Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi [TEOG Çalışma Kitapçığı] Alperen ÇELİK Din Kültürü ve Ahlak Bilğisi Oğretmeni www.alperencelik.net Nisan 2014 / İstanbül 8 ZEKAT, HAC VE KURBAN İBADETİ 1. ÜNİTE KAZA VE KADER 2. ÜNİTE: 1. Paylaşma ve yardımlaşmanın birey ve toplum için önemini yorumlar. 2. İslam’ın paylaşma ve yardımlaşmaya verdiği önemi yorumlar. 3. Paylaşma ve yardımlaşma ibadeti olarak zekât ve sadakanın kimler tarafından, kimlere, nelerden, nasıl verileceğini açıklar. 4. Zekât ve sadakanın birey ve topluma katkılarını yorumlar. 5. Başkalarına yardım ettiğinde yaşadığı duyguları arkadaşları ile paylaşır. 6. Ülkemizdeki sosyal yardımlaşma kurumlarını tanır. 7. Hac ve umre ile ilgili mekân ve kavramların anlamlarını açıklar. 8. Hac ibadetinin nasıl ve niçin yapıldığını açıklar. 9. Haccın birey ve toplum üzerindeki etkilerini açıklar. 10. Hac ve umrenin Müslümanlar arası iletişim ve etkileşime nasıl katkı sağladığının farkında olur. 11. Kurban ibadetinin anlamını, sosyal dayanışma ve yardımlaşma açısından önemini açıklar. 1. ÜNİTE: 1.Kaza ve kader kavramlarını açıklar. 2.Allah’ın her şeyi bir ölçüye göre yarattığına örnekler verir. 3.Evrendeki fiziksel, biyolojik ve toplumsal yasaları fark eder. 3.Evrendeki fiziksel, biyolojik ve toplumsal yasaları fark eder. 4.İnsanın akıl ve irade sahibi olması ile özgür ve sorumlu bir varlık olması arasındaki ilişkiyi açıklar. 5.İnsanın çalışmasının karşılığını alacağı bilinciyle hareket eder. 6.Her canlının bir sonu olduğunun farkına varır. 7.Allah’a güvenmenin (tevekkül) pasif bir bekleyiş olmadığının farkında olur. 8.Kaza ve kaderle ilgili toplumda yaygın olan yanlış anlayışların sebeplerini açıklar. 9.Ayete’l-Kürsi’yi ezbere okur ve anlamını söyler. KAVRAMLAR KAZANIMLAR 2. ÜNİTE 2 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………………………………………………………………8. SİNİF Hac Nedir? Hac, yılın belirli günlerinde dinimizce önemli sayılan Kâbe, Arafat ve çevresindeki yerlerin ibadet niyetiyle ziyaret edilmesidir. Gerekli şartları taşıyan her Müslümanın ömründe bir kez hac ibadetini yapması dinimizin bir emridir. Hac Niçin Yapılır? Bütün ibadetlerde olduğu gibi hac ibadetinde de asıl maksat Allah’ın rızasını, hoşnutluğunu kazanmaktır. Hacca giden insanlar, Allah’ın kendilerine verdiği sağlık ve zenginlik nimetlerin- den dolayı ona şükretmiş olurlar. Önemli yerleri ziyaret ederek Allah’a dua ve ibadet etmiş olurlar. Dünyanın dört bir yanından gelen farklı renk ve ırka mensup Müslümanlarla bir araya gelirler. Birbirlerini tanıma imkânı bulurlar. Hac Kimlere Farzdır? Akıllı ve ergenlik çağına girmiş olanlara, Ekonomik durumu iyi olan, yani hacca gidip gelinceye kadar hem kendi hem de bakmakla yükümlü olduğu insanların ihtiyaçlarını karşılayacak kadar varlıklı kimselere, EK BİLGİ: Sağlığı hacca gitmeye elverişli olanlara (Sağlığı elverişli olmayanlar bir başka- sını kendi adına hacca gönderebilir.) Yapılışına Göre İbadetler 3 Gruba Ayrılır: Özgürlüğünü kısıtlayacak bir durumu bulunmayanlara, A. Bedenle Yapılan İbadetler: Bulaşıcı hastalık, terör, savaş gibi yol güvenliğini tehlikeye düşürecek bir du- Namaz, oruç v.b. rumla karşı karşıya olmayanlara farzdır. B. Malla Yapılan İbadetler: Zekat, sadaka v.b. C. Hem Mal, Hem Bedenle Yapılan İbadetler: Hac Kâbe Müslümanlar İçin Neden Önemlidir? Yeryüzünde Allah’a ibadet amacıyla yapılan ilk binadır. (Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail tarafından yapılmıştır.) Kâbe Müslümanların kıblesidir. Umre Nedir? Umreyle Hac Arasındaki Farklar: Umre de hacda olduğu gibi Mekke’deki kutsal mekânları ziyaret etmektir. Umrenin hacdan farkları şunlardır: Umre, hac zamanı dışında da yapılabilir. Bir sene içerisinde bir defa hac yapılabilir. Umre ise birden fazla yapılabilir. AYETLER ve HADİSLER: Hac farz, umre ise sünnettir. Umrede sadece ihrama girilerek Kâbe tavaf edilir ve sa’y yapılır. Umre’de vakfe, şeytan taşlama ve kurban kesme yoktur. “Gücü yetenlerin Kâbe’yi haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır.” [Âl-i İmran suresi, 97. ayet] 2012 SBS 3 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………………………………………………………………8. SİNİF Hac ve Umre ile İlgili Kavramlar: 1.İhram: Başka zamanlarda yapılmasında sakınca olmayan bazı davranışların hac ve umre ibadeti yerine getirilirken belli bir süre için yasak olması demektir. Bu yasakların başladığı sınırlara mikat denir. Kâbe’ye gidenler mikatta ihrama girer ve hacca niyet eder. İhramlı Kişiye Yasak Olan Davranışlar: Bitkileri koparmak Hayvanlara zarar vermek Dikişli elbise giymek Resim : İhram kıyafetleri Resim : Mikat sınırlarını gösteren harita Saç, sakal ve tırnak kesmek Resim : Sa’y yapan Müslümanlar EK BİLGİ: Hacerül Esved(Kara Taş): Kabe’nin güneydoğu köşesinde yer alan ve tavafın başlama yerini işaret eden gümüş bir çerçeve içerisinde yer alan taştır. Haccın Farzları: 1.İhram 2.Kabe’yi tavaf 3.Arafat’ta vakfe Haccın Vacipleri: 1.Sa’y 2.Müzdelife Vakfesi 3.Şeytan Taşlamak 4.Saçları traş etmek veya kısaltmak 5.Veda Tavafı AYETLER ve HADİSLER: “Kim Allah için hacceder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsa annesinden doğduğu günkü gibi günahlarından arınmış bir şekilde hacdan döner.” [Hadis] 2.Tavaf: Kâbe’nin güneydoğu köşesinde bulunan Hacerü’l-Esved’in hizasından başlayarak Kâbe’nin etrafında yedi kez dönmektir. Her bir dönüşe şavt denir. Tavaf haccın farzlarındandır. Farz olan tavaf Kurban Bayramı’nın ilk üç gününde yapılır. Tavaf esnasında kişi, kendisi, ailesi ve bütün inananların iyiliği için dua eder. 3.Sa’y: Mekke’de bulunan Safa ve Merve tepeleri arasında yedi defa gidip gelmektir. Safa’dan Merve’ye dört, Merve’den Safa’ya üç kez gidilir. Sa’y haccın gereklerinden olup Hz. İsmail’in anneci Hacer’in, oğluna su arayışını sembolize eder. 4.Vakfe: Arife günü öğle vaktinden bayram sabahına kadar, bir süre Arafat’ta bulunmak demektir. (Mekke yakınlarında bulunan dağ) Bu süre ibadet ve dua ile geçirilir. 5. Müzdelife: Arafat’ta vakfe’den sonra Müzdelife’ye gidilir. Müzdelife’de akşam ve yatsı namazları, yatsı vaktinde cemaatle kılınır. Buna “namazların cem edilmesi” denir. Bayram sabahı “Müzdelife vakfesi” yapılır. 6.Mina: Müzdelife vakfesinden sonra Mina’ya hareket edilir ve burada şeytan taşlanır, ardından kurban kesilir. 7.Mescid-i Nebi: Hz. Muhammed’in Medine’ye hicret ettikten sonra ilk yaptırdığı mescittir. Vefat ettiğinde de Mescid-i Nebi’nin yanına defnedilmiştir. Hac vazifesini yerine getiren Müslümanlar Mescid-i Nebi’yi ve Peygamberimizin kabrini de ziyaret ederler. Çünkü Peygamberimiz: “Beni vefatımdan sonra ziyaret edenler, hayatımda ziyaret etmiş gibidir.” buyurmuştur. 8. Şeytan Taşlama: Şeytan taşlama sembolik bir ibadettir. İnsanın içindeki kötü duygulardan ve şeytanın tuzaklarından kurtulmayı sembolize eder. Müzdelife vakfesinden sonra burada toplanan taşlarla Mina’da şeytan taşlanır. 4 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI ………………………………………………………………………………………8. SİNİF Haccın İnsan Davranışları Üzerindeki Etkisi: Kişi Allah’ın bir emrini yerine getirmenin mutluluğunu yaşar. Farklı ırk, dil ve kültürlerden Müslümanlar aynı amaç için bir araya gelmiş olur- lar. Müslümanlar arasındaki birlik, beraberlik ve kardeşlik duyguları pekişmiş olur. Hacda giyilen ihram, insanlar arasındaki makam, mevki, unvan gibi farklılıkları ortadan kaldırır, insanları gösterişten uzak, sade bir görünüme kavuşturur. İhramlıyken en ufak bir canlıya bile zarar vermeme gibi konan yasaklar, insanın bütün canlılara karşı şefkat ve merhamet gösterme alışkanlığı kazanmasına yardımcı olur. Tavaf, bütün Müslümanların birlikteliğinin sembolik ifadesidir. Arafat’ta vakfe Allah’ın huzurunda bekleyişi hatırlatır. Sa’y, en imkânsız zamanlarda bile Allah’tan ümit kesmemeyi ve tevekkülü bize anlatır. Şeytan taşlama esnasında şeytanın hile, düşmanlık ve kötülüklerine karşı sem- bolik bir tepki gösterilmiş olur. BUNLARA DİKKAT Hac yolculuğu insanın bilgi ve görgüsünü arttırır. Hac ve umre arasındaki benzerlik ve farklar… Haccın Müslümanlar arasındaki birlikteliği sağlamadaki rolü ve önemi Müslümanlar arasında eşitlik (Makam, ırk, renk ayrımı yok) duygusu Zorluklara sabretme alışkanlığı kazandırır, iradeyi güçlendirir. Sırasıyla Hac İbadetinde Yapılanlar: 1. Hacca niyet edilerek İhram’a girilir. (Mikat sınırlarında ihrama girilir.) Hac ibadetinde yapılanların sıralaması 2. Mekke’ye gidilerek tavaf ve sa’y yapılır. Şeytan taşlamanın kötülüklere karşı sembolik bir tepki oluşu. 3. Arafat’ta vakfe yapılır. (Arefe gününden bayram sabahına kadar) 4. Akşam Müzdelife’ye gidilir ve gece orada geçirilir. 5. Müzdelife vakfesi yapılır ve Mina’ya hareket edilir. (Bayramın 1. günü) 6. Mina’da “şeytan taşlama” ibadeti yapılır, ardından kurban kesilir. 7. Tekrar Mekke’ye dönülerek “Ziyaret Tavafı” yapılır. EK BİLGİ: 8. Mekke’den ayrılmadan bir de “Veda Tavafı” yapılır. Hac, hicretin 9. yılında farz kılınmıştır. Peygamberimiz hicretin 10. yılı hac yapmıştır. Bu peygamberimizin ilk ve tek haccıdır. Buna aynı zamanda “veda haccı” denir. Telbiye Duası ve Anlamı AYETLER ve HADİSLER: “Kim Allah için hacceder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsa annesinden doğduğu günkü gibi günahlarından arınmış bir şekilde hacdan döner.” [Hadis] Lebbeyk Buyur… Allahümme lebbeyk Allah’ım buyur… Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk Buyur ey ortağı olmayan! Buyur… İnne’l-hamde ve’n-nimete leke Tüm hamt ve nimetler sana aittir. Mülk de sana aittir. ve’l mülk lâ şerîke lek Senin ortağın yoktur. 