcıların tercihine ve
ihtiyacına yönelik avantajlar sağlıyor. 3
Ekim’e kadar LOGIC 26/35 Yoğusmalı
kombi satın alan ve kombisinin açılışını
yaptıran her tüketici kampanyalardan
yararlanabiliyor.
LOGIC 26/35 kombi alan her tüketici,
kombisinin açılışı esnasında Termo
Teknik servislerinden +3 yıl ek
garanti hizmetini 99 TL özel fiyat
karşılığında alabiliyor. Üstelik kampanya
kapsamında cihaz açılışını takiben 24
ve 36. aylar içerisinde bir adet ücretsiz
bakım da hediye ediliyor.
Kampanyalar
Kampanyalara başvuru
“Termo Teknik Sofranıza Gelsin”:
Kampanya çerçevesinde Güral
Porselen’den 41 parça tam set porselen
yemek takımı hediye ediliyor. Ramazan
boyunca “Ramazan Sofranız Termo
Teknik’ten” sloganı ile süren kampanya,
böylelikle Ramazan’da kampanyaya
katılma fırsatı bulamayanların
sofralarını da güzelleştirmeye devam
edecek.
“+3 yıl Ek Garanti”: “Termo Teknik
+3 Yıl Garanti” kampanyasına dahil olan
tüketiciler ek garanti seçeneklerinden
faydalanıyor. Kampanya süresince
26
Turkcell’den 400 TL’lik konuşma:
Termo Teknik’in kullanıcılara sunduğu bir
başka avantaj olan “400 TL’lik konuşma”
kampanyası, katılımcılarının sevdikleriyle
diledikleri kadar iletişim kurmasını
sağlıyor.
LOGIC kombinin üstün kapasitesinden
ve kampanyalardan faydalanmak
isteyenlerin kombilerinin açılışını
takiben “www.termoteknik.com” web
sayfasındaki başvuru adımlarını takip
ederek İşlemlerini tamamlamaları yeterli
oluyor.
Kampanyalar hakkında daha detaylı
bilgi de bu sayfadan alınabiliyor.
Sınıfının en yüksek verimliliği
Termo Teknik’in de bağlı bulunduğu
Avrupa’nın en büyük ısı sistemleri
tedarikçilerinden Ideal Stelrad Group’un
(ISG) bünyesinde faaliyet gösteren Ideal
Heating tarafından İngiltere’de üretilen
LOGIC 26/35 yoğuşmalı kombi, sınıfının
en yüksek enerji verimliliğine ve en
küçük boyutlarına sahip kombileri olarak
biliniyor.
Yüksek sıcak su kapasitesi
İngiltere ve Avrupa Birliği ülkelerinde
çok tutulan, Türkiye’de 2011 yılında
piyasaya sunulan ve kısa zamanda
son kullanıcının beğenisini kazanan
LOGIC yoğuşmalı kombi, mutfakta, iki
ayrı banyoda ve ısıtmada aynı anda
yeterli sıcak su sağlayabilen, yüksek
performanslı, tasarruflu, az yer kaplayan
yapısı ile dikkat çekiyor.
Haberler
Dünya akıllı şehirler zirvesine sayılı günler kaldı
WICS (World Intelligent Cities Summit and Exhibition- Dünya Akıllı Şehirler Zirvesi ve
Sergisi) 10-11 Aralık tarihlerinde Conrad İstanbul Otel’de gerçekleşiyor.
WICS 2014, Türkiye ve Avrupa başta
olmak üzere Kuzey Amerika, Kuzey Afrika
ve Orta Doğu’dan sektörde önde gelen
liderlerin, yatırımcıların ve kamu kurum
ve kuruluşları ile özel sektör şirketlerinin
üst düzey yönetcilerinin yeni fikirleri,
fırsatları ve en son gelişmeleri görüşmek
için biraraya geleceği üst düzey bir
iş zirvesidir. Geçtiğimiz yıl zirveye
25 farklı ülkeden katılım olmuştur.
Bu ülkeler arasında Almanya, Kuzey
Amerika, Fransa, Çin, Japonya, Malezya,
Hindistan, Danimarka, İngiltere, Birleşik
Arap Emirlikleri, İsveç, Litvanya, Rusya,
Azerbaycan, Suudi Arabistan, Yunanistan,
Bulgaristan, Ukrayna, Avusturya, İtalya,
Hollanda, Cezayir, Mısır, Katar ve
Kanada yer almaktadır. WICS 2014’de
alanında önde gelen 100’ün üzerinde
Türk ve Uluslararası uzmanlar sunumlar
yapacaklardır. 2 gün sürecek olan bu üst
düzey zirve süresince, interaktif panel
tartışmaları ve IT, ulaşım, ICT, telekom,
yenilenebilir enerji; Güneş, jeotermal,
rüzgar, atıktan enerji ve yönetimi, altyapı,
sağlık, turizm, M2M ve inşaat alanları
başta olmak üzere farklı ve birbirine
paralel oturumlar gerçekleştirilecektir.
Kongrenin Türkçe ve İngilizce
simültane tercümesi yapılacaktır.
Danfoss Türkiye üst yönetimi tüm
Türkiye’de iş ortaklarını ziyaret etti
Danfoss Türkiye Genel Müdürü Levent Taşkın, beraberinde Danfoss Türkiye Üst Düzey
Yöneticileri ile birlikte 1 ay gibi kısa bir sürede 50 bayi ve 15 proje ofisini ziyaret etti.
Levent Taşkın bu ziyaretlerde; ‘bölgesel
pazarlama stratejileri, ürün konumlandırma ve
müşterilere sunulacak fark yaratan hizmetlerle
ilgili olarak iş ortakları ile fikir paylaşımında
bulunduklarını ve uygulanması gereken aksiyon
planlarını belirlediklerini’ söyledi.
Şehir bazında yerel aksiyonlara daha fazla
ağırlık vereceklerini belirten Taşkın, sözlerine
şöyle devam etti; ‘Bölgesel bazda müşterilerimize
yeni ve fark yaratan hizmetler sunabilmek, onlara
rekabet avantajı yaratabilmek için iş ortaklarımız
ile birlikte planladığımız yeni projeleri uygulamaya
koyacağız. Gelecek aylarda yapacağımız
28
‘Bölgesel Değerlendirme Toplantıları’ ile de
uygulamaya koyduğumuz projelerin sonuçlarını
değerlendireceğiz. Global bir şirket olmanın
verdiği ‘bilgi birikimi’ ve ‘gücü’ yerel pazarlardaki
iş ortaklarımız ve müşterilerimiz ile paylaşarak,
onların bu yoğun rekabet ortamında bir adım öne
geçmelerini sağlayacağız.
Isıtma, Soğutma ve Güç Elektroniği
alanlarında faaliyet gösteren Danfoss Türkiye,
yaygın bayi ağı ve güçlü satış sonrası hizmetler
alt yapısı ile Türkiye’nin her noktasında,
müşterilerinden gelen taleplere cevap
verebilmektedir.
Haberler
Yılmaz Soğutma’dan Aspen Pompa
yeni hi flow serisi ve silent+ serisi
Bu yıl Aspen Pompa yeni iki seri ile karşımızda, aslında bu seriler daha önce olan
modellerin teknik anlamda yenilenmiş hali, dilerseniz bu iki yeni seriyi yakından
tanıyalım.
Hi flow serisi
1L ve 2L Kapasite olmak üzere 2
modelden oluşmakta. Bu pompalar
tavan, kaset ve salon tipi klimaların
drenaj suyunu atmak için dizayn edildi,
bilindiği gibi bu tip klimaları daha çok
işyerleri tercih etmekte ancak büyük
alanlar için klimayı dış yüzeyden uzak
yerlere takmak sorun haline geliyordu,
çünkü biriken drenaj suyunu atmanın
bir yolu bulunmazsa, klimayı takmak
imkansız hale geliyordu. İşte Hi flow
serisi tam burada devreye giriyor ve sizi
bu dertten kurtarıyor, üstelik yenilenmiş
Hi flow serisinde montaj işlemi bir klima
montaj ustasına gerek duymaksızın
sadece birkaç dakika içinde yapılabiliyor.
Ayrıca Hi Flow pompalar süpermarket
sektöründe sütlük ve reyon dolaplarındaki
defrost suyunun atılmasında kullanılır.
Silent+ serisi
Klima drenaj pompaları bugün birçok
yerde kullanılmakta. Bu pompalar
sayesinde artık klimalar ister yer
altında ya da ister dış yüzeye
yakın olmayan ortamlarda
kullanılabilir. Klima dış ünitesi
ile iç ünitesi arasındaki
mesafe problem
olmaktan çıktı. Ancak bu
pompalar iç ünitelerde
kullanıldığı için
ister istemez
ses üretmekte
ve bu sesler
kullanıcıları
zaman
30
zaman rahatsız etmektedir. Özellikle
yüksek konforlu otellerde müşterilerin
sessiz bir ortamda uyuması için
tasarlanmıştır.
Aspen Pompa silent+ adını verdiği
yeni pompa serisi ile bu problemi
aşmakta. Mini orange silent+ ve Mini
Aqua silent+ modelleri yalnızca 19dB(A)
ses üretmekte, Mini Lime silent+ serisi
ise 21dB(A) ses üretmekte. İnsan
fısıltısının 30dB(A) olduğunu düşünürsek,
sonuçların ne kadar inanılmaz olduğunu
tahmin edebiliriz.
Bilindiği gibi Aspen Pompa dünyanın
en ufak klima drenaj pompasını
üretmişti, silent serisi ile bu başarısını
bir adım daha iler götürerek dünyanın
en sessiz klima drenaj pompasını da
üretmiş oldu.
En geniş ürün yelpazesine sahip
Aspen Pompa her koşula uygun
çözümlemeleri ile drenaj suyunu problem
olmaktan çıkarıyor.
Ürün
LG teknolojideki bilgi birikimini ticari tip klimaya aktarıyor
Maliyete dayalı rekabette yeni çözüm:
LG Multi V IV ticari tip klima
LG’nin son yıllarda odaklandığı gelişmiş klima çözümlerinin son halkası olan değişken
soğutucu akış (VRF) teknolojileri içerisinde, ilham verici felsefesinin en ön sıralarında
MULTI V IV’ün gelişimi yer alıyor.
LG Multi V IV, geleneksel tüm HVAC’lara
meydan okurken yüksek binaların
soğutma ve ısıtılmasında şaşırtıcı bir
operasyonel verimlilik sağlayarak VRF
modellerini ileriye taşıyor. Multi V ürün
serisinin en son üyesi olan bu model,
üst düzey enerji verimliliği sayesinde
işletme maliyetlerinin düşürülmesine de
katkı sağlıyor. Multi V IV bir dizi gelişmiş,
patentli teknolojinin yanı sıra kullanıcının
sistemi uzaktan görüntüleme ve kontrol
edebilmesine olanak veren akıllı kontrol
özelliğine de sahip bulunuyor.
Enerji verimliliği, yüksek
performans
4,85 ile dünyanın en yüksek EER
değerine sahip klima ürünü olan Multi
V IV, LG’nin klima teknolojilerine yönelik
yoğun Ar-Ge çalışmaları sonucu ortaya
çıktı. Kısmi yük koşullarında
enerji kaybını asgari düzeye
çekebilen Multi V IV, entegre
enerji verimliliğinde yüzde
30 düzeyinde iyileştirme
sağlıyor. Performans
katsayısı ısıtmada yüzde
6,7, soğutmada ise yüzde
5,4 oranında artırılan ürünün
aktif soğutucu kontrolü,
dolaşımdaki soğutucu miktarını devir
başına beş adımlı artırarak verimlilikte
yüzde 3’lük ek kazanım sağlıyor. Enerji
verimliliğinin yanı sıra üstün performansa
sahip Multi V IV’ün soğutma
aralığının -5 dereceden -10 dereceye
genişletilmesiyle, bilgisayar sunucu
odaları gibi yıl boyunca soğuk koşullar
gerektiren ortamlar için ideal bir çözüm
sunuyor. Ayrıca, defrost fonksiyonundaki
sürekli ısıtma operasyonu defrost
zamanlarını azaltarak ısıtma
kapasitesini soğuk kış aylarında
yüzde 27’ye varan oranlarda
artırıyor.
Akıllı telefondan kontrol
Multi V IV, daha rahat kullanım için
gelişmiş fonksiyon ve özellikler
sunuyor. Akıllı telefonlar üzerinden
görüntüleme ve kontrol fonksiyonu,
sisteme uzaktan müdahale edilmesini
mümkün hale getiriyor. Aynı zamanda
klimanın sahip olduğu 1.000 metre
borulama mesafesi, dış üniteler ile iç
üniteler arasında izin verilen 110 metre
kot farkı ile iç üniteler arasındaki kot
farkının 40 metreye kadar çıkabilmesi
birçok zor projede uygulama ve kurulumu
çok daha kolay hale getiriyor.
Bosch’tan geniş alanları verimli ve hesaplı ısıtmanın yolu:
Condens 5000 W duvar tipi yoğuşmalı kazanlar
ENERJİ verimliliğine yönelik yatırımlarını
sürdürmeye devam eden Bosch Isı
Sistemleri’nin çok haneli konutlar ve
ticari binalar için geliştirdiği yüksek verim
ile enerji tasarrufu sağlayan Condens
5000 W kazanları, yüksek performanslı,
dayanıklı ve verimli ısıtma sistemleri
sunuyor.
Bosch Isı Sistemleri tarafından
geliştirilen Bosch Condens 5000 W
duvara monte edilebilen yoğuşmalı
kazanlar, 65 ve 100 kW kapasiteli
seçenekleriyle ileri teknoloji ve yüksek
verimliliği bir arada sunuyor. Çok haneli
konutlar ve ticari binalar için geliştirilen
32
yüksek performanslı,
dayanıklı ve verimli
Condens 5000 W
kazanlar, %110’a varan
verimi ile de dikkat
çekiyor.
Bosch, kolay
kurulum, yüksek
emniyet, minimum
montaj alanı gibi
avantajları barındıran
1600kW ısıtma kapasitesine kadar
kaskad çözümleri sağlıyor. Sadece
gerektiği kadar enerji üretmeleri
nedeniyle aşınma riski ve bakım
maliyetlerini de
azaltan Bosch
Condens 5000 W
kazanlar, kompakt
boyutları ve tüm
parçalara önden
ulaşabilme özelliği
sayesinde kolay
montaj ve bakım
fırsatı sunuyor. Yeni
kazanlar, gelişmiş
kumanda panelleri sayesinde esnek ve
çok ısıtma devreli sistemler ve termal
güneş sistemleriyle birlikte çalışmaya
kolaylıkla uyum sağlıyor.
Ürün
Airfel güvenli bir konfor için
kombileri kışa hazırlıyor
Kışı güvenli bir konfor içinde geçirmek isteyen kullanıcıları için harekete geçen
Airfel, ‘Kombi Bakım Kampanyası’ başlattı. Airfel, Auer, C&M ve Weili markalı kombi
ürünlerine sahip olan kullanıcılar, 30 Kasım tarihine kadar indirimli fiyat avantajı ile bu
kampanyadan yararlanabilecek.
DAİKİN Isı Grubu’nun tüketici dostu
markası Airfel, müşterileri ile birlikte kışa
hazırlanıyor. “Güvenli kombi” sloganı ile
güvenli konfor bilincini yaygınlaştırmayı
hedefleyen Airfel, güvenli hizmet
anlayışının bir parçası olarak yeni bir
indirimli bakım kampanyası başlattı.
