İçindekiler Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi İşletmeler Derneği EGE KOBİDER Adına İmtiyaz Sahibi Fettah GÜVENTÜRK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ahmet KAPLAN Yayın Kurulu Aydın TELSEREN Prof. Dr. Edip TEKER Fahrettin SELÇİK Prof. Dr. Oğuzhan ALTAY Prof. Dr. H. Semih GÜNEŞ Mehmet DEMİR Şener MUTER Yusuf AŞMAN Zekai FİDAN Editör Murat KOÇ Haber Sorumlusu Türkan KOÇ Görsel Yönetmen/Sayfa Tasarım Ümit GÖZLEMECİ Grafik Tasarım/Renk Ayrımı Yudum GÖZLEMECİ 10 Haber 8 ‘Güçlü rakip’ olmak AR-GE’den geçiyor 9 KOSGEB’den KOBİ’lere Avrupa vizyonu 10 BAYOSB 2016 yılında 10 bin istihdam hedefliyor Etkinlik 14 EGEKOBİDER kahvaltı buluşmaları 15 İşçi ve işveren “Zirve”de buluştu Reklam Sorumlusu Gözde GÜNEÇ Baskı Öncesi/Baskı/Baskı Sonrası Berke Ofset Matbaacılık Sanayi Cad. No:30 Kazım Dirik Mah. Ağaçlı Yol Bornova/İZMİR Tel: 0 232 449 77 47 Fax: 0 232 449 70 97 Yayın Türü: Bölgesel Süreli Yayın Baskı Tarihi: 28 Mart 2014 Yönetim Yeri: 10001 Sokak No: 24 AOSB-Çiğli / İZMİR Tel: 0 232 376 75 20 Fax: 0 232 376 85 64 www.egekobider.org.tr e-mail: [email protected] Dergimiz Basın Ahlak Yasası’na uyar. Dergide yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. 2 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr 15 İçindekiler Röportaj Galip Akhan’dan 26 Prof.Dr. gençlere mesleki tavsiyeler 26 Yazarlar Şirketlerden TMM çevre teknolojileri 4 KOBİ’ler ve girişimcilik (Başyazı) 20 Göktoğan konusunda AR-GE’ye hız verdi Türkiye’nin 2023 vizyonunda 6 KOBİ’ler (Editörden) Cıvata tüm sektörlere 26 Berdan sertifikalı hizmet veriyor KOBİ’lerin dış ticaretinde 12 limanların kilit rolü (Ayşe Özken) 30 TREX DCAS uygulama şekilleri 16 KOBİ’lere bütünsel bir bakış (Şener Muter) KOBİ’ler 2014 yılında nasıl bir strateji ve 18 risk yönetimi izlemeli? (Prof.Dr. Edip Teker) Bilgi 22 EFT ile stresi yönetebilirsiniz (Leyla Bilen) 24 KOBİ’ler ve geliştirici eğitimler 23 Şirketlerimizle rafting yapıyoruz! (Mustafa Topal) 32 İnsan ve sevgi Küçük girişimcilikte YENİÇAĞ! Başarının anahtarı okuma ve 28 (Yrd.Doç.Dr. Osman Sirkeci) 44 bilgi üzerine 38 Aile şirketiniz sağlıklı mı? (İsmail Hakkı Ceylan) 40 Orantısız vergi hacizleri (Dr. Mustafa Alpaslan) Tanıtım Kayıpları önlemek için başlama kararı 41 (O. Vehbi Uçal) İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, 34 dünya üniversitesi olma yolunda 42 AB destekli Bricker projesi ile binalarda emin adımlarla ilerliyor yüzde 50 enerji tasarrufu (Atilla Baysal) Ö. kapak içi 1 5 7 13 21 27 Reklam İndeksi Sisbim Sipil A.Ş. Çağdaş Gümrük Promach Onur Enerji Teknik Makina Sonar Tour 29 33 37 39 43 A. kapak içi Arka kapak Başaran Kazan Serin Matbaa Berdan Cıvata Naturel Food Güven Haddecilik Özken Gümrük İAOSB KOBİ yolculuğu albümü 25 Üye listesi 46 Teşekkür KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 45 www.egekobider.org.tr 3 Başyazı Fettah GÜVENTÜRK EGEKOBİDER Yönetim Kurulu Başkanı B u sihirli ve stratejik iki kavramın önemi; son yıllarda daha iyi anlaşılmakta ve “Ekonomik hayatın temel taşı niteliği konumuna gelmekte.” GİRİŞİMCİLİK; İnsan hayatındaki beceri, tecrübe gibi hasletleri eğitim etkinlikleri ile birleştirmek üzere ; çevre, doğal şartların yarattığı fırsatları projeye, bilahare yatırıma, işe çevirme işlemidir. Bir nevi KOBİ’lerin doğuşuna vesile olan GİRİŞİMCİLİK; “KOBİ’lerin, ekonominin temel taşı işletmelerin” hayata geçirilmesine vesile olmaktadır. İçinde bulunduğumuz küresel rekabet ortamı gelişmekte olan ülkelerin en önemli silahı; Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler’dir. Son yıllarda ekonomisi hızla büyüme gösteren ülkemizde küçük ve orta büyüklükteki işletmeler özellikle istihdama yaptıkları katkılar açısından ekonomik büyüme ve gelişme sürecinde son derece önemli bir rol üstlenmişlerdir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde büyük ölçüde ve dünya çapında rekabet edilebilir ulusal işletmelerin yaratı- KOBİ’ler ve girişimcilik labilmesi için dinamik ve istikrarlı, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin yapısının oluşması kaçınılmaz bir zorunluluk gibi görünmektedir. Bu bakımdan KOBİ’lerin gerek kişisel, gerek kurumsallaşmasıyla alacakları geliştirici eğitimler gerek üniversite sanayi yaklaşımı ile proje kültürü edinmeleri bir çok kurumlardan alacakları proje karşılığı fon ve hibelerle, ihracata yakın durmaları ile kendilerini geliştirebileceklerdir. Girişimciliğin her geçen gün daha da geniş alanlarda önem kazanması, iş kurma kültürü ve mevzuatlarının kolaylaşması, teşvik ve desteklerin yeteri hale gelmesi KOBİ’lere yeni finansman yollarını açacaktır. KOBİ’ler için yapılan ve yapılacak çalışmaları tekrar özetlersek; KOBİ’ler tarafından yapılması gerekenler; • Birleşme, tanıtım, kurumsallaşma, rekabet kabiliyeti, verimlilik, katma değeri yüksek ürünler yaratmak, • Kamuca yapılması gerekenler: Çıkarılacak kanun, mevzuat, yönergelerin bürokrasiden uzak ve etkin kullanıma yönelik özellikler arz etmesi, destek imkanlarının genişletilmesi. • Odalar ve sivil toplum kuruluşlarınca; iş birliği içinde yapılacak çalış- maların hızlandırıcı, öğretici, bilgilendirici, kolaylaştırıcı olması, tanıtım, iletişim gibi… • Destek kurumları; Desteklerinden anlaşılır, seri ve uygulamaya yönelik özellik arz etmesi, destek sınırlarının genişletilmesi. • Ulusal ve uluslararası KOBİ’ler lehine oluşmuş ve oluşacak her türlü destek ve projenin KOBİ’lere ulaştırılması, öğretilmesi ve etkin kullandırılması. • Banka ve finans kurumlarının KOBİ’lere kullandırılacağı kredilerde; performans, verimlilik esasına göre öncelik tanıması ve kredi işlemlerinin kolaylaştırılması. • EĞİTİM ve danışmanlık kurumlarının başta nitelikli eleman olmak üzere uygulamaya dönük eğitimin yanı sıra, nitelik eleman arzı ile kaliteyi yükseltici eğitimlere önem vermesi. • Basın yayın kurumları vasıtasıyla konunun önemi ve çözümleri üzerine bilgilendirici, kolaylaştırıcı, birleştirici çalışmalar yapılması. Tüm bu faaliyetlerin etkinliği KOBİ’lerin kurtuluşuna vesile olacaktır. KOBİ’lerin sıkıntıda olması; en başta istihdam gibi ülke sorununun çözümünü zorlaştıracaktır. BİLGİ, tecrübe, teknolojiyi kullanarak ÜRÜN ve ürün kalitesine dönük yatırım yapan, mesleğine hakim, gelişmeye ve EĞİTİME açık, lisan bilen, bilgisayar program ve alt yapısına sahip, verimliliği ölçebilen, verimlilik artırıcı faaliyetlerde bulunan, PROJE ve fizibilite, planlamaya dönük, çağdaş YÖNETİM ve dengeli finansman desteklerine sahip, iç ve dış fuarlarda kendini ve ürününü tanıtabilen, ihracat yapabilen, müşteri memnuniyetini esas alan KOBİLER başarı hedeflerine ulaşabilecektir. Karlılık Ortaklık Büyüme İşbirliği = KOBİ (EKONOMİNİN TEMEL TAŞI) 4 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr Editörden Ahmet KAPLAN Türkiye’nin 2023 vizyonunda KOBİ’ler [email protected] T ürkiye’nin büyük bir iddiası var. 2023 yılında Türkiye ihracatını 500 milyar dolara çıkartmayı hedefliyor. Cumhuriyet’in 100. yılı olan 2023’te 500 milyar dolarlık ihracata ulaşma hedefine odaklanan Türkiye, geçen son iki yılda ihracatta cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Öyle görülüyor ki Türkiye’nin hedeflerine ulaşması uzak ihtimal değil. Kendisini dünyanın önemli bir gücü olarak konumlandırmaya çalışan ve bu amaçla dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına da girme konusunda çalışmalar yürüten ülkemizin 100’üncü yılı olan 2023’te 500 milyar dolarlık ihracat için KOBİ’leri-mizin ihracata özendirilmesi çok önemli. Çünkü Türkiye’de KOBİ ağırlıklı olarak iç pazara yönelik çalışıyorlardı. Dolayısıyla da KOBİ’lerin ihracattaki payı istenilen düzeyde değildi. Türkiye’nin dünyanın sayılı güçlerinden birisi olabilmesi ve hedeflerine ulaşması için KOBİ’lerin ‘Marka, Patent, Tasarım, Ar-Ge, İnovasyon ve ihracat’ kabiliyetinin artırılması çok büyük önem arz ediyor. KOBİ’lerin daha yüksek katma değerli ihracat yapabilmesi için de öncelikle üretim altyapısının geliştirilmesi ve kurumsallaşması gerekiyor. Elbette ki dünyadaki en büyük ekonomiler arasına girmek sadece ihracatla ölçülemez. Ama unutmayalım ki direkt bağlantılı olmasa da sı mümkün görünmüyor. KOBİ’ler Ar-Ge desteklerinden ve hibelerden yararlanamıyor. Mevcut durumda Ar-Ge desteklerinden büyük işletmeler yararlanabiliyor. Geçmişe baktığımızda, bugün KOBİ’lerimiz çok yol kat etti. Ama daha alınacak çok yol var. Ekonominin içinde KOBİ’ler yükseKobiler ve AR-GE len bir değer haline geldi. Birçok konuda büyüklerin elinde olan ekoHükümet, Türkiye tarihinde bir ilke nomi hakimiyetini KOBİ’ler yerle bir imza attı. İlk kez yasalarla belirle- etmeye başladı. İstihdamda, ihranen tutarlarda Ar-Ge için destek catta büyük işletmeleri geçerek kararı aldı. daha büyük paya sahip oldular. Bu Bu Türkiye için çok büyük ve önem- başarının devam etmesi için hüküli bir adım. Ancak bu yasa önemli metin KOBİ’lerin araştırma geliştirme faaliyetleri başta olmak üzere daha çok desteklenmesi, Elbette ki dünyadaki en ülkemizin belirlediği hedeflere büyük ekonomiler arasına ulaşmasına büyük katkı sağlayacaktır. Dünyanın en önemli 10 girmek sadece ihracatla ekonomisi arasında yer alma ölçülemez. Ama hedefine koşan ülkemizde, unutmayalım ki direkt KOBİ’lerin başta KOSGEB gibi bağlantılı olmasa da ihracat kurumlarla desteklenmesi ve bu desteklere yeni kalemlerinde büyümenin en temel eklenmesi ile şaha kalkacak bir unsurlarından birisidir Türkiye’nin önünde hiçbir güç duramayacaktır. İstihdam ve bir adım olmakla birlikte Ar-Ge des- ihracatta yükselen değer haline teklerinden daha çok büyük boyutlu gelen KOBİ’lerimiz, Türkiye’nin işletmelerin yararlanması 2023 vizyonunda itici bir unsur olaKOBİ’lerin yararlanamaması da rak yerini almaya başladı. Biraz gözden geçirilmesi gereken bir daha destek verir ve bu destekleri konudur. Çünkü destek için oluştu- artırırsak KOBİ’lerimiz de Türkiye’yi rulan kriterleri KOBİ’lerin karşılama- yükseklere doğru uçurur. ihracat büyümenin en temel unsurlarından birisidir. Bu nedenle KOBİ’lerimizi gündeme daha çok taşımak ve güçlü bir Türkiye için kurumsallaşmış uzun ömürlü KOBİ’lerin altyapısını hazırlarken onları araştırma ve geliştirmeye teşvik etmeliyiz. “ ” Derneğimiz yayın organı “KOBİ DÜNYASI” Dergisi “Bilgi ve Eğitimin Anahtarıdır” 6 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr “ ” Haber ‘Güçlü rakip’ olmak AR-GE’den geçiyor A HSBC Küresel Bağlantılar Raporu’na göre, Türkiye'de Ar-Ge yatırımlarının artırmasıyla ihracatın büyümeye katkısı yüzde 10’un üzerinde olacak r-Ge yatırımlarının sektörlere ve bu bağlamda bir ülkeye kazandırdıkları yadsınamaz. HSBC, hazırladığı raporla, Türkiye için Ar-Ge'nin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. İhracat, ithalat ve ticari dengelerin analiz edildiği HSBC Küresel Bağlantılar Raporu’na göre, Türkiye’nin durgun ekonomiden çıkarak rekabetçi güce kavuşması, bilişim teknolojileri ve Ar- Ge’ye yatırım yapmasından geçiyor. HSBC’nin dünya ekonomisine dair tahmin ve analizleri baz alınarak Oxford Economics desteğiyle hazırlanan HSBC Küresel Bağlantılar Raporu’nda; Türkiye’nin, GSYİH’den yalnızca yüzde 1 pay ayırdığı Ar-Ge yatırımlarını artırmasının, 2030 yılına kadar ihracattaki toplam büyümeye katkısının yüzde 10’un üzerinde olacağı öngörülüyor. Ticaret koridorları genişleyecek Rapor, Türkiye ile Orta Doğu ve Orta Asya ülkeleri arasındaki ticari ilişkilerin ve bu bölgelere olan ihracatın orta vadede artacağına işaret ediyor. Rapora göre; 2030 yılına kadar makina ve ulaşım ekipmanı ihracatı toplam ihracattaki artışın yaklaşık üçte birini sağlayacak. Türkiye son dönemde Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerini artırmış olsa da, ticaretin büyük bir kısmı halen Avrupa ülkeleriyle yapılıyor. Avrupa ekonomisinin umut verici toparlanması ve TL’nin değer kaybı gibi etkenler birleşince Türk ihracatçıların, önümüzdeki yıllarda iş hacimlerini artırması bekleniyor. Ayrıca Türkiye’deki yabancı yatırımda en büyük paya sahip olan Avrupalı şirketlerin ülkedeki güçlü varlığı teknoloji bilgisinin yayılmasına da katkı sağlayacak. Böylece Türk şirketleri sanayileşmiş ülkelerden bu yolla teknoloji transferinden yararlanabilecek. Raporda Türkiye’nin, önümüzdeki yıllarda dikkat çekici bir büyüme potansiyelini koruduğu belirtiliyor. Diğer taraftan yükselen gelir8 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 ler, ithal edilen ürünler için büyüyen bir tüketici pazarına da işaret ediyor. Rekabetçi olabilmek için Ar-Ge şart Raporu değerlendiren HSBC Türkiye Kurumsal ve Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Virma Sökmen şunları www.egekobider.org.tr Virma Sökmen söyledi: “HSBC Küresel Bağlantılar Raporu ana hatlarıyla, gelişmekte olan pazarların, global arenada daha da rekabetçi olabilmek için Ar-Ge’ye yatırım yapması gerektiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Teknolojinin ana tema olarak ele alındığı rapor; yüksek teknolojili ürünleri kendileri üreten ülkelerin, rekabette her zaman avantaj sahibi olacağına dikkat çekiyor. Türkiye’nin, farklı sektörlerde giderek yoğunlaşan Ar-Ge temelli yenilikçi çalışmaları ve eğitimli genç nüfusuyla, bu konuda önemli bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyoruz. Halihazırda, GSYİH’den Ar-Ge’ye ayrılan sadece yüzde 1’lik pay da, söz konusu potansiyelin ne kadar ileri bir noktaya ulaşabileceğini gösteriyor. Ülkemizdeki Ar-Ge harcamalarının artırılması, yüksek teknoloji alanında nitelikli insan kaynağının daha fazla geliştirilmesi, Türkiye’nin gelişmiş pazarlardan biri olması için itici bir güç olacak. Diğer taraftan ülkemizin Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi de, Türkiye’nin bu alandaki kararlığının önemli bir göstergesi olarak dikkat çekiyor.” “ ” Haber KOSGEB’den KOBİ’lere Avrupa vizyonu A Yüzbinlerce KOBİ’mizi ilgilendiren Avrupa Birliği politikaları yine KOSGEB’in öncülüğünde ülkemizle buluşturulacak vrupa Birliği, ekonominin yüzde 90’ını oluşturan KOBİ’lere yönelik vizyonunu geliştirmeye devam ediyor. 