Haber Bülteni - Diyanet İşleri Başkanlığı

Diyanet Aylık Dergi’nin ücretsiz ekidir.
Temmuz 2014 • Sayı: 283
Ortaköy Camii İbadete
Açıldı
Avrupa Müslümanları
Brüksel’de Buluştu
III. Yurtdışı Hizmetleri
Konferansı Sapanca’da
Gerçekleştirildi
İl Müftüleri Toplantısı
Mardin’de Yapıldı
İl Müftüleri Brifing
Çalıştayı Mardin ve
Şırnak’ta Yapıldı
Temmuz 2014 • Sayı: 283
Filipinli Müslümanlardan Diyanet’e ziyaret
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Filipin Müslümanları
Ulusal Komisyonu Başkanı Edilwasıf
Baddiri ve beraberindeki heyeti kabul ederek bir süre görüştü.
Mesafe olarak uzak olsa da kalben
yakın olduğumuz Filipinli Müslüman kardeşlerimizi, Başkanlığımızda ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduğunu belirten Başkan Görmez, dünyanın neresinde yaşarlarsa
yaşasınlar tüm Müslümanların kardeş olduklarını kaydederek dünyadaki Müslümanların iletişim ve yardımlaşma hâlinde olmalarının asli
vazifeleri olduğunu söyledi. Başkan
Görmez konuşmasına şöyle devam
etti: “Biz öyle bir inancın mensuplarıyız ki Yüce Rabbimiz dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım hepimizi kardeş kılmıştır. Peygamberimiz,
bir bedenin organları gibi olmamızı
salık vermiştir. Dünyanın herhangi
bir yerinde bir kardeşimizin bir ağrısı, sızısı, derdi varsa, dünyanın diğer
tarafındaki Müslümanların onu his-
setmesi, hem Allah’ın hem de Peygamberin emridir. Filipin’deki Müslüman kardeşlerimizin mücadelesini
Türkiye’de herkes bilir. Moro Müslümanları deyince mesafe uzak olsa
da Türkiye’de her Müslüman varlıklarından ve mücadelesinden haberdardır. Verdiğiniz mücadelenin barışla neticelenmesi takdire şayandır. Müslüman dünyanın neresin-
de olursa olsun, barışta ısrar etmelidir. Çünkü İslam’ın kendisi barış dinidir. Ama bu haksızlıklara boyun
eğeceğimiz anlamına gelmez. Biz ne
zulmederiz ne de zulme uğrarız. Bu
Kur’an-ı Kerim’de pek çok yerde ifade edilir. Zalim olmak ne kadar yanlışsa, mazlum olmayı kabul etmekte
o kadar yanlıştır.”
Arnavutluk İslam Birliği Başkanı Diyanet’te
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Arnavutluk İslam Birliği Başkanı İskender Bruçay ve beraberindeki heyeti makamında kabul
etti. Arnavutluk İslam Birliğine yeni
seçilen Bruçay’ın ziyaretinden duyduğu memnuniyetini dile getiren
2
Diyanet İşleri Başkanlığı Adına Sahibi ve
Genel Yayın Yönetmeni
Dr. Yüksel SALMAN
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Dr. Faruk GÖRGÜLÜ
Mali işler ve Dağıtım Sorumlusu
Mustafa BAYRAKTAR
Haberler
Ahmet ARSLAN, Ali YILDIRIM,
Mehmet GÖNÜLLÜ
[email protected]
[email protected]
Başkan Görmez, yeni seçilen İslam
Birliği Başkanı İskender Bruçay’a
yeni görevinin hayırlı olmasını dileyerek, “Bütün idari görevler ateşten gömlektir, ama bu görevler ateşten cübbedir. Bu görevde Allah sizi
mahcup etmesin.” dedi.
Tashih
Said ŞAN
Yönetim Merkezi
Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü
Üniversiteler Mahallesi Dumlupınar
Bulv. No: 147/A 06800 Çankaya/
ANKARA
Tel: 0312 295 7306
Faks: 0312 284 7288
Balkanlar’da meydana gelen sel felaketinden dolayı büyük üzüntü duyduğunu dile getiren Başkan Görmez,
“Biz kendi acılarımızla, Soma’daki
kardeşlerimizin acılarıyla uğraşırken
gönül coğrafyamızın önemli bölümünde bir musibet daha yaşandı.
Bilhassa Saray Bosna’da meydana
gelen sel ve heyelan hadiseleri yaşandı. Şu anda Diyanet Vakfımızdan
bir heyetimiz orada yaraları sarmaya
çalışıyor. Saray Bosna Diyanet İşleri Başkanlığıyla görüşmelerimiz devam ediyor. Hasar tespiti ortaya çıktı. Ortaya çıkan hasar bizim tahayyülümüzün çok fevkindedir.” diye konuştu. On binlerce insanın evsiz kaldığını, tarım arazilerinin tamamen
Tasarım
Dorukkaya Matbaacılık Yay. Rekl. Ve
Madencilik Enerji Ve İnşaat A.Ş.
Macun Mah. 3. Cad. No: 2
Yenimahalle/ANKARA
Tel: 0312 397 1197•Faks: 0312 397 1198
Baskı: Korza Yayıncılık Basım Sanayi
Tic. Ltd. Şti. ANKARA
Tel: 0312 342 2208•Faks: 0312 341 2860
www.korzabasim.com.tr
Basım Yeri: ANKARA
ISSN – 1300-8471
lı çok büyük görev ve sorumluluklarımız var.”
Tiran’a büyük cami
Birlikte daha önce önemli çalışmalar
yaptıklarını hatırlatan Başkan Görmez, bundan sonra da birlikte ortak çalışmalar yapacaklarını söyledi. Tiran’da büyük bir cami yapmak
için çalışmaların sürdürüldüğünü ve
projesinin tamamlandığını belirten
Başkan Görmez, “İnşallah en kısa zamanda sizin de çabalarınızla temelini atarız. İki yıl içinde de inşallah bitirip içinde ibadet ederiz.” dedi.
Arnavutluk İslam Birliği Başka-
nı Bruçay ise Soma’da yaşanan acıyı paylaştıklarını belirterek Diyanet
İşleri Başkanlığında olmaktan çok
mutlu olduğunu söyledi. Soma’da
vefat edenler için Arnavutluk adına
üzüldüğünü, acılarınızı paylaştığını
ve dua ettiklerini ifade eden Bruçay,
“Arnavutluk ile Türkiye’nin tarihî
bir birlikteliği var. Biz her zaman
Türkiye’yi yanımızda bir destekçi,
bir dost olarak gördük. Buna halkımız da içtenlikle inanıyor. İki ülkenin arasında kardeşlik bağları olsa
da bizim asıl çatımız İslam birliğidir.
Gelecekte daha çok ortak projelere
adım atacağız.” dedi.
Temmuz 2014 • Sayı: 283
sular altında kaldığını belirten Başkan Görmez, bu yaraların sarılması
için Diyanet İşleri Başkanlığı olarak
bütün camilerde Cuma namazından
sonra yardım toplama kampanyası düzenlediklerini ve Saray Bosnalı
kardeşlerimize ulaştıracaklarını söyledi. Arnavutluğun bir İslam ülkesi olduğunu kaydeden Başkan Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Arnavutluk ve Balkanlar’da yaşayan bütün Müslüman kardeşlerimizle bizim hem iman kardeşliğimiz,
hem de aynı tarihi, kültürü, coğrafyayı paylaşmışlığımız var. Aynı medeniyeti birlikte kurmuşuz, karşılık-
Kırgızistan Dinî İdare Başkanlığından Diyanet’e ziyaret
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Kırgızistan Dinî İdare Başkanı Maksat Hacı Toktomuşa
ve beraberindeki heyeti makamında
kabul ederek görüştü. Başkan Görmez, Kırgızistan Dinî İdare Başkanlığına seçilen Toktomuşa’nın ziyaretinden büyük memnuniyet duyduğunu dile getirerek Kırgızistan’ın
dost ve kardeş ülke olduğunu söyledi. Kırgızistan’la ortak bir tarih, kültür ve medeniyete sahip olmamızın
yanı sıra aynı inancın mensupları olduğumuzu ifade eden Başkan Görmez, Toktomuşa’nın yeni görevinde de hayırlı hizmetler yapacağına
inandığını söyledi. Kırgızistan’ın istikbalinin çok parlak olduğunu ifade
eden Başkan Görmez, gelecekte de
Orta Asya’nın çok önemli bir ülkesi
olacağına inandığını belirterek şöyle konuştu: “Kırgızistan ile ilişkilerimiz her zaman güçlü olmuştur. Sizin
ziyaretlerinizle iki kurum arasındaki ilişkiler çok daha önemli bir noktaya gelecektir. Kırgızistan’ın din eğitimine verdiği önemi biliyorum. İki
büyük düşmanla mücadele etmek
gerekir. Bunlardan birincisi, cehalettir; diğeri ise, yanlış din anlayışıdır.
Her ikisinin de şifası doğru bilgi ve
ilimdir. Bu da ancak bütün nesillere
verilecek doğru bilgiyle gerçekleşir.
Yirmi sene önce iki ülkenin birlikte
Kırgızistan’ın Oş kentinde büyük bir
İlahiyat Fakültesi kurması büyük bir
öngörüdür. Bu fakültemizden yüzlerce arkadaşımız mezun oldu. Dolayısıyla Kırgızistan okullarda din eğitimi vermeye başladığı zaman bunu
yapacak hazır bir potansiyele sahiptir. Orta Asya’da hiçbir ülke bu şansa henüz sahip değildir. Yeter ki
bunu sağlıklı ve doğru bir şekilde
kullanma imkânına kavuşalım. Bütün bu çalışmalarda Dinî İdare Başkanının rehberliğine ihtiyacımız var.
Bu hizmetleri daha ileri noktalara taşımalıyız.”
Diyanet’e yaptıkları ziyareti çok
önemsediklerini belirten Konuk Başkan Toktomuşa ise kendilerini ka-
bul ettiği için Başkan Görmez’e teşekkür ederek “Siz bizim özümüzsünüz. Kırgız halkı sizleri kendisi gibi
görmektedir. Bizim dinimiz, dilimiz,
geçmişimiz, anamız, babamız birdir. Kırgızistan, Türkiye ile her zaman iyi ilişkiler kurmuştur. Sizin Serahsi Türbesini yapmanız, Kırgız halkına en büyük hediyedir. Sizin tecrübe ve deneyimlerinize ihtiyacımız
var. Kırgızistan’da görev yapan din
görevlilerinin de Türkiye’ye gelerek
din eğitimi almalarını istiyoruz. Din
eğitimi ve din hizmetleri konusunda sizin tecrübelerinize ihtiyacımız
var.” dedi. Konuk Başkan Toktomuşa, Başkan Görmez’i Kırgızistan’a davet etti.
Avrupa Müslümanları Brüksel’de buluştu
Avrasya İslam Şûrası Sekreteryasının düzenlediği ‘Avrupa Müslümanları Buluşması’, Belçika’nın başkenti
Brüksel’de yapıldı. “Farlılıkta BirlikAvrupa’da Geleceği Birlikte Arayış”
başlığı altında, Avrupa kıtasına yöne-
lik düzenlenen programa, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de katılarak bir konuşma yaptı.
3
Temmuz 2014 • Sayı: 283
Konuşmasında, Avrupa’nın İslam’a
yaklaşımının ancak kendi korkularını yendiğinde gerçekten mümkün olacağını vurgulayan Başkan
Görmez; İslamofobi’nin bir siyaset ve stratejiye dönüştüğünde tehlikeli olmaya başladığını; stratejiye dönüşmüş bir fobinin kaçınılmaz olarak nefret, karşıtlık, ayrımcılık ve dışlama ürettiğini belirtti. Avrupa ülkelerinin İslam’a karşı tavırlarının, İslam’la teması olmayan bir kısır döngü olduğunu görmüyor olmalarının çözümü zorlaştırmakta olduğunu, bütün fobiler gibi
İslamofobi’nin de irrasyonel, kısır
döngü, kendi kendini üreten ve konusundan bağımsız olduğunu, bu
yüzden Avrupa’nın İslam’a yaklaşımının ancak kendi korkularını yendiğinde gerçekten mümkün olabileceğini söyledi.
İslam ve Müslümanlar, Avrupa
toplumlarının bir gerçeğidir
İslam ve Müslümanların geçmişte
olduğu gibi bugün de Avrupa toplumlarının bir gerçeği olduğunu belirten Başkan Görmez, “Bu noktada, Avrupa’nın din ve dinî olana ilişkin toplumsal ve bilimsel tarihi, takındığı tavır, siyaset, düzenleyici hukuk ve gelenekleri göz önünde bulundurulduğunda, acaba İslam dini
modern batı toplumlarında nasıl konumlandırılacaktır, sorusu, arayışı ve
tartışmaları gündeme gelmektedir.
Bu gündem, yalnızca bir kesimin ya
da bir kurumun gündemi de değildir. En azından toplumun, siyasetin,
eğitimin, belediyenin, akademinin,
medyanın ve kiliselerin gündeminde İslam ve Müslümanlarla ilişki,
bir biçimde yer almaktadır. Bu yelpazedeki bir gündemin doğru bilgi
ve yararlı tecrübe ile desteklenmesi
son derece önemlidir.
Avrasya İslam Şûrası ve üye ülkeleri,
bu gündeme hem sağlam bilgi hem
de yararlı tecrübeleriyle katkı sağlayacak durumdadır. Avrasya İslam
Şûrası, gerek Avrupalı Müslüman
kuruluşlarla, gerekse onların ilişkili
olduğu kurum ve kuruluşlarla temasa geçmek suretiyle din özgürlüğü
bağlamında, Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan olumsuzluklar ile bu
4
konuda yapılması gerekenlere dair
tespit ve düşüncelerini, katkı amaçlı
dile getirmeyi arzu etmektedir.
İslam’ın Avrupa’daki varlığının izdüşümünü sürmek, bizi yeniçağın derinliklerine kadar ve hatta daha da
geriye götürecektir. Bu varlığın günümüze yansıyan yönleri yok değildir. Ancak bir sebep-sonuç ilişkisini
tersten kurgulayarak günümüzden
geriye doğru İslam’ın Avrupa’daki
varlığını tutarlı bir kurguya oturtmamız mümkün değildir. Elbette İslam,
fikirleriyle ve keşifleriyle Avrupa’nın
rönesansına, yani yeniden doğmasına katkıda bulunmuştur. İslam’ın ilk
dönemlerinde Kuzey Afrika’dan denizi aşarak Avrupa’yla tanışan Müslümanlar, uzun bir dönem Güney
Avrupa kıyılarına yerleşerek felsefeden sanata, bilimden mimariye ve
şehirciliğe kadar büyük bir medeniyet inşa etmişlerdir. Bugün Batı olarak isimlendirilen Avrupa topraklarında inşa edilen bu medeniyet,
dünyanın doğusunu da batısını da
etkilemiştir.” dedi.
Müslümanlar asırlar boyu
Avrupa’da var olagelmişlerdir
Yüzyıllardır Müslümanların bir
şekilde Avrupa’da yaşadığını,
Balkanlar’da ise aralıksız yaşayageldiklerini belirten Başkan Görmez,
Avrupa’daki Müslümanların 50 yıl
önce buraya göç ettiklerini ve uzun
bir süre İslam varlığına rabıta kuramadıklarını; kendilerini yeni ve yabancı bir ortamda bulduklarını belirterek konuşmasına şöyle devam etti: “Göç hareketleriyle birlikte
Avrupa’da, kendi tarihinde var oldu-
ğu hâlde yok sayılan bir İslam varlık gösterdi. Bu durumda, Avrupa’da
yaşayan Müslümanlar, İslam’ın köklü tarihi ve geleneğiyle sağlıklı bir
şekilde bağ kuramadılar. Bu sebeple
nesiller arasında kopukluklar yaşandı. Farklı dindarlıklar ve din algıları temsil edildi. Nispeten yabancı bir
ortamda yeni âdet ve muamelât gerçekleşti. Böyle bir ortamda Avrupa
ülkelerinde Müslümanlarla ilgili siyasi ve hukuki düzenlemeler gerçekleşti. Somut sonuçlara dönüşen soyut söylemler üretildi.
Son dönemlerde birçok Avrupa ülkesinin, Müslümanları yerli olarak kabul etmenin siyaseti ve hukuku peşinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Bugün, Belçika’nın İslam’ı
resmî din olarak kabul etmesinin
40. yıldönümü. Fakat Avrupa Birliğinin hâlâ ıslaha muhtaç olduğu ortadadır. Balkanlardaki Müslümanların kaderini bir an için gözümüzün
önüne getirdiğimizde, Bosna ve Kosova Savaşlarını, Srebrenitsa katliamını düşündüğümüzde, Avrupa’da
bu yön gösterme fırsatının ne hâle
getirildiğini de unutmamak gerekir.
Balkanlar örneğini sadece bununla
açıklamak çok dar bir yaklaşım olacaktır şüphesiz. Ancak, Avrupa’da
Balkan krizinin aynı zamanda İslam
bağlamında düşünülmesi dikkate
şayandır. Doğrusu bu, İslam korkusunun, İslamofobinin ne kadar hızlı
bir şekilde İslam karşıtlığı ve nefretine dönüştüğünü işaret etmektedir.
Bir yönüyle insanların reel korkuları olduğunu, bunların önemli bir kısmının kendi varlıkları, hayatları ve
hayatlarının sürdürülebilirliği ile il-
Diğeri ise kendi rasyonelliğini yitiren -veya tanımlayamayacak kadar
büyümüş ve karmaşıklaşmış olanAvrupa’nın bu rasyonelliği tersinden, İslamiyet’in irrasyonelliği üzerinden inşa etmeye kalkışmasıdır.”
Çoğulculuk, Avrupa’da yaşayan
Müslümanların yaşadığı sorunların aşılmasında bizlere rehberlik
edebilecek önemli bir kavram
Avrupa’da yaşayan Müslümanların
yaşadığı sorunların aşılmasında rehberlik edebilecek önemli, şemsiye
bir kavram olan ‘çoğulculuk” un üzerinde duran Başkan Görmez, çoğulculuk kavramının insandan dillere,
siyasetten yönetimlere, dinden kültürlere kadar çok geniş bir alanda
kullanılmakta olduğunu belirterek
“İslam’ın evrensel mesajının özü, alçak gönüllülüğe, haddini bilmeye,
hakka ve adalete, dayanışmaya, tutumluluğa ve paylaşmaya, aile hayatına sahip çıkmaya ve sadakate, samimi ve ısrarlı bir çağrıdır. Bu çağrı İslam kaynaklarının temel çağrılarından birisi olmuş ve Müslüman
toplumlar tarafından yüzlerce yıl yaşatılmıştır.
Bunun sonucunda da İslam medeniyetinin oluşturduğu toplumlar yüzyıllar boyunca başka hiçbir toplum
ve ülkeye nasip olmayacak kadar
çok dinli, çok kültürlü, çok ırklı toplumlar olmuşlardır. Doğru anlaşıldığı zaman dinlerin her bireyi ayrı
ayrı inşa eden bu güçlü sivil yönü,
onları çoğulcu ve çok kültürlü hayata hazır hâle getirmektedir. Bu yönüyle bizzat insanların vicdanlarına hitap etmeyi hedefleyen dinlerin, çok kültürlülüğe cevap verme biçimleri, bireysel ve toplumsal hayatımız için son derece önemlidir. İslam dininin gerek ibadetlerinde gerekse öğretilerinde çok dinli ve çok
kültürlü yaşam, hukuk ve ahlak temeli üzerine oturmaktadır.” şeklinde konuştu.
Modern dünyada çok dinlilik yerine daha çok bireyin, dini değiştirmeye yönelik bir stratejinin benimsendiği görülmektedir
Günümüzde modern dünyada çok
dinlilik ve çok kültürlülük yerine,
daha çok açıktan veya dolaylı olarak bireyin, dinî ve kültürel aidiyetini değiştirmeye ve dönüştürmeye yönelik bir stratejinin benimsendiğinin görülmekte olduğunu ifade eden Başkan Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu bağlamda asimilasyon ve entegrasyon arasındaki Batılı literatüre has net ayrımların, henüz ortalama bir Müslümanı ikna edecek bir berraklığa sahip olmadığını ısrarla belirtmek isterim. Oysa dinlerle ilişki kurarken,
onların gücünden yararlanılırken şu
hususa dikkat edilmelidir: Öteki addedilen kültürleri ve dinleri dışarıdan müdahale ile yeniden biçimlendirmeye ve tanımlamaya yönelik stratejiler, çok kültürlü bir toplum vizyonu ortaya koyamazlar. Ne
var ki benzer ön yargı ve belirleyici
olma tavrından hareketle olmalıdır
ki bugün, ‘Avrupa İslam’ı’ ‘Almanya İslam’ı’, ‘Fransa İslam’ı’ gibi tartışmalar gündeme gelebilmiştir. Bundan ne anlaşıldığı ve içeriğinin ne
olduğuna dair oluşan literatürde konunun detayını takip etmek mümkündür. Bunlarda, ‘aydınlanmış bir
İslam’, ‘reform edilmiş bir İslam’,
daha masum bir tanımlama ile ‘Avrupa normlarına uyumlu İslam’ gibi
temel kavramsal yaklaşımların temsil edildiğini görüyoruz ki bu yaklaşımlarda, İslam’ın toplumsal huzur ve güvenlik için tehdit teşkil ettiği ön yargısı bulunmaktadır. Bu ön
yargıdan olsa gerek, kavramsal yaklaşımlarla ortaya konan bu sürecin,
Müslümanların bir anlamda ‘izolasyonu’ ile başarıya ulaşacağı tezlerini dahi işitmek mümkün olmuştur. Bu durumda, İslam’ın kadim gelenek ve birikiminin ilmî bir faaliyet olarak geliştirildiği, yaşandığı ve
korunduğu ülkelerle ve o ülkelerin
dinî kurumları ile temastan mümkün mertebe sarfı nazar edilmesi
anlayışı öne çıkmıştır. Avrupa Birliği, ilgili komisyonunun 2009 yılında
ele aldığı ve Avrupa Birliği ülkeleri
içinde yoğun Müslüman nüfusa sahip olanların, İslam ilahiyat merkezleri oluşturmaları tavsiyesinin arkasında, şayet, Müslümanların dinlerine dair akademik bilgiyi elde etmelerinde, onları İslam ülkelerinin dinî
bilgi birikiminden uzak tutmak ve
bunu Avrupa’da sil baştan yeniden
oluşturmaya çalışmak gibi izole edici bir yaklaşım varsa, elbette bu tavsiye kararı, hem akademik düşünceye, hem de İslam’ın günümüzde
farklı ülkelerde temsil edilen zengin
dinî ve kültürel geleneğine büyük
bir haksızlık olur.”
Temmuz 2014 • Sayı: 283
gili olduğunu bilmeliyiz. Ancak bu
kaygıların zaman zaman İslam karşıtlığı, yabancı düşmanlığı veya İslamofobi olarak dışa vurulması da düşündürücüdür. Bütün fobiler gibi İslamofobi de irrasyoneldir, kısır döngüdür, kendi kendini üretir ve konusundan bağımsızdır. Bu yüzden
Avrupa’nın İslam’a yaklaşımı ancak
kendi korkularını yendiğinde gerçekten mümkün olacaktır. Burada
iki büyük hataya işaret etmek isterim. Birincisi, Avrupa’nın kendi birliğini kurgulama sürecinde İslamiyet’i
dışarıda tutması, hatta zaman zaman
dillendirildiği üzere, bu dışlamayı
kimlik oluşturmanın bir unsuru olarak tasarlaması hem tarih namına,
hem günümüz realitesi karşısında
küçümsenemez bir hata olacaktır.
Avrupalı Müslümanlar, dinî ve
kültürel aidiyetleri nedeniyle ötekileştirilme ve belirsizlik korkusuna maruz kalıyorlar
Avrupalı Müslümanların göçmen olmanın zorlukları yanında, dinî ve
kültürel aidiyetleri nedeniyle dışlanma, ötekileştirilme, şiddete uğrama
ve bir belirsizlik korkusuna maruz
kaldıklarını ifade eden Başkan Görmez, “Bugün hangi korkunun daha
büyük olduğunu söylemek durumunda değiliz. Birincisi, uzakta duran, hâl-i pür melâlinden, kendini ve
inananlarını kavurduğu ateşten ve
değersizleştirilen insanından, medya
yolu ile haberdar olunan, kanayan
ve ağlayan bir İslam dünyası var.
