2014 RİSK DEĞERLENDİRME BÜLTENİ “Hasar servisi ve underwriterlar için Mühendislik branşı risk ve hasar değerlendirmeleri” Sayı: 2014/03 Ekol Sigorta Ekspertiz Hizmetleri Limited Şirketi Kasım 2014 Risk ve Mühendislik Grubu Bülteni 1 SOLVENTLER, KULLANIM ALANLARI, RİSK UNSURLARI, GÜVENLİ KULLANIM VE DEPOLAMAYA İLİŞKİN ÖNLEMLER Solvent nedir? Solvent kavramı, kimya biliminde çözücü olarak geçmektedir. Solventler gaz, sıvı ve katı haldeki maddeleri çözen organik ve inorganik sıvılardır. Maddeler doğada katı, sıvı ve gaz halde bulunurlar. Solvent çözücü maddesi, çözünebilme özelliğine sahip maddeleri çözelti oluşacak şekilde çözer ve bunun sonucunda çözelti oluşur. Organik ve inorganik solventler mevcuttur. Amonyak, karbon dioksit, fosfor tribromür ve su inorganik solventlerdir. Karbon içeren solventler ise organik solventler olarak adlandırılmaktadır. Organik solventlere örnek olarak hidrokarbon solventler, alkoller, eterler, esterler, aminler verilebilir. Doğadaki en bilinen çözücülerden birisi sudur. Su iyi bir çözücü maddedir. Organik çözücülere en iyi örneklerden birisidir. Sentetik yapıda olan solventlerin günümüzde kullanım alanı oldukça geniştir, modern endüstri alanında oldukça yaygın olarak kullanırlar. 2 Solventlerin Özellikleri: Solventler, düşük kaynama noktalarına sahiptirler. Bu özellik, bu maddelerin gerekli şartlar altında çok çabuk bir şekilde buharlaşmasına neden olur. Bu durum, çözücü kimyasalların insanlara ve çevreye verdiği zararın etki alanını genişleten bir durumdur. Modern endüstrinin çoğu yerinde kullanılan solventlerin bazıları insanlara ve çevreye verdikleri zarar yüzünden yasaklanmıştır. Fakat bu durum bütün solventlerin insan ve çevre için zararlı olduğunu göstermez. Öyle ki, su da bir çözücü maddedir ve bu organik çözücü aynı zamanda yaşamın kaynağıdır. Boya, parfüm, temizlik ve daha birçok alanda oldukça fazla kullanılan solvent maddeler, işlevselliği bakımdan kendini ayrıcalıklı ve önemli bir konuma sahiptir. Bilim ve teknolojinin hızla ilerlediği günümüzde bilim adamları tarafından kimya laboratuvarlarında sentetik yollarla çok çeşitli solventler üretilir ve üretilen bu solventler yeni maddelerin çok daha işlevsel şekilde kullanımına imkan sağlar. Solventler içerdikleri kimyasal maddelerin özelliklerine göre tehlikeli madde ve kullanım sonucunda da tehlikeli atık özelliği gösterirler. Bazı solventler karbon içerirler ve de karbon içeren solventler organik çözücüler olarak tanımlanırlar. Çözücüler kimyasal reaksiyonlara oldukça hızlı bir biçimde girebilme özelliğine sahiptirler ve genellikle bu maddeler buharlaşarak ortamdan ayrılırlar. Geride çözünmüş olan madde kalır. Solventlerin buharlaşması olayında bu durum tehlike arz edebilmektedir. Çünkü buharlaşma esnasında ortaya zehirli gazlar çıkabilmekte ve bu gazlar solunduğu takdirde büyük bir tehlike oluşturabilmektedir. 3 Laboratuvar ortamında üretilen sentetik çözücüler kanserojen etkiye sahiptir. Bu tür çözücüler yıllarca insanlar tarafından bilinçsizce kullanılmıştır. Bilim ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte bilim adamlarının yaptığı araştırmalar sonucunda, modern sanayi sektöründe üretim sürecine destekleri azımsanamayacak kadar fazla olan sentetik solventlerin bazılarının hem insanlar hem de hayvanlar üzerinde ciddi zararlar doğurduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Zararları ciddi olduğu için bebek ürünlerinde, oyuncaklarda, mobilyalarda, ev eşyalarında ve daha birçok üründe zararlı sentetik solventlerin kullanımı, çoğu dünya ülkelerinde yasaklanmıştır. Fakat zararlı solvent içeren ürünler kaçak yollarla üretilebilmekte ve ucuz olduğu için insanlar tarafından hala tüketilmektedir. Solvent Kullanımının Dünya’daki Dağılımı: 4 Solventlerin Endüstride Kullanımı: Endüstride hemen her sektörde solvent