2007 – 2013 yılları arasında gerçekleştirilen Girişimcilik ve Yenilik Programının (EIP) tamamlanmasının ardından 2014 – 2020 yıllarında gerçekleştirilecek programın adı “İşletmelerin ve KOBİ’lerin Rekabet Edilebilirliği Programı” (COSME) olarak belirlendi. Böylece Avrupa Birliği’nin 2020 stratejisinin ana politikalarından biri olan “Küreselleşen Çağ için Sanayi Politi-kası”nın önemli bir hareket noktası belirlenmiş oldu. Programın bütçesi 2,3 milyar Avro Programın istenilen düzeyde geçmesini planlayan Avrupa Birliği, KOBİ’lerin daha etkin bir rol oynayabilmesi için cimri davranmayarak programın bütçesini 2,3 milyar Avro olarak belirledi. Bu bütçe 7 yıl boyunca; KOBİ’lerin finansmana daha kolay erişmesi, pazarlara erişimin iyileştirilmesi, çerçeve koşulların geliştirilmesi ve girişimciliğin teşvik edilmesi gibi konularda kullanılmak üzere açılacak. KOBİ’mizi ilgilendiren Avrupa Birliği politikaları yine KOSGEB’in öncülüğünde ülkemizle buluşturulacak. COSME’nin avantajları COSME, özellikle KOBİ’leri ve gelişimlerini göz önünde bulunduruyor. Mikro işletmelere, zanaatla ilgilenen işletmele- re, tek çalışanlı işletmelere, liberal mesleklere ve sosyal işletmelere; potansiyel, yeni, genç ve kadın girişimcilere vb. özel önem veriliyor. Finansmana erişim kapsamında KOBİ’lerimizin esnek ve kolay şartlarla kredi teminatlarına erişimini sağlayan kredi garantilerinin yanı sıra risk sermayesi yatırım şirketlerine yönelik destekler de yine COSME’yi cazip kılan diğer önemli konular olarak göze çarpıyor. Diğer yandan, programın ana eylemlerinden bir olan Pazarlara Erişim konusunda, 2008 yılından beri KOSGEB’in koordinasyonunu yürüttüğü Avrupa İşletmeler Ağı (AİA) ön plana çıkıyor. Ülkemizin 7 konsorsiyum ile yer aldığı AİA kapsamında, Avrupa Komisyonu COSME’ye ilişkin ilk adımı atarak yeni dönem AİA Proje Teklif Çağrısı açıldı. Çağrı, 15 Mayıs 2014’e kadar açık kalacak ve KOSGEB’in koordinasyonunda, yeni dönem AİA’larının kurulması için Avrupa Komisyonu’na sunulmak üzere teklifler hazırlanacak. KOBİ’lere Avrupa vizyonu KOSGEB, COSME Programına ilişkin muhtemel katılım payının belirlenmesi ve ilgili diğer hususlarda, kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliği içinde Avrupa Komisyonu ile teknik müzakereleri yürütmekle görevli sorumlu kuruluş olarak yetkilendirildi. Böylece yüzbinlerce KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr 9 “ Haber ” BAYOSB 2016 yılında 10 bin istihdam hedefliyor Sanayicinin kendi güç ve öz kaynakları ile birleşerek meydana getirdikleri İzmir Bağyurdu OSB’de çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. 2016 yılında tamamlanması planlanan bölgenin, istihdam hedefi 10 bin, ihracat hedefi ise asgari 750 milyon dolar İ zmir Bağyurdu OSB (BAYOSB) bölge sanayicisiyle bira araya gelerek kurulduğu tarihten bugüne kadar OSB’nin başarılı gelişim sürecini değerlendirdi. Toplantıya Bağyurdu OSB Başkanı Aydın Telseren, Başkanvekili Fahrettin Selçik, Bölge Müdürü Figen Akdemir, Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Salih Esen, Kemalpaşa OSB Başkanı Kamil Porsuk, KESİAD Başkan Yardımcısı Aytekin Öztaş, Ege KOBİDER Başkanı Fettah Güventürk, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve çok sayıda sanayici katıldı. Toplantıda konuşan BAYOSB Başkanı Aydın Telseren, bölgenin kuruluş hikayesini anlattı. Telseren, “Ekonominin hızlı büyüdüğü dönemde, çoğunlukla otomotiv sanayisine hizmet vermekte olan, EGE KOBİDER üyesi 94 sanayicimiz ile birlikte, 15 gün içinde 7,5 milyon TL toplayıp 1500 dönümlük bu araziyi satın alarak hepimizin rüyası olan bu projeyi 2006 yılı sonunda başlattık. Süratle projelerimizi hazırlamaya ve 2011 yılına kadar altyapı inşaatlarını bitirerek fabrikalarımızı biran önce kendi OSB’mizde çalışır hale getirmeyi planlıyorduk ancak, 2008 yılında ayak seslerini duyduğumuz dünya ekonomik krizi ve ülkemizdeki yansımalarını dikkate olarak projeyi askıya almak zorunda kaldık” dedi. 35 arkadaşımızın talep ve taahhütleri çerçevesinde, projeyi 2 etaba ayırdık. Brüt 500 dönümlük bir alanı kapsayan 1’nci etabın ihale işlemlerini tamamlayarak, 2011 yılı kasım ayında ilk kazmayı vurduk ve36 parsel hazırlamak üzere başladığımız bu etabı, arkadaşlarımız- İlk kazma 2011’de vuruldu Ekonomik krizin etkilerinin azalmasıyla birlikte ilk kazmayı 2011 yılında vurduklarını ifade eden Telseren, şunları söyledi: “Nihayet, 2010 yılının sonuna doğru krizin yavaşlama sinyalleri gelince, planlarımızı tekrar gözden geçirdik ve 10 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr Aydın Telseren dan gelen talep sonucu brüt 150 dönüm ilave ile 47 parsele çıkardık.” 2016 yılında 10 bin istihdam Bölgenin hedefleri hakkında da bilgiler veren Telseren, “Bu yıl ikinci etabın hafriyatına başlamayı ve 2016 yılı içinde OSB’mizin tamamını sanayicilerimizin hizmetine sunmayı planlıyoruz. Bölgemizin altyapı inşaatlarının 70-75 milyon TL bedelle tamamlanabileceği, fabrika inşaatları için 600-650 milyon TL ve yine makine yatırımları için 2,5 milyar TL civarında harcama olacağı beklenmektedir. Tam kapasite ile faaliyete geçildiğinde, direkt olarak yaklaşık 10 bin kişinin istihdam edileceği ve yıllık yaklaşık 2,5-3.0 milyar TL ciro oluşturarak asgari 750 milyon dolarlık ihracat yapılacağı bir bölge olacağız” diye konuştu. Haber Esen: Ülkeyi kalkındırmak için ölümüne çalışıyoruz Toplantıda konuşan EBSO Meclis Başkanı ve ESEN Plastik AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Salih Esen de, ülkeyi kalkındırma ve istihdam yaratma heyecanı sürekli hissettiklerini ve bu görevi yerine getirmek amacıyla ölümüne çalıştıklarını ifade ederek, “Üretim heyecanı ve ekonomi ülkenin gündeminden hiç inmesin istiyoruz. Türkiye ekonomisi ayaklarının üzerinde duruyor ve güçlü yapısını sürdürüyorsa, bizleri burada bir araya getiren üretme heyecanıdır” diye konuştu. Kocaoğlu: İzmir gittikçe güçleniyor Sanayicilerin yoğun ilgi gösterdiği toplantıya katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir’in teşvik sorununa dikkat çekerek, “İzmir dışında 4 verip sadece bir alarak kalkınmasını sürdüren başka kent varsa, oturup tartışalım. Yakın illerle aramızda yatırım maliyetinin yüzde 25’ine varan bir teşvik farkı var. İZBAN’ın açılışına katılan Sayın Başbakan’dan o tarihte üç şey istemiştim. Bunlardan ilki, teşvik indirimlerinin eşitlenmesi; hiç olmuyorsa bizim yatırım yaptığımız OSB’ler belirli bir doluluk oranına ulaşıncaya kadar eşitlenmesiydi. Söyledik nazara alınmadı ama alınacak. İzmir gittikçe güçleniyor ve büyüyor” dedi. Selçik: OSB’lere model bir bölge olacağız “ Bölgenin gelişimi hakkında katılımcılara bilgi veren BAYOSB Başkanvekili Fahrettin Seçik de, “Türkiye’ye model olma yolunda emin adımlarla ilerleyen bölgemiz sanayicilerimizin işbirliği halinde ortaya çıktı. En zor dönemlerde bu memlekete güvenen sanayicilerimize ne kadar teşekkür etsek az. Onlar her şeyin en iyisini hak ediyor” dedi. BAYOSB KÜNYESİ Toplam yatırım alanı : Net sanayi alanı : İmarlı inşaat alanı : Alt yapı yatırımı : Fabrika inşaatları : Makine ekipman : İhracat hacmi : Öngörülen istihdam : ” Ekonominin hızlı büyüdüğü dönemde, çoğunlukla otomotiv sanayisine hizmet vermekte olan, EGE KOBİDER üyesi 94 sanayicimiz ile birlikte, 15 gün içinde 7,5 milyon TL toplayıp 1500 dönümlük bu araziyi satın alarak hepimizin rüyası olan bu projeyi 2006 yılı sonunda başlattık 1 milyon 468 bin m2 900 bin m2 630 bin m2 60 milyon TL 150 milyon TL 500 milyon TL 500 bin dolar 8-10 bin KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr 11 Görüş “ KOBİ’lerin dış ticaretinde limanların kilit rolü Ayşe ÖZKEN Özken Gümrük Müşavirliği ve Danışmanlık Endüstri Mühendisi & Öğretim Görevlisi Ü retim ve bilişim teknolojilerindeki gelişmeler küreselleşmeyi tetiklemiş artan küreselleşme ile birlikte artan rekabet baskısı da firmaları gittikçe daha etkin, verimli çözümler bulmaya yönlendirmiştir. Firmaların artık sadece üretim süreçlerine yoğunlaşması yeterli olmayıp hammaddenin kaynağından alınıp nihai ürünün müşteriye ulaşmasına kadar ki bütün süreçleri içeren Tedarik Zinciri bakış açısı ile yönetmesi, süreçte yer alan bütün adımları da en iyi şekilde irdeleyip her basamakta en iyi çözümleri üretmesi gerekmektedir. Rakiplerden sıyrılabilmek için müşteriye doğru ürünü sunabilmek kadar doğru yer, doğru zaman, doğru miktarda sunabilmek de önemli olup malzeme tedarik, üretim ve nihai ürün lojistiğinin en iyi şekilde, bir uyum içinde yönetilmesi gerekmektedir. Küreselleşme ile birlikte artan çeşitlilik müşteri beklentilerini de oldukça arttırmış, tedarik zinciri içerisinde birbirinin müşterisi ve tedarikçisi şeklinde olan zincirde her noktada rekabet en güçlü şekilde hissedilmeye başlamıştır. Zincir en zayıf halkası kadar güçlü olduğu için firmaların da tek başlarına güçlenmesi yeterli olmayıp zincirin de her noktasında gücünün, mukavemetinin arttırılması gerekmektedir. Bu anlamda dış ticarette rekabet baskısı hisseden firmalarımızın güçlü tedarikçilere ve güçlü lojistik firmalarına, güçlü bilişim ve ulaşım altyapılarına ihtiyacı bulunmaktadır. Bilişim teknolojilerindeki gelişmeler lojistikte de çok önemli gelişmelere sahne olmuştur. Bu gelişmeleri çok iyi takip edip sürekli gelişim ve değişim içerisinde olmak, rakiplerin gerisine düşmemek için teknolojinin de gerisine düşmemek gerekmektedir. İşte bu noktada firmalar bir tarafta gelişmeleri takip etmek ve bir tarafta da düzenli olarak performans değerlendirmesi yaparak mevcut durumları ve gelecek projeksiyonlarını belirlemek durumundadırlar. ve maliyet avantajı sağlayacaktır. Bu anlamda ülke olarak lojistik gücümüzü mümkün olduğunca arttırmalıyız. Küresel ticarette deniz taşımacılığının payı çok yüksek olup limanlar denizaşırı ticarette kilit rol oynamaktadır. Türkiye`de de dış ticaretin yüzde 80’i deniz yolu ile gerçekleştirilmekte olup limanlarımızın performansları dış ticaretçilerimizin performansını önemli ölçüde etkilemektedir. Bu noktada limanlarımızın da gerek modernizasyon çalışmaları ile sürekli gelişim içerisinde olması gerekse de objektif ölçüler seçerek performansını değerlendirmesi gerekmektedir. Eskiden daha az rekabet baskısı hisseden limanlar da bu baskıyı güçlü bir şekilde hissetmeye başlamış olup rekabet gücünü koruyamayan limanlar sektördeki pozisyonlarını rakiplerine kaptırma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Liman yönetimi, limanın büyüklüğü, reformlar, liman rekabetinde önemli noktalardan biri olan liman etkinliğini ve performansını etkilemekte olup bu ve benzeri unsurların liman etkinliği üzerindeki etkilerini inceleyen çalışmaların sayısı da gittikçe artmaktadır. Lojistik Güçlü bir lojistik alt yapı ve yönetim, firmalarımıza küresel rakipleri karşısında zaman, miktar esnekliği 12 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 ” Dış ticarette rekabet baskısı hisseden firmalarımızın güçlü tedarikçilere ve güçlü lojistik firmalarına, güçlü bilişim ve ulaşım altyapılarına ihtiyacı bulunmaktadır www.egekobider.org.tr Ülke olarak bulunduğumuz avantajlı coğrafik konumumuzu en iyi şekilde değerlendirip limanlarımızın transit yük ticaretinden de pay alması sağlanmalı bunun için de rakiplerinin çok iyi şekilde analiz edilerek, rekabet edebilmeleri için rakiplerinden daha iyi hizmet sunabilir bir duruma getirilmesi gerekmektedir. 