Airfel, Auer, C&M ve Weili markalı
kombiler için 1 Eylül tarihinde başlayan
yeni kampanya ile kışı güvenli bir
konfor içinde geçirmek isteyen kombi
kullanıcılarına 30 Kasım tarihine kadar
indirimli fiyatlarla bakım hizmetinden
yararlanma olanağı sunuyor.
Airfel kombi sahipleri, kampanya
süresince indirimli bakım hizmetinin yanı
sıra indirimli yedek parça avantajından
da yararlanabilecek. Daikin Satış Sonrası
Hizmetler Departmanı bünyesinde
Beklenen kombi
yürütülen kampanya kapsamında,
hermetik kombi bakımını 65 TL’ye,
yoğuşmalı kombi bakımını 75 TL’ye
yaptırmak mümkün olacak. Bakım
sırasında tespit edilen arızalı yedek
parça değişimlerinde ise yüzde 20
iskonto uygulanacak.
Bakım sayesinde cihaz
ömrü uzuyor
Tecrübeli ve uzman kişiler tarafından
yapılan kombi bakımının önemine
dikkat çeken Airfel yetkilileri, “Kombi
üretiminde olduğu gibi kullanımında da
güvenliğe her zaman önem veriyoruz.
Bu nedenle indirimli bakım kampanyası
ile kombi kullanıcıların güvenli bir
şekilde kışa hazırlanmasına yardımcı
olmayı hedefliyoruz dedi. Bunun yanı
sıra periyodik olarak yapılan
bakımların cihaz ömrünü de
uzattığını vurgulayan Airfel
uzmanları, bakımlar sayesinde
yakıt tüketiminin azaldığına ve
enerji tasarruf sağlandığına da
dikkat çekiyor.
Bayileri kanalıyla
müşterilerini bilgilendiren Airfel,
kampanya süresince çağrı merkezi kanalı
ile de müşterilerine ulaşmaya çalışıyor.
Bakımsız kombilerin ömrünün kısaldığı,
verimsiz çalıştığı ve yüksek faturalara yol
açtığı konusunda müşterilerini uyaran
Airfel, bu kampanyayı müşterilerine
indirimli hizmet sunarken bir
bilinçlendirme hareketi olarak da görüyor.
AL 24 KH Plus geldi
Dağıtımı Kombi Klima Shop tarafından gerçekleşen Türkiye’nin beklenen kombisi ALTUS
AL 24 KH PLUS, hem ekonomik fiyatı hem de şık dizaynı ile görenleri büyülüyor.
KOÇ Grubu markası olan Altus,
AL 24 KH PLUS Hermetik
Kombi modeliyle pazara güçlü
bir giriş yaptı. Kombi Klima
Shop Kurucu Ortağı Makina
Mühendisi Deniz Kaya, Altus
AL 24 KH PLUS modelini
pazara sundukları gün, ilk
gelen partinin üzerinde sipariş
aldıklarını bildirdi. Sektörün
verdiği bu olumlu tepki ile bu modelin
hem değişim pazarının hem de yatırımcı
ev sahiplerinin en çok talep gören
34
kombisi olmaya aday olacağını
belirtti.
Altus AL 24 KH PLUS Hermetik
Kombi, uygun fiyatı ve Arçelik
servis hizmetiyle Bayi ağının,
mekanik manometre özelliğiyle
Ustaların, çevirmeli düğmesi, geniş
dijital ekranı ve şık dizaynı ile de
Kullanıcıların beklentilerini karşılıyor.
Çift eşanjörü, Dijital ekranı,
estetik tasarımı, uygun fiyatı ve 3 yıl
garanti özelliğiyle hem ekonomik hem
de konforlu ısınma ve sıcak su temini
sağlayan ALTUS AL 24 KH PLUS,
düşük enerjili sirkülasyon pompası
ile tüketicilere gerçek elektrik enejisi
tasarrufu sunuyor.
Kombi Klima Shop ayrıca Atus Kombi
alım ve satımlarına finansal olarak
destek de veriyor.
✦ Bayilerin Alımlarına; DBS’ye 90 gün
vade ve Ticari Kartlara 5 taksit imkanı
✦ Bayilerin Satışlarına ise; Tüm Bireysel
Kredi Kartlarına %1,5 komisyon ile 9
taksit fırsatı sunuyor.
Ürün
Buderus Logano plus GB402
yer tipi yoğuşmalı kazan,
daha az yakıtla konfor sunuyor
YOĞUŞMA teknolojisine sahip
olmayan klasik tip kazanlarda, kazana
zarar gelmemesi için yoğuşmaya
izin verilmemesi nedeniyle, baca gazı
sıcaklığı bilinçli olarak yüksek tutulur
ve içindeki su buharı dışarı atılır. Bu
durum ciddi bir enerji kaybına neden
olur. Buderus Logano Plus GB402 yer
tipi yoğuşmalı kazanlarda ise, korozyona
dayanıklı özel Mg-Al-Si alaşımı eşanjör
ile baca gazı sıcaklıkları düşürülürken,
su buharı yoğuşturularak baca gazının
içindeki enerji dışarı atılmamış oluyor.
Bu sayede norm kullanma verimi %110’a
ulaşırken daha az yakıt sarfiyatıyla ısıl
konfor elde ediliyor. Bunun yanı sıra
geniş eşanjör yüzeyleri sayesinde, yüksek
su sıcaklıklarında da verim korunuyor.
Beş farklı kazan kapasitesiyle
320 - 620 kW arasında geniş bir ürün
yelpazesine sahip olan Logano Plus
GB402 serisi, hafif, dayanıklı Mg-Al-Si
ısı eşanjörü ve çok iyi ısı yalıtımlı kazan
bloğuyla enerjinin yüksek verimlilikte
ısıtma tesisatına aktarılmasını sağlıyor.
Logano Plus GB402 serisi kazanlar, gaz
yakıtla çalışan kazana entegre; modüler
ön karışımlı, %20-100 geniş modülasyon
aralığına sahip brülör ve akıllı ateşleme
sisteminin yanı sıra %110’a varan norm
kullanma verimine sahip olması ve
işletim esnasında 60 dB(A)’den daha az
ses seviyesiyle çalışması nedenleriyle
tercih ediliyor.
Logano Plus GB402 serisi yoğuşmalı
kazanlar, kompakt yapıları sayesinde,
işletmelere küçük alanlarda yüksek ısıl
kapasite ve verim değerleri sunuyor.
Kolay taşıma, yerleştirme ve montaj
imkanı bulunan ürün, standart kapılardan
36
rahatlıkla geçebilmesinin yanı sıra, kazan
dış saclarının sökülebilmesiyle de dar
alanlarda hareket kabiliyeti sağlıyor.
Kumanda cihazı, kazan yerleşimine
bağlı olarak kazanın ön veya yan yüzüne
bakacak şekilde monte edilebiliyor.
Logamatic 4000 serisi kumanda
panelleri ile 56 farklı ısıtma devresine
kazan kontrol, 8 adet kazan ile çoklu
işletim olanakları sunuluyor. Logamatic
EMS sistem entegrasyonuyla da 16
kazana kadar kaskad işletimi mümkün
kılan ürün, orta ve büyük ölçekli
sistemlerde, diğer Buderus yer ve duvar
tipi kazanlar ile birlikte işletim ve kolay
entegrasyon imkanı sunuyor.
Logano Plus GB402 serisi yoğuşmalı
kazanlar, minimum su debisi zorunluluğu
ve dönüş suyu sıcaklık sınırı gibi işletim
şartlarına sahip olmaması sayesinde
kullanıcıya işletim kolaylığı sağlıyor.
Ayrıca kazana entegre edilmiş basınç
sensörleri sayesinde de, ilaveten
minimum basınç presostadı veya su
seviye kontrolü kullanımına da ihtiyaç
duymuyor.
Onur ŞAHİN
Victaulic Bölge Müdürü
Türkiye
Makale
Basınçlı hava taşıyan
boru hatlarında
hava kaybının önlenmesi
Basınçlı hava taşıyan boru hatlarındaki sızıntılar her yıl yüz binlerce
liraya mal olarak hava kaybını madencilik sektörünün en maliyetli
sorunlarından biri haline getirmektedir. Boru hattı boyunca herhangi
bir noktada ortaya çıkabilen sızıntıların, hatları titreşime, darbeye
ve sert materyallere maruz bırakan düzenli madencilik faaliyetleri de
dahil olmak üzere pek çok nedeni vardır. Bununla birlikte, kaplin ve
contalı tesisat kullanımı şaşırtıcı derecede kolay olup, ciddi boyutta
maliyet tasarrufu ve verimlilik artışı sağlamaktadır.
Basınçlandırmanın yüksek maliyeti
Enerji, bir madendeki basınçlı hava sisteminin toplam hizmet ömrü maliyetinde çok büyük bir paya
sahiptir; Birleşmiş Milletler Çevre Programı’na (2006) göre %80’e yakın. Basınçlı sistemler, sıradan
bir madenin toplam enerji faturasının %20’ye yakın bir kısmından sorumlu olabilirler; bu oran, 2008
itibariyle Eskom ulusal elektrik üretiminin tahminen %14’ünü kullanan bir sektörde oldukça önemli bir
orandır.
Basınçlı hava boru hatları uzun, derin kuyularda sıklıkla 3.000 metreye varan derinliklere uzanırlar
ve hizmet ömürleri boyunca bunlar üzerinde sayısız değişiklik yapılır. Neredeyse hiç değişikliğe
uğramamış olan boru hattı düzenleri kaotik (veya en azından kısmen plansız) olabilirler. Çözümler
arasında, personelin uygunsuz boru kullanımının azaltılması, basınç düşüşleri ve sistem basıncının daha
iyi denetlenmesi ve sistem sızıntılarının azaltılması sayılabilir.
Her ne kadar sızıntılar çok çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilirse de, en başta basınçlı
hava süreci başlı başına verimli olmaktan uzaktır; basınçlı hava sistemlerine verilen enerjinin ancak
beşte birinden daha azı nihai amacına ulaşır ve bu oran sızıntılar hesaba katılmadan önce hesaplanan
orandır.
Aslında sıradan bir Güney Afrika ve Türkiye endüstriyel basınçlı hava sistemi ancak %1’lik bir net
verimliliğe sahip iken geniş fakat yetersiz yönetilen bir kurulumda net verimlilik oranı yalnızca %0,3
civarındadır. Bu son derece düşük net enerji randımanı nedeniyle basınçlı hava değerli bir maldır ve
sızıntı yönetimi (hızlı ve kolay biçimde uygulanan) pek çok durumda gerçekçi olarak %30 dolayında
tasarruf sağlayabilir.
Hava kaybı ve nihai kâr hanesi
Ontario Mining Association’ın (OMA) “Sürdürülebilir bir Basınçlı Hava Sızıntı Programı Uygulamak”
başlıklı basınçlı hava sızıntı yönetimi programı raporuna göre, basınçlı hava sistemleri genellikle
madenlerde kullanılan elektriğin %20 ila %40’lık bir kısmını tüketirler. Bu havanın %30 ila %70
arasında bir kısmı sızıntılardan boşa gider. Her ne kadar bu rakamlar bile etkileyici olsa da bu boşa
giden enerjiyle ilişkili maliyet çok daha devasa boyuttadır.
38
Makale
rakam, dünyanın en düşük elektrik maliyetlerinden
birine sahip bir ülkede bile tüm yöneticilerin dikkatini
çekecektir.
Hava kaybının neden olduğu maliyetler yalnızca
kayıp enerjiyle sınırlı kalmaz; verimlilik de bundan
etkilenir. Bir basınçlı hava hattındaki sızıntı sistem
basıncında bir düşüşe neden olarak basınçlı hava
ile çalışan araçlar ve ekipmanların performansını
etkiler. Daha düşük basıncı telafi etmek için işletim
süresinin artırılması gerekebilir ve bu da bakım
gereksinimlerini artırabilir ve potansiyel olarak
ekipmanın beklenen hizmet ömrünü kısaltabilir. Hava
kaybının kartopu gibi büyüyen maliyetleri onu ele
alınması kaçınılmaz bir sorun haline getirmektedir.
Hava kaybına yönelik çözümler
TL 0.112/kWh’lik bir enerji maliyeti düşünüldüğünde,
1/16 inç (1,6mm) çapında bir sızıntı, her yıl tek
vardiyalı bir işletimde TL 243 değerinde ve üç
vardiyalı bir işletimde TL 910 değerinde kayıp
enerjiye neden olabilir. Bu rakamlar, sızıntı
boyutunun büyümesiyle katlanarak artar. 1/2 inç
(12,7mm) çapında bir sızıntı her yıl tek vardiyalı bir
işletimde TL 15.547 ve üç vardiyalı bir işletimde TL
58.025 dolayında bir maliyet yükü getirebilir.
Ortalama bir madende yüzlerce hava hattı
sızıntısı olabileceği dikkate alındığında, kayıp enerji
maliyeti binlerce TL seviyesine kolayca ulaşır ve bu
40
Hava kaybı ile mücadelede düzenli bakım hayati
önem arz eder. Hava kaybı, gereksiz enerji
giderlerinden daha fazlasına neden olur; bakım
gereksinimini artırarak daha uzun hizmet dışı kalma
sürelerine ve daha düşük verimliliğe yol açabilir.
Sızıntıların onarılması hava kaybını bir madenin
basınçlı hava üretiminin %10’undan daha düşük
bir seviyeye indirebilir ve böylece anında maliyet
tasarrufu sağlar.
Çoğu maden yivli sistemlere ve özellikle
de kullanım kolaylığı, dayanıklılığı ve hem yer
üstünde hem de yeraltında sürekli olarak değişen
yerleşim düzenine uyum sağlayabilmesi nedeniyle
Victaulic tarafından tedarik edilen yüksek kaliteli
kaplinlere güvenmektedir. Kaplinlerin doğru biçimde
seçilmesi ve kurulumu sızıntılarla ilişkili maliyetlerin
azaltılmasında önemli bir rol oynarken, yüksek
basınçlı bir boru hattında meydana gelebilecek bir
patlama ciddi yaralanmalara neden olabileceğinden
bakım ve sistem kontrolleri de ihmal edilmemelidir.
Hasarlı veya kırık boru hatlarının
değiştirilmesindeki hız büyük bir önem arz eder
ve daha işin başında boru birleştirme yönteminin
doğru seçilmesinin hizmet dışı kalma süresinin
azaltılmasında çok büyük bir etkisi vardır. Yivli
sistemler kullanıldığında, her bağlantıda bulunan bir
rakor hızlı ve kolay bakım imkanı sağlar, çünkü bir
boru parçasını değiştirmek için gereken tek şey iki
kaplinin sökülmesidir.
Bağlantılı avantajlar
Victaulic Installation-Ready kaplinlerinin kurulum
Makale
öncesinde sökülmeleri gerekmez. Sadece boru
uçlarına yerleştirilip standart el aletleri kullanılarak
sıkılırlar ve böylece hem conta sıkışması riskini
minimuma indirirken hem de sökülmesi gereken
kaplinlere kıyasla malzeme kullanımı ve kurulum
süresini azaltırlar. Victaulic iki tür patentli QuickVic®
Kaplin sunmaktadır – Style 177 Esnek Kaplinler ve
Style 107H sabit kaplinler.
