parizyen filmler sanat eserleri kürşat başar

Sayı - 10 / Mart - Nisan 2015 / Ücretsizdir.
YOLA DÜŞÜREN
FİLMLER
PARİZYEN
KADINLAR
FARKLI BİR GÜN
KÜRŞAT BAŞAR
EN PAHALI
SANAT ESERLERİ
edito
‹MT‹YAZ SAH‹B‹
Adına
AVM Müdürü
A. Vedat C. Özeren - [email protected]
A. Vedat C. Özeren
Maltepe Park Alışveriş
Merkezi Müdürü
İlkbaharın enerjisi içimize dolsun!
Z
orlukların ve sıkıntıların hiç tahmin edilmeyen güzelliklere kapı açabileceğini gösteren İlkbahar, Maltepe Park’ta kalbinize hiç solmayan çiçekler ekecek… İlkbahar; yeşilliklerin, kuş
cıvıltılarının ve tomurcuk kokularının dünyaya yayıldığı bir mevsim. Canlanan dünyaya sizler
niye ayak uydurmayasınız? Gelin kış günlerinin en soğuk günlerini yaşarken 2015 ilkbahar ve yaz sezonunun içimizi ısıtacak trendlerine beraberce göz atalım. Bu senenin ilkbahar-yaz modası yazın canlılığını taşırken 70’li yılların ruhunu da beraberinde getirecek. Bohem akımı ilkbahar-yaz sezonunun
önde gelen akımlarından olurken maskülen giyim tarzı da yerini sağlamlaştıracak gibi gözüküyor.
2015 ilkbahar-yaz sezonunun en trend desenlerinden biri pötikare. Yeni sezonun en trend kareli parçaları arasında kareli gömlekler, kareli pantolonlar, feminen kareli etekler ve elbiseler dikkat çekiyor.
2015 İlkbahar-Yaz erkek moda haftasında ise canlı renkler ön plana çıkan detaylardan biri. Bu sene
erkekler için kendini gösteren trendlerden biri de takım elbiselere uyumlu kravat seçimleri. 2015 ilkbahar/yaz koleksiyonlarında yoğun olarak kullanılan çizgili süveterler, 2015 bahar modasının yıldızı
olmaya aday. Tasarımlarda kullanılan dikey ya da yatay çizgiler gelecek senenin en büyük trendlerinden biri olacak.
Tabi ki bütün bu 2015 İlkbahar - Yaz sezonunun erkek ve bayan koleksiyonlarının göz alıcı örnekleri
ilerleyen süreçlerde Maltepe Park’ın alışveriş merkezinin seçkin markalarının vitrinlerinde beğenilerinize sunulacaktır.
Artık güzel bir ilkbahar dönemi başlamıştır yaşamınıza. Her gününüzü çabalayarak ve keyifli, stresten
uzak bir ortama kavuşma amacıyla yaşayarak geçirmektesiniz. Çok bir şey istemediğinizi biliyoruz
aslında, keyifli bir ortamda vakit geçirmek sizlerin de en doğal hakkı. Ama güvenebileceğiniz ve sevebileceğiniz bir ortamın olmasını istemişsinizdir hep. Bir gün öyle mekânın olduğunu keşfetmiş olabilir
ve hayatınız birden artık değişmiştir. İşte o mekân sizlere stresten uzak keyifli bir alışveriş ortamı
sunan Maltepe Park’tır. Orada yaşanacak mutluluk; o kadar sıcak, sevimli ve o kadar yürektendir ki,
sevdiklerinizle paylaştığınız sürece mutluluğunuz artar…
Maltepe Park Alışveriş Merkezi olarak, 10 yıldır ilk günkü heyecanımızı koruyarak İstanbul’un en itibarlı ve Anadolu yakasının büyüyen en önemli temel taşlarından biri olmak için çok çalıştığımızı belirtmek isterim. Sizlere keyifli ve huzurlu bir alışveriş ortamı sunmaktan gurur duyuyoruz. 2005’ten
beri vizyonumuz; sizler için farklılıklar yaratarak, kalıcı avantajlar sağlamaktı. Umarız sizlere layık
olabilmişizdir.
Bu vesileyle Maltepe Park Alışveriş Merkezi olarak bugüne kadar ortaya koyduğumuz başarılı sonuçlarda emek ve katkılarıyla rol alan tüm çalışanlarımıza, iş ortaklarımıza, değerli ziyaretçilerimize ve
yatırımcımıza en içten teşekkürlerimizi sunarız..
Hoşça kalın ve hep mutlu kalın, tekrar buluşmak dileğiyle…
4
Style
Pazarlama
Özgecan Elif Sucu - [email protected]
Selma Birinci - [email protected]
Yönetim Adresi
ECE Türkiye Proje Yönetimi A.Ş.
Maltepe Park Alışveriş Merkezi
Cevizli Mah. Tugay Yolu No:67
34846 Maltepe İstanbul
Tel: 0216 515 15 50
Yapım
Genel Yay›n Yönetmeni
Kader Ay - [email protected]
Yayın Koordinatörü Güler Emektar - [email protected] Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Melike Yıldırım - [email protected]
Yazı İşleri Merve Ermiş - [email protected]
Berna Yılmaz - [email protected]
Sanat Yönetmeni
Serkan Velioğlu - [email protected]
Fotoğraf Editörü
Barış Aşık - [email protected]
Reklam Müdürü
Eslihan Uygun - [email protected]
ERA İSTANBUL İLETİŞİM MEDYA
VE DAN. HİZ. TİC. LTD. ŞTİ.
Asmalımescit Sokak Asmalı Han No:19 Beyoğlu/İst.
Tel: (0212) 252 46 00 / Faks: (0212) 252 46 36
www.eraistanbul.com
Baskı-Cilt
Aktif Matbaa ve Reklam Hizm. San. Tic. Ldt. Şti.
Sefaköy Halkalı Cad. 245 Küçükçekmece/İstanbul
Tel: (0212) 698 93 55
Reklamlar, reklam veren şirketlerin sorumluluğundadır. Dergimizde
yayımlanan yazı ve fotoğraflar, yayıncının izni alınarak, kaynak
belirtilerek, tam veya özet alıntı yapılarak kullanılabilir.
22
İÇİNDEKİLER
08 - ŞEHİR&YAŞAM
30
14 - SHOPPING
22 - YEN‹ SEZON YEN‹
TRENDLER
30 - ÇİKOLATA DÜNYASINA
YOLCULUK
36 - YENİ BİR DÜNYAYA
DOĞRU
48 - FARKLI BİR GÜN:
KÜRŞAT BAŞAR
52 - EN PAHALI SANAT
ESERLERİ
60 - 2015 SEYAHAT
TRENDLERİ
70 - NASIL PARİZYEN
OLUNUR?
76 - YOLA DÜŞÜREN
FİLMLER
84 - BUNLARI
KEŞFETTİNİZ Mİ?
94 - AJANDA
96 - KAT PLANLARI
76
6
Style
KAT
PLANLARI
96
60
52
ŞEHİR
&
YAŞAM
08
70
AJANDA
94
SHOPPING
36
14
Style
7
ŞEHİR&YAŞAM
Modaya aksesuar vurgusu!
suarlarınızı
i
Bu sezon akse
il, kıyafetleriniz
eğ
d
e
iz
in
er
tl
kıyafe
runda
a uydurmak zo
aksesuarlarınız
i
ira önümüzdek
kalacaksınız. Z den çok
tler
günlerde kıyafe nizi çekecek. Kimi
kati
aksesuarlar dik iyle kimi zaman
kler
ü
kl
zaman büyü
bir
kimi zaman da
materyalleriyle
a
yl
rı
dıran formla
sanat eserini an r fark yaratmak
suarla
i
göz alan akse
ilmez. Gösterişl
eç
zg
va
in
iç
r
le
isteyen
de
r kullanmak sa
ve renkli takıla a katacak, sıkça
hav
kombinlerinize
şeli,
. Tercihinizi kö
kullanabilirsiniz
i andıran
ir sanat eserin
b
,
lu
u
ok
d
rt
se
den
pe ve yüzükler
kü
e,
ly
ko
e
rg
x-la
de
ız cesaretinizi
yana yaparsan
her
rsuz. Kollar ise
u
ol
ış
m
la
ıt
n
kici.
ka
daha dikkat çe
k
ço
en
d
n
ki
zaman
8
Style
ŞEHİR&YAŞAM
Leyleği havada görme zamanı
D
oğada yeniden uyanışın en renkli müjdecileri kuşlar, baharla birlikte seyrine doyum olmaz bir
görsel şölene başlıyorlar. Her yıl milyonlarca kuş Anadolu semalarından geçip, sulak alanlara
konuyor, ağaçlara tünüyor. Anadolu kuşlar için denizler üzerindeki büyük bir köprü konumunda.
Göç süresince Türkiye’de en çok görülen türlerinin başında leylekler geliyor. Flamingo, sakarmeke,
turna, gümüş martı, karabatak ise leyleklerden sonra en fazla görülen kuş türleri arasında. İstanbul da
kuşların önemli durakları arasında yer alıyor. İstanbullular bu şehrin Avrupa’nın en büyük yırtıcı göç yolu
üzerinde yer aldığını bilmemelerine rağmen yılda iki defa binlerce kuş İstanbul semalarından geçiyor.
İstanbul’daki göç şölenini mart ayı sonları ve haziran ayı başları arasında Sarıyer sırtlarında eylül ve
kasım ayları arasında ise Çamlıca tepelerinden görmek mümkün. Siz siz olun, önümüzdeki günlerde
başınızı gökyüzünden, dürbününüzü yanınızdan ayırmayın! www.dogadernegi.org
Büyük Zafer 100 yaşında!
Bundan 100 yıl
önce Çanakkale’de
yaşanan büyük savaşta
başta Mustafa Kemal
olmak üzere, Anadolu
Hamidiyesi, Seyit
Onbaşı, Yahya Çavuş,
Borazan Mehmet, Nusrat mürettebatı ve
niceleri bugün bile imkânsız görünen bir
mücadele verdi. Canı ve kanı pahasına
savaşan, “Çanakkale geçilmez” dedirten
Mehmetçiğin kahramanlık destanı
yazdığı Çanakkale Savaşları’nın 100.
yılını gururla kutluyor, tüm şehitlerimizi
rahmetle anıyoruz.
23 Nisan bayramı
kutlu olsun
Atatürk’ün tüm
çocuklara armağan
ettiği 23 Nisan
Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramı bu yıl da büyük
bir coşkuyla kutlanacak. Dünyanın
tüm çocuklarının aynı heyecanla
kutladığı bu bayramı çocuklarınızla
doya doya yaşamak istiyorsanız size
birkaç önerimiz olacak. Çocuğunuzla
bisiklete binin, yeşil bahçelerin tadını
çıkarın, laleden mimozaya şehrin tüm
çiçeklerini tam mevsiminde görün.
10
Style
ŞEHİR&YAŞAM
Nisan’da Adana’da buluşalım!
ve 2013
k karnavalı olan
ka
so
k
te
ve
ilk
playan
Türkiye’nin
şiyi Adana’da to
ki
ce
er
nl
bi
a
ile 2014 yıllarınd navalı”nın üçüncüsü bu yıl 4
i Kar
larının çiçek
“Portakal Çiçeğ
l portakal ağaç
yı
er
H
.
or
ıy
şl
yurt
Nisan’da ba
, yurt içinden ve an
en
en
nl
ze
dü
’da buluştur
açtığı dönemde
ce kişiyi Adana a çok sayıda
er
nl
bi
n
le
ge
dışından
n yanınd
nceli etkinlikleri ekleşecek.
le
eğ
,
da
al
av
rn
ka
gerç
tsal aktivite de
kültürel ve sana ’nın kebabı, portakal reçeli,
dana
ine özgü
Ziyaretçilerin A
acunu ve kend
hm
la
,
si
ci
bi
ci
bi
l Çiçeği
şalgam suyu,
lacakları Portaka rın
bu
ı
tın
sa
fır
a
m
. Sokakla
yemeklerini tanı
r devam edecek nce
da
ka
’a
an
is
N
5
si
Karnavalı 1
ği karnaval süre
ce
ne
rü
bü
na
sı
ns
bir şenlik hava
k gösterileri, da
ka
so
e;
nd
ri
ye
her
nserleri,
kentin hemen
ik gruplarının ko
üz
m
te
si
er
iv
ün
sterileri spor
gösterileri,
erileri, bando gö
st
e
gö
rı
la
un
oy
halk
gösterileri yerind
k
ka
so
el
ys
re
bi
andlarda
müsabakaları ile
klarda açılan st
ka
so
a
ıc
yr
A
k.
olacak ve
izlenebilece
lmak mümkün
bu
yi
şe
r
he
Adana’ya özgü
cak. canlılık da kata
şehre ekonomik
12
Style
“Superstar”
yeniden!
SHOPPING
ALIŞVERİŞ TUTKUNLARINA ÖZEL...
adidas Originals, simge
haline gelmiş olan Superstar
ayakkabıları yeniden adidas
severlerin beğenisine
sunuyor. Superstar olmanın
ne anlama geldiğini
açıklamak için hazırlanan
kampanya, Karum Huu Do
tarafından yönetilen ve David
Beckham, Pharrell Williams,
Rita Ora ve Damian Lillard’ın
rol aldığı 90 saniyelik bir
video ile tanıtılıyor. adidas
Superstar ayakkabılar
Ocak ayından bu yana yeni
koleksiyonlar ile adidas
mağazaları ve shop.adidas.
com.tr’de satışta.
FLO’da
baharın
enerjisi
modayla
buluşuyor!
İlkbaharı rahat ve şık modellerle karşılayan herkesin ayakkabıcısı
FLO, yeni koleksiyonunda dünya trendlerini ayağınıza getiriyor.
Sezonun en güzel geri dönüşleri neon ve nude tonların sıkça
kullanıldığı FLO’nun kadın koleksiyonu; yüksek tabanlı sneakerlar,
çiçek desenleri, renkli babetler, stilettolar, mokasenler, kalın topuklu
modeller ve burnu açık baharlık botlarla her stile rahatlıkla eşlik
edebilecek nitelikte!
14
Style
“Shag” saç modeli
ile tanışın
L’Oréal Professionnel bu sezonun
ilkbahar/yaz saç sezonunda 70’lerin
modasını günümüze taşıyor. Dağınık,
vahşi, düzensiz, katlı kesimlerle sarı
ve kızıl gölgeleri bir araya getiren
SHAG modeli bu sezonda kuaför
salonlarının yeni tercihi olacak.
SHAG saç modeli 70’li yıllarda
kendini “asi” olarak tanımlanabilecek
şekli ile döneme damgasını
vurmuştu. Sonrasında Joan Jett,
David Bowie ve Jane Birkin gibi
isimlerin öncülük ettiği SHAG
modeli, daha modern görünümüyle
farklılık arayan kadınların
vazgeçilmezi olmaya devam edecek.
Eşsiz bir koku
deneyimi
SHOPPING
ALIŞVERİŞ TUTKUNLARINA ÖZEL...
Karaca Home’la yine
yeni yeniden
Givenchy Ange ou Démon’un
yeni üyesiyle tanışmaya
hazır olun. Hiç olmadığı
kadar ihtiraslı… Kadınlığın
sınırlarını ele alan, şehvet
dolu yepyeni bir hikâye!
Parfüm kullanımının
tüm kurallarını yıkarak,
dozunu istediğiniz gibi
ayarlayabileceğiniz eşsiz bir
koku deneyimi.
Mavi’yle indigo
yazı başlıyor!
Denim uzmanlığını sezon trendleriyle bir araya getiren Mavi;
Akdeniz yazının enerjik, canlı ve çekici tavrını 2015’e taşıyor!
Yeni sezonun yükselen trendi indigo; ilkbahar-yaz koleksiyonunu
büyük ölçüde etkisi altına alıyor. Solmayan ve doğal yollarla elde
edilen bu renk; sweatshirt, askılı tişört, gömlek gibi üst grubun
yanı sıra, sırt çantası ve şal gibi aksesuarlarla da ön plana çıkıyor.