21. yüzyılda önemi gittikçe artan sosyal sorumluluk, sürdürülebilirlik, çevre yönetimi (karbon ayak izi takibi) - atık yönetimi gibi konuların da sistemli bir şekilde takip edilmesi ve raporlanması da önemlidir. Limanın performansında etkili olan gemi acenteleri, ithalatçı-ihracatçı firmalar, gümrük müşavirleri gibi paydaşları ile bilgi paylaşımının analiz edilerek, SRM (Stakeholder Relationship Management) incelenerek etkin bir iletişim sürecinin oluşturulması da önemlidir. Ayrıca gümrük prosedürleri de limanların performansına doğrudan etki eden konulardan biri olup, gümrük prosedürlerinin limanların performansı üzerindeki etkilerinin ve de uluslararası başarılı, büyük limanlardaki uygulamaların incelenmesi de faydalı olacaktır. Bu kapsamda AB de yakın zamanda tamamen geçilmesi planlanan Tek Pencere Sistemi (Single Window) uygulamalarının ve Türkiye`deki gümrüklerin, limanların sürece adaptasyonunun incelenmesi de önemli konulardan biridir. Ülkemizdeki mevcut dış ticaret işleyişlerine baktığımızda 300’den fazla belgenin istendiği ve bu belgelerinde gümrük idaresinin haricinde tüm resmi/özel kurumlardan talep edilerek dış ticaret işlemlerinin sonlandırıldığı görülmektedir. Birbirinden bağımsız birden fazla kuruma ayrı ayrı gidilip istenilen belgelerin temin edilmesi dış ticaretçileri hem zaman hem de maliyet açısından üzmektedir. Bu işlemlerin AB Konsey Tüzüğü ile kabul edilen Modernize Gümrük Kodu'nda yer alan "Tek Pencere" sistemi ile basit hale getirilmesi planlanmaktadır. Firmalarımı-zın küresel ticarette rakiplerinin arasından öne çıkabilmesi için güçlü bir lojistiğe ihtiyaçları bulunmakta bu nokta da lojistikte önemli bir nokta olan limanlara önemli görevler düşmektedir. Etkinlik EGEKOBİDER “kahvaltı” buluşmaları hvaltı İşte EGEKOBİDER’in ka nlar... a programlarından yansıy Ö ncelikli olarak üyeler arasındaki iletişimi, birlikteliği ve işbirliğini artırmayı amaçlayan EGEKOBİDER bu amaç doğrultusunda üyelerini belli aralıklarla bir araya getirmeye devam ediyor. Ege Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Derneği (EGE KOBİDER) tarafından geleneksel hale getirilen Ramazan ayındaki iftar programı ve aylık kahvaltılı buluşmalar devam ediyor. Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Seçsan Naturel Food Tesisleri’nde bir araya gelen dernek üyeleri, güncel sorunları masaya yatırma ve kaynaşma imkanı buluyor. Kahvaltıda EGEKOBİDER üyeleriyle bir araya gelen Profesyonel Koç ve Eğitmen Leyla Bilen sanayicilere stres yönetimi ile ilgili bir sunum da yaptı. 14 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr “ Etkinlik ” İşçi ve işveren “Zirve”de buluştu İ Güvenli ve engelsiz istihdamın tartışıldığı, işçi ve işveren ile ilgili tüm tarafların bir araya geldiği İzmir 2. İstihdam Zirvesi 19-20 Aralık 2013 tarihlerinde geniş katılımla yapıldı zmir Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü’nün organize ettiği “İzmir 2. İstihdam Zirvesi”, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZFAŞ, PERYÖN, İzmir Üniversiteler Platformu ve İzmir Kalkınma Ajansının yanı sıra birçok kurum ve kuruluşunun katkılarıyla Kültürpark’ta gerçekleşti. İş’te İzmir, İş’te Yenilik, İş’te Zirve sloganıyla, güvenli ve engelsiz istihdam ana temasıyla gerçekleştirilen zirvenin açılış töreninde konuşan İŞKUR Genel Müdürü Nusret Yazıcı, İŞKUR'un son iki yılda Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük iş gücü piyasası araştırmasını yaptığını, iki yılda 165 bin iş yeri ziyaret edilerek yapılan araştırma sayesinde Türkiye'nin her noktasında hangi türde ve nitelikte bir işe veya işçiye ihtiyaç duyulduğunu bildiklerini ifade etti. olduğunu vurguladı. Etyemez, 2008'de dünyada yaşanan küresel ekonomik krizin en çok istihdamı etkilediğini ve bunu sonucunda dünyada işsiz sayısının 200 milyonu aştığını dile getirdi. İstihdam arttı Türkiye'nin söz konusu dönemde aldığı önlemler ve yaptığı reformlar sonucunda küresel ölçekteki krizden sınırlı etkilendiğini belirten Etyemez, şöyle konuştu: "İş gücü piyasamız bu dönem gelişmiş ülkelere göre başarılı bir sınav vermiştir. Eylül 2008'den bu yana iş gücümüz yaklaşık 4 milyon 230 bin, istihdamımız ise yaklaşık 4 milyon artış göstermiştir. istihdam oranımız yüzde 46,3'e iş gücüne katılma oranımız 2013’te 630 bin kişi işe yerleşti Yazıcı, İŞKUR'un, son iki yılda bir milyon 800 bin kişiye işe yerleştirme ve meslek seçimi hizmeti verdiğini belirterek, "İŞKUR, 2003 yılında sadece 65 bin kişiyi işe yerleştirirken, 2013'ün ilk on ayında 630 bin kişinin işe yerleştirilmesine aracılık yaptı. Bu rakamlar İŞKUR'un değişen ve dinamik yapısı ile iş gücü piyasasında aldığı aktif rolün göstergesidir" dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yardımcısı Halil Etyemez ise işsizlikle mücadelenin siyaset üstü bir konu yüzde 52'lere ulaşmıştır. işgücü piyasamızdaki bu olumlu verilerin gerçekleşmesinde İŞKUR'un katkısı büyüktür." EGEKOBİDER stant açtı İki gün süren zirvede iş arayanlar, işini değiştirmek isteyenler, üniversite ve meslek lisesi öğrencileri ile işverenler bir araya geldi. Aralarında EGEKOBİDER’in de bulunduğu 150’ye yakın firmanın ve İŞKUR İzmir İl Müdürlüğü’nün stant açtığı Zirveyi iki gün boyunca binlerce kişi ziyaret etti. Zirvede; “En Çok Kişiyi İstihdam Eden”, “En Çok Kadın İstihdamı Sağlayan”, “En Çok Kontenjan Fazlası Engelliyi İstihdam Eden”, “En Çok İstihdam Garantili Kurs Düzenleyen” ve “En Çok İşbaşı Eğitim Programı Düzenleyen” olmak üzere 5 ayrı kategoride dereceye giren 25 firmaya ödül verildi. Ödül verilen sivil toplum kuruluşları arasında EGEKOBİDER’de yer aldı. Danışmanlık hizmeti Fuar alanında, İzmir Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından oluşturulan bireysel görüşme odaları, işveren temsilcileri ve vatandaşları bir araya getirdi. İzmir Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü’nde görevli iş ve meslek danışmanları da bireysel görüşme odalarında çok sayıda kişiyi ağırlayarak bire bir danışmanlık hizmeti verdi. Zirve kapsamında öğrenciler, yeni mezunlar ve tüm iş arayanlar tam ve yarı zamanlı iş imkânı sunan firmalar ile staj yapabilecekleri işletmeler hakkında bilgi aldı. Ayrıca katılımcıların kişisel gelişimlerini artırmak amacıyla kurulan seminer salonlarında panel, oturum ve söyleşiler de düzenlendi. KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr 15 Görüş Şener MUTER MESS Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi K OBİ’lerin başarı kazanabilmesi ve gelişebilmesi açısından maddi kaynaklara ve yetenekli iş gücüne sahip olmaları büyük bir önem taşımaktadır. Bunlara ilave olarak yeni yönetim anlayışı, çalışanların motivasyonu, sürekli gelişme, ARGE ve inovasyon çalışmaları da zorunlu olmaktadır. Günümüzde ekonomik ve sosyal etkinlikler bilgi üzerine kurulmak zorundadır. KOBİ’lerin başarıya ulaşabilmeleri için sadece bilgiye sahip olmaları da yeterli değildir. Bilgiyi algılayabilmek ve onu doğru değerlendirebilmek büyük bir önem taşımaktadır. Daha iyi bir gelecek KOBİ’lere bütünsel bir bakış lendirme ve kariyer geliştirme çalışmaları yapılıyor mu? • Çalışanların tecrübe ve verimliliğini artırmak amacıyla rotasyon sistemi uygulanıyor mu? • Uluslararası pazarlardaki yeni gelişmeler takip ediliyor mu? “ Uluslararası pazarları izleme ve çağdaş dünyadan kopmama konusu her geçen gün daha çok önem kazanmaktadır. İş dünyasını yakından ilgilendiren aşağıdaki konuların öncelikle KOBİ’ler tarafından ele alınması ve daha iyi bir gelecek için çaba harcanması gerekmektedir. • İş dünyasında yaşanan değişim ve küreselleşme süreci yakından izleniyor mu? • Rekabet gücünü artırmak için dış kaynaklardan yararlanılıyor mu? • Üretim girdilerinin daha uygun şartlarda temini için küresel tedarikçi ağı kullanılıyor mu? • Toplam kalite yönetimine uyum sağlanıyor mu? • Çalışanlar kalite yönetim sistemine katkıda bulunuyor mu? • Çalışanların iş geliştirme ile ilgili önerileri dikkate alınıyor ve teşvik ediliyor mu? ” • KOBİ’lerde temel yetenekler belirlenmiş mi? • Temel yetenekleri geliştirme konusunda çalışmalar yapılıyor mu? • KOBİ’lerde yenilik ve yaratıcılık teşvik ediliyor mu? KOBİ’lerin başarıya ulaşabilmeleri için sadece bilgiye sahip olmaları da yeterli değildir. Bilgiyi algılayabilmek ve onu doğru değerlendirebilmek büyük bir önem taşımaktadır • KOBİ’ler sürekli gelişmeye ve geleceği yönetmeye hazırlıklı mı? • KOBİ’lerde değişim süreci kimler tarafından ve nasıl gerçekleştiriliyor? • Yeni yatırımlar ve kapasite artırma konularında şirket bünyesinde bir çalışma var mı? • KOBİ’lerde yönetim anlayışı ve örgütlenme modeli dinamik ve esnek bir yapıya sahip mi? • Elemanlar yeteneklerine uygun işlerde çalıştırılıyor mu? • Çalışanların eğitimine ve sürekli gelişimine özen gösteriliyor mu? • Ar-Ge ve inovasyona önem ve öncelik veriliyor mu? • KOBİ’ler küreselleşme sürecinde sendikalarla işbirliğine ve sinerji yaratmaya hazır mı? • Yeniden yapılanma konusunda geleceğe yönelik bir öngörü var mı? • Çalışanlar için performans değer- • Tüm çalışanlar yapılan işlere bütün- 16 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr sel bir bakışın gerekli olduğunu benimsiyor mu? • KOBİ’lerde çalışanlar yapılan işleri bütünsel bir bakış açısıyla ele alabiliyor mu? • İnsan kaynaklarının eğitimine, katılımcı yönetime ve sürekli gelişmeye öncelik veriliyor mu? Yukarıdaki konularda adım adım gerçekleştirilen bilinçli ve özverili çabalar ülkemizde KOBİ’lerin gelişmesini ve ekonomimize daha olumlu katkılarda bulunmasını sağlamaktadır. İş dünyasını yakından izleme Küreselleşme sürecinde haksız rekabet nedeniyle iş çevrelerinin yakınmaları giderek artmaktadır. Küreselleşme sürecinde yabancı ürünlerin ithalatı kolaylaşmaktadır. Bu nedenle yerli sanayimizin haksız rekabetle karşı karşıya kalmasına fırsat verilmemelidir. Ülkemizde işsizliğin ve dış ticaret açığının giderek artması da bu konularda daha duyarlı olmamız gerektiğini göstermektedir. Ekonomimizin geleceği uluslararası ticaretimizi geliştirmeye ve ihracat potansiyelimizi artırmaya bağlı bulunmaktadır. İhracat artışı için öncelikle sermaye, teknoloji, yenilik, yaratıcılık ve verimli üretim artışı akla gelmektedir. Yerli malı kullanımına daha çok özen göstermek, yerli mala duyulan güveni geliştirmek ve yeni markaların sayısını artırmak zorunlu olmaktadır. Ülkemizde özellikle KOBİ’lere bu konularda önemli görevler düşmektedir. İş dünyasında yeni örgütlenme modellerine duyulan gereksinim giderek artmaktadır. Günümüzde iş yapma ve iş yönetme biçimleri her geçen gün daha çok bilgiye dayalı olmak zorundadır. Küresel bilgi ağından yararlanmak büyük bir önem taşımaktadır. Bunları gerçekleştirmek için iş yerlerinde bireysel reka- Görüş bet yerine ekip çalışmalarını, yıldız oyuncu aramak yerine katılımcı yönetimi teşvik etmek gerekmektedir. Dünyayı yakından izlemek ve değişime açık olmak zorunlu hale gelmektedir. KOBİ’ler açık iletişim ve katılımcı yönetim anlayışı ile sahip oldukları potansiyeli daha başarılı bir şekilde değerlendirmektedir. Yeni yöneticilik tanımı İş dünyasında karşılaşılan yeni sorunlar alışılmış eski yöntemlerle çözülememektedir. Yeni iş ve çalışma modellerinin oluşturulması gerekmektedir. Yeni yönetim ve organizasyon sistemleri arayışı ön plana çıkmaktadır. Klasik organizasyon uygulamalarından esnek ve yatay organizasyon uygulamalarına geçiş hızlanmaktadır. Çalışma ve iş yapma yöntemleri çok hızlı bir biçimde değişmektedir. Çok sayıda bireyler ve onların oluşturduğu topluluklar dijital ortamda birbirleriyle iletişim içinde bulunmaktadır. Günümüz dünyasında e-yönetim, eticaret, e-pazarlama ve e-devlet farklılık yaratan ve başarı kazandıran uygulamalar durumuna gelmektedir. Günümüzde üretim yöntemleri ve yapılan işler giderek bir insanın tek başına yönetemeyeceği kadar karmaşık bir yapıya sahip bulunmaktadır. Bu nedenle ekip çalışmaları zorunlu olmaktadır. Ayrıca toplam kalite yönetimini gerçekleştirmek için de güçlü bir işbirliğine ve ekip çalışmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Yeni yöneticilik tanımının bu nitelikleri de kapsaması gerekmektedir. Yeni yönetim anlayışına göre çalışanların görevleri kalıplaşmış iş tanımları ve unvanlarla değil, süreçler ve hedeflerle belirlenmektedir. Kuruluşlar katı hiyerarşi, klasik organizasyon şemaları ve talimatlarla değil değerler, ortak hedefler ve yenilikçi düşüncelerle yönetilmek zorundadır. Bu da ancak yeni yöneticilik anlayışıyla sağlanabilmektedir. Geleneksel yönetim anlayışına göre yöneticiler çalışanlara emirler vermektedir. Küresel rekabette başarılı olabilmek için çalışan elemanlardan yukarıya bilgi akışı da önem kazanmaktadır. Klasik yönetim tarzında çalışan elemanların yeteneklerinin ancak bir bölümünü değerlendirilebilmektedir. Ayrıca insanlar emir alarak yönetilmek yerine kendilerine önderlik yapılması durumunda daha verimli olmaktadır. Çalışan elemanlara daha çok yetki ve sorumluluk verilerek bireysel yeteneklerinin daha iyi değerlendirilmesi sağlanmaktadır. İş hayatında kas gücüne dayalı eleman gereksinimi giderek azalmaktadır. Güç isteyen işler makinelerle ve robotlarla yapmaktadır. Bireylerde aranılan yetenekler arasında bilgi işçisi olma niteliğini ön plana çıkmaktadır. Onun için çalışanların eğitimi ve bireysel kalite konusu öncelik kazanmaktadır. Genç insan kaynaklarının çalıştıkları iş yerlerinde daha yararlı olabilmeleri için işbaşında eğitim görmeleri ve ekip çalışmalarında görev almaları gerekmektedir. Sonuç ve değerlendirme İş dünyasını etkileyen küresel rekabet ve hızlı değişim süreci yeni teknolojilerin ve bilgi kaynaklarının daha iyi değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Ayrıca, ülkemizde yabancı ürünlerin tüketimine gösterilen aşırı ilgi de yerli sanayimizin ve ulusal ekonomimizin gelişimi açısından zorluk yaratmaktadır. Özellikle tüketim mallarında ithalatın artması yerli üretimin önünde birtakım engeller oluşturmaktadır. Bu konular KOBİ’ler için de büyük bir önem taşımaktadır. Uluslararası pazarlarda serbest piyasa ekonomisine yönelik uygulamalar yayıldıkça insan kaynaklarının önemi daha çok ön plana çıkmaktadır. Ana rekabet gücü kaynağı olarak nitelikli elemanlara duyulan gereksinim her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle endüstri meslek lisesi, meslek yüksekokulu ve üniversite eğitimi görmüş olan genç kuşaklara, özellikle yeni çalışmaya başladıkları iş yerlerinde öğrenme, uygulama ve iş geliştirme süreçlerine katılmaları için fırsatlar tanınmalıdır. Şirketlerin işsiz kalmalarının ve zor duruma düşmelerinin nedeni sadece ekonomik kriz ya da taleplerin azalması değildir. Verimliliği, kaliteli üretimi ve rekabetçi tasarım gücünü geliştiremeyen şirketler işlerini de kaybetmektedir. İş hayatında mevcut durumu sürdürmenin hiçbir güvencesi bulunmamaktadır. Rakipler bizden daha hızlı gelişiyorsa, biz geriye gidiyoruz demektir. O nedenle KOBİ’ler yeniliğe açık olmak ve kendilerini daha etkili bir biçimde tanıtmak zorundadır. Uluslararası pazarlarda fırsatları önceden fark etmek, yeni ürün tasarımında ve üretiminde öncü olmak, maliyetlerde ucuz işgücünün dışında teknolojik rekabet avantajlarını değerlendirmek yeni bir bakış açısına sahip olmayı gerektirmektedir. KOBİ’lerin başarılı olmaları yalnızca kendi yapılarındaki dinamiklerle sağlanamamaktadır. Kurumsal politikaların ulusal politikalarla desteklenmesi ve yönlendirilmesi zorunlu olmaktadır. KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr 17 Üniversite-Sanayi Prof.Dr. Edip TEKER Yaşar Üniversitesi İİBF Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü Öğr. Üyesi [email protected] T “ ürk ekonomisi 2014 yılına 65 milyar dolar cari açık, yüzde dört dolayında olacağı beklenen bir büyüme, yüzde 7’yi aşacağı tahmin edilen bir enflasyon ve buna bağlı olarak artan kredi faiz oranları ile girmektedir. 