22 MART 2014 - Ekonomi Gazetesi

Ekonomi
3
Muhasebe
ürkiye gıda sektörünün temsilcileri İş Bankası desteği ile
DÜNYA Ekonomi TV’de yayımlanan Sektör Zirvesi’nde bir araya
geldi. Zirve’de pek çok ilde başlatılan ekimlerle Türkiye’ye özgü
yeni ürünlerin yolda olduğu belirtilirken, kuraklığın riskleri masaya
yatırdı.Türkiye’de gıda sektörü son dönemde özellikle kuraklığın yol açacağı
riskleri tartışıyor. Sektör temsilcilerinin dikkat çektiği konuların başında,
kuraklık nedeniyle ithalat ya da maliyet artışı geliyor. Sektör için en umut
vaat eden gelişme ise inovatif çalışmaların hız kazanması ve yakın gelecekte
sonuçların alınacak olması… İhracatçı birliklerinin finanse ettiği,
Türkiye’nin pek çok noktasında başlatılan ekimlerde, ‘Türkiye’ye özgü’ yeni
ürünler elde edilmesi amaçlanıyor. Bu çalışmaların bir sonucu da
küllerinden doğacak, çekirdeksiz Bodrum mandalinası olacak… Sektör
temsilcilerinin öncelikli dikkat çektiği konuların başında, kuraklık geliyor.
Kuraklığın olumsuz etkileri şimdiden görülmeye başlamış.
T
G I DA DA M A L İ Y E T L E R İ A RTA B İ L İ R
5
8
AŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan TRT ortak yayınında
gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Telefon
dinlemelerini eleştiren Başbakan Erdoğan, "Beni dinlemişler,
ailemi dinlemişler, oğlumu kızımı dinlemişler. Yasal değil. Bir müslüman bir
müslümanı dinleyebilir mi gözetleyebilir mi? Bizim dinimizde böyle bir şey
var mı? Şantajı da kullanıyorlar. Bunun uluslararası boyutu da var. Mesela
Enerji Bakanım ile görüşüyorum. Bunu bir yerlere servis edersen bu dört
dörtlük vatana ihanet suçuna girer. Bizim bu görüşmelerimizi uluslararası
yerlere servis etmedikleri ne malum? Bunların içerisinde sıkıntılı olaylar var.
Mesela Adana olayı. Adana olayı yenilir yutulur bir olay değildir. CD'lerini
izlediğim zaman vurulmuşa döndüm. Türkmenlere giden yardımları, savcı
kapağı açtır. Onların hepsini kameraya aldır resimle. Sen bunu nereye servis
edeceksin? Ne adına yapacaksın ?" dedi.Başbakan Erdoğan, paralel yapı
tartışmaları konusunda yaptığı değerlendirmede bulundu.
B
ELEKTRİKTE
VATA N DA Ş I
K I Z D I R ACA K
İTİRAZ!
E
lektrik faturaları, aboneleri bir süre daha kızdırabilir.
Kendilerine verilen kayıp kaçağı azaltma hedefini
gerçekçi bulmayan dağıtım şirketleri itiraz edecek. Kaçak
elektriği azaltmaları için kendilerine verilen hedefleri gerçekçi
bulmayan elektrik dağıtım şirketleri itiraza hazırlanıyor. Talebin kabul
edilmesi halinde, faturalara yansıyan kayıp-kaçak bedeli aboneleri
bir süre daha kızdırabilir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun
(EPDK) özelleştirilen elektrik dağıtım bölgelerindeki kayıp-kaçak
hedefini gerçekçi bulmayan bazı dağıtım şirketleri, itiraza
hazırlanıyor. İddialara göre, belirlenen kayıp-kaçak oranı gerçekte
oluşan oranın yüzde 10 yukarısına kadar çıkıyor. Bir sektör yetkilisi
mevcut durumu, "Bize verilen kayıp kaçakla pratiktekinin alakası
yok" sözleriyle anlattı. İtirazların özellikle kaçak elektriğin had
safhada olduğu Doğu ve Güneydoğu'da yoğunlaştığı belirtildi.
onom
i
Türkiye sınırındaki
uzey Irak'taki Kürdistan Bölgesel
Yönetimi, 1 Nisan'dan itibaren iyi
niyet jesti olarak, Bağdat
hükümetinin denetiminde olan KerkükCeyhan petrol boru hattına günde 100,000
varil ham petrol aktaracaklarını açıkladı.
K
HERKES iÇiN EKONOMi POLiTiKA
22 MART 2014 Cumartesi
Gündem
KDV dahil 25 Krş
İNTERNETTE
sosyal kaçak!
Twitter, facebook gibi sosyal paylaşım siteleri Türkiye
üzerinden yüz milyonlarca dolar reklam geliri elde ettiği
halde ülkeye tek kuruş vergi ödemiyor. Türk mahkemelerinin
aldığı kararları da uygulamayan bu siteler, paralel yapı
tarafından hakaret aracı olarak kullanılmaya devam ediyor.
İyi niyet göstergesi
100,000 varil petrol
www.ekonomigazetesi.net
BüYüK TEHLiKE
Bakan açıkladı: Ömrünü doldurdu ve...
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız, Metsamor Nükleer Santrali'ne ilişkin, "Bizler
uluslararası bütün arenada Metsamor Nükleer Santrali'nin kapatılması için girişimlerde bulunuyoruz. Merkezi Avusturya'da bulunan
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na da bu konuyu bildirdik" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız, Iğdır'da Metsamor Nükleer
Santrali ile ilgili basın mensuplarının
sorularını cevapladı.Yıldız, "Bizler uluslararası
bütün arenada Metsamor Nükleer Santrali'nin kapatılması için girişimlerde bulunuyoruz. Merkezi
Avusturya'da bulunan Uluslararası Atom Enerjisi
Kurumu'na da konuyu bildirdik. 1980 yılında
devreye giren bu santralin 30 yıllık ömrü var.
Artık bu santral ömrünü doldurdu. Behemehal kapatılması lazım. Bu
santral Iğdır'ın merkezine 31 km, sınıra 16 km
mesafede. Bu manada uluslararası ve toplumsal
bir ayrıcalık oluşturmamız lazım. Ben İstanbul Taksim'de eylem yapan arkadaşlarımıza birazcık da
Iğdır'a gelip Metsamor'la alakalı yapacakları eylemi
genişletmelerini isterim, bari hayırlı bir iş yapmış
olurlar. Biz 3. nesil ve 60 yıllık ömrü olan, bütün
teknolojileri ve bütün güvenlik ve korumayla alakalı
işlemleri yapılmış en güvenilir santrali kuruyoruz.
Ama 1960'ların, 70'lerin modelindeki ve 80'de açılan
bu santrali çalıştırmak doğru değil. Böylece İstanbul
Taksim'deki arkadaşlarımız doğru çevre ve enerji
politikalarına katkı yapmış olurlar" diye konuştu.
E
on günlerde paralel
yapıya yakın kesimlerin
twitter ya da facebook
gibi sosyal medya üzerinden fake
hesaplarla video yayımlaması ve
hakarete varan ifadeleri nedeniyle
bu hesapların kaldırılması için
mahkeme kararını uygulamadıkları
ortaya çıktı. Ulaştırma Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan
'Mahkeme kararı bile gönderseniz
twitter mahkeme kararını
uygulamıyor. İstediğini uyguluyor,
istediğini uygulamıyor. Eğer
mahkeme kararı varsa, bunun
mutlaka şirketler tarafından
gereğinin yapılması gerekiyor.
Örneğin; mahkeme, 'bu URL adresi
engellensin' şeklinde bir karar
vermiş, twitterin bu kararı
uygulamadığını görüyoruz' dedi.
S
SAHTE HESAPLAR
Bakan Elvan, 'Haramzadeler,
Başçalan' gibi sahte adreslerin
kapatılması ile ilgili bakanlığın bir
talebinin olup olmadığı yönündeki
bir soruya da 'Yasa çerçevesinde
eğer mahkeme kararı varsa, o
mahkeme kararı çerçevesinde bizim
ilgili şirketlere, (twitter, facebooka)
başvurumuz olur. Onun dışında
herhangi bir şeyimiz söz konusu
değil' dedi.
mahkemelerinin aldığı kararları
uygulamaması kişisel hukukun
ihlali olarak değerlendiriliyor.
OPERATÖRLER: KAYIT SİLMEDİK
Turkcell iletişim trafik bilgilerinin
kayıtlarının silindiğine yönelik
iddiayla ilgili 'Türkiye'de haberleş
menin ve kişisel bilgilerin gizliliği,
anayasamız, ilgili mevzuat ve BTK
düzenlemeleri ile korunmakta' dedi.
Avea ise kendilerine bu kapsamda
bir bilgi ve işlemin iletilmediğini,
yasal yükümlülükleri uyduklarını
belirtti. BTK, Telekomünikasyon
İletişim Başkanlığı tarafından
telefon görüşme bilgilerinin
silinmesi için işletmecilere hiçbir
talimat verilmediğini bildirdi.
Altın kan
kaybediyor
YARGI TANIMIYORLAR
ltının ons fiyatı, Fed
kararlarından sonra
hafta başından beri
devam eden düşüşünü hızlandırarak geçen hafta kapanışına göre yatırımcısına
yaklaşık yüzde 4 kaybettirdi.
Facebook, Twitter gibi sosyal
paylaşım siteleri Türkiye
kullanıcıları üzerinden
yüzmilyonlarca dolar kazanç
sağlıyor ancak tek kuruş vergi
ödemiyor. Sitelerin sahibi olan
şirketler, reklam bedelini
çoğunlukla kredi kartıyla tahsil
ediyor ve para yurtdışına çıkıyor.
Türkiye'de vergi ödememek için ofis
açmayan şirketlerin bağımsız Türk
Geçen hafta piyasalarda risk iştahında azalmaya sebep olan
gelişmelerle birlikte güvenli varlık
alımlarına yönelik talebin artması,
altının ons fiyatını son 6 ayın zirvesine çıkardı. Geçen haftayı 1.381,80
dolardan tamamlayan altının ons
fiyatı, bu haftanın ilk işlem
gününde ise 1.392,28 dolara kadar
yükseldikten sonra düşüşe geçti.
BORSA
A
VURGUN
Merkez Bankası'nın
faizleri yüzde 10'a çıkarmasını fırsat bilen
bankalar, yurt dışından
yüzde 2 oranındaki faizle temin ettikleri
parayı Türkiye'de
küçük işletmelere ve
vatandaşara yüzde 20
ile satarak büyük
kar elde ediyor.
7 Aralık operasyonuyla rekor kıran
döviz kurunun ateşini söndürmek
için Merkez Bankası'nın faizi 5,5
puan birden artırarak yüzde 10'a yükseltmesi
reel ekonomiyi zora sokarken, bankalara da
'ballı kar' yazmanın yolunu açtı. Merkez'in
faizi yüzde 4.5'dan bir anda yüzde 10'a
çekmesi kredi kartlarından ticari kredilere
kadar birçok finansal ürüne yansıdı.
1
Bu da milletin sırtına büyük bir faiz maliyeti
yükledi. Çünkü kredi kullanmak isteyen
vatandaşlar bankaların yolunu tutuyor.
Bankalar ise yurt dışından sendikasyon,
seküritizasyon ve tahvil ihraçları yoluyla
dolar bazında % 2,-25 civarında bir maliyetle
ucuza temin ettikeri parayı Türkiye'de yüzde
20 gibi fahiş oranlarda kullandırıyor.
&
Artık
Ekonomi
Gazetesini
twitter &
facebook’dan
okuyabilirsiniz
2
22 MART 2014
Ekonomi
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
am Tahıl Zirvesi’ni Türkiye’de
yapmak istediklerini belirten
STUMP Direktörü Sylvia Escott,
ekmek israfının önlenmesine
ilişkin önerilerini
açıkladı.STUMP, Amerikan
Beslenme ve Diyetetik
Akademisi eski Başkanı,
Yönetim Kurulu Üyesi ve
Direktörü Sylvia Escott, ekmek
israfının gün geçtikçe arttığına
işaret ederek, “UNICEF gibi
kurumlarla çalışarak aç ülkelere
ekmeğin gönderilmesi, rafl arda
kalan tüketilmemiş ekmeğin
tekrar kazanılması yönünde
çeşitli yöntemler benimsenebilir.
Bu anlamda, Türkiye, konumu
gereği, lider bir ülke olabilir”
dedi. STUMP Amerikan
Beslenme ve Diyetetik
Akademisi Direktörü Sylvia
Escott, açıklamalarda bulundu.
Tahılların beslenmedeki
önemine işaret eden Escott,
sağlık açısından faydalarının
iyice anlatılması gerektiğini
ifade ederek, “Sadece
tahıllardan oluşan bir
beslenmeden bahsetmiyoruz
elbette. Tahılın yanında et, süt
ürünleri ve zeytinyağı ve
sebzeler de tüketilmeli”dedi.
T
vücudunun fonksiyonlarını
İnsan
düzgün şekilde yerine
getirebilmesiiçin karbonhidrata
ihtiyacı olduğunu belirten Escott,
“Dolayısıyla sağlıklı bir beslenme
biçiminden bahsediyorsak bunun
içinde karbonhidrat olmak
durumunda” dedi.
EKMEK
ilimsel
B
gerçeklik
olmadan diyete
başlandığında
insanların yanlış
yollara
sapabildiğini
kaydeden
Escott,
ürünlerin içerisine şeker konulmasından
kaçınılması gerekiyor. Gerek yok bu kadar
tüketilmesine” dedi.
israfının
çözümünde
Tü r k iye l i d e r
olabilir
Tam Tahıl Zirvesi Türkiye’de yapılacak
Amerika Beslenme ve Diyet Akademisi’nin 2
yılda bir gerçekleştirdiği Tam Tahıl Zirvesi’ni
önümüzdeki dönemde Türkiye’de yapmak
istediklerini belirten Escott, “Bunu Türkiye’de
yapmak istiyoruz çünkü Türkiye dünyanın
önde gelen tahıl, buğday ve un ihracatçısı
konumunda. Umuyorum, birlikte
çalışabileceğiz" dedi. HABER MERKEZİ
karbonhidrat tüketilmeden, yüksek
proteinli diyetler ile o anlık kilo
verildiğini söyleyerek “Ancak ne
zaman normal beslenmeye
geçerseniz o kiloyu fazlasıyla geri
alıyorsunuz. Zararlı olan şey kiloyu
alıp vermek.
Çünkü kiloyu verdiğinizde
kaslarda da değişiklik oluyor. Kalp de
kastan oluşan bir organ. Siz ani ve
hızlı şekilde kilo verdiğinizde kalp
kasınızdan da biraz eksiliyorsunuz.
Tekrar kilo aldığınızda kalp kasınız
geri gelmiyor. Kalp yağlanarak geri
eski haline dönüyor. Bu ciddi sağlık
sorunlarına yol açabilecek bir şey”
dedi.
Ekmek israfı giderek artıyor
Ekmek israfının giderek arttığını
dile getiren Escott, “UNICEF gibi
kurumlarla çalışarak aç ülkelere
ekmeğin gönderilmesi, rafl arda
kalan tüketilmemiş ekmeğin tekrar
kazanılması yönünde çeşitli
yöntemler benimsenebilir. Bu
anlamda, Türkiye de konumu gereği
lider bir ülke olabilir” dedi. Escott,
ekmeğin ufl anarak tekrar
kazanılabileceğini veya bayat
ekmeğin kullanılabileceği yemek
tarifl erinin uygulanabileceğini
söyledi.
Şekeri de tüketmek gerek ama
aşırıya kaçmadan
İnsan vücudunun şekere de
ihtiyacı olduğunu; şekeri çok aşırıya
kaçmadan tüketmek gerektiğini
söyleyen Escott, “Burada problem
çok fazla şeker tüketmek. Burada
sektörün de destek çıkması gerekiyor.
İşlenmiş gıda popüler bir hal aldığı
için ketçap gibi çok tüketilen
Wenco Group, İstanbul’da ofis açtı
Enerji teçhizatı üreten Türk firmalarını ABD pazarına sokmayı
hedefleyen Wenco Group, İstanbul’da ofis açtı. Wenco, ABD’deki
açık bir ihaleye dahil etmek üzere şu anda trafocularla temasta.
Diğer ürünler için de çalışmalar sürüyor
ürkiye’deki trafo,
türbin, devre
T
kesici, şalter ve
izolatör başta olmak
üzere elektrik
şebekeleri teçhizatı
üreticilerine, yılda
16 milyar dolarlık
bir iş hacmi
bulunan ABD
pazarına giriş kapısı
aralanıyor.
İstanbul’a ofis açan
ABD’li danışmanlık
şirketi Wenco
Group, şu anda açık
bir ihalenin
tedarikçiler
listesinde yer
vermek üzere Türk
trafocularla
görüşme halinde.
Sırada diğer ürünler
var.
Uzun yıllar, ABD’nin
en büyük elektrik
dağıtım şebekesine
sahip Kaliforniya
Elektrik Dağıtım
Şirketi’nin ihale
şartnamelerini
hazırlayan Bruce
Movahedi,
geçtiğimiz yıllarda
kendi şirketini
kurdu. Wenco
Group, sadece
Kaliforniya’da değil,
tüm ABD’deki
elektrik dağıtım
şirketlerinin
ihalelerine teklifl er
atan bir şirket.
Movahedi, en kabul
edilebilir teklifl erin
nasıl hazırlanacağı
konusundaki
birikimine
güvenerek attığı
adımın bir parçası
olarak ABD dışına
da uzandı.
ABD dışında ilk
tercih Türkiye
İlk yurtdışı ofisini
Avrupa’da açmaya
karar veren
Movahedi, ülke
seçiminde ise
Türkiye’yi tercih etti.
Movahedi, bu
tercihinde, Almanya
başta olmak üzere
Avrupa ülkelerinin
çoğunun stabil
piyasalar haline
gelmesi, Türkiye’nin
ise gerek kendi
içinde gerekse
çevresindeki
ülkelerle birlikte
ciddi bir büyüme
potansiyeli
taşımasının etkili
olduğunu söyledi.
Movehedi’nin bu
tercihini
destekleyen bir
başka önemli faktör
ise hem Türkiye’yi
yakından tanıması
hem de Türkçe’yi
çok rahat şekilde
konuşabilmesi.
Diplomat bir ailenin
çocuğu olduğu için
üniversite eğitimini
Türkiye’de,
Ortadoğu Teknik
Üniversitesi’nde
tamamlayan
Movahedi’nin
üniversite yıllarına
dayanan önemli
tanışıklıkları da var.
ABD’ye trafo, kablo
ve türbin satışı
yapmak isteyen
Türk şirketleriyle
temasa geçtiğini
belirten Movahedi,
şu anda küçük
ölçekli bir ihaleye
teklif atmak üzere
olduğunu belirtti.
Bu ihale sürecine
Türk şirketlerini de
dahil etmek üzere
ihaleyi açan
kurumdan 9 günlük
ek süre istediğini
kaydeden
Movahedi, maliyet
ve kalite
standartlarına en
uygun teklifi ortaya
çıkarabilmeleri
halinde
önümüzdeki
günlerde ilk kez bir
Türk trafo
markasının da ABD
pazarında boy
göstereceğini
vurguladı.
Türkler neden
katılmıyorlardı?
Los Angeles Enerji
Departmanı’nın
ABD’nin en büyük
kamu enerji kurumu
olduğunu ifade
eden Movahedi
şunları söyledi: “Bu
kurumda sendika
var ve çok etkili.
Açılan ihaleler
herkese açık olmak
zorunda. Çinli
küçük bir firma bile
girmek istese hayır
diyemezler. Ancak
katılan yüzlerce
firma arasında tek
bir Türk firması bile
yoktu. Demek ki ya
ABD
standartlarında
tasarım
yapamıyorlardı ya
da başka bir engel
vardı. O zaman
dedim ki danışman
bir firma olmalı ve
bunların girmesini
sağlamalı.”
Movahedi’nin
verdiği bilgiye göre
işi öğrendiler.
Kaliforniya’dan
başlayıp bütün
ABD’ye satış yapar
hale geldiler."
ABD’deki ihalelerde
Tayvanlılar’ın
ardından Koreli
şirketlerin de
devreye girdiğini
belirten Movahedi,
Tayvanlılar da
bundan 7 yıl
öncesine kadar
ABD’deki ihalelere
katılamıyordu.
Bunun nedeni ise
ürün ve
teknolojilerinin
gereken standartları
taşımamasıydı.
Movahedi şöyle
dedi: “Ben Taipei’ye
gidip incelemeler
yaptım, onları teklif
vermeye davet
ettim. Önce ürün
listeleri göndermeye
başladılar, zamanla
“Onlar da benzeri
bir süreç yaşadılar
ve geçen sene
ABD’de trafoların
yüzde 63’ünü Koreli
firmalardan alındı”
dedi. Daha sonra
Koreliler’in pazarda
önünün kesildiğini
anlatan Movahedi,
bunun nedenini
şöyle dile getirdi:
“Üç Amerikan
firması damping
yapıyor diye
Koreliler’i şikayet
etti.HABER
MERKEZİ
3
22 MART 2014
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
Kuraklık gıdada maliyetleri artırabilir
ürkiye’de gıda sektörü son
dönemde özellikle kuraklığın
T
yol açacağı riskleri tartışıyor.
Sektör temsilcilerinin dikkat
çektiği konuların başında,
kuraklık nedeniyle ithalat ya da
maliyet artışı geliyor. Sektör için
en umut vaat eden gelişme ise
inovatif çalışmaların hız
kazanması ve yakın gelecekte
sonuçların alınacak olması…
İhracatçı birliklerinin finanse
ettiği, Türkiye’nin pek çok
noktasında başlatılan ekimlerde,
‘Türkiye’ye özgü’ yeni ürünler elde
edilmesi amaçlanıyor. Bu
çalışmaların bir sonucu da
küllerinden doğacak, çekirdeksiz
Bodrum mandalinası olacak.
Dünya Ekonomi TV’de yayımlanan
ve İş Bankası’nın desteğiyle
hazırlanan Sektör Zirvesi’nde gıda
sektörü ele alındı. DÜNYA
Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Hakan Güldağ'ın
moderatörlüğünü üstlendiği
zirveye, Türkiye Gıda Sanayi
İşverenleri Sendikası (TÜGİS)
Başkanı Necdet Buzbaş, İstanbul
İhracatçı Birlikleri (İİB) Yaş Meyve
Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı
Latif Ünal, Türkiye Süt, Et, Gıda
Sanayicileri ve Üreticileri Birliği
(SETBİR) Başkanı Murat Yörük,
Meyve Suyu Endüstrisi Derneği
(MEYED) Başkanı Mahmut A.
Duruk, Gıda Güvenliği Derneği
(GGD) Başkanı Samim Saner
katıldı. Gıda sektörünün
Türkiye’deki büyüklüğü bugün,
140 milyar dolara ulaşmış
durumda. GSMH içinde yüzde 10’a
ENERJİ
ulaşan sektörün, uzun yıllardır
çözülemeyen sorunlarının yanı
sıra çok sayıda güncel problemleri
de var.
Sektör temsilcilerinin öncelikli
dikkat çektiği konuların başında,
kuraklık geliyor. Kuraklığın
olumsuz etkileri şimdiden
görülmeye başlamış. Gelişmelerde
kaçınılmaz son olarak ise ithalat
ya da maliyet artışının yaşanması
bekleniyor ve 2014’ün son
çeyreğine doğru gıda maddeleri
fiyatlarında enflasyonun üzerinde
artış yaşanacağı tahmin ediliyor.
Ancak bir değerlendirme yapmak
için henüz erken olduğunu
savunan İstanbul İhracatçı
Birlikleri (İİB) Yaş Meyve Sebze
İhracatçıları Birliği Başkanı Latif
Ünal, “Ağaçlarla ilgili şimdilik
gelen bilgiler mahsulün çok fazla
olacağı yönünde” görüşünü de
ifade ediyor ve kamuda sıkça
karşılaşılan yanlış bilgilendirme
konusuna dikkat çekiyor.
İhracatçılar inovatif
gıdalar peşinde
Gıda sektöründe son yıllarda sıkça
duymaya başladığımız inovasyon
konusunda da sonuçlar alınmaya
başlanmış. Ünal, bununla ilgili
Bodrum mandalinası örneğini
verdi. Bodrum mandalinasının
kaybolduğunu, şimdilerde
bilimsel çalışmalarla daha
dayanıklı, çekirdeksiz Bodrum
mandalinası ürettikleri bilgisini
veren Ünal, “Bunlar toprağa
ekilmeye başladı. Birkaç yıl sonra
yeniden Bodrum Mandalinası
yemeye başlayacağız”
dedi. İhracatçıların
kendi oluşturduğu
finansmanla bir dizi
bilimsel çalışmalar
başlattıklarını
kaydeden Ünal,
“İnovasyona katkı
olsun diye bilimsel
çalışmalar başlattık ve
bize özgü yeni çeşitler
bulmak üzere
çalışmalarımızın
sonuna geldik. Adana,
Mersin, Antalya, Muğla ve
İzmir’de bu yıl toprak ekimlerine
başlıyoruz. Bu açıdan en azından
inovasyon anlamında birtakım
katkılar yapmaya çalışıyoruz”
değerlendirmesini yaptı.
“Sokak sütü kanayan yaramız”
Süt ile ilgili kamudaki yanlış
duyumları değerlendiren ve sokak
sütünü, “kanayan bir yaramız”
olarak nitelendiren Türkiye Süt,
Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri
Birliği (SETBİR) Başkanı Murat
Yörük, “Sokak sütü uzun yıllardır
yasak olan, buna rağmen
dernekleşebilen de bir oluşum.
Şimdiye kadar İçişleri Bakanlığı,
Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı’nın eş zamanlı hareket
edip, önlemiş olması gerek.
Hacettepe ve Okan Üniversitesi
kendi bölgesindeki sokak sütünü
aldı ve ne kadar sağlığa yararlı
olduklarını ortaya koydu. Benzer
projelerin diğer üniversiteler
tarafından da yapılması
gerekiyor” diye konuştu. Sütü litre
bazında fiyatlandırmanın yanlış
olduğunu ve esas kriterin kalite
olması gerektiğinin altını çizen
Yörük, “Yem bitkilerinde de bu
olayı aramamız gerek. Karkas
sınıflandırma ve derecelendirme
sistemi getirmeliyiz. Sağlıklı bir
nesil için süt tüketimini artıracak
projeler ortaya koymalıyız. Okul
sütü projesi sadece ikinci dönem
değil, birinci dönem de olmalı”
yorumunda bulundu. Kredi
kartlarına getirilen taksit
sınırlandırılmasında en az
konuşulan sektörlerden biri belki
de gıda oldu. Düzenlemeyle,
toptan alımlarda döngünün biraz
da olsa bozulduğunu kaydeden
Meyve Suyu Endüstrisi Derneği
(MEYED) Başkanı Mahmut Duruk,
konuyla ilgili şu değerlendirmeleri
yaptı: “Bir noktada bunun
önünün de kesilmesi lazımdı
çünkü sosyal patlamalar da
yaratabilirdi. Perakende kanunun
çıkmaması, marka oluşumunu
engelliyor. Private label’lar yer
bırakmıyor. Yeni markaların
çıkması için bu markaların belli
oranda olması lazım.”
İnsanlar ‘e-mail’ ile korkutuluyor
Süt, et, meyve ve sebzede, tüm
sektör temsilcilerinin ortak
noktada buluştuğu konu,
tüketicilerin yanlış
bilgilendirilmesi oldu. Kamuda
yetkin ya da değil, bir kişinin
yaptığı açıklamaların, sektörü
olumsuz yönde etkilediğini
belirten temsilciler, üreticilere
karşı oluşan güven problemlerine
dikkat çekti. Dernek olarak
yaptıkları bir araştırmadan örnek
veren Gıda Güvenliği Derneği
(GGD) Başkanı Samim Saner,
konuyla ilgili, “Tüketicilerin yüzde
55’ine yakını gıda güvenliğiyle
ilgili almış oldukları bilgileri
internetten görmüş oldukları
haber ya da maillere bağlıyorlar.
Bu maillerin yüzde 95’inin yalan
olduğunu tespit ettik. Bir hocanın
imzaladığı bir mail dolaşmaya
başladığında ‘şu ürün zararlıdır’
diye, hemen telefon açıp ‘sizin
bilginiz dahilinde dolaşan bir mail
midir?’ diye soruyoruz.
Genelde ‘alakam yok’ ya da
‘benim uzmanlığım değil’ gibi
cevaplar alıyoruz. Dolayısıyla
burada çok ciddi şekilde mail
üzerinden bir korkutma stratejisi
var. Bazı kişiler insanları ambalajlı
gıdadan, Bakanlık'tan onaylı
ürünlerden soğutmaya çalışıyor.