5 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI ………………………………………………………………………………………8. SİNİF Kurban Nedir? İslâm dininde yerine getirilmesi vacip(*) ibadetlerden biridir. Kurban, Allah’a yaklaşmak ve onun hoşnutluğunu kazanmak amacıyla belirli bir zamanda uygun nitelikteki bir hayvanı kesmektir. Kesilen bu hayvana da “kurban” denir. Bu tanıma göre; Kurban Allah rızası için kesilir. Kurban kesilecek hayvanın bir takım niteliklere sahip olması gerekir. Kurban, yılın belirli günlerinde kesilir. (Hicri aylardan Zilhicce ayının 10, 11, 12. günleri) Kurban Keserken Nelere Dikkat Edilmelidir? Kurbanı kesecek kişinin bu işi iyi biliyor olması gerekir. Kesmeye götürürken kurbana iyi davranmalı, hayvana eziyet verici davranışlar- dan uzak durmalıdır. Kurbanlık hayvan kıbleye doğru yatırılır ve “Bismillahi Allahü Ekber” denilerek kesilir. Kurban kesilirken çevre temizliğine ve sağlık kurallarına uyulmalıdır. Kurbanın Eti ve Derisi: Peygamberimizin tavsiyesine göre kurban eti üçe bölünür. Bir bölümü yoksul ve ihtiyaç sahibi kimselere, bir bölümü ev halkına, bir bölümü de gelen misafir ve komşular için ayrılır. Dileyen kurban etinin tamamını da fakirlere ve yardım kuruluşlarına bağışlayabi- lir. Kurbanın derisi de hayır kurumlarına ve fakirlere verilebilir. EK BİLGİ: İbadetle İlgili Kavramlar: a)Farz: Dinin yapılmasını kesin bir şekilde istediği ibadet ve davranışlardır. b)Vacip: Farz kadar kesin olmamakla birlikte yapılması emredilen ibadetlerdir. c)Sünnet: Hz. Muhammed’in yaptığı ve bizim de yapmamızı istediği ibadetlerdir. AYETLER ve HADİSLER: “Biz, her millet için Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerlerine onun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık.” [Hac suresi, 34] “Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşmaz. Fakat sizin Allah’ın emirlerine olan bağlılığınız ona ulaşır.” [Hac suresi 37] “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse bizim mescidimize yaklaşmasın.” [Hadis] Kurban Niçin Kesilir? Bütün ibadetlerde olduğu gibi kurbanda da asıl amaç Allah rızasını kazanmaktır. Kişi kurban kesmekle Allah’ın emrini yerine getirmiş olmanın mutluluğunu yaşar, Allah’a kulluk bilincini ortaya koyar. Kurban, toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar. Kişiyi bencillikten kurtarır, cömert olmaya teşvik eder. Yapılan yardımlar sayesinde zenginlerle, yoksullar arasındaki bağlar güçlenir. Kurban Kesilebilecek Hayvanlar Kaç Kişi Adına? Nitelikleri Koyun ve Keçi 1 kişi adına 1 yaşını doldurmuş Sığır ve Manda 1-7 kişi adına 2 yaşını doldurmuş Deve 1-7 kişi adına 5 yaşını doldurmuş olmalı Kurban kesilecek hayvanların sağlıklı olması gerekir. (Kör, topal olmamalı) Kimler Kurban Kesmekle Yükümlüdür? Akıllı, ergenlik çağına gelmiş, Zekât verebilecek seviyede zengin olan Müslümanlar.(*) 6 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF Kurban İbadetinin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Açısından Önemi: Kurban, toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar. Zenginle fakir arasındaki bağları güçlendirir. Kurban, insanın sevdiği şeyi Allah için feda etmesi demektir. EK BİLGİ: Hicri Aylar(4 Kasım 2013-1 Muharrem 1435) 1. Muharrem (Aşure Günü) 2. Safer 3. Rabıulevvel (Hz. Muhammed’in doğumu) 4. Rabiu’lâhir 5. Cemaziyelevel 6. Cemaziyelahir 7. Recep (Üç aylar başlangıç) 8. Şaban 9. Ramazan (Kur’an ayı) 10. Şevval 11. Zilkâde 12. Zilhicce (Kurban, Hac zamanı) KURBAN ÇEŞİTLERİ: 1.Adak Kurbanı: Bir işin veya isteğin olması halinde kesilmek üzere Allah’a adanan kurbandır. Adak kurbanı tamamen fakirin hakkıdır. Adak kurbanı kesen kişi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler kesilen bu kurbanın etinden yiyemezler. 2.Şükür Kurbanı: İnsanlar kendilerini mutlu eden bir haber, yeni bir ev veya araba aldıklarında Allah’a şükür maksadıyla bazen kurban keserler. Buna “şükür kurbanı” denir. 3.Akîka Kurbanı: Çocuk sahibi olan anne-babalar Allah’a şükür amacıyla kurban kesebilir. Bu kurbana da “akîka kurbanı” denir. Not: Şükür ve akîka kurbanının etinde bu kurbanı kesenler ve yakınları da yiyebilir. AYETLER ve HADİSLER: “Biz, her millet için Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerlerine onun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık.” [Hac suresi, 34] “Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşmaz. Fakat sizin Allah’ın emirlerine olan bağlılığınız ona ulaşır.” [Hac suresi 37] “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse bizim mescidimize yaklaşmasın.” [Hadis] Alevî Bektaşi Kültüründe Kurban: Alevî- Bektaşiler, Kurban Bayramı başta olmak üzere, yılın belli mevsimlerinde çeşitli nedenlerle kurban keserler. Kurban kesilirken “Kurban Tığlama(kesme)” duası okunur. Bu kurban çeşitleri şunlardır: 1.Adak kurbanı: Bir is veya isteğin gerçekleşmesi durumunda kesilir. 2.Ziyaret kurbanı: Ziyaret yerlerine giderken kesilir. 3.Şükür kurbanı: Muharrem ayında kesilir. 4.Dâr kurbanı: Ölen kişinin affı için kesilir. 5.Musahiplik kurbanı: Yol kardeşliği(musahiplik) sözü verilirken kesilir. 7 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF İnsanın Paylaşma ve Yardımlaşma İhtiyacı: İnsan, yaratılış itibariyle muhtaç bir varlıktır. Başta anne babası olmak üzere diğer insanlara da ihtiyaç duyar. Bu nedenle insan, yaşamını bir toplumunun üyesi olarak yardımlaşma ve paylaşma içerisinde sürdürmek zorundadır. Bir toplumdaki bütün insanların imkânları eşit değildir. Her toplumda zengin insanlar olduğu gibi yoksul insanlar da vardır. İş bulamadığından veya sağlığı elverişli olmadığından çalışamayan insanlar olabilir. Böyle durumlarda zengin insanların, ihtiyaç sahiplerine yardım etmeleri ve sahip oldukları imkânları onlarla paylaşmaları gerekir. Bu konuda Yüce Allah: “Onların (zenginlerin) mallarında, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardır.”[Zâriyat, 19] buyurmuştur. 2. İslâm’ın Paylaşma ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem: İslâm dini insanların yardımlaşma ve dayanışma içerisinde kardeşçe yaşamalarını ister. Elde bulunan imkânların başkalarıyla paylaşılmasını, zor durumda olan insanlara maddî ve manevî olarak yardım edilmesini öğütler. Bu paylaşma ve yardımlaşmanın en güzel örneklerinden biri ensar-muhacir kardeşliği olmuştur. Baskılar sonucu bütün mal varlıklarını bırakarak Mekke’den Medine’ye göç etmek zorunda kalan Mekke’li muhacirlere, Medineli Müslümanlar sahip çıkmışlar, bütün imkânlarını onlarla paylaşmışlardır. Bu nedenle Medineli Müslümanlara “yardım edenler” anlamına gelen “ensar” ismi verilmiştir. Paylaşmak veya yardım etmek için zengin olmak gerekmez. Dinimiz bollukta ve darlıkta başkalarına yardım etmeyi öğütler. 3. Paylaşma ve Yardımlaşma İbadeti Olarak Zekât: Zekat, kelime anlamı olarak, “temizlik, artma, çoğalma, arıtma ve bereket” anlamlarına gelir. Terim olarak ise; Zengin Müslümanların yılda bir kez malının veya parasının belli bir miktarını Allah rızası için ihtiyaç sahiplerine vermesidir. EK BİLGİ: İslâmda Paylaşma ve Yardımlaşmaya Örnek Verilebilecek İbadetler: Zekat Zekat, mal ile yapılan farz bir ibadettir. Hicretten iki yıl sonra Medine’de farz kılınmıştır. Zekatın amacı, toplumsal yardımlaşmayı yaygınlaştırmak ve yoksulları korumaktır. Ayrıca zekat, malın bereketlenmesi ve çoğalmasıdır. Zekât İbadetinin Kişiye ve Topluma Faydaları: Kişi zekat vermekle, Allah’ın kendisine vermiş olduğu nimetlere karşı şükret- miş olur. Sadaka Zekat zenginlerle fakirler arasındaki kıskançlık, kin ve düşmanlık duygularını Fidye giderir, dostluk ve saygı bağlarını kuvvetlendirir. Fitre Zekât, İnsandaki cimrilik ve bencillik gibi kötü duyguları yok eder. Kurban Zekât ekonomik dengesizlikleri önler. Toplumda sosyal adaletin sağlanmasına katkıda bulunur. AYETLER ve HADİSLER: Kimler Zekât Vermekle Yükümlüdür? “Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler.” [İnsan suresi, 8] Dinimize göre zengin sayılan Müslümanların zekât vermesi zorunludur. Bir kimsenin dinen zengin sayılabilmesi için nisap miktarı mala sahip olması gerekir. Nisap: “Allah yapacağınız her iyiliği bilir.” [Bakara suresi, 215] Yeme, içme, giyinme, barınma, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçların dışında en az 85 g altın veya ona eşdeğer mal ya da paraya sahip olmaktır. “Yetimin başını yur.” [Hadis] Zekâtı verilecek mal ya da paranın bir yıl süreyle sahibinin elinde bulunması gerekir. Ayrıca zekât verecek kişinin borcu da bulunmamalıdır. okşa, yoksulu do- 8 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF Zekât Kimlere Verilir? Tevbe suresi 60. Ayette zekat verilebilecek kişiler şöyle sıralanmıştır: “Yoksullara, borçlulara, düşkünlere, yolda kalmış yolculara, özgürlüğünü yitirmiş olanlara, kalbi İslâm’a ısındırılmak istenenlere, Allah yolunda çalışanlara, zekât toplamakla görevli memurlara..” Zekat verirken akraba ve komşulardan ihtiyaç sahibi olanlara öncelik tanınmalıdır. Ancak zekât verecek kişi eşi, çocukları, anne, baba, dede, babaanne gibi bakmakla yükümlü oldukları kişilere zekât veremez. Zekatı Kim? Nelerden? Ne Kadar? Altın, gümüş, nakit para ve menkul 1/40 değerler Ticaret malları % 2,5 Koyun ve keçi Zengin olan her Müslüman EK BİLGİ: 120-200’e kadar 2 koyun 200-400’e kadar 3 koyun 400-500’e kadar 4 koyun Borçlulara Yolda kalmış olanlara Deve Her beş deve için bir koyun veya keçi Toprak ürünleri (Müellefe-i Kulub) 1/10 (% 10 Doğal yollarla sulanıyor- Allah yolunda çalışanlara sa) Zekât memurları1/20 (% 5 Masraf na edilerek sulanıyorsa) Küçükbaş Hayvanlar: 1 koyun Düşkünlere 1/30 Küçükbaş ve Büyükbaş Hayvan Zekat Oranı: 40-120’ye kadar Yoksullara Sığır ve manda İslâm’da Paylaşma ve Yardımlaşmaya Örnek Verilebilecek İbadetler: Zekat, Sadaka, Fidye, Fitre, Kurban... Kimlere verilmelidir? Özgürlüğünü yitirmiş olanlara Kalbi İslâm’a ısındırılmak istenenler Zekât Verirken Nelere Dikkat Edilmelidir? Zekât verirken akraba ve komşulardan ihtiyaç sahibi olanlara öncelik tanınmalı- dır. (Bakmakla yükümlü olduğumuz yakınlarımız hariç) Zekât bir ibadet olduğu için verirken niyet edilmelidir. Ve kesinlikle Allah için Büyükbaş Hayvanlar: verildiği bilinmelidir. 