Kasım 2014 Risk ve Mühendislik Grubu - Solvent

2014
RİSK
DEĞERLENDİRME
BÜLTENİ
“Hasar servisi ve underwriterlar için Mühendislik
branşı risk ve hasar değerlendirmeleri”
Sayı: 2014/03
Ekol Sigorta Ekspertiz Hizmetleri Limited Şirketi
Kasım 2014 Risk ve Mühendislik Grubu Bülteni
1
SOLVENTLER, KULLANIM ALANLARI, RİSK UNSURLARI, GÜVENLİ KULLANIM
VE DEPOLAMAYA İLİŞKİN ÖNLEMLER
Solvent nedir?
Solvent kavramı, kimya biliminde çözücü olarak geçmektedir. Solventler gaz, sıvı ve katı haldeki
maddeleri çözen organik ve inorganik sıvılardır.
Maddeler doğada katı, sıvı ve gaz halde bulunurlar. Solvent çözücü maddesi, çözünebilme özelliğine
sahip maddeleri çözelti oluşacak şekilde çözer ve bunun sonucunda çözelti oluşur.
Organik ve inorganik solventler mevcuttur. Amonyak, karbon dioksit, fosfor tribromür ve su inorganik
solventlerdir. Karbon içeren solventler ise organik solventler olarak adlandırılmaktadır. Organik
solventlere örnek olarak hidrokarbon solventler, alkoller, eterler, esterler, aminler verilebilir.
Doğadaki en bilinen çözücülerden birisi sudur. Su iyi bir çözücü maddedir. Organik çözücülere en iyi
örneklerden birisidir.
Sentetik yapıda olan solventlerin günümüzde kullanım alanı oldukça geniştir, modern endüstri
alanında oldukça yaygın olarak kullanırlar.
2
Solventlerin Özellikleri:
Solventler, düşük kaynama noktalarına sahiptirler. Bu özellik, bu maddelerin gerekli şartlar altında çok
çabuk bir şekilde buharlaşmasına neden olur. Bu durum, çözücü kimyasalların insanlara ve çevreye
verdiği zararın etki alanını genişleten bir durumdur. Modern endüstrinin çoğu yerinde kullanılan
solventlerin bazıları insanlara ve çevreye verdikleri zarar yüzünden yasaklanmıştır. Fakat bu durum
bütün solventlerin insan ve çevre için zararlı olduğunu göstermez. Öyle ki, su da bir çözücü maddedir
ve bu organik çözücü aynı zamanda yaşamın kaynağıdır. Boya, parfüm, temizlik ve daha birçok
alanda oldukça fazla kullanılan solvent maddeler, işlevselliği bakımdan kendini ayrıcalıklı ve önemli bir
konuma sahiptir. Bilim ve teknolojinin hızla ilerlediği günümüzde bilim adamları tarafından kimya
laboratuvarlarında sentetik yollarla çok çeşitli solventler üretilir ve üretilen bu solventler yeni
maddelerin çok daha işlevsel şekilde kullanımına imkan sağlar.
Solventler içerdikleri kimyasal maddelerin özelliklerine göre tehlikeli madde ve kullanım sonucunda da
tehlikeli atık özelliği gösterirler.
Bazı solventler karbon içerirler ve de karbon içeren solventler organik çözücüler olarak tanımlanırlar.
Çözücüler kimyasal reaksiyonlara oldukça hızlı bir biçimde girebilme özelliğine sahiptirler ve genellikle
bu maddeler buharlaşarak ortamdan ayrılırlar. Geride çözünmüş olan madde kalır. Solventlerin
buharlaşması olayında bu durum tehlike arz edebilmektedir. Çünkü buharlaşma esnasında ortaya
zehirli gazlar çıkabilmekte ve bu gazlar solunduğu takdirde büyük bir tehlike oluşturabilmektedir.
3
Laboratuvar ortamında üretilen sentetik çözücüler kanserojen etkiye sahiptir. Bu tür çözücüler yıllarca
insanlar tarafından bilinçsizce kullanılmıştır. Bilim ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte bilim adamlarının
yaptığı
araştırmalar
sonucunda,
modern
sanayi
sektöründe
üretim
sürecine
destekleri
azımsanamayacak kadar fazla olan sentetik solventlerin bazılarının hem insanlar hem de hayvanlar
üzerinde ciddi zararlar doğurduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Zararları ciddi olduğu için bebek ürünlerinde, oyuncaklarda, mobilyalarda, ev eşyalarında ve daha
birçok üründe zararlı sentetik solventlerin kullanımı, çoğu dünya ülkelerinde yasaklanmıştır. Fakat
zararlı solvent içeren ürünler kaçak yollarla üretilebilmekte ve ucuz olduğu için insanlar tarafından hala
tüketilmektedir.
Solvent Kullanımının Dünya’daki Dağılımı:
4
Solventlerin Endüstride Kullanımı:
Endüstride hemen her sektörde solvent kullanılır. Boya ve matbaa mürekkebi yapımı, vernik, cila
imalatı, uygulanması, aklaştırılması, metal parlatma, mürekkep, toner kullanılan baskı işleri, tekstil ve
kağıt sanayiinde elyafın yayılabilir bir hamur haline getirilmesi, astarlama, kaplama işleri, kuru
temizleme yoğun solvent kullanılan bu nedenle de ilk akla gelen işlerdir. Ancak solventler endüstride
çok daha geniş bir kullanım alanına sahiptir; metal eşya üretiminde boyama öncesi, kaynak işlemi
öncesi yağ gidermede, makine bakımında parça yıkamada, metallerin yağlı maddelerden
arındırılmasında, plastik eşya üretiminde hemen her aşamada, bazı katı maddelere şekil alabilir plastik
hamur özelliğini kazandırmada, yapıştırıcı kullanılan hemen tüm işlerde, böcek öldürücü imalatında,
kimyasal madde imalatında, kimyasal maddeleri çözerek etkileşmelerini sağlayacak reaksiyon
ortamının oluşturulmasında, hatta kozmetik üretiminde solventler kullanılır.
Birçok solvent kimyasalı vardır. Solventlerin malzeme güvenlik formları elde edilerek içerdikleri
kimyasallar ve sağlık etkileri incelenmelidir.
5
Solventler sağlık açısından tehlikelere sebep olmakla birlikte yanıcı, uçucu, kolay buharlaşır özelliğe
sahip olduklarından işyeri ortamında solvent buharlarının patlayıcı karışımlar oluşturma ihtimali çok
yüksektir. İşyeri ortamında bulunan solventler yangın ve patlamalara neden olabilmektedir.
*** Endüstride kullanılan solvent türleri ve kullanım alanları, bültenimizin son kısmında ‘’Ek
Açıklama’’ başlığı altında detaylı olarak verilmiştir.
Solvent içeren ürünler nelerdir?

