TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FİNANSAL KALKINMANIN DOLAYLI BELİRLEYİCİLERİ: ARDL SINIR TESTİ YAKLAŞIMI Yrd. Doç. Dr. Gönül YÜCE AKINCI Ordu Üniversitesi Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] Arş. Gör. Dr. Merter AKINCI Ordu Üniversitesi Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] ÖZET Bu çalışmada, Türkiye ekonomisinde finansal kalkınmanın dolaylı belirleyicileri 1995-2012 dönemi için ARDL sınır testi yardımıyla araştırılmıştır. Analiz sonuçları, hem kısa hem de uzun dönemde ekonomik ve finansal özgürlükler ile kredi notu, ekonomik küreselleşme düzeyi ve siyasal istikrarın finansal kalkınma süreci için temel dolaylı belirleyiciler olduğunu göstermiştir. Ayrıca, ekonomik özgürlük düzeyinin bir dönem gecikmeli değeri hariç olmak üzere model kapsamında dikkate alınan değişkenlerin gecikmeli değerlerinin finansal kalkınma düzeyi üzerinde anlamlı bir etki yaratmadığını, bu değişkenlere ait cari dönem değerlerinin finansal kalkınmayı uyaran en temel dolaylı belirleyiciler olduğu da saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Türkiye Ekonomisi, Finansal Kalkınma, ARDL Sınır Testi Yaklaşımı THE INDIRECT DETERMINANTS OF THE FINANCIAL DEVELOPMENT IN TURKISH ECONOMY: ARDL BOUNDS TESTING APPROACH ABSTRACT In this study, the indirect determinants of the financial development in Turkey from 1995 to 2012 is investigated by employing ARDL bounds testing approach. The results of the analysis show that the economic and the financial freedom, the credit rate, the economic globalization level and the political stabilization are the main indirect determinants of the financial development process both in short and long term. Besides, it is found that except for the economic freedom variable, the lagged values of the all variables considered in the model do not have any significant effect on the financial development while the current period values of the all variables are the basic indirect determinants stimulating the financial development. Key Words: Financial Development, Indirect Determinants, ARDL Bounds Testing Approach 1 SAKARYA İKTİSAT DERGİSİ/THE SAKARYA JOURNAL OF ECONOMICS 1. GİRİŞ Bugünkü küreselleşme sürecinin kökenleri, neo-liberal akımın 1970’li yılların sonlarında başlayan yükselişiyle yakından ilişkilidir. Özellikle, son çeyrek yüzyılda hızlanan küreselleşme olgusu ile birlikte değişen dünya düzeninin dinamikleri, piyasaların bütünleşmesinde kuşkusuz önemli ölçüde etkili olmuş ve bu akımın temelini liberal hareketler oluşturmuştur. 1970’lerde patlak veren petrol şoklarının etkisiyle ABD dış ticaret açıklarının neden olduğu Bretton Woods Sistemi’nin çöküşü, doların Avrupa’da işlem görmesi sonucu döviz piyasalarının gelişmesi ile finansal piyasaların ülkelerarası bütünleşmesine paralel olarak 1980’lere gelindiğinde bilişim ve iletişim teknolojilerindeki hızlı değişim ile üçüncü küreselleşme süreci başlamıştır. Küreselleşmenin bu yeni süreci dünyada liberalleşme olgusunun yeniden hızlanmasına neden olmuştur (Dowrick ve DeLong, 2003: 192). Özellikle mal ve ticaret alanlarında geniş çaplı serbestleşme politikaları uygulamaya başlayan ülkeler, serbest dış ticaret ile birlikte bir taraftan dünya piyasalarında yükselen rekabet gücüne uyum sağlayabilmek amacıyla yapısal dönüşümler başlatmış, diğer taraftan da etkin üretim sistemlerine geçmişlerdir. Bu süreç, dış pazarlarda hem mal ve ülke çeşitliliğini artırmış hem de teknolojik yayılım paralelinde ulusal hasılanın yükselmesine olanak tanıyarak piyasa mekanizmasının işleyişi doğrultusunda bir ekonomik dönüşüme geçilmesini sağlamıştır. Ekonomik liberalizasyon ve özgürlükçü akımlar ile başlayan bu dönüşüm sürecinin dünya ekonomisine sunduğu bir diğer yenilik ise finansal özgürlükler olmuştur. Bu yeniliğe bağlı olarak sermaye piyasaları önündeki engeller kaldırılmış, yeni finansal araç çeşitliliği artırılmış ve uluslararası sermaye akımlarının yükselen hacmine bağlı olarak küresel finansal piyasaların etkinliği optimize edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca finansal özgürlük kanalı ile bir yandan doğrudan yabancı yatırımlar, portföy yatırımları ve uluslararası ticari krediler gibi sermaye akımları küresel platforma taşınırken diğer yandan da bireysel yatırımcıların işlem hacimleri artırılmıştır (Knight, 1998: 1186). Ülkelerin finansal kalkınmasında finansal özgürlüğün yanı sıra ülkede yatırım ortamının risk seviyesini ifade eden kredi notunun da önemli bir unsur olduğunu söylemek mümkündür. Finans sistemindeki hızlı büyüme ve farklılaşma, ülkenin sahip olduğu kredi notu, finansal piyasaların karmaşık ve spekülatif yapısı, piyasaya tam ve doğru bilgi akımının sağlanması ihtiyacı Standard&Poor’s, Moody’s ve Fitch gibi uluslararası sistemde kabul gören derecelendirme kuruluşlarının, ülkelerin