Hem kadın hem de erkek modasını hâkimiyeti altına alacak rengin
en sıcak tonları, geniş ürün seçeneğiyle Mavi’de.
16
Style
Karaca Home’un dört farklı konseptte
hazırlanan yeni sezon koleksiyonu;
Ada Aşkı, Yaz Sandığı, Gölgede Aşk
ve Yaz Bahçesi isimli temalar altında
birleşirken, yazın vazgeçilmezi
pikeler, tasarım desenlerimizle
örtüştürüldü. Yatak odalarında
olduğu gibi banyolarda da yine
bizimle olun diye yumuşak, renkli ve
dokulu peştamallar hazırlandı. Yazlık
yatak örtüleri içinizi açacak fuşya,
vişne, indigo, çağla yeşili renkleriyle
tasarlandı. Ve bu koleksiyonda
yepyeni bir üretim tekniği
kullanılarak hazırlanan Provence
Serisi, hayal edebileceğinizden
daha soft renklerle ve incecik el işi
dantellerle süslendi.
Style
17
Kemal Tanca’dan
çok renkli bir
sezon
SHOPPING
ALIŞVERİŞ TUTKUNLARINA ÖZEL...
Shiseido’dan büyüleyici
göz makyajı
Bu yaz Kemal Tanca’da
ayakkabı ve sandalet modası
rengârenk ve çok çeşitli: Bantlı
modellerde naturel derilerin
yanı sıra metalik deriler göze
çarpıyor. 70’li yılların modası
olan ahşap görünümlü ve
mantar kaplamalı topuklar
yine bu senenin modası. Yaz
modasında altın, gümüş gibi
metalik parlak tonları hatırı
sayılır bir yer işgal ediyor. Bu
yaz trend olan hayvan, çiçek
gibi farklı baskı modelleri
özellikle koleksiyonundaki
babetlere ve sitilettolara öne
çıkıyor. Bu yaz yine atağa
geçen topuklu sivri burun
modelleri koleksiyonda
kırmızı, saks, yeşil ve metalik
rose, altın yılan baskılar ile
karşımızda. Bu sezonun
en dikkat çekici modeli
tüllü ayakkabılar ve Kemal
Tanca’nın birçok modelini tüllü
olarak görmek mümkün.
18
Style
‘Orange
Shades
Koleksiyonu
ile içiniz
ısınacak!
Akdeniz modasının öncü markası DeFacto, yazın gelişini ‘Orange
Shades’ koleksiyonu ile kutluyor. Güneşin kendini göstermeye başladığı
Nisan ayı itibariyle tüm DeFacto mağazalarında yerini alan ‘Orange
Shades’ koleksiyonu, enerji veren renkleri ile kadınların vazgeçilmesi
olacak. Turuncu ve tonlarının yer aldığı koleksiyonda birbirinden şık
elbise, pantolon ve bluzlerin yanı sıra aksesuarlar da bulunuyor.
Makyajın en önemli
unsurlarından birisi olan
göz makyajı için Shiseido
laboratuvarları Shimmering
Cream Eye Color’ı hazırladı.
Kremsi yapıdaki bu göz farı
sürüldüğü andan itiraben
pudramsı yapıya dönüyor ve
içeriğinde mücevher ışıltısına
eşdeğer pigmentleri ile
bakışlarınıza değer katıyor.
Penzz Shop
mağaza sayısını
arttırıyor
SHOPPING
ALIŞVERİŞ TUTKUNLARINA ÖZEL...
C&A’dan ‘Bugünün Stili’
Büyük küçük herkesin kitaptan
hediyelik eşyaya oyuncaktan ev
ve ofis dekorasyonuna kadar
pek çok şeyi bulacağı Penzz
Shop kısa zamanda okumayı,
yazmayı ve kendine zaman
ayırmayı sevenlerin uğrak
yeri haline geldi. Birbirinden
Sevimli Dekoratif Kumbaralar
Penzz Shop’ta Minikler için
para biriktirmeye özendirecek
sevimli bir hediye, yetişkinler
içinse dekoratif biblo olarak
kullanılmak üzere Penzz Shop’ta
sizleri bekliyor. Dilerseniz
ofiste, dilerseniz odanızda
kullanılabilecek birbirinden
sevimli robot, dinazor, kedi gibi
farklı objelerdeki kumbaraları çok
seveceksiniz!
20
Style
LC Waikiki’den
23 Nisan’a özel
koleksiyon
Moda ve perakende sektörünün lideri LC Waikiki, 3-9 yaş
arasındaki kız ve erkek çocuklar için 23 Nisan’a özel hazırladığı
rengârenk, cıvıl cıvıl koleksiyonu ile çocukların bayramını kutluyor.
Kız çocuklarına özel hazırlanmış arı maya, prenses ve kelebek
kostümleri, etekli takımlar, İspanyol esintilerini taşıyan kırmızı
hakimiyetindeki tül ve püskül detaylı elbiseler bu koleksiyon için
özel olarak hazırlandı. Saten, organze, tül kumaşların kullanıldığı
koleksiyonda, fiyonklar, fırfırlar ve püskül detayları öne çıkıyor.
Herkesin, her gün
ve her durumda
iyi görünme ve iyi
hissetme hakkına
sahip olduğuna
inanan C&A,
yeni kampanyası
‘Bugünün Stili’ni
bu inancın
üzerine kurguladı.
Kampanya,
gerçek insanların
günlük hayatlarında karşılaştıkları
durumların istek uyandıran
ve beklenmedik anlarının
fotoğraflanmasına odaklanıyor.
Giysilerin insanları nasıl daha iyi
gösterdiğini ve daha iyi hissettirdiğini
vurgulayarak, müşterilerin aşina
oldukları hayatlardan alıntı yapıyor.
Çiçekler
Baharla birlikte yeni çıkmış çimleri parmaklarınızın
arasında hissetmek ve tüm günü çiçek bahçelerinde
geçirmek istemez misiniz? C&A, bu ilkbaharda size
mevsime uygun eksiksiz bir çiçekli baskı serisi
sunuyor.
Yelkenler
fora!
C&A’nın ‘Yelkenler
Fora’ adını verdiği
temasında, açık
mavi gökyüzünden
ve lacivert denizden
esinlenen jean
pantolonlar, rahat
bir tarz için baskılı
gömlekler ve parlak
kırmızı bir ceketle
tamamlanıyor.
C&A’DA BAHAR
ESİNTİLERİ SİZİ DE
SARSIN!
İster okyanusları veya plajları ister festivalleri ve
hafta sonu seyahatlerini seven biri olun, C&A’nın
2015 İlkbahar Koleksiyonu’nda istediğiniz şeyi
bulabilirsiniz... Baharın cıvıl cıvıl ortamından, doğadaki
çiçeklerin bin bir renginden ilham alan koleksiyon,
yeni mevsimin trendlerine ve sıcak güneş ışınlarına
uygun bir heyecanla hazırlandı.
Bahar Tatili
Genç ve havalı
Sert yanınızı göstermek mi istiyorsunuz? O
zaman Genç ve Havalı teması tam size göre…
Motorcu tarzı deri ceketler, yazılı üstler ve asitle
beyazlatılmış dar jean pantolonlar bu izlenimi
yaratmanız için tasarlandı.
Gardırobunuzu yüksek belli
jean pantolonlar, çizgili
pamuklu kumaşlı damalı
desenler, siyah ve beyaz
kombinasyonlar, her türlü
slip-on spor ayakkabılarla
gözden geçirmeye hazır
olun!
Style
21
TREND
Yazı: Melike Yıldırım
YENİ
MEVSİM
YENİ
Sanatın, doğanın, sıra dışı fikirlerin, tasarımın, nostaljinin
modaya hakim olduğu bir ilkbahara giriyoruz. Püskül bizi
70’lere götürürken leopar doğayla buluşturuyor. Boho, sanatın,
yaratıcılığın dünyasını hatırlatıyor; papağanlar, kumsallar,
çiçekler bizi tropik dünyanın derinlerine taşıyor.
22
Style
ÇİÇEK
AÇIYORUZ
B
u bahar tüm vitrinler çiçek açıyor. Hemen
hemen bütün markaların tasarımlarında
çiçeklere rastlıyoruz. Yalnızca ana
parçalar da değil, ayakkabıdan çantaya,
büstiyerden bikini ve mayolara kadar hemen
her yerde çiçeklerle karşılaşıyoruz. Görünen o
ki cıvıl cıvıl, rengârenk bir sezon bizi bekliyor.
Dev çiçek baskıları, büyük gül desenleri,
pastel floral renklerle hem yeni mevsimi
gardıroplarımıza taşıyor hem de modanın her
daim ilham aldığı 60’ların sembollerinden
çiçek çocuklara selam gönderiyoruz. Üstelik
yalnızca ana parçalar değil, ayakkabıdan
çantaya, büstiyerlerden bikini ve mayolara
kadar hemen her yerde karşımıza çıkıyor çiçek
desenleri. Özgürlüğün, barışın temsilcileri
olan hippilerin çiçek çocuk ruhu yeni sezonda
en dekoratif haliyle bizlerle buluşuyor. Uçuş
uçuş elbiseler, maksi etekler, tulumlar; bu
deseni aksesuarlarda kullanmak isteyenler
için gösterişli ayakkabılar, çantalar sezon
trendini stiline yansıtmak isteyenleri bekliyor.
Feminenliği haykıran renklerin aksine işin
içine biraz gizem katmak isteyenlerdenseniz
koyu renk arka plan üzerine yerleştirilmiş
koyu floral desenleri tercih edebilirsiniz.
Pastel tonlarla tasarlanan çiçek desenleri de
gösterişten hoşlanmayanlar için bire bir. Lila,
açık mavi, pembe gibi pastel tonları 2015
koleksiyonlarında sıkça göreceğiz. Gerçekten
iddialı olmayı sevenler ise büyük floral
desenlerin olduğu tasarımları tercih edecekler.
Podyumdaki floral desenler arasında sanki
bir tuvalin üzerine yağlı boya ile kondurulmuş
gibi görünen çiçekler de var. Floral desen
trendini uygulamanın bir diğer yolu ise siyah
beyaz çiçekli kıyafetler. Çiçeklerin yükselişe
geçtiği bir başka alan ise 2015 İlkbahar- Yaz
Haute Couture koleksiyonlarında yer alan abiye
kıyafetler. Ünlü tasarımcıların koleksiyonlarına
baktığınızda gece kıyafetlerinin üç boyutlu
çiçeklerle, floral aplikelerle, işlemelerle
bezendiğini göreceksiniz. Bu durum floral
desenleri gece davetlerinde, açılışlarda,
partilerde, düğünlerde de sıkça göreceğimizin
bir işareti. Floral trend özellikle ayakkabılarda
daha çok dikkat çekiyor. Birbirinden farklı
renk tonlarına hâkim çiçek desenlerini birlikte
kombinleyerek bu trende yeni bir ruh katabilir
veya baştan aşağıya pastel tonlarda giyinip
kullanacağınız tek bir çiçek desenli
parça ile kombininize
hareket katabilirsiniz. Bu
yaz çiçeklerin arasında
kaybolmaya ve cıvıl
cıvıl görünmeye
hazırlıklı olun. Style
23
VE SANAT EL
ELE
2
015 İlkbahar-Yaz sezonu birbirlerinden
etkilenen, birbirlerini besleyen iki ayrı
sektörü bir araya getiriyor: Sanat ve
moda! Sanatın renkleriyle birleşen modanın
sınırsız dünyası, rengârenk ve kendi başına
buyruk bir akımın ortaya çıkmasını sağladı.
Daha çok sanat ve edebiyat alanında etkisini
gösteren avant pop akımı 2015 ilkbahar
yaz modasında kendini gösteriyor. Sanatın
canlı renkleri, sanatçıların ilham kaynakları
ve ölümsüz sanat eserleri modacıların sıra
dışı dünyasıyla bir araya geliyor. Doğanın
ortaya çıkardığı, aklınıza gelebilecek tüm canlı
renklerin bir araya geldiği bu sezon hemen
hepimiz kendimizi bir sanatçının tuvalinden
çıkmış gibi hissedeceğiz. Parlak renkler,
baskı ve desenler, sürrealist tasarımlar,
24
Style
3D baskılar, illüstrasyonlardan ilham alan
desenler, Picasso’nun başıbozuk çizgileri, Andy
Warhol’un sıra dışı bakış açısıyla birleşerek
modaya damgasını vuruyor.
SEZONUN
AĞIR TOPU
B
u yılın öne çıkan başlıca trendlerinden biri
de bohem hayattan, yaşam biçiminden
referanslarla şekillenen boho. Bohem
kültürün geçmişi neredeyse 19. yüzyıla
dayanıyor. 60’lar ve sonrasında 70’lerle birlikte
oldukça popüler olan bu akım, aslında bir
yaşam felsefesinin ismi. Sanata ve üretime
yönelik yaşayan ilk bohemler anı yaşar, her
anlamda özgür bir ruh için mücadele eder,
her tür materyalizmden uzak kalırlardı. Bohem
hayat tarzı bugün de büyüsünden bir şey
kaybetmiş değil. Üstelik modayı da etkisi altına
almış durumda. Çiçek çocukların ruhundan
izler taşıyan boho etkisi 2015 İlkbahar-Yaz
sezonunda özellikle sokak modasını etkisi
altına alacak. Özgürlüğünden ve stilinden ödün
vermeden giyinmek boho akımın ana fikrini
oluşturuyor. Modern parçalarla birleştirilen
bohem tasarımlar hemen hepimize tatlı bir
nostalji duygusu yaşatıyor. Püsküllü çantaları,
yelekleri, etnik kumaşlardan bol tunikleri,
maksi etekleri ve elbiseleri, sandaletleri,
serbestçe omza dökülen ya da gevşek örgülerle
sallandırılan saçları seviyorsanız bu stil tam
size göre. Bohoyu bu yıl da en çok pastel
tonlarda kullanacağız. Tribal, çiçekli, suzani
formlar da sıkça karşımıza çıkan desenlerden.
Dantel de bu sezon boho akımın bir parçası
olarak karşımızda. Yere kadar uzun elbiseler,
süet botlar, püsküllü çantalar en önemli boho
parçalardan. İspaanyol pantolonlarsa bu tarzın
vazgeçilmezi. Bacak boyunu uzun
ve kusursuz gösterdiği için her
daim sevilen İspanyol pantolonlar
boho bir stilin en önemli parçası.
Püsküllü aksesuarlar, etnik
takılar, hasır fedora şapkalar,
çiçekli saç bantları, eşarplar,
fularlar, büyük güneş gözlükleri
boho tarzın temel parçaları
arasında yer alıyor.
Style
25
GÜNDÜZ DE GECE DE
ELİMİZİN ALTINDA
B
ir dönem yalnızca özel gecelerde,
partilerde, düğünlerde tercih edilen
clutch çantaları bu sezon hayatımızın
her alanında kullanıyoruz. İş hayatında,
hafta sonu programlarında, akşamüstü
buluşmalarında, gece davetlerinde… Clutch
çanta kullanmanın da önemli püf noktaları
var. Öncelikle gece gündüz kullanılan clutch
modellerini birbirinden ayırmak gerekiyor.
Clutch modellerini gündelik kullanım için
tercih edecekseniz minimalist ve abartıdan
uzak modelleri tercih edebilirsiniz. Burada
değişmez kural gündüz clutch’larının gece
clutch’larından daha büyük olduğudur. Günlük
kullandığınız omuz çantanıza alternatif olacak
bir el çantası arıyorsanız bu çantanın büyük
boyda olmasına dikkat edin. Zarf şeklindeki
26
Style
büyük el çantaları günlük kullanım için
idealdir. Çantanın deri olmasına özen gösterin;
rugan ya da saten gibi gece kullandığımız
çantalar gündüz için çok da uygun değil.
Şeffaf clutch modelleri bu yıl çok moda.
