7. TOPRAKLARIN SINIFLANDIRILMASI Toprakların kullanılması için düşünülen toprak sınıflandırması, toprak özelliklerinin belirli bir amaca yönelik olarak sistemleştirilmesidir. Böylece tarım alanlarındaki topraklarla, ormancılık yapılan alanlardaki topraklar ve otlaklardaki topraklar için ayrı kullanım amaçları ve ayrı sınıflandırma kriterleri ortaya çıkmaktadır. Öte yandan bölgesel iklim etkileri sadece toprak özelliklerini değil, aynı zamanda o bölgedeki tarım, ormancılık ve hayvancılık usullerini de, amaçlarını da önemle etkilemektedir. Dünyadaki iklim kuşakları ve bölgesel farklar toprak sınıflandırmalarını da yönlendirmektedir. Ülkemizdeki coğrafya bölgeleri arasındaki farklar da topraklarımızın sınıflandırmaları için farklı amaçlara göre çalışmayı gerektirmektedir. Bitki yetiştirmeye yönelik olan bu sınıflandırmalar “ekolojik toprak” sınıflandırmalarıdır. Toprak İlmi’nde ise toprak başlı başına bir inceleme ve araştırma objesi olarak kabul edilmektedir. Toprakların oluşumu, olgunlaşması ve gelişimi ve bu safhaların incelenerek toprakların sınıflandırılması görevinin Toprak İlmi’nin içinde Toprak Genetiği dalına ait olduğu daha önce belirtilmişti. Toprak genetiğindeki sınıflandırmalarda, toprakların herhangi bir amaca yönelik olarak kullanılması ve her zaman sözkonusu olmayabilir. Genetik toprak sınıflandırması doğal ekosistemlerin incelenmesi, araştırılması ve sınıflandırılması çalışmaları arasında düşünülmelidir. Bu araştırmalar ve sınıflandırmalarda, “Bitki Sosyolojisi” nasıl doğal bitki örtüsünün bitki toplumlarının kilimaks topluma doğru gelişimini inceleyip sınıflandırıyorsa, Toprak İlmi’nde de toprağın oluşumunun ve kilimaks tipe doğru gelişiminin incelenmesi ve sınıflandırılması “Toprak Genetiği” dalının görevidir. 7.1. Ekolojik Toprak Sınıflandırmaları Ekolojik toprak sınıflandırmaları,yukarıda da kısaca belirtildiği gibi toprakların kullanımı ve bitkisel üretime uygunluğu bakımından incelenmesi ve sınıflandırılmasıdır. Ekolojik toprak sınıflandırmalarında toprakların su tutma kapasiteleri ile bitki besin maddesi kapasitelerini etkileyen özellikleri üzerinde durulur. Yaz döneminde kurak olan iklim tiplerinin hakim olduğu bölgelerde (ve ülkelerde) ekolojik toprak sınıflandırmaları toprağın bitkiler tarafından alınabilir (faydalanılabilir) su kapasitesine dayandırılmaktadır. Bu nedenle topraklar derinlik, taşlılık ve toprak türlerine göre sınıflandırılmışlardır. Ekolojik toprak sınıflandırmalarında anakayanın da gözönüne alınması gerekmektedir. Böylece toprağın su kapasitesinin yanında besin kapasitesi ve reaksiyonu hakkında da bilgiler sağlanabilmektedir. Ekolojik toprak sınıflandırmaları çok eski bir geçmişe sahiptir. Çin’de günümüzden 4000 yıl kadar önce Yu tarafından, sonraları Teophrastus (M.Ö. 371 - 286) tarafından topraklar bitki yetiştirme özelliklerine göre sınıflandırılmışlardır. Bildiğimiz ilk kapsamlı ekolojik topraka sınıflandırması Hacı İbrahim’e aittir86) (Tablo 93). Avrupa’da fiziksel özelliklerine dayanarak ilk sınıflandırmayı yapan A. Thaer’dir (1811). Thaer toprakları; kum, balçıklı kum, kumlu balçık, balçık ve kil toprakları olarak ayırmıştır (Glinka, K.D. 1914; 86) Sahibül Reis elhac İbrahim İbnülhac Mehmet tarafından Edirne’de yazılan Revnak-ı Bostan adlı kitabın 1651 tarihli kopyası Süleymaniye Kütüphanesi Esat Efendi Kitaplığı’nda 1019 numara ile kayıtlıdır. Kiitapta çeşitli meyve ağaçlarının ve bağların yetiştiği toprakların özellikleri anlatılmaktadır. Bu topraklara ait bir de sınıflandırma yapılmıştır. 233 Mückenhausen, E. 1962 - 77; Kantarcı, M.D. 1972-2). Daha sonra tarım topraklarının patates toprağı, çavdar toprağı, yulaf toprağı olarak veya içerdikleri besin maddelerine göre sınıflandırıldıkları görülmektedir (Aarnio, B. 1926 ve Gedroiz, K. K. 1931’e göre Mückenhausen, E. 1977). Ormancılıkta ise topraklar önceleri meşe toprağı, sarıçam toprağı gibi sınıflandırılmıştır (Stremme, H. 1926’ya göre J. Hazard tarafından 1900 yılında yapılan ilk Orman Toprak haritasında). Daha modern ve toprakların ekolojik özelliklerini esas alan sınıflandırmalar Amerika Birleşik Devletlerinde yapılmıştır (Laatsch, W. - E.Schlichting 1959). ABD toprak sınıflandırmalarından 1938 tarihli M. Baldwin - C.E. Kellog - J. Thorp sınıflandırmasındaki takım, alttakım ve büyük toprak grupları toprak genetiği esaslarına göre düzenlendikleri halde daha küçük kategoriler olan toprak serileri, toprak tipleri (genetik toprak tipleri değil) ve toprak fazları tarımsal kullanım amacına yönelik olarak düzenlenmişlerdir (Bak. Tablo 98). Daha sonra 1960 yılında C.E. Kellog ve G.D.Smith tarafından teklif edilen 7. toprak sınıflandırma taslağı ve bunu izleyen 8. taslaktaki alt kategorilerde toprağın bitki yetiştirebilme yeteneklerine göre düzenlenmiştir. (Kantarcı, M.D. 1972-2 ve 1978) (Bak. Tablo 99). Bu hususa W. Wittich de dikkati çekmiştir. W. Wittich (1961) A.B.D. toprak sınıflandırmalarının daha çok tarım yapılan topraklara ve bunların ayrıntılı sınıflandırılmasına yönelik olduklarını bu nedenle ormancılık amaçlarına uygun düşmediklerini belirtmiştir. Tablo 93. Hacı İbrahim’in Revnak-ı Bostan kitabındaki ekolojik toprak sınıflandırması (Kantarcı, M.D. 1972’den). 1. Saf toprak 1.1. Yumuşak toprak 1.2. Sert toprak (Organik maddece zengin bahçe toprağı kastediliyor. (Killi ve balçıklı topraklar) 2. Kumlu topraklar 2.1. Ak toprak 2.2. Kumsal 2.2.1. Kumlu toprak 2.2.2. Sarı kumsal 2.2.3. Ak kumsal 2.2.4. Kızılkumsal (Kumu fazla olan topraklar) (Kumlu topraklar ve balçıklar) (Bağ toprağı) (Bağ, bostan ve meyvelik toprağı) (Bağ, badem, kiraz, armut, zerdali, incir, nar, toprağı olup zeytin ve ekin için uygun değildir) (Bağ için uygundur fakat üzümün kabuğu kalın olur. Meyvelik için elverişlidir A.B.D. toprak sınıflandırması Türkiye tarım topraklarının sınıflandırması için esas alınmış ve kullanılmıştır. Ancak bu sınıflandırmanın ülkemizin özelliklerine uygun bir duruma getirilmesinin gerekliliği de belirtilmiştir (Hızalan, E. 1969). Almanya’da ekolojik toprak sınıflandırmaları büyük ölçüde genetik toprak sınıflandırmalarının etkisi altında kalmıştır. Buna karşılık E. Raman (1911) ile G.A. Krauss ve G. Schlenker (1953-54) tarafından yapılan çalışmalarda orman toprakları ekolojik özelliklerine göre sınıflandırılmışlardır. Bu yönde en ayrıntılı sınıflandırma S. Müller ve arkadaşları (1967) tarafından yapılan ekolojik toprak serileri (öko-serie) sınıflandırmasıdır. Ekolojik toprak serileri sadece üst toprağın özelliklerine dayandırılmayıp, alt toprağın özelliklerini de gözönüne almaktadırlar. 