Konya Hayvancilik Projesi

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI
KONYA İL MÜDÜRLÜĞÜ
TEKNİK REHBER
Bu rehber, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile FAO ve UNDP tarafından müşterek uygulanan
TUR/87/018 ve devamı olan TUR/91/017 no lu hayvancılık projeleri çerçevesinde yapılan
çalışmalar sonucunda bölge hayvancılık çiftçisinin ve konu ile ilgili elamanların yararlanması
için hazırlanmıştır.
KONYA HAYVANCILIK PROJESİ
1993
KONYA HAYVANCILIK PROJESİ
(Genel Bilgiler)
Hükümetimiz ile Birleşmiş Milletler Teşkilatının müşterek uyguladığı ve esas adı "İç Anadolu
Bölgesi İçin Uygun Hayvan Yetiştirme Sistemlerinin Geliştirilmesi" olan bu pilot proje;
Eylül/1988 tarihinde Konya' da başlamış, Karaman' ın il olmasından sonra 2 ilde yürütülmüş ve
1993 yılında sonuçlandırılmıştır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl Müdürlüğünce yürütülen proje
faaliyetlerinin teknik danışmanlığını FAO yapmış ve dış kaynağıda UNDP tarafından
karşılanmıştır.
Projenin amacı kısaca şöyledir:
Bölgede uygulanan hayvancılık faaliyetinin mevcut durumunu tesbit etmek ve bu sektörün daha
düzenli ve karlı hale getirilebilmesi için çeşitli faaliyetler yaparak tavsiyeler üretmektir.
Bu amaca ulaşmak için, bölgede hayvancılık çeiftçilerini temsil eden 100 işletme ( 40 süt
sığırcılığı, 40 koyunculuk, 20 besicilik) belirlenmiş, bu işletmelerde ziyaretli eğitim sistemine
dayalı olarak çeşitli demonstrasyonlar uygulanmış, barınaklarda, bakım-besleme yöntemlerinde
küçük ama yararlı düzenlemeler yapılmış, köye yönelik hizmet yapan uzman ve yayım personeli
eğitilmiş, çeşitli konularda video bant, liflet, takvim, gazete, el kitabı, slayt vs. hazırlanarak
bölgedeki diğer çiftçilerinde bu çalışmalardan yarlanması sağlanmıştır.
Proje sahasında yapılan ve olumlu sonuçlar alınmış teknik uygulamalar ile bunlarla ilişkili ve
tamamlayıcı diğer konuların yer aldığı bu Teknik Rehber' de proje ürünlerinden birisidir ve en
önemlisidir. Çünkü bu rehber, bölgedeki hayvancılık çiftçisi ile konu üzerinde çalışan teknik
elamanların yıllardır eksikliğini duyduğu teknik paket niteliğindedir ve gerçekci tavsiyeleri
kapsamaktadır. Özelliklmme sahada çalışan yayım elamanlarının, bölgelerindeki potansiyeli
dikkate alarak hayvancılık çiftçisine faydası olması, seçilmiş çiftçilerine pratik değeri olan
teknikleri tavsiye etmesi ve hatta bizzat uygulaması kolaylaşmış olmaktadır.
Teknik Rehber' de yer alan konular, projenin devamı süresince danışmanlık yapan 7 yabancı ve
4 yerli uzmanın önerileriyle şekillenmiş ve çoğu onların gözetiminde uygulanmıştır.
Gerek projenin yürütülmesi, gerekse bu rehberin hazırlanması ve yayınlanması safhalarında
görev alan kişi ve kuruluşlara teşekkür eder, proje sonuçlarının ve Teknik Rehber' in bölgemiz
hayvancılık çiftçileri ile sahada çalışan elamanlara yararlı olmasını dileriz.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
Konya İl Müdürlüğü-1993
Rehberde Yer alan konuların teknik olarak hazırlanmasında görev alan yada katkıda bulunan kişi
ve kuruluşlar:
Dr. Olaf THIEME
Patrick O'DONOVAN
Dr Mike KELLY
Proje Teknik Danışmanı
"
"
"
"
"
"
Dr Mehmet KARAZEYBEK
Proje Mahalli Koordinatörü
H. İbrahim ÖZBAYAT
Proje Konu Uzmanı
Konya İl Md. lüğü
"
"
"
Rahime SÖZMEN
"
"
"
"
"
"
Ahmet UĞURLU
"
"
"
" "
"
Sabri DEMİRBAŞ
"
"
Bayram KAYMAZ
Konu Uzmanı
Hayvancılık Merkez Araştırma Enstitüsü- Konya
Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü
"
" "
" "
"
"
(Çayır-Mer'a ve Zootekni Araştırma Enst.-Mülga)-ANKARA
S.Ü. Ziraat Fakültesi -
KONYA
S.Ü. Veteriner Fakültesi-
KONYA
YOĞUN KUZU BESİSİ
Kuzuların 1,5-2 aylık yaşta (ERKEN) sütten kesilerek, konsantre (YOĞUN) yemle serbest
olarak, 2 ay süreyle (KISA SÜRELİ) yemlenmase ve 35-40 kg canlı ağırlığa ulaşınca besinin
tamamlanarak elden çıkarılmasıdır.
Besi Öncesi Yapılacak Uygulama
Doğan kuzular 15-20 gün süreyle anaları ile birlikte tutulur ve sadece analarını emerler. Bu süre
sonunda analarından ayrılan kuzuların önüne fenni yem (kuzu buzağı yemi) konur ve kuzular bu
yeme alıştırılır. Bu arada; başlangıçta 3, daha sonra 2 ve 1 öğün olmak üzere kuzular emiştirilir.
Bu uygulamaya kuzular 1,5- 2 aylık oluncaya kadar devam edilir.
Bu sırada kuzular 16-17 kg canlı ağırlığa ulaşmış olmaktadır.Günde tüketebildikleri yem miktarı
ise 340-400 gram civarındadır. Artık, kuzu anasına bağlı olmaksızın yediği yemle gelişmesini
sürdürebilecek duruma gelmiş demektir. Tam besiye başlama zamanıdır.
Besiye Başlarken Şu Hususlara Dikkat Etmek Gerekir:
1). Besiye başlamadan önceki son hafta içinde az miktarda kuru ot veya kuru yonca vermek çok
yararlıdır. Bunun nedeni; kuzunun işkembesini daha iyi geliştirmek ve besi döneminde yiyeceği
yemlerden daha fazla yararlanmasını sağlamaktıdır. Miktar olarak kuzu başına günlük 50 gr
yeterlidir.
2). Besinin başladığı hafta besi yemine alıştırma yapmak ve ondan sonra tamamen beside
verilecek yeme geçmek gereklidir. Çünkü, yem değişikliğinden dolayı kuzularda herhangi bir
rahatsızlık, sindirim bozukluğu veya şişkinlik meydana gelebilir.
Bu dönemde günde 350-400 gr. fenni yeme alışmış biur kuzu aniden arpanın hakim olduğu besi
yemine sokulursa bazı problemler (şişkinlik vs.) çıkabilir. Bu nedenle yapılacak iş; ya önceki
yemle yeni yem karıştırılarak azar azar geçiş yapılır veya eski yemle yeni yem ayrı ayrı
yemliklerde verilerek yavaş yavaş yemeleri sağlanır ve bir haftanın sonunda önceki yem
tamamen kaldırılır.
3). Besiye başlarken dikkat edilecek diğer bir konu da kuzuların sütten kesilmesidir. Yoğun kuzu
besisinin bir amacı da kuzuların erken yaşta yoğun yemle beslenerek ana sütünün sağılması ve
bunun değerlendirilmesidir. Bu nedenle besiye başladığında kuzular sütten kesilir.
Ancak bazı çiftçiler " Koyun yavrusunu görmezse sütünü keser, indirmez" demektedir. Böyle bir
durum ayıştırmayla ilgili olup, teknik olarak doğrulayan görüşler mevcut değildir. Buna rağmen
bu inancı taşıyan çiftçiler, emzirmeye devam ederek besiye başlayabilirler.
4) Erken yaşta besiye sadece erkek kuzular alınırsa çok daha iyi sonuçlar elde edilmektedir. Besi
başında; dişiden 4-5 kg eksik gelen bir erkek kuzu, besi sonunda bu farkı kapatmakta, hatta
geçmektedir.
5) Kuzulara, besiye alınmadan önce Enteretoksemi (Bağırsak) aşısı yapılmalıdır. Gerekirse iç
parazit mücadelesi de yapılır.
6). Bölgemiz için önemli olan diğer bir hastalık da Beyaz Kas Hastalığıdır. Bunun için E
vitamini, Selenyum ve diğer iz elementler ihtiva eden elaçlar verilebilir.
Beside Verilecek Yem:
Yoğun kuzu besisinde değişik yem rasyonları kullanılabilir. Ancak bunlardan hem kolayca
hazırlanan, hemde çiftlikte bulunan yem maddelerinin kullanıldığı özel kuzu besisi rasyonu çok
iyi sonuçlar vermektedir. Bunun için gerekli olan maddeler: Arpa, Pamuk Tohumu Küspesi,
Mermer Tozu, ve Vitamin Mineral karışımıdır. Ara ve Tuz her zaman bulunabilen maddelerdir.
Pamuk Tohumu Küspesi için tavsiye; yaprak şeklinde değil toz şeklinde olmalı ve proteini
yüksek ( yani kaliteli ve pamuğu az) olmalıdır. Mermer Tozu mozaik imalatçılarında bol
miktarda ve çok ucuza bulunmaktadır. Vitamin Mineral karışımı ise hayvan yemi veya ilaçları
satan yerlerde bulunabilir. Ancak alırken dikkat edilecek husus, kuzular için olan karışım
istenecek ve ne kadar yeme ne kadar karıştırılacağı sorulacaktır.
Bu Maddelerden Ne Kadar Stok Yapılmalıdır?
50 kuzuyu besiye alacağımızı düşünelim. Bunun için yaklaşık 2 ton Arpa, 800 kilo Pamuk
Tohumu Küspesi, 45 kilo Mermer Tozu, 15 kilo Tuz ve teteri kadar Vitamin-Mineral
karışımıdır.
Yemin Hazırlanışı:
Özel besi yemi, çiftlikteki yem odasında rahatlıkla hazırlanabilir, bunun için bir kürekle bir ölçü
kabı (gaz tenekesi) yeterlidir.
Bir tonluk yem hazırlayalım:
Bunun için önce miktarı az olan malzemelerden ön karışım yaparak başlanır. Çünkü,
hazırlanacak yemin çok iyi karıştırılması ve her tarafında eşit miktarda karışmış olması gerekir.
Önce Mermer Tozu, Tuz ve Vitamin-Mineral karışımı iyice karıştırılır. Bu ön karışımda
bulunması gereken maddeler; 14 kg (yarım teneke) Mermer Tozu, 5 kg Tuz ve 1kg (veya 5 kg)
Vitamin-Mineral karmasıdır.
Daha sonra bu karışım 270 kg (27 teneke) Pamuk Tohumu Küspesinin bir kısmı ile çoğaltılır.
Son olarak da 710 kg (55 teneke) Arpa ile birlikte hazırlanan ön karışım ve kalan Pamuk
Tohumu Küspesi iyice karıştırılır. Böylece özel besi yeminin hazırlığı tamamlanır.
50 kuzu için 2 aylık besi boyunca bu şekilde hazırlanan 3 karışım yeterli olmaktadır. Bir
kuzunun tükettiği yem miktarı ise 55-60 kg. ı bulmaktadır.
Başka Yemlerde Kullanılabilir.
Yoğun kuzu besisinde kullanılabilecek diğer bir yem de Fabrika Yemidir. Bu yemin alıştırma
şekli ve uygulama şekli aynıdır. Ancak besi ortasından itibaren belli oranlarda Arpa ile
karıştırılması ve karıştırılan Arpa oranında Mermer Tozu ve Vitamin-Mineral karışımı ilave
edilmesi faydalıdır. Karıştırılacak Arpa oranı, besinin 5 ci ve 6 cı haftasında % 25; 7 ve 8 ci
haftasında ise % 50 olmalıdır.
Değişik kesif yem maddelerinden oluşan çeşitli yemleme şekilleri de mevcuttur. Örneğin, yonca,
arpa ve kepek karışımından da besi yemi yapılabilir.
Yem Verme:
Alıştırma dönemini geçirmiş kuzular, hazırlanan besi yeminden artık serbest olarak yiyecektir.
Bunun için hiçbir sınırlama yoktur. Yeterki önlerinde sürekli içme suyu bulunsun.