kullanılır. Boya ve matbaa mürekkebi yapımı, vernik, cila imalatı, uygulanması, aklaştırılması, metal parlatma, mürekkep, toner kullanılan baskı işleri, tekstil ve kağıt sanayiinde elyafın yayılabilir bir hamur haline getirilmesi, astarlama, kaplama işleri, kuru temizleme yoğun solvent kullanılan bu nedenle de ilk akla gelen işlerdir. Ancak solventler endüstride çok daha geniş bir kullanım alanına sahiptir; metal eşya üretiminde boyama öncesi, kaynak işlemi öncesi yağ gidermede, makine bakımında parça yıkamada, metallerin yağlı maddelerden arındırılmasında, plastik eşya üretiminde hemen her aşamada, bazı katı maddelere şekil alabilir plastik hamur özelliğini kazandırmada, yapıştırıcı kullanılan hemen tüm işlerde, böcek öldürücü imalatında, kimyasal madde imalatında, kimyasal maddeleri çözerek etkileşmelerini sağlayacak reaksiyon ortamının oluşturulmasında, hatta kozmetik üretiminde solventler kullanılır. Birçok solvent kimyasalı vardır. Solventlerin malzeme güvenlik formları elde edilerek içerdikleri kimyasallar ve sağlık etkileri incelenmelidir. 5 Solventler sağlık açısından tehlikelere sebep olmakla birlikte yanıcı, uçucu, kolay buharlaşır özelliğe sahip olduklarından işyeri ortamında solvent buharlarının patlayıcı karışımlar oluşturma ihtimali çok yüksektir. İşyeri ortamında bulunan solventler yangın ve patlamalara neden olabilmektedir. *** Endüstride kullanılan solvent türleri ve kullanım alanları, bültenimizin son kısmında ‘’Ek Açıklama’’ başlığı altında detaylı olarak verilmiştir. Solvent içeren ürünler nelerdir? Temizleme ve yağ giderme maddeleri Boya çıkarıcılar Boya, vernik, cila ve reçineler Yapıştırıcılar Mürekkep ve mürekkep çıkarıcılar Pestisitler Kozmetikler 6 Solventlerin sağlık açısından yarattığı tehlikeler nelerdir? Solventler içerdikleri maddelere göre insan sağlığını farklı şekilde etkileyebilir. Solventlere maruz kalındığında, kaza olma ihtimali artabilir. Sürekli olarak bazı solventlere maruz kalındığında ise, kişilerin sağlığı üzerinde uzun süreli etkiler oluşabilir (deri iltihabı oluşumu gibi). Sağlık üzerinde diğer muhtemel etkileri de maruz kalınan solventin özelliğine göre değişir. Çalıştığınız ortamda, solventlerin buhar ve gazlarını soluyorsanız, solventler cilt ile temas edip absorblanarak içeri alınıyorsa, sıvı solventler yutuluyorsa, bu maruziyet durumlarına bağlı olarak çeşitli etkiler görülebilir. Örneğin; endüstride, oldukça yaygın olarak kullanılan organik solventlerle cilt temas ettiğinde egzama oluşur. Halojenli solventlerden bazıları, beyin, böbrek ve karaciğerde zarara neden olabilir. Metilpentanon gibi bazı solventler, düşük konsantrasyonlarda bile gözde ve burunda tahrişe ve baş ağrısına neden olur. Ayrıca, solventlerin birçoğu yanıcı, uçucu, kolay buharlaşıp ortama zehirli veya patlayıcı gaz karışımları verebilen özelliğe sahiptir. Bazı solventlerin kanserojenik, ekotoksik, mutajenik ve uyuşturucu etkileri olabilir. Bunun dışında bazı solventler zehirlidir. Özellikle halojen içeren solventler, yanmaları sonucunda dioksin ve furan gibi zehirli gazlar oluşturur. Solvent üreticisinin yükümlülükleri: Solvent içeren ürünler 11.7.1993 tarih ve 21634 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Tehlikeli Kimyasallar Yönetmeliği kapsamındadır. Bu yönetmelik hem solvent üreticisi hem de kullanıcılar için yükümlülükler içermektedir. Solvent üreticisi; “Güvenlik Bilgi Formlarının Hazırlanmasına İlişkin Tebliğ” kapsamınca Güvenlik Bilgi Formunu hazırlayarak alıcı, kullanıcı ve depolayıcıyı bilgilendirmekle yükümlüdür. Güvenlik Bilgi Formlarının Profesyonel kullanıcılar ile tehlikeli kimyasalları depolayanlara iletilmesi zorunludur. Alıcının bilgilendirilmesinden üretici, ithalatçı ve dağıtıcı müteselsilen sorumludur. Güvenlik Bilgi Formları, madde/müstahzar ve şirket/iş sahibinin