Gece davetleri ve kokteyller için kıyafetinize
uygun bir clutch çanta almayı düşünüyorsanız
metalik seçeneklerden üzeri taşlı, boncuklu
ya da dantelli modellere kadar birçok seçenek
bulabilirsiniz. Clutch çantanızı elinizde taşımak
istemiyorsanız zincirli olan modellerini seçerek
şıklığı ve rahatlığı bir araya getirebilirsiniz. Çok
kısa boyluların uzun askılı clutch taşımamaları
gerekir. Avuç içiyle tutulan clutch’lar kısa
boylular için daha uygun. Gece davetlerinde
abiye tercih ediyorsanız keskin hatlı clutch’lar
kullanabilirsiniz.
DİYARLAR
P
almiyeler, pelikanlar, papağanlar,
ananaslar ve kuşlar arasında bir bahar
geçirmeye ne dersiniz? Yaz uzaklardan
da olsa yavaş yavaş göz kırparken bize tatili,
yazı, kumsalları anımsatan tropik desenler
de modanın gündemine yeniden yerleşti.
Tropik desen denilince aklınıza yalnızca
Hawaii gömlekler gelmesin. Çünkü moda
tasarımcıları, tropik iklime ait desenleri birçok
parçada kullanıyor. Platform ayakkabılardan
sandaletlere, çantalardan saç bantlarına,
eşarplardan aksesuarlara, pantolonlardan
elbiselere kadar her parçada tropik iklimin
etkisini görmek mümkün. Gelelim tropik
desenlerin nasıl kombinleneceğine…
Bu renklerde bir gömlek, etek ya da
pantolon giydiğinizde püsküllü ve renkli
aksesuarlar kullanarak bu tarzın daha fazla
ön plana çıkmasını sağlayabilirsiniz. Moda
tasarımcılarının başvurduğu yöntemlerden
biri de Havaii desenlerini çizgili parçalarla
kombinlemek. Tropik renklerin tamamı
parlak ve canlı tonlar olduğu için, yine bu
tonlardaki aksesuarlarla bütünleştirebilirsiniz.
Desenleri karıştırmaktan korkmayın ama mat
renkler ya da buz tonlarıyla tropik desenleri
kullanmamaya çalışın.
Style
27
OLMAZSA OLMAZ
M
odanın demirbaşları düşünüldüğünde
akla gelen en önemli parçalardan biridir
gözlük. Günümüzde her alanda ama
bilhassa modada tasarımın sınırları zorlanırken,
gözlüklerde dönüşümlü olarak 60’lı, 70’li ve
80’li yılların hükmü sürüyor. Her sezon hızla
değişen güneş gözlüğü modasında bu ilkbahar
- yaz sezonu, geçmiş tüm sezonların güzel bir
karışımı gibi. Güneş gözlüklerinde geçtiğimiz
yaz dikkat çeken neonlar ve çiçek desenleri
yerini bu yıl daha sade tonlara bırakıyor.
Klasikler de ön planda bu sezon. Klasik ve
ikonik modelleriyle akıllara gelen ilk marka ise
tabii ki Ray-Ban. Klasik pilot çerçeveler olarak
da adlandırılan Aviator ve Wayfarer modelleri
yeni renkler ve malzemelerle günümüze
ayak uyduruyor. Bu yıl da lüks ve şıklığın
göstergesi taşlı çerçeveler dikkatleri çekiyor.
Şık ve sofistike bir stil yakalamak isteyenlere
önerimiz taşlı kolyeler ve küpelerini bir
kenara koyarak kombinlerini bu dikkat çekici
gözlükler ile tamamlamaları. Parlak taşlar
ve küçük metallerle tasarlanan bu dekoratif
gözlükler tüm bakışları üzerinizde toplayacak.
Yuvarlak çerçeveli güneş gözlük trendi bu yıl
da devam ediyor. Son yıllarda çok hızlı bir
şekilde ününe ün katan bu gözlükler takıldığı
an yüzü olduğundan tamamen farklı gösteriyor.
İster büyük ister küçük… Bu yıl tüm dünya
trendlerinde olduğu gibi gözlük modasında
da maskülen çizgiler devam ediyor. Erkeksi,
kalın çerçevelerin kendini gösterdiği bu sezon,
birbirinden renkli alternatifle karşı karşıya
olacaksınız.
28
Style
LEZZET
YÜZLERCE YILDIR KADIN ERKEK, 7’DEN 70’E HER İNSAN
İÇİN “MUTLULUK” KAYNAĞI OLMAYA DEVAM EDEN
ÇİKOLATA, YILIN HER DÖNEMİ EN ÇOK TERCİH EDİLEN
HEDİYELERDEN BİRİ. YAŞIMIZ NE OLURSA OLSUN
ÇİKOLATADA BULDUĞUMUZ SAADETİN YOĞUNLUĞU
HİÇ DEĞİŞMİYOR. BİR KUTU ÇİKOLATAYLA
YETİNMEK İSTEMEYENLER İSE
ÇİKOLATANIN PEŞİ SIRA
YEPYENİ KEŞİFLERE
UZANIYOR.
Yazı: Güler Emektar
Ç
oğumuzun
çocukluk
hayallerini süslemiştir içinden
çikolata akan bir musluk ya da
Charlie’nin Çikolata Fabrikası’ndaki gibi çikolatadan bir şelale… Yaşımız ne olursa olsun çikolatada bulduğumuz saadetin yoğunluğu hiç değişmiyor.
Bir parça iyi çikolata pek çoğumuz için “mutluluk” ve
“şifa” demek aynı zamanda. Lezzetinin yanı sıra ona
atfettiğimiz bu iki özellik, çikolatayı pek çoğumuz için
özel de kılıyor. İşin içine tasarım ve lüks de girince
çikolata “özel hediyeler” kategorisinde rahatlıkla yer
alıyor. Zira geçmişte “siyah altın” olarak ünlenen çikolata, günümüzde de dünyaca ünlü markalarıyla “lüks”
lezzetler kategorisindeki yerini koruyor. Çikolata yılın
30
Style
her dönemi en popüler hediye alternatiflerinden biri.
Kişiye özel tasarımlar, şaşırtıcı aromalar ve yaratıcı
paketlerle de çikolata özel yerini her daim hayatımızda koruyor. Vazgeçilmezimiz çikolatanın dünden
bugüne uzanan macerasını sayfalarımıza taşıyoruz.
BİR ÇİKOLATA ÖYKÜSÜ…
Söze çikolatanın tarih sahnesine çıkışıyla başlayalım.
Çikolatanın tarihi, 19. yüzyılda başlıyor, fakat öyküsü
çok daha eski tarihlere uzanıyor. Mayalar, çikolatayla insanlığın yolunun buluştuğu ilk toplum olarak
tarihte karşımıza çıkıyor. Tropik ormanlarda yetişen
kakao ağacını, kültür bitkisine dönüştüren Mayalar,
öğütülmüş kakao çekirdeklerini suyla karıştırıp bazı
Ç
YOLCULUK
A
L
O
A
K
T
İ DÜNYASINA
Style
31
İYİ
ÇİKOLATA
NASIL
OLUR?
n Parlak renkli,
kadifemsi dokulu,
keskin kakao kokusu ve
başka hiçbir yiyecekte
rastlanmayan özel bir
lezzete sahiptir.
n Ne çok tatlı ne de çok
acıdır.
n Kırıldığında kırılma
sesi çıkartır, düz bir
kenar oluşturur.
n Ağza götürüldüğünde
kolayca erir, dil üzerinde
herhangi bir tortu
bırakmaz.
32
Style
baharatlarla tatlandırarak elde ettikleri bir çeşit
içecek tüketirlermiş. Çikolatanın doğuşuna ilham
veren bu içeceği Avrupa’ya tanıtanlar ise İspanyollar olmuş. 16. yüzyılda Orta Amerika’ya bir
yolculuk yapan İspanyol kâşifler Kristof Kolomb
ve Hernan Cortes, geziden bir içecekle dönmüşler. Önce İspanya saraylarında yaygınlaşan bu
içeceği İspanyollar, şekerli olarak içmeye başlamışlar. Derken bu gizemli içecek 17. yüzyılda
Avrupa’nın diğer ülkelerine yayılmış. O dönemlerde “kahverengi altın” olarak adlandırılan kakaonun oldukça pahalı olması, bu içeceğin sadece
elit kesim tarafından tüketilmesine sebep olmuş.
Avrupalılar, tadını oldukça “acı” buldukları içeceği, kendi damak tatlarına göre tatlandırıp yeniden yorumlamışlar. Yumuşak, tatlı ve yenebilir
çikolata yapımı ise ancak 19. yüzyılda mümkün
olmuş. 1876’da süt ve şekeri çikolatayla ka-
rıştırarak bugünkü sütlü çikolatayı ilk yapanlar
İsviçreliler olmuş. Bundan sonra da başta meyve
olmak üzere, neredeyse her şeyle kombinlenen
çikolata, şimdiki zenginliğini kazanmış.
ÇİKOLATA ÂŞIKLARINA ÖZEL…
Bir kutu çikolatayla yetinmeyip daha büyük
sürprizlerin hayalini kuranlara ise önerimiz çikolatanın başkenti İsviçre. Gurme seyahatin baş
aktörlerinden çikolata, hayallerin peşi sıra her yıl
binlerce turisti çikolatanın en güzel duraklarından biri olan İsviçre’ye sürüklüyor. İsviçre’nin
çikolatanın anavatanı olarak anılması boşa değil. Zira bu ülke yenilebilir formdaki ilk çikolata
üretimine imza atmasıyla çoktan tarihte yerini
aldı. İsviçre, özellikle çikolata ve lüks tanımlarıyla birlikte anılıyor. Çünkü dünyanın en kaliteli, dolayısıyla en pahalı çikolataları bu ülkede
üretiliyor. Zürih, pek çok konuda olduğu gibi
lezzetli ve kaliteli çikolatalar konusunda da en
güzel adreslerden biri. Şehrin dört bir yanında,
içinde kendinizi kaybedeceğiniz yüzlerce çikolata
mağazası bulmak mümkün. Dünyanın en ünlü
çikolatacıları her köşede karşınıza çıkıyor. Tüm
Avrupa’ya ihracat yapan Millka, Frey, Toblerone, Lindt, Sprüngli gibi markaların mağazaları,
en çok ziyaretçi çeken lezzet durakları. Bilinen
markaların dışında, özel üretimler yapan butik
mağazalarda ise çikolata severleri bambaşka
sürprizler bekliyor. Zürih’e gelmişken çikolatacıları keşfetmekle kalmayın bir de özel çikolata
turlarına katılın. Böylece çikolata tarihi hakkında da pek çok şey öğrenebilirsiniz. Bu ülkede
çikolata apayrı bir sanat olarak kabul ediliyor;
dolayısıyla çikolatanın pek çok müzesi de var.
Çikolatanın tarihini, üretimini ve çeşitlerini en iyi
şekilde gözlemlemek için çikolata müzelerinden
daha doğru bir adres olamaz. Vevey Müzesi’ndeki Nestle Odası, çikolata meraklılarının en uğrak
adreslerinden biri. Çikolata tarihinin önemli isimlerinden biri olan Henri Nestle, 1879’da ortağı,
sütlü çikolatanın mucidi Daniel Peter ile birlikte
Nestle’nin temellerini atar. İşte bu odada, Nestle
markası üzerinden çikolatanın tarihine doğru bir
yolculuk yapmanız mümkün.
34
Style
SAĞLIK, MUTLULUK, ŞİFA…
Sadece lezzeti değil şifa verici özelliği ve elbette ki afrodizyak etkisi, çikolatayı baş tacı
etmemizin sebepleri. Geride bıraktığımız yüzyıllarda genç kalma arzusundan yorgunluğu
gidermeye, bağışıklık sistemini güçlendirmekten cilt bakımına kadar çikolata pek çok hastalığın tedavisi için başvurulan bir şifa kaynağı
olmuş. Peki, çikolata gerçekten şifalı bir lezzet
mi yoksa sağlığa zararları da var mı? Yapılan
araştırmalara en çok konu olan şikâyetlerden
yola çıkarak yanıt vermeye ikinci sorudan başlayalım: Dişleri çürütür mü, hazımsızlık yapar
mı, karaciğeri yorar mı, bağımlılık yaratır mı,
kolesterolü arttırır mı? Bu soruların hepsine
birden gönül rahatlığı ile “hayır” cevabını verebiliriz; fakat şu cümleyi ekleyerek: “Her şeyin
fazlası elbette zarar.” Gelelim yararlarına: Kaliteli bir parça siyah çikolata, çok az miktarda
şekerin yanında bol kalsiyum, potasyum, B2 ve
A vitamini içeriyor. Çikolatanın özünü oluşturan
kakao, demir ve lifçe oldukça zengin bir bitki.
Kakao içinde antioksidan polyphenol bulunuyor,
bunlar da kalp hastalıklarına iyi geliyor. Yine
yapılan bir araştırmaya göre, çikolatadaki kakao
yağında bulunan bir asit kanda pıhtı oluşmasını
engelliyor. Kakao yağı aynı zamanda kolesterolu düşürüyor ve kandaki yağ seviyesini dengeliyor. Çikolata sanıldığı gibi afrodizyak bir özellik
taşımıyor. Sadece çikolata yedikten sonra insan
vücudunda mutluluk hormonu salgılanmaya
başlıyor. Beraberinde çikolatada bulunan bir
grup kimyasal sayesinde sinir sistemi düzene
girmeye başlıyor. Yani çikolata bir çeşit antidepresan işlevi görüyor diyebiliriz.
ÇİKOLATA
ÂŞIKLARININ
TAPINAKLARI
Çikolata, gurme seyahatin
de en özel lezzetlerinden
biri. Bu özel tadın peşi sıra
birbirinden güzel seyahatler
yapmak, dünyanın farklı
coğrafyalarını keşfetmek
mümkün. İşte çikolata
âşıklarının mabetleri...
Sprüngli/Zürih
www.spruengli.ch
Chocolaterie du Rhône/
Cenevre
www.du-rhone.ch
Pierre Marcolini/Brüksel
www.marcolini.be
Jean-Paul Hévin ya da
Michel Chaudun/Paris
www.jphevin.com
Cacao Sampaka/
Barselona
www.cacaosampaka.com
Sacher /Viyana
www.sacher.com
Recchiuti Confections/
San Francisco
www.recchiuti.com
Chocolat Michel Cluizel
ya da Jacques Torres
Chocolate Haven/New
York
www.mrchocolate.com /
www.chocolatmichelcluizel.com
Style
35
MACERA ROTASI
Yazı: Melike Yıldırım
BAŞKA BİR
DÜNYAYA
DOĞRU
Keşif, uzaklaşma, heyecan, adrenalin, korku… Tüm
bu duyguları yaşayarak, deneyerek öğrenebileceğiniz
dünyanın dört bir yanından macera rotası hazırladık
sizlere. Yağmur ormanlarında, “vahşi Batı”da,
geleneksel çadırlarda, uzak kutup bölgelerinde,
Afrika’nın derinliklerinde, uçsuz bucaksız steplerde…
Seçenekler sınırsız, macera severler iş başına!
36
Style
Style
37
VAHŞİ BATI’DA
TREKKİNG
B
ir zamanların “vahşi Batı”sı olarak
bilinen el değmemiş Amerikan
topraklarında, trekking, yürüyüş&bisiklet
keyfine var mısınız? Lüks konaklama
yerleri ve uzman rehberler eşliğinde
Amerika’nın bilinmeyen yüzünü
keşfetmek sizi fazlasıyla şaşırtacak.
Seçiminizi Batı Amerika’nın Serengeti’si
Yellowstone’dan yana kullanın;
Yellowstone Nehri’nde rafting yapmak,
Absaroka Dağları’nı at sırtında dolaşmak
yapabilecekleriniz arasında.
www.austinlehman.com
38
Style
UZAK KUTUPLARI
KEŞFETMEK
U
zak kutup bölgelerine deniz kayağı
turuna katıldığınızı düşünebiliyor
musunuz? Ya da dünyanın en uzak
noktalarını buz kırıcı gemilerle
keşfettiğinizi… Kuzey Kutup Dairesi’ne
doğru yükseldiğinizi ve önünüze çıkan
buz yığınlarını çatur çutur ezdiğinizi
düşünün…
www.quarkexpeditions.com
Style
39
40
Style
ALASKA’DA KAYAK
ili merkezli EpicQuest firması gerçek sporculardan oluşan
KEYFİ
Ş
rehber kadrosuyla sizi el değmemiş kayak pistleri ve
çok az şanslısının keşfettiği sörf dalgalarına davet ediyor.
