Tam Metin/Full Paper - Journal of Business Economics and Political

‘Sosyal’ Medyanın Örgütlü Suç İşlemede Rolü
Bekir Çınar *
Özet
‘Arap Baharı’ olarak da adlandırılan, Tunus, Mısır, Yemen ve Suriye’de ortaya çıkan ‘halk
ayaklanmalarında ve Ağustos 2011 başlarında Londra’da başlayıp daha sonra İngiltere’nin farklı
şehirlerinde devam eden gösteri, şiddet ve yağmalama eylemlerinde, 2013 yılı Haziran ayında
İstanbul Gezi parkı eylemlerinde sosyal medyanın rolü genişçe tartışıldı. Her geçen gün
dünyanın farklı bölgelerinde ortaya çıkan siyasal gösterileri ve eylemlerde sosyal medya
etkisinden sözedilmektedir ki, bu da sosyal medyanın etkisinin her geçen gün hem bireysel hem
de toplumsal düzeyde yoğunlaştığını gösteriyor. Bu çalışmada, öncelikle sosyal medya olgusu
ele alınmaktadır. Daha sonra sosyal medyanın hem kişisel suçların hem de organize suçların
işlenmesindeki rolü üzerinde gerekli inceleme ve analizler yapılmaktadır. Zira gelecek zaman
diliminde özellikle sınır aşan organize suçların işlenmesinde, terör ve terörizmin
yaygınlaştırılmasında sosyal medya daha fazla kullanılacaktır. Internet teknolojisinin teröristler
tarafından yaygın olarak kullanıldığı hususu uzun sayılacak bir süredir literatürde yer
almaktadır. Buna karşılık henüz sosyal medyanın sözkonusu alan ve giderek daha da artan rolü
üzerinde yeterince çalışma yapılmış değildir. Çalışma sosyal medya-organize suçlar arasındaki
ilişkiye dair literatürdeki boşluğu doldurmaya çalışmaktadır. Buna ek olarak, çalışma dikkatleri
organize suçlar ve terör örgütlerinin sosyal medyayı nasıl kullandıkları konusunu çekerek, sosyal
medyanın sadece kişilerin sosyalleşmesine yardımcı olmadığı aynı zamanda ciddi suçların
organizesinde ve işlenmesinde de etkin olarak kullanıldığının bilinmesinin önemli olduğu ileri
sürmektedir. Suç ve terör örgütlerisosyal medyayı bir araç olarak kullanmaktadırlar. Özellikle iki
alanda, yeni elemanlar devşirmek ve bunlar vasıtasıyla yeni eylemler organize etmektedirler. Bu
iki konu ele alınırken, özellikler organize suçlar kısmında metot olarak sosyolojik yaklaşım, terör
ve terörizm söz konusu olduğunda siyaset bilimi metodolojisi kullanılmaya çalışılmaktadır.
Çalışma genel olarak yukarıda sayılan konuları inceledikten sonra özel olarak Türkiye’de sosyal
medya kullanımı, suç ve terör örgütlerinin bu alana ilgisini incelemekte, ayrıca bu konuda
mevcut durumu ortaya koymaktadır. Sosyal medyanın muhtemel etkilerine karşı yapılması
gerekenlerin neler olduğu konusunun yer aldığı sonuç ve öneriler kısmıyla çalışma
tamamlanmaktadır.
*Assist. Prof.Dr. Epoka Üniversitesi, Tiran, Arnavutluk.
1
Anahtar Sözcükler: Sosyal Medya, Suç, Terör, Terörizm, Organize Suçlar, Terörle Mücadele.
The Role of Social Media InDoing of OrganisedCrimes
Abstract
The impacts of social media have been discussed since the demonstrations and regime changes
that took place in countries, namely, Tunisia, Egypt, Yemen, Syria and other Middle Eastern
countries. This was called the Arab Spring. Further discussion on social media took place
following the August 2011 London riots that spread to other British cities, as well as after the
June 2013 Istanbul Gezi Park demonstrations. Every day, many people talk about the role of
social media on social, political and other demonstrations which take place in different parts of
the world. All these clearly show that the role, impact and effect of social media on the
individual as well as on the public are increasing.This study especially focuses on what social
media is. Then it investigates and analyses the role of social media on individual and organised
crime. Thus, in the future, organised crime syndicates and domestic and international terrorist
organizations will use social media heavily. It is known that the use of internet technologies by
terrorist organisations has been in the literature of terrorism studies for a long time. However,
there is not enough evidence in the literature on the increasing link between organised crime
and social media. This study sheds light on this particular area of study and tries to fill in this
gap. In addition, this study tries to draw the attention of academics, experts and practitioners
to how organised crime syndicates and terrorist organisations use social media. Then it shows
that the social media is not only used by ordinary people for socialising but also it is used for
organising serious crimes. It is believed that this is not known very well and needs to be known.
Organised crime and terrorist organisations use the social media as a tool and this is known.
Especially, this usage takes place in two areas, namely recruiting new people and organising
new criminal activities by using these new recruits. In the investigation of these two topics, the
study employs social science methodologies when investigating organised crime and employs
political science methodologies when investigating terrorism.This study in general explores the
above mentioned topics. After completing these topics, the study particularly investigates the
social media usages in Turkey, and tries to establish a link between organised crime and
terrorist organisations and the social media. The study concludes with suggestions on how the
authorities could prevent the negative usages of the social media by organised crime and
terrorist organisations.
Keywords: Social Media, Crime, Terror, Terrorism, Organised Crime, Combating of Terrorism.
2
3
Giriş
Sosyal Medya (Social Media Network) ya da ‘sosyal paylaşım siteleri’ gün geçtikçe etkinliği artan
hemen herkesin kullandığı internet sayfalarıdır. Yapılan araştırmalar sayıları ve nitelikleri artan
bu sosyal paylaşım sitelerinin aynı zamanda birer etkileşim aracı olarak da kullanıldığını ortaya
çıkarmıştır (Şendere, 2011). Başka bir ifadeyle insanlar bu ağlarda sadece bilgi paylaşmıyorlar,
aynı zamanda birbirilerini etkilemeye yönelik hem görsel hem de yazılı ve sözlü malzemeler
kullanıyorlar. Dolayısıyla, gelinen noktada paylaşım sitelerinin insanların yaşamları üzerine
etkileri akademisyenlerin dikkatini çekmektedir ki, buna bağlı olarak önemli sayıda
akademisyen konunun farklı boyutlarına incelemektedirler.
Bu çalışma sosyal medya olgusunu ele aldıktan sonra, bu sitelerin ‘suç’ ile var olduğunu
düşündüğümüz ilişkisini inceleyecek ve ne tür bir ilişkisi olduğunu ortaya koymaya çalışılacaktır.
Daha sonra, sosyal paylaşım sitelerinin ‘bireysel’ ve ‘örgütlü-organize’ suçların işlenmesinde her
hangi bir rolünün olup olmadığı araştırılacaktır. Bu genel incelemeden sonra, özellikle ‘terör’
örgütlerinin ve ‘teröristlerin’ ne derece bu paylaşım sitelerini kullandıkları üzerinde var olan
istatistiki bilgiler akademik bakış açısıyla değerlendirilecek. Bu yapılırken sadece etnik ve ulusal
değil aynı zamanda uluslararası terörizm ve sosyal medya ilişkisi ortaya konmaya çalışılacaktır.
‘özellikle global medya organları tarafından haber olarak için canlı olarak internet teröristlerce
kullanılmaktadır’ (Semetko, 2007: 123). Bu kısım bitirildikten sonra, özellikle Türkiye’de genelde
sosyal medya özelde ise internetin ne derece terör örgütlerince kullandığına genel olarak
bakılacak ve bazı delillerle durum ortaya konulmaya çalışılacaktır. Gezi parkı olayları bu
çerçevede değerlendirilecektir. Özellikle yeni medya teknolojisinin daha önce olmadığı kadar
hükümetleri ve vatandaşları bir birlerine daha da yakınlaştırmakta aynı zamanda bir birlerinden
de uzaklaştırmaktadır(Semetko, 2007). Türkiye’de Gezi olayları hükümetler vatandaşlar
arasında var olan yakınlaşmayı tersine çevirmiş gözükmektedir. Hatta bazıları Türkiye’de
vatandaşların başbakan tarafından iki ayrı kampa bölünmesine bu olayların vesile olduğunu
ifade etmektedirler (Kılıç, 2013: 136).Buna karşılı, Gezi eylemcilerinin niyetlerini ortaya koyan
açıklamalardan birisi: ‘Erdoğan’ıve AK Parti’yidevirmekgibibirniyetiyok. Erdoğan’ıve AK
Parti’yidahaşeffafdahademokratikdahahesapverebilirbirçizgiyeçekmeniyetivar’(Genç,
2013).
Çalışma sonuçve öneriler kısmı ile tamamlanacaktır.
Teori ve Metodoloji
Çalışmada esas alınan teorik yaklaşım iletişime ve sosyal haraketlilik teorilerine
dayanmaktadır. Kuramsal olarak durum şöyledir: Sosyal medya kullanımı sürekli olarak artan bir
eğilim içerisindedir. Özellikle organize suç örgütlerinin hedef kitlesi ‘korumasız’ kişiler ve çocuk
ya da gençlerdir. Bunlarla doğru bir iletişim kurulduğunda, bunlara örgüte katılabilirler. Zira
yoğun olarak kullanıcıların ‘ortaöğretim ve üniversite’ çağındaki gençler olduğunu göz önünde
4
bulundurduğumuzda, suç örgütlerinin sosyal medya kullanıcılarını hedef seçmeleri akla en
yatkın olan seçeneklerdendir. İletişim kurulduğunda bu kitler yeterince şüphelenmeyecek,
kendilerine önerilenleri kabul edeceklerdir. Bu teorik yaklaşımı incelemek için oluşturulan
hipotezler ise şunlardır:
Birincisi: organize suç örgütleri sosyal paylaşım sitelerini kullanarak hem kendi örgütlerine
katılacak yeni insanlara ulaşmakta hem de bu sitelerden elde ettikleri bilgileri kullanarak,
kendilerine yeni kaynaklar oluşturmakta ki, hedef kitleyi suç işlemeye ya fail olarak ya da
kurban olarak zorlamaktadırlar.
İkincisi: şahsi suç işleyecekler bu sitelerden elde ettikleri yeni bilgileri ve teknikleri (bu
sitelere dünyanın heryerinden bilgi aktığını kabul edersek) kullanarak yeni suç işlemektedirler.
Metodoloji olarak, sadece nitelik (qualitative) ya da sadece nicelik (quantitative) metot
kullanılmayacak, gerekli görüldüğü kısımlarda her ikisi de kullanılacaktır. Bundan metodolojik
olarak karışık (mixed) metodun kullanıldığı düşünülmemelidir zira her iki metot aynı zamanda
değil, konun ele alınırken farklı yerlerde kullanılacaktır.
