Sayı - 10 / Mart - Nisan 2015 / Ücretsizdir. YOLA DÜŞÜREN FİLMLER PARİZYEN KADINLAR FARKLI BİR GÜN KÜRŞAT BAŞAR EN PAHALI SANAT ESERLERİ edito ‹MT‹YAZ SAH‹B‹ Adına AVM Müdürü A. Vedat C. Özeren - [email protected] A. Vedat C. Özeren Maltepe Park Alışveriş Merkezi Müdürü İlkbaharın enerjisi içimize dolsun! Z orlukların ve sıkıntıların hiç tahmin edilmeyen güzelliklere kapı açabileceğini gösteren İlkbahar, Maltepe Park’ta kalbinize hiç solmayan çiçekler ekecek… İlkbahar; yeşilliklerin, kuş cıvıltılarının ve tomurcuk kokularının dünyaya yayıldığı bir mevsim. Canlanan dünyaya sizler niye ayak uydurmayasınız? Gelin kış günlerinin en soğuk günlerini yaşarken 2015 ilkbahar ve yaz sezonunun içimizi ısıtacak trendlerine beraberce göz atalım. Bu senenin ilkbahar-yaz modası yazın canlılığını taşırken 70’li yılların ruhunu da beraberinde getirecek. Bohem akımı ilkbahar-yaz sezonunun önde gelen akımlarından olurken maskülen giyim tarzı da yerini sağlamlaştıracak gibi gözüküyor. 2015 ilkbahar-yaz sezonunun en trend desenlerinden biri pötikare. Yeni sezonun en trend kareli parçaları arasında kareli gömlekler, kareli pantolonlar, feminen kareli etekler ve elbiseler dikkat çekiyor. 2015 İlkbahar-Yaz erkek moda haftasında ise canlı renkler ön plana çıkan detaylardan biri. Bu sene erkekler için kendini gösteren trendlerden biri de takım elbiselere uyumlu kravat seçimleri. 2015 ilkbahar/yaz koleksiyonlarında yoğun olarak kullanılan çizgili süveterler, 2015 bahar modasının yıldızı olmaya aday. Tasarımlarda kullanılan dikey ya da yatay çizgiler gelecek senenin en büyük trendlerinden biri olacak. Tabi ki bütün bu 2015 İlkbahar - Yaz sezonunun erkek ve bayan koleksiyonlarının göz alıcı örnekleri ilerleyen süreçlerde Maltepe Park’ın alışveriş merkezinin seçkin markalarının vitrinlerinde beğenilerinize sunulacaktır. Artık güzel bir ilkbahar dönemi başlamıştır yaşamınıza. Her gününüzü çabalayarak ve keyifli, stresten uzak bir ortama kavuşma amacıyla yaşayarak geçirmektesiniz. Çok bir şey istemediğinizi biliyoruz aslında, keyifli bir ortamda vakit geçirmek sizlerin de en doğal hakkı. Ama güvenebileceğiniz ve sevebileceğiniz bir ortamın olmasını istemişsinizdir hep. Bir gün öyle mekânın olduğunu keşfetmiş olabilir ve hayatınız birden artık değişmiştir. İşte o mekân sizlere stresten uzak keyifli bir alışveriş ortamı sunan Maltepe Park’tır. Orada yaşanacak mutluluk; o kadar sıcak, sevimli ve o kadar yürektendir ki, sevdiklerinizle paylaştığınız sürece mutluluğunuz artar… Maltepe Park Alışveriş Merkezi olarak, 10 yıldır ilk günkü heyecanımızı koruyarak İstanbul’un en itibarlı ve Anadolu yakasının büyüyen en önemli temel taşlarından biri olmak için çok çalıştığımızı belirtmek isterim. Sizlere keyifli ve huzurlu bir alışveriş ortamı sunmaktan gurur duyuyoruz. 2005’ten beri vizyonumuz; sizler için farklılıklar yaratarak, kalıcı avantajlar sağlamaktı. Umarız sizlere layık olabilmişizdir. Bu vesileyle Maltepe Park Alışveriş Merkezi olarak bugüne kadar ortaya koyduğumuz başarılı sonuçlarda emek ve katkılarıyla rol alan tüm çalışanlarımıza, iş ortaklarımıza, değerli ziyaretçilerimize ve yatırımcımıza en içten teşekkürlerimizi sunarız.. Hoşça kalın ve hep mutlu kalın, tekrar buluşmak dileğiyle… 4 Style Pazarlama Özgecan Elif Sucu - [email protected] Selma Birinci - [email protected] Yönetim Adresi ECE Türkiye Proje Yönetimi A.Ş. Maltepe Park Alışveriş Merkezi Cevizli Mah. Tugay Yolu No:67 34846 Maltepe İstanbul Tel: 0216 515 15 50 Yapım Genel Yay›n Yönetmeni Kader Ay - [email protected] Yayın Koordinatörü Güler Emektar - [email protected] Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Melike Yıldırım - [email protected] Yazı İşleri Merve Ermiş - [email protected] Berna Yılmaz - [email protected] Sanat Yönetmeni Serkan Velioğlu - [email protected] Fotoğraf Editörü Barış Aşık - [email protected] Reklam Müdürü Eslihan Uygun - [email protected] ERA İSTANBUL İLETİŞİM MEDYA VE DAN. HİZ. TİC. LTD. ŞTİ. Asmalımescit Sokak Asmalı Han No:19 Beyoğlu/İst. Tel: (0212) 252 46 00 / Faks: (0212) 252 46 36 www.eraistanbul.com Baskı-Cilt Aktif Matbaa ve Reklam Hizm. San. Tic. Ldt. Şti. Sefaköy Halkalı Cad. 245 Küçükçekmece/İstanbul Tel: (0212) 698 93 55 Reklamlar, reklam veren şirketlerin sorumluluğundadır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflar, yayıncının izni alınarak, kaynak belirtilerek, tam veya özet alıntı yapılarak kullanılabilir. 22 İÇİNDEKİLER 08 - ŞEHİR&YAŞAM 30 14 - SHOPPING 22 - YEN‹ SEZON YEN‹ TRENDLER 30 - ÇİKOLATA DÜNYASINA YOLCULUK 36 - YENİ BİR DÜNYAYA DOĞRU 48 - FARKLI BİR GÜN: KÜRŞAT BAŞAR 52 - EN PAHALI SANAT ESERLERİ 60 - 2015 SEYAHAT TRENDLERİ 70 - NASIL PARİZYEN OLUNUR? 76 - YOLA DÜŞÜREN FİLMLER 84 - BUNLARI KEŞFETTİNİZ Mİ? 94 - AJANDA 96 - KAT PLANLARI 76 6 Style KAT PLANLARI 96 60 52 ŞEHİR & YAŞAM 08 70 AJANDA 94 SHOPPING 36 14 Style 7 ŞEHİR&YAŞAM Modaya aksesuar vurgusu! suarlarınızı i Bu sezon akse il, kıyafetleriniz eğ d e iz in er tl kıyafe runda a uydurmak zo aksesuarlarınız i ira önümüzdek kalacaksınız. Z den çok tler günlerde kıyafe nizi çekecek. Kimi kati aksesuarlar dik iyle kimi zaman kler ü kl zaman büyü bir kimi zaman da materyalleriyle a yl rı dıran formla sanat eserini an r fark yaratmak suarla i göz alan akse ilmez. Gösterişl eç zg va in iç r le isteyen de r kullanmak sa ve renkli takıla a katacak, sıkça hav kombinlerinize şeli, . Tercihinizi kö kullanabilirsiniz i andıran ir sanat eserin b , lu u ok d rt se den pe ve yüzükler kü e, ly ko e rg x-la de ız cesaretinizi yana yaparsan her rsuz. Kollar ise u ol ış m la ıt n kici. ka daha dikkat çe k ço en d n ki zaman 8 Style ŞEHİR&YAŞAM Leyleği havada görme zamanı D oğada yeniden uyanışın en renkli müjdecileri kuşlar, baharla birlikte seyrine doyum olmaz bir görsel şölene başlıyorlar. Her yıl milyonlarca kuş Anadolu semalarından geçip, sulak alanlara konuyor, ağaçlara tünüyor. Anadolu kuşlar için denizler üzerindeki büyük bir köprü konumunda. Göç süresince Türkiye’de en çok görülen türlerinin başında leylekler geliyor. Flamingo, sakarmeke, turna, gümüş martı, karabatak ise leyleklerden sonra en fazla görülen kuş türleri arasında. İstanbul da kuşların önemli durakları arasında yer alıyor. İstanbullular bu şehrin Avrupa’nın en büyük yırtıcı göç yolu üzerinde yer aldığını bilmemelerine rağmen yılda iki defa binlerce kuş İstanbul semalarından geçiyor. İstanbul’daki göç şölenini mart ayı sonları ve haziran ayı başları arasında Sarıyer sırtlarında eylül ve kasım ayları arasında ise Çamlıca tepelerinden görmek mümkün. Siz siz olun, önümüzdeki günlerde başınızı gökyüzünden, dürbününüzü yanınızdan ayırmayın! www.dogadernegi.org Büyük Zafer 100 yaşında! Bundan 100 yıl önce Çanakkale’de yaşanan büyük savaşta başta Mustafa Kemal olmak üzere, Anadolu Hamidiyesi, Seyit Onbaşı, Yahya Çavuş, Borazan Mehmet, Nusrat mürettebatı ve niceleri bugün bile imkânsız görünen bir mücadele verdi. Canı ve kanı pahasına savaşan, “Çanakkale geçilmez” dedirten Mehmetçiğin kahramanlık destanı yazdığı Çanakkale Savaşları’nın 100. yılını gururla kutluyor, tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. 23 Nisan bayramı kutlu olsun Atatürk’ün tüm çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bu yıl da büyük bir coşkuyla kutlanacak. Dünyanın tüm çocuklarının aynı heyecanla kutladığı bu bayramı çocuklarınızla doya doya yaşamak istiyorsanız size birkaç önerimiz olacak. Çocuğunuzla bisiklete binin, yeşil bahçelerin tadını çıkarın, laleden mimozaya şehrin tüm çiçeklerini tam mevsiminde görün. 10 Style ŞEHİR&YAŞAM Nisan’da Adana’da buluşalım! ve 2013 k karnavalı olan ka so k te ve ilk playan Türkiye’nin şiyi Adana’da to ki ce er nl bi a ile 2014 yıllarınd navalı”nın üçüncüsü bu yıl 4 i Kar larının çiçek “Portakal Çiçeğ l portakal ağaç yı er H . or ıy şl yurt Nisan’da ba , yurt içinden ve an en en nl ze dü ’da buluştur açtığı dönemde ce kişiyi Adana a çok sayıda er nl bi n le ge dışından n yanınd nceli etkinlikleri ekleşecek. le eğ , da al av rn ka gerç tsal aktivite de kültürel ve sana ’nın kebabı, portakal reçeli, dana ine özgü Ziyaretçilerin A acunu ve kend hm la , si ci bi ci bi l Çiçeği şalgam suyu, lacakları Portaka rın bu ı tın sa fır a m . Sokakla yemeklerini tanı r devam edecek nce da ka ’a an is N 5 si Karnavalı 1 ği karnaval süre ce ne rü bü na sı ns bir şenlik hava k gösterileri, da ka so e; nd ri ye her nserleri, kentin hemen ik gruplarının ko üz m te si er iv ün sterileri spor gösterileri, erileri, bando gö st e gö rı la un oy halk gösterileri yerind k ka so el ys re bi andlarda müsabakaları ile klarda açılan st ka so a ıc yr A k. olacak ve izlenebilece lmak mümkün bu yi şe r he Adana’ya özgü cak. canlılık da kata şehre ekonomik 12 Style “Superstar” yeniden! SHOPPING ALIŞVERİŞ TUTKUNLARINA ÖZEL... adidas Originals, simge haline gelmiş olan Superstar ayakkabıları yeniden adidas severlerin beğenisine sunuyor. Superstar olmanın ne anlama geldiğini açıklamak için hazırlanan kampanya, Karum Huu Do tarafından yönetilen ve David Beckham, Pharrell Williams, Rita Ora ve Damian Lillard’ın rol aldığı 90 saniyelik bir video ile tanıtılıyor. adidas Superstar ayakkabılar Ocak ayından bu yana yeni koleksiyonlar ile adidas mağazaları ve shop.adidas. com.tr’de satışta. FLO’da baharın enerjisi modayla buluşuyor! İlkbaharı rahat ve şık modellerle karşılayan herkesin ayakkabıcısı FLO, yeni koleksiyonunda dünya trendlerini ayağınıza getiriyor. Sezonun en güzel geri dönüşleri neon ve nude tonların sıkça kullanıldığı FLO’nun kadın koleksiyonu; yüksek tabanlı sneakerlar, çiçek desenleri, renkli babetler, stilettolar, mokasenler, kalın topuklu modeller ve burnu açık baharlık botlarla her stile rahatlıkla eşlik edebilecek nitelikte! 14 Style “Shag” saç modeli ile tanışın L’Oréal Professionnel bu sezonun ilkbahar/yaz saç sezonunda 70’lerin modasını günümüze taşıyor. Dağınık, vahşi, düzensiz, katlı kesimlerle sarı ve kızıl gölgeleri bir araya getiren SHAG modeli bu sezonda kuaför salonlarının yeni tercihi olacak. SHAG saç modeli 70’li yıllarda kendini “asi” olarak tanımlanabilecek şekli ile döneme damgasını vurmuştu. Sonrasında Joan Jett, David Bowie ve Jane Birkin gibi isimlerin öncülük ettiği SHAG modeli, daha modern görünümüyle farklılık arayan kadınların vazgeçilmezi olmaya devam edecek. Eşsiz bir koku deneyimi SHOPPING ALIŞVERİŞ TUTKUNLARINA ÖZEL... Karaca Home’la yine yeni yeniden Givenchy Ange ou Démon’un yeni üyesiyle tanışmaya hazır olun. Hiç olmadığı kadar ihtiraslı… Kadınlığın sınırlarını ele alan, şehvet dolu yepyeni bir hikâye! Parfüm kullanımının tüm kurallarını yıkarak, dozunu istediğiniz gibi ayarlayabileceğiniz eşsiz bir koku deneyimi. Mavi’yle indigo yazı başlıyor! Denim uzmanlığını sezon trendleriyle bir araya getiren Mavi; Akdeniz yazının enerjik, canlı ve çekici tavrını 2015’e taşıyor! Yeni sezonun yükselen trendi indigo; ilkbahar-yaz koleksiyonunu büyük ölçüde etkisi altına alıyor. Solmayan ve doğal yollarla elde edilen bu renk; sweatshirt, askılı tişört, gömlek gibi üst grubun yanı sıra, sırt çantası ve şal gibi aksesuarlarla da ön plana çıkıyor. Hem kadın hem de erkek modasını hâkimiyeti altına alacak rengin en sıcak tonları, geniş ürün seçeneğiyle Mavi’de. 16 Style Karaca Home’un dört farklı konseptte hazırlanan yeni sezon koleksiyonu; Ada Aşkı, Yaz Sandığı, Gölgede Aşk ve Yaz Bahçesi isimli temalar altında birleşirken, yazın vazgeçilmezi pikeler, tasarım desenlerimizle örtüştürüldü. Yatak odalarında olduğu gibi banyolarda da yine bizimle olun diye yumuşak, renkli ve dokulu peştamallar hazırlandı. Yazlık yatak örtüleri içinizi açacak fuşya, vişne, indigo, çağla yeşili renkleriyle tasarlandı. Ve bu koleksiyonda yepyeni bir üretim tekniği kullanılarak hazırlanan Provence Serisi, hayal edebileceğinizden daha soft renklerle ve incecik el işi dantellerle süslendi. Style 17 Kemal Tanca’dan çok renkli bir sezon SHOPPING ALIŞVERİŞ TUTKUNLARINA ÖZEL... Shiseido’dan büyüleyici göz makyajı Bu yaz Kemal Tanca’da ayakkabı ve sandalet modası rengârenk ve çok çeşitli: Bantlı modellerde naturel derilerin yanı sıra metalik deriler göze çarpıyor. 