Sabahları helikopterle bırakıldığınız Alaska’nın Tordrillo
Dağları’nda kayak yapın, öğleden sonra kral somonu avına
çıkın... www.explora.com
Style
41
UGANDA’DA BUTİK
KEŞİFLER
B
radipo katılımcıya özel seyahat
deneyimi kavramını hayata geçiren
bir firma. Dünyanın az bilinen rotalarına
tematik turlar düzenleyen firmayla
Afrika’nın orta yerinde, Uganda’da
sayıları giderek azalan son primatlara
dokunun, Virunga yanardağlarıyla
Ruwenzori dağlarının arasındaki bölgede
trekking yapın, 324 ayrı tür ağaç
bulunduran ve UNESCO’nun Dünya
Mirası listesinde bulunan bölgeye
hayran kalın.
www.bradipotravel.com
42
Style
TİBET SINIRINDA
RAFTİNG
4
0 yıllık macera seyahati uzmanı
firma Mountain Travel Sobek’e
dağlara tırmanmak, beyaz sularda
rafting yapmak gibi adrenalin turları
konusunda gözü kapalı güvenebilirsiniz.
Hindistan’da bulunan Aziz Brahmaputra
Nehri adrenalin keşfini yaşamanız için
mükemmel bir fırsat. Tibet sınırından
aşağılara doğru, zorluk derecesi üç
ve dört olan rapid’lerden inin; molalar
sırasında yerel avcılarla tanışın.
Style
43
AVRUPA’DA
VOLKAN MACERASI
T
ürkiye’nin macera turları konusunda
uzman şirketlerinden Buklamania
ile Güney İtalya Adaları ve Etna
Yanardağı’nı keşfedebilirsiniz. Grupla ya
da bireysel olarak katılabileceğiniz turda,
Avrupa’nın en yüksek aktif yanardağına
yürürken ayaklarınızın altında,
kayalardan çıkan dumanı hissedecek,
lavları göreceksiniz. Volkan macerasının
ardından dağ eteklerinde kurulmuş
Katalanya şehrinde Ortaçağ’ın en güzel
mimari örneklerinin tadına varın.
www.bukla.com
44
Style
BREZİLYA’DA VAHŞİ
SAHİLLERİ KEŞİF
P
atagonya, dünyanın en büyük
sulak alanı Pantanal ve Amazon
Havzası’na kültürel geziler düzenleyen
Latin Excursions firmasıyla bakir bir
coğrafyayı keşfe çıkın. Brezilya’nın
vahşi sahillerinde Kuzey Atlantik sahili
boyunca arazi araçlarıyla keşif gezisine
çıkın, ardından bakir Fernando de
Noronha adasını ziyaret edin.
Style
45
SÖYLEŞİ
Röportaj: Zeynep Rana AYBAR
Fotoğraf: FİLMEKS
Mekan ve Yeme-İçme Sponsoru:
LUNCH BOX, Maltepe Park AVM
Son derece koşuşturmalı bir günün tam ortasında Kürşat Başar ile olan röportajıma geç
kalmış ve stres içerisindeyken; hayli içten ve samimi karşılaması ile derin bir oh çekerek
röportajımıza başladım. Bazı insanlar vardır, üretmeden eksik hissederler. Kürşat Başar da
o insanlardan. Uzun süredir sadece müzisyen kimliği ile hayatımızda var olmayı seçen televizyoncu kimliğini de atlamayalım- Kürşat Bey, sonunda “Yaz” romanı ile bizi buluşturdu.
Okurlarını sevindirdi. Hayli ilgi gören son kitabı, yazarlık serüveni, sahne hayatı, hayata bakış
açısı, duruşu derken samimi bir sohbete imza attık. Esas bir arada olma amacımızı ise sona
sakladım. “Farklı Bir Gün” sosyal sorumluluk projemiz. ENGÜÇLER Derneği ile bir araya
geldiğimiz projemiz kapsamında desteğini esirgemeyip, farklı bir gün yaşanmasına destek
olduğu için teşekkürlerimizi sunarak; röportajımızla baş başa bırakıyorum.
K
ürşat Başar kimdir? Sizi hiç tanımayan birine kendinizi nasıl ifade etmek isterdiniz?
Aslında bu çok zor bir soru çünkü kendimi
anlatmasını seven biri değilim. Sohbet sırasında,
laf açılıyorsa beni tanımaya başlar. Tanımasa da
olur (gülüyor). Mesleki anlamda sorarsanız, yazar
olarak tanıtırdım.
1963 doğumlusunuz. Tam sizin yaşınızda biri için
Türkiye’de yazar ve müzisyen olmak nasıl bir şey?
Genç yaşlarda bir müzisyen olmak farklı, ileri yaşlarda bir orkestra kurmak, çalışmalar yapmak, konserler vermek, Türkiye’yi dolaşmak daha farklı bir
46
Style
şey. Avantajları da var, dezavantajları da. Gençlere
göre daha fazla insan tanıyorum. İnsanlar benim
nasıl biri olduğumu bildikleri için işimi daha kolay
yapıyorum. Bir müzisyenden, sanatçıdan bir şey
rica ettiğim zaman, bir proje ile gittiğim zaman çok
daha kolaylıkla ilerliyorum. Yazarlık açısından da, bu
yaşlara gelen yazar artık olgunluk döneminde salınır
ve eskiden yaptıklarıyla belli bir çizgiyi sürdürmüşse
o açıdan işi daha kolaydır. Genç yazar olmak zor bir
şey. Genç müzisyen olmaktan farklı. Önünüzde olan
büyük ve tanınmış isimler arasında yer edinmek ve
bir çizgi tutturmak daha zor bir şey.
FARKLI
BİR GÜN:
“KÜRŞAT
BAŞAR”
“ÇALIŞARAK
SANATÇI
OLAMAZSIN!”
Style
47
Zaman geçtikçe daha özgür mü oluyorsunuz, yoksa
zamanla insan kendini törpülüyor ve daha kabul
edilebilir bir insan halini mi alıyor?
Benim açımdan çok bir şey değişmedi. Geçmişte
de özgür bir tip olarak kimseyi dinlememişimdir.
Tabii ki belli bir yaşa gelip, başarmışsanız kimseye
müdananızın olmadığı bir duruma geliyorsunuz.
Zor bir hayatınız mı oldu?
Hayır, zor bir hayatım olmadı. Aslında zorluktan ne
anladığınıza bağlı. 18 yaşımdan yani okula girdiğimden beri çalışıyorum. Aslına bakarsanız epeydir
çalışıyorum.
Şanslı mısınız?
Kendi sevdiğim şeyleri yapabildiğim, hayata geçirebildiğim için şanslı sayılırım. Bu herkesin gerçekleştirebildiği bir şey değil. Yapmış olduğum
meslekler de bireyi daha özgür kılan ve istediğini
yapma imkanı sunan meslekler. Bu anlamda gerçekten şanslıyım. Türkiye’nin en iyi müzisyenlerini,
ressamlarını, yazarlarını yakından tanıma şansım
oldu. Bu da tabii ki çok büyük bir şans. Bu açıdan
da kendimi şanslı görürüm.
Hayatta işler sizin için kolay mı gider?
İşler çok kolay gitmez. Hele hele Türkiye gibi bir
ülkede... Eskiden de böyleydi, şimdi de böyle. O
açıdan bir değişiklik olmadı. Bir şeyler yapmak
için hep çabalamak zorundasınız. İnandığınız ve
iyi olduğunu düşündüğünüz bir şey yapıyorsanız;
mutlaka o dünyanın her yerinde zordur. Çünkü
rahat etmek için genel geçer ve beklenilen şeyleri yapmanız ya da bir döneme denk düşmeniz
lazım. Bunun dışında bir şeyler yapıyorsanız hep
sıkıntı vardır. Ama bana göre o sıkıntı iyi de bir
şey çünkü yaratıcılığınızı besler. Garantide olmak
insanı tembelleştirir.
Hayatta şunu şöyle yapsaydım, hayatım başka türlü ilerlerdi dediğiniz ve bir dönüm noktası olarak
addettiğiniz bir dönem var mı?
Bir tane yok. Çok var. Ama şunu söyleyebilirim ki;
belli noktalarda belli ödünler vermiş olsaydım, daha
48
Style
farklı bir noktada olabilirdim.
Öngörünüz yüksek midir?
Evet, yüksektir. Ama her konuda değil.
Kaleminizle ilgili özgür olduğunuz düşünüyor musunuz?
Yazdığım kitaplar anlamında evet ama köşe yazıları anlamında hayır.
Popüler kültüre ait birisiniz. Aslında sormak istediğim, ait olduğunuz popüler kültür, istenileni verme
kaygısı ile kaleminizi kilitliyor mu?
Ben istediğimi yaptım ve beğenildi aslında. Şu an
özgürüm. 10 yıl kitap yazmadım. Normal şartlarda
bir yazarın 2 - 3 senede bir kitap yazması gerekir.
Bir yazar için 10 sene yazmamak intihar gibi bir
şey. Bu durumu çok da umursamadım. Yazdığım
şeyin iyi olacağını düşündüm, oldu da.
Felsefe mezunusunuz. Felsefe bir noktasıyla, gerçeğin peşinden gitmek demek. Popüler kültüre ait
bir isim olmak, gerçeğin peşinden gitmeye engel
midir? Bu bir paradoks yaratır mı?
Popüler kültüre hizmet etmek benim açımdan
biraz tartışmalı aslında. Muazzam bir popülaritem
yok. Televizyon programı yaparken belli kaygılar
vardır. Reklam, reyting gibi. Televizyon programı
yaparken bile bu kaygı ile hareket etmedim. Bu
anlamda popüler kültürün bir parçası değilim. Ancak yıllarca medya mensubu oluğum için medyatik
bir figür haline geldiğim doğrudur. Mesela barda,
kulüpte çalarken orada bulunan insanların isteklerini dikkate alıyorsun. Ancak albüm yaparken, bu
parça tutar algısı üzerinden hareket etmiyorum.
Sevdiğim parçayı albümde konumlandırıyorum.
Bu aralar en çok neyi hayal ediyorsunuz?
Yeni albüm var. Onun hevesi içerisindeyim. Bir film
projesi var. Benim kitabım ile ilgili. Bu heyecan
verici.
Bir röportajınızda “çok okumuş yeteneksizlerden
değilim” demişsiniz. Bu, “çok okumuş yeteneklilerdenim” mi demek?
Aslında orada şunu kastediyor; -yazarlık anlamın-
da söylüyorum- bazı işleri siz çalışarak öğrenebilirsiniz, yapabilirsiniz ama bana göre bir sanatçı
çalışarak sanatçı olamaz. Yazar da olmaz. Ama
olan bir sürü yazar var, bunu kastediyorum.
En çok ne ile ilgili inat edersiniz?
En çok işle ilgili inat ederim. Başak burcu olmamdan kaynaklı kılı kırk yararım. Mükemmel olması
için çalışırım, bu noktada biraz inat ediyor olabilirim. Arkadaşları biraz zorlarım. O iş iyi olursa içime
siner, hoşuma gider.
Bence yazı yazmak, geride kalıcı bir şey bırakmak
aslında yazanın derininde yatan mülkiyetçi bir
duyguya da dayanır. Mülkiyetçi bir damarınız var
mıdır? Yoksa yazmak sadece sizde olanı paylaşmaktan mı ibaret?
Esasen böyle bir ölümsüzlük fikrim yok. Ben öldükten sonra ne düşünecekleri umurumda değil.
İçimden geldiği için yazıyorum. Başta yazdıklarımı paylaşma amacım da yoktu. Kendi kendime
yazıyordum. Rastlantılarla bu duruma geldim. İlk
kitabım basıldığında satacağına falan inanmıyordum. Laf olsun diye, ısrarlar üzerine bastırdım.
Hani güzellik yarışmalarında arkadaşları ısrar eder
ya katılımcı olmalarına, benimki de aynı durum.
Sonra bir ilgi oluştu. O dönemin gençliği tarafından
çok okundu ve bazıları için kült bir kitap oldu. Ben
yazmaya devam ettikçe, onlar da okumaya devam
ettiler.
Kadınları sever misiniz?
Tabii. Soruyu çok ani sordun :)
Kadınlar sizi niye seviyor?
Bilmem. Bence daha çok kitapları, o kitaplardaki
anlatımı, aslında bir yazarı seviyorlar. Onun için
beğeniyorlar.
Ahmet Ümit için böyle bir durum yok ama...
Var canım niye olmasın. Ahmet Abi’ye haksızlık
etmeyelim.
Bence Ahmet Ümit ile daha çok yazar ve okur bağı
var ama sizi erkek olarak da beğeniyorlarmış gibi
bir izlenimim var.
Ama Ahmet Abi cinayet romanları yazıyor, haksızlık etmeyelim. Mesela Ahmet Altan’a da öyle
bir ilgi vardır. Sebebi yazdıkları, kitabındaki kadın
kahramanları, aşk hikayeleri vs. Yazdıklarınla doğru
orantılı bir bağ kurulabilir diyelim. Dünyada bu böyle. Bilim kurgu romanları yazan biri ile de duygusal
bir bağ kurmazsınız diye düşünüyorum.
10 sene sonra bizlerle tanıştırdığınız “YAZ” romanınız hakkında neler söylemek istersiniz?
Uzun zamanımı almış bir kitap. Biraz da kendi çocukluğumla, kendi yazı serüvenimle ilgili, okumak
ve yazmak ile ilgili bir kitap. Bir aşk hikayesi var ve
benim çocukluğumla bağlantılı Kıbrıs meselesi var.
Geçmiş ve bugün var. Benim yazdığım kitapların
tarzında bir kitap olmasına rağmen “Yaz” bana
daha kişisel geliyor.
Yine uzun bir mola vermeyi düşünüyor musunuz
yoksa yakın zamanda yeni bir kitap ile okuyucuları
buluşturacak mısınız?
Düşünmüyorum ama öyle oluyor :)
Bodrum’da sahne almaya devam edecek misiniz?
Biraz teklife bağlı. Geçen sene iki ayrı yerde birden
çıktık. Bu sene de zannediyorum isteyeceklerdir.
İstanbul’da nerede sahne alıyorsunuz?
İstanbul’da birkaç yerde çıkıyoruz. Bir tanesi Tünel
1841 diye bir mekan. Tarihi bir bina ve çok güzel bir mekan. Geçen sene açılmış olan, Etiler’de
de Galier diye bir restoranda sahne alıyoruz. Orası da çok güzel bir mekan. Bir de Moda Deniz
Kulübü’nde sahne alıyoruz. Bu mekanlardaki programlarım her ay var.
Bugün burada bir araya gelmemizin esas nedeni
“Farklı Bir Gün” sosyal sorumluluk projesine destek vermek. Günün anlam ve öneminden ilerlersek;
Türkiye’de engelli yaşam ile ilgili neler söylemek
istersiniz?
Bundan yaklaşık 20 yıl evvel, ben Hürriyet Dergi
Grubu’nun başındayken, bu konu ile ilgili birçok
çalışma yaptık. Mesela bunlardan bir tanesi; rahmetli Savaş Ay’ı tekerlekli sandalyeye
bindirerek, İstanbul’un her yerini dolaştırmıştık. O hayatın ne kadar zor olduğuna
dikkat çekmek istedik ve hem televizyonda
hem dergide yayınladık. Bunun üzerine birtakım dernekler ve sivil toplum örgütleri ile
işbirliklerine gittik. Kampanyalar yaptık. 20 yıl
geçtiği halde sadece engelli olarak değil, yaşlı
bir insanın bile Türkiye’de yaşaması çok zor bir
şey. Çünkü biz çocuklarımıza güya birçok şey
öğrettiğimizi zannediyoruz ama onlara kendisini bir başkasının yerine koymayı, bir başkasına
saygı göstermeyi öğretmiyoruz. Bu sadece engelli
olmak ile ilgili bir durum değil. Siz istediğiniz kadar
görme engelliler için şerit koyun, kaldırıma araba
park ediyorlar. Sağlıklı insanların bile yürüyebileceği kaldırımlara sahip değiliz. Yolda birine çarpmadan yürüyemiyoruz. Bu sorun çok ciddi bir devlet
politikası olmadan çözümlenecek bir sorun değil
ama bunu söyleyip kenara çekilemeyiz. Herkes bu
konuda elinden gelen ne varsa yapmalıdır.