Doğru conta malzemesinin seçilmesi de sistem
performansı üzerinde çok büyük bir önem arz
eder. Pek çok maden hem su hem de hava borusu
sistemlerinde yalnızca tek tür conta malzemesi
kullanmaktadır; genellikle “E” Sınıfı veya EPDM.
Bununla birlikte, petrol hizmetleri için bu malzeme
tavsiye edilmez.
Madenlerdeki basınçlı hava sistemlerinde
genellikle yağ ayırma filtreleri kullanılmaz, bu yüzden
hava hatları yağ buharı da taşıyabilir. Bu buharlar
EPDM bileşiğinde bozulmaya neden olarak sızıntılara
yol açabilir. Victaulic artık, yağ buharı içeren hava
için özel olarak tasarlanmış ve sızdırmaz ve basınca
duyarlı bir keçe oluşturan “T” Sınıfı veya Nitril
contalar sunuyor. Bu, bir madende iki tür conta
kullanılması gerektiği anlamına gelir: Su hizmetleri
için EPDM ve hava hatları için Nitril.
42
Kapatma prosedürleri esnasında
ekipmanların izole edilmesi için kör tapa görevi
görebileceklerinden kelebek vanalar da çok olumlu
bir etkiye sahip olabilirler.
Timmins Ontario’da bulunan Xstrata Copper, Kidd
Creek Mine bakım planlayıcısı Yvan Dumouchel’e
göre, kendi basınçlı hava sistemlerinde Victaulic yivli
ürünlerinin tercih edilmesi hava kaybında %40’lık bir
azalmayla sonuçlanarak enerji maliyetleri anlamında
bir yılda binlerce dolar tasarruf sağlamıştır. Ve
mevcut ekonomik ortamda bu, üzerinde ciddiyetle
düşünülmesi gereken bir durumdur.
Önerilen yazı: “Victaulic Style 177 QuickVic Esnek
Kaplin kurulum öncesinde sökülme gerektirmez
ve standart el aletleri kullanılarak kolayca monte
edilebilir.”
1. A High Level Strategy Plan For Reducing A Mine Group’s
Dependence on Compressed Air, M Kleingeld and JH
Marais, 2010
2. Reducing energy consumption on RSA mines through
optimised compressor control, W. Booysen , Prof. M.
Kleingeld (Supervisor), Degree: Master of Engineering
(Electrical), 2010
3. Leak Detection in Compressed Air Systems, Mario
Kuiss, Motion Control in Southern Africa - The Journal of
Controlled Mechanical Power, 2011
Makale
Darhan’dan
Sikla ile elektromekanik
tesisatın askılanmasında
hızlı, verimli, esnek çözümler
Ahmet ÇAĞLAR
Günümüz elektromekanik tesisat uygulamalarında birçok tesisat
birleşeninin askılanması gerekliliği söz konusudur. Halihazırda yapılan
uygulamalarda çok yoğun işçilik, yeterli olmayan düzensiz askılama
imalatı ve askılamada kulllanılan malzemelerde kalite sorunları göze
çarpmaktadır.
HVAC tesisatının ilk göze çarpan
kısmı askılama imalatının
kalitesidir.
Başka bir ifadeyle mekanik tesisatın
askılanmasında seçilecek yöntem ve
malzemeler tüm tesisata gösterilen özenin bir
işareti sayılabilir.
Elektromekanik tesisatın askılaması
konusunda yarım asırlık deneyime sahip
Alman Sikla firması ürün ve çözümlerini
Türkiye’de Darhan aracılığı ile sunuyor.
Darhan sadece malzeme temini değil
projelendirme aşamasında da yer alarak
özel yazılımı Simoplan ile uygun askılama
çözümlerinin her projeye özel olarak en etkin
şekilde belirlenmesi adına dizayn desteği de
vermektedir.
44
Makale
Pressix askılama sistemi ile esnek montaj
imkanı
Sikla Pressix askılama çözümleri ile işçilikten % 70’e
varan tasarruf sağlayabilir ve tüm elektromekanik
tesisat birleşenlerini aynı altyapı ile askılayabilirsiniz.
Pressix montaj sistemi kolay montaj imkanı sağlayan
ürün portföyü ile imalat sırasında sahada yada imalat
sonrası işletim sırasında tesisatta yapılması gereken
değişikleri kolayca yapmanıza imkan sağlayan esnek
bir sistemdir. Özel iç dişli MS profiller sayesinde aynı
zamanda güvenli montaj yapmanızı da sağlar. Dar
alanlarda da rahat montaj imkanı sağlayan Pressix
sistemi ile gerektiği kadar malzeme kullanarak ekstra
işçilik ve malzeme maliyetinde tasaruf edebilirsiniz.
Tüm MS profillere uyumlu kolay kilit sistemi ile boru,
havalandırma kanalı gibi birleşenleri düzenli bir
şeklide somun ya da pul gibi malzemeler kullanmadan
montajını yapabilirsiniz. Özellikle konsollama yapılması
gereken durumlarda MS profiller ile yapıya fazladan
ankraj yapmadan düzenli bir imalat yapabilirsiniz.
Pressix sistemi ile sadece borulama değil tüm
elektromekanik birleşenlerin askılaması tek bir altyapı
üzerinden gerçekleştirilerek maliyet etkin ve düzenli bir
imalat yapılabilir.
Framo 3 boyutlu kutu profil sistemi
Framo özellikle ağır yük boru tesisatının montajında
yada dış ünitelerin kaidelerinin imalatında kullanılan
3 boyutlu bir sistemdir. Tamamen kaynaksız olarak
özel vidalar sayesinde monte edilen Framo sistemi
A2 paslanmaz çelik kalitesindeki özel yüksek korozyon
dayanımlı kaplaması ile imalat sonrası herhangi anti
korozif kaplama yada anti pas uygulaması gerektirmez.
Taşıma yükü açısından muadil çelik profillere oranla
çok daha hafif olması Framo sistemini lojistik açıdan
da sahaya en uygun sistem olarak ön plana çıkmakda
ve ekstra çelik işçiliğini ve sıcak işlemi ortadan
kaldırmaktadır.
46
Framo profilleri 6.4 kg /mt ağırlığı ile sahada
uygulanması en kolay ağır yük montaj sistemi olup
muadil çelik konstrüksiyon ürünlerinin imalatına göre %
70’e varan kazanç sağlamaktadır.
Framo sistemi tesisat birleşenlerinin taşıtılmasının
yanısıra VRF üniteleri gibi teçhizatı altyapısının
oluşturulması açısından da esnek ve yapıya ekstra
çelik ağırlığı yüklemeyen bir sistem olma özelliğini
taşımaktadır.
Framo sistemi aynı zamanda endüstriyel tesisatlar
açısından da vazgeçilmez bir montaj sistemi olup
endüstriyel borulamada istenen tüm uluslararası
onaylara sahiptir. LISEGA gibi birçok sistemle uyumlu
olarak çalışabilen sistemin en büyük avantajı önmontaj
imkanı sunabilmesidir. Kompakt ürün gamı ile hızlı ve
ekonomik bir çözümdür.
Tüm Sikla sistemleri çelik konstrüksiyona bağlantı
açısından çok geniş ve esnek ürün yelpazesine de
sahiptir.
Makale
Sifonik sistemin tercih
edilmesinin nedenleri
Wavin
Özlem Özer Şef Ürün Uzmanı, Fahri Çağrı Özgümüş Ürün Uzmanı
Sifonik Sistem; çatılar, teraslar ve peyzaj alanlarındaki yağmur sularını, hatlarda oluşturulan
vakum kuvveti ile toplayıp deşarj eden ve binadan uzaklaştıran sistemdir. Çeşitli tip ve
metrekarelerdeki alanlara uygulanabilir. İyi bir sifonik sistem; kaliteli malzeme, gelişmiş
yazılım ile yapılan hesaplama ve iyi uygulama işçiliğinin sonucunda oluşmaktadır. Bu üç temel
ihtiyaçtan herhangi birinde problem yaşanırsa, sistemden istenilen verim alınmaz.
Örnek Karşılaştırma: Aynı çatı alanına ait konvansiyonel ve sifonik sistem çözümü
Sifonik Yağmur Toplama Sistemi
Sifonik Sistem Avantajları
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
48
Daha az süzgeç, çatıda daha az delik
Daha az düşey iniş ihtiyacı
Daha az toplam boru metrajı
Daha küçük çaplı borular
Daha az izolasyon ihtiyacı
Daha az alt yapı kazısı ve hafriyatı
Daha az alt yapı boru ve rögar ihtiyacı
Hatlarda eğim yok, tasarım kolaylığı
Daha hızlı montaj
Daha düşük bakım gideri
Konvansiyonel Yağmur Toplama Sistemi
Yağmur suyu drenajında sifonik sistemin tercih
edilmesi; bilinen konvansiyonel sisteme göre çeşitli
avantajlar sağlamaktadır. Bilinen konvansiyonel
sistemler; yağmur suyunu çatıdan aşağıya
indirirken yer çekimi kuvvetinden faydalanmaktadır.
Borulardan, büyük oranda hava içeren su ve hava
karışımı aşağıya yer çekimi ile akmakta ve su,
bu şekilde deşarj edilmektedir. Sifonik sistem ise
yağmur suyunu yerçekimi kuvveti ile değil boruların
içerisinde oluşturulan vakum kuvveti ile çatıdan
aşağıya indirmektedir. Özel süzgeçler ve vakum
sayesinde boruların içinde su ile tam dolu bir akış
sağlanmaktadır.
Makale
Sifonik Sistem – Tam dolu su akışı
Konvansiyonel Sistem – Su ve Hava karışımı
Tam dolu akış, sifonik sistemin konvansiyonel sisteme göre sağladığı en önemli farktır. Bu sayede aynı
çatı alanı için daha küçük çaplı borular ile yağmur deşarjı mümkün olmaktadır. Örneğin; konvansiyonel
sistemde Ø100 çapında bir boru ile
taşınabilecek yağmur suyu miktarı sifonik
sistemde Ø56 çapında bir boru sistemi ile
taşınabilmektedir.
Konvansiyonel sistemlerde çatıya
yerleştirilen her bir süzgeç bir düşey
iniş borusu ile bağlanmaktadır. Sifonik
sistemde ise; çatıya yerleştirilen süzgeçler
tavanda yatay kollektör boruları ile toplanıp
tek bir noktadan aşağıya inen düşey iniş
borusu ile birleştirilmektedir. Ayrıca bu
toplama sırasında yatay hatlarda herhangi
bir eğime ihtiyaç duyulmamaktadır.
Hem küçük çaplı borular kullanılması
hem de eğime ihtiyaç duyulmaması sebebi
ile sifonik sistem mimar ve mühendislere
tasarım kolaylığı sağlamaktadır. Özellikle
tavan kotu ile ilgili sıkıntılar yaşanan geniş
çatı alanlarında, yağmur şebekesine uzak
Sifonik Sistem – Eğimsiz sifonik hatlar
kalan süzgeçlerin deşarjında sifonik sistem
tercih edilmektedir. Örneğin; otoparklar gibi tavan kotu düşmesinin sıkıntı yarattığı peyzaj yağmur suyu
toplamasında sifonik sistem tek çözüm yoludur.
Çatı alanları büyüdükçe çatılarda oluşacak yağmur yükü artmaktadır. Bu sebeple çatıya yerleştirilecek
süzgeç ihtiyacı da artmaktadır. Konvansiyonel yağmur sisteminde süzgeçlerden su ve hava karışımı birlikte
alındığı için kapasiteleri düşüktür. Sifonik sistemde ise süzgeç başına 40L/s’ ye ye kadar yükselen debilerde
yağmur suyu toplamak mümkündür. Bu sayede sifonik sistemin; çatıda daha az süzgeç ve daha az delik
ihtiyacı olmaktadır. Çatıda daha az delik olması su izolasyonu açısından da çok önemlidir.
50
Makale
SU İZOLASYONU TİPİNE GÖRE SİFONİK SÜZGEÇ TİPLERİ DEĞİŞMEKTEDİR.
BİTÜM İZOLASYONA GÖRE
MEMBRAN İZOLASYONA GÖRE
METAL DEREYE GÖRE
Sifonik sistemin diğer en önemli avantajlarından biri de iniş sayısı daha az olduğu için bina etrafı
ve içerisindeki kazı ihtiyacının azalmasıdır. Konvansiyonel sistemde çatıdaki her bir süzgeçten inecek
düşey hatlar fabrika içerisinde oluşturulacak alt yapı toplamalarına bağlanacaktır. Fabrika içerisinde
kullanılacak küçük rögarlar ve alt yapı hatları; ciddi miktarda kazı, yataklama ve hafriyat giderleri
meydana getirmektedir. Sifonik sistemde ise fabrika veya bina içerisinde düşey iniş olmadığı için;
yapı içerisinde yatay alt yapı toplamaları veya rögarlara ihtiyaç olmamaktadır. Bu işletmeyi hem kazı
maliyetinden hem de alt yapıda kullanılacak yatay alt yapı boru ve rögar maliyetinin yanı sıra işçilik
maliyetinden de kurtarmış olacaktır.
Ayrıca fabrika içerisine döşenen yatay alt yapı hatları ve alt yapı içerisindeki rögarlarda zamanla
meydana gelen tıkanma ve çökmeler işletmelerde ciddi sıkıntılar doğurmaktadır. Tıkanan alt yapı
sebebi ile yağmur suları şebekeye ulaşamayıp fabrika zemininde yükselmektedir. Bu da fabrika
içerisindeki ekipman ve iş makinelerine zarar verebilmektedir. Sadece bu sebepten ötürü fabrikalar
mevcut kurulu konvansiyonel yağmur tesisatlarından vazgeçmekte ve sifonik sistemle yağmur inişini
bina dışına taşımaktadır.
Konvansiyonel sistemde yağmur inişlerinin tıkanması sıklıkla yaşanan bir durumdur. Konvansiyonel
sistemde yağmur suyu taşıma hızı 1-3m/s hız ile
gerçekleşmektedir. Bu sebeple çatıdan taşınan
pislik ve çamurlar boruların çeperlerine yapışmakta
ve akış kesitini d oldurmaktadır. Su hızı kiri
uzaklaştırmak için yeterli değildir. Sifonik sistemde
ise su hızları 3-6m/s gibi yüksek değerlerde
olduğu için; sifonik sistemin kendi kendisini
temizleme özelliği bulunmaktadır. Bu sebeple
de bakım giderleri düşüktür. Binanın bulunduğu
bölgeye göre yılda 2-4 kez arasında çatıya çıkılıp,
süzgeç etrafında biriken yaprak, tüy gibi kirlerin
temizlenmesi yeterli olacaktır.
Sonuç olarak sifonik sistemde konvansiyonel
sisteme göre boru çapları daha küçük ve boru
metrajı daha azdır. Ayrıca daha az rögar ihtiyacı,
alt yapı borulaması ve izolasyon ihtiyacı sunarken,
süzgeç sayısını ciddi oranda düşürmektedir. Buna
ek olarak daha az karot işi, daha az kazı, daha az
hafriyat ve daha az bakım gideri ile sifonik sistem
bilinenin aksine pahalı bir sistem olmamakta ,
tam aksine sağladığı tasarım kolaylığı sebebi
Konvansiyonel olarak çalışan ve düşük su hız sebebi ile
ile projelerde vazgeçilmez bir ihtiyaç haline
gelmektedir.
tıkanmış bir çatı süzgeci
52
Teknoklima
Haluk TOSUN
İç Anadolu Bölge Müdürü
Makale
Kurumlarda
HP/HR - VRF kullanımı
VRF sistemin dünyada ki kullanım geçmişi 20 yıllık bir süreç
olmasına rağmen sunduğu birçok avantaj, günümüzde
kurumlarca yeterince iyi değerlendirmediği, kullanım konusunda
hala sektörün çok yol alması gerektiğini gözlemliyoruz.