Temizleme ve yağ giderme maddeleri

Boya çıkarıcılar

Boya, vernik, cila ve reçineler

Yapıştırıcılar

Mürekkep ve mürekkep çıkarıcılar

Pestisitler

Kozmetikler
6
Solventlerin sağlık açısından yarattığı tehlikeler nelerdir?
Solventler içerdikleri maddelere göre insan sağlığını farklı şekilde etkileyebilir. Solventlere maruz
kalındığında, kaza olma ihtimali artabilir. Sürekli olarak bazı solventlere maruz kalındığında ise,
kişilerin sağlığı üzerinde uzun süreli etkiler oluşabilir (deri iltihabı oluşumu gibi). Sağlık üzerinde diğer
muhtemel etkileri de maruz kalınan solventin özelliğine göre değişir. Çalıştığınız ortamda, solventlerin
buhar ve gazlarını soluyorsanız, solventler cilt ile temas edip absorblanarak içeri alınıyorsa, sıvı
solventler yutuluyorsa, bu maruziyet durumlarına bağlı olarak çeşitli etkiler görülebilir.
Örneğin; endüstride, oldukça yaygın olarak kullanılan organik solventlerle cilt temas ettiğinde egzama
oluşur. Halojenli solventlerden bazıları, beyin, böbrek ve karaciğerde zarara neden olabilir.
Metilpentanon gibi bazı solventler, düşük konsantrasyonlarda bile gözde ve burunda tahrişe ve baş
ağrısına neden olur. Ayrıca, solventlerin birçoğu yanıcı, uçucu, kolay buharlaşıp ortama zehirli veya
patlayıcı gaz karışımları verebilen özelliğe sahiptir. Bazı solventlerin kanserojenik, ekotoksik,
mutajenik ve uyuşturucu etkileri olabilir. Bunun dışında bazı solventler zehirlidir. Özellikle halojen
içeren solventler, yanmaları sonucunda dioksin ve furan gibi zehirli gazlar oluşturur.
Solvent üreticisinin yükümlülükleri:
Solvent içeren ürünler 11.7.1993 tarih ve 21634 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren
Tehlikeli Kimyasallar Yönetmeliği kapsamındadır. Bu yönetmelik hem solvent üreticisi hem de
kullanıcılar için yükümlülükler içermektedir.
Solvent üreticisi; “Güvenlik Bilgi Formlarının Hazırlanmasına İlişkin Tebliğ” kapsamınca Güvenlik Bilgi
Formunu hazırlayarak alıcı, kullanıcı ve depolayıcıyı bilgilendirmekle yükümlüdür. Güvenlik Bilgi
Formlarının Profesyonel kullanıcılar ile tehlikeli kimyasalları depolayanlara iletilmesi zorunludur.
Alıcının
bilgilendirilmesinden
üretici,
ithalatçı
ve
dağıtıcı
müteselsilen
sorumludur.
Güvenlik Bilgi Formları, madde/müstahzar ve şirket/iş sahibinin tanımı, bileşim/içindekiler hakkında
bilgi, tehlikelerin tanıtımı, ilk yardım tedbirleri, kaza sonucu yayılmaya karşı tedbirler, kullanma ve
depolama, maruz kalma kontrolleri/kişisel korunma, fiziksel ve kimyasal özellikler, kararlılık ve
reaktivite, toksikolojik bilgi, çevreyle ilgili bilgi, bertaraf bilgileri, taşımacılık bilgisi, mevzuat bilgisi ve
diğer
bilgiler
olmak
üzere
16
başlığı
içerecek
şekilde
hazırlanmalıdır.
Solventler, yönetmelik hükümlerine uygun olarak etiketlenmelidir. Etiket, üretici bilgileri, kimyasalın adı
ve kapalı formülü, ürünün ticari adı, amaçlanan kullanım alanı ve içeriğine giren maddelerin tehlike
sembolleri, risk ve güvenlik kodları, kimyasal tanımı ve etkin madde yüzdesi ve diğer katkı maddeleri
ve en azından bunların grup tanımlarını içerecek şekilde etiketlenmelidir.
7
Solventler, normal depolama ve taşıma koşullarında, sızma, kaçak, dökülme, bulaşma vb. yollarla
ambalaj dışına çıkmaları önlenecek şekilde ambalajlanmalıdır. Ambalajın şekli ve etiketleri, genel
görünüm ve kapsamları açısından, gıda maddelerinin ambalajları ile aynı ve karıştırılabilir benzerlikte
seçilmemelidir.
Solventler, çevre ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde depolanmalıdır. Bu maddelerin kötü
amaçlı veya sorumsuz kişilerin eline geçmemesi ve amaç dışı kullanılmaması için gerekli önlemler
alınmalıdır.
Solvent kullanıcısı; üretici veya satıcıdan Güvenlik Bilgi Formunu temin etmelidir. Ürün etiketi ve
Güvenlik Bilgi Formunda yer alan depolama, taşıma, kullanma talimatlarını uygulamalıdır.
Solvent içeren maddeleri kullanırken nelere dikkat edilmelidir?

İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatına uygun olarak gerekli kişisel koruyucu donanım ve
kıyafetlerin kullanılması,

Halojen içeren solventli maddelerden kaçınılması,

Solventlerin tasarruflu olarak kullanılması,

Solvent içermeyen su bazlı ürünlerin kullanımının tercih edilmesi,

Her bir işlem için ayrı solvent yerine çok amaçlı bir solventin kullanılması,

Solventlerin ya da solvent içeren ürünlerin sadece iyi havalandırılan yerlerde kullanılması,
8

Bu maddeleri kullanırken, etiketlerin üzerindeki tehlike bilgilerine ve güvenlik önerilerine dikkat
edilmesi,

Solvent ve solvent içeren maddelerin hiçbir zaman kanalizasyona atılmaması,

Solvent veya solvent içeren herhangi bir ürün ile cilt temasından kaçınılması ve gereken
yerlerde koruyucu giysiler kullanılması,

Cilde bulaşan boya, yağ vb. maddelerin giderilmesi için kesinlikle solvent kullanılmaması,

İş sırasında solvent kullanılırken yemek yenmemesi ve sigara içilmemesi, solvent ile
çalıştıktan sonra yemek yemeden önce ellerin iyice yıkanması,

Toksik gaz oluşturabilen klorlu solvent buharı içerebilecek olan alanlarda sigara içilmemesi,
kaynak yapılmaması, ateşle yaklaşılmaması,

Solventlerin kapalı konteynırlarda saklanması ve solvent atıkları için sızdırmaz konteynırlar
kullanılması, konteynerlerin altına sızma ve dökülmeyi önleyici tablalar yerleştirilmesi,