Yem serbest olarak normal yemliklerde (oluklarda) verilebilir. Ancak pislenme, telef olma gibi
sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bunu önlemek için özel yapılmış kuzu besi yemlikleri tavsiye
edilir. Bu yemliklerde,yem kapalı bir hazneden döküldüğü için pislenme ve telefat gibi
olumsuzluklar yoktur. Ayrıca bir depo 100 kg. yem aldığı için günde bir defada kuzuların yanına
girmek yeterlidir.
Besiyi Bitirme:
Bu şekilde yaklaşık 2 ay beslenen kuzular artık 35-40 kg. canlı ağırlığa ulaşmıştır. Bu dönemde
besi sonuçlandırılmalıdır. Şayet uzatılırsa, hem yediği yeme karşı aldığı kilo azalacak, hemde
daha çok yağlanma olacaktır. Buda ekonomik yönden istenmeyen bir durumdur.
Önemli Hatırlatma:
1) Kesinlikle, bu yeme alışmış kuzulara, başka ir yem verilmemelidir. Böyle yapılırsa mutlaka
besi düzeni bozulacak, hayvanlar sarsıntı geçirecektir.
2) Özel besi yeminin hazırlanmasında Pamuk Tohumu Küspesi her zaman 270 kg. katılabileceği
gibi, birinci karışımda 300 kg., ikinci ve üçüncü karışımlarda 250 şer kg. katılabilir.
3) Şayet kuzuların doğumu mevsim olarak erken tarihte (Ocak ayı) gerçekleştirilirse besi de
erken tarihte (Mayıs ayında) sonuçlanacaktır. Elde edilen tecrübelere göre bu aylarda kzu eti
fiatları oldukça yüksek seyretmekte, yaz mevsimine girince nisbeten düşmektedir.
BU SİSTEMİN AVANTAJLARI:
1) İşgücü: Çiftçinin işlerinin fazla olduğu bir dönemde, bu tür kuzu besisinde 9-10 yaşındaki bir
çacuk rahatlıkla yeterli olmaktadır.
2) Çoban Masrafı: Bölgemizde yaygın olan kuzu besisinde 10-12 aylık yaşa kadar hayvanlar
elde tutulmaktadır. Bunun için mera ve anızda otlatmam icabeder ki buda ancak ayrı bir çoban
tarafından yapılır. Halbuki bu sistemde kuzular 3,4-4 aylık yaşta elden çıkarılmaktadır.
3) Süt Kazancı: Kısa zamanda kuzular sütten kesildiği için koyunların sütü sağılarak
değerlendirilir. Bölgemizdeki yaygın uygulama, koyun sağımında Hıdırellez denilen Mayıs ayı
başında girilir. Halbuki bu sistemde Mart ayında sağım başlayabilmekte ve 5 ay devam
edebilmektedir.
4) Otlak: Uzun süre elde tutulan kuzular mutlaka mera ve anızda otlatılacaktır. Buda anaç
koyunların otlatılmasında sıkıntı yaratabilir. Halbuki kuzuların yoğun besiye alınması halinde
zaten zayıf olan mera ve otlaklar koyunların istifadesine kalmaktadır.
5) Yemin Kolay Hazırlanışı: Özel besi yeminde kullanılan Arpa, Tuz gibi maddeler çiftlikten
temin edilmekte ve karışım kürekle çok rahat yapılmaktadır.
6) Kuzu Telefatı: Besinin kısa sürede tamamlanması ve meraya çıkarılmaması nedeniyle kuzu
telefatı (ölümü) az olmakta, hatta hiç olmamaktadır.
7) Yemden İstifade: Bu dönemde kuzu 3,5-4 kg. yem yiyip bir kg. ağırlık kazanmaktadır.
Çünkü tam gelişme çağındadır. Buda yemden istifadeyi artırmaktadır.
8) Yem Telefatı: Şayet özel yemlik kullanılıyorsa hiç yem telef olmamaktadır. Yemin tümü
kuzular tarafından tüketilmektedir.
9) Et Kalitesi:Genç hayvanın eti yaşlı hayvana göre her zaman kalitelidir. Çünkü gelişme
çağında yağlanma çok değildir. Bu da satışta daha fazla fiat almaktadır.
10) Et Randımanı: Kaba yem yemeden bu şekilde beslenen kuzular kesimde yüksek et
randımanı vermektedirler. Bu randıman hem etin sıkı oluşundan, hemde kaba yem yemediği için
işkembe ve diğer sindirim organlarının aşırı gelişmesinden kaynaklanmaktadır.
11) Yılda 2-3 Devir: Kısa süreli besi yılda 2-3 devir yapma imkanı vermektedir. Buda daha
fazla kazanç demektir.
Elde Edilen Sonuçlar:
İlimizde uzun zamandır uygulanan bu tür yoğun kuzu besisi demonstrasyonlarında alınan
sonuçları şu şekilde özetlemek mümkündür:
Besi Başında kuzu ağırlığı
:16-18 kg.
Besi sonunda kuzu ağırlığı
: 33-36
Besi boyunca canlı ağırlık artışı
: 17-18 kg.
Günlük canlı ağırlık artışı
: 300 gr. (ortalama)
1 kuzunun günlük yem tüketimi
: 1 kg. (Ortalama)
1 kuzunun besi boyunca yem tüketimi
: 55-60 kg.
1 kg. canlı ağırlık artışı için yem tüketimi : 3,5-4 kg.
AHIR VE AĞILLARDA HAVALANDIRMA
Koyunlar gebeliğin son dönemi, doğum zamanı ve doğum sonrasında ağılda kalırlar. Bu dönem
koyunların verim yönünden en kolay etkilendiği bir dönemdir. Başka bir deyişle, gebelik ve
doğum sonrası hayvanlar fizyolojik olarak çevre şartlarındaki olumsuz etkenler karşısında çeşitli
sıkıntılara girerler. Bu olumsuz etkilerden biri de ağıl içindeki rutubetli ve kirli havadır.
Besi sığırları besi başından besi sonuna kadar ahır içindedirler. Her ne kadar bazı üreticiler
besiye başlamadan önce besi sığırlarını merada otlatma yapsalarda bölgemizde yaygın olan
besicilik sisteminde besi hayvanları bağlı olarak hep ahır içinde kalmaktadır. Bölgemizde bir çok
besi ahırına girerken göz yaşartıcı yüksek amonyak ve kirli hava hemen yüzümüze çarpmaktadır.
Aynı şekilde süt inekleride çoğunlukla ahırda kalmaktadır.Hatta sağım, yemleme gibi işler
çoğunlukla ahır içinde yapılmaktadır. Bu nedenle süt inekleri içinde içeride rahatsız etmeyen bir
hava olmalıdır.
Sığırlar her gün terleme ve tenefüs yolu ile 8 litre kadar nemi ahır içine yayarlar.Buna rağmen
gübre, idrar ve ahır içindeki atık sulardan da rutubet yayılır.
Bu rutubet dışarıya atılmadığı takdirde ahır ve ağıllarda amonyakla karışık kötü bir hava
oluşacaktır. Bununla birlikte bir çok olumsuz gelişmelerde ortaya çıkacaktır.
Bu olumsuz gelişmeleri şöyle sıralayabiliriz:
• Hayvanlarda teneffüs yolları hastılıklarına yol açıyor.
• Ahır içindeki pis ve yüksek amonyak içeren hava hayvanların yemden yararlanmasını
azaltıyor ve arzu edilen gelişmeye ulaşmamızı engelliyor.
• Ağaç, tuğla, kerpiç v.s. gibi inşaat malzemeleri rutubetten etkilenerek çürümelere sebep
oluyor, buda binaların ömrünü azaltıyor. Hatta havalandırmanın iyi yapılmadığı ahır ve
ağıllarda tavanda su damlaları oluşuyor ve yağmur gibi hayvanların üzerine yağıyor. Buda
hayvanlarda çeşitli hastalıklara yol açıyor.
• Ahır ve ağıllarda çalışanlar rahatsız olduğu gibi çeşitli sağlık problemleriyle de
karşılaşabiliyorlar.
•Kış aylarında ahır ve ağıllardaki hava sıcaklığı ile dışarıdaki hava sıcaklığı arasında aşırı
fark olduğundan hayvanlar sulama vs. için dışarıya bırakıldığı zaman hastalanabiliyor.
Bütün bu ve buna benzer olumsuzluklar, fazla bir masraf gerektirmeden yapılabilecek iyi bir
havalandırma ile giderilebilir.
Bu konuda ana mesaj:
Yeteri kadar hava bacası dır.
Peki ama hangi çapta hangi büyüklükte bir baca sorusu akla gelebilir. Bunun için 200 litrelik
akaryakit varilleri idealdir.Bu variller hemen hemen her çiftçide vardır ve hiç bir işe yaramaz
halde bir köşede çürümeye terkedilmiş durumdadır.
Bu varillerden baca yapmak oldukça kolaydır. Gerekli olan malzeme; bir çekiç ve bir keskidir.
Varilin altını keskiyle keserek çıkardıktan sonra, üst kısmını dört parmak altından keserek şapka
çıkarıyoruz. 25-30 cm lik üç demir parçasıyla bu şapkayı varile perçinle yada vidayla takıyoruz.
İşte basit bir temknikle yapacağımız baca yukarıda saydığımız olumsuz etkernleri ortadan
kaldıracaktır.
Peki ya... Kaç tane varil takmalıyız?
Bunun da hesabı çok basit:
50 koyuna bir varil,
7 ineğe bir varil
Tabiiki iyi bir havalandırma yapabilmek için bu varilleri çatıya koymak yeterli değildir. Isınan
hava yukarı doğru yükselir ve bacadan dışarıya çıkar gider. Yerine temiz ve taze hava girer.
Bacanın iyi çalışabilmesi için hava akışının iki misli kadar hava akışı sağlanmalıdır. Bu da
pencerelerden yada duvardaki herhangi bir açıklıktan sağlanabilir.
Bunun için şöyle bir hesaplama yapabiliriz:
Her 100 koyun için 1M2 lik hava girişi,
Her 100 koyun için 0,5 M2 lik hava çıkışı ihtiyacı vardır.
Buna göre koyun başına 0,01 m2 lik hava girişi ve 0,005 m2 lik hava çıkışı , yani hava bacası
ihtiyacı vardır.
Başka bir deyişle; 50 koyunumuzun var olduğunu kabul edersek;
50x0,01= 0,5 m2 lik hava girişi,
50x0,005=0,25 m2 lik hava bacasına ihtiyaç vardır.
Bizim 200 litrelik varilimiz, 0,23 m2 lik bir baca alanını karşılamaktadır. Yani ihtiyacımız olan
0,25 m2 lik alana yakın bir alan.
Eğer 100 koyunumuz varsa:
100 x0,01=1 m2 lik hava girişi,
100 x 0,005= 0,5 m2 lik hava çıkışı şeklinde hesaplama yapabiliriz.
Daha pratik ve açık bir mesaj olarak; 50 koyuna 1 varil veya 7 ineğe 1 varil diyoruz.
Şurası akıldan çıkarılmamalıdır ki; kışın bacayı hiç bir zaman kapatmamalıyız. Soğuk günlerde
pencerelerin bazıları kapatılabilir... Ayrıca hayvanlar hava cereyanı ve ani ısı değişimleri
haricinde sıfırın altındaki derecelerden pek fazla etkilenmezler.
Bu amaçla hayvancılık işletmelerinde kışın ağıl ve ahır içindeki sıcaklığı öğrenmek için , ahır ve
ağıllara termometre konulmuştur. Ahır ve ağıllarda sıcaklığın hiç bir zaman sıfr derecenin altına
düşmediği tesbit edilmiştir. Bu nedenle hayvanlar üşüyecek gibi endişelerden uzak kalarak, kışın
hava bacaları hiç bir zaman kapatılmamalıdır.
Basit bir teknoloji ile hiç bir masraf yapmadan, yukarıda saydığımız bütün olumsuzluklar
ortadan kalkacaktır. Ayrıca hem içeride çalışanlar rahat edecek, hemde hayvanlar rahat
edecektir...
Özet olarak;
İçeride çalışanların rahatlığı,
Hayvanların sağlığı,
Barınakların yıpranmaması için mutlaka yeteri kadar hava bacası yapılmalıdır.
Baca alanının iki katı kadar temiz hava girişi alanı hesaplanmalıdır.
Havalandırma, cereyan yaptırmadan sağlanmalıdır.