2013 yılı ortalarında “Gezi” olayları ile başlayan sosyal gerilim, 2013 Aralık ayında gündeme gelen yolsuzluk soruşturmaları ile devam etmektedir. 2014 yılında yapılacak olan yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında da ülke içi siyasette yaşanan olumsuz hava ve belirsizliğin giderilebileceğine ilişkin iyimser bir beklenti ne yazık ki bulunmamaktadır. Bu olumsuz tabloya ek olarak Amerikan Merkez Bankası (FED) in 2013 Mayıs ayında -2008 krizinin yaralarını sarmak amacı ile- başlattığı tahvil geri alım programında ABD’deki ekonomik iyileşmeye paralel olarak aylık 85 milyar dolar tutarındaki alımlarını kademeli olarak azaltma kararı, özellikle Türkiye’nin de içinde bulun- 18 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 KOBİ’ler 2014 yılında nasıl bir strateji ve risk yönetimi izlemeli? ” Türkiye’de 2013 Haziran ayında “Gezi olayları” ile başlayan ve 17 Aralık soruşturmaları ile artan siyasal gerginlik ve başta Suriye ile Mısır olmak üzere Irak ve İran gibi ülkelerde cereyan eden olaylar ve bu ülkelerle yürütülen siyasal ve ekonomik ilişkiler yurt dışı yatırımcıların gözünde ülke riskinin artmasına neden olmuştur duğu gelişen ülkeler piyasalarından büyük sermaye çıkışlarına yol açmış, bu da döviz kurlarında tırmanmaya neden olmuştur. Merkez Bankasının uzunca bir süre faiz oranlarını arttırmayarak, piyasaya 3,5 milyar dolar satması da döviz kurunun artmasını engelleyememiş ve Türk lirası, gelişen ülkeler arasında ulusal parası dolara karşı en çok değer kaybeden ülke olmuştur. Türkiye’de 2013 Haziran ayında “Gezi olayları” ile başlayan ve 17 Aralık soruşturmaları ile artan siyasal gerginlik ve başta Suriye ile Mısır olmak üzere Irak ve İran gibi ülkelerde cereyan eden olaylar ve bu ülkelerle yürütülen siyasal ve ekono- www.egekobider.org.tr mik ilişkiler yurt dışı yatırımcıların gözünde ülke riskinin artmasına neden olmuştur. 2014 ekonomik krizinin KOBİ’lere etkileri Ekonomik krizler ve finansal istikrarsızlıklar son on yılda dünya ekonomisinin en belirgin özelliği haline gelmiştir. Kısa aralıklarla ortaya çıkan ve birbirini izleyen krizler, özellikle gelişmekte olan ülkelerin reel ekonomileri üzerinde kalıcı etkiler bırakmaktadır. Ülkemizde reel sektör içinde KOBİ’lerin payının yüzde 98 olduğu düşünülecek olursa, ekonomik krizlerin görünür etkisinin finans piyasalarında ortaya çıkmasına karşın, gerçek etkisini reel kesimde ve özellikle KOBİ’ler üzerinde yaptığı unutulmamalıdır. Yüksek enflasyon ve ekonomik kriz dönemlerinde KOBİ’lerin öz kaynakları giderek erimektedir. Zira, böyle dönemlerde işletmeler üretim faaliyetlerini sürdürmek için, genelde ihtiyaç duydukları emek dâhil tüm üretim girdilerini peşin ödeme ile sağlamakta, ancak daralan talep nedeni ile ürünlerini belirli vadelerle piyasaya sunma durumunda kalmaktadırlar. Ekonomik istikrarsızlık ve piyasada baş gösteren tıkanıklık, işletmelerin tahsilatlarını aksatmakta, hatta bazen hiç tahsilat yapamama gibi bir durumlarla karşı karşıya bırakmaktadır. Nakit sıkıntısının baş göstermesi, işletmeleri Üniversite-Sanayi maliyeti daha yüksek finans kaynaklarına yöneltmekte, ya da çok ciddi darboğaz içerisine sokmaktadır. Benzer şekilde enflasyon baskısı altındaki ekonomilerde de, üretim ve stok maliyetleri yükselmekte, işletmelerin öz kaynakları erimektedir. Kriz dönemlerinde KOBİ’ler nasıl bir strateji izlemeli? ları gereken en cazip fon kaynaklarındandır. rılmalı ve yeni fırsatlar kaçırılmamalıdır. KOBİ’lerin kriz dönemlerinde nasıl yönetileceği ve ne yapılması gerektiği, her sektörün işleyişine ve iş Kriz yönetimi alanına göre farklılık göstermektedir. Kriz yönetimi, olası bir kriz durumuna Bu bağlamda her firma kendisine karşılık, kriz sinyallerinin önceden özgü bir kriz planı oluşturmak amafark edilerek değerlendirilmesi ve cıyla geleceğe yönelik alternatif işletmenin kriz durumunu en az çözüm önlemleri geliştirmelidir. kayıpla atlatabilmesi için gerekli KOBİ’lerin kriz dönemlerinde gerek önlemlerin alınması ve uygulanması işletme içi ve gerekse işletme dışı ilesürecidir. İşletmelerin kriz yönetimin- tişimi ve bilgi akışını artırmaları büyük de uygulayabilecekleri ilkeler arasın- önem taşımaktadır. da, krizden kaçınmak, (krizi önle- Bu noktadan hareketle KOBİ’lerde, mek), krizi yönetmeye hazırlanmak, alınan kararların uygulama hızı artırılkrizi saptamak (kriz olduğunu kabul malı, kriz dönemi atlatılıncaya kadar etmek), krizi çözmek ve krizden yarar yeni yatırımlar ertelenmeli ve en uygun finansman modelinin belirve süratle uygulamaya Finansal kriz dönemlerinde lenmesi konulması sağlanmalıdır. KOBİ’ler “likidite” sorununa KOBİ’ler profesyonel yönetim anlabenimseyerek mesleki ve birinci önceliği vermelidirler. yışını hizmet içi eğitime önem vermelidir. Bu amaçla likiditesi yüksek İçerisinde bulunduğumuz kriz cari varlıklarını arttırırken, kısa atmosferinde KOBİ’lerin stok politikalarını tutarlı bir yapıya kavuşturavadeli borçlarını azaltmaya rak etkin bir stok politikası uygulamaları maliyetlerini düşürmek açıgayret etmelidirler sından daha da önem kazanmıştır. sağlamak, sayılabilir. Kriz yönetimin- KOBİ’ler kriz dönemlerinde Ar-Ge de sorunların nedenlerinin sağlıklı bir faaliyetlerini desteklemeli ve yeni şekilde analiz edilmesi büyük önem ürün geliştirme yanında maliyet taşımaktadır. Krizi aşmanın diğer bir düşürme ve üretim süreçlerini iyileştirme doğrultusunda çalışmalar yapyolu da gelecek yönetimidir. Gelecek yönetiminin esasını; firma, malı, çağdaş pazarlama anlayışlarını firmanın ilişki içinde olduğu müşteri- benimseyerek tüm faaliyetlerinin ler, tedarikçiler, bankalar ve rakiple- odak noktasının tüketicilerin ihtiyaçlarinden oluşan katılımcı organizasyon- rı olduğunu kavramalı ve “ne üretirlar meydana getirir. Kriz dönemleri sek satarız” anlayışını terk ederek, tehdit ve fırsatların bir arada yaşandı- hedef tüketicilerinin gereksinimlerinden hareketle mal ve ğı dönemlerdir. Krizi fırsata dönüştürhizmet üretmeye odakmek için kriz sinyalleri iyi değerlendilanmalıdırlar. rilmeli, gerekli durumlarda yeniden yapılanmaya gidilmeli, sosyal paydaşlarla her türlü iletişim arttı- “ Finansal kriz dönemlerinde KOBİ’ler “likidite” sorununa birinci önceliği vermelidirler. Bu amaçla likiditesi yüksek cari varlıklarını arttırırken, kısa vadeli borçlarını azaltmaya gayret etmelidirler. Vadeli satışlarında vade süresini kısaltma ve peşin satışlara iskonto uygulayarak tahsilatı hızlandırma yolunu seçmeli, stoğa üretim yapmak yerine, sipariş üzerine üretim yaparak, stok maliyetlerini en aza indirmelidirler. Özellikle döviz borcu bulunan KOBİ’lerin kur riskine karşı son derece dikkatli olmaları gerekir. Öz kaynak kullanımı düşük, yabancı kaynak kullanımı yüksek olan KOBİ’ler de, yükselen kredi faizleri sebebiyle, öz kaynaklarını arttırma yoluna gitmelidirler. Öz kaynak yaratamayan, kredi bulamayan, teşviklerden faydalanamayan, yüksek kredi maliyetlerini karşılayamayan ve dolayısıyla işletme sermayesi ihtiyacı hızla artan KOBİ’lerin ise gelecekte faaliyetlerine son verme tehlikesi ile karşı karşıya kalabilecekleri unutulmamalıdır. İşletmelerin kendi yarattığı fonlarla faaliyetlerini finanse etmesi olarak tanımlanan otofinansman, açık ve gizli otofinansman olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilebilir. Açık otofinansman, faaliyetler neticesinde elde edilmiş olan kârın işletme içinde tutulmasıdır. Gizli otofinansman ise ticari kârın tespitinden önce, faaliyetler neticesinde elde edilmiş olan gelirlerin, işletme dışına çıkmasını önleyici tedbirler alarak, ticari kârın düşük hesaplanmasının sağlanmasıdır. Gizli otofinansman ülkemiz şartlarında sağlam mali yapı için vazgeçilmez bir finans kaynağıdır. Açık otofinansman yanında özellikle gizli otofinansman imkânlarının, muhasebe standartlarının izin verdiği ölçüde azami olarak kullanılması, kriz ortamında işletmelerin başvurma- ” KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr 19 “ Şirketlerden ” Göktoğan TMM çevre teknolojileri konusunda AR-GE’ye hız verdi 1 Türkiye'nin tek blower imalatçısı olan Göktoğan Teknik Makina Model, pozitif deplasmanlı blowerlar ve endüstriyel süpürgeler konusunda da Türkiye'nin lider üreticisi konumunda... 969 yılında kurulan Teknik Makina Model Atölyesi günümüzde Göktoğan Teknik Makina Model Limited Şirketi olarak çalışmalarına devam ediyor. 1986 yılında yandan kanallı blower imalatına başlayan Göktoğan TMM, 2013 yılı itibariyle 96 farklı yandan kanallı blower modelinin seri üretimini yapıyor. 2007 yılında pozitif deplasmanlı blowerların üretimine başlayan ve 2009 yılında Helis Loblu Blowerların üretimi İZKA tarafından da desteklenen Göktoğan TMM, 2014 yılı itibariyle 0.25 kW ile 350 kW arasındaki her ihtiyaca yönelik blower modelleri ile Türkiye sanayisinin basınçlı hava ve vakum ihtiyaçlarına yanıt veriyor. Çevre teknolojileri konusunda Türkiye pazarının ithalata muhtaç olduğu alanlarda çözümler üretmeyi hedefleyen Göktoğan TMM, ithalatçı bir ülkeden ihracatçı bir ülkeye dönüşmek ve yüksek katma değerli ürünler üretebilmek için çevre teknolojileri konusunda yürüttüğü AR-GE çalışmalarına ara vermeksizin devam ediyor. sunduğu 4 yeni blower modeli ile piyasanın ihtiyaçlarına daha etkin şekilde çözümler üretiyor. Türkiye'nin ilk toprak yenileme/arıtma (soil remediation) uygulaması için yüksek vakum blowerları ile çözümler üreten Göktoğan TMM, metropolitan atıksu arıtma tesislerinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Turbo Blower tasarım çalışmalarına başladı. Çalışmalarına hız kesmeden devam eden Göktoğan TMM, 2015 yılı içerisinde Türkiye'nin ilk Turbo Blower prototipini üretmiş olmayı hedefliyor. İlkleri başardı İstanbul, Ankara ve Adana düzenli çöp depolama alanlarında ve 16 farklı tarım atığı değerlendirme tesisinde biyogaz transferi konusunda çözümler üreten Göktoğan TMM, biyogaz transfer blowerları konusundaki deneyimini uluslararası piyasalara taşımak amacıyla İzmir Kalkınma Ajansı desteği ile biyogaz blower modellerine ATEX sertifikası aldı. Türkiye'deki atıksu arıtma sektörüne 25 yıldır blower modelleri ile hizmet veren Göktoğan TMM, 2013 yılında hizmete 20 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr Görüş ret sinyallerine sahip olduğunuzu anlar anlamaz atağa geçmelisiniz. İşte bu noktada EFT, tam da size daha doğrusu bizlere ışık tutacak ve şifa olacak bir yöntem… Leyla BİLEN Çaresiz ruh hali Profesyonel Koç ve Eğitmen E FT (Emotional Freedom Techniques), ülkemiz dahil olmak üzere tüm dünya ülkelerinde duygusal sorunların ve davranış bozukluklarının terapi ve tedavisinde kullanılan çok etkili bir yöntem olarak bilinmekte ve uygulanmaktadır. EFT, bedenimizdeki bir takım akupunktur noktalarına vuruşlar yapılarak önce negatif duygu durumlarının açığa çıkartılması, sonrasında ise istenen pozitif duygu olumlamalarının bedene yüklenmesi halinde gerçekleştirilmektedir. EFT (Duygusal Özgürleşme Teknikleri) sayesinde olay ve/ya kişilerin sizde sebep olduğu keder, üzüntü, stres gibi birçok ruhsal ve psikolojik sorundan arınabileceğiniz gibi sahip olduğunuz ve size zarar verdiğini düşündüğünüz olumsuz davranışlarınızı da olumlularıyla değiştirebilirsiniz. Bu sayede, acılarla daha doğrusu her türlü olumsuz duygu ve düşüncenizle beslediğiniz acı bedeninizden özgürleşebilirsiniz. Acı beden kavramını ilk defa duyuyorsanız ya da duymuş olduğunuz halde bu konuda