234 Ekolojik toprak serileri, aynı anakayadan oluşmuş topraklardan aynı toprak türünü, toprak tabakalarını, strüktürünü, toprağın derinlik ve taşlılığını ve orman ağaçlarının kök yayılışına uygun derinliğini (fizyolojik derinlik) hep birlikte kapsayan birimleri ayırdetmektedir. Bu sebeple; derin köklü bitkilerin ve özellikle ormanların yetiştirilmesinde ekolojik toprak serileri sınıflandırması temel bilgileri sağlamaktadır. Bir ekolojik toprak serisi içine farklı genetik toprak tipleri girebilmektedir. Ekolojik toprak serilerinde kullanılan isimlendirmeler genellikle halkın anlayacağı veya kullandığı toprak terimlerinden alınmaktadır. Böylece yapılan bilimsel sınıflandırmaların uygulayıcılar ve halk tarafından da anlaşılması ve kullanılması sağlanmaktadır. Türkiye’de ekolojik toprak serileri sınıflandırması Belgrad Ormanı’nda yapılmış bir çalışmada denenmiştir (Kantarcı, M.D. 1980-1). Bu çalışmada topraklar tablo 94’te sıralanan özellikleri ile incelenmişlerdir. Daha sade uygulamalar için ekolojik toprak serilerinin toprağın fizyolojik derinliği, taşlılığı ve türüne göre her anakaya için düzenlenmesi de mümkündür. Ekolojik toprak serileri sınıflandırması, aynı esaslara göre Belgrad Ormanının devamı olan İ.Ü. Orman Fakültesi Araştırma Ormanında da uygulanmıştır (Kantarcı, M. D., Tolunay 1996). Belgrad Ormanı’nda yapılan ekolojik toprak serileri sınıflandırması tablo 95’te verilmiştir. Belgrad Ormanı’nda Kantarcı, M. D. tarafından 1972’de ayırtedilmiş ve yayınlanmış olan ekolojik toprak serileri (su bilançoları) ve yetişme ortamı birimleri (nemlilik dereceleri) Musaoğlu, N., 1999 tarafından uydu görüntüleri ile de ayırtedilmiştir. (Şekil 67.a, b, c). 7.2. Genetik Toprak Sınıflandırmaları Genetik toprak sınıflandırmaları Toprak İlmi’nin bağımsız bir bilim dalı olması ile ortaya çıkmıştır. Toprak Genetiği yönündeki çalışmalar ve sınıflandırmalar öncelikle Rusya’da (W.W. Dokutschajew 1879) ve aynı ekolü benimseyen Almanya’da (E. Raman 1911) başlatılmıştır (Laatsch, W. - E. Schlichting 1959). Daha sonraları geliştirilen genetik toprak sınıflandırmalarında esas itibariyle aşağıda sıralanan ölçüler kullanılmaktadır (Tablo 96). (1) Toprak suyunun sızma yönü (2) Toprak kesitinin zaman içindeki genetik gelişimi (jeolojik tabakalar hariç) (Bak. Şekil 3, 59). (3) Toprağın oluştuğu anakayanın özellikleri (4) Toprakların kendilerine özgü dinamik özellikleri (1,2,3. Maddelerdeki özelliklere de bağlı olarak) Genetik toprak sınıflandırmalarında bölgesel farklara rağmen iklim etkisi daima ön planda gelmektedir. Ancak bölgesel farklara göre anakayanın da etkisinin iklim kadar kuvvetli olabileceğine değinilmişti (Bahçeköy Ekolü). Genetik sınıflandırmalarda esas birim toprak tipidir. Toprak tipi ABD sınıflandırmalarında büyük toprak gruplarının karşılığıdır. Toprak tipi; toprak yapan faktörlerin benzer etkileri altında zaman içinde benzer veya aynı özellikleri kazanmış toprakları kapsar. İklimin aşırı derecede etkili olduğu bölgelerde zamanla farklı anakayalardan aynı genetik toprak tipi gelişir (klimaks). Buna karşılık iklim etkisinin çok kuvvetli olmadığı bölgelerde aynı iklim tipinin etki alanında farklı anakayalardan farklı genetik toprak tipleri gelişmektedir. 235 Tablo 94. Belgrad Ormanı’ndaki ekolojik toprak serileri sınıflandırmasında gözönüne alınan toprak özellikleri (Kantarcı; M.D. 1972-2, 1978, 1980-1). 1. Anakaya ve anamateryal Anakayanın veya anamateryalin katı veya gevşek oluşu. Anamateyalin türü Anakaya ve anamateryalin fiziksel özellikleri ve tabakalılık durumu Anakaya ve anamateryalin mineralojik yapısı 2. Kök gelişimine uygun toprak derinliği (fizyolojik derinlik ve kök gelişimini olumsuz yönde etkileyebilecek toprak özellikleri). 3. Toprak türleri (horizonlara ve tabakalara göre) 4. Toprağın taşlılık derecesi 5. Toprağın strüktürü (suyun sızması, toprağın havalanması ve kök gelişimi bakımından) 6. Toprağın bağlılığı (suyun sızması ve kök gelişimi bakımından) 7. Topraktaki tabakalar (2. madde ile karşılaştırınız) 8. Kök gelişimini olumsuz yönde etkileyebilecek toprak horizonları veya tabakalarının varlığı 9. Toprağın geçirgenliği, geçirimsiz horizonlar veya tabakaların derinliği ve kalınlığı. 10. Kalsiyum karbonatın bulunuşu ve derinlikle değişimi 11. Toprak reaksiyonu ve derinlikle değişimi 12. Humus tipi ve toprakta organik maddenin dağılımı 13. Toprakta azot miktarı ve dağılımı 14. Baz doygunluğu 15. Sonradan kazanılmış kimyasal özelliklerin (kireçli sular gibi) veya fiziksel etkilerin (erozyon gibi) durumu 16. Ağaç türlerinin kök sistemleri ile toprağın özellikleri arasındaki ilişkiler 17. Birim alanda fizyolojik derinliğe göre 2 mm’den ince toprak miktarı (horizonlara göre bulunup toplanarak) 18. Birim hacımda toprağın tutabileceği, bitkiler tarafından alınabilir (faydalanılabilir) su kapasitesi. Bu su kapasitesi 1 m² alanda fizyolojik derinliğe göre bulunan hacımdaki ince toprak (φ < 2 mm) miktarına ve toprağın türüne göre hesaplanır. 236 Tablo 95. Belgrad Ormanı için düzenlenen ekolojik toprak serileri sınıflandırması (Kantarcı; M.D. 1972 - 2 ve 1980-1). Anataş, toprak türü, derinlik ve Ekolojik Toprağın taşlılığı, geçirgenliği ve toprak tabakalılık sırası seri nu tabakaların türüne ait özellikler I 1. Anataş: Karbonifer toztaşı Az taşlı topraklar II şistleri Taşlı topraklar 1.1. Pek sığ ve sığ karbonifer III Çok taşlı topraklar toztaşı balçık ve ağır balçık toprakları 1.2. Orta derin, karbonifer IV Taşsız ve az taşlı topraklar toz taşı balçık ve ağır V Çok taşlı topraklar balçık toprakları VI Taşlı topraklar 1.3. Derin, karbonifer toztaşı VII Az taşlı ve geçirimli balçık ve ağır balçık ve ağır balçık balçık toprakları toprakları VIII Az taşlı ve geçirimsiz balçık ve ağır balçık toprakları IX Taşlı ve geçirgen ağır balçık toprakları X Taşlı ve geçirimsiz ağır balçık toprakları XI Çok taşlı ve geçirimli balçık ve ağır balçık toprakları 2. Anamateryal: Neojen (PliosenI) tortulları (kireçsiz) XII Taşsız veya az taşlı, geçirimli topraklar 2.1. Pek derin pliosen kumlu balçık materyalleri (yaygın toprak türü kumlu balçık) 2.2. Pek derin pliosen balçık materyalleri (yaygın toprak türü balçık) 2.3. Pek derin pliosen ağır balçık materyalleri (yaygın toprak türü ağır balçık) 2.4. Pek derin ve tabakalı pliosen materyalleri XIII XIV XV XVI XVII XVIII XIX XX XXI XXII XXIII XXIV Taşlı, geçirimli topraklar Taşsız veya az taşlı, geçirimsiz topraklar Taşsız veya az taşlı, geçirimli topraklar Taşlı ve geçirimli topraklar Az taşlı veya taşlı, geçirimsiz topraklar Taşsız veya az taşlı, geçirimli topraklar Taşsız, az taşlı veya taşlı, geçirimsiz topraklar KuB/AB tabakalı, az taşlı veya taşlı, geçirimli topraklar B/AB tabakalı, taşsız, az taşlı veya taşlı, geçirimsiz topraklar B/AB tabakalı, taşsız, az taşlı veya taşlı geçirimsiz topraklar AB/B tabakalı, taşsız, az taşlı veya taşlı, geçirimsiz topraklar KuB/AB/B veya B/AB/KuB tabakalı, taşsız, az taşlı veya taşlı, geçirimsiz topraklar 2.4.1.