30-40 en az 2 yaşında 1 dana/düve 40-60 en az 3 yaşın 1 dana/düve 60 en az 1 yaşında 2 buzağı Zekât verirken, gösterişten uzak, gurur ve kibre kapılmadan yerine getirilmeli- dir. Alçakgönüllü, anlayışlı ve hoşgörülü olmalıdır. Mümkünse zekât gizlice verilmelidir. Zekât verdiğimiz kişinin onurunu kırmadan, gururunu incitmeden bu ibadeti yerine getirmeliyiz. AYETLER ve HADİSLER: 4. Toplumsal Dayanışma İbadeti Olarak Sadaka: “Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler.” [İnsan suresi, 8] “Allah yapacağınız her iyiliği bilir.” [Bakara suresi, 215] “Yetimin başını yur.” [Hadis] okşa, yoksulu do- Bir insanın kendi isteğiyle yalnızca Allah rızası için yaptığı her türlü yardım ve iyiliğe sadaka denir. Sadakada zaman ve miktar sınırlaması yoktur. İnsanlar istedikleri zaman, istedikleri kadar yapabilirler. Ayrıca sadaka verecek kişinin zengin olması da gerekmez. Bu yüzden sadaka zekâttan daha kapsamlı bir ibadettir. Sadaka sadece maddi yardımla olmaz. İnsanın bilgi ve tecrübesini diğer insanlarla paylaşması, bir hastayı ziyaret etmek, insanlara güler yüzle selam vermek, insanların üzüntülerini paylaşmak, dertlerine ortak olmak da bir çeşit sadakadır. 9 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF Sadaka-ı Cariye: Sadaka çeşitlerinden biri de “sadaka-ı cariye”dir. Sevabı hiç bitmeyen, öldükten sonra da insana sevab kazandıran sadaka demektir. Herkesin yararlanacağı cami, okul, yurt ve hastane gibi hayır kurumları yaptırmak veya bu kurumların yapımına katkıda bulunmak, hayırlı evlat yetiştirmek sadaka-ı cariyeye örnek verilebilir. Peygamberimiz konuyla ilgili şöyle buyurmuştur: “Kişi öldüğü zaman, amel defteri kapanır. Ancak üç şey hariçtir: Sadaka-ı cariye, insanlara yararlı bir ilim, kendisine dua eden hayırlı bir evlat.” Fıtır Sadakası: Ramazan ayında bayramdan önce verilmesi gereken ve halk arasında “fitre” olarak bilinen sadakadır. Fitreyi zengin Müslümanların vermesi gerekir ama miktarı az olduğu için zengin olmayanlar da fitre verebilir. Fıtır sadakasının miktarı, fitreyi verecek kişinin bir günlük yiyecek miktarı kadardır. (2013 yılı için 9,25 TL) Fıtır sadakası kişi başına verilir. Bir ailedeki bütün bireylerin fitresini aile büyüklerinden biri verir. Fıtır sadakası, sağlık içinde bayrama ulaşmanın şükrü anlamına gelir. Fıtır sadakasıyla herkes kendi imkanları ölçüsünde yardım etmenin mutluluğunu yaşar. İnsanı cömertliğe alıştırır. Yoksullarda aldıkları yardımlarla bayramlık ihtiyaçlarını karşılarlar. Böylece karşılıklı sevgi ve kardeşlik bağları güçlenir. EK BİLGİ: Sadaka çeşitlerinden “fıtır sadakası (fitre)” ramazan bayramında önce verilmesi gerekli bir sadaka çeşididir. Bir de ramazan ayında sürekli hastalığı veya yaşlılığı sebebiyle oruç tutamayanların tutamadığı her gün için ödedikleri “fidye” vardır. Fidye bir sadaka çeşidi sayılmaz ancak yardımlaşma ve dayanışma ibadeti sayılabilir. AYETLER ve HADİSLER: “Bir kimseye bineğine binmede veya eşyasını taşımada yardım etmek, güzel söz, namaza gitmek için atılan her adım, yoldaki rahatsızlık veren şeyleri kaldırmak bir sadakadır.” [Hz. Muhammed] “Kim Müslüman kardeşine yardım eder ve onun ihtiyacını karşılarsa Allah da ona yardım eder. Kim bir Müslümanın sıkıntısını giderirse Allah da kıyamet günün de onun sıkıntılarından birini giderir.” [Hz. Muhammed] 5. Yardımlaşma Kurumlarımız: İslâm dininin toplumsal yardımlaşma ve dayanışmaya verdiği önem Müslümanları da bu konuya önem vermeye yöneltmiştir. Atalarımız bu amaçla yoksul ve kimsesizlerin beslenmeleri için aşevleri(imarethaneler), hastaların tedavisi için hastaneler(darüşşifalar), yaşlıları korumak için huzurevleri (darül acezeler) açmışlardır. Ayrıca öğrencilere yardım etmek, bilimsel çalışmalara katkı sağlamak, kış şartlarında hayvanlara yiyecek sağlamak vb. amaçlarla vakıflar kurmuşlarıdır. Bu yardım kuruluşları ve vakıfların benzerlerine bugün de rastlamaktayız. Kızılay, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Milli Eğitim Vakfı, Türkiye Diyanet Vakfı v.b. sivil toplum kuruluşları bunlara örnek olarak verilebilir. ZEKAT SADAKA Farzdır. Sünnettir. Belli bir miktarı vardır. Dilediğimiz kadar verebiliriz. Yılda bir defa verilir. Dilediğimiz zaman verebiliriz. Maddî değerli olan şeylerden verilir. Manevî şeyler de sadaka kabul edilir. 10 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF Allah her şeyi Bir Ölçüye Göre Yaratmıştır: Allah kâinatta bulunan her şeyi belli bir plan ve ölçü içerisinde yaratmıştır ve insandan kâinatı incelemesini, ondaki uyum ve denge üzerinde düşünmesini istemiştir. Allah her şeyi yerli yerinde yaratmıştır. İnsan ve hayvanlar yaratılmadan önce, yeryüzü onların yaşamlarına uygun bir şekilde yaratılmıştır. Bizlere düşen evrendeki bu düzeni korumaktır. Yeryüzündeki Düzen ve Ölçüye Örnekler: Deniz ve göllerdeki tuz, suda yaşayan canlıların hayatlarına uygun orandadır. Gezegen ve yıldızların büyüklükleri, aralarındaki mesafe kâinattaki dengeyi bozmayacak şekildedir. Dünyanın Güneş ve Ay’a olan uzaklığı dünyadaki yaşamı olumsuz etkilemeyecek orandadır. Dünyanın kendi ekseni etrafındaki dönüş hızı. İnsan kulağının işitme sınırları EK BİLGİ: «Gökleri yedi kat yaratan odur. Rahman’ın yaratmasında bir düzensizlik göremezsin. Gözünü çevir de bir bak bir bozukluk görüyor musun?» Mülk suresi, 3. ayet Atmosferin 7 Katmanı: 1- TROPOSFER: Dünyaya en yakın katmandır. Yağmur, kar bu katmanda oluşur. 2- STRATOSFER 3- OZONOSFER: Güneşten gelen zararlı ışınlar bu katta tutulur. Gözümüzle her şeyi görebilmemiz.. Kaza ve Kader Ne Demektir? Allah’ın her şeyi belli bir ölçü, düzen ve uyum içerisinde yaratmasına ve yaratılmış olan her şeyi programlamasına “kader” denir. Kaderde yer alan olayların zamanı gelince ortaya çıkmasına da “kaza” adı verilir. Evrendeki Yasalar: Allah evrendeki düzen ve işleyişi bir takım yasalara bağlamıştır. Evrende görülen bu yasalar üç başlık altında toplanır: 1. Fiziksel Yasalar: Madde ve enerjinin oluşumu, değişimi, yapısı ve maddeler arası ilişkilerle ilgili prensipleri konu alan yasalardır. Örnek: Suyun 100 derecede kaynaması... 4- MEZOSFER Isınan metallerin genleşmesi... 5- TERMOSFER Eylemsizlik ilkesi... 6- İYONOSFER 7- EKZOSFER 2. Biyolojik Yasalar: Canlıların yapısı, beslenmesi, korunması, gelişmesi ve üremesiyle ilgili yasalardır. Örnek: AYETLER ve HADİSLER: İnsanın yaşaması için solunum, sindirim, dolaşım sistemlerine sahip olması gerekir. “Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık”. [Kamer suresi, 49. ayet] Canlıların dış dünyayı algılayabilmesi için duyu organlarına ihtiyaç vardır. “O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratan sonra göğe yönelip onu yedi gök halinde düzenleyendir”. [Bakara suresi, 29. ayet] “Güneş ve Ay bir hesaba göre hareket etmektedir. … Göğü Allah yükseltti ve dengeyi o koydu. Sakın o dengeyi bozmayın”. [Rahman suresi, 1-5. ayet] Balıklar suda solunum yapabilmek için solungaçlara, kuşlar uçabilmek için kanatlara ihtiyaç duyarlar. 3. Toplumsal Yasalar: Toplumsal olaylar arasında var olan sebep sonuç ilişkisini ifade eden yasalardır. Bu yasalar Kur’an-ı Kerim’de sünnetullah kavramıyla dile getirilmiştir. Örnek: Adaletin olmadığı toplumlarda barış bozulur. Kuraklık sonucu açlık-susuzluk yaşayan insanlar göç ederler. Sanayileşmenin artmasıyla köyden kente göç hızlanmıştır. 11 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF İNSANIN İRADESİ VE KADER: İnsan akıl ve irade sahibi, düşünce, söz ve davranışlarında özgür bir varlıktır. İrade denilince iki seçenekten birini tercih etme gücü anlaşılır. İnsan özgür iradesiyle seçim yapabildiğinden dolayı da yaptıklarından sorumlu tutulmuştur. İrade, cüz’i irade ve küllî irade olmak üzere ikiye ayrılır: Cüz’i İrade: İnsanın sahip olduğu iradedir. Külî İrade: Allah’a ait olan iradedir. Kul, cüz’i iradesiyle bir davranışı yapmaya karar verir ve Allah küllî iradesiyle kulun istediğini verir. BİLGİ NOTU AKIL + İRADE + ÖZGÜRLÜK = SORUMLULUK Akıllı bir insanın özgür iradesiyle yapmış olduğu davranışlardan dolayı insan sorumlu tutulur. İnsanın Eylemleri: “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” ayetini yorumlayınız. Zorunlu: Kalbimizin çalışması, nefes alıp vermemiz, hangi anne-babadan dünyaya geleceğimiz, ne zaman nerede öleceğimiz v.s. (Küllî iradenin sonucu olan eylemlerdir) Seçime Dayalı: Yemek, uyumak v.b. (Cüz’i irademizle karar verip yaptığımız davranışlardır) İnsan bu eylemlerin seçime dayalı olanlarından sorumlu tutulabilir. Zorunlu olan insan eylemlerinden dolayı Allah insanı sorumlu tutmaz. BİR AYET VE YORUMU: İNSANIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE SORUMLULUĞU: Akıl ve irade sahibi insan özgürlüğü oranında sorumludur. İnsanın sorumluluğu gücü oranındadır. “Dinde zorlama yoktur.” [Bakara, 256] Allah, insanoğluna akıl ve irade yanında iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırt etmesi için rehber olarak ilâhi kitaplar ve peygamberler göndermiştir. Din seçiminde ise insanı özgür bırakmıştır. Yüce Allah bütün insanların inanmasını istemekle birlikte iman konusunu insanın özgür iradesine bırakmıştır. İnsan sadece kendi yaptıklarından sorumludur. (Suçun şahsiliği prensibi) Allah, insanoğluna akıl ve irade yanında iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırt etmesi için rehber olarak ilâhi kitaplar ve peygamberler göndermiştir. Canlılar arasında sadece insan davranışlarından sorumlu tutulmuştur. İNSANIN ÇABASI: “EMEK VE RIZIK” Emek: Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü, AYETLER ve HADİSLER: “Kim doğru yolu seçerse bunu ancak kendi iyiliği için seçmiş olur, kim de doğruluktan saparsa kendi zararına sapmış olur. Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü üstlenmez.” Rızık: Yiyecek, içecek şey, Allah’ın bütün canlılara verdiği nimet demektir. Dinimiz çalışkanlığı övmekte, insanın çalışmadan ve gayret etmeden isteklerine ulaşmasının mümkün olmadığını dile getirmektedir. İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır. İnancımıza göre tüm canlılara rızık veren Allah’tır. Ancak bize düşen bunun için gayret sarfetmek ve sonucunda Allah’a güvenmektir. [İsrâ suresi, 15. ayet] “Allah kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır.” [Zümer suresi, 7. ayet] Çalışmadan kazanmak Üretmeden tüketmek Haram yolla kazanç elde etmek İsraf Emek harcayarak kazanmak Üreterek tüketmek Helal yoldan kazanmak Tutumluluk 12 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF DÜNYA HAYATININ SONU: “ECEL VE ÖMÜR” Ömür: Her canlının sahip olduğu yaşam süresine, Ecel: Dünya hayatının sonu, ölüm zamanına denir. Ömür ecelle noktalanır ve dünya hayatı sona erer yeni bir hayat olan ahiret hayatı başlar. Bütün canlılar ve yaratılmışların bir sonu olacaktır. İnsan, bitki hayvan, güneş, ay… Ancak Yüce Allah sonsuz bir varlıktır. İnsan hayatın sonlu olduğu bilinciyle ömrünün kıymetini bilmeli, Allah’ın kendisine bağışladığı hayatı iyi değerlendirmelidir. EK BİLGİ: Bazı Canlıların Ortalama Hayat Süresi: İnsan 70-80 yıl, arslan 35 yıl, karga 100 yıl, arılar 6 hafta-9 ay, dev kaplumbağa 150-200 yıl, kelebeklerin 24 saat-1, 2 hafta TEVEKKÜLLE İLGİLİ SÖZLER: “Tevekkül, iş yapmayıp tembel olmak için değildir.” “Deveni sağlam kazığa bağla ondan sonra tevekkül et.” Kur’an’da geçen ayetlerden insan ecelinin değişmediğini anlıyoruz. Allah insanın ecelini ne öne alır ne de sonraya bırakır. ÖLÇME-DEĞERLENDİRME: Emek ve rızık arasında nasıl bir bağlantı vardır? Ecel ne demektir? Dünya hayatının son bulması insan için bir yok oluş mudur? “Sonsuza kadar yaşayan bir canlı duydun mu?” BİLGİ NOTU ECELLE İLGİLİ ATA SÖZLERİ [Ecele çare bulunmaz] [Ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane] Ayete’l-Kürsi’de Geçen Bazı Kavramlar: ALLAH’A GÜVENMEK (TEVEKKÜL): Şefaat: Ahirette günahkâr müminlerin affedilmesi, günahı olmayanların daha yüksek derecelere erişmeleri için peygamberlerin, Allah'a yalvarmaları, dua etmeleri ve günahlarının bağışlanmasını istemeleri demektir. Tevekkül; Allah’a teslim olmak, güvenmek, dayanmak ve ona sığınmak demektir. Terim olarak ise; bir işi yaparken elinden gelen gayreti gösterdikten sonra sonucunu Allah’tan bekleyip ona güvenmektir. Hastalıktan kurtulmak için öncelikle tedavi olmalı sonrasında Allah’a güvenmeli, başarılı olmak için önce gerekli çalışmayı yapmalı sonra Allah’a güvenip tevekkül etmelidir. Çalışmadan, gayret göstermeden ve gerekli tedbirleri almadan Allah’a güvendim demek doğru bir tevekkül anlayışı değildir. AYETE’L KÜRSİ VE ANLAMI: Bakara suresinin 255. ayeti, içinde geçen “kürsi” kelimesinden dolayı bu adla anılmaktadır. Bu ayette Allah’ın yüce sıfatları ve eşsiz kudreti anlatılmaktadır. AYETLER ve HADİSLER: Bismillâhirrahmânirrahîm. Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. Allahü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm, Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. O daima diridir (hayydır), bütün varlığın idaresini yürüten (kayyum)dir. Onu ne uyuklama tutar ne de uyku. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi onundur. İzni olmadan huzurunda şefaat edecek olan kimdir? O, kullarının önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bilir. Onlar ise onun dilediği kadarından başka ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. Onun sonsuz kudreti, gökleri ve yeri kaplar. Onları görüp gözetmek ona ağır gelmez. Gerçekten yüce ve büyük olan yalnızca odur. lâ te’huzühû sinetün velâ nevm, “Her can ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz.” [Ankebut suresi, 57. ayet] “Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri belirli bir süre için yarattık.” [Ahkaf suresi, 3 ayet] “İnananlar yalnız Allah’a dayanıp güvensinler.” [İbrahim suresi, 11. ayet] lehû mâ fis semâvâti ve mâ fil ard men zellezî yeşfeu indehû illâ bi iznih ya’lemü mâ beyne eydîhim ve mâ halfehüm, ve lâ yühîtûne bi şey’in min ilmihî illâ bimâ şâ’ vesia kürsiyyühüs semâvâti vel ard, ve lâ yeûdühû hifzuhümâ ve hüvel aliyyül azîm. 13 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF 3. ÜNİTE HZ. MUHAMMED’İN HAYATINDAN ÖRNEK DAVRANIŞLAR Muhammed Aleyhi’s Selam (Allah’ın selamı üzerine olsun) KAZANIMLAR 3. ÜNİTE : HZ. MUHAMMED’İN HAYATIN’DAN ÖRNEK DAVRANIŞLAR 1.Güzel davranışlara Hz. Muhammed’in hayatından örnekler verir. 2.Hz. Muhammed’in örnek davranışlarının toplumsal hayattaki önemini yorumlar. 3.Hz. Muhammed’in olaylar karşısındaki tutumlarından hareketle örnek davranışlarına yönelik çıkarımlarda bulunur. 4.Hz. Muhammed’in hikmetli sözleriyle insanları iyiye ve güzele yönlendirdiğine örnekler verir. 5.Hz. Muhammed’in doğa ve hayvan sevgisiyle ilgili davranışlarına örnekler vererek doğayı ve hayvanları koruma konusunda duyarlı olur. KAVRAMLAR Bu ünitenin sonunda aşağıdaki kavramları öğrenmeniz beklenmektedir. Merhamet: Canlılara karşı acıma duygusu, bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma İstişare: Karşılıklı görüş alış verisi, danışma Sabır: Acı, yoksulluk, haksızlık gibi üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi Adalet: Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk Muhammed’ül-Emin: “Güvenilir Muhammed” anlamına gelen ve Mekkelilerin Hz. Muhammed’e verdiği lakap Hılfu’l-Fudul (Erdemliler Topluluğu): Mekke’de kurulan ve haksızlığa uğrayan insanların hakkını korumaya çalışan Hz. Muhammed’in de katıldığı topluluk, sivil toplum örgütü Kâbe Hakemliği: Kabe’nin onarımı sonrasında hacerü’l– esvet taşının yerine konulması konusunda Mekkeli kabileler anlaşmazlığa düşmüşler. Aralarında almış olduğu kararla Kabe’ye ilk giren kişiyi hakem tayin edip çözmeleri konusunda anlaşmışlar. Bunun üzerine oraya ilk giren kişi Hz. Muhammed olmuş ve onu gören herkes bundan dolayı memnun olmuşlardır. Tebliğ: İletme, insanları dine davet etme, bildirme, haber verme, Peygamberlerin kendilerine gelen vahiyleri eksiksiz bir şekilde insanlara iletmesi. 14 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF HZ. MUHAMMED İNSANLARA DEĞER VERİRDİ Hz. Muhammed, ırk, cinsiyet, zenginlik ve makam ayrımı yapmaksızın bütün insanlara değer vermiştir. Çünkü evrende var olan her şey Allah’ın eseridir. Hz. Muhammed insan onurunun korunmasını istemiştir. Güçsüz, kimsesiz ve haksızlığa uğrayanların haklarını savunmuştur. Savaş esirlerine iyi davranılmasını öğütlemiş, kadınların ve kız çocuklarının aşağılanmasına karşı çıkmıştır. İnsanların konuşmasını kesmeden sonuna kadar dinler, yaşlı, hasta , yetim ve fakirlerle yakından ilgilenirdi. Akraba ve komşularına değer verir, insanları üzüntülü ve sevinçli günlerinde yalnız bırakmazdı. 2. HZ. MUHAMMED GÜVENİLİR BİR İNSANDI Hz. Muhammed çocukluğunda ve gençliğinde güvenilir bir kimse olarak biliniyordu ve Mekkeliler onu dürüst ve güvenilir anlamına gelen “Muhammedü’l-Emin” diye çağırıyorlardı. Hz. Muhammed’e inanmayanlar bile onun güvenilir bir insan olduğu gerçeğini kabul ediyorlardı. Kâbe’nin onarılmasında Mekkeliler arasında çıkan anlaşmazlık Peygamberimizin hakemliğiyle çözülmüştür. Mekkeliler, Hz. Muhammed’e güvendikleri için kıymetli eşyalarını ona emanet etmişler, o da kendine verilen emanetleri zamanında sahiplerine teslim etmiştir. 3. HZ. MUHAMMED BİLGİYE ÖNEM VERİRDİ Hz. Muhammed bilgiye, eğitim-öğretime büyük önem vermiştir. Medine’ye hicret ettiğinde burada bir mescit yaptırmıştır. Bu mescidin bir bölümünü de eğitimöğretim faaliyetlerine ayırmıştır. Suffe adı verilen bu yerlerde yoksul ve ihtiyaç sahibi Müslümanlar eğitim görürdü. Bedir savaşında esir düşen düşman askerlerinden okuma yazması olanların, Medineli on Müslümana okuma yazma öğretmesi karşılığında serbest bırakılmasını istemiştir. 4. HZ. MUHAMMED DANIŞARAK İŞ YAPARDI AYETLER ve HADİSLER: “Elbette sen yüce bir ahlâka sahipsin” [Kalem suresi, 4. ayet] “Müslüman, elinden ve dilinden başkalarının güvende olduğu kimsedir.” [Hz. Muhammed] “İlim öğrenmek her Müslüman erkek ve kadına farzdır.” [Hz. Muhammed] “Âlimler gökteki yıldızlar gibidir. Yıldızlar nasıl karanlıkta yol gösterirse âlimler de yeryüzünde rehberdirler.” [Hz. Muhammed] “Danışan asla pişman olmaz.” [Hz. Muhammed] Hz. Muhammed bir konuda karar vermeden önce konuyu iyi bilen kimselerle fikir alışverişinde bulunurdu. İslâm düşüncesinde insanlarla fikir alışverişinde bulunmaya “istişare” adı verilir. Hz. Muhammed, “Her şeyi ben bilirim.” anlayışıyla hareket etmemiştir. Kızlarını evlendirme konusunda ailesiyle, ilk vahiy geldiğinde eşiyle, Bedir, Uhut Harbinde uygulanacak taktikler konusunda arkadaşlarıyla görüş alışverişinde bulunmuştur. 5. HZ. MUHAMMED MERHAMETLİ, HOŞGÖRÜLÜ VE AFFEDİCİYDİ Merhamet, her hangi bir canlıya karşı sevgi, şefkat ve acıma duygusudur. Kur’an Hz. Muhammed için: “Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik.” buyrularak Hz. Muhammed’in bütün insanlık ve dünya için bir rahmet kaynağı olduğu vurgulanmıştır. Hz. Muhammed sadece kendi gibi inananlara değil, inanmayanlara da merhametle yaklaşmıştır. Kendisine kötü davranan insanlara bile doğru yolu bulmaları için dua etmiştir. İnsanların kısa sürede Hz. Muhammed’in etrafında toplanmalarının en önemli nedenlerinden biri onun insanlara karşı merhametli ve affedici oluşudur. Hz. Muhammed çocuklara, yetimlere, yoksullara, yaşlılara da çok şefkatli ve merhametli davranırdı. 15 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF 6. HZ. MUHAMMED ÇALIŞMAYI SEVER VE ZAMANI İYİ DEĞERLENDİRİRDİ: Hz. Muhammed insanları çalışmaya teşvik ettiği gibi bizzat kendisi de çalışmıştır. Gençlik yıllarında amcasının yanında ticaretle uğraşmış, saha sonra Hz. Hatice’nin kervanının başına geçmiştir. Hz. Muhammed zamanın insan için çok önemli bir değer olduğunu kabul etmiştir. “İnsanlar iki nimetin değerini bilmezler:Sağlık, boş vakit” buyurarak boş vakitlerin iyi değerlendirilmesini istemiştir. 