Kapalı alanlarda, gerekmedikçe ve uygun havalandırma olmadıkça solvent içeren maddeler
kullanılmaması ve bu alanlarda gerektiğinde uygun maskeler kullanılması gerekmektedir.
Solvent ve solvent içeren atıklar ne yapılır?
Solventler kullanım ömrünü doldurduğunda atık haline gelmektedir. Belli bir bölümü buharlaşarak
ortam havasına karışmaktadır. Havalandırma ve proses bacaları sayesinde atmosfere hava
emisyonları şeklinde verilirken belli bir bölümü de ortam havasına karışır. Ortam havasındaki solvent
için gerekli ölçümler yapılarak “İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı”na uygun işyeri ortam havasını
sağlayacak önlemler alınmalıdır. Çalışanlara gerekli kişisel koruyucu ekipmanlar sağlanmalıdır.
Bacadan atılan emisyonlarda “Endüstriyel Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği”nde verilen
sınır değerleri ve koşulları sağlanmalıdır. Atık haline gelen solventler, içerdiği maddenin özelliği
itibariyle “Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği”ne göre tehlikeli atık olarak adlandırılır ve yönetmelik
hükümlerine göre tehlikeli atıklar; Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan lisanslı veya geçici lisans almış
solvent geri kazanım tesislerinde işlenmelidir. Ayrıca bu tesislere nakliyesi Valiliklerden lisans almış
nakliye araçları ile yapılmalıdır.
9
Solvent Kullanılan Sektörlerde Risk Unsurları ve Güvenlik Önlemleri:
Solvent kullanılan fabrikalarda ve imalathanelerde olan hasarların büyük bir kısmı solventlerin sebep
olduğu yangınlar ve patlamalardır. Solventler hidrokarbon esaslı kolay buharlaşabilen kimyasallar
olduğu için kolay yanarlar, patlayabilirler ve az veya orta şiddette toksiktirler.
Kullanılan solventlerin kuvvetli çözücü olmaları yanında aranan diğer önemli özellikleri de tutuşma,
patlama ve toksik etkilerinin düşük olmalarıdır.
10
Solvent Türüne Göre Maruziyet Etkileri
11
Solventler aşağıda belirtilen özellikleri nedeniyle işyeri ortamında İş Güvenliği açısından tehlikelidir.
Solvent buharlarının işyeri ortamında bulunması patlamaya neden olabilir. Bir patlamanın ya da
yangının olabilmesi için üç bileşenin olması gerekmektedir; yanıcı buharlar (solvent buharları),
oksitleyici (genellikle havada bulunan oksijen) ve bir alev kaynağı. Bir maddenin yanıcı özelliğe sahip
olabilmesi, uçuculuğuna ve patlama sınırlarına bağlıdır. Belli sıcaklık derecesinde, buhar basıncı
yüksek olan bir maddenin uçuculuğu, diğerlerine göre daha fazla demektir. Solventler genel olarak çok
uçucu kimyasallardır. Yanıcı bir sıvı olan solvent buharları hava ile belli konsantrasyonlarda karışımlar
oluşturduğunda ve alev kaynağının bulunması halinde hızlı bir yanma ve patlama gerçekleşebilir. Bu
belirli buhar/hava konsantrasyonu “parlayıcılık aralığı” veya “patlama aralığı” olarak adlandırılır.
Parlayıcılık aralığında karışım alev alırsa parlama ya da alev oluşumu olabilir. Parlayıcılık aralığının
sınırları Alt Patlama Limiti (LEL) ve Üst Patlama Limitidir (UEL). Alt patlama limiti buhar/hava
karışımının yanıcı olduğu havadaki en düşük buhar konsantrasyonudur. Üst patlama limiti buhar/hava
karışımının yanıcı olduğu havadaki en yüksek buhar konsantrasyonudur. LEL/UEL buharın havadaki
hacimsel yüzdesi olarak ifade edilir. LEL ve UEL verileri aksi belirtilmedikçe normal sıcaklık ve basınç
değerlerinde belirlenmiştir. Parlayıcılık Limitleri basınç ve sıcaklık değişimi ile değişebilir. Genellikle
sıcaklık artışı LEL’i düsürürken, UEL’i yükseltir.
Bazı Solventlerin Parlama Noktaları, Patlama Sınırları, Kendiliğinden Alev Alma Sıcaklıkları
Parlama noktası, yanıcı sıvıların sınıflandırılması için daha genel olarak kullanılır. Bir solventin
kaynama noktası arttıkça parlama noktası da artar. Parlama noktası, sıvının havada alev kaynağı ile
karşılaştığında, alevlenecek bir yanıcı buhar karışımı oluşturmasına kadar ısıtıldığındaki sıcaklık
değeri olarak tanımlanmaktadır. Parlama noktasındaki sıcaklıkta sürekli yanma gerçekleşmez. Bu