Hava bacaları kış aylarında dahi kapatılmamalıdır.
Pratik olarak da 50 koyuna bir varil veya 7 ineğe bir varil hesaplanmalıdır.
PANCAR POSASI SILAJI
Konya da şeker pancarı üretimi önemli bir yer tutar. Şeker pancarının fabrikada işlenmesi
sırasında bir yan ürün olan pancar posası da bol miktarda üretilmektedir.
Bol ve ucuz olarak temin edilen pancar posası, hayvanlar için iyi bir yem kaynağıdır.
Birçok üretici pancar posasının önemini anlamiş ve hayvanlarına yedirmektedirler. Bugün
besicilik yapan bir üretici besi hayvanlarına pancar posasını yedirmekte ve besi rasyonlarında
iilk sırayı vermektedirler. Ancak bazı ihmal ve dikkatsizlikler sonucu problemler ortaya
çıkmaktadır.
Pancar posası fabrikadan çıktığı zaman bol su içermektedir. Depolama sırasında zamanla
posada bozuşma, küflenme, hatta kurtlanmalar görülmektedir. Bu nedenle birçok süt üreticisi
pancar posasını süt ineklerine verirken hayvanlara zarar vereceği korkusuyla tereddüt
etmektedirler. Böylece yonca, korunga, fiğ gibi kaba yem açığı olan üreticilerimiz bol ve ucuz
olan bu yem maddesinden yeterince faydalanamamaktadırlar.
Koyunculuk yapan üreticilerimiz koyunların ağılda kaldığı aylarda gebe koyunlara zarar
vereceği düşüncesiyle bu yem maddesinin yedirilmesinde tereddüt göstermektedirler.
Hatta birçok üretici posanın içindeki suyu uçurmak ve bozulmayı, küflenmeyi ve
kurtlanmayı önlemek için pancar posasını satın aldıkları gün bir yere sererek güneşte
kurutmaktadırlar.
İş bu olumsuzlukları önlemek ve süt inekleri için faydalı olan bu yem maddesinin
besin değerini artırarak daha iyi değerlendirmek için pancar posasının sılajını yapmak
gerekir.
Pancar posası sılajı yapıldığında fabrikadan çıktığı zamanki tazeliğini korumakta ve
yukarıda saydığımız bozulmalardan doğan olumsuzlukları ortadan kalkmaktadır. Hatta kış
aylarında dışarıda kaldığı halde soğuktan donma olayı görülmemektedir. Böylece üreticilerimiz
hem besi sığırlarına, hem süt ineklerine, hemde gebe koyunlara hiç çekinmeden rahatca
yedirebilmektedirler.
Ayrıca sılaj yapılmadan depolanan pancar posasının besin değerinde bazı kayıplar
olmaktadır. Halbuki sılaj yapıldığı zaman bu kayıplar önlenmektedir.
Pancar Posası Silajı Nasıl Yapılır?
On tonluk pancar posasından silaj yapmak için gerkli olan katkı maddeleri şunlardır:
10 ton yaş pancar posası
500-1000 kg saman
300 kg melas
100 kg üre gübresi
Yeteri kadar su
Bir kamyon pancar posası aşağı yukarı 10 ton geldiği için yapılan örnek 10 ton üzerinden
yapılmıştır. Daha fazla miktarlarda yapılacak silaj için bu hesap esas alınmalı ve katkı maddeleri
ona göre hesaplanmalıdır.
Melas şeker fabrikasından temin edilebilir. Pancar üreticisi olan çiftçiler melası üretici
oldukları için şeker fabrikasından daha kolay temin edebilmektedirler.
Pancar poası silajına başlamadan önce melas su içinde eritilir.Eğer eritilmezse melas biraz
katı olduğu için hem eşit bir şekilde serpilmez hemde üzerine serpmek için kullandığımız
kovadan kolay akmaz. Bunun amacı, katı kıvamlı melasın süzgeçli kovadan kolay akması ve her
tarafa eşit şekilde nüfuz etmesi içindir.
Ayrıca melasın kolay erimesi için ısıtılmalıdır. Melasın su içerisinde eritilmesinde işlemin
kolay yapılabilmesi için 200 litrelik akaryakıt varillerinin kullanılması ve melasın bu varillerde
eritildikten sonra kullanılması daha faydalı olacak ve işlemi kolaylaştıracaktır.
İşlemin kolay yapılılabilmesi için ateş üzerinde ısıtılan bir kazan yada depodaki sudan bir
iki teneke su boş varile dökülür. Sonra melasdan 50 kg lık bir kısım varilin içine dökülür (2
teneme melas 50 kg geliyor). Bu arada varile döktüğümüz melasın üzerine sıcak sudan
doldurmaya devam edilir. Bir yandanda bir kürekle veya büyük bir sopa ile karıştırılarak
varildeki melasın erimesi sağlanır.Melas eridikten sonra her varile 15 kg üre gübresi dökülür (1
teneke üre 15 kg gelmektedir). Karıştırma işlemi ürenin reimesi içinde tekrarlanır. Daha sonra
200 litrelik varilimiz doluncaya kadar sıcak su ilave edilir. Artık melas ve üre karışımı hazırdır.
Silajın yapılışında kullanılabilir.
Silajın Yapılması:
Silajın yapılması için zemini sert ahır veya ağıla yakın bir yer seçilir ve temizlenip
düzeltilerek hazırlanır. Seçtiğimiz yer bir açık alan olabildiği gibi ahır yada ağılın bir duvarına
bitişik de olabilir. Hatta bazı üreticilerimiz dört tarafı çevrili bir havuz yaparak silajı bunun içine
yapmışlardır.
Silaj yapılacak yer hazırlandıktan sonra en alta dört parmak kalınlığında saman atılır.
Silajın yapılacağı alan yapacağımız silaj miktarına göre değişmekle birlikte 2x8 metre veya
duruma göre değişik ebatlarda olabilir (10 ton posa için).
Saman atıldıktan sonra varildeki hazırladığımız melas-üre eriyiğinden süzgeçli kova ile
alarak samanın üzerine gezdirilerek serpilir. İki yada üç süzgeçli kova, 2x8 m lik saman alanını
ıslatabilir. Çiğneyerek yada bir yuvak gezdirerek sıkıştırılır. Daha sonra üstüne 20-25 cm
kalınlığında yaş pancar posası atılır ve eşit bir şekilde dağıtılır. Bir taraftan çiğneme ve
sıkıştırma yapılırken öbür taraftan süzgeçli kovalarla pancar posasının üzerine 2-3 kova şerbet
serpilir. Birinci kat bu şekilde hazırlanmıştır. Aynı şekilde tekrrar saman atılır, tekrar şerbet
serpilir, sıkıştırılır ve üstüne tekrar pancar posası atılarak işleme devam edilir. Kat kat sıkıştırma
ve sulama işlemi 1-1,5 metre yüksekliğe kadar devam eder. Bu arada varildeki karışım biterse
yeniden melas üre karışımı hazırlanarak işlem tamamlanır.Daha sonra hazırlanan silajın etekleri
bir kürekle iyice düzelttikten sonra üstüne bir naylon örtü çekilerek kenarları hava almayacak
şekilde bir ay kadar bekledikten sonra herhangi bir zamanda bir köşesinden açılarak hayvanlara
korkusuzca yedirilir.
Silaj açıldığı zaman pancar posasının fabrikadan çıktığı tazeliğini koruduğu ve hiç
bozulma, küflenme vs. olmadığı görülecektir. Hayvanlara ilk verdiğimiz gün biraz tereddüt
etseler de ikinci üçüncü günlerde severek yemeye çalışacaklardır.
SAMAN-ÜRE MUAMELESİ
Büyük ve küçükbaş hayvanşarın beslenmesinde kaba yem olarak yonca, korunga, fiğ, vs.
gibi kaliteli yem bitkilerinin önemi tartışılmaz. Öncelikle yüksek verimli kültür ırklarının kaba
yem ihtiyacı mutlaka bu tür yem bitkileri ile karşılanmalıdır.
Ancak bölgemizde bu konuya yeterli önem verilmemesi nedeniyle büyük kayıplar olmakta,
hayvanlar (özellikle yüksek verimliler) hiç bir zaman genetik kapasitesi ölçüsünde verime
ulaşamamaktadır. Çünkü yukarıda belirtilen yem bitkilerinin üretimi ve kullanımı bilinmemekte,
önem verimemekte veya üretimine imkan bulunmamaktadır.
Yıllardır yerleşmiş bir alışkanlık sonucu olarak saman önemli bir kaba yem kaynağıdır. Bu
alışkanlığın kısa vadede terk edilmesi zordur. Hele bazı bölgelerimiz vardır ki, toprak ve iklim
özellikleri nedeniyle yem bitkilerinin yetiştirilmesine elverişli değildir.
Bu sebeplerden dolayı, şu anda yaygın olarak kullanılan samanın, bazı işlemlerden sonra
zenginleştirilerek daha yararlı hale getirildikten sonra kullanılması tavsiye edilmektedir.
Bunun için uygulanan çeşitli yöntemler vardır. Pratiğe intikal edebilecek olan uygulama,
Sodyum Hidroksit veya amonyakla samanın muamale edilmesi ve böylece samanın enerji ve
protein değerlerinin yükseltilmesidir. Bu işlemde ayrıca samanın bünyesinde bulunan selülöz
ve lignin gibi maddelerin parçalanarak hayvana daha yararlı hale getirilmesi sağlanmaktadır.
Fakat samanın bu kimyasal maddelerle (Amoyakla) muamele edilmesinin çok önemli bir amacı
da, samanın protein yapı taşı olan Nitrojen (Azot-N) bakımından zenginleştirilmesidir. Bu
durumda hayvanların işkembesinde (Rumende) faaliyet gösteren ve yemlerin parçalanmasını
sağlayan rumen bakterilerinin çalışmasını teşvik edecek besin kaynağı oluşturmaktır. Yani,
selülözü parçalayan ve rumen florasında bulunan mikroorganizmaların faaliyeti için gerekli
protein kaynağı, amonyakla muamele edilmiş samanla temin edilmiş olmaktadır. O halde bu
samanı yiyen hayvanlar, sadece bundan istifade etmekle kalmıyor ve işkembeleri bu faaliyetlerin
hızlanması nedeniyle yediği diğer yemlerden de azami yararı sağlamış oluyor.
Samanın söz konusu kimyasal maddelerle muamelesi biraz zor ve pahalı olmakta, ancak
laboratuvar şartlarında uygulanmaktadır. Bunun çiftçi şartlarında pratik olması için daha ucuz ve
kolay temin edilebilen bir madde olan üre ile muamelesi şeklinde yapılması tavsiye
edilmektedir. Bu uygulama hem pratik (kolay) ve hem de yaygın olarak yapılabilmektedir. Bu
işlem sırasında içinde ürenin eritildiği su ile samanın iyice ıslatılması ve hava almayacak şekilde
naylon ile kapatılması sonucu buharlaşarak amonyak meydana getirmesi ve bu amonyaklı
ortamda samanın olgunlaşması sağlanmış oluyor.
Üre ile muamele edilmiş samanlardan çeşitli bölge ve çeşitli zamanlarda alınmış
numunelerde yaptırılan laboratuvar analizlerinde ortalama ham protein miktarı % 6-8 olarak
tesbit edilmiştir. Bu değer normal samanda % 3 civarındadır.
Hayvanlara yalnız üre ile muamele edilmiş saman verildiğinde zayıflamadan uzun süre
kilolarını koruyabilmektedir.
Saman-Üre Muamelesi Nasıl Yapılır?
1 tonluk samanın üre ile muamele edilmesi için 50 kg üre ve 1ton suya ihtiyaç vardır. Önce
50 kg lık üre, 1 ton suda eritilecek ve 1 ton saman bu su ile ıslatılacak. Islatma işleminin tam
olabilmesi için saman kat kat srilmeli ve her kat ıslatılarak sıkıştırılmalıdır. Suyun dökülmesi
süzekle yapılacaktır. Bu işlemin pratik olarak yürütülebilmesi için 200 lt lik variller ölçü olarak
kullanılabilir. Yani 1 ton saman-üre muamelesi söz konusu varil ile her bir varil suda 10 kg üre
eritilmek suretiyle 5 defa da yapılabilir.
Üreli su ile ıslatılmış ve çiğnenerek iyice sıkıştırılmış samanın üzeri plastik (naylon) örtü
ile hava almayacak şekilde tamamen örtülür.Örtünün üzeri ve eteği, hava şartlarından (rüzgar,
yağmurr, vs.) ve çeşitli hayvan zararlarından etkilenmemesi için koruma altına alınır.
