Alçak Basınç Döküm Prosesinde Kullanılan Kalıp Kaplama Malzemesinin Metal Akışkanlığına Etkisi Özgür Yavuz TOPÇUOĞLU*, Ömer Burak ÇE*, Uğur AYBARÇ* Murat KESKİÇ** * CMS JANT ve MAKİNA SAN. A.Ş., İzmir / Türkiye **FOSECO Kocaeli / Türkiye ÖZET Döküm alaşımlarında gerçekleştirilen üretimlerde en önemli parametrelerin başında metal akışkanlığı ve döküm kalıplarının kaplama özelliği gelmektedir. Metal akışı, özellikle ince kesitli ve karmaşık geometriye sahip olan ürünlerin dökümünde metalin soğumadan kalıbın tamamen doldurulması açısından oldukça büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle akışkanlık testleri üretimde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra kullanılan kalıpların sıvı metal ile temas eden yüzeyindeki kaplamalar da hem metal akışını destekleyici nitelikte olmalı hem de döküm sonrası parçanın kalıp yüzeyinden deforme olmadan ayrılmanın sağlanmasında yardımcı olmalıdır. Yapılan çalışmada Foseco firmasına ait alüminyum döküm sektöründe yaygın bir şekilde kullanılan kalıp kaplama malzemelerinin (Dycote 34, Dycote 39 ve Dycote 140) farklı kalıp sıcaklıklarında metal akışkanlığına olan etkisi incelenerek elde edilen bulgular paylaşılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Kalıp Kaplama, Akışkanlık, Alüminyum, Döküm, Alçak Basınç Döküm ABSTRACT The most important parameters in the production of casting alloys are metal fluidity and die coating. Metal flow, especially within the thin sections of the die, have great importance in casting of products having complicated geometry in terms of completely filling. Therefore, flow tests are widely used in production. In addition to this, the coating surface should be capable of both supporting the metal flow and ejection of the cast part without any deformations. . In this study, the die filling properties of three different die coatings produced by Foseco are tested (DYCOTE 34, DYCOTE 39 DYCOTE 140) at 3 different die temperatures and findings are shared. Key Words: Die Coating, Fluidity, Aluminium, Low Pressure Die Casting, Casting 1 1. GİRİŞ 1.1. Alüminyumun kullanım alanları ve Alçak Basınç Döküm Tekniği Endüstrinin birçok alanında yaygın bir şekilde kullanılan alüminyum alaşımlarının yüksek korozyon dayanımına, yüksek termal iletkenliğe ve iyi mukavemet özelliklerine sahip olmasının yanı sıra düşük yoğunluğu ile nihai ürüne ağırlık açısından kazandırdığı avantajlar sayesinde büyük bir ilgi görmekte ve üretimde tercih edilen bir malzeme haline gelmektedir [1-4]. İnşaat sektöründen ambalaj sektörüne, otomotiv sektöründen elektronik sektörüne kadar oldukça geniş bir kullanım alanına sahip olan alüminyumun kullanıldığı sektörlere göre % dağılımı Grafik 1’deki gibidir. Grafik 1’den de görüldüğü gibi taşımacılık sektörü kullanılan tüm alüminyumun %27 gibi yüksek bir oranını oluşturmaktadır. Grafik 1. Alüminyumun kullanıldığı sektörler [5] Alüminyumun otomotiv sektöründe kullanımı ile araç ağırlıklarını azaltmasının yanı sıra dolaylı olarak çevrenin korunmasına olanak sağlamaktadır. Petrol türevi yakıtların endüstri devrimiyle başlayarak her geçen gün azalıyor olması sınırlı olan bu enerji kaynağının daha etkin kullanılma ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır. Bu yakıt türüne tamamıyla bağımlı olan otomotiv sektörünün CO2 emisyonuyla global ısınmaya olan katkısı göz önüne alındığında hükümetlerin ve global olarak