İki tabakalı materyaller 2.4.2. İkiden fazla tabakalı materyaller 237 200 TAZE N E M L İ 80 T A Z E 180 YAĞIŞ 1069.4 NEMLİLİK DEĞERİ 160 70 S U NOKS ANI 12.5 60 50 120 100 40 S U FAZLAS I 353.5 80 DEPOLANAN SU 60 300 mm/m2 x 0.6 30 PET= 728.4 (yıllık) 40 20 GET = 715.9 (yıllık) 20 Nemlilik Değeri mm/m2 140 10 0 0 IV V VI VII VIII IX X XI XII I II III Aylar BELGRAD ORMANI’NDA PEK DERİN, TAŞSIZ BALÇIK TOPRAĞININ SU BİLANÇOSU (F.S.K. = 300 mm/m2 x 1.5 m) GÜNEY BAKI SIRT DÜZLÜĞÜ N N ÜY OY ÇN ÇN AY TABAN DÜZLÜĞÜ 102 - 106 JER.SAR PARLAKLIK DEĞERLERİ >105 - 106 80 (77) - 96 102 - 106 N >105 - 106 ÜY 80 (77) - 96 AY OY T 102 - 106 T 102 - 106 N KUZEY BAKI YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNE GÖRE YETİŞME ORTAMI BİRİMLERİ PET : Potansiyel evapotranspirasyon, GET : Gerçek evapotranspirasyon, FSK: Faydalanılabilir su kapasitesi M. Doğan Kantarcı Şekil 67.a. Belgrad Ormanında ayırtedilmiş üç ekolojik toprak serisinin su bilançoları ve yeryüzü şekline göre yetişme ortamı birimleri (Kantarcı, M. D. 1980-1) ile bu yetişme ortamı birimlerinin uydu görüntülerindeki parlaklık (jers. sar) değerleri (Musaoğlu N EM L İ TAZE TAZECE 180 160 KURU 200 T AZECE 238 60 TA Z E YAĞIŞ 1069.4 50 S U NOKS ANI 192.5 140 mm/m2 100 80 NEMLİLİK DEĞERİ S U FAZLAS I 533.5 F.S .K (DEPOLANAN S U) 60 PET=728.4 (yıllık) 30 20 120 mm/m2 x 0,6m 40 10 20 GET = 535.9 (yıllık) 0 IV V VI VII VIII IX Nemlilik Değeri 40 120 0 X XI XII I II III Aylar BELGRAD ORMANI’NDA ORTA DERİN, TAŞSIZ BALÇIK TOPRAĞININ SU BİLANÇOSU (F.S.K. = 120 mm/m2 x 0.6 m) GÜNEY BAKI T AY KUZEY BAKI Tzc K OY T ÜY SIRT DÜZLÜĞÜ T ÜY N OY ÇN ÇN AY TABAN >105 - 106 102 - 106 >105 - 106 71 (88) - 94 80 (77) - 96 71(88) - 94 44 - 48 80 (77) - 96 DÜZLÜĞÜ JER.SAR PARLAKLIK DEĞERLERİ YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNE GÖRE YETİŞME ORTAMI BİRİMLERİ PET : Potansiyel evapotranspirasyon, GET : Gerçek evapotranspirasyon, FSK: Faydalanılabilir su kapasitesi M. Doğan Kantarcı Şekil 67.b. Belgrad Ormanında ayırtedilmiş üç ekolojik toprak serisinin su bilançoları ve yeryüzü şekline göre yetişme ortamı birimleri (Kantarcı, M. D. 1980-1) ile bu yetişme ortamı birimlerinin uydu görüntülerindeki parlaklık (jers. sar) değerleri (Musaoğlu, N. 1999) 239 . TAZE N E M L İ K U R U 60 T A Z E 180 YAĞIŞ 1069.4 50 160 S U NOKS ANI 209.3 mm/m2 140 40 120 100 80 30 NEMLİLİK DEĞERİ S U FAZLAS I 550.3 PET=728.4 (yıllık) F.S.K 60 Nemlilik Değeri 200 20 (DEPOLANAN SU) 2 103 mm/m x 0,6m 40 10 20 GET = 519.1 (yıllık) 0 0 IV V VI VII VIII IX X XI XII I II III Aylar BELGRAD ORMANI’NDA ORTA DERİN, TAŞSIZ AĞIR BALÇIK TOPRAĞININ SU BİLANÇOSU (F.S.K. = 103 mm/m2 x 0.6m) GÜNEY BAKI Tzc K KUZEY BAKI ÇN K K Tzc T N SIRT AY OY ÜY DÜZLÜĞÜ ÜY OY AY TABAN > 102 - 106 80-77 (96) JER.SAR PARLAKLIK DEĞERLERİ 71 88 – (94) 44- 48 44-48 94 44 - 48 71 (88) - < 44- 45 DÜZLÜĞ Ü YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNE GÖRE YETİŞME ORTAMI BİRİMLERİ PET : Potansiyel evapotranspirasyon, GET : Gerçek evapotranspirasyon, FSK: Faydalanılabilir su kapasitesi M. Doğan Kantarcı Şekil 67.c. Belgrad Ormanında ayırtedilmiş üç ekolojik toprak serisinin su bilançoları ve yeryüzü şekline göre yetişme ortamı birimleri (Kantarcı, M. D. 1980-1) ile bu yetişme ortamı birimlerinin uydu görüntülerindeki parlaklık (jers. sar) değerleri (Musaoğlu, N. 1999). 240 Şekil 67.a. Belgrad Ormanında ayırtedilmiş üç ekolojik toprak serisinin su blançoları ve yeryüzü şekline göre yetişme ortamı birimleri (Kantarcı, M. D. 1980-1) ile bu yetişme ortamı birimlerinin uydu görüntülerindeki parlaklık (jers. sar) değerleri (Musaoğlu, N. 1999) 241 Şekil 67.b. Belgrad Ormanında ayırtedilmiş üç ekolojik toprak serisinin su bilançoları ve yeryüzü şekline göre yetişme ortamı birimleri (Kantarcı, M. D. 1980-1) ile bu yetişme ortamı birimlerinin uydu görüntülerindeki parlaklık (jers. sar) değerleri (Musaoğlu, N. 1999) 242 Şekil 67.c. Belgrad Ormanında ayırtedilmiş üç ekolojik toprak serisinin su bilançoları ve yeryüzü şekline göre yetişme ortamı birimleri (Kantarcı, M. D. 1980-1) ile bu yetişme ortamı birimlerinin uydu görüntülerindeki parlaklık (jers. sar) değerleri (Musaoğlu, N. 1999). 243 Tablo 96. Genetik toprak sınıflandırmalarında kullanılan başlıca sınıflandırma kriterlerinin şematik olarak sıralanışı (Kantarcı, M.D. 1972 - 2’den). 1. Toprak suyunun sızma yönüne göre A. 2) Toprak profilinin genetik gelişimine göre sınıflama SINIFLAR Ham topraklar A/C horizonlu Esmer orman toprakları topraklar TİPLER Ham alpin toprakları Ranker Esmer orman toprakları Podsol Ham iskelet Rendsina Solgun esmer orman toprakları Şeritli podsol Pararendsina Boz esmer orman toprakları KARASAL TOPRAKLAR BÖLÜMÜ toprakları ALT TİPLER Podsollar Normal tipler arasındaki geçit tipler ve diğer alt tipler 3) Toprakların oluştukları anataşın özelliklerine göre sınıflama (her toprak tipinde veya alt tipinde) ÖRNEK OLARAK: Kil ham Granit rankeri Gnays esmer orman toprağı Marn ham toprağı Kumtaşı rankeri Fillit esmer orman toprağı Silikat ham toprağı Toztaşı rankeri Kireçli esmer orman toprağı toprağı B. YARI KARASAL TOPRAKLAR BÖLÜMÜ C. SU ALTI TOPRAKLARI BÖLÜMÜ Orta Avrupa’da düzenlenen genetik toprak sınıflandırmalarında 7 basamak kullanılmaktadır (Tablo 97). Bu basamaklar aşağıda sıralanmışlardır. 1. Bölüm A, B, C 2. Sınıf a, b, c, ...... 3. Topak tipi I, II, II, ..... 4. Alt tip (I), (II), (III), ....... 5. Varyete 1, 2, 3,........ 6. Alt varyete (1), (2), (3), ....... 7. Form. 1*, 2*, 3*, ........ Bölüm: Aynı su sızıntı yönüne sahip topraklar bir bölümde toplanmaktadırlar (Tablo 96 ve 97.) Sınıf: Bir bölüm içinde benzer horizonlaşma gösteren topraklar aynı sınıf içinde toplanmışlardır. Toprak tipi: Toprak sınıfları içinde aynı karakteristik horizonlara sahip topraklar genetik toprak tipleri olarak nitelenirler. Alt tip: Tipik toprak tipine yaklaşık özellikler gösteren fakat bazı farkları da olan toprak tipleri veya iki toprak tipi arasında geçit tipler alt tip olarak nitelenirler. Varyete:Toprak tipleri içinde içinde nitelik farkları gösteren topraklar ayırdedilmektedir. Az kireçli Esmer Orman Toprağı gibi veya Ah horizonu ince veya kalın EO gibi. Form: Toprakların oluştukları anamateryale göre ayırdedilmektedirler. 