tanımı, bileşim/içindekiler hakkında bilgi, tehlikelerin tanıtımı, ilk yardım tedbirleri, kaza sonucu yayılmaya karşı tedbirler, kullanma ve depolama, maruz kalma kontrolleri/kişisel korunma, fiziksel ve kimyasal özellikler, kararlılık ve reaktivite, toksikolojik bilgi, çevreyle ilgili bilgi, bertaraf bilgileri, taşımacılık bilgisi, mevzuat bilgisi ve diğer bilgiler olmak üzere 16 başlığı içerecek şekilde hazırlanmalıdır. Solventler, yönetmelik hükümlerine uygun olarak etiketlenmelidir. Etiket, üretici bilgileri, kimyasalın adı ve kapalı formülü, ürünün ticari adı, amaçlanan kullanım alanı ve içeriğine giren maddelerin tehlike sembolleri, risk ve güvenlik kodları, kimyasal tanımı ve etkin madde yüzdesi ve diğer katkı maddeleri ve en azından bunların grup tanımlarını içerecek şekilde etiketlenmelidir. 7 Solventler, normal depolama ve taşıma koşullarında, sızma, kaçak, dökülme, bulaşma vb. yollarla ambalaj dışına çıkmaları önlenecek şekilde ambalajlanmalıdır. Ambalajın şekli ve etiketleri, genel görünüm ve kapsamları açısından, gıda maddelerinin ambalajları ile aynı ve karıştırılabilir benzerlikte seçilmemelidir. Solventler, çevre ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde depolanmalıdır. Bu maddelerin kötü amaçlı veya sorumsuz kişilerin eline geçmemesi ve amaç dışı kullanılmaması için gerekli önlemler alınmalıdır. Solvent kullanıcısı; üretici veya satıcıdan Güvenlik Bilgi Formunu temin etmelidir. Ürün etiketi ve Güvenlik Bilgi Formunda yer alan depolama, taşıma, kullanma talimatlarını uygulamalıdır. Solvent içeren maddeleri kullanırken nelere dikkat edilmelidir? İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatına uygun olarak gerekli kişisel koruyucu donanım ve kıyafetlerin kullanılması, Halojen içeren solventli maddelerden kaçınılması, Solventlerin tasarruflu olarak kullanılması, Solvent içermeyen su bazlı ürünlerin kullanımının tercih edilmesi, Her bir işlem için ayrı solvent yerine çok amaçlı bir solventin kullanılması, Solventlerin ya da solvent içeren ürünlerin sadece iyi havalandırılan yerlerde kullanılması, 8 Bu maddeleri kullanırken, etiketlerin üzerindeki tehlike bilgilerine ve güvenlik önerilerine dikkat edilmesi, Solvent ve solvent içeren maddelerin hiçbir zaman kanalizasyona atılmaması, Solvent veya solvent içeren herhangi bir ürün ile cilt temasından kaçınılması ve gereken yerlerde koruyucu giysiler kullanılması, Cilde bulaşan boya, yağ vb. maddelerin giderilmesi için kesinlikle solvent kullanılmaması, İş sırasında solvent kullanılırken yemek yenmemesi ve sigara içilmemesi, solvent ile çalıştıktan sonra yemek yemeden önce ellerin iyice yıkanması, Toksik gaz oluşturabilen klorlu solvent buharı içerebilecek olan alanlarda sigara içilmemesi, kaynak yapılmaması, ateşle yaklaşılmaması, Solventlerin kapalı konteynırlarda saklanması ve solvent atıkları için sızdırmaz konteynırlar kullanılması, konteynerlerin altına sızma ve dökülmeyi önleyici tablalar yerleştirilmesi, Kapalı alanlarda, gerekmedikçe ve uygun havalandırma olmadıkça solvent içeren maddeler kullanılmaması ve bu alanlarda gerektiğinde uygun maskeler kullanılması gerekmektedir. Solvent ve solvent içeren atıklar ne yapılır? Solventler kullanım ömrünü doldurduğunda atık haline gelmektedir. Belli bir bölümü buharlaşarak ortam havasına karışmaktadır. Havalandırma ve proses bacaları sayesinde atmosfere hava emisyonları şeklinde verilirken belli bir bölümü de ortam havasına karışır. Ortam havasındaki solvent için gerekli ölçümler yapılarak “İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı”na uygun işyeri ortam havasını sağlayacak önlemler alınmalıdır. Çalışanlara gerekli kişisel koruyucu ekipmanlar sağlanmalıdır. Bacadan atılan emisyonlarda “Endüstriyel Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği”nde verilen sınır değerleri ve koşulları sağlanmalıdır. Atık haline gelen solventler, içerdiği maddenin özelliği itibariyle “Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği”ne göre tehlikeli atık olarak adlandırılır ve yönetmelik hükümlerine göre tehlikeli atıklar; Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan lisanslı veya geçici lisans almış solvent geri kazanım tesislerinde işlenmelidir. Ayrıca bu tesislere nakliyesi Valiliklerden lisans almış nakliye araçları ile yapılmalıdır. 