Odamızın KDV İade Süreci ile KDV İadesi Tasdik Raporları

İZMİR YMM ODASININ
KDV İADE SÜRECİ
İLE
KDV İADESİ TASDİK RAPORLARI
HAKKINDAKİ GÖRÜŞ / ÖNERİ VE İSTEKLERİ
İlk kontrol analiz raporlarındaki sorunların çözümünden sonraki
kontrol analiz raporlarında çıkan sorunların VD tarafından tekrar
düzeltilmesi istenmektedir. Raporun verilmesi aşamasındaki ilk kontrol
raporu ile yetinilmesi talep edilmektedir.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın konu ile ilgili olarak İadeye esas
teşkil eden liste ve beyanlarda değişiklik olduğunda Yeniden Risk
Analizine tabi tutularak kontrol raporu üretilmesi konusunda
göndermiş oldukları uyarı yazıları gereğince;
15/09/2014 tarih ve 2525 sayılı Tamim yazımız ile,
KDVİRA raporlarındaki segmentlerde tespit edilen hatalara yönelik
olarak KDV İadesine esas teşkil eden listelerde veya beyannamelerde
değişiklik/düzeltme yapılması halinde kontrol raporlarının yeniden risk
analizine tabi tutulması gerektiği Vergi Dairelerimize bildirilmiştir.
Bu nedenle bugün itibari ile raporun ilk verildiği aşamada alınan
kontrol raporu ile yetinilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Eksikliklerin rapor tesliminden önce düzeltilerek sürecin
kısaltılabilmesi için YMM Raporlarının Daireye tesliminden önce Kontrol
Analiz Raporunun verilmesi istenmektedir.
Gelir İdaresi Başkanlığınca yapılan araştırmalar neticesinde,
KDV İadesi Özet Kontrol Raporunun YMM KDV İadesi Tasdik
Raporunun Vergi Dairesine ibrazından önce iade talep eden mükellefe
veya iade talep eden mükellefin YMM’sine verildiği veya verilmesinin
talep edildiği tespit edilerek gönderilen yazıda;
Konu ile ilgili olarak, KDV İadesi Özet Kontrol Raporunda
yer alan hatalı segmentlerin iade talep eden mükellefe veya mükellefin
YMM’sine verilebilmesi için öncelikle söz konusu iade talebine ilişkin
YMM KDV İadesi Tasdik Raporunun gerekli kontroller yapılmak üzere
Vergi Dairesine ibraz edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu kapsamda, 15/09/2014 tarih ve 2525 sayılı Tamim
Yazımız uyarınca; YMM KDV İadesi Tasdik Raporu Vergi Dairesine
ibraz edilmedikçe Özet Kontrol Raporlarının verilmemesi konusunda
Vergi Daireleri uyarılmıştır.
VD isteklerinde farklılıklar olduğu, ihracat tablosu,
yüklenilen KDV ve genel gider KDV Listeleri dışında KDV İade
raporuna eklenen ihracat faturaları, gümrük beyannameleri,
yüklenim ve genel gider listesindeki faturaların ayrıca tablo ve
faturalar ile karşılaştırılmasının istendiği belirtilerek uygulamada
standartlaşmaya gidilmesi istenmektedir.
Böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır. Her iade türü için
KDV Genel Uygulama Tebliğinde hangi belgelerin ibraz edileceği
belirtilmiştir.
-YMM Raporlarının ekinde indirilecek ve yüklenilen KDV
listelerinin istenmemesi,
-İnternet VD’den sisteme girilmiş olan dilekçe ve liste
alındılarının ayrıca rapor ekinde YMM onaylı olarak istenilmemesi,
-İhraç kayıtlı satışlardan doğan KDV iadesinde meslek
odasına kayıt belgesinin “noterden onaylı örneği” ibaresi yer aldığı
için belge aslının kabul edilmeyip noter onaylı örneğinin istenmesinin
yerinde olup olmadığının netleştirilmesi talep edilmektedir.