ya da firmaların mevcut ekonomik görünümlerini piyasaya bildirmeleri ile ileri bir seviyeye taşınmış ve piyasaların etkinliğini ortaya koyan bu süreç yatırımcılar en önemli unsurlardan birisini oluşturmuştur. Başta ABD olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde fonlar kredi notlarına göre değerlendirilmektedir. Bu nedenle, ilgili kuruluşlar tarafından yatırım yapılabilir seviyede olmayan ülkelere fon girişi engellenmektedir. Bu ülkeler yatırım yapılabilir notu aldıklarında söz konusu fonların akışkanlığı hızlanmakta ve ülkeye düşük maliyetli önemli bir kaynak sağlanmaktadır. Dolayısıyla, kredi notu hem borçlanma maliyetlerini hem de yabancı fonların ülkeye girişini etkilemektedir (Karagöl ve Mıhçıokur, 2012: 14). Finansal kalkınmanın en temel koşulu daha güçlü ve istikrarlı makroekonomik politikaların geliştirilmesidir. Bu anlamda, tüm bu unsurların yanı sıra finansal kalkınmayla bağlantılı olan politikaların geliştirilmesinde büyük bir rol oynayan diğer bir faktör ise siyasi istikrardır. Ülkeler 2 Gönül YÜCE AKINCI/Merter AKINCI sürdürülebilir makro iktisadi politikaları ancak istikrarlı bir siyasi ve iktisadi ortamda gerçekleşebilirler. Bu doğrultuda finansal gelişimin sağlanmasında önemli bir unsur olan siyasi istikrar konusu siyasi otoritelerin izleyecekleri politikalarla yakından ilişkilidir (Arı, 2012: 6). Finansal işlemlerin hacminde yaşanan hızlı artışlar ile finansal araçların çeşitlerinde ve yapısında yaşanan değişimler sonucunda ortaya çıkan finansal krizler finansal istikrarı önemli bir konu haline getirmiştir. Dünya piyasalarında küreselleşme sürecinin hızlanması ve birçok ülkenin dışa açık hale gelmesi, ülkelerin makroekonomik koşullarını kendi iç dinamiklerine bağlı olmaktan çıkarmıştır. Dolayısıyla, uluslararası finansal piyasalarda yaşanan bir kırılma ya da uluslararası yatırımcıların yatırım yaptıkları ülkeden ani çıkışı, finansal piyasalarda dalgalanma yaratmakta ve finansal sistemin zayıf olduğu ekonomilerde finansal istikrarsızlığa yol açabilmektedir (Darıcı, 2012: 23-34). Görüldüğü gibi, finansal kalkınmayı etkileyen unsurlar finansal sistemin dışından da kaynaklanabilmektedir. Bir ülkenin makroekonomik koşullarında önemli bir değişiklik, fiyat düzeyinde bir dalgalanma, teknolojik yenilikler, para ve maliye politikalarında farklı uygulamalar ve siyasi gelişmeler birer dışsal faktör olarak finansal kalkınmayı etkileyebilmektedir (Tiryaki, 2012: 39). Bu çalışmada, Türkiye ekonomisinde finansal kalkınmanın dolaylı belirleyicileri 1995-2012 dönemi için ARDL sınır testi yardımıyla araştırılacaktır. Bu amaç doğrultusunda çalışma beş bölümden oluşmaktadır. İkinci bölümde, konu ile ilgili literatürde yer alan çalışmalara değinilmekte; “yöntem ve veriler” başlıklı üçüncü bölümde, çalışmanın uygulama kısmına ait metodoloji ve veri seti tanıtılmakta; dördüncü bölümde ise uygulama bulgularına yer verilmektedir. Çalışma, genel bir değerlendirmenin yapıldığı sonuç bölümüyle bitmektedir. 2. LİTERATÜR OZETİ Literatürde finansal kalkınmayı etkileyen faktörleri inceleyen çok sayıda çalışma olmakla birlikte, bu çalışmalar genel itibariyle iki kategori altında toplanabilmektedir. İlk kategoriyi oluşturan çalışmalar temel olarak ekonomik büyümenin finansal kalkınma üzerinde yarattığı etkileri dikkate almakta, ikinci grup çalışmalar ise daha çok finansal kalkınmayı dolaylı olarak etkilediği düşünülen küreselleşme düzeyi, finansal ve ekonomik özgürlük, kredi notu ve siyasi istikrar gibi değişkenleri dikkate almaktadır. Bu çalışmalarda, kullanılan ekonometrik yöntemler ve ülke örnekleri farklı olduğundan dolayı farklı sonuçlar elde edilmiş ve dolayısıyla ilgili değişkenler arasındaki ilişkinin varlığı ve yönü hakkında bir uzlaşma sağlanamamıştır. Kim ve Suh (1998), ekonomik küreselleşmenin finansal özgürlükler ve finansal kalkınma sürecini temsil eden sermaye hesabı liberalizasyonu üzerindeki etkisini Kore ekonomisi için inceledikleri çalışmalarında, globalleşen makro ekonomik sistemler ile birlikte finansal özgürlüklerin yükselen bir ivme sergilediğini ve buna bağlı olarak da sermaye hesabının liberal bir yapıya kavuşarak hem ülkelerin rekabet gücünü ve hem de finansal işlem hacimlerini artırdığını vurgulamışlardır. Liberalizasyon sürecinin en önemli bileşenlerinden birisini oluşturan finansal özgürlüklerin, sermaye piyasaları ile reel ekonomi üzerindeki etkilerini yükselen piyasa ekonomileri kapsamında inceleyen Bekaert vd. (2003), söz konusu bu liberal hareketlerin finansal derinliği artırmak suretiyle reel sektör üzerinde pozitif yönlü etkiler yarattığı sonucuna ulaşmışlardır. 