Bunun insanlarda meydana getirdiği
bir korku var. İkincisi, Avrupa’daki
Müslümanlar, ‘acaba bunun bir benzerini bana ve toplumuma da yapar
mı?’ kaygısını, psikolojik bir saplantıya dönüştüren ve İslamofobi hastalığına yakalananlar var. Üçüncüsü,
yanında, yakınında, içinde yaşadığı
toplumdan kendisine dinî veya kül5
Temmuz 2014 • Sayı: 283
türel kimliğinden dolayı bir karşıtlık olarak Müslüman düşmanlığından ötürü bir zarar gelip gelmeyeceğinden emin olamayanların korkusu var. Korku ve endişenin büyüğü küçüğü olmaz, korkular birbiri
ile kıyaslanmaz. Bugün, İslam’ın barış ve rahmet yüklü mesajını şiddet
ve acıya alet edenler kadar; İslam’a
töhmet, bühtan, nefret söylemi geliştiren ve çeşitli fiili saldırılarda bulunanlar, keza bunları hoş görenler birer insanlık suçu işlemektedirler. Avrupa’nın birçok ülkesinde bu
tür işlenen suç envanterinin, şimdilik herhangi bir ülke ismi vermeden, bir hayli kabarık olduğunu dile
getirmekle yetinmek istiyorum. Bununla birlikte İslam’a yönelik nefret
söyleminin yine bazı Avrupa ülkelerinde nefret suçları kapsamına alındığını, istatistik ve rapor hazırlandığını da zikretmek istiyorum. Biz ina-
nanlar için tek bir korku olmalı ki o
da, hepimizi yaratan Rabbimize saygı duyarak sadece O’ndan çekinerek
yaptıklarımızdan hesap vereceğimiz
korkusudur.”
Çoğulculuğun gerçekleştirilebilmesi sağlıklı, önyargısız ve açık
iletişime bağlıdır
Çoğulculuğun gerçekleştirilebilmesinin her şeyden önce sağlıklı, önyargısız iletişime ve iletişime açık
olmaya bağlı olduğunu ifade eden
Başkan Görmez, sahip olunan bilginin kullanılış şekli ve kullanmadaki niyetin son derece önemli olduğunu belirterek, “Bu noktada iletişimin taşıyacağı bilgi unsurunun önemi ortaya çıkıyor. Avrupa’da özellikle İslam dini ve kültürel mirasını araştırmaya, geliştirmeye ve öğretmeye yönelik akademik birimlerin oluşturulmasını, beklenti ve
kaygılarımızı da dile getirmek kaydıyla teşvik ettik. Zira Avrasya İslam Şûramızın üzerine sürekli vurgu
yaptığı konulardan biri, İslam’a dair
doğru ve güncellenmiş bilgi, sonra bu bilgiyi üretecek kurumlar ve
oralarda yetişecek İslam âlimleridir.
Avrupa’da İslam’ın kurumsallaşmasında bu noktaya ayrı bir önem verilmesi, hatta bunu merkeze alarak,
dinî bilgi ve dini bilenlerin rehberliği ile yola devam edilmesi gerektiğini özellikle ifade etmek istiyorum.”
şeklinde konuştu.
Başkan Görmez, Müslüman kurumların da Dünya Kiliseler Birliği gibi
AB ile temasını akredite olarak sürdürmesini ve AB’nin de buna destek olmasını temenni ederek toplantının, Avrasya ve Avrupa coğrafyası için ve tüm insanlık için hayırlara
vesile olmasını diledi.
İl Müftüleri Toplantısı Mardin’de yapıldı
29’uncu İl Müftüleri İstişare Toplantısı, 31 Mayıs - 4 Haziran 2014 tarihlerinde Mardin’de yapıldı. Dört gün
süren toplantıya Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah İşler, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet
Görmez, Mardin Milletvekili Muammer Güler, Mardin Valisi Dr. Ahmet
Cengiz, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, 81 il müftüsü ve Süryani din adamları katıldı. Toplantıda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, din - siyaset ilişkisinden dinî özgürlükler alanına
kadar pek çok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Görmez
konuşmasında Soma ve benzeri faciaları, İslam’ın ezeli hikmet penceresinden okuma ve değerlendirme konusunda ciddi idrak sorunları yaşadığımızı belirterek irşad etme vazifesi yapanların görevinin, sadece faciaların sonunda hayatını kaybedenlere son dinî vazifelerini yapmak olmadığını; bu tarz faciaların oluşmaması için her türlü tedbirin alınmasında gerekli dinî, ahlaki ve vicdani
hatırlatmaları yaparak sonuçların felakete dönüşmesini önlemeye çalışmak gerektiğini söyledi.
6
Dini istismar eden yorumlar karşısında hakikati söyleme mecburiyetimiz vardır
Bu tür hadiseleri İslam açısından değerlendirirken Yaratıcının sonsuz
kudretini yok saymak ne kadar yanlışsa, insanın suç ve sorumluluklarına ilahi kudret üzerinden mazeret
üretmenin de o kadar yanlış olduğunu ifade eden Başkan Görmez konuşmasına şöyle devam etti: “Zalimin zulmüne tabi kılınmış bir din,
Allah’ın razı olmayacağı bir dindir.
Mazlumların, kimsesizlerin ve mağdurların yanında olmak ve onların
hakkını, hukukunu korumak peygamberi bir misyondur. İslam hayat dinidir. İslam insanı yaşatır. İnsanları ölüme terk etmeyi İslami re-
feransla izah etmek mümkün değildir. Bu ve benzer olaylarda biz müminlere düşen, nerede hata yaptığımızın farkına varmak olmalıdır. Tabiat Müslümandır ve tabiat yasaları Allah’ın yasalarıdır. Allah, biz insanlara bu yasaları anlama kabiliyeti vermiş, bizden bu yasalara uygun hareket etmemizi emretmiştir.
Allah’ın emrine ve rızasına uygun
olan, fiziki olarak bu facianın oluşmasına neden olan sebepler karşısında gerekli tedbirlerin alınmasıdır.
Soma, modern uygarlık dünyasında
dünyayla kurduğumuz ilişkinin, fakir ve mazlum bir grup insanın kaderini, nasıl ölümcül hâle getirdiğini gözler önüne sermektedir. Yerin
kilometrelerce altında ekmek parası
Eğer din hizmeti her türlü imkân,
makam ve mevkiin üzerinde görülmezse, bu hizmetin toplumda
makes bulmasına imkân yoktur
Dinî hizmet alanlarının her şeyden önce ahlaki bir temsili ve misyonu gerekli kıldığını, din hizmetlerinin yanlızca kamusal bir hizmet olmadığını, bu hizmeti yapanların önceliğinin Allah’ın rızasını kazanmak olduğunu vurgulayan Başkan Görmez, “Eğer bu rıza her türlü imkân, makam ve mevkiin üzerinde görülmezse, bu hizmetin toplumda makes bulmasına imkân yoktur. Bu anlamıyla gerçekten ulvi bir
hizmeti yerine getirdiğimiz hususunu, başta şahsım olmak üzere herkesin, her zaman aklında tutması gerekir. Aynı zamanda bizler, toplum için bütün çalışanlarımızla birlikte örneklik teşkil etmekteyiz. Bu
bize bir ayrıcalık değil, mesuliyet getirmelidir. Bugüne kadar artısıyla eksisiyle Diyanet’in ortalaması, milletimiz tarafından böyle görülmektedir. Diyanet mensubu olanlar, toplumun hem gönlünde, hem ruhun-
da, hem de vicdanında sahici bir yer
edinmişlerdir. Eksikliklerimiz elbette
vardır ve sürekli bu eksikliklerimizi
telafi etmek zorundayız. İslam dünyasının ve ülkemizin içinden geçtiği süreçlerden kendimizi ayırmak
ve tamamen bunlara kapalı olmak
mümkün değildir. Ancak bu bizim
üst bir aidiyetle hareket etmemizi engellememelidir. Bugün bütün
dünyada yaşananlar, İslam’ın tezahürlerini siyasetin konusu yapmaktadır. Yaşanan her konu, bir şekilde dine ve İslam’a gelmektedir. İslami tezahürlerin her türlüsünün, siyasi manipülasyona açık bir hâl aldığı
bir vâkıâdır. Ancak bugün topyekün
İslam Dünyası ciddi bir inanç güvenliği sorunuyla karşı karşıyadır ve
bu konudaki ihmallerin, siyaset alanından bilgi ve ahlak dünyasına kadar yayılan boyutlarını görmezlikten
gelemeyiz. Ortaya çıkan her sorunda konu bir şekilde din ve diyanetle ilişkilendiriliyorsa, milletimiz Başkanlığımızın bu konudaki görüşlerini öğrenmekte ısrar ediyorsa, durduğumuz yer vatandaşlarımızın yakın takibine maruzsa, bu durumda
kendi sabitelerimizi, kamusal algı biçimlerimizi, toplumun beklentilerini esastan dikkate alarak hizmet ve
söylem alanlarımızı sürekli gözden
geçirmeliyiz.” diye konuştu.
dizayn etme çalışmaları kadar, onu
dışarıda tutma çalışmalarının da tarihsel bir tutum ve davranış olduğunu vurgulayan Başkan Görmez sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün toplumsal birlik ve beraberliği, bütün
boyutlarıyla gerçekleştirmeye çalışırken, siyasi ilgi ve yönelimlerden
herhangi birine, dinî duygu ve düşüncelerimizi, İslam’ın yüksek prensiplerini rehin vermek gibi bir tehlikeli tercihi asla kabul etmeyiz. Siyasi temsilcilerimizin çalışmalarında, dil ve üslûplarında Din-i Mübin-i
İslam’a gösterdikleri ilgi ve saygı,
hiç kuşkusuz bizi her zaman mutlu eder; ancak bu mutluluk siyaseti, dinin emrinde görme arzusundan
kaynaklanmaz. Dinle siyaset arasındaki ilişkide var olan belirsizlik, Diyanet hizmetlerinin verimliliğini zaman zaman gölgelemekte, zaman
zaman da dini siyasetin emrinde bir
araç olarak zayıflatmaktadır. Oysa
Türkiye’nin değişen bütün koşullarında dinle siyaset arasındaki mesafenin korunması konusunda her zaman bir ortak eğilim söz konusu olmuştur. Biz kurum olarak kimsenin
dini, algısına ayar verecek ve son
sözü söyleyecek bir kurumsal ayrıcalığa sahip değiliz. İmanın ilke ve ölçüleri bellidir. Bu çelişkiler dünyasında insan yetiştirme düzeninin de
bu düzenin temel parametre ve koordinatlarını içeriklendiren müfredat da ciddi müdahalelere maruz
kalmıştır. Her türlü gerilim, toplumun hakkaniyetli yaklaşımlar içinde
birbirine adaletle, merhamet ve vicdanla yaklaşımını engellemekte, geciktirmekte ve zayıflatmaktadır. Bize
düşen bu durumun ortaya çıkaracağı toplumsal zaafiyetleri ortadan kaldırarak dinin birleştiriciliğini muhafaza ederek toplumsal beraberliğimizi sağlamak olmalıdır.”
Siyasi ilgi ve yönelimlerden herhangi birine, dinî duygu ve düşüncelerimizi, İslam’ın yüksek
prensiplerini rehin vermek gibi
bir tehlikeli tercihi asla kabul etmeyiz
Geleneksel ve tarihsel yapımızda
bir şekilde kendilerini ifade eden
yapıların, bugün de kendilerini
rahatlıkla güncelleyerek ifade etmelerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır
Dinle siyaset arasındaki ilişkinin insanlık tarihinden bağımsız olmadığını, dini siyasetin bir parçası olarak
Ülkemizin inanç sorunlarının ve
dinî özgürlüklerle ilgili birçok tartışmayı yaşayan bir çağı geride bırak-
Temmuz 2014 • Sayı: 283
için türlü eza, cefa ve meşakkatle çalışan kardeşlerimizin fedakârlığı her
türlü takdirin üstünde olmakla birlikte, ölüm riskiyle güvensiz ortamda çalışmaya mahkûm edilişleri, bugünün dünyasında büyük bir trajedidir. Bir tarafta konforun alabildiğine sonsuz bir şekilde icra edildiği bir hayat tarzı, diğer tarafta âdeta
çağdaş köle statüsünde yerin metrelerce altında kömür isi ve gaz kokusuyla ölüme mahkûm edilmiş, kazma ve kürek mahkûmları. Böyle bir
dünyada haktan, adaletten, emekten, emek hakkından ve merhametten bahsetmek çok zordur. Yardım
beklemesine rağmen kurtarılma önceliğini eşi hamile olan arkadaşına veren, kardeşlik ahlakını, kardeşlik hukukunu böyle bir anda bile ihlal etmeyenlerle, hak ihlalleri yapanların ve zulmedenlerin aynı dinin
mensupları olduklarını nasıl söyleyebiliriz? Zalimler zulümleriyle, mazlumlar ahlarıyla anılırlar. Bu dünyada ah çekenlerin hakkını alma mücadelesi, bütün peygamberlerin mücadelelerinin ortak konusudur.”
7
Temmuz 2014 • Sayı: 283
8
tığını, laiklik uygulamalarının başından beri birçok konunun tartışılmasını ve halkın taleplerini görmezden
gelen uygulamaları var ettiğini, bugün gelinen noktada ise çoğunluk
taleplerin makul ölçülerde çözüme
kavuşmuş olmasının takdire şayan
olduğunu ifade eden Başkan Görmez, “Ancak üzülerek belirtmek isterim ki farklı dinî tezahürlerle, farklı din mensubu vatandaşların bazı
makul taleplerinin, çoğunluk taleplerine göre aksak gidiyor olması, bizi
gelinen noktadaki mutluluğumuzu
ifade etmekte mahcup bırakmaktadır. Ne olursa olsun tüm inanç mensuplarıyla farklı dinî tezahür sergileyenlerin, herhangi bir siyasetin parçası hâline getirilmeden hukuk nezdinde çözülmesi gerekmektedir. Geleneksel ve tarihsel yapımızda bir
şekilde kendilerini ifade eden yapıların, bugün de kendilerini rahatlıkla güncelleyerek ifade etmelerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Bu bağlamda inanç özgürlüğüyle ilgili yapılacak her türlü açılımın,
toplumda karşılık bulmasına yönelik toplumun hazır olduğunu düşünmekteyiz. Herkes kendisi için istediğini, karşısındaki için de istemelidir.
Bugün gelinen noktada kimse kimseye herhangi bir inancı dayatma
hakkına sahip değildir. Herkes kendi inandığı değerlerini öğrenme, anlama ve yaşama hakkına sahip olmalıdır.” dedi.
dern dönemlerin her türlü tek tipleştirici çabasına ve farklı baskılarına rağmen, İslam dünyasının zengin yapısını yok etmenin mümkün
olmadığını anlatan Görmez, bu bağlamda herkesin barış içerisinde birlikte ve farklılıklarıyla beraber yaşama hakkı bulunduğunu, bu birlikte yaşamanın hukukunu dün olduğu gibi bugün de İslami referanslarla oluşturmak zorunda olduğumuzu
vurgulayarak şöyle dedi: “Aksi takdirde İslam dünyasının giderek artan çatışmaları yaşaması mukadderdir. Akan kanlar karşısında ise bize
düşen görev, sadece bu belaların
defi için dua etmek olmamalıdır. İslam dünyasında yaşanan çatışmalar, mezhebe dayalı kamplaşmalar
ve şiddete dayalı mücadele yöntemleri, âdete geçen yüzyıllarda Batı’da
yaşanan din savaşlarını andırmaktadır. Bugün İslam dünyasında İslam kimliği, Müslüman kimlik istila
edilmiştir. Bu kimlik, yüzyıldır sürdüğü gibi müstevlilerin istilaları altında değildir. Bizzat mensuplarının
heva ve hevesleri, kin, öfke, şiddet
ve intikam duygularının istilasıdır.
Bugün evrensel Müslüman kimlik,
işgalci düşmanlarının değil; ilim ve
hikmetten uzaklaşmış cahil dostlarının istilasına uğramıştır. Müslümanlar, ideolojilerini, mezheplerini, meşreplerini, cemaatlerini, fırkalarını bir
üst kimlik hâline getirerek evrensel
Müslüman kimliği istila etmişlerdir.”
Birlikte yaşamanın hukukunu
dün olduğu gibi bugün de İslami referanslarla oluşturmak zorundayız
Eşkıyalar masum çocuklarımızı
dağlara kaçırmadan eşkıyalıkları önleyecek bir zemin oluşturulmalıdır
Bugün Ortaçağda çatışmayı esas
alan Batı’nın, modern hukuk yapısıyla kendi arasında barışı temin ettiğini; bizim ise modernleşme çabalarımızla birlikte Batı’nın terk ettiği çatışma kültürünü esas alarak dile
ve dine dayalı çatışma alanları oluşturarak tarihsel kodlarımızda olmayan kargaşayla ve karmaşayla güven
ve esenlik yurdu olan yurtlarımızı
savaş alanına çevirmekte olduğumuzu belirten Başkan Görmez, bunun
İslam dünyasının pusulasını kaybettiğini ve hikmetini yitirdiğini bize
göstermekte olduğunu söyledi. Mo-
Başkan Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü: “Acı tecrübe bize şunu
göstermektedir ki sorunlar üzeri örtülerek çözülmediği gibi geçen yılların faturası da ağır olmaktadır. Bundan sonra artık analar ağlamasın
diye başlayan çözüm süreçleri değil,
baştan hiçbir annenin ağlamasına
fırsat verilmemelidir. Eşkıyalar masum çocuklarımızı dağlara kaçırmadan, eşkıyalıkları önleyecek bir zemin oluşturulmalıdır. Toplumsal sorunlar ileri tarihlere ötelenerek zamanın ilacına terk edilemez. Çözümü ileri tarihlere bırakılan her top-
lumsal olayın, toplum açısından acı
faturalar doğurduğu uzak değil, yakın tarihimizin gerçekleridir. Maalesef farklı dinî tezahürler konusunda hakkı teslim eden bir çaba gösteremedik. Tarihsel olarak kusurluyuz.
Algıları düzeltmek, ön yargıları ortadan kaldırmak hususunda kendimizi tatmin etmek kadar, her kesimi
tatmin edebilecek adımlar atmada
geciktik. Müslümanlık iddiası taşıyan her mümin, kendi nefsinde yapıp ettiklerinin hesabını Allah’a verecektir. Hepimiz için bir yüzleşme
zamanıdır ve her birimiz kendi dinî
yeterliliklerimiz, değer ve ilkelerimiz hakkında İslam’ın temel ölçü ve
prensipleriyle buluşmak durumundayız. Kimseyi dinî tercihlerinden
dolayı kınayamayız ve hiç kimseyi
kendisini Müslüman gördüğü müddetçe İslam’ın dışında göremeyiz.”
İnanç bütünlüğümüzü bozmak isteyenlere fırsat vermeyelim
81 il müftüsünün huzurunda bir çağrıda bulunmak istediğini belirten
Başkan Görmez, millet olarak, bazı
arızî sorunlarımızın olduğunu, geçmişten gelen bazı ihtilaf noktalarımızın bulunduğunu ve uzun senelerdir birikmiş bazı iletişim kopukluklarımızın var olduğunu, ihtilaf sahalarını kaşıyan içeride ve dışarıda
güç odaklarının bulunduğunu ifade ederek şöyle dedi: “Ehl-i Sünnet
ya da Ehl-i Beyt, Sünni ya da Alevi, Kürt ya da Türk, Doğulu ya da
Batılı, biz yeryüzüne ve gökyüzüne
Allah’ın merhamet nazarıyla bakmak durumundayız. Dolayısıyla biz
birbirimizin velisiyiz, hamisiyiz. Çağrım şudur: Elbirliğiyle inanç bütünlüğümüzü bozmak isteyenlere fırsat
vermeyelim. Ama önce her ne söyleyeceksek söyleyeceğimizi kendimize, nefsimize söyleyelim. Bir nefis muhasebesinde bulunalım, bir
öz eleştiri yapalım. Kendimize soralım, yüreğimizde ne kadar muhabbet var, bu muhabbet nerede azalıyor, nerede bitiyor.
Soma’da yüreğimiz yandı. Kömür
ocağında ölümü beklerken kurtarma
ekiplerine, “Ben bekârım; arkadaşım
evli ve eşi hamile, önce onu kurtarın.” diyen kardeşimi gördüm ve
Diyanet, milletimizin dinî, ilmî
ve manevi hayatına hizmet eden
hiçbir sivil dinî yapının karşısında olmamıştır
Dinin tabiatı itibariyle sivil bir yapı
olduğunu, Diyanet İşleri Başkanlığının milletimizin dinî, ilmî ve manevi hayatına hizmet eden hiçbir sivil dinî yapının karşısında olmadı-
ğını belirten Başkan Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dinî sosyal
teşekküller, geleneksel dinî yapılar,
tarih boyunca önem arz etmişlerdir. Her bir dinî yapının, İslam’ın temel sabitelerine bağlı kalarak geliştirdikleri yorumlar muhteremdir. Bizim herhangi bir yorumu dayatmamız da doğru değildir. Ancak kabul
etmeyeceğimiz, edemeyeceğimiz bir
şey varsa o da, söz konusu yapıların
inanç güvenliğimizi sarsacak şekilde dinin sahih bilgi kaynaklarını bir
tarafa bırakarak farklı muhayyel bilgileri dine sokuşturmaları, dini kişisel güç ve çıkarların aracı hâline getirmeleridir. Dinin temel sabitelerini devre dışı bırakacak adımlar atan
ya da gevşek ve dağınık bilgileriyle
Müslüman efkar-ı umumiyenin dinî
dünyalarını sarsmayı marifet bilenler karşısında, Diyanet İşleri Başkanlığımız, bilgi ve hikmetle müminlerin duyarlılığını arttırarak irşad vazifesini hakkıyla yerine getirmelidir.
Dikkatle üzerinde durulması gereken bir diğer nokta da din istismarıdır. Dinin artan gücü ve değerine
bağlı olarak, artık hemen her fırsatta dinî atıflarla, dinî vurgularla karşı karşıya geliyoruz. Gönüllerde olanı, kalplerde olanı bilen Allah’tır.
Ancak dinin de bir estetiği, dili ve
evreni vardır. Din alanını dünyevi bir güç üretmek adına sömürmeyi âdet edinenler, artık sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Dinin ruhunu, anlam derinliğini bilmeyen, ama kozmetik çabalarla dinden medet uman
bir müstevliler güruhu, samimi dindarların duygu dünyalarını bastırmaya çalışmaktadır. Dinin asli temellerini hiçe sayan, ancak gösterişli bir
sunum kataloğuyla dinden kendilerine zırh edinenlere karşı, her zamankinden daha çok müteyakkız olmak durumundayız. Dinin ve dinî
vecibelerin göz ardı edildiği, ahlakın
resmen devreden çıkarılmaya çalışıldığı bir düzlemde, dinin insanlık
için sadece ve sadece bir yük olacağını, bunun da Batı tarihine hafif bir
şekilde de olsa göz attığımızda kolayca fark edileceğini belirtmek isterim.”
Daha sonra kürsüye gelen Başba-
Temmuz 2014 • Sayı: 283
onunla kucaklaştım. Bundan daha
büyük bir mesaj olabilir mi? Bundan daha büyük yürek olabilir mi?
Bundan daha yüce bir ruh, yüce bir
ahlak, yüce bir erdem, insan olabilir mi? Bu manayı, bu ruhu taşıyan
milletin çocukları, sen Alevisin diye
yanıbaşındaki kardeşini, komşusunu öteleyebilir mi? Nasıl bir öz, nasıl bir maya, nasıl bir hamur, nasıl
bir mana taşıdığımızı da unutmayalım. ‘Ehl-i Sünnetim’ demek, ‘Allah
Resulünün çizgisindenim, onun izindenim’ demektir. ‘Ehl-i Beyttenim’
demek, ‘Allah Resulünün evindenim, onun haremindeyim, onun evladıyım, onun yolundayım’ demektir. Alevi kardeşinin, komşusunun,
Ehl-i Beytin ihtiyacını, talebini, sesini, meselesini, acısını, sevincini, neşesini, hüznünü duymayan, paylaşmayan, Ehl-i Sünnet ve’l Cemaatten
olabilir mi? İhtilaf alanları altı çizildikçe büyüyor. Sevgimizi göstermedikçe, muhabbetimizi birbirimizden
esirgedikçe, husumet ve öfke yeşerecek zemin buluyor. Biz Alevisiyle,
Sünnisiyle, Türküyle, Kürdüyle büyük İslam medeniyetinin bin yıldır
birlikte yaşayan çocuklarıyız. Farklılıklarımızla biriz, beraberiz, kardeşiz.