Bu bilim, teknoloji karşıtlığıdır. En
az kayıt dışılık kadar önemlidir"
diye konuştu.CİHAN
EMA Vakfı, “Ağacın gölgesi, suyun sesi olmadan insanın
da var olamayacağını” hatırlatarak; ormanlarımızın, su
Tvarlığımızın
önce korunması, sonra geliştirilmesi gerektiğini
hatırlatıyor" diyor.Dünya Ormancılık Günü, Avrupa Tarım
Federasyonu (CEA) ve Gıda Tarım Organizasyonu (FAO)
kanalı ile; Kuzey Yarımküre'de ilkbaharın, Güney
Yarımküre'de sonbaharın başlangıç günü olan 21
Mart’ta, Dünya Su Günü ise Birleşmiş Milletler
tarafından ilan edilen 22 Mart’ta kutlanıyor. Dünya Su
Günü’nün bu yılki teması Birleşmiş Milletler tarafından
“Su ve Enerji” olarak belirlendi. “Su ve Enerji” ilişkisi;
“Su yoksa enerji, enerji yoksa su yok” olarak ifade
edildi. TEMA Vakfı, Dünya Ormancılık Günü ve Dünya
Su Günü’nün etkinliklerle kutlanacağı hafta kapsamında,
dünyanın en önemli ekosistemlerinden biri olan ormanlar ve
yaşamın temel kaynağı olan su arasındaki etkileşimin
önemine dikkat çekti. Ahmet ÇARHOĞLU-EKONOMİ
YOKSA
SU YOK
erkük-Yumurtalık
Ham
Petrol Boru Hattı'ndan, gerek
merkezî Irak
hükümetinden
gerekse Irak'ın
kuzeyinden
gelen petrolün
taşındığını ve
dünya
piyasalarına buradan sevk
edildiğini belirten Bakan
Yıldız, Erbil ile
Bağdat'ın kendi
aralarındaki
uzlaşmayla beraber iyi bir noktanın
yakalanmasını
temenni ettiklerini fakat 2013
Aralık ayında
kurulan
komitenin tam
bir fikir birliğine
varamadığını
söyledi.
K
Yıldız: Bardak taşacak
Hızlı tren için 100 bin imza topladı
Antalya Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Çetin
Osman Budak, iş
dünyasının kente
demiryolu istediğini
belirterek, hızlı tren
projesinin mümkün
olduğu kadar öne
çekilmesi için topladıkları
100 bin imzayı hükümete
sunacaklarını söyledi
Antalya’nın 122 yıllık
A
demiryolu özlemini somut
bir kazanıma çevirebilmek için
harekete geçildi. 2012 yılında
toplanan 100 bin imza, yakın
zamanda hükümete sunulacak.
Temel talep hızlı tren
projesinin mümkün olduğu
kadar öne çekilmesi. ATSO
Başkanı Çetin Osman Budak,
Antalya gibi 11 milyonu aşkın
yabancı ziyaretçiyle turizmin ve
5.5 milyon ton üretimle tarımın
başkenti olan bir ilde
demiryolu olmamasının büyük
bir kayıp olduğunu söyledi.
Hızlı tren bağlantılarının
Konya’ya geldiğini,
kuzeybatıda ise
Afyonkarahisar’a geleceğini
vurgulayan Budak, “Bu
gelişmeler hızlı trenin
Antalya’ya gelmesini
kolaylaştırdı ve 2023 ulaştırma
hedefl eri içerisinde yer
almasını sağladı” dedi. Budak,
hızlı tren bağlantısıyla 3 büyük
kentten EXPO Antalya 2016’ya
daha fazla ziyaretçi gelmesine
ve kente gelen turistin
Kapadokya veya Efes’e
gitmesine olanak
sağlanabileceği düşüncesiyle
2012’de il genelinde 100 bin
imza topladıklarını söyledi.
Ülke gündemindeki
değişiklikler, seçim takvimi
nedeniyle bu imzaları henüz
hükümete ulaştıramadıklarını
aktaran Budak, “Demiryolunun
2016’ya yetiştirilmesine ilişkin
ümidimiz azaldı. EXPO alanı
2016 sonrasında da turizme
ivme katacaktır. Hızlı tren
projesinin mümkün olduğu
kadar öne çekilmesi gerektiği
görüşümüzü koruyor ve
önümüzdeki günlerde 100 bin
imzayı hükümete sunmayı
planlıyoruz” diye konuştu.
Batı Akdeniz Ekonomisini
Geliştirme Vakfı (BAGEV) ve
Antalya Ticaret Borsası (ATB)
Başkanı Ali Çandır da, BAGEV
olarak nisan ayında geniş
katılımlı bir toplantı ile
bölgenin kanaat önderlerini
buluşturup demiryolu için
ortak bir dil üretmeyi
amaçladıklarını belirterek,
“Çünkü Gazipaşa’dan
Kumluca’ya, Isparta’dan
Burdur’a kadar geniş bir
alandaki üyelerimiz
demiryoluyla ilgili farklı
taleplerde bulunuyor” diye
konuştu. Port Akdeniz Antalya
Liman İşletmeleri Genel
Müdürü Sert ise dünyada
bütün limanların demiryolu
bağlantısı olduğunu, ancak
Antalya Limanı’nda bu
olanağın bulunmadığını
belirterek, “Antalya’ya
demiryolu yapılması, Antalya
Limanı’nın gelişmesi gerekiyor.
Demiryolunu kullanmazsak
gelişemeyiz” dedi.
Güzergah Antalya’dan
Sivas’a uzanacaktı
Antalyalı Araştırmacı, yazar ve
tarihçi Hüseyin Çimrin’in ‘’Bir
Zamanlar Antalya’’ adlı
kitabında, Antalya’ya
demiryolu inşaatı
girişimlerinin Osmanlı
döneminin sonlarında
başladığı belirtildi. Kitapta, 8
Eylül 1892 tarihli bir belgede,
Antalya’dan Sivas’a kadar
demiryolu güzergahı keşfi için
izin isteyen Amerikalı Cord Earl
Cerh’in vekili Baron De
Sfelter’in dilekçesi, yine 17
Ağustos 1913 tarihli bir belgede
ise Antalya’ya demiryolu hattı
ile bir ticaret limanı inşası
hakkında Umur-u İktisadiye ve
Sanaiye Anonim Şirketi ile
yapılan yazışmaların da yer
aldığı ifade edildi.
Kudret ALTINDAĞ-EKONOMİ
Enerji Bakanı Taner Yıldız, "Irak'ın kuzeyin-
den 1.5 milyon varile ulaşan petrolü biz Yumurtalık'taki depolarda muhafaza ediyoruz ama bu 2.5 milyon varile geldiğinde artık bardak taşacaktır." dedi.
rak'ın kendi içinIberaber
deki anayasasıyla
belirlemiş
olduğu haklarla
dağıtımın yapılacağını vurgulayarak, "Bu 2,5
milyon varile
geldiğinde artık bardak taşacaktır. O zamana kadar
mutlaka bir uzlaşı
noktasının bulunmasını temenni
ediyoruz. Daha
sonra ne olur dersek, tabii ki bunların artık sevk
edilmesi söz konusu
olacaktır. Bizim
başından beri
söylediğimiz Bağdat'ın refakatinde,
bilgisi dahilinde,
çünkü petrol onların, kuzey güney
demeksizin Irak'ın
tamamının.
O yüzden miktarının belirlenmesi,
paralandırılması ve
bankalarımızdaki
hesapların bloke
edilmesiyle alâkalı
tüm şeffaf
muhasebe anlayışımız yine
devam edecek ama
bu süreç, gittikçe
artık 2,5 milyon varile yaklaştığımızı
gösteriyor. Ondan
sonra mutlaka Irak,
bunu dünya
piyasalarına sevk
etmek isteyecektir."
şeklinde konuştu.
Şu anda Erbil ile
Bağdat'ın henüz bir
mutabakat sağlamadığını belirten
Taner Yıldız, "Yani
Kerkük-Yumurtalık
Boru Hattı'nda boş
kapasite var ve buradan Irak'a ait her
türlü petrolün
geçmesi mümkün.
Şu anda Türkiye
bunun için hazır.
Hem Irak'ın hem
bölgenin normalleşmesiyle
alâkalı önemli bir
katkıdan bahsediyoruz. Hem Irak'ın
hem Bağdat'ın burada bir uzlaşı noktasına
ulaşacaklarını
temenni ediyorum."
dedi.Bir
gazetecinin, 2,5 milyon varile ne
zaman ulaşacağı
sorusuna ise, "Bu
Irak'ın sevk etmesine bağlı. Irak'ın
ürettiği kadar iletiriz, ilettiğimiz kadar
da sevk ederiz. Zincir böyle." diye
cevap verdi. "Katkılı
petrol ürünlerine
yapılan indirim
yeterli görülmeli mi,
devamı gelecek
mi?" sorusuna
karşılık da katkılı
ürünlerin serbest
piyasada satıldığını,
buna herhangi bir
müdahaleleri olmadığını, döviz ve
petrol fiyatlarının
bunun temel belirleyicisi olduğunu
söyledi. EPDK'nin
herhangi bir taban
ve tavan fiyat uygulamaya gerek
kalmaksızın bunu
dağıtıcı firmaların
dikkate alacağını
açıkladığını dile getiren Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı,
"Şu andaki miktarları bu kadar.
Gelişmeleri hep beraber izleyeceğiz
ama en önemli
husus, 109 dolarlarda seyreden ham
petrol fiyatının ve
aynı zamanda dolar
paritesinin de
düşmesini beklemektir. Bunu elde
ettiğimiz anda daha
fazla önemli bir
düşüş inşallah
sağlanacaktır."
dedi.Yıldız ile Manisa Valisi Abdurrahman Savaş,
Manisa'nın Soma
ilçesinde kurulacak
Kolin Termik
Santrali'nin temel
atma törenine
katıldı.CİHAN
4
Borsa - Finans
22 MART
2014
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
Gündemde Neler Var?
Faruk BAKAÇ
Şirket Haberleri
Yibitaş 18 Nisan’da
hisse başına net 26,52
TL temettü ödemeyi
kararlaştırdı. Temettü
verimliliği %1,47
Soda Sanayi, finansal
duran varlık satış
kararı aldı. Şirket bağlı
ortaklıklarından
Asmaş Ağır Sanayi
Makinaları A.Ş.'nin
şirketin ve Şişecam
Topluluğu şirketleri
portföyünde bulunan
hisselerinin tamamının
satışına ilişkin olarak
gerekli görüşmelerin
başlatılmasına karar
verildiğini açıkladı.
TEB Yatırım Menkul
Değerler I.P. Container
Holdings (Spain)
S.L.'in OLMIP
paylarına ilişkin
gönüllü pay alım teklifi
işlemlerine aracılık
etmek üzere
yetkilendirildiğini
açıkladı. Pay alımında
teklif edilen fiyat
hisse başına fiyat 7,10
TL.
Trakya Cam yeni
fabrikasının faaliyete
başladığını açıkladı.
Şirket %84.95
oranında iştiraki olan
Trakya Polatlı Cam
Sanayii A.Ş.
bünyesindeki 290.000
ton/yıl kapasiteli
Türkiye'deki yedinci
büyük düzcam fırınını
ateşlenmiş olup fırının
ticari üretime Nisan
ayında geçmesi
planlanmakta
olduğunu açıkladı.
İhlas Holding, Kristal
Koladaki paylarını
devrettiğini açıkladı.
Yapılan açıklamada
şirketin 67.000TL olan
toplam sermayesinin %
62'sine tekabül eden
41.540 TL nominal
değerli payların
pazarlık yöntemiyle
anlaşılan 4.100.000 TL
toplam şirket değeri
üzerinden2.542.000 TL
ye devir edildiğini
açıkladı
Akbank’ın sendikasyon
kredisinde talep
patlaması. Akbank’ın
1.35 milyar dolarlık
sendikasyon kredisine
Japonya'da piyasalar tatil
nedeniyle kapalı…
yüzde yüzü aşan
oranda talep gelirken,
ING Bank’ın
sendikasyon kredisine
11 ülkeden 23 banka
katıldı.
Aysal, düzenleyici
kurumlar tarafından
kendilerine sunulan
şartlara itiraz
etmeyeceklerini
açıkladı.
Motorine 22 kuruş
tavan indirimi. Enerji
Piyasası Düzenleme
Kurulu (EPDK),
akaryakıtta tavan fiyat
uygulamasına
geçilmesine karar
verildiğini, bu
çerçevede dağıtıcı ve
bayi paylarının
toplamının benzin ve
motorinde litrede 37
kuruşa indirilerek
sınırlandırıldığını
bildirdi.
Türk Telekom GM
Aslan: “Artık sadece
sabit hat değil
teknoloji şirketiyiz.”
Türk Telekom Genel
Müdürü Rami Aslan,
"15 milyar TL yatırım
yaptık" dedi. Hürriyet
Gazetesi'nin haberine
göre Aslan, “Abone
sayımızı arttırdık. 8
yılda 15 milyar TL
yatırım yaptık. Türk
Telekom Grubu’nun
2013 gelirleri konsolide
bazda 13,2 milyar TL.
Bugün artık sadece
sabit hat değil bir
teknoloji şirketiyiz.”
Aslan şu açıklamaları
yapıyor: “Alt yapı
yatırımlarına
durmadan devam ettik.
Süreklilik önemli.
Yüzde 5 büyüdük.
Bütün operatörlere
göre duyulmamış bir
başarı. ADSL’de bir
milyon bile olmayan
abone sayımız 7 milyon
oldu.
GS Başkanı Aysal:
SPK'nın şartlarına
itiraz etmeyeceğiz.
Galatasaray’ın Başkanı
Ünal Aysal, küçük
yatırımcıyı zarara
uğrattığı iddiaları
nedeniyle yöneltilen
eleştirileri yanıtladı.
Hürriyet Gazetesi'nin
haberine göre, konuya
ilişkin evrakları 24
Şubat’ta Sermaye
Piyasası Kurulu’na
ilettiklerini belirten
Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi arttı
yüzde 2,19, bilgisayarlar ile elektronik
ve optik ürünler
yüzde 1,35 geriledi.
Ana sanayi grupları
sınıflamasına göre
şubat ayında en
fazla artış dayanıklı
tüketim malında, en
fazla yıllık artış ise
dayanıksız tüketim
malında gerçekleşti.
urt Dışı Üretici Fiyat
Endeksi (YD-ÜFE), şuY
batta yüzde 0,07, yıllık
bazda ise yüzde 21,99
arttı.Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), şubat ayına
ilişkin YD-ÜFE verilerini
açıkladı.
Buna göre YD-ÜFE, geçen
ay, bir önceki aya göre
yüzde 0,07, geçen yılın aralık ayına göre yüzde
5,80, geçen yılın aynı
ayına göre yüzde 21,99 ve
on iki aylık ortalamalara
göre yüzde 10,25 artış gösterdi.
Sanayinin iki sektörünün
bir önceki aya göre
değişimleri incelendiğinde; madencilik ve
taşocakçılığı sektöründe
yüzde 0,47 düşüş,
imalat sanayi sektöründe
ise yüzde 0,08 artış
görüldü.
Yellen: Aceleci davranmayacağız
BD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Janet
Yellen, varlık alımlarını sonbaharda bitirebileceklerini ancak faizlerin artırımında aceleci davranmayacaklarını
söyledi.Yellen, bugün
tamamlanan Federal Açık
Piyasalar Komitesi (FOMC)
toplantısının ardından
düzenlediği basın toplantısında, ekonominin genel
durumu ve Fed'in uyguladığı para politikasına
ilişkin görüşlerini açıkladı, gazetecilerin sorularını yanıtladı.Basın toplantısında enflasyonun Fed'in koymuş olduğu uzun vadeli hedef
olan yüzde 2 değerinin altında seyrettiğini, iş
gücü piyasasında ise önemli bir fazla bulunduğunu belirten Yellen, işsizliğin yüksek olmaya devam etmesi durumunda yüzde 2'nin
üzerindeki enflasyonu tolere edebileceklerini
ifade etti.
A
Yellen, Fed'in ekonomiye destek amacıyla
yürüttüğü ve ocak ayından itibaren onar milyarlık dilimler halinde azaltmaya başlayarak
nisan ayında aylık 55 milyar dolar düzeyine
düşüreceği tahvil alım programını sonbaharda
bitirebileceğini dile getirerek, faiz artırımının
ise hemen gündeme gelmeyeceğini
kaydetti.Faiz artırımının programın bitiminden ne kadar süre sonra başlayabileceği
yönündeki bir soruya Yellen, bu zamanın yaklaşık 6 ayı bulabileceğini belirterek, faiz
artırımı için 2015 baharını işaret etti.Yellen,
Fed'in para politikasını belirlemede işsizlik ve
enflasyon oranını göz önünde bulunduran
dengeli bir yaklaşımı olduğunun altını çizerek,
sıfır düzeyinde gezinen faiz oranlarının artırılmasıyla ilgili ileriye dönük yönlendirmenin
(forward guidance) iş gücü piyasası, finansal
piyasalar ve ekonominin genel durumuyla ilgili daha fazla faktörü içerecek şekilde revize
edildiğini bildirdi.CİHAN
- En yüksek aylık artış
diğer mamul eşyalar sektöründe gerçekleşti
Bir önceki aya göre endekslerin en fazla artış gösterdiği alt sektörler, yüzde
6,38 ile diğer mamul
eşyalar, yüzde 3,90 ile
kağıt ve kağıt ürünleri,
yüzde 1,97 ile elektrikli
teçhizat oldu. Buna
karşılık metal cevherleri
yüzde 4,32, giyim eşyası
TÜİK, Yurt Dışı
Üretici Fiyat Endeksi karar alıcılara
ve araştırmacılara
daha kapsamlı bir
üretici fiyat endeksi
sağlanması, uluslararası standartlarda yeterli,
karşılaştırılabilir ve
Avrupa Birliği normlarına
tam uyumlu istatistikler
üretilmesi amacıyla, yurt
dışına ihraç edilen ürünlerin üretici fiyat değişimlerini ölçmek için üretildi.
Sanayi sektöründeki
üreticilerin yurt dışına
sattıkları ürünlerin fiyat
değişimini yansıtan Endeks, 2010 referans yıllı
olarak yayımlanmaya
başladı.CİHAN
Volkswagen ucuz işgücüne kaçtı
olkswagen ucuz işgücünden ötürü yeni Crafter
yatırımını Polonya'da yapma kararı aldı.Alman
V
otomobil üreticisi Volkswagen'in (VW) Ticari Araçlar
İletişim Müdürü Dr. Guenther Scherelis, VW'nin yeni
Crafter yatırımını Polonya'da yapma kararı alınmasında ülkedeki ucuz işçilik ücretlerinin önemli
etken olduğunu söyledi.VW'nin Almanya'da bulunan basın merkezi aracılığıyla, hafif ticari araç modeli yeni Crafter'ın üretileceği yaklaşık 1 milyar
avroluk tesis yatırımını Polonya'da gerçekleştireceğini duyurmasının ardandan konuya ilişkin sorularını yanıtlayan VW Ticari Araçlar İletişim Müdürü
Dr. Guenther Scherelis, "Söz konusu yatırımın
Polonya'da yapılması kararında ülkedeki işçilik
ücretlerinin düşük olması önemli etken" dedi.
Yatırımın neden Türkiye'de yapılmadığı sorusuna
detaylı cevap vermek istemeyen Scherelis, "Biz
sadece Türkiye ve Polonya'da değil, bütün Avrupa'da
doğru yatırım için seçenekleri değerlendirdik. Almanya içinde de analizler yaptık hatta Polonya'da
bile yaklaşık 20 yeri analiz ettik" diye konuştu.
VW Ticari Araçlardan Sorumlu Yönetimi Kurulu
Üyesi Dr. Leif Östling ise konuya ilişkin açıklamasında, "VW, ticari araçlar için yeni bir strateji belirledi. Crafter dünyadaki tüm büyüyen ekonomiler
için ideal bir aday. Ve VW Ticari Araçlar daha fazla
küresel çapta faaliyet gösteren üretici olarak yoluna
devam edecektir " ifadelerini kullandı.CİHAN
DÜNYA
S&P, Rusya'nın görünümünü
'negatif'e indirdi… Uluslararası
kredi derecelendirme kuruluşu
S&P, Rusya'nın görünümünü
'durağan'dan 'negatif'e indirdi.
S&P yaptığı açıklamada,
"Görünümün revize edilmesi,
ABD ve ABD'nin
yaptırımlarının Rusya'nın
kredibilitesi üzerinde kayda
değer ve öngörülemeyen
ekonomik ve finansal
sonuçları olacağı görüşümüzü
yansıtıyor" ifadelerini
kullandı.
Fitch, Rusya'nın görünümünü
'durağan'dan negatif'e
indirdi… Fitch Ratings,
Rusya'nın yabancı ve yerel
para cinsinden uzun vadeli
kredi notlarını BBB olarak teyit
ederken, görünümlerini ise
'durağan'dan 'negatif'e indirdi.
Avrupa Birliği, 12 kişiye daha
yaptırım uygulayacak…
Brüksel'de bir araya gelen AB
devlet ve hükümet başkanları,
Rusya'nın Kırım'ı ilhak
etmesine yanıt olarak 12 kişiye
daha yaptırım uygulanmasını
kararlaştırdılar.
Rusya Merkez Bankası,
rublenin döviz sepeti
karşısında hareket bandını
36,15-43,15'den 36,20-43,20
seviyesine genişletti…
kaldıracağız… Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan uluslararası
kurumların da komploların
içinde olduğunu savunup
Twitter'i kökten kaldıracağını
söyledi. Özgürlüğün devletin
sırlarını uluslararası yerlere
vermek olmadığını öne süren
Erdoğan, “Şimdi mahkeme
kararları çıktı. Twitteri, hepsini
kökten kaldıracağız. Bunun
özgürlükle alakası yok.
Özgürlük birinin mahremine
girmek değildir. Özgürlük
devletin sırlarını uluslararası
yerlere vermek değildir. Bunu
fırsat vermeyeceğiz. Süratle bu
adımları atıyoruz." dedi.
(CİHAN)
BTK: Twitter Mahkeme
kararlarına uyarsa engelleme
kaldırılacak… Bilgi
Teknolojileri ve İletişim
Kurumları(BTK), twitter'ın
Türk mahkemelerinin yararına
uyması durumunda
engellenmesine son
verileceğini bildirdi.
ABD’den Twitter açıklaması:
Ciddi kaygı verici… ABD
Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'de
Twitter’a erişimin mahkeme
kararı ile kısıtlanmasını "ciddi
kaygı verici" olarak
değerlendirdi.
Twitter: Türkiye'deki erişim
yasağı inceleniyor… ABD
merkezli sosyal paylaşım sitesi
Twitter, Türkiye'deki erişim
yasağı ile ilgili olarak,
"Konuyla ilgili gelen haberler
inceleniyor" açıklamasını
yaptı.
TÜRKİYE
Erdoğan: Twitter'ı kökten
Güngör URAS
65 yaş üstüne
bedava hizmet
4 Mart 2014 Tarihli Resmi Gazete’de “Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın ‘Ücretsiz veya
İndirimli Seyahat Kartları’ Yönetmeliği”
yayınlandı.Yönetmelik 65 yaş üstündekilere şehir
içi toplu taşıma araçlarında bedava,
şehirlerarasında demiryolları ve denizyollarında
yüzde 50 indirimli seyahat imkanı sağladı.
1) 65 yaş üzerindekilere şehir içinde toplu taşıma
araçlarında seyahat ücretsiz.
65 yaşın üzerindeki kadınlar ve erkekler;
* Şehir içinde yolcu taşıması yapan, demiryolları
ve denizyolları araçlarından,
* Belediyelere veya belediyeler tarafından
kurulan şirketlere, birlik, müessese ve işletmelere
ait taşıt araçlarından (otobüs, metrobüs,
metrodan),
* Belediyeler tarafından yetki verilen özel şahıs
ya da şirketlere ait şehir içi toplu taşıma
hizmetlerinden (Halk otobüslerinden) ücretsiz
olarak yararlanacaklar.
2) 60 yaş üzerindekilere de ücretsiz veya indirimli
seyahat imkanı tanınabilecek.
* Toplu taşıma araçlarının ait olduğu kurum ve
kuruluşlar, belediyeler, belediyeler tarafından
kurulan şirketler, birlikler, müessese ve
işletmeler, 60 yaş ila 65 yaş arasında bulunan
kişilerin toplu taşıma araçlarından ücretsiz veya
indirimli olarak yararlanmasını sağlayabilecekler.
3) 65 yaş üzerindekilere şehirlerarası seyahatlerde
indirimli tarife uygulanacak.
Altmış beş yaş ve üzeri kişiler, demiryolları ve
denizyollarının şehirlerarası hatlarında seyahat
ederken yüzde 50 indirimli ücret ödeyecekler.
4) Kart almaya lüzum yok. Nüfus kağıdı yeterli
Bu gibi kişilerin bedelsiz seyahat veya indirimli
seyahat etmek için herhangi bir yerden belge
almalarına ihtiyaç yok. Nüfus kağıtlarını
göstermeleri yeterli.
5) Kart alarak bedelsiz seyahat edecekler.
65 yaş üzerindekilere tanınan ayrıcalıklara ek
olarak, yaş ölçüsü olmadan toplu taşıma
araçlarından;
* Şeref Aylığı veya Vatana Hizmet Tertibi’nden
aylık alanların,
* Harp ve vazife malullerinin,
* Devlet sporcularının kendileri, eşleri, anne ve
babaları ile 25 yaşını doldurmamış ve evli
olmayan çocukları, durumlarını belirleyen
kartları göstererek bedava seyahat imkanından
yararlanacaklar. Bu kartları verecek kurumlar
yakında belirlenecek.
6) Yüzde 40 engelliler için özel düzenleme var.
Yüzde 40 engelliler, durumlarını belgeleyen kart
ile bedava seyahat imkanından yararlanacaklar.
Engelliye refakat eden bir kişi herhangi bir
belgeye gerek olmadan engelli ile birlikte bedava
seyahat edebilecekler.
7) 65 yaş üstü nüfus 6 milyona yakın.
Son belirlemelere göre Türkiye’de 65 yaş üzeri
toplam nüfus 5 milyon 700 bin dolayında. 65 yaş
üzerindekilerin 4 milyon 500 bini 80 yaşın altında
olanlar. 60 -64 yaş arasında ise 2 milyon 700 bin
kişi var.Şeref aylığı alanlar, vatani hizmet
tertibinden aylık alanlar, harp malullerinin
sayıları 50 bine yakın. Aile üyelerinin sayıları tam
olarak bilinemiyor. Başvurulara göre
belirlenecek.Demek ki 6 milyon dolayındaki 65
yaş üstü vatandaşımız ile özel durumu olan
kişilerle onların aile üyeleri şehir içlerinde toplu
taşıma ücretlerine para ödemeyecek,
şehirlerarası ulaşımda kamu taşıma araçlarında
yüzde 50 indirimden yararlanacak.
MİLLİYET 21.03.2014
Roubini: Türkiye parasal
sıkılaştırma eğrisinin
gerisinde… New York
Üniversitesi profesörlerinden
Nouriel Roubini, American
Turkish Society Başkanı Murat
Köprülü'nün düzenlediği ikili
panelde, Türkiye'nin ekonomik
ve finansal görünümü
hakkında görüş bildirdi.
Bloomberg HT New York
muhabiri Melike Ayan'ın takip
ettiği panelde Roubini,
Türkiye'nin kırılgan beşli
arasında olduğunu söyledi.
Asya endişelerinin Ukrayna
endişelerinden daha büyük
olduğunu belirten Roubini,
Türkiye'nin parasal
sıkılaştırma eğrisinin gerisinde
olduğunu ifade etti ve ek
parasal sıkılaştırmanın Türkiye
için gerekli olabileceğini dile
getirdi.
AVRUPA
Merkel, "Euro Bölgesi, 2014'te
yüzde 1,2'den daha iyi büyüme
gösterebilir" Almanya
Başbakanı Angela Merkel,
Euro Bölgesi'nin 2014 yılında
AB Komisyonu'nun yüzde 1,2
olan tahmininden daha güçlü
bir büyüme gösterebileceğine
inandığını söyledi.
Parlamentoda konuşan
Merkel, "AB Komisyonu 2014
yılında yüzde 1,2 civarında
büyüme bekliyor, bu
sonbaharda yapılan
tahminlerden daha iyi. Ancak
yüzde 1,2'den daha iyisini
yapabileceğimizi biliyoruz"
dedi.
22 MART
2014
Muhasebe
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
ankalararası Kart
Merkezi (BKM) 2014
B
şubat ayı verilerine
Ta k s i t l i ö d e m e l e r ş u b a t
ay ı n d a y ü z d e 1 8 a z a l d ı
Bankacılık Düzenleme
ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) kredi
kartına taksit sınırlaması getirmesinin
ardından taksitli harcamalar, 2014 şubat
ayında bir önceki yılın
aynı ayına göre yüzde
18 geriledi.
göre, Bankacılık
Düzenleme ve
Denetleme
Kurumu'nun (BDDK) 1
Şubat'tan itibaren
kredi kartına taksit
sınırlaması
getirmesinin ardından
bu yılın şubat ayında,
geçen yılın aynı ayına
göre kredi kartları ile
yapılan taksitsiz
ödemeler büyümesini
sürdürürken taksitli
ödemeler azaldı.