Bu metotların teknikleri olarak bilinen ikincil kaynaklardan yapılan analizlerle konu detaylı
olarak incelenecektir. Buna ek olarak, konuya yönelik var olan birincil nitelikli kaynakların,
başkaları tarafından yapılmış fakat yorumlanmamış istatistiklerin ve anketlerin kullanımına özen
gösterilecektir. Sözkonusu kaynakların kullanımı araştırmanın kalitesini yükselteceği gibi farklı
bir bakış açısı da kazandıracaktır.
Sosyal Medya Olgusu
Sosyal medya tek bir ürün ya da internet sitesinden oluşmaz. Şu anda dahi en çok bilinenler ve
kullanılanlar listesine onlarcası girmiştir. Her geçen gün sosyal medya ağlarının hitap ettikleri
kesimlerin hem nitelik hem de nicelik olarak farklılık arz etmesikonuyu bir sosyal olgu olarak ela
almayı zorunlu kılmaktadır.
Sosyal medyanın tanımı noktasında şimdiye kadar herkesin birleştiği bir tanım
bulunmamaktadır. Buna karşılık yapılan tanımlar ya sosyal medyanın kullandığı internet
teknolojisini esas almakta (Web 2.0 teknolojisikullanan internet sayfaları) ya da fonksiyonunu
esas alarak tanımlamaktadırlar.
Fonksiyonunu öne çıkararak tanım yapılmasına‘diğer
kullanıcılarla ilgili bilgi toplamak ve iletişime geçmek için ziyaret ettikleri internet siteleri’
(Hazar, 2011)örnek verilebilir. Elinizdeki çalışma her iki yaklaşımı da yerinde görmektedir.
Dolayısıyla hem Web 2.0 teknolojisini kullanarak kişinin diğer insanlarla ilişki kurulmasını, hem
de bilgilerin paylaşılmasını olanaklı kılan paylaşım siteleri olarak tanımlanabileceği öngörür.
Sosyal paylaşım sitelerini çekici hale getiren sebeplerin başında, bu siteleri kullanan
insanların kolay bir şekilde kendilerine ait ‘profil’ oluşturarak diğer insanlarla iletişime geçmeleri
ve profillerini güncelleyerek diğer insanlarla ilişkilerini sürdürebilmeleri sayılabilir. Sistemin
5
basit, bedava ya da ucuz olması, kişinin bilgilerini güncellemesine izin vermesi ve arzu ettiği
bilgileri irtibat listesine kolayca göndermesi gibi sebepler de bu sistemin çekiciliğine
artırmaktadır. Unutmamak gerekir ki, her bir kullanıcının kendine has bir özel sebebi mutlaka
vardır.
Yapılan bir sınıflama, her ne kadar bütün sosyal medya paylaşım sitelerini içine almasa da,
bu (Trendweek Editorü, 2010)kaynakta önemli olanların adları görülebilir.
Sosyal Medya Kullanımı
Sosyal medya ağlarının kullanımının sürekli olarak arttığını ve kullanıcılarının çoğunluğunun
24 yaş altı kişilerden oluştuğuna dair bulgular mevcuttur. Aşağıda yer alan bilgiler ışığında
Türkiye’de de bu ağları kullananların dünyadaki kullanıcılarla kıyaslandığında farklılık arz
ettiklerini belirtmekte yarar var. Konuya ilişkin olarak, ‘internet kullanıcılarının önemli bir
bölümü ki bu Türkiye'de yüzde 90'ı buluyor, sosyal ağları kullanıyor’ (Çehreli, 2011). Bunu
destekleyen başka bir bilgi ise TTNET tarafından yayınlanmıştı. Buna göre Türkiye’de ‘30 milyon
kullanıcı bulunmaktadır. Tüm kullanıcıların %77,8’i ise interneti sohbet amacıyla kullanıyor’
(Yılmaz, 2011). Başka bir istatistiki bilgi ise, Türkiye Facebook kullanımı açısından dünyada 5 nci
sırada bulunmaktadır. Toplam kullanıcı sayısı30,473,280(Socialbakers, 2011) kişidir ki,
yukarıdaki bilgilerle kıyaslandığında sanırız bu rakam biraz abartılı gözükmektedir. Buna karşılık
aynı kaynak Türkiye’de 18-24 yaş grubunun facebook kullanma oranın %33(Socialbakers, 2011)
olarak ifade etmiştir ki, bu diğer bilgilerle tutarlılık göstermektedir. Bununla birlikte, gelişen
trende baktığımızda Türkiye’de sosyal medya kullananların yaş grubu açısından daha küçüklere
doğru kaydığını görebiliriz. Buna karşılık, Amerika Birleşik Devletlerinde yaş ortalaması
Türkiye’ye göre 10 yaş daha yüksektir. Amerika’da facebook için yaş ortalaması 35 olup, bütün
sosyal paylaşım ağlarını kullananların % 25’i 34-44 yaş (Pingdom, 2011) grubuna dahildirler.
Ege üniversitesi öğrencileri (319) üzerinde yapılan akademik bir çalışmada öğrencilere
aşağıdaki soru yöneltilmiştir:‘İnterneti hangi amaçla kullanıyorsunuz? (Lütfen öncelik sırasına
göre, 1’den 8’e doğru sıralayınız?’ (VuraL & Bat, 2010, 3360).
Soruya verilen cevapların sıralaması şu şekilde gerçekleşmiştir:
%36,7 kişi bilgi alışverişini birinci sırada; %26,6 kişi sosyal ağları ikinci sırada; %25,4 kişi
eğlenceyi üçüncü sırada; %32,0 kişi vido(sic) izlemeyi dördüncü sırada; %20,7 kişi veri indirme
(içerik indirme) etmeyi beşinci sırada; %24,5 kişi resmi hizmetleri altıncı sırada; %26,6 kişi
banka işlemlerini yedinci sırada ve %36,1 kişi diğer şıkkını sekizince ve son sırada amaç olarak
işaretlemiştir. Öte yandan %0,9 ile banka işlemleri birinci sırada, %0,6 ile diğer seçeneği ikinci
ve üçüncü sırada, %6,3 ile banka işlemleri dördüncü sırada, %0,3 ile diğer seçeneği beşinci
sırada ve bilgi alışverişi %2,8 ile altı,%0,9 ile yedi, %0,3 ile sekizinci sırada en az işaretlenen
madde olmuştur (VuraL & Bat, 2010, 3360).
6
Bu çalışma verilerinin de ortaya koyduğu bir gerçek var ki, öğrencilerin yarıdan fazlası
interneti sosyal medya paylaşım sitelerine ulaşmak için kullanmaktadırlar. Aynı çalışma
öğrencilerin %85,9’un sosyal ağların (Facebook, Netlog, Myspace, Orkut, Yonja vb.) herhangi
birini kullanmakta olduklarını; %11,6’sı ise kullanmamakta’ (VuraL & Bat, 2010, 3371)
olduklarını ortaya koymaktadır. Çalışmada ortaya çıkarılan başka bir bulgu ise, sosyal ağları
‘%18,5 kişi çevrimiçi sohbet etmek, %9,7 kişi arkadaşlarının ne yaptığını kontrol etme’ (VuraL &
Bat, 2010) için kullanmaktadırlar. Diğer cevaplarla kıyaslandığında öğrencilerin yaklaşık %30
unun bir şekilde sosyal ağların etkisine kendilerini hazır hale getirdikleri anlaşılmaktadır. Buna
ek olarak aynı soruya öğrencilerin ‘% 6,9 kişi yeni arkadaş bulmak’(VuraL & Bat, 2010, 3363) için
kullandıklarını ifade etmektedirler ki, bu gurupta yer alanların özellikle organize suç örgütlerinin
yönlendireceği ‘arkadaşlar’ bulma ihtimali dikkatlerden kaçmamalıdır. Söz konusu çalışmanın
dikkat çeken diğer bulguları arasında gençlerin önemli bir zaman dilimini sosyal medya
ağlarında geçirdiklerini beyan etmeleridir. Bu durum dünya ortalamasının üzerindedir. Yapılan
çalışmalarda internet kullanıcılarının zamanlarının ‘dörtte birini sosyal medya ağlarında’
(Elefant, 2011) geçirdiklerini ortaya koymaktadır. Ek olarak Ege üniversitesi öğrencilerinin
%70’e yakınının yorum yazdıklarını ifade etmeleridir ki; bu hem diğerlerini etkilemeye hem de
diğerleri tarafından etkilenmeye açık olduklarını göstermektedir. ‘Diğerleri’nin organize suç
örgütleri olması durumunda ciddi miktarda sosyal medya takipçisinin bunlar tarafından etki
altına alınma ihtimalinin olduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır.
Benzer bir çalışma Gazi üniversitesi iletişim fakültesi öğrencileri (283) üzerinde yapılmış ve
yukarıda sayılanlara benzer bulgulara ulaşılmıştır (Hazar, 2011). Deneklerin ‘Sosyal medya çeşitli
konularda bilgi edinmede çok önemli bir kaynaktır’ yargısına ‘% 78.6’sı katılma, % 22.4’ü
katılmama eğilimi göstermektedirler’ (Hazar, 2011). Bu durum sosyal medyanın bilgi edinmek
için önemsendiğini göstermektedir. Üniversite öğrencileri için bilgi daha çok akademik
yeteneklerinin gelişimine katkı sağlayacak bilgiler olması beklenir. Fakat sosyal medya
ağlarındaki bilgilerin bu tür bir denetime tabi tutulmadığı da bilinen bir durumdur. O zaman
şunu ifade edebiliriz bu öğrenciler bilgiden çok, bilgi kirliliğine maruz kalmaktadırlar. Ayrıca
sosyal medya ağlarına gerek ideolojik, gerek terör örgütlerinin propagandasına yönelik bilgi
koymak oldukça kolaydır. Çalışma konuyu bu açıdan ele aldığında ‘bilgi’nin kendisi kadar
kaynaklarının da önemli olduğu hususunun altını çizmektedir.
Araştırmada ‘Sosyal medya insanların davranışları üzerinde etkilidir’ kanısına deneklerin ‘%
74.6’sı katılmakta, % 25.4’ü katılmamaktadır. Sonuçlara göre ankete katılan her 4 kişiden 3’ü
eylemler üzerinde sosyal medyanın etkili olduğunu düşünmektedir (Hazar, 2011). Sonuç olarak
denebilir ki, kullananların da ‘itirafıyla’ sosyal medya kişileri etkilemektedir. Bu çalışma
açısından olaya baktığımızda, etkileme işini kimin ya da kimlerin yaptığı sorusu öne çıkmaktadır.
Bu kısmı Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2012 yılında yayınlanan bulgularıyla
sonlandıralım.
7
Tablo 1: 2012 Yılı Hanehaklı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması (TÜİK, 2012)
Tablo 1’deki bulgulara göre, 2007 yılından itibaren Türkiye’de hem internet erişimi, hem
kullanımı artmaktadır. Bunu olumlu bir gelişme olarak algılamakta yarar var. Ancak, art niyetli
kişilerin kullanımı gözönüne alındığında, bu artışın ‘korumasız’ ya da ‘koruma çemberi zayıf’
kişiler açısından risk ve tehlike oluşturduğu düşünülmektedir.