9 Solvent Kullanılan Sektörlerde Risk Unsurları ve Güvenlik Önlemleri: Solvent kullanılan fabrikalarda ve imalathanelerde olan hasarların büyük bir kısmı solventlerin sebep olduğu yangınlar ve patlamalardır. Solventler hidrokarbon esaslı kolay buharlaşabilen kimyasallar olduğu için kolay yanarlar, patlayabilirler ve az veya orta şiddette toksiktirler. Kullanılan solventlerin kuvvetli çözücü olmaları yanında aranan diğer önemli özellikleri de tutuşma, patlama ve toksik etkilerinin düşük olmalarıdır. 10 Solvent Türüne Göre Maruziyet Etkileri 11 Solventler aşağıda belirtilen özellikleri nedeniyle işyeri ortamında İş Güvenliği açısından tehlikelidir. Solvent buharlarının işyeri ortamında bulunması patlamaya neden olabilir. Bir patlamanın ya da yangının olabilmesi için üç bileşenin olması gerekmektedir; yanıcı buharlar (solvent buharları), oksitleyici (genellikle havada bulunan oksijen) ve bir alev kaynağı. Bir maddenin yanıcı özelliğe sahip olabilmesi, uçuculuğuna ve patlama sınırlarına bağlıdır. Belli sıcaklık derecesinde, buhar basıncı yüksek olan bir maddenin uçuculuğu, diğerlerine göre daha fazla demektir. Solventler genel olarak çok uçucu kimyasallardır. Yanıcı bir sıvı olan solvent buharları hava ile belli konsantrasyonlarda karışımlar oluşturduğunda ve alev kaynağının bulunması halinde hızlı bir yanma ve patlama gerçekleşebilir. Bu belirli buhar/hava konsantrasyonu “parlayıcılık aralığı” veya “patlama aralığı” olarak adlandırılır. Parlayıcılık aralığında karışım alev alırsa parlama ya da alev oluşumu olabilir. Parlayıcılık aralığının sınırları Alt Patlama Limiti (LEL) ve Üst Patlama Limitidir (UEL). Alt patlama limiti buhar/hava karışımının yanıcı olduğu havadaki en düşük buhar konsantrasyonudur. Üst patlama limiti buhar/hava karışımının yanıcı olduğu havadaki en yüksek buhar konsantrasyonudur. LEL/UEL buharın havadaki hacimsel yüzdesi olarak ifade edilir. LEL ve UEL verileri aksi belirtilmedikçe normal sıcaklık ve basınç değerlerinde belirlenmiştir. Parlayıcılık Limitleri basınç ve sıcaklık değişimi ile değişebilir. Genellikle sıcaklık artışı LEL’i düsürürken, UEL’i yükseltir. Bazı Solventlerin Parlama Noktaları, Patlama Sınırları, Kendiliğinden Alev Alma Sıcaklıkları Parlama noktası, yanıcı sıvıların sınıflandırılması için daha genel olarak kullanılır. Bir solventin kaynama noktası arttıkça parlama noktası da artar. Parlama noktası, sıvının havada alev kaynağı ile karşılaştığında, alevlenecek bir yanıcı buhar karışımı oluşturmasına kadar ısıtıldığındaki sıcaklık değeri olarak tanımlanmaktadır. Parlama noktasındaki sıcaklıkta sürekli yanma gerçekleşmez. Bu durum daha yüksek bir sıcaklık olan yangın noktasıdır. Parlamanın gerçekleştiği sıcaklık LEL değerine karşılık gelen sıcaklığa çok yakındır. Bu nedenden dolayı birçok durumda bir maddenin parlayıcılık özelliği değerlendirilirken parlama noktası alt parlayıcılık sınırındaki sıcaklık yerine kullanılır. Parlama noktası düsük oldukça, maddenin uçuculuğu, dolayısıyla potansiyel tehlikesi daha yüksek olur. 12 Kendiliğinden alev alma noktası, solventlerle yüksek sıcaklıklarda çalışmanın gerekli olduğu proseslerde önem kazanır. Eğer sıcaklık yeterince yüksekse havadaki solvent buhar karışımı alev kaynağı olmadan kendiliğinden alev alır. Kendiliğinden alev alma noktası, yanıcı buhar ve hava karışımının alev kaynağı olmadan