3 SAKARYA İKTİSAT DERGİSİ/THE SAKARYA JOURNAL OF ECONOMICS Kredi derecelendirme kuruluşları tarafından verilen kredi notlarının finansal kalkınma ve uluslararası sermaye akımları üzerindeki etkilerini 1995-2003 döneminde 51 yükselen piyasa ekonomisi için panel veri analizlerini kullanarak inceleyen Kim ve Wu (2008); yabancı para birimi cinsinden uzun dönemli kredi notlarının finansal kalkınma ve yabancı sermaye çekme sürecini hızlandırdığı, yerel para birimi cinsinden uzun dönemli kredi notlarının finansal kalkınma sürecini uyardığı ancak uluslar arası sermaye akımlarını olumsuz yönde etkilediği ve kısa dönemli kredi notlarının ise finansal kalkınma süreci ile sermaye akımlarının tüm formlarında gerilemeye sebep olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Braun ve Raddatz (2008), dış ticaretini liberalize eden 41 ülkede finansal özgürlüklerin finansal kalkınma süreci üzerindeki etkisini 1970-2000 dönemi için panel veri analizleri yardımı ile inceledikleri çalışmalarında, finansal sistemi düzenleyen reformların ve bu süreci takip eden liberal hareketlerin finansal kalkınmayı sağlayan önemli faktörler olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Kaminsky ve Schmukler (2008), 28 gelişmiş ve yükselen piyasa ekonomisinde gerçekleştirilen finansal liberalizasyonun sermaye piyasaları üzerindeki kısa ve uzun dönemli etkilerini panel veri analizleri yardımıyla inceledikleri çalışmalarında, özellikle kısa dönemde dip ve zirve dönemlerini takip eden liberal hareketlerin uzun dönem itibariyle daha istikrarlı bir sermaye piyasası sürecini oluşturacağını belirtmişlerdir. Kurumsal kalite düzeyi, ticari açıklık ve finansal liberalizasyon sürecinin finansal kalkınma üzerindeki etkilerini 1980-2001 döneminde 27 ülkeyi dikkate alarak dinamik panel veri analizleri yardımıyla inceleyen Law ve Habibullah (2009), kişi başına düşen reel gelir ve kurumsal kalite düzeyinin bankacılık sektörü ile sermaye piyasasının kalkınma süreci için temel faktörler olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Ayrıca yazarlar, ticari açıklık seviyesinin sermaye piyasalarının gelişimi için daha önemli unsur olduğunu da belirtmişlerdir. İlaveten, finansal özgürlük süreci kapsamında yerel finansal piyasalarda gerçekleştirilecek olan reformların bankacılık sektörünün gelişimi için büyük bir önem arz ettiği de vurgulanmıştır. Ruiz-Porras (2009), finansal sektörün en önemli birimlerinden birisi olan finansal aracılık faaliyetleri, hacimleri ve etkinliklerinin bankacılık ve dolayısıyla da finansal sektörün gelişimi üzerindeki etkilerini panel veri analizleri yardımıyla 1990-2003 dönemi için 211 ülkeyi dikkate alarak incelediği çalışmasında, finansal özgürlükler temelinde liberalize olmuş piyasa temelli finansal sistemlerin finansal aracılık hizmetlerini geliştirmek suretiyle bankacılık sektöründe istikrarı artırdığı ve dolayısıyla da finansal kalkınma sürecini, hızlandırdığı sonucuna ulaşmıştır. Cajueiro vd. (2009), 1990’lı yılların başlarında Yunanistan’da gerçekleştirilen finansal liberalizasyonların finansal piyasa yapısı üzerinde yarattığı etkileri inceleyebilmek amacıyla zaman serisi analizlerini kullanarak yaptıkları çalışmalarında; uygulamaya konan finansal özgürlük süreçlerinin, sermaye piyasalarının etkinliğini artırdığını göstermişlerdir. Ekonomik özgürlük ve siyasal istikrarın finansal kalkınma üzerindeki etkisini Afrika ülkelerini dikkate alarak 1990-2005 dönemi itibariyle inceleyen Enowbi-Batuo ve Kupukile (2009), ekonomik ve politik liberalizasyon sürecinin finansal kalkınma düzeyini etkilediği sonucuna uyguladıkları panel veri analizleri sonucu itibariyle ulaşmışlardır. 4 Gönül YÜCE AKINCI/Merter AKINCI Law vd. (2010), ekonomik özgürlüklerin bankacılık sektörünün gelişimi üzerindeki etkisini altı Doğu Asya ülkesinde 1975-2006 dönemi için panel veri analizleri yardımı ile incelediği çalışmasında, ekonomik özgürlüğün bankacılık sektörü gelişmişliği üzerinde pozitif yönlü ve istatistiki bakımdan anlamlı etkiler yarattığı sonucuna ulaşmıştır. Oghouei (2010); kurumsal yapılanma, yasal sistem ve siyasal faktörlerin finansal kalkınma üzerindeki etkilerini 60 ülkede 1980-2006 dönemi için dinamik panel veri analizleri yardımı ile incelediği çalışmasında, siyasal kurumların etkin işleyişinin finansal kalkınma düzeyi üzerinde pozitif yönlü ve istatistiki bakımdan anlamlı etkiler yarattığı sonucuna ulaşmıştır. Siyasal kurumların etkin işleyişinin siyasal rekabeti arttıracağını ve tam bilgiye ulaşma imkanını hızlandıracağını belirten yazar, bu durumun ekonomi için denge mekanizması oluşturacağını ve dengeli bir ekonomik yapılanmanın ise finansal kalkınma düzeyini uyaracağını belirtmiştir. Ayrıca, sağlanan siyasal istikrara bağlı olarak finansal kalkınma için en temel bileşenlerden birisi olan yasal sistemin gelişerek yatırımcılar için ihtiyaç duyulan korunma ve özgürlük algısının artacağı ve dolayısıyla finansal kalkınma sürecine bir ivme kazandırılacağı da vurgulanmıştır. Baier vd. (2012) tarafından yapılan