Bu yılın şubat ayında
kredi kartları ile
yapılan ödeme miktarı
geçen yılın aynı ayına
göre yüzde 6 oranında
artarak 28,7 milyar
liraya yükselirken ocak
lektrik faturaları, aboneleri bir
süre daha kızdırabilir.
Kendilerine verilen kayıp
kaçağı azaltma hedefini gerçekçi
bulmayan dağıtım şirketleri itiraz
edecek.Kaçak elektriği azaltmaları
için kendilerine verilen hedefleri
gerçekçi bulmayan elektrik dağıtım
şirketleri itiraza hazırlanıyor. Talebin
kabul edilmesi halinde, faturalara
yansıyan kayıp-kaçak bedeli aboneleri
bir süre daha kızdırabilir.
E
ayında bu oran yüzde
17 seviyesinde
gerçekleşmişti.
Banka kartları ile
ödeme tutarı da şubat
ayında yükselişini
sürdürerek, geçen yılın
şubat ayına göre yüzde
39 artarak 1,4 milyar
liradan 2 milyar liraya
ulaştı. Kredi kartları ile
yapılan ödemelerin
taksitli-taksitsiz ayrımı
incelendiğinde, taksit
düzenlemesinin
etkisinin daha net
biçimde ortaya çıktığı
görüldü.
- Taksitli ödemelerin
toplam kredi kartı
ödemelerindeki payı
yüzde yüzde 31'den
yüzde 20'ye geriledi
BKM verilerine göre, bu
yılın şubat ayında
taksitli ödemeler geçen
yılın aynı ayına göre
yüzde 18 azalarak, 7,1
milyar liradan 5,9
milyar liraya geriledi.
Aynı dönemde taksitsiz
ödemeler ise yüzde 14
artışla 20 milyar
liradan 22,9 milyar
liraya yükseldi.
Taksitli ödemelerin
toplam kredi kartı
ödemelerindeki payı
bu yılın şubat ayında
yüzde 20'ye geriledi. Bu
oran 2013 şubat ayında
yüzde 26 ve bu yılın
ocak ayında yüzde 31
düzeyindeydi.
Kredi kartı ile
ödemelerin sektör
detayında dağılımı
5
incelendiğinde ise
"elektronik-bilgisayar",
"telekom" ve
"kuyumculuk"
sektörlerinin kredi
kartı ile ödemeler
içerisindeki payının
azaldığı dikkati çekti.
Elektronik-bilgisayar
sektörünün 2013 yılının
şubat ayındaki payı
yüzde 9 iken, 2014
yılının şubat ayında bu
oran yüzde 8'e geriledi.
Aynı dönemde telekom
sektörünün payı yüzde
6'dan yüzde 4'e,
kuyumculuk
sektörünün payı ise
yüzde 4'ten yüzde 2'ye
gerilerken, market
ödemelerinin payı ise
yüzde 15'ten yüzde 19'a
yükseldi.AA
Elektrikte vatandaşı kızdıracak
itiraz
Binlerce kişiyi ilgilendiren
o şart kaldırıldı
osyal Güvenlik Kurumu (SGK),
S
Kimlik Paylaşım Sistemi üzerinden,
doğan çocuğa ilişkin bilgileri tespit
edilerek, emzirme ödeneklerinin
herhangi bir talep şartı aranmaksızın
sigortalılara ödeneceğini bildirdi
SGK'dan yapılan yazılı açıklamaya göre,
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu'nun 16'ncı
maddesine göre analık sigortasından
4/a (SSK) ve 4/b ( Bağ-Kur) kapsamında
olanlara her çocuk için Kurum Yönetim
Kurulunca belirlenip, Bakan tarafından
onaylanan tarifeye göre 2014 yılı için
103 lira emzirme ödeneği verilmektedir.
Söz konusu ödeneğin verilebilmesi
daha önce sigortalıların "yazılı" olarak
talepte bulunmaları şartına bağlıydı.
Emzirme ödeneklerinin daha kısa
sürede ilgililere ödenebilmesini
sağlamak amacıyla Sosyal Güvenlik
Kurumları Harcama Belgeleri
Yönetmeliğinde yapılan düzenlemeyle
artık emzirme ödeneği verilmesinde
aranan yazılı talep şartı kaldırıldı.
elektrik dağıtım şirketleri itiraza
hazırlanıyor. Talebin kabul
edilmesi halinde, faturalara
yansıyan kayıp-kaçak bedeli
aboneleri bir süre daha
kızdırabilir.
Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumu'nun (EPDK)
özelleştirilen elektrik dağıtım
bölgelerindeki kayıp-kaçak
hedefini gerçekçi bulmayan bazı
dağıtım şirketleri, itiraza
hazırlanıyor. İddialara göre,
belirlenen kayıp-kaçak oranı
gerçekte oluşan oranın yüzde 10
yukarısına kadar çıkıyor. Bir
sektör yetkilisi mevcut durumu,
"Bize verilen kayıp kaçakla
pratiktekinin alakası yok"
sözleriyle anlattı. İtirazların
özellikle kaçak elektriğin had
ISSN 1308 7606
Buna göre, Kimlik Paylaşım Sistemi
üzerinden, doğan çocuğa ilişkin bilgiler
tespit edilerek, emzirme ödenekleri
herhangi bir talep şartı aranmaksızın
sigortalılara ödenecek.AA
açak elektriği azaltmaları
K
için kendilerine verilen
hedefleri gerçekçi bulmayan
Yıl:70 Sayı:24746 Tarih:22 Mart 2014 Cumartesi
Yayın Sahibi İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş.
Genel Yayın Yönetmeni
Reyhan AYTEKİN
Sorumlu Müdür
Bilal ÇETİN
Yazıişleri Müdürü
Şüheda YILDIRIM
Sayfa Editörü
Sayfa Editörü
Gülşan KURT
Yasemin ERENER
İstihbarat Şefi
Caner ERDOĞAN
Haber Müdürü
Kenan KURTOĞLU
İdari Merkez
Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu
Cad. No:2 Sefaköy/
Küçükçekmece/İST
Tel :0212 540 40 45 Fax 0212 540 39 99
www.ekonomigazetesi.net .
[email protected]
Ankara Temsilciliği
Macun Mah.3. Cadde No:2
Yenimahalle /ANK.
Tel :0312 397 91 40 41
Fax 0312 397 41 5254
İstanbul Dağıtım
REKDAĞ Ltd.Şti.
İnternet Site Editörü
Kübra ERENER
Reklam Pazarlama ve Dağıtım
Dolmabahçe Caddesi
Eti İş Merkezi No:23 Kat:3
Beşiktaş/İST.
Tel: 0212 259 12 20
Fax: 0212 259 12 10
ANKARA
Atatürk Bulvarı Palas İş
Merkezi B Blok Kat:6 D:114
Kızılay/ANKARA
Tel: 0312 425 99 63
Fax: 0312 425 99 76
Ankara Dağıtım
AKDAĞ DAĞITIM APDULGANİ AKDAĞ
Yayın Türü:Yerel Süreli
Basıldığı Yer İstanbul
Alkım Basım Yayın Dağıtım Tic.A.Ş.
Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. No:2 Sefaköy/ İSTANBUL
Tel : 0212 540 40 45 Resmi ilanlarınızı internet sitemizden de
görebilirsiniz (www.ekonomigazetesi.net)
EKONOMİ Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
safhada olduğu Doğu ve
Güneydoğu'da yoğunlaştığı
belirtildi.
Hedefler yükseltildi
EPDK, 2012 sonunda Dicle,
Vangölü, Aras, Toroslar ve
Boğaziçi elektrik dağıtım
şirketlerinin 2013-2015 tarife
yıllarına ilişkin dağıtım faaliyeti
kayıp-kaçak hedefi oranlarını
yükseltmişti.
- Dicle EDAŞ'ın kayıp-kaçak
oranında 2013 için daha önce
yüzde 42.06 olarak belirlenen
hedef yüzde 71.07'ye, 2014 için
yüzde 34.93 olarak belirlenen
hedef yüzde 59.03'e, 2015 için ise
yüzde 29.01 olarak belirlenen
hedef yüzde 49.03'e
yükseltilmişti.
-Vangölü dağıtım bölgesinde
kayıp-kaçak oranında 2013 için
daha önce yüzde 31.84 olarak
belirlenen hedef yüzde 52.10,
2014 için yüzde 26.45 olarak
belirlenen hedef yüzde 43.27,
2015 için de yüzde 21.97 olarak
belirlenen hedef yüzde 35.94
olarak ayarlanmıştı.
-Aras EDAŞ'ta 2013 için daha
önce yüzde 17.62 olarak
belirlenen kayıp-kaçak hedefi
yüzde 25.70, 2014 için yüzde
16.30 olarak belirlenen hedef
yüzde 21.35, 2015 için yüzde
15.08 olarak belirlenen hedef de
yüzde 17.73 olarak
değiştirilmişti. Belirlenen
yüzdeler, bölgesindeki kayıpkaçağı belli bir oranın altına
indiremeyen şirketlerin
kârlarının azalması anlamına
geliyor. Kayıp kaçak hedefinin
düşürülmesi ise kaçağın bir süre
daha yüksek izlemesi ve bu
oranın elektrik faturalarına
ekstra yük olarak yansıması
anlamına gelebilecek.
Serbest elektrikte
kıran kırana rekabet
başlıyor
EPDK'nın elektrikte serbest
tüketici limitini 5 bin
kilovatsaatten 4 bin 500
kilovatsaate düşürmesiyle
serbest elektrik tüketicisi sayısı 1
milyona çıkarken sektör de
hareketlendi.
Elektrik tedarikçisi olarak
sektöre giren firmalar bir
taraftan promosyonlarla müşteri
çekiyor, bir taraftan da serbest
sözleşmeyle ne kadar kar
edeceklerini abonelere
gösteriyor.
Serbest tüketiciler maliyet
artışlarından indirimlerle
göreceli olarak kurtulabilirken,
iletimden doğan kayıp-kaçak
bedelleri serbest tüketicilerden
de tahsil ediliyor. Yılbaşında
uygulanmaya başlanan yeni
limitlerle, aylık yaklaşık 133 lira
harcaması olan konut abonesi
serbest tüketici olabiliyor. Yeni
limitle piyasaya 500 bin yeni
serbest tüketicinin girecek,
serbest tüketici sayısı 1 milyonu
bulacak.
Düzenlemeyle, elektrik
tüketicilerinin fiilen yüzde
31'inin serbest tüketici haline
gelebilecek. 2016 başında
serbest tüketici limitinin
sıfırlanması ve tüketicilerinin
istediği sözleşmeyi yapabilmesi
planlanıyor.
Yeni limitlerle özellikle site tipi
kalabalık konutlar, esnaf ve
kamu kurumları serbest tüketici
olabiliyor. CİHAN
Vergi yükü azalmadan yerli üretim zor
vea üçüncü akıllı
A
telefonu olan inTouch’d
piyasaya sundu. Akıllı
telefon pazarındaki
paylarının yüzde 12
olduğunu ifade eden Avea
CEO’su Erkan Akdemir, “Bu
markamız rakiplerimizin
müşterileri arasında bile
yüzde 41 gibi yüksek bir
bilinirliğe sahip olduğunu
gördük.” dedi.
GSM şirketi Avea, kendi
markası altında geliştirdiği
üçüncü akıllı telefonu Avea
inTouch 3’ü piyasaya çıkardı.
Bir bölümü Türkiye’de
üretilen cihazın tanıtım
toplantısında konuşan Avea
CEO’su Erkan Akdemir, cep
telefonundaki vergilerin çok
yüksek olduğuna işaret etti.
Akdemir, “Kısıtlı imkanlarla
yapılan yerli üretimin bu
alandaki teşviklerin
oluşması ve vergi yükünün
hafifletilmesiyle ülkemizde
istihdama katkı sağlayacak
bir iş kolu haline
gelebileceğini
düşünüyoruz.” dedi.
Akdemir, cihazlardaki
yerlilik oranının da önemine
değinerek, “Ülkemizin
cihazların önemli
bileşenlerini üreten, bunu
yazılım ile destekleyen bir
Ar-Ge merkezine
dönüşmesini destekliyor ve
çok arzuluyoruz.” ifadelerini
kullandı.
Erkan Akdemir, bulut
teknolojisinin her geçen gün
önemini artırdığı bir
dünyada, akıllı telefonların
ve mobil internetin
yaygınlaşmasının hayati
önem taşıdığına dikkat çekti.
Bu konuda GSM
operatörlerine ciddi bir
vazife düştüğünü belirten
Akdemir, bu sebeple bir
buçuk yıl önce ilk Avea
markalı akıllı telefonu
pazara sunduklarını söyledi.
Avea pazarlamadan sorumlu
Genel Müdür Yardımcısı
Dehşan Ertürk ise Avea
inTouch serisine ait
istatistikleri paylaştı. Ertürk,
“Cihazlarımızı satın
alanların yüzde 75’i ilk akıllı
telefon deneyimini Avea
inTouch serisi cihazları ile
yaşadı. Yüzde 50’si ise ilk 3G
deneyimini Avea ile yaşadı.
Avea inTouch serisiyle
internet kullanımında yüzde
400’lük bir artış kaydedildi.”
dedi.
Avea inTouch 3; Avea Bulutt,
Avea Müzik, Tivibu Cep
Avea, Avea Mobil Dergi, Avea
Fırsat, Avea Oyun gibi pek
çok uygulama ön yüklü
olarak müşterilere ulaşacak.
Kullanıcılar, Avea inTouch
3’e 24 ay taahhüt vererek
tarifeye ek ayda 1 TL’den
başlayan fiyatlarla veya
peşin 549 TL ödeyerek sahip
olabilecek. Kampanya
kapsamında Avea inTouch
3’ü satın alanlara, Avea
Bulut’tan 12 aylık 4 GB
saklama alanı ve 3 ay
boyunca aylık 50 Şarkı
İndirme Paketi de hediye
edilecek. Cihazı alan
faturasız müşterilere ise 12 ay
süresine her ay 1 GB internet
hediye ediliyor.CİHAN
6
22 MART 2014
Dış Haberler
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
KAZAKİSTAN
Kazakistan,16 Mart'ta
yapılan ve Kırım’ın
Rusya’ya bağlanmasını
öngören referandumu
tanıdı. Kazakistan Dışişleri Bakanlığı'ndan
yapılan açıklamada,
referandumunda halkın
kendi iradesini özgür bir
şekilde yansıttığını ve bu
referandumun Kırım
halkının kendi tercihi
olduğu belirtildi.
Referandum sonrası ortaya çıkan sonuçlara
saygı duyulması gerektiğinin ifade edildiği
açıklamada, ilgili
ülkelere sağduyu çağrısı
yapıldı. Öte yandan daha
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan
Nazarbayev, Kırım
konusunda Avrupa, ABD
ve Rusya arasında arabuluculuk yapabileceklerini
duyurmuştu.
CİHAN
BULGARİSTAN
Bulgaristan'ın güneyindeki Pazarcık'ta İmam
Ahmet Musa, örgüt
üyeliği suçlamasıyla
yargılandığı davada 4 yıl
ceza aldı. Pazarcık
imamının cezası, tahliye
şartlarını ihlal ettiği
gerekçesiyle 5 yıla
çıkarıldı. Yasadışı ilan
edilen İslamî Vakıf'a üye
olmak, antidemokratik
ideoloji yaymak, devlet
sistemini değiştirmeye
çalışmak ve dinî nefret
yaymak gibi suçlamalarla yargılanan biri
kadın 13 kişi ile ilgili dava
sonuçlandı. Pazarcık
İmamı Ahmet Musa'nın
tüm suçlamalardan
hüküm giyerek 5 yıl
hapse mahkum olduğu
davada diğer sanıklara
ise para cezası verildi ve
denetimli serbestlik
hükmü getirildi. İddia ve
savunma makamları, 15
gün içerisinde Filibe'deki
Temyiz Mahkemesi'ne
başvurabilecek. CİHAN
Kırgızistan’da
hükümet
arayışı
ırgızistan'da Başbakan Cantörö
Satıbaldiyev başbakanlığındaki
koalisyon hükümetinin bugün
istifa etmesiyle başlayan yeni
hükümet arayışı devam ediyor. Mevcut hükümetin, yeni hükümet kurulana kadar görevde kalacağı ülkede,
Cumhurbaşkanı Almazbek Arambayev’in bugün veya yarın yeni bir
partiyi hükümeti kurmakla
görevlendirmesi bekleniyor. Yeni
başbakan adayları arasında ise
başbakan birinci yardımcısı Comart
Oturbayev, Meclis Başkanı Asılbek
Cyenbekov ve Sosyal Demokrat Partisi lideri Çınıbay Tursunbekov’un
ismi geçiyor.
K
Kırgızistan’da yeni hükümeti kurma
çalışmalarının kitlenmesi durumunda ise parlamento dağılarak
erken seçime gidilecek. Ar Namus
Partisi lideri Feliks Kulov, şimdilik
parlamentonun dağılmasının
sözkonusu olmadığını, cumhurbaşkanın bir partiyi
görevlendirmesinin ardından
hükümetin kısa sürede kurulabileceğini söyledi. 120 sandalyeli
mecliste yükümeti kuracak partilerin
toplam milletvekili sayısısın mevcut
milletvekili sayısının yarısından bir
fazla olması gerekiyor.ı.
CİHAN
Talip Atalay: Adada dinî liderlerin
görüşmesi topluma olumlu yansıdı
KKTC Din İşleri Başkanı Prof. Dr.
Talip Atalay, yaklaşık üç yıldır dini
liderler olarak adada karşılıklı
görüşme yaptıklarını ve bu
görüşmelerin topluma
yansımasının olumlu yanlarının
görüldüğünü ifade etti. Kıbrıs’ta
dini liderlerin başlatmış olduğu iyi
ilişkilerin barış sürecine önemli
katkısı olduğunu söyledi. Atalay,
söz konusu bu durumun iki halkın
barış ve kardeşliğe
hazırlanmasında rol oynayacağına
inandığını kaydetti. İsviçre’nin
başkenti Cenevre’de, Birleşmiş
Milletler'in daveti üzerine yapılan
temasların da önemine dikkat
çeken Atalay, temasların ardından
İsveç Büyükelçiliği’nin de gelinen
sürece destek olacaklarını
açıklamasını da sevindirici
bulduğunu belirtti.
in İşleri Başkanlığı’nda bugün
düzenlenen; “Din Adamları
Arası Diyaloğun Teşviki”
konulu etkinlikle ilgili basını bilgilendirme toplantısı düzenleyen Din
İşleri Başkanı Atalay, yaklaşık üç
yıldır dini liderler olarak karşılıklı
görüşme yaptıklarını ve bu
görüşmelerin topluma yansımasının
olumlu yanlarının görüldüğünü aktardı. Dini liderlerin her iki halk için
bir araya getirici ve yakınlaştırıcı olması gerektiğini de söyleyen Atalay,
dini liderlerin, tutumlarıyla halkın
psikolojik bariyerlerini aşmasında
destekleyici rolü olacağını kaydetti.
İnsanların yaşadıklarından dolayı
psikolojik bariyerlerinin oluşabileceğine dikkat çeken Atalay, karşılıklı
güvenin olmaması halinde her şeyin
yanlış anlaşılabileceğini ve bu
sürecin de insanları esir edebileceğini
belirtti. Atalay, “Dinî liderler olarak
var olan psikolojik bariyerleri, merhamet, affetme ve her insanın içinde
D
bulunan iyilik duygusunu besleyerek
yıkmalı, gerçek sorunların konuşulabilir hale gelmesine yardımcı olmalıyız.” dedi. İki dini liderin
karşılıklı konuşmasının bile iki halka
güven verebileceğine dikkat çeken
Atalay, Kıbrıs’ta olabilecek bir barışın
dünyayı ve adanın çevresindeki
ülkeleri de olumlu etkileyeceğini
söyledi. Cenevre’de yapmış olduğu
konuşmaya da değinen Din İşleri
Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay, Kıbrıslı
Türklerin din işlerinden sorumlu en
yüksek yetkilisi olarak şahsına, Birleşmiş Milletler tarihinde ilk defa
böylesi seçkin ve saygıdeğer bir topluluğa hitap etme imkanı sağlandığı
için teşekkür ettiğini kaydetti.
Kıbrıs’ta, 50 yıldır Müslüman ve Hıristiyan ağırlıklı iki toplumun karşılıklı
pek çok acılar yaşadığını da dile getiren Atalay, “Kapılarını birbirlerine
kapattılar. Yüzlerce yıl bir arada
yaşamış, coğrafi zorunluluk nedeniyle zorunlu olarak birbirine en
yakın olmak zorunda olan bu iki
toplumun gelecekleri için barışmaya,
kalıcı barış için, bağışlamaya,
bağışlayabilmek için bir araya
gelebilmeye, bir araya gelebilmek için
karşılıklı güveni inşa etmeye ihtiyacı
vardır.” diye konuştu. Dinin dilinin,
siyasetin dilinden farklı olarak, karakteri gereği bu ihtiyacı gerçekleştirmeye en uygun dil olduğunu söyleyen
Atalay, şunları söyledi:"liderler, her
ne kadar bir ülkeye ait olsalar da,
dinin karakteri gereği sınır, etnisite,
vatandaşlık gibi kavramların üzerine
çıkmak zorundadırlar. Dini liderler
siyasetçiler gibi, insanları bu nitelikleriyle sınıflandıramazlar, tam aksine
dışlanmış, ötekileştirilmiş insanların
sığınağı, kimsesizlerin kimsesi olmak
durumundadırlar. Bu nedenle dini
liderliklerin kullandığı dilin siyaseti
olumlu etkileyecek, onların siyaset
yapmalarını kolaylaştıracak nitelikte
olması, ama asla siyasetçinin dili olmaması gerekir.”
CİHAN
YENİ BULUŞLAR-TEKNOLOJİ
ALMANYA
Mainz Çocuk Üniversitesi 2014 yaz dönemi
hazırlıklarını tamamladı. On birinci kez
düzenlenen çocuk
üniversitesinde çocuklara jeoloji, biyoloji,
kimya, müzik ve medya
bölümlerinde dersler
verilecek. Çocuklar
üniversite öğrencileri
gibi amfide oturacak,
deneyler yapacak,
volkanı, renkli alevi ve
sudaki asiti yakından
tanıyacak. Her yıl
olduğu gibi bu yıl da
çevre illerden yoğun ilgi
bekleniyor. 17 Nisan’da
başlayacak dersler 27
Ekim’de sona erecek.
Her yıl üniversitenin en
büyük amfisi RW1’de
düzenlenen derslerin
bu yıl yeri değişiyor.
Çocuklar üniversitenin
çeşitli fakültelerinde
ders salonlarında misafir olacak.
CİHAN
RUSYA
Rus pilot kokpite yerleştirdiği kamera ile
iniş, havada ters yönden gelen uçakları ve
manzaraları görüntüledi. Rusya’da yaygın
bir şekilde arabalara
yerleştirilen kameralar, birçok kaza anını
görüntülerken bu kez
Rus pilot kamerayı
uçağın kokpitine yerleştirdi. Pilotun kamerası karşıdan gelen,
alt ve yan taraftan
uçan diğer uçakları
görüntülerken bir jet
uçağının kendilerine
belli bir süre eşlik
etmesi onların da ilgisini çekiyor. Pilotun
verdiği bilgiye göre
uçaklar aynı rota üzerinde birbirlerine 300
metre yakından uçuş
yapıyor. Rus pilot çektiği bu görüntüleri internette paylaşıyor.
CİHAN
El ve kollar
kumanda oldu
eni Apple TV'nin el ve kolla
kontrol edilen modeli yola çıktı.
Kas hareketlerini algılayan
akıllı bantlar, tabletten TV'ye her cihazın uzaktan kontrol edilmesini
sağlıyor. Bilim kurgu filmlerinde
olduğu gibi boşlukta sallanan el ve
kollar elektronik cihazları yönetmek
için sıradan hale geliyor.
Y
Sony ve Microsoft gibi el ve kol
hareketlerini algılayan yeni Apple
TV'nin oyunseverler için yeniden
tasarlandığı iddia ediliyor. Kasların
hareketini algılayan Myo gibi akıllı
kol bantları ve parmak hareketinizi
bile algılayan oyun konsolları hayatı
kolaylaştırıyor. Bu tür cihazlar
sadece televizyon, tablet ile akıllı
telefonlar elkolla kontrol için değil,
iş ve askeri amaçlarla da kullanılıyor.
APPLE TV HAREKETİ
Apple TV'nin yeni sürümünün tıpkı
XBOX ve Playstation gibi el ve kollarla yönetilmesi bekleniyor. Önceki
modellerine göre biraz daha
büyüyen, hareket sensörleriyle el,
kol, hatta parmakların hareketini algılayan yeni Apple TV'nin oyun konsollarının rakibi olması bekleniyor.
Bu durum, yeni Apple TV iOS platformundaki oyunların televizyon
ekranına taşınması anlamına geliyor.
Bunun için iPad ve iPhone'un kablosuz olarak Apple TV bağlantısını kullanmak yeterli olacak. Ancak
kazananı daha çok içerik belirleyecek.
KOL KASLARI DEVREDE
Büyük ilgi çeken akıllı kol batları ve
bileklikler, bluetooth kablosuz
bağlantı özelliği olan her cihazı
yönetmenizi sağlıyor. Hatta parmak
ve ellerinizi hareket ettirdiğiniz anda
sensörler kasların hareketlerine göre
vermek istediğiniz komutu algılıyor.
Genelde daha az pil tüketimine
sebep olduğu için bu tür cihazlarda
bluetooth 4.0 teknolojisini kullanıyor. Tablet, dizüstü, televizyon
veya Drone benzeri cihazlar el ve kol
hareketleriyle yönetiliyor.
EL DEĞMEDEN YÖNET
Bu teknoloji mutfakta yemek yaparken filmi tek bir el hareketiyle
durdurmanızı veya yemek tarifini
kaçırmadan izlemenizi sağlıyor.
Sadece TV değil, dizüstü bilgisayar
veya tabletlerde de kullanılabiliyor.
Myo, Thalmic Labs şirketinin kurucusu Kanadalı bir girişimcinin projesi. Mutfaktan eğitim sektörüne
askeriyeden oyuna kadar pek çok
alanda rahatlıkla kullanılıyor. Sensörlerin boyutları küçülüp hata oranları düştükçe daha fazla alanda
kullanım şansı artıyor.
HAYATA TABLET VE TELEFONDAN
BAĞLANACAĞIZ
IDC'nin araştırması, 2017'de internete bağlı cihazların yüzde 87'sinin
tablet ve akıllı telefonlardan oluşacağını gösteriyor. 2013'te 1 milyar 13
milyon telefon, 227 milyon tablet
satışa sunulurken sadece 180 milyon
dizüstü bilgisayar piyasaya sürüldü.
3 yıl içinde tablet pazarının yüzde 78,
telefonun ise yüzde 71 seviyelerinde
büyümesi bekleniyor.
Göçmen
derneklerinin
katılımı
teşvik ediliyor
lmanya'nın Baden
Württemberg (BW)
Eyaleti Uyum
Bakanlığı göçmen derneklerine daha fazla katılım
ve uyum fırsatı tanımak
amacıyla eyalet çapında
bir program başlatıyor.
Eyaletin 5 bölgesinde
başlayacak olan program
ile dernek yöneticilerine
dernek yönetimi, proje
yönetimi ve bütçe yönetimi gibi konular
hakkında eğitim verilecek.
Söz konusu program ile
insanlara yatırım yaptıklarını ifade eden BW
Eyaleti Uyum Bakanı
Bilkay Öney (SPD), "Göçmen derneklerinin çatı
kuruluşu olan Stuttgarter
Forum der Kulturen ile
birlikte başlatmış olduğumuz girişim ile göçmenlerin uyumuna katkı
sağlamak ve göçmen
dernekleri desteklemeyi
amaçlıyoruz. Hiçbir şey
insanların becerilerini
geliştirmek kadar
sürdürülebilir değil." dedi.
A
Teşvik programı ile ayrıca
dernekler arasında fırsat
eşitliğinin sağlanmasını
hedeflediklerini belirten
Bakan Öney şöyle devam
etti: "Eyalette maalesef
çok az derneğin eşit
katılım imkanı ile deneyimli ve tecrübeli yöneticileri var. Devlet tarafından
yapılan yardımlar
hakkında birçok dernek
yöneticisinin haberi yok.
Dolayısıyla bunun gibi
konular hakkında fırsat
eşitliğini sağlamak istiyoruz." Uyum Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada
ayrıca, teşvik programından üye sayısına bakılmaksızın tüm derneklerin
faydalanabileceği belirtildi. Konuyla ilgili ilk bilgilendirme toplantıları
önümüzdeki günlerde
Rhein-Neckar, Karlsruhe,
Heilbronn, Freiburg, Bodensee, Aalen ve Ulm bölgelerinde düzenlenecek.
CİHAN
22 MART 2014
Politika
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
CHP Malatya
adayı İnci:
Altay Kışlası'nı
peşkeş
çekecekler
birilerine peşkeş çekecek. Bu proje
açıklandığı zaman Sayın Çakır’ın niye
atandığı öğrenildi. Birilerine arsaları
pazarlamak için atanmış." dedi.