herhangi bir fikre sahip değilseniz kısaca değinelim. Acı beden, özetle insanda kurnazca büyüyen bir ruh hali olarak tanımlanabilir ve kişide kronik bağımlılığa neden olacak niteliğe sahiptir. Siz, arkadaşlarınız ve yakınlarınızla üzüntüleriniz üzerinden dertleştikçe acı beden, keyifle beslenmeye devam eder. Geçmişten bugüne yaşattığınız her türlü acı deneyim ve anılarınız bu bedenin en büyük besin stoklarını oluşturmaktadır. Bir süre sonra büyüyen beden, sizi ‘acıların esiri’ haline getirir. Artık esaretinizin etkisiyle sorunsuz bir hayat düşünemez hale gelirsiniz. Geleceğe dair, her bir istek ve hedefiniz, kara bir çerçeve içinde karamsarlıklarla dolu bir resim olarak beyninizin merkezine taht kurar. Dolayısıyla, negatif yönde çekim yasası kanunlarını hayatınızın akışında bulmaya başlarsınız. Gerek dünya gerekse insan enerjisinin bu kadar yoğun ve yüksek yaşandığı bu sıra dışı çağda, bir an evvel ruhsal ve psikolojik gerçekliğinizin durumunun farkına vararak esa22 KOBİ DÜNYASI EFT ile stresi yönetebilirsiniz Acıların temelini oluşturduğu çaresiz ruh hallerinden kurtulmak adına bir EFT terapisinin itinayla gerçekleştirilmesi gerekir ki kesin ve hızlı sonuçlar alınabilsin. Bu bağlamda, öncelikle üzerine çalışmak istediğiniz olayı belirlemelisiniz. Bu olayın sizde yarattığı negatif duyguların listesini yaptıktan sonra bunların karşılığında yüklemek istediğiniz pozitif duyguları saptamalısınız. Direkt olay veya kişiye odaklanarak çalışma yapmaya kalkışırsanız sonuç alamazsınız! Duyguların listelenmesinin ardından, EFT cümlenizi yazmalısınız. Doğru hazırlanmış bir EFT cümlesi hem olumsuz duygulara meydan okuma özelliğini hem de olumlu “ MART-NİSAN 2014 ” Hayat, bizler hangi duygu ve davranış durumlarını yaşarsak yaşayalım bir şekilde ilerliyor. Bu noktada insan, iki geçen olguyu geriye getiremiyor: Sağlık ve zaman duygu durumlarının seçimini içermelidir. Konumuz ‘acılardan özgürleşmek’ ve yöntemimiz ‘EFT’… Öyleyse, örnekleyerek ilerlememiz daha yerinde olacaktır. Genel olarak hayatta çektiğiniz acıların listesini yapacak olsanız, ortaya çok uzun ve detaylı maddeler çıkacaktır. Bu bağlamda, görselde gördüğünüz EFT noktalarına vuruşlar yaparak sahip olduğunuz negatif duygularınızı sesli bir biçimde ifade edin. Listenizin kabarıklığına göre her bir noktaya vuruş süresini kendiniz belirleyebilirsiniz. Ardından, genelleme yaparak olumsuz duyguların tümünü kapsayacak şekilde görselde kesik çizgilerle dairesel olarak belirtilmiş olan bölgeye, dairesel ovma hareketiyle şu EFT cümlesini üç kez sakin ses tonuyla yükleme yapın: “Bugüne kadar hayatta yaşamış olduğum bütün acı deneyimlerin bende yarat- www.egekobider.org.tr tığı her türlü olumsuz duyguya rağmen, şu andan itibaren hayatımın her alanında pozitif yaklaşımlar sergilemeyi ve olumlu duygularla kendimi sağlıklı, güçlü ve dinamik hissetmeyi seçiyorum. Kendimi tamamen ve derinden kabul ediyorum. Kendimi onaylıyor ve seviyorum.” Maddi ve manevi rahatlık Cümlenizi, bedeninize yüklemenizin ardından EFT noktalarına aynı cümleyi vuruşlar yaparak tekrarlayın. Vuruş sürelerini kendinize göre ayarlayabilirsiniz. Çalışmayı, sesli olarak yapmanız önerilir. Çünkü duygusal açıdan yoğun anlar yaşayacağınız bu süreçte, arınmanın tam olarak gerçekleşmesi adına sesli çalışmak en doğru seçim olacaktır. Uygulamanız bittiğinde, yerinize oturun ve bir bardak su için. Kendinizi bir süre dinleyin. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Ne gibi duygularınız açığa çıktı? Yaklaşık olarak, on dakikayı ruhsal durumunuzu irdelemeye ayırın. Bir takım acı deneyimlerin sizde neden olduğu ağır yüklerden arındığınızı, yani özgürleştiğinizi hissediyorsanız EFT, sizde işe yaradı demektir. Bu çalışmayı 21 gün süreyle tekrarlayabilir, özgürleşmenin hayatınıza katacağı güzelliklerin tadını çıkarmaya başlayabilirsiniz. İlerleyen zamanlarda, EFT’yi başka konularda kullanmak isterseniz bu defa genelleme yapmak yerine spesifik konular üzerinden aynı mantığı oturtarak çalışma yapmayı tercih edebilirsiniz. Tekniği hayatınıza uyarlamayı başardığınız noktada, hem manevi hem de maddi yaşantınızın daha rahat aktığını hissetmeye ve arındıkça özgürce yaşamaya başladığınızı fark edeceksiniz. Hayat, bizler hangi duygu ve davranış durumlarını yaşarsak yaşayalım bir şekilde ilerliyor. Bu noktada insan, iki geçen olguyu geriye getiremiyor: sağlık ve zaman… Bu sebeple, hayatı farkındalıkla yaşama gereğimizin önemi göz ardı edilemez bir boyut kazanıyor. Öyleyse iş, yine başa düşüyor… Önce kendiniz sonra sevdikleriniz için, hayatı anlamlı yaşamak adına bugünden itibaren olumlu duygu ve deneyim seçimleri yaparak sağlıklı, huzurlu ve acılardan özgürleşmiş bireyler olarak hayata devam etmenin zamanı çoktan gelmiş demektir. Hepimize her açıdan sağlıklı ve mutlu yaşamlar dileğimle kendimize iyi bakalım! Görüş Şirketlerimizle rafting yapıyoruz! Mustafa TOPAL EFES Yeminli Mali Müşavirlik H ve uygun nehir yollarını takip eder, komut verir, ekipteki kişileri yönlendirir. Artık, hiç bir şey, şirketlerimizi kurduğumuz eski zamanlardaki gibi değil. Bunu herkesin kabul ettiğini düşünüyorum. Öyleyse, biz de şirketlerimizi hırçın nehirde ilerletirken, yanımıza yeterince deneyimli rehber ve profesyoneller almalıyız. Rafting yapabilmenin koşullarından biri yüzme bilmektir. Biz de şirketimizi yönetirken, temel ölçütlerde, başta mizan bilgisine sahip olmalıyız. Bilançoya baktığımızda, bot görevi yapan şirketimizin, yönünü anlayabilmeliyiz. Çünkü, sağlıklı tutulması esas olan muhasebe, botumu- “ ayat hepimiz için bir yolculuk. Bu yolculuk hep bir mücadele ile geçiyor. Zaman zaman, kendimizi, çırağı olamadığımız işin patronu olarak buluveriyoruz. Bazen de, babamızın ilk atölyecilik zamanını hatırlayıp, elimize süpürgeyi verdiği ve sonrasında çırağı, ardından işveren olduğumuz “ilk an” gelir gözümüzün önüne… Hayat nehrinde, bizi taşıyan botumuz olan şirketimiz ile rafting yapar dururuz. Sağlıklı bir rafting için, botta bulunan herkesin bir takım olduğunu unutmaması ve herkesin kürek çekmesi gerekir. Ancak, raftinge giderken, ne gerekli diye düşünmemize rağmen, bizi taşıyan şirketimiz için gerekli şeyleri hep ertelemeye çalışır veya “nasıl olsa bilir, yaparız” yanlış algısına düşer, ama farkında olmayız. Oysa, şirketimiz bir kişiliktir. Adına tüzel kişi deriz. Bu kişinin ihtiyaçlarını zamanında ve eksiksiz gidermek için ne kadar çaba harcıyoruz. Rafting yaparken öncelikle gerekli güvenlik önlemlerini almanız gerekir. Peki biz şirketlerimizde, hem çalışanlarımız, hem de şirket içindeki birimlerin, kayıt, üretim sırrı, kıymetli evrak veya bilgi gizliliği konularında güvenliğini sağlıyor muyuz? Yoksa, birimler arası herkes her şeyden haberdar, imza yetkilerimiz münferiden, antetli kağıtlarımız ve faturalarımız masa üzerlerinde, çalışanlarımız her şeyi uluorta konuşuyorlar mı?.. Botumuzu/şirketimizi güvenli midir? Diye, denetletmeye “aman sende” mi diyoruz? Peki, botumuzun nehir için uygun olup olmadığını, hırçın sulara dayanıklılığını kim bize söyleyecek?.. layacaktır? Hayati soru budur… Muhasebe donanımlı olmalı ” Hayat nehrinde, bizi taşıyan botumuz olan şirketimiz ile rafting yapar dururuz. Sağlıklı bir rafting için, botta bulunan herkesin bir takım olduğunu unutmaması ve herkesin kürek çekmesi gerekir zun yani şirketimizin “Sonarı” dır. Hırçın bir nehirde rafting yaparken suya düştüğünüz zaman, can yeleğinizin olması, yüzme bilmeniz yeterli olmayabilir. Ekonomik ve siyasi risklerin büyüdüğü ve yönetilemez olduğu zamanlar, işte tam da hırçın nehrin sularına düştüğünüz anlara benzer. Öncelikle hayatta kalabilmeniz için, mutlaka suyun yüzeyinde kalmanız gerekecektir. Peki bunu size kim sağ- İşte o an, botta bulunan deneyimli rehberleriniz, donanımlı kaliteli personeliniz, size bu konuda çok yardımcı olacaktır. Botunuzu/şirketinizi, gerekli denetimlerden geçirip, bu hırçın sulara teknik olarak iyi hazırlamış olmanız ise, sizin hırçın sulardan, tekrar güven içinde alabora olmamış botunuza çıkmanızı sağlayacaktır. Şirketlerinize/botunuza, öncelikle çok iyi bir sonar sistemi kurunuz. Yani muhasebe… muhasebeyi, gerekli gereksiz her işin yapıldığı bir tezgah olmaktan uzak tutunuz. Muhasebeyi yöneten kadronuz, dirençli ve size de dahi “hayır” demeyi bilen insanlardan oluşsun. Yasama merci olarak, sizin ve yönetim ekibinizin aldığı kararları, mali mevzuat fırçaları, kıymetli evrak hukuku boyaları ile tuvale resmeden birimin muhasebe ve muhasebenin donanımlı insanlarca denetlenmesi olduğunu ve ortaya çıkan resmin duvarınıza asılarak, uzun yıllar sorumlu tutulacağınızı unutmayınız. Tüm bunları tamamlayan ise, siz botunuzla/şirketinizle rafting yaparken size rotayı ve rotanın üzerindeki önemli noktaları belirleyen yol haritasını önünüze koyan, denetim mekanizmasını kurmak olacaktır. Tecrübeli rehber şart Rafting yapmadan önce, yanınıza mutlaka bu işi daha önceden yapmış tecrübeli rehber almalısınız. Rehber, kürekler kullanarak, manevralar yapar KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr 23 “K Bilgi ” KOBİLER VE GELİŞTİRİCİ EĞİTİMLER “Bir ülkenin kalkınıp ilerlemesinde temel iki dinamik; eğitim ve ekonomidir. İstenilen gelişme ve kalkınma düzeyine ancak bu iki itici güç bir arada ve birbirini destekler nitelikte ise ulaşılabilir.” işi ve kurumların başarısı; devamlılığı, verimliliği, rekabet üstünlüğü… Yönetim ve çalışan kademelerinin nitelik derecesini yükseltmesine, geliştirici eğitimleri almasına ve aldırmasına bağlıdır. İnsanın yaradılışından beri her aşamada ve devirde tekrar edilen EĞİTSEL, öğüt ve sözler ötesinde içine girmiş olduğumuz “Bilgi Çağı” devrinin tüm gerek ve imkanları ile kurumları; sektörün ve devrin icablarına göre EĞİTİM faaliyetlerini yeteri ölçüde yerine getirmeye, EĞİTİM için zaman ve finans ayırmaya mecbur etmiştir. Bilindiği gibi; doğumdan ölüme kadar (yaşam boyu) devam eden EĞİTİM’in muhtelif safha ve süreleri vardır. Genelde temel eğitimle başlayan meslek ve kariyer kazandırıcı Örgün Eğitim, meslek kazandırıcı Endüstri ve Meslek Liseleri, kurum ve kuruluşların organize ettiği kurslar, muhtelif platformlarda sıkça tekrar edilen seminer, konferans ve nitelik artırıcı yaygın eğitimler… Bu ve benzeri çok sayıdaki eğitimler; şu temel unsurları ile gerçekleşir ve başarıya ulaşır: 1. Eğitimi alacak kişi ve kurumlar (hedef kitle), 2. Eğitim verecek kişi ve kurumlar, 3. Eğitimin verileceği ortam ve platformlar, 4. Arzu edilen eğitim konusu ve amaçları, 5. Eğitim için gerekli optimum zaman, 6. Bu unsurların gerçekleştirilmesini yapan girişimci, organizatör kişi ve kuruluşlar…. 7. Eğitimin önem ve gerekliliğine inanmak ve katılmak Tüm bu unsurların gerçekleşmesi ile eğitim ve bilgilendirme hedefine ulaşılabilecektir. Bu nedenledir ki; işletmelerin kapasite, gereksinim ve imkanları mertebesince oluşturacakları EĞİTİM BİRİMİ, bilginin değere ulaşması ile beraber birçok AVANTAJLARI yanında getirecektir. Bilgi ve teknolojinin hızla geliştiği, değiştiği asrımızda bu hıza uyum sağlamak için zorunlu eğitim yanında “Yaşam Boyu Eğitime” de yatırım yapılması gerekmektedir. Bilginin değere dönüşmesi her ortamda eğitime önem vermekle, gerekli etkinliklere katılmakla mümkündür. İleri gitmiş ulusların bulundukları konuma; eğitim, teknoloji, Ar-Ge’ye yeteri ölçüde yatırım yapmaları ile gelebildikleri herkesçe bilinen bir gerçektir. Mevcut örgün eğitim kurumları, kamu kurumları ile oda ve sivil toplum kuruluşlarının, bilgi ve danışman kuruluşların eğitim üzerine yaptığı tüm faaliyetlerden yeteri ölçüde istifade edilebilmesi şartı; Bilgiye ve nitelikli elemana ihtiyaç duyan işletmelerin istekli, duyarlı, planlı davranışı ve tüm kurumların sinerji içerisinde işbirliği yapmasından geçer. BAŞLICA KİŞİSEL ve KURUMSAL GELİŞTİRİCİ EĞİTİMLER Çok Sayıdaki Eğitimlerden birkaç önemli örnek; Proje Yönetimi, İnsan Kaynakları, İletişim Teknikleri, İş Etüdü, Üretim Planlama, Kalite Yönetimi, Verimlilik Yönetimi, Zaman Yönetimi, İletişim Teknikleri, Motivasyon, Hızlı Okuma Teknikleri, Kurumsallaşma, İş Sağlığı ve Güvenliği, Yönetim Teknikleri, Girişimcilik… ve Kuruma Özel Eğitimler, Çok sayıda Mesleki Kurslar. 24 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr Röportaj Prof.Dr. Galip Akhan’dan gençlere mesleki tavsiyeler İ zmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Galip Akhan, üniversite ve meslek tercihi yapacak gençlere önemli tavsiyelerde bulundu. KOBİ Dünyası Dergisi’nin mini anketini yanıtlayan Prof. Akhan, “Gençlerimiz meslek seçimlerini kabiliyetleri doğrultusunda yapmalıdır. Mesleğinizi isteyerek severek yapmanız gerekir. Aile isteğiyle ya da mesleğin büyüsüne kapılarak bir anlık bir kararla; örneğin tıp fakültesi 6 sene okunabilecek bir okul değildir” diye konuştu. İşte Katip Çelebi Üniversitesi’nin başarılı rektörü Prof. Galip Akhan’ın sorularımıza verdiği yanıtlar: Bugün tercih yapsanız hangi mesleği tercih ederdiniz… Prof.Dr. Galip AKHAN: Tıp Fakültesine girmeden önceki istediğim Fakülte İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’ydi. Baştan beri isteğim İşletme okumak, ticari hayata atılıp yönetici olmaktı. Ama Tıp Fakültesi’ni tercih ettim, kazandım. Mesleğimi severek okudum. Mesleğimi seviyorum. Bu mesleği tercih edecek tüm gençlerimize de tavsiye ediyorum. Kuşkusuz her meslek kıymetlidir. Meslekleri kıymetli hale getiren uğraştıkları metadır. 