çalışmada, kamusal müdahalenin yüksek olduğu ülkelere kıyasla kamusal müdahalenin düşük olduğu ülkelerde ekonomik özgürlük düzeyinin arttığı ve yakın gelecekte finansal kriz ile karşılaşma olasılıklarının da daha düşük olduğu sonucuna varmışlardır. Ekonomik özgürlük, finansal kalkınma ve ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkisini Nijerya ekonomisini dikkate alarak 1990-2010 dönemi için inceleyen Kolawole (2012), ilgili değişkenler arasında herhangi bir nedensellik ilişkisinin olmadığı ve istatistiki bakımdan anlamsız ilişkiler olduğu sonucuna ulaşmıştır. Hafer (2013), ekonomik özgürlüklerin finansal kalkınma üzerindeki etkilerini 1980-2009 dönemi için 81 ülkeyi dikkate alarak panel veri analizleri yardımı ile incelediği çalışmasında, ekonomik özgürlüklerin finansal kalkınma düzeyi üzerinde pozitif ve istatistiki bakımdan anlamlı etkiler yarattığı ve ulaşılan yüksek ekonomik özgürlük düzeylerine bağlı olarak finansal kalkınma sürecinin de artan bir ivme kazanacağı sonucuna ulaşmıştır. 3. YÖNTEM VE VERİLER Bu çalışmada, Türkiye ekonomisinde finansal kalkınmanın dolaylı belirleyicileri 1995-2012 dönemi için sınır testi (ARDL) yardımıyla araştırılmıştır. Bu amaç doğrultusunda kurulacak olan modele ilişkin olarak kullanılan değişkenler ile bu değişkenlere ait veri setinin tanıtımı ve veri kaynakları Tablo 1’de sunulmuştur. 5 SAKARYA İKTİSAT DERGİSİ/THE SAKARYA JOURNAL OF ECONOMICS Tablo 1. Değişkenlere İlişkin Göstergeler Değişken Kısaltma Ölçü Birimi Veri Kaynağı Finansal Kalkınma FK M2/GSYİH World Bank Ekonomik Özgürlük EÖ Endeks Heritage Foundation Finansal Özgürlük FÖ Endeks Heritage Foundation Kredi Notu KN Gölge Değişken Standard&Poor’s Ekonomik Küreselleşme EK Endeks Index of Globalization Siyasal İstikrar Sİ Endeks Freedom House Modelin bağımlı değişkenini oluşturacak olan finansal kalkınma değişkenini temsilen geniş anlamdaki para arzının (M2) GSYİH’ya oranı dikkate alınmıştır. Modelin bağımsız değişkenlerinden ikisini oluşturan ekonomik ve finansal özgürlükler ise Heritage Foundation tarafından oluşturulan endeks değeri kullanılarak sayısallaştırılmıştır. İlgili endeks değeri 0-100 arasındaki bir skala ile ifade edilmekte ve ilgili özgürlük kriterleri bazında sıfır değerine yaklaşılması özgürlüklerin azaldığını, 100 değerine yaklaşılması ise özgürlüklerin arttığını göstermektedir. Dolayısıyla, bu değişkenler itibariyle beklenen işaret pozitif olarak belirlenmiştir. Modelin bir başka bağımsız değişkenini ifade eden kredi notu, Standard&Poor’s tarafından her yıl çeşitli kriterler bazında ülkelere atfedilen kredi notunu yansıtmaktadır. Bu çalışmada, ilgili kredi notu olarak adı geçen kuruluşun yabancı para cinsinden Türkiye’ye verdiği kredi notu gölge değişken olarak kullanılmıştır. Bir önceki yıla göre kredi notunda bir değişim olmaması halinde 0, pozitif yönlü bir değişim durumunda 1 ve negatif yönlü bir değişim durumunda ise 2 değeri modele dahil edilmiştir. Dolayısıyla, bu değişken itibariyle beklenen işaret pozitif olarak belirlenmiştir. Modelin bir diğer bağımsız değişkenini oluşturan ekonomik küreselleşme düzeyi, KOF Index of Globalization tarafından oluşturulan endeks değerinin dikkate alınması suretiyle nicelleştirilmiştir. İlgili endeks değeri 0-100 arasındaki bir skala ile ifade edilmekte ve sıfır değerine yaklaşılması küreselleşme düzeyinin azaldığını, 100 değerine yaklaşılması ise küreselleşme düzeyinin arttığını göstermektedir. Dolayısıyla, bu değişken itibariyle beklenen işaret pozitif olarak belirlenmiştir. Modelin son bağımsız değişkeni, Freedom House tarafından sayısallaştırılan siyasal istikrardır. 1-7 arasındaki bir ölçüm ile sayısallaştırılan siyasal istikrar düzeyi, 1’e yaklaştıkça artmakta ve 7’ye yaklaştıkça azalmaktadır. Dolayısıyla, bu değişken itibariyle beklenen işaret negatif olarak belirlenmiştir. 6 Gönül YÜCE AKINCI/Merter AKINCI Çalışmada, ifade edilen değişkenler temel alınarak finansal kalınmanın dolaylı belirleyicilerini tespit edebilmek amacıyla (1) numaralı temel eşitlikten yararlanılmıştır: FKt 0 1EÖt 2 FÖt 3 KNt 4 EKt 5 Sİt t (1) Finansal kalkınmanın dolaylı belirleyicilerinin araştırılabilmesi amacıyla Peseran vd. (2001) tarafından geliştirilen ARDL sınır testi yaklaşımından yararlanılmıştır. ARDL eşbütünleşme analizi; Engle ve Granger (1987), Johansen (1988) ve Johansen ve Juselius (1990) testlerine kıyasla bir takım avantajlara sahiptir. Bu avantajlardan birincisi; ARDL yaklaşımının, değişkenlerin I(0) ve I(1) gibi entegre derecelerine bakmaksızın uygulanabileceğidir. Dolayısıyla, ARDL yaklaşımında değişkenlerin genel bir form itibariyle I(d) şeklinde herhangi bir sınıflandırmaya tabi tutulmaması birim kök testlerine olan ihtiyacı ortadan kaldırmaktadır. İkincisi, Johansen eşbütünleşme tekniğinin uygulanabilmesi için gerekli olan geniş