Style
49
“Toplumda engelliye yer açın!”
Farklı Bir Gün projesi kapsamında biraraya geldiğimiz;
ENGÜÇLER Derneği Başkanı Vahap Koçak, dernek üyeleri
Selami Teke, Dursun Kaya ve Türkiye Sakatlar Derneği Kartal
- Pendik Şube Başkanı Nur Özgen ile Türkiye’de engelli olmak,
engellilerin sorunları ve engellerin aşılması ile ilgili bir sohbet
gerçekleştirdik. Engelli yaşamı ile ilgili birçok başlığı paylaşmış
olsak da; birbirimizi anlayarak, aynı havayı saygı çerçevesinde
solumayı öğrenmemiz gerektiği noktasında buluştuk.
ENGÜÇLER Derneği’nden ve kuruluş amacınızdan
bahsedebilir misiniz?
ENGÜÇLER DERNEĞİ’ni (Engelli Aileleri Güçlendirme Eğitim Kültür Ve Dayanışma Derneği)
2009 yılında kurdum. Kurarken herkes tedirgindi. Dernekler çoğaldıkça itibar ve güven duygusu
sarsılmış. İnsanların duyguları kötüye kullanılmış.
50
Style
Biz dernek olarak çok farklı bir noktada duruyoruz. Devlet ile engelliler arasında köprü oluşturmaya çalışıyoruz.
Kaç üyeniz var?
İstanbul’da 3750 civarında üyemiz var.
Almanya’da da temsilciliklerimiz var.
Diğer derneklerden farkınız nedir?
Derneğimiz üyelerine hep bir soru sorarım. Hayalin nedir? Onları hayallerine yaklaştırmak ya da
kavuşturmak için çalışıyoruz. Tabii ki önce eğitim
gelir ancak derneklerin gücü eğitim konusunda
yeterli değil. Sadece rehabilitasyon merkezlerine
yönlendirme yapabiliyoruz. Kısıtlı imkanlarla hareket ediyoruz.
Devletin engelliler ile ilgili faaliyetlerini yeterli
buluyor musunuz?
Eskiye rağmen devletin şu an vermiş olduğu
destekler çok güzel. Bir engellinin bundan 5 - 6
sene önceki yaşam standardı ile bugün arasında
ciddi bir fark var. Bu aralar engelliler için olumlu
çalışmalar var. Bu arada engellilerin de hataları
olduğunu belirtmeliyim. Engelliler kendi haklarını
korusunlar ve haklarını başkalarına kullandırtmasınlar.
Engelli yaşam ile ilgili birçok sorundan bahsedebiliriz ama derneğiniz özellikle engelli aileleri ile
ilgili faaliyetler içerisinde olduğu için sormak istiyorum; engelli ailelerinin en büyük sorunu nedir?
Bir topluma girdiklerinde, engellilere olan bakış
açısı ile ilgili rahatsızlık yaşıyorlar. Aileler toplumun engellileri ayrıştırmayıp, kucaklamasını
istiyorlar.
Engelli aileleri ne yapacağını bilmiyor. Örneğin bir
ailenin çocuğu dünyaya geliyor ve engelli olduğunu anlıyorlar. Aileler tam bu noktadan sonra nasıl
bir yol izlemeliler? Bu konuda başvurabilecekleri,
danışabilecekleri bir kurum mevcut değil...
Maalesef böyle bir kurum yok. En yakın hastanelerdeki doktorlardan bilgi alarak bir yol izleyebilirler. Böyle bir danışmanlık hizmeti veren kurum
yok. Bu konu ile ilgili güzel bir oluşum olacağı ile
ilgili sinyaller var.
Style
51
SANAT
Yazı: İpek Doğan
Dünyanın en pahalı
SANAT
ESERLERİ
Bugün paha biçilemeyen onlarca tablo müzelerde korunuyor
ancak dünyada rekor fiyatlarla gerçekleşen müzayedeler de
yapılıyor. Sanata değer biçilip biçilemeyeceği tartışmaya açık bir
konu; ama Picasso’nun, Renoir’in, Klimt’in, Van Gogh’un pek çok
eseri bu müzayedeler sonucunda yeni sahiplerine kavuştu. İşte,
müzayedelerin en değerli tabloları…
52
Style
Style
53
En popüler eseri: İskambil Oynayanlar
Kendiniz görün: Tablo, özel bir koleksiyona
ait. Ressamın diğer eserleri Louvre
Müzesi / Paris, Barnes Vakfı, Merion /
Pensilvanya, Musee D’Orsay / Paris’te
görülebilir.
En pahalı eseri: Rideau, Cruchon et
Compotier
Yapılış yılı: 1893-1894
Satış yılı: 1990
Satış fiyatı: 60 milyon dolar
DÜNYANIN EN PAHALISI:
“İSKAMBİL OYNAYANLAR”
M
odern sanatın babası olarak bilinen Fransız post-empresyonist
ressam Paul Cezanne’ın “İskambil Oynayanlar” isimli yapıtı,
2012 yılında Katar Emiri Şeyh Hamid bin Halifa El Tani tarafından
250 milyon dolara satın alındı. Sanata yepyeni bir yol açan
Cezanne’ın 19. yüzyılın sonuna ait eseri, 250 milyon dolarla
dünyanın en pahalı sanat eseri unvanını da kazanmış oldu. Uzun
zamandır tabloyu koleksiyonunda tutan Şeyh Hamid bin Halifa El
Tani’nin bu eseri, yeni inşa edilen Katar Ulusal Müzesi kazandırmak
için bu kadar büyük bir rakamı gözden çıkardığı söyleniyor. “Dünya
beni anlamıyor, ben de dünyayı anlamıyorum,” diyen büyük ressam
Paul Cézanne’ın, bir testi ve meyvelerden oluşan natürmortu
“Rideau, Cruchon et Compotier” ise 1999’da 60 milyon dolara alıcı
bulmuştu. Ressamın 1893-1894 arasında yaptığı bu tablo 58x72
büyüklüğünde ve tuval üzerine yağlıboya. Ressamın natürmort
yapmayı sevmesinin en önemli sebebi olarak model niyetine çalıştığı
kişilerin daha fazla baş ağrıtmalarını gösteriyor. Modellerinin de tıpkı
bir elma gibi saatlerce konuşmadan, hiç kımıldamadan oturmasını
isteyen ressam ne yazık ki ‘istediği gibi’ bir model bulamamış.
54
Style
ÇİÇEĞİ BURNUNDA
REKORTMEN: “ÇIĞLIK”
2
012 yılında New York’ta açık artırmaya
çıkarılan Norveçli ressam Edvard
Munch’un “Çığlık” isimli tablosu, 119
milyon 922 bin dolara alıcı buldu. 1895’te
tamamlanan ve kırmızı bir gökyüzü altında
kafasını tutarak çığlık atan bir figürü
resmeden tablo, bu satışla dünyanın en
pahalı sanat eserleri arasında üst sıralara
yerleşti. Birçok yapım ve esere ilham
kaynağı olan tablo, insanoğlunun kaygısını
anlatmasıyla biliniyor. Ekspresyonizmin en
güçlü eserlerinden biri olarak kabul edilen
“Çığlık” veya orijinal ismiyle “Skrik”,
1893 tarihinde yapıldı. Çığlık’ın diğer üç
orijinal uyarlaması, Norveç’teki müzelerde
sergileniyor.
En önemli eseri: Çığlık
Nerede görülür? Özel bir koleksiyona ait
olduğu için ne yazık ki mümkün değil.
Ancak eserin diğer üç orijinal uyarlaması
Norveç’teki müzelerde sergileniyor.
En pahalı eseri: Çığlık
Yapılış yılı: 1895
Satış yılı: 2012
Fiyatı: 119 milyon 922 bin dolar
Style
55
MÜZAYEDELERİN
VAZGEÇİLMEZİ: PICASSO
M
üzelerdeki popülerliğinin yanı sıra
müzayedelerde de en çok ilgi gören
sanat eserleri 20. yüzyılın en etkileyici
sanatçılarından Pablo Picasso’nun imzasını
taşıyor. “Pipolu Çocuk”, 78,5 milyon sterlin;
“Çıplak, Yeşil Yapraklar ve Büst” 69.9
milyon sterlin; “Kedili Dora Maar”, 67 milyon
sterlin… Bu üç eser, dünyanın en pahalı
10 tablosu listesinde yer alıyor. Picasso’nun,
sevgilisi ve esin perisi Marie-Therese Walter’i
betimlediği “Çıplak, Yeşil Yapraklar ve Büst”
adlı yapıtı, 1932 yılında Normandiya’da tek
bir günde tamamlanmıştı. “Pipolu Çocuk” adlı
tablosu sanatçının ünlü “pembe dönemi”ne
ait bir eser. 1941 yılında yapılan “Kedili Dora
Maar” adlı tablo ise Picasso’nun sevgilisi
Dora Maar’ın bir portresi. Arkadaşı Georges
Braque ile birlikte Kübizm akımının temelini
atan, geliştiren Picasso, sanıyoruz ki sanat
dünyasının en şanslı ressamı. Çünkü pek çok
ünlü ressamın aksine Picasso’nun yapıtları
yaşadığı dönemde ünlendi, sergilendi,
müzelere kabul edildi ve çok büyük paralara
satıldı. Picasso, 1973’te öldüğünde geriye
yaklaşık bin 900 resim, 3 bin 200 seramik,
7 bin çizim, bin 200 heykel ve 30 bin grafik
çalışma bırakmıştı.
En popüler eseri: Guernica
Nerede görebilirsiniz? Museo Reina
Sofia / Madrid
En pahalı eseri: Pipolu Çocuk
Yapılış yılı: 1905
Satış yılı: 2004
Fiyatı: 104,2 milyon dolar
56
Style
AMERİKA’NIN MONA
LİSA’SI
İ
En popüler eseri: Öpücük
Kendiniz görün: Österreichhische Galerie
Belvedere / Viyana
En pahalı eseri: Adele Bloch-Bauer’in
Portresi
Yapılış yılı: 1907
Satış yılı: 2006
Fiyatı: 135 milyon dolar
çtenlikli bir erotizmi yansıtan kadın bedeni
tabloları ve desenleriyle tanınan Gustav Klimt’in
“Adele Bloch-Bauer’in Portresi” isimli tablosu,
2006 yılında bir müzayedede kozmetik dünyasının
devlerinden Ronald Lauder tarafından 135 milyon
dolara satın alındı. Christie’s müzayede evinin
aracı olduğu bu alımdan sonra Lauder, basına
yaptığı açıklamada; “Bu bizim Mona Lisa’mız”
diyerek Leonardo da Vinci’nin “dünyanın en
popüler yapıtı” olarak bilinen resmine atıfta
bulunmuştu. Usta sembolist ressam Klimt
tarafından 1907’de yılında tamamlanan tablo,
sanatçının sponsorluğunu yapan Avusturyalı
iş adamı Ferdinand’ın eşinin bir portresi.
İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen önce Naziler
Avusturya’yı işgal ettiklerinde Ferdinand Blochbauer İsviçre’ye kaçmıştı ve içinde bu tablonun
da bulunduğu büyük bir koleksiyon Nazilerin
eline geçmişti. Savaş sonrasında Bloch-bauer’in
mirasçıları, uzun süren hukuk mücadelesini
kazanarak bu koleksiyona tekrar sahip oldu.
Ferdinand Bloch-bauer’in eşi, Gustav Klimt için bir
başka tabloda daha modellik yaptı. “Portarait of
Adele Bloch-bauer II” adlı bu tablo da 87.9 milyon
dolara satılarak en pahalılar listesinde yerini aldı.
Style
57
RENOIR’İN “GÖKKUŞAĞI PALETİ”
R
esim tarihinde çığır açan izlenimci akımın temsilcilerinden Renoir
Auguste Renoir için ışığın ustası dersek yanlış söylemiş olmayız.
Sanatçının en güzel tablolarından biri olan “Moulin de la Galette’ta
Eğlence”, 1990 yılında Japon iş adamı Ryoei Saito tarafından 78,5
milyon dolara satın alındı. Renoir’ın aynı isimde bir tablosu daha
var ama onu Paris’teki Musée d’Orsay elinde tutuyor. Ressam bu
tablosunda dış mekânlarda güneş ışığının anlık oyunlarını yakalamaya
çalışıyor. Renoir, “gökkuşağı paleti” ile 6 binin üstünde kadın, çocuk,
çiçek ve kır resmi armağan etti sanat dünyasına.
58
Style
En popüler eseri: Madam Charpentier ve Çocukları
Kendiniz görün: Musee D’Orsay / Paris,
Metropolitan Museum of Art / New York, Art
Institute of Chicago / Chicago
En pahalı eseri: Moulin de la Galette’ta Eğlence
Yapılış yılı: 1876
Satış yılı: 1990
Satış fiyatı: 78,1 milyon dolar
KASAYA KİLİTLENEN
DR. GACHET
Ç
ağının sanat anlayışını altüst ederek modern
resmin gerçek anlamda kurulmasına öncülük eden
Vincent van Gogh’un yapıtı “ Dr. Gachet’nin Portresi”
yapılışından tam 100 yıl sonra 82,5 milyon dolara
Japon işadamı Ryoei Saito tarafından satın alındı.
Japon işadamı Saito bu resmi kasaya kilitlemekle
kalmamış aynı zamanda ölümünden sonra kendisiyle
birlikte yakılması için direktif de vermiş. Aşırı tepkilerin
sonucunda resmi ölünce sergilenmesi için müzeye
bağışlanacağını söylemiş, ama ölümünden sonra ne
yazık ki bu tablo bulunamadı. Vincent van Gogh, aynı
zamanda “En pahalılar” listesinin müdavimlerinden de
biri. Yoksulluk ve sıkıntı içinde geçen hayatına nazire
yaparcasına ressamın bu listede 1987 yılında 49
milyon dolara satılan “Irises” ve 1998’de 65 milyon
dolara alıcı bulan “Sakalsız Otoportre”si de bulunuyor.
Van Gogh, Bütün bunları yaşarken hissetmiş olacak
ki, “Resimlerimin satmaması konusunda bir şey
yapamam. Gene de bir gün gelecek, insanlar onların
boya parasından fazlasına değdiğini anlayacak,”
cümlesini kurmuş.
En popüler eseri: Yıldızlı Gece
Kendiniz görün: Modern Sanat Müzesi / New York
En pahalı eseri: Dr. Gachet’nin Portresi
Yapılış yılı: 1890
Satış yılı: 1990
Fiyatı: 82,5 milyon dolar
Style
59
YAKIN PLAN
Yazı: Melike Yıldırım
2015’in
SEYAHAT TRENDLERİ
60
Style
Seyahat etmenin güç geçtikçe kolaylaştığı, seyahat severlerin
dünyanın neredeyse her köşesine ulaşabildiği günümüzde seyahat
trendleri de sıklıkla değişiyor. 2015, lüks kavramının anlam değiştirdiği;
festivallerin, kişisel bakım kürlerinin, alışverişin, tasarımın başlıbaşına
bir seyahat öznesi olabildiği bir yıl olarak çıkıyor karşımıza. Her şey
planlandığı gibi giderse ilk uzay seyahatinin de gerçekleştirileceği bu
özel yılın öne çıkan seyahat trendlerini derledik.