Sosyal Medyanın Suç İşlemede Rolü
Genel kabul gören kanaate göre hiçbir araç suç işlemeyi teşvik etmez. Araçlar onu kullanan
kişiler tarafında suç aletine dönüştürürler. Nitekim bu araçların nasıl suç işlemek için
kullanıldığını izah için, ‘Twitter, gerçekleşen suç oranı konusunda 2010 yılında %20 oranında bir
gelişim kaydetti’(Şendere, 2011). Bu ifadeden doğrudan kişileri suç işlemeye ‘Twitter’ in teşvik
ettiğini anlamamak gerekir. Doğrusu, bu sosyal paylaşım sitesi kullanılarak gerçekleştirilen
suçlarda artış olduğudur. Benzer bilgileri diğer sosyal paylaşım siteleri içinde ifade etmek
yadsınmamalıdır. Örneğin, ‘Flickr’eIphone 3G ile çekilen resmin nerede ne zaman çekildiğinin
tespit edildiği bu şekilde de resim sahibinin nerede yaşadığının ortaya çıktığının belirtildiği
haberde, Amerikan ordu mensuplarının bu yöntemle hedef olabileceklerine vurgu yapılarak
dikkat etmeleri istenmektedir (Army, 2011).
Yapılan bir saha çalışmasında, ‘suça yönelmiş 18 yaş altı çocukların kuruma gelmeden önce
boş zamanlarında gittikleri mekânlarla suça yönelmeleri arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla
8
yapılan analiz sonucu çocukların ...% 44,4’ünün internet kafeye, ...gittikleri tespit edilmiştir’
(Avcı, 2010). Bu sonuç da göstermektedir ki, internet kullanımının suç işlemeyle doğru bir ilişkisi
vardır. Çünkü diğer cevapların hiçbiri bu oranda yüksek değil. Buradan şu da anlaşılabilir: boş
zamanı çok olan çocuklar bir şekilde suç işlemeye daha meyillidirler. Acaba internet kafeler bu
durumda olanları engellemek yerine teşvik mi etmektedir? Yapılan çalışma bu çocukların
internet kafede ne tür etkinliklerde bulunduklarına dair bilgi içermediğinden sadece varsayımla
bu durumu geçiştirmek durumundayız.
Kişilerin suç işlemeleri noktasındaki durumun anlaşılması için Facebook ve Twitter
kullanıcıları tarafından işlenen suçlar dört yıl içinde şekiz kat arttığı İngiltere (BBC, 2012), örnek
olarak verilebilir. Her yıl binlerce kişi bu siteleri kullanarak suç işlemektedirler ve ciddi sayıda
suçlu mahkemelerce hapse gönderilmektedir. Buna ekolarak, özellikle internet suçlarına yönelik
ve bu suçlarla mücadele için kurulmuş birimlerin yetkililerinin açıklamalarıinternet ve sosyal
medya ağlarının suç işlemek için artan oranda kullanıldığını göstermeye yöneliktir.
Bu teknolojinin gelişmesiyle birlikte, bu teknolojiyi kullananların suç işlemeleri yeni bir tür
suç ortaya çıkarmıştır ki, buna ‘bilişim suçları’ denmektedir. Bu teknolojinin gelişmesi hem suç
işlemek için araç olarak kullanılmasını hem de teknolojinin kendisine yönelik suç işleme gibi ikili
bir durum ortaya çıkarıyor. Örnek olarak, 5651 Sayılı Kanun’un 8 nci Maddesi (b) fıkrası bu
suçların neleri içerdiğini saymaktadır ki, bunlar yeni tür ‘bilişim suçları’dırlar.
Bu kısmı özetlerken şunları söylemek yanlış olmaz: genelde internet, özelde ise sosyal
paylaşım ağlarının kullanımı insanların suç işlemelerine engel olmamakta, bilakis başta bilişim
suçları olmak üzere suç işlemeye özendirmektedir. Bu özendirme bilişim suçları dışında kalan
normal kriminal faaliyetler için yüksek sayılmayabilir. Fakat en azından suçu nasıl işleneceğine
dair bilgilere kolay ulaşımı sağlayan bir araç olması bakımından üzerinde durmakta fayda var.
Örnek olarak, İngiltere, Devon Polis İdaresi, 10 Kasım 2011 tarihli ‘politika ve uygulama’
yönergesinde,
sosyal medya kullanımı kişileri ve emniyet güçlerini farklı boyutlardaki tehlikelerden
gelen risklerle karşı karşıya bırakabilir. Bu tehlikelerin kaynakları farklı farklıdır.
Yabancı bir devletten, teröristlerden, siyasal eylemcilerden organize suç örgütlerin ve
kişilerden kaynaklanabilir. Mevcut ulusal deliller bu grupların sosyal medya ağlarını
zayıf, korumasız ve kendi işlerine yarayacak ya da saldırmak için hedef seçtikleri kişileri
tanımak için kullandıklarını göstermektedir (Information Management, 2011)
ifadesiyle bütün birimlerini bu yönde oluşan suçlara karşı daha duyarlı olmaları konusunda
uyarmıştır. Ayrıca ne tür bir eylem planın gerekli olduğu konusunda bir yıl sonra tekrar
güncelleşecek bir çalışma başlatmıştır. Bu yönerge hem bilgi vermekte hem de polis teşkilatında
çalışanların sosyal medyayı nasıl kullanacakları konusunda, hangi kuralların geçerli olduğunu
bildirmektedir.
9
Buna karşılık, birçok ülkede özellikle sosyal paylaşım ağları suçluların yakalanması
konusunda olumlu katkı sağladığına dair farklı raporların varlığını, özellikle Amerikan
eyaletlerinde polisler internet vasıtasıyla işlenen, bilişim suçları dışında kalan, suçların faillerini
bulmada her geçen gün farklı metot ve teknikler geliştirdiği bilinmektedir.
Organize Suçlar ve Sosyal Medya Ağları
Organize Suçlar/ÖrgütlüSuçlar
Bu başlık altında ‘organize suç’ ya da ‘örgütlü suç’ un ne olup olmadığı üzerinde detaylı olarak
durulmayacaktır. Buna karşılık, organize suçlarla sosyal medya arasında ne tür bir bağ
bulunmaktadır? Organize suç örgütleri sosyal medya ağlarını nasıl kullanmaktadır? Organize suç
örgütlerinin neden sosyal medyayı bir araç olarak seçmektedirler? Çalışma, bu ve benzer
sorulara cevap arayacaktır.
Adından da anlaşılacağı üzere, bir suçun örgütlü sayılabilmesi için birden fazla kişi
tarafından işlenmesi önem arz etmektedir ki burada örgütün en az üç kişiden oluşması
gerektiğini Birleşmiş Milletler ‘United Nations ConventionAgainstTransnationalOrganizedCrime
(Sınıraşan Örgütlü Suçlara KarşıBirleşmiş Milletler Sözleşmesi)’ tanımlamaktadır (Treverton,
2009).
2005 yılında yayınlanan bir rapor üç ayrı alanda ‘environmental (çevresel), organizational
(örgütsel), andbehavioral (davranışsal)’ ‘12 adet ‘watch-points (görme-kesişme-noktası)’ tespit
etmiştir ki, bu ölçüler nerede terör ve suçun içiçe geçtiğini ortaya koymaktadır (Shelley, 2005).
Söz konusu çalışma, içiçe geçme, kesişme noktaları aşağıdaki şekilde sıralamaktadır. İlk yedisi
çevreye, diğer dördü ise organizasyona, birisi de teşkilatlanmaya yöneliktir:
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
Açık olarak yasal ekonomik faaliyetler (Open activities in thelegitimateeconomy)
yasadışı bağ noktaları (Sharedillicitnodes )
İletişim (Communications)
Bilgi teknolojisinin kullanımı (Use of informationtechnology) (IT)
Şiddet (Violence)
Yolsuzluk (Use of corruption)
Financial transactions&moneylaundering (Finansal İşlemler ve Kara Para Aklama)
Teşkilat yapıları (Organizationalstructures)
Teşkilat Amaçları (Organizationalgoals)
Kültür (Culture)
Kamuoyu Desteği (Popularsupport)
Güven (Trust) (Shelley, 2005).
10
Yukarıda sayılan kesişme ve içiçe girme noktalarında ne tür bir benzerlik olduğu raporda
detaylı olarak anlatılmaktadır.
Konumuz açısından Bilgi teknolojisinin kullanımı konusundaki bulguları paylaşmak istiyoruz.
Araştırma bu konuda şu benzerlikleri ve karşılıklı iletişimi öne çıkarmaktadır. Organize suç
örgütlerini “online gambling, securitiesfraud, andpirating of intellectualproperty (online kumar,
menkul kıymet dolandırıcılığı ve fikri haklar dolandırıcılığı)’ kullanmaktadırlar ki, aynı şeyleri
terör örgütleri için de geçerlidir. Çalışma, örnek olarak, 2002 yılında Bali’deki eylemi
‘discobombing’ yapan liderin bilgi sayarlarında ele geçirilen bilgilerin yukarıdaki tezi
doğruladığını ifade ediyor (Shelley, 2005, s. 48)
Treverton ve arkadaşlarının çalışması terörle hangi suçların birleştiğini detaylı olarak
incelemiştir.Terör örgütlerinin dört ayrı organize suçu işlediklerini ortaya koymaktadırlar ki,
bunlar ‘film korsanlığı (film piracy)’, ‘gasp (extortion), ‘kiralık adam öldürme (murder-for-hire)
ve uyuşturucu kaçakçılığıdır (Gregory F. Treverton, 2009). Bununla birlikte, farklı ülkelerde
faaliyet gösteren terör örgütleri farklı nitelikte organize suçlara karışmaktadırlar. Bunların
başında ‘kara para aklama (moneylaundering)’, ‘adam kaçırma (kidnapping)’, ‘dolandırıcılık
(fraud)’, ‘vergi kaçırma (taxevasion)’, ‘sigara kaçakçılığı (cigarettesmuggling)’, kalpazanlık,
‘ürünlerin sahtesini üretme (counterfeiting)’, ‘silah kaçakçılığı (weapontrafficking) ve ‘insan
köleleştirme-ticareti (humantaffikicng)’ sayılabilir (Gregory F. Treverton, 2009).