faaliyet gösteren bazı organizasyonların getirdiği ulusal ve uluslararası düzenlemeler otomotiv sektöründe ilk ve başlıca önlem olarak araçların ağırlıklarının azaltılması gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır [8]. Bu durum özellikle otomotiv sektöründe alüminyumun öneminin artmasına neden olmuştur. Grafik 2 otomobil başına kullanılan alüminyum ağırlığının yıllara göre değişimini göstermektedir. Özellikle 1990 yılından sonra otomobillerde kullanılan alüminyum miktarının ve alüminyum kullanılarak üretilen parça çeşitliliğinin dinamik bir şekilde artış gösterdiği görülmektedir. 2 Grafik 2. Otomobil başına kullanılan alüminyum ağırlığının yıllara göre değişimi [9] Amerikan Alüminyum Birliğine göre alüminyum alaşımları dövme ve döküm alaşımları olarak iki gruba ayrılmaktadır [12]. Grafik 3’de görüldüğü gibi taşımacılık sektöründe kullanılan alüminyum toplam üretilen alüminyum parçaların %75’ini oluşturmaktadır. Grafik 3. Alüminyum döküm ürünlerin kullanıldığı sektörler [3] Alüminyum döküm üretiminin % 85’i basınçlı döküm prosesleri ile yapılmakta olup üretimin % 50’si otomotiv sektörünün taleplerini karşılamaktadır [6, 7]. Alüminyum alçak basınçlı döküm prosesi özellikle otomotiv sektöründe jant üretiminde yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Alçak basınç döküm (LPDC) yöntemi, kalıbın altında yer alan hava basıncı kontrollü bir pota içindeki sıvı metalin yüzeyine basınç uygulanması sonucu, riser tüp olarak adlandırılan dikey yolluk boyunca yükselen sıvı 3 metalin kontrollü bir şekilde kalıbı doldurmasını esas almaktadır [14-16]. Kalıp bir defa dolduktan sonra pota içindeki basınç düşürülür ve yolluk içinde kalan eriyik metal tekrar pota içine akar ve soğutma yapılarak katılaşma sağlanır. Kalıp parçaları ayrılıp nihai ürün elde edilir [10]. Şekil 1’de alçak basınç döküm tezgahı şematik olarak gösterilmektedir [13] H13 malzemeden üretilen kalıplar seri üretimde kullanılmadan önce sıvı metal ile temas eden yüzeyleri refrakter bir malzeme ile kaplanmaktadır. Böylece sıvı metal ile kalıp arasında ısıl bir bariyer oluşturulur. Kalıp kaplamanın sağladığı avantajlar şu şekilde maddelenebilir; Oluşturulan ısıl bariyer ile kalıbın eşit şekilde doldurulması, Kontrollü bir ısı transferi sağlanması, Daha iyi ürün yüzey kalitesi elde edilmesi, Kalıp ömürlerinin uzatılması, Şekil 1. Alçak basınç döküm tezgahı [13] Kaplama kalıp içindeki sıvı metalin katılaşma hızını düşürerek kontrollü katılaşmayı sağlamada etkili rol oynamaktadır. Böylece sıvı metal kalıp içinde donmadan ilerleyerek tüm kalıbı doldurmaktadır. Kalıp kaplamalarının bir başka görevi de sıvı metalin kalıp çeliği ile doğrudan temasını engellemek ve aşındırıcı etkilerin ve lehimlemenin önüne geçerek kalıp ömrünü arttırmaktır. Kalıp kaplamaları uygulama yeri ve ısı transfer katsayısına bağlı olarak değişkenlik göstermekle beraber temel bileşenleri; bağlayıcılar, seramik tanecikler ve sudan oluşmaktadır. Bağlayıcı olarak çoğunlukla sodyum silikat kullanılmakla birlikte seramik tanecikler kaplamanın niteliğine göre 15-85µm aralığında olan değerlerden seçilebilmektedir. Tanecik boyutu büyüdükçe kalıp kaplama işlemi sonrasında kalıbın sahip olduğu yüzey pürüzlülüğü artmaktadır. Yüzey pürüzlülüğü değerinin, uygulama kalınlığının ve kaplama kompozisyonunun sıvı metal – kalıp arası ısı alışverişinde ve sıvı metalin kalıbı doldurması üzerinde doğrudan etkileri mevcuttur. 