durum daha yüksek bir sıcaklık olan yangın noktasıdır. Parlamanın gerçekleştiği sıcaklık LEL değerine
karşılık gelen sıcaklığa çok yakındır. Bu nedenden dolayı birçok durumda bir maddenin parlayıcılık
özelliği değerlendirilirken parlama noktası alt parlayıcılık sınırındaki sıcaklık yerine kullanılır. Parlama
noktası düsük oldukça, maddenin uçuculuğu, dolayısıyla potansiyel tehlikesi daha yüksek olur.
12
Kendiliğinden alev alma noktası, solventlerle yüksek sıcaklıklarda çalışmanın gerekli olduğu
proseslerde önem kazanır. Eğer sıcaklık yeterince yüksekse havadaki solvent buhar karışımı alev
kaynağı olmadan kendiliğinden alev alır. Kendiliğinden alev alma noktası, yanıcı buhar ve hava
karışımının alev kaynağı olmadan alevlendiği minimum sıcaklıktır. Genellikle kendiliğinden alev alma
sıcaklığı kimyasalın kaynama noktasının epeyce üzerindeki bir sıcaklık değeridir. Solventlerin
kendiliğinden yanma sıcaklığı çok yüksektir. Boyanın depolandığı ve kullanıldığı koşullarda
kendiliğinden parlama olayı pek görülmez. Yalnız yanıcı yüzeyler üzerine sürülen alkit boyalarında
havanın oksijeni ile kuruma sırasında ısı açığa çıkar. Bu ısı etkili bir şekilde uzaklaştırılmazsa yangına
yol açabilir. Her zaman kendiliğinden alev alma sıcaklığının oldukça altında çalışılması tavsiye edilir.
Solvent seçimi yapılırken, güvenlik açısından, solventlerin parlama noktaları incelenmelidir. Eğer
parlama noktası çalışma ortamının sıcaklık derecesinden daha düşük olan bir solventin kullanımı
zorunlu ise, çok sıkı güvenlik önlemleri alınmalıdır.
Solventler birçok sanayi kolunda gereklidir ve yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak solventler düşük
kaynama noktaları (yüksek uçuculuk) nedeniyle tehlikeli olarak kabul edilirler. Aslında düşük kaynama
noktası birçok uygulama için istenen bir özelliktir; örneğin istenen film kaplamasının veya yapıştırıcının
elde edilebilmesi için proseste kullanılan solventin buharlaşması gerekmektedir. Ancak solventin
düşük kaynama noktasına sahip olması demek, ortam sıcaklığında depolama ve proses şartları uygun
bir şekilde kontrol altına alınmadıysa parlamaya sebebiyet verecek solvent buharlarının oluşması
demektir. Bu kontrol işlemi “risklerin yönetimi” olarak bilinmektedir. Başarılı kontrol sistemleri patlama
ve yangına sebep olabilecek gereksiz solvent buhar salınımlarının azaltılmasını sağlar. Bazı temel
önlemler şunlardır:
1. İşçiler, kullandıkları solventin fiziksel ve kimyasal özellikleri ve güvenli kullanımları konusunda bilgi
sahibi olmalıdır.
13
2. Tedarikçi firma tarafından sağlanmış olan Malzeme Güvenlik Bilgi Formları (MSDS) okunmalıdır.
3. İşyeri ortamındaki, yanıcı solvent buharlarının varlığı, solventin parlama noktası ve patlayıcılık
sınırları kullanılarak tahmin edilebilir. Düşük parlama noktası (55°C’den düşük), solventin daha tehlikeli
olduğunu ve daha dikkatli kullanılması gerektiğini işaret eder.
4. Kendiliğinden alev alma sıcaklığı, yanıcı/parlayıcı solvent karışımının havada kendi kendine alev
almasından önceki maksimum sıcaklığı vermesi açısından bir yol göstericidir. Kendiliğinden alev alma
sıcaklığı ile çalışma sıcaklığı arasında anlamlı bir güvenlik marjı bırakılmalıdır.
5. Solventlerin duman zerrecikleri solventin parlama noktasının altında bile parlayıcı olabilir. Duman
(mist) ve spreylerin önlenemediği durumlarda özel güvenlik tedbirleri alınmalıdır.
6. İşyeri havasındaki parlayıcı solvent buharlarının alev almasına sebep olacak pek çok alev kaynağı
mevcuttur;
a) Sigara, kaynak, ya da çıplak alev kaynağını solvent buharlarının bulunması muhtemel yerlerden
uzak tutmak gerekmektedir.
b) Ex-proof (kıvılcım çıkarmayan) malzemeler kullanılmalıdır.
c) Sıcak bölgeler ve yüzeyler kontrol altında tutulmalıdır. Çünkü sıcak yüzeyler endüstride çok fazla
görülür ve yanıcı solvent-hava karışımının doğrudan ya da dolaylı olarak alev almasına sebep olur.
Doğrudan alev alma, sıcak yüzeyin sıcaklığının ortamda çoğunlukla bulunan solvent-hava karışımının
kendiliğinden alev alma sıcaklığının üstünde bir sıcaklıkta olması halinde olur. Dolaylı alev alma,