Toki, SGK, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı gibi fazla İnşaat yapan kurumlar VRF kullanımını
oldukça başarılı şekilde uyguladıklarını ve 2 borulu sistem tercih ettiklerini görüyoruz. Son
birkaç yıldır devam eden bu değişim, henüz üç borulu sistemin önünü açmadı.
HR/VRF sistemler, oteller, konutlar ve özel şirketler tarafından tercihen ediliyor olması,
kurumlar açısından yatırım maliyeti olarak algılanıyor. Avantajlar, yatırımcı açısından
otomasyon ile işletme kolaylığı, atık ısının başka bir birimde farklı ısı ihtiyacı için
kullanılması, yaz aylarında iç üniteler soğutmada çalıştığında dönüş ısısının sıcak su ihtiyacı
için kullanılabileceği keşfedilmedi. Mevsim geçişleri olan ilkbahar ve sonbahar da, Doğu
cephelerde ısıtmaya, Batı cephelerde soğutma ihtiyacı olduğu yeni fark ediliyor. Taze hava
ihtiyacının hala klasik pencere açılarak sağlanıyor olması, gelecek için yöneleceğimiz bir
klima santral pazarı olduğunu gösteriyor.Sistem Klimalarının Sağladığı avantajlar dikkate
alındığında performans ve enerji konusunda ki verimliliği ön plana çıkacağı gibi, DX batarya
ile Klima santrali ve ısı geri kazanımlı uygulamalarda başarılı olduğu ve yaygınlaşıyor olması
memnuniyet verici.
Proje aşamasından başlayan, uygulama ve kullanım süreci değerlendirecek olursak.
SAMSUNG DVM-S, VRF sistemler; Son kullanıcı için sunduğu DX uygulaması, otomasyon
kolaylığı, sıcak su temini, geniş ve her projeye uygun ürün gam’ı ve sıfırın altında ısısal
ortamlarda sağladığı performans ile yatırımcının ihtiyaç duyacağı dış ünitelerden
kaynaklanan alan yaratma, hızlı rejim sağlama ve uzaktan erişim imkânı sunmaktadır.
SAMSUNG DVM S, VRF sistemleri, sektörde sağladığı yüksek EER ve COP değerleri
ile sahil bölgeleri ve karasal iklimlerin hâkim olduğu bölgelerin tamamında, Isıtma ve
Soğutma için kullanılabileceğini, statik ısıtma çözümlerini ortadan kaldıracağı görüşü
yaygınlaşmaktadır. Başkent Ankara’da devam eden OTONOMİ projesi ve Kayseri ilinde devam
eden OFİSİM KAYSERİ projeleri 2 borulu VRF sistem çözümlerine en iyi örnekler olacaktır.
Kurumsal çözüm konusunda; projeden, uygulama, satış ve satış sonrası servis hizmetini
Türkiye genelinde 60 yetkili servisi ile öncülük yapan bir şirket olan TEKNOKLİMA; SAMSUNG
ile 12 yıllık işbirliği ile sektörün en uzun sürecine imza atmış durumda. Teknoklima bu süreç
ve gelecekte santral pazarının büyüyeceği düşüncesi ile BOREAS KLİMA SANTRALİ üretimi
ile ürün gamını da çeşitlendirerek büyütmektedir. 1.000 m3 ile 100.000 m3 arasında
kapasitelerde üretimi gerçekleştirilen santraller sektörün yeni nefesi olacaktır.
54
Ulus Yapı Genel Müdürü
Okan SEVER
Makine Yüksek Mühendisi
Makale
Tesisatlarda
akustik önlemler
TESİSATLARDA ASHRAE (American Society of Heating,
Refrigerating and Air-Conditining Engineers) alınması
gereken önlemleri ve yalıtım yöntemlerini HVAC uygulamaları
kitabının 48. bölümünde açıklamıştır (HVAC Applications
Ch.48 Noise and Vibration Control, ASHRAE Inc. 2011).
Ekipmanlara izolatör seçimlerinde ve akustik önlemlerde
edinilen deneyimlerden yararlanılarak hazırlanan bu bölüm
prensip detaylar ve talimatlar içerdiğinden akustik ve titreşim
yalıtımı açısından son derece yararlı bir kaynaktır
Şekil 2. Örnek yüzer kolon hesabı
A
B
C
Şekil 1. Kolon sistemleri
A: Omega kolon
B: Kompanzatör uygulaması
C: Yüzer Kolon
Ekipmanlardan yayılan titreşim eğer önlem alınmazsa
tesisatlar aracılığıyla bina içerisinde uzak mesafeler kat
ederek havaya ses olarak iletilir. Bunun önüne geçmek için
ekipmana giriş ve çıkışlarda 15m mesafelerde tesisatlara
titreşim yalıtımı yapılmalıdır.
Bu yalıtım mekanik oda ve ekipman mahallerinde yüzer
sistemler olarak anılır ve şaft içi kolon tesisatında yüzer
kolon olarak adlandırılır. İki sistem arasındaki temel farklılık
yüzer kolon sistemlerinde genleşmeye bağlı olarak uzama
miktarlarının yaylar üzerindeki etkilerini göz önünde tutarak
hesaplamaların yapılması gerekmesidir.
56
Şekil 3. Tümden yüzer sistem
İnşai ve mimari önlemler
Günümüzde birçok bina kalabalık caddelere, tren veya metro
güzergahlarına çok yakın inşaa edilmektedir, bu çevre şartları
nedeniyle oluşan titreşim ve gürültüyü aranan konfor şartına
göre azaltmak gerekecektir. Televizyon stüdyoları, tiyatrolar,
kayıt stüdyoları gibi mahallerde gürültü kriteri (noise criterion)
derecesini en düşük seviyelere indirgemek ve titreşimi yok
etmek için yüzer odalar adı altında sistemler uygulanır.
Şekil 4. Yüzer döşeme
Makale
Yüzer döşeme ve/veya tavanları destekleyen izolatörün
frekansı genellikle bir mimar veya akustik danışman
tarafından giriş frekansına bağlı olarak belirlenir. Kauçuk
izolatörler 30 Hz. üzeri titreşimler için idealdir. Titreşim
genliğinin yüksek olması veya frekansın 20 Hz. ‘den düşük
olduğu ortamlarda en doğru çözüm çelik yaylı izolatörlerin
kullanılması olacaktır. Yaylı izolatörler için gereken çökme
miktarı giriş frekansına bağlıdır. Çoğu yaylı yüzer döşeme
çalışmalarında 4.5 ile 3.6 Hz. frekans aralığını elde edebilmek
için 13 mm (0.5”) ile 19 mm (0.75”) arasında bir çökme
sağlanmalıdır. Spor salonları, restoran mutfakları gibi
şiddetli darbelerin olacağı düşünülen yerlerde yaylı izolator
kullanılması gerekir.
Titreşim yalıtımı, akustik yalıtım, sismik koruma
ve betonarme kaideler
Ekipman kaideleri titreşim ve ses izolasyonu sağlamamakla
beraber ağır betonarme kaideler frekans genliğini azaltarak
çevreye daha az rahatsız edici gürültü iletilmesinde yardımcı
olur. Kaide tasarımları yapılırken mutlaka sismik önlemler göz
önünde tutulmalıdır. Çünkü ekipmanı ana yapıya bağlayan
en önemli araç olan dübellerin kaide kenarına olan mesafesi
sismik tasarımlarda büyük önem taşır.
Şekil 5. Örnek yüzer oda detayı
Yüzer oda sistemleri genel olarak yüksek katlı binalardaki
makine odasında bulunan cihazlardan çıkan sesi gidermek
için kullanılır. Bu sitem ayrıca uçak gürültüsü için de koruma
sağlar.
Bu tip uygulamalarda hava ortamında iletilen sesin
yalıtımı birincil önceliktir ve kauçuk izolatörler ilk tercihtir.
En düşük duyulabilir ses 25 hz’den başlar, bu sebeple daha
büyük çökmeye sahip izolatörlere gerek yoktur. Daha pahalı
bir çözüm olarak kauçuk ile kombine yaylı izolatörler de
başarılı bir yalıtım sağlarlar. Yüzer odanın doğal frekansı bir
ekipmanın titreşim yalıtımını sağlayamayacak kadar yüksek
olduğundan dolayı sitemin tek işlevi hava ile iletilen sesi
yalıtmaktır. Yüzer odadaki ekipmanların titreşim yalıtımı uygun
izolatörler ile yapılmalıdır.
AHSRAE yüzer oda tasarımlarında ağır ekipmanların yüzer
döşemeye oturtulmamasını, bunun yerine döşemeden çıkılan
kaideye direk bağlanması gerektiğini belirtir. Ağır ekipmanlar
altlarındaki kauçuk izolatörlerde aşırı çökmeye sebep olacağı
için yüzer döşemeye oturtulan ekipmanların altlarındaki
bölgelere uygun izolatörle seçilerek aralıklar sıklaştırılmalı
ve projeler mutlaka ağırlık dağılımı göz önüne alınarak
yapılmalıdır.
58
Şekil 6. Betonarme
kaidelerde dikkat
edilmesi gerekenler
Makale
Sismik, titreşim ve akustik izolasyonu için yapılan
tasarımlar birbirleriyle koordinasyon içinde olmalı ve
uzmanlar tarafından yürütülmelidir. Bütün bu tasarımlar
tek bir detayda uygulama projesi olarak bir araya
getirilmelidir.
ASHRAE bölüm 48 ve mekanik odası ses
izolasyonu
Genel hususlar:
• Akustik ve titreşim yalıtımı konuları mekanik
tasarımcının kontrolünde olmaldır.
• Mekanik odalar mümkün olduğunca ortak kullanım
mahallerinden uzak tutulmalıdır.
• Tesisat mahalleri mümkünse toprak altında kalan
bodrum katlarda ve hatta ayrı yapılarda yer almalıdır.
Akustik ve titreşim izolasyonu mekanik ekipmanlarla
odaklı olduğu için bu noktada mekanik tasarımcının
devreye girmesi çok doğaldır. Yatırımcı ve mimari
grubun isteği doğrultusunda aranan konfor şartlarına
uygunluk işlevselliğin önüne geçmemelidir. Konforlu yapı
gereksinimi ise göz ardı edilecek bir konu olmamalıdır. İki
durumda da mekanik tasarımcının konu ile ilgili görüşü
önem arz eder.
Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise mekanik
odalar ile yaşam mahallerinin birbirinden mümkün
olduğunca uzakta konumlandırılmasıdır. Özellikle yüksek
yapılardaki alan darlığı ile karşılaşılan sorunlar en büyük
sorunu teşkil eder. Bu gibi durumlarda tümden yüzer
sistem uygulamaları bir zorunluluk olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Tesisatlar titreşimi ve bununla birlikte sesi çok
iyi ilettikleri için tesisat mahalleri bodrum katlarda
konumlanmalıdır. Eğer yakınında yaşam mahali
bulunuyorsa titreşim yalıtımı lüks olmaktan çıkmakta ve
bir ihtiyaç halini almaktadır.
Hatalar:
• Çatı katında önlem alınmadan yapılan yapılan mekanik
odalar
• Yaşam mahallerine komşu mekanik odalar
• Bina merkezlerinde şaftlara komşu mekanik odalar
Özellikle residance, ofis gibi yüksek katlı binalarda en
üst kattaki daireler en yüksek fiyatlı daireler olmaktadır.
Böyle bir durumda çatı katında konfor düşünülmeden
yerleştirilmiş mekanik odalar daire yatırımcısı tarafından
son derece olumsuzdur ve yasal anlaşmazlıklar
doğmaktadır. Bu ve buna benzer yanlışlıklardan yapı
daha proje aşamasındayken kaçınılmalıdır. Eğer mümkün
olmuyorsa titreşim/ses yalıtımı ve sismik koruma projeleri
konusunda uzman kişilerce yapılmalıdır.
Yaşam mahallerinde komşu mekanik odalar da yine
büyük sorun olmaktadır. Özellikle otel, hastane gibi
son derece yüksek konfor şartı aranan mahallerde bu
60
gibi mekanik odalardan kaçınılmalı, kaçınmak mümkün
olmuyorsa uzman projecilere başvurulmalıdır.
Bina merkezlerindeki mekanik odalar ve bunlara
hemen bitişik şaftlar ise titreşimin tüm binaya açıldığı
bir pencere olmaktadır. Tüm titreşim önlemi alınmış
ekipman dahi olsa tesisata herhangi bir önlem alınmaz
ise ekipmandan yayılan titreşim tesisat vasıtası ile tüm
binaya yayılacaktır. Bu gibi bir uygulamadan kaçınmak
mümkün olmuyorsa yüzer kolon sistemleri uzun ömürlü ve
bakım ihtiyacı olmayan bir çözüm olmaktadır.
Sonuç
17 Ağustos 1999 depreminden sonra ülkemizde hemen
her kesimde uyanan deprem güvenliği bilinci umut
vericidir. Ancak aradan geçen 10 yıldan uzun zamanda
gelinen nokta, özellikle yönetmelikler açısından halen çok
yetersizdir.
Tesisatların deprem koruması; hataların kabul
edilemeyeceği, daha da önemlisi ticarî çıkarlar uğruna
temel mühendislik esaslarının göz ardı edilemeyeceği bir
husustur. Unutulmamalıdır ki bir sismik koruma sistemi,
standart yöntemlerle test edilemez. Böyle bir sistemin
birebir gerçek testi, doğadan gelecek bir depremdir
ve bu saatten sonra artık hataları düzeltilebilmesi söz
konusu değildir. Bundan dolayı yapılması gerekenler;
öncelikle yasal gereksinimler ve performans beklentileri
doğrultusunda konusunda uzman mühendislerce sismik
tasarımın yapılması, bu tasarımın ilgili tüm disiplinlerle
(mekanik, elektrik, proses vs) titiz bir şekilde koordine
edilmesi, bağımsız kuruluşlarca (üniversiteler, test ve
sertifika kurumları vs) özel laboratuarlarda testleri
yapılmış sertifikalı ürünlerin temini ve yine uzman
mühendislerce doğrudan veya gözetim altında saha
uygulamalarının tamamlanmasıdır.
Elbette tüm bunların sağlanabilmesi için en başta
yasal yükümlülüklerin çok iyi tanımlanmış olması
gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerde yürürlükte olan
son derece kapsamlı yönetmelikler ve standartlarla
karşılaştırıldığında ülkemizde geçerli olan yönetmeliklerin
yetersizliği, yukarıda bahsedilen konularda başarıya
ulaşılmasının önünde ciddi bir engel teşkil etmektedir.
Gerçekten de tesisat yüklenicilerinin sismik koruma
konusunda ilgisizlikleri, yeterli yasal zorlamanın olmadığı
durumlarda ticari çıkarların ön plana çıkmasına sebep
olmaktadır. Oysa doğru bir sismik koruma uygulamasının
ilk adımı yönetmelik seçimi olmalıdır (Şekil 7).