Her gün selam verdiğimiz, her akşam dostça ayrıldığımız, kız alıp kız
verdiğimiz, aynı sofralarda oturduğumuz, aynı hüznü birlikte yaşadığımız, aynı mukaddesata inandığımız
insanlar, birbirinin hukukuna sahip
çıkmalıdır. Mukaddesatımız bir, hayat ve dünya anlayışımız bir, ahiret
inancımız birken, küçük ihtilaf noktalarını büyütmek isteyenlere fırsat
vermeyelim. Allah için birbirimize
yönelelim ve etrafımıza bakalım, ihmal ettiğimiz, kalbi kırık, yüreği yanık, melul ve mahzun kimse var mı?
Ve soralım sahiden bizim yüreğimiz
geniş mi, dar mı?”
kan Yardımcısı Emrullah İşler ise
Mardin’in farklı dinleri ve dilleri ile
yüzyıllardır barış içerisinde yaşadığına dikkat çekerek, “Mardin, kadim bir kenttir ve âdeta açık hava
müzesidir. Dünyada; din giderek
yükselen bir değer hâline geldi.
Mardin’de 4 gün sürecek toplantının
taşra ve merkezin ilişkisini gözden
geçirmek için bir fırsattır.” dedi. Başbakan Yardımcısı İşler, Dünya’da ve
Türkiye’de dine ve dinî kurumlara
20-30 yıl öncesine göre kıyas kabul
etmeyecek derecede farklılık oluştuğunu, Diyanet İşleri Başkanlığının
topluma sunduğu hizmetlerin, çağın
gelişen ve değişen şartları göz önünde bulundurularak tespit edildiğini belirterek şunları kaydetti: “Din
ve din olgusu giderek artan şekilde
toplumların hayatlarında varlığını
güçlendirerek devam etti. Din, dünyada yükselen değer hâline geldi.
Gelinen noktada başta halkımız olmak üzere batıdaki vatandaş ve soydaşlarımızdan, Avrasya coğrafyasındaki dindaşlarımıza, Afrika kıtasındaki kardeşlerimizden, Orta Doğu’ya
kadar tüm İslam coğrafyasının, Diyanet İşleri Başkanlığından ve sizden çok farklı beklentileri ve giderek artan şekilde talepleri oluştu. Bugün sayısı 100 bini geçen personeliyle sadece ülke sınırları içinde değil, dünya çapında hizmet yürüten
ve büyük bir teveccühe mazhar olan
bu güzide kurumumuz, söz konusu
beklentilerin karşılanması noktasında stratejik yönetim yaklaşımını benimsemiş, merkezle taşra teşkilatları arasındaki koordinasyon ve uyuma ayrı önem vermiştir. Bu yönetim
anlayışının gereği hizmetlerin ve faaliyetlerin daha etkili, kaliteli, planlı ve sonuç odaklı yürütülmesi ilkesini benimsemiştir. Toplumun dinî,
ahlaki ve manevi değerlerini sürekli
9
Temmuz 2014 • Sayı: 283
ayakta tutan, insanlığın barış ve huzuruna katkı sağlayan Din-i Mübin-i
İslam’ı öncelikle insanımıza anlatmak gibi mesuliyeti çok ağır bir vazife, bugün siz müftülerimizin uhdesindedir. Ülkemizin dinî-manevi
alanlardaki engin tecrübesini ve bu
alandaki ilmî birikimini, en başta
milletimize taşımak gibi ağır bir mesuliyet ve sorumluluk omuzlarımızın
üzerindedir. Zira milletimizin dinîmanevi hayatını yönlendirip yönetmekle, imar etmekle görevliyiz. Hedeflerimizi yüksek tutmak zorundayız. Artık yüce hedeflerin insanları olmak durumundayız. Çağın gelişen ve değişen imkânlarını kullanarak, ülkemizde hizmet ulaştırdığımız
insan sayısını giderek artırabilmenin yol ve yöntemlerini yeniden dü-
şünmeliyiz. Sunduğumuz hizmetlerin niteliği üzerinde çalışmalı, ‘nasıl
daha nitelikli hizmet sunabiliriz’ sorusuna cevaplar aramalıyız. Bilgimizi ve birikimimizi sürekli yenilemeliyiz. Kendimizi sürekli geliştirmeliyiz. Din-i Mübin-i İslam’ın inanç, ibadet ve ahlak konularında halkımızı aydınlatmak öncelikli ödevimizdir. Diyanet personeli, ayrım yapmadan herkesi kucaklamakla, herkese
din hizmeti sunmakla yükümlüdür.
Alevisiyle, Sünnisiyle, Caferisiyle,
Nusayrisiyle, yaşlısıyla genciyle, kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla, engellisiyle toplumun tüm kesimlerine din
hizmetlerini ulaştırmalıyız.”
Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, katılımcıları selamladıktan sonra, Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın bu tür toplantılarda,
Türkiye’de yaşanan sosyal meselelere de değinmesini istedi. Mardin
Valisi Dr. Ahmet Cengiz ise İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nın kadim
şehir Mardin’de yapılmasından dolayı duyduğu memnuniyetini dile
getirdi.
Mardin’de dört gün süren İl Müftüleri Toplantısı, Dini Yayınlar Genel Müdürü Dr. Yüksel Salman tarafından okunan sonuç bildirgesiyle sona erdi.
81 il müftüsünün ve Diyanet İşleri
Başkanlığının üst yönetiminin katıldığı değerlendirme oturumunun ardından, yayımlanan sonuç bildirgesiyle toplantı sona erdi
İl Müftüleri Toplantısı sonuç bildirgesi
Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam’ın
evrensel ilkeleri ile yüce değerlerinin, toplumumuza ve insanlığa doğru bir şekilde ulaştırılması amacıyla küresel ölçekte faaliyet gösteren
saygın bir Anayasal kurumumuzdur. Başkanlığımızın görev ve yetkisi, ilgili kanunlar tarafından belirlenmiş olup, güven ve itibarını aziz
milletimizin ilgi ve itimadından, tarihsel bilgi, birikim ve tecrübesinden almaktadır. Bu yetkiyle, yüce dinimizin inanç değerlerini ve ahlaki
umdelerini aşındırmaya yönelik her
türlü ifrat ve tefrit karşısında, vatandaşlarımızı doğru bilgilendirme sorumluluğunun bilincinde olarak, ortaya çıkan gelişmeleri dikkatle değerlendirmektedir.
Başkanlığımız sosyal gelişmelerin ortaya çıkardığı belli başlı dinî
problemler karşısında ihtiyaç duyulan bilgiyi, vaaz ve hutbeler başta olmak üzere hemen her fırsatta
milletimizle paylaşmakta, Kur’an ve
Sünnet’ten mülhem açıklamalarını
irşat dili çerçevesinde, belli bir usûl
ve üslûp dairesinde gerçekleştirmektedir. Din-i Mübin-i İslam’ın evrensel hakikatleri ve yüce değerleri, hiç
bir tartışmaya fırsat vermeyecek derecede açıktır. Millet varlığımızın temelini, harcını ve ruhunu oluşturan
bu yüce ilkelerin ve ahlaki değer10
lerin zedelenmesi ve zayıflatılması
tasvip edilemez.
Diyanet İşleri Başkanlığı, uhdesine verilen görevlerin gereğini yerine getirirken, kuruluşundan bu yana
özenle geliştirdiği ve kurumsallaştırdığı dengeli ve sağduyulu konumunu korumaya daima özen göstermektedir. Başkanlığımızın bu tutumu, müftülerimizin dikkat, özen ve
hassasiyetleriyle uygulanmakta ve
her türlü gündelik tartışmaların içine çekilme çabaları sonuçsuz kalmaktadır.
Yakın geçmişte yaşanan bazı toplumsal ve doğal olaylar; trajik hadiselerin ardından üretilen teselli dilinin yeterli olmadığını, acı sonuçlar doğuran sosyal ve tabii hadiseler daha yaşanmadan önce bireysel,
toplumsal ve kamusal yükümlülükler konusunda farkındalık oluştur-
mayı mümkün kılacak yeni bir irşad
dilinin geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.
Sivil girişimlerle ortaya çıkan dinî
oluşumlar, dünyada olduğu gibi ülkemizde de toplumsal bir gerçekliktir. Önemli olan sosyo-kültürel dinî
oluşumların, dinin sahih bilgisi ve
temel kaynakları ekseninde toplum
yararına faaliyet göstermeleridir. Bunun toplumun dinî-kültürel hayatına yapacağı katkı yadsınamaz. Ancak bu oluşumların açık, şeffaf, hesap verebilir, toplumu ayrıştırmayan,
dinî duyguları ve güveni istismar etmeyen bir yapıda olmaları son derece önemlidir. İslam’ın temel bilgi kaynakları olan Kur’an, Sünnet ve
Müslümanların tarihsel tecrübesini aşarak, kendinden menkul iddialarla ve sübjektif deneyimlerle hakikati tekeline alarak, dinî nüfuz alanı
Milletimiz, tarih boyunca dini yozlaştıran dinî görünümlü tezahürlere karşı dikkatli ve feraset içinde olmuştur. Birey ve toplumun din algısına ve yorumuna saygı duyulması,
bugünün dünyasında ortak bir yaklaşımdır, ancak İslam’ın temel referanslarıyla ters düşen, mesiyanik
kavramlarla söylem örgüsü kuran,
yaygın kitlenin zihninde karışıklıklara meydan veren, dinin yüksek hakikatlerini ve toplumun ahlaki değerlerini, süfli emellerle ve basit içeriklerle değersizleştiren yaklaşımlar
asla kabul edilemez.
Gençlerin medeniyet değerlerine
dair gönüllü bir aidiyet bilinci geliştirmesine ve öz güveni yüksek bireyler olmasına yardımcı olacak bir
dil ve üslûp üzerinde çalışılması gerekmektedir. Bu sebeple din hizmetleri, genç kuşağın kendi değerleriyle buluşmasını, kendi manevi potansiyellerini keşfetmesini, açığa çıkarmasını ve geliştirmesini sağlayan
bir yaklaşımı esas almalıdır.
Son zamanlarda yazılı ve görsel
medyada yoğun biçimde yer verilen
çocuk ve kadın cinayetleri, annelerinden ve ailelerinden kopartılan çocukların yürek burkan haberleri ve
gündemden düşmeyen çocuk yaşta
evlilikler toplum olarak, İslam’ın barış ve rahmet mesajlarına ve merhamet eğitimine ne kadar muhtaç olduğumuzu göstermektedir. Gelinen
noktada toplumsal bir duyarlılığa ihtiyaç duyulmaktadır.
Müslüman coğrafyası tarihin en
zor süreçlerinden birini yaşamaktadır. Yapısı gereği farklı dillerin, mezheplerin ve dinlerin, tarihten bugüne birlikte yaşadığı bu coğrafyada yeni gerilim alanları oluşturularak din, dil, düşünce, inanış üzerinden gerilim alanları oluşturulmak is-
tenmektedir. Din ve dinî imgeler
üzerinden aşırılığa, şiddet ve tedhişe
uygun ortamlar oluşturularak Müslüman toplumların yaşama alanları tahrip edilmekte, inanç değerleri
ve güvenlikleri zedelenmektedir. İslam coğrafyasının acı, gözyaşı, ıstırap, açlık, toplumsal kaos, iç savaş,
şiddet ve istikrarsızlık gibi olumsuz kavramlarla anılıyor olması oldukça üzüntü vericidir. Bu bağlamda
Nijerya’da yaşanan Boko Haram adlı
terör örgütünün yüzlerce kız çocuğunu kaçırması eylemi utanç vericidir.
Bu durumu vicdan sahibi hiç kimsenin kabul etmesi mümkün değildir. Başta Müslümanlar olmak üzere bütün insanlık camiasına düşen
öncelikli görev, nefret ve şiddet üreten ortamları gidermek, huzur ve
güvenin sağlanması için el birliği ile
çaba göstermektir.
Başkanlığımızın, Ramazan ayının
manevi atmosferinden istifadeyi artırmak amacıyla her sene bir tema
belirlediği ve bu çerçevede toplumun bütün kesimlerine ulaşmak ve
yeni farkındalıklar oluşturmak istediği malumlarıdır. Bu yıl Ramazan
ayında, “kimse yalnız kalmasın” başlığıyla yoksul, yetim, yaşlı, engellilerle kalabalıklar içinde yalnız kalan
kardeşlerimize, Ramazanın rahmet
ikliminin ve şefkat soluğunun ulaşması için el birliği ile çaba sarf edilecektir. Camiler Haftasında da “Cami
ve Gençlik” konusunun ele alınması
ilke olarak kararlaştırılmıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığımızca TÜİK’e yaptırılan, “Türkiye’de
Dinî Hayat” araştırmasının verileri,
İslam’ın bu toplumun ortak değeri
ve milletimizin kimlik yapısının temel bileşeni olduğunu bir kez daha
ortaya koymuştur. Millet olarak geleceği birlikte inşa etme ve yaşama
imkânı konusunda da ümit vermiştir. Ayrıca Başkanlık olarak hizmet
kusurlarımızı görmeye vesile olmuştur. Araştırma sonuçları bilimsel çalışmalara da kaynaklık etmek üzere
kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Temmuz 2014 • Sayı: 283
oluşturma ve toplumun dinî dokusunu dejenere etme girişimleri asla
onaylanamaz.
Ülkemizle birlikte yurt dışında da
geniş bir coğrafyada hizmet veren
Türkiye Diyanet Vakfı, yeniden yapılanma çalışmalarını genişleterek
devam ettirmektedir. Bu bağlamda
yurt sathında il ve ilçe temsilciliklerinin yeniden yapılandırılması süreci başlatılmıştır. Dinî ve hayrî hizmetlerde daha geniş katılımlı hizmet projelerine ilaveten, yurt içi ve
yurt dışındaki eğitim faaliyetlerini
artırma ve geliştirme gayretleri sürmektedir. Özellikle yurt içinde öğrenci yurtları projelerinin yaygınlaştırılmasına devam edilecektir.
Bugün ülkemizde ve dünyada yaşanan birçok dinî problem, kamuoyu tarafından değerlendirilmekte ve
tartışma konusu yapılmaktadır. Başkanlığımıza da kamuoyunda tartışılan konulara ilişkin pek çok husus
yansımaktadır. Başkanlığımız gerek
il müftüleri istişare toplantılarında
ve gerekse değişik toplantılarda yapılan açılış konuşmalarında, güncel
dinî konulara değinilmekte ve kamuoyu aydınlatılmaktadır.
Milletimizin, okulların tatil olmasını müteakip başlayan Yaz Kur’an
Kurslarına olan ilgisinin her geçen
yıl artarak devam etmesi memnuniyet vericidir. Müftülüklerimiz bu yıl
da gereken her türlü hazırlığı yaparak, camilerimizde yavrularımızı en
iyi şekilde ağırlamayı ve en yüksek
düzeyde istifadeyi mümkün kılacak
tedbirleri alarak verimli bir eğitim
ve öğretim gerçekleştireceklerdir.
İl müftüleri istişare toplantısı esnasında dile getirilen güncel bazı hususların, kamuoyu tarafından ilgiyle karşılanmış olması memnuniyet
vericidir. Ancak bu tür açıklamaların
değişik amaçlarla kullanılmaması ve
farklı anlamlara çekilmemesi temennimizdir.
Camii, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Diyanet İşleri Başkanı Prof.
Dr. Mehmet Görmez’in katıldığı törenle ibadete açıldı.
1853 yılında Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılan caminin restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından hizmete açılı-
Ortaköy Camii ibadete açıldı
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Kuveyt Türk Katılım Bankası’nın
sponsorluğunda, üç yılda restore
edilen Ortaköy’deki Büyük Mecidiye
11
Temmuz 2014 • Sayı: 283
şı töreninde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İstanbul’un, İslam medeniyetinin başkenti olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Camilerin, minarelerin, mabetlerin başkenti olan
İstanbul’umuzun simgesi hâline gelmiş bu güzel mabedi bize kazandıran Sultan Abdülmecid’i rahmetle
anıyorum. O günden bugüne, bu camiye hizmet eden bütün büyüklerimize, içinde Rahman’a secde eden
bütün kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Cenab-ı Hak vatanı-
mızı mabetsiz, mabetlerimizi cemaatsiz bırakmasın, cemaatlerimizi namazsız, ibadetsiz bırakmasın, ibadetlerimizi de hep ihlaslı ve samimi kılsın. Yenilenmesine vesile olan bütün kardeşlerimizden, bütün büyüklerimizden Allah razı olsun. Allah,
hayırlı mübarek etsin.”
Caminin beşinci kez restorasyona uğradığını, bu hâle gelmesinden
memnun ve mutlu olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, camide çok ciddi güçlendirme çalışma-
sı yapıldığını söyledi. Camideki tezyinat sıkıntılarının da giderildiğini
kaydeden Başbakan Erdoğan şunları söyledi: “Bazı eksiklerin de giderilmesiyle Büyük Mecidiye Camisi hizmete başladı. Sultan Abdülmecid’in
ruhuna fatihalar gönderildi. Onlar
eserleriyle kalıcı oldular. Biz de bu
kalıcı eserleri bizlere bırakan bu ecdadımızla hep iftihar ettik. Onlar bizim mefahirimiz. Bu eserler, bugüne,
geleceğe en önemli işaret fişekleridir. Bunlarla birlikte geleceğe emin
adımlarla yürüyoruz. Bu eserin mimarı durumunda olan bir Ermeni
mimardır. Ecdat bu noktada da aslında çok farklı davranmış, işi ehline vermiş. Cami, mimari anlamda
çok farklı bir yerdedir. Dolayısıyla
biz, mimarından mühendisine, işçisine kadar bu restorasyonlarda emeği geçenlere hep rahmet gönderiyoruz. Bize düşen bir görev daha var,
bu camileri cemaatsiz bırakmayacağız. Bu camilerin cemaatsiz kalmaması gerekir.”
Açılışın öncesinde Başkan Görmez,
halka hutbe irad etti.
III. Yurtdışı Hizmetleri Konferansı Sapanca’da gerçekleştirildi
Diyanet İşleri Başkanlığının yurt dışı
hizmetlerinin ana esaslarının ele
alındığı “III. Yurtdışı Hizmetleri Konferansı” Sapanca’da yapıldı.
‘Ortak Akıl-Hedef-Eylem’ ana teması altında 4 gün süren toplantının
açılışında konuşan Diyanet İşleri
Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez,
Diyanet’in yurt dışı hizmetlerinin
bir iyilik hareketi olduğunu belirterek Diyanet’in yurt dışı din hizmetlerinin uluslararası siyasetin kavramlarıyla tanımlanamayacağını söyledi. Yeryüzündeki bütün kötülüklerin
ortadan kaldırmanın yolunun, kötülüklerin üstüne iyilikle gitmek olduğunu ifade eden Başkan Görmez,
Başkanlığın yurt dışı hizmetlerini bu
şekilde izah etmenin en doğru yol
olduğunu belirtti. Bugün yüzü aşkın
ülkede 120 noktada temsilcilikleri
olan, üç bin sivil toplum örgütüyle
çalışan Diyanet’in yurt dışı teşkilatının yurtdışı hizmetlerini iyilik, barış ve bilgi hareketi olarak tanıtarak
konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizim
12
bu hizmetimizi uluslararası siyasetin kavramları ile tanımlamak mümkün değildir. Bugün uluslararası siyaset, özellikle dinî kurumların, gönüllü kuruluşların farklı coğrafyalarda yaptıkları hizmetleri ‘softpower’
olarak tarif ediyorlar. Başında ‘soft’
sıfatı olsa dahi, bu tür hizmetleri bir
güç gösterisi olarak tarif etmek, bu
hizmetlerin hikmetini bilmemekten
kaynaklanır. Bugün gerek Rusya’da,
gerek Orta Asya cumhuriyetlerinde, Kafkasya’da, Balkanlar’da, Baltık cumhuriyetlerinde, Avrupa’da yaşayan millet varlığımızla yaptığımız
çalışmalar, son yıllarda Afrika’nın
kırkı aşan ülkesine götürdüğümüz
hizmetler, Avrasya İslam Şûrası, Afrika Dinî Liderler Zirvesi, Latin Amerika Dinî Liderler Zirvesi, bütün bu çalışmalarımızın temel hedefi, bir iyilik hareketidir. Bu toplantımızda işin
bilgi boyutunu konuşmamız gerekiyor. Yurt dışı hizmetlerimizi üç kavramla açıklıyoruz. İyilik hareketi, barış hareketi ve bilgi hareketi. Biz gittiğimiz ülkelere barış, birlikte yaşama ahlakı ve bilgi götürüyoruz.
Bu toplantıda bilgi hareketi üzerinde durmamız gerekiyor. Çünkü yurt
içinde yaptığımız din hizmetleriyle yurt dışında yapacağımız din hiz-
Yurt dışı din hizmetleri için ilahiyat fakültelerinin alması gereken
sorumluluklar vardır
Yurt dışı din hizmetlerimiz için bazı
alanlara ihtiyaçları olduğunu belirten Başkan Görmez, “İlahiyat fakültelerinin, Müslüman ülkeleri, buralardaki dinî toplulukları ve o ülkelerde önemli etkinlikleri, gerek İslam dünyasında gerek tüm dünyadaki farklı dinî tezahürler, Müslüman azınlık hukuku, çok dinli ve
çok kültürlü toplumda din pedogojisi, din ve kültüre dair gelişmeler. Bütün bunları müstakil araştırma alanları olarak seçen ihtisaslaşmalar ve buna uygun merkez ihtisas
kütüphaneleri oluşturmaları bizlere
katkı sağlayacaktır.” dedi.
Dinî Sosyal Hizmet Vakfının, senedini, ismini ve yapısını değiştirerek,
Müslüman Azınlıklar ve Topluluklarla Yardımlaşma Vakfı’na dönüştüğünü; ayrıca 29 Mayıs Üniversitesi bünyesinde bir ‘Müslüman Azınlıklar ve Topluluklar Enstitüsü’ kurularak YÖK’e müracaatının yapıldığını ifade eden Başkan Görmez, burada öğrencilerin ihtisaslaşmalarının sağlanacağını belirterek göç ve
dine dair karşılaştırmalı çalışmalara,
ülke ve bölgelere göre din-toplum
ve din-devlet ilişkilerinin müstakil
olarak ele alınmasına şiddetle ihtiyaç bulunduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dış İlişkiler
Genel Müdürlüğümüz bundan sonra periyodik olarak Din Özgürlükleri
Raporu hazırlayacaktır. Rapor şu başlıklar altında hazırlanacaktır: Uygulamalarla din özgürlükleri ihlâlleri ve
Müslümanların karşılaştıkları sorunlar; ibadethanelere yönelik işlenen
nefret suçları; kılık kıyafet alanında din ve vicdan özgürlüğü ihlâlleri;
eğitim alanıyla ilgili din özgürlü-
ğü kısıtlamaları; helal kesim konusunda din özgürlüğü kısıtlamaları;
hukuk alanında ayrımcı uygulamalar; belediyelerde ayrımcı uygulamalar; istihdam konusunda ve yabancı
düşmanlığı konusundaki ayrımcı uygulamalar; medya ve siyaset alanlarındaki İslamofobia. Bu çalışmaları,
bu başlıklar altında her ülkede yaşanan hadiseleri, Dış İlişkiler Genel
Müdürlüğümüz bundan sonra rapor
hâline getirecek ve farklı dillere tercüme ederek dünyadaki benzer kuruluşlarla paylaşacaktır.”
Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah İşler de açılışta bir konuşma yaparak ülkemizin bugün gelinen noktada, bütün projelerini küresel ölçekte düşünmek zorunda olduğunu söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığının dünyanın her bölgesinde yurt dışı hizmeti veren bir kurum olduğunu ifade eden Başbakan
Yardımcısı İşler konuşmasına şöyle
devam etti: “Diyanet İşleri Başkanlığı, sizlerin aracılığıyla yurt dışında icra ettiği faaliyetleriyle ülkemizin dış politikasına muazzam katkılar sunan önemli bir yumuşak güç
unsuru hâline gelmiştir. Büyük bir
dönüşüm geçiren küresel sistemde; oyunun kuralları, taktikleri ve
aktörleri de aynı hızla değişmektedir. Yeni bakış açıları ve işbirliği modelleri gelişirken farklı anlayışlar ortaya çıkmakta; yeni sorunlara farklı yöntemlerle kalıcı çözümler üretilmesi gerekmektedir. Ülkeler bu dönüşüme uyum sağlamaya çalışırken,
yumuşak güç kavramı, en stratejik
yöntemlerden biri olarak günden
güne önem kazanmaktadır. Dolayısıyla bu görevi icra eden sizler, söz
konusu hizmetleri etkileyebilecek si-
yasi, sosyal, ekonomik ve teknolojik
pek çok değişim ve gelişmeyi de yakinen bilmek ve takip etmek durumundasınız.”