4 Kalıp kaplama işlemi; kaplama karışımını hazırlama, kalıp yüzeyine püksürtme ve fırınlama olmak üzere 3 aşamadan oluşmaktadır. Karışım hazırlama sırasında Foseco firmasından temin edilen kaplama malzemeleri süreç şartlarına göre belirlenen değerler doğrultusunda 1:3 – 1:5 aralığında saf su veya filtrelenmiş su ile seyreltilerek yoğunluk değişkenine bağlı bir ölçek çubuğu ile Resim 1’deki gibi kontrolü yapılmaktadır. Resim 1. Bome ölçümü Seyreltme oranı doğrulandıktan sonra Resim 2’deki gibi 180 – 200 °C’ye ısıtılmış kalıp yüzeyine boya tabancası ile 20 – 30 cm mesafeden homojen bir şekilde katmanlar halinde uygulanmaktadır (Resim 3). Uygulama sonrasında kaplama kalınlıkları kalınlık ölçüm cihazı ile kontrol edilir ve yüzey tekrar ısıtılarak hedef kalınlığa ulaşıncaya kadar uygulama yapılır. Uygulama kalınlıkları süreç tarafından belirlenen değerlerdir ve kalıp bazında farklılıklar gösterebilmektedir. Genel olarak kaplama kalınlığı 50-250 µm aralığındadır (Resim 2). Resim 2. Kalıp sıcaklığı ve kaplama kalınlığı ölçümü Kullanılan kalıp kaplamaları aşınabilir niteliktedir. Bu nedenle her döküm sonrasında kaplama kalınlığında incelme meydana gelmektedir. Belli bir döküm adedi tamamlandığında kaplama kalınlığının kritik seviyeye inmesi ile beraber kalıplar üretimden alınır ve kumlama ile temizlenerek kaplama işlemi tekrarlanır. 5 Resim 3. Kalıp kaplama işlemi 1.2. Akışkanlık (Fluidity) Akışkanlık döküm sırasında, metalin standart bir akışkanlık test kanalı içine dökülmesi halinde metalin kalıbı doldurması ölçütüne verilen isimdir [18]. Döküm akışkanlığı sıvı bir metalin belirlenen süreç şartları altında bir kalıbı ne kadar iyi doldurabileceğini gösterir. Ampirik bir parametre olup bir metal veya alaşımın katılaşmadan önce standart bir akışkanlık test kanalı içindeki ilerleme uzunluğu ile belirlenmektedir [19]. Akışkanlık ve kalıp doldurma kapasitesi ince kesitli ve karmaşık geometriye sahip döküm parçalarının üretiminde kilit bir rol oynamaktadır [11]. 2. DENEYSEL ÇALIŞMALAR 2.1. Akışkanlık testi Akışkanlık testi için N-Tec Ltd. Şti. firmasının bir ürünü olan Resim 4’deki Metal Health Sistemi kullanılmıştır. Bu sistem 50 Hz frekansta 32 amper girişlidir ve kalıp sıcaklıkları istenen değerde sabit tutulabilmektedir. Sistemde akışkanlık testi için maksimum 1700 gr sıvı alüminyum gerekmektedir. Sistemin çalışabilmesi için ortam sıcaklığı 0 – 50 ˚C olması gerekmektedir. Resim 4. Metal Health sistemi 6 Resim 5’de görülen akışkanlık test kalıbı 5 farklı kesit alanına sahip eşit boyda parçadan oluşan kanallardan meydana gelmektedir. Akışkanlık ergimiş metalin kalıp içerisinde akmaya karşı gösterdiği iç dirençtir. Bu kanalların her biri 300 mm boyundadır. Eğer tüm kalıplar tam olarak dolar ise 1500 mm’lik toplam akışkanlık boyu elde edilir, bu değere en yüksek akışkanlık değeri (maksimum akışkanlık) olarak kabul edilmektedir [2]. Kol No 1 2 3 4 5 Genişlik (mm) 15 15 15 15 15 Uzunluk (mm) 300 300 300 300 300 Kalınlık (mm) 9 7 5 3,5 2,5 Resim 5. Akışkanlık test kalıbı Akışkanlık test kalıbı Foseco firmasının ürünü olan Dycote 34, Dycote 39 ve Dycote 140 kaplama malzemeleri ile 50µm kaplama kalınlığı olacak şekilde uygulama yapılmıştır. Foseco firmasından tedarik edilen ve test sırasında kullanılacak bu kaplamaların tane boyutları: Dycote 39 :15 µm Dycote 140: 35 µm Dycote 34 : 80 µm Metal Healt Sistemi alt tablası ısıtmalı olup kalıpları endirekt bir şekilde ısıtmaktadır. Akışkanlık testi için metal kompozisyonu olarak alüminyum alaşımlı jant üretiminde sıkça kullanılan Al7SiMg0.3 alaşımı kullanılmıştır. Eritilen alüminyum alaşım sırasıyla 150 – 200 ve 300 °C’lere ısıtılmış olan kalıplara içinde seramik filtre bulunan yolluklar yardımıyla beslenmiştir. Deneyler sırasında sıvı metal sıcaklığı olarak 750 °C belirlenmiştir. 