Malatya’yı 11 yıldır AKP’nin yönettiğini belirten İnci, şöyle devam etti:
"Bu kanalizasyonu yapmayan kim, bu
su sorununu çözmeyen kim, bu yolu
yapmayan kim? Başbakan bir de kalkmış, daha Malatya’nın mahallelerini
yönetemeyen adama diyor ki 495
köyün de bundan sonra altyapısını
Ahmet çözecek!
İnanıyor musunuz siz buna? İşte
Malatya’ya ne kadar önem verdiklerini
görüyorsunuz. Başbakan Malatya’ya
geldiğinde, Malatya için hiçbir şey
söyledi mi? Evet söyledi, kayısı dedikten sonra güneş kurusu dedi. Gün kurusu diye bir kayısımız var mı
arkadaşlar? Yok. İşte Malatya’ya bu
kadar yakınlar."
MHP'li Akkurt:
Sel felaketinde
neden o
sokaklarda
yoktunuz?
7
Günaydın:
Tepeden
bakan
zihniyete
artık yeter
deme
zamanı
geldi
"ÇALDIĞIN ÇIRPTIĞIN, EVİNE DEPOLADIĞIN PARALARA EL KOYACAĞIZ"
HP Malatya Büyükşehir Belediye
Başkan adayı Hakan İnci, Milli
Savunma Bakanlığı tarafından
Malatya Belediyesi’ne devredilmesi
planlanan Altay Kışlası(şoför okulu)
arazilerinin imara açılarak peşkeş çekileceğini belirtti. CHP İl Başkanlığı
tarafından, yerel seçim çalışmaları
kapsamında Battalgazi ilçesinde halk
toplantısı düzenlendi. Toplantıya CHP
Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, Malatya Milletvekili Veli
Ağbaba, Büyükşehir Belediye Başkan
Adayı Hakan İnci, parti yöneticileri ile
vatandaşlar katıldı.
C
CHP Malatya Büyükşehir Belediye
Başkan adayı Hakan İnci, burada yaptığı konuşmada, büyükşehir statüsüne
yükselecek Malatya’nın yeni yapısını
bilerek projeler hazırladıklarını belirtti. Malatya Belediye Başkanı Ahmet
Çakır’ı eleştiren İnci, "Seçime 18 gün
kala proje açıkladı. Açıkladığı projelerin hepsi bizim açıkladığımız projelerin başına başka bir kelime
konmuş, benzer projeler. Ama bir tane
farklı proje var. O da şoför okulu, Altay
Kışlası’nın birilerine peşkeş çekilme
projesi. Orayı konut alanına açarak
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan
Günaydın ise yerel seçimlerin önemine dikkat çekti. Kentlerin varlıklarının korunması gerektiğini
vurgulayan Günaydın, "Kentlerimizi
sağa sola peşkeş çektirmemek önemli.
Tekel fabrikanızı kapattılar, artık
tütün ekilmiyor, işçi çalışmıyor.
Sümerbank’ınızı kapattılar, bir gelir
olanağınızı elinizden aldılar. Eğer
bunlara oy verirseniz, önümüzdeki
dönemde, hiç şüpheniz olmasın Şeker
fabrikanızı da kapatacaklar. Böylece
pancar da ektirmeyecekler, o fabrikada çalışan işçiler de işlerini kaybedecek. Peki kim kazanacak?
Adana’da bu adımın atılmadığını
savundu. Karalar, 2002–2014 yılları
arasında kadına şiddetin yüzde
1000’nin üstünde arttığını iddia etti.
Eski bir kent olan Adana’da cami,
kilise, cemevi, ziyaret gibi inanç
merkezlerinin temizlik, basit onarım
gibi sorunlarına destek olacaklarına
işaret eden Karalar, Tepebağ ve Turizm Projesi’nin üzerinde durdu. Karalar, şöyle devam etti:
CHP Seyhan Belediye Başkan
adayı Zeydan Karalar, Seyhan
Oteli’nde düzenlenen toplantıda projelerini anlattı. Seyhan’ın çok
problemli bir yer olduğunu ve Kuzey
Adana açıldıktan sonra buraya hiç
yatırım yapılmadığını vurgulayan
Karalar, “İlçenin üçte ikisi problemli,
yaşanabilir değil. Seyhan’nın yüzde
70’inde ciddi imar planlar var. Çevre
Bakanlığı 1/100.000’lik planları
yapıyor. Büyükşehir, 1/25.000 ve
1/5000’lik planları hazırlıyor. İlçe
belediyeleri 1/1000’lik planları uydurmaya çalışıyor. İmar planlarının
önemli bir bölümü yargıdan geri
dönüyor. Çünkü planlar yasaya
“Tepebağ ve turizm, Seyhan
için önemli vizyon projeleridir. Tepebağ, 10 bin yıllık
geçmişi ile dünyanın en eski yerleşim
merkezlerinden biridir. Bundan
dolayı Seyhan ilçesi önemli bir şehir
turizmi merkezi adayıdır. Tepebağ
turizm ve ticaret bölgesiyle
ayakkabıcılar, matbaacılar, tekstilciler ve oto yedek parçacılar gibi
küçük imalatçıları kendilerine uygun
sitelere taşıyarak, boşalan yerler turizm ve alışveriş amaçlı kullanılacak.
Eğitim, toplantı, kongre turizmi, karnaval, festival, tiyatro ve etkinliklerden turizm geliri elde ederek
Seyhan’ın sosyokültürel ve ekonomik
Karalar
Her mahalleye eşitlikçi bir
yaklaşım sergileyeceğim
uygun değil, kişiye göre üretiliyor.
İmar planları yeniden yapacağız.
Kenti yerinden dönüştüreceğiz. Portakal bahçelerini yok edip, içine bina
dikmeyeceğiz.” dedi. Seyhan’da kişi
başına 1.5 metre yeşil düştüğünün altını çizen Karalar, bunun 10 metre
kare olması gerektiğini bildirdi.
Kentsel dönüşümde TOKİ yerine yerli
müteahhitlerle çalışacaklarını açıklayan Karalar, inşaat sektörünün
ekonominin diğer kollarını da canlandırdığını hatırlattı.
Göreve geldiklerinde öncelikle
içinde kreş, kurs birimleri,
muhtarlık, sağlık merkezi,
kütüphane, aşevi, taziye alanı, oyun
alanlarının bulunduğu ‘mahalle
merkezlerini’ kuracaklarını dile getiren Karalar, engellilere ayrı bir özen
gösterdiklerini ifade etti. Ülke
genelinde yüzde 10 civarında olan
engelli nüfusunun Adana’da yüzde
15’ün üstünde olduğunu aktaran Karalar, hayata geçirecekleri rehabilitasyon merkezlerinde bu kesime
yönelik meslek edindirme; dolayısı
ile istihdam imkanlarını hazırlayacaklarına değindi. Yasalara göre
belediyelerin Kadın Sığınma Evleri’ni
yapmak zorunda olduğuna dikkat
çeken Karalar, buna rağmen
M
Çalışmalarına ara vermeden
devam eden Dr. Ferhat Günaydın, Samsun'un her türlü
doğal ve maddi imkana sahipken 15 yıldır şehri yöneten insanların kavgası ve
gürültüsüyle bir itiş kakış
yaşandığına dikkat çekti.
O fabrikanın arsası kime peşkeş çekilecekse onlar kazanacak." dedi. Mazotu bir buçuk liradan nasıl
satacaklarını soran Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’a da yanıt veren Günaydın, "Biz bunu yaparsak, Türkiye
kendisi üretecek. Buğday için Ukrayna’ya el açmayacak. Pamuk için Yunanistan’a, saman için Gürcistan’a
mahkum olmaktan, muhtaç olmaktan
çıkacak. Recep Tayyip Erdoğan bize
diyordu ki ‘Ey CHP parayı nerden bulacaksınız?’ Biz şimdi söylüyoruz.
Çaldığın çırptığın, evine depoladığın
paralara el koyacağız, vatandaşa dağıtacağız. Parayı oradan bulacağız."
diye konuştu.
CİHAN
HP Seyhan Belediye başkan
adayı Zeydan Karalar, kentsel
gelişim ve hizmetlerle her mahalleye eşitlikçi bir yaklaşım göstereceğini söyledi. İlçenin çehresini
değiştirecek modern, yeşil ve sosyal
alanları koruyan bir kentsel
dönüşüm modelini uygulayacaklarını belirten Karalar, bunu yaparken mahallelerin yapısını ve
kültürünü koruyacaklarını kaydetti.
C
HP Samsun Büyükşehir
Belediye başkan adayı
Dr. Ferhat Günaydın, 15
yıldır başkanlık yapan ve
kendi insanına tepeden bakan
zihniyete artık yeter deme zamanı geldiğini ileri sürdü.
yaşantısına katkı sağlayacağız. Seyhan Belediyesi Bünyesi İmar Müdürlüğü'ne bağlı Koruma Uygulama ve
Denetim Büroları (KUDEB) kuracağız. Şimdi ile yaklaşık 450 bin turist geliyor. Tepebağ, Büyüksaat,
Ramazanoğlu Konağı, Taşköprü,
Anavarza Kalesi’ni tanıtın; turist
sayısı 1.5 milyona çıkar. Bu istihdam
ve minimum 1 milyar dolar gelir demektir.”
Seyhan’da spor alanlarının
yok denilecek kadar az
olduğunu öne süren Karalar,
işsizi çok ve dar gelirli ailelerin
çocuklarının ‘madde bağımlılığı’ gibi
bir takım zararlı alışkanlıklar
edindiğini söyledi. İlçede yeni spor
tesisleri inşa edeceklerini kaydeden
Karalar, yaya ve bisiklet yollarını
oluşturacaklarını belirtti. Türkiye’nin
en önemli akarsularından biri olan
Seyhan Nehri’ni ‘yeşil vadiye’ çevireceklerini ifade eden Zeydan Karalar,
“Bu kadar güzel bir nehir, nasıl bu
kadar atıl ve kirli kalabilir. Bütün
nehri en baştan ele alacağız. Çocuk,
gençlik, spor, bisiklet, küçük dükkân
gibi tesisleri kuracağız. Seyhan yeşil
vadi projesi ilimize yeni bir değer katacak.” şeklinde konuştu..
Sabri ÖZDEMİR-EKONOMİ
amsun merkeze bağlı Canik MHP İlçe
Başkanı Güner Akkurt, can kayıplarının yaşandığı 4 Temmuz 2012 tarihindeki selde ortalıkta görünmeyenlerin
bugün halktan oy istemelerini hayretle
izlediklerini söyledi. Uzun bir süredir
belediye başkan adayı Atıf Yiğit ile beraber
Canik’in köyleri dahil her yerinde çalıştıklarını belirten Akkurt, “Girmedik ev, sıkılmadık el bırakmadık.
S
Görünen o ki artık Canikli Atıf Yiğit’te karar
kılmış.” diye konuştu. Canik’e adil bir şekilde hizmet veren, halkına zulmetmeyen,
vatandaşının işini kolaylaştıran bir hizmet
anlayışını tesis etmek istediklerini ifade
eden Akkurt, “Hizmet bir zihniyet meselesidir. Bunun ön güzel örneği de Karşıyaka
Mahallesi’nde karşımıza çıkıyor.
Bunların seçim büroları birkaç yıl önceye
kadar Karşıyaka Mahallesi’nin tek parkı
olarak hizmet veren Alperenler Parkı’ydı.
Orada çocuklar güven içinde oynarlardı.
Şimdi ise yerinde Osman Genç’in Seçim
Bürosu mevcuttur. İşte bunların hizmet anlayışı bu. Karşıyaka Mahallesi’nin çocukları
hangi Parkta oynuyor, Toptepe’nin çocukları hangi parkta oynuyor Osman Bey?” diye
konuştu.
4 Temmuz 2012 tarihindeki selde ortalıkta
görünmeyenlerin bugün hangi yüzle halktan destek istediklerini soran Güner Akkurt,
“İhmale kader deyip geçenlerin vicdanları
hiç mi sızlamıyor? Böylesi bir ihmal
gelişmiş ülkelerde yaşansa idarecileri derhal istifa ederlerdi. Ama bunlar koltuğa
yapıştılar, kalkamıyorlar.
Ölen onca canın hesabını nasıl verecekler?
Mağdur edilen onlarca ailenin vebalini nasıl
taşıyacaklar? Canikli bunları unutmadı, unutması da mümkün değil.” ifadesini kullandı. Canikli muhtarların bile belediyeye
giremediği günlerin yaşandığını öne süren
Akkurt, “Yeni Mahalle muhtarımıza
yapılanlar dün gibi hafızamızda.
Muhtarın giremediği belediyeye vatandaş
nasıl girecek? İnşallah bizimle beraber
vatandaşlarımız ve muhtarlarımız
belediyesi ile barışık işbirliği içerisinde
güzel günler görecek. Belediye kapısında
hiçbir muhtar şiddete uğramayacak.” şeklinde konuştu.
Canik’in gençlerinin işsizlikten gurbette
olduğunun altını çizen Akkurt, “Canik
gençliği için ne yaptın? Gençlerimize iş aş
kapısı mı açtın? Tüketime yönelik getirdiğin
AVM’lerle Canik esnafını bitirdin. Bir fabrika mı kurdun, üretim tesisi kuracak
yatırımcının önünü mü açtın?
Büyükşehir Belediyesi aday adaylığında
çalıştığın kadar Canik için çalışsaydın, onun
için harcadığın söylenen milyonları Canikli
için harcasaydın bugün Canikli seni alnından öperdi. Artık bitti Sayın Genç. Canik
hesabı senin için kapandı. Diğer hesaplarını
inşallah Allah’a vereceksin.” dedi. CİHAN
"Ben diyorum ki bu kadar
nimetin bir arada bulunduğu
bir memlekette, kendi insanına tepeden bakan, onların
dertlerini dert olarak
görmeyen zihniyete artık yeter
deme zamanı gelmiştir." diyen
Günaydın, "Ben bilirim, ben
yaparım, sizler de bunlara tabi
olacaksınız diyerek yıllarımızı
ve şehrimizin geleceğini
çalanlar şimdi neyin hayalini
kuruyor acaba?" diye sordu.
"ÖZEL SEKTÖRÜN ÖNÜNÜ AÇMAMIZ GEREKİYOR"
"Devlet imkanlarının
özelleştiği Samsun'da yapılması gereken özel sektör
yatırımının önünü açmamız ve
yardımcı olmamız gerekmektedir." diyen Günaydın, sözlerine şöyle devam etti:
"15 yıldır bu şehri yöneten
belediye zihniyeti bu şehre
yatırım yapacak iş adamlarıyla
hiçbir görüşmesi ve talebi olmamıştır. İş adamlarımıza
çıkartılan türlü zorluklar nedeniyle yatırımdan ve istihdamdan yoksun hale
getirildik.
Bunu yapmayan insanların bu
sevdaya hakkı yok. Benim 100
bin insanıma iş imkanı sağlayacağımı söylediğimde inanmayanlar sonra da
projelerimizi görünce kitapçıklara ağzı açık bakakaldılar."
"KÖYLÜLER ŞEHRİN DIŞINA
ATILDI"
Samsun'u yönetenlerin 'Ben
bu şehre kolunda sepeti,
ayağında çamurlu
ayakkabısıyla köyünden gelen
insanımızı bu şehre sokmam'
diyerek dolmuşları bile bu
şehrin dışına attığını dile getiren Günaydın şöyle konuştu:
"Bu sözleri sarf eden sayın lordumuz acaba Paris'te mi
okudu, Londra'da mastır mı
yaptı? Burada doğmuş
yetişmiş biriyse kendi
toprağına ve insanına bu
hakaret değil de nedir?
Ben onların proje kitapçıklarını da inceledim. Orada cekcaklı işlerden başka hiçbir şey
yok.
Üstelik kendilerine daha
önceki seçimlerden önce yaptırdıkları kitapçıklara bir göz
atmalarını tavsiye ediyorum.
Kaç tane projeyi hayata
geçirdiler, kaç tane insanımıza
iş aş verdiler?
Bunları saygıdeğer Samsun
halkı görüyor ve biliyor.
Milletimizi balık hafızalı
sananların nasıl yanılacağını
da hep birlikte 30 Mart'ta
göreceğiz inşallah."
CİHAN
8
22 MART 2014
Gündem
Dışişleri'nden
dikkat çeken
Kırım
açıklaması
enin'in ölümünden sonra
L
Sovyetler Birliği'nin lideri
ve Sovyetler Birliği Komünist
Partisi Genel Sekreteri olan
Josef Stalin'in 31 yıl süren
iktidarı döneminde meydana
gelen Kırım Türklerin trajik
sürgünü, Kırım'da yaşanan
son gelişmelerin ardından
yeniden gündeme geldi.
Dışişleri Bakanlığı'nın bu
akşamki açıklamasında,
dikkat çeken bir cümle vardı.
"Soydaşlarımızın halen
ikamet etmekte oldukları
bölgelerden çıkartılacakları
yönünde resmi makamlara
atfen yayınlanan haberleri de
bu meyanda kaygıyla
karşılıyoruz" ifadesi, Stalin'in
acımasız politikalarının
uygulandığı dönemde
Kırım'da 1944 yılında yaşanan
ve soykırım iddialarına neden
olan sürgün dikkate
alındığında ayrı bir anlam
taşıyor.
Putin imzaladı
Rusya Devlet Başkanı
Vladimir Putin, Kırım'ın
Rusya'ya bağlanması ve yeni
federal bölgeler oluşturulması
anlaşmasını imzaladı. Kırım
Özerk Cumhuriyeti'nde pazar
günü yapılan referandumda,
sandık başına gidenlerin
yüzde 96,77'sinin Rusya'ya
katılmak için oy kullandığı
açıklanmaştı.
Açıklama cinayet
üzerine yapıldı
Türkiye, bu referandumu
tanımadığını duyurmuştu.
Dışişleri Bakanlığı'ndan bu
akşam yapılan açıklamada,
C
Lenin'in ölümünden sonra Sovyetler Birliği'nin lideri ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri olan Josef Stalin'in 31 yıl süren iktidarı döneminde meydana gelen Kırım Türklerin trajik sürgünü,
Kırım'da yaşanan son gelişmelerin ardından yeniden gündeme geldi.
diplomatik ve örtülü ifadelerle
yeni bir sürgün kaygısı dile
getirildi. Dışişleri
Bakanlığı'nın açıklaması
şöyle:
"Geçtiğimiz günlerde Kırım’da
ortadan kaybolan Kırım Tatar
Türkü Reşat Ametov’un
öldürüldüğünü büyük bir
üzüntüyle öğrenmiş
bulunuyoruz. Dün toprağa
verilen Ametov’a Allah’tan
rahmet, başta yakınları olmak
üzere tüm Kırım Tatar
Türklerine başsağlığı
diliyoruz. Ülkemiz
kamuoyunda ve özellikle
Kırım Tatarı kökenli
vatandaşlarımız arasında
infiale yol açan bu cinayetin
içyüzünün bir an önce açıklığa
kavuşturulmasını ve faillerin
yakalanarak adalet önüne
çıkarılmasını bekliyoruz.
Tarihte büyük acılara maruz
kaldıktan sonra vatanlarına
dönebilen Kırım Tatar
Türkleri, görüşlerini ve
taleplerini barışçıl zeminlerde
dile getirmektedirler.
Soydaşlarımızın bu sorumlu
tutumlarına rağmen
referandum sürecinde ve
sonrasında baskı ve tehditlere
maruz kalmalarını, hatta can
güvenliğinden yoksun
bırakılmalarını kabul
edilemez buluyoruz.
Sürgün endişesi
Kırım Tatar Türklerinin başka
kışkırtmalara maruz kaldığı
yönünde de bilgiler
almaktayız. Soydaşlarımızın
halen ikamet etmekte
oldukları bölgelerden
çıkartılacakları yönünde resmi
makamlara atfen yayınlanan
haberleri de bu meyanda
kaygıyla karşılıyoruz.
Kırım’da mevcut sıkıntılı
durumu daha da zorlaştıracak
provokasyonlara mahal
verilmemesi beklentimizi
yineliyoruz. Kırım Tatar
Türklerinin huzur, refah ve
güvenliklerinin yakın takipçisi
olmaya devam edeceğiz."
Sürgün Stalin döneminde
yapıldı.Kırım'daki tarihi
sürgün konusunda
standartları içinde çözülür”
dedi.
Tehdit içeren ifadeler
olduğunu dile getiren Gül,
"Tehdit içeren ve silahlı
mücadeleyi hatırlatan laflar
duyuyoruz. Bunların
kimseye faydası olmaz" diye
konuştu.
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
Vikipedi'de yer alan bilgiler
şöyle:
"Kırım Tatar Sürgünü, Kırım
Tatarlarının 1944 yılında
Özbekistan SSC ve Sovyetler
Birliği'nin diğer bölgelerine
devletin aldığı kararla
organize bir şekilde sürgün
edilmesidir. Buhar makinesi
sürgünün sembolüdür. 1783
yılında Kırım'ın Rusya
İmparatorluğunca ilhakıyla
birçok kez Rus devlet adamları
tarafından sürgün kararı
konusunda görüşülmüştü.
İkinci Dünya Savaşı'nın 1941 1944 yılları arasında Alman
işgali altında olan Kırım'da,
Kırım Tatarlarının bu zaman
içerisinde Almanlar ile
işbirliği içinde olduğu gerekçe
gösterilerek 1944 yılında
Sovyet hükumeti tarafından
(işbirlikçilerin oranının diğer
etnik gruplardan bir farkı
olmamasına rağmen) toplu
sürgün kararı çıkarıldı.
Sürgün, 18 Mayıs 1944
tarihinde tüm Kırımlı yerleşim
yerlerinde başladı. Eyleme
32.000'den fazla NKVD birliği
katıldı. Toplamda 193.865
Kırım Tatarı sürgün edildi.
151.136 kişi Özbekistan SSC'ye,
8.597 Mari ÖSSC'ye, 4.286
Kazakistan SSC'ye, geriye
kalan 29,846 kişi ise Rusya
SFSC'nin çeşitli oblastlarına
sürgün edildi.
Nüfusun yüzde 46'sı öldü
Mayıstan 10 Kasım'a kadarki
süreç içerisinde Özbekistan'a
sürülen Kırım Tatarlarından
10.105 kişi açlıktan ölmüştür.
NKVD verilere göre yaklaşık
30.000 (% 20) kişi, bir buçuk
yıl içinde sürgünde öldü.
Kırım Tatar aktivistlerin
verilerine göre ise nüfusun
yaklaşık %46'sı bu zaman
içerisinde hayatını kaybetti.
Sürgün boyunca toplam
nüfusun yaklaşık %45'i açlık,
susuzluk ve hastalık nedeniyle
ölmüştür. Sovyet
muhaliflerinin bilgilerine
göre, pek çok Kırım Tatarı,
Sovyetler GULAG sistemi
tarafından yapılan büyük
ölçekli projeler için işçi olarak
çalıştırılmıştır. CİHAN
aşbakan
Recep
Tayyip Erdoğan canlı
yayınında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını
yanıtladı.
B
elefon
T
dinlemelerini
eleştiren Başbakan
Erdoğan, "Beni
dinlemişler, ailemi
dinlemişler, oğlumu
kızımı dinlemişler.
Yasal değil. Bir
müslüman bir
müslümanı
dinleyebilir mi
gözetleyebilir mi?
Bizim dinimizde
böyle bir şey var mı?
Şantajı da
kullanıyorlar. Bunun
uluslararası boyutu
da var. Mesela Enerji
Bakanım ile
görüşüyorum. Bunu
bir yerlere servis
edersen bu dört
dörtlük vatana
ihanet suçuna girer.
Bizim bu
görüşmelerimizi
uluslararası yerlere
servis etmedikleri ne
malum? Bunların
içerisinde sıkıntılı
olaylar var. Mesela
Adana olayı. Adana
olayı yenilir yutulur
bir olay değildir.
CD'lerini izlediğim
zaman vurulmuşa
döndüm.
Türkmenlere giden
yardımları, savcı
kapağı açtır. Onların
hepsini kameraya
aldır resimle. Sen
bunu nereye servis
edeceksin? Ne adına
yapacaksın? " dedi.
"CD'LERİNİ
İZLEDİĞİM ZAMAN
VURULMUŞA
DÖNDÜM"
"Bize bazen
kitaplarını falan
gönderiyor. Ne oldu
ki on iki yılda akla
gelecek her türlü
iftirayı atma yoluna
girdiler. Beni
dinlemişler, ailemi
dinlemişler, oğlumu
kızımı dinlemişler.
Yasal değil. Bir
müslüman bir
müslümanı
dinleyebilir mi
gözetleyebilir mi?
Bizim dinimizde
böyle bir şey var mı?
Şantajı da
kullanıyorlar. Bunun
uluslararası boyutu
da var. Mesela Enerji
Bakanım ile
görüşüyorum. Bunu
bir yerlere servis
edersen bu dört
dörtlük vatana
ihanet suçuna girer.
Bizim bu
görüşmelerimizi
uluslararası yerlere
Mansur Yavaş CHP'nin yasağını afişe ekledi
HP Ankara Belediye Başkan
C
Adayı Mansur Yavaş,
CHP'nin iptal ettirdiği
'belediyelerin öğrencilere burs
vermesi' kararını çiğnedi.
CHP'nin yerel seçimlere yönelik
sunduğu seçim vaatlerinde
yaşanan ilginçlikler bitmiyor.
CHP'nin ilginç seçim vaatlerine
bu sefer Ankara adayı Mansur
Yavaş damga vurdu. CHP,
belediyelerin yükseköğrenim
öğrencilerine doğrudan burs ve
kredi vermesine imkân
sağlayan düzenleme için iptal
davası açmıştı.
Anayasa Mahkemesi
de 'belediyeler
hariç' ibaresini iptal
etmişti.CHP Ankara
Büyükşehir Belediye
Başkan Adayı
Mansur Yavaş ise
seçim çalışmaları
kapsamında
CHP'nin iptal
ettirdiği bu
düzenlemeye aykırı
olarak 'öğrencilere
burs' kampanyası
başlattı. CHP
Ankara adayının
amacıyla, HDX’nin ise roket
gibi mühimmatlarda
kullanıldığı ifade edildi.
Gül, "Ülke sınırları içinde
bir helikopter kazasından
söz ediyoruz, Malezya uçağı
gibi okyanuslarda
aranmadı” dedi.
Cumhurbaşkanı
5 can alan cephanelik
patlamasıyla ilgili son rapora
göre numunelerde, depoda
olmayan bir tür plastik
patlayıcıya rastlandı.
2
Gül, "Tehdit içeren ve
silahlı mücadeleyi
hatırlatan laflar duyuyoruz.
Bunların kimseye faydası
olmaz" dedi. Muhsin
Yazıcıoğlu’nun ölümüyle
ilgili yargı sürecinin
yavaşlığından yakınan Gül,
şöyle konuştu: “Ülke
sınırlarında oldu, Malezya
uçağı gibi okyanuslarda
aranmadı.”
Cumhurbaşkanı Gül, “Barış
süreci için herkesin dikkatli
olması lazım. Türkiye’nin
en önemli meselesi çözüm
sürecidir. Kürt meselesinde
yanlış yapılmaması lazım.
Sorunlar Türkiye’nin birliği
ve bütünlüğü içinde daha
yüksek demokrasi
Afyon’da, askeri mühimmat
deposunda 25 askerin şehit
olmasıyla sonuçlanan
patlamaya ilişkin davada,
mahkemeye ulaşan rapora göre,
11 ayrı toprak numunesinden,
depoda bulunmadığı bilinen
‘PETN’ türü plastik patlayıcı
kalıntılarına ulaşıldı.
"Suistimaller olunca
kıymeti kalmıyor" diyen
Gül, yeni demokratikleşme
paketinin önemine vurgu
yaptı.
Cumhurbaşkanı Gül, “Ama
algı ortamı kötü olunca
kıymet-i harbiyesi olmuyor”
ifadelerini kullandı.
Eski BBP Genel Başkanı
Muhsin Yazıcıoğlu'nun
hayatını kaybettiği
kazaya da değinen Gül,
Gül, hükümetle cemaat
arasındaki gerilimin
yurtdışındaki Türk
okullarına yansımması
gerektiğini dile
getirdi.
“Güzel faaliyetleri var, bu
işe karıştırmamak lazım. O
ülkeler de mutlaka daha
dikkatli bakacak bu
okullara. Sonuçta o
ülkelerin kanunlarına
uymaları lazım”
dedi.CİHAN
seçim vaatlerinin yer aldığı
afişteki ibareye göre, Mansur
Yavaş öğrencilere belediyenin
burs vereceğini vaat ediyor.
CHP Ankara Büyükşehir
Belediye Başkan Adayı Mansur
Yavaş'ın seçim vaatlerinden bir
kısmının yer aldığı afişte
vaatlerin üst kısmında büyük
bir şekilde 'OY VER' ibaresi
bulunuyor. Afişte yer alan
vaatler ise: 'Sosyal yardım alan
ailelere yönelik, su 10 TL,
ulaşım 10 TL, Okul servis
ücretleri bizden, öğrencilere
burs' şeklinde sıralanıyor.