Bizim medeniyetimiz, bizim kültürümüz bir barış kültürüdür
Temmuz 2014 • Sayı: 283
metleri birbirinden farklıdır. İlahiyat
fakültelerimizin müfredatlarını ve
programlarını yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor. Bugün dinlerin kadim tarihlerde nasıl ortaya çıktığı,
nasıl yaşadığı ve bugün hangi değerleri insanlığa kazandırmak istediğine dair ilahiyat fakültelerinde pek
çok dersler verilmektedir. Fakat dinin çağdaş dünyada, toplumları nasıl etkilediği üzerinde durmamız gerekiyor.”
Bizim medeniyetimizin ve kültürümüzün bir barış kültürü olduğunu vurgulayan Başbakan Yardımcısı
Prof. Dr. Emrullah İşler, son dönemlerde özellikle 11 Eylül sonrasında
İslam’ı terörle ya da aşırılıkla özdeşleştirmeye çalışanların, Diyanet İşleri Başkanlığının ortaya koyduğu hizmetlerin sonuçlarını gördüklerinde ne kadar vahim bir hata yaptıklarını fark edeceklerini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “11 Eylül
2001’de Amerika’da yaşanan terör
saldırısı sonrasında, Batı’da İslam
korkusu olarak ifade edebileceğimiz
İslamofobia diye bir hastalık zuhur
etti. Bu korku neticesinde olumsuz
bir Müslüman ve Hz. Muhammed
imajı oluşturuldu. Ayrıca ayrımcılık,
ötekileştirme ve ırkçılık bütün yönleriyle siyaset kurumlarına kadar sirayet etti. Öte yandan entegrasyon
kavramı da salt bir güvenlik problemi olarak ele alınmaya başlandı.
Asimilasyon politikaları başvurulan
bir yol ve yöntem olarak açıkça ortaya çıkmaya başladı. Medeniyetler
çatışması gündeme getirildi. Oysa
küreselleşen dünyada farklılıkları
reddeden, yakınlıklara kuşkuyla bakan, fanatik yaklaşımlar değil; mutlaka ve mutlaka barış, bir arada yaşama ve dayanışma kazanacaktır. Nihayetinde medeniyetlerin çatışması tezi değil, ittifakı dünyaya hâkim
olacaktır. Biz buna inanıyor ve bunun için gayret sarf ediyoruz. Yine
yakın coğrafyamızda mezhep farklılıkları üzerinden, Müslümanı Müslümana düşürüp kırdırmaya çalışanlar, din farklılıkları üzerinden asırlarca aynı sokağı, aynı şehri, aynı mahalleyi paylaşmış Müslümanları, Hıristiyanları, Sünnileri, Şiileri, Nusayrileri birbirinden ayırmaya çalışmaktadır. Bugün İslam dünyası, meydana getirilmeye çalışılan mezhep kavgaları ile zulüm, savaş, çatışma, insan hakları ihlâlleri, cinayetler, terör,
ekonomik sıkıntılar, fakirlik, cehalet
ve geri kalmışlığın pençesine itilmeye çalışılmaktadır.”
13
Temmuz 2014 • Sayı: 283
“Türk Dünyası Bilgeler Zirvesi-Gönül Sultanları Buluşması”
Eskişehir’de gerçekleştirildi
“Türk Dünyası Bilgeler Zirvesi-Gönül
Sultanları Buluşması” sempozyumu,
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
Kongre Merkezinde gerçekleştirildi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, sempozyumun açılış programına katılarak bir konuşma yaptı. Konuşmasında medeniyetin en temel esasının bilgi olduğunu
kaydeden Başkan Görmez, “Bizim
medeniyetimiz bir bilgi medeniyetidir. İslam medeniyetinde bilgi, varlığa takaddüm eder. Önce bilgi, sonra
Allah’a iman. Hatta bilgi imana takaddüm eder. Bizim medeniyetimizde bilgi kavramını üç önemli kavram ifade eder; ilim, hikmet ve marifet. Hikmetsiz ilim zayi hükümdür.
Marifetsiz hikmet kıylı kaldir. Marifetin başı, insanın kendisini bilmesidir. Kendini bilmeyen rabbini bilmez. İlmin sahibine âlim, hikmetin
sahibine hâkim, irfanın sahibine de
arif diyoruz. Bilge, sadece bilgi sahibine denmez. Bilge, hem âlim, hem
hâkim, hem de arif olana denir. İlmi
hikmetten, hikmeti de marifetten
ayırmayan kimsedir. Biz bilge derken, üçünü birden yaşanmış örnek
bir hayata dönüştüreni kast ediyoruz. Sadece bilgi hamallarına âlim
demiyoruz. Süslü yaldızlı söz sarf
edene hâkim demiyoruz. Hikmetin
arkasındaki bilgi kırıntılarına sahip
olanlara arif demiyoruz. Bilge; hem
arif, hem âlim, hem de hâkim olan
kimsedir.” şeklinde konuştu.
Başkan Görmez, bilginin asıl yeryü-
zünde gerçekleştirmek istediği hikmeti, hikmetin gayesi olan marifeti bilebilmek için maveraya vakıf olmak gerektiğini belirterek konuşmasına şöyle devam etti: “Mavera
aynı zamanda tarihte bir coğrafyanın adıdır. Maveraünnehir medeniyetinin insanlığa armağan ettiği en
önemli hususlardan biri, metodolojidir. Bilginin usûlünün oluşturulmasıdır. Nitekim usûlsüz vusül olmaz,
vusülsüz de usûl olmaz. İşte bu bölgede fıkıh, Irak’ta, Şam’da doğan fıkıh burada bir usûle kavuşacaktır.
Felsefe, hikmet, tefsir, hadis, usûl-ü
fıkıh, usûl-ü hadis, usûl-ü din gibi
nice ilimlerin en büyük kaynaklarının Maveraünnehir’de, bilginin ve
varlığın mevarasının tahsil edildiği
bu bölgede ortaya çıktığına hepimiz
şahit oluyoruz.”
ğini, Hicaz’da neşet eden ilmin,
Maveraünnehir’de hikmet ve marifete kavuştuktan sonra, Alperenlerin eliyle Anadolu’ya taşındığını;
Anadolu ve Rumeli’de inşa edilen
büyük medeniyetin büyük oranda
Maveraünnehir’de yetişen bilgeler
ve gönül sultanları marifetiyle inşa
edildiğini ifade eden Başkan Görmez, “İlmimiz çoğaldı âlimlerimiz
azaldı, bilgimiz çoğaldı bilgelerimiz
azaldı. Bu toplantının bilgece bir söz
ve davranışa vesile olmasını, bilgesi
azalmış dünyaya bilgece bir aşı gerçekleştirmesini diliyorum.” dedi.
İlmimiz çoğaldı âlimlerimiz azaldı, bilgimiz çoğaldı bilgelerimiz
azaldı
Açılış programına Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türk
dünyasından davetliler, çok sayıda
akademisyen, aydın ve sivil toplum
kuruluşlarından temsilciler katıldı.
Anadolu’daki İslam medeniyetini de Maveraünnehir’de ortaya çıkan bu bilgeliğin inşa etti-
Sempozyum’da, 70 akademisyen ve
aydın, 3 gün boyunca, Türk dünyasına yön vermiş kanaat önderleri ile
bilgelerin hayatları ve görüşlerini 10
oturum hâlinde anlattılar.
Dinî Yüksek İhtisas kurslarında mezuniyet sevinci
Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Dinî Yüksek İhtisas kursiyerleri için mezuniyet programı düzenledi.
Törene Diyanet İşleri Başkanı Prof.
Dr. Mehmet Görmez de katılarak bir
konuşma yaptı. Mezuniyet gününün
Diyanet İşleri Başkanlığı için bir iftihar ve sevinç günü olduğunu belirten Başkan Görmez, mezun olan
kursiyerlere hayatlarında başarılar
dileyerek Dinî Yüksek İhtisas kursla14
Belli bir tarihe kadar gelindiğinde, eline kitap alan herkes kendi-
sinin âlim olduğunu iddia etmeye başladı
İslam tarihinde ‘âlim’ kavramının iki
defa daralma, bir defa da parçalanma yaşadığını belirten Başkan Görmez, dini endişelerle ‘âlim’ kavramının içeriğinin daraltıldığını söyledi. Belli bir tarihe kadar gelindiğinde, eline kitap alan herkesin âlim olduğunu iddia etmeye başladığını,
âlim ile müçtehit tanımının zaman
zaman birbirinin yerine ikame edilerek âlimin tanımının daraltıldığını ifade eden Başkan Görmez, “Âlim
dediğimiz zaman ilmi hayatında
görmemiz gerekiyor. Eğer bugünkü
insanların yaşadığı sorunlar arasında ilişki kuracak bir metoda sahip
değilse, o zata âlim demek mümkün
olmaz.” şeklinde konuştu.
Türkiye’deki ilahiyat fakültelerinin ürettiği bütün ilimler, Müslümanların sorunlarını çözmeye
yetmiyor
İslam dünyasının büyük sorunları bulunduğuna dikkat çeken Başkan Görmez, “Türkiye’ye bir terazi
kuralım. Terazinin bir kefesine Müslümanların bütün sorunlarını koyalım. Diğer kefesine de Türkiye’deki
ilahiyat fakültelerinin ürettiği bütün ilimleri, yazdıkları bütün kitapları, Diyanet İşleri Başkanlığının tüm
personelinin sahip olduğu ilmi, Haseki Eğitim Merkezlerimizde tahsil edilen bütün ilimleri koyalım. Bu
ilim bu sorunlarımızı çözmüyor.” ifadelerini kullandı.
Temmuz 2014 • Sayı: 283
rının Diyanet İşleri Başkanlığının en
önemli müessesesi olduğunu kaydetti ve bu kursların icra ettiği fonksiyon ve yaptığı hizmet bakımından
son derece önemli olduğunu vurguladı. İslam medeniyetinin bir ilim
medeniyeti olduğunu ifade eden
Başkan Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün İslam dünyasında yaşadığımız en büyük sorunlardan bir tanesi, malumat çok ama bu
malumatı hayatla irtibatlı kılmakta,
din ile hayat arasındaki irtibatı doğru kurmakta yaşadığımız sıkıntılardır. Belki ilim, hikmet ve marifet,
üçü birden cem edilirse, bu sorunları ortadan kaldırmakta başarılı olabiliriz. İlim denildiği zaman birlikte amel-i salih gelir akla. Bilgi ahlakı,
ilmin bir ahlak ve sorumluluğa dönüşmesi, Kur’an’ın ve Hz. Peygamberin üzerinde en çok durduğu husustur. Biz, ilmi hayatımıza aksettiremiyoruz, onu örnek bir hayata dönüştüremiyoruz.”
İlkinin 1976 yılında İstanbul Haseki Eğitim Merkezi’nde düzenlendiği
ihtisas kurslarından, bugüne kadar
toplam 2 bin 333 kişi mezun oldu.
Bu yıl İstanbul, Konya, Erzurum,
Kayseri, Trabzon ve Rize eğitim merkezlerinden 193 kişi mezun oldu.
Mezun olan kursiyerlere diplomalarını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr.
Mehmet Görmez verdi. Törene Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof.
Dr. Hasan Kâmil Yılmaz, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali
Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının
üst düzey yöneticileri ve çok sayıda
davetli katıldı.
Yaz Kur’an kursları başladı
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından
yaz tatili boyunca Kur’an, Siyer, ibadet, ahlak ve dinî bilgilerin verileceği yaz Kur’an kursları, Ankara Ahmet
Hamdi Akseki Camii’nde düzenlenen törenle başladı. ‘Camiye koşalım,
Kuran’la buluşalım’ temasıyla başlayan ve hafta içi her gün, her yaştan
öğrencinin katılabileceği kursların açılışına binlerce çocuk katıldı. Açılışta
konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof.
Dr. Mehmet Görmez, bugünün millet olarak sevinç günümüz olduğunu belirterek “Allah’ın dostları, Peygamberin
sevgilileri, cennetin çiçekleri hoş geldiniz. Bugün millet olarak sevinç günümüz. Nasıl ki yaz geldiğinde, tabiat çiçek
açtığında, bütün insanlığı bir sevinç, huzur kaplar. İşte bugün de camiler, cennetin çiçekleri olan çocuklarla buluştuğu için millet olarak sevinç içindeyiz.” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığının sayısız hizmet alanı olduğunu, ancak bunların içinde en önemlilerinden birinin yaz
kursları olduğunu belirten Başkan Görmez şöyle konuştu: “Yaz kursları Diyanet İşleri Başkanlığının en önemli hizmetlerindendir. Bugün ülkemizin dört bir tarafından camiyle buluşan, Kur’an’ı, Peygamberimizin hayatını öğrenmeye gelen, camiyle, mihrapla, minberle tanışmaya gelen bütün yavrularımıza hayırlı olsun. Allah’ın evlerine hoş geldiniz. Kıymetli anne babalar, gözümüzün nuru, kalbimizin süruru çocuklarımızı, Allah bizlere bağışlasın. Lütfen onları Kur’an’sız, camisiz bırakmayın. Onlar, inançlarıyla, kitaplarıyla, Peygamberleriyle tanışsınlar. Benliklerini, kişiliklerini kazansınlar. Müslüman kimlikleriyle yaşasınlar.” Hizmet verecek din gönüllülerine de seslenen Başkan Görmez,
“Kardeşlerim, lütfen her bir yavrumuzu Allah’ın en büyük emaneti olarak kabul edelim. Hiçbir zaman onların zihinlerinde kötü denilebilecek bir iz bırakmayalım. Peygamberimizin çocuklara davrandığı gibi davranalım. Secdede çocuk sırtına bindiği için secdesini uzatan, çocuk ağladığında namazı kısa kesen, hutbedeyken kendisine gelen çocuğu
inip kucağına alan öyle hutbe veren bir peygamberin ümmetiyiz. Cami cemaatimiz, lütfen onlara surat asmayın, in-
15
Temmuz 2014 • Sayı: 283
citecek söz söylemeyin. Onların camiyle buluşmaları bütün ülkemizin, milletimizin, dünyanın rahmetle kaplanması
anlamına geliyor.” dedi.
Programa katılan Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz da yapığı konuşmada, camilerin çocuklarla güzelleştiğini belirterek “Camilerimiz sizlerle güzelleşti, çünkü siz hayatın güzelliğisiniz. Okullar kapandı camilerimiz açıldı. Bir işten boşa çıkınca yeni bir işe başlamak esastır. Siz de öyle yaptınız, camiye koştunuz. Kur’an’ı, namaz kılmayı
öğreneceksiniz. Camiyle tanışacaksınız. Camide sevgiyi, saygıyı, paylaşmayı, yardımlaşmayı, kardeşliği, dayanışmayı
öğreneceksiniz. Oyun atmosferi içinde sıkılmadan buradan güzelliklerle ayrılacaksınız.” diye konuştu.
Yaz Kur’an kursları açılış programında çocuklardan oluşan tasavvuf müziği korosu ilahiler seslendirirken, bazı çocuklar Kur’an okudu, ezan ve şiirler söylediler. Programın ardından çocuklara dondurma ikram edildi. Diyanet İşleri
Başkanlığı tarafından yaz kurslarına katılacak öğrencilere dağıtılmak üzere kitaplar hazırlandı. Geçtiğimiz yıl olduğu
gibi bu yıl da öğrencilere ulaştırılacak kitaplar ücretsiz olacak.
İl Müftüleri Brifing Çalıştayı Mardin ve Şırnak’ta yapıldı
Diyanet İşleri Başkanlığı MerkezTaşra buluşmaları kapsamında düzenlenen, “İl Müftüleri Brifing
Çalıştayı”nın 44 ve 45’incisi Mardin
ve Şırnak’ta gerçekleştirildi.
Çalıştaylara, Diyanet İşleri Başkan
Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili
Zeki Sayar, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Kemal Uludağ, İnsan
Kaynakları Genel Müdürü Osman
Tıraşçı, Basılı Yayınlar Daire Başkanı
Yunus Akkaya, Atama I Daire Başkanı Recep Sönmez, Bütçe ve Performans Daire Başkanı Nevzat Birlikci,
Hizmetiçi Eğitim ve Rehberlik Daire Başkanı Kadir Dinç, Malzeme Yönetimi ve Satın Alma Daire Başkanı Haydar Bekiroğlu, Hac Hizmetleri Daire Başkanı Remzi Bircan, Diyanet İşleri Uzmanı Dr. Ahmet Çekin
ve Diyanet İşleri Uzman Yardımcısı
Yusuf Tunç, Mardin İl Müftüsü Dursun Ali Coşkun, Şırnak İl Müftüsü
Ahmet Özkan, ilçe müftüleri, vaiz,
imam-hatip ve Kur’an kursu öğreticilerinden temsilciler katıldı.
İl ve ilçe müftülükleri tarafından yürütülen hizmetleri yerinde görmek,
değerlendirmek, ileriye dönük hizmetler konusunda istişarelerde bulunmak ve karar almak maksadıyla
yapılan çalıştaylarda, Mardin İl Müftüsü Dursun Ali Coşkun, Şırnak İl
Müftüsü Ahmet Özkan, müftülük ve
personel ilişkileri, halkla ilişkiler, diğer kurumlarla ilişkiler, sorunlar, ihtiyaçlar, projeler, ilde yürütülen faaliyetler ve köylerde yürütülen hizmetlerle ilgili birer sunum yaptılar.
Daha sonra toplantıya katılan il ve
ilçe müftüleri ve değişik unvanlarda
görev yapan temsilciler, yürüttükleri
hizmetler hakkında bilgi sundular.
Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş,
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili Zeki Sayar, İnsan Kaynakları Genel Müdürü Osman Tıraşçı, daire
başkanları ve uzmanlar toplantılarda
yaptığı konuşmalarda, kendi alanları
ile ilgili Başkanlıkça yürütülen plan
ve projeler hakkında bilgi verdiler
ve yörenin sorunlarına yönelik çözüm önerileri sundular.
Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş toplantılarda yaptığı konuşmalarda, düzenlenen bu toplantılarla
Başkanlığın ülkemizin her köşesine
eşit hizmet verilmesini amaçladığını
söyledi. Ülkemizin manevi havasına
yeni ve aktif bir ivme kazandırmayı
amaçladıklarını dile getiren Başkan
Yardımcısı Keleş, Diyanet İşleri Başkanlığının geçmişi ve bugünü hakkında katılımcılara bilgi vererek Başkanlıkça yöreye yönelik yürütülen
hizmetler hakkında bilgi verdi.
“Katılım Bankaları ile İlgili Bazı Problemler” konulu çalıştay yapıldı
Din İşleri Yüksek Kurulu, Katılım Bankalarının çalışma yöntemini
ilgilendiren konularda, vatandaşlarımızın Kurula yönelttikleri dinî
soruların cevaplandırılmasında karşılaşılan bazı problemleri müzakere etmek üzere, 05.05.2014 tarihinde Din İşleri Yüksek Kurulu Toplantı Salonunda, “Katılım Bankaları ile İlgili Bazı Problemler”
konulu bir çalıştay düzenledi. Çalıştayda, “Kâr payı ile Faiz oranları arasındaki fark”, “Borcunu ödemeyen ya da geciktiren borçlu ile
ilgili işlem”, “Murabaha yöntemiyle satış”, “Kiralama-finansal kiralama (leasing) işlemleri”, “Altın Hesabı ile ilgili uygulamalar”, “Kredi Kartı Kullanımı” ve “Finansman araçları katılım
bankalarınca gerçekleştirilen; Sukuk, Foreks, Teverruk, vb. uygulamalar” konuları ele alınarak tartışıldı.
16
Temmuz 2014 • Sayı: 283
Başkan Görmez, köşe yazarlarıyla buluştu
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez İstanbul Sepetçiler
Kasrı’nda, köşe yazarlarıyla akşam
yemeğinde bir araya geldi. Başkan
Görmez buluşmada, 2014 yılı Ramazan ayı temasını köşe yazarlarıyla paylaşarak her yıl Ramazan ayında toplumsal bir farkındalık oluşturmak amacıyla bir tema belirleyen Diyanet İşleri Başkanlığının, bu
yıl da ‘Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın’ başlığını tema olarak belirlediğini söyledi. Ramazanın insanlara birbirlerini sevmeyi, kardeşliği ve hürriyeti öğreten bir okul olduğunu belirten Başkan Görmez, modern zamanların insanının her şeyi dönüştürdüğü gibi Ramazanı da nasıl dönüştürdüğünü şöyle ifade etti: “Ramazan ayı aslında bütün Müslümanlar için çok büyük bir imkân. Ancak
şöyle bir tehlike ile karşı karşıyayız,
modern insan modern zamanlarda her şeyi dönüştürdüğü gibi kendi elinde dini ve dindarlığı da dönüştürebiliyor. Ramazan bizi değiştirmeye geliyor ama biz Ramazanı
değiştirmeye başlıyoruz. Ramazan,
Allah’ın insanlara özgürlüğü, kardeşliği, birbirlerini sevmeyi, hürriyeti
öğrettiği bir okuldur. Ramazan aylarını çok iyi değerlendirerek Ramazanın o manasını, muhtevasını kaybetmemesini, her şeyi dönüştüren insanın elinde Ramazanın dönüşmemesini, Ramazanın bizi dönüştürmesini sağlamak için her sene milletimizin karşısına bir tema ile çıkmayı
uygun gördük. Her yıl Ramazan ayı
geldiğinde, Ramazanın manevi rahmet iklimini fırsat bilerek bir konuyu toplumumuzun gündemine taşımaya çalışıyoruz. Bu sene ‘Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın’ başlığı altında
bir toplumsal farkındalık oluşturmaya çalışacağız.”
Bu temanın beş başlık altında ele
alınacağını ifade eden Başkan Görmez, bu temayla toplumda hasar
görmüş beş konuya da dikkat çekeceklerini belirtti. İnsanlığı bekleyen
en ciddi hastalık olarak görülen modern yalnızlığın da işlendiği konular
arasında mülteciler, sokak çocukları, yetimler ve yaşlılar yer alıyor. Her
bir başlığın önemine dikkat çeken
Başkan Görmez,
“Modern yalnızlık, modern zamanların ciddi bir hastalığı olmaya başladı. Bu hastalık
henüz ülkemizi
sarmaya başlamadı ama dünyamızı sarmaya devam ediyor. Her türlü hazzın
ve hızın arasında sıkışmış, her türlü
imkâna, lükse sahip olan insanların,
kalabalıklar arasında nasıl yalnızlaştığını acı bir şekilde izliyoruz. Kimsesizlik sadece her şeyini kaybedenlerin karşılaştığı zor bir durum değildir. Her şeye sahip oldukları hâlde
kimsesiz olan insanlar var.” dedi.
Yaralı yürekler, mülteciler
Türkiye’nin artık bir mülteciler ülkesi olduğunu hatırlatan Başkan
Görmez, bugün dünyada 50 milyonu aşan mültecinin bulunduğunu, Türkiye’de ise 1,5 milyonu aşan
mülteci olduğunu belirterek şöyle
dedi: “Türkiye’nin her şehrinde sokakta yatan bir Suriyeli genç, kadın,
yaşlı görebiliyorsunuz. Oralarda yaşayan insanlardan ne tür yaralı bilinçlerin ortaya çıkacağını, nasıl bölünmüş kimliklerin oluşacağını, bu
çocuklardan ilerde nasıl bir topluluk oluşacağını, bütün bilim adamlarının oturup düşünmesi gerekiyor. Eğitimsiz yetişen nice çocuklar
var. Bunu sadece BM’nin mülteciler
dairesine havale etme lüksüne sahip değiliz. Ne derece ilgi gösterdikleri de hepinizin malumudur. Bunu
sadece devletten beklemekte doğru
değildir. Devlet her imkânını sunsa da bu insanlık sorununu ortadan
kaldırmaz. Biz Türkiye’deki bu mülteci kardeşlerimizle asırlar boyu aynı
tarihi, kültürü, inancı paylaştık.”