KDV Genel Uygulama Tebliğinin IV-A/7 bölümünde; İade
Talebinde Aranan Belgeler başlığı altında yapılan açıklamada, Gelir
İdaresi Başkanlığınca uygun görülenlerin elektronik ortamda alınacağı
belirtilmiştir. Bu belgeler GİB’ce öngörülen içeriğe uygun olarak
gönderilir. Ancak, bu durumda söz konusu belgelerin elektronik
ortamda gönderildiğine ilişkin “İnternet Vergi Dairesi Liste
Alındısı”nın iade talep dilekçesi ekinde VD’ne ibrazı gerekir. İnternet
Vergi Dairesi üzerinden gönderilen belgelerin GİB’ce uygun görülen
durumlar haricinde kağıt ortamında ayrıca verilmesine gerek
bulunmamaktadır. Ayrıca, ibraz edilecek belgelerin fotokopilerinin
verilmesinin mümkün olduğu durumlarda bu fotokopilerin aslı ile aynı
olduğunun kaşe tatbiki ve imzalanması suretiyle firma yetkililerince
onaylanması gerekir.
Karşıt inceleme tutanaklarının belirlenmesinde en
yüksek 10 alış faturasının belirlenmesi sırasında bazı
Dairelerin direkt olarak en yüksek 10 faturayı dikkate
alırken bazı Dairelerin de mükellef bazında toplam alışların
büyüklüğünü dikkate alarak sıralama yaptığı ayrıca, ilgili
firmanın en büyük 10 alışının belirlenmesinde; bazı
Dairelerin ilgili dönemdeki en büyük 10 faturayı dikkate
alırken bazı Dairelerin de 10 değişik firmanın büyük
faturalarının yazılmasını istedikleri konuyla ilgili uygulama
birliğinin sağlanması istenmektedir. Ayrıca, Kontrol
raporlarında alt firma kontrolleri yapılmasına rağmen, alım
yapılan 10 büyük firmanın sorgulanmasının birde manuel
olarak yapılmasından vazgeçilmesi istenmektedir.
29 Seri no.lu Sm, Smmm ve Ymm Kanunu Genel
Tebliğinin II/2 bölümünde; karşıt inceleme ve teyit
tutanaklarının tasdik raporuna eklenmesi konusundaki
düzenlemeler 20 ve 27 sıra no'lu Genel Tebliğler ile
yapılmıştır. Buna göre, tutanak sayısının fazla olduğu
hallerde sırasıyla en yüksek mal ya da hizmet alımlarına
ilişkin 10 tutanağın rapora eklenmesi yeterli olacaktır.
Tutanak sayısının 10 tutanaktan az olduğu hallerde mevcut
karşıt inceleme ve teyit tutanaklarının tasdik raporuna
eklenmesinin yeterli olacağı tabiidir.
Karşıt incelemelerde indirilecek KDV’nin %80’i kavrandıktan sonra,
sorumluluk YMM’de olmak şartıyla, geriye kalan karşıt inceleme hadlerinin üstündeki
faturaların incelenmeyeceği YMM Tebliğlerinde belirtildiği halde yüklenim listesindeki
faturaların imalatçısının altında yer alan firmalar nezdinde karşıt inceleme yapılmasının
istenmemesi talep edilmektedir.
34 Seri No'lu Sm, Smmm Ve Ymm Genel Tebliği B bölümü uyarınca; katma
değer vergisi iadesi tasdik işlemlerinde mal ve hizmet alımlarına ilişkin olarak yapılan
karşıt incelemelerde (karşıt inceleme zorunluluğu kapsamı dışında bırakılan kurum ve
kuruluşlardan yapılan mal ve hizmet alımları toplamı dahil) %80 oranına ulaşılması yeterli
olacaktır. Bu durumda, kalan %20' lik kısım içerisinde belli miktarı aşması nedeniyle
karşıt inceleme yapılması zorunluluğu bulunan belgeler mevcut olsa bile, sorumluluk
yeminli mali müşavire ait olmak üzere, %80 oranı ile yetinilmesi mümkün bulunmaktadır.