70’li yılların modası olan ahşap görünümlü ve mantar kaplamalı topuklar yine bu senenin modası. Yaz modasında altın, gümüş gibi metalik parlak tonları hatırı sayılır bir yer işgal ediyor. Bu yaz trend olan hayvan, çiçek gibi farklı baskı modelleri özellikle koleksiyonundaki babetlere ve sitilettolara öne çıkıyor. Bu yaz yine atağa geçen topuklu sivri burun modelleri koleksiyonda kırmızı, saks, yeşil ve metalik rose, altın yılan baskılar ile karşımızda. Bu sezonun en dikkat çekici modeli tüllü ayakkabılar ve Kemal Tanca’nın birçok modelini tüllü olarak görmek mümkün. 18 Style ‘Orange Shades Koleksiyonu ile içiniz ısınacak! Akdeniz modasının öncü markası DeFacto, yazın gelişini ‘Orange Shades’ koleksiyonu ile kutluyor. Güneşin kendini göstermeye başladığı Nisan ayı itibariyle tüm DeFacto mağazalarında yerini alan ‘Orange Shades’ koleksiyonu, enerji veren renkleri ile kadınların vazgeçilmesi olacak. Turuncu ve tonlarının yer aldığı koleksiyonda birbirinden şık elbise, pantolon ve bluzlerin yanı sıra aksesuarlar da bulunuyor. Makyajın en önemli unsurlarından birisi olan göz makyajı için Shiseido laboratuvarları Shimmering Cream Eye Color’ı hazırladı. Kremsi yapıdaki bu göz farı sürüldüğü andan itiraben pudramsı yapıya dönüyor ve içeriğinde mücevher ışıltısına eşdeğer pigmentleri ile bakışlarınıza değer katıyor. Penzz Shop mağaza sayısını arttırıyor SHOPPING ALIŞVERİŞ TUTKUNLARINA ÖZEL... C&A’dan ‘Bugünün Stili’ Büyük küçük herkesin kitaptan hediyelik eşyaya oyuncaktan ev ve ofis dekorasyonuna kadar pek çok şeyi bulacağı Penzz Shop kısa zamanda okumayı, yazmayı ve kendine zaman ayırmayı sevenlerin uğrak yeri haline geldi. Birbirinden Sevimli Dekoratif Kumbaralar Penzz Shop’ta Minikler için para biriktirmeye özendirecek sevimli bir hediye, yetişkinler içinse dekoratif biblo olarak kullanılmak üzere Penzz Shop’ta sizleri bekliyor. Dilerseniz ofiste, dilerseniz odanızda kullanılabilecek birbirinden sevimli robot, dinazor, kedi gibi farklı objelerdeki kumbaraları çok seveceksiniz! 20 Style LC Waikiki’den 23 Nisan’a özel koleksiyon Moda ve perakende sektörünün lideri LC Waikiki, 3-9 yaş arasındaki kız ve erkek çocuklar için 23 Nisan’a özel hazırladığı rengârenk, cıvıl cıvıl koleksiyonu ile çocukların bayramını kutluyor. Kız çocuklarına özel hazırlanmış arı maya, prenses ve kelebek kostümleri, etekli takımlar, İspanyol esintilerini taşıyan kırmızı hakimiyetindeki tül ve püskül detaylı elbiseler bu koleksiyon için özel olarak hazırlandı. Saten, organze, tül kumaşların kullanıldığı koleksiyonda, fiyonklar, fırfırlar ve püskül detayları öne çıkıyor. Herkesin, her gün ve her durumda iyi görünme ve iyi hissetme hakkına sahip olduğuna inanan C&A, yeni kampanyası ‘Bugünün Stili’ni bu inancın üzerine kurguladı. Kampanya, gerçek insanların günlük hayatlarında karşılaştıkları durumların istek uyandıran ve beklenmedik anlarının fotoğraflanmasına odaklanıyor. Giysilerin insanları nasıl daha iyi gösterdiğini ve daha iyi hissettirdiğini vurgulayarak, müşterilerin aşina oldukları hayatlardan alıntı yapıyor. Çiçekler Baharla birlikte yeni çıkmış çimleri parmaklarınızın arasında hissetmek ve tüm günü çiçek bahçelerinde geçirmek istemez misiniz? C&A, bu ilkbaharda size mevsime uygun eksiksiz bir çiçekli baskı serisi sunuyor. Yelkenler fora! C&A’nın ‘Yelkenler Fora’ adını verdiği temasında, açık mavi gökyüzünden ve lacivert denizden esinlenen jean pantolonlar, rahat bir tarz için baskılı gömlekler ve parlak kırmızı bir ceketle tamamlanıyor. C&A’DA BAHAR ESİNTİLERİ SİZİ DE SARSIN! İster okyanusları veya plajları ister festivalleri ve hafta sonu seyahatlerini seven biri olun, C&A’nın 2015 İlkbahar Koleksiyonu’nda istediğiniz şeyi bulabilirsiniz... Baharın cıvıl cıvıl ortamından, doğadaki çiçeklerin bin bir renginden ilham alan koleksiyon, yeni mevsimin trendlerine ve sıcak güneş ışınlarına uygun bir heyecanla hazırlandı. Bahar Tatili Genç ve havalı Sert yanınızı göstermek mi istiyorsunuz? O zaman Genç ve Havalı teması tam size göre… Motorcu tarzı deri ceketler, yazılı üstler ve asitle beyazlatılmış dar jean pantolonlar bu izlenimi yaratmanız için tasarlandı. Gardırobunuzu yüksek belli jean pantolonlar, çizgili pamuklu kumaşlı damalı desenler, siyah ve beyaz kombinasyonlar, her türlü slip-on spor ayakkabılarla gözden geçirmeye hazır olun! Style 21 TREND Yazı: Melike Yıldırım YENİ MEVSİM YENİ Sanatın, doğanın, sıra dışı fikirlerin, tasarımın, nostaljinin modaya hakim olduğu bir ilkbahara giriyoruz. Püskül bizi 70’lere götürürken leopar doğayla buluşturuyor. Boho, sanatın, yaratıcılığın dünyasını hatırlatıyor; papağanlar, kumsallar, çiçekler bizi tropik dünyanın derinlerine taşıyor. 22 Style ÇİÇEK AÇIYORUZ B u bahar tüm vitrinler çiçek açıyor. Hemen hemen bütün markaların tasarımlarında çiçeklere rastlıyoruz. Yalnızca ana parçalar da değil, ayakkabıdan çantaya, büstiyerden bikini ve mayolara kadar hemen her yerde çiçeklerle karşılaşıyoruz. Görünen o ki cıvıl cıvıl, rengârenk bir sezon bizi bekliyor. Dev çiçek baskıları, büyük gül desenleri, pastel floral renklerle hem yeni mevsimi gardıroplarımıza taşıyor hem de modanın her daim ilham aldığı 60’ların sembollerinden çiçek çocuklara selam gönderiyoruz. Üstelik yalnızca ana parçalar değil, ayakkabıdan çantaya, büstiyerlerden bikini ve mayolara kadar hemen her yerde karşımıza çıkıyor çiçek desenleri. Özgürlüğün, barışın temsilcileri olan hippilerin çiçek çocuk ruhu yeni sezonda en dekoratif haliyle bizlerle buluşuyor. Uçuş uçuş elbiseler, maksi etekler, tulumlar; bu deseni aksesuarlarda kullanmak isteyenler için gösterişli ayakkabılar, çantalar sezon trendini stiline yansıtmak isteyenleri bekliyor. Feminenliği haykıran renklerin aksine işin içine biraz gizem katmak isteyenlerdenseniz koyu renk arka plan üzerine yerleştirilmiş koyu floral desenleri tercih edebilirsiniz. Pastel tonlarla tasarlanan çiçek desenleri de gösterişten hoşlanmayanlar için bire bir. Lila, açık mavi, pembe gibi pastel tonları 2015 koleksiyonlarında sıkça göreceğiz. Gerçekten iddialı olmayı sevenler ise büyük floral desenlerin olduğu tasarımları tercih edecekler. Podyumdaki floral desenler arasında sanki bir tuvalin üzerine yağlı boya ile kondurulmuş gibi görünen çiçekler de var. Floral desen trendini uygulamanın bir diğer yolu ise siyah beyaz çiçekli kıyafetler. Çiçeklerin yükselişe geçtiği bir başka alan ise 2015 İlkbahar- Yaz Haute Couture koleksiyonlarında yer alan abiye kıyafetler. Ünlü tasarımcıların koleksiyonlarına baktığınızda gece kıyafetlerinin üç boyutlu çiçeklerle, floral aplikelerle, işlemelerle bezendiğini göreceksiniz. Bu durum floral desenleri gece davetlerinde, açılışlarda, partilerde, düğünlerde de sıkça göreceğimizin bir işareti. Floral trend özellikle ayakkabılarda daha çok dikkat çekiyor. Birbirinden farklı renk tonlarına hâkim çiçek desenlerini birlikte kombinleyerek bu trende yeni bir ruh katabilir veya baştan aşağıya pastel tonlarda giyinip kullanacağınız tek bir çiçek desenli parça ile kombininize hareket katabilirsiniz. Bu yaz çiçeklerin arasında kaybolmaya ve cıvıl cıvıl görünmeye hazırlıklı olun. Style 23 VE SANAT EL ELE 2 015 İlkbahar-Yaz sezonu birbirlerinden etkilenen, birbirlerini besleyen iki ayrı sektörü bir araya getiriyor: Sanat ve moda! Sanatın renkleriyle birleşen modanın sınırsız dünyası, rengârenk ve kendi başına buyruk bir akımın ortaya çıkmasını sağladı. Daha çok sanat ve edebiyat alanında etkisini gösteren avant pop akımı 2015 ilkbahar yaz modasında kendini gösteriyor. Sanatın canlı renkleri, sanatçıların ilham kaynakları ve ölümsüz sanat eserleri modacıların sıra dışı dünyasıyla bir araya geliyor. Doğanın ortaya çıkardığı, aklınıza gelebilecek tüm canlı renklerin bir araya geldiği bu sezon hemen hepimiz kendimizi bir sanatçının tuvalinden çıkmış gibi hissedeceğiz. Parlak renkler, baskı ve desenler, sürrealist tasarımlar, 24 Style 3D baskılar, illüstrasyonlardan ilham alan desenler, Picasso’nun başıbozuk çizgileri, Andy Warhol’un sıra dışı bakış açısıyla birleşerek modaya damgasını vuruyor. SEZONUN AĞIR TOPU B u yılın öne çıkan başlıca trendlerinden biri de bohem hayattan, yaşam biçiminden referanslarla şekillenen boho. Bohem kültürün geçmişi neredeyse 19. yüzyıla dayanıyor. 60’lar ve sonrasında 70’lerle birlikte oldukça popüler olan bu akım, aslında bir yaşam felsefesinin ismi. Sanata ve üretime yönelik yaşayan ilk bohemler anı yaşar, her anlamda özgür bir ruh için mücadele eder, her tür materyalizmden uzak kalırlardı. Bohem hayat tarzı bugün de büyüsünden bir şey kaybetmiş değil. Üstelik modayı da etkisi altına almış durumda. Çiçek çocukların ruhundan izler taşıyan boho etkisi 2015 İlkbahar-Yaz sezonunda özellikle sokak modasını etkisi altına alacak. Özgürlüğünden ve stilinden ödün vermeden giyinmek boho akımın ana fikrini oluşturuyor. Modern parçalarla birleştirilen bohem tasarımlar hemen hepimize tatlı bir nostalji duygusu yaşatıyor. Püsküllü çantaları, yelekleri, etnik kumaşlardan bol tunikleri, maksi etekleri ve elbiseleri, sandaletleri, serbestçe omza dökülen ya da gevşek örgülerle sallandırılan saçları seviyorsanız bu stil tam size göre. Bohoyu bu yıl da en çok pastel tonlarda kullanacağız. Tribal, çiçekli, suzani formlar da sıkça karşımıza çıkan desenlerden. Dantel de bu sezon boho akımın bir parçası olarak karşımızda. Yere kadar uzun elbiseler, süet botlar, püsküllü çantalar en önemli boho parçalardan. İspaanyol pantolonlarsa bu tarzın vazgeçilmezi. Bacak boyunu uzun ve kusursuz gösterdiği için her daim sevilen İspanyol pantolonlar boho bir stilin en önemli parçası. Püsküllü aksesuarlar, etnik takılar, hasır fedora şapkalar, çiçekli saç bantları, eşarplar, fularlar, büyük güneş gözlükleri boho tarzın temel parçaları arasında yer alıyor. Style 25 GÜNDÜZ DE GECE DE ELİMİZİN ALTINDA B ir dönem yalnızca özel gecelerde, partilerde, düğünlerde tercih edilen clutch çantaları bu sezon hayatımızın her alanında kullanıyoruz. İş hayatında, hafta sonu programlarında, akşamüstü buluşmalarında, gece davetlerinde… Clutch çanta kullanmanın da önemli püf noktaları var. Öncelikle gece gündüz kullanılan clutch modellerini birbirinden ayırmak gerekiyor. Clutch modellerini gündelik kullanım için tercih edecekseniz minimalist ve abartıdan uzak modelleri tercih edebilirsiniz. Burada değişmez kural gündüz clutch’larının gece clutch’larından daha büyük olduğudur. Günlük kullandığınız omuz çantanıza alternatif olacak bir el çantası arıyorsanız bu çantanın büyük boyda olmasına dikkat edin. Zarf şeklindeki 26 Style büyük el çantaları günlük kullanım için idealdir. Çantanın deri olmasına özen gösterin; rugan ya da saten gibi gece kullandığımız çantalar gündüz için çok da uygun değil. Şeffaf clutch modelleri bu yıl çok moda. Gece davetleri ve kokteyller için kıyafetinize uygun bir clutch çanta almayı düşünüyorsanız metalik seçeneklerden üzeri taşlı, boncuklu ya da dantelli modellere kadar birçok seçenek bulabilirsiniz. Clutch çantanızı elinizde taşımak istemiyorsanız zincirli olan modellerini seçerek şıklığı ve rahatlığı bir araya getirebilirsiniz. Çok kısa boyluların uzun askılı clutch taşımamaları gerekir. Avuç içiyle tutulan clutch’lar kısa boylular için daha uygun. Gece davetlerinde abiye tercih ediyorsanız keskin hatlı clutch’lar kullanabilirsiniz. DİYARLAR