İşlemleri tamamlanmış bu muamele 20 gün sonra yedirilecek duruma gelir. İsteğe göre (34 aya kadar) daha geç bir zamanda da yedirmek üzere açılabilir. Ancak ilk defa yedirildiği
zaman, naylon örtü yığının bir kenarından açılmalı ve 1-2 gün bekledikten sonra yedirilmeye
başlanmalıdır. Havalandırma için yapılan bu beklemeye daha sonraki günlerde gerek yoktur.
İhtiyaç kadar alındıktan sonra naylon örtünün açılan kısmı tekrar kapatılır ve alınan saman aynı
gün hayvanlara yedirilir.
Üre ile muamele edilmiş samanı hayvanlar 1-2 günlük alıştırma döneminden sonra severek
yerler. Hayvanların besin madde ihtiyacının önemli bir kısmını karşılar. Çünkü üre ile muamele
sonucu samanın besleme değeri 2-3 kat artmaktadır.
Gerek besi, gerekse süt inekleri ile koyunlarda kesif yemle birlikte, saman yerine üreli
saman kullanan çiftçiler, hem et veriminde hem de süt veriminde fark gözlediklerini
belirtmektedirler.
Sonuç olarak; hayvanların kaba yem ihtiyacını yem bitkileri ile karşılamak esastır. Ancak
saman kullanmak durumunda kalınırsa üre ile zenginleştirilmesi yararlı olmaktadır.
SÜT İNEKLERİNİN SU İHTİYACI
Çiftlik hayvanları arasında vücut ağırlığına oranla en çok suya ihtiyacı olan hayvanlar süt
inekleridir. Çünkü ürettikleri sütün % 85-87 si ve kendi bünyelerinin %55-65 i sudan oluşur.
Hayvanların yeteri kadar su alamamsı, yem tüketimini azaltır ve vücuttaki azotun idrar
yoluyla atılmasına neden olur. Bu da iştah kesilmesi ve bünyede azot kaybını doğurur.
Bir süt ineğinin su ihtiyacı:
-Tüketien yemdeki kuru madde miktarına,
-Protein ve tuz miktarına,
-Hava sıcaklığı ve neme,
-İneğin ırkına, vücut ağırlığına ve süt verimine bağlıdır.
Suyun önemini vurgulamak için yapılan bir denemede; kuru ve sıcak iklimlerde dört gün
susuz bırakılan bir ineğin iştahının tamamen kesildiği ve bunun sonucu da vücut ağırlığının % 16
sını kaybettiği tesbit edilmiştir.
Kültür ırkı bir süt ineği günde; kışın 100-120 litre, yazın 150-200 litreye kadar su içer. Bu
kadar suyun, ancak ineğin istediği zaman suyu bulması halinde tüketilmesi mümkündür.
Bununla ilgili olarak kültür ırkı ineklerin çeşitli şartlarda su ihtiyacını gösteren bilgiler
şöyledir:
Yaşama payı olarak su ihtiyacı:
Hava Sıcaklığı
1 Kg Kuru Madde için Su İhtiyacı
- 12 ile +4.4 Derece
+ 4.5 ile + 26.7 "
+26.8 ile +27.8 "
3.1 Litre
5.2 "
15.6 "
Verim Payı Olarak Su İhtiyacı:
Hava Sıcaklığı
1 Kg Süt verimi için Su İhtiyacı
+4.4 Derece
+10.0 "
+ 15.6 "
+ 21.1 "
+26.7 "
+32.2 "
2.1 Litre
2.2 "
2.4 "
2.7 "
2.9 "
3.8 "
Verilen bu değerleri örneklersek;
635 kg ağırlığında gebe olmayan ve günde 36 kg süt veren bir ineğin günlük su ihtiyacını
hesaplayacak olursak;
4.4 derecede: Yaşama payı için
37 litre
26.7 dercede:
Verim payı için
72 litre
T o p l am
109 litre
Yaşama payı için
60 litre
Verim payı için
105 litre
Toplam
165 litre
Bir ineğin günlük kuru madde olarak yem tüketimi; canlı ağırlığının % 2,5-3 ü kadardır.
Süt ineklerinin ihtiyaç duydukları su miktarı üzerinde, suyun karakteri ve yapısı da
etkikidir. Sudaki tuz (Sodyum) miktarı arttıkçasu tüketimi azalır. Büyüme çağındaki sığırlar tuz
oranı % 1 e kadar olan sulardan etkilenmez, ancak miktar arttıkça zehirlenme etkisis yapar.
Suyun sertliği (içindeki kalsiyum+mağnezyum miktarı) yüksek olursa yüketim azalır. İnekler
için sudaki en uygun pH dercesi 6-9 dur.
Günde üç defa su vermekle hayvan, ihtiyacı olsa bile bu kadar suyu tüketemeyebilir.
Çünkü o anda su içmeyebilir. Ama her zaman yanında su bulma imkanı olursa bu miktarın çok
üzerinde suyu rahatlıkla tüketecektir. Çünkü hayvan suyu yem yerken, sağım esnasında ve
sağımdan sonra içmektedir. Onun için hayvanlara suyu kovalarla vermek su problemini
çözmüyor. Aynı şekilde köy çesmesinden sulamak da hem hayvanın ihtiyacını karşılamıyor
hemde çiftçi için çok büyük zaman kaybını oluşturuyor. Yukarıdaki ihtiyaçlara göre 5 ineği olan
bir çiftçinin her gün bir ton suyu ahıra taşıması çok külfetli ve yorucu bir olaydır.
Köy çeşmesine giden inekler için hastalık bulaşması, kışın karlı havalarda kaymalar
sonucu düşme, ayak-bacak kırılması, yavru atma gibi riskler söz konusudur. Aynı zamanda
sulamaya başka ineklerin de getirilmesi halinde ineklerin birbirlerine vurması önlenemez. Bu da
bazı tehlikeli dururmların oluşmasına sebep olabilir. Yazın işin çokluğundan, kışın iklim
şartlarından uygulamada hayvanlar ancak iki defa köy çeşmesine götürülebilmekte, buda
hayvanların ihtiyacı olan suyu 1-2 defada içmiyeceklerinden yetersiz olmaktadır.
Bazı işletmelerde yem oluklarının su ile doldurulması suretiyle de hayvanlar
sulanmaktadır. Bu metodla hayvanlar günde ancak üç kez sulanabilmektedir. Fakat hayvanlar
suyun çok büyük bir kısmını, sağım esnasında ve sağımdan sonra içtiklerine göre gene hayvanın
ihtiyacı kadar su içmesi sağlanamaz.
O halde mutlaka hayvanın önünde her zaman yeterli su bulundurulmalıdır. Bu da
otomatik veya şamandıralı suluklarla mümkündür.
Eğer şebeke suyu yoksa yada otomatik sulukları çalıştırabilecek düzeyde yeterli basınç
sağlanamıyorsa yarı otomatik suluk sistemi önerilebilir. Bu sistem, kuyu suyu ile de
çalışabildiğinden şebeke suyu bağlantısı olmayan veya kışın şebeke suyunda donma görülen
yerleşim yerlerinde önerilmektedir. Su içme tasları dökük olarak yaptırılabildiği gibi piknik
tüpleri ortadan kesilerek iki adet suluk tası oluşturulabilir. Her iki ineğe bir adet tas yeterlidir.
Ana depo olarak da birbirine bağlantılı iki adet mazot varili kullanılabilir. Bir de şamandıralı ara
depo gerekmektedir.
Sistemin en büyük avantajı, fazla karmaşık olmaması ve her türlü şartta
uygulanabilmesidir.
Bağlantı kurulurken ana borunun en az bir parmak çapında olması, taslara su veren
bağlantı borularının yarım parmak yada üç çeyrek çapında olması tavsiye edilir.
Eğer ana boru bağlantısının çapı dar olursa, son sıralardaki taslardan su içen ineklere
yeterli miktarda suyun ulaşması mümkün olmayabilir.
Sonuç olarak; süt ineklerinin önünde devamlı içme suyu bulundurmak gereklidir. Şebeke
suyu olmadığı için otomatik suluk sistemikonulmayan işletmelerde şamandıralı yarı otomatik
suluk düzeni kurulabilir. Şamandıralı ara depo, varilden yapılmış ana depo ve hayvanların
önünde taslardan oluşan bu suluk sisteminde, ana borular bir parmak, bağlantı boruları ise üç
çeyrek yada yarım parmak olmalıdır. Su içme tasları döküm olarak yaptırılabileceği gibi,
deforme olmuş piknik tüplerinden veya buna benzer diğer malzemelerden (Galvanizli kalın sac,
vs.) imal ettirilebilir.
Böylece hayvanların su ihtiyacı tamamen karşılanacak, süt veriminde artış sağlanacak ve
hem hayvanlar hemde bakıcılar rahat edecektir.
Süt ineklerinin besin maddesi ihtiyaçları
Süt ineklerinin besin maddesi ihtiyaçlarını laktasyon ve kuruda olmak üzere iki bölümde
incelemek gerekir.
Laktasyondaki (süt verimi dönemi) bir ineğin beslenmesinde süt verimi dikkate alınır.
Yaşama payı ihtiyacına ilave olarak süt verim payı hesaplanır ve yemleme buna göre yapılır.
Kuruya çıkarılmış (doğumu yaklaşmış) bir ineğin de besin maddeleri ihyiyacı çok
önemlidir. Çünkü gelecek laktasyondaki süt verimi bu beslemeye bağlı olarak gelişir. Bu
nedenle ineklerin kurudaki ihtiyaçlarını iyi bilmek gerekir.
İyi planlanmış süt sığırcılığı işletmesinde bir inekten bir yılda bir yavru alınmalıdır. Aksi
halde işletmenin ekonomik bir faaliyet yapması mümkün olmaz. Bu nedenle doğum yapan bir
ineğin, doğumdan iki ay sonra gebe kalması, 300 gün sağıldıktan sonra iki ay kuruda kalması
gerekir.
Gebe hayvan, özellikle gebeliğin son iki ayında büyük oranda protein ve mineral maddeye
ihtiyaç duyulur. Bu dönemde 500 kg ağırlığındaki bir ineğin günlük ham protein ihtiyacı 700750 gr dır.Ancak inek 1. veya 2. doğumunu yapacaksa kendi gelişmesini de düşünerek
yukarıdaki rakamlara 100-150 gr. ilave etmek gerekir.
Yine bu dönemde enerji ihtiyacı 5000-5500 ND (Nişasta Değeri) olmaktadır.
Mineral madde birikiminin % 89-90 ı gebeliğin 2.yarısında olmaktadır. Özellikle fosfor,
ihtiyaç duyulan en önemli mineral maddelerdir. Aynı ineğin bu dönemdeki kalsiyum ihtiyacı5055 gr/gün ve fosfor ihtiyacı ise 30-35 gr/gün dür. Kalsiyum/Fosfor oranı 1.42/1.00 dir.
Gebeliğin ilk aylarındaki besin madde ihtiyaçları normal rasyonlarla
karşılanmaktadır.Önemli olan son aylardaki beslenmedir. Bu dönemde verilecek yemler; küflü,
bozulmuş, kabız veya ishal yapıcı olmamalı, çok hacimli (kaba) yemler vermekten
keçınılmalıdır. Özellikle kuru baklagil ve çayır otları, fabrika yemleri veya işletmede
hazırlanacak yeterli besin maddeleri ihtiva eden yemler tavsiye etmiş olmalıdır.
Günlük kuru madde alımı, kurudaki ineklerde canlı ağırlığının % 1.2-2.2 si, laktasyondaki
ineklerde ise %2-2.5 u kadar olmalıdır.
Herhangi bir yem değişikliğinde (Bir yemden başka bir yeme geçişte) yem alıştırma süresi
3 hafta olmalıdır. Çünkü rumende bulunan bakterilerin faaliyetini o yeme göre ayarlamaları
gerekiyor.
Kuruya çıkarılacak hayvanın süt verimi günlük 15 kg ın altında ise sütten kesilebilir.
Doğuma 60 gün kalmış, ancak süt verimi 15 kg/gün den fazla ise, sütün bu rakamın altına
düşmesi için yem miktarında gerekli düzeltme yapılır. Yani kesif yem miktarı azaltılır. Gebe
inekler doğumuna 2 ay kala mutlaka kuruya ayrılmalıdır. Kuruya ayrılmayıp 10-15 gün kalana
kadar sağıldığı takdirde gelecek laktasyonda süt verimi düşer.