244 Tablo 97. E. Mückenhausen (1960 - 62 - 77) tarafından düzenlenen genetik toprak sınıflandırması (Kaynak: E. Mückenhausen 1977). A - KARASAL TOPRAKLAR BÖLÜMÜ (TERRESTRISCHE BÖDEN) a) Karasal ham topraklar sınıfı. Tipler: I. Ham Alpin toprakları (Alpiner Rohböden), II. Artik strüktür toprakları (Arktischer Strukturböden), III. Syrosem veya ham iskelet toprakları (Syrosem oder Gesteinsrohboden). b) A-C Toprakları sınıfı (alt toprak balçıklanmamış). Tipler: I. Ranker, II. Rendsina (Rendzina), III. Pararendsina (Pararendzina). c) Bozkır toprakları sınıfı. Tipler: I. Çernozem (Bozkır kara toprağı), d) Pelosol’ler sınıfı (kil toprakları). Tipler: I. Pelosol. II. Esmer bozkır toprakları (Brauner Steppenböden). e) Esmer orman toprakları sınıfı. Tipler: I. Esmer orman toprağı (Braunerde), II. Solgun esmer orman toprağı (Parabraunerde), III. Boz esmer orman toprağı (Fahlerde). f) Podsol’lar sınıfı. Tipler: I. Podsol, II. Şeritli podsol. g) Kireçli topraklar sınıfı (Karbonat taşlarından oluşmuş). Tipler: I. Terra fuska (Terra fusca), II. Terra rosa (Terra rosa). h) Plastosol’lar sınıfı (Silikat taşlarından veya killi silikat toprakları). Tipler: I. Esmer balçık (Braunlehm), II. Boz balçık (Graulehm), III. Kırmızı balçık (Rotlehm) h) Latosol’lar sınıfı. Tipler: I. Kırmızı toprak (Roterde) II. Sarı toprak (Gelberde), I) Durgun su toprakları sınıfı. Tipler: I. Pseudogley, II. Stragnogley. j) Karasal kültür toprakları sınıfı (karasal antropojen topraklar). Tipler: I. Çayır toprakları (Plaggenesch), II. Bahçe toprakları (Hortisol), III. Bağ - meyve bahçesi toprakları (Rigosol). 245 Tablo 97’nin. (Devamı) B- YARI KARASAL TOPRAKLAR BÖLÜMÜ (SEMITTERRESTRISHE BÖDEN) a) Aluviyal topraklar sınıfı. Tipler: I. Ham aluviyal toprak (Rambla), II. Boz aluviyal toprak (Paternia), III. Rendsinaya benzer aluviyal toprak (Browina), IV. Kara toprağa benzer aluviyal toprak (Smonitza), V. Esmer aluviyal toprak (Vega). b) Gley sınıfı. Tipler: I. Gley, II. Islak gley (Nassgley), III. Turbalı gley (Anmoorgley), IV. Moorgley (Moorgley), V. Tundra gley (Tundragley). c) Su basar topraklar sınıfı(Marschen). Tipler: I. Deniz marş’ları (See marsh), II. Nehir ağzı marş’ları (Brack marsch), III. Nehir marş’ları (Fluss marsch), IV. Bataklık marş’ları (Moormarsch). d) Yarı karasal antropojen topraklar sınıfı. C- SU ALTI TOPRAKLARI BÖLÜMÜ (SUBHYDRISCHE BÖDEN) Tipler: I. Su altı ham toprağı (Protopedon), II. Gyttja, III. Kokuşmuş çamur toprakları (Sapropel), IV. Dy. D- BATAKLIK TOPRAKLARI BÖLÜMÜ (MOORE) Tipler: I. Alçak turba (Niedermoor), II. Geçit turba (Übergangsmoor), III. Yüksek turba (Hochmoor). ABD’de ve birçok ülkede bu arada Türkiye’de de kullanılan M. Baldwin - C.E. Kellog J. Thorp (1938) sınıflandırmasında 6 basamak kullanılmıştır (Tablo 98). Bu sınıflandırmada özellikle ilk üç grup genetik toprak sınıflandırması karakterindedir. Büyük toprak grupları genetik toprak tiplerinin karşılığıdır. Toprak serileri ve daha alt basamaklar ise tarım topraklarının sınıflandırılmasına yönelik ekolojik karakterli değerlendirmeleri kapsamaktadırlar. 1. Takım (order) 2. Alt takım (suborder) 3. Büyük toprak grupları (great soil group) 4. Toprak serileri 5. Toprak tipleri 6. Toprak fazları 246 Tablo 98. M. Baldwin - C.E. Kellog - J. Thorp (1938) tarafından düzenlenen toprak sınıflandırması (Kantarcı, M.D. 1972- 2’den). Takım (Order) Alttakım (Suborder) Büyük toprak grupları (Great soil group) 1. Soğuk zon toprakları Zonal Topraklar İntrazonal topraklar Azonal topraklar Tundra toprakları Yarı arktik esmer orman toprakları 2. Kurak bölgelerin açık renkli Çöl toprakları toprakları Kırmızı çöl toprakları Sirosemler (boz renkli topraklar) Esmer topraklar Kırmızımsı esmer topraklar 3. Yarı kurak, yarı nemli ve Kestane renkli topraklar çayırların koyu renkli toprakları Kırmızımsı kestane renkli topraklar Kara topraklar (çernozemler) Preri toprakları Kırmızı preri toprakları 4. Orman ve çayır sahalarının Kalkersiz esmer topraklar geçit toprakları 5. Konifer orman sahalarının açık Podsollar renkli podsolik toprakları Esmer podsolik topraklar Boz woded topraklar Asit esmer topraklar Boz esmer topraklar 6. Ilıman ve tropikal ormanların Kırmızı sarı podsolik topraklar lateritik toprakları. Kırmızı esmer lateritik topraklar Sarımsı esmer lateritik topraklar Lateritler 1. Halomorfik (tuzlu ve alkali) Solonçak topraklar (tuzlu) dışa akışı olmayan yerlerin Solonetz topraklar (alkali) toprakları. Solot toprakları Humuslu gley toprakları Alpin (Meadow) toprakları 2. Hidromorfik, bataklık, sızıntı Bog toprakları veya taban suyu toprakları. Az humuslu gley toprakları Plano toprakları Tabansuyu podsollara Tabansuyu lateritleri 3. Kalkerli topraklar Kalkerli esmer orman toprakları Rendsina toprakları Grumusoller Kalkerli topraklar 4. Volkan tüflerinin toprakları Ando toprakları İskelet toprakları (Litosollar) Regosollar Alüviyal topraklar. 247 Takım: Topraklar olgunlaşma ve gelişimlerine horizonlaşmalarına göre 3 takıma ayrılmıştır. Alt takım: Toprakların oluşup - geliştikleri bölgesel iklim, bitki örtüsü ve yeryüzü şekli özellikleri gözönüne alınarak alt takımlar ayırdedilmişlerdir. Büyük toprak grupları: Topraklar gelişim durumları ve horizonlaşmalarına, horizon sıralanmalarına, bazı önemli kimyasal özelliklerine veya bölgesel özelliklere göre gruplandırılmışlardır. Toprak serileri: Topraklar oluştukları anataşa, gözeneklilik ve geçirgenliklerine ve türlerine göre serilere ayrılırlar. Eğim serilerin ayırdedilmesine diğer bir faktördür. Toprak serileri ilk tanımlandıkları yerin adı ile anılırlar (Miami serisi gibi). Toprak tipleri: Toprak serileri üst toprağın türüne göre ayırdedilirler (Miami balçığı gibi). Toprak fazları: Arazinin eğimi, bakısı, erozyon derecesi, toprağın geçirgenliği, taşlılık ve gerektiğinde sızıntı veya tabansuyuna göre toprak fazları ayırtedilir (Manona tuzlu balçığı % 8 - 11 eğimli, orta derecede erozyon gibi). ABD’de C.E. Kellog ve G. D. Smith (1960) tarafından teklif edilen 7.toprak sınıflandırma taslağı ve bundan sonraki 8. taslak tekliflerine göre (Soil Survey Staff 1960, 67, - 75) 6 basamak kullanılmıştır (Tablo 99). 1. Takım 2. Alt takım 3. Büyük toprak grupları 4. Alt gruplar 5. Toprak familyaları 6. Toprak serileri Takım: Toprakların oluşum ve gelişimindeki etkili bölgesel iklim, yeryüzü şekli, bitki örtüsü özellikleri ve anakayanın yapısı ile toprakların genetik gelişim durumları (horizonlaşmaları) ve baz doygunluğu durumları gözönüne alınarak 10 takım ayırdedilmiştir (Tablo 99- a ve b). Alt takım: Toprakların oluşumlarında etkili veya tanıtıcı dört özelliğe göre alt takımlar ayırtedilmiştir (Tablo 99 - a ve b). (1) Yıl içinde toprağın nem rejimi (2) Toprağın oluştuğu anakaya (3) Tanıtıcı - belirgin toprak horizonları (4) Toprak oluşumunu etkileyen bölgesel coğrafik özellikler Büyük toprak grupları: Alt takımlar içinde; (1) toprağın türüne, (2) toprağın sıcaklık rejimine, (3) toprak strüktürüne, (4) toprak üzerindeki insan etkilerine, (5) Ahorizonunun karakterine, (6) B- horizonunun karakterine, (7) toprak hayvancıklarının faaliyetlerine göre büyük toprak grupları ayırtedilmektedir. 