P almiyeler, pelikanlar, papağanlar, ananaslar ve kuşlar arasında bir bahar geçirmeye ne dersiniz? Yaz uzaklardan da olsa yavaş yavaş göz kırparken bize tatili, yazı, kumsalları anımsatan tropik desenler de modanın gündemine yeniden yerleşti. Tropik desen denilince aklınıza yalnızca Hawaii gömlekler gelmesin. Çünkü moda tasarımcıları, tropik iklime ait desenleri birçok parçada kullanıyor. Platform ayakkabılardan sandaletlere, çantalardan saç bantlarına, eşarplardan aksesuarlara, pantolonlardan elbiselere kadar her parçada tropik iklimin etkisini görmek mümkün. Gelelim tropik desenlerin nasıl kombinleneceğine… Bu renklerde bir gömlek, etek ya da pantolon giydiğinizde püsküllü ve renkli aksesuarlar kullanarak bu tarzın daha fazla ön plana çıkmasını sağlayabilirsiniz. Moda tasarımcılarının başvurduğu yöntemlerden biri de Havaii desenlerini çizgili parçalarla kombinlemek. Tropik renklerin tamamı parlak ve canlı tonlar olduğu için, yine bu tonlardaki aksesuarlarla bütünleştirebilirsiniz. Desenleri karıştırmaktan korkmayın ama mat renkler ya da buz tonlarıyla tropik desenleri kullanmamaya çalışın. Style 27 OLMAZSA OLMAZ M odanın demirbaşları düşünüldüğünde akla gelen en önemli parçalardan biridir gözlük. Günümüzde her alanda ama bilhassa modada tasarımın sınırları zorlanırken, gözlüklerde dönüşümlü olarak 60’lı, 70’li ve 80’li yılların hükmü sürüyor. Her sezon hızla değişen güneş gözlüğü modasında bu ilkbahar - yaz sezonu, geçmiş tüm sezonların güzel bir karışımı gibi. Güneş gözlüklerinde geçtiğimiz yaz dikkat çeken neonlar ve çiçek desenleri yerini bu yıl daha sade tonlara bırakıyor. Klasikler de ön planda bu sezon. Klasik ve ikonik modelleriyle akıllara gelen ilk marka ise tabii ki Ray-Ban. Klasik pilot çerçeveler olarak da adlandırılan Aviator ve Wayfarer modelleri yeni renkler ve malzemelerle günümüze ayak uyduruyor. Bu yıl da lüks ve şıklığın göstergesi taşlı çerçeveler dikkatleri çekiyor. Şık ve sofistike bir stil yakalamak isteyenlere önerimiz taşlı kolyeler ve küpelerini bir kenara koyarak kombinlerini bu dikkat çekici gözlükler ile tamamlamaları. Parlak taşlar ve küçük metallerle tasarlanan bu dekoratif gözlükler tüm bakışları üzerinizde toplayacak. Yuvarlak çerçeveli güneş gözlük trendi bu yıl da devam ediyor. Son yıllarda çok hızlı bir şekilde ününe ün katan bu gözlükler takıldığı an yüzü olduğundan tamamen farklı gösteriyor. İster büyük ister küçük… Bu yıl tüm dünya trendlerinde olduğu gibi gözlük modasında da maskülen çizgiler devam ediyor. Erkeksi, kalın çerçevelerin kendini gösterdiği bu sezon, birbirinden renkli alternatifle karşı karşıya olacaksınız. 28 Style LEZZET YÜZLERCE YILDIR KADIN ERKEK, 7’DEN 70’E HER İNSAN İÇİN “MUTLULUK” KAYNAĞI OLMAYA DEVAM EDEN ÇİKOLATA, YILIN HER DÖNEMİ EN ÇOK TERCİH EDİLEN HEDİYELERDEN BİRİ. YAŞIMIZ NE OLURSA OLSUN ÇİKOLATADA BULDUĞUMUZ SAADETİN YOĞUNLUĞU HİÇ DEĞİŞMİYOR. BİR KUTU ÇİKOLATAYLA YETİNMEK İSTEMEYENLER İSE ÇİKOLATANIN PEŞİ SIRA YEPYENİ KEŞİFLERE UZANIYOR. Yazı: Güler Emektar Ç oğumuzun çocukluk hayallerini süslemiştir içinden çikolata akan bir musluk ya da Charlie’nin Çikolata Fabrikası’ndaki gibi çikolatadan bir şelale… Yaşımız ne olursa olsun çikolatada bulduğumuz saadetin yoğunluğu hiç değişmiyor. Bir parça iyi çikolata pek çoğumuz için “mutluluk” ve “şifa” demek aynı zamanda. Lezzetinin yanı sıra ona atfettiğimiz bu iki özellik, çikolatayı pek çoğumuz için özel de kılıyor. İşin içine tasarım ve lüks de girince çikolata “özel hediyeler” kategorisinde rahatlıkla yer alıyor. Zira geçmişte “siyah altın” olarak ünlenen çikolata, günümüzde de dünyaca ünlü markalarıyla “lüks” lezzetler kategorisindeki yerini koruyor. Çikolata yılın 30 Style her dönemi en popüler hediye alternatiflerinden biri. Kişiye özel tasarımlar, şaşırtıcı aromalar ve yaratıcı paketlerle de çikolata özel yerini her daim hayatımızda koruyor. Vazgeçilmezimiz çikolatanın dünden bugüne uzanan macerasını sayfalarımıza taşıyoruz. BİR ÇİKOLATA ÖYKÜSÜ… Söze çikolatanın tarih sahnesine çıkışıyla başlayalım. Çikolatanın tarihi, 19. yüzyılda başlıyor, fakat öyküsü çok daha eski tarihlere uzanıyor. Mayalar, çikolatayla insanlığın yolunun buluştuğu ilk toplum olarak tarihte karşımıza çıkıyor. Tropik ormanlarda yetişen kakao ağacını, kültür bitkisine dönüştüren Mayalar, öğütülmüş kakao çekirdeklerini suyla karıştırıp bazı Ç YOLCULUK A L O A K T İ DÜNYASINA Style 31 İYİ ÇİKOLATA NASIL OLUR? n Parlak renkli, kadifemsi dokulu, keskin kakao kokusu ve başka hiçbir yiyecekte rastlanmayan özel bir lezzete sahiptir. n Ne çok tatlı ne de çok acıdır. n Kırıldığında kırılma sesi çıkartır, düz bir kenar oluşturur. n Ağza götürüldüğünde kolayca erir, dil üzerinde herhangi bir tortu bırakmaz. 32 Style baharatlarla tatlandırarak elde ettikleri bir çeşit içecek tüketirlermiş. Çikolatanın doğuşuna ilham veren bu içeceği Avrupa’ya tanıtanlar ise İspanyollar olmuş. 16. yüzyılda Orta Amerika’ya bir yolculuk yapan İspanyol kâşifler Kristof Kolomb ve Hernan Cortes, geziden bir içecekle dönmüşler. Önce İspanya saraylarında yaygınlaşan bu içeceği İspanyollar, şekerli olarak içmeye başlamışlar. Derken bu gizemli içecek 17. yüzyılda Avrupa’nın diğer ülkelerine yayılmış. O dönemlerde “kahverengi altın” olarak adlandırılan kakaonun oldukça pahalı olması, bu içeceğin sadece elit kesim tarafından tüketilmesine sebep olmuş. Avrupalılar, tadını oldukça “acı” buldukları içeceği, kendi damak tatlarına göre tatlandırıp yeniden yorumlamışlar. Yumuşak, tatlı ve yenebilir çikolata yapımı ise ancak 19. yüzyılda mümkün olmuş. 1876’da süt ve şekeri çikolatayla ka- rıştırarak bugünkü sütlü çikolatayı ilk yapanlar İsviçreliler olmuş. Bundan sonra da başta meyve olmak üzere, neredeyse her şeyle kombinlenen çikolata, şimdiki zenginliğini kazanmış. ÇİKOLATA ÂŞIKLARINA ÖZEL… Bir kutu çikolatayla yetinmeyip daha büyük sürprizlerin hayalini kuranlara ise önerimiz çikolatanın başkenti İsviçre. Gurme seyahatin baş aktörlerinden çikolata, hayallerin peşi sıra her yıl binlerce turisti çikolatanın en güzel duraklarından biri olan İsviçre’ye sürüklüyor. İsviçre’nin çikolatanın anavatanı olarak anılması boşa değil. Zira bu ülke yenilebilir formdaki ilk çikolata üretimine imza atmasıyla çoktan tarihte yerini aldı. İsviçre, özellikle çikolata ve lüks tanımlarıyla birlikte anılıyor. Çünkü dünyanın en kaliteli, dolayısıyla en pahalı çikolataları bu ülkede üretiliyor. Zürih, pek çok konuda olduğu gibi lezzetli ve kaliteli çikolatalar konusunda da en güzel adreslerden biri. Şehrin dört bir yanında, içinde kendinizi kaybedeceğiniz yüzlerce çikolata mağazası bulmak mümkün. Dünyanın en ünlü çikolatacıları her köşede karşınıza çıkıyor. Tüm Avrupa’ya ihracat yapan Millka, Frey, Toblerone, Lindt, Sprüngli gibi markaların mağazaları, en çok ziyaretçi çeken lezzet durakları. Bilinen markaların dışında, özel üretimler yapan butik mağazalarda ise çikolata severleri bambaşka sürprizler bekliyor. Zürih’e gelmişken çikolatacıları keşfetmekle kalmayın bir de özel çikolata turlarına katılın. Böylece çikolata tarihi hakkında da pek çok şey öğrenebilirsiniz. Bu ülkede çikolata apayrı bir sanat olarak kabul ediliyor; dolayısıyla çikolatanın pek çok müzesi de var. Çikolatanın tarihini, üretimini ve çeşitlerini en iyi şekilde gözlemlemek için çikolata müzelerinden daha doğru bir adres olamaz. Vevey Müzesi’ndeki Nestle Odası, çikolata meraklılarının en uğrak adreslerinden biri. Çikolata tarihinin önemli isimlerinden biri olan Henri Nestle, 1879’da ortağı, sütlü çikolatanın mucidi Daniel Peter ile birlikte Nestle’nin temellerini atar. İşte bu odada, Nestle markası üzerinden çikolatanın tarihine doğru bir yolculuk yapmanız mümkün. 34 Style SAĞLIK, MUTLULUK, ŞİFA… Sadece lezzeti değil şifa verici özelliği ve elbette ki afrodizyak etkisi, çikolatayı baş tacı etmemizin sebepleri. Geride bıraktığımız yüzyıllarda genç kalma arzusundan yorgunluğu gidermeye, bağışıklık sistemini güçlendirmekten cilt bakımına kadar çikolata pek çok hastalığın tedavisi için başvurulan bir şifa kaynağı olmuş. Peki, çikolata gerçekten şifalı bir lezzet mi yoksa sağlığa zararları da var mı? Yapılan araştırmalara en çok konu olan şikâyetlerden yola çıkarak yanıt vermeye ikinci sorudan başlayalım: Dişleri çürütür mü, hazımsızlık yapar mı, karaciğeri yorar mı, bağımlılık yaratır mı, kolesterolü arttırır mı? Bu soruların hepsine birden gönül rahatlığı ile “hayır” cevabını verebiliriz; fakat şu cümleyi ekleyerek: “Her şeyin fazlası elbette zarar.” Gelelim yararlarına: Kaliteli bir parça siyah çikolata, çok az miktarda şekerin yanında bol kalsiyum, potasyum, B2 ve A vitamini içeriyor. Çikolatanın özünü oluşturan kakao, demir ve lifçe oldukça zengin bir bitki. Kakao içinde antioksidan polyphenol bulunuyor, bunlar da kalp hastalıklarına iyi geliyor. Yine yapılan bir araştırmaya göre, çikolatadaki kakao yağında bulunan bir asit kanda pıhtı oluşmasını engelliyor. Kakao yağı aynı zamanda kolesterolu düşürüyor ve kandaki yağ seviyesini dengeliyor. Çikolata sanıldığı gibi afrodizyak bir özellik taşımıyor. Sadece çikolata yedikten sonra insan vücudunda mutluluk hormonu salgılanmaya başlıyor. Beraberinde çikolatada bulunan bir grup kimyasal sayesinde sinir sistemi düzene girmeye başlıyor. Yani çikolata bir çeşit antidepresan işlevi görüyor diyebiliriz. ÇİKOLATA ÂŞIKLARININ TAPINAKLARI Çikolata, gurme seyahatin de en özel lezzetlerinden biri. Bu özel tadın peşi sıra birbirinden güzel seyahatler yapmak, dünyanın farklı coğrafyalarını keşfetmek mümkün. İşte çikolata âşıklarının mabetleri... Sprüngli/Zürih www.spruengli.ch Chocolaterie du Rhône/ Cenevre www.du-rhone.ch Pierre Marcolini/Brüksel www.marcolini.be Jean-Paul Hévin ya da Michel Chaudun/Paris www.jphevin.com Cacao Sampaka/ Barselona www.cacaosampaka.com Sacher /Viyana www.sacher.com Recchiuti Confections/ San Francisco www.recchiuti.com Chocolat Michel Cluizel ya da Jacques Torres Chocolate Haven/New York www.mrchocolate.com / www.chocolatmichelcluizel.com Style 35 MACERA ROTASI Yazı: Melike Yıldırım BAŞKA BİR DÜNYAYA DOĞRU Keşif, uzaklaşma, heyecan, adrenalin, korku… Tüm bu duyguları yaşayarak, deneyerek öğrenebileceğiniz dünyanın dört bir yanından macera rotası hazırladık sizlere. Yağmur ormanlarında, “vahşi Batı”da, geleneksel çadırlarda, uzak kutup bölgelerinde, Afrika’nın derinliklerinde, uçsuz bucaksız steplerde… Seçenekler sınırsız, macera severler iş başına! 