7 2.2. Yüzey pürüzlülüğü testi Kullanılan kaplamaların yüzey pürüzlülüklerinin belirlenmesi amacıyla 100x100x10 mm boyutlarında numune plakaları hazırlanarak yaklaşık 100µm kalınlığında D34, D140 ve D39 kaplamaları uygulanmıştır. Kaplama yüzey pürüzlülüğü testi için Dokuz Eylül Üniversitesi Metalürji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü laboratuvarında bulunan Mitutoyo SJ301 ekipmanı kullanılarak JIS1994 Gauss Standardına göre λc= 0,8 mm x 5 = 4 mm olarak beşer ölçüm yapılmıştır. 3. BULGULAR 3.1. Akışkanlık test sonuçları 150 – 200 – 300 °C’de D-34 – D-39 ve D-140 kaplama malzemeleri kullanılarak yapılan akışkanlık testine ait kaplama bazlı sonuçlar Resim 6’daki gibidir. Resim 4’e bakıldığında; D-34 kaplaması 1-2 ve 3 numaralı kollar için (9-7 ve 5mm kesitli) tüm sıcaklıklarda tam dolum meydana geldiği görülmektedir. 4 ve 5 numaralı kol için sırasıyla 3,5 ve 2,5 mm kesit kalınlıklarında sıcaklık artışı ile kalıp dolum miktarının paralel bir şekilde arttığı görülmektedir. En ince kesitli olan 5 numaralı kolda 150 °C’de herhangi bir dolum meydana gelmediği görülmektedir. D-39 kaplamasında tam dolum 1-2-3 ve 4 numaralı kollarda 300 °C’de gerçekleşmiştir. Elde edilen sonuçlara kesit kalınlığı bazında bakıldığında ince kesitlerde özellikle 4 ve 5 numaralı kollarda düşük sıcaklıklarda metal akışı görülmemektedir. D-140 kaplaması 1 – 2 ve 3 numaralı kalın kesitlerde tüm sıcaklıklarda tam dolum meydana geldiği görülmektedir. Daha ince kesitlerde ise 4 numaralı kolda 150 °C’de ve 5 numaralı kolda ise 150 ve 200 °C’de metal akışı görülmemektedir. Grafik 4 test sıcaklıkları ile farklı kaplama malzemesi kullanılarak yapılan denemeler kapsamında akışkanlık test kalıbının tüm kollarında elde edilen metal seviyesinin toplamını göstermektedir. 8 a D-39 150 °C D-39 200 °C D-39 300 °C b c Resim 6. Akışkanlık test sonuçları; a) D-34, b) D-39 ve c) D-140 9 Grafik 4. Akışkanlık testi toplam değerler Grafik 4’e bakıldığında; 150 °C’de D-34, D-39 ve D-140 kaplamalarına göre tüm kollarda elde edilen toplam metal ilerlemesi sırasıyla 1064, 569 ve 900 mm iken 200 °C’de 1251, 589 ve 1200 mm’dir. Bu duruma göre 150 ve 200 °C’lerde en iyi akışkanlık özelliği D-34 kaplama malzemesi ile elde edildiği görülmektedir. 300 °C’de ise D-34 ve D-39 kaplama malzemelerinde metalin tüm kesit kalınlıklarında kalıbı tam doldurduğu görülmektedir. 3.2. Yüzey pürüzlülüğü test sonuçları D-34 – D-39 ve D-140 kaplama malzemeleri kullanılarak hazırlanan yüzey pürüzlülüğü test numuneleri Resim 7’deki gibidir. Resim 7. Kaplama yüzey pürüzlülüğü test numuneleri Tablo 1 yüzey pürüzlülüğü testi sonrasında elde edilen test sonuçlarını göstermektedir. Bu sonuçlara bakıldığında D-34 kaplama malzemesi kullanılarak kaplanan numunelerin yüzey pürüzlülüğü diğer kaplamalara göre oldukça yüksek çıkmıştır. Buna karşılık D-39 ve D-140 kaplama malzemesi kullanılarak yapılan kaplama numunelerinin test sonuçları 10 birbirine oldukça yakın değerler göstermektedir. Bu nedenle D-39 ve D-140 kaplama malzemelerinin kaplama işlemi sonrası yüzey pürüzlülüklerinde çok fark yoktur. Tablo 1. Kaplama yüzey pürüzlülüğü değerleri D-34 15,31 52,98 *Ra(µm) **Rz(µm) D-39 9,39 33,15 D-140 9,72 34,91 *Ra: Ortalama yüzey pürüzlülüğü değeri. **Rz: En büyük yüzey pürüzlülüğü değeri. 