248 Tablo 99-a. C.E. Kellog - G.D.Smith (1960) tarafından teklif edilen toprak sınıflandırması taslağında toprak takımları (Kaynak: Kantarcı, M.D. 1972 ve İnce, F. 1983). 1. Entisols: Genetik horizonları gelişmemiş veya zayıf gelişmiş topraklar. Diğer gruplara girmesi gereken topraklarla, profilleri zayıf gelişmiş veya gelişmemiş topraklar bu sıra içindedirler (alüviyal ve azonal topraklar). 2. Vertisols: Fazla miktarda kile sahip (humusca zengin A horizonlu) ve belirli bir horizonlaşma göstermeyen topraklar (Grumusol, Regur, Tirs, kara pamuk toprakları, Tropikal kara gleyler, Boz ve esmer (Smonitza olarak tanınmış) topraklar (bu toprakların mübadele kapasitelerinin 30 m. e. dan aşağı olması gerekir ki bu miktar kaolinit ve illit paleosollarına tekabül eder). 3. İnceptisols: Genetik gelişimin başlangıcında bulunan, nispeten genç topraklar (esmer orman toprakları, Tundra toprakları, volkan küllerinin (Ando Soil) toprakları, Esmer asit topraklar, İskelet toprakları, Regosollar, Gleyler). 4. Aridisols: Kurak bölgelerin toprakları, (B) veya B horizonu halinde tuzlu horizonlar ve alt toprakta sıkışmış toprak tabakaları bulunabilir. Kalın mul’lü A horizonuna sahip podsolik ve Lateritik karakterli topraklardır (çöl toprakları, Kırmızımsı esmer topraklar, Solonçaklar, bazı Regosollar, iskelet toprakları (tuzlu topraklar), esmer topraklar, ham topraklar ve solonetz’ler (alkali topraklar). 5. Mollisols: Çayır vejetasyonu altında gelişmiş, mull humuslu,kalın ve gözenekli A horizonuna sahip topraklar (kara topraklar, Rendsina, Preri toprakları (Brunizem), Kestane renkli topraklar, Kırmızımsı Preri toprakları, Humuslu Gley’ler ve Planosol’lar). (İ.H.Tunçkale’ye göre Kalsimorf Esmer orman toprakları). 6. Spodosols: Kül renkli, Pas taşı veya belirli bir B horizonuna sahip topraklar (Podsol, Taban suyu Podsülü, esmer Podsolik topraklar). 7. Alfisols: Eski isimlendirmede pedalfer olan topraklar. Kil taşınması ve birikmesi olan,serin ve nemli iklim tesiri altında bulunan, nispeten yüksek (% 35’den fazla) baz doygunluğuna sahip topraklar (Boz esmer podsolümsü topraklar, Gray wooded’ler, Kireçsiz esmer orman toprakları, Bog, Plano, toprakları ve Solonetz (alkali) toprakları) (Al: Alüminyum, Fe: Demir). 8. Ultisols: Nemli, sıcak iklim etkisi altındaki, baz doygunluğu nisbeten az (% 35’den az) olan, kilin ayrışmaya, uğradığı Lateritik topraklar (Kırmızı Sarı podsolik topraklar, Kırmızı esmer lateritik topraklar, Rubrozemler çok asit humuslu Gleyler ve taban suyu Lateritleri). 9. Oxisos: Oksitlenmiş topraklar. Henüz ayrışmamış mineraller ve kilin içinde kaolinit bulunmayan, Lateritik horizonlara sahip topraklar (Tropik ve subtropiklerin şimdiye kadar Laterit, taban suyu Lateriti ve Latosol olarak tanımlanan topraklarını kapsarlar) (İ.H. Tunçkale’ye göre Terra Rosa ve Kızıl topraklar) 10. Histosols: Organik topraklar (Moor - turba toprakları, hidromorfik topraklar). 249 Tablo 99-b. C.E. Kellog ve G.D. Smith (1960) tarafından teklif edilen toprak sınıflandırması taslağında alt toprak takımları (Kaynak: Kantarcı, M.D. 1972 ve İnce, F.1983). 1. Entisols: Genetik horizonları gelişmemiş veya pek zayıf gelişmiş topraklar 1.1. Gleyleşme özellikleri gösteren topraklar 1.2. Özellikle sun’i şekilde değiştirilmiş topraklar 1.3. Alüviyal depolar üzerindeki topraklar 1.4. Kumlu veya balçıklı kum türündeki topraklar 1.5. Diğer entisoller (örneğin litosollar, bazı Regosollar) 2. Vertisols: Çatlayan kil toprakları 2.1. Genellikle nemli topraklar 2.2. Kısa devreler için kuru topraklar 2.3. Uzun bir devre için kuru topraklar 2.4. Genellikle kuru topraklar 3. İnceptisols: Genetik gelişimin başlangıcında olan, nispeten genç topraklar 3.1. Gleylenme özellikleri gösteren topraklar 3.2. Volkanik kül üzerindeki topraklar 3.3. Tropikal bir iklim altında oluşmuş topraklar 3.4. Baz doygunluğu oranı (mollikepipedondan) düşük veya kuruduğunda masif strüktür kazanan topraklar 3.5. Diğer inceptisollar (örneğin kahverengi toprakların çoğu 4. Aridisols: Kurak bölgelerin toprakları 4.1. Killi horizona sahip topraklar 4.2. Kurak kıntıkaların diğer topraklar (örneğin boz çöl toprakları) 5. Mollisols: Çayır vejetasyon altında gelişmiş koyu A horizonlu topraklar (örneğin çernozemler, preri toprakları) 5.1. Boz ve killi horizonlara sahip topraklar 5.2. Gleyleşme özellikleri gösteren topraklar 5.3. Fazla miktarda kireçli anamateryallerden oluşmuş topraklar 5.4. Soğuk iklimlerdeki diğer topraklar 5.5. Yağışlı iklimlerdeki diğer topraklar 5.6. Subhumid iklimlerdeki diğer topraklar 5.7. Subarid iklimlerdeki diğer topraklar 6. Spodosols: Kül renkli bir yıkanma ve belirli bir B horizonuna sahip olan topraklar (Podsollar) 6.1. Gleyleşme özellikleri gösteren topraklar 6.2. Kül renkli horizonda az humus ihtiva eden topraklar 6.3. Kül renkli horizonda az demir ihtiva eden topraklar 6.4. Demirli ve humuslu topraklar 7. Alfisols: Killi bir horizona sahip olan ve ortadan yüksek orana kadar baz ihtiva eden topraklar 7.l. Gleyleme özellikleri gösteren topraklar 7.2. Soğuk iklimlerdeki diğer topraklar 7.3. Nemli iklimlerdeki diğer topraklar 7.4. Subhumid iklimlerdeki diğer topraklar 7.5. Subarid iklimlerdeki diğer topraklar 8. Ultisols: Killi bir horizona sahip olan ve düşük baz ihtiva eden topraklar 8.1. Gleylenme özellikleri gösteren topraklar 8.2. Humuslu bir A horizonu olan topraklar 8.3. Nemli iklimlerdeki topraklar 8.4. Subhumid iklimlerdeki diğer topraklar 8.5. Subarid iklimlerdeki diğer topraklar 9. Oxisols: Oxic horizonlu lateritik topraklar 9.1. Gleylenme özellikleri gösteren topraklar 9.2. Humuslu bir A horizonu olan topraklar 9.3. Nemli iklimlerdeki diğer topraklar 9.4. Daha kurak iklimlerdeki diğer topraklar 10. Histosols: Organik topraklar Aquents Arents Fluvents Psamments Orthents Uderts Usterts Xererts Torrerts Aquepts Andepts Tropepts Umbrepts Ochrepts Argids Orthids Albos Aquolls Rendolls Borolls Udolls Ustolls Xerolls Aquods Ferrods Humods Orthods Aqualfs Boralfs Udalfs Ustalfs Xeralfs Aquults Humults Udults Ultults Xerults Aquox Humox Orthox Ustox 250 Alt toprak grupları: Toprak kesitinde taşlılığın durumu, B-horizonundaki birikmenin cinsi (söskioksitler vd. gibi) özelliklere göre ayırdedilirler. Toprak familyaları: Bitkilerin beslenme ve büyümeleri için etkili (havalanma, su ekonomisi, besin maddeleri ve kök gelişimi vb.) benzer toprak özelliklerine sahip topraklar toprak familyaları halinde ayırdedilirler. Toprak serileri: Toprak serileri arazinin eğimi hariç diğer toprak özelliklerine göre toprak serileri ayırdedilmektedir. Bu toprak serileri eski (1938) sınıflandırmadaki toprak fazları basamağının karşılığıdır. 