26 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 Meslekler içinde en kıymetli meslek hekimliktir. Çünkü insan hayatı kutsaldır. Bugün tercih etsem mesleğimi Sosyal Bilimlerle birleştirip okumak isterdim. Prof.Dr. Galip AKHAN Size göre geleceğin meslekleri nelerdir? Prof.Dr. Galip AKHAN: Bence geleceğin meslekleri yerine ‘geleceğin alanlarında donanımlı, başarılı olan insanları’ demek daha doğru olacaktır. Mühendislik alanları, sosyal bilimler alanları oldukça önemli alanlardır ve öyle olmaya da devam edecektir. Ama gelecekte tek alan yerine multi disiplinler daha önem arz edecektir. Mesela Mekatronik, biyomedikal gibi mühendislik alanları buna en güzel örnektir. Kendi ihtisas alanlarının içinde başka disiplinleri de barındırması o mesleği daha cazip hale getirecektir. Bir Biyomedikal Mühendisi sağlık sektörünün aranılanı olabilir. Bünyesinde makine, elektrik-elektronik, kontrol mühen- www.egekobider.org.tr disliği ile yazılım mühendisliği çalışma konularını içeren Mekatronik Mühendisliği sanayinin aradığı en gözde mühendislik alanlarından biri olacaktır. Örneğin doktor olmak için insani ilişkilerinizin kuvvetli olması hastalarla diyalog açısından size avantaj sağlayacaktır. Bu saydığım örnekler multi disiplinleri bünyesinde barındıran her meslek için geçerlidir. Bunların yanında sosyal beceriye sahip, bilgisayara hakim, birden fazla yabancı dile sahip gençlerimizin alanlarında başarılı olmaması için hiçbir engel yoktur. Öğrencilere meslek seçimlerindeki tavsiyeleriniz nelerdir? Prof.Dr. Galip AKHAN: Gençlerimiz meslek seçimlerini kabiliyetleri doğrultusunda yapmalıdır. Mesleğinizi isteyerek severek yapmanız gerekir. Aile isteğiyle ya da mesleğin büyüsüne kapılarak bir anlık bir kararla; örneğin tıp fakültesi 6 sene okunabilecek bir okul değildir. Tüm bunların yanında gençlerimizin tercih yapacağı alanların istihdam olanaklarını da iyi araştırması gerekir. Mezun olup istihdam alanı bulamazsanız da bu sizi mutsuz eder. Ben bu okulu niye okudumu söylememeleri için çok yönlü bir araştırma sürecinin ardından ülkemizin istihdam olanakları da gözden geçirilerek tercihler yapılmalıdır. Görüş “ Küçük girişimcilikte YENİÇAĞ! Yrd.Doç.Dr. Osman SİRKECİ İİBF Dekan Yardımcısı G irişimcilik her geçen gün eski klasik yaklaşımlardan kurtulup yeni ufuklara doğru yelken açıyor. 1980’lerin ORTADİREK söylemleri ile gündemde yerini alan orta yaşam grupları ekososyopolitik ağırlıkları ile dikkate alınmaya başlanmış oluyordu. Geçen 30 yıl içinde kamu sektörü daraltıldı. Büyük işletmeler yeni istihdam olanakları yaratamaz oldular. Dijitalleşme hızla ağırlığı aratmasına rağmen hizmet sektöründe ücret ve maaşlı olarak talep edilen ölçüde istihdam olanağı yaratamadı. Buna karşılık çare arayışları kendi işini kuracak, kendi hesabına çalışacak kümenin harekete geçirilmesinde yegâne çare arayışları tüm yer kürede öne çıkmaya başladı. Avrupa Birliği’nin “KIRMIZI HALI” Politikaları’ndan Amerika’ya, Çin’e ve dünyanın dört biryanına KOBİ, MKOBİ destek politikaları ve milyonlarca saatlik GİRİŞİMCİLİK SERTİFİKA ve EĞİTİM programları hâkim oldu. Netice itibarı ile süreç Amerika’dan Trabzon’a oradan Essen’e kadar Öğrenci Girişimci, Genç Girişimci, Kadın Girişimci örnekleri ile her çeşit medyal zenginliğe dönüştü. Avrasya pazarı Kanaviçe sokağı-Çarpıcı mutfak Türkiye bir baştan bir başa binlerce yeni girişimciye ev sahipliği yapmaya başladı. Diyarbakır’da 20 kişiye istihdam sağlayan Ayşe hanımdan, Trabzon’da 5-10 bin liralık mikro kredilerle kendi işini kurup 10 patent ve marka sahibi olan ÇARPICI MUTFAK fikrinin ve girişiminin sahibi Güzin Demirci diğer girişimci 28 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 ” Avrupa Birliği’nin “KIRMIZI HALI” Politikaları’ndan Amerika’ya, Çin’e ve dünyanın dört biryanına KOBİ, MKOBİ destek politikaları ve milyonlarca saatlik GİRİŞİMCİLİK SERTİFİKA ve EĞİTİM programları hâkim oldu adayı kadınlara da cesaretlendirici örnek oluşturuyorlar. Liseli genç başarı şirketi Üniversitelerin birçok bölümlerinde ve liseler düzeyinde yaygınlaşmaya başlayan GİRİŞİMCİLİK dersleri ile yaratılan girişimcilik motivasyonu ve cesareti yeni iş-girişim fikirlerinin, projelerinin ortaya çıkmasına çok önemli katkılar sağlamaya başladığı özellikle öğrenim çağındaki gençlerin çok sayıdaki örnek girişimleri ile gözle görülür hale gelmeye devam ediyor. Kendi markaları ve ürünleri ile kendi çıkardıkları 10-15 Türk lirası değerindeki hisse senetleri ile finanse edip kuruluş sermayesi temin ederek kendi şirketlerini de kuran Trabzon Ticaret Meslek Lisesi 10. ve 11. Sınıf öğrencileri sadece Türkiye’ye değil GENÇ BAŞARI VAKIF-KOOPERATİF-ŞİRKET’lerini tanıtmak için gittikleri Avrupa ülkelerinde, fuarlarda ve ziyaret ettikleri yakın Üniversitelerde abilerine dahi örnek oluyorlar. Uluslararası girişimci öğrenci fuarı Hemen hemen tüm üniversiteleri- www.egekobider.org.tr mizde olduğu gibi İzmir’de Gediz Üniversitesinde tecrübeli girişimci ve eğitimci Fettah Güventürk hocamız, Trabzon’da Harvard tecrübeli E. David Aslan tarafından verilen Girişimcilik dersleri ile yakın üniversitelerin öğrencileri dahi etkilenerek yeni iş fikirleri ile harekete geçmeye başlıyorlar. Bir yandan mevcut eğitim sistemleri ABD’den AB ülkelerine ve reform zengini Türkiye’ye kadar hükümetler ve kitleler tarafından şiddetli eleştirilere tabi tutulmaktadırlar. Diğer yandan Başlangıç aşamalarında ve cılız dahi olsa GİRİŞİMCİLİK dersleri ve MERKEZLERİ lisans veya yüksek lisans öğrencileri üzerinde dikkate değer yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlıyor. Avrasya Üniversitesinde yüksek lisans öğrenimini sürdüren Artvin ve Bayburt İl Milli Eğitim Müdürleri Mustafa Yılmaz ve diğer öğretmen arkadaşları uygulamalı Girişimcilik Araştırmaları dersleri kapsamında yürüttükleri çalışmalarını ve Yüksek Lisans bitirme tezlerini “GİRİŞİMCİ ÖĞRENCİ” konulu kompozisyon yarışmasına dönüştürerek iki ilin tüm orta ve liselerine yaygınlaştırmış bulunuyorlar. Bu yaratıcı ve reel yaşama dönük örenim ve ders prensipleri ile uygulanmaya başlayan AVRASYA EKOLÜ’ndeki eğitimin önemini ve verimliğini gören Artvin ili Valiliğinin de desteği ile 2015 yılında düzenlenmesi düşünülen “ULUSLARARASI GİRİŞİMCİ ÖĞRENCİ FUARI”nın hazırlık adımları atılmaya başlanmış bulunuyor. 30 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr 31 İ Bilgi İNSAN VE SEVGİ nsan taşıdığı ve yaşadığı duygularla değer kazanmaktadır. Sevmek duygusu da insana verilmiş en güzel ve anlamlı duygulardan bir tanesidir. Sevgi, sadece insana mahsus bir duygudur. Bu duyguyu, en mükemmel şekliyle yaşayabilen sadece insandır. İnsana bu duyguyu Veren, onun kullanım sınırlarını da belirlemiştir. Onun için meşrû sevmekler yani sınırlarını Yaratıcının belirlediği sevmekler, ibadet. Sevgi, taşıyanı sevimli kılar Sevgi kapasitesi yoğun insanlardan oluşan bir toplum, hayatın yaşamaya değdiği, insan olmanın lezzet verdiği, insanlar arası ilişkilerin kaliteli olarak icra edildiği bir dünyanın kapılarını açacaktır. Sevgi, ruhun gıdasıdır. Bütün varlık sevildikçe anlamlıdır. İnsan böyle bir sevgi gıdasından haz duyar. Bedende yaşayan ruh, sevgiyle beslenirse güzelleşir. İnsan, taşıdığı duygularla anlam kazandığı için, güzel duygular taşıyan insan haliyle İnsana sevmek yakışıyor. İnsan, sevince ve güzelleşeceklerdir. Sevgi, taşıyanda etkisini gösterir. İnsan, bedeni içinde taşıdığı duysevilince insandır. gular ile değerlendirilir. İnsanı bir duygu kabı olarak düşünürsek, bu kabın içinde İnsan, her şeye karşı taşıdığı sevgisiyle âle- olanlar dışa da yansıyor. Bu kapta sevgi min her tarafıyla alâkadardır. Sevgisi ne taşıyan seviliyor. kadar büyükse, insan o kadar büyüktür. İnsan, sevgisiyle anlam kazanıyor. İnsanı İnsan bedenine iskân edilen ruh, ancak insan yapan değerlerdendir sevgi. sevgi ile nefes alıyor. Sevgi, ruhun da genişlemesine vesiledir. Sevgiyi taşımak ve yaşayabilmek her insa- Her şeyin sevilecek tarafına yönelen ruh, nın harcı değildir. Bu san’atı herkes güzel sevginin her şeyi kapsadığını görecektir. icrâ edemiyor. Sevmek gerçekten san’attır. Böylece göz, sevgi gözlüğüyle hayata bakaDünyanın yaşanabilirliği, sevginin insanlar- caktır. Görülen, varlıklardaki güzellikleri görecektir ve gösterecektir. Sevgi kulağı, daki oranıyla alakalıdır. işitme organına dokunan bütün seslerin Nitekim sevgisizler yüzünden her geçen gün sevgi melodisini hissedecek ve terennümüdünya neşesini, sevincini, heyecanını kay- nü böylece idrak edecektir. Sevginin hakim betmektedir. Sevgisizler dünyaya daha çok olduğu vicdan, kendisine dokunan bütün hükmettiğinde, dünya ömrünü tamamla- olaylardan sevgiyi öz olarak çıkaracaktır. mış olacaktır. Onun için dünyadaki insanları, sevenler ve sevmeyenler diye ikiye ayır- İçinde sevgi taşımayan bütün davranışlar, mak mümkündür. hem taşıyanı, hem de taşınanı rahatsız edecektir. Sevgisiz vermek, almak, ilgilenmek, Ama tabiî neyi seviyor insan, neden seviyor, gitmek, gelmek, düşünmek, hissetmek, bu sevgi ona ne kazandırıyor asıl belirleyici dokunmak, hasılı onsuz ne kadar fiil varsa, ruhsuz olacaktır. olan da bu noktadır. • Sevgi; Paylaşımın, yardımlaşmanın, insanca yaşamanın mutluluğun Anahtarıdır • İnsanlar, sevgi beslerse sevgi görür • Sevilen, çalışabilen, yararlı iş yapabilen insan sağlıklıdır. 32 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr Tanıtım “ İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, dünya üniversitesi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor ” İzmir’in 4’ncü devlet üniversitesi olarak kurulan Katip Çelebi Üniversitesi, henüz 3 yaşında olmasına rağmen 2013-2014 Eğitim-Öğretim döneminde 9’u aktif 12 fakülte, 3 enstitü ve 3 yüksekokulda 2371 öğrenciye eğitim vermek üzere 217’i öğretim üyesi olmak üzere toplam 396 öğretim elemanı ve 244 idari personele ulaştı İ zmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, 14.07.2010 tarihinde İzmir’in 4. Devlet üniversitesi olarak kurulmuştur. 10 Aralık 2010 tarihinde Prof. Dr. Galip AKHAN, üniversitemize rektör olarak atanmıştır. İzmir’in en genç devlet üniversitesi olarak, adını tarihteki büyük Türk âlimi Kâtip Çelebi’den alan Üniversite; 20112012 Eğitim-Öğretim dönemine Tıp Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde 211 öğrenci, 99 akademisyen ve 40 34 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 idari personel ile eğitim hayatına başladı. Genç ve dinamik bir yapıya sahip olan, sağlam ve emin adımlarla ilerleyen üniversite henüz 3 yaşında olmasına rağmen 2013-2014 Eğitim-Öğretim döneminde 9’u aktif 12 fakülte, 3 enstitü ve 3 yüksekokulda 2371 öğrenciye eğitim vermek üzere 217’i öğretim üyesi olmak üzere toplam 396 öğretim elemanı ve 244 idari personele ulaştı. Katip Çelebi Üniversitesi; Sağlık Bilimleri Alanında; Diş Hekimliği, www.egekobider.org.tr Eczacılık, Sağlık Bilimleri ve Tıp Fakülteleri, Sağlık Bilimleri Enstitüsü ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulundan, Fen Bilimleri Alanında; Mühendislik ve Mimarlık, Su Ürünleri, Gemi İnşaat-Denizcilik ve Orman Fakülteleri ile Fen Bilimleri Enstitüsünden; Sosyal Bilimleri Alanında ise; İktisadi ve İdari Bilimler, Turizm, Sosyal ve Beşeri Bilimler ve İslami İlimler Fakülteleri ile Yabancı Diller Yüksekokulundan oluşuyor. Tanıtım “ 2013-2014 eğitim-öğretim yılında ise programlarına büyük önem veren üniBiyomedikal, Mekatronik, Harita versite, 2011 yılının sonunda yapmış Mühendisliği, Turizm Rehberliği, olduğu başvurusunun neticesini İktisat, İşletme, Uluslararası İlişkiler, “Erasmus University Charter”ını en Siyaset ve Kamu Yönetimi, Maliye ve kapsamlı seviye olan “Extended” düzeMali yönetimi bölümlerinde lisans eği- yinde alarak; Erasmus Programı’ndan timine başlanıldı. Ayrıca bu yıl ilk olarak Sağlık Meslek Yüksek Üçüncü kuşak ya da “Dünya Okulu’na, Ağız-Diş Sağlığı, Yaşlı Üniversitesi” denilen bir Bakım, Acil ve İlk Yardım programlakonsept ile öğrencisinin rına öğrenci kaydı yapıldı. Araştırma üniversitesi olmayı hedefleyen Katip karşısına çıkan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nde 24 alanda Çelebi Üniversitesi, yüksek lisans, 16 alanda ise doktora eğitimlerine de başlanıldı.2014uluslararası bir üniversite 2015 eğitim yılında ise İslami İlimler olmayı hedefliyor Fakültesi’ne, Sağlık Bilimleri Fakülfaydalanabilecek olan üniversiteler listesine ismini yazdırmayı başardı. Bu kapsamda Finlandiya, Macaristan, Litvanya, Letonya, Romanya, İsveç, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Yunanistan, Portekiz, Almanya, İtalya vb. daha bir- ” çok ülke ile anlaşmalar imzalanarak, öğrenci ve öğretim üyesi değişim çalışmaları başlatılmış. Üniversite ayrıca ABD’nin Michigan State ve Kanada’nın Bishop’s Üniversitesi ile imzaladığı işbirliği anlaşmalarıyla uluslararası anlamda emin adımlarla ilerliyor. Rektörlük ve fakülte binaları merkez yerleşke olan Çiğli Ana Yerleşkesi’nde yaklaşık 700 bin metrekarelik alanda, Diş Hekimliği, Sağlık Bilimleri ve Tıp Fakültesi ise Çiğli Aydınlıkevler Sağlık Yerleşkesinde 9 bin 500 metrekarelik kapalı alanda bulunuyor. Üniversitelerin devamı niteliğinde; kaliteli, standartları yüksek, başarı ve kişisel gelişim odaklı kurulan Sürekli Eğitim Merkezlerinin en yenisi olan İKÇÜ-SEM’de (İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi) 15’in üzerindeki derslikte eğitim, seminerler veriliyor. İLETİŞİM BİLGİLERİ Adres: İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Çiğli Ana Yerleşkesi 35620 Çiğli/İzmir E-Posta : rektörlü[email protected] Web : http://www.ikc.edu.tr/ Telefon : +90 (232) 329 35 35 Faks : +90 (232) 386 08 88 tesi’nin Beslenme ve Diyalektik Bölümüne, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümüne; Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi’nin Tarih, Felsefe, Medya ve İletişim, Sosyoloji, Türk Dili ve Edebiyatı ile Bölümlerine; Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokul-u’nun Fizyoterapi Programı-na öğrenci alınması planlanıyor. Yurt dışı eğitim programları Üçüncü kuşak ya da “Dünya Üniversitesi” denilen bir konsept ile öğrencisinin karşısına çıkan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, uluslararası bir üniversite olmayı hedefliyor. Yurt dışı eğitim KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr 35 “ Şirketlerden ” Berdan Cıvata tüm sektörlere sertifikalı hizmet veriyor 4 Cıvata-Somun-Saplama ve benzeri Bağlantı Elemanları konusunda Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim yapan Berdan Cıvata Türkiye’nin Bağlantı Elemanları sektöründe CE Belgesi’ni alan ilk firma 4 yıllık bilgi birikimine sahip Berdan Cıvata Sanayi A.