Hiçbir çocuğumuz sokakta kalmasın
Müslümanların yaşadığı en büyük
sorunlardan birinin de değerler hiyerarşisini kaybetmesi olduğunu ifade eden Başkan Görmez, “Dini sadece ritüellerden ibaret kabul etmek, din hizmetini sadece cami hiz-
meti olarak görmek, İslam’a yapılacak en büyük haksızlıktır. Dünyanın
herhangi bir yerinde akan kanı durdurmayı, akan gözyaşını silmeyi, dinin bir ilkesi olarak kabul etmeliyiz.
Sokak çocukları, üzerinde durmamız
gereken bir konu olarak karşımızda
duruyor. Sayıları azalsa da hâlâ böyle bir sorunla karşı karşıyayız. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak sokak çocuklarını takip ediyoruz. Müftülerimiz şehirlerinde bu konunun ciddi takipçisidirler. Son beş yılda azaldığını görüyoruz ama hâlâ böyle bir
sorunumuz var.” dedi.
Devlet yetimhane kurar ama yetim başı okşayamaz
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın
Türkiye’nin müracaatıyla 15 Ramazanı, “Dünya Yetimler Günü” olarak kabul ettiğini belirten Görmez,
“Sosyal devlet ilkesiyle her şeyi çözemezsiniz. Devlet yetimhane kurar
ama yetim başı okşayamaz. Yetimler konusunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıyla da yaptığımız çalışmalar var. Yetimler konusu da bu
Ramazanda ele alacağımız, toplumsal farkındalık oluşturmaya çalışacağımız bir konudur.” diye konuştu.
İçinde yaşlısı olan bir ev asıl huzurevidir
Her evin bir huzurevi olmasını istediklerini ifade eden Başkan Görmez,
“İçinde yaşlısı olan bir ev asıl huzurevidir. Devlet huzurevi kurar ama,
o yaşlı insanların kalbini şad etme
imkânına sahip olmaz. Anne babaya ‘öf’ bile dememeyi öğreten bir kitabın mensuplarının belli bir yaşa
geldikten sonra anne babasını, yaşlısını; torunlarından, çocuklarından
ayırmak insanlığın önemli bir sorunudur. Modern dünyanın önemli
bir sorunudur.” dedi.
17
Temmuz 2014 • Sayı: 283
Ezine Müftülüğü yeni hizmet binasına kavuştu
Çanakkale-Ezine Müftülük hizmet binası, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş’in katıldığı törenle hizmete açıldı. Hayırsever vatandaşların katkılarıyla inşa edilen binanın açılışında konuşan İlçe Müftüsü
Ahmet Yaylalı, İlçe Müftülüğü tarafından gerçekleştirilen hizmetleri anlattı. Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş de yaptığı konuşmada, Başkanlık olarak asli görevlerinin vatandaşları dinî ve güncel konularda bilgilendirmek ve onlara rehberlik yapmak olduğunu belirterek binanın yapımında yardımda bulunan hayırseverlere teşekkür etti. Dr. Ekrem Keleş, İl Müftüsü İbrahim Öcüt, Ezine Kaymakamı Ali Fuat Atik ve İlçe Belediye Başkanı Haluk Babaoğlu’nun birlikte kurdeleyi kesmesiyle bina hizmete açıldı. Tören,
Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş’in yaptığı duanın ardından, davetlilere sunulan ikramlarla sona erdi.
Kutlu Doğum Etkinlikleri
Bursa
Bursa Eğitim Merkezinde tashih-i
huruf eğitimi gören Kur’an kursu
öğreticileri hafta etkinlikleri kapsamında, “Din Samimiyettir” konulu
bir etkinlik düzenlediler. Kursiyerlerden oluşan tasavvuf musikisi korosunun seslendirdiği ilahi ve kasidelerle başlayan programda, Bursa
Eğitim Merkezi Müdürü Yusuf Sarıkaya da bir konuşma yaparak haftanın anlam ve önemini anlattı. Eğitim Görevlileri Ahmet Kaya ve Kemal Eyüpoğlu ile Nilüfer Müftülüğü
Şube Müdürü İsmail Köse programda yaptıkları konuşmalarda, Peygamberimizin örnek ahlakı ile din
ve samimiyet konusunu anlattılar.
Vaiz kursiyerler ise “Dinde, İşte ve
Dilde Samimiyet” konulu bir sempozyum düzenlediler. Eğitim Merkezi Müdürü Yusuf Sarıkaya, sempozyumun açılışındaki konuşmasında, merkezde yürütülen eğitim hizmetleriyle ilgili bilgi verdi. İl Müftüsü Prof. Dr. M. Emin Ay, sempozyumda bir değerlendirme konuşması yaparak Peygamberimizin samimiyet anlayışına vurgu yaptı. Toplantıya, Büyükşehir Belediye Başkan
vekili ile belediye başkanları temsilcileri, İlim Yayma Cemiyeti Bursa
Şubesi başkanı, İl Milli Eğitim müdür yardımcıları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Bu arada, din görevlilerinden oluşan
tashih-i huruf kursiyerleri, cezaevi ve
huzurevini ziyaret ettiler. Etkinlikler
kapsamında düzenlenen Kur’an ziyafeti programının sonunda Kızılay’a
kan bağışında bulunuldu.
18
Bahçelievler
İstanbul-Bahçelievler İlçesi Nurettin Topçu Kültür Merkezinde düzenlenen Kutlu Doğum programında,
“Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet”
konusu anlatıldı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği programa, İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran, Bahçelievler Kaymakamı Mehmet Ali Özyiğit, Bahçelievler Müftüsü Ömer Faruk Bilgili, Belediye Başkanı Osman Develioğlu, İlçe Milli
Eğitim Müdürü Basri Özbay da katıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan, “Din ve
Samimiyet” konulu sinevizyon gösterimiyle devam etti. Müftü Ömer
Faruk Bilgili, programın açılışında
yaptığı konuşmada, Kutlu Doğum
programlarının milletimizin manevi duygularına katkılarını anlattı. İl
Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran da
içinde bulunduğumuz çağda en çok
ihtiyaç olan samimiyetin önemini, ayet ve hadislerle anlattı. Programın sonunda liseler arasında düzenlenen yarışmada dereceye giren öğrenciler, umre, bilgisayar, tablet ve
çeşitli hediyelerle ödüllendirildi.
Gaziemir
İzmir-Gaziemir Müftülüğünün, hafta dolayısıyla Merkez Emir Sultan
Camii’nde düzenlediği programda, Hz. Peygamber, din ve samimiyet konusu anlatıldı. Haftanın anısına, Emir Sultan Camii’nde ebru, tezhip ve hat sergisi açıldı. Programda,
Aktepe Kur’an Kursu minikler sınıfının hazırladığı etkinlikler yoğun ilgi
gördü. Programın ardından, Kur’an
kursları yararına düzenlenen kermes
ile kitap standının açılışı yapıldı.
Hafta münasebetiyle İlçe Müftülüğü
ve Kızılay’ın işbirliğiyle düzenlenen
kan bağışı kampanyasına, vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Emir Sultan
Camii’nde gerçekleştirilen Kur’an ziyafetinin ardından, Kur’an kurslarında ve camilerde okunan 1443 hatmin duası yapıldı. Merkez Camii
İmam-Hatibi Hüsamettin Karadaş,
Hz. Osman Camii Müezzin-Kayyımı
İlhan Temur, Kestanepazarı Kur’an
Kursu Öğreticisi İbrahim Eker, İstanbul Eyüp Sultan Camii İmam-Hatibi
Erhan Mete ve İstoç Camii İmamHatibi Bünyamin Topçuoğlu’nun
Kur’an tilavetleri, davetlilere duygulu anlar yaşattı.
Ayrıca İlçe Müftülüğü, geçen yıl 571
gül dikerek oluşturduğu Kutlu Doğum Hatıra Ormanına, bu yıl da
1444 fidan dikti. Fidan dikim törenine Gaziemir Kaymakamı Şerafettin
Tuğ, İlçe Müftüsü Mustafa Temel,
daire amirleri, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Hizan
Bitlis-Hizan İlçe Müftülüğü, hafta etkinlikleri kapsamında Merkez
Camii’nde okunan mevlit programının ardından, vatandaşlara çeşitli ikramlarda bulunuldu ve gül dağıtıldı. Kutlu Doğum konseri ve sema
gösterisiyle program sona erdi. Etkinlikler çerçevesinde, kamu kurum
ve kuruluşları, okullar ve hastaneler ziyaret edildi. Haftanın önemi
anlatılarak gül ve kitap hediye edildi. Devlet hastanesinde tedavi gö-
Dulkadiroğlu
Kahramanmaraş-Dulkadiroğlu İlçe
Müftülüğü, hafta münasebetiyle
Merkez Doğukent Camii’nde, Cuma
namazı çıkışı vatandaşlara çeşitli ikramlarda bulundu. Hafta kapsamında Kızılay’a kan bağışı da yapıldı.
Din görevlileri ve vatandaşların büyük ilgi gösterdiği kampanya hakkında bilgi veren İlçe Müftüsü Beyazıt Kanat, kan bağışı kampanyasına
gösterilen ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirerek kan verenlere
teşekkür etti. Kutlu Doğum bilgi yarışmasında dereceye girenlere ödüllerinin verilmesinin ardından, Kutlu
Doğum programı sona erdi. Ayrıca
İl Müftülüğü Uzman Vaizi İsmet Kalkan, sinevizyon eşliğinde kadınlara
yönelik, “Din ve Samimiyet” konulu
bir konferans verdi ve sakalı şerif ziyareti yapıldı.
Eskipazar
Karabük-Eskipazar Müftülüğü, hafta
etkinlikleri kapsamında, Çok Programlı Lisesi Salonunda, Başkanlığımız Rehberlik ve Teftiş Başkanı Doç.
Dr. İsmail Karagöz’ün konuşmacı olarak katıldığı, “Hz. Peygamber,
Din ve Samimiyet” konulu bir konferans gerçekleştirdi. Programa, İlçe
Kaymakamı Abdullah Kadıoğlu, İlçe
Müftüsü Mahmut Rauf Arcaklıoğlu,
Belediye Başkanı Dursun Baş, Emniyet Amiri Mehmet Hepcan, İl Müftü Yardımcısı Mehmet Türkoğlu, ilçe
müftüleri, daire amirleri, din görevlileri, Kur’an kursu öğreticileri ile vatandaşlar katıldı. Müftülük Tasavvuf
Musiki Korosunun seslendirdiği ilahi ve kasidelerin ardından, Peygamberimize mektup, siyer-i nebi, 40 hadis okuma yarışmalarında dereceye giren öğrenci ve kursiyerlere çeşitli ödüller verilmesiyle program
sona erdi.
Cumayeri
Düzce-Cumayeri İlçe Müftülüğü,
Çok Programlı Lise Konferans Salonunda, Başkanlığımız Hac ve Umre
Hizmetleri Genel Müdürü Enver
Günenç’in konuşmacı olarak katıldığı, “Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu bir program tertip etti.
Programa, İl Müftü Yardımcıları Harun Bayraktutar, Ahmet Büyükgül ve
Ünal Baş, İlçe Müftüsü Ahmet Aktürkoğlu, Belediye Başkanı Recep
Tuna, Garnizon Komutanı Fahri Karademir, Emniyet Amiri Vekili Musa
Özçakır, Çilimli Müftüsü Feyzi Odabaşı, Akçakoca Müftüsü Mehmet
Taşçı, siyasi partilerin temsilcileri,
daire amirleri ile davetliler katıldı.
İmam-hatip okulu öğrencilerinden
oluşan ilahi korosunun seslendirdiği ilahilerle program son buldu. Ayrıca, Merkez Yeni Camii’nde düzenlenen mevlit programında vatandaşlara ikramlarda bulunuldu. Vaiz Alaeddin Kılıç’ın yaptığı duayla program sona erdi.
Diğer yandan Türk Polis Teşkilatının 169. yıl dönümü münasebetiyle, şehitler için Cumayeri Merkez
Camii’nde düzenlenen mevlit programı, vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördü. İlçe Müftüsü Ahmet
Aktürkoğlu’nun yaptığı vaaz ve duayla program son buldu.
Serik
Antalya-Serik Müftülüğünce, hafta
dolayısıyla hastane ziyaretleri gerçekleştirerek yeni doğan bebekler
ile annelerine hediyeler takdim edildi. Hastanelerde tedavi gören hastaları da ziyaret eden İlçe Müftüsü Dr.
Abdulkadir Karakuş ve beraberindeki heyet, hastalara acil şifalar dileyerek haftanın anısına kitap ve gül
hediye ettiler. Yeni doğan bebeklerin kulağına ezan ve kamet okuyan
Müftü Karakuş, hastane çalışanları
ile hastalara gül takdim etti.
Bu arada, İlçe Müftüsü Dr. Abdulkadir Karakuş, Belek Dinler Bahçesindeki kilisede düzenlenen Paskalya
ayinine katılarak bir konuşma yaptı.
Yüce Allah’ın dinleri, insanların huzur ve mutluluğu için gönderdiğini
belirten Müftü Karakuş, “Dinî farklılıklarımızı kavga vesilesi kılmadan,
birbirimizin tercihlerini saygıyla karşılayarak yaşadığımız mekânları huzur yurtları yapmalıyız.” dedi. Hafta etkinlikleri kapsamında, Kepez Er-
dem Beyazıt Kültür Merkezi Konferans Salonunda, Diyanet İşleri Başkanlığı Hizmetiçi Eğitim ve Rehberlik Daire Başkanı Kadir Dinç’in konuşmacı olarak katıldığı bir konferans düzenledi. Konferansın sonunda davetlilere gül ve hadis kartelası
hediye edildi.
Temmuz 2014 • Sayı: 283
ren hastalar ve hasta yakınları, ziyaretten duydukları memnuniyeti dile
getirerek Müftülük yetkililerine teşekkür ettiler.
Diğer yandan din görevlilerine yönelik Kur’an-ı Kerim’i güzel okuma
kursu düzenlendi. Kursta kursiyerlere, Kepez Gülveren Camii İmamHatibi Yusuf Demirci tarafından,
tashih-i huruf, meharici huruf, tecvit, harf ve kıraat talimi konularında
dersler verildi.
Kozlu
Hafta etkinlikleri çerçevesinde,
Zonguldak-Kozlu İlçe Müftülüğü tarafından düzenlenen, ‘Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet’ konulu konferansı, İlçe Kaymakamı Ahmet Karakaya, İlçe Müftüsü İsa Aktaş, Emniyet Müdürü Serkan Şahin, Müftü Yardımcısı Bahtiyar Taranoğlu, siyasi parti temsilcileri, sendika temsilcileri, kurum amirleri, din görevlileri, Kur’an kursu öğreticileri ile vatandaşlar ilgiyle takip etti. İlçe Müftüsü İsa Aktaş, açılışta yaptığı konuşmada, gerçekleştirdikleri din hizmetleri ve faaliyetleri anlatarak hafta etkinlikleri ile ilgili bilgi verdi. Haseki Öğretim Görevlisi Ali Rıza Temel
de “Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu konferansında, Peygamberimizin hayatından örnekler verdi. Din görevlileri tarafından
kamu-kurum ve kuruluşları, esnaf,
vatandaşlar, hastaneler ve şehit aileleri ziyaret edilerek gül ve “Hz. Muhammed, Din ve Samimiyet” konulu kitap dağıtıldı. Camilerde ve
Kur’an kurslarında programlar düzenlenerek din görevlilerince hatimler okundu, dualar yapıldı.
Çat
Erzurum-Çat İlçe Müftülüğünce, YBO
Çok Amaçlı Konferans Salonunda,
Yeni Camii Kız Kur’an Kursu Öğreticisi Elif Söğütlü’nün konuşmacı olarak katıldığı, ‘Din Samimiyettir’ konulu bir konferans gerçekleştirildi.
İlçe Müftüsü M. Sadık Kılıç’ın açılış konuşmasının ardından, Parmak19
Temmuz 2014 • Sayı: 283
sız Kur’an Kursu Öğretmeni Duygu
Taş’ın seslendirdiği ilahiler ve öğrencilerinin şiir dinletileri, programa renk kattı. Program, sakalı şerif
ziyareti ve dualarla sona erdi. Ayrıca, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nihat Yatkın’ın konuşmacı olarak katıldığı, “Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu konferans yoğun ilgi
gördü. Onu daha iyi anlamamız ve
öğretilerini hayatımıza tatbik etmemiz gerektiğini belirten Yatkın, bütün peygamberlerin gönderiliş gayelerinin insanoğlunu, diğer varlıklardan ayıran samimiyet ve içtenlik
duygularını yeniden tesis etmek olduğunu söyledi.
İnebolu
Kastamonu-İnebolu İlçe Müftülüğü,
hafta etkinlikleri kapsamında Belediye Düğün Salonunda, Diyanet İşleri Başkanlığı Süreli Yayınlar ve Kütüphaneler Daire Başkanı Dr. Faruk
Görgülü’nün konuşmacı olarak katıldığı, “Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu bir konferans düzenledi. Programa, İlçe Kaymakamı Gökhan Görgülüarslan, ilçe müftüleri, siyasi parti temsilcileri, daire amirleri ile vatandaşlar büyük ilgi
gösterdi. Dr. Görgülü konferansta,
ecdadımızın Hz. Peygambere verdiği
değeri anlatarak bugün Hz. Peygamberi yeteri kadar anlayamadığımızdan bahsederek samimiyetin, dinin
özü olduğuna dikkat çekti. Dr. Faruk Görgülü, Diyanet İşleri Başkanlığı Sosyal ve Kültürel İçerikli Din
Hizmetleri Daire Başkanı iken, Kastamonu İl Müftüsü olarak atanan
Osman Aydın’ı makamında ziyaret
ederek yeni görevinde başarılar diledi. Ziyaretin ardından Kur’an kursu öğrencileri tarafından açılan kermese katıldı.
Boztepe
Kırşehir-Boztepe İlçe Müftülüğü tarafından düzenlenen Kutlu Doğum Haftası programlarına, İl Müftüsü Mehmet Şahin, Kaymakam İbrahim Cengiz, Belediye Başkanı Ramazan Aydın, İlçe Müftüsü Talat İlbahar, din görevlileri, daire amirleri, öğrenciler ile çok sayıda vatandaş
20
katıldı. İlçe Müftüsü Talat İlbahar’ın
açılış konuşmasının ardından, “Hz.
Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu bir konferans veren İl Müftüsü Mehmet Şahin, Peygamberimizin
hayatından örnekler verdi. Okullar
arasında yapılan şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren
öğrencilere ödüllerinin takdiminin
ardından katılımcılara Kutlu Doğum
Pilavı, gül ve karanfil dağıtıldı.
Vakfıkebir
Hafta nedeniyle Trabzon-Vakfıkebir
İlçe Müftülüğünce Sabri Bahadır
Kültür Merkezinde kadınlara yönelik, “Din ve Samimiyet” konulu bir
konferans düzenlendi. Vaiz Nuray
Özben’in konuşmacı olarak katıldığı
konferansı İl Müftü Yardımcısı Ahmet Tokdemir, İlçe Müftüsü Hüseyin Köksal, kız Kur’an kursu öğreticileri ve öğrencileri ile çok sayıda kadın ilgiyle takip etti. Programın açılışında konuşan İlçe Müftüsü Hüseyin Köksal ve İl Müftü Yardımcısı Ahmet Tokdemir, Peygamberimizi anlamadan İslam dinini anlamanın mümkün olamayacağını söylediler. Vaiz Nuray Özben de konferansında, ibadetlerde samimiyet ve
Peygamberimizin hayatında samimiyeti örneklerle anlattı. Ayrıca İlçe
Müftüsü Hüseyin Köksal, Vaiz Osman Öztürk, din görevlileri ve eşleri, hafta münasebetiyle Vakfıkebir
Devlet Hastanesindeki personeli ve
hastaları ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerinde bulundular ve hastanedekilere gül dağıttılar. Hafta etkinlikleri kapsamında Kur’an kursu
öğreticileri tarafından, geliri kadın
Kur’an kurslarına bağışlanmak üzere bir kermes düzenlendi. İl Müftüsü Keramettin Demir, “Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu konferans verdi. Konferans, din görevlileri ve vatandaşlar tarafından ilgiyle
takip edildi.
Öte yandan ilçede, din görevlilerine yönelik düzenlenen ve Formatör
Öğretici Ali Dunay tarafından verilen hizmetiçi eğitim kursunda, din
görevlilerine Kur’an öğretimindeki
usuller, ezber, yüzüne, tecvit, tashih-i
huruf derslerinin yanında, hutbe,
ezan, sala, müezzinlik konularında
dersler verildi.
Erbaa
Tokat-Erbaa Müftülüğü tarafından
hafta münasebetiyle düzenlenen,
“Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet”
konulu konferansa, Kaymakam Abdulkadir Demir, İl Müftü Vekili Selahattin Şanver, Belediye Başkanı Hüseyin Yıldırım ile çok sayıda davetli
katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan İlçe Müftüsü Mehmet Ceylan, Peygamberimiz (s.a.s.)’in doğumunun 1443. senesinde, “Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet” temasıyla kutlanılan haftada, çeşitli etkinlikler gerçekleştirdiklerini söyledi. Erbaa Müftülüğü Tasavvuf Musikisi Korosunun seslendirdiği ilahilerin ardından, Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Dr. Fatih Mehmet Aydın, “Samimiyetin Fert ve Toplum
Açısından Önemi” konulu bir konferans verdi. Müftülük tarafından düzenlenen şiir ve kompozisyon yarışmasında dereceye giren ilk ve orta
öğretim öğrencileri ile kırk hadis
ezberleme yarışması ve kız Kur’an
kursları arası bilgi yarışmasında dereceye giren öğrencilere hediyelerinin verilmesiyle program sona erdi.
Tufanbeyli
Adana-Tufanbeyli Müftülüğü, hafta etkinlikleri kapsamında, Hükümet Konağı Konferans Salonunda,
“Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet”
konulu bir konferans düzenledi. Tufanbeyli Müftü Vekili Mükremin Çabuk açılışta yaptığı konuşmada, Kutlu Doğum Haftası hakkında bilgi verdi. Feke Müftüsü Ahmet Müjdeci de
verdiği, “Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu konferansta, Hz.
Muhammed’in yeryüzünde ismi en
çok zikredilen insan olduğunu söyledi. Programın sonunda, öğrenciler
arasında düzenlenen Peygamberimize mektup, şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye girenlere hediyeler verildi. Kız Kur’an kursu öğrencileri arasında yapılan, ‘Kur’an-ı Kerim’i
Yüzünden Okuma’ yarışmasında dereceye giren öğrencilere çeşitli hediyeler verildi. Davetlilere kitap ve gül
takdim edilmesinin ardından prog-
Buca
Hafta etkinlikleri çerçevesinde,
İzmir-Buca İlçe Müftülüğüne bağlı
Kur’an kurslarında okul öncesi eğitim gören, 04-06 yaş grubu öğrencileri, öğretmenleri nezaretinde, Ararat Düğün Salonunda bir program
gerçekleştirdiler. Çocuklar, küçük yürekleriyle Peygamber sevgisini, tiyatro, şiir, skeç ve semazen gösterileriyle ortaya koydular. Programa, İlçe
Müftüsü Şenel Yılmaz, Şube Müdürü Rıfat Buran, öğrenci velileri ile
çok sayıda davetli katıldı. Programda konuşma yapan İlçe Müftüsü Şenel Yılmaz, yarının büyüklerinin bugün verilen eğitimle şekillendiğini,
çocuklara verilecek en kıymetli mirasın samimiyet ve doğruluk olduğunu söyledi. Yılmaz, çocuk eğitiminin nasıl yapılması gerektiğini, Peygamberimizin hayatından örnekler
vererek anlattı. Programın sonunda,
çocuklara ve katılımcılara çeşitli hediyeler ile gül dağıtıldı.
Bafra
Samsun-Bafra Müftülüğü, hafta etkinlikleri kapsamında Kapalı Spor
Salonunda, “Kur’an Ziyafeti” programı düzenledi. Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Osman Şahin, Emekli İmam-Hatip Kurra Hafız İlhan Tok, Üsküdar Valide
Atik Camii İmam-Hatibi Kerim Öztürk, Kastamonu Nasrullah Camii
Başimam-Hatibi Hafız Kahraman Şekercioğlu ve Kastamonu Kuzey Kent
Ulu Camii Müezzin-Kayyımı Kadir
Demirci’nin okuyucu olarak katıldığı programın açılışında konuşan İlçe
Müftüsü Bürhan Keleş, katılımları dolayısıyla hafızlara ve davetlilere
teşekkür etti. Program, İlçe Müftüsü
Bürhan Keleş’in yaptığı duayla sona
erdi. Hafta nedeniyle kermes düzenlendi. Kermesin açılışından sonra
mehter takımı ve sema gösterisi sunumu gerçekleştirildi. İlçe Müftüsü
Bürhan Keleş, kermesten elde edilecek gelirin ihtiyaç sahibi yetim öğrenciler ile 19 Mayıs Üniversitesi İla-
hiyat Fakültesinde okuyan Somalili öğrencilere verileceğini söyledi.