7.3. Toprak Horizonları Topraklar toprak yapan faktörlerin etkisi altında yukarıdan aşağı bazı değişimlere uğrarlar. Bu değişimler toprağın oluşum, olgunlaşma ve gelişim süresi boyunca kazandığı morfolojik yapıyı gösterirler. Toprak içinde yatay yönde görülen bu değişik zonlaşmalar toprak horizonları olarak adlandırılır. Toprak horizonları jeolojik tabaka (veya kat veya katman) değildirler. Jeolojik tabakalar jeolojik süreçlerin sonunda oluşmuşlardır. Toprak horizonları ise bu jeolojik tabakalardan sadece en üsttekinin topraklaşması (pedolojik süreç) sonucunda ortaya çıkan farkları ifade için kullanılır. Tablo 100’de toprak horizonlarının özelliklerine göre işaretlenmeleri için kullanılan harfler ve sayılar verilmiştir. Toprak horizonlarının incelenmesi ve doğru olarak hükümlendirilmesi toprağın oluşum veya gelişim sürecinde bulunduğu aşamanın öğrenilmesini sağlar. Toprak horizonlarının incelenmesi ile toprağın bitki yetiştirilmesi ve verimliliği konusunda çok değerli bilgiler elde edilir. Toprak horizonlarının incelenmesinden kazanılacak birçok değerli bilgi, laboratuvarda toprakların incelenmesi ve araştırılması için harcanacak çok değerli zamandan ve masraftan önemli bir bölümünü kazanmamızı sağlar. 7.4. Türkiye’de Bulunan Önemli Bazı Toprak Tipleri Türkiye 7 coğrafya bölgesine ayrılmıştır. Coğrafya bölgelerimiz, iklim, yeryüzü şekli ve jeolojik yapı bakımından birbirinden önemli farklar göstermektedirler. Toprakların oluşumları ve gelişimleri bakımından coğrafya bölgelerimizin içinde de birbirinden farklı özelliklere sahip ortamlar yer almaktadırlar. Marmara Bölgesinin bir bölümü olan Trakya’da toprak yapan faktörlerden yeryüzü şekli, iklim ve anakaya özelliklerine göre pek kısa yatay mesafelerde birbirinden belirgin farklar gösteren toprak tipleri gelişmiştir (şekil 63). Marmara ve Karadeniz bölgelerinde görülen yıkanma ve birikme olayları (tablo 61, 62, 63, 68, 70 ve şekil 64) İç Anadolu Bölgesinde hemen hemen yoktur. Akdeniz Bölgesinde ise Akdeniz ikliminin hakim olduğu geniş alanda kırmızı akdeniz toprakları gelişmiştir. Akdeniz Bölgesinde ancak yüksek arazideki serin iklim etkisinde ve erozyona uğramamış yerlerde kireç taşından oluşmuş topraklarda yıkanma horizonlarının geliştiği görülmüştür. Birbirinden bu kadar önemli ortam farkları gösteren ülkemizde toprakların genetik ve ekolojik sınıflandırmalarını yapmak için daha çok araştırma ve bilgi birikimi gerekmektedir. Ancak ülkemizin toprakları ile bunların oluşup geliştiği ortam şartları hakkında yapılmış olan çalışmaların da pek değerli sonuçlar verdiği burada belirtilmelidir. Türkiye’deki toprak çalışmalarından elde edilen bilgiler ve arazideki incelemelerimize dayanılarak topraklarımızın 251 Tablo 100. Genetik toprak horizonlarının gösterilmesi için kullanılan semboller (Kaynak: Kantarcı, M.D. 1972). Horizonlar ve Tabakalar Sembolü Horizonlar ve Tabakalar Sembolü Ölü örtü tabakası Ayrışmamış yaprak O Y ANAKAYA HORİZONLARI Anamateryal zonu (ufalanmış anakaya) Cv Çürüntü Humus Turba Ç H T Cn Humuslu üst toprak horizonu Ah veya A1 Sert anakaya (Ufalanmamış anakaya) Kireçli anamateryal Tuzlu anamateryal Cz YIKANMA HORİZONLARI A Söskioksitlerin yıkanması (boz renkli) Kilin taşınması Ae veya A2 Söskioksit+kil taşınması (*) Ael ve Ale Al veya A3 Ap Pullukla işlenmiş horizon (üst toprak= pulluk zonu) Balçıklanma ve esmerleşme Bv zonu (kil oluşumu ve demir oksitlenmesi) BİRİKME HORİZONLARI (*) Söskioksit birikimi Kil birikimi Söskioksit+kil birikimi (*) Humus birikimi Kireç birikimi Tuz birikimi B Bs veya B1 Bt veya B2 Bst ve Bts Bh Bca Bz TABANSUYU HORİZONLARI Oksitlenme zonu (kırmızı yatay çizgili) İndirgenme zonu (kirli beyaz-boz renkli) DURGUNSU HORİZONLARI Oksitlenme zonu (Fe+Mn çökelekleri) C Cca G Go Gr S Sw Sd İndirgenme zonu (Mermer deseni gibi bozpas lekeli) JEOLOJİK TABAKALAR I, II Terra Rosa’ların B horizonu Terra Fuska’larınB horizonu Lateritlerin B-horizonu Tr Tf Bu Söskoksit yıkanması ve birikimi kil taşınması ve birikiminden daha kuvvetli ise yıkanma zonu Ael, birikme zonu Bst harfleri ile gösterilir. Kilin taşınma ve birikmesi söskioksitlerden daha kuvvetli ise yıkanma zonu Ale, birikme zonu Bts harfleri ile gösterilir. genetik sınıflandırmaları tablo 102’de verilmiştir.Türkiye topraklarının sınıflandırılmasında aşağıda sıralanan prensiplere göre hareket edilmiştir. (1) Her ülkenin veya bölgenin toprak sınıflandırmaları kendi oluşum ve gelişim ortamlarına bağlı özellikler göstermektedir. Bu nedenle toprak sınıflandırmalarında bölgesellik temel prensiplerden biridir. (2) Çok kapsamlı ve uluslararası toprak sınıflandırmaları ülke, bölge ve yöre farklarından ortaya çıkan doğal ve antropojen ilişkileri yeterli ayrıntıda kavrayamayabilirler. Bu nedenle toprak sınıflandırması ülkenin kendi bölgesel özelliklerine ve antropojen etkilerine dayandırılmış olmalıdır. 252 (3) Ancak dünya toprakçıları ile anlaşabilmek ve bilgi alış verişinde bulunabilmek için kapsamlı sınıflandırmalarla da ilişki kurulmalıdır. (4) İklim bölgeleri ayırımına dayandırılmış genetik toprak sınıflandırmaları eskiden beri denenmiştir. Ancak bugünkü iklim özellikleri ile bazı toprak tiplerinin gelişimini açıklanamamıştır. Bu topraklar geçmiş jeolojik devrelerde hakim olmuş eski iklim tiplerinin (paleoklima) etkisi ile gelişmiş olan fosil topraklardır (paleosol’lar). Toprak oluşum ve gelişiminde anakayanın etkili olduğu bölgelerde ise iklim bölgeleri ayırımına göre toprak sınıflandırmaları yeterli olamamışlardır (Bahçeköy Ekolü). (5) Toprakların genetik sınıflandırmasında tablo 96’da verilmiş ve tablo 101’de Türkiye toprak sınıflandırması için geliştirilmiş olan esaslar gözönüne alınmıştır: Bu esaslardan birincisi toprak suyunun sızma yönüdür. Karasal topraklarda toprak suyu (az veya çok) daima yukarıdan aşağı doğru hareket halindedir. Su altı topraklarında ise toprak suyu genellikle aşağıdan yukarı doğru hareket halindedir. Yarı karasal topraklarda toprak suyu mevsimlere de bağlı olarak iki yönde de hareket edebilmektedir. Suyun toprak içindeki hareketi toprakta yıkanma, taşınma ve birikme gibi genetik olayla sebep olmakta