İneği kuruya ayırmadan iki ay önce kesif yemini azaltmak veya kesmek gerekir. Yalnız
taze su ve iyi kalite kaba yem vermek yeterlidir. Bilindiği gibi kuruya ayrılacak hayvana kesif
yem vermediğimiz zaman süt verimi azalacak veya daha kolay kuruya ayrılacaktır.
Kuruya ayırmada 2 metod kullanılmaktadır.
1) Belirli aralıklarla sağım yaparak kuruya ayırma: Bu metodda inek bir öğün sağılır,
bir öğün sağılmaz. 2-3 gün içinde hayvan kuruya ayrılır.
2) Birdenbire sağımı bırakma: Bu uygulamada hayvan ne kadar süt verirse versin sağım
anidan bırakılır. İlk günlerde memede şişme veya kızarıklık olursa da bu 3-4 günde düzelir.
Kuruya ayırırken dikkat edilecek hususlardan biride kuruya ayrılan ineklerin sulandırılmış
iyodofor ile dezenfekte edilmelidir.Aslında bu işlemin her sağımdan sonra yapılması gerekir.
Bazı yetiştiriciler ineğin kuruya ayrlıken 4 memesinin de sağlam olduğu halde, doğurduktan
sonra bir memesinin kör olduğunu söylerler. Bunun nedeni şudur: Biliyoruz ki mikrobun
üremesi için süt en iyi ortamdır. Hayvan kuruya ayrılınca meme ucundaki süt kanalı henüz
kapanmadığı için bu kanaldan içeri mikrop girer ve meme mastitis olur. Hayvan sağılmadığı için
fark edilmeyecektir. Bu nedenle kuruya ayrılan hayvanların da memelerini iyodoforlu su dolu
kaba 4 memesini de ayrı ayrı batırarak dezenfekte etmelidir.
Normal doğumlar 3-45 saat içinde olur. Bu süre uzarsa müdahale etmek gerekebilir.
Doğumdan hemen sonra buzağının burun deliklerini ve ağız kenarlarını temizleyerek rahat nefes
alması sağlanmalıdır. Göbek kordonu 10-15 cm . kesilip, tendürdiyotlanmalı ve
düğümlenmelidir. Buzağı bir bezle kurulanmalı ve anasının yalamasına bırakılmalıdır.
Genelde buzağılar 2-3 saat içinde doğrudan doğruya anasını emmeye başlar. Bu işi
beceremezse parmakla alıştırılır.
Doğumdan 5-6 gün sonra ağız sütü biter, normal süte dönüşür. Doğumun ilk günü
hayvana fazla kesif yem verilmemeli, süt artışı ile birlikte kesif yem yavaş yavaş artırılmalıdır.
Süt verimindeki yükselme 1-1,5 ay devam eder ve 5 ci aya kadar üst düzeyde seyreder. 5 ci
aydan itibaren biraz azalır. Bu dönemde yemlemeye çok dikkat edilmelidir.
Süt ineklerinde rasyon hazırlarken dikkat edilecek hususlar:
1-Hayvanın canlı ağırlığı, süt verimi, sütteki yağ oranı ve laktasyon sayısının bilinmesi
gerekir.
2-Hayvanın gabelik durumu bilinmeli ve ona göre yemleme proğramı yapılmalıdır. Eğer
hayvan gebe ise gebeliğin ilk 5 aylık döneminde hayvanın süt verimi dikkate alınarak ihtiyaçları
hesaplanır. Gebeliğin son dört aylık döneminde ise hayvanlara ayrıca yaşama payı ihtiyacının bir
katı kadar daha besin maddelerini kapsayacak miktar ve kalitade yem verilmelidir.
3-Günlük yaşama ve verim payı ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için gerekli besin
maddeleri eksiksiz olarak günlük tüketebileceği kuru madde içinde verilmelidir.
4-Günlük rasyondaki selülöz düzeyinin %16-18 arasında olmasına özen gösterilmelidir.
5-Yaşama payı ve hatta bir miktar verim payının da kaba yemlerle karşılanmasına
çalışılmalıdır.
6-Hayvanın meradan yararlanıp yararlanmadığı bilinmeli ve mer'a kalitesine göre
rasyonlar düzenlenmelidir.
7-Hayvana çok kaba, sulu, küflü ve gaz yapıcı yemler verilmemelidir.
8-Rasyon mümkün olduğu ölçüde bol çeşit yemlerden yapılmalıdır. (yemin biyolojik
değerliliği açısından)
SÜT SIĞIRLARININ BESİN MADDE İHTİYACI
1) Yaşama Payı İhtiyacı:
Canlı Ağırlık
NEL
Ham Protein
300 KG
21,1 MJ/Gün
280 gr/gün
350 "
23,7 "
320 "
400 "
26,2 "
350 "
450 "
28,6 "
390 "
500 "
31,0 "
420 "
550 "
33,3 "
450 "
600 "
35,5 "
480 "
650 "
37,7 "
500 "
2) Verim Payı İhtiyacı: (1 litre süt için)
Sütün Yağ Oranı
NEL
Ham Protein
HP/NEL
_____%___________________________________________________________
3,5
2,97 MJ
77,0 gr.
25,9
4,0
3,17 "
84,0 "
26,5
4,5
3,37 "
91,0 "
27,0
3) Mineral Madde İhtiyacı:
İhtiyaç
Ca
P
Mg
Na
Yaşama Payı
(Günlük)
Verim Payı
26 gr.
26gr
13 gr
9 gr
(1 Litre süt)
3,2 gr
1,7gr
0,6 mgr.
0,6
mgr
4) Su İhtiyacı:
Yaşama Payı: 50-70 lt/gün
Verim Payı : 2,5-3 lt/gün (1 lt. süt için)
SÜT İNEKLERİNDE GÜNLÜK YAŞAMA PAYI + 10 LT SÜT İÇİN VERİM PAYI
İHTİYAÇLARI
Sütte
Canlı
Yağ
Ağırlık (kg) Oranı
(%)
Ham
NEL/MJ Protein
(gr)
HP/NEL Ca (gr)
P (gr)
Mg
(gr)
Na (gr)
350
"
400
"
450
"
500
"
550
"
3,5
4,0
3,5
4,0
3,5
4,0
3,5
4,0
3,5
4,0
KABA
K.M.
YEMLER
ArpanSamanı 90
53,4
55,4
55,9
57,9
58,3
60,3
60,7
62,7
63,0
65,0
1090
1160
1120
1190
1160
1230
1190
1260
1220
1290
NEL ND
3,35
292
20,4
20,9
20,0
20,6
19,9
20,4
19,6
20,0
19,4
19,8
Ham
Ca.
Protein
33
2,6
58
"
"
"
"
"
"
"
"
"
43
"
"
"
"
"
"
"
"
"
19
"
"
"
"
"
"
"
"
"
15
"
"
"
"
"
"
"
"
"
P
Na
Mg
Selülöz
0,4
1,9
0,6
387
Buğday
Samanı
Fiğ Samanı
Nohut Samanı
Mercimek
Samanı
Korunga
Samanı
Yulaf Samanı
Çavdar
Samanı
Fasulye
Samanı
Kuru Çayır
Otu
Yeşil Çayır
Otu
Kuru Yonca
Yeşil Yonca
90
13,10 272
90
85
4,14
3,49
3,20 165
55
85
3,25
200
141
90
3,94
285
133
13,1
2,4
1,1
3,1
290
90
3,07
267
30
3,5
0,6
2,5
1,2
384
90
2,90
270
24
2,3
0,8
1,4
0,7
440
87
4,00
270
58,9
87
4,00
280
86,3
17
85
22
28
106
3,7
1,11
282
102
150
43
2,1
0,4
8,7
2,4
1,4
0,8
400
1,9
269
400
340
320
8
2,8
1,5
0,7
12
5,03
2,5
0,68
1,1
329
43
0,4
0,25
2,3
0,54
310
68
Yaş Pancar
15
Yaprağı
Yaş Pancar
13
Posası
Kuru Pancar
90
Posası
Hayvan
11
Pancarı
Melas
78
Buğday
87
Kepeği
DANE YEMLER
Arpa
88
Buğday
88
Çavdar
87
Yulaf
88
Mısır
88
Fiğ
89
0,87
86
23
1,9
0,39
1,45
0,74
24
0,78
80
13
8,7
1,0
1,9
2,2
290
6,93
660
90
0,82
63
11
0,27
0,3
0,37
0,19
9
5,84
509
101
6,6
0,8
1,7
3,5
0
5,27
433
142
1,5
12,2
0,6
5
112
7,82
8,03
7,56
6,27
8,38
7,12
740
762
723
616
800
700
110
130
97
110
95
273
0,5
0,5
0,4
0,6
0,2
1,1
3,9
3,4
3,7
3,6
3,6
4,5
0,3
0,4
0,4
1,3
0,2
0,4
1,1
1,4
1,2
1,3
1,1
1,4
60
25
25
103
23
55
200
Bakla
87
7,14
PROTEİN EK YEMLERİ
Soya Küspesi
88
7,13
(Kabuklu)
P.T.Küspesi
90
4,96
(Expeller)
P.T.Küspesi
91
4,58
(Extraksiyon)
Ayçiçeği Toh.
91
5,41
Küs (Expeller)
Ayçiçeği Toh.
Küspesi.
89
3,91
(Extraksiyon)
15
0,71
Fiğ (Yeşil)
Korunga
24
1,28
(Yeşil)
FABRİKA YEMLERİ
88
5,9
Süt Yemi
88
5,9
Besi Yemi
701
263
1,1
5,3
0,4
1,3
79
709
455
3
6,9
1
2,3
59
451
239
1,7
8,6
4,9
250
412
329
2,5
6,8
4,2
215
520
374
2,3
6
0,5
3,5
205
302
262
4,8
6
0
3,9
298
67
35
2,5
0,6
116
41
2,61
0,47
600
600
160
140
0,6
0,57
0,51
74
Besicilikte önemli olarak üzerinde durulması gereken konular şunlardır:
1- Besiye alınan hayvanın yaşı
2- Besi süresi
3- Beside verilen yem
4- Hayvanın ırkı ve cinsiyeti
5- Besi Sistemi ( Çevre şartları ve besinin yapıldığı yer
6- Besi başı ve besi sonu canlı ağırlık
7- Besi süresince günlük canlı ağırlık artışı
1- Besiye alınacak hayvanların yaşı mümkün olduğu kadar küçük olmalıdır. Çünkü bu
yaşta büyümekte olan hayvanın gerek gelişmesi gerekse et birikimi çok iyi olur.
Genç hayvanlarda karkas kalitesi ve etteki protein değeri yüksektir. Biz 8-10 aylık
danaların besiye alınmasını tavsiye ediyoruz.
2- Besi süresini tesbit etmek için pazar durumunu çok iyi bilmeniz gerekir. Ayrıca
hayvanın yaşı, ağırlığı, yemin kalitesi, besi yönetimi de bu süreyi etkiler. Ancak genel prensip
kaliteli yem ile kısa süreli besidir.Çünkü böylece, yılda daha çok besi devretmek mümkün
olmaktadır. İş gücünden ve yerden tasarruf sağlanır.
3- Uzun süreli besilerde besleme daha çok kaba yem ve ota dayalıdır. Ancak kısa süreli ve
entansif besilerde kesif yem (Arpa, yulaf, PTK, ATK, buğday, fabrika yemi v.b) verilmelidir.
Bunlarla ilgili rasyon hazırlarken eldeki mevcut yem ham maddeleri, hayvanın yaşı, ağırlığı, ve
günlük canlı ağırlık artışı ile yemlerin fiatı (ekonomik durumu) göz önünde tutulur.
Bu bilgiler ışığında değişik işletmelerde kullanılabilecek bazı rasyon örnekleri aşağıda
verilmektedir. Mevcut yem ham maddeleri ve işletme şartları dikkate alınarak bu rasyonlardan
biri aynen veya bazı değişiklikler yapılarak tavsiye edilebilir.
Rasyon- 1
2 yaşında 350 kg canlı ağırlığında ve günde 1 kg. ağırlık alan danalar için hazırlanmıştır.