Style
61
LÜKS SEYAHAT
L
üks seyahatin anlam değiştirdiği bir
dönemdeyiz. Lüks seyahat sadece en pahalı
olan anlamını taşımıyor artık; Toscana’da şarap
bağlarının tam ortasındaki köyde Ortaçağ
koşullarında vakit geçirmek değerli bir tecrübe
olarak görülüyor ve bugünün koşullarında
gerçekten lüks. Aynı şekilde Afrika’da özel
arazilerde, elektrik olmayan çadırlarda safari
seyahatleri de lüks seyahatin içinde yer alıyor.
CEO’ların ve üst düzey yöneticilerin tercih ettiği
bu turlar, hem deneyim olarak lüks hem de
fiyat olarak elbette.
62
Style
ENTELEKTÜEL TURLAR
F
arklı ülkeleri tanınmanın bir yolu da festivallere
katılmak. Hem eğlenceli, hem de müzik dolu bir
festivalle seyahatinizi unutulmaz kılabilirsiniz. Brezilya’nın
efsane Rio Karnavalı’nda çılgınca samba yapabilir,
Japonya Kar Festivali ya da Çin Yeni Yılı kutlamalarında
Asya’nın farklı yüzünü görebilir, Budapeşte’deki Sziget
Festivali’ne giderek müziğe doyabilirsiniz. Edinburg,
Salzburg ve Verona da festivalleriyle öne çıkan gibi
şehirler arasında yer alıyor. Sanatla ruhunu beslemek,
ufkunu açmak isteyenler için bir diğer alternatif
de dünyanın farklı ülkelerinde gerçekleşen çağdaş
sanat fuarları, bienaller, müzayedeler… Fuarlar
sırasında eşzamanlı yer alan özel etkinlikler, sergiler,
performanslar, sokak enstalasyonları sayesinde şehirler
adeta birer sanat üssüne dönüşüyor ve sanatseverlerin
bululma noktası haline geliyor.
Style
63
SAĞLIK
Ş
u bir gerçek ki artık
hiçbirimize deniz, kum
ve güneş üçlüsü yeterli
gelmiyor; deniz tatilinin
dışında bizi yenileyen,
ruhumuzu ve bedenimizi
arındıran, yıl boyu yitirdiğimiz
huzuru ve sakinliği kısa da
olsa yaşamamızı sağlayan
bir tatil düşlüyoruz. Stresten arınmaktan kilo vermeye,
sigarayı bırakmaktan esneklik ve fitlik kazanmaya,
hastalıkları önlemekten yaşam kalitesini arttırmaya çok
farklı sebeplerle yapılan ‘sağlık seyahati ’günümüzün en
yükselen trendleri arasında yer alıyor. SPA merkezleri,
termalleri kapsayan kür turizmi, konsept oteller, bakım
merkezleri, Day SPA’lar, Club SPA’lar ve SPA oteller
yeni tatil alternatiflerimiz arasında yerlerini alıyorlar.
Hafta sonu sürecek şekilde kısa da olsa sağlık seyahati
kaçamakları bir nevi ‘Teknoloji Detoksu’ da sağlıyor.
Bilgisayar, cep telefonu, tablet ekranlarından bir
süreliğine de olsa uzaklaşarak ‘fişi çekmek’ ve arınmak
sağlık otellerinin sunduğu en büyük lüks.
64
Style
ALIŞVERİŞ
S
eyahatin her daim başlıca sebeplerinden biri olan alışveriş bu yıl
da cazibesini yitirmiyor. Önümüzdeki dönemde alışveriş odaklı
seyahatler her yerde bulunamayana yönelik gerçekleştirilecek gibi
görünüyor. Konu sadece alışveriş yapmak değil, gidilen ülkelerden
anlamlı objeler ya da ürünler biriktirmek. Bu bir nevi kültür
koleksiyonerliği gibi. Orijinal parçalar, geleneksel ürünler, tarihi
alışveriş merkezleri de bu anlamda büyük değer görecek. Geleneksel
butikleri, köklü tarihi ve özgün mimarisiyle tarihi Kapalıçarşı da bu
anlamda popülaritesini giderek artıracak merkezlerden biri.
Style
65
WISH LİSTESİ
S
öz konusu seyahatse hemen hepimizin
ilk 5 listesi vardır diye düşünüyoruz. En
çok merak ettiğiniz, sokaklarında kaybolmak
istediğiniz, resimlerine bakıp videolarını
izlediğiniz ilk 5 şehri düşünün ve rotanızı çizin.
Hemen olması da şart değil, ilk fırsatta listedeki
bir şehri görmeye çalışın. Gerçek gezginler için
diğerlerinin nereye gittiği değil kendi hayalleri
çok daha önemli. Havana, Paris, Roma…
Maldivler, Moskova, Marakeş…
66
Style
LAR
KISA KAÇAMAK
an ve
tekrarlan
elki de en güzel tatil sık
ışa sahip olanlar
kısa sürendir. Bu anlay
ndirecek ve yoğun
haftasonlarını iyi değerle
kendilerine kısa
hayat temposu içinde
ekler. İster Abant’ta
kaçamaklar hediye edec
er Bodrum’da deniz
yeşillikler ortasında, ist
dan
nsa’nın üzüm bağların
kıyısında isterseniz Fra
dolu bir kaçamak ya da
birinde şarap ve peynir
lezzet odaklı iki gün…
Barselona’da müzik ve
B
Style
67
SAFARİ
H
emen hepimizin olmazsa olmaz rüya tatillerinden biridir
safari. Uçsuz bucaksız düzlükler, eşsiz günbatımları,
yıldızlarla dolu geceler, vahşi bir doğa, çöller, kumullar…
Doğa ve vahşi yaşam ile buluşma yaşamaya fırsat veren safari
de 2015’te daha çok kişi tarafından deneyimlenecek. Kenya,
Tanzanya, Botswana ve Güney Afrika safarinin vazgeçilmez
destinasyonları. Safari’nin yeni gözdesi Namibia, uçsuz bucaksız
göz kamaştırıcı manzaraları, çölleri, kumulları, okyanus sahilleri,
safari parkları ile eşi benzeri bulunmayan el değmemiş bir vahşi
doğa deneyimi sunuyor. Başka bir yükselen safari destinasyonu
ise Rwanda ve Uganda’da goril safarisi.
68
Style
SPACE TRAVEL
planlanan Uzay
erakla beklenen ve bu yıl başlaması
olmadığını
Yolculuğu da gökyüzünün artık limit
uzaklaşarak, uzayın
bilenler için... Yeryüzünden 100 km.
ı oradan görmek,
siyah çizgisinin arkasına geçip dünyay
dakikalar... Nefes
yer çekimsiz bir ortamda geçirilecek
iz adına bunları
kesen bir deneyim. İşte misafirlerim
...
oruz
hayal ediyor ve sonrasında yaşatıy
M
Style
69
TREND
Yazı: Berna Yılmaz
Fransız kadınları tüm
dünyada güzel, zarif,
stil sahibi ve cool
olarak bilinirler ve
pek çok kadın onlar
gibi olmak ister.
4 yakın Fransız
arkadaşın son
derece eğlenceli bir
dille kaleme aldıkları
How to be a Parisian
wherever you are? (Nasıl
Parizyen olunur?) isimli
kitap ise kadınların bu
arzusundan yola çıkmış
ve Parizyen olmanın
sırlarını açıklıyor. Biz de
tüm dünyada bestseller
listelerine giren bu
eğlenceli kitaptan bazı
öneriler derledik…
70
Style
Bazı davranışlar
4 Metro beklerken, hatta süpermarkette
dondurulmuş pizza seçerken bile dalgın biçimde
günbatımını seyrediyormuş gibi görünür!
4 Partilere hep en geç gidendir, ve bir partiyi en
eğlenceli ve umulmadık anda terk edebilir.
4 Farklı jenerasyon ve profillerden arkadaşları vardır.
4 Trendleri takip etmez, trendler onu takip eder.
4 Asla kontrolü kaybetmez, soğukkanlıdır.
4 İçindeki snob kadını sever, sahiplenir.
4 Mesaj ve mail yazarken kısaltmalar ve komik
ikonlar kullanmaz.
4 Son dakikada planlanmış bir buluşmayı iptal
edebilir, bunun nedenini açıklama gereği duymaz.
4 Çok pahalı bir saat ya da kocaman bir pırlanta
yüzük değil, en sevdiği aksesuarı kolunun altına
sıkıştırdığı gazetesidir.
4 Entelektüel açıdan kendisini besler.
4 Aşkı bir ideoloji olarak bile sever, aşka âşıktır ve
aynı hafta içinde üç farklı erkeğe aşık olabilmesi
de mümkündür.
4 Saçlarını yıkadıktan sonra makineyle kurutmaz,
kendi haline bırakır. Böylece doğal dalgalara da
kavuşabilir.
4 Cildi için temizleyici ve nemlendiricileri mutlaka
vardır ve aşırı makyajı sevmez. Bazen sadece
kırmızı bir ruj yeterli olur.
“En ünlü Parizyenler,
Fransız olmayanlardır…”
Marie Antoinette, Jane Birkin,
Josephine Baker, Romy Schneider…
Bu ünlü isimler Parizyen olmak
için Fransız olmak gerekmediğinin
de kanıtı. Parizyen olmak bir tavır
olduğuna göre buna nerede olursanız
olun sahip olabilirsiniz.
Style
71
Gardırobunda olanlar
Siyah kıyafetler
Uzun, klasik trençkot
Jean pantolonlar
Siyah küçük blazer
Küçük ipek fular
Beyaz gömlek
Oversize tişörtler, trikolar
Düz Oxfordlar, babetler
Deri ceket, çanta gibi özel bir parça. Mutlaka
kaliteli, pahalı ve şık olmalı ve kendiniz satın
almış olmalısınız. Kendilerini özel ve pahalı
hediyelerle şımartan kadınlardır Parizyenler.
4 Yüksek topuklu ayakkabılar
4 Kaliteli ve şık iç çamaşırları
4
4
4
4
4
4
4
4
4
Parizyen çelişkiler
4 Parizyen olsa da kadınlar biraz tutarsız olabilir.
Mesela: Herkese merhaba der, ama aslında hiç
kimseyle konuşmak istemez.
4 Dört peynirli pizza yese de kahvesinde organik
tatlandırıcı kullanır.
4 Çok pahalı ayakkabılar satın alır ama onları
cilalamak pek aklına gelmez.
4 Gece partilerde bir sürü alkolü birlikte tüketse de
gündüz mutlaka yeşil çay içer.
4 Çevrecidir ama bazen ekmek almaya arabayla
gidebilir.
Gardırobunda
ASLA olmayanlar
4 İmitasyon çantalar
4 Üstünde büyük logolar olan
kıyafetler (Çünkü o bir kadın,
billboard değil.)
4 Orta topuklu ayakkabılar
72
Style
Parizyen tarif
Parizyenler arkadaşlarını ağırlarken pizza
söylemezler, basit ama seksi tarifleri
vardır. Çikolata fondan gibi…
Çikolata ve tereyağını benmari usulü
eritin. Ayrı bir kasede yumurtaları
şekerle çırpın, unu ekleyerek
çırpmaya devam edin. Erittiğiniz
çikolata ve tereyağı ikilisini yumurtaun-şeker karışımına ekleyin.
Hazırladığınız karışımı orta boy
bir fırın tepsisine koyun, önceden
ısıtılmış fırında, 180 derecede 30 dk
pişirin, piştikten 10 dk sonra kekiniz
servise hazır olacak…
Çikolata fondan (6 kişilik)
Malzemeler:
4 130 gr. tereyağı
4 200 gr. bitter çikolata
4 4 yumurta
4 50 gr. şeker
4 60 gr. un
Favori kitapları
4
4
4
4
4
Yabancı, Albert Camus
Günlerin Köpüğü, Boris Vian
Madam Bovary, Gustave Flaubert
Kötülük Çiçekleri, Charles Baudelaire
Lolita, Vladimir Nabokov
Style
73
Parizyen olmak!
Paarizyen kadının yaşadığı her an film
karesinden fırlamış gibi durmalıdır! O,
kategorisindeki en mükemmel kadın
gibi davranır ve bu bakış açısı tüm
hareketlerine yansır.
74
Style
İdeal erkekleri
4 Kaslı değil. (Erkeğin ağırlık
çalışmasındansa kitap
okumasını tercih ederler.)
4 Kirli sakallı. (Ama asla kirli değil)
4 Komik.
4 İyi bir sınıfa mensup.
4 Kötü çocuk. (Fakat her zaman
bağışlanabilir…)
Ve bazı tavsiyeler
4 Kendine yakışan parfümü 30 yaşına kadar bul, daha sonraki 30 yıl da onu
kullanmaya devam et.
4 Aşkın karşına nerede ve ne zaman çıkacağı olmaz, her zaman hazırlıklı ol.
4 Yaşlanmak, erkenden yatağa gitmek için bir gerekçe değildir.
4 Sadece tek bir kazağın olacaksa, kaşmir olsun.
4 Artılarının ve eksilerinin farkında ol.
4 Finansal açıdan kimseye ihtiyacın olmasın, bu sayede aşk ve parayı birbirine
karıştırmazsın.
4 Sadece tek bir hayatın olduğunu bil ve onu dolu dolu yaşa.
4 Yatağa girerken mücevherlerini çıkarmasan da olur ama
makyajını mutlaka çıkar!
4 Dışarı çıkmadan önce mutlaka parfüm sık.
4 Kendi kendinin şövalyesi ol, kendine çiçekler al, aromaterapi
masajı yaptır, şımart...
4 Belli bir yaştan sonra saçların ya sadece beyaz olsun ya
da tek bir beyaz bile olmasın, tuz ve karabiber sadece yemek
masasında makul karşılanabilir.
4 Aşırı makyaj, aksesuar ve renkten uzak dur; çabasız bi
güzellik ve şıklık yakala.
Style
75
TEMAT‹K
Yazı: Sabri Kaliç
YOLA DÜŞÜREN
FİLMLER
Filmler vardır insanı hüzünlendirir, filmler vardır
insanı güldürür, hayal kurdurur, cesaret verir… Bir
de bizim “kalk da gidelim filmleri” dediğimiz filmler
vardır ki onlar da yollara düşme, bir yerlere gitme
isteği uyandırır insanda. Bu filmleri izlediğinizde
içinizden yükselen gitme arzusunu dizginleyemezsiniz;
keşfetmek, yolda olmak istersiniz… Bu yazımızda
istedik ki bu tür filmler arasında bir yolculuk yapalım.
İşte yola düşüren filmler…
76
Style
Style
77
ROMA TATİLİ
(1953)
EASY RIDER
(1969)
Yönetmenliğini William Wyler’ın yaptığı ve
başrollerini Audrey Hepburn ve Gregory Peck’in
paylaştıkları film, bir prensesin Roma’ya yaptığı
gezi sırasında korumalarını atlatarak bir maceraya
atılması ve bu sırada da Amerikalı bir gazeteciyle
ateşli bir aşk yaşamasını anlatır. Konu bu gibi
görünse de film öyle bir çekilmiştir ki kendinizi
bir aşk filmi değil, “Roma gezi rehberi” seyrediyor
gibi hissedersiniz. Gazeteci Joe (G. Peck) prenses
Anya’yı (A. Hepburn) Roma sokaklarında ve önemli
ziyaret yerlerinde öyle bir gezdirir ki, film bittiğinde
hayatında hiç Roma’ya gitmemiş biri bile Roma’daki
gezilecek, görülecek tüm yerler hakkında bir fikir
sahibi olabilir. Sözün özü, Roma bugün her yıl
milyonlarca turist çekiyorsa, bunun kökenlerini
Rom Tatili gibi filmlerde aramak hiç boşuna
olmayacaktır.
“Yol filmi” muhabbeti yaparken anılmaması olanaksız bir
filmdir Easy Rider. Hatta “yol filmi” kavramını yaratan
filmdir. Olağanüstü sahneleri, doğaçlama diyalogları,
mükemmel oyunculuklarıyla insanı dumura uğratabilecek bir
filmdir. Jack Nicholson’ı düşük bütçeli filmlerin oyuncusu
olmaktan kurtarıp, tam anlamıyla “star” yapan bir filmdir.
Şarkıları bugün bile dillerden düşmeyen bir filmdir.