7. HZ. MUHAMMED SABIRLI VE CESARETLİYDİ: “Gül” İslâm kültüründe Hz. Muhammed’i temsil eder. EK BİLGİ: Darü’l-Erkam: Mekke döneminde Müslümanların bir araya gelip Peygamberimizin ders verdiği ev. Hz. Muhammed sabırlı bir insandı. O, hayatı boyunca pek çok sıkıntılarla karşılaşmıştır. Daha doğmadan önce babasını, altı yaşında annesini ve sekiz yaşında da dedesini kaybetmiştir. Yetim ve öksüz olmanın getirdiği sıkıntıları sabırla aşmıştır. Hz. Fatıma’nın dışındaki çocukları kendisi hayattayken vefat etmiştir. O, bu durumlar karşısında üzülmekle beraber hep sabırlı davranmıştır. Müşriklerin İslâm’ı tebliğden vazgeçmesi karşılığında yaptıkları birtakım cazip teklifleri geri çevirmiş, “Güneşi sağ elime, ayı da sol elime koysalar yine de yolumdan dönmem.” diyerek cesaret ve kararlılığını göstermiştir. 8. HZ. MUHAMMED HAKKI GÖZETİRDİ: HADİSLER ve İLGİLİ KONULAR: Çalışmayı Severdi “Sizden biriniz iş yaptığı zaman, onu en güzel şekilde yapsın.” Zamanı İyi Değerlendirirdi “İnsanlar ahirette öncelikle şu beş şeyden sorguya çekilecektir: 1)Ömrünü nerede tükettiğinden 2) Gençliğini nasıl geçirdiğinden 3) Malını nereden ve nasıl kazandığından 4) Servetini nerede ve nasıl harcadığından 5) Bildikleriyle amel edip etmediğinden” Sabırlıydı “Güçlü kimse, güreşte rakibini yenen değil, öfkelendiği zaman kendine hâkim olabilen kimsedir.” Hz. Muhammed, yaşamında daima adaleti ilke edinmiş, adaleti uygularken insanlar arasında fark gözetmemiştir. Hırsızlık yapan bir kadının affedilmesi konusunda kendisine istekte bulunanlara “Bu suçu işleyen Muhammed’in kızı Fatıma bile olsa onun da cezasını veririm.” diyerek adaletin önemini vurgulamıştır. Hz. Muhammed daha peygamberlik görevi verilmeden önce de haksızlıkların karşısında duruyor ve haklının yanında yer alıyordu. Bundan dolayı Erdemliler Topluluğu (Hilfu’l-Fudul)’na katılmıştır. Bu yolla haksızlığa uğrayan, güçsüz ve kimsesiz insanların hakkını korumuştur. 9. HZ. MUHAMMED DOĞAYI VE HAYVANLARI SEVERDİ: Hz. Muhammed doğayı ve hayvanları korumaya önem verir, çevrenin temiz tutulmasını öğütlerdi. Peygamberimiz doğanın bir parçası olan ağaçlara da önem vermiş, Müslümanları ağaç dikmeye teşvik etmiştir. Medine’yi dört bir yandan kuşatan yeşil alanı koruluk olarak ilan etmiş, buralardaki ağaçların kesilmesini yasaklamıştır. Hz. Peygamber, hayvanları sever ve korurdu. O, canlılara merhametli davranmanın karşılıksız kalmayacağını ise şöyle ifade etmiştir: “Her can taşıyan varlığa yapılan iyilikte sevap vardır.” HZ. MUHAMMED’İN HAYVAN SEVGİSİ Hakkı Gözetirdi/Adaletliydi “Güçsüzün, incindiği ve hakkını alamadığı bir toplum yücelemez.” “Yer ve gökler adaletle ayakta durmaktadır.” Doğayı ve Hayvanları Severdi “Bir kimse ağaç diker de bunun meyvesinden insan, hayvan veya kuş yerse, yenen şey onun için bir sadaka yerine geçer.” Hz. Peygamber hicretin sekizinci yılı Mekke’nin Fethi’ne giderken bir vadide, yolun kenarında yeni doğmuş yavrularını emziren bir köpek gördü. Bir sahabeyi çağırıp köpeğin ve yavrularının rahatsız edilmemesini sağlamak üzere ordu geçinceye kadar orada nöbet tutmasını emretti. 16 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF 4. ÜNİTE KUR’AN’DA AKIL VE BİLGİ KAVRAMLAR KAZANIMLAR 4. ÜNİTE : KUR’AN’DA AKIL VE BİLGİ 1.Dini anlamada ve sorumlulukta aklın önemini yorumlar. 2.Kur’an’ın aklı kullanmaya verdiği önemi örneklerle açıklar. 3.Kur’an’ın doğru bilgiyi teşvik ettiğine ayetlerden örnekler verir. 4.Vahiy, akıl ve duyuların Kur’an’a göre bilgi edinme yolları olduğunu açıklar. 5.Taassubun zararlarını ve doğru bilginin kişiyi taassuba düşmekten korumadaki önemini açıklar. 6.Hz.Yusuf’un yaşadığı zorluklara rağmen ahlaklı davranmayı seçmesinin nedenlerini gerekçeleri ile açıklar. Taassup: Bir inanca, bir düşünceye sorgulamaksızın körü körüne bağlılık, bağnazlık. Taklit: Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma Vahiy: Bir buyruk ve düşüncenin Allah tarafından peygamberlere bildirilmesi Zulüm: Güçlü bir kimsenin yasaya ve vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, acımasızlık, haksızlık, eziyet Sahabe: Hz. Muhammed’i görmüş ve onun sohbetinde bulunmuş Müslümanlar, ashap Şefkat: Acıyarak ve koruyarak sevme, sevecenlik Bereket: Bolluk, gürlük, ongunluk, feyiz İnfak: Harcama, nafaka verip bir kimsenin geçimini sağlama İlim: Bilim 17 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF AKLIN DİNİ SORUMLULUKTAKİ YERİ VE ÖNEMİ: Akıl, doğru ile yanlışı ayırt edebilme kabiliyetidir. Aynı zamanda her türlü sorumluluğun da ön şartıdır. İslam’a göre akıl sağlığı yerinde olan ve ergenlik çağına gelmiş olan herkes dinin buyruklarından sorumludur. İnsan, aklı sayesinde yaratıcısının kendisinden ne istediğini anlayabilir. Aklı olmayan kişi, dini anlayamaz. Bu nedenle akıl hastalarının sorumluluğu yoktur. KUR’AN AKLIMIZI KULLANMAMIZI İSTER: Kur’an-ı Kerim; pek çok ayette, “aklınızı kullanmıyor musunuz?, düşünmüyor musunuz?, hiç düşünmez misiniz?” gibi ifadelerle insanları düşünmeye teşvik etmiştir. Kur’an’da yüzlerce ayette aklı kullanmanın ve ilmin önemine vurgu yapılır. Yüce Allah’ın varlığını anlamamızı, gücünü kavramımızı ister ve hayatı anlamlandırmamıza katkı sağlar. Aklı kullanmak ve düşünerek karar vermek çok önemlidir. İnsan, ancak düşünerek iyiyle kötüyü ve doğruyla yanlışı birbirinden ayırır. BİR AYET/BİR YORUM: “Ey inananlar, size fasık bir adam bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” [Hucurat Suresi, 2. ayet] Araştırıp incelemeden bir haber veya bilgiyi kabul etmek hoş karşılanmaz. Özellikle de bu haber getiren kişi fasık yani, açıkça günah işlemekten çekinmeyen kimse ise bu haberin doğruluğunu iyice araştırıp ondan sonra karar vermek gerekir. KUR’AN DOĞRU BİLGİYE ÖNEM VERİR: Doğru bilgi insanın doğru sonuçlara varabilmesini sağlar. Gözün görebilmek için ışığa ihtiyaç duyması gibi akıl da doğru karar verebilmesi için doğru bilgiye ihtiyaç duyar. Bu nedenle Kur’an insanın aklına seslenir ve doğru bilginin peşinde koşmasını ister. Bilgi; insanı gerçeğe ulaştırmalıdır. güvenilir ve kesin olmalıdır. zan ve tahmine dayalı olmamalıdır. “Onlara, ‘Allah’ın indirdiğine uyun’ denildiği zaman onlar, ‘Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız.’ Derler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamışlarsa?” [Bakara, 170] KUR’AN’DA BİLGİ EDİNME YOLLARI: İnsan bilinçsiz bir taklit içerisinde inancını belirlememelidir. 2. Akıl: Duyularla elde edilen bilgileri değerlendirir. Olaylar arasında bağlantı kurar, ulaştığı sonuçlardan yeni bilgiler üretir. 1. Duyu organları: (Görme, duyma, koklama, tatma…) 3. Vahiy: Vahiy, doğru bilgi kaynaklarının başında gelir. Allah’ın varlığı, birliği, peygamberlerin hayatları, kutsal kitaplar ve ahiret hayatı gibi konularda bilgiler verir. Dinin hükümleriyle aklın hükümleri birbirlerini destekler. Kur’an’ın getirdiği ilkeler, akla uygundur. Çünkü aklı yaratan da vahyi gönderen de Allah’tır. BİR HADİS/BİR YORUM: “Fayda vermeyen ilimden Allah’a sığınırım” Peygamberimiz bu sözüyle insanların kendilerine, çevresine, doğaya faydalı olacak bilimsel çalışmalara yönelmesi gerektiğini, insanlara ve doğaya zarar verecek faydasız işlerden de kaçınılması gerektiğini belirtmiş olmaktadır. BİLGİ TAASSUBU ÖNLER: Taassup, bağnazlık, bir fikre ve inanışa körü körüne aşırı derecede bağlanıp ondan başkasını düşünmeme durumudur. Dinimiz bizlere taassuptan kaçınmamızı emretmiştir. Kur’an’a göre taassuptan kurtulmanın yolu, aklı kullanmaktır. Taassup sahibi(mutaassıp) kişiler, körü körüne başkalarını taklit ederler. Allah, körü körüne bir fikri ya da kişiyi taklit etmeyi doğru bulmaz. İnsan, aklını kullanarak, düşünerek bilinçli bir şekilde davranmalı ve inanmalıdır. 18 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF ATATÜRK VE İSLÂM DİNİ: Atatürk, İslâm dinine önem veren bir liderdi. O yaptığı pek çok konuşmada dinimizden, Kur’an’dan, Peygamberimizden övgüyle söz etmiştir. Örneğin: “Allah birdir, şanı büyüktür. Peygamberimiz Efendimiz hazretleri, Allah tarafından insanlara dinî gerçekleri duyurmaya elçi seçilmiştir. İnsanlara feyiz ruhu vermiş olan dinimiz, son dindir. En mükemmel dindir.” “Hz. Muhammed, Allah’ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat o ölümsüzdür.” “Türk milleti daha dindar olmalıdır. Yani bütün sadeliğiyle dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam ona da öyle inanıyorum. Bilince ters, ilerlemeye engel bir şey kapsamıyor.” ÇIKMIŞ SORULAR: ANAYASADA FİKİR VE DÜŞÜNCE HÜRRİYETİ: Düşünce v ifade hürriyeti Türkiye Cumhuriyeti Anayasasıyla güvence altına alınmıştır: “Herkes düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.” Her türlü taassuptan uzak durmalıyız. Tartışmaya açık olmalı ve başka düşüncelere de saygı duymalıyız. Kendi görüşlerimizi her zaman doğru, başkalarınınkini ise sürekli yanlış görmekten kaçınmalıyız. Körü körüne bir şeyi taklitten uzak durmalıyız. HZ. YUSUF KISSASINDAN ÇIKARILABİLECEK SONUÇLAR: Sabır örneğidir. Başına gelen onca sıkıntıya rağmen sabretmiştir. Kendini kuyuya atan kardeşlerini affederek merhamet örneği bir davranış sergilemiştir. Hz. Yusuf kıssası kıskançlık duygusunun ne kadar tehlikeli olabileceğini NOT EDELİM: bize göstermektedir. Hz. Yusuf güzel ahlâk örneğidir. Kur’an’da yer alan surelerden biri Yûsuf suresidir. Tamamı 111 ayet olan bu surede Hz. Yusuf’un hayatı anlatılmıştır. Yusuf’un hayat hikâyesi, Kur’an-ı Kerim’de “kıssaların en güzeli” olarak nitelendirilmiştir. 19 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF 5. ÜNİTE İSLÂM DİNİNE GÖRE KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR KAZANIMLAR 5. ÜNİTE : İSLÂM DİNİNE GÖRE KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR 1.İslam dininin yasakladığı kötü alışkanlıkları ayet ve hadislerden örneklerle açıklar. 2.Kumar, alkollü içki ve uyuşturucunun bireysel ve toplumsal zararlarını örneklerle açıklar. 2.Kumar, alkollü içki ve uyuşturucunun bireysel ve toplumsal zararlarını örneklerle açıklar. 3.Sigaranın birey ve toplum sağlığı açısından zararlarına örnekler verir. 4.Kötü alışkanlık ve davranışların nasıl başladığını açıklar. 5.Kötü alışkanlık ve davranışlardan kaçınmaya yönelik çözüm önerilerinde bulunur. 