İmam-Hatip Lisesi öğrencileri arasında, “40 Ayet, 40 Hadis Ezbere Okuma Yarışması”; lise ve ortaokul öğrencileri arasında ise “40 Hadis Ezbere Okuma Yarışması” düzenlendi. Yarışmalarda dereceye girenlerden iki kişi umre, iki kişi dizüstü bilgisayar, üç kişi tam altın, iki kişi de
yarım altın ile ödüllendirildi. Ayrıca yarışmalara katılan okul birincilerine çeyrek altın ve teşekkür belgesi
takdim edildi.
Gelibolu
Çanakkale-Gelibolu İlçe Müftülüğünce hafta etkinlikleri kapsamında, “Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu konferanslar tertip edildi. Haftanın açılışında, İlçe Müftüsü
Dr. İbrahim Özler bir konuşma yaparak haftanın önemini anlattı. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mevlüt Özler verdiği konferansta, samimiyetin
dinimizde temel bir değerlendirme
ölçüsü olduğunu, insanın bütün fiil,
tutum ve davranışlarının samimiyetine göre değerlendirildiğini söyledi.
İskele Meydanında hayırsever vatandaşların katkılarıyla iki bin kişiye
Kutlu Doğum Aşı ikram edildi. İlçe
Müftüsü Dr. İbrahim Özler, bu tür
programları geleneksel hâle getirerek toplumun geneline ulaşmayı hedeflediklerini ifade etti. İlahi ve kasideler eşliğinde devam eden program, yapılan ikramlarla son buldu.
Kadınlara yönelik düzenlenen, “Hz.
Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu konferans ise Atatürk Kız Meslek ve Teknik Lisesi Salonunda gerçekleştirildi. Merkez Kız Kur’an Kursu Öğreticisi Hatice Karaca’nın açılış konuşmasıyla başlayan program,
Hamzakoy Kız Kur’an Kursu Öğreticisi Elif Akyel’in Kur’an ziyafetiyle devam etti. Gazi Süleyman Paşa
Kız Kur’an Kursu Öğreticisi Durdane Coşkun’un verdiği, “Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu konferans ilgiyle takip edildi. Yarışmalarda dereceye giren öğrencilere plaket verilmesiyle program sona erdi.
Merkez Kız Kur’an Kursu öğretici ve
öğrencileri, Özel Bakım Merkezini ziyaret ederek merkezde yaşayan ba-
kıma muhtaç kişilere çiçek ve çikolata takdim ettiler.
Etimesgut
Ankara-Etimesgut Müftülüğüne bağlı Oğuzlar Camii Kız Kur’an Kursu
Öğreticileri Hatice Seven, Rukiye Codur, Leyla Aras ve öğrencileri, tahsis edilen bölgeye 200 fidan dikerek
‘Kutlu Doğum Hatıra Ormanı’ oluşturdular. 70 öğrencinin katılımıyla
gerçekleştirilen ağaçlandırma çalışmalarına, İlçe Müftüsü Yunus Can,
Orman Bakanlığı Şube Müdürleri
Yunus Seven, Selim Karaca, Mehmet
Üstünyer katıldı. Düzenlenen Kutlu Doğum programında İlçe Müftüsü Yunus Can, Peygamber Efendimizin aile hayatını anlatan bir konferans verdi. Konferanstan sonra 21
hatmin duası yapıldı. Çok sayıda vatandaşın katıldığı programın sonunda katılımcılara, “Kutlu Doğum Aşı”
ikram edildi ve hediyeler verildi.
Temmuz 2014 • Sayı: 283
ram sona erdi. Ayrıca, hafta dolayısıyla geliri dinî ve hayır işlerinde kullanılmak üzere düzenlenen kermese
vatandaşlar büyük ilgi gösterdi.
Derinkuyu
Nevşehir-Derinkuyu Müftülüğü, hafta münasebetiyle Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan
Çeker’in konuşmacı olarak katıldığı
bir konferans düzenledi. Konferansın sonunda, ortaokul, lise ve Kur’an
kursu öğrencileri arasında düzenlenen mektup yazma ve bilgi yarışmalarında dereceye girenlere, ödülleri İlçe Kaymakamı Mithat Can Kutluca tarafından verildi. Müftülüğe bağlı kız Kur’an kursu öğrencilerinin düzenlediği ve Vaiz Gülşen Yeni’nin
konuşmacı olarak katıldığı programa, kadınlar yoğun ilgi gösterdi.
Merkez Fatih ve Merkez Cumhuriyet camilerinde yapılan etkinliklerde, davetlilere Kutlu Doğum aşı ikram edildi. İlçe Müftüsü Ramazan
Gökmen yaptığı konuşmada, samimiyet ve ihlâs üzerinde durdu. Belediye Düğün Salonunda düzenlenen
kan bağışı kampanyasına vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.
İmamoğlu
Adana-İmamoğlu Müftülüğü, Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle, “Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu bir program düzenledi.
21
Temmuz 2014 • Sayı: 283
İlçe Müftüsü Şaban Çakmak’ın açılış
konuşmasıyla başlayan programda,
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet
Koç, ‘Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet’ konusunu anlattı. Vatandaşların ilgiyle takip ettiği programın sonunda, kompozisyon yarışmasında
dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Plaket takdimi, davetlilere
kitap-gül dağıtımı ve çeşitli ikramlarda bulunuldu. Etkinlikler kapsamında, kamu kurum ve kuruluşları ile
esnaf, hastane, okul ve şehit aileleri
ziyaret edilerek gül ve kitap hediye
edildi. İlçe merkezi, kasaba ve köylerde gerçekleştirilen etkinliklere de
vatandaşlar büyük ilgi gösterdi.
Muradiye
Van-Muradiye Müftülüğü, Kutlu Doğum etkinlikleri çerçevesinde, “Kardeş Okul Projesi” kapsamında, Kandahar İlköğretim Okuluna bir ziyaret gerçekleştirdi. Hafta dolayısıyla köylerde sünnet şölenleri, konferanslar, kermes, ev ziyaretleri, mevlitler, irşat programları gerçekleştirildi. İlçe Müftüsü Selim Duman ziyarette yaptığı konuşmada, öğrencilere
Peygamberimizi anlatan kitaplar hediye ettiklerini söyledi. Ovapınar köyünde yapılan programa, daha önce
sünnet ettirilen çocuklar ve aileleri
ile İlçe Kaymakamı Erol Tanrıkulu,
Müftü Selim Duman ve vatandaşlar
katıldı. Çocukların ilahiler ve şiirler
okuduğu, semazen gösterisi sunduğu program yoğun ilgi gördü. Müftü Selim Duman konuşmasında, din
ve samimiyet konusuna değinerek
dünyadaki kan, zülüm ve gözyaşının
tek sebebinin samimiyetsizlik olduğunu ifade etti. Katılımcılara çeşit
hediyelerin verildiği etkinlik, Kutlu
Doğum Aşı ikramıyla sona erdi.
Karamürsel
“Kutlu Doğum Haftası” münasebetiyle Kocaeli-Karamürsel Müftülüğünce düzenlenen programa, Karamürsel Kaymakamı Celil Ateşoğlu,
Belediye Başkanı İsmail Yıldırım, Roman Federasyonu Başkanı Ahmet
Çokyaşar, Vaiz Ahmet Özbay, daire
amirleri, siyasi parti temsilcileri katıldı. Ayrıca Kocaeli, Yalova ve Sakar22
ya bölgesinden gelen Roman vatandaşlarımız da programa yoğun ilgi
gösterdiler. Roman Derneği önünde Kutlu Doğum Aşı ikramıyla başlayan programda, Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin kırk kişilik Roman
Mehter Takımının eşliğinde, Belediye Kültür Merkezine Kutlu Doğum
yürüyüşü gerçekleştirildi. İl Müftüsü
Mehmet Sönmezoğlu Kültür Merkezinde, “Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu bir konferans verdi. Romen Dernek Başkanı Ayhan
İrik’in açılış konuşmasından sonra,
Roman Derneği minikler ve kara elmas ilahi korosunun seslendirdiği
ilahiler büyük beğeni topladı. Kocaeli Kösen Kur’an Kursu öğrencilerinin okuduğu ilahilerden sonra, Karamürsel Roman Kur’an Kursu öğrencilerine, İl Müftüsü Mehmet Sönmezoğlu tarafından “Onur Belgesi”
takdim edildi.
Kabataş
Hafta dolayısıyla, Ordu-Kabataş İlçe
Müftülüğünce Belediye Düğün Salonunda bir konferans düzenlendi. Konferans, Ordu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd
Doç. Dr. Şevket Pekdemir tarafından
verildi. Dinde samimiyetin olmazsa olmaz olduğunu, her türlü ibadette, yapılan bütün iyilik ve güzelliklerde samimi olunmadığı takdirde,
Allah’ın huzurunda bir değerinin olmayacağını, ayet ve hadislerden örneklerle anlattı. Pekdemir, Peygamberimizin samimiyet, dürüstlük ve
ahlak anlayışını anlattığı programı,
Kabataş Kaymakamı Bekir Demir,
Belediye Başkanı Yakup Yılmaz, daire amirleri, siyasi ve sivil toplum örgütleri ile din görevlileri ve Kur’an
kursu öğreticileri ilgiyle takip etti.
Program, namaz sureleri ve duaların
mealleriyle, ezberleme yarışmasında dereceye giren öğrencilere, laptop, tablet bilgisayar ve cep telefonu
ödüllerinin verilmesiyle sona erdi.
Yenipazar
Aydın-Yenipazar İlçe Müftülüğüne bağlı kız Kur’an kursları, hafta münasebetiyle bulundukları mahallelerde Kutlu Doğum programları düzenlediler. Kur’an kursu öğ-
reticileri ve öğrencileri ile kadınların yoğun ilgi gösterdiği programlarda, Peygamberimizin örnek hayatı ve samimiyet anlayışı anlatıldı. Programların açılışlarında konuşma yapan İlçe Müftüsü Şevket Bulut, bu yıl Kur’an kurslarında yoğun
katılımlı Kutlu Doğum Haftası programları düzenlendiğini ve Peygamber Efendimizin örnek hayatının anlatıldığını söyledi. Kurs öğrencilerinin okuduğu sure ve duaların ardından, Resulullah’ı anlatan ilahi ve şiirlerin seslendirilmesiyle programlar sona erdi.
Maçka
Trabzon-Maçka Müftülüğü tarafından hafta münasebetiyle düzenlenen ve Bayburt Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah
Hacımüftüoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı, “Kur’an ve Sünnet Bağlamında Samimiyet” konulu konferans, Müftülük Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Programa, İlçe
Kaymakamı Alper Balcı, Belediye
Başkanı Koray Koçhan, Asliye Hukuk Hâkimi Ömer Faruk Kar, daire
amirleri, kurum ve kuruluşların yöneticileri ile çok sayıda vatandaş iştirak etti. Açılış konuşmasını İlçe Müftüsü Hasan Değirmenci’nin yaptığı
programda, davetlilere gül, kitap, hadis kartelası ve çeşitli hediyeler verilerek Kutlu Doğum Aşı ikram edildi.
Ayrıca, Ömer Burhanoğlu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesinde tedavi gören hastalara da Prof.
Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu tarafından bir konferans verildi. Programın
sonunda, hastalara kitap ve gül dağıtılarak ikramlarda bulunuldu.
Çaycuma
Zonguldak-Çaycuma İlçe Müftülüğü,
hafta dolayısıyla, Bülent Ecevit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya’nın
konuşmacı olarak katıldığı bir konferans düzenledi. Kasaba ve köylerde ise İlçe Müftüsü Ömer Keskin,
Peygamberimizin örnek ahlakını anlatan konferans verdi. Hafta süresince, kamu kurum ve kuruluşları, esnaf, huzurevi, yetiştirme yurdu, hastane personeli ile hastalar, gazi ve
Altındağ
Ankara-Altındağ Karacaören Mahallesi Mevlana Camii’nde gerçekleştirilen Kutlu Doğum programında,
kadınların hazırladıkları yiyecekler
cami cemaatine ikram edildi. Esnafa
ve vatandaşlara haftanın anısına gül
ve kitap hediye edildi. Diğer yandan
Mevlana Camii ve Sebahaddin Zaim
Anadolu Öğretmen Lisesi işbirliğiyle düzenlenen programda, gençler
ilahi, şiir ve ezgiler seslendirdiler.
Din Görevlisi Bekir Demir programda yaptığı konuşmada, öğretmen ve
öğrencilere, dinimizin ilme verdiği
önemi anlatarak Peygamberimizin
ilme teşvik eden hadislerinden örnekler verdi.
Alaplı
Zonguldak-Alaplı ilçesinde hafta etkinlikleri çerçevesince Kabalar Köyü
Dereli Mahallesi ile Çatak Köyünde,
İl Müftüsü Nuh Korkmaz tarafından,
“Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet”
konulu bir konferans verildi. İlçe
Müftüsü Mehmet Bektaş’ın açılış konuşmasıyla başlayan konferansta, İl
Müftüsü Nuh Korkmaz, Peygamberimizi, onun samimiyet anlayışını
ve örnek ahlakını anlattı. Müftülük
ve Alaplı Kızılay Şubesi işbirliğiyle
düzenlenen kan bağışı kampanyasında, 80 ünite kan bağışında bulunuldu. Belediye Kültür Merkezi’nde,
Başkanlığımız Destek Hizmetleri Daire Başkanı Murat Alkan, “Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu bir konferans verdi. Konferansa,
Kaymakam Yıldıray Malğaç, Belediye Başkanı Nuri Tekin, Garnizon Komutanı J. Kıdemli Üst Teğmen Emre
Balcı, Meslek Yüksek Okulu Müdürü Doç. Dr. Rıfkı Henden, Kdz. Ereğli Müftüsü Recai Albayrak, daire müdürleri, sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Program gül takdimiyle sona erdi.
Gölhisar
Burdur-Gölhisar İlçe Müftülüğü,
hafta kapsamında, Hz. Peygamber
(s.a.s)’in muhabbetini yeniden canlandırmak, onu anmak ve daha iyi
anlatmak amacıyla bir program düzenledi. Etkinlikler çerçevesinde
ceza ve tutuk evindeki mahkûmlar
ile Devlet Hastanesinde tedavi gören hastalar ve personel ziyaret edilerek Başkanlığımız yayını 100 adet
Hatemü’l-Enbiya kitabı ile karanfil takdim edildi. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Ali
Görgülü’nün verdiği, “Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu konferansın sonunda, Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk Din Musikisi Öğretim Üyesi
Erdoğan Ateş yönetiminde sunulan
tasavvuf musikisi konseri, izleyenler
tarafından ilgiyle takip edildi.
Harran
Şanlıurfa-Harran İlçesinde düzenlenen Kutlu Doğum etkinliklerinde, “Din Samimiyettir” konusu anlatıldı. Etkinlikler kapsamında, Şeyh
Hayatî Harranî Camii’nde düzenlenen kermesin ardından, imam-hatip
lisesi öğrencileri arasında düzenlenen ödüllü, “40 Ayet-40 Hadis
Yarışması”nda dereceye girenlere çeşitli hediyeler verildi. Harran İlçe Vaizi Sultan Temel, Harran İlköğretim
Okulu Konferans Salonunda kadınlara yönelik, “ Din Samimiyettir” konulu bir konferans verdi. Kur’an kursu öğretici ve öğrencileri tarafından
düzenlenen etkinliklerde ise Peygamber Efendimizin örnek ahlakı
anlatıldı. Harran Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç.
Dr. Ahmet Aslan, ‘Din ve Samimiyet’ konulu bir konferans verdi. Etkinlikler vatandaşlarımız tarafından
yoğun ilgi gördü.
Cihanbeyli
Konya-Cihanbeyli Müftülüğü tarafından düzenlenen Kutlu Doğum etkinlikleri çerçevesinde, Kızılay’a kan
bağışında bulunuldu. Kur’an kursları arasında yapılan bilgi yarışmasının sonunda kadınlara yönelik, “Hz.
Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu bir konferans düzenlendi. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği etkinlikler, Kur’an-ı Kerim tilaveti, sinevizyon gösterimi ve İlçe Müftüsü Kuddusi Doğan’ın açılış konuşmasıyla başladı. Prof. Dr. Ramazan
Altıntaş’ın sunduğu konferansın ardından, Tasavvuf Musikisi Konseri ve yapılan duayla program son
buldu.
Temmuz 2014 • Sayı: 283
şehit aileleri ziyaret edilerek gül takdim edildi. Okunan 1001 hatim duasının yapıldığı etkinliklerin sonunda vatandaşlara Kutlu Doğum
aşı ikram edildi. Müftü Ömer Keskin programlarda yaptığı konuşmalarda, “Millî ve manevi değerlerimizi muhafaza etmek Kur’an’a, İslam’a,
Peygamberimize ve onun sünnetine
gönülden bağlanmakla olur.” dedi.
Programın sonunda haftanın anısına davetlilere, ‘Hz. Peygamberin
İzinde’ adlı kitap ile çocuklara da çeşitli hediyeler dağıtıldı.
Balışeyh
Kırıkkale-Balışeyh’te Kutlu Doğum
Haftası coşkuyla kutlandı. İlçe merkezinde ve köylerde düzenlenen
konferanslarda, haftanın anlam ve
önemi anlatıldı. Etkinliklere katılan
vatandaşlara, Diyanet yayını Kur’an-ı
Kerim Meali, kitaplar, hadis kartelâsı
ve gül dağıtıldı. Hafta dolayısıyla ilçe genelinde düzenlenen şiir ve
kompozisyon yarışmaları ile Kur’an
kurslarında düzenlenen 40 hadis ezberleme yarışmasında dereceye girenlere çeşitli ödüller verildi.
Konak
İzmir-Konak Müftülüğü, Kutlu Doğum etkinlikleri çerçevesinde, İbn-i
Sina İlköğretim Okulu öğrencilerine judo elbisesi hediye etti. Konak Müftüsü Zeki Aksoy programda yaptığı konuşmada, “Görevimiz
topluma din hizmeti sunmaktır. Din
hizmetini camilerde ve milletimize ulaşabildiğimiz her mekânda yapmaya hazırız.” dedi. Müftü Aksoy,
Müftülük olarak geleceğimizin teminatı olan gençlere her türlü destek
olmayı vazife bildiklerini dile getirdi. Şampiyon judocular ve minik judocuların sunduğu gösterilerle program sona erdi.
Sarıoğlan
Kayseri-Sarıoğlan İlçe Müftülüğü, Be23
Temmuz 2014 • Sayı: 283
lediye Düğün Salonunda, Kutlu Doğum programı düzenledi. Programa,
İlçe Kaymakamı, Belediye Başkanı,
daire amirleri, din görevlileri, Kur’an
kursu öğreticileri ve vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. İlçe Müftüsü Necmettin Saydan’ın açılış konuşmasıyla başlayan programda, İl Müftü Yardımcısı Mahmut Taşyapan, “Kur’an
ve Sünnet Bağlamında Samimiyet”
konulu bir konferans verdi. Konferansın sonunda, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı Tasavvuf Musiki Korosunun sunduğu ilahi ve kasideler programa ayrı bir güzellik kattı. Hafta münasebetiyle düzenlenen şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren ilk, orta
ve lise öğrencilerine ödüllerinin verilmesinin ardından, okunan hatimlerin duasının yapılmasıyla program
sona erdi.
Bayındır
İzmir-Bayındır İlçe Müftülüğünün
hafta münasebetiyle düzenlediği etkinlikler, Cumhuriyet Meydanındaki
mehteran gösterisiyle başladı. Meydana kadar yürüyen mehter takımına İlçe Müftüsü Mustafa Akdağ,
din görevlileri ve vatandaşlar da eşlik etti. Ayrıca, Hafız Mustafa Efe’nin
sunduğu Bayındır Düğün Salonunda
düzenlenen programın sonunda, davetlilere gül ve kitap dağıtıldı. Programda konuşma yapan İlçe Müftüsü Mustafa Akdağ ve Bayındır Belediye Başkanı Dr. Ufuk Sesli, etkinliklere gösterilen ilgiden duydukları memnuniyeti dile getirerek vatandaşlara teşekkür ettiler. İlçe Kaymakamı Mehmet Makas da yaptığı konuşmada, Peygamberimizin güzel
ahlakını, birlik, beraberlik, kardeşlik,
sevgi, saygı ve yardımlaşma anlayışını anlattı. 2010 yılı Kur’an-ı Kerim’i
güzel okuma yarışması birincisi Alper Kanderun ve Kur’an-ı Kerim
okuma dünya 1’ncisi Kurra Hafız Fatih Kaya’nın programda okuduğu
Kur’an-ı Kerim, dinleyenlere duygulu anlar yaşattı.
Derik
Mardin-Derik Müftülüğü ve TDV
Derik Şubesi hafta dolayısıyla coş24
kulu bir program düzenlediler. Öğretmenevinde gerçekleştirilen
programda, Recep Arslan ve Derik İmam-Hatip Lisesi İlahi Korosunun seslendirdiği eserler, davetlilerden büyük beğeni topladı. Programda konuşan İlçe Müftüsü Yaşar Toker, tarihimizde ve memleketimizin
her köşesinde, gencinden yaşlısına,
kadınından erkeğine, Allah Resulünün sevgisinin tezahürünün görüldüğünü, insanların onu kendi hayatlarına, düşüncelerine, kültürlerine,
davranışlarına ve çevrelerine yansıttıklarını söyledi. Hafta etkinlikleri kapsamında, Ömerli Müftüsü İsmail Ünal da ‘Din ve Samimiyet’ konulu bir konuşma yaptı. Programın
sonunda, öğrenciler arasında yapılan siyer, ilahi söyleme, kompozisyon, şiir ve naat yarışmalarına katılan 51 öğrenci ile yarışmalarda dereceye giren öğrencilere çeşitli ödüller verildi. Ayrıca, esnaf, hastane ve
cezaevi ziyaretleri gerçekleştirilerek
haftanın anısına gül ve kitap hediye
edildi. Cezaevindeki mahkûmlara,
din ve samimiyet konulu sohbet düzenlendi.
Kumru
Ordu-Kumru Müftülüğü, hafta etkinlikleri çerçevesinde, Erçallar Kültür Sarayında, İstanbul İl Müftüsü
Prof. Dr. Rahmi Yaran’ın konuşmacı olarak katıldığı, “Samimiyetin Fert
ve Toplum Hayatı Açısından Önemi” konulu bir konferans düzenledi. İlçe Müftüsü Aykut İli’nin açılış
konuşmasıyla başlayan konferansın sonunda, davetlilere kitap ve gül
hediye edildi. Erçallar Kültür Sarayında gerçekleştirilen tasavvuf musikisi konserinin ardından, TekirdağHayrabolu Emiryakup Mahallesi Camii İmam-Hatibi Âdem Karaca’nın
seslendirdiği naat, methiye ve ilahiler davetlileri coşturdu. Müftü Aykut İli, ilçe merkezini ve köyleri ziyaret ederek din ve samimiyet konulu sohbetler verdi. Vatandaşları hafta hakkında bilgilendirmek amacıyla, kahvehaneler ile kamu kurum ve
kuruluşları ziyaret edilerek haftanın
önemi anlatıldı, haftanın anısına gül
ve kitap dağıtıldı. Müftülük Konferans Salonunda kadınlara yönelik,
“İhlâs ve Samimiyetin Fert ve Top-
lum Hayatındaki Yeri” konulu bir
panel düzenlendi. Kadınların yoğun
ilgi gösterdiği programda, Merkez
Kız Kur’an Kursu Öğreticisi Nebiye
Seyis ve Demircili Mahallesi Belenbaşı Kur’an Kursu Öğreticisi Gülşen
Soğuksu, samimiyetin önemine vurgu yaptılar. İlahilerle devam eden
program, gül takdimiyle sona erdi.