1960’ların Amerika’sını en acımasız biçimde gözler önüne
seren, adeta belgesel bir filmdir. “Bir yere varma”nın değil,
“yolda gidiyor olma”nın destanını anlatan
bir filmdir. Özgürlüğün insanı ürkütecek
derecede sergilendiği bir filmdir. Jack
Nicholson’a ilk Oscar adaylığını getiren
filmdir. Bağımsız sinemanın en tartışılamaz
örneği bir filmdir. Velhasıl “film gibi
film”dir...
78
Style
PARIS, TEXAS
(1984)
Yol filmleri listesinin olmazsa
olmazlarından biri de Paris, Texas
olmalı. Filmin isminden dolayı
beklentiler bizi şaşırtabilir, filmdeki
yolculuk Paris ve Texas arasında
değil çünkü. Wim Wenders’ın en iyi
filmlerinden biri olan Paris, Texas aynı zamanda
bir aşk filmidir de.
Travis 4 yıldır kayıptır. Texas’tan gelen bir telefon
Travis’in kardeşine onun hastanede olduğunu
bildirir. Travis’in gidişiyle ortadan kaybolan
karısı ve kardeşinin baktığı bir de çocuğu vardır.
Çocuğuna kavuşan Travis, karısını da aramak
üzere yola çıkar.
Style
79
WILD AT HEART
(1990)
THE LORD OF THE RINGS
(2001)
Klasik anlamda bir yol filmi olmasa da, Yüzüklerin Efendisi’ni böylesi bir
listeye koymamak yanlış olurdu. Hobbitler, Elfler, Troller, Orklar arasında
geçen bu sıra dışı 3 film üçlemesinde türlü türlü yollardan, en acayip
patikalardan, hiç görmediğimiz dünyalardan geçmişiz. Yol filminin maksadı
“gitmek”se, Yüzük Kardeşleri, Orta Dünya’dan kalkıp Sauron’un kara
topraklarına kadar gitmemişler mi? Öyleyse Yüzüklerin Efendisi yol filmlerinin
fantastik efendisidir diyebiliriz.
80
Style
Elleri öpülesi yönetmen David
Lynch’in, Nicholas Cage’in Nicholas
Cage olduğu zamanlarda Laura Dern
ile başrollerini paylaştığı şaheseri,
yol filmlerinin ağababası olarak kabul
edilebilir. Aslen “kalben çatlak” iki
insanın aşkını –ve âşıkların yine tepeden tırnağa
çatlak yakınlarının bu aşka müdahalelerinianlatan filmi en iyi özetleyen söz belki de
kızımızın asıl oğlana “Senin için dünyanın öbür
ucuna dek giderim” cümlesidir. Wild at Heart’a
abayı yakmak için sayısız neden sıralanabilir
aslında, ama biz damardan oyunculukları, her biri
oya gibi işlenmiş karakterleri, Cage’in unutulmaz
Elvis taklidini ve tabii ki başlı başına bir film
karakteri konumundaki “yol”un ta kendisini ilk
sıralara yazalım.
THELMA & LOUISE
(1991)
Son yirmi yılın kült filmleri
listesine bodoslama dahil
edilebilecek bir film olan
Thelma&Louise, her nebze
farklı bir şerbet sunduğu için
belki de tadına doyum olmuyor.
İlk bakışta klasik Amerika
panoraması önünde bir yol filmi
olarak haklı bir şöhrete kavuşan filmimiz, Susan
Sarandon ve Geena Davis gibi iki starı ile feminizm
akımının en güçlü temsilcilerinden biri olmanın
yanında, kız kıza yolculuğun tadının başka hiçbir
şeyde bulunamayacağını da hatırlatıyor latif cinse…
SIDEWAYS
(2004)
Bağlar bahçeler, harikulade manzaralar, tadı damakta kalan enfes mi enfes şaraplar… Böylesi bir yol macerası hangimizi cezp etmez
ki? Çantalarınızı hazırlayıp yollara düşmeden önce yakın dönemin bu keyifli bağımsız filmini kısaca hatırlamak istemez misiniz? Biri
başarıyı yakalayamamış yazar/öğretmen, diğeri şöhret peşinde ikinci sınıf bir aktör olan iki arkadaş, orta yaş krizi öncesinde kimliklerini
yeniden keşfe çıkıyor. Tabii bu keşifte fermente edilmiş üzüm suyu ayrı bir rol oynuyor! Ee, ne demişler, insan insanı en iyi yolda tanır!
Style
81
THE MOTORCYCLE DIARIES
(2004)
Plan: Dört ay içerisinde 8000 kilometrelik bir yolculuğu
tamamlamak. Amaç: O zamana dek yalnızca kitaplardan
tanıdıkları bir kıtayı bizzat keşfe çıkmak. Tur rehberi:
Che Guevera. Eğer hâlâ seyahat havasına giremediyseniz
sizde bir sorun var demektir! Henüz 23 yaşında bir tıp
öğrencisiyken, okuldan bir sömestr izin alıp dünyayı keşfe
çıkan müstakbel lider Ernesto Che Guevera’nın peşi sıra,
Buenos Aires’ten başlayıp Venezuela’ya kadar uzanan ve tüm
bu süreç boyunca Latin Amerika’nın her türden büyüleyici
atmosferini beyazperdeye taşıyan filmimiz, türünün en etkileyici
örneklerinden.
LITTLE MISS SUNSHINE
(2006)
Anneannemin “Yedi deliler dokuz oturaklılar” şeklinde özetleyeceği, nevi
şahsına münhasır karakterlerden oluşan cinsin şahikası bir aile, son
derece şirin fakat bir o kadar da tombik küçük kızlarını, sevimsiz mi
sevimsiz Miss America çocuk güzeli yarışmasına sokarlarsa ne olur?
Yalnız bu düşünceyle ensenizden aşağı soğuk terler indiyse bir de ailenin
geri kalanını tanımayı deneyin: Başarılı olmaya, ne pahasına olursa olsun
kazanmaya takmış, ancak kendisi tam bir “loser” olan baba, umutsuz bir
çabayla ailesini bir arada tutmaya uğraşan biçare bir anne, savaş pilotu
olana dek sessizlik yemini etmiş Nietsche hayranı ergen bir ağabey,
intihara teşebbüs etmiş homoseksüel-entelektüel dayı ve eroin bağımlısı bir
dede… İşte bunların hepsini alıyoruz, freni tutmayan kapısı kırık sarı bir
minibüsün içine tıkıp yollara döküyoruz. Şamata müthiş, macera gırla…
82
Style
INTO THE WILD
(2007)
Kendinizi cesur addediyorsanız bir kez daha düşünün:
Amerika’nın seçkin üniversitelerinden birinden başarıyla
mezun olduktan sonra işini gücünü, kariyer planlarını ve 24
bin dolarını bırakıp kendini bulmak için otostopla Alaska
yollarına koyulan bir gönül adamı var karşımızda!
“Hadi canım, bu yalnızca film icabı, gerçek
hayatta öyle şey olur mu?” diyecek olursanız, “Aha
da film gerçek bir hayat hikâyesine dayanmakta”
deyiveririz size! Şaka gibi ama bir o kadar da
ilham verici konusu ve taa Atlanta’dan başlayıp
Alaska’ya dek uzanan Kuzey Amerika panoraması ile
insanı kendinden geçiren bir film ile karşı karşıyayız.
Yönetmenin muhteşem insan Sean Penn olduğunu da
ayrıca belirtmiş olalım.
EAT, PRAY AND LOVE
(2010)
Julia Roberts’ın başrolünde
olduğu “Ye Dua Et Sev”,
zaman zaman hepimizin
yaşadığı “her şeyi bırakıp
gitme isteği”ni gösteriyor.
Filmde zorlu bir boşanma
süreci atlatmış olan
Elizabeth yeni bir başlangıç aramak için konforlu hayatını
geride bırakıp yola koyulur. Bu yolculuk dünya turuna döner
ve Elizabeth yepyeni bir kadın haline gelir. Filmin ve filme
kaynak olan kitabın piyasaya çıktığı dönemde pek çok insan
hayatlarında erteledikleri değişimleri yaptı. Vazgeçmenin;
zamanı gelince kariyer, para, konfor gibi şeyleri geride bırakıp
gidebilmenin kendilerine bambaşka kapılar açabileceğini
gördüler. Film, hayatını değiştirmek isteyen insanlar için
bir yol gösterici oldu. Ve tabii ki İtalya, Hindistan ve Bali
turlarında patlama yaşandı.
Style
83
TEKNOLOJİ
Yazı: Berna Yılmaz
ı
r
a
l
n
Bu
z
i
n
i
t
t
e
f
ş
ke
mi
?
İnternet sayısız yenilikle dolu, her gün yeni bir web sitesiyle
karşılaşıyoruz ya da yeni bir uygulamanın popüler olduğunu
görüyoruz. Bazı uygulamalar ise kullanışlı arayüzleri ve
işlevleriyle pek çok akıllı telefonun, tabletin olmazsa olmazı.
Eğer sizin tek tek keşfetmeye vaktiniz yoksa dijital dünya
önerilerimize göz atın!
Airbnb.com
S eyahatte ev konforu yaşamak istemez misiniz? O zaman airbnb.com’dan oda ya da
ev kiralamayı denemelisiniz. Otellere kıyasla daha uygun fiyatlara yer bulabiliyorsunuz
üstelik. iPhone ve diğer akıllı telefonlar ve tabletler için uygulaması da bulunan
airbnb’ye üye olmak oldukça basit. Bilgilerinizi doğru olarak dolduruyorsunuz,
karşınıza çıkan seçeneklerden birinin sahibiyle bağlantıya geçiyorsunuz. Ev ve ev
sahiplerinin daha önceki kiralamalardaki puanlarını görebiliyor olmak büyük avantaj.
Aynı zamanda güvenilirliği de artırıyor. Bize göre artık klasik otelleri unutup ilk airbnb
rezervasyonunuzu yapın, ev sahibinizin şahane bir insan
olması olasılığına karşı yanınıza birkaç kutu Türk lokumu
alabilirsiniz mesela.
84
Style
GateGuru
Seyahatinizi kolaylaştıracak GateGuru
adı üstünde bir yolculuk gurusu
ve kullanımı kolay bir uygulama.
Bu uygulama sayesinde
uçuşlarınızı, rötarları, kalkış ve
varış zamanlarını kolayca kontrol
edebilir; gideceğiniz destinasyonun
hava durumundan havaalanına en
yakın yeme içme noktalarına kadar
tüm bilgilere sahip olabilirsiniz.
İneceğiniz havalimanından kolay araç
kiralama da GateGuru’nun sunduğu
hizmetler arasında.
Polyvore
Bir modasever olarak hala tanışmadıysanız
polyvore.com’a uğrayın ya da polyvore uygulamasını
indirin. Bir moda editörü edasıyla muhteşem
kombinler yapabilirsiniz. Yaptığınız
kombinleri, kolajlar ve sunumları
diğer kullanıcılarla online olarak
paylaşabilirsiniz.
Bonusbay.com
“Akıllı harca, mutlu yaşa” sloganıyla Amerika’dan sonra Türkiye’ye de
gelen bonusbay, booking.com’dan markafoni’ye kadar pek çok portalda
satın alabileceğiniz ürün ve hizmetlerin bir kısmını nakit bonusa
dönüştürüyor. Böylece alışveriş yaparken de para kazanabiliyorsunuz.
Yüzlerce online mağaza ve teklifi görmek için bonusbay.com’u sık
kullanılanlarınıza ekleyin.
Style
85
VSCO
Instagram hayatımıza girdiğinden beri
fotoğraflar daha önem kazandı. Şimdi
en doğru filtrelerin, rötüşların peşinde
koşuyoruz. Bize göre fotoğraf işleme uygulamalarının
en iyisi VSCO. Küçük bir ücret karşılığında akıllı
telefonlarınıza indirebileceğiniz VSCO, özellikle
filtreleriyle benzer uygulamaların önüne geçiyor.
Fotoğraf seviyorsanız aklınızda olsun.
Spotify
Yeni olmayan ama ya keşfetmeyen
kaldıysa kaygısıyla hatırlatma gereği
duyduğumuz şahane müzik application’ı
Spotify. Albümlerinizi oluşturuyorsunuz,
paylaşıyorsunuz, sevdiğiniz albümleri
favorilerinize ekliyorsunuz. Aylık 10 lira gibi bir
ücreti olan uygulama offline iken müzik dinlemeye
de olanak sağlıyor. Böylece hiçbir yerde müziksiz
kalmıyorsunuz.
86
Style
Chic Feed
Malum, artık yalnızca ünlü tasarımcılar değil,
sokaktaki stil sahibi kişiler de trendlerin
belirlenmesinde etki sahibi olabiliyor. Chic
Feed; The Sartorialist, Face Hunter, Lookbook,
Altamira NYC, Jak And Jill Blog ve Cherry
Blossom Girl gibi sokak modasının en popüler
sitelerindeki tüm güncellemeleri tek bir çatı
altında topluyor, sizi farklı uygulamalarla
uğraşma derdinden kurtarıyor.
Crowsflight
Oldukça basit bir uygulama olan
Crowsflight, sadece GPS verilerinden
yararlanan mobil bir pusula. Basit
görünüşüne karşın aynı zamanda
kullanışlı da olan bu uygulama ile yönünü
merak ettiğiniz herhangi bir yerin hedef
bilgisini (şehir, bölge ya da park gibi)
belirtmeniz yeterli oluyor. Sonrasında
Crowsflight size varış noktanıza kadar
eşlik ediyor.
MyNetDiary
Yaza girerken hepimizin ortak derdi: Fazla kilolar!
Kış boyunca kalın kıyafetlerin altında kendini gizli, saklı
barındırmayı başaran yağlar, yazlık kıyafetlerle gözler
önüne serilmiş durumdalar. Tam da ‘ben bu kilolardan nasıl
kurtulacağım?’ diye hayıflanırken uygulamalar imdadımıza
yetişiyor. En kapsamlı ve en kolay diyet uygulamaları arasında
yer alan MyNetDiary’i keşfedebilirsiniz. 40’tan fazla ekranı ve 416
bin gıdaya ait veritabanı ile internet bağlantısına gerek duymadan
3,99 $ karşılığında iPad, iPhone ve iPod’larda kullanılabiliyor.
Harcamanız gereken kalori değerini yaşınız, kilonuz, boyunuz ve
cinsiyetinize göre kolayca bulup kendi diyet programınıza entegre
edebildiğiniz bu uygulama ile milyonlarca insan
hedeflediği kilo değerine ulaşabilmiş. Neden
siz de onlardan biri olmayasınız? Ayrıca bu
uygulama sayesinde haftalık egzersiz programı düzenleyebilir,
vücudunuzla ilgili tüm gelişmeleri çeşitli diyagram ve grafiklerin
yardımıyla adım adım takip edebilirsiniz.
Style
87
LEZZET
Mutfağın
gizemli yüzü:
mantar
Mutfak dünyasının belki de en seçkin yiyeceklerinden biri. Gastronomide değeri
zaman zaman altınla boy ölçüşen, müzayedelerde kıyasıya bir rekabetle satışa sunulan
bu değerli tür, aynı zamanda trajik ölümlerin de müsebbibi… Ölümle yaşamı bu
denli iç içe sunduğu için “öldüren cazibe” yakıştırması en çok mantara yakışıyor
belki de. İlkbaharın ve sonbaharın en güzel günlerinde tatlı bir sürpriz gibi
karşımıza çıkan mantar, kokusu, tadı ve etsi yapısıyla mutfaklarımızın en özel
lezzetlerinden biri olmayı sürdürüyor.