3.3. Döküm yüzey pürüzlülüğü testleri Alçak basınç döküm tekniğinde elde edilen ürünün yüzey kalitesi uygulanan kalıp kaplamaların tane boyutlarına, seyreltme oranına ve uygulama şartlarına bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Üründen beklentileri karşılamak için, elde edilmek istenen yüzey kalitesini sağlayacak kaplama malzemesi seçilmelidir. Ancak yapılan testlerde görülmüştür ki yüzey pürüzlülüğü arttıkça sıvı metalin kalıp içindeki ilerlemesi daha yüksek performansta gerçekleşmektedir. Gereksinimlere göre kalıbın farklı bölgelerine farklı kaplamalar yapılabilmektedir. Çalışma kapsamında D-34, D-39 ve D-140 malzemelerinin uygulandığı kalıplardan alınan numunelere yüzey pürüzlülüğü testleri uygulanarak değerler elde edilmiştir (Resim 6). Testlerde CMS Ar-Ge merkezi bünyesinde bulunan Mitutoyo SJ-400 yüzey pürüzlülük test cihazı kullanılarak JIS1994 Gauss Standardına göre λc= 0,8 mm x 5 = 4 mm olarak beşer ölçüm yapılmıştır ve sonuçlar Tablo 2’de sunulmuştur. Tablo 2. Döküm yüzey pürüzlülüğü değerleri D-34 4,62 22,08 *Ra(µm) **Rz(µm) D-39 2,46 13,10 D-140 2,84 16,61 *Ra: Ortalama yüzey pürüzlülüğü değeri. **Rz: En büyük yüzey pürüzlülüğü değeri. Resim 7. Döküm yüzeyi pürüzlülük testleri 4. DEĞERLENDİRME Yapılan akışkanlık deneylerinde Foseco firmasının ürettiği alçak basınç döküm firmaları tarafından sıklıkla tercih edilen D-34, D-140 ve D-39 ürün kodlu kalıp kaplama malzemeleri değerlendirilmiştir. Kalıbı doldurma ve ince kesitlerde metal ilerlemesi açısından bir karşılaştırma yapmak gerekirse performans açısından D-34, D140 ve D-39 şeklinde bir sıralama yapılabilir. Özellikle ince kesitli kalıplarda dolma problemini aşmak için, D-34 kaplaması test edilen ürünler arasında en iyi performansı 11 göstermesine karşılık yüzey kalitesi diğerlerine göre oldukça pürüzlüdür. D-140 kaplaması akışkanlık testlerinde ideal sonuçlar vermekle birlikte bu kaplama kullanılarak dökümü gerçekleştirilmiş numune yüzeyleri pürüzlülük değerleri açısından oldukça tatminkardır. D-39 uygulama yapılan kaplamalar arasında en iyi döküm yüzey kalitesi sonuçlarını göstermesine rağmen, ince kesitlerde kullanıldığında sıvı metalin kalıp içinde ilerlemesini kısıtlamaktadır. Girintili çıkıntılı parçaların dökümünde kullanılması halinde tam dolmama sorununun yaşanma olasılığı vardır. Buna karşılık düşük yüzey pürüzlülüğü sunmaktadır ve kozmetik açıdan beklentilerin yüksek olduğu, boya ve eloksal kaplama gibi işlemlerin uygulanacağı parçalarda beklentileri karşılayabilecek düzeydedir. Yüzey pürüzlülük test sonuçları açısından değerlendirildiğinde yüksekten düşüğe göre D-34, D-140 ve D-39 şeklinde sıralama yapılabilir. Akışkanlık ve yüzey pürüzlülüğü denemeleri birlikte değerlendirildiğinde ise yüksek yüzey pürüzlülüğüne sahip olan kalıp kaplama malzemelerinde metal ilerlemesinin daha başarılı olduğu görülmüştür. Süreç ihtiyaçlarına göre özellikle kalıp kesiti ve kalıp sıcaklıkları göz önüne alınıp uygun kaplama malzemesi seçilerek gereksinimleri karşılayacak şekilde uygulama yapılmalıdır. 