alevlendiği minimum sıcaklıktır. Genellikle kendiliğinden alev alma sıcaklığı kimyasalın kaynama noktasının epeyce üzerindeki bir sıcaklık değeridir. Solventlerin kendiliğinden yanma sıcaklığı çok yüksektir. Boyanın depolandığı ve kullanıldığı koşullarda kendiliğinden parlama olayı pek görülmez. Yalnız yanıcı yüzeyler üzerine sürülen alkit boyalarında havanın oksijeni ile kuruma sırasında ısı açığa çıkar. Bu ısı etkili bir şekilde uzaklaştırılmazsa yangına yol açabilir. Her zaman kendiliğinden alev alma sıcaklığının oldukça altında çalışılması tavsiye edilir. Solvent seçimi yapılırken, güvenlik açısından, solventlerin parlama noktaları incelenmelidir. Eğer parlama noktası çalışma ortamının sıcaklık derecesinden daha düşük olan bir solventin kullanımı zorunlu ise, çok sıkı güvenlik önlemleri alınmalıdır. Solventler birçok sanayi kolunda gereklidir ve yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak solventler düşük kaynama noktaları (yüksek uçuculuk) nedeniyle tehlikeli olarak kabul edilirler. Aslında düşük kaynama noktası birçok uygulama için istenen bir özelliktir; örneğin istenen film kaplamasının veya yapıştırıcının elde edilebilmesi için proseste kullanılan solventin buharlaşması gerekmektedir. Ancak solventin düşük kaynama noktasına sahip olması demek, ortam sıcaklığında depolama ve proses şartları uygun bir şekilde kontrol altına alınmadıysa parlamaya sebebiyet verecek solvent buharlarının oluşması demektir. Bu kontrol işlemi “risklerin yönetimi” olarak bilinmektedir. Başarılı kontrol sistemleri patlama ve yangına sebep olabilecek gereksiz solvent buhar salınımlarının azaltılmasını sağlar. Bazı temel önlemler şunlardır: 1. İşçiler, kullandıkları solventin fiziksel ve kimyasal özellikleri ve güvenli kullanımları konusunda bilgi sahibi olmalıdır. 13 2. Tedarikçi firma tarafından sağlanmış olan Malzeme Güvenlik Bilgi Formları (MSDS) okunmalıdır. 3. İşyeri ortamındaki, yanıcı solvent buharlarının varlığı, solventin parlama noktası ve patlayıcılık sınırları kullanılarak tahmin edilebilir. Düşük parlama noktası (55°C’den düşük), solventin daha tehlikeli olduğunu ve daha dikkatli kullanılması gerektiğini işaret eder. 4. Kendiliğinden alev alma sıcaklığı, yanıcı/parlayıcı solvent karışımının havada kendi kendine alev almasından önceki maksimum sıcaklığı vermesi açısından bir yol göstericidir. Kendiliğinden alev alma sıcaklığı ile çalışma sıcaklığı arasında anlamlı bir güvenlik marjı bırakılmalıdır. 5. Solventlerin duman zerrecikleri solventin parlama noktasının altında bile parlayıcı olabilir. Duman (mist) ve spreylerin önlenemediği durumlarda özel güvenlik tedbirleri alınmalıdır. 6. İşyeri havasındaki parlayıcı solvent buharlarının alev almasına sebep olacak pek çok alev kaynağı mevcuttur; a) Sigara, kaynak, ya da çıplak alev kaynağını solvent buharlarının bulunması muhtemel yerlerden uzak tutmak gerekmektedir. b) Ex-proof (kıvılcım çıkarmayan) malzemeler kullanılmalıdır. c) Sıcak bölgeler ve yüzeyler kontrol altında tutulmalıdır. Çünkü sıcak yüzeyler endüstride çok fazla görülür ve yanıcı solvent-hava karışımının doğrudan ya da dolaylı olarak alev almasına sebep olur. Doğrudan alev alma, sıcak yüzeyin sıcaklığının ortamda çoğunlukla bulunan solvent-hava karışımının kendiliğinden alev alma sıcaklığının üstünde bir sıcaklıkta olması halinde olur. Dolaylı alev alma, maddenin sıcak yüzeyden kaynaklanan bir yanma ya da dumansız alev alması halinde gerçekleşir. Endüstrideki sıcak yüzeylere örnek olarak; fırın ya da büyük ocakların duvarları, elektrikli araçlar ve ısıtma boruları verilebilir. 