maddenin sıcak yüzeyden kaynaklanan bir yanma ya da dumansız alev alması halinde gerçekleşir.
Endüstrideki sıcak yüzeylere örnek olarak; fırın ya da büyük ocakların duvarları, elektrikli araçlar ve
ısıtma boruları verilebilir.
14
d) En az farkında olunan alev alma kaynağı statik elektriktir. Statik elektriğin alev kaynağı
oluşturmasına ilişkin riskleri azaltmak için;
- Ekipmanların topraklanmasının sağlanması,
- Topraklama direncinin kontrolünün yapılması; topraklama direncinin 10 Ohm’dan küçük olmasının
sağlanması,
- Dolum sırasında sıçrama olmamasının sağlanması,
- Boruların içinde akan sıvının hızının sınırlandırılması,
- Yük dağılımının olması için beklenmesi,
- İletken hortumlar kullanılması gerekmektedir.
e) Elektrik düğmesini açmak, eğer bölgede gaz birikimi varsa çok tehlikelidir.
f) Parlama noktaları 40°C’den düşük olan hidrokarbonlar plastik kaplara doldurulmamalıdır.
g) Parlayıcı solventlerin kullanımından sonra temizlik için sıkıştırılmış hava kullanılmamalıdır.
h) Anti-statik koruyucu giysiler ve ayakkabılar giyilmelidir.
7. Solvent buhar konsantrasyonu, solventin Alt Patlama Sınırının altında olmalıdır.
a) Eğer mümkünse parlama noktasının 15°C ile 20°C altında çalışılmalıdır.
b) Uygun havalandırma sağlanmalıdır: Güvenliği sağlamak için buharlar Alt Patlama Sınırının %
25’inden az olacak seviyeye kadar seyreltilmelidir. Havalandırmayı sağlamak için en kolay yol kapı ve
pencerelerin açılmasıdır, ancak birçok durumda mekanik havalandırma da gereklidir. Havalandırma,
solventin parlama noktasının üstünde sıcaklıklarda çalışma zorunluluğu varsa daha da önem kazanır.
Havalandırma çıkısı, yer seviyesinden en az 3 m yüksekte olmalı ve binanın kapı veya
pencerelerinden 3 m uzaklıkta olmalıdır. Saatte 6 tam hava değişimi yapılmalıdır. Oluklarda alarm
bağlı bir detektör bulundurulması gereklidir.
8. Eğer alev kaynağı yok edilip, sıcak bölgelerden tamamen kurtulma sağlanamıyorsa, sistemden
oksijenin yok edilmesi gerekmektedir. Böylelikle oksitleyici kaynak ortadan kalkacaktır. Bunun
sağlanması için asal gazlar (örn. azot çadırı) kullanılabilir.
9. Solvent buharlarının havadan ağır olduğu ve yere çöktükleri unutulmamalıdır.
10. Hatalar ve vakalar, küçük dökülmeler ve kaçaklar dahil raporlanmalıdır. Bu raporların
değerlendirilmesi gelecekteki daha büyük olayları önleyecektir.
11. Yangınlar, dökülmeler ve kaçaklarla ilgili olarak acil durum planları hazırlanmalıdır; örn. alarm
sistemi kurulması, yangın söndürme ekipmanlarının hazırlanması, güvenli taliye prosedürlerinin
hazırlanması önemlidir.
12. Uçucu Organik Buhar ve Gazları (VOC) ölçümü için kullanılan portatif VOC
ölçüm cihazları mevcuttur.
15
Solventlerin Güvenli Depolanmasına İlişkin Önemler:
Kimyasal Malzemelerin Bir Arada Depolanabilme Durumu
16
Solventler alevlenebilir özellikte oldukları için, solventlerin depolanmasında tedarikçilerin sağladıkları
teknik bilgilere ve talimatlara uygun hareket edilmelidir.
Solventlerin depolanmasında aşağıdaki önlemler alınmalıdır;
1. Solventlerin birçoğu havadan ağırdır ve yerde birikmektedir. Bu nedenle, depolama yerleri
havalandırılması daha güç olan zemin ya da bodrum katları olmamalıdır.
2. Solventler isyerlerinde parlayıcı maddeler için uygun paslanmaz ya da demir, çelik dolaplarda ve
yanmaz kaplarda saklanmalıdır.
3. Dolapların dışında sadece günlük kullanılacak miktar kadar solvent tutulmalıdır. Solventlerin
depolama kabinlerinin dışında tutulduğu yerler iyi havalandırılmalı ve solvent buharları ortamdan
uzaklaştırılmalıdır. Böylelikle parlayıcı ortam oluşumu önlenmiş olur.
4. Boş kaplar çalışma alanında tutulmamalıdır, kaplarda solvent kalmış olabilir ve bu durum patlama
tehlikesi yaratır.
5. Depolama kabinlerinde birbiriyle reaksiyon verebilecek, uygunsuz kimyasallar bir arada
tutulmamalıdır. Bu kimyasalların buharları bir reaksiyon başlatabilir ve bu reaksiyonların çok yıkıcı
etkileri olabilir.