6.Başkalarına zarar vermenin kul hakkını ihlal anlamına geleceği bilinciyle kul hakkı konusunda duyarlı olur. İçki: İçinde alkol bulunan içecek KAVRAMLAR Kumar: Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu Kul Hakkı: Bir toplumda yaşayan insanların sahip oldukları haklardır. Bağımlılık: Sigara, uyuşturucu madde vb. kötü alışkanlıklara aşırı derecede düşkünlük Alışkanlık: Bir şeye alışmış olma durumu, alışkınlık, alışmışlık, alışkı, itiyat, huy, meleke, ünsiyet, yordam Ahlak: Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları. Güzel huylar. Basiret: Doğru görüş, uzağı görüş, seziş, uyanıklık. Basiret: Doğru görüş, uzağı görüş, seziş, uyanıklık. Hile: Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika. İrade: Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü. 20 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF ALKOLLÜ İÇKİ İÇMEK VE UYUŞTURUCU KULLANMAK: Alkollü içki ve uyuşturucu, insan aklını ve iradesini kullanmasını engelleyen ve bağımlılığa yol açan zararlı maddelerdir. İslâm; aklı, canı, nesli, malı ve dini korumayı esas almış ve bu değerlere her- hangi bir şekilde zarar verilmesini yasaklamıştır. Alkol ve uyuşturucunun bireysel zararları yanında toplumsal zararları da vardır. Aile huzurunu, mesleki hayatı olumsuz etkiler. Hırsızlık, cinayet, trafik kazaları ve aile içi geçimsizliklere sebep olabilir. Alkol ve uyuşturucu kullanımı çoğu zaman özenti ve merakla başlar ve ileride önü alınamaz alışkanlık ve bağımlılıklara sebep olur. Alkol ve uyuşturucunun yanında sigara da zararlı alışkanlıkların başında gelir. Alkol, uyuşturucu ve sigara sorunlardan kaçmanın bir aracıymış gibi algılansa da aslında bu maddeler sorunları çözmek yerine mevcut sorunların çözümünü daha da zorlaştırır. Dünya sağlık örgütü istatistiklerine göre dünyada ölüme yol açan nedenler arasında sigara ilk sıralarda yer almaktadır. Sigara insan sağlığına yavaş yavaş ve sinsice zarar vermektedir. Bu yüzden insanlığın en sinsi düşmanı olarak kabul edilir. Alkol, uyuşturucu ve sigara bağımlılığının aile ve ülke ekonomisine de olumsuz etkileri vardır. Kendimize, toplumumuza hiçbir faydası olmadığı gibi yüzlerce zararı olan bu alışkanlıklardan uzak durmalıyız. BİR AYET/BİR YORUM: “Kendi elinizle kendinizi yın.” (Bakara, 195) tehlikeye atma- İnsan elindeki imkânları sorumsuzca kullanmamalıdır. Özellikle kendisine bahşedilen sağlık nimetinin kıymetini çok iyi bilmelidir. Sağlığını tehlikeye atacak, kendisine zarar verecek yiyecek, içeceklerden, davranışlardan uzak durmalıdır. Unutmamalıdır ki insan yapmış olduğu her davranıştan dolayı sorumlu olacaktır. İslâm dini bu beş temel değeri korumaya çalışır. BİR HADİS/BİR YORUM: “Her sarhoş edici haramdır. Çoğu haram olanın azı da haramdır.” Alkol, uyuşturucu madde ve sigara çoğu zaman özenti ve bir defa denemekle başlayıp önüne geçilemez bağımlılıklara dönüşen zararlı alışkanlıklardır. Bu yüzden peygamberimiz az da olsa bunları tüketmenin kişiye ve topluma zarar vereceğini belirtmiştir. “Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?” (Mâide suresi, 90, 91) 21 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF KUMAR OYNAMAK: Para, mal veya değerli bir eşya karşılığı oynanan oyunlara kumar denir. Kumarda amaç başkasının parasını, malını alarak hiçbir emek harcamadan kazanç sağlamaktır. Bu yüzden kumar dinimizin kesin olarak yasakladığı davranışlardan birisidir. İnsanın en değerli kazancı el emeği ve alın teri ile elde ettiği kazancıdır. Kumarda kazandıkça veya kaybettikçe hırs artar, kişiye, ailesine ve çevresine zarar verecek durumlar ortaya çıkar. Malını kumarda harcamak aile fertlerinin haklarını gasp etmektir. Bu durum ailenin huzur ve mutluluğunu bozar. Kumar oynayan kişi hem üzülür hem de oynadığı kişiye karşı kin ve düşmanlık besler. Kumarda hiçbir zaman kazanan taraf yoktur. Kumarda kaybedilen sadece para değil, bundan daha önemli olan zamandır. Bu nedenle dinimiz eğlence amaçlı da olsa kumar oyunlarını yasaklamıştır. Çünkü eğlence amaçlı başlayan bu oyunlar zamanla alışkanlık ve bağımlılıklara dönüşebilmektedir. Kumar, borçlanmaya neden olur ve aileleri ekonomik olarak sıkıntıya düşürür. KUMARIN ZARARLARI Kumar, çalışarak kazanmak yerine, tembelliği ve hileyi teşvik eder. Kumar, kin ve düşmanlık tohumlarının atılmasına neden olur. Kumar, oynayanların ruh sağlığını bozar. BİR AYET/BİR YORUM: Kumar, sağlığı bozar ve zaman israfına sebep olur. “Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister.” (Maide, 91) İçki ve kumarın bireysel zararlarının yanında toplumda kavga ve anlaşmazlıklara da yol açacağı gerçeği bu Kur’an ayetiyle bize hatırlatılmıştır. Aynı zamanda insanın en değerli hazinesi olan “zaman”ı gereksiz kullanmasına da yol açmaktadır. İnsanlar yapmaları gereken işleri ve ibadetleri yapmayıp kumar masalarında vakitlerini harcayabilmektedirler. KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR NASIL BAŞLIYOR? Kötü alışkanlıklara başlamada aile, arkadaş, çevre ve kişilik özelliklerinin her birinin ayrı ayrı etkisi vardır. İlk eğitimi aldığımız yer ailedir. Çocuklar, aile büyüklerini kendilerine örnek alır ve onlara benzemeye çalışırlar. Aile içindeki geçimsizlik, sevgi yoksunluğu çocukları yalnızlığa iter ve mutsuz kılar. Başkalarına özenme, kendini kanıtlama arzusu veya dışlanma kaygısı gibi duygular kötü alışkanlıklara başlamada önemli rol oynar. Bazı kişiler de sıkıntıya düştükleri zaman dirençlerini kaybederler. Sorunlarını alkol, uyuşturucu veya sigara aracılığı ile çözmeye ve unutmaya çalışırlar. BİR HADİS/BİR YORUM: Gazete, dergi, televizyon ve internet gibi kitle iletişim araçlarındaki birtakım görüntü, yazı ve reklamlar insanları kötü alışkanlıklara özendirebilir. “En değerli kazanç, kişinin kendi elinin emeğiyle kazandığıdır.” [Hz. Muhammed] Ayrıca arkadaş hatırına veya kendini kanıtlama adına “Bir defadan ne çıkar?” düşüncesi zamanla kötü alışkanlıkların başlamasına yol açmaktadır. Dinimiz insanın kazancını helâl ve meşru yollardan elde etmesine, kazandığını da helâl ve meşru olan yerlerde harcamasına önem vermiştir. Miktarına bakmaksızın haksız yolla elde edilen her türlü kazanç ve menfaati de haram kabul etmiştir. Az da olsa kendi emeğiyle kazanmayı teşvik etmiştir. KÖTÜ ALIŞKANLIK VE DAVRANIŞLARDAN NASIL KORUNALIM? Arkadaşlarımızı seçerken onların güzel ahlâklı olmasına dikkat etmeliyiz. Aileler, çocuklarına küçük yaştan itibaren iyi bir eğitim vermeli ve davranışla- rıyla örnek olmalıdır. Kötü alışkanlıkların olduğu yerlerden uzak durmalıyız. Boş zamanlarımızı spor yaparak ve kitap okuyarak değerlendirmeliyiz. TV, gazete, dergi ve internet sitelerindeki kötü alışkanlıkları özendirici görüntü- lerden uzak durmalıyız. 22 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF BAŞKALARINA ZARAR VERMEK: KUL HAKKI İnsanlara yapılan her türlü haksızlık kul hakkına girmektedir. İnsan hakları kapsamına giren her şey, aynı zamanda kul hakkı kapsamına da girer. Başkalarına zarar vererek insan haklarını ihlal etmek çeşitli şekillerde olmaktadır. Hırsızlık ve hile yapmak, eksik ölçüp tartmak, yalan söylemek, iftira atmak, alay etmek, dedikodu, başkalarının özel hayatlarını araştırmak, kötü lakap takmak gibi tavır ve davranışlar kul hakkı kapsamındadır. İçki, uyuşturucu, sigara ve kumar gibi kötü alışkanlıklar da kişinin kendisinden başlayıp ailesine ve çevresindekilere de zarar verdiği için kul hakkı ihlalidir. Kul hakkının en önemlilerinden biri de ana baba hakkıdır. Anne-babalarımızı üzmemeli, yaşlandıklarında, bize ihtiyaçları olduğunda tatlı dil ve güler yüzle yardımlarına koşmalıyız. Kul hakkı geniş kapsamlı bir kavramdır. Evlat, kardeş, komşu, öğretmen, karıkoca, arkadaş ve yetim hakları da insan hakları kapsamına girer. Kur’an-ı Kerim bu haklara çok önem vermemizi istemektedir. Trafik kurallarına uymamak, kaçak elektrik ve su kullanmak, vergi kaçırmak, rüşvet alıp vermek, kamu hizmetinde ayrım yapmak, görevi kötüye kullanmak gibi her türlü olumsuz tavır ve davranışlar kul haklarını ihlal etmektir. Okulumuzdaki eşyalar bütün öğrencilerin ortak malıdır. Bu nedenle bu eşyalara zarar vermek bir çeşit kul hakkı ihlalidir. Kul hakkı yediğimizi fark ettiğimizde hemen hak sahibine hakkını ödemeliyiz. Ondan özür dilemeli ve hakkını helal etmesini istemeliyiz. Buna “helalleşmek” denir. Bütün toplumun ortak malı olan okul, kütüphane, hastane ve toplu taşıma araçlarına zarar vermek kul hakkıdır. Havayı, suyu ve toprağı kirletmek, çevreye zehirli atıklar bırakmak, yerlere tükürmek, çöp atmak da kul hakkına saygısızlıktır. BİLGİ KUTUSU: Her insanın, yaşama, barınma, güvenlik, seyahat, sosyal ve ekonomik hakları vardır. Bu haklar, insanın insanca yaşayabilmesinin bir gereğidir. Bu haklara müdahale ve saygısızlık dinimizce yasaklanmıştır. Hak sahibinin rızası ve gönlü alınmadıkça affedilmez davranışlar olarak ifade edilmektedir. 23 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF KAVRAMLAR KAZANIMLAR 6. ÜNİTE DİNLER VE EVRENSEL ÖĞÜTLERİ 6. ÜNİTE : DİNLER VE EVRENSEL ÖĞÜTLERİ Kazanımlar: 1. Evrenselliğin ve evrensel değerlerin anlamını yorumlar. 2. Dinin evrensel bir olgu olduğunun farkına varır. 3. Günümüzde yaşayan dinleri temel özellikleriyle tanır. 