36 Style Style 37 VAHŞİ BATI’DA TREKKİNG B ir zamanların “vahşi Batı”sı olarak bilinen el değmemiş Amerikan topraklarında, trekking, yürüyüş&bisiklet keyfine var mısınız? Lüks konaklama yerleri ve uzman rehberler eşliğinde Amerika’nın bilinmeyen yüzünü keşfetmek sizi fazlasıyla şaşırtacak. Seçiminizi Batı Amerika’nın Serengeti’si Yellowstone’dan yana kullanın; Yellowstone Nehri’nde rafting yapmak, Absaroka Dağları’nı at sırtında dolaşmak yapabilecekleriniz arasında. www.austinlehman.com 38 Style UZAK KUTUPLARI KEŞFETMEK U zak kutup bölgelerine deniz kayağı turuna katıldığınızı düşünebiliyor musunuz? Ya da dünyanın en uzak noktalarını buz kırıcı gemilerle keşfettiğinizi… Kuzey Kutup Dairesi’ne doğru yükseldiğinizi ve önünüze çıkan buz yığınlarını çatur çutur ezdiğinizi düşünün… www.quarkexpeditions.com Style 39 40 Style ALASKA’DA KAYAK ili merkezli EpicQuest firması gerçek sporculardan oluşan KEYFİ Ş rehber kadrosuyla sizi el değmemiş kayak pistleri ve çok az şanslısının keşfettiği sörf dalgalarına davet ediyor. Sabahları helikopterle bırakıldığınız Alaska’nın Tordrillo Dağları’nda kayak yapın, öğleden sonra kral somonu avına çıkın... www.explora.com Style 41 UGANDA’DA BUTİK KEŞİFLER B radipo katılımcıya özel seyahat deneyimi kavramını hayata geçiren bir firma. Dünyanın az bilinen rotalarına tematik turlar düzenleyen firmayla Afrika’nın orta yerinde, Uganda’da sayıları giderek azalan son primatlara dokunun, Virunga yanardağlarıyla Ruwenzori dağlarının arasındaki bölgede trekking yapın, 324 ayrı tür ağaç bulunduran ve UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde bulunan bölgeye hayran kalın. www.bradipotravel.com 42 Style TİBET SINIRINDA RAFTİNG 4 0 yıllık macera seyahati uzmanı firma Mountain Travel Sobek’e dağlara tırmanmak, beyaz sularda rafting yapmak gibi adrenalin turları konusunda gözü kapalı güvenebilirsiniz. Hindistan’da bulunan Aziz Brahmaputra Nehri adrenalin keşfini yaşamanız için mükemmel bir fırsat. Tibet sınırından aşağılara doğru, zorluk derecesi üç ve dört olan rapid’lerden inin; molalar sırasında yerel avcılarla tanışın. Style 43 AVRUPA’DA VOLKAN MACERASI T ürkiye’nin macera turları konusunda uzman şirketlerinden Buklamania ile Güney İtalya Adaları ve Etna Yanardağı’nı keşfedebilirsiniz. Grupla ya da bireysel olarak katılabileceğiniz turda, Avrupa’nın en yüksek aktif yanardağına yürürken ayaklarınızın altında, kayalardan çıkan dumanı hissedecek, lavları göreceksiniz. Volkan macerasının ardından dağ eteklerinde kurulmuş Katalanya şehrinde Ortaçağ’ın en güzel mimari örneklerinin tadına varın. www.bukla.com 44 Style BREZİLYA’DA VAHŞİ SAHİLLERİ KEŞİF P atagonya, dünyanın en büyük sulak alanı Pantanal ve Amazon Havzası’na kültürel geziler düzenleyen Latin Excursions firmasıyla bakir bir coğrafyayı keşfe çıkın. Brezilya’nın vahşi sahillerinde Kuzey Atlantik sahili boyunca arazi araçlarıyla keşif gezisine çıkın, ardından bakir Fernando de Noronha adasını ziyaret edin. Style 45 SÖYLEŞİ Röportaj: Zeynep Rana AYBAR Fotoğraf: FİLMEKS Mekan ve Yeme-İçme Sponsoru: LUNCH BOX, Maltepe Park AVM Son derece koşuşturmalı bir günün tam ortasında Kürşat Başar ile olan röportajıma geç kalmış ve stres içerisindeyken; hayli içten ve samimi karşılaması ile derin bir oh çekerek röportajımıza başladım. Bazı insanlar vardır, üretmeden eksik hissederler. Kürşat Başar da o insanlardan. Uzun süredir sadece müzisyen kimliği ile hayatımızda var olmayı seçen televizyoncu kimliğini de atlamayalım- Kürşat Bey, sonunda “Yaz” romanı ile bizi buluşturdu. Okurlarını sevindirdi. Hayli ilgi gören son kitabı, yazarlık serüveni, sahne hayatı, hayata bakış açısı, duruşu derken samimi bir sohbete imza attık. Esas bir arada olma amacımızı ise sona sakladım. “Farklı Bir Gün” sosyal sorumluluk projemiz. ENGÜÇLER Derneği ile bir araya geldiğimiz projemiz kapsamında desteğini esirgemeyip, farklı bir gün yaşanmasına destek olduğu için teşekkürlerimizi sunarak; röportajımızla baş başa bırakıyorum. K ürşat Başar kimdir? Sizi hiç tanımayan birine kendinizi nasıl ifade etmek isterdiniz? Aslında bu çok zor bir soru çünkü kendimi anlatmasını seven biri değilim. Sohbet sırasında, laf açılıyorsa beni tanımaya başlar. Tanımasa da olur (gülüyor). Mesleki anlamda sorarsanız, yazar olarak tanıtırdım. 1963 doğumlusunuz. Tam sizin yaşınızda biri için Türkiye’de yazar ve müzisyen olmak nasıl bir şey? Genç yaşlarda bir müzisyen olmak farklı, ileri yaşlarda bir orkestra kurmak, çalışmalar yapmak, konserler vermek, Türkiye’yi dolaşmak daha farklı bir 46 Style şey. Avantajları da var, dezavantajları da. Gençlere göre daha fazla insan tanıyorum. İnsanlar benim nasıl biri olduğumu bildikleri için işimi daha kolay yapıyorum. Bir müzisyenden, sanatçıdan bir şey rica ettiğim zaman, bir proje ile gittiğim zaman çok daha kolaylıkla ilerliyorum. Yazarlık açısından da, bu yaşlara gelen yazar artık olgunluk döneminde salınır ve eskiden yaptıklarıyla belli bir çizgiyi sürdürmüşse o açıdan işi daha kolaydır. Genç yazar olmak zor bir şey. Genç müzisyen olmaktan farklı. Önünüzde olan büyük ve tanınmış isimler arasında yer edinmek ve bir çizgi tutturmak daha zor bir şey. FARKLI BİR GÜN: “KÜRŞAT BAŞAR” “ÇALIŞARAK SANATÇI OLAMAZSIN!” Style 47 Zaman geçtikçe daha özgür mü oluyorsunuz, yoksa zamanla insan kendini törpülüyor ve daha kabul edilebilir bir insan halini mi alıyor? Benim açımdan çok bir şey değişmedi. Geçmişte de özgür bir tip olarak kimseyi dinlememişimdir. Tabii ki belli bir yaşa gelip, başarmışsanız kimseye müdananızın olmadığı bir duruma geliyorsunuz. Zor bir hayatınız mı oldu? Hayır, zor bir hayatım olmadı. Aslında zorluktan ne anladığınıza bağlı. 18 yaşımdan yani okula girdiğimden beri çalışıyorum. Aslına bakarsanız epeydir çalışıyorum. Şanslı mısınız? Kendi sevdiğim şeyleri yapabildiğim, hayata geçirebildiğim için şanslı sayılırım. Bu herkesin gerçekleştirebildiği bir şey değil. Yapmış olduğum meslekler de bireyi daha özgür kılan ve istediğini yapma imkanı sunan meslekler. Bu anlamda gerçekten şanslıyım. Türkiye’nin en iyi müzisyenlerini, ressamlarını, yazarlarını yakından tanıma şansım oldu. Bu da tabii ki çok büyük bir şans. Bu açıdan da kendimi şanslı görürüm. Hayatta işler sizin için kolay mı gider? İşler çok kolay gitmez. Hele hele Türkiye gibi bir ülkede... Eskiden de böyleydi, şimdi de böyle. O açıdan bir değişiklik olmadı. Bir şeyler yapmak için hep çabalamak zorundasınız. İnandığınız ve iyi olduğunu düşündüğünüz bir şey yapıyorsanız; mutlaka o dünyanın her yerinde zordur. Çünkü rahat etmek için genel geçer ve beklenilen şeyleri yapmanız ya da bir döneme denk düşmeniz lazım. Bunun dışında bir şeyler yapıyorsanız hep sıkıntı vardır. Ama bana göre o sıkıntı iyi de bir şey çünkü yaratıcılığınızı besler. Garantide olmak insanı tembelleştirir. Hayatta şunu şöyle yapsaydım, hayatım başka türlü ilerlerdi dediğiniz ve bir dönüm noktası olarak addettiğiniz bir dönem var mı? Bir tane yok. Çok var. Ama şunu söyleyebilirim ki; belli noktalarda belli ödünler vermiş olsaydım, daha 48 Style farklı bir noktada olabilirdim. Öngörünüz yüksek midir? Evet, yüksektir. Ama her konuda değil. Kaleminizle ilgili özgür olduğunuz düşünüyor musunuz? Yazdığım kitaplar anlamında evet ama köşe yazıları anlamında hayır. Popüler kültüre ait birisiniz. Aslında sormak istediğim, ait olduğunuz popüler kültür, istenileni verme kaygısı ile kaleminizi kilitliyor mu? Ben istediğimi yaptım ve beğenildi aslında. Şu an özgürüm. 10 yıl kitap yazmadım. Normal şartlarda bir yazarın 2 - 3 senede bir kitap yazması gerekir. Bir yazar için 10 sene yazmamak intihar gibi bir şey. Bu durumu çok da umursamadım. Yazdığım şeyin iyi olacağını düşündüm, oldu da. Felsefe mezunusunuz. Felsefe bir noktasıyla, gerçeğin peşinden gitmek demek. Popüler kültüre ait bir isim olmak, gerçeğin peşinden gitmeye engel midir? Bu bir paradoks yaratır mı? Popüler kültüre hizmet etmek benim açımdan biraz tartışmalı aslında. Muazzam bir popülaritem yok. Televizyon programı yaparken belli kaygılar vardır. Reklam, reyting gibi. Televizyon programı yaparken bile bu kaygı ile hareket etmedim. Bu anlamda popüler kültürün bir parçası değilim. Ancak yıllarca medya mensubu oluğum için medyatik bir figür haline geldiğim doğrudur. Mesela barda, kulüpte çalarken orada bulunan insanların isteklerini dikkate alıyorsun. Ancak albüm yaparken, bu parça tutar algısı üzerinden hareket etmiyorum. Sevdiğim parçayı albümde konumlandırıyorum. Bu aralar en çok neyi hayal ediyorsunuz? Yeni albüm var. Onun hevesi içerisindeyim. Bir film projesi var. Benim kitabım ile ilgili. Bu heyecan verici. Bir röportajınızda “çok okumuş yeteneksizlerden değilim” demişsiniz. Bu, “çok okumuş yeteneklilerdenim” mi demek? Aslında orada şunu kastediyor; -yazarlık anlamın- da söylüyorum- bazı işleri siz çalışarak öğrenebilirsiniz, yapabilirsiniz ama bana göre bir sanatçı çalışarak sanatçı olamaz. Yazar da olmaz. Ama olan bir sürü yazar var, bunu kastediyorum. En çok ne ile ilgili inat edersiniz? En çok işle ilgili inat ederim. Başak burcu olmamdan kaynaklı kılı kırk yararım. Mükemmel olması için çalışırım, bu noktada biraz inat ediyor olabilirim. Arkadaşları biraz zorlarım. O iş iyi olursa içime siner, hoşuma gider. Bence yazı yazmak, geride kalıcı bir şey bırakmak aslında yazanın derininde yatan mülkiyetçi bir duyguya da dayanır. Mülkiyetçi bir damarınız var mıdır? Yoksa yazmak sadece sizde olanı paylaşmaktan mı ibaret? Esasen böyle bir ölümsüzlük fikrim yok. Ben öldükten sonra ne düşünecekleri umurumda değil. İçimden geldiği için yazıyorum. Başta yazdıklarımı paylaşma amacım da yoktu. Kendi kendime yazıyordum. Rastlantılarla bu duruma geldim. İlk kitabım basıldığında satacağına falan inanmıyordum. Laf olsun diye, ısrarlar üzerine bastırdım. Hani güzellik yarışmalarında arkadaşları ısrar eder ya katılımcı olmalarına, benimki de aynı durum. Sonra bir ilgi oluştu. O dönemin gençliği tarafından çok okundu ve bazıları için kült bir kitap oldu. Ben yazmaya devam ettikçe, onlar da okumaya devam ettiler. Kadınları sever misiniz? Tabii. Soruyu çok ani sordun :) Kadınlar sizi niye seviyor? Bilmem. Bence daha çok kitapları, o kitaplardaki anlatımı, aslında bir yazarı seviyorlar. Onun için beğeniyorlar. Ahmet Ümit için böyle bir durum yok ama... Var canım niye olmasın. Ahmet Abi’ye haksızlık etmeyelim. Bence Ahmet Ümit ile daha çok yazar ve okur bağı var ama sizi erkek olarak da beğeniyorlarmış gibi bir izlenimim var. Ama Ahmet Abi cinayet romanları yazıyor, haksızlık etmeyelim. Mesela Ahmet Altan’a da öyle bir ilgi vardır. Sebebi yazdıkları, kitabındaki kadın kahramanları, aşk hikayeleri vs. Yazdıklarınla doğru orantılı bir bağ kurulabilir diyelim. Dünyada bu böyle. Bilim kurgu romanları yazan biri ile de duygusal bir bağ kurmazsınız diye düşünüyorum. 10 sene sonra bizlerle tanıştırdığınız “YAZ” romanınız hakkında neler söylemek istersiniz? Uzun zamanımı almış bir kitap. Biraz da kendi çocukluğumla, kendi yazı serüvenimle ilgili, okumak ve yazmak ile ilgili bir kitap. Bir aşk hikayesi var ve benim çocukluğumla bağlantılı Kıbrıs meselesi var. Geçmiş ve bugün var. Benim yazdığım kitapların tarzında bir kitap olmasına rağmen “Yaz” bana daha kişisel geliyor. Yine uzun bir mola vermeyi düşünüyor musunuz yoksa yakın zamanda yeni bir kitap ile okuyucuları buluşturacak mısınız? Düşünmüyorum ama öyle oluyor :) Bodrum’da sahne almaya devam edecek misiniz? Biraz teklife bağlı. Geçen sene iki ayrı yerde birden çıktık. Bu sene de zannediyorum isteyeceklerdir. İstanbul’da nerede sahne alıyorsunuz? İstanbul’da birkaç yerde çıkıyoruz. Bir tanesi Tünel 1841 diye bir mekan. Tarihi bir bina ve çok güzel bir mekan. Geçen sene açılmış olan, Etiler’de de Galier diye bir restoranda sahne alıyoruz. Orası da çok güzel bir mekan. Bir de Moda Deniz Kulübü’nde sahne alıyoruz. Bu mekanlardaki programlarım her ay var. Bugün burada bir araya gelmemizin esas nedeni “Farklı Bir Gün” sosyal sorumluluk projesine destek vermek. Günün anlam ve öneminden ilerlersek; Türkiye’de engelli yaşam ile ilgili neler söylemek istersiniz? Bundan yaklaşık 20 yıl evvel, ben Hürriyet Dergi Grubu’nun başındayken, bu konu ile ilgili birçok çalışma yaptık. Mesela bunlardan bir tanesi; rahmetli Savaş Ay’ı tekerlekli sandalyeye bindirerek, İstanbul’un her yerini dolaştırmıştık. O hayatın ne kadar zor olduğuna dikkat çekmek istedik ve hem televizyonda hem dergide yayınladık. Bunun üzerine birtakım dernekler ve sivil toplum örgütleri ile işbirliklerine gittik. Kampanyalar yaptık. 