Ayrıca, 27 Seri No'lu Sm, Smmm Ve Ymm Genel Tebliği (II/2) bölümünde;
Tasdike konu işlemin gerçek mahiyetinin ortaya çıkarılması incelenen işlemin özelliğine,
kullanılan yönteme ve mükelleflere göre farklılık göstermektedir. Bu nedenle, bu
konudaki sorumluluk Yeminli Mali Müşavirlere ait olmak üzere karşıt incelemenin hangi
aşamaya kadar yapılacağına kural olarak incelemeyi yapan Yeminli Mali Müşavir karar
verecektir. Bununla birlikte, hem tam tasdik işlemlerinde hem de KDV iadesi tasdik
işlemlerinde Yeminli Mali Müşavirler en az işlemlerini tasdik ettikleri mükellefe mal
veya hizmet satan mükelleflerin kayıtlarına inip gerekli karşıt incelemeyi yapmakla
yükümlüdürler. Yeminli Mali Müşavirlerin müteselsil sorumluluk, disiplin hükümleri ve
diğer yaptırımlarla karşılaşmamaları açısından karşıt incelemeler konusunda gerekli
titizliği göstermeleri ve gerektiği kadar alt kademeye inerek inceleme yapmaları
gerekmektedir.
Karşıt inceleme tutanaklarında hakkında olumsuz
tespit bulunan firmaların ödeme bilgilerinin kontrol raporu ile
tevsikinin yapıldığı belirtilerek hakkında olumsuz tespit
bulunmayan firmalara C/H veya Banka havalesi yoluyla yapılan
ödemelerin firmalara ait cari hesap dökümleri ile banka onaylı
ödeme belgeleri ile tevsikinin istenmemesi talep edilmektedir.
VD ile yapılan yazışmalarda da; ödemeye ilişkin
bilgilerin yazılmadığı ya da hepsine cari hesap yazıldığı, özel
esaslara tabi alt firmalardan dolayı ibraz edilen ödeme
belgelerinin dilekçe ekinde geldiği, raporlarda konu ile ilgili
açıklamalara yer verilmediği bildirilmiştir.
Tereddüt hasıl olan bir durum söz konusu olmadığı
sürece kontrol raporlarında olumsuzluk bulunmayan firmaların
banka vb. ödeme belgelerinin istenilmemesi gerekir.
3-5 TL gibi küçük rakamlar için, YMM
raporlarının değiştirilmesinin istendiği, söz konusu
tutarların, firmanın faks dilekçesine göre tenzil edilerek
revize edilmesi istenmektedir. Böylece küçük tutarlar için
500.000 TL tutarındaki iadenin beklemesinin önüne
geçilebileceği belirtilmektedir.
3-5 TL olsa dahi YMM raporuna istinaden talep
edilen iadelerde, iade tutarını etkileyen olumsuzluğun
giderilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde YMM tarafından
iadeden tenzil edilmesi mümkün olmakla birlikte, bu tutarın
YMM KDV İade Raporunda yer verilerek tenzili sonucu net
iade tutarının belirtilmesi gerekmektedir.
İade uygulamasında çok bilinen ve karşılaşılan
konular ile ilgili olarak Başkanlıktan yazılı görüş
istenmesi sebebiyle iadelerin aylarca beklediği, örneğin
nevi değiştiren şirketin eski unvanı ile almış olduğu
faturalardaki KDV’nin yüklenip yüklenilemeyeceği ve eski
unvan ile Gümrük Beyannamesi açtırıp açtırmayacağı çok
karşılaşılan bir konu olmasına rağmen Başkanlığın yazılı
görüşü istendiğinde gecikmelere neden olunduğu, aynı
şekilde Bedelsiz ihracat için yüklenim yapılamayacağı
konusunda firmalara yazılan yazıların da süreci uzattığı
belirtilerek bu tür sık karşılaşılan sorunların Başkanlık
KDV Müdürlüğü ile telefon ve mail zinciri ile hızlı bir
şekilde çözümlenmesi istenmektedir.
Bu şekilde işlem yapılması Başkanlığımızca da
uygun görülmüştür.
Düzeltme beyannamesi verilmesi halinde, ilgili dönemden
son döneme kadar kesintisiz olarak devir KDV varsa, ara dönemlere
düzeltme yapmayıp son dönem KDV beyannamesinin düzeltilmesinin
gerektiği KDV Uygulama Genel Tebliği ve sirküler ile açıklandığı
halde, iç genelge ile mükellefin herhangi bir dönemde iade talebi
bulunması halinde, ilk dönemden son döneme kadar tüm dönemler için
düzeltme beyannamesi istenmesinin doğru olup olmadığı
sorulmaktadır.