14 d) En az farkında olunan alev alma kaynağı statik elektriktir. Statik elektriğin alev kaynağı oluşturmasına ilişkin riskleri azaltmak için; - Ekipmanların topraklanmasının sağlanması, - Topraklama direncinin kontrolünün yapılması; topraklama direncinin 10 Ohm’dan küçük olmasının sağlanması, - Dolum sırasında sıçrama olmamasının sağlanması, - Boruların içinde akan sıvının hızının sınırlandırılması, - Yük dağılımının olması için beklenmesi, - İletken hortumlar kullanılması gerekmektedir. e) Elektrik düğmesini açmak, eğer bölgede gaz birikimi varsa çok tehlikelidir. f) Parlama noktaları 40°C’den düşük olan hidrokarbonlar plastik kaplara doldurulmamalıdır. g) Parlayıcı solventlerin kullanımından sonra temizlik için sıkıştırılmış hava kullanılmamalıdır. h) Anti-statik koruyucu giysiler ve ayakkabılar giyilmelidir. 7. Solvent buhar konsantrasyonu, solventin Alt Patlama Sınırının altında olmalıdır. a) Eğer mümkünse parlama noktasının 15°C ile 20°C altında çalışılmalıdır. b) Uygun havalandırma sağlanmalıdır: Güvenliği sağlamak için buharlar Alt Patlama Sınırının % 25’inden az olacak seviyeye kadar seyreltilmelidir. Havalandırmayı sağlamak için en kolay yol kapı ve pencerelerin açılmasıdır, ancak birçok durumda mekanik havalandırma da gereklidir. Havalandırma, solventin parlama noktasının üstünde sıcaklıklarda çalışma zorunluluğu varsa daha da önem kazanır. Havalandırma çıkısı, yer seviyesinden en az 3 m yüksekte olmalı ve binanın kapı veya pencerelerinden 3 m uzaklıkta olmalıdır. Saatte 6 tam hava değişimi yapılmalıdır. Oluklarda alarm bağlı bir detektör bulundurulması gereklidir. 8. Eğer alev kaynağı yok edilip, sıcak bölgelerden tamamen kurtulma sağlanamıyorsa, sistemden oksijenin yok edilmesi gerekmektedir. Böylelikle oksitleyici kaynak ortadan kalkacaktır. Bunun sağlanması için asal gazlar (örn. azot çadırı) kullanılabilir. 9. Solvent buharlarının havadan ağır olduğu ve yere çöktükleri unutulmamalıdır. 10. Hatalar ve vakalar, küçük dökülmeler ve kaçaklar dahil raporlanmalıdır. Bu raporların değerlendirilmesi gelecekteki daha büyük olayları önleyecektir. 11. Yangınlar, dökülmeler ve kaçaklarla ilgili olarak acil durum planları hazırlanmalıdır; örn. alarm sistemi kurulması, yangın söndürme ekipmanlarının hazırlanması, güvenli taliye prosedürlerinin hazırlanması önemlidir. 12. Uçucu Organik Buhar ve Gazları (VOC) ölçümü için kullanılan portatif VOC ölçüm cihazları mevcuttur. 15 Solventlerin Güvenli Depolanmasına İlişkin Önemler: Kimyasal Malzemelerin Bir Arada Depolanabilme Durumu 16 Solventler alevlenebilir özellikte oldukları için, solventlerin depolanmasında tedarikçilerin sağladıkları teknik bilgilere ve talimatlara uygun hareket edilmelidir. Solventlerin depolanmasında aşağıdaki önlemler alınmalıdır; 1. Solventlerin birçoğu havadan ağırdır ve yerde birikmektedir. Bu nedenle, depolama yerleri havalandırılması daha güç olan zemin ya da bodrum katları olmamalıdır. 2. Solventler isyerlerinde parlayıcı maddeler için uygun paslanmaz ya da demir, çelik dolaplarda ve yanmaz kaplarda saklanmalıdır. 3. Dolapların dışında sadece günlük kullanılacak miktar kadar solvent tutulmalıdır. Solventlerin depolama kabinlerinin dışında tutulduğu yerler iyi havalandırılmalı ve solvent buharları ortamdan uzaklaştırılmalıdır. Böylelikle parlayıcı ortam oluşumu önlenmiş olur. 4. Boş kaplar çalışma alanında tutulmamalıdır, kaplarda solvent kalmış olabilir ve bu durum patlama tehlikesi yaratır. 5. Depolama kabinlerinde birbiriyle reaksiyon verebilecek, uygunsuz kimyasallar bir arada tutulmamalıdır. Bu kimyasalların buharları bir reaksiyon başlatabilir ve bu reaksiyonların çok yıkıcı etkileri olabilir. 6. Parlayıcı maddeleri barındıran depolama kabinleri alev kaynaklarıdan ve yanabilecek maddelerdenkutular, bez, paçavra- uzak tutulmalıdır. Depolama kabinlerinin bulunduğu alanlarda sıcaklık 26 °C’nin altında olmalıdır. 7. Solventler göz ile temas etme ihtimalini azaltmak amacıyla göz seviyesinin altında kullanılmalı ve depolanmalıdır. 