20 yıl geçtiği halde sadece engelli olarak değil, yaşlı bir insanın bile Türkiye’de yaşaması çok zor bir şey. Çünkü biz çocuklarımıza güya birçok şey öğrettiğimizi zannediyoruz ama onlara kendisini bir başkasının yerine koymayı, bir başkasına saygı göstermeyi öğretmiyoruz. Bu sadece engelli olmak ile ilgili bir durum değil. Siz istediğiniz kadar görme engelliler için şerit koyun, kaldırıma araba park ediyorlar. Sağlıklı insanların bile yürüyebileceği kaldırımlara sahip değiliz. Yolda birine çarpmadan yürüyemiyoruz. Bu sorun çok ciddi bir devlet politikası olmadan çözümlenecek bir sorun değil ama bunu söyleyip kenara çekilemeyiz. Herkes bu konuda elinden gelen ne varsa yapmalıdır. Style 49 “Toplumda engelliye yer açın!” Farklı Bir Gün projesi kapsamında biraraya geldiğimiz; ENGÜÇLER Derneği Başkanı Vahap Koçak, dernek üyeleri Selami Teke, Dursun Kaya ve Türkiye Sakatlar Derneği Kartal - Pendik Şube Başkanı Nur Özgen ile Türkiye’de engelli olmak, engellilerin sorunları ve engellerin aşılması ile ilgili bir sohbet gerçekleştirdik. Engelli yaşamı ile ilgili birçok başlığı paylaşmış olsak da; birbirimizi anlayarak, aynı havayı saygı çerçevesinde solumayı öğrenmemiz gerektiği noktasında buluştuk. ENGÜÇLER Derneği’nden ve kuruluş amacınızdan bahsedebilir misiniz? ENGÜÇLER DERNEĞİ’ni (Engelli Aileleri Güçlendirme Eğitim Kültür Ve Dayanışma Derneği) 2009 yılında kurdum. Kurarken herkes tedirgindi. Dernekler çoğaldıkça itibar ve güven duygusu sarsılmış. İnsanların duyguları kötüye kullanılmış. 50 Style Biz dernek olarak çok farklı bir noktada duruyoruz. Devlet ile engelliler arasında köprü oluşturmaya çalışıyoruz. Kaç üyeniz var? İstanbul’da 3750 civarında üyemiz var. Almanya’da da temsilciliklerimiz var. Diğer derneklerden farkınız nedir? Derneğimiz üyelerine hep bir soru sorarım. Hayalin nedir? Onları hayallerine yaklaştırmak ya da kavuşturmak için çalışıyoruz. Tabii ki önce eğitim gelir ancak derneklerin gücü eğitim konusunda yeterli değil. Sadece rehabilitasyon merkezlerine yönlendirme yapabiliyoruz. Kısıtlı imkanlarla hareket ediyoruz. Devletin engelliler ile ilgili faaliyetlerini yeterli buluyor musunuz? Eskiye rağmen devletin şu an vermiş olduğu destekler çok güzel. Bir engellinin bundan 5 - 6 sene önceki yaşam standardı ile bugün arasında ciddi bir fark var. Bu aralar engelliler için olumlu çalışmalar var. Bu arada engellilerin de hataları olduğunu belirtmeliyim. Engelliler kendi haklarını korusunlar ve haklarını başkalarına kullandırtmasınlar. Engelli yaşam ile ilgili birçok sorundan bahsedebiliriz ama derneğiniz özellikle engelli aileleri ile ilgili faaliyetler içerisinde olduğu için sormak istiyorum; engelli ailelerinin en büyük sorunu nedir? Bir topluma girdiklerinde, engellilere olan bakış açısı ile ilgili rahatsızlık yaşıyorlar. Aileler toplumun engellileri ayrıştırmayıp, kucaklamasını istiyorlar. Engelli aileleri ne yapacağını bilmiyor. Örneğin bir ailenin çocuğu dünyaya geliyor ve engelli olduğunu anlıyorlar. Aileler tam bu noktadan sonra nasıl bir yol izlemeliler? Bu konuda başvurabilecekleri, danışabilecekleri bir kurum mevcut değil... Maalesef böyle bir kurum yok. En yakın hastanelerdeki doktorlardan bilgi alarak bir yol izleyebilirler. Böyle bir danışmanlık hizmeti veren kurum yok. Bu konu ile ilgili güzel bir oluşum olacağı ile ilgili sinyaller var. Style 51 SANAT Yazı: İpek Doğan Dünyanın en pahalı SANAT ESERLERİ Bugün paha biçilemeyen onlarca tablo müzelerde korunuyor ancak dünyada rekor fiyatlarla gerçekleşen müzayedeler de yapılıyor. Sanata değer biçilip biçilemeyeceği tartışmaya açık bir konu; ama Picasso’nun, Renoir’in, Klimt’in, Van Gogh’un pek çok eseri bu müzayedeler sonucunda yeni sahiplerine kavuştu. İşte, müzayedelerin en değerli tabloları… 52 Style Style 53 En popüler eseri: İskambil Oynayanlar Kendiniz görün: Tablo, özel bir koleksiyona ait. Ressamın diğer eserleri Louvre Müzesi / Paris, Barnes Vakfı, Merion / Pensilvanya, Musee D’Orsay / Paris’te görülebilir. En pahalı eseri: Rideau, Cruchon et Compotier Yapılış yılı: 1893-1894 Satış yılı: 1990 Satış fiyatı: 60 milyon dolar DÜNYANIN EN PAHALISI: “İSKAMBİL OYNAYANLAR” M odern sanatın babası olarak bilinen Fransız post-empresyonist ressam Paul Cezanne’ın “İskambil Oynayanlar” isimli yapıtı, 2012 yılında Katar Emiri Şeyh Hamid bin Halifa El Tani tarafından 250 milyon dolara satın alındı. Sanata yepyeni bir yol açan Cezanne’ın 19. yüzyılın sonuna ait eseri, 250 milyon dolarla dünyanın en pahalı sanat eseri unvanını da kazanmış oldu. Uzun zamandır tabloyu koleksiyonunda tutan Şeyh Hamid bin Halifa El Tani’nin bu eseri, yeni inşa edilen Katar Ulusal Müzesi kazandırmak için bu kadar büyük bir rakamı gözden çıkardığı söyleniyor. “Dünya beni anlamıyor, ben de dünyayı anlamıyorum,” diyen büyük ressam Paul Cézanne’ın, bir testi ve meyvelerden oluşan natürmortu “Rideau, Cruchon et Compotier” ise 1999’da 60 milyon dolara alıcı bulmuştu. Ressamın 1893-1894 arasında yaptığı bu tablo 58x72 büyüklüğünde ve tuval üzerine yağlıboya. Ressamın natürmort yapmayı sevmesinin en önemli sebebi olarak model niyetine çalıştığı kişilerin daha fazla baş ağrıtmalarını gösteriyor. Modellerinin de tıpkı bir elma gibi saatlerce konuşmadan, hiç kımıldamadan oturmasını isteyen ressam ne yazık ki ‘istediği gibi’ bir model bulamamış. 54 Style ÇİÇEĞİ BURNUNDA REKORTMEN: “ÇIĞLIK” 2 012 yılında New York’ta açık artırmaya çıkarılan Norveçli ressam Edvard Munch’un “Çığlık” isimli tablosu, 119 milyon 922 bin dolara alıcı buldu. 1895’te tamamlanan ve kırmızı bir gökyüzü altında kafasını tutarak çığlık atan bir figürü resmeden tablo, bu satışla dünyanın en pahalı sanat eserleri arasında üst sıralara yerleşti. Birçok yapım ve esere ilham kaynağı olan tablo, insanoğlunun kaygısını anlatmasıyla biliniyor. Ekspresyonizmin en güçlü eserlerinden biri olarak kabul edilen “Çığlık” veya orijinal ismiyle “Skrik”, 1893 tarihinde yapıldı. Çığlık’ın diğer üç orijinal uyarlaması, Norveç’teki müzelerde sergileniyor. En önemli eseri: Çığlık Nerede görülür? Özel bir koleksiyona ait olduğu için ne yazık ki mümkün değil. Ancak eserin diğer üç orijinal uyarlaması Norveç’teki müzelerde sergileniyor. En pahalı eseri: Çığlık Yapılış yılı: 1895 Satış yılı: 2012 Fiyatı: 119 milyon 922 bin dolar Style 55 MÜZAYEDELERİN VAZGEÇİLMEZİ: PICASSO M üzelerdeki popülerliğinin yanı sıra müzayedelerde de en çok ilgi gören sanat eserleri 20. yüzyılın en etkileyici sanatçılarından Pablo Picasso’nun imzasını taşıyor. “Pipolu Çocuk”, 78,5 milyon sterlin; “Çıplak, Yeşil Yapraklar ve Büst” 69.9 milyon sterlin; “Kedili Dora Maar”, 67 milyon sterlin… Bu üç eser, dünyanın en pahalı 10 tablosu listesinde yer alıyor. Picasso’nun, sevgilisi ve esin perisi Marie-Therese Walter’i betimlediği “Çıplak, Yeşil Yapraklar ve Büst” adlı yapıtı, 1932 yılında Normandiya’da tek bir günde tamamlanmıştı. “Pipolu Çocuk” adlı tablosu sanatçının ünlü “pembe dönemi”ne ait bir eser. 1941 yılında yapılan “Kedili Dora Maar” adlı tablo ise Picasso’nun sevgilisi Dora Maar’ın bir portresi. Arkadaşı Georges Braque ile birlikte Kübizm akımının temelini atan, geliştiren Picasso, sanıyoruz ki sanat dünyasının en şanslı ressamı. Çünkü pek çok ünlü ressamın aksine Picasso’nun yapıtları yaşadığı dönemde ünlendi, sergilendi, müzelere kabul edildi ve çok büyük paralara satıldı. Picasso, 1973’te öldüğünde geriye yaklaşık bin 900 resim, 3 bin 200 seramik, 7 bin çizim, bin 200 heykel ve 30 bin grafik çalışma bırakmıştı. En popüler eseri: Guernica Nerede görebilirsiniz? Museo Reina Sofia / Madrid En pahalı eseri: Pipolu Çocuk Yapılış yılı: 1905 Satış yılı: 2004 Fiyatı: 104,2 milyon dolar 56 Style AMERİKA’NIN MONA LİSA’SI İ En popüler eseri: Öpücük Kendiniz görün: Österreichhische Galerie Belvedere / Viyana En pahalı eseri: Adele Bloch-Bauer’in Portresi Yapılış yılı: 1907 Satış yılı: 2006 Fiyatı: 135 milyon dolar çtenlikli bir erotizmi yansıtan kadın bedeni tabloları ve desenleriyle tanınan Gustav Klimt’in “Adele Bloch-Bauer’in Portresi” isimli tablosu, 2006 yılında bir müzayedede kozmetik dünyasının devlerinden Ronald Lauder tarafından 135 milyon dolara satın alındı. Christie’s müzayede evinin aracı olduğu bu alımdan sonra Lauder, basına yaptığı açıklamada; “Bu bizim Mona Lisa’mız” diyerek Leonardo da Vinci’nin “dünyanın en popüler yapıtı” olarak bilinen resmine atıfta bulunmuştu. Usta sembolist ressam Klimt tarafından 1907’de yılında tamamlanan tablo, sanatçının sponsorluğunu yapan Avusturyalı iş adamı Ferdinand’ın eşinin bir portresi. İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen önce Naziler Avusturya’yı işgal ettiklerinde Ferdinand Blochbauer İsviçre’ye kaçmıştı ve içinde bu tablonun da bulunduğu büyük bir koleksiyon Nazilerin eline geçmişti. Savaş sonrasında Bloch-bauer’in mirasçıları, uzun süren hukuk mücadelesini kazanarak bu koleksiyona tekrar sahip oldu. Ferdinand Bloch-bauer’in eşi, Gustav Klimt için bir başka tabloda daha modellik yaptı. “Portarait of Adele Bloch-bauer II” adlı bu tablo da 87.9 milyon dolara satılarak en pahalılar listesinde yerini aldı. Style 57 RENOIR’İN “GÖKKUŞAĞI PALETİ” R esim tarihinde çığır açan izlenimci akımın temsilcilerinden Renoir Auguste Renoir için ışığın ustası dersek yanlış söylemiş olmayız. Sanatçının en güzel tablolarından biri olan “Moulin de la Galette’ta Eğlence”, 1990 yılında Japon iş adamı Ryoei Saito tarafından 78,5 milyon dolara satın alındı. Renoir’ın aynı isimde bir tablosu daha var ama onu Paris’teki Musée d’Orsay elinde tutuyor. Ressam bu tablosunda dış mekânlarda güneş ışığının anlık oyunlarını yakalamaya çalışıyor. Renoir, “gökkuşağı paleti” ile 6 binin üstünde kadın, çocuk, çiçek ve kır resmi armağan etti sanat dünyasına. 58 Style En popüler eseri: Madam Charpentier ve Çocukları Kendiniz görün: Musee D’Orsay / Paris, Metropolitan Museum of Art / New York, Art Institute of Chicago / Chicago En pahalı eseri: Moulin de la Galette’ta Eğlence Yapılış yılı: 1876 Satış yılı: 1990 Satış fiyatı: 78,1 milyon dolar KASAYA KİLİTLENEN DR. GACHET Ç ağının sanat anlayışını altüst ederek modern resmin gerçek anlamda kurulmasına öncülük eden Vincent van Gogh’un yapıtı “ Dr. Gachet’nin Portresi” yapılışından tam 100 yıl sonra 82,5 milyon dolara Japon işadamı Ryoei Saito tarafından satın alındı. Japon işadamı Saito bu resmi kasaya kilitlemekle kalmamış aynı zamanda ölümünden sonra kendisiyle birlikte yakılması için direktif de vermiş. Aşırı tepkilerin sonucunda resmi ölünce sergilenmesi için müzeye bağışlanacağını söylemiş, ama ölümünden sonra ne yazık ki bu tablo bulunamadı. Vincent van Gogh, aynı zamanda “En pahalılar” listesinin müdavimlerinden de biri. Yoksulluk ve sıkıntı içinde geçen hayatına nazire yaparcasına ressamın bu listede 1987 yılında 49 milyon dolara satılan “Irises” ve 1998’de 65 milyon dolara alıcı bulan “Sakalsız Otoportre”si de bulunuyor. Van Gogh, Bütün bunları yaşarken hissetmiş olacak ki, “Resimlerimin satmaması konusunda bir şey yapamam. Gene de bir gün gelecek, insanlar onların boya parasından fazlasına değdiğini anlayacak,” cümlesini kurmuş. En popüler eseri: Yıldızlı Gece Kendiniz görün: Modern Sanat Müzesi / New York En pahalı eseri: Dr. Gachet’nin Portresi Yapılış yılı: 1890 Satış yılı: 1990 Fiyatı: 82,5 milyon dolar Style 59 YAKIN PLAN Yazı: Melike Yıldırım 2015’in SEYAHAT TRENDLERİ 60 Style Seyahat etmenin güç geçtikçe kolaylaştığı, seyahat severlerin dünyanın neredeyse her köşesine ulaşabildiği günümüzde seyahat trendleri de sıklıkla değişiyor. 2015, lüks kavramının anlam değiştirdiği; festivallerin, kişisel bakım kürlerinin, alışverişin, tasarımın başlıbaşına bir seyahat öznesi olabildiği bir yıl olarak çıkıyor karşımıza. Her şey planlandığı gibi giderse ilk uzay seyahatinin de gerçekleştirileceği bu özel yılın öne çıkan seyahat trendlerini derledik. Style 61 LÜKS SEYAHAT L üks seyahatin anlam değiştirdiği bir dönemdeyiz. Lüks seyahat sadece en pahalı olan anlamını taşımıyor artık; Toscana’da şarap bağlarının tam ortasındaki köyde Ortaçağ koşullarında vakit geçirmek değerli bir tecrübe olarak görülüyor ve bugünün koşullarında gerçekten lüks. Aynı şekilde Afrika’da özel arazilerde, elektrik olmayan çadırlarda safari seyahatleri de lüks seyahatin içinde yer alıyor. CEO’ların ve üst düzey yöneticilerin tercih ettiği bu turlar, hem deneyim olarak lüks hem de fiyat olarak elbette. 