Belediyelerin öğrencilere burs
verme durumunu iptal ettiren
CHP'nin kendi adayının
öğrencilere burs verme vaadi
ile oy istemesi ise şaşkınlık
yarattı.
25 ASKERiN ŞEHiT OLDUĞU PATLAMA KAZA DEĞiL MiYDi?
araştırma ve mahkeme
süreçlerinin yavaşlığından
yakındı.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın
haberine göre, daha önce de
patlamada can veren bir askerin
doku örneklerinde aynı türden
patlayıcı bulunmuştu. Olayda
çocukları ölen ailelerin avukatı
Altan Ulutaş, “O depoda başka
bir şey patladı” diyor. Ulutaş’a
göre ya PKK ’dan ele geçirilen ve
imha edilmesi gerekirken
saklanan mühimmatlar ‘korsan’
şekilde depoya taşındı ya da
patlama ‘kaza’ değildi.
Afyon Şehit Uzman Çavuş Mete
Saraç Kışlası’nda 5 Eylül 2011’de
bir cephanelik deposuna
mühimmat taşındığı sırada
meydana gelen patlamada 25
asker can vermişti. İlk
incelemede; Mühimmat Bölük
Komutanı Binbaşı Ali Duran’ın,
daha önce Susurluk’tan getirilip
iki depoya doldurulmuş
mühimmatın dört gün içinde
sayımını ve tasnifini emrettiği,
üç günlük oryantasyon
eğitiminden bile geçmemiş ve el
bombasıyla bile temas etmemiş
kısa dönem erlere bunların
taşıttırıldığı, işlemin geceye
sarktığı ve deponun araç
farlarıyla aydınlatıldığı
anlaşılmıştı, Patlamada
yaklaşık 20 bin el bombası
infilak etmişti. Binbaşı Ali
Duran ile 2. Mühimmat Bölge
Komutanı Kıdemli Albay Veysel
Özbay ile depolardan sorumlu
Üsteğmen Tuncay Aydın’a,
‘birden fazla kişinin ölümüne ve
yaralanmasına neden olma’
savıyla dava açılmıştı.
Son polis raporu geldi
Mahkemeye en son, Emniyet
Genel Müdürlüğü Ankara
Kriminal Polis Laboratuvarı’nın
toprak numune raporu ulaştı.
Patlama alanından alınmış 15
toprak numunesinden 11’inde
‘eser düzeyde patlayıcı
maddelerden HMX, RDX ve TNT
kalıntıları’ olduğu belirlendi. İki
numunede; ‘pentaerythrol
tetranitrate’ (PETN) adlı
patlayıcı kalıntısına ulaşıldı.
Yedi numunede ise TNT benzeri
pikrik asit kalıntısı bulundu. Üç
ayrı numunede PETN ve pikrik
asitin yanı sıra iki türde DNT
kalıntısına ulaşıldı. Ölen
askerlerden Faruk Ergenç’in
doku örneklerinde aynı
patlayıcı bulgularına
ulaşılmıştı.
Emniyet Kriminal Dairesi
Başkanlığı raporunda patlayan
el bombalarının TNT ve RDX
içerdiği, DNT’nin ise
TNT’nin kimyasal değişikliğe
uğramasıyla oluşabileceği
vurgulandı. PETN ve HMX’in, el
bombalarında kullanılmadığı
kaydedildi. PET’nin infilaklı fitil
ve tahrip kalıplarında yemleme
Sırrı Süreyya Önder'in İstanbul'a başkan
seçilmesi halinde yapacağı projeler
hakkında yaptığı açıklamaya Bülent
Arınç Bursa'dan cevap verdi.
servis etmedikleri ne
malum? Bunların
içerisinde sıkıntılı
olaylar var. Mesela
Adana olayı. Adana
olayı yenilir yutulur
bir olay değildir.
CD'lerini izlediğim
zaman vurulmuşa
döndüm.
Türkmenlere giden
yardımları, savcı
kapağı açtır. Onların
hepsini kameraya
aldır resimle. Sen
bunu nereye servis
edeceksin? Ne adına
yapacaksın? MİT
kimliklerini
gösteriyorlar.
Onları yere yatırıp
PKK'lıymış gibi de
onların üzerine 10,
15 kişi saldırıp
işkence ediyor. Bunu
yapan paralel
yargını bir mensubu.
Bu nasıl bir milletini
sevmektir? İşin sınırı
yok. Bunlar en yakın
arkadaşlarını bile
dinlediler. Latif
Erdoğan örneğinde
olduğu gibi"
CİHAN
Ailelerin avukatı Altan
Ulutaş, dosyadaki evraklara
göre patlamanın meydana
geldiği o depoda sedece el
bombası ve havan
mühimmatının bulunduğunu,
ikinci grubun zaten
patlamadığını kaydetti.
Ulutaş, baştan beri bunun
kaza olmadığını
savunduklarını ve son
bulguların kendilerini
desteklediğini söyledi. Ulutaş,
depoda sadece el bombası ve
havan bombası olduğu
yönünde bilgi bulunduğunu
ve mahkemeye ulaşan rapora
göre, el bombalarının bu
türden patlayıcı madde
içermediğini ifade etti. Alataş,
şunları söyledi:
“Depoda, bu patlayıcılar yoktu.
‘El bombalarının içinde olur’
denildi fakat hem jandarma
hem de polisten gelen
raporlarda, el bombalarının bu
türden patlayıcı içermediği
belirlendi. Şu halde, orada
başka bir şey patladı. Neyin
patladığı konusunda elimizde
yeterli veri yok. Fakat en
azından bunun kaza olmadığını
ortaya koyuyor bu rapor. Ya da
başka bir nedenle patlama
olduğunu düşündürtüyor. O
depoda PKK’dan zoralım
yoluyla elde edilmiş
mühimmatlar vardı.
Bu mühimmatlar da o
cephaneliklere veriliyor. Bir
varsayım olarak, depoya bu
türden patlayıcıların da el
bombalarıyla birlikte getirilmiş
olabileceğini ya da zaten
depoda bulunduğunu
söyleyebiliriz. Fakat mahkeme
bunu araştırmıyor. Sadece kaza
üzerinde duruyor.”CİHAN
9
Bülent Arınç Sırrı Süreyya'ya cevap verdi
Başbakan MİT'e yapılan operasyonla ilgili konuştu
Danimarka’da konuşan
Cumhurbaşkanı Gül, çözüm
süreciyle ilgili uyarılarda
bulundu.
Danimarka ziyaretinde
gazetecilerin sorularını
yanıtlayan Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül, çözüm
sürecinin önemine
değinerek, bazı uyarılarda
bulundu.
Gündem
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
Abdullah
Gül'den FLAŞ
Muhsin
Yazıcıoğlu
açıklaması
umhurbaşkanı Abdullah
Gül Muhsin
Yazıcıoğlu'nun ölümü ile
ilgili dikkat çeken
açıklamalarda bulundu. Gül
açıklamasında, "Kaza ülke
sınırlarında oldu, Malezya
uçağı gibi okyanuslarda
aranmadı." dedi ve ekledi.
22 MART 2014
ursa'da, AS TV'de canlı yayınlanan bir proB
grama katılan Arınç, 30 Mart seçimlerine çok
yaklaşıldığını, liderlerin meydanlara çıkmasıyla
aadet Partisi (SP)
S
Genel Başkanı
Mustafa Kamalak,
paralel yapı
iddialarıyla ilgili,
”Elimizde belge
yok. O yüzden
devletin en üst
kademesindeki
bakanların
açıklamalarına
itibar ediyoruz”
dedi.
SP Genel Başkanı
Kamalak, partisinin
Nevşehir
mitinginde
partililere hitap etti.
Atatürk Bulvarı’nda
seçim otobüsü
üzerinde konuşan
Kamalak,
Nevşehirlilerden
partisinin belediye
başkan adaylarına
destek vermelerini
istedi. Partisinin
yeni bir Türkiye için
yeniden iktidara
yürüdüğünü ve
önlerinin kesilmek
istenmesine karşın
iktidar yolunda
yürümeye devam
edeceklerini ifade
eden, Türkiye’nin
bir çok ilinde
kazanacakları
belediyelerle Milli
Görüş
belediyeciliğini
yeniden hayata
geçireceklerini
söyledi.
Konuşmasının
ardından seçim
otobüsünde
gazetecilerin
sorularını
cevaplandıran
Kamalak, internete
düşen ve Egemen
Bağış’a ait olduğu
iddia edilen ses
kaydı ile ilgili,
“Eğer doğru ise
Sayın Bakanı
şiddetle kınıyorum
çünkü yüce
milletimizin
inancını hafife
alıyor, tahfif ediyor.
Kendisini
kınıyorum, inançla
oyun olmaz.
Kendisi
inanmıyorsa bile
inananların
inancına saygı
duymak
zorundadır. Bu
insan olmanın bir
gereğidir. Hele hele
bakanlık gibi
önemli bir mevkide
bulunan kişiler
halkın inancına
itibar etmek
durumundadır.
bin 500 yıl önce
Eflatun diyordu ki;
‘Devlet adamı
inanmasa bile
halkın inancına
saygı duymak
zorundadır’. Ben
sayın bakanı
kınıyorum” dedi.
İslam’a inancı,
saygısı olmasa bile
halka hürmetinden
dolayı bu kurala
riayet etmek
durumundadır.
Bunlar öyle
anlaşılıyor ki İslam
terbiyesinden
yoksun oldukları
gibi Batı
kültüründen de
mahrumdurlar.
Çünkü bundan 2
Kamalak, devlet
içerisinde bir
paralel yapı olduğu
iddialarıyla ilgili
olarak ise,
”Elimizde belge
yok. O yüzden
devletin en üst
kademesindeki
bakanların
açıklamalarına
itibar ediyoruz”
diye
konuştu.CİHAN
son haftalarda bir hareketlenme olduğunu ve
artık geri dönülmez bir yola girildiğini söyledi.
"TÜRKİYE'DE SEÇİM GERİLİMİ VAR"
Türkiye'de yaşanan olayların, günlük siyasetin de
konusu olduğuna dikkati çeken Arınç, "Liderlerin
tansiyonları yükselten açıklamaları, birbirlerine
karşı cevapları, herkesin, 'Bir seçim var, bu seçim
için bunlar konuşuluyor' herhalde diye farkına
varması konusunda faydası oldu" ifadesini kullandı.
"SIRRI'YA KALDIYSAK YANDIK"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Hiçbir proje
getirmeden, hiçbir haklı gerekçe bulmadan, 'O
şunu yaptı ben de onu kaldıracağım, o şunu yaptı
ben bunu kapatacağım, o yaptı ama ben bunu
yıkacağım', bu çok eski bir sol mantıktır.
'Köprüyü yaptırmayız.' Hatta açılışına bile katılmadılar. Şimdi üçüncü köprüye karşı çıkıyorlar.
Sırrı Süreyya Önder'e kaldıysak yandık; 'Üçüncü
köprüyü yıkacağım' diyor" dedi.CİHAN
Sarıgül'den
bir şiddet
vakası daha
HP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı
C
Mustafa Sarıgül, agresif, şiddet içeren eylemlerine
bir yenisini daha ekledi.
Geçtiğimiz Pazar günü Şişli Belediyesi'nde gazetecilerle değerlendirme toplantısı yapan CHP İstanbul
Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgül, gazetecilerin
gözü önünde çalışanları azarladı, kalemi kırıp korumasına fırlattı ve “kovuldun” diye racon kesti.
aşbakan Yardımcısı
B
Bülent Arınç,
Hükümet ile cemaat
arasındaki gerilim ve
Fethullah Gülen'in 4
gündür Zaman
Gazetesi'nde yayınlanan
açıklamalarına dair
soruları yanıtladı. 'Zaman
aboneliğimi kesmedim'
diyen Arınç, 'Bizim
hükümetle bir meselemiz
yoktur dese mesele
kalmayacak bizim
açımızdan. Yapılmadı'
dedi. 20.03.2014 09:26
Bursa'da, AS TV'de canlı
yayınlanan bir programa
katılan Arınç, Ak Parti ile
cemaat arasındaki
gerilimin 30 Mart
akşamına kadar devam
edecek gibi
göründüğünü, daha
sonra bir şekilde bunun
ortadan kalkacağına
inandığını söyledi.
''FETHULLAH GÜLEN'E
HALA SAYGIM VAR''
Fethullah Gülen'i
tartışmanın merkezinden
çıkarmak gerektiğini, ona
saygısının hala devam
ettiğini belirten Arınç,
"Bunu söylemek doğru
mu bilmiyorum ama ben,
şunlar, şunlar, şunlar
yapılsa bile bugüne
kadarki öğretisiyle
bugüne kadarki
konuşmalarıyla
yaşantısıyla tarzıyla
Hocaefendi'yi bir kenara
koymak ve onun
üzerinden bir şeyler
yapmamak gerektiğini
düşünüyorum" diye
konuştu.
''ZAMAN ABONELİĞİMİ
KESMEDİM''
Arınç, Gülen'in, bir
gazetede günlerdir
yayımlanan
açıklamalarına da
değinerek, şöyle dedi:
"Bizzat cemaatin çıkardığı
bir gazete ve bunlar belli
bir şekilde de satılıyor.
Takdir ediyoruz,
okuyoruz. Benim de
halen evime geliyor,
abonesiyim, aboneliğimi
de kesmedim. 'Neler
yazıyorlar, bir bakalım'
diye biz de okuyoruz. Biz
her şeyi yok kabul
etmiyoruz ki 'Bu da geçer
ya hu' diyoruz. Burada
yanlış, hata yapanlar
cezasını çekecek. Çünkü
bilerek hata yapıyorlar.
Bilerek kötülük
yapıyorlar, hata
yapmıyorlar. Şimdi
beddua etmiş yine veya
lanet okumuş. Duygusal
bir insandır Hocaefendi,
daha evvel de buna
benzer bir şey yaptı ve
belki de kırılma noktası o.
Başbakanımız da
arkadaşlarımız da ona
çok üzüldü. Onlar,
'İslam'da bunun yeri
vardır' diyorlar. Mülaane
diye bir şey. Ben de ilk
defa duydum, belki de
vardır. Yani 'Kendimizi de
işin içine koyarak lanet
veya beddua okuyoruz,
Peygamber de böyle
yapmıştı' diyorlar. Ben
orasını bilmem ama lanet
okumaya gerek yok. Niye
lanet okuyorsun?"
''GÜLEN'İ ARAYIP
HATIRINI DAHİ
SORMADIM''
AK Parti ile cemaat
arasındaki tartışmalar
başladığından bu yana
Gülen ile görüşmediğini
bildiren Arınç, telefon
açıp hatrını dahi
sormadığını anlattı.
Bülent Arınç, şunları
kaydetti:"Herkesin
herkesi dinlediği bir
yerde, bu aptallığı
yapacak bir adam değilim
ama en yakınlarına şunu
söyledim; 'Bakın
arkadaşlar, henüz her şey
bitmedi. Ben de
inanıyorum ki hükümet
aleyhinde bir tuzak var.
Bu tuzağın içinde de sizin
bazı mensuplarınız var.
Hayır mı diyorsunuz?
Evet. Bize göre de evet.
Biz inanıyoruz ki şunlar,
şunlar, şunlar, hükümet
aleyhinde bir tuzak
kurdular, yurt dışı, yurt
içi bağlantıları var.
Bunun amacı,
Başbakanımızı devirmek,
hükümetimizi itibarsız
hale getirmek. Siz buna
inanmıyor olabilirsiniz
ama Hocaefendi'ye lütfen
şunu söyleyin veya şunu
yapın, siz deyin ki;
Hükümetle bizim bir
sorunumuz yok.
Hükümete karşı kim
tuzak kurmuşsa kim iş
birliği yapıyorsa...' Ben
onlara isim verdim ama
onlara da 'İsim söyleyin'
demedim, 'Genel ifadeler
kullanın' dedim.
'Bunların hiçbiriyle bizim
camiamızın ilgisi yoktur.
Biz bu dinlemelerin,
tuzakların hiçbirini kabul
etmiyoruz. Hükümet,
müsterih olsun eğer varsa
bu insanlar, biz onları
camiamızda kabul
etmiyoruz deyin' dedim.
Bunu derseniz hükümet
de der ki 'Madem ki onlar
istemiyor, kabul etmiyor,
böyle bir şeyi
reddediyorlar, o zaman
biz de kendimize
dönelim, şu
yaptıklarımızı bir daha
gözden geçirelim. Kaç ay
oldu? Neredeyse 4-5 ay
oldu."
''BİZİM HÜKÜMETLE
MESELEMİZ YOKTUR
DESEYDİ...''
Hiçbir şekilde beddualara
gerek olmadığına işaret
eden Arınç, şunları
söyledi:"Söyleyecek tek
cümle var, 'Bu tuzakları
kuran bizden değildir, bu
dinlemeleri yapan,
iftiraları atan, bu
montajları yapan bizden
değildir. Bizim hükümetle
bir meselemiz yoktur. Biz
Türkiye'nin selametini
istiyoruz ve kim ki bize
mensup olduğunu iddia
ederken bu işleri
yapmışsa onu
reddediyoruz' dese
mesele kalmayacak bizim
açımızdan. Yapılmadı. Bu
beddualara gerek yok ki.
Hocaefendi, çok güçlü bir
insan, bu sözü bir defa
tekrarlasa bir defa ilan
etse, gazete yazar mı
yazmaz mı bilmiyorum, o
mesele de ayrı bir mesele.
Şimdi iş birliği yaptıkları
başka gazeteler de var.
Çok masum bir istek değil
mi bu? 'Hükümetle bizim
meselemiz yoktur, biz
siyasi bir organizasyon
değiliz. Hükümeti sandık
getirir, sandık götürür,
rakipleri düşünsün. Kim
ki bizim adımıza veya
camiamızı kullanarak
tuzak kurmuş, herkesi
dinlemiş, herkesin özel
hayatına girmiş, herkes
hakkında şantaj yapacak
duruma gelmiş, MİT'in
tırlarını durdurup da
yıpratmaya kalkıyor, onu,
bunu gözaltına alıp
itibarsız hale getirmek
istiyorsa...' Savcıları da
işin içine koymak lazım
tabii. 'Bizimle alakası
yoktur' desin, bin defa
lanet okumaktan daha
hayırlı bir iş olur”diye
konuştu.CİHAN
Sarıgül'ün Şişli Belediye binasında bir grup gazeteciyle yaptığı toplantıda CHP Genel Başkan Yardımcısı
Faruk Loğoğlu dahil yaklaşık 20 kişi bulunuyordu. Bir
süre sohbet edildikten sonra birden elini masaya
vurup arkada bekleyen ve koruması olduğu anlaşılan
Serhat adlı şahsı masanın karşısına alıp önce azarladı,
sinirden eline bir kalem geçirip kırdı ve “ kalemini
kırdım, kovuldun oğlum” diye bağırdı.
ALLAH SANA SARIGÜL İLE
ÇALIŞMA FIRSATI VERMİŞ
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı
Mustafa Sarıgül, gazetecilerin orda olmasına aldırmadan şov yaptı, gece yarılarında çıkıp şehri
dolaştığını anlatırken birden agresifleşip korumasına
patladı.
Basın toplantısında kimsenin bir anlam veremediği
bir şekilde aniden arka tarafta duran koruma
müdürüne yönelip “gece 02.00'da aradığını ve ulaşamadığını” belirterek azarladı ve “uyumayacaksınız
kardeşim” diye çıkıştı.
Tek başına dolaşmak zorunda kaldığını belirterek koruma müdürüne bağırmaya başlayan, Sarıgül, “Şimdi
Serhatcım, bak kardeşim, hayat bir fırsat verir, senden
ricam evladım hayat sana fırsat verdi. Sarıgül ile
çalışıyorsun. Allah sana daha ne yapsın oğlum” dedikten sonra kalemi kırıp fırlattı ve ardından elini masaya
vurup kovduğunu söyledi.
GECELERİ İSTANBUL'U DOLAŞIYORUM, SEN YOKSUN
Sarıgül, ayrıca gece nerelere gittiğini, hangi mahallelerde taksi duraklarını ziyaret ettiğini, ve bunu tek
başına yaptığını üzerine basa basa söyleyerek ne
kadar çalışkan olduğunu, halk adamı olduğunu anlatmayı da ihmal etmedi. Sarıgül'ün kendisini Allah'ın
bir lütfu olarak yansıttığı konuşması izleyenleri
şaşırttı.
BU YENİ VUKUATI DEĞİL
Mustafa Sarıgül daha önce de Trabzon Günleri'nde Feshane'de katıldığı etkinlikte siyaset konuşması üzerine vatandaşlar tarafından protesto edilmesi üzerine
salonu terk ederken koridorda rastladığı bir kişiye
yumruk atmıştı. Daha sonra yaptığı açıklamada o
vatandaş için “Vatandaş değil, Ak Partili” diyerek bir
gafa imza attı.
Sarıgül, daha önce de olaylı CHP genel kongresinde de
kendisine itiraz eden Bakırköy Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen'i yumruklayıp yaralamasıyla dikkat çekmişti.
Mustafa Sarıgül, ansızın agresfleşip şiddet hareketlerinde bulunması sık sık rastlanan bir durum haline
geldi.
Sarıgül benzeri bir şiddet olayını Pendik'te esnaf ziyaretinde kalabalık arasında kalınca yanındaki korumasına ‘önümden çekilsene' diyerek tartaklama
suretiyle gerçekleştirmişti.CİHAN
10
22 MART 2014
Basın-Kritik
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
Yusuf KELEŞ
Fatih ÖZATAY
Ortakların şirketten alacağı, sermayeye eklenebilecek
Ne yazık ki beklendiği gibi gelişiyor...
Ş
irketlerin kuruluş aşamasında
belirledikleri sermayeler zamanla
iş kapasitesine göre yetersiz kalabilir.
Bu durum, enflasyon gibi sebeplerle
sermayenin erimesinden, şirketin
büyüklüğüne oranla sermayenin
düşük kalmasından veya farklı sebeplerle sermayenin erimesinden kaynaklanabilir.
Sermaye artırımı, yeni hisse senedi
çıkarmak, ortakların sermaye paylarını artırmak, yedekleri ve dağıtılmamış kârları sermayeye
dönüştürmek gibi birçok şekilde
yapılabiliyor.
Ancak sermaye artırımı şirketler için
uzun, meşakkatli ve masraflı bir yol
olduğundan şirketler bu işlemi yapmakta çok istekli olmaz. Hakeza ortakların geçimi için şirket kârından
pay almaları da vergilemeye konu
olduğundan kâr payı da dağıtılmaz.
Bu yüzden ülkemizde kurulan bir
şirketin yıllarca ne kâr dağıttığına
ne de sermaye artırımına gittiğine
şahit oluruz.
Bunun hayatın normal akışına uygun
olmadığını gören kanun koyucu sermayelerin asgari sermaye tutarına
çıkarılmasını bir mecburiyet haline
getirdi.
Günümüzde anonim şirketler için
sermayenin en az 50 bin TL, limited
şirketler için ise 10 bin TL olması
gerekiyor.
Geçtiğimiz cumaya kadar sermayelerin bu tutarlardan daha düşük
olmayacak şekilde güncellenmesi
gerekiyordu. Bu mecburiyete uymayan şirketler münfesih kabul
edilecek.
Şirketlerin sermayelerini artırmaları
için öncelikle genel kurulda sermaye
artırma kararı almaları gerekiyor.
Yönetim kurulunun da bu yönde
karar alması ile işlemin prosedürel
kısmı tamamlanmış olur. Artırılan
sermayenin % 0,04’ü Rekabet Ku-
rulu’na ödenir. Daha sonra bu karar
sicile kaydedilerek ilan edilir. Sermaye artırımında doğrudan para kullanılmayacak ise artırımda
kullanılacak varlık veya hakkın
gerçek değerinin bulunması gerekir.
Bunun için şirketin bulunduğu yer
için yetkili asliye ticaret mahkemesine müracaat edilmeli. Mahkeme
atayacağı bilirkişi ile sermaye
artırımında ayni olarak kullanılan
varlığın değerini tespit ettirir.
Bilirkişi tarafından belirlenen değer
kadar sermayenin artırılması sağlanmış olur. Anonim şirketlerin kuruluşunda ya da kuruluştan sonraki
sermaye artırımlarında sermaye
olarak konulabilecek malvarlığı unsurları arasında alacaklar da yer
alıyor. Diğer bir ifade ile yeni Ticaret
Kanunu; ortakların şirketten alacak-
larını şirketlere sermaye olarak eklemelerini mümkün kıldı.
Alacak tutarını yeminli mali müşavirler tespit edebilir
Yukarıda da bahsettiğim üzere şirkete sermaye olarak eklenecek ayni
varlıkların gerçek değerinin belirlenmesi gerekir. Bu değerlemede ayni
sermaye olarak eklenecek malvarlığının üzerinde sınırlı bir hak, haciz
ve tedbir bulunmamalıdır. Ayrıca
fikri mülkiyet hakları dahil bu malvarlıklarının nakden değerlenebilir
ve devredilebilir olması gerekir.
Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari
itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar
sermayeye ilave edilemez. Bu açıklamalar çerçevesinde şirket ortaklarının şirkete verdikleri vadesi
gelmiş borçları geri almayıp sermayeye ilave etmeleri mümkündür.
Bunun için bu alacaklarının gerçek
değerinin tespiti için şirket
merkezinin bulunduğu asliye ticaret
mahkemesine bilirkişi
görevlendirilmesi için başvurmak
gerekir. Atanacak bilirkişinin belirleyeceği alacak tutarı sermayeye
ilave edilip kayıtlara geçirilecektir.
Mahkemelerin şirketlerce bu yönde
yapılan talepleri karşılamadığı,
başka bir deyişle bilirkişi
görevlendirmediği durumlarda söz
konusu tespit, yeminli mali müşavir,
serbest muhasebeci mali müşavir
veya bağımsız denetime tabi şirketlerde denetçi raporu ile yapılabilir.
Meslek mensupları şirkete parasal
olarak verilen borcun tutarını net
olarak belirler ve bunu rapor ile
sunar. Bu raporlarla yapılacak sermaye artırım tescil talepleri ticaret
sicil müdürlükleri tarafından işleme
konulur.
Raporda ortak alacağının nakit
olarak verilen borçtan kaynaklandığının açık şekilde belirtilmesi gerekir. Çünkü ortak,
şirkete nakit olarak borç vermeyip
örneğin mal satmışsa ve alacağı
mal satımından kaynaklanıyorsa,
alacağın varlığının asliye ticaret
mahkemesince atanan bilirkişilerce
hazırlanacak değerleme raporunda
tespiti ve mahkemece onaylanması
gerekir.
Bu konuda, yeminli mali müşavir raporu ya da serbest muhasebeci mali
müşavir raporu yeterli olmaz. Aynı
şekilde ortak, başka bir gerçek kişi ya
da tüzel kişiden olan alacağını da ortağı olduğu şirketin sermaye
artırımında ayni sermaye olarak koyabilir.
Bu tür bir işlemde de, alacağın varlığının asliye ticaret mahkemesince
atanan bilirkişilerce hazırlanacak
değerleme raporunda tespiti ve
mahkemece onaylanması gerekecektir. Sermaye artırımının tescili için
ticaret sicili müdürlüklerine yapılacak başvuruda söz konusu bilirkişi
raporunun ibrazı şart olup, bu
konudaki bir yeminli mali müşavir
raporu ya da serbest muhasebeci
mali müşavir raporu yeterli değildir.
Zaman 31 Aralık 2013
B
u yılın ilk çeyreğinde,
özel kesimin yatırım
harcamaları büyük bir
olasılıkla geçen yılın aynı
çeyreğine kıyasla daha az
olacak.
Yurtdışından gelen net finansmanın (net dış borçlanmamızın) azalmasının
büyümemiz üzerine olumsuz
etkisi birkaç kanaldan
gerçekleşiyor.
Birincisi, bankalar ve büyük
şirketler yurtdışından eskisi
kadar borçlanamıyorlar. Bu
durumda bankalar yurtiçinde açtıkları kredi miktarını azaltıyorlar.
Dolayısıyla hem yatırım hem
de tüketim harcamaları
olumsuz etkileniyor. Ayrıca
büyük şirketlerin dışarıdan
borçlanma olanaklarının
kısıtlanması da yatırım harcamalarını azaltıcı yönde
etki yapıyor.
Zaten hem bize benzer
ülkeler için hem de Türkiye
için yapılan çalışmalar, net
sermaye girişlerindeki dalgalanmaların yurtiçi kredi
hacminde aynı yönde dalgalanmalar yarattığını ortaya koyuyorlar.
Net dış finansmanın azalmasının büyümemiz üzerindeki ikinci olumsuz
etkisi, döviz kurunda ve faiz
haddinde yükselme eğilimi
oluşturması ile gerçekleşiyor.
Faiz haddindeki yükselmenin büyümeyi azaltıcı etkisi açık. Daha tartışmalı olan
döviz kurundaki yükselmenin etkisi.
Normal ekonomilerde yerli
paranın değer kaybetmesi
(kurun yükselmesi) ihracatı
artırıcı bir olgu. Bu, elbette
Türkiye için de geçerli. Ne
var ki Türkiye ‘normal’ bir
ekonomi değil.
dolayısıyla geri dönülmesi
zor kararların alınmasının
ileriye öteleneceği anlamına
geliyor.