4. İslam’ın dinler arasındaki yerini açıklar. [Bu ünitenin kalan kazanımları sınava dahil değildir] Bu ünitenin sonunda aşağıdaki kavramları öğrenmeniz beklenmektedir. Tevhit: Allah’ın varlığına ve birliğine inanma Teslis: Hristiyanlığın inanç temelini oluşturan Baba, Oğul ve Kutsal Ruh, üçlü tanrı inancı Meditasyon: Kelime anlamı "derin düşünme, tefekkür" Terim anlamı: Kişinin iç huzuru elde etmesine ve öz varlığına ulaşmasına imkân veren, zihnini denetleme teknikleri ve deneyimlerine denir. Reenkarnasyon: Ruh göçü, ruhun bir bedenden başka bedene geçerek sürekli yaşaması inancı Evrensellik: Bütün insanlığı ilgilendiren, cihanşümul Kast: Aynı işle meşgul olan, görev ve gelenekleriyle birbirine sımsıkı bağlı insanların meydana getirdiği birlik Sinagog: Yahudilikte ibadet yeri, havra On Emir: Yahudiliğin temelini oluşturan ve Hz. Musa’ya Allah tarafından gönderildiği kabul edilen emirler Ortodoksluk: Merkezi İstanbul Fener Patrikhanesi olan Hristiyan mezhebi Protestanlık: Katolikliğe karşı bir tepki olarak doğmuş Hristiyan mezhebidir. Katoliklik: Hristiyan dünyasında en fazla mensubu bulunan mezheptir. Vaftiz: Hristiyanlıkta doğduktan kısa bir süre sonra çocuğa ilk günahını silmek ve onu Hristiyanlaştırmak amacıyla yapılan kutsal işlem Rahip: Hristiyan din adamı Manastır: Bazı kesin kurallara bağlı rahip veya rahibelerin dünya ile ilgilerini keserek yaşadıkları yapı, keşişhane Aforoz: Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma, dinden çıkarma cezası 24 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF 1. Din Niçin Evrensel Gerçekliktir? Din, tarihin bütün dönemlerinde her toplumda var olan evrensel bir kurumdur. Yüce Allah, ilk insandan itibaren peygamberler ve kitaplar göndermiştir. İlk insan aynı zamanda ilk peygamberdir. Dünya üzerinde bulunan eski yerleşim alanlarında yapılan kazı ve incelemelerde pek çok tapınak ve dinî sembole rastlanmıştır. Bu da dinin oldukça eski bir kurum olduğunu ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra binlerce yıldır insanların ellerinde bulunan ilahî kitaplar da dinin tarihinin insanlık tarihiyle başladığını göstermektedir. EK BİLGİ: Din evrensel özellikler taşır. Evrensellik zaman ve mekâna bağlı olmaksızın insanların sahip olduğu ortak değerleri içerir. Bu anlamda dinlerde iyilik, doğruluk, hak ve adalet gibi asla vazgeçilemeyen ilkeler vardır. Bunlar bütün toplumlarda her zaman geçeridir. Bu durum dinlerin getirdiği ortak değerlerin evrensel olduğunu gösterir. GÖBEKLİTEPE: Şanlıurfa yakınlarında bulunan dünyanın ilk mabedi, tapınağıdır. Günümüzden yaklaşık 12000 yıl öncesine ait olduğu (Cilalı Taş Devri) anlaşılan bu tapınak dinin insanlık tarihi kadar eski bir olgu olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koymuştur. Göbeklitepe, arkeoloji dünyasının en büyük keşiflerinden biridir. Çünkü daha şehir hayatına geçmemiş olduğu düşünülen avcı-toplayıcı toplumların tapınak inşa etmiş olduğunu gösteren ilk örnektir ve bu da şehirleşme yani medeniyet tarihinde devrim niteliğinde bir buluştur. Hatta bu buluşu sebeple kazıyı yapan Dr. Klaus Schmidt, "Önce tapınak geldi, şehir sonradan geldi" demiş ve bu sözüyle erken medeniyet tarihine yeni bir açılım getirmiştir. Daha ayrıntılı bilgi için aşağıdaki belgeseli izleyebilirsiniz: www.youtube.com/watch?v=Yt5FWg8An8 2. Günümüzde Yaşayan Dinleri Tanıyalım Günümüzde yaşayan dinleri ilahî ve ilahî olmayan dinler olarak ikiye ayırmak mümkündür. Allah’ın, peygamberler aracılığıyla gönderdiği vahye dayalı dinlere ilahî dinler denir. Bunlar Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’dır. Vahye dayanmayan dinlere de ilahî olmayan dinler denir. Hinduizm ve Budizm bunların en belirgin örnekleridir. GÜNÜMÜZDE YAŞAYAN DİNLER İLÂHÎ OLMAYAN DİNLER İLÂHÎ DİNLER Hinduizm Yahudilik Budizm Hristiyanlık İslâmiyet 25 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF HİNDUİZM: Hinduizm, daha çok Hindistan’da yaygın olan bir dindir. Hinduizm’in bilinen bir kurucusu yoktur. MÖ 1500 yıllarından itibaren ortaya çıkmıştır. Hinduizm’in en belirgin yönü toplumu kastlara ayırmasıdır. Kast sistemi, insanları sınıflara ayırır ve şu dört ana unsurdan oluşur: 1. Rahipler ve Bilginler (Brahmanlar) 2. Prensler ve Askerler (Kşatriyalar) 3. Esnaf ve Çiftçiler (Vaisyalar) 4. İşçiler ve Köleler (Sudralar) Ayrıca kast sistemine dâhil edilmeyen paryalar (toplum dışı sayılanlar) vardır. Hinduizm’deki tanrılardan “Şiva”yı temsil eden bir heykel Hinduizm’in temelinde Brahma (Mutlak Varlık) inancı olmakla birlikte birden çok tanrının varlığına inanılmaktadır. Brahma, Vişnu ve Şiva en önemli tanrılardır. Brahma yaratıcı, Şiva yok edici, Vişnu koruyucu tanrıdır. Hinduizm’in kutsal kitapları Vedalar’dır. Hinduizm’de ibadet bireysel olup belli bir şekli yoktur. Hindular ibadetlerini tapınaklarda(Mandir) yapabildikleri gibi başka yerlerde de yerine getirebilirler. Ganj Nehri’nde yıkanmak Hinduizm’de ibadet sayılır. Günlük ibadete sabah şafaktan önce başlanır, doğuya doğru dönülerek oturulur. Ganj Nehr’inde yıkanmak Hinduizm’deki önemli ibadetlerdendir. Hinduizm’de “karma” denilen neden-sonuç yasası vardır. Buna göre insan geçmişte yaptıklarının karşılığını başka bir bedende tekrar dünyaya gelerek görecektir. Hindu inancına göre ruh ölümsüz olup onun bir bedenden bir başka bedene geçerek sürekli yaşadığına inanılır. Bu inanca reenkarnasyon veya tenasüh (ruh göçü) adı verilir. Reenkarnasyon inancına göre ölen kişi, yaptığı işlerin iyi ya da kötü olmasına göre insan, hayvan veya bitki biçiminde yeniden dünyaya gelir. Hindular ruhun ölümsüzlüğüne inandıkları için ölülerini gömmezler. Cesetlerini yakarak küllerini kutsal kabul ettikleri Ganj Nehri’ne atarlar. Hinduizm’de ineklerin önemli bir yeri vardır. Dokunulmaz ve kutsal kabul edilirler. Etlerinin yenilmesi de yasaktır. Et yiyen kirli kabul edilir. “OM” adı verilen kutsal sözcüğü ifade eder. EK BİLGİ: Hinduizm’in bir adı da Brahmanizm’dir. Hinduizm’de çok tanrılı inancın sonucu olarak bazı şeyler kutsal kabul edilir. Bunların başında inek gelir. İneği kesip yemezler ancak inekten elde edilen süt, yoğurt, peynir gibi maddeler temizleyici niteliktedir. İnek öldürmek, üst seviyeden birini öldürmekle eş tutulur. KAST SİSTEMİ Bu 4 sınıfın dışında kalanlara parya denir. 26 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF BUDİZM: Budizm MÖ 6. yüzyılda Hindistan’da Buda tarafından kurulmuş ve daha sonra yaygınlaşmış olan bir dindir. Hindistan’da ortaya çıkmasına rağmen mensupları, daha çok bu ülke dı- şında bulunmaktadır. Budizmin kurucusu olan Buda, MÖ 563-483 yılları arasında yaşamış bilge bir kişidir. Asıl adı Sidharta olan Buda, “aydınlanmış” anlamına gelir. Buda, yaşadığı süre içinde insanlara ahlaklı olmayı öğütlemiş, putlara tap- EK BİLGİ: Nirvana: Buda insanî duygu ve ihtirasları bir ateşe benzetmiş, Nirvana’yı da bu ateşin mayı yasaklamıştır. Kendisinden sonraki dönemlerde düşünceleri sistemleştirilerek heykelleri yapılmış ve bir put hâline getirilip tapınılmaya başlanmıştır. Budizm’de inancın temelini, “Buda’ya sığınırım, Dhamma’ya sığınırım ve neğinde Nirvana’ya ulaşmak kötülüğün ate- Sangha’ya sığınırım.” ifadesi oluşturur. Bu ifadeyi söylemeyen kişi Budist sayılmaz. Budizm’de tanrının varlığı veya yokluğu ile ilgili bir ifade kullanılmaz. Ancak bazı Budistler Buda’yı tanrı konumunda görürler. şinden kurtulmak, aydınlanmaya kavuşmak Buda, öğretilerin insanlara vaazlarıyla sözlü bir şekilde iletmiştir. Kendin- sönmesi şeklinde açıklamıştır. Budist gele- anlamına gelmektedir. Nirvana’ya ulaşabilmek Buda’nın “8 Dilimli Yolu” ile mümkündür: 1. Doğru inanış ve doğru anlayış 2. Doğru Niyet 3. Doğru Davranış 4. Doğru Söz 5. Doğru Geçim(meslek, yaşayış) 6. Doğru Çaba 7. Doğru Düşünce 8. Doğru Odaklanma den sonra kutsal bir kitap bırakmamıştır. Ancak Buda’nın sözleri daha sonra yazılmıştır. Bu şekilde oluşan Budizmin kutsal metinlerine, “üç sepet” anlamına gelen “Tripitaka” adı verilmiştir. Budizm’de belirli bir ibadet ve dua şekli yoktur. Budistler tapınakları Pago- da’ya giderek Buda’nın heykeline saygı gösterirler. Bunun yanında evlerinde bir köşede bulundurdukları Buda heykeline de saygıda bulunarak ibadet ederler. Ayrıca kutsal metinlerin okunması, meditasyon ve belli zamanlarda oruç tutmak da ibadet kabul edilir. Budizm’de, Hinduizm’de olduğu gibi ruhun bir başka bedende yeniden dünyaya gelmesi anlayışı vardır. Ölüler reenkarnasyon inancı gereği genelde yakılmaktadır. Budizm’de en önemli inanışlardan biri Nirvana anlayışıdır. Nirvana, insanın bütün istek ve hırslarının yok olduğu, ıstırapların bittiği, saf, temiz bir duruma kavuşmaktır. Buda, mutlu olabilmek için nirvanaya ulaşmak gerektiğini belirtir. 27 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF Yahudilik (Musevîlik): Yahudilik vahye dayalı en eski dinlerden biridir. Yahudiler, Hz. Musa’ya bağlı oldukları için Musevi olarak da adlandırılırlar. Yahudiler tarihlerini Hz. İbrahim ile başlatırlar. Yahudiler Hz. İbrahim ve Hz. Musa’yı en önemli peygamberleri olarak kabul ederler. Hz. Süleyman ve Hz. Davut dönemlerini en görkemli dönemleri olarak anarlar. M. S. 70 yılında Roma İmparatoru Titus tarafından yıkılan Süleyman Mabedi’nin ayakta kalan batı duvarı «Ağlama Duvarı» olarak adlandırılır ve Yahudilikte önemli bir yere sahiptir. Yahudilikte en önemli inanç Tanrı’nın var ve bir olduğu inancıdır. Yahudiler Tanrı’ya Yahova adını verirler. Yahova tektir ve her şeyin yaratıcısıdır. Onlara göre Tanrı Yahova, Yahudileri seçilmiş millet olarak yaratmıştır. Tanrı adı gereksiz yere ağza alınmaz. Onunla ilgili herhangi bir resim veya heykel yapılamaz. Yahudiler, Tanrı’nın kendilerini her türlü zorluğa karşı daima koruyup yardım ettiğine inanırlar. Kutsal kitabı Allah’ın, Hz. Musa’ya vahiy yoluyla bildirdiği Tevrat’tır. Tev- rat’ın dili İbranicedir. Yahudilerin kutsal günü cumartesidir. Bu günde hiçbir iş yapılmaz. Sadece ibadet edilir. İbadet yerlerine sinagog veya havra adı verilir. Din adamlarına ise haham denilir. Yahudilikte ibadetler günlük ve haftalık olarak ikiye ayrılır. Günlük ibadet EK BİLGİ: Yahudiliğin temelini oluşturan “On Emir” şu şekildedir: 1. Seni Mısır diyarından, esirlik evinden çıkaran Yahova benim. Karşımda başka tanrıların olmayacaktır. 2. Kendin için put yapıp onlara tapmayacaksın. sabah, öğle ve akşam olmak üzere üç vakitte yapılır. Cumartesi günü sinagoga gidilir ve topluca ibadet edilir. İbadet esnasında kutsal kitaptan bazı bölümler sesli bir biçimde okunur. Genellikle kadınlar ibadete katılamaz; ancak başları örtülü olarak ibadeti izleyebilirler. Kudüs’te bulunan Ağlama Duvarı, Yahudiler için çok önemlidir. Bunun yanında Yahudiler dinî sembollere de büyük önem verirler. Bu sembollerin en başta gelenleri sinagoglarda bulunan yedi kollu şamdan (menora) ve iç içe geçmiş iki üçgendir. 