Düzeltme beyannamesinin verildiği dönemden en son
vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesine kadar, bu düzeltme
neticesinde aradaki vergilendirme dönemlerinde, ödenecek bir vergi
çıkmaması kaydıyla, her bir dönem için ayrı ayrı düzeltme
beyannamesi verilmesine gerek bulunmamaktadır. Bu durumda en son
vergilendirme dönemine ilişkin düzeltme beyannamesi verilmesi
yeterli olacaktır.
Ancak, gerek mal ve hizmet ihracından dolayı indirim
yoluyla giderilemeyen KDV’nin nakden veya mahsuben iadesinin
gerekse diğer iade hakkı tanınan işlemlere ilişkin indirim yoluyla
giderilmeyen KDV’nin nakden veya mahsuben iadesinin talep edilmesi
durumunda (iade miktarının belirlenmesi yönünden SDD KDV tutarı
önem arz ettiğinden) KDV mükellefleri tarafından geçmiş
vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bir düzeltme beyannamesi
verilmesi halinde, en son KDV beyannamesi de dahil olmak üzere
aradaki tüm KDV beyanlarının buna göre düzeltilmesi gerekmektedir.
Her iade raporu için ait olduğu dönem mevzuatına bağlı
kalınmadığı, 01/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren KDV Genel
Uygulama Tebliği ile getirilen bazı düzenlemelerin (ödeme
belgeleri ibrazında banka vekaletnameler vb. konular) sirkülerle
açıklanmasına rağmen, önceki döneme ilişkin olan iade taleplerinde
de aranması.
Bu konu ile ilgili olarak 66 No.lu KDV Sirkülerinde
gerekli açıklama yapılmıştır.
KDV genel Uygulama Tebliği, 01 Mayıs 2014 tarihinden
itibaren yürürlüğe girmiş olup, bu tarihten sonraki işlemlere
Tebliğde belirtilen usul ve esaslar uygulanır. Tebliğin yürürlük
tarihinden önceki işlemlere ise mülga Tebliğlerde yer alan
düzenlemelerin uygulanacağı ifade edilmiştir.
Tebliğin yürürlük tarihinden sonraki vergilendirme
dönemlerine ilişkin iade talepleri, standart iade talep dilekçesi
kullanılmak suretiyle ve KDV Genel Uygulama Tebliğindeki usul ve
esaslara göre sonuçlandırılır. Önceki dönemlere ilişkin olanlara ise
mülga Tebliğlere göre sonuçlandırılır.
İnternet VD’ne girişi yapılacak olan Genel idare
giderleri ve ATİK nedeniyle yüklenilen KDV listeleri için
01/08/2014 tarihinden itibaren belirlenen kodların, önceki
dönemlere ilişkin olarak daha önce yüklenip pasife çekilmiş olan
listeler içinde kullanılmasının istenmesi.
GİB’in 04/09/2014 tarihli duyurularına istinaden;
Yüklenilen KDV Listesine Genel Giderler ve ATİK lerin
tek satırda girişi uygulamasına 08/2014 itibari ile son verildiği
ve 08/2014 döneminden itibaren Yüklenilen KDV Listesine
Yüklenim Türü bölümü eklenmiştir. Dolayısıyla, mükellefler
yüklenilen KDV Listesine girişlerde;
-Doğrudan Yüklenim KDV
-Genel Giderler KDV
-Atik KDV
Seçenekleri seçilerek sisteme yüklenmeleri sağlanacaktır.
Toplu alımlarda envanteri izleme adına,
fatura fotokopilerinin istendiği, bu konuda maliyet
muhasebesi mantığının uygulanıp uygulanmayacağı
örneğin, 100 gömlek imal edildiğinde, 100 gömlek
etiketinde kullanıldığı varsayılarak yükleme yapılıp
yapılmayacağı sorulmaktadır.
Bu konuda Vergi Dairesi, gerek gördüğü ve
basit hesaplamalarla sonuca ulaşılabilecek durumlarda
bu mantıkla işlem yapabilir. Ancak, uygulama birliğinin
sağlanamayacağı ve sorunların doğabileceğini
düşündüğümüzden bu uygulamanın hayata geçirilmesi
mümkün bulunmamaktadır.