ve toprağın verim gücünü de etkilemektedir. İkinci esas toprak yapan faktörlerin etkisi altında toprakların horizonlaşmaları ve horizonların gelişim sırasıdır. Horizonlaşmamış (azonal), horizonlaşmanın başlangıcında (intrazonal) ve horizonlaşmış (zonal) toprakların gruplandırılması gerekmektedir. Üçüncü esas toprakların oluştukları anakayanın özelliklerine göre gösterdikleri gelişim ve gelişim sırasıdır. Bu esaslara göre Türkiye toprakları üç bölümde toplanmıştır. bölümlerin içinde toprakların horizon gelişimlerine göre alt bölümler gruplandırılmıştır. Azonal ve intrazonal topraklarda alt bölümler arazinin yapısına veya anakayanın özelliklerine göre, zonal topraklarda ise toprağın gelişimindeki horizon sınıflanmasına göre sınıflara ayrılmışlardır. Toprak sınıflarının içinde de toprak tipleri ayırdedilmiştir (Tablo 102). Toprak tipleri de gerektiğinde anakaya özellikleri ve gelişim farklarına göre alt tiplere veya varyetelere ayrılmışlardır. Azonal topraklar esas itibariyle anamateryal niteliğindedirler. Anamateryalin ve anamateryali oluşturan anakaya özelliklerinin gelişim sürecindeki toprakların özellikleri üzerindeki etkisi çok fazladır. Bu nedenle azonal toprakların sınıflandırılmasında arazinin yapısı, anamateryalin taneliliği, kireçli olup olmadığı ve diğer fiziksel ve mineralojik özellikleri de göz önüne alınmıştır. Anamateryalin özelliklerine dayanılarak azonal topraklar alt bölümündeki sınıfların sayısı daha da arttırılabilir. Ancak bu arttırma işlemi topraklarımız hakkındaki bilgilerimizin gelişmesi ile mümkün olabilecektir. İntrazonal toprakların gelişiminde de anakayanın özellikleri hakimdir. Fakat intrazonal toprakları, arazinin yapısına göre değişen bölgesel iklim özellikleri de gözönüne alınarak gruplandırmak gerekir. Ranker ve rendsina gibi A/C horizonlu topraklar daha çok nemli bölgelerde ve yamaç arazideki topraklar oldukları halde, kara topraklar, tuzlu topraklar farklı bölgesel iklim etkisi altında (yayla ve bozkırlarda) gelişmektedirler. 253 Zonal toprakların sınıflandırmalarında ise iklim etkisi ile klimaks’a ulaşma olayı söz konusudur. Bu nedenle iklimin etkisi ön plana çıkmaktadır. İklimin etkisi toprağın horizonlarının gelişimini etkilediği için (fosil topraklar hariç) zonal topraklar horizonlaşmalarına göre sınıflandırılmışlardır. Ancak ülkemizde anakayanın toprakların oluşumları ve gelişimleri üzerindeki etkisi fazla olduğundan zonal toprakların tiplerinin veya alt tiplerinin ayırımında anakaya özellikleri de gözönüne alınmıştır. E. Mückenhausen (1960, 62, 77) toprak sınıflandırmasında anakaya, sınıflandırmanın en alt basamağı olan toprak formunda ele alınmıştır (özellikle zonal topraklarda). Bu ayırım orta Avrupa için geçerli olabilir. Ülkemizde ise zonal toprakların oluşum ve gelişimlerine uygun bir sınıflandırmada anakaya özelliklerinin daha yüksek sınıflandırma basamaklarında ele alınması gerekmektedir(Bahçeköy Ekolü). 7.4.1. Karasal Topraklar Bölümü Yukarıda belirtildiği gibi karasal topraklar, sızıntı suyunun toprak içinde yukarıdan aşağı doğru hareket ettiği topraklardır. Karasal topraklarda ayrışma, toprağın oluşumu, olgunlaşması ve gelişimi olayları bütün safhaları ile bir sıra içinde incelenebilmektedir. Karasal topraklar horizonlarının gelişim sırasına göre dört alt bölüme ayırdedilmişlerdir (Tablo 102). 7.4.1.1. Azonal Karasal Topraklar Alt Bölümü Karasal toprakların azonal topraklar alt bölümünde toprak oluşumu henüz bir ayrışma - oluşum safhasındadır. Bu nedenle toprak horizonları gelişmemiştir. Doğal yapısı bozulmamış arazide anamateryalin üstünde belirginleşmemiş bir (Ah) horizonu yer alabilmektedir. Azonal karasal topraklar üç sınıfta toplanmışlardır. (1) Dağlık arazideki ham topraklar (2) Erozyona uğramış alanlardaki anamateryaller (3) Tortul materyaller 7.4.1.1. Dağlık Arazideki Ham Topraklar Sınıfı Dağlık arazide ayrışarak anamateryale dönüşmüş ve bir miktar da organik madde artıkları ile karışabilmiş (Ah)/Cv horizonlu ham topraklar-iskelet toprakları gelişmiştir. Bu topraklar çeşitli toprak sınıflandırmalarında Syrosem, Lithosol (FAO), entisol’lardan lithic udorthen (ABD) olarak isimlendirilmiştir. (1) HAM TOPRAK (Sirozem) Ayrışmamış ve parçalanmamış anakaya (Cn) üstünde sığ bir ayrışma zonu oluşturmuş anamateryal (Cv) ile bunun üst kesiminde belirginleşmemiş bir (A) horizonu oluşumu görülür. Ham toprak 3 alt tipe ayrılır. (1.1.) Silikat ham toprağı: Sığ bir (A) / Cv horizonu altında anakaya Cn masiftir. Dağlık arazideki granit, gnays, andezit, kuvarsit ve benzeri anakayalar üstünde rastlanır. 254 (1.2.) Kireç taşı ham toprağı: Alttaki anakaya çatlaklıdır. Bu çatlakların arasında kireç taşının ufalanma ve ayrışma artıkları yeralmaktadır. Bitki kökleri bu çatlaklar arasında gelişebilir. Tipik olanlarına Toroslarda 2000m’nin üstünde rastlanır (Bak. 2.2.3.2. karbonatların çözünmesi ve 6. 2. 10. karstik toprak oluşumu). (1.3.) Fliş ham toprağı: Anakayanın fliş yapısından dolayı gevşek tabaklardaki ham materyal su tutabilmektedir. Bu tabakalara kökler girmekte ve gelişebilmektedirler. Trakya’da Işıklar Dağında ve Koru Dağında tipik örnekleri vardır. Fliş yapısından dolayı bu ham topraklar kolay ağaçlandırılabilir (Koru Dağı ağaçlandırmaları – Keşan). (2) YAMAÇ KAĞŞAKLARI (Gevşek Ham Toprak-Gevşek Sirosem) Dağlık arazide anakayanın gece-gündüz arasındaki sıcaklık farklarından dolayı ufalanması (kağşaması) ile oluşan ve kısmen topraklaşmağa başlamış olan kağşaklar (taş döküntüleri köşeli, detritik materyal) gevşek ham topraklardır (Bak. 2.2.3.1. sıcaklık farkları). (2.1.1.) Silikat kağşağı: Tipik anamateryal görünümündeki köşeli taş döküntüleridir. Anakayanın sertliğine ve tane yapısına (minerallerinin iriliği-ufaklığı) göre kalınlıkları değişebilmektedir. (2.1.2.) Kireç taşı kağşağı: Silikat kağşağından alttaki ufalanmış anakayanın çatlaklı olması ile ayrılır. Bu çatlaklar kağşama olayı sırasında oluşan kum ve toz çapındaki malzemenin kar suları ile taşınması sonucunda oluşmuştur. Bitki kökleri (odunsu bitkiler dahil) çatlaklardaki su tutan bu malzemenin içinde gelişebilmektedirler (Tipik örneği Bey Dağları (Elmalı) Kızlar Sivrisi 2500 - 3086 m arasında çok dik yamaçlarda vardır.). (2.1.3.) Fliş Kağşağı: Katı fliş tabakalarının ufalanması ve gevşek tabakalardaki kil-toz bölümü ile karışması sonucunda oluşur. Yağış suları ile kil ve toz derinlere taşınmıştır. Alttaki ufalanmamış flişin gevşek tabakaları da su tuttuğu için diğer kağşaklardan ayrılır. Ağaçlandırmaya uygundur. Trakya’da Işıklar Dağı’nda yüksek kesimlerde örnekleri vardır. 