kapsamlı veri setine ARDL testinde ihtiyaç duyulmamakta ve az sayıdan oluşan gözlem setine uygulanabilmektedir (Akıncı ve Yılmaz, 2012: 12). Üçüncüsü, ARDL yaklaşımında değişkenlerin farklı düzeylerdeki optimal gecikme düzeyleri dikkate alınabilirken, diğer geleneksel testlerde böylesi bir durum söz konusu olamamaktadır. Son olarak, ARDL yaklaşımı tek denklemli sistemlere uygulanabilmesine karşın, geleneksel eşbütünleşme tekniklerinde uzun dönemli ilişkiler ancak sistem denklemleri yardımıyla hesaplanabilmektedir (Öztürk ve Acaravcı, 2010: 1939). Sınır testi, En Küçük Kareler (EKK) tahmincisi ile kısıtsız hata düzeltme modelinin tahminine dayanmaktadır. (1) numaralı denklemin eşbütünleşme ilişkisi, kısıtsız hata düzeltme modelinin sınır testi yaklaşımı ile tahmin edilmesi sonucunda tespit edilebilmektedir. Bu bağlamda, (1) numaralı eşitlik ARDL formunda (2) numaralı eşitlikten yararlanılarak ifade edilebilmektedir: m m m m m i 1 i 0 i 0 i 0 i 0 FK t 0 1i FK t i 2 i EÖt i 3i FÖt i 4 i KN t i 5i EK t i (2) m 6 i Sİt i 7 FK t 1 8 EÖt 1 9 FÖt 1 10 KN t 1 11 EK t 1 12 Sİt 1 t i 0 (2) numaralı model önce EKK yöntemiyle tahmin edilmekte ve “m” olarak gösterilen gecikme uzunluğu belirlenmektedir. Gecikme uzunlukları belirlenirken AIC, SIC, FPE ve HQ gibi bilgi kriterlerinden yararlanılmakta ve en küçük kritik değeri sağlayan gecikme uzunluğu, model için en uygun gecikme değeri olarak seçilmektedir. F testinin sağlıklı sonuç vermesi için hata terimlerinde otokorelasyon olmaması gerekmektedir. Modelde, bağımlı değişken FK ’nın gecikmeli değeri de yer aldığı için otokorelasyon sınamasında Breusch-Godfrey sınaması kullanılmıştır. Bu işlemlerden sonra uzun dönemli ilişkinin bulunmadığını ifade eden sıfır hipotezi, (2) numaralı modeldeki FK t 1 , EÖt 1 , FÖt 1 , KN t 1 , EK t 1 ve Sİ t 1 gecikmeli değişkenlerinin katsayılarına sıfır kısıtı getirilerek test edilmektedir. (2) numaralı denklemdeki değişkenlerin 7 SAKARYA İKTİSAT DERGİSİ/THE SAKARYA JOURNAL OF ECONOMICS H 0 : 7 8 9 10 11 12 0 seviye değerlerine ait katsayılar, F testi ile hipotezi dikkate alınarak test edilmektedir. Hesaplanan F istatistik değeri, Pesaran vd. (2001)’nin çalışmasında verilen alt ve üst kritik değerlerle karşılaştırılır. Hesaplanan F istatistiği üst kritik değerin üzerindeyse seriler arasında bir eşbütünleşme ilişkisinin olduğuna, alt değerlerin altında kalması durumunda ise eşbütünleşme ilişkisinin olmadığına karar verilmektedir. Hesaplanan F istatistiğinin alt ve üst kritik değerlerinin arasına düşmesi durumunda eşbütünleşme hakkında kesin bir yorum yapılamamaktadır. Değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisinin bulunması durumunda (3) ve (4) numaralı eşitlikler kullanılarak sırasıyla uzun ve kısa dönem katsayıları da elde edilebilmektedir: m m m m m i 1 i 0 i 0 i 0 i 0 FK 0 1i FKt i 2i EÖt i 3i FÖt i 4i KNt i 5i EKt i m (3) 6i Sİt i t i 0 m m m m i 0 i 0 i 0 FKt 0 1 ECt 1 2i FKt i 3i EÖt i 4i FÖt i 5i KNt i i 1 m m i 0 i 0 (4) 6i EKt i 7i Sİt i t (4) numaralı modelde yer alan ECt 1 değişkeni, uzun dönem ilişkisinden elde edilen hata terimleri serisinin bir dönem gecikmeli değerini temsil etmektedir. Bu değişkenin istatistiki bakımdan anlamlı olan negatif değer alması, değişkenlerin denge değerine daha çabuk yakınsayacağı anlamına gelmektedir. ARDL modelinde gecikme uzunluklarının tespitinde SIC kullanılmış ve maksimum gecikme uzunluğu 5 alınarak her gecikme için SIC hesaplanmıştır. Gecikme uzunluklarının belirlenmesinde Kamas ve Joyce (1993) tarafından belirtilen yöntem esas alınmıştır. Buna göre, ilk önce belirlenen en büyük gecikme uzunluğu üzerinden bağımlı değişkenin sadece kendi gecikmeli değerlerine göre regresyonu gerçekleştirilmiş ve en küçük SIC değerine sahip olan gecikme sayısı seçilmiştir. Daha sonra bağımlı değişkenin seçilen gecikme sayısı sabit tutulup, birinci bağımsız değişkenin tüm gecikmeleri ile regresyon oluşturularak en küçük SIC değeri bu bağımsız değişkenin gecikme sayısı olarak atanmıştır. Aynı süreç, diğer değişkenler için de yapılmıştır. 4. UYGULAMA BULGULARI Bu çalışmada, Türkiye ekonomisinde finansal kalkınmanın dolaylı belirleyicileri 1995-2012 dönemi için ARDL sınır testi yardımıyla araştırılmıştır. Bu amaç doğrultusunda ilk aşamada, model için uygun gecikme uzunluğu belirlenmiş ve söz konusu gecikme uzunluğunda 8 Gönül YÜCE AKINCI/Merter AKINCI otokorelasyonun olup olmadığı Breusch-Godfrey otokorelasyon testi kullanılarak araştırılmıştır. Uygun gecikme uzunluğunun belirlenmesi esnasında, diğer bilgi kriterlerine kıyasla daha sağlıklı bilgiler sunduğu için SIC kriteri kullanılmış ve çalışmanın veri seti yıllık olduğu için maksimum gecikme uzunluğu 3 olarak alınmıştır. Tablo 2, uygun gecikme uzunluklarının tespiti için hesaplanan SIC değerleri ile otokorelasyon test sonuçlarını göstermektedir