Dönem besi ortasıdır. Bu durumda günlük olarak kuru yem 350x%2.6=9.1 kg dır. (Kaba ve kesif
yemlerle birlikte kuru madde olarak verilmesigereken miktar)
Bu ihtiyacı karşılamak için aşağıdaki yemler verilmelidir. (Hayvan başına günlük olarak)
Yemler
Hay.Baþ. Enerji
(Kg/gün) (B)
Yaş Pancar Posası
Hububat Samanı
Fabrika Yemi
Pamuk Toh. Küspesi
Arpa
Kepek
Vitamin+Mineral
TOPLAM
8
4
1.5
1
1
1
0.1
16.6
Rasyon-II
640
1080
900
450
740
430
4240
Ham
Protein
(Gr.)
104
120
210
240
110
140
924
Kuru Madde
(Kg)
1.0
3.6
1.3
0.9
0.9
0.9
0.1
8.7
1,5 yaşında 240 kg canlı ağırlıkta ve günde 1 kg ağırlık kazanan bir besi hayvanı için
hazırlanmıştır. Dönem besi başlangıcıdır. Bu durumda günlük kuru yem ihtiyacı 240x%2.8=6.7
kg. dır.
Bu ihtiyacı karşılamak için aşağıdaki yemlerden hayvan başına verilecek miktarlar
şöyledir:
Yemler
Hay.Baþ. Enerji
(Kg/gün) (B)
Yaş Pancar Posası
Hububat Samanı
Melas
Fabrika Yemi
Pamuk Toh. Küspesi
Arpa
Kepek
Vitamin+Mineral
TOPLAM
6
2
0.4
1
1
0.5
1.5
0.1
12.5
480
540
200
600
450
370
650
3290
Ham
Protein
(Gr.)
78
60
40
140
240
55
210
823
Kuru
Madde
(Kg)
0.8
1.8
0.3
0.9
0.9
0.5
1.3
0.1
6.6
Bu rasyon örneklerini çoğaltmak mümkündür. İşletmesinde değişik yem maddeleri
buluna yetiştiriciler için ugun rasyon örnekleri yapılabilir.
4- Yerli ırklara nazaran kültür ırkları, saf hayvanlara nazaran melez hayvanlar ve dişilere
nazaran erkekler her zaman için daha iyibesi özelliği gösterir. Kastre edilmiş (bururlmuş)
erkekler daha çok yağ birikimi yapar.
5-Besi yapılan yerin öncelikle çok iyi havalandırmaya sahip olması ve fazla rutubetli
olmaması gerekir. Bazı besicilerde "hayvanın terlemesi gerekir" şeklinde görüş vardır. Bu doğru
değildir. Terleyen, havasız yerde kapalı bir şekilde devamlı duran bir hayvan en küçük hava
ceryanında hemen hemen üşütür, hasta olabilir. Bu nedenle besi yerinin serin, havadar ve hatta
açıkta olması tavsiye edilmelidir. Yukarıda sözü edilen terleme ise yemlemeden dolayı hayvanın
besi kıvamını alması ve yağlanma nedeniyle parlaması şeklinde düşünülmelidir. Ahır durumuna
göre serbest yada bağlı besi yapılabilir.
6-Besinin başarılı olmasında, besi başındaki canlı ağırlığın rolü vardır.Baştan kilolu
hayvan daha kısa sürede ve daha az yemle besiyi tamamlayabilir. Tabi bu konu, besi
metaryalinin temin edilme durumuna bağlıdır. Bazı mevsimlerde ve bazı bölgelerde değil kaliteli
hayvan, çok cılız hayvanları bulabilmek bile mümkün olmamaktadır. Besi sonundaki ağırlık ise,
pazar durumuna göre ayarlanmalıdır. Hangi ağırlıktaki hayvanlara çok para veriliyorsa o ağırlık
hedef alınmalıdır.
Besinin karlı olup olmadığını tesbit etmek için yedirilen yemin mutlaka kaydedilmesi
gerekir. Buna göre beside kazanılan canlı ağırlık başına düşen masraf kolayca hesap edilir.
7-Besi süresince günlük canlı ağırlık artışı çok önemlidir. Bunu etkileyen birçok fakyör
vardır. Hayvanın ırkı, cinsi, yaşı, ağırlığı, besi başı ve besi sonu oluşu, yemleme dururmu,
günlük canlı ağırlık artışını etkilemektedir.Bu nedenle besi esnasında hayvanın gelişmesi sürekli
izlenmeli ve duruma göre karar verilip gerekirse değişiklik yapılmalıdır. En iyisi, besi
hayvanlarının belirli zaman aralıklarında (Örneğin ayda bir defa) göğüs genişliği ölçülerek canlı
ağırlık tahmini yapılmalı ve buna göre ağırlık kazancının ne olduğu takip edilmelidir.
BESİ SIĞIRLARINDA BESİN MADDE İHTİYAÇLARI
1) Enerji İhtiyacı (ND) :
____________________________________________________________________________
_______
C. Ağırlık
Günlük Canlı Ağırlı Artışı
(Kg)
800 gr
1000 gr
1200 gr
150
2200
2400
200
2550
2800
3100
250
3200
3550
300
3600
4000
350
4000
4400
400
4300
4750
450
4250
4600
5100
500
4600
5000
5500
550
4950
5400
6000
600
5300
5800
2) Ham Protein İhtiyacı : (Gr/gün)
150
580
660
730
200
640
730
780
250
780
840
300
850
910
1400 gr
3950
4500
4900
5250
5700
880
960
350
900
400
910
450-500
880
930
550-600
900
940
3) Mineral Madde İhtiyacı : (Gr/gün)
C. Ağırlık
Ca
P
(Kg )
1000-1200
1000-1200
150-200
3819250-300
44-52
23-26
350-400
48-56
29-31
450-500
49-56
33-35
500 den büyük
52
33
960
970
980
1000
1010
1030
1030
Mg
1000-1200
57-8
9-10
11-12
12
Na
1000-1200
45-6
6-7
7-8
8
SIĞIRLAR İÇİN ŞERİT METRE İLE GÖĞÜS ÇEVRESİ ÖLÇÜLEREK CANLI
AĞIRLIK TAHMİN DEĞERLERİ
Cm Normal (kg)
104
100
105
104
106
107
107
110
108
113
109
116
110
119
111
122
112
125
113
128
114
131
115
135
116
138
117
140
118
143
119
146
Cm Besi (Kg)
141
142
143
144
145
146
268
147
273
148
279
149
285
150
291
151
296
152
308
153
313
154
320
155
328
156
333
Normal (Kg) (Cm)
240
178
243
179
246
180
247
181
248
182
249
183
253
184
257
185
264
186
272
187
276
188
280
189
290
190
296
191
303
192
308
193
Besi (Kg)
493
503
510
518
526
535
544
533
561
572
583
595
607
618
624
634
Normal (Kg)
457
466
475
480
487
496
504
512
520
530
540
551
560
568
578
587
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
150
154
158
162
166
170
174
178
182
186
190
194
198
202
206
210
215
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
340
345
349
356
361
367
375
386
393
399
408
414
421
432
440
446
453
314
320
325
330
335
340
348
358
364
370
378
384
390
400
408
414
420
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
647
656
662
671
680
691
701
710
720
734
745
758
767
779
789
800
810
599
608
613
621
630
640
649
658
669
680
690
702
710
721
731
742
750
137
138
139
140
220
225
230
235
174
175
176
177
460
466
473
482
426
432
438
447
211
819
757
BUZAĞI BÜYÜTME
Yeni doğan buzağılar için ilk hafta en uygun besin maddesi ağız sütüdür. Bunun dışında
başka bir yiyeceğe ihtiyaç yoktur. Ağız sütü yeni doğmuş bir buzağının tüm ihtiyacını karşılar ve
kolay sindirilir. Buzağının ilk günlerde ihtiyaç duyduğu mineral maddeler ve bağışıklık veren
maddeler (antibadiler) bakımından zengindir. Normal süte göre kuru madde miktarı yüksektir.
Buzağıların doğumdan sonra tüm sindirim sistemleri geçirgendir. Bu nedenle doğumdan
hemen sonra alınması gereken ağız sütü içinde bulunan bu yararlı besin maddeleri sayesinde
buzağıları hastalıklara karşı korur. Barsakların geçirgen özelliğinden dolayı ilk günlerde bu
maddeler kolaylıkla kana geçebilirler.Ancak her geçen sürede barsaklardaki geçirgenlik azalır.
Bu yüzden büyük moleküllere sahip antibadiler (veya globulünler), barsak cidarlarından
geçemez olur. Bu geçirgenlik, yani antibadilerin kana geçmesi, doğumdan sonraki ilk 24 saat
içinde olur, bundan sonra durur. Bu nedenle 24 saat içinde ağız sütü ile beslenmesi çok
önemlidir.
Yeni doğan buzağılar, anasının yanında 2-3 gün kalarak ağız sütünü doğrudan anasını
emerek almalıdır. Doğumdan sonra buzağı 2-3 saat içinde ağız sütünü mutlaka almalıdır.
Buzağının ağız sütünü almasıyla barsaklarda hafif ishal görülebilir. Bu normaldir, korkmamak
gerekir. Ancak fazla miktarda ağız sütü (veya süt) almışsa ishal kuvvetli olabilir. Buzağılarda
ishal sonucu oluşan su kaybını karşılamak için ağızdan şekerli + tuzlu su verilmelidir.
İlk üç gün ağız sütü ile beslenen buzağılar 4 üncü gün anasının yanından alınarak özel
bölmeye konur. Buzağılar toplu olarak aynı bölmede tutulursa birbirlerine zarar verebilir. Bu
nedenle ayrı bölmede tutulmalarında fayda vardır. Altlarına yataklık konmalıdır.
Bölgemizde yaygın olarak tabii emzirme yöntemi uygulanmakta, buzağılara sağım
sırasında ananın bir yada iki memesi verilmektedir. Bu tip uygulamada buzağı yaklaşık 4-5 ay
anasını emmektedir. Bu yöntem; süt emme döneminin çok uzaması, ananın gerçek veriminin
saptanamaması, sağım süresinin uzaması ile işçilik ve zaman kaybı gibi olumsuzluklara sebep
olmaktadır. Böyle bir sistem, kültür ırkı sığırların yer aldığı entansif süt işletmeleri içn
düşünülemez.
Halbuki suni emzirmede buzağının canlı ağırlığına ve yaşına göre verilecek günlük süt
miktarı tesbit edilir. Sütün sıcaklığı ise 32-38 ° C arasında olmalıdır.
Doğumdan sonra 3 cü günü akşamı anasının yanından ayrılan buzağılara ilk iki hafta
doğum ağırlığının % 8- 10 u kadar süt verilir. Bu miktar 3 cü hafta sonunda % 12 ye çıkarılır.
Sonra giderek % 8 e ve % 5 e kadar indirilir. 5 ci hafta ve 8 ci hafta sonunda buzağı sütten
kesilir. Sütten kesimde, buzağının günde tükettiği yem miktarı da dikkate alınabilir. Günlük 500600 gr. kesif yem tüketebilen buzağılar sütten kesilebilir.
Buzağıların günlük süt tüketimleri, yapılan bir araştırmada aşağıdaki cetvelde görüldüğü
şekilde tesbit edilmiştir.
SÜT TÜKETİMİ
Buzağını Yaşı
4 cü gün
5 ci gün
6 cı gün
7 ci gün
8 ci gün
9-10 cu gün
11-14 cü gün
15-21 ci gün
22-28 gün
Sabah
2
2
2,5
2,5
1
1,5
1,5
2
1,5
Akşam
2
2
2,5
2,5
1
1,5
2
2
2
Günlük Toplam
4
4
5
5
2
3
3,5
4
3,5
29-35 ci gün
36-42 ci gün
43-45 ci gün
46-47 ci gün
48-49 cu gün
TOPLAM
1,3
1
1
0,5
0,5
1,5
1,5
1
1
0,5
3
2,5
2
1,5
1
44
Belirtilen tabi yada suni'i sütle besleme programlarının hepsinde sütle birlikte buzağı
büyütme yeminin verilmesi esastır. Özellikle ilk günler süt içirildikten sonra buzağının kesif
yeme (Buzağı yemi) alıştırılması sağlanır. Önünde bir yemlik içinde devamlı temiz yem
bulundurulur. Buzağılar ikinci haftadan itibaren kesif yemi tüketmeye başlarlar. Bu yemde en az
% 18-20 ham protein ve 650-700 NB enerji olmalı, ham selülöz ise % 10 un altında olmalıdır.
Buzağılara 2 ci haftadan itibaren çok iyi kalitade yonca kuru otu veya benzeri kalitede
baklagil-buğdaygil kuru otu karışımları verilebilir.