Kaynarca
Hafta münasebetiyle, SakaryaKaynarca Müftülüğü tarafından Özbay Plaza Salonunda, “Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu bir
konferans düzenlendi. İstanbul İl
Müftülüğü Başvaizi Mustafa Akgül
tarafından verilen konferans, İlçe
Müftüsü Eyüp Orhan’ın açılış konuşmasıyla başladı. Programda, Başvaiz
Mustafa Akgül, aile içi eş ve çocuklar arasındaki samimiyet konusuna
değindi. İlçedeki kurum ve kuruluşlar, hastaneler, esnaf, gaziler, şehit
aileleri ve şehitlikler ziyaret edilerek
haftanın önemi anlatıldı. İl Müftülüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen hadis ezberleme ve dinî bilgiler yarışmasında dereceye giren öğrencilere hediyelerin
verilmesiyle program sona erdi.
Boğazlıyan
Yozgat-Boğazlıyan Müftülüğü hafta
münasebetiyle, “Peygamberimi Okuyarak Öğreniyorum” konulu bilgi
yarışması düzenledi. Liseli öğrenciler arasında, “Hatemü’l-Enbiya”; ortaokul öğrencileri arasında, “Peygamberimizin Hayatı” konularında düzenlenen yarışmalarda dereceye giren öğrencilere çeşitli ödüller verildi. Merkez Camii yanında açılan,
“Kutsal Emanetler Sergisi”nde Hz.
Peygamber ve Ehli Beyt’e ait eserlerin fotoğrafları, öğrencilerin Peygamberimize yazdığı mektuplar ve
Kâbe-i Muazzama fotoğrafları sergilendi. Etkinlikler çerçevesinde, Kapalı Spor Salonunda semazen eşliğinde, ses sanatçısı Serkan Dündar ve
Cebrail Eröz refakatinde Müftülük
ilahi korosunun sunduğu konser,
davetlilere duygulu anlar yaşattı.
Bağcılar
İstanbul-Bağcılar Müftülüğünün haf-
Güzelyurt
Hafta etkinlikleri çerçevesinde,
Aksaray-Güzelyurt Müftülüğü tarafından Güzelyurt Lisesi Konferans
Salonunda düzenlenen Kutlu Doğum programı, vatandaşların yoğun
katılımıyla gerçekleşti. İlçe Müftüsü Sabit Doğru’nun açılış konuşmasıyla başlayan programın sonunda,
Eğitimci-Yazar Ali Erkan Kavaklı da
“Peygamberimiz, Din ve Samimiyet”
konulu bir konuşma yaptı. Etkinlikler çerçevesinde kadınlarına yönelik
de bir program düzenlendi.
Acıgöl
Nevşehir-Acıgöl İlçe Müftülüğü hafta münasebetiyle Atatürk Ortaokulu
Konferans Salonunda, Necmettin Erbakan Üniversitesi Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.
Dr. Orhan Çeker’in konuşmacı olarak katıldığı, ‘Hz. Peygamber, Din
ve Samimiyet’ konulu bir konferans
düzenledi. Kaymakam M. Necmeddin Özen, Belediye Başkanı Ercan
Ertaş, daire amirleri ile çok sayıda
vatandaşın katıldığı konferansta, İlçe
Müftüsü Muharrem Evirgen bir konuşma yaparak ‘Hz. Peygamber, Din
ve Samimiyet’ konusunda dinleyenlere bilgi verdi. Programın sonunda, ilkokul, ortaokul, lise ve Kur’an
kursları arasında tertip edilen, “Peygamberimi Seviyorum, Onu Okuyorum” kitap okuma yarışmasında dereceye giren öğrencilere çeşitli hediyeler verildi. Hafta çerçevesinde, kız
Kur’an kursu öğreticileri tarafından
kadınlara yönelik etkinlikler de düzenlendi.
Kulu
Konya-Kulu İlçe Müftülüğü tarafın-
dan hafta etkinlikleri kapsamında,
ihtiyarlar, bakım evi ve huzurevine
ziyaretler gerçekleştirildi. Müftülük
personeli ve din görevlilerinden oluşan ekip, ziyarette ihtiyar ve hasta
vatandaşlara gül ve Peygamberimiz
Hz. Muhammed kitabını hediye ettiler. Necmettin Erbakan Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Ramazan Altıntaş tarafından, “Hz.
Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu bir konferans verildi. Konferansın sonunda vatandaşlara gül, kitap
ve çeşitli ikramlarda bulunuludu ve
sakalı şerif ziyareti gerçekleştirildi.
Kaman
Kırşehir-Kaman İlçe Müftülüğü, hafta münasebetiyle Kapalı Spor Salonunda, Başkanlığımız Hac ve Umre
Eğitimi Daire Başkanı Dr. Fatih
Kurt’un konuşmacı olarak katıldığı,
“Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet”
konulu bir konferans düzenledi. Belediye Başkanı Erhan Talu, İl Müftü Yardımcısı Şinasi Öztürk, Akpınar
İlçe Müftüsü Mustafa Arslan, Akçakent İlçe Müftüsü Osman Bayram
Latifoğlu, daire amirleri ve çok sayıda vatandaş, konferansı ilgiyle takip
etti. Dr. Fatih Kurt’un verdiği konferansın ardından, öğrenciler arasında düzenlenen “Samimiyetin Fert ve
Toplum Hayatı Açısından Önemi”
konulu kompozisyon yarışmasında
dereceye girenlere hediyeleri verildi.
Program, Kayseri Devran İlahi Grubunun söylediği ilahiler ve semazen
grubunun sema töreniyle sona erdi.
Gönen
Isparta-Gönen Müftülüğü tarafından
düzenlenen hafta etkinlikleri kapsamında, ilçe esnafı, şehit yakınları ve
gaziler ziyaret edildi. Kutlu Doğum
etkinlikleri çerçevesinde, Kaymakamlık, Müftülük, İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü, imam-hatip ortaokulu
ve TDV Gönen Şubesinin katkılarıyla, ‘Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet’ konulu bir konferans düzenlendi. İlçe Müftüsü Mehmet Ceyhan’ın,
“İslam’ı Anlamak ve Anlatmak” konulu konuşmasının ardından program, imam-hatip öğrencilerinin
seslendirdiği, Peygamberimizi anlatan ilahilerle devam etti. Bekir
Sağlam’ın sunduğu konferansın sonunda, Isparta Anadolu İmam-Hatip
Lisesi Türk Tasavvuf Musikisi Korosunun söylediği ilahi ve kasidelerin
ardından, hafta münasebetiyle yapılan yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödüllerinin verilmesiyle
program sona erdi.
Temmuz 2014 • Sayı: 283
ta münasebetiyle Merkez Ertuğrulgazi Camii’nde düzenlediği program,
Kur’an tilaveti, mevlid-i şerif, ilahi,
kaside, şiir ve naatların söylenmesiyle başladı. Haftanın önemini belirten konuşmaların ardından, Peygamber Efendimiz için okunan hatimlerin duasının yapılması ve davetlilere anahtarlık, Hz. Muhammed
(s.a.s.) logolu nikâh şekeri, dinî kitaplar, gül ve çeşitli hediyeler dağıtılmasıyla program sona erdi.
Mamak
Ankara-Mamak İlçesi Akdere Hızır
İlyas Camii’nde Kutlu Doğum programı düzenlendi. Akdere Hızır İlyas
Camii İmam-Hatibi Muharrem Tengiz tarafından düzenlenen programda, “Din ve Samimiyet” konusu anlatıldı. Programda, cami gençleri ve
ilahiyat öğrencileri tarafından, Peygamberimizi anlatan şiir ve ilahiler
söylenerek Veda Hutbesi okundu.
Din Görevlisi Tengiz açılışta yaptığı konuşmada, içten ve samimi davranmaya, ihlaslı olmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımızın olduğunu söyledi. Çok sayıda vatandaşın
ilgiyle takip ettiği programın sonunda, Mahalle Muhtarı Birol Apalak’ın
katkılarıyla vatandaşlara ikramlarda
bulunuldu.
Kepsut
Balıkesir-Kepsut İlçe Müftülüğüne
bağlı Mahmudiye Mahallesi fahri
Kur’an kursu öğreticisi Ruhan Atılmaz tarafından, kadınlara yönelik
Peygamberimizin örnek ahlakı ve
samimiyetini anlatan bir program
ile hatm-i şerif programı düzenlendi. Kepsut Belediye Başkanı İsmail
Cankul ve çok sayıda kadın davetlinin katılımıyla gerçekleştirilen programın sonunda, tüm katılımcılara
gül dağıtılarak çeşitli ikramlarda bulunuldu.
Şebinkarahisar
Giresun-Şebinkarahisar İlçe Müftülüğü hafta çerçevesinde, imam-hatip
ortaokulu ve imam-hatip lisesi öğrencileri arasında ayrı ayrı, “Kur’an-ı
Kerim Meali Bilgi Yarışması” düzenlendi. İmam-hatip lisesinde gerçekleştirilen yarışmalarda, birinci gelenlere umre ödülü verilirken, dereceye giren diğer öğrencilere de esnaf,
hayırseverler ve İlçe Müftülüğünün
katkılarıyla, bilgisayar, dizüstü bilgi25
Temmuz 2014 • Sayı: 283
sayar, tablet bilgisayar ve kitap setiyle ödüllendirildiler. Merkez Müftü
Mahallesi Camii İmam-Hatibi Uğur
Ulu tarafından, “Camiyle Buluşalım
Projesi” kapsamında sabah ve yatsı
namazı hatimle kıldırılıyor. İlk program, İlçe Müftüsü Âdem Yıldız’ın
yaptığı hatim duasıyla ve verilen yemek ikramıyla sona erdi.
Kapaklı
Tekirdağ-Kapaklı İlçe Müftülüğü,
hafta dolayısıyla, Peygamberimizin
ahlakı, Siyer-i Nebi ve Kırk Hadis Ezberleme yarışması düzenledi. Çok
sayıda vatandaş ve öğrencinin ilgiyle takip ettiği yarışmada bir konuşma yapan İlçe Müftüsü Ali Kotan,
Kur’an öğrenimi ve dinî bilgilerini geliştirmede gayret gösteren kurs
öğrencilerini tebrik ederek birer plaket verdi. İlk mektebin aile yuvası
olduğunu söyleyen İlçe Müftüsü Kotan, toplumu şekillendirecek yeni
neslin, kültür değerlerine ve inancına bağlı olarak yetiştirilmesi gerektiğine vurgu yaparak sağlam karakterlere sahip, ülkesine ve milletine hizmet eden nesillerin, temel eğitimini ve terbiyesini aile yuvalarında aldıklarını ifade etti. Yarışmada dereceye giren öğrencilere ödülleri, İlçe
Kaymakamı, Belediye Başkanı, Emniyet Müdürü ve İlçe Müftüsü tarafından verildi.
Alanya
Antalya-Alanya Müftülüğü tarafından İskele Meydanında düzenlenen
Kutlu Doğum Haftası programına,
İlçe Kaymakamı Erhan Özdemir, Belediye Başkanı Âdem Murat Yücel,
daire amirleri, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile davetliler katıldı. Fatih Koca
ve ekibi ile Mesut Şimşek’in ilahiler okuduğu etkinlikte, Alanya Müftülüğü Tasavvuf Musikisi Topluluğunun seslendirdiği, Peygamber sevgisini gönüllere nakşeden ilahiler ilgiyle izlendi. Uludağ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Âdem
Apak’ın konuşmacı olarak katıldığı programda, Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camii İmam-Hatibi Ali
26
Tel ile Erhan Mete’nin Kur’an-ı Kerim tilaveti, gönülleri mest etti. Hafta boyunca, ortaokullarda ve liselerde, Peygamberimizin samimiyet anlayışını anlatan konferanslar verildi.
Hastane, hapishane, esnaf, huzurevi ve resmî daireler ziyaret edilerek
çeşitli hediyeler verildi. Hafta anısına vatandaşlara ve öğrencilere kitap,
hadis kartelası ve balon dağıtıldı.
Kırıkhan
Hatay-Kırıkhan Müftülüğü tarafından Gülbelde Düğün Salonunda,
mehteran gösterisiyle başlayan Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri, kadınlara yönelik düzenlenen konferansla devam etti. İlçe Müftüsü Mekki Solmaz, camilerde, okullarda ve
ceza infaz kurumunda, “Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet” konulu konferanslar verdi. Hafta münasebetiyle
düzenlenen yarışmalarda dereceye
giren öğrencilere hediyeler takdim
edildi. Sakalı Şerif ziyaretinin ardından, Kur’an-ı Kerim ziyafeti ve kutsal emanetler sergisi açıldı. Ulu Camii ve Kasr-ı Arifan Camii avlusunda Kur’an kursları yararına düzenlenen kermes, çok sayıda vatandaş
tarafından ziyaret edildi. Etkinlikler kapsamında, “Bir Kan Üç Hastaya
Can” sloganıyla düzenlenen kan bağışı yoğun ilgi gördü. Devlet Hastanesi ziyaret edilerek 20 Nisan’da doğan erkek çocuklarına Peygamberimizin ismi, kız çocuklarına ise Peygamberimizin hanımlarından birinin ismi verilerek çeyrek altın hediye edildi. Hastanelerde tedavi gören
hastalar ve personel ziyaret edilerek
gül takdim edildi.
Elmalı
Antalya-Elmalı İlçe Müftülüğü tarafından düzenlenen hafta etkinlikleri, vatandaşlara karanfil dağıtımıyla başladı. Mahalle ve köylerde düzenlenen ve vatandaşların yoğun
ilgi gösterdiği programlarda, Halk
Eğitim Merkezi Kültür Salonunda,
Ümmi Sinan Musiki Grubu tarafından Tasavvuf Musikisi Konseri verildi. İlçe Müftüsü Mehmet Emin Yıldırım ve din görevlilerinden oluşan
heyet, devlet hastanesi, cezaevi ve
esnafı ziyaret ederek haftanın önemini ve hafta dolayısıyla gerçekleştirilen faaliyetleri anlattılar. İlçe Müftüsü Mehmet Emin Yıldırım, İl Müftü Yardımcısı Mevlüt Topçu ve Dr.
Necla Yasdıman tarafından ilçe merkez, kasaba ve köylerde, ‘Din Samimiyettir’ konulu konferanslar verildi. İlçedeki okullarda eğitim öğretim
gören 3500 öğrenciye Kutlu Doğum
Aşı ikram edildi.
Eceabat
Hafta etkinlikleri kapsamında
Çanakkale-Eceabat İlçesinde, kan bağışı kampanyası düzenlendi. “Kan
Ver Sağlık Kazan, Sevap Kazan’ sloganıyla gerçekleştirilen kampanyaya din görevlileri ve vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Kampanyalarda 25
defa kan veren İlçe Müftüsü Muammer Uslu’ya, Kızılay temsilcileri tarafından gümüş madalya verildi. İlçedeki ortaokul ve lise öğrencilerine,
‘Peygamberimizin Hayatı’ adlı kitap
dağıtıldı. Kitapla ilgili yapılan bilgi
değerlendirmesinde dereceye giren
öğrencilere yarım altın ve dinî kitaplar hediye edildi.
Eceabat’ta düzenlenen, Çanakkale
savaşlarının 99. yıl dönümü dolayısıyla “Atanın Yolunda 57. Alay Yürüyüşü” sabah namazından sonra,
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay
Kılıç, Çanakkale Valisi Ahmet Çınar,
devlet erkânı, yurt içinden ve yurt
dışından gelen gençler ile izcilerin
katılımıyla gerçekleştirildi.
Büyükçekmece
İstanbul-Büyükçekmece İlçe Müftülüğü, Peygamberimizin Kutlu Doğumunun 1443’üncü yıldönümü dolayısıyla, ‘Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet’ konulu çeşitli etkinlikler
düzenledi. Etkinlikler kapsamında,
Emekli Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan, ‘Hz.
Peygamber, Din ve Samimiyet’ konulu bir konferans verdi. Çok sayıda davetlinin ilgiyle takip ettiği konferansta Nursaçan, Peygamberimizin
örnek ahlakını ve ashabına ve insanlara gösterdiği samimiyet anlayı-
Güney
Denizli-Güney İlçe Müftülüğü hafta etkinlikleri kapsamında, Belediye
Toplantı Salonunda kan bağışı kampanyası düzenledi. Kampanyaya din
görevlileri, öğrenciler ve vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Kan bağışının insan sağlığına olan katkıları ile
ilgili bilgi veren İlçe Müftüsü Ahmet
Dilek, Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında kan bağışı kampanyası düzenledi. İnsanların kan bağışında bulunarak hem kendi sağlıklarına hem de hastalara katkıda bulunduklarını belirterek “Kan bağışı çok önemli bir insanlık görevidir.
İnancımız gereği bir insana hayat
veren, bütün insanlığa hayat vermiş
gibidir.” dedi.
Süleymanpaşa
Tekirdağ-Süleymanpaşa İlçe Müftülüğü, hafta münasebetiyle Tekirdağ
Belediyesi Kültür Merkezinde, “Peygamberimiz, Din ve Samimiyet” konulu bir panel düzenledi. İlçe Müftü Vekili Hızır Yağcı’nın başkanlığında gerçekleştirilen panele, Namık
Kemal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr.
Yakup Bıyıkoğlu, Yrd. Doç. Dr. Vezir
Harman, Yrd. Doç. Dr. Osman Kara
ve Yrd. Doç. Dr. Ömer Yılmaz konuşmacı olarak katıldı. Programın
açılış konuşmasını yapan İl Müftüsü Mahmut Gürlen, Peygamberimizi
anlamak amacıyla çeşitli etkinlikler
düzenlediklerini belirterek anlamadan yapılan anmanın hedefine ulaşamayacağını söyledi. Program sonunda İl Müftüsü Mahmut Gürlen,
görme engelli bir vatandaşa Braille
Kur’an-ı Kerim hediye etti. Davetlilere çeşitli hediyelerin verilmesinin
ardından program sona erdi.
Taşkent
Konya-Taşkent Müftülüğü, hafta münasebetiyle, Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr.
İbrahim Coşkun’un konuşmacı olarak katıldığı, “Din Samimiyettir” konulu bir konferans düzenledi. Vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşen konferans, Cahit Nazlı Musiki grubunun seslendirdiği ilahilerle başladı. Balcılar Mahallesinde Karaman İl Müftüsü Nuri Değirmenci
ve Karaman İl Müftü Yardımcısı Ziyaeddin Kırboğa tarafından da “Din
Samimiyettir” konulu konferans verildi. İlçe Müftüsü Mustafa Bilgiç,
ilçe merkez Balcılar, Avşar, Çetmi ve
Bolay mahallelerinde vatandaşlara,
“Din Samimiyettir” konusunu anlattı. Vatandaşlara çeşitli ikramların sunulduğu program, Peygamberimizi
anlatan kitapların hediye edilmesiyle sona erdi.
Mahmudiye
Eskişehir-Mahmudiye İlçe Müftülüğünün hafta dolayısıyla düzenlendiği etkinlikler kapsamında İl Müftüsü
Niyazi Ersoy, “Hz. Peygamber, Din
ve Samimiyet” konulu bir konferans
verdi. Çok sayıda vatandaşın yoğun
ilgi gösterdiği programın sonunda
davetlilere, Peygamberimizin örnek
ahlakı ve onun dualarının yer aldığı
hadis kartelâsı, kitap ve gül hediye
edildi. İlçe Müftüsü Hasan Hüseyin
Kılıncal’ın açılış konuşmasıyla başlayan programda, Mahmudiye Atatürk İlköğretim Okulu öğrencilerinin
seslendirdiği ilahiler izleyenler tarafından büyük beğeni topladı.
Ünal Kılıç cami cemaatine, “Dinde
Samimiyet” konulu bir sohbet verdi. Programın sonunda vatandaşlara
günün anısına gül, kitap ve kalem
hediye edildi.
Bükreş’te Kutlu Doğum
programı
Gurbetten Temmuz 2014 • Sayı: 283
şını anlattı. Programın sonunda katılımcılara Başkanlığımız yayını kitaplar ile gül dağıtıldı.
Bükreş Cosmopolis Camii yanındaki salonda düzenlenen program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Din Hizmetleri Ataşesi Aytekin
Akçin ve Bükreş Büyükelçisi Ömür
Şölendil’in açılış konuşmalarının
ardından, sinevizyon gösterisi sunuldu. Program, Bükreş Büyükelçisi Ömür Şölendil ve Din Hizmetleri Ataşesi Aytekin Akçin tarafından
gül takdimi yapıldı. Diyanet İşleri
Başkanlığı Başmüfettişi Osman Kılıç,
“Hazreti Peygamber, Din ve Samimiyet ” konulu bir konferans verdi.
Şiir, ilahi ve kasidelerle devam eden
programda davetlilere, Ataşelik tarafından gül, çeşitli kitaplar ve karteksler dağıtıldı.
Programlara, Bükreş TİAD Başkanı
Aykut Akbulut ve üyeleri, RMTTDB
temsilcileri ve üyeleri, RDTB temsilcileri ve üyeleri, öğretmenler, Yunus
Emre Türk Kültür Merkezi temsilcileri ile vatandaş ve soydaşlarımız
yoğun ilgi gösterdi.
Reşadiye
Dr. Fatih Koca Kutlu
Doğumda gönülleri
coşturdu
Tokat-Reşadiye İlçesi Hasanşeyh Kasabasında, Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında cami cemaati ve öğrencilere yönelik umre ödüllü bilgi yarışması düzenlendi. Yarışmada, imam-hatip lisesi öğrencilerinden Haşim Veysel Sırakaya birinci olarak umreye gitmeye hak kazandı. Yarışmada ikinci olan Ahmet
Karakaya ile üçüncü olan Özkan Şahin de birer çeyrek altın ile ödüllendirildiler. Kasaba Merkez Camii yemek salonunda, 1000 kişiye Kutlu
Doğum Aşı ikram edildi. Ayrıca, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr.
Bregenz Din Hizmetleri Ataşeliği (ATİB), AİF, ATF ve İMKB Vorarlberg dernekleri, bir araya gelerek
Kutlu Doğum programı gerçekleştirdiler. T.C. Bregenz Başkonsolosu
Cemal Erbay, Viyana Din Hizmetleri Müşaviri Fatih Mehmet Karadaş,
VİF başkanı Muhammed Turhan,
ATF Başkanı Ali Can, İKMB Başkanı
Hasan Kaya, programa katılarak birer selamlama konuşması yaparak
günün anlam ve önemini anlattılar.
Türkiye’den ekibiyle programa katılan Dr. Fatih Koca, salonu dolduran
peygamber âşıklarına söylediği ilahilerle unutulmaz bir gün yaşattı.
27
Temmuz 2014 • Sayı: 283
Atamalar
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığına Dr. Hüseyin
Kayapınar seçildi
Kayapınar, 1950 yılında Karaman’da doğdu. 1971 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun
olarak Merzifon İmam-Hatip Lisesine öğretmen olarak atandı. Çumra ve Karaman İmam-Hatip Liselerinde öğretmenlik yaptı. 1978 yılında Karaman vaizi olarak Diyanet İşleri Başkanlığındaki görevine başladı. Aynı yıl Haseki Eğitim Merkezine kursiyer olarak girdi. 1980 yılında Eğitim merkezini bitirerek
İstanbul-Eminönü vaizliğine atandı ve Haseki Eğitim Merkezinde Fıkıh grubu dersleri asistanı olarak görevlendirildi. İki yıl sonra aynı eğitim merkezine öğretmen
oldu. 1986 yılında İslam Hukuku dalında yüksek lisansını, 1990 yılında doktorasını tamamladı. 2000 yılında Haseki
Eğitim Merkezi Müdürlüğüne atandı. Aynı zamanda Fıkıh dersleri vermeye devam etti. 29.08.2008 tarihinde Din İşleri Yüksek Kurulu Üyeliğine, 22.05.2014 tarihinde Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığına seçildi. Kayapınar, Diyanet
TV’nin yayına başladığı 2012 yılı Ramazan ayından bu yana haftada 5 gün “Diyanete Soralım” isimli programda, vatandaşlarımızın sosyal medyada ve canlı telefon bağlantılarıyla sordukları soruları cevaplandırdı.
Uzmanlık alanı Fıkıh olan Kayapınar’ın; Sünen-i Ebi Davud Tercemesi Şerhi (N. Yenielle birlikte), Mebsut Tercemesi (komisyon), Tenvirü’l-Ezhan min Tefsiri Ruhi’l-Beyan Tercemesi (Komisyon), El-Mergınani ve Eseri Hidaye (makale), Mina’da Gecelemek (tebliğ),
TDV İslam Ansiklopedisi ve Şamil İslam Ansiklopedisinde maddeler, el-Beyu bi’l-vefa ve el- Bey’u bi’l-istiğlal Akitleri (basılmamış yüksek lisans tezi) ve İslam Hukuku’nda Kira ve Ortaklık Yoluyla Arazinin İşletilmesi (basılmamış
doktora tezi) eserleri bulunuyor.