Ş Bağlantı Elemanlarının söz konusu olduğu hemen her sektöre cıvata,somun, saplama gibi ürünlerle hizmet vermektedir. İnşaat sektörü, Çelik Yapı Sektörü, Rüzgar, Güneş, Hidroelektrik, Jeotermal ve Nükleer Enerji sektörleri, Basınçlı KapKazan, Rafinerleri, Petrokimya Tesisleri, Borulama Sistemleri ve Demir-yolu Sektörü gibi birçok sektöre hizmet vermektedir. Cıvata-Somun-Saplama ve benzeri Bağlantı Elemanları konusunda Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim yapan Berdan Cıvata Türkiye’nin Bağlantı Elemanları sektöründe CE Belgesi’ni alan ilk firma olduğu gibi bu sektörde zengin test laboratuvarı için Türkak’tan Akreditasyon alan ilk Cıvata Somun fabrikası oldu. Sektöre 1970 yılında İstanbul’da Denet Cıvata’yla giren, 1980’lerde Adana’da STFA Cıvata’dan emekli olduğunda Tarsus’ta ağabeyi Yunus Şemsi tarafından kurulmuş 150m2’lik Berdan Cıvataya geçen Makina Mühendisi Hasan Şemsi bugün Mersin-Tarsus OSB’de, 33.000 m² alan üzerinde 9000 m²’si kapalı tesislerde, 18’i mühendis 200 civarında çalışanla cıvata, somun, saplama ve benzeri yüksek dayanımlı Bağlantı Elemanları üretmekte ve yarıya yakınını AB ülkelerine ihraç etmektedir. Ürettiği Bağlantı Elemanlarının sertleştirme, menevişleme ve benzeri ısıl işlemlerini kendi tesislerinde yapabilirken, korozyona karşı korunmalarını da sağlamak üzere Elektro Galvaniz, Sıcak Daldırma Galvaniz veya Çinko Lamelli Kaplama tesislerini de aynı çatı altında kurarak entegre bir üretim tesisi haline gelmiştir. Çevre Dostu Daldırma Galvaniz Tesisi’nde temizlik işlerinde asit kullanmayarak çalışanları ve doğayı asit zararlarından korumaya çalışan Berdan Cıvata böylece bilhassa 10.9 ve 12.9 kalite daldırma galvanizli cıvataları da Hidrojen Kırılganlığı 36 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr Riskinden korumuş olmaktadır. Berdan Cıvata bugün gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında çalıştığı firmalar ve katıldığı yurtiçi ve yurtdışı fuarlar nedeniyle çok geniş bir çevrede Çok Büyük Boyutlu Bağlantı Elemanlarının az sayıdaki üreticilerinden birisi olarak tanınmaktadır. Son zamanlarda 3,5 saatlik İzmirİstanbul Otoyolu’nun 2,7 km ile Avrupa’nın en uzun ikinci köprüsü olan İzmit Körfez Geçişi Köprüsünün M110 çapta 10,1 metre boyda 750 kg ağırlıktaki Ankeraj Cıvatalarını, Alstom’un Ekon-Prokon ile birlikte yaptığı Konukoğlu Baraj Kapaklarına ait M154 çapta, 9,8 metre boyda, herbiri 1,5 ton ağırlıktaki Ankeraj Cıvatalarını, Anamur’dan Kıbrıs’a 80 km Boru ile Su Taşıma Projesi’nin deniz suyuna dayanıklı tüm bağlantı elemanlarını üreten ve benzeri büyük projelerde görev alan Berdan Cıvata Sanayi A.Ş Türkiye’de Bağlantı Elemanları sektörünün Tarsus’tan dünyaya tanıtılmasında sektörün önde gelen firmalarıyla birlikte önemli katkılar sağlamaktadır. Büyük Boyutlu Cıvata Somun Saplama üreticisi olmanın yanı sıra yenilikçi bir kimliğe sahip olan Berdan Cıvata, Türkiye’de Bağlantı Elemanları Sektö-ründe CE Belgesini ve TucsaMARK Sertifikası’nı 2008 yılında alan ilk firma olmanın haklı gururunu yaşamaktadır. Şimdi de Bağlantı Elemanları sektörünün en zengin test laboratuvarlarından birine sahip olmanın avantajlarını yaşarken 2 yıllık bir çalışma sonrası bu zengin test laboratuvarını 2013’te Türkak’tan aldığı Akreditasyon Belgesi ile taçlandırmanın ve sektörde Akreditasyon almış tek laboratuvar olmanın da haklı gururunu yaşamaktadır. Türkiye’ de Akreditasyon Belgesi vermeye yetkili tek kuruluş olan Türkak’ ın Akredite ettiği Berdan Cıvata Laboratu-varında yapılacak deneylerle ilgili olarak düzenlenecek test raporları dünyanın her yerinde geçerli olmaktadır. Bundan böyle gerek kendi ürünlerimiz için gerekse laboratuvar hizmeti vereceğimiz firmalara ait ürünlerin standartlara uygunluk testleri akredite bir laboratuvar tarafından yapılmış ve dünya standartlarına uygunluğu belgelenmiş olacaktır. Uluslararası geçerliliği olan böylesi belgelere sahip olmak Berdan’ın marka değerini ve Cıvata, Somun, Saplama gibi hayati öneme haiz ürünlerinin güvenilirliğini arttıran önemli bir özelliktir. Görüş Aile şirketiniz sağlıklı mı? 2. Gelecek kuşak yöneticilerini yetiştirme: İsmail Hakkı CEYLAN Makine Yüksek Mühendisi D “ eğerli KOBİ Dünyası okurları ve sanayiciler; yıllardır aile işletmelerinin kurumsallaşmasıyla ilgili eğitim çalışmaları yaptım, profesyonel ve gönüllü danışmanlık hizmetleri verdim. Özellikle “Küçük İşletmelerin” bu hizmetleri aldıktan sonra ekonomik faaliyetlerinde gözle görülür gelişmeler gösterdiklerine tanıklık ettim. KOSGEB ve EBİLTEM’in gönüllü danışmanlık hizmetlerinin KOBİ’ler için önemli bir fırsat olduğunu, bu hizmetin devam etmesi gerektiğini özellikle belirtmek isterim. Bu sayıda kurumsallaşmayla ilgili çok önemli bir konuyu bilgilerinize arz etmenin mutluluğuyla hepinize saygılar sunarım. Aile şirketlerinin sağlıklı olup olmadığının tespiti Bir aile şirketinin sağlıklı olup olmadığının, hemen veya ilerde çıkabilecek sorunların tespiti için, aile üyelerine sorulup yanıtlamaları istenen bazı sorular vardır. Bu sorular basit görünse de aile üyeleri gündelik işlerin içinde kaybolduklarından iş işten geçinceye veya önemli sorunlarla karşılaşıncaya dek bu soruların sorulmasını pek istemezler. Aşağıda deneyimlerle ortaya çıkan, bazı kritik konuları kapsayan önemli sorulardan örnekler sunulmaktadır. Kuşkusuz bu sorular şirketten şirkete farklılık gösterecektir. Uzman bir danışmandan, aile-şirket sisteminin sağlık durumu inceletilip analiz ettirilerek gerekli yardım alınabilir. Aile liderinin samimiyetle yanıtlaması gereken sorular; 1. İşin devamlılığı: • İşinizle ve ailenizle ilgili gelecek planlarınız var mı, varsa nelerdir? • Bu planlarınızı gelecek kuşaklarla paylaştınız mı? • Emeklilikle ilgili planlarınız nedir? • Emeklilik gelirinizle işinizden bir katkı olmadan geçinebilir misiniz? • İşten ayrıldıktan sonra bugünkü yaşam seviyenizi sürdürecek emeklilik dışı başka gelirleriniz var mı? 38 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 • Geleceğin aile yöneticileri nasıl seçilecek bir planınız var mı? • Gelecekte yönetici olabilecek aile üyelerinin gelişme planları var mı? • Gelecek kuşak yöneticilerinin, tarafsız ve uzman birileri tarafından değerlendirilmelerini düşünür müsünüz? • Sizden sonra işinizi kim yönetecek belirlediniz mi? • Ailenin kaç üyesi işte çalışmakta, gelecekte hangi rolleri oynayacaklar, olası rolleri hakkında onlarla konuştunuz mu? • Çocuklarınızın aile işine girmeden dışarıda deneyim kazanmaları ve kendilerini kanıtlamaları konusunda bir politikanız var mı? • Aile üyeleri şirketinizde işe en alttan mı, yoksa üstten mi başlamalılar? ” Bir aile şirketinin sağlıklı olup olmadığının, hemen veya ilerde çıkabilecek sorunların tespiti için, aile üyelerine sorulup yanıtlamaları istenen bazı sorular vardır 3. Hissedarlık ve sahiplik: • Gelecek kuşaklar için hissedarlık planlarınız var mı? • Kimlerin ne kadar hisseye sahip olacağını kararlaştırdınız mı? • Hisse sahiplerinin rolleri ve sorumlulukları hakkında yazılı bir anlaşmanız var mı? 4. Aile politikaları: • Aile ile şirket ilişkilerini düzenleyen ilke ve politikalarınız var mı? • Evlilik dolayısıyla aileye dahil olanlarla ilgili politikalarınız var mı? • Aile üyelerinin maaş, prim ve diğer kazançları nasıl belirleniyor? • Aile üyeleri şirketten para çekebiliyorlar mı, bununla ilgili bir kuralınız var mı? 5. Aile toplantıları: • Aile politikaları, varlıkların değerlendirilmesi, hisse transferi, hisse sahipliği, ailenin devamlılığı için planlama ve gelecek kuşakları yetiştirme konularını görüşmek üzere Aile üyeleri nasıl ve ne zaman bir araya gelirler? • Aile düzenli, planlı ve gündemli toplanıyor www.egekobider.org.tr mu, nasıl organize oluyor, yer, zaman belirleniyor mu? • Kim davet ediyor, kimler katılıyor, kim yönetiyor, gündemi kim belirliyor? • Bu toplantıların sonucu ne tip projeler ve belgeler üretiliyor, bunlar ne oluyor? 6. Varlık planlaması: • Bir vasiyetiniz var mı, en son ne zaman güncellediniz, bununla ilgili vergi yükünü hesapladınız mı? • Başınıza, işinizle ilgilenemeyecek bir sorun geldiğinde, işlerinizle ilgilenecek ve yasal güce sahip biri var mı? • Kişisel varlığınızla ilgili kişi kimdir, eşiniz ne derece işten ve şirketten anlamakta, o bu işi yürütebilecek nitelik ve güçte mi? • Varlık ve miras planlamanız çocuklarınızı ve torunlarınızı nasıl etkileyecek? 7. Kurumsal yönetim: • Yönetim kurulu üyeleriniz şirketinizin yönlendirilmesinde ve performansının sorgulanmasında etkin rol oynuyorlar mı? • Yönetim kurulunun yapısı, sayısı, nitelik ve deneyimleri nedir? • Yönetim kurulunda yer alan aile üyeleri kimler ve sayısı nedir? • Toplantıların kalitesini nasıl değerlendiriyorsunuz? 8. Kurumsallaşma aşamasında bulunduğunuz nokta: • Aile anayasanız var mı? • Aile meclisi oluşturuldu mu, bu meclis düzenli toplanıyor mu? • Gerçek bağımsız yönetim kurulu üyeleriniz var mı, yoksa planınız nedir? • Aile üyelerinin gelişmesi ve gözetilmesi için bir planınız var mı? • Şirkette çalışan aile üyelerinizi ödüllendirme ve diğer haklarını düzenleyen yazılı kurallarınız var mı? • Hissedarlık ve sahiplik ile ilgili birçok hassas konuyu kapsayan yazılı bir “hissedarlar sözleşmeniz” var mı? Bu ve benzeri soruları sorup, samimi bir şekilde yanıtlayarak, önünüzde şirketinizi tehdit edecek bazı önemli konuları tespit edebilirsiniz. Unutmayınız, her aile ve şirket kendi çözümlerini kendilerinin üretmesi gereklidir. Bütün deneyimler, sorunların ortaya çıkmasından önce tespit edilip gerekli önlemlerin alınmasının daha yararlı sonuçlar doğurduğunu göstermiştir. Kaynak: Dr. Haluk Alacakloğlu Görüş Orantısız vergi hacizleri Dr. Mustafa ALPASLAN SMMM 6 183 sayılı AATUH kanunun ilgili hükümlerine göre uygulanan hacizler, e-hacizler, üçüncü şahıslar nezdindeki mal, alacak ve menkul mal hacizleri mükellefleri adeta canından bezdirmektedir. Örneğin, kamu gücü ile uygulanan orantısız ve aşırı, ölçüsüz vergi hacizleri mükellefleri adeta kilitlemektedir. Aynı uygulamalar, SGK prim, idare para cezaları ve diğer SGK alacakları içinde 6183 sayılı yasa uygulandığı için aşırı ve taşkın hacizler SGK alacakları içinde zaman zaman görülebilmektedir. Örneğin, bir mükellefin 23 bin TL borcu için Türkiye çapında bütün menkul ve gayrimenkullerine haciz uygulanması mükellefi kilitlemekte ve mağdur etmektedir. Oysaki, vergi hacizlerinin taşkın ve ölçüsüz uygulanmaması gerekecektir. Konuyla ilgili 6183 sayılı kanunun 54. Maddesinin 2. Bendinde; “amme borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek, paraya çevrilmesi” gerekmektedir. Buradan hareketle yukarıdaki örnekte yer alan 23 bin TL’lik bir amme alacağı için mükellefin bir adet otomobili ve ayrıca 5 adet gayrimenkul için haciz uygulanması hukuka uyarlı olamaz. Bir başka orantısız ve taşkın vergi haczi ise şu şekilde uygulanmaktadır. Mükellefin vergi borcunun 50 bin TL olduğunu varsayalım. Bu mükellefin Türkiye çapındaki 10 adet 250 bin TL değerinde sahibi olduğu gayrimenkullere haciz konulmuştur. Burada da görüldüğü üzere orantısız ve taşkın vergi haczi söz konusudur. Vergi hacizlerin çözülmesi sırasında da birçok problem yaşanmaktadır. Örneğin, (A) vergi “ ” 40 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 dairesine olan vergi borcunun ödenerek haczin çözümlenmesi talep edildiği takdirde, Türkiye çapında diğer vergi dairelerinde de borcun bulunup bulunmadığı araştırılmakta ve buna göre (A) vergi