62 Style ENTELEKTÜEL TURLAR F arklı ülkeleri tanınmanın bir yolu da festivallere katılmak. Hem eğlenceli, hem de müzik dolu bir festivalle seyahatinizi unutulmaz kılabilirsiniz. Brezilya’nın efsane Rio Karnavalı’nda çılgınca samba yapabilir, Japonya Kar Festivali ya da Çin Yeni Yılı kutlamalarında Asya’nın farklı yüzünü görebilir, Budapeşte’deki Sziget Festivali’ne giderek müziğe doyabilirsiniz. Edinburg, Salzburg ve Verona da festivalleriyle öne çıkan gibi şehirler arasında yer alıyor. Sanatla ruhunu beslemek, ufkunu açmak isteyenler için bir diğer alternatif de dünyanın farklı ülkelerinde gerçekleşen çağdaş sanat fuarları, bienaller, müzayedeler… Fuarlar sırasında eşzamanlı yer alan özel etkinlikler, sergiler, performanslar, sokak enstalasyonları sayesinde şehirler adeta birer sanat üssüne dönüşüyor ve sanatseverlerin bululma noktası haline geliyor. Style 63 SAĞLIK Ş u bir gerçek ki artık hiçbirimize deniz, kum ve güneş üçlüsü yeterli gelmiyor; deniz tatilinin dışında bizi yenileyen, ruhumuzu ve bedenimizi arındıran, yıl boyu yitirdiğimiz huzuru ve sakinliği kısa da olsa yaşamamızı sağlayan bir tatil düşlüyoruz. Stresten arınmaktan kilo vermeye, sigarayı bırakmaktan esneklik ve fitlik kazanmaya, hastalıkları önlemekten yaşam kalitesini arttırmaya çok farklı sebeplerle yapılan ‘sağlık seyahati ’günümüzün en yükselen trendleri arasında yer alıyor. SPA merkezleri, termalleri kapsayan kür turizmi, konsept oteller, bakım merkezleri, Day SPA’lar, Club SPA’lar ve SPA oteller yeni tatil alternatiflerimiz arasında yerlerini alıyorlar. Hafta sonu sürecek şekilde kısa da olsa sağlık seyahati kaçamakları bir nevi ‘Teknoloji Detoksu’ da sağlıyor. Bilgisayar, cep telefonu, tablet ekranlarından bir süreliğine de olsa uzaklaşarak ‘fişi çekmek’ ve arınmak sağlık otellerinin sunduğu en büyük lüks. 64 Style ALIŞVERİŞ S eyahatin her daim başlıca sebeplerinden biri olan alışveriş bu yıl da cazibesini yitirmiyor. Önümüzdeki dönemde alışveriş odaklı seyahatler her yerde bulunamayana yönelik gerçekleştirilecek gibi görünüyor. Konu sadece alışveriş yapmak değil, gidilen ülkelerden anlamlı objeler ya da ürünler biriktirmek. Bu bir nevi kültür koleksiyonerliği gibi. Orijinal parçalar, geleneksel ürünler, tarihi alışveriş merkezleri de bu anlamda büyük değer görecek. Geleneksel butikleri, köklü tarihi ve özgün mimarisiyle tarihi Kapalıçarşı da bu anlamda popülaritesini giderek artıracak merkezlerden biri. Style 65 WISH LİSTESİ S öz konusu seyahatse hemen hepimizin ilk 5 listesi vardır diye düşünüyoruz. En çok merak ettiğiniz, sokaklarında kaybolmak istediğiniz, resimlerine bakıp videolarını izlediğiniz ilk 5 şehri düşünün ve rotanızı çizin. Hemen olması da şart değil, ilk fırsatta listedeki bir şehri görmeye çalışın. Gerçek gezginler için diğerlerinin nereye gittiği değil kendi hayalleri çok daha önemli. Havana, Paris, Roma… Maldivler, Moskova, Marakeş… 66 Style LAR KISA KAÇAMAK an ve tekrarlan elki de en güzel tatil sık ışa sahip olanlar kısa sürendir. Bu anlay ndirecek ve yoğun haftasonlarını iyi değerle kendilerine kısa hayat temposu içinde ekler. İster Abant’ta kaçamaklar hediye edec er Bodrum’da deniz yeşillikler ortasında, ist dan nsa’nın üzüm bağların kıyısında isterseniz Fra dolu bir kaçamak ya da birinde şarap ve peynir lezzet odaklı iki gün… Barselona’da müzik ve B Style 67 SAFARİ H emen hepimizin olmazsa olmaz rüya tatillerinden biridir safari. Uçsuz bucaksız düzlükler, eşsiz günbatımları, yıldızlarla dolu geceler, vahşi bir doğa, çöller, kumullar… Doğa ve vahşi yaşam ile buluşma yaşamaya fırsat veren safari de 2015’te daha çok kişi tarafından deneyimlenecek. Kenya, Tanzanya, Botswana ve Güney Afrika safarinin vazgeçilmez destinasyonları. Safari’nin yeni gözdesi Namibia, uçsuz bucaksız göz kamaştırıcı manzaraları, çölleri, kumulları, okyanus sahilleri, safari parkları ile eşi benzeri bulunmayan el değmemiş bir vahşi doğa deneyimi sunuyor. Başka bir yükselen safari destinasyonu ise Rwanda ve Uganda’da goril safarisi. 68 Style SPACE TRAVEL planlanan Uzay erakla beklenen ve bu yıl başlaması olmadığını Yolculuğu da gökyüzünün artık limit uzaklaşarak, uzayın bilenler için... Yeryüzünden 100 km. ı oradan görmek, siyah çizgisinin arkasına geçip dünyay dakikalar... Nefes yer çekimsiz bir ortamda geçirilecek iz adına bunları kesen bir deneyim. İşte misafirlerim ... oruz hayal ediyor ve sonrasında yaşatıy M Style 69 TREND Yazı: Berna Yılmaz Fransız kadınları tüm dünyada güzel, zarif, stil sahibi ve cool olarak bilinirler ve pek çok kadın onlar gibi olmak ister. 4 yakın Fransız arkadaşın son derece eğlenceli bir dille kaleme aldıkları How to be a Parisian wherever you are? (Nasıl Parizyen olunur?) isimli kitap ise kadınların bu arzusundan yola çıkmış ve Parizyen olmanın sırlarını açıklıyor. Biz de tüm dünyada bestseller listelerine giren bu eğlenceli kitaptan bazı öneriler derledik… 70 Style Bazı davranışlar 4 Metro beklerken, hatta süpermarkette dondurulmuş pizza seçerken bile dalgın biçimde günbatımını seyrediyormuş gibi görünür! 4 Partilere hep en geç gidendir, ve bir partiyi en eğlenceli ve umulmadık anda terk edebilir. 4 Farklı jenerasyon ve profillerden arkadaşları vardır. 4 Trendleri takip etmez, trendler onu takip eder. 4 Asla kontrolü kaybetmez, soğukkanlıdır. 4 İçindeki snob kadını sever, sahiplenir. 4 Mesaj ve mail yazarken kısaltmalar ve komik ikonlar kullanmaz. 4 Son dakikada planlanmış bir buluşmayı iptal edebilir, bunun nedenini açıklama gereği duymaz. 4 Çok pahalı bir saat ya da kocaman bir pırlanta yüzük değil, en sevdiği aksesuarı kolunun altına sıkıştırdığı gazetesidir. 4 Entelektüel açıdan kendisini besler. 4 Aşkı bir ideoloji olarak bile sever, aşka âşıktır ve aynı hafta içinde üç farklı erkeğe aşık olabilmesi de mümkündür. 4 Saçlarını yıkadıktan sonra makineyle kurutmaz, kendi haline bırakır. Böylece doğal dalgalara da kavuşabilir. 4 Cildi için temizleyici ve nemlendiricileri mutlaka vardır ve aşırı makyajı sevmez. Bazen sadece kırmızı bir ruj yeterli olur. “En ünlü Parizyenler, Fransız olmayanlardır…” Marie Antoinette, Jane Birkin, Josephine Baker, Romy Schneider… Bu ünlü isimler Parizyen olmak için Fransız olmak gerekmediğinin de kanıtı. Parizyen olmak bir tavır olduğuna göre buna nerede olursanız olun sahip olabilirsiniz. Style 71 Gardırobunda olanlar Siyah kıyafetler Uzun, klasik trençkot Jean pantolonlar Siyah küçük blazer Küçük ipek fular Beyaz gömlek Oversize tişörtler, trikolar Düz Oxfordlar, babetler Deri ceket, çanta gibi özel bir parça. Mutlaka kaliteli, pahalı ve şık olmalı ve kendiniz satın almış olmalısınız. Kendilerini özel ve pahalı hediyelerle şımartan kadınlardır Parizyenler. 4 Yüksek topuklu ayakkabılar 4 Kaliteli ve şık iç çamaşırları 4 4 4 4 4 4 4 4 4 Parizyen çelişkiler 4 Parizyen olsa da kadınlar biraz tutarsız olabilir. Mesela: Herkese merhaba der, ama aslında hiç kimseyle konuşmak istemez. 4 Dört peynirli pizza yese de kahvesinde organik tatlandırıcı kullanır. 4 Çok pahalı ayakkabılar satın alır ama onları cilalamak pek aklına gelmez. 4 Gece partilerde bir sürü alkolü birlikte tüketse de gündüz mutlaka yeşil çay içer. 4 Çevrecidir ama bazen ekmek almaya arabayla gidebilir. Gardırobunda ASLA olmayanlar 4 İmitasyon çantalar 4 Üstünde büyük logolar olan kıyafetler (Çünkü o bir kadın, billboard değil.) 4 Orta topuklu ayakkabılar 72 Style Parizyen tarif Parizyenler arkadaşlarını ağırlarken pizza söylemezler, basit ama seksi tarifleri vardır. Çikolata fondan gibi… Çikolata ve tereyağını benmari usulü eritin. Ayrı bir kasede yumurtaları şekerle çırpın, unu ekleyerek çırpmaya devam edin. Erittiğiniz çikolata ve tereyağı ikilisini yumurtaun-şeker karışımına ekleyin. Hazırladığınız karışımı orta boy bir fırın tepsisine koyun, önceden ısıtılmış fırında, 180 derecede 30 dk pişirin, piştikten 10 dk sonra kekiniz servise hazır olacak… Çikolata fondan (6 kişilik) Malzemeler: 4 130 gr. tereyağı 4 200 gr. bitter çikolata 4 4 yumurta 4 50 gr. şeker 4 60 gr. un Favori kitapları 4 4 4 4 4 Yabancı, Albert Camus Günlerin Köpüğü, Boris Vian Madam Bovary, Gustave Flaubert Kötülük Çiçekleri, Charles Baudelaire Lolita, Vladimir Nabokov Style 73 Parizyen olmak! Paarizyen kadının yaşadığı her an film karesinden fırlamış gibi durmalıdır! O, kategorisindeki en mükemmel kadın gibi davranır ve bu bakış açısı tüm hareketlerine yansır. 74 Style İdeal erkekleri 4 Kaslı değil. (Erkeğin ağırlık çalışmasındansa kitap okumasını tercih ederler.) 4 Kirli sakallı. (Ama asla kirli değil) 4 Komik. 4 İyi bir sınıfa mensup. 4 Kötü çocuk. (Fakat her zaman bağışlanabilir…) Ve bazı tavsiyeler 4 Kendine yakışan parfümü 30 yaşına kadar bul, daha sonraki 30 yıl da onu kullanmaya devam et. 4 Aşkın karşına nerede ve ne zaman çıkacağı olmaz, her zaman hazırlıklı ol. 4 Yaşlanmak, erkenden yatağa gitmek için bir gerekçe değildir. 4 Sadece tek bir kazağın olacaksa, kaşmir olsun. 4 Artılarının ve eksilerinin farkında ol. 4 Finansal açıdan kimseye ihtiyacın olmasın, bu sayede aşk ve parayı birbirine karıştırmazsın. 4 Sadece tek bir hayatın olduğunu bil ve onu dolu dolu yaşa. 4 Yatağa girerken mücevherlerini çıkarmasan da olur ama makyajını mutlaka çıkar! 4 Dışarı çıkmadan önce mutlaka parfüm sık. 4 Kendi kendinin şövalyesi ol, kendine çiçekler al, aromaterapi masajı yaptır, şımart... 4 Belli bir yaştan sonra saçların ya sadece beyaz olsun ya da tek bir beyaz bile olmasın, tuz ve karabiber sadece yemek masasında makul karşılanabilir. 4 Aşırı makyaj, aksesuar ve renkten uzak dur; çabasız bi güzellik ve şıklık yakala. Style 75 TEMAT‹K Yazı: Sabri Kaliç YOLA DÜŞÜREN FİLMLER Filmler vardır insanı hüzünlendirir, filmler vardır insanı güldürür, hayal kurdurur, cesaret verir… Bir de bizim “kalk da gidelim filmleri” dediğimiz filmler vardır ki onlar da yollara düşme, bir yerlere gitme isteği uyandırır insanda. Bu filmleri izlediğinizde içinizden yükselen gitme arzusunu dizginleyemezsiniz; keşfetmek, yolda olmak istersiniz… Bu yazımızda istedik ki bu tür filmler arasında bir yolculuk yapalım. İşte yola düşüren filmler… 76 Style Style 77 ROMA TATİLİ (1953) EASY RIDER (1969) Yönetmenliğini William Wyler’ın yaptığı ve başrollerini Audrey Hepburn ve Gregory Peck’in paylaştıkları film, bir prensesin Roma’ya yaptığı gezi sırasında korumalarını atlatarak bir maceraya atılması ve bu sırada da Amerikalı bir gazeteciyle ateşli bir aşk yaşamasını anlatır. Konu bu gibi görünse de film öyle bir çekilmiştir ki kendinizi bir aşk filmi değil, “Roma gezi rehberi” seyrediyor gibi hissedersiniz. Gazeteci Joe (G. Peck) prenses Anya’yı (A. Hepburn) Roma sokaklarında ve önemli ziyaret yerlerinde öyle bir gezdirir ki, film bittiğinde hayatında hiç Roma’ya gitmemiş biri bile Roma’daki gezilecek, görülecek tüm yerler hakkında bir fikir sahibi olabilir. Sözün özü, Roma bugün her yıl milyonlarca turist çekiyorsa, bunun kökenlerini Rom Tatili gibi filmlerde aramak hiç boşuna olmayacaktır. “Yol filmi” muhabbeti yaparken anılmaması olanaksız bir filmdir Easy Rider. Hatta “yol filmi” kavramını yaratan filmdir. Olağanüstü sahneleri, doğaçlama diyalogları, mükemmel oyunculuklarıyla insanı dumura uğratabilecek bir filmdir. Jack Nicholson’ı düşük bütçeli filmlerin oyuncusu olmaktan kurtarıp, tam anlamıyla “star” yapan bir filmdir. Şarkıları bugün bile dillerden düşmeyen bir filmdir. 