8. Basınçlı tüpler tutuşturucu kaynaklardan uzak tutulmalı, kaba kullanıma ya da ani hareketlere maruz kalmayacak şekilde korunmalıdır. Solvent tüpleri, buharlarının uzaklaştırılabileceği çeker ocaklarda doldurulmalıdır. 9. Solventlerin kapakları kapalı tutulmalı, üzerleri örtülmelidir. 10. Solvent kaplarında olabilecek kaçaklar, delikler kontrol altına alınmalıdır. SONUÇ OLARAK; Güncel üretim teknolojilerinde birçok alanda solvent kullanılmaktadır. Solvent ile çalışılan tesislerin sigortalanması aşamasında, üretim prosesi, kullanılan solvent türü ve alınan güvenlik önlemleri son derece önem kazanmaktadır. Basit bir tetikleyici, etkin bir yanıcı – dağıtıcı solvent ile her buluşmasında mutlak ağır sonuçlara yol açar. Her türlü risk için azami önleyici tedbirler alınarak güvenli ortamlar yaratılabilir. Dolayısı ile bu husustaki tüm bilgiler poliçe hazırlık aşamasında tespit edilirken, Risk Analizi ile değerlendirilmesinden sonra poliçe yapılandırılması olanaklı olabilir. Poliçe kapsamı, muafiyet, koasürans v.b tüm belirgin hususları saptamanın en iyi yolu Risk Analizi olacaktır. 17 EK AÇIKLAMA Solvent Türleri ve Endüstride Kullanım Yerleri Ketonlar: 1) Aseton Keton tipi aktif organik solventtir. Boya, yapıştırıcı, mürekkep, vinil, akrilik ve selüloz reçine imalatında çözücü olarak görev yapar. Ara mamul olarak ilaç ve kozmetik sanayinde de kullanılır. 2) Metil Etil Keton (MEK) Keton tipi aktif organik solventtir. Plastikler, tekstiller ve boyaların üretiminde görev yapar. Fenolik, alkid, vinil reçine içeren sistemlerde, selülozik sistemlerde, boya sökücülerde ve yapıştırıcılarda kullanılır. Yüksek buharlaşma hızı nedeni ile boya uygulamalarında hızlı kuruma süresi sağlar. Sentetik ve doğal reçinede iyi çözücü özelliği nedeni ile baskı mürekkepleri, mürekkep çıkartıcı vernik ve diğer çeşitli boya formülasyonlarında kullanılır. 3) Metil Izobutil Keton (MİBK) Keton tipi aktif organik solventtir. Boyalarda, verniklerde ve nitroselüloz laklarda, epoksi ve poliüretan sistemlerde ve mürekkeplerde çözücülüğü yüksek bir solventtir. Genellikle çözücü olarak, MEK ve Aseton ile karıştırılarak boya üretiminde kullanılır. Yüzey düzenleyici fonksiyonları mevcuttur. 4) Siklohekzanon Plastik sektöründe, böcek öldürücü üretiminde elektronik endüstrisinde kaplama işlerinde kullanılır. Asetatlar: 1) Butil Asetat Selüloz nitrat, polimerler, reçineler ve yağlar için mükemmel çözücülüklü bir solventtir. Deri endüstrisi, kimya endüstrisi ve boya endüstrilerinde. Temizleyiciler ve esansların ara maddesi olarak kullanılır. 18 2) Butil Diglikol Asetat (BDGA) 3) Butil Glikol Asetat (BGA) 4) Etil Asetat Çözücü solvent olarak kullanılmaktadır. Kullanımı deri ve boya (selülozik sistemlerde çözücü ve kuruma geciktirici) sanayinde yaygındır. Yağ bazlı cilalarda ve emayede (özellikle poliüretan) çözücü olarak, bunun yanında mürekkep ve yapıştırıcıda proses sıvısı olarak kullanılır. Aroma maddesi üretiminde uçucu bileşiklerin çözündürülmesi ve aromanın yapı taşı olarak görev yapar. İnorganik proseslerde asetat kaynağı olarak kullanılabilir. 5) Etil Glikol Asetat (EGA) 6) İzobutil Asetat Ester tipi aktif organik solventtir. Selülozik tinerdeki fonksiyonu önemli olmakla beraber, nitroselüloz reçineli sistemlerde, verniklerde ve son kat enamellerde çözücü solvent olarak. Boya ve selüloz imalatında çözücü. İlaç proseslerinde ve parfümlerde bileşen olarak kullanılır. 7) Metil Proksitol Asetat (PMA) Glikol Eterler: 1) Butil Diglikol (BDG) 2) Butil Glikol (BG) Glikol eter tipi organik solventtir. Hafif kokulu, yüksek kaynama seviyesinde, az uçucu bir çözücüdür. Su bazlı boyalarda mükemmel bir yardımcı kimyasaldır. Kullanıldığı sistemlerde, yüzey tozumasını engelleyici, kuruma geciktirici, yüzey düzenleyici olarak; çabuk kuruyan laklarda, verniklerde çözücü solvent olarak görev yapar. Yüzey temizleyici, hidrolik yağ ve metal kesme sıvılarında bileşen olarak kullanılır. 