Şekil 7. Sismik korumanın tasarım ve uygulama aşamaları
Makale
Direkt genleşmeli klima santrallerinde
soğutma çevrimi simülasyonu
Üntes Klima A.Ş.
Murat ÖZER Teknik Müdür Yardımcısı, Erhan BUDAK AR-GE Mühendisi, Tolga GÜLER AR-GE Mühendisi
SOĞUTMA sistemi direkt genleşmeli tip olan klima
santrallerinde, evaporatör ve kondenser tarafındaki
havanın giriş şartlarına bağlı olarak sistemin
parametreleri değişir. Burada bahsedilen parametreler,
evaporasyon ve kondenzasyon sıcaklığı, soğutucu akışkan
debisi, kompresörün çektiği güç, evaporatör ve kondenser
kapasiteleri ile sistemin EER (Enerji Etkinlik Oranı)
değeridir. Soğutma sisteminin tasarımı aşamasında bu
parametrelerin nasıl değişkenlik gösterdiğinin biliniyor
olması, optimum seçimlerin yapılabilmesi açısından
büyük önem taşır. Parametrelerin değişimini izleyebilmek
için soğutma çevriminin simüle edilmesi gerekir. Bu
çalışmada %100 taze havalı olan bir klima santralinin
soğutma çevrimi 63 farklı giriş havası şartında simüle
edilmiştir. Simülasyonlar sonucunda elde edilen
parametreler, kuru ve yaş termometre sıcaklıklarına
göre analiz edilmiştir. Bununla birlikte, referans olarak
alınan bir soğutma çevrimi üzerinde, ana ekipmanlardaki
(evaporatör, kondenser ve kompresör) değişimlerin
sistem parametrelerine olan etkileri de incelenmiştir.
Bu aşamada oluşturulan 99 adet veri takımı ile sistem
simülasyonları yapılmış ve çıkan sonuçlar analiz
edilmiştir. Yüksek EER değerine sahip sistemlerin
tasarımı için yöntemler sunulmuş ve soğutma çevrimi
simülasyonu yapılmadan bazı kabullere göre yapılan
tasarımların olumsuzlukları anlatılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Soğutma çevrimi simülasyonu,
soğutma çevrimi parametreleri, direkt genleşmeli klima
santrali, evaporasyon sıcaklığı, kondenzasyon sıcaklığı,
EER.
akışkan debisinin ve kapasitelerin nasıl değişeceğidir.
Bu belirsizliklerin teorik olarak hesaplanması çok zaman
aldığından ve birçok seçim programıyla karşılaştırmalı
olarak çalışılması gerektiğinden ana komponentlerin
seçimleri belirli kabullere göre yapılır. Genel olarak
evaporasyon 7 oC, kondenzasyon ise 45-50 oC olarak
kabul edilir ve seçimler bu doğrultuda yapılır. Ancak,
gerçek evaporasyon ve kondenzasyon sıcaklıklarını
hesapladığımızda aslında çıkan değerlerin yapılan
kabullerden çok farklı olduğu görülmektedir. Bu fark
ihtiyaçtan daha büyük veya daha küçük sistemlerin
kurulmasına sebep olur. Tüm bunlar ilk yatırım ve işletme
maliyetlerinin yüksek olmasına veya istenen konfor
şartlarının sağlanamamasına neden olur.
Yukarıda bahsedilen hesaplamaların hızlıca ve
doğru bir şekilde yapılabilmesi amacıyla bir simülasyon
programı yazılmıştır. Bu sayede ana ekipmanları
(evaporatör, kondenser ve kompresör) belirlenmiş
olan bir soğutma çevriminde hava giriş şartlarını da
belirlendiğimizde sistemin parametrelerini tanımlayan
değerler elde edilebilmektedir.
2. Analizi yapılan soğutma sistemleri
Analizi yapılan %100 taze havalı direkt genleşmeli
klima santralinin soğutma tarafı teknik özellikleri Tablo1’de verilmiştir.
1. Giriş
Paket tipi klima santrallerinin soğutma sisteminin
ilk tasarım aşamasında veya condensing unit gibi
bir dış üniteyle çalıştırılacak olan klima santralinin
evaporatör seçiminde sistem parametrelerinin doğru
tayin edilmesi büyük önem taşımaktadır. Soğutma
sisteminin ana ekipmanlarını oluşturan evaporatör,
kondenser ve kompresörün seçim kriterleri bellidir.
Ancak burada belirsiz olan, giriş havası şartları veya
sistemin ana ekipmanlarından herhangi biri değiştiğinde,
evaporasyon ve kondenzasyon sıcaklıklarının, soğutucu
62
Evaporatör ve kondenser için giriş havası şartı olarak
alınan sıcaklıklar aşağıda verilmiştir. Belirtilen her bir kuru
termometre sıcaklığı, belirtilen 9 farklı yaş termometre
ile eşleştirilerek 63 farklı giriş havası şartı oluşturulmuş
ve 63 farklı veri takımı elde edilmiştir. Yapılan simülasyon
sonucunda elde edilen parametrelerin analizi, kuru ve yaş
Makale
termometre sıcaklıklarına göre Şekil-1, Şekil-2, Şekil-3,
Şekil-4 ve Şekil-5’te verilmiştir.
Tüm analizlerde, kızgınlık 10 oC, aşırı soğutma ise 5 oC
alınmıştır.
Kuru termometre sıcaklıkları: 28-29-30-31-32-33-34 oC
Yaş termometre sıcaklıkları: 17-18-19-20-21-22-23-24-25 oC
Giriş havası kuru ve yaş termometre sıcaklıkları,
klima santralinin soğutma konumunda sıklıkla çalışacağı
değerlerden ve parametre değişimlerini genel olarak
ifade edebilecek şekilde seçilmiştir.
Ana ekipmanlardaki (evaporatör, kondenser
ve kompresör) herhangi bir değişikliğin sistem
parametrelerine olan etkileri de analiz edebilmek için,
Tablo-2’de tanımlanan 10 farklı durum oluşturulmuştur.
Her bir durum için, Tablo-2’de belirtilen değişikliğin
dışındaki değerler Tablo-1’dekiyle aynı tutulmuştur. Giriş
havası şartları olarak, kuru termometre sıcaklığı sabit 30
oC alınmış, yaş termometre sıcaklığı olarak ise yukarda
belirtilen 9 farklı sıcaklık alınmıştır. Bu sayede Tablo-1’de
tanımlanan referans durumla birlikte 99 adet veri takımı
daha elde edilmiştir. Bu veri takımının analizleri ise yaş
termometre sıcaklıklarına bağlı olarak Şekil-7, Şekil-8
ve Şekil-9’da verilmiştir. Kuru termometre sıcaklığı sabit
tutularak değişken takımı ikiye düşürülmüştür.
Şekil-1a
Şekil-1b
Şekil-2a
Şekil-2b
64
Makale
Şekil-3a
Şekil-3b
Şekil-4a
Şekil-4b
Şekil-1a’ya bakıldığında evaporasyon sıcaklığının,
kuru veya yaş termometre sıcaklıklarının artmasıyla
beraber yükseldiği görülmektedir. Yaş termometre
sıcaklığındaki 1 oC’lik artış, kuru termometrenin 1
oC artmasına göre evaporasyon sıcaklığını daha çok
yükseltmektedir. Bu durumun sebebi, giriş havası
entalpisinin yaş termometrenin artmasıyla beraber
yükselmesi ve evaporatör kapasitesinin artmasıdır.
Sabit yaş termometre sıcaklığında kuru termometrenin
artması giriş entalpisini etkilemeyeceğinden evaporasyon
sıcaklığının neden yükseldiğini anlamak için Şekil-3a’ya
bakmak gerekir. Burada görüldüğü üzere, kondenzasyon
sıcaklığı kuru termometreye bağlı olarak ciddi bir şekilde
yükselmektedir. Kondenzasyon sıcaklığındaki bu artış
kompresörün yaptığı işi arttıracağından evaporasyon
sıcaklığının da yükselmesine neden olmuştur.
Şekil-1b ve 3b’ye bakarak evaporasyon ve
kondenzasyon sıcaklıklarının giriş kuru termometre
sıcaklığıyla arasındaki farkı, farklı yaş termometre
sıcaklıkları için görebiliriz. Şekillerden de anlaşılacağı
üzere yaş termometre sıcaklığı evaporasyon sıcaklığı
66
üzerinde, kuru termometre sıcaklığı ise kondenzasyon
sıcaklığı üzerinde daha büyük etkiye sahiptir.
Kapasitelere ait analiz Şekil-2a ve 4a’da verilmiştir.
Evaporatör kapasitesi, kuru termometrenin artmasıyla
kondenzasyon ve evaporasyon sıcaklıkları yükseldiği
için düşmüştür. Kondenser kapasitesi için, Şekil-3b’ye
baktığımızda kuru termometre ile kondenzasyon sıcaklığı
arasındaki farkın sabit yaş termometrede çok az düştüğü,
bu nedenle de kondenser kapasitesinin paralel olarak çok
az düştüğü söylenebilir.
17 ve 18 oC yaş termometre çizgileri belirli bir
bölgede eğrilerin genel dağılımına uymamaktadır. Diğer
kısımlarda yapılan yorumlarda bu bölgedeki dağılım
hariç tutulmuştur. Şekil-2b ve 4b’ye baktığımızda, giriş
havası bağıl nemi %23’ün altına düşünce, evaporasyon
ve kondenzasyon sıcaklıkları yükselme ivmesini arttırmış
ve düşme eğilimindeki kapasiteler artmaya başlamıştır.
Bu değişkenliğin nedeni, seçilen evaporatörün bu
sıcaklıklarda sadece duyulur soğutma yapıyor olmasıdır.
Diğer bölgelerde by-pass faktörü 0,30 ile 0,40 arasında
değişirken, bu bölgelerde 0,22’lere düşmüş ve batarya
verimliliği artmıştır.
Makale
Şekil-5a
Şekil-5b
Şekil-6a
Şekil-6b
Şekil-7a
Şekil-7b
Evaporatör kapasitesinin kuru termometre sıcaklığı
yükselirken azaldığı, yaş termometre sıcaklığı yükselirken
ise arttığı Şekil-2a’da görülmektedir. Bu durumun sebebi
sabit kuru termometre sıcaklığında yaş termometre
sıcaklığı yükselirken giriş havası entalpisinin artması ve
68
soğutma sırasında daha fazla gizli ısının açığa çıkmasıdır
[1].
Sistemin enerji etkinlik oranlarının analizleri Şekil-5a
ve 5b’de verilmiştir. Giriş yaş termometre sıcaklığının
artması kompresörde çekilen gücü arttırmasına rağmen
Makale
Şekil-8a
Şekil-8b
Şekil-9a
Şekil-9b
evaporatör kapasitesinin daha büyük oranlarda
artmasından dolayı EER değeri artmıştır. Kuru
termometre sıcaklığının artması ise kompresörde
yapılan işi arttırmış ve evaporatör kapasitesini
düşürmüştür. Dolayısıyla EER değeri kuru termometrenin
yükselmesiyle düşmüştür. Genel olarak kondenzasyon
ve evaporasyon sıcaklıkları birbirlerine ne kadar yakınsa
EER değeri o kadar yüksektir [2].
Evaporasyon sıcaklığının değişiminde kompresör ve
evaporatörde yapılan değişikliklerin daha etken olduğunu
Şekil-6a ve Şekil-6b’ye baktığımızda görmekteyiz. Bu
durum paralel olarak akışkan debisinde de hissedilir. Aynı
şekilde Şekil-7a ve 7b’ye baktığımızda kondenzasyon
sıcaklığının kompresör ve kondenserde yapılan
değişikliklerle daha çok ilgili olduğunu görmekteyiz.
Ancak, evaporasyon veya kondenzasyon sıcaklıkları için,
kompresördeki değişim, evaporatör veya kondenserdeki
değişime göre zıt tepki vermektedir. Örneğin, kompresör
küçültülürken evaporasyon sıcaklığı artar, evaporatör
küçültülürken evaporasyon sıcaklığı azalır. Veya
kompresör büyütüldüğünde kondenzasyon sıcaklığı
artarken, kondenserdeki büyüme kondenzasyonu
70
düşürmektedir.
Şekil-8a ve 8b’ye bakıldığında evaporatör
kapasitesinin, kondenser, evaporatör ve kompresör
tarafında yapılan tüm küçültmelere düşme yönünde
tepki verdiği görülür. Tersi durumlarda ise evaporatör
kapasitesinin arttığı gözlenmektedir. Kondenser hava
debisindeki ve ısı transfer alanındaki yapılan büyütme
ve küçültmelerin evaporatör kapasitesine ve dolayısıyla
soğutucu akışkan debisine çok etki etmemektedir. Aynı
değişimlerin evaporatör üzerinde yapıldığı durumlarda
ise etkinin daha fazla olduğu görülmüştür.
Şekil-9a ve 9b’de görüldüğü üzere EER’yi yükselten
tek durum kompresörün küçülmesidir, benzer şekilde
EER’yi düşüren tek durum kompresörün büyümesidir.
Yukarıdaki şekillerde verilen analizlerin küçük bir
özeti Tablo-3’te şematik olarak verilmiştir. Bu tabloda
parametrelerin durumu genel olarak değerlendirilmiştir.
Daha detaylı sonuçlar elde etmek için şekiller üzerinde
yorum yapılmalıdır. Ancak, Tablo-3 de bizlere genel
olarak parametrelerin neye nasıl tepki verdiğini
anlatmaktadır.
Makale
Not: Yukarıdaki tabloda yer alan ↑ işareti değişkenin
yükselmesi / artması; ↓ işareti azalması / düşmesi;
işareti çok az yükselmesi / artması; işareti ise çok az
azalması / düşmesi anlamında kullanılmıştır.
4. Sonuçlar
Kondenser bataryası giriş havasının kuru termometre
sıcaklığındaki 1 birimlik değişim, evaporatör
bataryasındaki 1 birimlik değişime göre sistem üzerinde
daha çok etkendir. Yaş termometre sıcaklığı için ise tersi
geçerlidir. Tahminlere dayalı yapılan hesaplamalarda
evaporasyon ve kondenzasyon sıcaklıkları tayin
edilirken sadece kuru termometre sıcaklığına değil
yaş termometre sıcaklığına da bakılması gerekir. Giriş
yaş termometre sıcaklığındaki yükselme EER değerini
yükseltirken, kuru termometre sıcaklığındaki yükselme
EER değerinin düşmesine sebep olur.
Analizi yapılan soğutma sisteminde giriş havası bağıl
nemi %23’ün altına düşünce sadece duyulur soğutma
gerçekleştiği için, ıslak bölgede 0,30 ila 0,40 aralığında
değişen by-pass faktörü değeri 0,22’lere düşmüş ve
batarya verimliliği artmıştır. Yani soğutucu bataryadan
etkilenmeden çıkan havanın oranı %22’lere düşmüş,
bu nedenle de evaporatör kapasiteleri bu bölgede kuru
termometrenin yükselmesiyle beraber artmıştır [3].
Genel olarak yaş termometre sıcaklığındaki veya
evaporatörde yapılan herhangi bir yükselme tüm
parametrelerin yükselmesine / artmasına neden olur.