Avusturalya’da işlenen organize suçları inceleyen bir raporda yukarıda sayılanların en çok
işlenen organize suçlar olduğu belirtilmekte, bunlara ek olarak ‘identitycrime(kimlik suçu)’ ve
‘hightechcrime (yüksek teknoloji suçu)’ belirtilmektedir. Rapor bu organize suçlarını yıllık ülke
ekonomisine zararının 10-15 milyar dolar olduğunun altını çizmektedir ki, bunların işleyenler
arasında terör örgütleri de bulunmaktadır. Çalışma özellikle organize suç örgütleriyle ya birlikte
ya da kendi oluşturdukları çetelerle faaliyet gösteren terör guruplarını incelemiştir ki bunlar şu
şekilde sayılmakta: ‘Hizballah, Al-Qa’ida/the Taliban, Hamas, theformerLiberationTigers of
Tamil EelamandtheKurdistanWorkers’ Party’ terör örgütlerinin bu işlerin içinde oluğunun altını
çizmektedir (Australian Crime Commission, 2011). Sayılan ve benzeri terör örgütlerinin aynen
organize suç örgütleri gibi ‘bilgi teknolojilerini’ kullandıkları elde var olan delillere göre nettir.
Özellikle istihbarat toplama (intelligencegathering), kendi aralarındaki iletişimleri
(communicatingwiththeirassociates), ve medyayı bilgilendirme (sendingmessagestothemedia).
Bunlar ek olarak, organize suç örgütleriyle terör örgütlerinin faaliyetlerinin kaynak oluşturma
(Fundraising) ve teknik uzman kullanımında (Use of technicalexperts) da örtüştüğü ortaya
koyulmaktadır. Bu uzmanlar vasıtasıyla hem terör hem de organize suç örgütleri hedeflenen
kitlelere elektronik saldırı gerçekleştirmektedirler (Shelley, 2005).
2013 yılında Avusturalya Suç Komisyonu raporuna göre organize suç örgütleri sosyal
medyayı kullanarak, suçlarını engellemeye çalışan polis ve diğer memurlara rüşvet ve benzeri
yollarlar yoldan çıkarmaya çalışmaktadırlar. Örgütler sosyal medya ağları vasıtasıyla polis ve
11
diğer memurları takip etmekte, onların profillerinden zafiyet noktalarına ulaşmakta ve yüksek
miktarda
rüşvet
vererek,
özellikler
uyuşturucunun
Avusturalya’ya
girmesini
kolaylaştırmaktadırlar. Özellikle facebook ve LinkedIn gibi kamu çalışanlarının genişçe
bilgilerinin yer aldıkları sosyal medya ağlarını kullanmaktadırlar(Robertson, 2013).
Sosyal medya ağlarına bakıldığında, hemen hemen bütün terör örgütlerinin kendilerine ait
sayfalarının (profillerin) var olduğu görülür. Bunlara ek olarak, farklı ad ve namlarda faaliyet
gösteren, asıl amacı terör örgütlerinin faaliyetlerini taraftarlarına duyurmak olan, sosyal medya
ağlarında onlarca belki yüzlerce profile rastlanmaktadır. Bunun nedeni terör örgütlerinin hem
kendi üyeleriyle, sempatizanlarıyla ve ulaşmak istedikleri diğer kitlelerle iletişimi bu yolla
sağlamak. Dolayısıyla de terör örgütleri internet ve sosyal medya ağlarını etkin olarak
kullanmaktadır ki, bu konuyu derinlemesine inceleyen LianeRothenberger sonuç olarak şunları
ifade etmektedir: ‘Terörist grupları kendilerinin PR iletişimleri için çok geniş sosyal medya
ağlarını araç olarak kullandıkları bu çalışmanın bulguları arasındadır’(Rothenberger, 2012).
Bütün bu yazılanlardan çıkaracağımız sonuç, organize suç ve terör örgütleri arasında sıkı bir
ilişki mevcuttur. Her ikisi de bilişim teknolojisini en yüksek derece kullanmaktadırlar. Zira bilişim
teknolojisi bir taraftan bu örgütleri perde olarak saklamakta, diğer taraftan da örgütlerin yeni
hedefler seçmesine ve gelir kaynaklarını arttırmasına yardımcı olmaktadır ki, sosyal medya
ağlarının her geçen gün kullanımının artması ve kullanıcıların yaşının aşağıya doğru düşmesinin
bunda etkisi olduğu düşünülmektedir. Zira bunun başka bir anlamı sosyal ağlarda profil
oluşturan kişilerin hem korumasız hem de her türlü tehlikeye açık olmasıdır.Bu durum hem
terör örgütlerinin hem de organize suç örgütlerinin işini kolaylaştırmaktadır.
Neden Sosyal Medya Ağları
Organize suç örgütlerinin sosyal medya ağlarının tercih etmelerinin oldukça farklı sebepleri
olduğu bilinmektedir. Bu çalışma bunlardan önemli gördüklerini incelemeye çalışacaktır.
Organize suçlar teknolojinin gelişmesine paralel olarak artık sadece bir ülke ya da bölgede değil
dünyanın her yerinde işlenir hale gelmiştir. Bilinmektedir ki ‘gelişen teknolojinin suçlular
tarafından da kullanılmasıyla, söz konusu sektörler risk altına girmiştir’ (Çiçek, 2011). Bu suç
türünün bu kadar yaygınlaşmasının altında, yukarıda sayılan gelişmelere paralel olarak, yasal ya
da resmi bir kimlik kullanmamaları ya da bu kimliği kullanan şirketlerle birlikte, onlarla paralel
olarak çalışmalarının sürdürebilmelerinin etkisi oldukça yüksektir. Nasıl normal kişi ve şirketler
hem farklı müşterilere ürettikleri mal ve hizmetleri ulaştırmak için başta kendi internet sayfaları
olmak üzer her türlü ‘online’ imkandan yararlanmakta ise,aynı şekilde sosyal paylaşım sitelerini
de kullanmaktadırlar. Bu siteleri kullanmalarının sebepleri arasında, ağ kullanıcılarının
tanıştıkları ve bilgilerini paylaştıkları kişilere güvenmeleri ve ilişkileri güvenli bulmaları
sayılabilir. Örneğin, Amerika’da Pew Internet &American Life study şirketi Facebook
12
kullanıcılarının diğer sosyal ağları kullanmayanlara göre daha güvenilir bulmaktadır (Murphy,
2011). Bu güven duygusundan dolayıdır ki, organize suç örgütleri özellikle güçsüz ve korumasız
olanları tanımakta ve daha sonra da kendi arzuları için kullanmaktadırlar. Zira, sosyal medya
ağlarında oluşturulan profillerin parmak izi gibi olduğu ve hiçbir zaman da tamamen
silinmesinin mümkün olmadığıdır. Bu nedenle hedef kişilerin bir defalık sosyal medya ağlarında
oluşturacakları profillerin hep başkaları tarafından kullanılacağını unutmamak gerekir
(Information Management, 2011). Buna ek olarak, sosyal medya vasıtasıyla kurulan
arkadaşların ya da tanıdıkların gerçekten dost mu yoksa düşman mı olduğunun bir ölçüsü
mevcut değil. Çok güvenilen isimler ya da profiller başkalarının eline geçtiğinde, sosyal
paylaşımcı belli bir süre kendi güvendiği arkadaşıyla görüşmekte, ondan gelen bilgileri
okumakta ya da paylaşmakta bir mahzur görmemektedir. Bu yolla kendi ağında bulunan diğer
arkadaşlarını da bilmeyerek de olsa, suç ve terör örgütlerinin ağına katmış olacaktır. Çünkü
kişiler yanlış ya da başkasının kimliğini kullanarak şahsi profil oluşturabilmektedir. İngiltere’deki
istatistikler yetişkinlerin % 29’un eskiden tanıdıklarını aradıklarını ortaya koymakta. Bunun
yanında organize suç örgütleri, teröristler kendilerine yeni kadrolar yetiştirmek için aday ya da
hedef aday aradıklarını da yapılan araştırma/anketlerden anlıyoruz (Information Management ,
2011).
Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığının yayınlandığı ‘Terör
Örgütleri Gençliği Nasıl Kazanıyor?’ adlı çalışma bir bakıma bu kişisel profillerin ne derece
önemli olduğunu, ve yeni eleman kazanma sürecinin nasıl uygulandığını şu satırlarla ortaya
koyuyor.
Ülkemizde faaliyet yürüten terör örgütleri, militanlarını bir takım psikolojik
süreçlerden geçirdikten sonra silahlı faaliyetlere sokmaktadırlar....Örgüte kazanılması
planlanan genç, kurulan bu sıcak diyalogdan sonra kendini olduğu gibi kabul eden,
kendine değer vererek adam yerine koyan senaryosu, sahnesi ve oyuncuları önceden
planlanmış bir grubun içerisine çekilir....Çağımızda yaygın olarak kullanılan dergi,
gazete, kitap gibi basılı; radyo, sinema, TV. gibi görüntülü ve sesli iletişim araçları,
insanlara aktardıkları bilgi ve neden oldukları davranış değişikliğiyle ortak amaçların,
beklentilerin, değerlerin, inançların, duygu ve düşüncelerin oluşmasında önemli rol
oynarlar. ...Ülkemizde faaliyet yürüten terör örgütleri öğrenci kesimi, işçi kesimi, kamu
kesimi ve vatandaşlarımız içinde kurdukları sistemle kaybettikleri her militanının yerini
yeni bir militanla besleyerek ayakta kalmaya çalışmaktadırlar (Terörle Mücadele
Dairesi Başkanlığı, 2011).
13
Sosyal Medya Ağlarının Örgütlerce (Terör ve Suç) Kullanımı
Europol’un TE-SAT 2011 EU terrörism Durumun ve Trend Raporu özellikle terör ve aşırı
ideolojilere sahip örgütlerin hem internet hem de socialmedia ağlarını kullandıklarını ortaya
koymaktadır. Rapor:
internet terör örgütleri ve aşırılar için çok önemli bir iletişim hizmeti sunmaktadır.
İnternet terör ve aşırı örgütlerin içininsan kazanma, propoganda yapma, radikalleştrime
ve benzeri konularda hertürlü imkanı sağlayan bir araçtır. Sosyal medianın kullanımı ise,
ayrıca bu eylemleri daha da geniş kitlelere ulaştıran ve iletişim hızını artırarak terör ve
radikallerin kendi irtibatları olan ağlarına bilgilerin aktarılmasını ve paylaşılmasını
kolaylaştırmaktadır (European Police Office, 2011: 11).
Ayrıca, yapılan çalışmalarda sosyal medya ağlarında kişilere ait bilgiler ve onların
arkadaşlarıyla paylaştıkları görüntüler suçlular (criminals) tarafında toplanarak ilgili kişiler
hakkında bütün bilgilere ulaşılarak onun ne tür bir kimse olduğu, ne iş yaptığı nerelerde
bulunduğu gibi bilgiler sayesinde kişi suç işleyeceklerin hedefi olmaktadır . Bunun sonucu olarak
da bu kişiler, İskoçya polisinin bulgularına göre ‘tehdit edilmekte’, şantaj, dolandırıcılık,
kaçırılma, kimliklerin çalınması ve gizlice takip gibi suçlara hedef haline gelmektedirler’ (e-Crime
Scotland, 2011).