19 3) Dipropilen Glikol (DPG) 4) Dipropilen Glikol Monometil Eter (DPM) 5) Dipropilen Glikol N-Butil Eter (DPNB) 6) Etil Diglikol (EDG) 7) Etil Glikol (EG) Her tür finisaj katında emdirici ve homojen yayıcı olarak; Gliserin yerine Antifriz (donma önleyici) olarak; Antifiriz olarak radyatörlerde uçak ve demiryollarında yüzeyde buzun tutunmasını ve buzlanmayı engellemek amacıyla yararlanılır. 8) Etil Proksitol (EP) 9) Metil Proksitol (PM) Akrilik, epoksi, alkit, polyester, nitroselüloz ve poliüretan uygulamalarında iyi çözücülük sağlar. Düşük toksit özelliği, yüzey dayanımı ve hızlı buharlaşma özelliği ile bazı temizleyici uygulamalarında tercih edilir. Yüksek polimerik yapıda reçine içeren sistemlerde kurumayı dengeleyici özelliği vardır. Glikoller: 1) Dietilen Glikol (DEG) Doymamış polyester reçinelerinin üretiminde, poliüretanlar ve plastikleştiricilerde; Boya mürekkebi ve tekstil boyamada çözücü olarak; Tütün endüstrisinde bir nem tutucu olarak; Uçak ve Demiryollarında kar spreyi olarak; Tutkal sanayinde inceltici olarak kullanılır. 2) Mono Etilen Glikol (MEG) Soğutma sıvısı, antifiriz, fren sıvısı, polyester film ve elyaf, alkit reçine, boya, vernik ve mürekkep imalatında kullanılır. Su bazlı emülsiyon boyalar için antifiriz ve kuruma geciktiricidir. 20 3) Mono Propilen Glikol 4) Polietilen Glikol (300 MOL) Alkoller: 1) 2-Etil-Hekzanol PVC reçine üretiminde kullanılacak plastifiyan üretiminde; Boya, lak, tekstil kimyasalları, mürekkep, kauçuk, kağıt, yağ ve köpük önleyici ajan olarak kullanılır. 2) Izo Butanol Alkol tipi yardımcı bir organik solventtir. Organik sentezlerde, boyada ve boya sökücülerde; Aromatik hidrokarbon solventlerle kombine edilerek; alkid-amino, akrilik amino sistemlerde ve nitroselüloz sistemlerde yardımcı solvent olarak kullanılır. 3) İzo Propil Alkol (IPA) Alkol tipi yardımcı bir organik solventtir. Deri mürekkep sektörlerinde; ASelülozik tiner ve Wash Primer imalatında; Çözücü olarak bitkisel yağlarda ve boyalarda, selüloz türevlerinde, fuel-oil de donma önleyici olarak ve ekstraksiyon proseslerinde kullanılır. 4) N-Butanol Klorlu Solventler: 1) Metilen Klorit Kauçuk, metal ve tekstil sanayilerinde; İlaç endüstrisinde şişe yıkamada temizleyici ajan olarak; Aerosol uygulamalarında solvent buhar bastırmada; Genel temizlik solventi olarak kullanılır. 21 2) Perkloretilen (PCE) Kuru temizleme, halı temizleme gibi alanlarda temizlik amacıyla kullanılır. 3) Trikloretilen (TCE) Temizlik amacıyla kullanılır. Anhidritler: 1) Fitalik Anhidrit Boya sanayisinde, alkid reçinesi yapımında; Çeşitli glikollerle kondenzasyon polimerizasyonu sonucunda polyester eldesinde; DOP vb. gibi plastifiyan üretiminde kullanılmaktadır. 2) Maleik Anhidrit Polyester reçine ve alkit reçine imalatında, Böcek ilaçları üretiminde kullanılır. Aromatik ve Alifatik Solventler 1) Hekzan 2) Ksilen 3) Shellsol-D40 4) Shellsol-D60 5) Shellsol-D70 6) Solvent Nafta 7) Solvesso - 100 (NAFTA) 8) Solvesso - 150 (NAFTA) 9) Toluen 10) White Spirit 22 EKOL EKSPERTİZ MÜHENDİSLİK GRUBU Ayşe Nazlıer Efetürk Eksper – Mühendislik / Yangın / Kredi Finans Ayça Şener Eksper – Mühendislik / Kimya Yüksek Mühendisi Hüseyin Kaycı Eksper – Mühendislik / Tarım Makinaları Mühendisi Ali Ömer Yıldır Risk ve Hasar Yönetmeni – Uzman / Otomotiv Öğretmeni Erdim Dalkılıç Risk ve Hasar Yönetmeni – Uzman / Makine Mühendisi Zühre Tamer Risk ve Hasar Yönetmeni – Hasar Uzmanı Efe Eroğlu Risk ve Hasar Yönetmeni – Uzman / Makine Mühendisi İlhan İrfan Adıgüzel Risk ve Hasar Yönetmeni–Uzman/Rafineri ve Petrokimya Tek. ***Bu bülten, konuyla ilgili çeşitli kaynaklardan derlenen bilgiler ile hasar ve risk alanındaki tecrübelerimiz çerçevesinde hazırlanmış olup, kendi görüşlerimizi içermektedir. 23
© Copyright 2024 Paperzz