Net dış finansmandaki azalmaya karşı en kırılgan
ülkelerin ilk sıralarında gösterilmemizin temel birkaç
nedeninden biri, hem yurtdışına olan döviz cinsinden
borcumuzun yüksek olması
hem de yurtiçinde yaşayanlara yine yurtiçinde
yaşayanların yüksek
düzeyde döviz cinsinden
borçlu olması.
Meali şu: Böyle bir ortamda,
“şimdi ortalık karışık,
yatırıma şimdi başlamayayım; birkaç ay sonra
durumu yeniden değerlendiririm” benzeri düşünce
biçimi yaygınlaşıyor.
Döviz kurundaki artış, bu
kesimlerin borçlarının yerli
para cinsinden değerini yükseltiyor. Onları ödeme
güçlüğüne itiyor. İki sonucu
var: Bu kesimleri yatırım
yapma hevesleri azalıyor. İkincisi, kredi alma kabiliyetleri kredi değerlilikleri
azaldığı için sınırlanıyor ve
isteseler de yatırım yapamıyorlar.
Dolayısıyla kurdaki artış,
ihracat artırarak büyümeyi
yükseltirken, özel kesim
yatırımlarını azaltarak
büyümeyi düşürüyor.
Yapılan çalışmalar özellikle
uzun süren yüksek kur
artışlarının Türkiye’de
büyümeyi düşürücü yönde
çalıştığını gösteriyor.
Üçüncü olumsuz etki ise, net
dış finansmanın azaldığı,
dolayısıyla faiz ve kurun arttığı bir ortamda, ekonomiye
duyulan güvenin azalması
yoluyla gerçekleşiyor.
Ekonomiye duyulan güvenin
azalması, ileriye ilişkin karar
almanın zorlaştığını ve
YANGIN KONTROL ALTINA ALINDI
Şile’nin Kömürlük Köyü ile Yeşil Vadi Köyü arasındaki ormanlık alanda
çıkan yangın kontrol altına alındı. Henüz belirlenemeyen bir nedenle
dün öğle saatlerinde çıkan yangın, rüzgarında etkisiyle kısa sürede
geniş bir alana yayıldı. Yangına, müdahale için bölgeye çok sayıda itfaiye ekibi, orman bölge müdürlüğüne bağlı arasöz, iş makineleri ve alev
kartalı olarak bilinen yangın söndürme helikopteri gönderildi. Ekiplerin, yaklaşık 4 saatlik çalışması sonucu yangın kontrol altına alındı.
Yangında yaklaşık 10 hektarlık ormanlık alan zarar gördü.
Mediha SELÇUK-EKONOMİ
Ocak ayında olduğu gibi
şubat ayında da bir yıl
öncesinin aynı aylarına
kıyasla düşüş var ekonomiye
duyulan güvende.
Oysa 2013’ün yaz aylarında
bir miktar toparlanma gözlenmişti. Böylelikle, bu
toparlanma sürmemiş oldu.
Türkçesi şu:
Bu yılın ilk çeyreğinde, özel
kesimin yatırım harcamaları
büyük bir olasılıkla geçen
yılın aynı çeyreğine kıyasla
daha az olacak. 2008’den
beri 1990’ları aratan bir ortalama büyüme oranı gerçekleştiren Türkiye için iyi
haber değil bu.
Radikal 31 Aralık 2013
Bağcılar’da davullu
zurnalı kentsel dönüşüm
ile’de dün öğlen saatlerinde çıkan ve Oman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı
Ş
bir helikopterin de müdahale ettiği yangın büyük ölçüde kontrol altına alındı. Geniş bir arazinin yangından etkilendiği belirtilirken şiddetli
Ancak geniş bir alanda etkisini sürdüren yangın kontrol altına alınamayınca devreye yangın söndürme helikopteri girdi. Helikopter
havadan su boşaltarak yangının yayılmasının önüne geçmeye çalıştı.
Köylüler de söndürme çalışmalarına büyük katkı sağladı. Bölgeye sevk
edilen iş makineleri yangının yayılmaması için alevler ile ormanlık alan
arasında tampon bölgeler oluşturdu. Şu an itibariyle alevlerin önüne
geçildiği ve yangının kısmen kontrol altına alındığı belirtildi. Geniş bir
alanda tahribata neden olan yangında itfaiye ve Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin soğutma çalışmaları sürüyor.
Dün, özel kesimin yatırım
harcamalarının artış oranı
için iyi bir öncü gösterge
olan Merkez Bankası’nın
güven endeksi açıklandı.
Bağcılar Belediyesi, Kemalpaşa Mahallesi
23. Sokak’ta bulunan 82 daireli 19 binanın yıkımını davul zurna eşliğinde gerçekleştirdi.
Şile'deki yangına
helikopterli müdahale
rüzgarın alevlerin yayılmasında etkili olduğu belirtildi. Kömürlük Köyü
mevkiinde bilinmeyen bir nedenle başlayan yangın kısa süre içinde şiddetli rüzgarın da etkisiyle yayıldı. Yangının fark edilmesi üzerine vatandaşlar hemen itfaiye ekiplerine haber vererek yardım istedi. Diğer
taraftan da köylüler kendi imkanları yanında iş makinelerini de kullanarak yangına müdahale etmeye çalıştı.
Yatırım harcamaları ve
dolayısıyla büyüme oranı
düşüyor. Bir de net sermaye
girişlerinin azalmasının nedeni gelişmiş ülkelerde,
özellikle de ABD’de faiz haddinin yükselmesinin yanı
sıra demokrasiden giderek
uzaklaşıldığını gösteren
yasaların çıkarılması ve
siyasi belirsizliğin artması
ise, yatırım kararları hem
erteleniyor hem de bir
daha gözden geçiriliyor.
Hırsız kamerayı görünce başına karton kutu geçirdi
Maltepe de bir alışveriş merkezindeki para kasalarını soymaya teşebbüs eden
hırsız, güvenlik kamerasından başına karton kutu geçirerek kurtulmaya çalıştı.
A
larmı hesaba katmayan zanlı,
kasa odasında kıskıvrak yakalandı. Edinilen bilgiye göre ilginç
olay Maltepe’de bir alışveriş
merkezinde meydana geldi. Alışveriş
merkezinin merkez kasalarını soymak için plan yapan Şeraffetin K.,
Ahmet B. ve Soner K. alışveriş
merkezinin kapanmasının ardından
harekete geçti. Zanlılar önce
kasaların bulunduğu odanın duvarını dışarıdan kırarak içeri girdi.
Daha sonra içi para dolu çelik
kasaları açmak için zorlayan zanlılar
hesaba katmadıkları alarm sisteminin polise sinyal yolladığından
habersiz çalışmalarını sürdürdü.
Kısa sürede olay yerine gelen Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğü ve
Maltepe Asayiş Büro Amirliği ekipleri, zanlılardan Soner K.’yı kasa
odasında kıskıvrak yakaladı. Kaçmayı başaran diğer iki zanlı da Soner
K.’nın verdiği bilgiler doğrultusunda
kısa sürede yakalandı. Çok sayıda
hırsızlık suçundan kayıtlarının bulunduğu öğrenilen zanlılar Asayiş
Büro Amirliği’nde işlemlerinin
tamamlanmasının ardından adliyeye
sevk edildi. Polis ekiplerinin hızlı
hareket etmesi sonucu gerçekleşemeyen soygun girişimi kameralar
tarafından da saniye saniye
kaydedildi. Görüntülerde; kasa
odasında bir dolabın aniden ileriye
doğru hareket etmesiyle birlikte
arkasından zanlı Soner K. çıkıyor.
Kamerayı fark eden zanlı maskeli olmasına rağmen kameranın açısına
girmemek için dolabın yanında bekliyor. Zanlının kısa süre sonra başına
arkadaşının uzattığı karton kutuyu
başına geçirerek dolabın arkasından
çıkıyor. Kafasında karton kutu ile
odadaki güvenlik kamerasının bulunduğu yere gelen zanlı başındaki
karton kutu ile kameraya kafa atarak
kameranın açısını değiştiriyor.
Ancak açısı tam olarak değişmeyen
güvenlik kamerası zanlıyı odada
başında kutu olmadan da bir süre
görüntülüyor. Zanlılar daha sonra
kameranın üzerini bir poşet ile kapatarak görüntü almasını tamamen
engelliyor. Ancak çelik kasalardaki
sessiz alarm sistemini hesaba katmayan zanlılar polisin geldiğini fark
edince kaçmaya başlıyor. Zanlılardan Soner K. kasa odasında
kıskıvrak yakalanırken alışveriş
merkezinin içine kaçan diğer iki
zanlı kapalı otoparkın kepenklerini
zorlayarak dışarıya çıkmayı
başarıyor. Ancak kimlikleri tespit
edilen zanlılar da kısa sürede
yakalanıyorlar.
CİHAN
Y
akutiye ilçesine bağlı
AzYıkımdan sonra 2
bin 450 metrekarelik
alanın bin 500 metrekaresi
yeşil alan olmak kaydıyla
otoparklı ve asansörlü 144
daire yapılacak.
Programda konuşan
Bağcılar Kaymakamı Erdal
Çakır, yıllar önce basında
kanlı yıkım, yıkımda kavga
çıktı gibi haberlere rastladıklarını belirterek,
"Bağcılar’daki yıkımlar ise
davul ve zurna ile
yapılıyor.
Bunun bir sebebi sakinlerin binalarının yıkılması
gerektiğini anlamış olması
diğer sebebi de kentsel
dönüşümü yapanlara
duyulan itimattır.
Proje, Bağcılar
Belediyemiz halkımıza
güven verdiği için davul
zurna eşliğinde yürüyor."
dedi. Bağcılar Belediye
Başkanı Lokman Çağırıcı
da ilçenin her geçen gün
farklı bir güzelliğe ev
sahipliği yaptığını ifade
etti. Çağırıcı, "İşte
yıkımını yaptığımız alandaki projenin görseli bu.
Bu alanın yüzde 25’ine
bina yüzde 75’ine de yeşil
alan ve yaşam alanı
yapılıyor.
Bizim ifade etmeye
çalıştığımız kentsel
dönüşüm bu. Amaç eski
binanın yerine yenisini
yapmak değil, sosyal
mekanlarıyla şehri
yeniden inşa etmektir."
ifadelerini kullandı.
Bağcılar AK Parti İlçe
Başkanı İsmet Öztürk de
davul zurna eşliğinde
yıkım yapılmasına dikkat
çekerek, "Proje,
Bağcılar’da tam mutabakatla herkesin rızasıyla
devam ediyor. Bulunduğumuz bölgenin deprem riski
taşıması sebebiyle binalarımızın
dönüştürülmesi
gerekiyor." dedi. CİHAN
22 MART 2014
Eğitim
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
11
Yıldırımhan Eğitim
Kurumları, ödüllü
bursluluk sınavı
düzenleyecek
Atlantik Okulları ve İpek
Üniversitesi’nden YGS provası
Bilgi yüksek lisansı online sisteme alıyor
Bilgi Üniversitesi, online eğitimde hedef büyüttü. Üniversite, eylülde yüksek lisans derslerini bu formatta verecek.
Atlantik Okullarının lise son sınıf öğrencileri, sınav öncesi
üniversite ortamında, üniversite giriş sınavı provası yaptı.
Ö
ğrencilerin son prova olarak
kabul ettikleri sınav için İpek
Üniversitesi sınıflarını Atlantik
Okulları’na açtı. 12. sınıf grubu yöneticileri, "Üniversite ortamında
son bir prova alınmasının öğrencilerimize önemli katkılar sağlayacağını düşündük.
Kapılarını ve sınıflarını bize açan
İpek Üniversitesi yetkililerine
teşekkür ederiz. Sınav atmosferi,
üniversite ortamında daha iyi
soluklanır kanaatiyle böyle bir
uygulama adımı atıldı." dedi.
Tek sınav uygulamasının oluşturduğu baskı ve bu baskından kaynaklanan stresi azaltmayı
hedeflediklerin dile getiren yöneticiler, sınava adaptasyon için bu tür
uygulamaların önemini ifade etti.
D
Ü
N
K
Ü
Ç
Ö
Z
Ü
M
Ç
E
N
G
E
L
B
U
L
M
A
C
A
Atlantik Okulları yöneticileri,
“Hedefleri ülkemizin en güzel
üniversiteleri olan öğrencilerimizin, ülkemizin yeni ve gözde
üniversitelerinden İpek Üniversitesi’nde son provayı almaları onlar
açısından da oldukça anlamlı oldu.
Dileğimiz, öğrencilerimiz hedefledikleri üniversitelere adımlarını
atmalarıdır.” şeklinde konuştu.
Öğretmenler gözetiminde yapılan
sınav, iki saat kırk dakika sürdü.
Öğrenciler de farklı bir ortamda
aldıkları son provanın heyecanını
yaşadı. Sınava, gerçek sınav standartlarına yakın bir standartla
hazırlandıklarını dile getiren yöneticiler, bu ve benzeri çalışmaların devam edeceğini belirtti.
CİHAN
Y
urtdışında online tabanlı
üniversitelerden oluşan
Laureate Uluslararası Üniversiteler ağının parçası olan
Bilgi Üniversitesi, online
eğitim deneyimini Türkiye'ye
taşıyor. Öğrencilerine MBA ile
bankacılık ve finans yüksek
lisans programlarını online
olarak sunan üniversite, uzaktan eğitim konusunda önemli
bir birikim elde etmiş durumda.
Bilgi Üniversitesi Mütevelli
Heyet Başkanı Rıfat Sarıcaoğlu, 45 yüksek lisans programına ek olarak bu yıl
yüksek lisansta bankacılık ve
finans online uzaktan eğitimi,
pazarlama, mimarlık tarihi
teorisi, elektrik-elektronik ve
akıllı sistemler mühendisliği
olmak üzere 5 yeni yüksek
lisans bölümü açtıklarını
söyledi.
YENİ BÖLÜMLER SIRADA
Sarıcaoğlu, önümüzdeki
dönemde, yüksek lisans
eğitimine erişimde zaman
sınırı olan veya coğrafi
koşullar nedeniyle eğitime
katılamayanları düşünerek,
yeni online programlarla
büyümeyi hedeflediklerini belirtti. Sarıcaoğlu, "İşletmenin
farklı alanlarında uzmanlaşmış yeni online programlar
eylül döneminde açılacak"
dedi.
İŞBİRLİĞİ YAPIYOR
Sarıcaoğlu, Laureate'nin
dünyadaki en büyük yüksek
öğrenim ağı olduğuna işaret
ederek şöyle konuştu: "Laureate, 24 ülkede 72 üniversitesi
olan bir ağ. Bir kütüphane
düşünün. Buranın içinden
ihtiyacınız olan kitabı alıyorsunuz, işte bizim için Laureate
bu demek. Tasarım alanında
İtalya'daki NABA, gastronomide Kendall'la işbirliği yaptık."
TIP VE DİŞ İÇİN YÖK'TEN
ONAY ALDIK
Rıfat Sarıcaoğlu, sağlık bilimleri yüksek okulunu da devreye aldıklarını açıkladı.
Sarıcaoğlu, "Bilgi Üniversitesi
büyüyor.
Tıp ve diş hekimliği fakülteleri
için başvurumuz YÖK tarafından onaylandı. Tam teşekküllü
bir İstanbul üniversitesinden
tam teşekküllü Türkiye üniversitesine geçmiş durumdayız"
dedi.
AA
ersin Özel Yıldırımhan Eğitim
M
Kurumları, Milli Eğitim
Müdürlüğü'ne bağlı devlet ve özel,
tüm ilkokul ve ortaokul öğrencilerine yönelik bursluluk sınavı
düzenleyecek. 22 Mart Cumartesi
yapılacak sınava 4. 5. 6. 7. ve 8.
sınıf öğrencileri katılabilecek.
Yıldırımhan Eğitim Kurumları
Genel Müdürü Caner Sarıtepe
daha önceki yıllarda sadece 4.
sınıflara yapmış oldukları sınavın
alanını genişlettiklerini ifade etti.
Amaçlarının daha çok öğrenciye
ulaşmak ve daha çok öğrenciyi
Yıldırımhan ailesi ile tanıştırmak
olduğunu ifade eden Sarıtepe sınavda başarılı olan öğrenci, öğretmen ve okulu
ödüllendireceklerini kaydetti. Sınava gösterilen ilginin kendilerini
memnun ettiğini vurgulayan
Sarıtepe şöyle devam etti: "Sınav
Yıldırımhan Eğitim kurumları
Gökçebelen kampüsünde 22 Mart
Cumartesi günü 4 kategoride
yapılacaktır. 09.30' da 4. sınıflar,
11.30'da 5.ve 6. sınıflar , 14.00'da 7.
sınıflar , 16.00'da ise 8. sınıflara sınava gireceklerdir."
CİHAN
Burç'ta 8. sınıf öğrencileri arası matematik yarışması yapıldı
aşamalı olan sı2
navın birinci aşamasında çoktan
seçmeli 60 sorudan 10
Türkçe, 20 matematik,
20 fen ve teknoloji, 10
sosyal bilgiler sorusu
soruldu. 2. aşamada
ise 10 klasik soru
soruldu.
Yarışma soruları, ortaokul 8. sınıf müfredatının 1 Mart 2014
tarihine kadarki konularını kapsadı ve sınav
süresi 120 dakikayla
sınırlandırıldı. Sınav
yerine velileriyle birlikte gelen öğrencilerin heyecanlı halleri
Özel Burç
Okulları'nın
düzenlediği, Milli
Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı devlet ve özel tüm
ortaokullarda
öğrenim gören 8.
sınıf öğrencilerinin katıldığı
matematik yarışması yapıldı.
dikkat çekti. Öğrencilerin sınav salonlarına
alınmasından
sonra ise veliler için
heyecanlı bekleyiş
başladı. Öğrencilerini bekleyen
velilere, Özel Burç
Okulları Konferans
Salonu'nda Yrd.
Doç. Dr. Rıza Ülker
tarafından 'Yetişkin
Yaklaşımları ile
Çocuklarımızda
Başarının Sırları' konulu
konferans verildi. İlk 200'e
giren öğrencilerin ikinci aşa-
maya geçebileceği sınavda 3 yanlışın 1
doğru cevabı götüreceği ve 100 tam puan
üzerinden değerlendirme yapılacağı
bildirildi. Başarılı olan
öğrencilerin ödüllendirileceği sınavda,
öğrencilerin başarı
puanına göre burs
imkanı tanınacağı belirtildi.
CİHAN
12
22 MART 2014
Sağlık
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
Amerikan kalp derneği’nin beslenme
tavsiyesi de doğru değil
Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA
6
00 binden fazla kişi üzerinde
gerçekleştirilen araştırmalardan
yararlanarak yapılan meta-analiz,
Amerikan Kalp Derneğinin (AHA) kalp
sağlığı ile ilgili beslenme tavsiyelerinin
de doğru olmadığını ortaya koydu.
yağlara biyolojik bir ihtiyacımız yok.
Trans yağlardan kaçınmak, doymuş
yağları azaltmak, meyve-sebze ve tam
tahılları daha fazla almak şeklindeki
genel tavsiyemizde bir değişiklik
mevzubahis değil.”
Kasım ayında yayınladığı kılavuzla kolesterol tedavisi konusundaki görüşlerini bir kalemde “baştan sona”
değiştiren AHA, bakalım kalp sağlığını
riske atan beslenme hatalarını –gene
hiçbir şey olmamış gibi-düzeltecek mi?
Doymuş yağlar zararlı değil
Araştırmanın uzmanlarından Dr. Dariush Mozaffarian da şu görüşleri dile
getiriyor (3): “1970’ lerden bu yana
kalp sağlığı için doymuş yağlardan
uzak durun deniyor ama bugünkü
deliller çoklu doymamış yağları fazla
doymuş yağları az tüketmeyi teşvik
eden kılavuzları desteklemiyor.
Bilindiği gibi, USA federal hükümeti
kılavuzları ve Amerikan Kalp Derneği,
kalp sağlığı için “çoklu doymamış yağ
asitlerinin daha fazla, doymuş yağ
asitlerinin daha az tüketilmesi”
tavsiyesinde bulunuyor.
Meta-analiz ise doymuş yağların kalp
hastalığına yol açmadığını; “sağlıklı”
oldukları iddia edilen çoklu doymamış
yağların da kalp damar hastalıklarını
önlemediğini gösteriyor. Doymuş
yağlar kalp hastalıklarını artırmıyor
Diyeti temel alarak koroner kalp
hastalığı risklerinin incelendiği 45’ i
gözleme dayalı, 27’ si randomize
toplam 72 çalışmanın meta-analizi Annals of Internal Medicine isimli tıp dergisinde yayınlandı (1).
Bu araştırmalarda Kuzey Amerika,
Avrupa ve Asya’ da 18 ülkeden 600
binden fazla kişi yer aldı. Araştırmada
“doymuş ve çoklu doymamış yağ asitleri türlerinin kalp hastalığı riski üzerine anlamlı bir etkisi olmadığı” sonucu
ortaya çıktı.
Hazır gıdalarda ve margarinlerde kullanılan “trans yağların ise kalp
hastalıkları riskini yüzde 16 oranında
artırdığı” tespit edildi.
Kandaki yağ asitlerine bakıldığında da
doymuş veya çoklu doymamış
yağların kalp hastalığı riskini etkilemediği ama yağ asitleri ayrı ayrı
değerlendirildiğinde durumun
değiştiği görüldü.
Buna göre, kanda “omega-3 yağ asitlerinden olan DHA ve EPA seviyeleri
yüksek olanlarda kalp hastalıkları
riskinin daha düşük olduğu” belirlendi.
Yağ asitlerinin besin desteği olarak
randomize verildiği çalışmalarda da
yağ asitlerinden hiçbirinin kalp
hastalıkları riskini anlamlı derecede
azaltmadığı neticesine varıldı.
Buna göre, doymuş yağ asitlerini
azaltmanın da omega-3 çoklu doymamış yağ asitlerini besin desteği şeklinde fazla miktarda tüketmenin de
kalp hastalıklarından koruyucu bir
tesiri bulunmuyor.
AHA’ dan itiraz var
2010 Amerikan Diyet Kılavuzu Tavsiye
Komitesi Başkanı ve Amerikan Kalp
Derneği sözcülerinden olan Linda Van
Horn şunları söylüyor (2):
“Bu iyi bir meta-analiz ve bazı yağ asitlerinin diğerlerine daha üstün
olduğunu gösteriyor ama bu veriler
kılavuzları değiştirmek için yeterli
değil. İnsanlar daha önceki tavsiyelerimize uymaya devam etmelidir.Bu
analiz doymuş yağların zararlı etkileri
olmadığını göstermiyor; doymuş
Son 5-10 senede doymuş yağ gibi tek
bir besini kalp hastalıklarını izah
etmek için kullanmanın doğru olmadığı ortaya çıktı; bu mesele çok
daha karmaşık.
Kronik hastalıkları önlemek için tek
bir besine veya besin ögesine odaklanan kılavuzların çok fazla bir manası
yok. Bir besin ögesine değil, yiyecek
bazlı kılavuzlara geçmemiz gerekiyor.”
Kalp dostu beslenme tavsiyelerim
Bu meta-analiz senelerdir söylediklerimi bir kere daha tasdik ediyor:
BİR: Hayvansal doymuş yağlar kalp
hastalıklarına yol açmaz; bunlar tam
aksine kalp krizlerinin sebebi olan
damar sertliğini önler. Sağlıklı hayvanların etini, sütünü, peynirini,
yağını, kaymağını “keyifle” ama
mâkûl miktarlarda yiyin.
İKİ: Bitkisel çoklu doymamış omega-6
yağ asitlerinin kalp-damar hastalıklarına karşı koruyucu tesiri olmadığı
gibi aksine fazla tüketilmesi zararlıdır.
Margarin ve hidrojenize bitkisel
yağları (mısır özü, ayçiçek, soya yağı)
mutfağınıza sokmayın.
B i b e r ga z ı
ge ç i c i k ö r l ü ğ e
neden olabilir
B
iber gazı geçici körlüğe
neden olabiliyor. İstanbul
Bir İnci Göz Hastanesi Kornea
ve Refraktif Cerrahı Dr. Faik
Oruçoğlu, gazdan etkilenenlerin 15 ila 30 dakika körlükle
karşı karşıya kalacağını vurguluyor.
Biber gazının aktif etken maddesi oleoresincapsisum adı verilen kırmızı acı biberden elde
edilen bir yağ. Bu yağ sentetik
olarak da üretilebiliyor.
ÜÇ: Yağlı balıklarda bol miktarda bulunan omega-3 yağ asitleri (DHA ve
EPA) kalp hastalıkları riskini azaltır.
Bol bol taze balık yiyin.
Biber gazı spreyi karşı tarafın
etkisiz hale getirilmesi ve kontrol altına alınması amacıyla
kullanılıyor. Deri, müközmembranlar ve gözlerde hemen etki
yapıyor.
DÖRT: Hazır gıda ve margarinlerdeki
“trans yağlar sağlığınızın en büyük
düşmanıdır”. Zerresini bile ağzınıza
almayın.
Sprey içinde bulunan capsaicinoidler, müközmembranlardainflamasyona neden oluyor.
Sinir uçlarını uyararak deride
şiddetli yanma hissi, gözde
yaşarma ve yanmaya sebebiyet
veriyor. Korku ve dezoryantasyon oluşturuyor.
Gözlerde ağrı, göz kaslarının istemsiz kasılması, batma ve
yanma, gözyaşı salgısında artış,
geçici körlük, seyrek olarak korneada aşınma görülüyor.
Göz dışında burunda yanma,
burun akıntısı, öksürme,
boğulma hissi, deri ile temasta
kızarıklık, bül oluşumu ile
karşılaşılıyor. Ayrıca hastalarda
geçici panik hali, hareket kontrol kaybı ve geçici körlük gözlenebiliyor.
Biber gazının etkisi ağrı
duyusundan bağımsız. Bu nedenle ilaç bağımlılığı ve alkole
bağlı sarhoşluk gibi durumlarda da etkili. Belirtiler,
maruziyetten sonra saniyeler
BEŞ: Balık faydalıdır ama omega-3 yağ
asitlerini hap olarak içmek bir işe
yaramaz; paranızı çöpe atmayın.
içinde başlıyor ve 15-60 dakika
içinde ağır ağır yok oluyor.
Giysileri çıkarılmalıdır. Gözler
hemen ve bol suyla yıkanarak
kimyasal madde uzaklaştırılmalıdır.
Daha önemli olarak kornea
duyusu 10. dakikada belirgin
olarak gücünü yitiriyor, 1 saat
sonra ise kısmi olarak geri
geliyor.
Gözde rahatsızlık hissinin devamı şeklinde göz muayenesi
önemlidir. Ağrının giderilmesi
için içinlokalanesteziklerin
uygulanması gerekebilir.
Çocuklar biber gazından daha
çok etkileniyor. Literatürde
biber gazına bağlı konjonktiva
delinmesi, kornea aşınması ve
ülseri vakaları bildiriliyor.
Eğer korneada aşınma ve epitel
açılması olmuş ise bunun tedavisi ve yakın takibi sağlanmalıdır.
Faik Oruçoğlu, biber gazına
maruz kalındığında yapılması
gerekenleri şöyle anlatıyor:
“Biber gazı yiyen birey ilk
olarak sakinleştirilmeli, biber
gazının sıkıldığı ortamdan
çıkarılmalı, rahat nefes alabileceği bir ortama taşınmalı, solunum stabilizasyonu
sağlanmalıdır.
Gözde meydana gelen hasarın
derecesine bağlı olarak kornea
epitelinin iyileşme süresi birkaç
gün ile haftalar arasında
değişebilir.
Maruz kalan gözde kontakt lens
var ise hemen uzaklaştırılmalı
ve aynı lenslerin tekrar kullanımı önlenmelidir. “ CİHAN
Sağlığın küçük mücevheri
ALTI: Kalp ve kanserler başta olmak
üzere birçok hastalığın sebebi işlenmiş
“şeker, un, tuz ve trans yağlardır”.
zman Diyetisyen Serkan Tutar,
kabuğu ile birlikte yenilen tek
U
narenciye çeşidi olan kamkatın, sağlık
Gelelim neticeye
BİR: Kardiyoloji dünyasının ağzının
içine baktığı AHA’ nın (American Heart
Association) adının boş yere AHHA’ ya
yani (American Heart Hurt Association) çıkmadığını görüyorsunuz.
açısından oldukça faydalı bir besin
olduğunu söyledi. Tutar, 'Özellikle tansiyon ve kolesterol düşürmede birebirdir' dedi.
siyonlara karşı vücudunuzun güçsüz
kalmanızı engeller ve hasta olmanızı
engeller. A vitamini içeriğinin yüksek
olmasının yanı sıra B1, B2 ve B3 vitamini içeriği de yüksektir. Bu vitaminlerin yüksek olması sinir sisteminizin
düzenli çalışmasına katkısı vardır.