3 cü ayını doldurana kadar % 18 proteinli buzağı başlangıç yeminden verilmeye devam
edilir. Kaba yem olarak da çok iyi kalitede yonca kuru otu buzağılara serbest olarak verilir. Bu
arada boynuz köreltme işlemi yapılabilir.
3 cü aydan itibaren buzağılar % 12-13 ham protein içeren bir kesif yemle beslenir. Ancak
kesif yemle birlikte serbest olarak verilen kaba yem iyi kalitede değise kesif yemin protein
düzeyi %15-16 olmalıdır.
Hayvanlarda 200 kg canlı ağırlığa kadar günde canlı ağırlığının % cü kadar, daha fazla ise
canlı ağırlığının % 2,5 u kadar kuru madde verilmelidir.
Buzağılar üç aylıktan itibaren mer 'a dan yararlanabilir. Mer' a ya çıkarılan hayvanların iç ve dış
parazitlere karşı ilaçlanması gerekir.
Erkek ve dişi buzağılar en geç 6 cı ayda birbirlerinden ayrılmalıdır.
Dişi hayvanlar 4-8 ay içinde ve tercihan 6 cı ayda Brosella Abortus S-19 aşısı ile
aşılanmalıdır. Yine 4 cğ ayı dolduran tüm hayvanlar şap, yanıkara, şarbon gibi bulaşıcı
hastalıklara karşı aşılanmalıdır.
Normal gelişen ve optimum bir canlı ağırlık artışı (750-800 gr/gün) gösteren bir düve 1214 ay arasında 325 kg. canlı ağırlığa ulaşır. Bu ağırlığa ulaşan Siyah-alaca,Esmer ve Simental
ırkı bir düve boğaya verilebilir. Boğaya verme yaşı sınırı 12-22 ay arasında değişir. Ancak son
yıllarda düveleri erken boğaya vermeye doğru bir yönelim vardır. Böylelikle ilk buzağılama yaşı
22-24 aya indirilebilir ki bunun işletmeye büyük ekonomik yararı vardır. Normal şartlarda
beslenen ve 22-24 ayda doğuran bir hayvan 3 yaşını tamamlayana kadar gelişmesini sürdürür.
Genç hayvanların doğumundan 24 cü aya kadarki gelişme dönemlerinde olması gereken
canlı ağırlıklarını şöyle gösterebiliriz.
Doğum
43-63Kg.
28.cigün
(sütten Kesim)
1 yıl
325 Kg.
15 ay
350-360Kg.
24 ay
550 Kg.
Bu değerler kültür ırklarına ait dişi damızlık hayvanlar içindir. Günlük canlı ağırlık
ortalaması 750-800 gr. dır
KOYUNLARIN BESLENMESİ
Bölgemizde koyunculuk genellikle ekstansif dediğimiz (tabiat şartlarına bağımlı ve mer'a
besiciliğine dayalı) şekilde yapılmaktadır. Mevsime göre değişiklik gösteren şartlara uyum
sağlayan ve bu şartlara göre belli düzeyde verim veren koyunlara, çiftçilerimiz fazla bir ilgi
göstermez. Aslında bu durum, çok kanaatkar ve her türlü şartlara uyabilen özelliğe sahip
koyunlar için normal görülebilir.
Fakat her canlı gibi koyunların da bazı hayati fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için
belli dönemlerde mutlaka ek besin maddelerine ihtiyaçları vardır. Yılın uzun bir döneminde
yaşama payı ihtiyaçlarının karşılanması yeterli olsa da koç katımı, gebelik ve laktasyon (süt
verim) dönemlerinde özel besleme yapılması gereklidir.
Koç katımında 1,5 ay , genellikle 1,5 ay ve laktasyonda 2 ay olmak üzere yılda toplam 5
aylık özel besleme, koyunlardan arzu edilen verimin alıması için yeterlidir.
Koç Katım Dönemi Beslemesi :
Koyunlarda döl verme kabiliyeti ile besleme şekli arasında önemli bir ilişki vardır. İyi bir
yavru verimi için koç katımı öncesi koyunların beslenmesi çok öönemlidir. Bu dönemde
yapılacak ek yemleme koyunlara iyi bir kondisyon kazandıracak ve sonunda kızgınlığın, dolayısı
ile döl tutmanın olumlu olmasını sağlayacaktır. Ayrıca ikizlik oranı da yükselecektir.
Laktasyon sonunda ilk kızgınlığın erken ve yoğun bir şekilde gerçekleşmesi için de bu
dönemdeki dengeli ve yeterli besleme yararlıdır. Özellikle 2 yılda 3 kuzu almak isteyen
yetiştiriciler için bu konu çok önemlidir. Çünkü koyunlarda kızgınlık mevsimine bağlı olduğu
gibi yemlemeyle de yakından ilgilidir.
Normal olarak, koç katım tarihinden bir ay önce koyunlara ek yemleme (flushing)
başlamalı ve koç katım süresince devam etmelidir. Bu suretle döl tutma, embriyı gelişimi ve
ikizlik artmaktadır.
Normal şartlarda 50-60 kg lık bir koyunun günlük yaşama payı ihtiyacı 50 gr. hazmolabilir
protein (veya 70 gr. protein) ve 450-500 Nişasta Birimi (NB) enerjidir. Aynı hayvanın koç katım
(aşım) döneminde, bu yaşama payı ihtiyacına ilave olarak 20-30 gr. hazmolabilir protein (veya
30-40 gr ham protein) ve 200- 250 NB enerjiye ihtiyacı olmaktadır. Sonuç olarak 50-60 kg. canlı
ağırlığındaki bir koynun koç katımı dönemindeki günlük hazmolabilir protein ihtiyacı 70-80 gr.
ve enerji ihtiyacı ise 650-700 NB dir. Buda 1 kg. saman + 700 gr. kesif yem veya 1 kg.
mercimek samanı + 500 gr. arpa ile karşılanabilir.
Gebe Koyunların Beslenmesi
Koyunlarda gebelik süresi yaklaşık 5 aydır. Bu dönemde, tüm üreme organlarında belli
oranda bir ağırlık artışı olmaktadır. Gebe koyunların yaşama payı ihtiyacına ek olarak ihtiyaç
duydukları besin maddeleri; üreme organlarında meydana gelecek madde brikimine dayanır.
Üreme organlarında biriken bu maddelerin tümünün koyunlara günlük rasyonla verilmesi
gerekir. Aksi takdirde yavru gelişmez.
Üreme organlarındaki gelişme gebeliğin başlangıcından itibaren aynı oranda seyretmez.
Gebeliğin ilk 3-3,5 ayında yavaştır. 4 cü ayından itibaren hızlanır ve 5 ci ayda son derce hızlı
olur.
Bu nedenle gebe koyunları, gebeliğin ilk 3 ayında sadece yaşama payı ihtiyaçlarının biraz
üzerinde yemlemek yeterlidir. Ancak gebeliğin son 1,5 ayında ek yem vermek şarttır. Bu
dönemde hem yavru gelişimi olmakta, hem de süt salgı hücreleri çoğalmaktadır. Bu nedenle
gebeliğin son 1,5 aylık döneminde koyunların besin madde ihtiyaçlarının tüm olarak
karşılanması, hem normal bir doğum ağırlığı, hem de ananın sağlığı yönünden çok önemlidir.
Gebeliğin son döneminde yetersiz beslenen koyunlar gebelik zehirlenmesine
yakalanabilirler. 50-60 kg. canlı ağırlığındaki bir koyunun gebeliğin ilk 3,5 aylık döneminde
günlük enerji ihtiyacı; 500 NB, protein ihtiyacı 60 gr. iken son 1,5 aylık döneminde 750-800 NB
enerji ve 110 gr. hazmolabilir protein olmaktadır. İkiz doğum yapan koynlarda bu ihtiyaçlar %
50-60 oranında daha artmaktadır.
Gebeliğin ileri safhalarında, yavrunun anadan aşırı mineral madde çekmesi (kemik
gelişimi için) sonucu hayvanların bu bakımdan da ihtiyaçları artmaktadır. Gebe koyunlara
gebeliğin son dönemlerinde kalsiyum ve fosfor ihtiva eden mineral karmaları mutlaka
verilmelidir. Ayrıca vitamin takviyesi ve özellikle E vitamini ile Selenyum gereklidir. Gebeliğin
son dönemlerinde gelişen yavrunun fazla yer kaplaması nedeniyle midenin hacmi nisbeten
küçülmüştür. Bu nedenle yemlemede kaba yemin yanında kesif yemlere de yer verilmelidir.
Gebeliğin son 1-15,5 aylık döneminde 50-60 kg. lık bir koyunun yukarıda belirtilen
ihtiyaçlarını karşılamak için 0,5 kg. iyi kalite kuru ot veya yonca, mercimek samanı ile birlikte
1kg. kesif yem karması verilmelidir. Kesif yem karması fabrika yemi olabileceği gibi aşağıdaki
örnek rasyonlardan da olabilir. Hayvanlara silaj, çayır ve yonca kuru otu veya pancar posası gibi
yemler verildiğinde kesif yemde ayarlama yapılır.
Örnek Yem Karmaları
Rasyon-1
Arpa
%80
Pamuk Tohumu Küsp. %16
Tuz
%1
Mermer Tozu
%2
Vitamin+ Mineral
%1
Rasyon-2
Arpa
Buğday
Buğ. Kepeği
Pamuk Toh.Küsp.
Tuz
Mermer Tozu
Vitamin + Mineral
Laktasyondaki Koyunların Beslenmesi
%60
%10
%10
%17
%1
%1
%1
Yeni doğmuş kuzuların büyüme hızları büyük oranda koyunların süt verimine bağlıdır. Bu
nedenle emzirme döneminde koyunlara, yaşama payı ihtiyacına ek olarak süt verimlerine uygun
besin madde ihtiyaçlarını karşılayacak rasyonlar verilmelidir.
Koyunlarda laktasyon yaklaşık 4-5 ay devam eder. Ortalama süt verimi kombina ırklarda
80-150 kg. arasındadır. Süt miktarı; genetik yapı ve yemleme yanında emen kuzu sayısına göre
de değişir. İkiz kuzusu olan koyunlar daha fazla süt verirler.
Süt verimi, laktasyonun ilk 2 aylık döneminden sonra süratle düşer. Bu nedenle ilk 2 aylık
dönemde besin madde ihtiyaçları fazladır.
Laktasyondaki koyunlar sütle, önemli miktarda mineral madde boşaltırlar. Ayrıca koyun
sütü; kuru madde, protein ve yağca oldukça zengindir. Bu nedenlerle laktasyondaki koyunların
besin maddesi ihtiyaçlarının karşılanmasında dikkatli olmak gerekir.
50-60 kg. canlı ağırlıkta laktasyondaki koyunların besin maddesi ihtiyaçları:
Laktasyon Dönemi
Hazmolabilir Protein
(Gr/Gün)
İlk 2 aylık Dönem
-Süt verimi: 1Kg/Gün
160
-Süt Verimi: 1,5 Kg/Gün) 210
Enerji (NB/Gün)
950
1150
3 ve 4 cü aylık dönem
-Süt Verimi: 0,5 Kg/gün 110
-Süt Verimi: =,75 Kg/gün 140
700
800
Koyunların besin madde ihtiyaçları, koç katımının bir ay öncesine kadar yaşa payının
biraz üzerindedir. İhtiyaçlar koç katımının 1 ay öncesinden koç katımına kadar, yaşama payının
1,5 katına yükselir. Gebeliğin ilk 3,5 aylık döneminde hayvan ihtiyaçları yaşama payı ile aynıdır.
Kuzulamaya 1,5 ay kala koyunların besin madde ihtiyaçları artarak kuzulamada yaşama payının
2-2,5 katına ulaşmaktadır. Laktasyonun ilk günlerinde besin maddeleri ihtiyacı da bu şekilde
seyreder ve laktasyonun ilerlemesi ile hızla düşer.
Kısaca özetlemek gerekirse koyunların ek yeme ihtiyaç duyduğu dönemleri ve nedenlerini
şöyle sıralamak mümkündür.
1- Koç katımından bir ay önce (Eğer koyunun mevcut kondisyonu çok kötü ise 1,5 ay
önce) başlayıp koç katımına kadar devam eden dönem. Bu dönemdeki ek yemleme hayvanın
kondüsyonunun düzelmesini sağlayıp, döl tutma ve döl verimini artıracaktır.
2- Koç katımında geçen 2-3 haftalık dönem. Bu dönemde ek yemleme embriyonun
canlılığını artırıp, hayatta kalma şansını yükseltecektir.