1960’ların Amerika’sını en acımasız biçimde gözler önüne seren, adeta belgesel bir filmdir. “Bir yere varma”nın değil, “yolda gidiyor olma”nın destanını anlatan bir filmdir. Özgürlüğün insanı ürkütecek derecede sergilendiği bir filmdir. Jack Nicholson’a ilk Oscar adaylığını getiren filmdir. Bağımsız sinemanın en tartışılamaz örneği bir filmdir. Velhasıl “film gibi film”dir... 78 Style PARIS, TEXAS (1984) Yol filmleri listesinin olmazsa olmazlarından biri de Paris, Texas olmalı. Filmin isminden dolayı beklentiler bizi şaşırtabilir, filmdeki yolculuk Paris ve Texas arasında değil çünkü. Wim Wenders’ın en iyi filmlerinden biri olan Paris, Texas aynı zamanda bir aşk filmidir de. Travis 4 yıldır kayıptır. Texas’tan gelen bir telefon Travis’in kardeşine onun hastanede olduğunu bildirir. Travis’in gidişiyle ortadan kaybolan karısı ve kardeşinin baktığı bir de çocuğu vardır. Çocuğuna kavuşan Travis, karısını da aramak üzere yola çıkar. Style 79 WILD AT HEART (1990) THE LORD OF THE RINGS (2001) Klasik anlamda bir yol filmi olmasa da, Yüzüklerin Efendisi’ni böylesi bir listeye koymamak yanlış olurdu. Hobbitler, Elfler, Troller, Orklar arasında geçen bu sıra dışı 3 film üçlemesinde türlü türlü yollardan, en acayip patikalardan, hiç görmediğimiz dünyalardan geçmişiz. Yol filminin maksadı “gitmek”se, Yüzük Kardeşleri, Orta Dünya’dan kalkıp Sauron’un kara topraklarına kadar gitmemişler mi? Öyleyse Yüzüklerin Efendisi yol filmlerinin fantastik efendisidir diyebiliriz. 80 Style Elleri öpülesi yönetmen David Lynch’in, Nicholas Cage’in Nicholas Cage olduğu zamanlarda Laura Dern ile başrollerini paylaştığı şaheseri, yol filmlerinin ağababası olarak kabul edilebilir. Aslen “kalben çatlak” iki insanın aşkını –ve âşıkların yine tepeden tırnağa çatlak yakınlarının bu aşka müdahalelerinianlatan filmi en iyi özetleyen söz belki de kızımızın asıl oğlana “Senin için dünyanın öbür ucuna dek giderim” cümlesidir. Wild at Heart’a abayı yakmak için sayısız neden sıralanabilir aslında, ama biz damardan oyunculukları, her biri oya gibi işlenmiş karakterleri, Cage’in unutulmaz Elvis taklidini ve tabii ki başlı başına bir film karakteri konumundaki “yol”un ta kendisini ilk sıralara yazalım. THELMA & LOUISE (1991) Son yirmi yılın kült filmleri listesine bodoslama dahil edilebilecek bir film olan Thelma&Louise, her nebze farklı bir şerbet sunduğu için belki de tadına doyum olmuyor. İlk bakışta klasik Amerika panoraması önünde bir yol filmi olarak haklı bir şöhrete kavuşan filmimiz, Susan Sarandon ve Geena Davis gibi iki starı ile feminizm akımının en güçlü temsilcilerinden biri olmanın yanında, kız kıza yolculuğun tadının başka hiçbir şeyde bulunamayacağını da hatırlatıyor latif cinse… SIDEWAYS (2004) Bağlar bahçeler, harikulade manzaralar, tadı damakta kalan enfes mi enfes şaraplar… Böylesi bir yol macerası hangimizi cezp etmez ki? Çantalarınızı hazırlayıp yollara düşmeden önce yakın dönemin bu keyifli bağımsız filmini kısaca hatırlamak istemez misiniz? Biri başarıyı yakalayamamış yazar/öğretmen, diğeri şöhret peşinde ikinci sınıf bir aktör olan iki arkadaş, orta yaş krizi öncesinde kimliklerini yeniden keşfe çıkıyor. Tabii bu keşifte fermente edilmiş üzüm suyu ayrı bir rol oynuyor! Ee, ne demişler, insan insanı en iyi yolda tanır! Style 81 THE MOTORCYCLE DIARIES (2004) Plan: Dört ay içerisinde 8000 kilometrelik bir yolculuğu tamamlamak. Amaç: O zamana dek yalnızca kitaplardan tanıdıkları bir kıtayı bizzat keşfe çıkmak. Tur rehberi: Che Guevera. Eğer hâlâ seyahat havasına giremediyseniz sizde bir sorun var demektir! Henüz 23 yaşında bir tıp öğrencisiyken, okuldan bir sömestr izin alıp dünyayı keşfe çıkan müstakbel lider Ernesto Che Guevera’nın peşi sıra, Buenos Aires’ten başlayıp Venezuela’ya kadar uzanan ve tüm bu süreç boyunca Latin Amerika’nın her türden büyüleyici atmosferini beyazperdeye taşıyan filmimiz, türünün en etkileyici örneklerinden. LITTLE MISS SUNSHINE (2006) Anneannemin “Yedi deliler dokuz oturaklılar” şeklinde özetleyeceği, nevi şahsına münhasır karakterlerden oluşan cinsin şahikası bir aile, son derece şirin fakat bir o kadar da tombik küçük kızlarını, sevimsiz mi sevimsiz Miss America çocuk güzeli yarışmasına sokarlarsa ne olur? Yalnız bu düşünceyle ensenizden aşağı soğuk terler indiyse bir de ailenin geri kalanını tanımayı deneyin: Başarılı olmaya, ne pahasına olursa olsun kazanmaya takmış, ancak kendisi tam bir “loser” olan baba, umutsuz bir çabayla ailesini bir arada tutmaya uğraşan biçare bir anne, savaş pilotu olana dek sessizlik yemini etmiş Nietsche hayranı ergen bir ağabey, intihara teşebbüs etmiş homoseksüel-entelektüel dayı ve eroin bağımlısı bir dede… İşte bunların hepsini alıyoruz, freni tutmayan kapısı kırık sarı bir minibüsün içine tıkıp yollara döküyoruz. Şamata müthiş, macera gırla… 82 Style INTO THE WILD (2007) Kendinizi cesur addediyorsanız bir kez daha düşünün: Amerika’nın seçkin üniversitelerinden birinden başarıyla mezun olduktan sonra işini gücünü, kariyer planlarını ve 24 bin dolarını bırakıp kendini bulmak için otostopla Alaska yollarına koyulan bir gönül adamı var karşımızda! “Hadi canım, bu yalnızca film icabı, gerçek hayatta öyle şey olur mu?” diyecek olursanız, “Aha da film gerçek bir hayat hikâyesine dayanmakta” deyiveririz size! Şaka gibi ama bir o kadar da ilham verici konusu ve taa Atlanta’dan başlayıp Alaska’ya dek uzanan Kuzey Amerika panoraması ile insanı kendinden geçiren bir film ile karşı karşıyayız. Yönetmenin muhteşem insan Sean Penn olduğunu da ayrıca belirtmiş olalım. EAT, PRAY AND LOVE (2010) Julia Roberts’ın başrolünde olduğu “Ye Dua Et Sev”, zaman zaman hepimizin yaşadığı “her şeyi bırakıp gitme isteği”ni gösteriyor. Filmde zorlu bir boşanma süreci atlatmış olan Elizabeth yeni bir başlangıç aramak için konforlu hayatını geride bırakıp yola koyulur. Bu yolculuk dünya turuna döner ve Elizabeth yepyeni bir kadın haline gelir. Filmin ve filme kaynak olan kitabın piyasaya çıktığı dönemde pek çok insan hayatlarında erteledikleri değişimleri yaptı. Vazgeçmenin; zamanı gelince kariyer, para, konfor gibi şeyleri geride bırakıp gidebilmenin kendilerine bambaşka kapılar açabileceğini gördüler. Film, hayatını değiştirmek isteyen insanlar için bir yol gösterici oldu. Ve tabii ki İtalya, Hindistan ve Bali turlarında patlama yaşandı. Style 83 TEKNOLOJİ Yazı: Berna Yılmaz ı r a l n Bu z i n i t t e f ş ke mi ? İnternet sayısız yenilikle dolu, her gün yeni bir web sitesiyle karşılaşıyoruz ya da yeni bir uygulamanın popüler olduğunu görüyoruz. Bazı uygulamalar ise kullanışlı arayüzleri ve işlevleriyle pek çok akıllı telefonun, tabletin olmazsa olmazı. Eğer sizin tek tek keşfetmeye vaktiniz yoksa dijital dünya önerilerimize göz atın! Airbnb.com S eyahatte ev konforu yaşamak istemez misiniz? O zaman airbnb.com’dan oda ya da ev kiralamayı denemelisiniz. Otellere kıyasla daha uygun fiyatlara yer bulabiliyorsunuz üstelik. iPhone ve diğer akıllı telefonlar ve tabletler için uygulaması da bulunan airbnb’ye üye olmak oldukça basit. Bilgilerinizi doğru olarak dolduruyorsunuz, karşınıza çıkan seçeneklerden birinin sahibiyle bağlantıya geçiyorsunuz. Ev ve ev sahiplerinin daha önceki kiralamalardaki puanlarını görebiliyor olmak büyük avantaj. Aynı zamanda güvenilirliği de artırıyor. Bize göre artık klasik otelleri unutup ilk airbnb rezervasyonunuzu yapın, ev sahibinizin şahane bir insan olması olasılığına karşı yanınıza birkaç kutu Türk lokumu alabilirsiniz mesela. 84 Style GateGuru Seyahatinizi kolaylaştıracak GateGuru adı üstünde bir yolculuk gurusu ve kullanımı kolay bir uygulama. Bu uygulama sayesinde uçuşlarınızı, rötarları, kalkış ve varış zamanlarını kolayca kontrol edebilir; gideceğiniz destinasyonun hava durumundan havaalanına en yakın yeme içme noktalarına kadar tüm bilgilere sahip olabilirsiniz. İneceğiniz havalimanından kolay araç kiralama da GateGuru’nun sunduğu hizmetler arasında. Polyvore Bir modasever olarak hala tanışmadıysanız polyvore.com’a uğrayın ya da polyvore uygulamasını indirin. Bir moda editörü edasıyla muhteşem kombinler yapabilirsiniz. Yaptığınız kombinleri, kolajlar ve sunumları diğer kullanıcılarla online olarak paylaşabilirsiniz. Bonusbay.com “Akıllı harca, mutlu yaşa” sloganıyla Amerika’dan sonra Türkiye’ye de gelen bonusbay, booking.com’dan markafoni’ye kadar pek çok portalda satın alabileceğiniz ürün ve hizmetlerin bir kısmını nakit bonusa dönüştürüyor. Böylece alışveriş yaparken de para kazanabiliyorsunuz. Yüzlerce online mağaza ve teklifi görmek için bonusbay.com’u sık kullanılanlarınıza ekleyin. Style 85 VSCO Instagram hayatımıza girdiğinden beri fotoğraflar daha önem kazandı. Şimdi en doğru filtrelerin, rötüşların peşinde koşuyoruz. Bize göre fotoğraf işleme uygulamalarının en iyisi VSCO. Küçük bir ücret karşılığında akıllı telefonlarınıza indirebileceğiniz VSCO, özellikle filtreleriyle benzer uygulamaların önüne geçiyor. Fotoğraf seviyorsanız aklınızda olsun. Spotify Yeni olmayan ama ya keşfetmeyen kaldıysa kaygısıyla hatırlatma gereği duyduğumuz şahane müzik application’ı Spotify. Albümlerinizi oluşturuyorsunuz, paylaşıyorsunuz, sevdiğiniz albümleri favorilerinize ekliyorsunuz. Aylık 10 lira gibi bir ücreti olan uygulama offline iken müzik dinlemeye de olanak sağlıyor. Böylece hiçbir yerde müziksiz kalmıyorsunuz. 86 Style Chic Feed Malum, artık yalnızca ünlü tasarımcılar değil, sokaktaki stil sahibi kişiler de trendlerin belirlenmesinde etki sahibi olabiliyor. Chic Feed; The Sartorialist, Face Hunter, Lookbook, Altamira NYC, Jak And Jill Blog ve Cherry Blossom Girl gibi sokak modasının en popüler sitelerindeki tüm güncellemeleri tek bir çatı altında topluyor, sizi farklı uygulamalarla uğraşma derdinden kurtarıyor. Crowsflight Oldukça basit bir uygulama olan Crowsflight, sadece GPS verilerinden yararlanan mobil bir pusula. Basit görünüşüne karşın aynı zamanda kullanışlı da olan bu uygulama ile yönünü merak ettiğiniz herhangi bir yerin hedef bilgisini (şehir, bölge ya da park gibi) belirtmeniz yeterli oluyor. Sonrasında Crowsflight size varış noktanıza kadar eşlik ediyor. MyNetDiary Yaza girerken hepimizin ortak derdi: Fazla kilolar! Kış boyunca kalın kıyafetlerin altında kendini gizli, saklı barındırmayı başaran yağlar, yazlık kıyafetlerle gözler önüne serilmiş durumdalar. Tam da ‘ben bu kilolardan nasıl kurtulacağım?’ diye hayıflanırken uygulamalar imdadımıza yetişiyor. En kapsamlı ve en kolay diyet uygulamaları arasında yer alan MyNetDiary’i keşfedebilirsiniz. 40’tan fazla ekranı ve 416 bin gıdaya ait veritabanı ile internet bağlantısına gerek duymadan 3,99 $ karşılığında iPad, iPhone ve iPod’larda kullanılabiliyor. Harcamanız gereken kalori değerini yaşınız, kilonuz, boyunuz ve cinsiyetinize göre kolayca bulup kendi diyet programınıza entegre edebildiğiniz bu uygulama ile milyonlarca insan hedeflediği kilo değerine ulaşabilmiş. Neden siz de onlardan biri olmayasınız? Ayrıca bu uygulama sayesinde haftalık egzersiz programı düzenleyebilir, vücudunuzla ilgili tüm gelişmeleri çeşitli diyagram ve grafiklerin yardımıyla adım adım takip edebilirsiniz. Style 87 LEZZET Mutfağın gizemli yüzü: mantar Mutfak dünyasının belki de en seçkin yiyeceklerinden biri. Gastronomide değeri zaman zaman altınla boy ölçüşen, müzayedelerde kıyasıya bir rekabetle satışa sunulan bu değerli tür, aynı zamanda trajik ölümlerin de müsebbibi… Ölümle yaşamı bu denli iç içe sunduğu için “öldüren cazibe” yakıştırması en çok mantara yakışıyor belki de. İlkbaharın ve sonbaharın en güzel günlerinde tatlı bir sürpriz gibi karşımıza çıkan mantar, kokusu, tadı ve etsi yapısıyla mutfaklarımızın en özel lezzetlerinden biri olmayı sürdürüyor. 