5. TEŞEKKÜR Çalışma sürecinde yapılan deneylerdeki yardımlarından ötürü Sn. Cumali Faydalı’ya, malzeme tedariği ve teknik doküman paylaşımı için Foseco firmasına, labaratuvar çalışmalarındaki yardımları için Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Metalurji ve Malzeme Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç.Dr. Uğur Malayoğlu’na teşekkürü borç biliriz. 6. KAYNAKLAR 1. G. Timelli, G. Camicia, S. Ferraro, “Effect of Grain Refinement and Cooling Rate on the Microstructure and Mechanical Properties of Secondary Al-Si-Cu Alloys”, Journal of Materiala Engineering and Performance, Vol: 23(2), 2014, P.611-621. 2. M.G. Büyükuncu, “Ötektik Altı Al-Si Döküm Alaşımlarında Bileşimin Optimizasyonu İle Döküm Kabiliyeti ve Mekanik Özelliklerin İyileştirilmesi”, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, 2010. 3. M. Özcömert, “Otomotiv Endüstrisinde Alüminyum”, İstanbul Ticaret Odası, 2006. 4. S. Alan, “Alüminyum Raporu”, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği, 2008. 5. http://www.aluminium-india.org/Worldscenario.php 6. Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği, Döküm Raporu, Mart 2012. 7. World Aluminum Organisation, Report -2013. 8. M. Dündar, G. Güngör, “Otomotiv Sektöründe Alüminyum Uygulamaları ve Sürekli Döküm Tekniği İle Üretilmiş Alüminyum Levha Alaşımları, Assan Alüminyum”, www.assanaluminyum.com/DC/Image/P3.pdf 9. European Aluminium Association, “Aluminium In Cars: Unlocking The LightWeighting Potential”, http://www.alueurope.eu/wpcontent/uploads/2013/10/EAA-Aluminium-in-Cars-Unlocking-the-lightweighting-potential_September2013_03.pdf 12 10. F. Bonollo, J. Urban, B. Bonatto, M. Botter , “Gravity and Low Pressure Die Casting Of Aluminium Alloys: A Technical And Economical Benchmark”, La Metallurgia Italiana, 2006, issue 5, pp. 23-32. 11. O. Bouska, “The Effect of Different Casting Parameters on The Relationship Between Flowability, Mould Filling Capacity and Cooling Conditions of Al-Si Alloys”, Association of Metallurgical Engineers of Serbia AMES, www.metalurgija.org.rs/mjom/vol14/No%201/2OBOUSKA.pdf 12. A.A. Eker, , “Al ve Alaşımları” www.yildiz.edu.tr/~akdogan/lessons/malzeme2/Aluminyum_ve_Aluminyum_Al asimlari.pdf, 2008 13. X. M. Shi, “Defect Minimizing Control of Low Pressure Die Casting”, M.S. Northeastern University, 2012, China. 14. A. Pola, R. Roberti, “Study of the Effect of Process Parameters on the Production of a Non-Simmetric Low Pressure Die Casting Part”, La Metallurgia Italiana, 2009. 15. D. Dışpınar, S. Akhtar, A. Nordmark, T. Syvertsen, M.D. Sabatino, L. Arnberg, “A356 Alaşımının Düşük Basınçlı ve Kokil Kalıba Dökümü Sırasında Porozite ve Mekanik Özellikler Arasındakı İlişki”, 5. Ulusal Alüminyum Sempozyumu, 2011, İstanbul / Türkiye. 16. H. K. Zeytin, “Alüminyum Alaşımları Otomotiv Endüstrisinde Uygulamaları ve Geleceği”, 2000, TMAM, OSD, Kocaeli, Türkiye. 17. M. D. Sabatino, S. Akhtar, L. Arnberg, “State-of-the-Art Characterization Tools for Al Foundry Alloys”, Metallurgical Science and Technology, vol: 30-1, 2012. 18. S. S. Khan, N. Hort, E. Subasic, S. Schmauder, “Fluidty of Magnesium Alloys, an Experimental & Numerical Approach”, Proceedings of 10th Asian Foundry Congress, Nagoya/Japon, 2008, pp:329-334. 19. O. A. Adefuye, “Casting Fluidity of Commercially Pure Al-Si Casting Alloys”, Transnational Journal of Science and Technology, vol:4, 2014, pp:16-30. 13
© Copyright 2024 Paperzz