3- Gebeliğin son 6 haftalık dönemi. Bu dönemdeki ek besin maddeleri meme gelişimini
hızlandırırken aynı zamanda ana karnındaki yavrunun maksimum gelişme dönemi olan bu
periyoddaki ihtiyaçlarını karşılar.
4- Laktasyonun ilk 6-8 haftalık dönemi. Bu dönemdeki ek yemlemede koyunlardan
maksimum süt verimi almak ve laktasyon süresince vücuttan besin kaybını en az düzeyde tıtmak
için gereklidir.
Genç Damızlık Koyunların Beslenmesi
Genç damızlık koyunların beslenmesi büyüme periyodunun sona ermesi ile başlar.
Damızlığa ayrılmış kuzularda günlük canlı ağırlık artışının fazla olması istenmez. Genç damızlık
hayvanların 30-40 kg canlı ağırlıkta 1-1.2 kg. kuru madde, 130 gr. sindirilebilir ham protein ve
600 NB enerjiye ihtiyaçları vardır. Bu miktarlar kaba yemlerle karşılnamaz. Bu sebeple bu
hayvanlara 6-7 aylık yaşa kadar kesif yem verilmelidir. Damızlık genç hayvanlar, ilkbaharda
genç mer'alarda otlatıldıkları takdirde kesif yem erken zamanda azaltılabilir. Fakat 40 kg. a
kadar hayvanlar mer'ada iken günde 200 gr. kesif yem verilmelidir. Kış yemlemesinde artan
besin madde ihtiyacı kaba yem miktarını artırmak suretiyle karşılanır.
Damızlık Koçların Beslenmesi
Damızlık koçlar uzun süreli damızlıkta kullanmayı, yüksek bir aşım gücüne sahip olmayı
ve optimal sperma üretimi yapmayı sağlayacak şekilde beslenmelidirler. Gerek nyetersiz
beslsme, gerekse aşırı besleme döl verimi üzerinde olumsuz etki yapar. Aşım zamanı, belli bir
zaman periyoduna sıkıştırıldığından rasyonların çok yönlü ve yüksek değerli olması gerekir.
Özellikle protein ve mineral madde ihtiyaçlarının karşılanması cinsel fonksiyonlar ve
sperma kalitesi açısından önem taşır. Damızlık bir koçun günde 90-100 gr. sindirilebilir ham
protein ve 800 NB enerji alması gerekir. Aşım dönemlerinde buna 60 gr. sindirilebilir ham
protein ve 100 NB enerji ilave edilmelidir.Günde 3 den fazla aşım yapan koçlar için bu miktarlar
daha da artırılır.
KOYUNCULUKTA KOÇ KATIMI
Koyun yetiştiriciliğinde koç katımı dönemi bütün dönemleri etkilemesi nedeniyle çok
önemlidir. Bu dönemde işlerin planlanması ve yapılması gebelik, kuzulama ve elde edilecek
sürünün kalitesini olumlu yönde etkileyecektir.
1- Daha önce damızlık dışı koç ve koyunlar sürüden ayrılmadıysa bunlar sürüden
ayıklanır.
Damızlığa seçilecek koyunlarda şu özellikler istenir:
- Yüksek verim
- Sağlamlık ve uzun ömür
-Normal veya üstün döl verimi
- Bu sebeple;
- Memesi sakat, kuruya çıkmış çok yaşlı koyunlar sürüden ayrılır.
- Aşırı yünü dökülmüş koç ve koyunlar damızlık dışı edilir.
- Kırkım ağırlığı az ve seyrek yapağılı koyunlar damızlık olarak alınmaz.
- Et verimi geri, canlı ağırlığı az ve küçük yapılı hayvanlar sürüden ayıklanır.
2- Koyun sayısı dikkate alınarak aşımda kullanılacak koç miktarı tesbit edilir.
- Koç sayısının belirlenmesine koç katım usulü etki eder.
- Elde aşım için 20-25 koyun için bir koç.
- Serbest aşımda 15-20 koyun için bir koç gereklidir.
Koyun ve koçlar aşım öncesi beslemeye alınır.
a) Koyunların koç katımı öncesi beslenmesi:
Koyunların döl verim yeteneği aşım öncesi besleme şartkarı ile yüksek düzeyde ilişki
içindedir. Bu nedenle koyunculukta koç katım öncesi yemleme kuzu verimi açısından çok
önemlidir. Aşım öncesi uygun bir besleme veya aşım öncesi iyi bir kondisyon ovulasyonu
olumlu yönde etkiler. Bunun doğal sonucu olarak döl tutma ve ikiz kuzulama ihtimali yüksektir.
Uygun bir destek yemi laktasyon sonrası ilk kızgınlığın erken ve yoğun bir biçimde ortaya
çıkmasına neden olur. Normal olarak koyunlarda aşıma bir ay kala yani aşım tarihinden bir ay
önce ek yemlemeye (flushing) başlanıp aşıma kadar devam edilirse döl tutma ve ikizlik oranı
artacak ve üreticinin elde edeceği kuzu miktarı daha fazla olacaktır. Aşımdan sonra ek
yemlemeye iki üç hafta daha devam edildiği takdirde embriyo gelişimi ve canlılığı artacaktır.
Ancak aşımdan sonra çok uzun bir süre devam eden ek yemleme embriyonal ölümlere neden
olabilir.
Aşım öncesi 50-60 kg. lık bir koyuna günlük yaşama payı olan 50 gr. hazmolabilir protein
ve 450 nişasta enerji birimi yanında ek olarak 20-30 gr. protein ve 200-250 NB enerji daha
verilmelidir.
Buna göre koç katım öncesi 50-60 kg. lık bir koyunun protein ihtiyacı 70-80 gr. ve enerji
ihtiyacı 650-700 nişasta birimidir. Bu ihtiyaçlar 1 kg. saman + 700 gr. kesif yemle yada 1 kg.
baklagil samanı + 500 gr. arpa ile karşılanır.
b) Koç Katım Öncesi ve Koç Katımlarında Damızlık Koçların Beslenmesi:
Damızlık koçların beslenmesinde koyunlarda kullanılan yemler kullanılır. Ancak koçlara
bu yemlerden daha çok verilmesi lazımdır. Koçların aşım döneminde özellikle protein ve
mineral madde ihtiyaçlarının karşılanması, cinsel fonksiyonlar ve sperma kalitesi açısından
önem taşır. Bir damızlık koçun bir günde 90-100 gr. hazmolabilir protein ve 800 NB enerji
alması gerekir. Aşım döneminde buna 60 gr. hazmolabilir protein ve 100 NB enerji ilave edilir.
Günde 3 den fazla aşım yapan koçlar için bu miktar daha da artırılır. Aşımda kullanılan koçun
bu ihtiyaçlarını karşılamak için günde 1 kg. kesif yem karması ve 1 kg. kadar baklagil samanı
verilmelidir. Baklagil samanı veya taze ot bulunmadığı zaman saman kullanılır. Ancak bu
takdirde kesif yem miktarı artırılmalıdır.
4-Koç Katım Usulleri
- Serbest Koç Katımı
- Sınıf Usulü Koç Katımı
- Elde koç katımı
5- Uygun Çiftleşme Zamanı
Koyunlarda kuzulama mevsimine göre koç katımını ayarlamak genel kaidedir. Koyunlarda
kızgınlık ortalama 28 saat (24-48 saat) sürer. Bu sebeple kızgınlığı fark edilen koyunun 12 saat
sonra koça verilmesi ve suni tohumlama yapılması gerekir. Eğer hayvan döl tutmaz ise kızgınlık
14 ila 19 gün süre sonra (ortalama 16 gün) tekrarlanır.
KOYUNLARIN BESİN MADDE İHTİYAÇLARI
VERİM DÜZEYİ
Yaşam için, yün gelişimi
dahil
C. AĞ.
S.H.PROTEİN
50
60
70
80
50
55
60
65
H.
PROTEİN
70
77
85
90
NB
500
570
640
710
Gebelik için ek ihtiyaçlar:
Gebelik başlangıcında
Yaşam ihtiyacına denktir.
İleri gebelikte (Doğumdan 6 hafta önce)
Devamlı tekiz doğuranlarda
Devamlı ikiz doğuranlarda
Laktasyon için ek ihtiyaç :
+50
+80
+70
+110
+250
+400
1-8 Hafta
Süt verimi (1 kg/gün)
Süt verimi 1,5 kg/gün)
9-16. Hafta
Süt verimi (0,5 kg/gün)
Süt verimi (0,75 kg/gün)
+100
+140
+140
+195
+430
+650
+50
+75
+70
+105
+210
+320
YONCA YETİŞTİRİCİLİĞİ
Adi Yoca (Medicago sativa)
Uzun ömütlü, çok yıllık çok yıllık bir baklagil yem bitkisi olan yonca değerli bir yeşil ve
kuru ot bitkisi olarak tanınır. Otunun besleme değeri çok yüksektir. Her cins hayvana verilebilir.
Kuru otunda (usulüne uygun kurutulmuşsa) % 15-17 ham protein bulunur. Mineral maddelerce
ve vitamince çok zengindir. Tohum elde etmek için yapılan harmandan çıkan saman (kes) iyi bir
yemdir.
Çeşitli buğdaygil yem bitkileriyle beraber yetiştirilerek otlatma amacıyla da kullanılabilir.
Yurdumuzun her bölgesinde yetiştiriciliğine önem verilmesi gereken bir bitkidir.
Toprak ve İklim İstekleri
Adi yonca tınlı ve kireçli topraklarda iyi gelişir. Fazla kumlu ve kireçli topraklar, yoncanın
gelişmesine uygun değildir. Taban suyu çok yüksek olan topraklarda kısa zamanda seyrekleşir.
Bu yüzden taban suyunun 2 metreden aşağı olması arzu edilir. İklim şartlarına uyum kabiliyeti
yüksektir. Soğuğa dayanımı oldukça yüksek olan varyeteleri vardır. Yurdumuzun her bölgesinde
başarılı bir şekilde yetiştirilebilir.
Ekim ve Bakımı
Adi yonca tohumu çok ufak olduğu için ekim yatağının iyi hazırlanması gerekir. Pullukla
bir defada derince sürülen tarla tırmık veya diskaroyla işlenerek toprak iyice ufalanır. Ekimi
turunçgiller, zeytin ve incir yetiştirilen bölgelerde sonbaharda, diğer bölgelerde ilkbaharda
yapılmalıdır. Adi yonca uygun ekim makinasıyla ekilmelidir. Küçük parsellerde, tahta,el tırmığı
ve açılan çizgilere elle ekim yapılabilir. Ekim makinası ile yapılan ekimlerde ot için sıra aralığı
18-20 cm bırakılır.Dekara 1,5-2 kg. tohum atılır. Serpme ekim uygulanırsa fazla tohum
harcandığı gibi çıkış düzenli olmaz. Yurdumuzun birçok bölgesinde elle serpme olarak 4-5 kg.
tohum atılmalıdır. Kıraç şartlarda sıra arası 50-60 cm olacak şekilde ekim yapılabilir. Dekara
ortalama 1 kg tohum atılır.
Yoncanın ekiminden sonra en önemli bakım işi yabancı ot mücadelesidir. Otlar hızla
geliştiğiiçin ufak yonca fidelerini bastırır. Bu nedenle yabancı otların tarladan temizlenmesi
gerekir. Sıraya ekilmiş yonca tarlasında ot mücadelesi çapayla yapılabilir. Yoncanın gelişme
devresinde suya çok ihtiyaç vardır. Sulama zmanı ve miktarı bölgelere göre çok değişiklik
gösterir. Biçimden bir hafta evvel yada bir hafta sonra olmak üzere 2 defa sulanabilir. Ancak
pratik olarak yoncanın üst yaprakları koyulaştığı ve alt yapraklarının hafifce sarardığı zaman
sulama yapmak yararlıdır.
Sulu şartlarda ekimle birlikte (toprak tahlilini de göz önünde bulundurmak suretiyle) 3-5
kg/da saf azot ve 5-8 kg/da fosforlu gübre verilmelidir. Toprak killi ise ayrıca dekara 2 ton çiftlik
gübresi verilmesi gerekir. Daha sonraki yıllarda verilen azotlu ve potaslı gübrelerden dolayı
fazla bir ürün artışı olmamaktadır. İkinci yılda tekrar dekara 25-30 kg.% 18 lik süper fosfat veya
9-12 kg % 46 lık triple süperfosfat gübresi verilebilir. Verime bağlı olarak bu oran 2-3 katı
artırılabilir.