Tablo 2. Gecikme Uzunluklarının Belirlenmesi Optimum Gecikme SIC Breusch-Godfrey Uzunluğu (m) Otokorelasyon Testi 1 4.793 2.016 2 5.794 0.519 3 4.315 0.161 Tablo 2’ye göre; üç gecikme uzunluğu, SIC değerinin minimum olması ve otokorelasyon problemini bünyesinde barındırmaması nedeniyle optimum gecikme sayısı olarak seçilmiştir. Uygun gecikme sayısı belirlendikten sonra sınır testi yaklaşımıyla seriler arasında eşbütünleşme ilişkisinin araştırılmasına geçilmiştir. Tablo 3, sınır testi sonuçlarını göstermektedir. Tablo 3. Sınır Testi Analiz Sonuçları %1 Kritik Değer k 5 %5 Kritik Değer F-İstatistiği 6.078 Alt Sınır Üst Sınır Alt Sınır Üst Sınır 3.41 4.68 2.62 3.79 Not: k, (2) numaralı denklemdeki bağımsız değişken sayısını temsil etmektedir. Kritik değerler Pesaran vd. (2001)’deki Tablo CI(iii)’den alınmıştır. Tablo 3, (2) numaralı denklemin üç gecikme ile tahmin edilmesinden sonra hesaplanan F istatistiği değeri ile Pesaran ve diğerleri (2001)’den alınan kritik değerleri göstermektedir. Bu kritik değerler, beş bağımsız değişken ile %1 ve %5 anlamlılık düzeyi için geçerlidir. Hesaplanan F istatistiğinin (6.078), %1 anlamlılık düzeyindeki üst sınırdan (4.68) büyük olması dolayısıyla 9 SAKARYA İKTİSAT DERGİSİ/THE SAKARYA JOURNAL OF ECONOMICS değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisinin olduğunu söylemek mümkündür. Bu bağlamda, seriler arasındaki uzun ve kısa dönem ilişkilerinin belirlenmesinde ARDL modeli kullanılabilir. Çalışmada kullanılan değişkenler arasındaki uzun dönem ilişkisinin incelenebilmesi için (3) numaralı ARDL modelindeki gecikme uzunlukları SIC yardımıyla belirlenmiştir. Maksimum gecikme uzunluğunun 3 olarak alındığı bu analizin sonucunda, ARDL (1, 1, 0, 0, 0, 1) modelinin tahmin edilmesine karar verilmiştir. Tablo 4, ARDL (1, 1, 0, 0, 0, 1) modelinin tahmin sonuçlarını göstermektedir. 10 Gönül YÜCE AKINCI/ Merter AKINCI Tablo 4. ARDL (1, 1, 0, 0, 0, 1) Modeli Uzun Dönem Sonuçları Değişken Katsayı Değişke n Katsayı t p İstatisti ği Değeri -111.899* -2.237 0.055 KN 0.664* 1.926 0.092 -0.703 -1.690 0.129 EK 1.276* 1.935 0.088 2.437*** 3.668 0.006 Sİ -26.054*** -2.866 0.000 EÖ(-1) 0.772* 1.862 0.099 Sİ(-1) 6.092 1.506 0.170 FÖ 0.227* 1.993 0.083 C FK(-1) EÖ nb p Değeri Modele İlişkin Temel İstatistikler R 2 = 0.907 R 2 = 0.814 P( F ) = 9.767*** (0.002) 2 BG (3) = 0.365 (0.673) Not: * ve *** DW = 2.059 2 BPG = 9.168 (0.328) işaretleri ilgili değişkenin sırasıyla %10 ve %1 önem düzeyinde anlamlı olduğunu yansıtmaktadır. BG ve 2 2 BPG testleri ise sırasıyla Breusch-Pagan otokorelasyon testi ve Breusch-Pagan-Godfrey değişen varyans testini yansıtmaktadır. Bu testlere ait parantez içindeki değerler, ilgili testin katsayısına ait olasılık değerini yansıtmaktadır. 11 SAKARYA İKTİSAT DERGİSİ/THE SAKARYA JOURNAL OF ECONOMICS Tablo 4’de uzun dönem dinamiklerini yansıtan sonuçlar, ekonomik özgürlüklerin cari ve bir dönem gecikmeli değerlerinin finansal kalkınma düzeyi üzerinde pozitif ve istatistiki bakımdan anlamlı etkiler yarattığını göstermiştir. Benzer bulguların finansal özgürlükler, kredi notu ve ekonomik küreselleşme düzeyine olan adaptasyon süreci için de geçerli olduğu söylenebilir. Siyasal istikrar değişkenine ait katsayının beklentiler dahilinde negatif ve istatistiki bakımdan anlamlı çıkması da Türkiye ekonomisinde son yıllarda sağlanan siyasal istikrara paralel olarak finansal kalkınma düzeyinin hızlandığını yansıtmaktadır. Diğer taraftan uzun dönem analiz sonuçları, finansal gelişmişlik seviyesinin bir dönem gecikmeli değerinin finansal kalkınma düzeyi üzerinde anlamlı bir etki yaratmadığını, siyasal istikrarın sadece cari dönem düzeyinin finansal kalkınma üzerinde anlamlı etkiler ortaya çıkardığını, genel olarak bu değişkenlerin bir dönem gecikmeli değerlerinin finansal kalkınma üzerinde anlamlı etkiler yaratamadığını da göstermiştir. Bütün sonuçlar dikkate alındığında, ekonomik ve finansal özgürlükler ile kredi notu, ekonomik küreselleşme düzeyi ve siyasal istikrarın finansal kalkınma süreci için temel dolaylı belirleyiciler olduğu söylenebilir. Değişkenler arasındaki kısa dönem ilişkisi ise (4) numaralı ARDL yaklaşımına dayalı bir hata düzeltme modeli ile araştırılmıştır. Modelde, maksimum gecikme uzunluğu yine 3 olarak dikkate alınmış ve kısa dönem ilişkisinin ARDL (1, 1, 1, 1, 0, 1) modeli ile araştırılması uygun görülmüştür. Modele ait tahmin sonuçları Tablo 5’de sunulmuştur. 