Tüm yükselme veya artma yönündeki değişimlerden
sadece kondenser tarafında yapılan değişiklikler
kondenzasyon sıcaklığını ve akışkan debisini düşürür.
Tüm yükselme veya artma yönündeki değişimlerden
sadece kuru termometre sıcaklığının yükselmesi,
evaporatör ve kondenser kapasitesini düşürür.
Tablo-3’te belirtilen değişkenlerden sadece
evaporatör ve kondenser ısı transfer alanı ile
kompresörün değişimi tasarımcının kontrolü altındadır.
Sadece bu üç değişkeni dikkate aldığımızda EER değerini
72
yükseltmek için kondenserin büyük veya kompresörün
küçük seçilmesi daha uygun olacaktır. Kompresördeki
büyüme sadece evaporasyon sıcaklığını ve EER değerini
düşürürken, diğer tüm parametrelerin artmasına neden
olur.
Evaporatör ısı transfer alanının artması evaporasyon
sıcaklığını yükselterek emiş basıncının yükselmesine ve
akışkan debisinin artmasına neden olurken, kondenser
ısı transfer alanının artması kondenzasyon sıcaklığını
düşürerek genleşme vanasına daha soğuk gazın
ulaşmasına ve basma basıncını düşürerek kompresörde
yapılan işin azalmasına, bu sayede de EER’nin
yükselmesine neden olmuştur [4].
Soğutma sistemi tasarımı yapılırken kullanılan
simülasyon programı sayesinde hava giriş sıcaklıklarına
bağlı olarak sistem parametrelerinin gerçek değerleri
hızlıca hesaplanabilmektedir. Bu da evaporatör,
kondenser ve kompresör seçimlerinin en optimum
şekilde yapılabilmesini sağlar. Analizi yapılan soğutma
sistemi klasik yöntemle, 7 oC evaporasyon ve 48 oC
kondenzasyon sıcaklığıyla seçilseydi, hava giriş şartlarına
bağlı olarak ilk yatırım maliyeti %5 daha fazla veya
soğutma kapasitesi %25 daha düşük olacaktı.
Kaynaklar
[1] Özer, M., “Bir ameliyathane klima santrali tasarımı,
termodinamik testleri ve analizi”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 98 (2007).
[2] Stoecker, W. F., “Refrigerant properties, refrigeration cycles
and SI units”, Industrial Refrigeration Handbook 1st ed.,
McGraw-Hill, New York, 2.59-2.60 (1998).
[3] ASHRAE, “Air cooling and dehumidifying coils”, 2000 HVAC
Systems and Equipment ASHRAE Handbook (SI), ASHRAE,
Atlanta, 21.8 (2000).
[4] Trott, A. R., Welch, T., “The refrigeration cycle”, Refrigeration
and Air-Conditioning 3rd ed., Butterworth-Heinemann,
Oxford, 19 (2000).
Makale
IES virtual environment
ile enerji modellemesi
yaklaşımı
Merve MERMERTAŞ - Çevre Mühendisi ERKE Sürdürülebilir Bina Tasarım Danışmanlık
Günümüzde yüksek enerji verimli ve düşük emisyonlu binalar inşa
etmenin önemi giderek artarken nasıl tasarlanabileceğine dair fikirler
de paralelinde gelişiyor. Bu ilerleme sürecinde LEED ve BREAM gibi
yeşil bina derecelendirme sistemleri yol gösterici ancak binanın enerji
performansını değerlendirip projeye uygun tasarruf stratejilerini
geliştirebilmek bizim elimizde. Bu sebeple, gerekli olan modelleme
çalışmalarının eksiksiz ve verimli bir şekilde yapılmasına olanak verecek
yazılımlarla çalışmak, doğru sonuçlar elde etmede ve stratejilerin
geliştirilmesinde büyük öneme sahip.
SON zamanlarda, dünyadaki öncü sürdürülebilir tasarım uzmanları tarafından kullanılan IESVE, entegre
analiz araçlarının yenilikçi, ödüllü ve derinlemesine programlar grubu tanımıyla karşımıza çıkıyor. Bu yazılım,
binanın tasarım ve işletme süreçlerindeki enerji verimliliğini test ederek yüksek enerji verimli ve çevreye
duyarlı binalar tasarlanmasında gerekli olan tüm analiz araçlarını içerecek şekilde hazırlanmış. Ayrıca,
kullanıcıların farklı seçenekleri test etme ihtiyaçlarını karşılayarak en uygun pasif çözümlerin geliştirilmesine
olanak sağlıyor. İçeriğinde geliştirilen enerji modellemesi, gün ışığı modellemesi, CO2 emisyonları, bina
yaşam döngüsü analizleri, CFD analizleri, yangın kaçış senaryoları, bina sakinlerinin konforu gibi modüller
sayesinde bina birçok yönden analiz edilebiliyor. Yani sürdürülebilir yeşil bir binanın tasarlanmasında görev
alan tüm disiplinleri düşünerek geliştirilmiş.
Analiz araçlarının tümü merkezi, entegre bir veri modelini paylaşarak defalarca model oluşturulmasına
gerek kalmadan, tek bir model üzerinde düzenleme yapılabilmesini sağlıyor. Böylece, bina üzerinde çalışacak
olan kişilere ortak bir model üzerinden ilerleyebilme kolaylığı sunarak zamandan kazanç sağlanıyor. Diğer
BIM anlayışıyla geliştirilen SketchUp, Revit, Trelligence, gbXML, Vectorworks Architect, Trimble Plancal gibi
programlar ile bağlantı kurabiliyor olması ise büyük avantaj. Bu özelliği, bina modelinin başka bir programdan
alınması veya yazılım içerisindeki ModelIT de tasarlayabilme özgürlüğü tanıyor.
Binanın termal simülasyonu için geliştirilmiş olan Apeche modülü sayesinde binanın enerji modellemesi
yapılarak enerji verimliliği ölçülebiliyor. Bu modülün diğer solar, günışığı, termal ve havalandırma
simülasyonu yapan analiz araçları ile bağlantılı olması sayesinde istenilen değişken ve zaman aralığına
göre sonuçlar alınabiliyor. Mesela pazartesi günü öğlene kadar koşullandırılmış mahalinizdeki CO2 miktarı
ya da bina dışında oluşan termal yüke göre solar panelinizin verimliliği vb. IESVE, belirlenen değişken ve
zaman aralığında ileri düzey termal sonuçlar alınabilmesi için ısı transferi hesabı üzerine gerekli olan tüm
matematiksel modelleri baz alarak çalışıyor (termal kondüksiyon ve birikim, iç/dış konveksiyon, uzun dalga
74
Makale
ışınımı, mekanik basınçlar
vb.) Bu sayede model
doğru oluşturulduğu
takdirde gerçek ile birebir
sonuçlar alınıyor.
Sistemler
modellenirken ya
yazılım içinde var olan
sistemlerden seçiliyor ya
da kendi ihtiyacınıza göre
sistem oluşturulabiliyor.
Ve İhtiyacınıza göre
oluşturduğunuz her
sistem sonraki projelerde
kullanılımak üzere kayıt
edilebiliyor. Sistemler
içerisinde tanımlanabilen
bazı mekanik elemanlar;
Boiler, ısı pompaları,
chiller, soğutma sistemleri,
su taraflı ekonomizörler,
hava ısıtmalı ve soğutmalı
serpantinler, sprey ve
buhar enjeksiyonlu
nemlendirici üniteleri, ısı
geri kazanım cihazları,
fanlar, soğutulmuş
tavanlar, radyatörler, bazı
belirlenmiş üreticilerin
ürünleri ve daha fazlası…
IES<VE>, modelleme
kalitesini arttıran
detaylı HVAC analiz
araçlarını içermesi,
görsel kalitesi yüksek
grafik çözümlemeleri
, bina sistemlerinin
optimizasyonu gibi
projenin en başından
itibaren verimli
enerji kontrol
stratejilerinin
geliştirilmesine olanak
sağlayan modülleri
sayesinde ileride diğer
enerji modellemesi yapan
programların yerine
geçecekmiş duruyor…
76
Çiğdem TAŞ
B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı
İş güvenliği
İnşaat sektöründe
iş kazaları
ÜLKEMİZDE iş kazaları ve meslek hastalıkları uzun yıllardır birçok
işçinin hastalanmasına, yaralanmasına, sakat kalmasına ve hatta
hayatlarını kaybetmesine yol açmaktadır. Bu olayların yaşandığı
sektörlerin başında ise inşaat sektörü yer almaktadır. Bunun en
önemli sebepleri, inşaat sektörünün kendine özgü çalışma şartlarının
olması, bu sektörde kalifiye eleman yetersizliği, yeterli denetimlerin
yapılmaması sayılabilir. İnşaat sektörünün diğer sektörlerden farklı
olmasının başlıca nedenleri ise, her projenin birbirinden farklı olması
ve bu yüzden her projede değişik çalışma koşulları ve farklı risklerle
karşı karşıya kalınması, çalışanların endüstri sektöründeki gibi tek
bir fabrikada çalışma imkânı bulamadıkları için sürekli olarak farklı
risklerle karşı karşıya kalması, tehlikeli ve kendi içinde birçok risk
içeren faaliyetlerden oluşan bir sektör olmasıdır. İnşaat sektörü,
aynı anda farklı riskleri içinde barındıran, farklı işlerin yapıldığı bir
sektördür. İnşaat işlerinde tüm çalışanların birbirleriyle koordinasyon
içinde çalışması ve yaptıkları iş ile ilgili ve diğer çalışanların yaptığı
işlerle ilgili farkındalığının olması gerekmektedir. İşte bu nedenlerden
dolayı, inşaat sektörü diğer sektörlere göre daha fazla risk altındadır
ve iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak hayli güç ve karmaşıktır. Ancak
bu demek değildir ki inşaat sektöründe kazalar kaçınılmazdır. Bugün
dünyada yaklaşık 3 milyar işgücü vardır ve her gün yaklaşık 1 milyon
iş kazası gerçekleşmektedir. Her 15 saniyede bir, 160 işçi iş kazası
geçirmektedir ve her 15 saniyede bir, bir işçi iş kazası ya da meslek
hastalığı sebebiyle ölmektedir.
ILO’ya göre tüm dünyada istihdam açısından önemli bir yer tutan
inşaat sektöründe oldukça yüksek sayılarda iş kazası yaşanmaktadır.
ILO rakamlarına göre tüm dünyada inşaat sektöründe her yıl 60.000
ölümcül kaza yaşanmakta ve buna göre her 10 dakikada bir kişi bu
şekilde is kazası sonucu yaşamını yitirmektedir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verilerine göre
Türkiye’de bir yılda gerçekleşen tüm iş kazalarının %10’u, sürekli iş
göremezliklerin %25’i ve ölümlü iş kazalarının %34’ü inşaat işlerinde
gerçekleşmektedir. İnşaat sektöründe gerçekleşen iş kazalarının
yaklaşık %4’ü ise ölümle sonuçlanmaktadır. İnşaat sektöründe
2012 yılında 4.511 iş kazası meydana gelmiştir. Ölümlü iş kazası
oranlarının sıralamasında inşaat sektörü toplamda %25 ile ilk sırada
yer almaktadır.
Tüm bu veriler ışığında ayrıntılı istatistik ve muhasebe kayıtları
tutulmasıyla, iş kazalarında oluşan maddi kayıplar hesaplanabilir.
Ancak iş kazası sonucunda işçi, işçinin ailesi ve işçinin arkadaşları
üzerinde oluşan psikolojik durumdan kaynaklanan manevi kayıplar
hesaplanamaz. Bu nedenle iş kazalarının önlenmesi için gerekli
tedbirler alınmalıdır.
78
İş kazalarının oluş nedenleri;
Doğrudan nedenler;
Zehirleyici, patlayıcı gaz, toz vb. tehlikeli maddeler ile mekaniksel,
elektriksel, kimyasal gibi yüksek enerji kaynaklarının ve radyasyonun
yol açtığı nedenlerdir.
Dolaylı nedenler;
Gerekli emniyet önlemleri alınmaksızın yapılan çalışma koşulları,
ekipmanın hatalı ya da uygunsuz kullanımı, ekipmanın bakım
ve onarımının zamanında yapılmaması, alet ve makinelerin
zamanında kullanılmaması, koruyucu malzemelerin kullanılmaması
gibi nedenlerin yol açtığı durumlardır. Yönetimin iş güvenliği
politikası ve uygulamalarına bakış açısı (iş güvenliğine verdiği
önem, üretim-iş güvenliği hedefi, sorumluluk ve yetkinin
dağıtılması, eğitim, uygun ve yeterli kontrol vb.) “İşveren iş
sağlığı ve güvenliği üzerine her zaman sorumludur. İşveren
çalışanını sürekli denetlemeli ve çalışanlarını sağlık ve güvenlik
adına kontrol edebilmelidir. Doğru güvenlik kültürü oluşturulması
kazaları yüzde 50 azaltır. Güvenlik kültürünün ilk basamağı
‘yönetimin taahhüdü’dür. Çalışanın yetenek, eğitim, motivasyon,
fiziksel ve zihinsel yeterlilik, bireysel dikkatlilik ve performansı
da kaza nedenlerinde etkili olmaktadır. Kaza nedenlerine etki
eden bir diğer faktör ise çevresel faktörlerdir. Bunlar sıcaklık,
nem, basınç, toz, gaz, buhar, gürültü, aydınlatma vb. sayılabilir.
Tüm bu nedenler göz önüne alındığında inşaat sektöründe
doğru güvenlik kültürünün oluşturulması, risklerle kaynağında
mücadele edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması, kişisel koruma
önlemlerinden önce toplu koruma önlemlerine öncelik verilmesi,
yeterli kontrollerin yapılması, işçiye görev verirken, işçinin sağlık ve
güvenlik yönünden uygunluğunun göz önüne alınması, çalışanların
yeterli bilinç düzeyine ulaşmalarının sağlanması kazaların
önlenmesinde etkili olmaktadır. Tüm bu nedenler incelendiğinde,
tüm sektörlerde olduğu gibi inşaat sektöründe de iş kazalarının
oluşmasındaki asıl neden ise, iş sağlığı ve güvenliği konusunda
yapılacak düzenlemeler için gerekli harcamaların yapılmamasıyla
maliyeti azaltarak daha fazla kâr elde edileceği düşüncesidir.
Ancak unutulmaması gereken en önemli gerçek, iş kazalarını
önlemek için yapılacak her türlü güvenlik harcaması ve yatırımın,
iş kazası meydana geldikten sonra ortaya çıkan dolaylı ve dolaysız
maliyetlerden daha az olmasıdır. Ülke genelinde oluşturulacak
güvenlik bilinci ile bu önyargılarımızı yıkmadığımız sürece daha çok
kazalı günler bizi beklemektedir.
Kazasız günler dileğiyle,
Hayata dair
Yer zünde 20.000 g n
Vizyon tarihi: 19 Eylül 2014
Oyuncular: Nick Cave
20.000 gün yaşayan biri kaç yaşındadır? Görsel sanatçılar Iain Forsyth ve Jane
Pollard, çektikleri bu ilk uzun metrajlı filmde kurmacayla gerçekliği birleştirerek
uluslararası kültür ikonu, müzisyen ve senarist, bu dünyaya gelmiş en ilginç
sanatçılardan Nick Cave’in 24 saatini anlatıyorlar. Nick Cave’in hem konu hem
de başrol olduğu film, sanatsal yaratım sürecine mahrem bir bakış atarken
aynı zamanda bu dünyada yaşadığımız süreyi iyi kullanıp kullanmadığımızı
sorgulamamızı da istiyor.