Daire Başkanı Oldular
Abdurrahman Han
1977 yılında Tokat-Erbaa İlçesinde doğdu. Çorum Hıdırlık Kur’an Kursu’nda hafızlığını tamamladıktan sonra, 1997 yılında Çorum İmam-Hatip Lisesinden mezun oldu. Yüksek Öğrenimini Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde 2002 yılında tamamladı. 2005 yılında İstanbul Pendik-Haseki Eğitim Merkezi Dinî Yüksek İhtisas Kursundan mezun oldu.
2007 yılında Sakarya Üniversitesinde, “Kütüb-i Sitte Ricalinde İbadet-İlim İlişkisi” adlı teziyle yüksek lisansını tamamladı. Hâlen Atatürk Üniversitesinde, “Abdulganî en-Nablûsî
ve el-Hadîkatü’n-Nediyye Bağlamında Hadis Şerhçiliği” adlı tezle doktora eğitimini sürdürmektedir. 2001 yılında Diyanet İşleri Başkanlığında başladığı meslek hayatına, Tunceli
ve Yalova’da imam-hatip; Sakarya-Taraklı ve Arifiye ilçelerinde vaiz; Kastamonu-Daday’da müftü olarak devam etti.
Sosyal ve Kültürel İçerikli Din Hizmetleri Daire Başkanlığına atanan Han’ın, muhtelif yayın organlarında çıkan yazılarıyla birlikte ilmî kongrelerde sunulmuş ve yayımlanmış tebliğleri bulunuyor. Han, evli ve iki çocuk babası olup
İngilizce ve iyi derecede Arapça bilmektedir.
Galip Akın
1960 yılında Konya-Doğanhisar İlçesi Kemer Köyünde doğdu. 1979 yılında Doğanhisar İmam-Hatip Lisesinden mezun oldu. Beyşehir-Hüyük İlçesi Çavuş Kasabası Merkez
Camii’nde imam-hatip olarak göreve başladı. 1979-1983 yıllarında Konya Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirdi. 1984 yılında Bitlis-Adilcevaz İlçesi Vaizliğine atandı. 1987-1993
yılları arasında Düsseldorf-Krefeld Yunus Emre Camii’nde din görevlilisi olarak çalıştı.
1993-2003 yılları arasında Konya İl Müftü Yardımcılığı görevinde bulundu. Diyanet İşleri
Başkanlığında 11 ay süren Almanca dil kursuna katıldı. 2003-2005 yılları arasında KütahyaTavşanlı İlçe Müftülüğü görevinde bulundu. 2005-2009 tarihleri arasında Frankfurt Din Hizmetleri Ataşeliği yaptı. 2009-2011yılları arasında Antalya-Muratpaşa İlçe Müftülüğü yaptı.
24.02.2011 tarihinde Ardahan İl Müftülüğüne, 09.09.2013 tarihinde de Erzincan İl Müftülüğü görevine atandı. Bu görevini sürdürürken 29.05.2014 tarihinde İrşat Hizmetleri Daire Başkanlığı görevine atanan Akın, evli ve 3 çocuk babası olup Arapça ve Almanca bilmektedir.
28
Samsun-Çarşamba’da doğdu, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladı. 1989 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde Tokat,
Bafra, Samsun Anadolu İmam-Hatip Liselerinde meslek dersleri öğretmenliği yaptı. 2001 yılında Diyanet İşleri Başkanlığında göreve başlayarak Amasya İl Müftülüğünde uzman ve
vaiz olarak çalıştı. 2006’da Samsun İl Müftülüğü Vaizliğine tayin edildi. Bu görevi esnasında
Samsun’da iki dönem sivil toplum kuruluşları platformu sözcülüğünü de yürüttü. 2009 yılında Ankara-Çankaya İlçe Vaizi oldu ve bir müddet Aile ve Dinî Rehberlik Daire Başkanlığında
görevlendirme vaiz olarak çalıştı. Çankaya İlçe Vaizi ve Aile İrşat ve Rehberlik Bürosu Koordinatörü olarak görevine devam eden Akbulut, yurt içi ve dışında çok sayıda konferans ve seminer verdi.
Temmuz 2014 • Sayı: 283
Sedide Akbulut
12,05,2014 Aile ve Dinî Rehberlik Daire Başkanlığına atanan Akbulut, evli ve iki kız çocuğu annesi olup İngilizce ve
Arapça bilmektedir.
Cafer Tayyar Doymaz
1979 yılında İstanbul’da doğdu. Hafızlığını Konya’da tamamladı. 1996 yılında Konya İmamHatip Lisesi’nden, 2002 yılında Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. 2001
yılında Karaman merkez Çukurbağ Köyünde imam-hatip olarak göreve başladı. 2005 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Selçuk Dini Yüksek İhtisas Eğitim Merkezini bitirdi ve KonyaBeyşehir İlçesi Cezaevi Vaizliğine atandı. Aynı yıl Selçuk Üniversitesinde yüksek lisansını
tamamladı. 06.02.2007 tarihinde Antalya H. Mehmet Gebizli Eğitim Merkezinde eğitim görevlisi olarak göreve başladı. Hâlen SDÜ İlahiyat Fakültesinde doktora çalışmalarına devam
etmekte olan Cafer Tayyar Doymaz, 12.06.2014 tarihinde Program Geliştirme Daire Başkanı
olarak atandı. Arapça ve İngilizce bilmekte olan Doymaz, evli ve iki çocuk babasıdır.
Remzi Bircan
1970 yılında Kırşehir-Çiçekdağı’nda doğdu. Lise eğitimini Yozgat-Yerköy ilçesinde tamamladı. 1996 yılında Riyad İmam Muhammed Üniversitesinden mezun oldu. Sivas Cumhuriyet
Üniversitesinde İslam Hukuku Anabilim Dalında Yüksek Lisansını (2002), İstanbul Haseki
Eğitim Merkezinde ihtisas kursunu (2002) bitirdi. 1989 yılında Kırşehir-Çiçekdağı Kavaklıöz Köyünde imam-hatip olarak göreve başladı. Daha sonra Kırşehir-Akpınar ve İstanbul’da
müezzin-Kayyım, Mersin-Mut ilçe vaizliği, Elazığ-Arıcak, Nevşehir-Hacıbektaş ilçelerinde İlçe
Müftülüğü ve Diyanet İşleri Uzmanı olarak görev yaptı. Bu görevleri yürütürken Diyanet İşleri Başkanlığının hac organizasyonlarında tercüman, sorumlu ve ekip başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. 13.05.2014 tarihinde Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğünde Hac Hizmetleri Daire
Başkanı olarak atandı. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde İslam Hukuku alanında doktora eğitimine
devam etmekte olan Bircan, evli ve üç çocuk babası olup iyi derecede Arapça bilmektedir.
Yaşar Çapçı
1969 yılında Kocaeli-Gebze İlçesinde doğdu. İstanbul-Bayrampaşa Yeşil Camii Kur’an Kursunda Hafızlığını tamamladı. Aynı Kursta Merhum Reisul-Kurra Mahmut Sarıcaoğlu Hoca
Efendi’den Aşere-Takrib-Tayyibe okudu. Ortaokulu İstanbul-Eyüp, Liseyi Tekirdağ İmamHatip Lisesinde tamamladı. 1995 yılında Ezher Üniversitesi Din Usulleri Fakültesinden mezun oldu. 1997 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Lisans tamamlama derslerini
başarıyla bitirdi. Aynı yıl Kocaeli’nin Derince İlçesinde imam-hatip olarak göreve başladı.
2004 yılında İstanbul-Pendik Haseki Eğitim Merkezi 18. dönem “Müftülük ve Vaizlik Kursunu” bitirdi.
2004-2009 Muğla-Yatağan İlçe Vaizliği, 2009-2012 Bingöl-Adaklı ilçe Müftülüğü görevlerinde bulundu. 2012-2014 yılları arası Gaziantep İl Müftü Yardımcılığı yapan Çapçı, 12.05.2014 tarihinde Umre Daire Başkanı olarak atandı. Evli
ve üç çocuk babasıdır.
Yıldıray Kaplan
1978 yılında Muğla-Köyceğiz’de doğdu. İmam-Hatip Lisesini Köyceğiz’de bitirdi. 1999’da Ankara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesinden mezun oldu. 1999-2003 yılları arasında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği yaptı. 2003-2004
yıllarında Erzurum-Çat İlçesi Yavi Beldesi Büyük Camii’nde İmam-Hatip olarak görev yaptı. 2004’te Diyanet İşleri
29
Temmuz 2014 • Sayı: 283
Başkanlığında görevlendirildi. 2006’da Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam
Tarihi ve Sanatları (İslam Tarihi) Bilim Dalında, “Erzurumlu Kadı Mustafa Darîr’in Kitâb-ı
Siyer-i Nebi’si” konulu teziyle yüksek lisansını tamamladı. 2010’da Diyanet İşleri Başkanlığı
Konya-Selçuk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde İhtisas Kursunu tamamladıktan sonra, Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü Basılı Yayınlar Dairesi Başkanlığı emrine Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni olarak atandı. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yürütülen Konulu Hadis Projesinde görev aldı. 21.06.2012 tarihinde Diyanet İşleri Uzmanlığına atandı. Özel Kalem Müdürlüğü emrinde görev yapmakta
iken 15.05.2014 tarihinde Yabancı Dil ve Lehçelerde Yayınlar Daire Başkanlığına tedviren
atandı. Akademik çalışmalarını Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam
Bilimleri Hadis Anabilim Dalında doktorasını tez aşamasında sürdürmektedir. Evli ve iki çocuk babası olup Arapça
ve İngilizce bilmektedir.
Ayrıca Başkanlığımız Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü Program Geliştirme Daire Başkanı Bünyamin Albayrak,
aynı genel müdürlükte Yaygın Din Eğitimi Daire başkanlığına getirilirken; Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığına vekâleten atanan Ünal Kaya da bu göreve asaleten atandı.
Müşavir Oldular
A. Vasfi Yüce
21.10.1950 tarihinde Tokat’ta doğdu. İlköğreniminden sonra 1969 yılında Tokat İmam-Hatip
Okulundan, 1975’de İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünden mezun oldu. İstanbul Haseki Eğitim Merkezi 2. Dönem İhtisas Kursunu bitirdi. 22.05.1970 tarihinde Tokat Malkayası Camii
imam-hatibi olarak göreve başladı. Tokat Merkez Endüstri Meslek Lisesi Din Bilgisi öğretmenliği (1976-1977), Tokat Merkez İ.H.L. meslek dersleri öğretmenliği (1978) görevlerinde bulundu. 21.09.1978 tarihinde Tokat İl Vaizliğine, 24.11.1980 tarihinde Erbaa vaizliğine, 29.04.1982 tarihinde de aynı ilçenin müftülüğüne tayin edildi. 12.01.1983 tarihinde müfettiş yardımcısı, 18.03.1985’de müfettiş,
11.04.1991 tarihinde de başmüfettiş oldu. 1993-1997 yılları arasında Münih Din Hizmetleri Ataşeliği yaptı. 45. Dönem Milli Güvenlik Akademisini bitirdi. Başmüfettiş olarak görevini sürdürürken Kosova-Piriştine Din Hizmetleri
Müşavirliğine atandı.
Osman Kılıç
1952 yılında Çorum-Alaca İlçesi Örükaya Köyünde doğdu. On yaşına kadar Kur’an ve Kur’an
ilimleri tahsil etti. 1972 yılında Çorum İmam-Hatip Okulunu, 1976 yılında da İzmir Yüksek
İslâm Enstitüsünü bitirdi. Kırşehir-Çiçekdağı ve Yozgat-Yerköy ilçelerinde öğretmenlik yaptı. 1979 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Personel Dairesi Başkanlığında Şef olarak göreve başladı. 1980-1982 yılları arasında Derleme ve Yayın Müdür Yardımcılığı, 1982-1986 yılları arasında Belçika’da İslam Din Dersi Öğretmenliği yaptı. 1986-1987 yılları arasında Din Eğitimi Dairesi
Başkanlığında şef, 1987-1990 yıllarında da Teftiş Kurulu Başkanlığında Müfettiş Yardımcısı olarak çalıştı. 03.08.1990
tarihinde müfettiş, 2002 yılında da başmüfettiş oldu. 1994-1996 yılları arasında Stuttgart Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşeliği görevinde bulundu. Başmüfettişlik görevini sürdürürken 15.04.2014 tarihinde Bükreş Büyükelçiliği
Din Hizmetleri Müşavirliğine atanan Kılıç, evli ve üç çocuk babasıdır.
Dr. Dursun Aygün
1964 yılında Sivas-Yıldızeli İlçesinde doğdu. Lise öğrenimini Sivas’ta tamamladı. 1981 yılında
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine başladı. 1982 yılında Medine İslam Üniversitesine giderek öğrenimine burada devam etti ve 1987 yılında mezun oldu. 1991 yılında Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Hukuku Bilim Dalında yüksek lisansını ve 1998 yılında da
doktorasını tamamladı. 1988 yılında Sivas merkezde imam-hatip olarak göreve başladı. Aynı yıl
Konya-Çumra İlçesine vaiz olarak atandı. 1995 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı müfettiş yardımcılığına atanarak müfettiş ve başmüfettiş olarak görevini sürdürdü. 2005-2009 tarihleri arasında Karlsruhe Din Hizmetleri Ataşesi olarak görev yaptı. Ataşelik görevinin ardından, 2009 yılında Diyanet İşleri Başkanlığında başmüfettişlik görevine döndü. 14.01.2011 tarihinde Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İrşat Hizmetleri Daire Başkanlığına
getirildi. Bu görevini sürdürürken 05.05.2014 tarihinde Moskova Din Hizmetleri Müşavirliğine atanan Aygün, evli
ve üç çocuk babası olup Arapça ve İngilizce bilmektedir.
30
22.02.1970 tarihinde Yozgat’ta doğdu. Hafızlığını İstanbul Göksu Kur’an Kursu’nda, imam-hatip lisesini de İstanbul’da bitirdi. 1995 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun
oldu. İstanbul Haseki Eğitim Merkezi 17. dönem ihtisas kursu’nu bitirdi. 03.06.1994 tarihinde
İstanbul-Tuzla Akfırat Köyü Kur’an Kursu, 05.01.1995 tarihinde Fatih Parmakkapı Kur’an Kursu ve
19.11.1999 tarihinde de İstanbul Fatih İsmailağa Kur’an Kursunda öğreticilik; 2002 yılında İzmir
Tire Eğitim Merkezinde öğretmenlik yaptı. 23.07.2003 tarihinde müfettiş yardımcısı, 21.09.2006
tarihinde müfettiş, 22.09.2010 tarihinde de başmüfettiş oldu.
Temmuz 2014 • Sayı: 283
Fatih Mehmet Karaca
Bu görevi sürdürmekte iken 16.05.2014 tarihinde İsveç Stokholm Din Hizmetleri Müşavirliğine atanan Karaca, Tefsir
bilim dalında doktora çalışmasına devam etmektedir.
Dr. Fatih Mehmet Aydın
1974 yılında Sarıkamış’ta doğdu. İlkokulu Erzurum’da okuduktan sonra İstanbul’da hafızlığını
tamamladı. 1991 yılında Erzurum İmam-Hatip Lisesini, 1995 yılında Mısır el-Ezher Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirdikten sonra; Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde 1998
yılında, “Kur’an’ın Hükümleri ve Tabiî Hukuk” adlı yüksek lisans çalışmasını; 2005 yılında, “Metodoloji ve Sosyal Vâkıâ Açısından İstihsan” adlı doktora çalışmasını tamamladı. 1997 Yılında
Erzurum’da imam-hatip olarak göreve başladı ve 2002 yılında Erzurum Ömer Nasuhi Bilmen
Dinî Yüksek İhtisas Eğitim Merkezinden mezun oldu. 2002-2003 yılında Tokat-Erbaa’da vaizlik, 2003-2010 yılları arasında Ömer Nasuhi Bilmen Dinî Yüksek İhtisas Eğitim Merkezinde Fıkıh ve Arapça alanlarında eğitim görevlisi olarak görev yaptı.
10 Mart 2010 tarihinde Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı olarak atandı. 01.07.2014 tarihinden itibaren Moritanya
Din Hizmetleri Müşavir Vekili olarak göreve başlayan Aydın, Arapça bilmekte olup, evli ve üç çocuk babasıdır.
Ataşe oldular
Mehmet Ali Aytekin
1975 yılında Karaman-Y. Kızılca köyünde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Karaman’da tamamladı. 1999 yılında Selçuk Ü. İlahiyat Fakülteden mezun oldu. 2002 yılında Bitlis’te vaiz olarak memuriyete başladı. 2003-2005 yıllarında Konya-Ereğli İlçesinde vaizlik yaptı ve bu esnada hafızlığını ikmal etti. 2008 yılında Selçuk Eğitim Merkezi 16. dönem ihtisas kursunu bitirdi.
Mersin-Gülnar İlçesinde vaiz olarak görevine devam etti. 2009 yılında açılan eğitim görevlisi sınavını kazanarak Elazığ-Harput Eğitim Merkezine atandı. MEB tarafından açılan sınavda başarılı olarak Arapça Dil Bilgisi ve becerilerini geliştirmek üzere Ürdün’e gitti. Dönüşünde Kayseri İhtisas Eğitim Merkezine atanarak burada 2011-2013 yılları arasında Fıkıh ve Arapça dersleri verdi. 2008 yılında Selçuk Ü. Sosyal B. Enstitüsünde İslam Hukuku alanında yüksek lisansını tamamladı. Hâlen Necmeddin Erbakan Ü. Sosyal B. Enstitüsü İslam Hukuku Anabilim Dalında doktora çalışmalarına devam etmektedir.
04.07.2013 tarihinde Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yaygın Din Eğitim Dairesi Başkanlığına Diyanet İşleri Uzmanı olarak atanan Aytekin, 25.05.2014 tarihinde Ürdün-Amman Büyükelçiliği Din Hizmetleri Ataşesi olarak tayin
edildi. Evli ve iki çocuk babasıdır.
Ramazan Dağlı
1965’de Kayseri-Develi’de doğdu. 1987’de Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu.1988 yılında Diyanet İşleri Başkanlığında vaiz olarak göreve başladı. Sırasıyla BursaOrhangazi, Konya-Meram, Ankara-Yenimahalle vaizliği görevlerinde bulundu. 1994-2000
Almanya-Augsburg’da görev yaptı. Yüksek Lisansını Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Hukuku alanında tamamladı. 1998 yılında Antalya müftülük-vaizlik kursuna katıldı.
2004 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Selçuk eğitim merkezinde ihtisas kursundan mezun oldu.
2005’te Bursa Nilüfer Eğitim Merkezi Görevde Yükselme Seminerine, 2005 yılında Diyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen Almanca kursu’na katıldı.
27.06.2012 tarihinde Diyanet İşleri Uzmanı olan ve 10.05.2014 tarihinde Frankfurt Din Hizmetleri Ataşeliğine atanan
Dağlı, evli ve üç çocuk babası olup Arapça ve Almanca bilmektedir.
31
Temmuz 2014 • Sayı: 283
Mümin Şener
1969 Yozgat-Sorgun İlçesinde doğdu. 1987 yılında Sorgun İmam-Hatip Lisesinden, 1999 yılında DEÜ İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. 1988 yılında Trabzon’da imam-hatip olarak göreve
başladı. 2000 yılında açılan vaizlik sınavında başarılı olarak İzmir il vaizliğine atandı. 2001-2005
yılları arasında Almanya-Frankfurt Başkonsolosluğu nezdinde din görevlisi olarak görev yaptı.
2009 yılında DEÜ Sosyal Bilimler Enstitüsünde, “Muhammed Hanefi Cenklerinin Edebiyatımızdaki Yeri” isimli teziyle yüksek lisansını tamamladı. Hâlen aynı enstitü bünyesinde, “18. Yüzyıl
Hacnameleri” konusu çerçevesinde doktora çalışmasına devam etmektedir. 12.05.2014 tarihinde Nürnberg Din Hizmetleri Ataşeliğine atanan Şener, evli ve bir çocuk babası olup Almanca bilmektedir.
Kuddusi Uysal
1963 yılında Konya Akören İlçesinde doğdu.1982 yılında liseden,1986 yılında Konya İlahiyat
Fakültesinden mezun oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde 1982 yılında göreve başladı.
Konya, Gaziantep, Karaman ve Niğde’de imam-hatiplik, Kur’an kursu öğretmenliği, vaizlik ve
ilçe müftülüğü görevlerinde bulundu.
1993-1999 yılları arasında Münster Başkonsolosluğu ve 2006-2011 yılları arasında da Hannover
Başkonsolosluğu çalışma bölgelerinde din görevlisi olarak çalıştı.
Niğde-Ulukışla İlçe Müftüsü iken, 14.06.2014 tarihinde Münih Din Hizmetleri Ataşeliğine atandı. Almanca ve Arapça
bilen Uysal, evli ve üç çocuk babasıdır.
İbrahim Ceyhan
1967 yılında Manisa-Akhisar ilçesi Durasıl Köyünde doğdu. 1985’te Çanakkale Biga İmam-Hatip
Lisesi’ni bitirdi. 1990’da DAEÜ İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 2005’te “Almanca Araştırmalara Göre Haçlı Seferlerinin Kültürel Boyutu” tezi ile DEÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisansını tamamladı. 2006 yılında Başbakanlık bursu ile “bilgi-görgü artırma” çerçevesinde
bir yıl süre ile Almanya’da çalışmalarda bulundu. Halen AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora eğitimine devam ediyor. Göreve 1987’de İzmir Bornova İlçesi Kurudere Köyünde imamhatip olarak başladı ve 2004 yılına kadar Bornova ve Konak ilçelerinde görev yaptı. 1994-2000
yılları arasında Almanya’nın Karlsruhe-Zell-Atzenbach’ta din görevliliği yaptı. 2004’te stajyer vaiz olarak İzmir İl Müftülüğü emrine atandı. 2007-2011 tarihlerinde İzmir Torbalı İlçe vaizliği yaptı. Bu görevde iken 2008’in başından itibaren 15 ay süre ile Başkanlığımız merkezinde Dış İlişkiler Dairesinde görevlendirildi. 2011’de İzmir İl vaizi, 2012’de
İzmir İl Uzman Vaizi oldu. Ocak 2014 tarihinde İzmir-Konak İlçe Müftülüğü Şube Müdürlüğüne tayin edildi. 20 Mayıs 2014 tarihinde Litvanya Vilnius Din Hizmetleri Müşavir Vekili olarak atandı. Almanca, İngilizce, Arapça ve Fransızca bilen Ceyhan, evli olup dört çocuk babasıdır.
Emekli oldu
Nurullah Demir
02.12.1949 tarihinde Kahramanmaraş-Afşin İlçesi Nadir Köyü’nde doğdu. 1957-1960 yılları arasında hafızlığını tamamladı ve 1961’de dışarıdan ilkokulu bitirdi. İmam-Hatip Lisesi 6. sınıfındayken 1968 yılında imam-hatip olarak atandı. 1974 yılında Yüksek İslam Enstitüsünü bitirerek
İmam-Hatip Meslek Dersleri Öğretmeni olarak göreve başladı. 1977 yılında Sanayi Bakanlığı
bünyesinde bir müddet çalıştı. 1986 yılında aşere-takrib ve tayyibe kursunu bitirdi. 1987 yılında
Mushafları İnceleme Kurulu Üyesi olarak atandı. 1989-1995 yılları arasında yurt dışı görevinde
bulundu. Yurt dışı dönüşü kısa bir süre il vaizliği yaptı. 1996 yılında Başkanlık Eğitim Uzmanlığı görevine, 2002’de
de Musafları inceleme Kurul Üyesi olarak atandı. Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Üyesi olarak görev yapmakta iken, 16.05.2014 tarihinde emekli olan Demir, evli ve dört çocuk babasıdır.
Vefat edenler
Ali Eyhan
Muharrem Karayiğit
Memet Altun
Cemal Mantar
Yılmaz Çağrıbay
İsmail Bayır
Mehmet Tombaş
32
Vefat eden personelimize Allah (c.c.)’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve Diyanet
camiasına başsağlığı dileriz.
İlçe Müftüsü
Kur’an Kursu Öğrt.
İmam-Hatip
İmam-Hatip
İmam-Hatip
Müezzin-Kayyım
Müezzin-Kayyım
Keles-Bursa
Kalkandere-Rize
Kars
Akkuş-Ordu
Karakoçan-Elazığ
Toroslar-Mersin
Of-Trabzon