88
Style
İ
lkbaharın en güzel müjdecilerinden biridir
mantar. Doğanın uyanıp yeniden hayat bulduğu ve ölümü andırırcasına derin bir uykuya
daldığı iki farklı mevsimde, sanki ölümün ve
yaşamın habercisidirler. Ölüm ve yaşam kavramları, belki de en çok, doğanın bu en tuhaf,
en gizemli varlığına yakışır. Son derece trajik,
katliam derecesinde ölümlerin sebebi olabilir
mantar. Ancak insanoğlu ne olursa olsun uzak
duramaz bu lezzetten. Pişmiş ya da çiğ haliyle
başka hiçbir yenebilir nesnede olmayan kokusu,
tadı, etsi yapısıyla yemeklerimizin eşsiz tatlandırıcısı, gizemli türüdür mantar. Ne bitki ne de
hayvanlar dünyası içinde yer alan; ikisinin arasında bir yerde duran mantar, bu yönüyle bilim
adamlarını da şaşırtmayı başarmış bir tür. Yapı
itibariyle diğer sebzelere göre çok daha ilkel
olan mantar, fotosentez işlevini yapamadığı için
ağaç köklerine yapışıp şeker ihtiyacını köklerin-
den temin ederken ağaçlara da mineral veriyor.
Diğer bitkilerden farklı yapıda olan mantarlar
içeriğinde glutamik asit bulundurduğundan
içine katıldığı yemeklerin lezzetini artırıyorlar.
Mantarlar nemli ortamlarda gelişirler, bu nedenle yağmurlardan sonra topraktaki sporlar
çimlenerek mantarları oluştururlar. Mantarlar
arasında insanların çeşitli amaçlarla yararlandıkları türler de vardır. Fermantasyon yaparak
alkollü içkilerin hazırlanmasında ve ekmek yapımında kullanılan Saccharomyces türleri, antibiyotik elde etmek için kullanılan Penicillium
türleri gibi. Mantar cinsleri içinde 60 kadar türe
sahip olan Amanita cinsinin bazıları yenebilen
mantarları oluşturur. Aynı cinsin bazıları ise öldürücüdür.
Tüm bu özellikleri bir yana gastronomide en
değerli gıda maddelerinden biri olarak kabul
edilir mantarın bazı özel türleri. Trüf mantarı
olarak bilinen bu türün siyah ve beyaz olmak
üzere iki cinsi bulunur. Daha makbul olan beyaz türüne Fransa ve İtalya’da rastlanırken, siyah türü Türkiye’de dâhil dünyanın çeşitli yerlerinde bulunabilir. Ağaç kökleri arasında yetişen
ve şeklini yetiştiği topraktan alan trüf mantarını
bulmak aynı zamanda çok da zahmetlidir. Meşe
ve kestane ağaçlarının köklerini seven, değeri
açısından zaman zaman altınla boy ölçüşen trüf
mantarı, pek çok gurmenin de vazgeçemediği bir lezzet. Baharın en güzel zamanı geldi;
şimdi yağmurlardan iyice ıslanmış toprak, suya
doymuş yaprak ve ağaç gövdelerinde bin bir
çeşit mantarla buluşma zamanı. Siz siz olun,
bu seçkin lezzete sofralarınızda yer verin.
MANTARIN FAYDALARI
Mantar, B1, B2, B6 ve D vitaminleri açısından
çok zengin. Kalsiyum, fosfor, potasyum, demir
ve bakır yönünden azımsanmayacak ölçülerde mineral içeriyor. Potasyum en çok muzda
bulunur diye bilinir ama mantarda, muzdakinStyle
89
parlak renkli sebzelerle birlikte tüketildiğinde
antioksidan özelliklerini artırmak mümkün olur.
İYİ BİR DİYET TAMAMLAYICISI
den daha çok potasyum var. Potasyum kemik
sağlığı, sinir iletişim ve kas fonksiyonu için
gerekli olan temel bir mineraldir. Mantarın
sodyum oranı çok düşük, yüksek tansiyon ve
kalp hastalarının bile, rahatlıkla tüketebileceği
bir besin mantar. Bol miktarda demir minerali
içeriyor. Selenyum, E vitamini ile birlikte hareket ederek, hücre zarında serbest radikal hasarını engelliyor. Mantarlar, tiroid fonksiyonu için
gerekli olan ayrıca dokulara zarar veren serbest
radikallere karşı vücudu koruyan, antioksidan
özellik taşıyan selenyum için de iyi bir kaynak.
Mantar, kırmızıbiber, kabak, havuç, brokoli gibi
90
Style
Kolesterol, karbonhidrat değeri ve kalorisi düşük
olan mantar, diyet yaparken imdadınıza yetişebilir. Porsiyon başına 15 kalori içeren son derece düşük kalorili bir alternatif olarak sofranızda
rahatlıkla yer verilecek yiyecekler arasında yer
alır. Mantar lifli olması sebebiyle tok tutar ve
kabızlığa iyi gelen yiyeceklerdendir. Yüzde
80-90 oranında sudan oluşur, etli yemeklere
benzer bir lezzet içerir. Mantarla omlet, sebzeli
mantar sote ya da mantar çorbası gibi kalorisi
düşük, tok tutan tercihler yapabilirsiniz.
PİŞİRİRKEN BUNLARA DİKKAT EDİN
Mantar, pişerken su çekmeyen, aksine su bırakan bir sebze. Bu yüzden mantarı pişirirken
içine çok az su koymalısınız. Saklamadan önce
mantarları kesinlikle yıkamayın, nemli bir bezle
silin. Satın aldıktan sonra beş gün içinde tüketmeniz gerektiğini unutmayın. Mantarı soymayın, sapları da vitamin içerdiği için mümkün
olduğunca hepsini kullanabilirsiniz. Çok farklı
metotlarla ızgara, haşlama, fırında veya sote
olarak pişirebilirsiniz.
Style
91
t TARİFLER
n
a
MANTAR, TÜM DÜNYA MUTFAKLARININ VAZGEÇİLMEZLERİ ARASINDA. GEREK
YEMEKLERİN İÇİNDE, GEREK ANA MALZEME OLARAK MANTARIN KULLANILDIĞI BİN BİR
ÇEŞİT YEMEK MEVCUT… İŞTE MANTAR DENİNCE AKLA GELEN BAŞLICA TARİFLER…
MANTAR DOLMASI
Malzemeler
4 Bir paket mantar
4 Dereotu
4 Dilediğiniz kadar
taze kaşar
4 Tereyağı
Tarifi: En irilerinden aldığınız mantarları iyice
yıkayıp suyunu süzdükten sonra saplarını
çıkartın. İncecik kıyılmış dereotu, rendelenmiş
yağlı taze kaşar ve tereyağını iyice karıştırıp
mantarların içine doldurun. Çift taraflı yanan
fırında mantarları önce alt tarafı daha sonra da
üst tarafları kızaracak kadar pişirin.
MANTAR ÇORBASI
Malzemeler
4 Bir paket kültür mantarı
4 4 yemek kaşığı zeytinyağı
4 1 yemek kaşığı tepeleme un
4 1 su bardağı süt
4 4 su bardağı kaynamış su
4 Karabiber, tuz
4 1 yemek kaşığı maydanoz
4 Yarım limonun suyu
MANTARLI PİLAV
Malzemeler
4 Bir paket kültür mantarı
4 2 su bardağı pirinç
4 3 su bardağı su
4 3 yemek kaşığı tereyağ
4 Kaya tuz
92
Style
Tarifi: İkiye böldüğünüz mantarların
üzerine limon suyunu serpin. Bölünen
parçaları ince ince doğrayın. İnce ince
kıydığınız maydanozları ve kaynar suyu
hazır edin. Çorbanın sosu için unu ve sütü
çırpma teli ile çırpın. Zeytinyağı ve mantarı
ilave edin. 2 dakika kavurun. 4 su bardağı
kaynar su ve çorbanın sosu ilave edilecek,
karıştırılacak. Kaynamaya başladıktan
sonra düşük ateşte 25 dakika pişirilecek.
Tarifi: Pirinci sıcak suda yarım saat bekletip
süzün. Mantarları ikiye ya da dörde bölün.
Tereyağını pilav tenceresine koyup eritin.
Tereyağının üzerine süzdüğünüz pirinci ve
mantarları ekleyip kavurun. Ardından tuz ve
suyu ekleyin. Kaynamaya başlayınca altını
kısıp suyunu çekene kadar yaklaşık 15
dakika pişirin. Suyu tamamen çekince altını
kapatıp 15 dakika demlendirin.
r
a
t
n
FIRINDA MANTAR
Malzemeler
4 800 gr. mantar
4 2 adet soğan
4 Tereyağı
4 Peynir
4 100 gr. krema
4 Ekmek
Tarifi: Soğanları yemeklik doğrayıp az bir
tereyağı ile öldürün. Ardından kesip doğradığınız
mantarları ilave edip suyunu çektirene kadar
pişirin. Ara sıra karıştırın fakat kapağını
kapatmayın aksi takdirde sulu olur. Tuz ve
karabiberini de ilave edin. Daha sonra bir
borcamda mantarları krema peynir rendesi ve
ekmek parçaları ile karıştırıp fırına verin. Üstü
kızarınca servis edin. Afiyet olsun.
MANTARLI OMLET
Malzemeler
4 7-8 dilimlenmiş
mantar
4 Tereyağı
4 Tuz
4 5 adet yumurta
4 1 su bardağı kaşar
peyniri
MANTARLI MAKARNA
Malzemeler
4 1 paket makarna
4 5-6 adet mantar
4 2 adet domates
4 5-6 adet siyah zeytin
4 3 diş sarımsak
4 2 yemek kaşığı zeytinyağı
4 Tuz
Tarifi: Mantarları tereyağıyla suyunu salıp
çekene kadar orta ateşte kavurun. Yumurtaları
başka bir kaba kırıp tuzunu ve istediğiniz
baharatı ekleyin. Bir çatalla çırpın. Teflon
tavaya tereyağı koyun ve kızdırın. Yumurtaların
yarısını ekleyin. Pişmeye başladıkça tavayı öne
arkaya sürekli sallayın ki yumurta yapışmasın.
Mantarları ortasına koyup, kalan yumurtayı da
ekleyin. 2 yüzü de pişen omlete rendelenmiş
kaşarı ekleyip mısırı ekleyin. Spatula yardımıyla
omleti ikiye katlayın, biraz daha pişirip servis
tabağına alın.
Tarifi: Makarnayı pişirin. Diğer tarafta
ezilmiş sarımsakları ve domates püresini
2/3 dakika çevirin. İçine mantarları şerit
şerit doğrayarak atın. Ardından zeytinleri
ekleyin. Süzülmüş makarnayı da bu karışıma
ekleyerek 5 dakika kadar çevirin.
Style
93
AJANDA
TÜM ETKİNLİKLER ELİNİZİN ALTINDA
Magnum - Unutulmaz Fotoğraflar
İSTANBUL Modern Fotoğraf Galerisi’nin 26 Şubat- 2 Ağustos
2015 tarihleri arasında gerçekleşen yeni sergisi “Magnum Kontakt Baskılar”, dünyanın en prestijli fotoğraf ajanslarından
Magnum Photos’un geçtiğimiz yüzyıldan bu yana görsel
kültürde iz bırakan fotoğraflarının yaratım süreçlerini kontakt
baskılar üzerinden keşfe çıkıyor. Sergi, Henri Cartier-Bresson,
Robert Capa, Elliott Erwitt, Eve Arnold, Josef Koudelka, René
Burri gibi fotoğraf sanatının efsane isimlerini de barındırıyor.
Ödüllü küratörden
“Sesle Avlanan”
GENÇ küratörlere destek
vermek ve güncel sanat
alanında yeni projeleri teşvik
etmek amacıyla geçtiğimiz
yıl ikincisi düzenlenen Akbank
Sanat Uluslararası Küratör
Yarışması 2014’ü kazanan
Hollandalı küratör Niekolaas
Johannes Lekkerkerk, “Sesle Avlanan /
Percussive Hunter” isimli sergisi ile 11 Mart
- 16 Mayıs tarihleri arasında Akbank Sanat’ta
sanatseverlerle buluşuyor.
94
Style
Hoş geldin Boyacı
ERDAL Özyağcılar
uzun bir aradan sonra
Donald Churchill’in
yazdığı ve Füsun
Günersel’in dilimize
çevirdiği “Hoşgeldin
Boyacı” ile 31 Mart’ta
Yunus Emre Büyük
Salon’da sizlerle...
Walter, hayatı boyunca aktör olma hayalleri
kurarken para kazanmak adına boyacılığa
başlamıştır. Bir gün bir evi boyarken birden
Marcia ile karşılaşır, üzerine kapı çalınır;
gelen kocası tarafından aldatılan Jane’dir.
Hoş geldin Boyacı, 31 Mart’ta Yunus Emre
Kültür Merkezi’nde.
“Nostomania”
Sanatorium’da RESSAM Erol Eskici’nin Sanatorium’daki
ilk kişisel sergisi “Nostomania”, sanatçının
son iki yıllık çalışmalarını bir araya getiriyor.
Sanatçı, şiddetli bir eve dönme arzusuna
işaret eden ‘nostomania’ kelimesinin ışığında,
çocukluk dünyası ile ideolojinin aygıtlarının
hüküm sürdüğü yetişkin dünyasını karşı karşıya
getiriyor. Sergi 28 Mart’a kadar açık olacak.
İstanbul’dan Sayfalar
ASİTANE, Deraliyye, Dar-ül hilâfet’il aliyye, Dar’üssaadet, Dersaadet, İslambol gibi pek çok
ismi vardır İstanbul’un… Bu şehirde uygarlık tarihinin her anından, her bucağından kalıntılar,
renkler vardır ve bugün de ilginç bir değişimin içindedir. Sultanahmet Meydanı, Beyazıt, Bâbıâli,
Beyoğlu, Pera, Tarlabaşı, Balat, Eyüp, Kumkapı ve Taksim’den yola çıkan İstanbul’dan Sayfalar
sokaklarından meydanlarına, camilerinden mezarlıklarına, ulema semtlerinden eğlence mekânlarına,
kütüphanelerinden meyhanelerine benzersiz bir İstanbul yolculuğu. İlber Ortaylı; diliyle, tarihiyle,
kültürüyle var olan eşsiz bir hazinenin, bir dünya başkentinin sayfalarını aralıyor.
“Büyük Deniz
Yükseliyor”
Urartu dönemi
görkemini keşfedin
KARIŞIK Kaset kitabının
yazarı Uygar Şirin’in yeni
romanı “Büyük Deniz
Yükseliyor” Kırmızı Kedi
Yayınevi etiketiyle raflarda.
Çekip giden sevgilisinin
bıraktığı boşlukta boğulan
genç bir adam... Babasının
gölgesiyle kavgalı bir diğeri... Ve yazarlık
hayalini kovalayan genç bir kadın... Şimdi
hayatları değişiyor. Ada’da sular yükseliyor.
Artık herkesin kendi kaderini çizmesi, kendi
öyküsünü yazması gerekiyor.
URARTU dönemi
takılarına ait
dünyadaki en
kapsamlı koleksiyonun
sergilendiği,
1.100 parçalı özel
koleksiyondan oluşan
Urartu Takı Koleksiyonu
Sergisi, Rezan Has Müzesi’nde sanatseverleri
büyülüyor. Doğu Anadolu’ya özgü bir uygarlığa
sahip olan Urartu Krallığı’na ait takıların yer
aldığı sergide; M.Ö. 8. ve 7. yüzyıl’a ait
iğneler, yüzükler, küpeler, bilezikler, fibulalar,
kemer ve kemer parçaları, adak levhaları,
pazıbentler, boyunluklar, kolyeler, saç spiralleri
ve pektoral parçalar yer alıyor. Sergi 31
Ağustos’a dek izlenebilir.
Şimdi ve Sonra...
Yeni Türkü...
UZUN bir aradan
sonra Yeni Türkü yeni
şarkıları ile 27 Mart’ta
KadıköySahne’de
müzikseverlerle birlikte
olacak. Adını albümde
bir şarkı olarak yer
alan Yılmaz Erdoğan’ın
“Ankara” şiirinin dizelerinden alan yeni albüm,
10 yeni “Yeni Türkü” şarkısı içeriyor. Albümün
çıkış parçası “Böyle Gitmez”, Cengiz Onural
ve Derya Köroğlu imzalı. Derya Köroğlu, Erkin
Hadimoğlu, Serdar Barçın ve Furkan Bilgi hem
yepyeni şarkılar hem de klasik Yeni Türkü
repertuarı ile sahnede olacak.
Style
95