Kamkatın Portakal, mandalina ve
limon familyasından olan bir meyve
olduğunu söyleyen Uzman Diyetisyen
Serkan Tutar, 'Bu meyveler grubundan
olsa da kabuğu ile tüketmeniz daha
önemlidir. Kokusu hepimizin sevdiği
bergamotu andırmaktadır. Özellikle
tatlı ihtiyacını bastıran meyvelerden
biridir. C vitamini içeriği yüksek olan
kamkat güçlü bir antioksidandır.
Bağışıklık sistemini güçlendirmesi nedeni ile hastalıklara karşı vücudunuzu
koruyucu etkisi bulunmaktadır.
Kabuğu ile birlikte tüketilmesi enfek-
Kalsiyum içeriği yüksek olan kamkat,
kemik ve diş sağlığı içinde önemli bir
meyvedir. Yüksek kolesterolü olan
kişiler için düzenli tüketilmesi önerilir.
Bu şekilde kolesterolünüzde uzun
süreli düşüşler yaşarsınız. Aynı şekilde tansiyon problemi olan bireyler
içinde tüketilmelidir. Değişik bir aroması olması nedeni ile reçel ve
marmelat olarak tüketilir. Ayrıca
meyve suyu ve sos olarak ta
tüketilmektedir. Kabuğu ile birlikte
salatalarınıza doğraya da bilirsiniz.'
diye konuştu.
AA
İKİ: Bilerek veya bilmeyerek AHHA’
nın tavsiyelerini “emir” kabul eden
modern tıbbın gaflet uykusundan
uyanmasını temenni ediyorum. İsveç’
liler doğru yolu buldu; darısı
dünyanın geri kalanının başına (4).
ÜÇ: Ben kebapçıya gidiyorum; sizi de
beklerim.
DÖRT: İştah açıcı olarak da “Kolesterol
teorisi bir pazarlama harikasıdır”
başlıklı yazımı tavsiye ediyorum (5).
Türkiye yine kurak bir döneme giriyor, 5-6 gün yağış yok, sıcaklıklar da Mart ayına göre 7-8 derece yüksek seyrediyor, 20 dereceleri bile geçtiği kentlere var. Ayın sonuna doğru ise yağış gelebilir.
Beş büyük kentin hava koşullarına gelince: İstanbul önümüzdeki günlerde yine güneşli, poyraz biraz sert ve serin
esse bile, sıcaklık 16 derece. Hafta sonu daha ılık geçecek. Ankara açık 16 derece. İzmir gölgede 21 derece, Bursa 19,
Adana ise 23 dereceye yükseliyor. Marmara'da sıcaklık Mart ayına göre 5-6 derece yüksek, sert poyraz gölgede biraz
üşütüyor ama sıcaklık yine 18-19 dereceyi buluyor.
Hafta sonu rüzgarlar hafif esecek, gökyüzü 5 gün güneşli. İç Anadolu'da sıcaklık 11-15 derece arasında ama hafta
sonu hava Mart ayına göre çok sıcak olacak, 20 dereceleri görecek. Ege'de hafta sonu rüzgarlar daha hafif olduğundan güneşin altında hava oldukça sıcak olacak. Muğla 20, Kütühya 16 derece. Bölgede deniz suyu sıcaklığı 14-15
derece. Akdeniz'de hava yazı anımsatıyor, hafta sonu rüzgarın denizden daha sıcak esmesi, güneşin altında bunaltacak.
Antalya 23 derece. Güneydoğu da hızla ısınıyor, Gaziantep 20, Diyarbakır 19 derece. Doğu Anadolu rüzgarlı, Van
çevresinde hafif yağış etkili, Erzurum 8, Malatya 16 derece. Hafta sonu sıcaklık 5 derece yükseliyor.Karadeniz'in doğu
kesimi yine biraz soğuk ve bulutlu, Rize ve Artvin yağışlı, Trabzon 14 derece. Zonguldak-Samsun arası ise yeniden
güneşli 14-16 derece. Pazar günü bölgenin tamamında hava ısınıyor.
ANKARA
İS TAN BUL
Bugün
22 Mart Cumartesi
18
Rüzgar
14
9
Bugün
22 Mart Cumartesi
Nem
%63
16
Rüzgar
13
3
AN TAL YA
İZ MİR
Bugün
22 Mart Cumartesi
Nem
% 76
23
Rüzgar
22
10
Bugün
22 Mart Cumartesi
Nem
% 96
24
Rüzgar
20
10
Nem
% 72
22 MART 2014
Turizm
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
13
Eski Kilis
evleri turizme
kazandırılacak
2013 yılında
97 m i l yo n
Çinli turist
d ü n ya y ı gezd i
Rusların bir numaralı
tercihi Türkiye
K
T
R
ilis'in tarihi ve turistik açıdan
önemli bir kent olduğunu
ifade eden Akdağ, "Turizm başta
olmak üzere tarihi ve
kültürümüzün tanıtımını gerçekleştirmek için büyük çaba
içerisinde olacağız.
Belediye olarak eski Kilis evlerini
alarak restore ederek Butik otel
haline getireceğiz. Bu butik
otellerde yöreye özgü yemekler
çıkacak.
İşsizlerimize istihdam sağlarken,
Kilis mutfağının eşsiz lezzetlerini
tüm dünyaya tanıtmış olacağız. İl
dışından gelen yabancılar otel bulmakta zorluk çekiyorlar. Butik otel
sayesinde otel sıkıntısı da ortadan
kalmış olacak" dedi.
Tarihi evleri ile ünlenen Safranbolu gibi Kilis'in de tarihi evlerinin
parmakla gösterilen bir değer olacağını vurgulayan Akdağ, "Turistler için önemli olan nezih ve
tarihi bir ortamda yemek yedikten
sonra konaklamaktır.
Biz bunu Butik oteller aracılığı ile
sağlayacağız. Böylece Kilis'in
ekonomisi canlanacaktır. Esnafın
yüzü gülecek. Şehir turları ile
kentte bir harekelilik yaşanacak.
Kentin ekonomisi şaha kalkacaktır" şeklinde sözlerine son verdi.
AA
urizm Yeşil Raporu'na göre, son
yıllarda Çin'de dış seyahatler çok
hızlı arttı. 2000 yılında 10 milyon
yolcu yurtdışına seyahat ederken, bu
rakam 2013'te 97 milyon 300 bine
ulaştı. Ayrıca Çinli turist sayısının
2014 yılında da 100 milyona ulaşacağı belirtildi. Çinli turistlerin yabancı ülkelerdeki yaptıkları
harcamalar da artış gösterdi. Rapora
göre, 2013'te yurtdışına giden Çinli
yolcular toplam 102 milyar ABD
doları harcayarak bu alanda dünya
birincisi oldu.
Beijing Review'in görüştüğü CASS
araştırmacılarından ve Yeşil Rapor'un yayın müdürü yardımcısı Wu
Jinmei bu değişimin ardında küresel
tüketim güçlerinin yön değiştirmesi
bulunduğunu söyledi. Çinlilerin yurtdışı seyahatlerinin artmasıyla dünyaca ünlü birçok mağazada artık Çince
tabelalar ve tur rehberlerine yer verilmeye başlandığını belirten Jinmei,
"Yurtdışına giden Çinli yolcuların
harcamalarındaki patlama çeşitli faktörlerden kaynaklanıyor.
Çoğu insan, yurtdışına seyahat etme
imkanına kavuşur kavuşmaz, yıllarca
kullanabileceği tüketim maddeleri
satın alıyor. Ayrıca Çin'in ithal mallara uyguladığı yüksek gümrük vergileri de Çinlileri yurtdışında harcama
yapmaya zorluyor" dedi. Dünyada
birçok ülke çeşitli yollarla Çinli turistleri kendine çekmek için büyük bir
rekabet içinde. Bu amaçla vize başvurusu sürecini kolaylaştırıyor ve Çin
pazarında tanıtıma büyük yatırımlar
yapıyorlar. Bu ülkelerdeki oteller, turizm merkezleri ve mağazalar Çinli
turistlere müşteri olarak giderek
daha fazla önem veriyor. CASS'ın Turizm Araştırma Merkezi'nin yöneticisi
Song Rui, yurtdışına giden genç Çinli
turist sayısının her geçen gün arttığına dikkat çekiyor. Bunlar, daha
bağımsız davranabilen, yabancı gelenekler hakkında daha fazla şey
bilen ve yerel kültürlerle kaynaşmaya
istekli kişilerden oluşuyor.
2013'te Japonya'ya giden Çinli turist
sayısı aniden azalırken Rusya'ya gidenlerin sayısı hızla arttı. Wu'nun
yaptığı değerlendirmeye göre, bu
durum politik nedenlerle yakından ilgili. Bu gelişme her iki ülkede de turizm gelirlerini doğrudan etkiledi
Yayımlanan rapora göre, Çinli turistler toplam 3 milyar 58 milyon yurtiçi seyahat yaptı. Bu geçen yıla göre
yüzde 10 artış anlamına geliyor.
2013'te yurtiçi seyahatlerden elde
edilen toplam gelir de yüzde 12 artarak 2 trilyon 85 milyar yuan (467,2
milyar ABD doları) oldu. CASS'ın Turizm Araştırma Merkezi'nin genel
sekreteri Jin Zhun, 2013'te ülke içinde
seyahat eden Çinli sayısının da arttığına dikkat çekerek, "Seyahat
etmek eskiden sadece aylak sınıfına
özel bir eğlenceydi, artık daha fazla
insan bunun keyfini çıkarabiliyor"
diye konuştu. CASS'ın Turizm
Araştırma Merkezi'nin yaptığı ankete
göre, Çinli turistlerin büyük
bölümünün aylık geliri 3 bin ile 8 bin
yuan (490-bin 310 ABD doları)
arasında değişiyor. Çinli turistler
geçmişte grup seyahatlerine katılırdı
ama 2013'te çoğunluğu bağımsız seyahat etmeyi tercih etti. Öte yandan
Yeşil Rapor'da Çin turizm sektörünün
birleşme ve satın almalarda hiç olmadığı kadar etkin bir tavır izlediği
görüşüne yer verildi.
Çin'in en büyük lüks ticari gayrimenkul ve eğlence holdingi Wanda
Grubu'nun atılımlarına da dikkat çekildi. Wanda, Haziran 2013'te İngiliz
yat üreticisi Sunseeker'ı 320 milyon
sterline (524 milyon ABD Doları)
satın alma planını kamuoyuna
duyurdu. Grup yönetimi, Londra'da
beş yıldız üstü bir Wanda Oteli inşa
etmek için 700 milyon sterlinlik (1.15
milyar ABD Doları) bir yatırım yapmaya hazırlandıklarını açıkladı.
Bu, Çinli bir şirket tarafından yabancı
bir ülkede inşa edilen ilk lüks otel
olacak. Wu, Çin'in artık önemli bir
turizm ülkesi olarak kabul edildiğini
vurguluyor. Turizm sektörü ekonomik
büyümeye önemli katkılar yapıyor ve
dünyanın diğer ülkelerinde olduğu
gibi, Çin'de de çok sayıda yeni iş
imkanı yaratıyor.
AA
us turistlerin Türkiye'ye gösterdiği ilginin her yıl
daha da artması, Moskova'daki fuarı ve Rusya
pazarını önemli kılıyor. Rakamlara göre 2013 yılında
ülke dışına turizm amacıyla çıkan Rusya vatandaşı
sayısı 18 milyon 290 bin oldu. Uzun yıllardır
Rusya'nın en popüler turizm destinasyonu unvanı
taşıyan Türkiye, 2013 yılında da bu konumunu korudu. Türkiye'yi bir önceki yıla göre yüzde 18.59
artışla 4 milyon 263 bin Rus turist ziyaret etti. Antalya,
Rus turistin ülkemizde tercih ettiği bir numaralı destinasyon olurken, Antalya'yı İstanbul izledi.
Rus turist için cazibe merkezlerinin başında gelen
Türkiye, MITT Fuarı'ndaki etkinlikleriyle de büyük ilgi
topladı. MITT'e Kültür ve Turizm Bakanlığı çatısı altında kamu ve özel sektör işbirliği ile katılan Türkiye,
fuarda artık sektör tarafından beğenilen ve benimsenen 'Turkey Home' sloganıyla tanıtılıyor. Ülkemiz,
Moskova'da 21. kez turizm profesyonellerini ve ziyaretçileri bir araya getiren fuarda bin 254 metrekarelik stantla yer alıyor. Etkinliklerin ara vermeden
devam ettiği Türk standında horondan Erzurum
Barı'na kadar birçok Türk halk oyunu ziyaretçilere
keyifli dakikalar yaşatıyor. Gösterilerin yanı sıra geleneksel el sanatlarından ebru ve kaligrafi ustalarınca
tanıtılıyor. Ayrıca ziyaretçilere Türkiye'yi tanıtan
hediyelik eşyalar da armağan ediliyor.
22 Mart'a kadar ziyaretçilerini ağırlayacak olan fuara,
bu yıl 200 ülke ve bölgeden bin 800 katılımcının iştirak etmesi, ayrıca fuarı yaklaşık 75 bin kişinin ziyaret
etmesi bekleniyor. Rusya Federasyonu'nda yapılan en
büyük turizm fuarı olan MITT, Rusya'dan turistik
amaçlı yurtdışına çıkışlarda 2013 yılında 4 milyon 269
bin 306 kişi ile birinci sırada olan Türkiye'nin turizm
olanaklarının tanıtımı ve fuara katılan diğer ülkelerle
ikili görüşme yapma fırsatı açısından da önem
taşıyor. Fuara Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, Müsteşar Özgür Özaslan ve Bakanlık bürokratları katılıyor.
AA
İran sineması üzerine derlenen 'Kara Perde' kitabı okuyucuyla buluştu ODTÜSanat 15 sergisi ile
49 usta sanatçı bir arada!
O
DTÜSanat 15'te; Jülide
Özçelik konseri, İdil Biret
resitali, Ankara Devlet Tiyatrosu
tarafından sahnelenecek "Hayvan Çiftliği", "Vanya Dayı"
oyunları ile "Hava Kuvvetleri
Bandosu ve Cazın Kartalları
Orkestrası", "TSK Armoni
Mızıkası Orkestrası" konserleri
de yer alacak.
A
tatürk Üniversitesi (AÜ) İletişim
Fakültesi Doktora Anabilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Köse’nin
İran yönetmen sineması üzerine
derlediği, 'Kara Perde' adlı kitabı
görücüye çıktı. Köse kitabını; “İran
sinemasının hesaplı ve ölçülü
sükûnetinde de uçsuz bucaksız düş
gücünün göz açıp kapayıncaya kadar
yakıcı düşüncelere tercüme edilişinin imkânsız güzelliğiyle
karşılaşırız; gerçeklikle iç içe geçmiş
gizemlerin, türlü paralaks hallerinin
farklı anlamsal katmanlarıyla.
arasında bitimsiz bir gidiş-geliş. Bu
öylesine zahmetli bir mesaidir ki,
apaçık ortada duranın ikinci kez adlandırılmasını ya da farkına varılmasını fuzuli bir çabaya dönüştürür.
Anlamayı groteskleştirir, belirsizliği
daha da belirginleştirirken.” dedi.
Prof. Dr. Köse, yönetmenlerin ele
aldığı konuları şöyle anlattı: “Farisi
sinemanın belli başlı filmlerine adlarını veren sözcüklerin anlam bagajı
o denli geniştir ki, belki de bu yüzden Ghobadi’nin evreni baştan sona
bir Gergedan Mevsimi’dir;
Bu filmlerde sinematografik dilin her
bakımdan kurmaya özen gösterdiği
dinginlik, sözcüğün gerçek anlamında sevinçli bir dileyiştir.” sözleriyle özetledi. Eserinde İran
sinemasının yönetmelerini ele alan
anlatan Prof. Köse, “Kara çarşafların
kapkara hüznü dilsizliğin bastırılmış
hırıltısına karıştığında, en iddiasız
yaşamın en tantanasız görüntüsü
bile patlamaya hazır bir silah olup
çıkar hemen. Çünkü ölçülü mütevazılığın bakiyesi tekinsizdir her
koşulda. Coğrafyanın, kelimenin tam
anlamıyla bir 'kader' olarak algılandığı bir yaşamın ihtiva ettiği kırılgan şiirsellikle katıksız iyimserlik
Macidi’ninki meşum bilinçlerin ve
kusurlu bedenlerin karanlığı içinden
devşirilmiş Tanrı’nın Rengi; şehvet
yoğunluğuyla köreltilmiş çağcıl aşkları adeta yağmur damlalarının
saflığıyla yeniden arıtmayı öneren
Baran; Mahmelbaf’ınki ömrü
Sükût’a adanmış bir arının her sabah
küçük bir cam kavanozda yeni baştan akort ettiği Hayat;
Kiarostami’ninki bütün bir agonist
çabayı ağızda sulu bir hazza
dönüştüren Kirazın Tadı; Penahi’ninki Daire’vi ve tekdüze bir
yaşamın metafizik şiddetiyle
sendeleyerek farklı bir gerçeğe uyanmış insanların yüzünde parçaladığı
bir Ayna; Mehrjui’ninki pastoral nitelikli bir direnişi toplumsal gerçekliğin masalsı diline tercüme eden
İnek; Farhadi’ninki ne pahasına
olursa olsun hayatta kalma iradesine
eşlik eden özgürlük arayışını ahlaksal linç eyleminin doksan derecelik
dik açısıyla birleştiren Elly hakkında
ve final sahnesinde ebeveynlerine
yönelik yaşadığı seçim yapma zorluğuyla kültürel tercihleri arasında
sıkışıp kalmış bir toplumun mütereddit halini somutlayan Bir Ayrılık; son
olarak da, Kara Ev’lerin ürperten aydınlığını tozlu Tahran sokaklarının
büyülü görselliğiyle harmanlayarak
fazladan şiir katan Füruğ.
Farisi film kahramanlarının her
koşulda 'yaşamı başarmasının' şiir
yüklü dermansızlığına gelince; çaresizlik dolu görüntülerinin kupkuru
alevi bile ışıksız kalplere baruttur
çoğu zaman; en yakıcı umutsuzlukların meydan okuyucu tavrı karşısındayken bile, umarsızca çekip
gitmelerin esrik vapuru gibidirler. Ez
cümle, nicedir hayatın yaptığı şaşmaz kurgunun insanda uyandırılabilecek yegane acayip gerçeklik
kurgusu olduğunu fısıldıyor kulağımıza İran sineması.”
CİHAN
Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nce her yıl düzenlenen ve bir
üniversite tarafından on yılı
aşkın bir süredir düzenli olarak
gerçekleştirilen geniş içerikli tek
sanat etkinliği olan ODTÜSanat
15; 21 Mart – 20 Nisan 2014 tarihleri arasında ODTÜ Kültür ve
Kongre Merkezi (KKM)'nde
gerçekleştirilecek. Ankara'nın
gelenekselleşmiş birkaç sanat
etkinliğinden biri olan ve 2013
yılına kadar "ODTÜ Sanat Festi-
vali" adıyla düzenlenen etkinlik; 2013 yılından itibaren
ODTÜSanat adı altında düzenlenerek kendini geliştirmeye
devam ediyor ve bir başka yenilik izlenerek, sergi; tematik bir
çerçeve içinde sunuluyor.
Seçici kurulun belirlediği ve
günümüz sanat gündemini
yakalayan temalara göre geçen
yıl "Kent" teması ile oluşturulan
sergi; bu yıl, "Orta Doğu" üzerine çalışan sanatçıları bir araya
getirme hedefiyle resim, video
ve fotoğraf ağırlıklı olarak kurgulandı.
Bu yıl sergide; Mehmet Fahracı,
Lütfi Özden, Mehmet Ali Uysal,
Hale Tenger, Ferhat Özgür'ün
de yer aldığı 49 sanatçının
100'den fazla eseri yer alacak.
Bir ay süreyle açık kalan sergi
ODTÜSanat 15 Sergisi"
Orta Doğu teması ile,
resim-video-fotoğraf
alanlarında 49
sanatçıyı 100'ün üzerinde eseriyle ağırlayacak.
ücretsiz olarak gezilebilecek.
Sanatçılardan oluşan Danışma
Kurulu'nun önerisiyle hazırlanan programda Ankara ve
ODTÜ'de daha önce sergilenmemiş oyunların ve sahne almamış sanatçı ve müzisyenlerin
yoğunlukta olmasının hedeflendiği ODTÜSanat 15'in Açılış
Töreni; ODTÜ Kültür ve Kongre
Merkezi Küçük Fuaye'de, dün
yapıldı.
Ankara'da düzenli olarak
gerçekleştirilen az sayıdaki
sanat etkinliğinden biri olarak,
1999 yılında, "ODTÜ Sanat Festivali" adıyla başlayan etkinlik;
şimdiye dek 1000'e yakın
sanatçının eserinin sergilendiği
sanat sergisi ile her yaş grubundan çocuk ve gencin sanatla
buluşmasına olanak tanıdı.
Haber Merkezi
ARNAVUTKÖY BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NDAN
Arnavutköy 919 parsel sınırlarındaki Arnavutköy Şehir Parkı ile Eski Edirne Asfaltı Caddesi arasında yaya ve
taşıt ulaşımı bağlantısının sağlanması için 1/1000 ölçekli Arnavutköy Merkez ve Çevresi Uygulama İmar
Planında hazırlanan plan tadilatı teklifi İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 24.10.2013 tarih ve 2003 sayılı
kararı ile tadilen uygun bulunmuş ve teklifi 17.01.2014 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı
tarafından onaylanmıştır
BASIN:18717/www.bik.gov.tr
14
22 MART 2014
Magazin-Tv
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
ir süredir tedavi için Paris Clinalliance
B
Klinik'te
kalan Erkan Özerman Türkiye'ye
Manken döndü. Özerman
ve Belçika'nın bir numaralı
seçtiler
ajansı olan Dominique Models'in Ceo'su Ercan
Dedeoğlu, 2014 Best Model Beneluks seçimlerinde bir araya gelerek hem manken seçtiler
hem de hasret giderdiler. İki eski dost 25 Nisan'da buluşmak üzere
sözleşip ayrıldı.HABER MERKEZi
6 kilometre yürüyor
üzel anne adayı
Gönceki
Bade İşçil,
sabah Arnavutköy sahilinde
yürüyüş yaparken
objektife takıldı.Temposunu
düşürmemek için
muhabirlerin sorularını bile yürürken
yanıtlayan oyuncu,
"Doktorların
tavsiyesi yüzme ve
yürüyüş. Ben de her
zaman olduğu gibi
yine yürüyorum.Zor
olmuyor çünkü
alışkınım.
"GÜNDE 6
KİLOMETRE
YÜRÜYORUM"
İşçil "Hamilelikten
önce günde 15 kilometre yürüyordum,
şimdi de 6 kilometrenin altına
düşmemeye çalışıyorum" dedi.HABER
MERKEZi
Yeni sezonda
ekrana
dönüyor
012 yılında Ethem Sancak ile
evlenen ve bu evlilikten Eren
adında bir çocuğu olan sunucu
ve oyuncu Ebru Akel Sancak,
önceki gün oğluyla birlikte geldiği
Bebek’te öğlen yemeği yedi. Sancak,”Evimiz burada o yüzden sık sık
Eren’i buraya getiriyorum. Eren de
sahili ve parkı çok seviyor. Birçok
dizi teklifi geliyor ama ben anneliğin keyfini çıkarmak için hiçbir
projeyi kabul etmiyordum. Eren
büyümeye başladı yeni yayın döneminde çok güzel bir dizi ile ekranlarda olacağım, bunu da sizin
vasıtanız ile duyurmuş olayım"
dedi.HABER MERKEZi
2
'
ı
d
n
a
y
m
ı
z
ğ
a
n
a
t
'Aşk
çüncü alÜçıkarmaya
bümünü
hazırlanan
Ayşe Özyılmazel,
havaların
ısınmasıyla
birlikte form
tutmaya
başladı. Bebek'te görüntülenen
Özyılmazel
"Kilo almak
istemiyorsanız tatlıdan ve
hamur işinden uzak
durun"
dedi.HABER
MERKEZi
KANAL AKIŞLARI
07:25Yerden Yüksek
08:50Gönül Hırsızı
10:45Yeni Zamanlar
11:40İyi Şeyler
11:55Aklı Selim
13:00Haber
13:15Spor
13:18Hava Durumu
13:25Savaşta Barışta
Türk Ordusu
13:55Orduspor - TKİ
Tavşanlı Linyitspor
16:00Gezelim Görelim
16:45Yerli Dizi
19:00Ana Haber Bülteni
19:45Spor
19:50Hava Durumu
19:55Osmanlı Tokadı
04:05Comedya
05:30Aramızda Kalsın
07:00Flashpoint
08:00Güneri Cıvaoğlu
ile Şeffaf Oda
12:00Gülhan'ın Galaksi
Rehberi
14:30Aramızda Kalsın
16:30Comedya
19:15Komedi Dükkanı
06:10Evlerden Biri
07:00Yalancı Yarim
08:00Acemi Cadı
10:00Nedir Ne Değildir
12:00Ne Güzel Evim
13:00İnan Bana
14:00Akasya Durağı
16:30 Dizi
19:00Star Haber
20:00 Survivor
23:30Kim O!
05:00Geniş Aile
07:30Akasya Durağı
08:00Çok Güzel
Hareketler Bunlar
09:50Magazin D
16:00Ben Bilmem Eşim Bilir
19:00Kanal D Ana Haber
20:00Arka Sokaklar
23:00Galip Derviş
06:00Kıskanç Kadın
07:30Cennet Mahallesi
09:00Winx Club and Poppixie
10:00Cumartesi Sürprizi
12:45Lezzet Haritası
13:45Ev Kuşu
14:45Dizi
17:00Shrek 3
19:00Show Ana Haber
19:45Fatih Harbiye
22:45Her Sevda Bir Veda
05:30Adanalı
07:00Çocuklar Duymasın
08:45Adanalı
10:40Selena
12:30Kapanmadan Kazan
14:00Dizi
16:30Dizi
19:00ATV Ana Haber
20:00Bugünün Saraylısı
23:00Kim Milyoner
Olmak İster?
00:00Kusursuz Kurban
01:50Kartal Göz
03:40Ana Haber
04:50Dudaktan Kalbe
06:10Dolu Dolu Anadolu
07:00Gak Guk
08:30Burada Ne Yenir?
09:30Dünyayı Geziyorum
11:10Ne Var Ne Yok
11:50Gak Guk
13:15Gör Düğün Gibi
14:30 2. Sayfa
16:15Dolu Dolu Anadolu
18:00Sıcak Gündem
18:15Ana Haber
19:20Spor Bülteni
19:40Annapolis
21:45 Bıçağın İki Yüzü 2
07:00Süper Kahraman
08:45Tapınaktaki Hazine 2
10:15Music Box
10:45Fırıldak Ailesi
11:45Ön Sıralar
13:45Ah Biz Kadınlar
14:45Music Box
15:15Donanım Haber
16:40Fırıldak Ailesi
17:45Trend Topic
18:15Ray Mears İle
Hayatta Kalmak
10:35Ekonomi Piyasalar
10:40Spor
10:50 2 Dakikada Bilim
10:55Hava Durumu
11:00Haber Merkezi
11:15Ekonomi Piyasalar
11:20Spor
11:30Seçim Aktüel
11:45Spor
11:55Hava Durumu
12:00Haber Merkezi
12:10Ekonomi Piyasalar
12:15Spor
12:25Ekonomi Notları
12:35Spor Aktüel
12:55Hava Durumu
13:00Öğle Bülteni
13:50Ekonomi Grafik
02:00Gece Haberleri
02:15Tarafsız Bölge
04:00Gece Haberleri
04:155N1K
05:20Serra ile İtalyan İşi
06:00Güne Merhaba
07:40Spor
07:50Güne Merhaba
08:40Spor
08:49Güne Merhaba
09:00Parametre
10:00Haber
10:35Paranın Gündemi
11:00Haber
12:00Bugün
13:48Hava Durumu
14:00Günlük
14:50Hava Durumu
05:45Mike ve Molly
06:30Two And a Half Men
07:00Geri Sayım
09:45Cnbc-e.com'da Bugün
10:00Piyasa Ekranı
10:30Piyasaya Bakış
11:00Piyasa Ekranı
12:00Finans Cafe
14:00Piyasaya Bakış
14:30İş Dünyasından
15:00Piyasaya Bakış
15:30Piyasa Ekranı
16:00Kapanışa Doğru
16:45Cnbc-e.com'da Bugün
17:00Son Baskı
17:30Piyasaya Bakış
18:00Avatar
18:30Penguins of Madagascar
11:35Spor Bülteni
11:55Hava Durumu +
Yol Durumu
12:00Ajans Bugün
12:35İşin Sırrı
12:503 Dakika
12:55Hava Durumu +
Yol Durumu
13:00Ajans
13:50Hava Durumu
13:55Yol Durumu
14:00Ajans
14:30Spor Bülteni
14:50 3 Dakika
15:00Ajans Gün İçi
15:25Bize Sorun
16:00Ajans Gün İçi
16:30Spor Bülteni
05:45Sana Bir Sır Vereceğim
07:30Murat Güloğlu İle
Çalar Saat
09:45Fox İzliyoruz
10:00 Doktorlar
11:45Çocuklar Duymasın
14:15Benim Hala
Umudum Var
16:15O Hayat Benim
18:30FOX Ana Haber
19:45Kaç Para Kaç
21:30 Müzede Bir Gece 2
23:45Kaç Para Kaç
12:00Haber Masası
12:25Dünya Raporu
12:35Ekonomide Görünüm
12:45Spor Bülteni
13:00Gün Ortası
13:35Ekonomide Görünüm
13:45Spor Bülteni
14:00Gün Ortası
14:45Ekonomide Görünüm
15:00Güne Bakış
15:35Ekonomide Görünüm
15:45Spor Bülteni
16:00Güne Bakış
16:35Ekonomide Görünüm
16:45Spor Bülteni
17:00Akşam Haberleri
18:00Akşam Raporu
20:00Televizyon Gazetesi
22 MART 2014
Spor
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
Mesut Hoşcan: Ertuğrul
Sağlam bir yere gitmiyor
Christoph Daum:
Hedefimizden
uzak değiliz
Eskişehirspor Kulübünden Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam'ın
takımın başından gideceği yönündeki haberlere cevap geldi.