Fason tekstilde, sahte fatura dolayısıyla, takdir komisyonunda matrah
takdir edilirken tevkif suretiyle ödenen vergilerin dikkate alınmadan vergi tarh
edildiği, ayrıca Kurumlar Vergisi yönünden de tarhiyat yapılmasının doğru olup
olmadığı sorulmaktadır.
V.U.K. 72’nci maddesinin birinci fıkrasına göre takdir komisyonunun
görevi, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini
yapmaktadır.
V.U.K. 120’nci maddesinde vergi hatalarının düzeltilmesine ilgili Vergi
Dairesi Müdürü karar verir, hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca, KDV Kanunu’nun 29’uncu maddesinin 1. fıkrasında,
mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den,
faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla
hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi
indirebilecekleri, indirilecek KDV toplamının hesaplanan KDV toplamından fazla
olması halinde aradaki farkın sonraki dönemlerde devrolunacağı ve iade
edilemeyeceği belirtilmiştir.
Bu itibarla, yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde takdir
komisyonlarının görevi; matrah veya matrah farkı takdiri yapmaktır. Vergiyi
hesaplamak ve tarh etmek Vergi Dairelerinin görevi olduğundan, Takdir
Komisyonları tarafından belirlenen KDV matrahı veya matrah farkı üzerinden
tarh olunması gereken KDV tutarlarının, hem önceki dönemden devreden KDV
tutarlarının hem de indirilecek KDV tutarı dikkate alınarak Vergi Dairesi
tarafından hesaplanması gerekmektedir.
02/01/2013 tarihinde TAMİMİ yapılan GİB yazısına istinaden.
KDV iade raporu verilen firmaya ilişkin olarak,
söz konusu firmanın mal sattığı firmaların altındaki diğer
olumsuzluklar (başka firmalara ilişkin olumsuz durumlar)
giderilmediği sürece iadenin sonuçlanamadığı, dolayısıyla,
iade alan firmanın kusuru olmamasına rağmen, başka
firmalar nedeniyle cezalandırılmış olduğu
belirtilmektedir.
Alt mükelleflerin Fatura Beyan Tutarlılığı
Kontrolü KDVİRA (Risk Analiz Sistemi)’nden alınan
Kontrol Raporunun GEK 06 segmentine ait olan bu durum
GİB’na sorulmuştur. Henüz cevap alınamamıştır.
KDV İade Servislerine destek yapılarak iş yoğunluğu
nedeniyle zaman alan rapor okumalarının hızlandırılması
böylece KDV İadesi Tasdik Raporu teslim edildiği halde
bekleyen teminat mektuplarının çözümünün sağlanması
istenmektedir.
KDV İade Tasdik Raporlarının, ilgili memurun izin,
doğum veya sağlık raporu gibi durumları nedeniyle
bekleyebildiği, bu durumun önlenmesi istenmektedir.
Konu ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.
İnşaatlara ilişkin iade raporlarında; faturanın tapu (kat irtifak tapusu) devir
tarihinde mi düzenleneceği, yoksa bağımsız birimlerin fiili teslim tarihinde mi, ya da yapı ruhsatı
(oturma belgesi) alınmasına bağlı olarak mı düzenleneceği konusunda VD arasında farklı yorumlar
olduğu, faturanın düzenlenme zamanının açıklığa kavuşturulması istenmektedir.
Kat karşılığı konut teslimlerinde tapu devirleri arsa sahibi tarafından doğrudan
alıcıya yapıldığından müteahhit tarafından faturanın bağımsız birimin fiili tesliminde mi tapu
devir tarihinde mi düzenleneceği, tapu devir tarihinde (kat irtifak tapusu) yapılması halinde,
mahsup edilen tutarları gösteren tabloda iade hesaplamasında hangi dönemde gösterileceği de
tartışma konusu olacağından yılı geçmeden hangi dönemde beyan edileceğinin açıklığa
kavuşturulması istenmektedir.
Esas olarak gayrimenkul satışlarında mülkiyetin devri, gayrimenkulün tapuda alıcı
adına tescil edilmesi suretiyle gerçekleşmekle birlikte, tapuya alıcı adına tescilinin yapılmasından
önce gayrimenkulün alıcının fiili kullanımına sunulması (fiili olarak teslim edilmesi) ve alıcı
tarafından malik gibi kullanılmaya başlanması halinde, KDV uygulaması bakımından gayrimenkulün
alıcının fiili kullanımına bırakılması anında vergiyi doğuran olay meydana gelmektedir.