Örgütlerin bu ağları kullanmalarının sebeplerinden birisi de bu ağları kullanan insanların
hem vakitlerinin olması, başka bir ifadeyle onları meşgul edecek yeterince iş yoğunluğuna sahip
olmamalarıdır. Ayrıca; yeterince korumaya tabi olmadıklarından dolayı hedef durumundadırlar.
Buradaki hedef olma, daha çok organize suç ve terör örgütleri için eleman temini yönündedir.
Örnek olarak Shelley bu örgütlerin, özellikle ekonomik ve siyasal olarak geri toplumlarda daha
sık görüldüğünü, gençlere yasal olarak alternatifi mevcut olmayan ölçüde ekonomik çekiciliği
olan ve imrenilecek iş alternatifleri sunmakta olduklarını belirtmektedir (Shelley, 2003: 303).
İkinci olarak bu örgütler yaptıkları iş için gerekli olan, özellikle bilişim teknolojisi konusunda
uzman kişilere ihtiyaç duymaktadırlar ki, bu kişileri kolayca bulmanın yolu da onların profile
(kişisel bilgilerinin) olduğu sosyal medya ağlarını takip etmekten geçmektedir. Zira bu alanda en
iyi uzman istihdamı, bu örgütlerin yasal yollarla güvenlik kuvvetlerinden kaçmalarını sağlayacak
dolambaçlı, karışık ve ustaca yöntemler bulmalarına yardımcı olacaktır. Shelley bu konuyu
delillendirmek için bugün artık bu örgütlerin cep telefonları ve uydu telefonlarında ‘şifreli
mesajlar’, ‘kodlu mesajlar’ kullanarak tanınmak ve bilinmekten kaçtıklarını ifade etmektedir.
Teröristlerin de farklı ülkelerdeki faaliyetlerini kendilerini ele vermeyecek bilgisayar
karakterlerini kullanarak koordine ettikleri biliniyor (Shelley, 2003). Örnek olarak aşağıdaki alıntı
verilebilir. ‘Amerikan TheAssociatedPress haber ajansının, Amerikalı bir terörle mücadele
yetkilisinin verdiği bilgiye dayandırdığı habere göre, Bin Ladin'in geliştirdiği yöntem, onun,
kendisini siber yollarla takip etmeye çalışan Batılı ülkelerin çabalarını yıllarca atlatmayı
14
başarmasını ve arkasında hiçbir dijital iz bırakmadan dünyayla iletişim halinde kalmasını sağladı’
(Apuzzo, 2011).
Amerika’da 119 (% 95 Amerikan vatandaşı) kişi üzerinde yapılan bir araştırma Facebook’u
kullanan kişilerin % 18 inin en az bir olumsuz kişisel tecrübeye sahip olduklarını ifade ettiklerini
ortaya koymaktadır. Bu tecrübeler ‘unwantedadvances (arzu edilmeyen talepler), ‘stalking
(takip)’, ‘harassment (taciz)’ ve ‘damaginggossiporrumor (mesnetsiz dedikodu ya da söylenti),
ya da ‘data theft (veri hırsızlı)’ davranışlarını içermekte. Buna ek olarak denekler arasında,
yukarıda sayılan olumsuz olaylardan başkalarının etkilendiğini duyanların oranı % 38 dir. Bu
önemli bir göstergedir ki, sosyal medya, kullanıcılara sağladığı yararın yanında ciddi şekilde de
zarar verecek bir alet olarak karşımızda durmaktadır.Bu durum terör örgütlerinin ve organize
suç örgütlerinin bu internet sayfalarını kullanma arzularını kabartmaktadır. Çünkü bu yolla
yaklaşık toplumun % 25’lik bir kesimini hedef almaktadırlar ki, bu nominal olarak ele alındığında
milyonlarca kişi demektir.
Türkiye’de Durum Nedir
Terör ve organize suç örgütlerinin, kendileri için çalışacak kişileri seçebilmek ve onları
aşağıda anlatılan süreçten geçirebilmek için bir şekilde onlarla irtibata geçmesi gerekmektedir
ki, biz Türkiye’deki internet ve sosyal medya kullanımının bu örgütlere bu imkanı verdiğini
düşünüyoruz.
Terörle mücadele uzmanları, örgütsel kazanımın son dönemini şöyle özetliyorlar: "Terör
örgütlerinin, bir gencin psikolojik yönden beynini yıkayarak ideolojileri çerçevesinde
şartlandırmalarının en önemli nedeni ’kesin inanç adamı’ haline getirmektir. Nitekim, bir gencin
örgüte gelene kadar ailesinden ve çevresinden aldığı kimlik ve kişilik silinerek yerine yeni bir
kimlik ve kişilik kazandırılmaktadır. Biz buna ’militan kimliği ve kişiliği’ diyoruz. Bir terör
örgütünün militanlarını bu süreçten geçirmesindeki amaç ise, işleteceği cinayetlerin meşruiyet
dayanağını o kişinin iç dünyasına yerleştirebilmektir. Bundan sonra, bir militan işlediği
cinayetlerden dolayı vicdani herhangi bir sıkıntı çekmemektedir (Şimşek, 2007).
Bu aşamaları tamamlamak, eskiden daha zordu çünkü yüz yüze görüşmelerde ortaya çıkan
problemler, internet ortamında ya da sohbet odalarında en aza indirilmektedir. İkna için delil
göndermek ya da göstermek daha kolaydır. Çünkü terör ve organize suç örgütleri bu konuda
yeterince görsel kaynaklara sahiptir.
Türkiye’de durumu incelerken üç temel ayrıntıya dikkat çekilecektir. Bunlar: 1) Sosyal
medya ağlarını en çok hangi yaş grubuna mensup kişiler kullanıyorlar? 2) Türkiye’de organize
suçların durumu nedir? 3) Türkiye’de devam eden bir terör- terörizm var mıdır?
Bu soruların cevaplarını bulmaya geçmeden evvel, altını çizmemiz gerekiyor ki, bilişim
suçları Türkiye’de bir gerçeklik olarak kabul edilmiş ve bu suçları önlemeye yönelik yasal
15
düzenleme yapılmıştır. Başka bir ifadeyle, 1993 yılındaki gecikmiş tanışıklığa rağmen bu yeni
iletişim ağı ile ilgili yasal düzenlemelere bakıldığı zaman ilk göze çarpan noktalardan biri de
internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla
mücadele edilmesine ilişkin 5651 sayılı kanunun 4/5/2007 tarihinde yürürlüğe girmiş
olmasıdır. Bu düzenleme bile tek başına Türkiye’de ciddi miktarda bilişim suçu işlendiğini ve
bunun önlenmesi için yasa koyucunun devreye girdiğini göstermektedir. Bununla birlikte, 2007
yılına kadarki 14 yıllık süre zarfında İnternet ortamındaki suçlarla gerekli yasa bulunmadığından
Türk Ceza Kanunu kapsamında mücadele edilmeye çalışıldığının, fakat arzulanan başarının elde
edilemediğinin de altını çizelim.
Yapılan çalışmalara göre, Türkiye sosyal medya kullanımı açısından kullanıcı/nüfus oranına
bakıldığında, Dünya’da önde gelen ülkelerdendir. Bu sonucun ortaya çıkmasında özellikle ortaöğretim ve yüksek-öğretimde olanların ek bir işte çalışmayıp sadece öğrencilikle iştigal ediyor
olmalarının etkisinin büyük olduğunu düşünüyoruz. Bilinmektedir ki, sürekli olarak sosyal
medya ağlarında uzun sayılabilecek zaman geçirenlerin büyük bir oranı 24 yaşın altında olan
kişilerden oluşturmaktadır. Bu yaş gurubundakilerin çoğunluğunun öğrenci olduğu düşünülürse
“ek işte çalışmama” gerçeğine dayalı tespitimiz daha iyi anlaşılacaktır.
Yine yapılan başka bir araştırma çocukların hedef olarak seçildiğini ortaya koymaktadır. EU
Kids Online tarafından, ‘9 – 16 yaş arası 1018 çocuk ve aileleriyle yapılan yüz yüze görüşmelerle
yapılmış araştırmada şu bulgular elde edilmiştir.Türkiye’de, 9-16 yaş arasındaki çocukların
yüzde 12′sinin cinsel içerikli mesaj aldığını, yüzde 4′ü de buna benzer mesaj yolladığını
söylemiştir. Ayrıca çocukların yüzde 14′ü yüz yüze tanışmadığı kişilerle İnternet’te görüştüğünü,
yüzde 2′si de bu kişilerle İnternet dışında da buluştuğunu belirtti’ (Eglence.net, 2010).
Tanımadığı kişilerle konuşan ve buluşan bu çocukları ne tür bir tehlikenin beklediği oldukça
nettir. Dolayısıyla denebilir ki, organize suç örgütlerinin ve terör örgütlerinin devşirmeye
çalıştıkları hedef kitlenin yukarıda sayılan yaş grubundaki öğrenciler ile çocuklar olması
kaçınılmazdır.
Türkiye IAB (Interactive AdvertisementBureau) bilgileri Türkiye’de internet ve sosyal medya
ağlarını kimlerin kullandığı noktasındaki araştırması ilginç bulgular ortaya koymaktadır. Aşağıda
verilecek istatistiki bilgiler bu birim tarafından oluşturulmuştur(Clockwork Blog, 2012).
Tablo 2 (a): İnternet Kullanım Profili
16
Tablo 2(a), da açıkça görüleceği gibi, Ocak-Aralık 2011 tarihleri arasında 12-14 yaş
grubunun internet kullanımında %7 lık bir artış kaydedilmiştir. %7 lik bu artış Ocak 2011 de
1.994.851 olan 12-14 yas grubu internet kullanıcı sayısını Aralık itibariyle 2.130.857 ye
çıkarmıştır.
Tablo 2 (b): İnternet Kullanım Profili
Tablo 2 (b) de ise internet kullananların eğitim durumu görülmektedir. Üniversite ve üstü
eğitimine sahip grupta bir doygunluk görülürken, en çok artış orta okul seviyesi öğrencilerinde
görülmektedir. Ocak 2011 de 4.872.762 olan orta okul öğrencisi internet kullanıcısı sayısı Aralık
2011 itibariyle %10 luk bir artışla5.350.352’ye çıkmıştır.
17
Ulaşılabilen enson veriler(Sanatkar, 2012)Türkiye’de internet kullanıcılarının önemli bir
oranının Facebook kullandıklarını göstermektedir ki, terör ve organize suç örgütlerinin neden
daha çok, aşağıda detaylı olarak anlatılan, Facebook kullandıklarının sebebini de ortaya
koymaktadır. Tablo 2 (c) de bu durumu ortaya koymaktadır.
Tablo. 2(c)
18
Aşağıdaki Tablo. 3 daha detaylı olarak hangi sitelerin ziyaret edildiğini ortaya koymaktadır
(Turkey, 08.10.2010).