3. Yahova’nın adını boş yere ağzına almayacaksın. 4. Cumartesi gününü sürekli hatırlayıp onu kutsal sayacaksın. 5. Anne ve babana saygı göstereceksin. 6. İnsan öldürmeyeceksin. 7. Zina etmeyeceksin. 8. Hırsızlık yapmayacaksın. 9. Yalancı şahitlik yapmayacaksın. 10. Komşunun evine karşı açgözlülük etmeyeceksin. İsrail Parlamentosu önündeki 7 kollu şamdan (Menora) 28 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF HRİSTİYANLIK: Hz. İsa, Filistin’de Nasıra isimli köyde doğmuştur. Bir mucize olarak babasız dünyaya gelmiştir. Annesinin adı Meryem’dir. Hz. İsa otuz yaşına geldiğinde Allah tarafından kendisine peygamberlik görevi verilmiştir. O da insanları Allah’a inanmaya davet etmeye başlamıştır. Onun davetine başlangıçta on iki kişi inanmıştır. Bunlara “havari” denilmiştir. Hristiyanlığın kutsal kitabı İncil’dir. Matta, Markos, Luka ve Yuhanna isimli kişiler tarafından yazılan ve yazarlarının adıyla anılan dört adet İncil en meşhurlarıdır. Hristiyanlıkta inanç esaslarının temelini teslis inancı oluşturur. Teslis, “üçlü Hz. İsa’nın idam edildiğine inandıkları çarmıh (haç), hem Hristiyanlığın hem de kilisenin sembolüdür. tanrı inancı” demektir. Teslisin unsurları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’tur. Baba, Evrenin yaratıcısı, her şeyin sahibi olan Tanrı’dır. Oğul, Hz. İsa, Hristiyanlara göre Tanrı’nın oğlu ve kurtarıcı kabul edilir. Kutsal Ruh ise Tanrı’nın vahyini kiliseye iletmekle görevli, seçilmiş kişileri yönlendiren tanrı nefesidir. Hristiyanlar; meleklere, kadere ve öldükten sonra dirilmeye inanırlar. Hz. Mu- hammed’in dışındaki peygamberlerin peygamberliğini kabul ederler. Hristiyanların ibadetleri günlük, haftalık ve yıllık olmak üzere üçe ayrılır. Günlük ibadetler sabah akşam, haftalık ibadetler pazar günü, yıllık ibadetler de dinî bayramlarda yapılır. Hristiyanların ibadet yeri kilisedir. Din adamlarına papaz veya rahip adı verilir. EK BİLGİ: HRİSTİYAN MEZHEPLERİ: 1. Katolik Mezhebi: En eski ve en büyük mezheptir. Merkezi Vatikan, lideri Papa’dır.Bu mezhepte boşanmak yasaktır. Katolik mezhebinin rahipleri evlenemezler. 2. Ortodoks Mezhebi: Merkezi İstanbul Fener Patrikhanesidir.Dini liderleri Patrik’tir. Rahipleri evlenebilir. 3. Protestan Mezhebi: Reform hareketleriyle ortaya çıkmıştır.Papa’nın otoritesini tanımazlar. Onlara göre din adamlarının aracılığına ihtiyaç yoktur. Papazları evlenebilir. Merkezi İngiltere’de bulunan Anglikan kilisesi ve Luter kiliseleri bu mezhebe bağlıdır. Hz. İsa’nın idam edildiğine inandıkları çarmıh (haç), hem Hristiyanlığın hem de kilisenin sembolüdür. Hristiyanlığa göre bütün insanlar günahkâr olarak doğarlar. Bu nedenle bütün doğan çocuklar, kutsal su ile yıkanarak günahlarından arındırılır. Buna vaftiz ayini denir. Hristiyanlıkta zamanla farklı anlayışlar meydana gelmiş bunun sonucunda da birçok mezhep ortaya çıkmıştır. Bunlardan en önemlileri Katoliklik, Ortodoksluk ve Protestanlık mezhepleridir. Kur’an Nisa suresi 155. ayette Hz. İsâ’nın çarmıha gerilerek öldürüldüğü iddialarına karşılık: “Oysa onu öldürmediler ve asmadılar. Fakat onlara öyle gibi gösterildi.” der. 29 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF İSLÂMİYET: “İslam” kelimesi “Allah’a teslim olmak, ona boyun eğmek ve kurtuluş yoluna girmek, böylelikle esenliği, huzuru ve güveni sağlamak” anlamlarına gelir. Müslüman ise İslam’ı kabul etmiş kişi demektir. İslam dini, Hz. Âdem’den beri devam eden tevhit inancının bir devamı ve son halkasıdır. İslam dininin temel inanç esası, Allah’ın varlığına ve birliğine inanmaktır (Tevhit). Bunun yanı sıra Allah’ın gönderdiği bütün ilahî kitaplara ve peygamberlere, ahiret gününe, meleklere, kadere inanmak da İslam’ın inanç esaslarındandır. İslam dininde, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek ve hacca gitmek “Hilâl” İslâm dininin sembolüdür. temel ibadetlerdir. Günlük ibadet olarak namaz temiz olan her yerde, bireysel ve toplu olarak kılınabilir. Cuma günü kılınan cuma namazının ve yılda iki defa kılınan bayram namazlarının cemaatle kılınması zorunludur. Müslümanların toplu hâlde ibadet ettikleri yerler, cami ve mescitlerdir. İs- lam’da Ramazan ve Kurban bayramları olmak üzere yılda iki bayram vardır. İslam dini, inanç ve ibadetlerin yanı sıra ahlaka da büyük önem vermiştir. İslamiyet’in kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’dir. Kur’an-ı Kerim 610 yılının ramazan ayında, Kadir Gecesi’nde indirilmeye başlanmış ve yirmi üç yıl içerisinde tamamlanmıştır. EK BİLGİ: Kur’an-ı Kerim indirildiği günden itibaren yazılmıştır. İslâm adı doğrudan Kur’an-ı Kerim’de yer almaktadır. Kur’an-ı Kerim’in ana konusu, Allah’ın varlığına ve birliğine iman, yani tevhittir. Kur’an’da İslâmiyet’ten “Hak Din”, “Doğru din”, “Makbul din” olarak bahsedilmiştir. Bir kişinin Müslüman olması için “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resulüllah” (Allah’tan başka ilah yoktur, Hz. Muhammed Allah’ın elçisidir.) sözünü inanarak söylemesi yeterlidir. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de ibadet, ahlak, adalet, toplum hayatını düzenleyen kurallar, ahiret hayatı ve geçmiş toplulukların yaşamı gibi birçok konuyla ilgili bilgiler de yer alır. İSLÂM DİNİNİN DİĞER DİNLER ARASINDAKİ YERİ: 1. İslâm dini ilahi dinlerin en sonuncusudur,. 2. Bütün peygamberlere ve kutsal kitaplara inanılır. 3. Hz. Muhammed son peygamberdir ve bütün insanlığa gönderilmiştir. Onun peygamberliği evrenseldir. Ondan sonra peygamber gelmeyecektir. 4. Kur’an son ilahi kitaptır ve değişmeden günümüze kadar gelmiştir. Kıyamete kadar da geçerliliğini koruyacaktır. 5. İslâm dinine göre insan günahsız olarak doğar. Suç ve ceza bireyseldir. Kimse kimsenin günahını yüklenmez. 6. Gerek Hinduizm’deki “Kast sistemi,” gerekse Yahudilikteki “millî tanrı” anlayışı kabul edilmez. Allah katında herkes eşittir. Üstünlük ancak takvadadır. 7. Günahlardan arınmak için yapılması gereken şey tövbe etmektir. Tövbe için herhangi bir din adamına veya camiye gitmeye gerek yoktur. 8. Dünya-ahiret dengesi vardır. Dünya için ahiret, ahiret için dünya terkedilmez. 9. Akla büyük önem verilir, İslâm’a göre insan en güzel biçimde yaratılmıştır. 30 İncil Kur'an-ı Kerim M.Ö. 13. YY M.S. 30 M.S. 610 (% 23) İSLAMİYET (% 24) HIRİSTİYANLIK (% 0,02) YAHUDİLİK Tevrat M.Ö. 6. YY (% 6) (Tipitaka) Tripitaka Vedalar ORTAYA KUTSAL ÇIKIŞI KİTAP M.Ö. 1500 BUDİZM (% 12) HİNDUİZM ORAN DİN/ SİMGE/ Doğrudan doğruya bu dinin Hz. Muhammed (571-632) kutsal kitabı tarafından Mekke'de doğmuştur. verilen bir addır. Kelime İslâm Hz. Musa'yı da Hz. olarak "teslim olmak, itaat İsa'yı da peygamber olarak etmek, barış, esenlik" kabul eder. anlamlarına gelir. (Tevhit) Allah birdir, ezelidir, ebedidir. O hiçbir şeye benzemez, varlığı kendindendir. Her şeye gücü yeter. Peygamber O'nun sadece kulu ve elçisidir. Namaz, oruç, hac, zekat başlıca ibadetlerdir. Namazlar günlük, Cuma namazları haftalık, bayram namazları yıllık ibadetlerdendir. Özünde monoteist(tek Yunanca'da "yağlanmış" Hz. İsa'nın Milattan 6-10 tanrılı) olmakla birlikte anlamına gelir. İbranice'de sene önce doğduğu kabul üçlemeye gitmiş bir dindir. Günlük ibadetler sabah "Mesih'e bağlı" anlamına edilmektedir. İsa Mesih Baba, Oğul, Kutsal Ruh. Bu akşam, haftalık ibadetler gelen "Meşiah" tarzında olduğunu açıklamış ancak üçü aynı cevherdendir Pazar günleri yapılır. yazılan "Hristos" kelimesinYahudiler kabul etmemiştir. fakat ayrı şahıslara sahipden gelir. tir. (Teslis) Hz. Yakup'un 12 oğlundan En büyük peygamberi Hz. "Yehuda"ya mensubiyetten Musa'dır. bu adı almıştır. Kutsal metinleri okumak, meditasyon ve belli zamanlarda oruç tutmak vardır. Kandil Geceleri Kurban Bayramı Ramazan Bayramı Cuma günü / Meryem Ana Günü Cami, mescit Paskalya Noel Pazar günü / Kilise Cumartesi / Sinangog, Havra …. / “Vihara, pagoda” denilen Budist tapınakları vardır. Hindu tapınaklarına «mandir» adı verilir. KUTSAL GÜNLERİ / İBADET YERLERİ İbadetler bireysel olarak yapılır. Ganj nehrine girip yıkanmak, tanrılarına hedi- / yeler sunmak şeklindedir. …. İBADETLERİ Tanrı "Yehova" yalnız İsrail'in rabbidir, tek tanrıdır, Günlük ibadetler sabah, yaratıcıdır. Başı ve sonu öğle, akşam, haftalık ibadetler Cumartesi günü yoktur. yapılır. (Millî Tanrı) Ateist dinler olarak kabul edilir ancak bu ateizm; Tanrı'yı inkar anlamında değildir. Kurucusu "Budda" (aydınlanmış, uyanmış) lakaplı Siddhattha Gotama'dır.(MÖ 563) Batılılar tarafından verilmiştir. Budistler bu din için "Budda Sâsana" (Buda disiplini) adını kullanırlar. DİNLERDE TANRI Brahma, Vişnu ve Şiva'dan oluşan üçlemede Brahma yaratıcı, Vişnu yapıcı, koruyucu, Şiva ise yıkıcı, yokedici güçtür. PEYGAMBER Bu isim de Batılılar tarafından verilmiştir. Hindular, Herhangi bir kurucu söz dinlerine "Sanatana Dharkonusu değildir. ma" (ezeli, ebedi din) derler. DİN ADLARI DİN KURUCUSU/ AHİRET İNANCI Ölüler toprağa gömülür. Ahiret inancı vardır. Ölüler toprağa gömülür. Ahiret inancı vardır. İslâm’da böyle bir sınıf yoktur. Ancak camide Ahiret inancı vardır. cemaate namaz kıldı- Ölüler toprağa gömülür. ranlara «imam» denir. Papaz, piskopos, rahip, rahibe… Haham Budist rahipler Hinduizmdeki gibi ahiret inancı Budizm’de de yoktur. Reenkarnasyona inanılır. Ölüler yakılarak külleri Ganj Nehrine atılır. Ruhun ölümsüzlüğüne inanırlar. Ahiret inancı Hindu din adamlarına yoktur. Reenkarnasyonu «Brahman» adını verilir kabul ederler. DİN ADAMLARI DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ TEOG ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI …………………………………...………………………………………………………8. SİNİF 31 Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi TEOG TEOG--2 ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI Alperen ÇELİK / Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Öğretmeni 2014 © www.alperencelik.net
© Copyright 2024 Paperzz