Tim’ de
Grace
of Monaco
Blues Brothers
gecesi
Vizyon tarihi: 19 Eylül 2014
Oyuncular: Nicole Kidman , Tim Roth , Milo Ventimiglia , Paz Vega
, Frank Langella
Hollywood’daki tüm şöhretini ve kariyerini bir kenara bırakarak Monaco
Prensi Rainier ile evlenen Grace Kelly’nin Prenses Grace olarak sürdürdüğü
yaşamının öyküsü. Filmin yönetmeni, Kaldırım Serçesi filmiyle biyografi
filmlerindeki başarısını ispat etmiş olan Olivier Dahan. Prenses Grace rolünde
ise Avustralyalı Oscarlı yıldız Nicole Kidman’ı izleyeceğiz.
Adalet
2014
Vizyon tarihi: 26 Eylül
Moretz , Haley
ngton , Chloë Grace
shi
Wa
l
Oyuncular: Denze
, Marton Csokas
Bennett , Bill Pullman
ölüm hazırlayarak
ck Ops askeridir. Sahte bir
Robert McCall eski bir Bla
anlarının keyfini
zam
ilik
ekl
Robert McCall, em
an
lay
baş
aya
am
yaş
Boston’da
edir. Kurtarması
kızı kurtarması gerekmekt
bir
e
ind
ism
i
Ter
n,
ırke
çıkart
karşıya gelecektir.
mafyasıyla birlikte karşı
Rus
en
ünd
yüz
kız
iği
ekt
ger
79
gezgin
Mimar Antoni
Gaudi’nin şehri
Barcelo na
İspanya’nın en büyük şehirlerinden biri olan Barselona’da bir Akdeniz şehri olmasının yanı sıra görkemli
bir tarih, gastronomi kültürü ve ilginç bir modernizm var. Tarihi binaların yanında yükselen geometrik
yapılar ve heykeller daha ilk bakışta, şehri pek çok Avrupa kentinden ayırıyor. Picasso, Miro, Dali ve Gaudi
gibi sanatçıların yıllarca burada yaşamış olması ve yaratıcılıklarını burada ortaya koymaları da bunu
doğruluyor. Ama Barselona’yı Barselona yapan bir mimar. Şehir tüm ihtişamını ünlü mimar Antoni Gaudi’ye
borçlu…
80
Görülecek yerler
B
arselona (İspanyolca ve Katalanca: Barcelona),
İspanya’nın Katalunya özerk bölgesinin başkenti.
Yaygın dil Katalanca. Barselona’nın geçmişinin
İspanya’dan daha eski olması ilginç bir ayrıntı. Şehir 9.
yüzyılda Katalan bir asilzade aile tarafından kuruldu. Kentin
simgesi Sagrada Familia Katedrali’nin yapımına 1882
yılında mimar Villar başladı. Bir yıl sonra barselona’nın
her köşesine imzasını atan mimar Antoni Gaudi görevi
devraldı. Gaudi’nin ömrü ancak kilisenin ön cephesi ve
planlanan on sekiz kuleden sekizini tamamlamak için yetti.
Gotik tarzın örneği olan ünlü kilise hâlâ tamamlanamadığı
için “Bitmeyen Kilise” olarak da bilinir.
Kente damgasını vuran yerlerden biri Akdeniz’in en
hareketli limanı olan Port Vell. Bu limana yılda 700
binden fazla geminin uğradığı söyleniyor. Limana çıkan
ana yollardan biri, ünlü kaşif Christopher Columbus’un
heykeline gidiyor. Dilerseniz Barselona’nın serin sularında
Akdeniz’in keyfini çıkartabilir ya da Barselona’nın en güzel
gezi noktalarını dolaşabilirsiniz. Kent meydanında yer alan
arena, turistler için ilgi çekici. Çok sayıda gece kulübünde
Flamenko dansı izleyebilirsiniz. Aslında Barcelona daha
çok bir eğlence şehri ve kentin her yerinde eğlenilebilecek
yerler bulmak mümkün. Eğer farklı yemek kültürlerini
denemekten çekinmiyor ve seviyorsanız Barselona’ya
özgü Tapas’ları şehir içinde çoğu yerde deneyebilirsiniz.
Tapas bizim kültürümüze çok da yabancı bir yiyecek değil.
Tapas çeşitleri için Türk mutfağının mezelerinin benzerleri
diyebiliriz.
1-La Sagrada Familia: Ünlü mimar Gaudi tarafından yapılan katedral
hala bitirilememiş. Buna rağmen kulelerin ince detayları, binanın dış
yüzeyindeki işlemeler ve detaylı işçilik bu yapıyı mimari açıdan eşsiz
kılıyor. Sagrada Familia’nın kelime anlamı kutsal aile. Ziyaretçileri
katedralin kapısında taş heykeller ve oymalar karşılıyor. Katedralin
üst katlarına tırmanabilir ve muhteşem Barselona manzarasını
izleyebilirsiniz.
2- Park Güell: Bu park halka açılmadan önce zenginler ve soylular
için cennet gibi tasarlanmış bir dinlenme yeriydi. Bir tepenin üstüne
kurulu parkta hem güneşin keyfini çıkarabilir hem de şehre tepeden
bakabilirsiniz.
3-Barrio Gotico: Bu bölge Barselona’nın merkezinde bulunur ve dar
sokaklarıyla ünlüdür. Küçük kafe ve barların yanı sıra pek çok mağaza
da vardır.
4- La Rambla: Bu cadde çok geniş ve şehrin en önemli ana
arterlerinden biri. Caddeyi bu kadar ünlü yapan daima hareketli oluşu.
5- Plaza Catalunya: La Rambla Caddesi’nin sonunda ye alan bu meydan
alışveriş için ilk tercih edeceğiniz yerlerden biri. Burası şehrin kalbinin
attığı noktalar arasında.
6- Picasso Müzesi: Barselona’nın en iyi müzesi. En önemli ressamların
koleksiyonlarına da ev sahipliği yapar. Ama bu müzeyi ünlü yapan
Picasso’nun ilk dönem çalışmalarından başlayarak modernizmden
kübizme uzanan yolculuğunun bütün eserlerini bulundurmasıdır.
7- Montjuic: Montjuic Barselona’nın güneybatısında yer alan çok yüksek
bir tepe. Olimpik stadyum ve ulusal sanat müzesi de burada. Montjuic’e
teleferik veya fenikülerle çıkabilirsiniz.
8- Montserrat: Montserrat şehrin bir saat uzağında bulunan bir dağ.
Burada ünlü bir manastır var. Dağ tırmanış yapmak için de çok müsait.
9- Salvador Dali Müzesi: Müze Barselona’dan iki saat uzaklıkta. Müzede
sergilenen Dali eserleri görmeye değer.
10- FC Barcelona’nın Nou Camp stadyumunda maç keyfi: Eğer futbola
meraklıysanız bu stadyumu mutlaka duymuşsunuzdur. Oynanan hangi
maç olursa olsun bu stadyumun büyülü atmosferinde çok keyifli olacak.
FC Barcelona
Futbol Club Barcelona (kısaca FC Barcelona ya da Barça) İspanya’nın Katalunya özerk bölgesindeki
Barcelona kentinde bulunan ve dünyanın en çok taraftara sahip futbol takımlarından biri. 1899
yılında, Joan Gamper önderliğinde, İsviçreli, İngiliz ve İspanyol bir grup tarafından kuruldu. Katalan
bölgesini temsil eden kulübün sloganı “Més que un club” (bir kulüpten daha fazlası) cümlesidir.
Barça marşı ise, Josep Maria Espinàs tarafından bestelenen Cant del Barça. Barcelona, La Liga’dan
düşmeyen üç kulüpten bir i. İspanya ‘da yirmi bir La Liga şampiyonluğu, yirmi altı İspanya Kupası,
on İspanya Süper Kupası, dört Eva Duarte Kupası ve iki Lig Kupası şampiyonluğu var. Barcelona
2009 yılında mücadele ettiği 6 turnuvada da şampiyon olarak bir ilki gerçekleştirdi. Takım 2009
yılında Şampiyonlar Ligi, UEFA Süper Kupa, La Liga, İspanya Kral Kupası, İspanya Süper Kupası ve
FIFA Dünya Kulüpler Kupası’nda şampiyonluğa ulaştı.
81
Spor
i
b
o
h
m
e
h
r
o
Hem sp
Okçuluk, son d
önemde hızla
büyüyen ve ülk
başarılar kaza
e olarak büyük
ndığımız spor
uluslararası
dallarından bir
yapabileceği b
i.
Her yaştan insa
ir hobi olarak
nın
da, hedefe oda
uzun süreli ko
klanma, koord
nsantrasyonu
in
a
geliştiriyor. Bu
syon ve
iş hayatında d
kazanımlar da
estek oluyor, k
ye
ti
iş
şkinlere
in
in kendine ola
stresini atması
n güveni artıy
na yardımcı olu
or ve iş
yor.
OKÇULUK bir mücadele, hırs ve azim sporu
olarak nitelendiriliyor. Okçulukta sınır yok, kişiye
özgüven sağlıyor, dikkati ve konsantrasyonu
geliştiriyor. Bu spor bir yay ve oktan ibaret
sanılıyor ama derininde düşünce ve duygularınızı
kontrol, zor anlarda bile soğukkanlılığınızı
koruma, kaygı ve endişeye kapılmadan enerji ve
güçlerini tam kapasite kullanabilme yeteneği
kazandırıyor.
Zihinsel becerileri geliştiren bir araç, bir
spor dalı olması nedeniyle okçuluğa başlama
yaşı fiziksel yapıya göre değişmekle birlikte
8-9 olarak belirlenmiş, en uygun dönemse 9-16
yaşları arası. Her yaştan ve her meslekten
insan, bireysel ya da grup olarak kurslarda
okçuluk sporunu yapabiliyor. Çünkü okçuluk
hedefe odaklanma, koordinasyon ve uzun süreli
82
konsantrasyonu geliştirdiği için bu kazanımlar
yetişkinlere iş hayatında destek oluyor,
kendilerine olan güvenleri artıyor ve iş stresini
atmalarına yardımcı oluyor.
Bir hayat felsefesi olarak da nitelenen
okçuluk, insan, yay ve ok üçgeni çerçevesinde
gelişiyor, amaç uzaktaki hedefi vurmak ve
günümüzde son derece modern malzemelerle
ve kurallar çerçevesinde yapılan olimpik bir
spor dalı olma özelliği taşıyor. 20 bin yıllık bir
geçmişe sahip okçuluk, 1920 yılında olimpiyat
dalları arasına katıldı. Bugün okçuluk sporunda
kullanılmakta olan yaylar 1,80-2,70 metre,
kadınlar için olanlar da 1,50-2,10 metre
boyunda. Hedefler samandan oluşuyor ve yerden
1,22 metre yükseklikte olan ayaklar üzerine
tutturuluyor.
83
Sağlık
ÇOCUKLARIN fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişimleri üzerine
çevrenin etkisi büyüktür. Bebeklikten ergenliğe kadar çevresel
etkenlerden birisi de başta televizyon olmak üzere elektronik
medyadır. Ekran denildiğinde eskiden sadece televizyon akla
gelirdi. Günümüzde ise televizyona ek olarak, bilgisayarlar,
video oyunları, notebook, ipad ve akıllı telefonlar başta olmak
üzere birçok elektronik cihaz düşünülmektedir. Kitle iletişim
aracı olmalarının yanı sıra, eğitim, öğrenim ve eğlence
alanlarında yararlanılmaktadır. Ancak artık yararları yanında
zararları konusuyla da gündem oluşturmaktadırlar. Okumayı
sevmeyen bir toplum olarak ülkemizde giderek bir bağımlılık
halini alan elektronik cihazlar sayesinde ekranla yapışık bir nesil
yetişmektedir.
Ekran başında geçirilen süre arttığında beraberinde bir çok
sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. O nedenle günümüzde
çocuklarda 2 yaşına kadar ekran (özellikle televizyon) başında
zaman geçirmelerine izin verilmemesi, sonraki dönemlerde ise
günlük bu sürenin toplam 1-2 saat ile kısıtlanması önerilmektedir.
Oysa bu süre dünyadaki tüm ülkelerde çok yüksektir. Amerika
Birleşik Devletlerinde televizyon izleme yaşı 4 ay gibi çok
küçük yaşlara kadar inmiştir. Erkekler, büyük çocuklar ve düşük
sosyoekonomik düzeydeki çocuklar daha fazla televizyon izlerken,
sosyoekonomik durum yükseldikçe yeni teknolojilere ulaşımın
kolaylaşması ile akıllı telefonlar, ipad, notebook, video oyunları
televizyonla yarışma haline gelişmiştir. Zararlı etkiler, izlem
süresinden, izlenen programların içeriğinden ve teknolojik yapıdan
(elektromanyetik alan) kaynaklanmaktadır. Özellikle merkezi sinir
sistemi gelişiminin en hızlı olduğu, psikomotor ve psikososyal
özelliklerin kazanıldığı 0-3 yaş erken çocukluk döneminde
gelişebilecek bir sorun tüm yaşamı etkileyebilmektedir.
Sağlık üzerine etkileri
•Uyku bozuklukları: Ekran başında geçirilen zaman arttıkça
uykuya dalma sorunları ve beraberinde uyku düzensizliğ, kabus ve
84
korku gibi uyku sorunları daha fazla gözlenmektedir. Uykusuzluk
beraberinde yorgunluk ve artmış abur cubur yeme sonucunu
doğurmaktadır. Gerilim sahneleri korku endişe duygularının
yerleşmesine ve uyku bozukluklarına yol açabilmektedir.
•Şiddet: Medya yoluyla özellikle televizyonla şiddete maruz
kalmak çocukları şiddete karşı duyarsız hale getirmektedir.
Sonuçta çocuklar şiddeti kanıksayıp sorunları çözmede bir
yol olarak görebilmektedir. Özellikle somut düşüncenin hakim
olduğu, soyut düşüncenin gelişmediği 7 yaş öncesi dönemde
çocuk televizyonda gördüğü görüntüyü uygulamaya koyabilir.
Şiddet unsuru içeren görüntüler bilinçaltına şiddet duygularının
yerleşmesine ve şiddet eğilimine neden olabilir.
•Obezite ve diğer fiziksel sorunlar: Çocuklar ekran başında
ne kadar uzun zaman geçirirlerse, aşırı kilolu hatta obez olma riski
o kadar artmaktadır. Yattıkları odada televizyon, bilgisayar varlığı
bu riski çok daha fazla artırmaktadır. Ayrıca ekran başında daha
fazla abur cabur, tuzlu, yağlı ve aşırı kalorili gıdaların tüketimi
özellikle reklamlar yoluyla teşvik edilmekte ve beraberinde obezite
daha belirgin olarak karşımıza çıkabilmektedir. Ortopedik sorunlar
ve görme bozukluklarıyla sıklıkla karşılaşılabilmektedir. Uzun süre
televizyon izlemenin sağlıklı gözlerde bile yorulma, kanlanma,
kuruma, gibi belirtilere yol açtığı, kırılma kusuru olanlarda
uyum çabası nedeni ile göz kaslarında yorgunluk oluşturduğu
gözlenmektedir.