Tablo 3: İnternette Yapılan Aktiviteler
Tablo 3’te dikkat çekmek istediğimiz bulgular, özellikle organize suç örgütleri için hedef
olan kitlelerin tespiti açısından önemli olup şu şekilde sıralanmaktadır; ‘konuşarak ya da
19
görüntülü chat yapmak’ % 34.9; ‘yazılı chat yapmak’ % 23.1; ‘online tartışmalara katılmak’ %
12.8; ‘Çöpçatanlık sitelerine girmek’ % 7.5; ve ‘internette bahis oyunları oynamak’ % 4.7.
Bağımlılık açısından bakıldığında Tablo 4’teki veriler (IAB Türkiye (b), 2009) görülmektedir
ki, buna göre ortaokul-lise öğrencilerinin % 60 oranında bağımlı oldukları göze çarparken bu
oran üniversite öğrencileri arasında % 13 seviyesindedir. Yaş grubu olarak ise, yukarıda
bahsedegeldiğimiz gibi yine en yüksek oran 15-24 yaş grubunda görülmektedir.
Bu verilerden sonra sonuç olarak şunu iddia edebiliriz. Dikkat edileceği gibi hemen hemen
bütün bu faaliyetlere katılmak, aynı zamanda terör ve organize suç örgütlerinin hedefi de olmak
anlamına geliyor. Bu savımızı delillendirmek için sanırız başka bir soruya cevap bulmamız
gerekiyor. O da terör ve organize suç örgütleri en çok hangi tür eylemler gerçekleştirmekte ve
kimleri hedef almaktadırlar?
Sanırız bu veriler, yukarıda ileri sürdüğümüz savlarımızı destekler niteliktedir ki bunlar
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün oluşturduğu terörist profilleridir. Aynı kaynakta şu ifadeler yer
almaktadır: ‘özellikle 14-25 yaş grubundaki lise ve üniversite çağındaki gençlerimizin, ülkemizde
faaliyet yürüten terör örgütlerinin en büyük hedef kitlesi olduğunu göstermektedir’ (Emniyet
Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı, 2011).
Emniyetin, 262 tutuklu terör örgütü PKK mensubu üzerinde yaptığı araştırmaya göre,
teröristlerin yüzde 54’ü 14-25, yüzde 34’ü 26-37, yüzde 12’si ise 38-58 yaş grubunda yer alıyor.
(Şimşek, 2007).Bu verilerde dikkat çekmek istediğimiz konu: Teröristlerin % 54’ünün 14-25 yaş
grubundan olması ki, bu yaş grubunun en çok internet kullanan ve sosyal medya ağlarında
dolaşan gurup olması.Aynı araştırmadaki başka bir bulgu ise, farklı tipteki terör örgütlerine ait.
Dini motifli terör örgütü mensubu 200 kişinin dosyaları üzerinde yapılan araştırmaya
göre, örgüt mensuplarının yüzde 2.5’i 10-14 yaş grubunda bulunuyor. Örgüt üyelerinin
yüzde 72.5’i 15-25 arasındaki gençlerden oluşurken, yüzde 17’si 25-29, yüzde 6’sı 3034, yüzde 2’si de 35-65 yaş aralığında yer alıyor. ... Sol terör örgütü mensubu 826
tutuklu üzerinde yapılan araştırmaya göre ise örgüt üyelerinin yüzde 65’i 14-25, yüzde
16.8’i 25-30 yaş grubunda, yüzde 17.5’i ise 30 yaşın üzerinde bulunuyor (Şimşek, 2007).
Buradaki bulgularla internet ve sosyal ağ kullanımı arasında da pozitif bir bağlantı mevcut.
Bazıları bu pozitif bağlantının varlığında şüphe edebilirler. Fakat son zamanlarda terör
örgütlerinin sosyal medya ağlarını ve interneti yoğun olarak kullandıkları göz önünde tutulursa,
bu ilişkinin varlığı kendiliğinden ortaya çıkar. Buna ek olarak birçok güvenlik uzmanı internetin
terör örgütleri için yeni elemanlar yetiştirmek için önemli bir araç olduğu belirtilmektedir
(Janbek ve Prado, 2012). Türkiye’de konuya yönelik yapılacak bir araştırmada, yukarıda
belirtilen EU raporundaki bulguların benzerlerine ulaşılacağı ileri sürülebilir. Aşağıdaki Tablo
4’de internet ‘bağımlı’lığı konusundaki veriler, bağımlılıkla terör örgütlerinin ‘üye’ devşirmeleri
arasındaki ilişkiyi ortaya koyar niteliktedir.Başka bir çalışma yukarıdaki savımızı ek olarak
destekleyen veriler ortaya koymaktadır ki, buna göre Türkiye’de terör örgütlerinin internet
20
ortamını öncelikle propaganda ve eğitim amaçlı olarak kullandıkları görülmektedir. ...
Ülkemizde de, diğer ülkelerde olduğu gibi saldırıya uğrayan ve hack edilen kamuya ait birçok
web sitesi bulunmaktadır. Yine kamuya ait e-mail adresleri terör örgütleri tarafından yoğun bir
şekilde e-mail bombardımanına maruz kalabilmekte ve sistem çökertilebilmektedir. ...Terör
örgütleri Türkiye’ye yönelik teknolojik eylem hazırlığında bulunmaktadırlar. Terör örgütleri; link
hatlarına, bilgi işlem ve veri merkezlerine, bakanlıklara, PTT-Telekom, polis ve askeri birimlerin
sistemlerine sanal saldırıda bulunmak için uğraş vermektedirler. ... Birçok terör örgütü internet
üzerinden propaganda başta olmak üzere, patlayıcı madde yapımı, örgüt elemanlarının
eğitilmesi gibi birçok illegal faaliyet icra edilmektedir. Nitekim Emniyet Teşkilatı’nın Hizbullah
terör örgütü ile mücadelesindeki başarının temelinde bu örgütün bilgisayarlarında yapılan
araştırmalar sonucu elde edilen veriler bulunmaktadır (Atıcı ve Gümüş, 2003).
Tablo 4: İnternet Kullanım Alışkanlıkları 2009
“BAĞIMLI”
Demografi
11%

Ortalamadan daha fazla erkek

Ağırlıklı olarak 15-24 yaş arası

Ortalamadan daha yüksek SES seviyesine sahip

Ortalamadan daha fazla ortaokul-lise mezunu
100
90
Türkiye
BAĞIMLI
80
Tüm düzenli internet kullanıcılarının %11’ini
oluşturuyor.
70
60
Çoğunlukla:

erkek, 15-24 yaşında, ortalamanın üzeri sosyoekonomik seviye

Orta seviye eğitimli (yaş sebebiyle)
Genel
Daha “yoğun” kullanıcı
Bağımlı
50
40
30
20
32.0
57.5
10
13.4
İLKOKUL-
DE
C2
C1
AB
55+
45-54
34-44
25-34
ÜNİVERSİTE+
5.4
2-3 saat
6-9 saat
© 2008 Ipsos
1 saat ve daha az
4-5 saat
10 saat ve üzeri
ORTAOKUL-LİSE
22.9
12.5
15-24
23.1
ERKEK
14.2
KADIN
0
19.1
15
Ġnternet Kullanım Alışkanlıkları Raporu, 2009
21
Türkiye’de Emniyet Genel Müdürlüğü’nün belirttiğine göre 12 adet terör örgütü bulunmaktadır.
Bunlar:
1) Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi (DHKP/C)
2) MKP (Maoist Komünist Partisi)
3) TKP/ML - KONFERANS
4) Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP)
5) PKK/KONGRA-GEL (Kürdistan Halk Kongresi-KHK)
6) Kürdistan Devrim Partisi (PŞK)
7) Kürdistan Demokrat Partisi/Bakur (PDK/Bakur)
8) Hizbullah
9) Hilafet Devleti (HD)
10) İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi (İBDA/C)
11)Tevhid-Selam (Kudüs Ordusu)
12) El Kaide Terör Örgütü Türkiye Yapılanması (Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı,
2011).
22
Yaptığımız küçük bir araştırmaya göre Türkiye’de faaliyet gösteren terör örgütlerinin
tamamının, ya kendi adlarına ya da başka ad ve unvanlarla internet ve sosyal paylaşım siteleri
olduğu tespit edilmiştir. Bu sitelerin adları, özellikle, PKK terör örgütü ve onun sempatizan ya da
üyeleri açtıkları Facebook sayfalarında yerleşim adlarını kullanmaktadırlar. Örnek:
‘izmirdekikürtler’. Bu şekilde bir kullanıma gidilmesinin temel sebepleri arasında sosyal
bilimlerde ‘hemşehrilik’ olarak adlandırılan bir sosyal etkileşimden en üst derece yararlanma
amaçlanması vardır. Bir bakıma ‘kırsal’dan göçmüş Kürt kökenlilere sosyal, kültürel, aynı
zamanda ekonomik destek sağlamaya yönelik olarak kullanılan hemşerilik burada öne
çıkmaktadır. Konu terör olunca, aslında bu yaklaşımın sanıldığı kadar masum olmadığını, bir
bakıma bir yol olarak kullanıldığını kabul etmek gerekir ki, bu düşünce yapılan bir çalışmada,
‘Organize Suç Örgütlerinin Oluşumunda Hemşehrilik İlişkilerinin Rolü’ test edilmiştir. 137 adet
organize suç örgütü arasından 15’i incelenmiş olup, Sonuç olarak yazar şu bulguları
paylaşmaktadır:
Organize Suç Örgütleri” ile “Hemşehrilik İlişkileri” arasında organize olmuş suç
örgütlerinin oluşumu, örgütlenişi, insan kaynakları bakımından güçlü ve organik bağın
olduğu iddiası (hipotez) ispatlanmıştır. ... organize suç örgütleri ile “hemşehrilik
ilişkisi” arasında yapısal, organik bir bağın olduğu görülmüştür (Kahya, 2008).
PKK terörünün etnik kökenli olması, hemşerilik duygusunun kullanılmasını bir bakıma
zorlamaktadır ki, örgüte katılanların ifadelerinde bir şekilde bir tanıdık vasıtasıyla örgüte
katıldıklarını ifade etmeleri bu düşünceyi desteklemektedir.
PKK ve destekçilerinin Siteleri:
http://pkkonline.com/en/;https://www.facebook.com/heja2121?ref=ts;
https://www.facebook.com/pages/K%C3%BCrtlerSoka%C4%9F%C4%B1/197899840238430?ref=ts; https://www.facebook.com/kurtlerr;
https://www.facebook.com/pages/Mersinde-Ya%C5%9FayanK%C3%BCrtler/255683957790950;https://www.facebook.com/izmirdekikurtler;
https://www.facebook.com/group.php?gid=270130033430;https://www.facebook.com/pages/
BDP-ADANA-MILLETVEKILI-MURAT-BOZLAK/125072777578590;
https://www.facebook.com/pages/Londra-KURD-Toplumu-KCK/220949407926697; *erişim
tarihi 23 Kasım 2011+.