12 Gönül YÜCE AKINCI/ Merter AKINCI Tablo 5. ARDL (1, 1, 1, 1, 0, 1) Kısa Dönem Dinamiklerini Yansıtan Hata Düzeltme Modeli Sonuçları Değişken Katsayı Değişken t p İstatistiği Değeri Katsayı t p İstatistiği Değeri C -0.392 -0.375 0.726 ΔKN 0.670* 1.175 0.090 ΔFK(-1) -0.475 -1.891 0.131 ΔKN(-1) 0.837 0.805 0.465 ΔEÖ 1.872* 2.351 0.078 ΔEK 1.192** 3.046 0.038 ΔEÖ(-1) 0.973** 2.800 0.048 ΔSİ -15.303*** -7.430 0.000 ΔFÖ 0.051* 2.211 0.085 ΔSİ(-1) 0.953 0.376 0.725 ΔFÖ(-1) -0.139 -1.192 0.299 EC(-1) -1.795*** -6.054 0.003 Modele İlişkin Temel İstatistikler R 2 = 0.959 R 2 = 0.848 P( F ) = 8.665** (0.025) 2 BG (3) = 0.487 (0.561) Not: *, ** ve *** DW = 1.873 2 BPG = 8.489 (0.668) işaretleri ilgili değişkenin sırasıyla %10, %5 ve %1 önem düzeyinde anlamlı olduğunu yansıtmaktadır. 2 2 BG ve BPG testleri ise sırasıyla Breusch-Pagan otokorelasyon testi ve Breusch-Pagan-Godfrey değişen varyans testini yansıtmaktadır. Bu testlere ait parantez içindeki değerler, ilgili testin katsayısına ait olasılık değerini yansıtmaktadı 13 SAKARYA İKTİSAT DERGİSİ/THE SAKARYA JOURNAL OF ECONOMICS Uzun dönem dinamiklerine paralel sonuçların elde edildiği kısa dönem dinamiklerini yansıtan hata düzeltme modeli bulguları, ekonomik özgürlüklerin cari ve bir dönem gecikmeli değerleri ile finansal özgürlükler, kredi notu ve ekonomik küreselleşme düzeyinin finansal kalkınma süreci üzerinde pozitif ve istatistiki bakımdan anlamlı etkiler yarattığını ortaya koymuştur. Siyasal istikrar değişkenine ait katsayının beklentiler dahilinde negatif ve istatistiki bakımdan anlamlı çıkması da sağlanan siyasal istikrara paralel olarak finansal kalkınma düzeyinin hızlandığını yansıtmaktadır. Diğer taraftan kısa dönem analiz sonuçları, ekonomik özgürlük düzeyi hariç olmak üzere model kapsamında dikkate alınan değişkenlerin gecikmeli değerlerinin finansal kalkınma düzeyi üzerinde anlamlı bir etki yaratmadığını, bu değişkenlere ait cari dönem değerlerinin finansal kalkınmayı belirleyen en temel dolaylı belirleyiciler olduğunu yansıtmıştır. Ayrıca, hata düzeltme parametresine ait olan katsayının beklentiler dahilinde negatif ve istatistiki bakımdan anlamlı olması, kısa dönemde ortaya çıkabilecek olan dengesizliklerin uzun dönemde düzeltileceğini göstermektedir. 5. SONUÇ Çalışmada, Türkiye ekonomisi için 1995-2012 dönemine ait yıllık zaman serileri kullanılarak, finansal kalkınmanın dolaylı belirleyicileri Pesaran vd. (2001) tarafından geliştirilen sınır testi yaklaşımıyla incelenmiştir. Analiz sonuçları, hem kısa hem de uzun dönemde ekonomik ve finansal özgürlükler ile kredi notu, ekonomik küreselleşme düzeyi ve siyasal istikrarın finansal kalkınma süreci için temel dolaylı belirleyiciler olduğunu göstermiştir. Ayrıca, ekonomik özgürlük düzeyinin bir dönem gecikmeli değeri hariç olmak üzere model kapsamında dikkate alınan değişkenlerin gecikmeli değerlerinin finansal kalkınma düzeyi üzerinde anlamlı bir etki yaratmadığını, bu değişkenlere ait cari dönem değerlerinin finansal kalkınmayı uyaran en temel dolaylı belirleyiciler olduğu da saptanmıştır. 1980’li yıllardan itibaren dünya konjonktüründe yeniden kendisini hissettiren neo-liberal politikalar ile üçüncü dalga küreselleşme hareketlerine bağlı olarak ülkeler arasındaki iktisadi sınırlar ortadan kaldırılmış ve ekonomik özgürlükler dahilinde entegrasyon hareketleri hızlanmıştır. Bu hareketler ile birlikte ekonomik liberalizm sürecine dahil olan Türkiye ekonomisi, sistemin en önemli yapı taşlarından birisi olan finansal liberalizme de kapılarını açarak, mali özgürlükleri bünyesine dahil etmiştir. Dahil olunan söz konusu özgürlükçü akımlar paralelinde sağlanan hızlı ekonomik ve finansal gelişim süreci, çeşitli uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının ülke notunu artırması ile yükselen bir ivme kazanmıştır. Dolayısıyla, gerek iç piyasada yakalanmaya çalışılan serbest pazar mekanizması, gerek dış piyasalarla olan entegrasyon düzeyi ve gerekse de ekonomik ve finansal sınırların mümkün olabildiği ölçüde minimum düzeye çekilmesi Türkiye ekonomisinde finansal kalkınmayı uyaran temel bileşenler olarak gündeme gelmiştir. Bu süreç dahilinde özellikle kamu sektörünün piyasalar üzerindeki egemen yapısının kırılmaya çalışılması, ilgili mekanizmaya ivme kazandıran bir başka unsur olmuştur. Ayrıca, 2000’li yıllardan itibaren sağlanan siyasal istikrar süreci de sisteme büyük bir derinlik kazandırmış, hem yerli hem de yabancı yatırımcıların finansal piyasalardaki işlem hacimlerinin artmasına katkı sağlamıştır. Elde edilecek olan getirilerin güvence altına alınması ve finansal sektöre getirilen düzenlemeler ile birlikte Türk sermaye piyasalarına olan talep de canlanmış ve rekor düzeylere ulaşan işlem hacimleri ortaya çıkmıştır. 