6. Parlayıcı maddeleri barındıran depolama kabinleri alev kaynaklarıdan ve yanabilecek maddelerdenkutular, bez, paçavra- uzak tutulmalıdır. Depolama kabinlerinin bulunduğu alanlarda sıcaklık 26 °C’nin
altında olmalıdır.
7. Solventler göz ile temas etme ihtimalini azaltmak amacıyla göz seviyesinin altında kullanılmalı ve
depolanmalıdır.
8. Basınçlı tüpler tutuşturucu kaynaklardan uzak tutulmalı, kaba kullanıma ya da ani hareketlere maruz
kalmayacak şekilde korunmalıdır. Solvent tüpleri, buharlarının uzaklaştırılabileceği çeker ocaklarda
doldurulmalıdır.
9. Solventlerin kapakları kapalı tutulmalı, üzerleri örtülmelidir.
10. Solvent kaplarında olabilecek kaçaklar, delikler kontrol altına alınmalıdır.
SONUÇ OLARAK;
Güncel üretim teknolojilerinde birçok alanda solvent kullanılmaktadır. Solvent ile çalışılan tesislerin
sigortalanması aşamasında, üretim prosesi, kullanılan solvent türü ve alınan güvenlik önlemleri son
derece önem kazanmaktadır. Basit bir tetikleyici, etkin bir yanıcı – dağıtıcı solvent ile her
buluşmasında mutlak ağır sonuçlara yol açar. Her türlü risk için azami önleyici tedbirler alınarak
güvenli ortamlar yaratılabilir. Dolayısı ile bu husustaki tüm bilgiler poliçe hazırlık aşamasında tespit
edilirken, Risk Analizi ile değerlendirilmesinden sonra poliçe yapılandırılması olanaklı olabilir. Poliçe
kapsamı, muafiyet, koasürans v.b tüm belirgin hususları saptamanın en iyi yolu Risk Analizi olacaktır.
17
EK AÇIKLAMA
Solvent Türleri ve Endüstride Kullanım Yerleri
Ketonlar:
1)
Aseton
 Keton tipi aktif organik solventtir.
 Boya, yapıştırıcı, mürekkep, vinil, akrilik ve selüloz reçine imalatında çözücü olarak görev yapar.
Ara mamul olarak ilaç ve kozmetik sanayinde de kullanılır.
2)
Metil Etil Keton (MEK)
 Keton tipi aktif organik solventtir.
 Plastikler, tekstiller ve boyaların üretiminde görev yapar.
 Fenolik, alkid, vinil reçine içeren sistemlerde, selülozik sistemlerde, boya sökücülerde ve
yapıştırıcılarda kullanılır.
 Yüksek buharlaşma hızı nedeni ile boya uygulamalarında hızlı kuruma süresi sağlar.
Sentetik ve doğal reçinede iyi çözücü özelliği nedeni ile baskı mürekkepleri, mürekkep çıkartıcı vernik ve diğer
çeşitli boya formülasyonlarında kullanılır.
3)
Metil Izobutil Keton (MİBK)
 Keton tipi aktif organik solventtir.
 Boyalarda, verniklerde ve nitroselüloz laklarda, epoksi ve poliüretan sistemlerde ve mürekkeplerde
çözücülüğü yüksek bir solventtir.
 Genellikle çözücü olarak, MEK ve Aseton ile karıştırılarak boya üretiminde kullanılır.
Yüzey düzenleyici fonksiyonları mevcuttur.
4)
Siklohekzanon
Plastik sektöründe, böcek öldürücü üretiminde elektronik endüstrisinde kaplama işlerinde kullanılır.
Asetatlar:
1)
Butil Asetat
 Selüloz nitrat, polimerler, reçineler ve yağlar için mükemmel çözücülüklü bir solventtir.
 Deri endüstrisi, kimya endüstrisi ve boya endüstrilerinde.
Temizleyiciler ve esansların ara maddesi olarak kullanılır.
18
2)
Butil Diglikol Asetat (BDGA)
3)
Butil Glikol Asetat (BGA)
4)
Etil Asetat
 Çözücü solvent olarak kullanılmaktadır.
 Kullanımı deri ve boya (selülozik sistemlerde çözücü ve kuruma geciktirici) sanayinde yaygındır.
 Yağ bazlı cilalarda ve emayede (özellikle poliüretan) çözücü olarak, bunun yanında mürekkep ve
yapıştırıcıda proses sıvısı olarak kullanılır.
 Aroma maddesi üretiminde uçucu bileşiklerin çözündürülmesi ve aromanın yapı taşı olarak görev
yapar.
İnorganik proseslerde asetat kaynağı olarak kullanılabilir.
5)
Etil Glikol Asetat (EGA)
6)
İzobutil Asetat
 Ester tipi aktif organik solventtir.
 Selülozik tinerdeki fonksiyonu önemli olmakla beraber, nitroselüloz reçineli sistemlerde, verniklerde ve
son kat enamellerde çözücü solvent olarak.
 Boya ve selüloz imalatında çözücü.
İlaç proseslerinde ve parfümlerde bileşen olarak kullanılır.
7)
Metil Proksitol Asetat (PMA)
Glikol Eterler:
1)
Butil Diglikol (BDG)
2)
Butil Glikol (BG)
 Glikol eter tipi organik solventtir.
 Hafif kokulu, yüksek kaynama seviyesinde, az uçucu bir çözücüdür. Su bazlı boyalarda mükemmel bir
yardımcı kimyasaldır.