DHKP-C ve yandaşlarının siteleri:
DHKP-C adli terör örgütüne bakıldığında, PKK ve sempatizanlarının yaptığı gibi onlar da il ve
diğer yerleşim yeri adlarına göre Facebook’u kullanmaktalar. Her nekadar bu sayfaları
23
propaganda için kullanıyor olsalar da, diğer amaçları için de kullanmalarının ihtimal dahilinde
olduğunu düşünüyoruz.
Bazı sayfa linkleriyle konuyu delillendirmek istiyoruz.
Tokat Dhkp-c: https://www.facebook.com/profile.php?id=100001632702193&ref=ts;
Parti-cephe Dhkp-c: https://www.facebook.com/profile.php?id=100001559274736&ref=ts;
Dar
Ağacında
Üç
Fidan:
https://www.facebook.com/pages/DAR-A%C4%9EACINDA%C3%9C%C3%87-F%C4%B0DAN/289133872059;
Yol Televizyonu: https://www.facebook.com/yol.televizyonu *erişim tarihi 24 Kasım 2011+. Bu
sayfaların dışında, onlarca farklı isimde (online), yayın organlarının da bu gruba destek için
çıkarıldığı bilinmektedir. Her birisinin kendisine ait hem internet sitesi hem de Facebook sayfası
hem de diğer sosyal medya paylaşım siteleri mevcuttur.
Örnek: Ahali
http://www.solyayin.com/yayin/ahali;https://www.facebook.com/pages/SolYayincom/114578
295262994; http://www.flickr.com/photos/solyayin; https://twitter.com/#!/Solyayincom;
http://digg.com/submit?phase=2&url=http://www.solyayin.com;
https://delicious.com/register; http://www.solyayin.com/feed; *erişim tarihi 24 Kasım 2011+.
Bütün bu siteler aktiftir. Anlaşılan o ki terör örgütü her il ya da yerleşim adını kullanarak
facebook vasıtasıyla hem taraftarlarına mesaj gönderiyor hem de yeni üyeler kazanıyor. Bunlara
ek olarak BDP milletvekilleri ve diğer bilinen şahıslara ait facebook sayfalarının da olduğu
belirtelim. Başka bir ifadeyle PKK’nın genelde sosyal medyayı özelde facebook’u kullandığını
sanırız bu sayfalar ispat etmeye yeterlidir.
Hilafet Devleti/ Askerleri ve Yandaş Siteleri
İnternet sayfaları:
http://www.hilafetdevleti.de.ki/;
http://www.hilafetdevleti.com.nu/;
http://www.hilafet.com/index2.html; *erişim tarihi 24 Kasım 2011+.
Facebook:https://www.facebook.com/pages/Hilafet-Devleti-Askerleri/106178839444998;
*erişim tarihi 24 Kasım 2011+.
Bu küçük çalışmamız da ortaya koymaktadır ki, Türkiye’de terör örgütleri hem interneti
hem de Facebook ve diğer sosyal medya ağlarını kullanmaktadırlar. Bu kullanımı sadece
propaganda içerikli olarak ele almak yetersiz bir yaklaşım olur. Sosyal medya ağlarının
sundukları bütün servis imkanlarından yararlanarak örgütleri için gerekli olan her türlü
faaliyette kullandıklarını kabul etmek daha doğru olur.
24
Gezi Parkı Eylemleri
Türkiye’de Gezi Parkı eylemleri ciddi anlamda hem yeni bir tartışma hem de farklı bir açıdan
hükümetin istifasını istemek gibi, Türk siyasal tarihinde görülmemiş bir çağrıyı başlattı. Önceleri
tamamen masum ve çevreci akımların eylemleri olarak başlayan Gezi Parkı gösterileri daha
sonra, birden fazla terör örgütünün sahaya inmesiyle, söz konusu gösteriler aniden hükümetin
istifasını isteyen gösterilere dönüştü. Bu durum literatürde ‘socialmovementtheory (Sosyal
hareketlilik teorisi)’ ile açıklanabilir. Teoriye göre ‘insanlar genellikle ihtiyaç olan şeyin bir sosyal
hareketlilik, birşey karşı çıkma veya başka türlü bir toplu hareket için yeterince insanı bir araya
getirerek bir sosyal problem hakkında onların öfkesini kabarmaktır. İşte bu noktada sosyal
hareketlilik teorisi biri biriyle ilişkili büç şey önerir ki aslında her birisi yeterlidir. Fakat üçünün
bir araya gelmesi geniş gösterilerin ortaya çıkmasına sebep olur. Bunlar, bir tehlikenin olduğunu
kabul etme ve karşı çıkacak fırsatı kollama, kaynaklara ulaşılacak yol bulma, ve insanları
birleştirecek bir mesaj icat etme. İşte yeni sosyal medya bu üç şeyi etkin ve kısa sürede
birleştirerek harekete geçirmektedir(Schroeder, Everton, & Shepherd, 2012).Türkiye’de öteden
beri hükümete karşı direnişe geçmeyi bekleyen kitleler mevcuttu. Terör örgütleri kaynaklara
ulaşımı sağladı ki, bunu hem twitter başta olmak üzer sosyal medya aracılığıyla ve başı
şirketlerin de yiyecek içecek getirmelerini organize etti. Çünkü terör örgütlerinin var olan bir
yapısı ve sürekli olarak emirlerinde çalışan örgüt üyeleriyle bunu yapacak durumdaydılar.
Dünya basın ve yayın organlarının her geçen gün artan ilgisi, sosyal medya ağlarının etkin
olarak göstericiler tarafından kullanılması eylemleri çevre içerikli bir demokratik talepten
uzaklaştırarak hükümetin istifasını isteyen siyasal gösterilere dönüştürdü. Sadece Taksim ile
sınırlı kalmayan bu eylemler, Türkiye’nin bir anda farklı şehirlerinde de ortaya çıktı. Ramazan
ayının girmesiyle Gezi Parkı eylemleri duruldu.
Görülen o ki, Türkiye’de sosyal medya kullanımının yüksek olması, yukarıda sayılarının
verdiğimiz ondan fazla terör örgütünün bulunması ve sol muhalefetin sadece muhalefet olup
yıllardır iktidara gelememesi gibi nedenlerle Gezi olayları Ramazan sonrası tekrar başlayabilecek
potansiyele sahip gözükmektedir.
Ayrıca, hükümetin bu gelişen olayları önceden kestirememesi ve gösteriler başladığında da
doğru bir kriz yönetimiyle olaylara yaklaşmaması, Türkiye’de yeni bir siyasal kutuplaşmayı
beraberinde getirmiştir ki, bu ne hükümetin ne de muhalefetin istediği bir durumdur. Burada
temel araç sosyal medya ağlarıdır ki, etkisinin Gezi Parkı eylemleri sırasında, birçok kimsenin
beklentilerinin ötesinde,yoğun olduğu görülmüştür. Bu durum bazı bakanların sosyal medya
ağlarına yönelik yeni bir yasal düzenlemenin Türkiye için kaçınılmaz olduğunu ileri sürmelerine
sebep olmuştur. Fakat sosyal medya ağlarının kullanımı ve etkisi her geçen gün artmaktadır ki,
bu iyi yöne kullanılabilirse ciddi faydalar sağlayabilir. Terör ve organize suç örgütlerinin
25
kullanımında ise sınırsız yeni suçların işlenmesini onlarca insanın bu örgütlere katılmasına da bu
ağlar vesile olmaktadır.
Sonuç ve Öneriler
Çalışma organize suç örgütleriyle terör örgütlerinin sosyal medya ağlarını kullandıklarını
ortaya koymaya çalışmıştır. Elde edilen bulgular sosyal medya ağlarını kullananlarla organize
suç örgütleri ve terör örgütlerinin hedef kitleleri arasında doğrudan bir ilişkinin olduğunu
göstermektedir. Bu ilişkinin niteliklerinin bilimsel olarak ortaya konması için nitelik araştırması
yapılması gerekmektedir ki, bu çalışmada bu yapılmamıştır. Başta da belirtildiği gibi bu çalışma
daha çok ikincil kaynaklardan yararlanarak onları yeniden yorumlamaya, var olan alan çalışma
bulgularını farklı bir bakış açısıyla incelemeye tabi tutmuştur.
İkinci olarak, Türkiye ölçeğindeki bulgular, özellikle internet ve sosyal medya kullanıcılarıyla
terör örgütünün yeni kazanılmış elemanlarının yaşları arasındaki orantı, bu örgütlerin sosyal
medya ve online olarak sundukları dergi, gazete ve görsel hizmetlerinin bu kesimi hedeflediği
izlenimi vermektedir. Emniyet Genel Müdürlüğünün çalışmalarında geçen ‘özellikle 14-25 yaş
grubundaki lise ve üniversite çağındaki gençlerimizin, ülkemizde faaliyet yürüten terör
örgütlerinin en büyük hedef kitlesi olduğunu göstermektedir’ (Emniyet Genel Müdürlüğü
Terörle Mücadele Daire Başkanlığı, 2011) ifadesi bir bakıma bu savımızı desteklemektedir.
Üçüncü olarak, terör örgütlerinin kendilerine yeni ‘militan’ kazandırmak için hedef kişinin
kişisel profilini tam olarak bilmeleri gerekmektedir. Bunu en doğru olarak temin edecekleri
yerlerin başında da sosyal medya ağları bulunmaktadır ki, terör örgütlerinin ve
sempatizanlarının kurdukları ve üyelerinin takip etmesini istedikleri bu sayfalar tamamen yeni
militanlar kazanmaya yöneliktir.
Gezi Parkı-Taksim eylemleri Türkiye’de sosyal medya olgusunu pekiştirmiş ve etkilerinin ne
kadar güçlü olduğunu göstermiştir ki, bu ağları etkin olarak terör örgütleri bu eylemler sırasında
kullanmışlardır. Sonuç olarak denebilir ki, sosyal medya ağları birer araçtır. Bu araç tıpkı ateş
gibi yemeklerimizi pişirmemize, soğuk günlerde ısınmamıza yardımcı olduğu gibi, insanlara zarar
vermek isteyin ellerinde evlerimizi ve ormanlarımızı yakmaya da yaramaktadır. Bu durumda
sosyal medya ağları, kimin güçlü olarak bu ağları kullandıklarına bağlı olarak siyasal dengeleri
sarsacak ya da sağlamlaştıracak. Sınırlama mümkün gözükmemektedir. Öyleyse pozitif olarak
kullanımının nasıl yapılacağına yönelmek en doğru yoldur ki, birçok ülkede sosyal medya
organize suçlarla ve terörle mücadele etkin olarak kullanılmakta ve eylemciler daha çabuk
yakalanmaktadır(Skinner, 2012).
26
Kaynakça
APUZZO, A. G. (2011) How Bin Laden Emailed Without Being Detected by US. Retrieved Kasım
30, 2011 from abc News: http://abcnews.go.com/US/wireStory?id=13590247#.TtZiR_IlKvY
ARMY, U. (2011) Social Media Roundup: Geotags and Location Based Social Networking
Applications, OPSEC and protecting unit safety. US ARMY.