•Psikosoyal ve davranış sorunları: Bilgisayar, video oyunları
veya televizyon ekranında günlük 2 satten fazla geçirilen
zaman sonrasında duyusal, sosyal ve dikkat problemleri ortaya
çıkabilmektedir. İletişim güçlüğü, öğrenme bozukluğu, ,dikkat
eksikliği, antisosyal davranışlar, arakadaş ilişkilerinin azalması,
erken yaşlarda cinsel ilişki, alkol, sigara, madde bağımlılığı bu
sorunların en sık görülenleri olmaktadır. Televizyonun en önemli
olumsuz etkisi çocuğun tek yönlü iletişim içinde olması ve karşılıklı
etkileşim olanağının olmamasıdır. Dil becerileri gecikmekte, dış
dünya ile iletişim sorunları yaşamaktadırlar. Özellikle reklamlar
ve müzik klipleri; renk, ses, ritm ve hareketi birarada sunması
nedeniyle küçük çocukların bile ilgisini çekmekte ve kullanılmakta
olan bazı bilinç altı uyaranlar çocukların tutum ve davranışlarında
etkili olmaktadır.
•Azalmış akademik performans. Yatak odalarında televizyon
bulunan çocukların akademik performanslarının, bulunmayanlara
göre daha düşük olduğu bilinmektedir. Çocuğun okul başarısında
en etkili faktörler; çocuğun zeka düzeyi, anne baba eğitim düzeyi
ve ders çalışmaya ayrılan süre olmakla birlikte, televizyon yada
internette geçirilen sürenin ders çalışma süresini kısaltması
sonucunda okul başarısı düşmektedir.
•Oyunlar için az zaman kalması: Ekran başında geçirilen aşırı
zaman aktif, topluca yapılan, yaratıcı oyunlar için daha az zaman
bırakmaktadır.
Süreyi nasıl kısıtlayabiliriz?
Çocuğunuzun ekran başında geçirdiği zaman sizin farkettiğinizden
daha uzun süre olabilir. O nedenle yakın izlem yaparak onunla
konuşup daha az oturup daha çok hareket etmesinin önemini
anlatmalısınız. Aynı zamanda basit kurallar oluşturmaya ve
uygulamaya başlamalısınız.
• Arkaplanda TV izletmeyin. Televizyon açıksa –çocuğunuzun
sırtı televizyona dönük olsa da- arkaplanda çalışıyorsa dahi
dikkatini çekebilir. Aktif olarak televizyon izlemiyorsanız
televizyonu kapatınız.
• Yatak odalarında bilgisayar ve televizyon
bulundurmayınız. Yatak odalarında televizyon olanlar
televizyon olmayanlara göre daha fazla televizyon
izlemektedirler, aynı durum bilgisayar ve internet için de
geçerlidir. Yasal olmayan, şiddet ve cinsel içerikli sitelere erişim
başta gelen riskler arasındadır. İnternetin pornografi yayın
aracı olarak kullanımı da hızla yaygınlaşmaktadır. Uyuşturucu
ve terör gibi yasal olmayan yollara destek arayanlar interneti
propoganda aracı olarak kullanmaktadır. O nedenle çocukların
ekran başında geçirdikleri sürenin ve internette girdikleri
sitelerin izlenmesi açısından bilgisayar ve televizyonun
salon gibi ortak kullanım alanlarında bulunması yararlı
olacaktır. Ayrıca güvenli internet kullanımı konusunda bilgiler
sağlanmalıdır.
• Televizyon karşısında yemek yemeyiniz ve
yedirmeyiniz. Televizyon karşısında abur cubur gibi
atıştırmalıklar yada öğün yemekleri ekran karşısında çocukların
daha uzun süre kalmalarına neden olmakta ve tartı alımına
neden olmaktadır.
• Okula gittiği günlerde gün içi kurallar belirleyiniz.
Bir çok çocuk hafta içi okula gittiği için çok kısıtlı zamanı
mevcuttur. Geriye kalan zamanını bir ödül yada cezalandırma
olarak televizyon karşısında geçirmesine izin vermeyin.
• Çocuğunuzun bakıcısı ile konuşunuz. Çocuğunuzun
yaşamındaki diğer kişileri çocuğunuzun ekran başında geçirdiği
zamanı kısıtlaması açısından yönlendirip bilgilendiriniz.
Bakıcıların ekranları bakıcı olarak kullanmasına göz
yummayınız.
• Diğer aktivitelere yönlendiriniz. Eğlence olarak
ekranlardan çok okuma,
akranlarıyla birlikte toplu
oyunlar oynama, annesine
yemek pişirirken yardımcı
olma gibi aktivitelere
katılmasını sağlayınız.
• İyi bir örnek olunuz.
Ekran başında
geçireceğiniz zamanı
kısıtlıyarak çocuğunuza iyi
bir rol model olunuz.
• Fişi çekiniz. Şayet
ekran başında geçirilen
zaman aile içi gerginlik
yaratıyorsa, televizyonu
bilgisayarı fişinden çekiniz
Doç. Dr. Sinan Mahir Kayıran
ve akıllı telefonları, video
Çocuk
Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
oyunları uzak bir yere
saklayınız. Tüm aile için
ayda yada hafta da 1 gün serbest ekran günü belirliyebilirsiniz.
Kontrolsüz televizyon izlemini engellemek için, fişe bir kilit
takabilirsiniz.
• Elektromanyetik alanların olumsuz etkilerini azaltmak.
Özellikle televizyonun en az 2 metre mesafeden seyredilmesi,
çocuğun odasında televizyon bulundurulmaması, televizyonun
arkasına ya da televizyonun önünde bulunduğu duvarın arkasına
koltuk, yatak yerleştirilmemesi bu olumsuz etkileri azaltmada
oldukça etkilidir.
Aktif Katılımcı olun:
Çocuğunuzun ekran başında geçirdiği zamanı eğlenceli hale
getiriniz:
• Çocuğunuzun izliyeceği programları planlayınız.
Kanallar arası sürekli dolaşmak yerine kaliteli videoları yada
programları bulunuz. Bilgisayar ve televizyonlarınızdaki ebeveyn
kontrol düğmelerini kullanmayı düşününüz. Video oyunları ve
akıllı telefon uygulamalarını çocuklarınız oynamadan önce
izleyiniz. Şiddet ve gerilim içeren programların izlenmesini
engelleyip eğitici programları tercih ediniz.
• Çocuğunuz ile birlikte izleyiniz. Uygunsa programları
birlikte seyrediniz— gördüklerinizi konuşunuz (örneğin ailevi
değerleri, şiddeti, ilaç bağımlılığı gibi). Abur cubur ve fazla tuzlu
kalorili gıdaların reklamlarında televizyonda görülmesinin her
zaman yararlı bir gıda olduğu anlamına gelmediğini anlatınız.
• Programları kaydediniz ve sonra izleyiniz. Böylelikle
oyuncak yada abur cubur satan ticari reklamları ileri sarmanızı
sağlıyacaktır. Canlı bir program izliyorsanız kumandanızın
sessiz düğmesini kullanınız. Müzik dinlemek amacıyla da olsa
televizyon sürekli açık tutulmamalıdır.
• Aktif ekran zamanını destekleyiniz. Televizyonda bir şow
programı izlerken çocuğunuzun egzersiz ya da yoga yapmasını
teşvik edebilirsiniz. Fiziksel aktiviteyi yönlendiren programları
tercih ediniz. Doğum günü hediyesi olarak ipad, akıllı telefonlar
vs gibi elektronik cihazlar almayınız.
85
hayata dair
AKSAKALLI
HAVABAKAN ANTAL BEY
MOZART
Yazar: Aydın Büke
Yayınevi: Can
Yayınları
Tanrı’nın mucizesiydi
aslında... Her ne kadar
besteci bir babanın
çocuğu, öğrencisi ve ideali
olsa da çocuk yaşlarında
parlayan dehasının
karşısında imparatorlar,
imparatoriçeler eğilecek,
çağdaşı meslektaşları
bestelerine duydukları
hayranlığı dile getirmekten
yüksünmeyecekti. Daha
6 yaşında ilk defa
gördüğü notaları yanlışsız
çalabiliyordu. 35 yıllık
yaşamında olağanüstü
besteler üretti, soluk
almadan çalıştı. Çevresinde
bulunanlara günde onlarca
defa, kendisini sevip
sevmediklerini sorar,
şaka için bile olsa cevap
olumsuz olursa derin bir
korkuya kapılır ve hemen
gözleri dolardı. Hep çocuk
kaldı. Yaşamını mektuplara
sığdıracak kadar çok yazdı.
Çok başarılı oldu, hep anı
yaşadı, çok kazandı, çok
kaybetti, borçlu olarak öldü.
Yaşamı yarım kaldı, yaş 35,
yolun sonuydu, ortası değil...
86
GRENDEL
İLK GECE
Yazar: Marc Levy
Yayınevi: Can
Yayınları
On beş yıl sonra
karşılaştılar… İki eski sevgili
Keira ve Adrian. İkisi de
ayrı yollardan aynı hedefe
yürüyen iki bilim insanıydı.
Evrenin bilinmeyenlerini
keşfetmek, bilinenleri
tersyüz ederek çok ötelere
ulaşmak… Biri ilk güne,
biri ilk insana… Uzun bir
serüven başladı; ölüm, her
adımda onların yolunu
gözlüyordu…
“Yaptığınız keşifleri
açıklayacak olursanız,
ilk gün, dördüncü dünya
ülkelerinde yüz binlerce
insan ölecek, ilk hafta
içinde de üçüncü dünya
ülkelerinde milyonlarca
insan ölecek. Ertesi hafta,
dünyanın göreceği en büyük
göç dalgası başlayacak.
Bir milyar aç insan,
kendilerinde olamayana el
koymak amacıyla kıtaları
aşmak için denizlere
açılacak. Herkes gelecek
için ayırdığı birikimiyle
günü kurtarmaya çalışacak.
Beşinci hafta, ilk gece
başlamış olacak.”
Yazar: Melek Çolak
Yayınevi: Yapı Kredi
Yayınları
Türkler muazzam çaba
ve kararlı çalışmayla modern
Türkiye’yi Asya’dan çıkarmaya
çabalıyorlar. Şimdiden hayran
kalınacak sonuçlar ortaya
konuldu. Bu çalışma bir 10 yıllık
da değil. Küçük Asya şimdi
değişti. Mükemmel ortaokullara
ait zihniyet sonucunda
yeni nesil Türk, kaderci
zihniyetini yenmeye muktedir
olacak. Devlet başkanına
ve bakanlarına, yabancı
uzmanlardan oluşan muazzam
bir kadro yardım ediyor.
Uzmanların çok zor görevleri
var. Çünkü yabancı çevrede
idrak daha zor. Çoğu kez, daha
az aydına sahip olan ama yine
de büyük makamı dolduran,
sıklıkla uzmanların yanında
daha uzman olmayı isteyen
eski Türklerin kıskançlığıyla ve
güvensizliğiyle baş edebilmeleri
gerekiyor. Mucize kâbilinden
bir görevle, bugünkü Türkiye’yi
yüz yıllık geri kalmışlığından
çıkarmak konusunda başarılı
olacak olan Gazi Kemal
Paşa’nın aydın ve istekli birçok
kurmayı var.
Melek Çolak, Aksakallı
Havabakan Antal Bey’de
Türk meteorolojisinin kuruluş
hikayesini anlatıyor.
Yazar: John Gardner
Yayınevi: Yapı Kredi
Yayınları
Eğer sanatın fikirleri
güzel idiyse bu sanatın
kabahatiydi, Ozan’ın değil.
Bir kör seçici, neredeyse
bir çılgın: Bir kuş. Ormanda
tatlı tatlı şakıyan kuşlar
var diye insanlar birbirlerini
daha nazikçe mi öldürdüler?
Anglo-Sakson
edebiyatının en eski ve en
ünlü destanı Beowulf’taki
korkunç canavar Grendel’in
gözünden insan varoluşu.
Dışlanmış, yalnız ve
ötekileştirilmiş Grendel
insanla sürdürdüğü savaşı
bir de kendi bakış açısından
anlatıyor.
Gardner kendisine dünya
çapında ün kazandıran bu
romanda, sadece korkunç
görüntüsünden ibaret
bir varlığa, bir iç dünya
ve ruhsallık katarak onu
çağdaş edebiyatın en
unutulmaz antihümanist
ve nihilist kahramanına
dönüştürüyor.
(
ı
r
a
l
u
r
o
s
a
k
e
z
i
l
e
c
n
e
l
Eg
ası
2
rın 9’unda
makinala
u
ce
B
e
r.
d
a
a
v
S
liyor.
kinamız
talar üreti
olata ma
la
ik
o
ta
ç
ik
la
e
ç
o
n
k
ik
lı
ta
lık ç
10
1 gram
a 1 gram
irinde de
i makinad
g
n
gramlık, b
a
h
k
ra
ım yapa
iz?
1 kez tart
ebilir miy
i tespit ed
in
üretildiğ
a makin
t
1. Çikola
2. Pirinç
ç yerler?
rd
en Japonla
inliler ned
zla pirin
an daha fa
dı
ının a
ardır:
4 kızı v
ın
ın
s
baba
a,……
Elif ’in
n, Selm
le
e
S
,
Selin
nedir?
ın adı
.4.kızın
Karı koca bir gece oturma odasında otururken
aniden ışıklar gider. Işıklar gitmeden önce adam
televizyon seyretmekte, kadın da kitap okumaktadır.
Işıklar gidince adam yatmaya karar verir, karısı ise
okumaya devam eder. Sizce nasıl?
5. İtfaiyeci ve marangoz
Bir itfaiyeci ve bir marangoz bankada
sıra bekliyorlar. Onlardan biri diğerinin
oğlunun babası. Bu nasıl olabilir?
4’dür.
Mesela ağırlık 106 gram ise; 110-106=
gramlık
Aradaki fark 4no’lu makinadan 4 adet 1
çikolata alınmasından kaynaklanmaktadır.
veririz.
1. Makinalara 1’den 10’a kadar numara
kadar
Her bir makinadan üzerinde yazılı sayı
ı
çikolata alır ve tartarız. Çikolataların sayıs
ataların
1+2+3+4+…+10=55 olacaktır. Eğer çikol
110
hepsi 2şer gram olsa idi tartımın sonucu
cunu
gram olurdu. 110 gramdan tartımın sonu
1 gramlık
çıkardığımızda kaç numaralı makinada
üretim yapıldığını tespit edebiliriz.
4. Kız
3. Karı – koca
olduğu için
2. Çin’in nüfusu Japonya’dan daha fazla
ı kitap
3. Kadın görme engellidir, kabartma yazıl
okumaktadır.
4. Elif
r ve
5. İtfaiyeci kadın ve marangoz erkek. Evlile
oğulları var.
SAYI
MECHANIC DERGİSİ
EYLÜL 2014
PRESTİJE İMZA
www.mechanic.com.tr
SARVEN
ÇİLİNGİROĞLU
SİFONİK SİSTEM
NEDEN TERCİH EDİLMELİ
KURUMLARDA
KURUMLARDA
HP/HR-VRF KULLANIMI
Eylül 2014 • Sayı: 9
MİMAR ANTONİ GAUDİʼNİN ŞEHRİ
BARCELONA
HER SPOR HEM HOBİ
OKÇULUK