88 Style İ lkbaharın en güzel müjdecilerinden biridir mantar. Doğanın uyanıp yeniden hayat bulduğu ve ölümü andırırcasına derin bir uykuya daldığı iki farklı mevsimde, sanki ölümün ve yaşamın habercisidirler. Ölüm ve yaşam kavramları, belki de en çok, doğanın bu en tuhaf, en gizemli varlığına yakışır. Son derece trajik, katliam derecesinde ölümlerin sebebi olabilir mantar. Ancak insanoğlu ne olursa olsun uzak duramaz bu lezzetten. Pişmiş ya da çiğ haliyle başka hiçbir yenebilir nesnede olmayan kokusu, tadı, etsi yapısıyla yemeklerimizin eşsiz tatlandırıcısı, gizemli türüdür mantar. Ne bitki ne de hayvanlar dünyası içinde yer alan; ikisinin arasında bir yerde duran mantar, bu yönüyle bilim adamlarını da şaşırtmayı başarmış bir tür. Yapı itibariyle diğer sebzelere göre çok daha ilkel olan mantar, fotosentez işlevini yapamadığı için ağaç köklerine yapışıp şeker ihtiyacını köklerin- den temin ederken ağaçlara da mineral veriyor. Diğer bitkilerden farklı yapıda olan mantarlar içeriğinde glutamik asit bulundurduğundan içine katıldığı yemeklerin lezzetini artırıyorlar. Mantarlar nemli ortamlarda gelişirler, bu nedenle yağmurlardan sonra topraktaki sporlar çimlenerek mantarları oluştururlar. Mantarlar arasında insanların çeşitli amaçlarla yararlandıkları türler de vardır. Fermantasyon yaparak alkollü içkilerin hazırlanmasında ve ekmek yapımında kullanılan Saccharomyces türleri, antibiyotik elde etmek için kullanılan Penicillium türleri gibi. Mantar cinsleri içinde 60 kadar türe sahip olan Amanita cinsinin bazıları yenebilen mantarları oluşturur. Aynı cinsin bazıları ise öldürücüdür. Tüm bu özellikleri bir yana gastronomide en değerli gıda maddelerinden biri olarak kabul edilir mantarın bazı özel türleri. Trüf mantarı olarak bilinen bu türün siyah ve beyaz olmak üzere iki cinsi bulunur. Daha makbul olan beyaz türüne Fransa ve İtalya’da rastlanırken, siyah türü Türkiye’de dâhil dünyanın çeşitli yerlerinde bulunabilir. Ağaç kökleri arasında yetişen ve şeklini yetiştiği topraktan alan trüf mantarını bulmak aynı zamanda çok da zahmetlidir. Meşe ve kestane ağaçlarının köklerini seven, değeri açısından zaman zaman altınla boy ölçüşen trüf mantarı, pek çok gurmenin de vazgeçemediği bir lezzet. Baharın en güzel zamanı geldi; şimdi yağmurlardan iyice ıslanmış toprak, suya doymuş yaprak ve ağaç gövdelerinde bin bir çeşit mantarla buluşma zamanı. Siz siz olun, bu seçkin lezzete sofralarınızda yer verin. MANTARIN FAYDALARI Mantar, B1, B2, B6 ve D vitaminleri açısından çok zengin. Kalsiyum, fosfor, potasyum, demir ve bakır yönünden azımsanmayacak ölçülerde mineral içeriyor. Potasyum en çok muzda bulunur diye bilinir ama mantarda, muzdakinStyle 89 parlak renkli sebzelerle birlikte tüketildiğinde antioksidan özelliklerini artırmak mümkün olur. İYİ BİR DİYET TAMAMLAYICISI den daha çok potasyum var. Potasyum kemik sağlığı, sinir iletişim ve kas fonksiyonu için gerekli olan temel bir mineraldir. Mantarın sodyum oranı çok düşük, yüksek tansiyon ve kalp hastalarının bile, rahatlıkla tüketebileceği bir besin mantar. Bol miktarda demir minerali içeriyor. Selenyum, E vitamini ile birlikte hareket ederek, hücre zarında serbest radikal hasarını engelliyor. Mantarlar, tiroid fonksiyonu için gerekli olan ayrıca dokulara zarar veren serbest radikallere karşı vücudu koruyan, antioksidan özellik taşıyan selenyum için de iyi bir kaynak. Mantar, kırmızıbiber, kabak, havuç, brokoli gibi 90 Style Kolesterol, karbonhidrat değeri ve kalorisi düşük olan mantar, diyet yaparken imdadınıza yetişebilir. Porsiyon başına 15 kalori içeren son derece düşük kalorili bir alternatif olarak sofranızda rahatlıkla yer verilecek yiyecekler arasında yer alır. Mantar lifli olması sebebiyle tok tutar ve kabızlığa iyi gelen yiyeceklerdendir. Yüzde 80-90 oranında sudan oluşur, etli yemeklere benzer bir lezzet içerir. Mantarla omlet, sebzeli mantar sote ya da mantar çorbası gibi kalorisi düşük, tok tutan tercihler yapabilirsiniz. PİŞİRİRKEN BUNLARA DİKKAT EDİN Mantar, pişerken su çekmeyen, aksine su bırakan bir sebze. Bu yüzden mantarı pişirirken içine çok az su koymalısınız. Saklamadan önce mantarları kesinlikle yıkamayın, nemli bir bezle silin. Satın aldıktan sonra beş gün içinde tüketmeniz gerektiğini unutmayın. Mantarı soymayın, sapları da vitamin içerdiği için mümkün olduğunca hepsini kullanabilirsiniz. Çok farklı metotlarla ızgara, haşlama, fırında veya sote olarak pişirebilirsiniz. Style 91 t TARİFLER n a MANTAR, TÜM DÜNYA MUTFAKLARININ VAZGEÇİLMEZLERİ ARASINDA. GEREK YEMEKLERİN İÇİNDE, GEREK ANA MALZEME OLARAK MANTARIN KULLANILDIĞI BİN BİR ÇEŞİT YEMEK MEVCUT… İŞTE MANTAR DENİNCE AKLA GELEN BAŞLICA TARİFLER… MANTAR DOLMASI Malzemeler 4 Bir paket mantar 4 Dereotu 4 Dilediğiniz kadar taze kaşar 4 Tereyağı Tarifi: En irilerinden aldığınız mantarları iyice yıkayıp suyunu süzdükten sonra saplarını çıkartın. İncecik kıyılmış dereotu, rendelenmiş yağlı taze kaşar ve tereyağını iyice karıştırıp mantarların içine doldurun. Çift taraflı yanan fırında mantarları önce alt tarafı daha sonra da üst tarafları kızaracak kadar pişirin. MANTAR ÇORBASI Malzemeler 4 Bir paket kültür mantarı 4 4 yemek kaşığı zeytinyağı 4 1 yemek kaşığı tepeleme un 4 1 su bardağı süt 4 4 su bardağı kaynamış su 4 Karabiber, tuz 4 1 yemek kaşığı maydanoz 4 Yarım limonun suyu MANTARLI PİLAV Malzemeler 4 Bir paket kültür mantarı 4 2 su bardağı pirinç 4 3 su bardağı su 4 3 yemek kaşığı tereyağ 4 Kaya tuz 92 Style Tarifi: İkiye böldüğünüz mantarların üzerine limon suyunu serpin. Bölünen parçaları ince ince doğrayın. İnce ince kıydığınız maydanozları ve kaynar suyu hazır edin. Çorbanın sosu için unu ve sütü çırpma teli ile çırpın. Zeytinyağı ve mantarı ilave edin. 2 dakika kavurun. 4 su bardağı kaynar su ve çorbanın sosu ilave edilecek, karıştırılacak. Kaynamaya başladıktan sonra düşük ateşte 25 dakika pişirilecek. Tarifi: Pirinci sıcak suda yarım saat bekletip süzün. Mantarları ikiye ya da dörde bölün. Tereyağını pilav tenceresine koyup eritin. Tereyağının üzerine süzdüğünüz pirinci ve mantarları ekleyip kavurun. Ardından tuz ve suyu ekleyin. Kaynamaya başlayınca altını kısıp suyunu çekene kadar yaklaşık 15 dakika pişirin. Suyu tamamen çekince altını kapatıp 15 dakika demlendirin. r a t n FIRINDA MANTAR Malzemeler 4 800 gr. mantar 4 2 adet soğan 4 Tereyağı 4 Peynir 4 100 gr. krema 4 Ekmek Tarifi: Soğanları yemeklik doğrayıp az bir tereyağı ile öldürün. Ardından kesip doğradığınız mantarları ilave edip suyunu çektirene kadar pişirin. Ara sıra karıştırın fakat kapağını kapatmayın aksi takdirde sulu olur. Tuz ve karabiberini de ilave edin. Daha sonra bir borcamda mantarları krema peynir rendesi ve ekmek parçaları ile karıştırıp fırına verin. Üstü kızarınca servis edin. Afiyet olsun. MANTARLI OMLET Malzemeler 4 7-8 dilimlenmiş mantar 4 Tereyağı 4 Tuz 4 5 adet yumurta 4 1 su bardağı kaşar peyniri MANTARLI MAKARNA Malzemeler 4 1 paket makarna 4 5-6 adet mantar 4 2 adet domates 4 5-6 adet siyah zeytin 4 3 diş sarımsak 4 2 yemek kaşığı zeytinyağı 4 Tuz Tarifi: Mantarları tereyağıyla suyunu salıp çekene kadar orta ateşte kavurun. Yumurtaları başka bir kaba kırıp tuzunu ve istediğiniz baharatı ekleyin. Bir çatalla çırpın. Teflon tavaya tereyağı koyun ve kızdırın. Yumurtaların yarısını ekleyin. Pişmeye başladıkça tavayı öne arkaya sürekli sallayın ki yumurta yapışmasın. Mantarları ortasına koyup, kalan yumurtayı da ekleyin. 2 yüzü de pişen omlete rendelenmiş kaşarı ekleyip mısırı ekleyin. Spatula yardımıyla omleti ikiye katlayın, biraz daha pişirip servis tabağına alın. Tarifi: Makarnayı pişirin. Diğer tarafta ezilmiş sarımsakları ve domates püresini 2/3 dakika çevirin. İçine mantarları şerit şerit doğrayarak atın. Ardından zeytinleri ekleyin. Süzülmüş makarnayı da bu karışıma ekleyerek 5 dakika kadar çevirin. Style 93 AJANDA TÜM ETKİNLİKLER ELİNİZİN ALTINDA Magnum - Unutulmaz Fotoğraflar İSTANBUL Modern Fotoğraf Galerisi’nin 26 Şubat- 2 Ağustos 2015 tarihleri arasında gerçekleşen yeni sergisi “Magnum Kontakt Baskılar”, dünyanın en prestijli fotoğraf ajanslarından Magnum Photos’un geçtiğimiz yüzyıldan bu yana görsel kültürde iz bırakan fotoğraflarının yaratım süreçlerini kontakt baskılar üzerinden keşfe çıkıyor. Sergi, Henri Cartier-Bresson, Robert Capa, Elliott Erwitt, Eve Arnold, Josef Koudelka, René Burri gibi fotoğraf sanatının efsane isimlerini de barındırıyor. Ödüllü küratörden “Sesle Avlanan” GENÇ küratörlere destek vermek ve güncel sanat alanında yeni projeleri teşvik etmek amacıyla geçtiğimiz yıl ikincisi düzenlenen Akbank Sanat Uluslararası Küratör Yarışması 2014’ü kazanan Hollandalı küratör Niekolaas Johannes Lekkerkerk, “Sesle Avlanan / Percussive Hunter” isimli sergisi ile 11 Mart - 16 Mayıs tarihleri arasında Akbank Sanat’ta sanatseverlerle buluşuyor. 94 Style Hoş geldin Boyacı ERDAL Özyağcılar uzun bir aradan sonra Donald Churchill’in yazdığı ve Füsun Günersel’in dilimize çevirdiği “Hoşgeldin Boyacı” ile 31 Mart’ta Yunus Emre Büyük Salon’da sizlerle... Walter, hayatı boyunca aktör olma hayalleri kurarken para kazanmak adına boyacılığa başlamıştır. Bir gün bir evi boyarken birden Marcia ile karşılaşır, üzerine kapı çalınır; gelen kocası tarafından aldatılan Jane’dir. Hoş geldin Boyacı, 31 Mart’ta Yunus Emre Kültür Merkezi’nde. “Nostomania” Sanatorium’da RESSAM Erol Eskici’nin Sanatorium’daki ilk kişisel sergisi “Nostomania”, sanatçının son iki yıllık çalışmalarını bir araya getiriyor. Sanatçı, şiddetli bir eve dönme arzusuna işaret eden ‘nostomania’ kelimesinin ışığında, çocukluk dünyası ile ideolojinin aygıtlarının hüküm sürdüğü yetişkin dünyasını karşı karşıya getiriyor. Sergi 28 Mart’a kadar açık olacak. İstanbul’dan Sayfalar ASİTANE, Deraliyye, Dar-ül hilâfet’il aliyye, Dar’üssaadet, Dersaadet, İslambol gibi pek çok ismi vardır İstanbul’un… Bu şehirde uygarlık tarihinin her anından, her bucağından kalıntılar, renkler vardır ve bugün de ilginç bir değişimin içindedir. Sultanahmet Meydanı, Beyazıt, Bâbıâli, Beyoğlu, Pera, Tarlabaşı, Balat, Eyüp, Kumkapı ve Taksim’den yola çıkan İstanbul’dan Sayfalar sokaklarından meydanlarına, camilerinden mezarlıklarına, ulema semtlerinden eğlence mekânlarına, kütüphanelerinden meyhanelerine benzersiz bir İstanbul yolculuğu. İlber Ortaylı; diliyle, tarihiyle, kültürüyle var olan eşsiz bir hazinenin, bir dünya başkentinin sayfalarını aralıyor. “Büyük Deniz Yükseliyor” Urartu dönemi görkemini keşfedin KARIŞIK Kaset kitabının yazarı Uygar Şirin’in yeni romanı “Büyük Deniz Yükseliyor” Kırmızı Kedi Yayınevi etiketiyle raflarda. Çekip giden sevgilisinin bıraktığı boşlukta boğulan genç bir adam... Babasının gölgesiyle kavgalı bir diğeri... Ve yazarlık hayalini kovalayan genç bir kadın... Şimdi hayatları değişiyor. Ada’da sular yükseliyor. Artık herkesin kendi kaderini çizmesi, kendi öyküsünü yazması gerekiyor. URARTU dönemi takılarına ait dünyadaki en kapsamlı koleksiyonun sergilendiği, 1.100 parçalı özel koleksiyondan oluşan Urartu Takı Koleksiyonu Sergisi, Rezan Has Müzesi’nde sanatseverleri büyülüyor. Doğu Anadolu’ya özgü bir uygarlığa sahip olan Urartu Krallığı’na ait takıların yer aldığı sergide; M.Ö. 8. ve 7. yüzyıl’a ait iğneler, yüzükler, küpeler, bilezikler, fibulalar, kemer ve kemer parçaları, adak levhaları, pazıbentler, boyunluklar, kolyeler, saç spiralleri ve pektoral parçalar yer alıyor. Sergi 31 Ağustos’a dek izlenebilir. Şimdi ve Sonra... Yeni Türkü... UZUN bir aradan sonra Yeni Türkü yeni şarkıları ile 27 Mart’ta KadıköySahne’de müzikseverlerle birlikte olacak. Adını albümde bir şarkı olarak yer alan Yılmaz Erdoğan’ın “Ankara” şiirinin dizelerinden alan yeni albüm, 10 yeni “Yeni Türkü” şarkısı içeriyor. Albümün çıkış parçası “Böyle Gitmez”, Cengiz Onural ve Derya Köroğlu imzalı. Derya Köroğlu, Erkin Hadimoğlu, Serdar Barçın ve Furkan Bilgi hem yepyeni şarkılar hem de klasik Yeni Türkü repertuarı ile sahnede olacak. Style 95
© Copyright 2024 Paperzz