ATICI, B. & GÜMÜŞ, Ç. (2003) Sanal Ortamda Gerçek Tehditler: Siber Terör. Polis Dergisi, Yıl: 9,
Sayı: 37 , 57–66.
AUSTRALIAN CRIME COMMISSION (2011) Organize Crime in Australia. Australian Crime
Commission.
AVCI, M. (2010) Tutuklu Çocuklar Üzerine Bir Araştırma:Çocukların Suça Yönelmesinde Etkili
Olan Toplumsal Nedenler ve Çözüm Önerileri . Retrieved Kasım 20, 2011 from edergi.atauni.edu.tr,
Cilt
14,
Sayı
2:
http://edergi.atauni.edu.tr/index.php/SBED/article/viewFile/472/465
BBC. (2012) Huge Rise in Social Media 'Crimes' . Retrieved Temmuz 30, 2013 from BCC News
UK: BBC News - Huge rise in social media 'crimes'.htm
BECK, S. (No Date) CRITO by Plato. Retrieved October 11, 2011 from
http://www.san.beck.org/Crito.html
ÇEHRELI, M. (2011) Türk İnsanının Sosyal Medya Kullanımı Trendler Üzerine Kurulu. Retrieved
November 21, 2011 from Bilgi Çağı: http://www.bilgicagi.com/Yazilar/7088turk_insaninin_sosyal_medya_kullanimi_trendler_uzerine_kurulu.aspx
CLOCKWORK BLOG. (2012) IAB Şubat Raporu: Türkiye’de internet Kullanıcısının Profili Değişiyor
. Retrieved August 1, 2013 from http://blog.clockwork.com.tr/index.php/2012/03/08/iabsubat-raporu-turkiyede-internet-kullanicisinin-profili-degisiyor/
CONDÉ, H.V. (2004) A Handbook of International Human Rights Terminology, Second Edition.
Lincoln and London: University of Nebraska Press.
E-CRIME SCOTLAND (2011) e-Crime Scotland. Retrieved Kasım 23, 2011 from e-Crime Scotland:
http://www.ecrimescotland.org.uk/
EGLENCE.NET. (2010) Türkiyede internet kullanma yaşı iyice düştü. Retrieved Kasım 2011, 23
from
Eglence.net:
http://www.eglenceli.net/turkiyede-internet-kullanma-yasi-iyicedustu.html
Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı (2011) Terörist Profilleri: Terör
Örgütlerindeki Militanların Yaş ve Öğrenim Durumları . Retrieved Kasım 24, 2011 from
Terörle Mücadele Daire Başkanlığı: http://www.egm.gov.tr/temuh/mucadele6.htm
EUROPEAN POLICE OFFICE (2011) EU Terrorism Situation and Trend Report. European Police
Office.
FREEDEN, M. ( 2003) Ideology: Very Short Introduction. London, New York: Oxford University
Press Inc.
27
GENÇ, S. (2013) Gençlerin iktidarı devirme niyeti yok. (M. Karakuş, Interviewer) ntvmsnbc.
HAZAR, Ç.M. (2011) Sosyal Medya Bağımsızlıg-Bir Alan Çalışması. Gazi Üniversitesi İletişim
Fakültesi, İletişim: Kuram ve Araştırma Dergisi, Sayı : 32 , 151-176.
HONDERICH, T. (1995) The Oxford Companion to Philosophy. Oxford New York: Oxford
University Press.
IAB Türkiye (b). (2009) Internet Kullanımı Alışkanlıkları. IAB Türkiye, Gemius ve Ipsos KMG.
İLKER ÇIÇEK, A.O. (2011) Ülkemizde Adli Bilişim Laboratuvarları Kurumu ve Bilişim Suçkarıyla
Mücadeleye Katkıları. TMMOB Dergısı, 138-143.
JANBEK, D. & PRADO, P. (2012) Rethinking the Role of Virtual Communities in Terrorist
Websites. Combating Terrorism Exchange, Vol. 2 , No. 4 , 23-12.
JOWETT, B. (2002) Apology, from The Dialogues of Plato, Volume 2 (Oxford: Oxford University
Press,
1892).
Retrieved
October
11,
2011
from
http://law2.umkc.edu/faculty/projects/ftrials/socrates/apology.html
KAHYA, N.Ö. (2008) Organize Suç Örgütlerinin Oluşumunda Hemşehrilik İlişkilerinin Rolü. Polis
Bilimleri Dergisi Cilt:10 (4) , 15-42.
KILIÇ, M. (2013) Chapulling ‘Turkish Spring’: Strike of an Unpredictable Synchronization. Turkish
Journal of Politics, Vol. 4, No.1, Summer , 131-144.
LOUISE I. SHELLEY, J. T.-H. (2005) Methods and Motives: Exploring Links Between Transnational
Orga-nized Crime and International Terrorism, June 23. Washington D.C: United States
Department of Justice, Document Number 211207.
MARVIN, C. (1995-2000) Greek Philosopher: Socrates. Retrieved October 11, 2011 from
http://www.trincoll.edu/depts/phil/philo/phils/socrates.html
MEDEMA, S.G. & SAMUELS, W.J. (1998) Lionel Robbins, A History of Economic Thought: The LSE
Letures. Princeton, New Jersey: Princeton University Press.
MURPHY, S. (2011) Facebook Crimes on the Rise, Experts Warn. Retrieved Kasım 21, 2011 from
FoxNews.com:
http://www.foxnews.com/scitech/2011/08/11/facebook-crimes-on-riseexperts-warn/
NAILS,
D.
(2009)
Socrates.
Retrieved
October
11,
2011
from
http://plato.stanford.edu/entries/socrates/
PINGDOM (2011) Study: Age of Social Network Users. Retrieved Kasım 21, 2011 from Pingdom
blog: http://royal.pingdom.com/2010/02/16/study-ages-of-social-network-users/
ROBERT ECCLESHALL, A.F. (2003) Political Ideologies: An introduction, Third Edition. London:
Routledge: Taylor & Francis e-Library.
ROBERTSON, J. (2013) Organised Crime Using Social Media in Bid to Corrupt Public Officials,
ACC warns. Retrieved July 30, 2013 from http://www.heraldsun.com.au:
http://www.heraldsun.com.au/news/national/organised-crime-using-social-media-in-bidto-corrupt-public-officials-acc-warns/story-fnii5v70-1226687674138
28
ROTHENBERGER, L. (2012) Terrorist Groups: Using Internet and Social Media for Disseminating
Ideas. New Tools for Promoting Political Change. Revista Românã de Comunicare Şi Relaþii
Publice , 7-23.
SANATKAR (2012) Türkiye'de İnternet / 2012 Verileri. Retrieved Ağustos 1, 2013 from visual.ly:
http://visual.ly/t%C3%BCrkiyede-internet-2012-verileri
SCHROEDER, R., EVERTON, S. & SHEPHERD, R. (2012) Mining Twitter Data from the Arab Spring.
Combating Terrorism Exchange, Vol. 2 , No. 4 , 54-64.
SEMETKO, H.A. (2007) Political Communication. In R. J. Dalton, & H.-D. K. (Ed), The Oxford
Handbook of Political Behavior (pp. 123-143). New York and Oxford: Oxford University
Press.
ŞENDERE, O. (2011) Gençler, Haftanın Elli Saati Sosyal Medyada. Retrieved Kasım 30, 2011 from
Sosyalmedya.co: http://sosyalmedya.co/youth-insight-arastirma-turkiye/
ŞENDERE, O. (2011) Twitter’da Suç Oranı 2010’da %20 Arttı. Retrieved Kasım 20 , 2011 from
sosyalmedya.co: http://sosyalmedya.co/twitter-suc-orani/
SHELLEY, L. I. (2003) Organized Crime, Terrorism and Cybercrime . In A. B. (eds.), Security Sector
Reform: Institutions, Society and Good Governance (pp. 303-312 ). Baden-Baden : Nomos
Verlagsgesellschaft .
ŞIMŞEK, N. (2007) PKK üyelerinin yarısı 25 yaşın altında . Retrieved Kasım 24, 2011 from
Milliyet.com.tr: http://www.milliyet.com.tr/2007/12/24/son/sontur27.asp
SKINNER, E. (2012) From the Editor. Combating Terrorism Exchange, Vol. 2 , No. 4 , 1-2.
SOCIALBAKERS (2011) Turkey Facebook Statistics. Retrieved Kasım 21, 2011 from
Socialbakers.com: http://www.socialbakers.com/facebook-statistics/turkey
STRAUSS, L. (1987) Introduction. In L. S. Cropsey, History of Political Philosphy, Third Edition
(pp. 1-6). Chicago and Londn: The University of Chicago Press.
SYPNOWICH, C. ( 2010) Law and Ideology. Retrieved October 18 , 2011 from
http://plato.stanford.edu/entries/law-ideology/
TERÖRLE MÜCADELE DAIRESI BAŞKANLıĞı (2011) Terör Örgütleri Gençliği Nasıl Kazanıyor.
Retrieved Kasım 24, 2011 from Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı:
http://www.egm.gov.tr/temuh/mucadele1.html
TERÖRLE MÜCADELE DAIRESI BAŞKANLıĞı (2011) Türkiye'de Halen Faaliyetlerine Devam Eden
Başlıca Terör Örgütleri. Retrieved Kasım 24, 2011 from Terörle Mücadele Daire Başkanlığı:
http://www.egm.gov.tr/temuh/terorgrup1.html
TRENDWEEK EDITORÜ (2010) Sosyal Medya Nedir? Retrieved Kasım 20, 2011 from Trendweek:
www.trendweek.com/sosyal-medya-nedir/
TÜİK (2011) 2011 Yılı Hanahaklı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması. Ankara: TÜİK.
TURKEY, I. (2010) Türkiye İnternet Kullanımı ve Kullanıcı Profili . IAB Türkiye, Gemius ve Ipsos
KMG .
29
VURAL, Z. BerilAkıncı& BAT, Mikail (2010), ‘Yeni Bir İletişim Ortamı Olarak Sosyal MedyaŞ Ege
Üniversitesi İletişim Fakültesine Yönelik Bir Araştırma’, Journal of YasarUniversity,Vol.20 No:5
3348‐3382; Ayrıca şuradan da ulaşılabilir: http://journal.yasar.edu.tr/wpcontent/uploads/2012/08/3_BVural_MBat.pdf, Retrieved Eylül 25, 2013
WIENER, T.D. (2003) Chapter 1: Introducing the Mosaic of Integration Theory. In A. a. Wiener,
European Integration Theory (pp. 1-76). Oxford: Oxford University Press .
YILMAZ, İ. (2011) TTNET’ten Türkiye’deki İnternet Kullanım İstatistikleri. Retrieved Kasım 21,
2011 from daha.net kurumsal blog: http://www.daha.net/blog/ttnet%E2%80%99tenturkiye%E2%80%99deki-internet-kullanim-istatistikleri/
30