K
Bursaspor Teknik Direktörü Cristoph
Daum, takım olarak hedefledikleri noktadan uzakta olmadıklarının söyledi.
ulüp Başkanı Mesut Hoşcan, Teknik Direktör Ertuğrul
Sağlam'ın takımın başından ayrılacağı yönündeki
haber ve dedikoduları yalanladı. Hoşcan, "Ertuğrul Sağlam
nereye gidiyor? Böyle bir taraftarı, camiayı ve yönetimi bulmuş. Ertuğrul Sağlam bir yere gitmiyor." dedi. Eskişehirspor
Yönetimi, teknik heyet, futbolcular ve taraftarlar, birlik ve
beraberlik proğramında bir araya geldi. Proğramda şarkılar
söylendi, Eskişehirspor marşları okundu. Geceye katılanları
Bando ESES okuduğu marjlarla coşturdu.
C
umartesi günü oynanacak Torku Konyaspor karşılaşması
öncesinde Özlüce Tesisleri’nde basın toplantısı düzenleyen
Alman teknik adam, gelecek için umutlu konuştu. Torku Konyaspor
maçında futbolcularından farklı reaksiyon beklediğini belirten
Daum, “Profesyonel futbolculukta 1 kural vardır ki o çok önemlidir.
Programda konuşan Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam,
taraftarlardan takım için destek istedi. Sağlam, şöyle
konuştu: "Buradaki coşku başarının habercisi. Çok fazla zamanımız yok. Önümüzde bir Çaykur Rizespor karşılaşması
var ki bizim için ligte çok önemli bir karşılaşma. Sonrasında
hepimizin beklediği kupada finali getirecek Antalyaspor
karşılaşması olacak. Sizden isteğimiz bu çocuklara inanın
ve onlardan desteğinizi esirgemeyin. Onlar size bu istediğiniz özlediğiniz başarıyı yaşatacaklardır."
Futbolcu sahada takımı için herşeyini ortaya koymalıdır. Biz Kayserispor maçında bunu yapamadık. Fikstürü ve puan sıralamasındaki yerine baktığımızda hedefimizden pek uzak değiliz. Yenilgiye
karşın hedefe ulaşabilmek bizim ayaklarımızda.
Sahada her şeyimizi ortaya koyabilirsek sonuca ulaşabiliriz. Bunun
içinde futbolcularımızın sahada arkadaşının açığını kapatıp, daha
fazla mücadele etmesi şart. Golü yedikten sonra olumsuzluk olmadan mücadele etmek çok önemli.” dedi.
Türkiye’de uzun süredir çalıştığına dikkat çeken tecrübeli hoca,
“Taraftarlarımızı çok iyi anlıyorum. Taraftarlarımız iyi mücadele ettiğimizi görürse yenilsek bize destek verir. Futbolcuların sahada her
şeyi yaptığını gördüğünde yenilgiyi kabullenir ve sizi yenilseniz de
alkışlar.
Baktığınızda taraftarlarımız, bunu yaparsak, mücadele edersek
bizim yanımızda olurdu. Bunları sahaya yansıtmamız gerekiyor.”
diye konuştu. Bir takımın başarılı olabilmesi için toplu hareket
etmesi, takım olması şart diyen Daum, şöyle devam etti:
“Bunun için Zidane’nın Şampiyonlar Ligi’nde attığı çok önemli bir
gol sonrası söylediği ‘gol güzeldi ama diğer iki golü hazırlamak
daha güzeldi’ demesi bence takım oyununun ne denli önemli
olduğunu ortaya koyuyordu. Artık ben değil biz deyip sahaya çıkıp
oynamak gerekiyor. Takım olarak bunu yapmazsanız gerçekten çok
zor. Golü on kişi hazırlar 1 kişi atar.
Bunu kabul etmek gerekiyor.” Futbolcularıyla sık sık toplantılar yaparak oynayacakları takımları analiz ettiğini belirten başarılı taktisyen, şunları kaydetti: “Rakibimizin kadrosu kaliteli görülebilir.
Takım ruhu ile mücadele ederseniz bu sorunu çözebilirisiniz diye
uyarıyorum.
Çok koşup mücadele ettiğinizde rakibin kaliteli ayaklarının önüne
geçebilirsiniz diye uyarıyorum. Takım ruhu mutlaka olmalı.
Önümüzdeki Torku Konyaspor maçında hedefe gitmemiz yüzde 100
değil, yüzde 110 ortaya koymamız gerekiyor. Biz onlardan iyiyiz. İstikrarı yakalamak için ilk adımı Konya maçında atmamız
gerekiyor.”
Basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Daum, “Meslekte 20
yılımı geride bıraktım. Mentör ile çalışan ilk teknik adam benim.
Ancak onların çok uzun zamana ihtiyacı oluyor. Birde futbolcuların
her şeye onlara doğru olarak anlatması gerekiyor. Bu da her zaman
olmuyor.” ifadesini kullandı.
Bir gazetecinin "Frey-Harun tercihini yaparken zorlandınız mı?”
sorusuna ise Alman hoca, şu cevabı verdi: “Analiz bakımında,
kalite bakımından ortaya farklı veriler çıkıyor. Bunlar önemlidir. Yumuşak faktörler vardır.
Bunlarda da çok farklılıklar ortaya çıkıyor, tecrübe gibi. Hata yapmama adına yardımcılarımızla konuşuyoruz. Sonuçta ben karar
veriyorum. En objektifini yapmamız gerekiyor. Frey kötü performans göstermemişti, ben Harun’u oynattım.”
Ligin ikinci yarısını analizini yapan Daum, sözlerini şöyle tamamladı: “Devre arası 9 yeni oyuncu geldi. Hazırlık süresi 5 gündü.
Kupa maçları vardı. Takımı nasıl hazırlanacaksınız. Ben hiçbir
zaman bunun arkasına saklanmadım.
Geriye baktığımızda istikrarı yakalamak için süreçten geçtik. Ama
Sivasspor ve Eskişehirspor maçlarını çok iyi oynadık. Ama Medical
Park Antalyaspor maçı sıkıntılı geçti. Takım olarak üst üste üç maç
hiçbir zaman rahat olamadık. Bu kulübe istikrar gelmesini istiyorum. İnişli çıkışlı değil, istikrarlı grafik istiyorum.”
CİHAN
15
Ünal Aysal’ın
da sabrı taştı!
Eskişehirspor Kulübü Başkanı Mesut Hoşcan ise Teknik Direktör Sağlam'ın takıbın başından ayrılacağı yönündeki
haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, bu haberleri
yalanladı. Sağlamın takımın başında olduğunu ve hiç bir
yere gitmediğini vurgulayan Hoşcan, "Ertuğrul Hoca'nın
ayrılacağı yönünde söylenti ve haberler var. Ertuğrul Sağlam
nereye gidiyor? Böyle bir taraftarı, camiayı ve yönetimi bulmuş.
Ertuğrul Sağlam bir yere gitmiyor. Yarından itibaren tüm
şehri Eskişehirspor bayraklarıyla donatacağız." diye
konuştu. Ziraat Türkiye Kupası'nı bu şehre getireceklerini
kaydeden Hoşcan, futbolculara ve teknik yönetime kefil
olduğunu vurguladı. Konuşmaların ardından yönetim,
teknik heyet ve futbolcular sahneye çıkarak Bando ESES'e
eşlik ederek 'Tükenmiş Nefeslere' bestesini söyledi. Daha
sonra Eskişehirspor taraftarı futbolculara temsili Ziraat
Türkiye Kupası'nı verdi.
CİHAN
Şampiyonlar Ligi’ne veda eden Galatasaray’da Başkan Ünal
Aysal’ın teknik kadro ve futbolcuların performansından memnun olmadığını açık açık ilan etmesi Florya’da gerginlik yarattı.
L
ondra dönüşünde bir taraftarın
“Başkanım, Selçuk ve Burak
sanki evlenecek de babaları kızları
vermiyor. Bu yüzden kafaları rahat
değil gibi oynuyorlar” demesi üzerine Ünal Aysal “Belki de böyledir”
diyerek iki oyuncunun performansından memnun olmadığını ifade
etti. Muslera’yı da yediği ilk golde
suçlu bulan Ünal Aysal, Karabükspor deplasmanından sonra Londra’ya giderken de Drogba’yı
oyundan alan ve Sneijder’i yanlış
yerde oynattığını iddia ettiği
Mancini’nin taktiklerinden duyduğu
rahatsızlığı dile getirmişti. Muslera
ve Semih ile birlikte kontratının iki
yıl daha uzatılması beklenen kaptan
Selçuk İnan ile yönetimin hala
masaya oturmamış olması da problemi büyütüyor.
Drogba, Sneijder, Selçuk, Burak,
Mancini...
Sezon başı ve Ocak döneminde
transfer rekoru kırıp ciddi bir yenilenme adımı atılsa da
Galatasaray’da ‘ideal’ düzende
büyük bir değişim olmadı. Rahatsız
futbolcular, ayrılık için gün sayanlar
ve her geçen gün geriye gidenler
derken, kadronun bir kez daha silbaştan yapılması kaçınılmaz gibi.
Drogba’nın ayrılığına artık kesin
gözüyle bakılıyor. Kanatta oynatılan
ve verimi düşen, mutsuzluğu bilinen
Burak da, yönetim de bu defa tekliflere açık. Selçuk İnan geldiği gün-
lerin çok uzağında. Takımdaki birçok
oyuncunun örnek aldığı, kaptanın
ruh hali bozuk. Sosyal medyada yerden yere vuruluyor, tribünlerle arası
açılıyor, yakın çevresi, “Arda gibi o
da gider” diyor. Sneijder, dört gözle
Hollanda’nın dünya kupası kadrosunu bekliyor, 2014’e gidip iyi bir
performans sergilerse kariyerinde
final transferi istediği biliniyor.
Muslera ile görüşmelerin başlandığı
açıklandı ama hâlâ somut bir
gelişme yok. Yıldızlarda durum böyleyken, geleceğin Galatasaray’ı diye
alınan gençlerin kadroya montesi de
olmayınca kadro adına tablo giderek
kararıyor.
Başkan-Mancini soğukluğu
Başkan Ünal Aysal’ın sohbet ortamlarında Mancini’ye yönelttiği teknik
eleştiriler İtalyan hocanın kulağına
gitti. Sürekli sistem değişikliği ve
oyuna sokup çıkardığı oyuncular sebebiyle yollanan bu mesajlar, aklının
köşesinde İtalya Milli Takımı bulunan Mancini’yi tavırlı bir hale soktu.
En son İngiltere dönüşü Aysal’ın
takım uçağı yerine, bir sonraki tarifeli seferi tercih etmesi de Aysal’ın
tavrı olarak algılandı. En büyük
bomba Başkan ile ilgili. Kongreye
davet edilen, kurumsallaşma adımları eleştirilen Ünal Aysal’ın da sezon
sonunda şampiyonluğun kaçması
halinde ‘yeter’ restini çekip görevinden ayrılacağı iddialar arasında.
Haber Merkezi
Özdilek: Futboldan keyif almaya çalışıyorum
Gençlerbirliği Teknik Direktörü Mehmet Özdilek, futbolda yaşanan olumsuzlukların insanların bakış açısını ve sevgisini değiştirdiğini
bunun da büyük bir tehlike olduğunu kaydetti.
G
ençlerbirliği Teknik Direktörü Mehmet
Özdilek, 3 Temmuz sürecinden sonrası Türk
futbolunda gelinen nokta ile ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Bir basın mensubunun
yaşanan olaylar sonrası futboldan keyif alıyor
musunuz? Yönünde ki soruyu cevaplayan
Özdilek, "Futbolun içerisinde bir insan olarak
şahsen ben keyif almaya çalışıyorum. Ama
dışarıdaki seyredenlere baktığınız zaman, futboldan çok futbol dışı etkenler konuşulmaya
başlandı. Her maç için her müsabaka için, siz ve
bizler futbolun içerisindeki insanlar olarak
böyle bir süreci bundan önce yaşamadım ve
görmedim." diyerek şöyle devam etti:
"Aslında futbolu çok az konuşup daha çok
etkenlerini konuşan programların ön plana çıktığı insanların zaman zaman değil çok büyük
bir bölümünün futboldan uzaklaştığı futbol
sevgisinin yavaş yavaş körelmeye başladığı bir
ortam. Seyirci ortalamalarına baktığımız zaman
Avrupa’nın aşağıya giden ülkelerinden biriyiz.
Futbolu bu kadar seven bir ülke olmamıza rağmen, bakıldığı zaman Türk Milli takımının da
buna etken olabileceğini ve etkileyebileceğini
düşünerek Avrupa ve Dünya şampiyonalarında
olamaması insanları karamsarlığa itiyor. Futbolla yatıp futbolla kalkan bir ülkenin insanları
olarak bunu bir süreç olarak değerlendiriyorum. Bununda artık sonuna gelinmesini ve
nokta konulması gerektiğini her yerde ifade etmeye çalışıyorum." Son süreçte Trabzon’da,
Fenerbahçe maçında ve daha öncesinde
yaşanan olaylardan dolayı insanların ve fut-
bolun yorulduğunu ve zarar gördüğünü ifade
eden genç teknik adam, "Bu marka değerini
tekrar hep birlikte ayağa kaldırmalıyız. Dolayısı
ile bu yaşanan süreçte hem ülke futbolu kaybediyor hem ülke sevgisi kaybediyor. Sevginin olmadığı özellikle futbol sevgisinin olmadığı
hiçbir yerde de başarı beklemek çok gerçekçi
olmaz. Kulüplerin tekrar Avrupa arenasında
başarılı olması adına hem Milli takımın bundan
sonraki süreçteki Avrupa ve Dünya şampiyonasında olması düşüncesiyle tekrar kendimizi
çek etmeliyiz. Buna tekrar yapılandırma mı dersiniz yeniden organizasyon mu tekrar şemalandırma mı dersiniz ne derseniz deyin ama
insanların içerisinde ki futbol sevgisini
öldürmemek önemli bir unsur olmalı.
Çünkü insanların futbola olan sevgisi ve bakış
açısı değişmeye başladı. Bu futbol için en büyük
tehlikedir." ifadelerini kullandı. Hafta sonunda
oynayacaklarını Elazığspor maçı ile ilgili de
görüşlerini açıklayan Özdilek, "Son 9 hafta
kalmasını rağmen ligde çok şey değişecektir. Altında üstünde çok değişeceğine inanıyorum.
Elazığspor maçı da öyle bir maç olacak. Rakip
için ne kadar önemliyse bizim içinde öyle. Ama
burası Ankara, her takıma karşı öndeyiz ve favoriyiz." diye konuştu. Öte yandan kırmızısiyahlılar Elazığspor maçı hazırlıklarına tek
çalışma ile devam etti. Mehmet Özdilek yönetiminde gerçekleştirilen antrenmanda oyuncular
ağırlıklı olarak kondisyon çalışması üzerinde
durdu. Yaklaşık bir buçuk saat süren çalışma
yarı sahada yapılan maç ile sonra erdi. CİHAN
onomi
HERKES iÇiN EKONOMi POLiTiKA
22 MART 2014 Cumartesi
KDV dahil 25 Krş
www.ekonomigazetesi.net
Y
ATIRIMCI
TÜSİAD'I
dinlemedi
TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'ın
'böyle bir ülkeye yabancı sermaye gelmez'
dediği ocak ayında Türkiye'ye 1,2 milyar
dolarlık doğrudan yabancı sermaye geldi.
EKONOMi TAKMADI
3 Ocak'ta Türk Sanayici ve İşadamları
Derneği (TÜSİAD) Genel Kurulunda
konuşan TÜSİAD Başkanı Muharrem
Yılmaz, 'Vergi cezası veya başka türlü cezalarla
şirketler üzerinde baskı kuran, ihale yasası
onlarca kez değişen bir ülkeye yabancı
sermayenin gelmesi mümkün değildir' demişti.
BİRBİRİNİ İZLEDİ
Türkiye'nin 5 önemli projesinden biri
olarak gösterilen Filyos Limanı'nın
altyapı yapım işi ihalesinde en düşük
teklifi 472 milyon 512 bin 96,38 lira ile
Nas İnşaat, YSE İnşaat ve Detaş İnşaat'ın oluşturduğu konsorsiyum
verdi. Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın
katılımı ile gerçekleştirilen Soma
Kolin Termik Santrali'nin temel atma
töreni gerçekleştirildi.
YÜZDE 84'Ü AB'DEN
ürkiye'de siyasi istikrara zarar
vermek için ekonomide gidişatın
kötü olduğu yönündeki kara propaganlara cevap reel ekonomiden
geldi. Dün gün içerisinde milyarlarca
dolar değerinde 9 farklı büyük çaplı
yatırım projesi hayata geçirildi.
T
ÖZEL SEKTÖR YATIRIMA DEVAM
EDİYOR
Türkiye'de seçimlere 15 günden az
zaman kalmasına rağmen, yerli ve yabancı özel sektör firmaları yeni tesis
ve yatırımlarını da devam ettiriyor.
Çin'in en büyük ticari araç üreticilerinden Sinotruk'un yetkililerinden
oluşan heyet, yatırım ve ticaret
olanaklarının araştırılması için Bursa'ya gelmesi oldu. Ayrıca, Deva Holding 2 yeni ilaç üretim tesisi kuracağını
açıklarken, Kappa markası, kadın ve
erkek saatlerinin üretimi ve tüm
dünyaya dağıtımı için bir Türk firması
ile anlaştı.
2 BİN 600 KİŞİYE İSTİHDAM
MÜJDESİ
Soma'da kurulacak ve 1.6 milyar liraya mal olacak Kolin Termik Santrali'nin temel atma törenine katılan
Enerji Bakanı Taner Yıldız, 'Burada 2
bin 600 yeni ekmek kapısı, istihdam
alanı açılıyor' dedi. Yıldız, Manisa ve
Soma'nın ülkenin enerji üretiminin
yüzde 3,5-4'ünü karşıladığını, rüzgar
ve termik santrallerle ülkenin yükünü
çektiğini dile getirdi.
BÖLGE SAKİNLERİNE ÖNCELİKLİ İŞ
Kurulacak tesisin emisyon değerlerinin çok düşük olduğunu, çevreci
bir yatırım olduğunu anlatan Yıldız,
şöyle konuştu: 'Çevreyi kirletmeyeceğiz çevreye rağmen değil çevreyle
beraber olacağız' dedi. Bakan Yıldız,
TKİ Genel Müdürü Mustafa Aktaş'a
talimat vererek işe alımlarda bölge
sakinlerine öncelik verilmesini istedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız, Soma'da Türkiye'nin ilk
termik santralden çıkan buhar ve
sıcak suyla konut ısıtma projesini
başlattıklarını belirterek, bunu 14 termik santralin bulunduğu bölgelerde
de uygulamak istediklerini belirtti.
Yıldız, 'Madencilerimizin alın terini
burada enerjiye dönüştürdükten
sonra sıcak suyun, buharın değerlendirildiği, Soma halkının hizmetine
sunulduğu önemli bir projeden
bahsediyoruz' şeklinde konuştu. 'Burada 15 milyar liralık tasarruf edebileceğimiz bir alan var' diyen Yıldız,
sözlerini şöyle sürdürdü: ' Hanımlar 4
milyar lira, sanayiciler 6,5 milyar lira,
çocuklar 2 milyar lira, toplamda
ölçülebilir yılda 15 milyar liralık tasarruf etme imkanımız var. Bu gördüğü
nüz tesis en önemli tasarruf kalemlerinden bir tanesidir. 8 bin konutun
enerjisini buradan sağlayacağız.'
ESKİŞEHİR YHT YER ALTINA
ALINIYOR
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanı Lütfi Elvan, Ankara-İstanbul
Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattında test
sürüşlerinin devam ettiğini belirtti.
Herhangi bir sıkıntı söz konusu değil'
dedi. Elvan, 'YHT'lerimiz, aç-kapa
yöntemiyle açılan bu tünelden geçiş
işlemlerine başladılar. Bunun, Eskişehir'i rahatlattığını düşünüyorum' diye
konuştu. Trenin, şehir merkezinde yer
2
Ancak yabancı yatırımcının TÜSİAD'ın
değerlendirmesini dikkate almadığı ortaya
çıktı. Ekonomi Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamaya göre Türkiye'ye ocak ayında 1,2
milyar dolar doğrudan yabancı sermaye girişi
oldu. Geçen yıl ocak ayında 802 milyon dolar
olan Türkiye'ye giren uluslararası doğrudan
yatırım tutarı bu yıl ocak ayında yüzde 51'lik
artışla 1 milyar 211 milyon dolara yükseldi.
Ocakta gerçekleşen uluslararası sermaye
girişlerinin 707 milyon dolarlık bölümü (yüzde
84'ü) AB, 87 milyon dolarlık bölümü (yüzde
10,3'ü) Asya ülkeleri kaynaklı oldu.
AB ülkeleri arasında ilk üç sırayı 599 milyon
dolarla Hollanda, 22'şer milyon dolarla İrlanda
ve İspanya aldı. Asya ülkeleri arasında ise
Hong Kong 34 milyon dolar ile ilk, Suudi
Arabistan 18 milyon dolar ile ikinci,
Azerbaycan 15 milyon dolar ile üçüncü sırada
yer aldı.
491 MİLYON DOLARI HİZMET SEKTÖRÜNE
Uluslararası doğrudan yatırım girişleri sektörel
bazda incelendiğinde ocakta en fazla
uluslararası doğrudan yatırım çeken sektör 491
milyon dolarla hizmetler sektörü oldu.
Siyasi istikrarı bozmak amacıyla öne sürülen 'ekonomide işler kötü' propagandası
boş çıktı. Bir günde milyarlarca dolarlık yatırım açıklandı. Dün, 1.6 milyarlık ter mik santral temeli atıldı, Filyos Limanı 472 milyona ihale edildi, kanser ilacı fab rikası için imza atıldı, dünyaca meşhur saat firması Türkiye'ye üretim üssü kurdu.
altından geçmesinin bir örneğinin İspanya'nın Cordoba kentinde bulunduğunu kaydetti.
5 BİN KONUTA EŞDEĞER
Bakan Elvan, '2,2 kilometrelik kesimde tam 145 kilometrelik fore kazık
uygulaması var. 3,5 kilometre uzunluğunda içme suyu, yağmur suyu ve
kanalizasyon gibi alt yapı yatırımlarının deplasesi gerçekleştirildi. 20
bin nüfuslu bir ilçeye yapılacak 5 bin
konuta eşdeğer bir yatırım gerçekleştirildi' diye konuştu.
Hizmetler sektöründe en fazla yatırım ise 411
milyon dolar ile finans ve sigorta faaliyetleri
sektörüne yapıldı. Hizmetler sektörünü 269
milyon dolarla imalat sanayi, 44 milyon
dolarla enerji sektörü izledi. Bu yılın ocak
ayında, 178'i uluslararası sermayeli şirket
kuruluşu ve 2'si yerli sermayeli şirkete
uluslararası sermaye iştiraki olmak üzere 180
şirket faaliyete geçti.
Metroyla İstanbul'un her
yerine gidebileceksiniz!
Metrosu'nun 3 istasyonla Gaziosmanpaşa'ya da hizmet vereceğini, ilçenin
sınırlarından geçen Edirnekapı-Habipler
Tramvayı'nı da Vezneciler-Arnavutköy
arasında metroya çevireceklerini dile getiren Topbaş, şöyle konuştu:
FİLYOS'A 472 MİLYON LİRA
Türkiye'nin en önemli 5 yatırımından
biri olacak Filyos Limanı'nın altyapı
yapım işi ihalesinde en düşük teklifi
472 milyon 512 bin 96,38 lira ile Nas
İnşaat, YSE İnşaat ve Detaş İnşaat'ın
oluşturduğu konsorsiyum verdi.
Altyapı Yatırımları Genel Müdürü
Metin Tahan 'Altyapısı olmayan bu
kadar önemli yatırımlarda özel sektörün ilgisi, maliyetin yüksekliği ve
geri dönüşün uzun vadede olması nedeniyle zayıf kalıyor. Hükümetin
altyapıyı merkezi bütçeden karşılama
kararı projenin hayata geçme süresini
kısalttı. Yıllık 25 milyon ton yük kapasiteli bir liman olacak. Türkiye
genelinde yılda 385 milyon ton yük
elleçlendiği düşünüldüğünde projenin önemi daha net ortaya çıkıyor.
Filyos Limanı da faaliyete geçtiğinde,
Türkiye'de elleçlenen yük miktarı 410
milyon tona çıkacak' dedi.
PLANDAN ÖNCE BİTECEK
Tahan ayrıca, 'Projeyi, 4 yıl gibi bir
sürede tamamlamayı planladık' dedi.
Limanın altyapısına bu yıl genel
bütçeden 140 milyon 600 bin lira harcanacak. Limanın altyapı çalışmalarının 2017'de bitirilmesi
hedefleniyor.
ÇINLI OTOMOTIV DEVI BURSA'DA
Çin'in en büyük ticari araç üreticilerinden Sinotruk'un yetkililerinden
oluşan heyet, yatırım olanakları için
Bursa'ya geldi. Sinotruk'un Uluslararası Ticaretten Sorumlu Genel
Müdür Yardımcısı Liu Qing, yatırımcılarla görüştüklerini belirterek,
'Türkiye'de iş geliştirebilmek için
partner arıyoruz.
"İnşallah bu metroyu ileride Gaziosmanpaşa Meydanı'na da getiririz. Bu tarz eklemelerle metrolar daha çok yolcunun
olduğu her yere gider. İlçenizden geçecek iki ayrı metro hattıyla erişim sorununuzu kökten çözeceğiz. Arnavutköy'e
gidecek metroyu 3. köprüden geçen
trenle de bağlayacağız. Biz proje
adamıyız, bizim projelerimizin rüzgarına
başkalarının hayalleri bile yetişemez.
Buradan Kabataş'a 25 dakikada gidebileceksiniz. Bizden otobüs istemeyeceksiniz. Metroyla şehrin her tarafına,
hatta aktarmalarla Türkiye'nin ve
dünyanın birçok şehrine gidebileceksiniz."
Türkiye'nin en büyük
kütüphanelerinden birini de Rami
Kışlası'nda oluşturacaklarını bildiren
Topbaş, kışlayı teleferikle Vialand'a,
Miniaturk'e, Eyüp Sultan'a kadar uzatacaklarını söyledi.
stanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş, metronun ileride
Gaziosmanpaşa Meydanı'na da getirilebileceğini belirterek, "İlçenizden geçecek iki ayrı metro hattıyla erişim
sorununuzu kökten çözeceğiz. Arnavutköy'e gidecek metroyu 3. köprüden
geçen trenle de bağlayacağız" dedi.
İ
Topbaş, Gaziosmanpaşa'da sivil toplum
kuruluşlarının temsilcileri, gaziler,
muhtarlar ve vatandaşlarla buluştu.
İstanbul'a ulaşımdan, altyapıya, çevreden, sağlığa, eğitimden ve spora kadar
her alanda 60 milyar lira yatırım yaptıklarını, bu yıl sonuna kadar da 8,5 milyar
lira daha yatırım yapacaklarını belirten
Topbaş, yatırım ve hizmetlerde teknolojiyi çok iyi kullandıklarını ve şehri metro
ağlarıyla ördüklerini anlattı. Topbaş, en
büyük yatırımları, ulaşım ve trafik sorunun çözümüne ayırdıklarını kaydetti.
Temeli atılan Mecidiyeköy-Mahmutbey
Topbaş, "Bu teleferiği inşallah Gaziosmanpaşa Meydanı'na kadar indireceğiz.
Hem metro hem teleferik gelecek buraya.
Yeni dönemde daha çok metro, daha çok
otopark, daha çok bölge parkı yapacağız. İleri demokrasilerde önemli
olan devletin bekasıdır, millete hizmet
edilmesidir. Devlet millet için var" diye
konuştu.
Şehirlerin yerelden geliştiğini, bu nedenle bu yerel seçimlerin istikrar ve
daha çok hizmet demek olduğunu vurgulayan Topbaş, Gaziosmanpaşalılar'dan yerel seçimlerde destek istedi.