dairesindeki gayrimenkul haczi ancak kaldırılabilmektedir. Bu uygulamanın yasal olmadığı hakkında birçok görüş olmasına Kamu gücü ile uygulanan orantısız ve aşırı, ölçüsüz vergi hacizleri mükellefleri adeta kilitlemektedir rağmen, vergi idaresi yapmış olduğu uygulamanın gelir idaresinin kendi teşkilatına yolladığı bir iç genelgeye göre sürdürüldüğünü iddia etmektedir. Aynı uygulamalar e-haciz kaldırılmasında da yürütülmektedir. Özellikle, taşkın ve borcun çok çok üzerindeki gayrimenkullere haciz konulması mükellefleri maddi ve manevi yönden mağdur www.egekobider.org.tr etmektedir. Mükelleflerin kredi itibarını zedelemektedir. Ayrıca, mükelleflerin iş yapmak, yatırım yapabilmek için finans kesiminden kredi talebi yönündeki tercihlerini olumsuz etkileyerek mükelleflerin piyasadaki itibarını zedeleyici etkide bulunabilmektedir. Sonuç olarak, Maliye Bakanlığı’nın bu konuda bir genelge yayınlayarak aşırı ve taşkın vergi hacizlerini önleyici inisiyatifler kullanılması yönünde vergi dairesi yetkilerini rahatlatıcı kolaylıklar getirmesi hem idare yönünden, hem mükellefler yönünden ve hem de piyasadaki iş potansiyelinin geliştirilmesi yönünden kolaylıklar getireceği düşünülmektedir. Özellikle vergi borçlarının tecil ve taksitlendirilmesi konusunda vergi idaresinin bütün vergi borçlarını kapsama alan (KDV dahil) bir uygulama içerisine girmesi ve tecil ve taksitlendirmedeki teminatsız limitin günün koşullarına göre (örneğin 150.000 TL’ye çıkarılması) yeniden uygun bir rakamın belirlenmesi zorunlu hale gelmiştir. Görüş Kayıpları önlemek için başlama kararı O. Vehbi UÇAL Mak. Y.Müh. & TKY. Eğitim Uzmanı İş Güvenliği Uzmanı, OHSAS 18001 Baş Denetçisi B u sayımızda sizlere İSG., İş Sağlığı ve Güvenliği konusunu özetlemeye çalışacağım. • Sanayimiz gittikçe gelişti, taleplere bağlı olarak üretim arttı, ancak iş kazaları, yaralanmalar ve insan ölümleri artmaya başladı!.. Sanki iş güvenliğini, mesleki hastalıkları unutmuştuk. İş sağlığı ve güvenliği önemli bir “Bilim” dalıdır. Bu önemli İş Sağlığı ve Güvenliği Bilim dalı ihmal edilmiş, meslek hastalıkları ise yıllardır adeta unutulmuş bir Tıp dalı olmuştur. • İSG. konusu, Sanayi Devrimi ile birlikte işgören ve işverenlerin ve onların yakınları için “çok hayati bir konu” haline gelmiştir. Sürdürülebilen kalkınma tam anlamı ile gerçekleştirilemediği için, maalesef, kazalar olmuş, insanlar ve çevre maalesef olumsuz yönde etkilenmiştir. • Her işçinin; maddi ve manevi varlığını tehdit eden risklerden arınmış sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma hakkı vardır. Bu Anayasal bir haktır. • Ancak bu olgunun sosyal bir ihtiyaç olarak ortaya çıkması gecikmiş ve yakın zaman olgusu olmuştur. • Tabi gerekli önlemler, zamanında alınmadığı için maalesef birçok insanımız zarar görmüştür!.. • “İş sağlığı ve güvenliği” kavramı son 5-10 yıl içinde gelişmiştir. Bundan önce bu sistem “İşçi sağlığı ve Güvenliği” diye anılırdı! Sanki sistem içinde sadece işçi vardı! İlgisizlik ve bilgisizlik üst düzeyde idi. • Sonra aklımız başımıza geldi, mecburen İSG. kuralları, Yönetmelikler, Kanunlar çıkmaya başladı. Devletler İSG. konusunu ciddiye aldı ve sıkı denetlemeye başladılar. İşverenlerimiz, sorumluluğunun bilincinde yöneticilerine, çalışanlarına artık eğitimler aldırmaya başladılar, işverenler artık gelişmenin, değişimle başladığını biliyor ve gerekli kaynakları artık sağlıyorlar. • 2012 yılı sonunda çıkan 6331 sayılı yeni İSG. İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ yasası, herkesi, her kesimi kapsamı içine alıyor. Asker, Polis, Cezaevi, Acil Kurtarma vb. kurumlar bu kanunun kapsamı dışında. Ancak diğer tüm kurum ve kuruluşlar kapsam içindedir. Bu önemli kanun ile birlikte, taraflara yani Devlete, Kurum ve Kuruluşlara, İşverene, Yöneticilere, Çalışanlara, Alt İşverenlere, İş Güvenliği Uzmanlarına, İşyeri Hekimlerine, Diğer Sağlık Personeline, Eğitmenlere, Sektördeki Tedarikçilere, Sigorta Şirketlerine çok iş düşüyor. • Aslında İSG. İş Sağlığı ve Güvenliği bir nevi kayıp yönetimidir. Yıllardır çok şey, çok değerlerimizi kaybettik! Ama artık kaybetmek yok!.. • Artık insanın önemi bilinmekte. Akıl var, aklını kullananlar var. • Bilgi var, Bilge var, Bilim var… • Kanuna uymayanlara yaptırımlar uygulanacaktır. İş Yerleri işe başlamadan önce sistem kuracak, planını, programını yapacak, önceden tehlikeleri tespit edip, Risk Değerlendirme çalışmaları ve Proaktif (ön hazırlıklı) çalışmalar yapılacaktır. • Artık kazalar olmasın diye işveren işi ile ilgili her türlü önlemi alacak / aldıracak, personelini olası tehlikelere ve meslek hastalıklarına karşı uyaracak, gerekli eğitimler ve bilgilendirme toplantıları yapacaktır. Yazılı bir İş Güvenliği Sistemi kuracak, performans hedefleri konacak, Risk Analiz ve değerlendirmeleri yapacak/ yaptıracak, Acil Durum Eylem Planları yaptıracak, yangın söndürme tatbikatları, acil durum tatbikatları yapılacak ve kurum-kuruluş içinde detaylı İSG. denetimleri yapılacaktır. • İş Güvenliği Sistemi iyi çalışıyor mu, eksikler var mı? İç ve dış denetçilerle denetlenecek, kurum ve kuruluşlar kayıp vermeden sağlıklı, güvenli yollarına başarı ile devam edecekler. • Tüm bu işler nasıl yapılacak, sistemler nasıl kurulacak? Cevap çok basit Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sitesine giriniz, 6331 sayılı İSG. Kanunu’nu okuyunuz ve kayıpları önleyecek başlama kararı alınız. Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB) isimli şirketler var. İş Güvenliği Uzmanları var, Danışman-lar, Eğitmenler var. Kaliteli kurum ve kuruluşları, bilgili mühendislerimizi, uzmanlarımızı arayıp bulacak ve istihdam edeceksiniz. • Devlet 6331 sayılı yasaya uyum istiyor. Müşteriler artık tedarikçilerinden İSG. Yönetim Sistemi (OHSAS 18001 vb. sistemi) kurmalarını istiyor. İSG. sistemine başlamayan, geç davranan, yönetmeliklere uymayan kurum ve kuruluşlar, maalesef maddi-manevi çok yönlü kaybedecek! • Çok Güzel gelişmeler bunlar… «GÜVENLE BÜYÜ TÜRKİYE» • Ne mutlu bize ki, bu günleri gördük. Tüm sanayicilerimize, yöneticilerimize, iş görenlerimize ve bu konu ile ilgilenen ve katkıda bulunan tüm personele, ilgili taraflara, • Herkese; Sağlıklı, Başarılı Mutlu günler diliyorum. Kolay Gelsin. • Kayıpları önlemek için verdiğiniz “BAŞLAMA KARARI” için siz kıymetli iş adamlarımızı, yöneticilerimizi ve ilgilileri içtenlikle kutlarım. Saygılarımla. KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr 41 Görüş Atilla BAYSAL EE MSc EEP Onur Enerji B RICKER projesi, mevcut kamu binalarının enerji verimliliğini artırmaya yönelik Avrupa Birliği destekli bir projedir. Proje kapsamında binalara yapılacak teknolojik yatırım ve iyileştirmelerin enerji tüketimini en az yüzde 50 azaltması ve 6-7 yıl içinde kendisini amorti etmesi beklenmektedir. Altı Avrupa ülkesinden 18 paydaşın katılımıyla Ekim 2013’te başlayan projeye Türkiye’den Onur Enerji, Özyeğin Üniversitesi ve Adnan Menderes Üniversitesi destek vermektedir. Proje kapsamında Türkiye’de Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi A-Blok binasına, İspanya’da bir idari binaya ve Belçika’da bir akademik binaya enerji verimliliği yatırımları yapılacaktır. Binalara uygulanacak iyileştirme paketi; • Sıfır emisyonlu enerji üretim teknolojileri • Enerji ihtiyacını azaltmaya yönelik iyileştirmeler • Uygulanan yeni teknolojilerin entegrasyon ve işletme stratejilerinin geliştirilmesinden oluşmaktadır. AB destekli Bricker projesi ile binalarda yüzde 50 enerji tasarrufu Bu prosese kojenerasyon adı verilir. Yaz aylarında türbin çıkışındaki sıcak akışkandan faydalanarak absorbsiyonlu soğutma üniteleri ile soğutma ihtiyacının karşılanması (Trijenerasyon) da mümkün olmaktadır. Absorbsiyonlu soğutma üniteleri, ısıyı kullanarak kimyasal reaksiyonlarla soğutma yapan ünitelerdir. Enerji gereksinimini azaltmaya yönelik iyileştirmeler Havalandırmalı cephe Proje kapsamında kurulacak sürdürülebilir ve düşük ağırlıklı, havalandırmalı cepheyle binanın dışında ikinci bir kabuk oluşturacaktır. Bu iki kabuk arasındaki boşluk, baca etkisiyle oluşan doğal hava akımıyla havalanmaktadır. Havalandırmalı cephe esnek, adapte edilebilir ve Sıfır emisyonlu enerji üretimi BRICKER projesi kapsamında binalara kurulacak parabolik güneş kolektörleri gün boyunca güneşi takip edip güneş ışınlarını aynanın odak noktası eksenince uzanan boruya odaklayarak 250-300oC sıcaklıkta buhar elde etmektedir. Güneş enerjisi yeterli olmadığında sistem boylerlerle desteklenmektedir. Elde edilen buhar, organik Rankine çevriminde kullanılıp bir türbinden geçirilerek elektrik elde edilmektedir. Türbin çıkışındaki sıcak akışkan, iklimlendirme için kullanılıp daha sonra tekrar kolektörlerde buharlaşarak sisteme dönmektedir. 42 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 Isı geri-kazanımlı havalandırma pencereleri Havalandırma sırasında kaybedilen enerjiyi geri kazanma prensibine dayalı pencereler kış aylarında bina içerisine girecek temiz ve soğuk havayı, havalandırma amacıyla dışarı atılacak ısınmış havanın sıcaklığıyla ısıtmaktadır. Yaz aylarında da tam tersi şekilde işleyen sistem ısı gerikazanımı sağlamaktadır. Bu teknolojide en önemli problem ısı transferinin gerçekleşmesi için kullanılacak ısı değiştiricinin ebatlarıdır. Bu ısı değiştiricilerin pencereye entegre edilebilecek kadar küçük olması ve gerekli ısı kazanımını sağlayabilmeleri gerekmektedir. BRICKER projesinde bu problem ince, sentetik folyo malzemeden üretilmiş, mikro-tüplerin birleştirilmesiyle oluşturulmuş, yeterli ısı geçişi sağlayan ve fazla hacim kaplamayan ısı-değiştiricilerin kullanımıyla çözülmüştür. Havalandırma pencerelerine entegre edilmiş bu ters akışlı ısı değiştiriciler metreküp hacim başına 900 metrekareye kadar ısı transfer yüzeyi sağlayabilmektedirler.Bu sistem bina içindeki ve dışındaki hava sıcaklığının farkı arttıkça daha verimli hale gelmektedir. Bu nedenle BRICKER projesinde yalnızca iklimi görece daha sert olan Belçika’daki binaya uygulanacaktır. Hal değiştiren malzeme içeren poliüretan yalıtım panelleri kolay kurulup sökülebilecek alüminyum bir yapıyla desteklenecektir. Söz konusu dış kabukta GreenCast® adı verilen yeni, geri dönüştürülmüş malzeme kullanılacak. Termik santrallerde açığa çıkan küllerin işlenmesiyle elde edilen bu yeni malzemenin mekanik özellikleri piyasada yaygın olarak kullanılan malzemelerden daha iyidir. Bu hafif malzemenin kullanılması akustik ve termal yalıtımı iyileştirirken binaya binen yükleri de fazla artırmamaktadır. Havalandırmalı cephenin kurulmasından önce binanın dış duvarına bir yalıtım süngeri uygulanacaktır. Daha sonra stratejik şekilde tasarlanmış taşıyıcı alüminyum yapı bina yapısına sabitlenecektir. Son olarak GreenCast® malzemesinden yapılmış dış paneller alüminyum yapıya oturtularak cephe görselde görüldüğü gibi tamamlanacaktır. www.egekobider.org.tr PCMler (faz değiştiren malzeme) faz değiştirdiklerinde termal enerjiyi emerek bünyelerinde saklayabilen malzemelerdir. Malzeme katı fazdan sıvı faza geçtiğinde depoladığı enerjiyi, katı hale dönerken geri verir. Bu ısı transferi neredeyse sabit sıcaklıkta gerçekleşir. PCM’ler geleneksel poliüretan yalıtım malzemesi ile birleştirildiğinde, cephenin termal davranışını ve ısıl depolama kapasitesini oldukça iyileştirir. BRICKER projesinde PCM gömülmüş yalıtım panelleri Belçika’daki demo binasına uygulanacaktır. Bina cephesinin yalıtımı termal kayıpları minimize etmek için bu malzemeyle yapılacaktır. Avrupa Birliği destekli bu projeyle demo binalarına yapılacak yatırımların getirileri, kurulacak enerji verimliliği izleme sistemleriyle 1 yıl boyunca izlenecektir. İzleme süreleriyle birlikte toplam 4 yıl sürecek projenin gelecekte benzer projelere örnek olması amaçlanmaktadır. Bilgi BAŞARININ ANAHTARI OKUMA VE BİLGİ ÜZERİNE OKU; İnsana verilen ilk emirdir. Okumanın ürünü bilgidir. Bilginin kaynağı okumaktır. Bilgi; meslektir, üretimdir. Bilgi; iştir, yaşamdır, yönetimdir. Bilgi; çalışmaktır, girişimdir. Bilgi; katma değer ve kardır. Bilgi; okuma, yönetim yaşamın direksiyonudur. Bilgi; öğrenimdir, var olmaktır. Bilgi ile mücehhez çalışmak, başarıdır. Bilgi; kuvvettir, başarıdır. Başarılı çalışmak zenginliktir. Bilgi; doğruluktur, kalitedir. “Hayat doğru yaşayınca güzeldir” “Doğru yaşam, doğru iş Salih Amel’dir” “Salih Amel iki dünyanın kurtuluşudur” “Tüm bu değerler okumanı n meyvesidir” “Güzelliğin ve Başarı nı n tek kaynağı okumaktır” KOBİ DOSTLARIMIZIN DİKKATİNE!.. İLGİNÇ ve ÖNEMLİ SORULAR; - Oda ve Dernek ilişkileriniz? - KOSGEB ve İŞKUR destekleriniz? - Fuar ve tanıtım platformlarında var mısınız? - Proje kültürü başta olmak üzere geliştirici eğitimlere iştirak ediyor musunuz? 44 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr - Başta web sitesi olmak üzere iletişim organlarınız? - İş güvenliği ve sağlığı kurallarına ilginiz? - Üniversite sanayi işbirliğinizin mertebesi? EGEKOBİDER Üye Listesi 46 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr Üye Listesi KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr 47 Üye Listesi 48 KOBİ DÜNYASI MART-NİSAN 2014 www.egekobider.org.tr
© Copyright 2024 Paperzz