Ancak, henüz tamamlanmadan kat irtifakı üzerinden yapılan ya da proje aşamasında
iken satışı gerçekleştirilen taşınmaz üzerinde tapuda kat irtifakı tesis edilmesi yalnız başına
vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi için yeterli değildir. Bu itibarla, tapuda kat irtifakı tesis
edildiği durumlarda vergiyi doğuran olayın gerçekleşmiş sayılabilmesi için söz konusu taşınmaz
teslimine ilişkin fatura ve benzeri belgenin de düzenlenmesi gerekmektedir.
Öte yandan, indirimli oranda konut tesliminden dolayı yüklenilen KDV’nin iadesi ise
konutun fiilen teslim edildiği tarihte talep edilebilecektir. Bir başka deyişle, Kanunun 29/2’nci
maddesi uyarınca indirimli orana tabi işlemler dolayısıyla yüklenilen ve işlemin gerçekleştiği
dönemde indirim yoluyla giderilemeyen vergilere ilişkin iade sürecinin belirlenmesinde;
tamamlanmamakla beraber konut üzerinde kat irtifakı tesis edildiği ya da buna ilişkin faturanın
düzenlendiği tarih değil, fiili teslimin gerçekleştiği tarih dikkate alınacaktır.
Konuyla ilgili olarak 12/03/2014-813 sayılı yazımız ile Tamimi yapılan 19/02/2014
tarih ve 19630 sayılı Bakanlık yazısı bulunmaktadır.
İlgili dönemlere ait yüklenilen KDV listelerinin tetkik
edilmesi sonucunda; en son düzenlenen ihracat faturasından daha
sonraki tarihi taşıyan ve ihraç edilen malın bünyesine girmeyen,
önceki aylara ait genel giderlerden pay verildiğinin görüldüğü
belirtilmiştir.
Konu ile ilgili olarak KDVİRA (Risk Analiz Sistemi)’nden
alınan Kontrol Raporunun GEK 07 segmentinde Yüklenilen KDV
Listesinde yer alan Faturaların Tarih kontrolü Sistem tarafından
otomatik olarak yapılmaktadır. Buna ilaveten GEK 09
segmentinde Yüklenilen KDV Listesi Mükerrer Fatura kontrolü.
GEK 11 segmentinde Yüklenilen KDV Listesi ile beyan edilen
Yüklenilen KDV Kontrolü de Ssistem tarafından otomatik olarak
yapılmakla beraber gerekli hassasiyet gösterilmektedir.
(YMM’lerce düzenlenen Tam Tasdik Raporlarının
mevzuat hükümlerine uygun olmayan bir şekilde teslim edilmiş
olması halinde söz konusu raporun zamanında ibraz edilmiş
olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Elden
verilmesi gerektiği halde posta yolu ile gönderildiğinden
zamanında ibraz edilmiş olarak kabulü mümkün bulunmayan
Tam Tasdik Raporlarına istinaden herhangi bir muafiyet veya
istisnadan yararlanılması mümkün olamayacaktır.
(GİB’in 30/07/2010 tarih ve 68201 sayılı yazısı.)
İndirimli orana tabi malların yurtdışına ihraç edilmek
şartıyla satılması durumunda;
1- Bu satış nedeniyle yüklenim farkı bulunması halinde
yüklenilen KDV’nin yurtdışına ihracı gerçekleşen mallara ait
olan kısım için ihraç kayıtlı mal teslimlerinden doğan iade
talebine uygulanması gereken usul ve esaslar çerçevesinde
yüklenim farkı ise indirimli orana tabi mal ve hizmet
teslimlerinden doğan iade taleplerine uygulanması gereken usul
ve esaslar çerçevesinde sonuçlandırılacaktır.
2- Bu satış nedeniyle yüklenim farkı bulunmaması halinde ise
sözkonusu iade ihraç kayıtlı mal teslimlerinden doğan iade
talebine uygulanması gereken usul ve esaslar çerçevesinde
sonuçlandırılacaktır.