 Kullanıldığı sistemlerde, yüzey tozumasını engelleyici, kuruma geciktirici, yüzey düzenleyici olarak;
çabuk kuruyan laklarda, verniklerde çözücü solvent olarak görev yapar.
Yüzey temizleyici, hidrolik yağ ve metal kesme sıvılarında bileşen olarak kullanılır.
19
3)
Dipropilen Glikol (DPG)
4)
Dipropilen Glikol Monometil Eter (DPM)
5)
Dipropilen Glikol N-Butil Eter (DPNB)
6)
Etil Diglikol (EDG)
7)
Etil Glikol (EG)
 Her tür finisaj katında emdirici ve homojen yayıcı olarak;
 Gliserin yerine Antifriz (donma önleyici) olarak;
Antifiriz olarak radyatörlerde uçak ve demiryollarında yüzeyde buzun tutunmasını ve buzlanmayı engellemek
amacıyla yararlanılır.
8)
Etil Proksitol (EP)
9)
Metil Proksitol (PM)
 Akrilik, epoksi, alkit, polyester, nitroselüloz ve poliüretan uygulamalarında iyi çözücülük sağlar.
 Düşük toksit özelliği, yüzey dayanımı ve hızlı buharlaşma özelliği ile bazı temizleyici uygulamalarında
tercih edilir.
Yüksek polimerik yapıda reçine içeren sistemlerde kurumayı dengeleyici özelliği vardır.
Glikoller:
1)
Dietilen Glikol (DEG)
 Doymamış polyester reçinelerinin üretiminde, poliüretanlar ve plastikleştiricilerde;
 Boya mürekkebi ve tekstil boyamada çözücü olarak;
 Tütün endüstrisinde bir nem tutucu olarak;
 Uçak ve Demiryollarında kar spreyi olarak;
Tutkal sanayinde inceltici olarak kullanılır.
2)
Mono Etilen Glikol (MEG)
 Soğutma sıvısı, antifiriz, fren sıvısı, polyester film ve elyaf, alkit reçine, boya, vernik ve mürekkep
imalatında kullanılır.
Su bazlı emülsiyon boyalar için antifiriz ve kuruma geciktiricidir.
20
3)
Mono Propilen Glikol
4)
Polietilen Glikol (300 MOL)
Alkoller:
1)
2-Etil-Hekzanol
 PVC reçine üretiminde kullanılacak plastifiyan üretiminde;
Boya, lak, tekstil kimyasalları, mürekkep, kauçuk, kağıt, yağ ve köpük önleyici ajan olarak kullanılır.
2)
Izo Butanol
 Alkol tipi yardımcı bir organik solventtir.
 Organik sentezlerde, boyada ve boya sökücülerde;
Aromatik hidrokarbon solventlerle kombine edilerek; alkid-amino, akrilik amino sistemlerde ve nitroselüloz
sistemlerde yardımcı solvent olarak kullanılır.
3)
İzo Propil Alkol (IPA)
 Alkol tipi yardımcı bir organik solventtir.
 Deri mürekkep sektörlerinde;
 ASelülozik tiner ve Wash Primer imalatında;
Çözücü olarak bitkisel yağlarda ve boyalarda, selüloz türevlerinde, fuel-oil de donma önleyici olarak ve
ekstraksiyon proseslerinde kullanılır.
4)
N-Butanol
Klorlu Solventler:
1)
Metilen Klorit
 Kauçuk, metal ve tekstil sanayilerinde;
 İlaç endüstrisinde şişe yıkamada temizleyici ajan olarak;
 Aerosol uygulamalarında solvent buhar bastırmada;
Genel temizlik solventi olarak kullanılır.
21
2)
Perkloretilen (PCE)
Kuru temizleme, halı temizleme gibi alanlarda temizlik amacıyla kullanılır.
3)
Trikloretilen (TCE)
Temizlik amacıyla kullanılır.
Anhidritler:
1)
Fitalik Anhidrit
 Boya sanayisinde, alkid reçinesi yapımında;
 Çeşitli glikollerle kondenzasyon polimerizasyonu sonucunda polyester eldesinde;
DOP vb. gibi plastifiyan üretiminde kullanılmaktadır.
2)
Maleik Anhidrit
 Polyester reçine ve alkit reçine imalatında,
Böcek ilaçları üretiminde kullanılır.
Aromatik ve Alifatik Solventler
1)
Hekzan
2)
Ksilen
3)
Shellsol-D40
4)
Shellsol-D60
5)
Shellsol-D70
6)
Solvent Nafta
7)
Solvesso - 100 (NAFTA)
8)
Solvesso - 150 (NAFTA)
9)
Toluen
10)
White Spirit
22
EKOL EKSPERTİZ MÜHENDİSLİK GRUBU
Ayşe Nazlıer Efetürk Eksper – Mühendislik / Yangın / Kredi Finans
Ayça Şener
Eksper – Mühendislik / Kimya Yüksek Mühendisi
Hüseyin Kaycı
Eksper – Mühendislik / Tarım Makinaları Mühendisi
Ali Ömer Yıldır
Risk ve Hasar Yönetmeni – Uzman / Otomotiv Öğretmeni
Erdim Dalkılıç
Risk ve Hasar Yönetmeni – Uzman / Makine Mühendisi
Zühre Tamer
Risk ve Hasar Yönetmeni – Hasar Uzmanı
Efe Eroğlu
Risk ve Hasar Yönetmeni – Uzman / Makine Mühendisi
İlhan İrfan Adıgüzel
Risk ve Hasar Yönetmeni–Uzman/Rafineri ve Petrokimya Tek.
***Bu bülten, konuyla ilgili çeşitli kaynaklardan derlenen bilgiler ile hasar ve risk alanındaki
tecrübelerimiz çerçevesinde hazırlanmış olup, kendi görüşlerimizi içermektedir.
23