14 Gönül YÜCE AKINCI/ Merter AKINCI İfade edilen tüm bu olumlu gelişmelere karşın, model kapsamına dahil edilen dolaylı belirleyicilerin gecikmeli değerlerinin finansal kalkınma düzeyi üzerinde anlamlı bir etki yaratamaması, diğer bir ifadeyle ilgili değişkenlerin sadece cari dönem değerlerinin finansal gelişme düzeyi üzerinde anlamlı etkiler ortaya çıkarması, finansal sistemin hala kırılgan bir yapı sergilediğini de yansıtmaktadır. Son yıllar hariç olmak üzere, Türkiye ekonomisinde uzun yıllar boyunca uygulanan yüksek faiz-düşük kur politikası ifade edilen sonucun temel yapı taşını oluşturmuş, yetersiz tasarruf ve buna bağlı olarak da açık veren bütçe ve cari işlemler dengesi de ilgili sürecin derinlik kazanmasına neden olmuştur. Söz konusu bu süreç yabancı tasarruflara olan ihtiyacı tetikleyerek, finansal sektöre kırılgan bir nitelik kazandırmıştır. Dolayısıyla, gerek yerli ve gerekse yabancı yatırımcılar için Türk finans sektöründe işlem yapabilmenin temel göstergesi olarak çeşitli kriterler bazında cari dönem değerleri dikkate alınmış, olumsuz bir konjonktüre bağlı olarak ekonomide kriz dönemleri yaşanmıştır. Bu negatif yapının değiştirilebilmesi için hem makroekonomik göstergelerin ve hem de finans sektörüne ilişkin temel belirleyicilerin güçlü bir altyapıya kavuşturulması, bunun için de özellikle uzun dönemde temeli piyasa mekanizmasına bağlı olan etkin politikaların takip edilmesinin büyük önem taşıdığı söylenebilmektedir. 15 SAKARYA İKTİSAT DERGİSİ/THE SAKARYA JOURNAL OF ECONOMICS KAYNAKÇA AKINCI, M. ve Yılmaz, Ö. (2012). “Validity of the Triple Deficit Hypothesis in Turkey: Bounds Test Approach”. ISE Review, 13(50): 1-27. BAIER, S.L.; CLANCE, M. ve DWYER, G.P. (2012). “Banking Crises and Economic Freedom”. Federal Reserve Bank of Atlanta Working Paper. BRAUN, M. ve RADDATZ, C. (2008). “The Politics of Financial Development: Evidence From Trade Liberalization”. The Journal of Finance, 63(3): 1469-1508. DARICI, B. (2012). “Finansal İstikrar ve Finansal İstikrara Yönelik Kamusal Sorumluluk Çerçevesinde Para Politikası: Türkiye Analizi”. Bankacılar Dergisi, 23(83): 34-66. DOWRICK, S. ve DELONG, J.B. (2003). “Globalization and Convergence”, M.D. Bordo, A.M. Taylor ve J.G. Williamson (Der.), Globalization in Historical Perspective (191-226). University of Chicago Press, USA. ENGLE, R.F. ve GRANGER, C.W.J. (1987). “Co-Integration and Error Correction: Representation, Estimation, and Testing”. Econometrica, 55(2): 251-276. ENOWBİ-BATUO, M. ve KUPUKILE, M. (2009). “How Can Economic and Political Liberalisation Improve Financial Development In African Countries?”. MPRA, No: 20651. HAFER, R.W. (2013). “Economic Freedom and Financial Development: International Evidence”. Cato Journal, 33(1): 111-126. JOHANSEN, S. (1988). “Statistical Analysis of Cointegration Vectors”. Journal of Economic Dynamics and Control, 12(2-3): 231-254. JOHANSEN, S. ve JUSELIUS, K. (1990). “Maximum Likelihood Estimation and Inference on Cointegration with Applications to the Demand for Money”. Oxford Bulletin of Economics and Statistics, 52(2): 169-210. KAMAS, L. ve JOYCE, J.P. (1993). “Money, Income and Prices Under Fixed Exchange Rates: Evidence from Causality Tests and VARs”. Journal of Macroeconomics, 15(4): 747-768. KARAGÖL, E.T. ve MIHÇIOKUR, Ü.O. (2012). “Kredi Derecelendirme Kuruluşları: Alternatif Arayışlar”. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Raporu, No:7. KIM, D.C. ve SUH, D. (1998). “Financial Liberalization and Korean Corporations’ Financing Policy for Globalization”. Journal of Asian Economics, 9(1): 31-66. KIM, S.J. ve WU, E. (2008). “Sovereign Credit Rating, Capital Flows and Financial Sector Development in Emerging Markets”. Emerging Markets Review, 9(1): 17-39. 16 Gönül YÜCE AKINCI/ Merter AKINCI KNIGHT, M. (1998). “Developing Countries and Globalization of Financial Markets”. World Development, 26(7): 1185-1200. KOLAWOLE, B.O. (2012). “Open Markets, Financial Sector Development and Economic Growth in Nigeria”. European Scientific Journal, 8(28): 283-300. LAW, S.H. ve HABIBULLAH, M.K. (2009). “The Determinants of Financial Development: Institutions, Openness and Financial Liberalisation”. South African Journal of Economics, 77(1): 45-58. LAW, S.W., RAMKE S. ve SAID, R.M. (2010). “Economic Freedom and Banking Development: The Experiences of Selected East Asian Countries”. Journal Pengurusan, 31: 71-81. ÖZTÜRK, İ. ve ACARAVCI, A. (2010). “The Causal Relationship Between Energy Consumption and GDP in Albania, Bulgaria, Hungary and Romania: Evidence from ARDL Bounds Testing Approach”. Applied Energy, 87(6): 1938-1943. OGHOUEI, H. (2010). “Effect of Institution, Legal Tradition and Political Factors on Financial Development”. PhD Thesis, University Putra, Malaysia. PESARAN, M.H.; SHIN, Y. ve SMITH, R.J. (2001). “Bounds Testing Approaches to the Analysis of Level Relationships”. Journal of Applied Econometrics, 16(3): 289-326. RUIZ-PORRAS, A. (2009). “Financial Structure, Financial Development and Banking Fragility: International Evidence”. Analysis Economico, 24(56): 147-173. TİRYAKİ, G. (2012). “Finansal İstikrar ve Bankacılık Düzenlemeleri (1990-2010 Türkiye Tecrübesi Işığında)”. Türkiye Bankalar Birliği Yayını, No: 289. 17
© Copyright 2024 Paperzz