7.4.1.1.2. Erozyon ve Açık Maden Ocağı İşletme Alanlarındaki Ham Topraklar Sınıfı Erozyona uğramış alanlarda kalan anamateryal ve kayalık arazi bu sınıf içinde toplanmıştır. Bunlar her yükseltide ve her türlü iklim etkisi altında oluşmuşlardır. Dağlık arazideki tipik ham topraklardan farkı, insan etkisi ile erozyona uğramış alanlarda oluşmalarıdır. Erozyon etkisi ile toprak gelişimi tekrar başlangıç safhasına dönmüştür. Bu nedenle erozyon alanlarındaki ham topraklar antropojen topraklar alt bölümünde anılmış fakat bu bölümde anamateryaller halinde sınıflandırılmışlardır. (1) ANTROPOJEN HAM TOPRAK (ANAMATERYAL) Yamaç arazide erozyondan arta kalmış materyal. Bunlar genellikle erozyona uğramış toprağın B-C ve Cv horizonu kalıntılarıdır. Ham toprak ile anamateryal birbirine karışmıştır. Anakayanın özelliklerine göre üç alt tipe ayrılırlar. Genel özellikleri ham topraklara benzerse de onlardan oluşumları ve karışımları ile ayrılırlar. Açık maden ocağı işletmesinden artakalmış materyaller de bu sınıfa girer. (1.1.) Antropojen silikat ham toprağı (1.2) Antropojen kireç taşı ham toprağı 255 (1.3.) Antropojen fliş ham toprağı (1.4.) Açık maden ocağı işletmesi artık materyalleri Ağaçlı köyü kömür ocaklarının artık materyalleri üstünde 1988 – 89’da yaptığımız ağaçlandırma çalışmaları sonucunda ölü örtü oluşmuş ve ham materyal topraklaşma sürecine girmiştir (Kantarcı, M. D. 1988/3, 1997/4, 1998/1, Kantarcı ve ark. 1998) (7.4.1.4.2. ile ilişki kurunuz). 7.4.1.1.3. Tortul Materyaller Üstündeki Ham Topraklar Alçak arazide, taban arazide ve dağlık arazideki çanaklarda (Kokurdanlıklarda) toplanmış olan tortul materyaller taşlı, kumlu, tozlu,balçıklı, killi yapıda olabilmektedirler. Bu materyaller henüz çok genç olup, toprak oluşumunun başlangıcında yeralırlar. Üzerleri otlarla yeni yeni kaplanmaktadır. Su tutabildikleri için bitki yetişmesine uygundurlar. İklimin uygun olduğu yerlerde ağaçlandırılabilirler. (1) ALT YAMAÇLARDAKİ KAĞŞAK HAM TOPRAKLARI Dağ yamaçlarındaki kağşakların aşağı doğru hareketi (eğime bağlı olarak buzul ve kar etkisi ile) sonucunda alt yamaçlarda kalın kağşak tortulları oluşmaktadır (Beydağları; Çamkuyusu, Avlankuzu Tepe, Çığlıkara). Köşeli taş döküntülerinden ibaret olan bu alt yamaç kağşaklarının yamaç kağşaklarından farkı; derin oluşları yanında, taban ıslaklığının bulunuşudur. Yamaç sızıntı sularının sebep olduğu bu taban ıslaklığı tipik taban suyu değildir. Alt yamaç kağşaklarını oluştukları anakayanın mineralojik yapısına göre alt tiplere ayırmak gerekir. Alt yamaç kağşaklarının arasında ve derinlere doğru ince malzeme daha fazladır. İnce malzeme kağşağın aşağı doğru sürüklenmesi sırasında öğütülmesi sonucunda oluşmaktadırlar (morenlere benzer oluşum). Sızıntı suları ile de ince materyal kağşağın alt kısmına taşınmaktadır. Alt yamaç kağşakları bu özelliklerinden dolayı ağaçlandırılabilir. (2) ÇAKILLAR VE ÇAKILLI-KUMLU TORTUL HAM TOPRAKLAR Taban arazide akarsuların getirdiği yuvarlanmış köşeli çakıl ve çakıllı kumlu tortulların ayrı bir tip olarak ayırdedilmesi gerekmektedir. Bunların alt tipleri geldikleri anakayanın mineralojik yapısına göre ayrılmalıdır. Çakılların kumlu olanları kalın tabakalar oldukları takdirde ağaç yetiştirmeye uygundurlar. Çakıllarda derinde ve hızla akan mevsimlik bir tabansuyu bulunabilmektedir. (3) MİL HAM TOPRAKLARI Mil, kumlu tozlu akarsu tortullarıdır. Az miktarda kil de içerirler. Genç olanları akarsuların taşkın alanlarında yeralırlar. Yaşlı olanları topraklaşmıştır. Miller tozlu oluşlarından dolayı suyun sızmasını kısmen engellerler, kil pek az olduğu için suyu ememezler ve cıvıklaşırlar. Toz bölümü fazla olan millerin tava gelmeleri güç olduğu için işlenmede güçlük çıkarırlar. Bunlar yaz kuraklığı olan yörelerde geniş ve derin çatlaklar geliştirirler. Tabansuyuna sahip olan miller bitki yetiştirmek için daha uygundurlar. Kireçli ve kireçsiz milleri alt tipler halinde ayırmak gerekir. (4) KİL VE KİLLİ TORTUL HAM TOPRAKLARI Bunların birinci alt tipi akarsuların taşkın alanlarındaki genç kil ve killi aluviyal tortullar üzerinde gelişmeğe başlamış olan ham topraklardır. Suyu tutmaları, suyu emdikleri için cıvıklaşmamaları nedeni ile millerden farklıdırlar. Devamlı tabansuyu etkisinde gleyleşme yönünde gelişirler. Yaz kuraklığı olan yörelerde ise toprak yüzü geniş ve derin 256 olarak çatlar. İşlenmeğe ve bitki yetiştirmeğe uygundurlar. Dağlık arazide kokurdanlıklarda toplanan killi-kireçli (kireç taşlı) veya sadece killi olan alt tipleri de vardır. Yerel iklime de bağlı olarak bu kokurdanlıklarda ağaç yetiştirilebilir. Don çukuru durumunda olanları veya daha yüksekte olanlarında sadece ot yetişir (Elmalı-Çığlıkara, Dokuzgöl kokurdanlıkları gibi). (5) KUMUL HAM TOPRAKLARI Kumullar rüzgâr tortullarıdır. Kumullar kara kumulları, kıyı kumulları ve deniz kumulları olarak üçe ayrılmaktadır. Karakumulları genellikle tuzlu ve kireçlidirler (İç Anadolu’da Karapınar ve güneyi). Kıyı kumulları oluştukları materyalin özelliğine bağlı farklar gösterirler. Bunlar genellikle kireçsiz ve kırmızı renkli kumullardır. Trakya Karadeniz kıyı kumullarından karasal kökenli olanlar Pliosen I tortullarından gelişmişlerdir. Bunlar kırmızı renkli ve kireçsiz olup tipik örneklerdir. Deniz kumulları denizin kıyıya çıkardığı kumlar olup renkleri beyazdır ve genellikle deniz hayvanlarının kırılmış kabukları (kavkılar) ile karışıktırlar. Bu nedenle deniz kumulları kireçli olabilir. Kumulları kireçli, kireçsiz, tuzlu olarak alt tiplere ayırmak toprak oluşumu bakımından gereklidir. Kumullarda tabansuyunun bulunup, bulunmayışına göre varyeteler ayrılabilir. Kumulların bitkilendirilmesi ve ağaçlandırılmasında mineralojik yapıları yanında tabansuyunun bulunuşu veya bulunmayışı ile tabansuyunun bikarbonatlı oluşu veya deniz suyu karışan yerlerde tuzlu oluşu gibi özellikler önemlidir (Fazla bilgi için bak. Kantarcı, M.D. ve ark. 1973 ve Kantarcı, M.D. - S. Koparal 1987). 7.4.1.2. İntrazonal Karasal Topraklar Alt Bölümü Karasal toprakların intrazonal alt bölümü, azonal topraklar alt bölümü ile zonal topraklar alt bölümü arasında geçiş safhasındaki toprakları kapsamaktadır. İntrazonal topraklar toprak oluşumu ve olgunlaşması aşamalarındaki topraklardır. Bunlarda belirgin bir Ah horizonu gelişmiştir. Ah horizonunun altında anamateryal Cv horizonu yeralmaktadır. Katı anakayalardan oluşan intrazonal topraklarda en altta Cn horizonu bulunmaktadır. İntrazonal topraklar esas itibariyle oluştukları anamateryalin veya anakayanın özelliklerine, kısmen de oluştukları bölgenin iklim özelliklerine göre 5 sınıfa ayrılmışlardır. (1) Silikat anakayalarından oluşan intrazonal topraklar (2) Kireçli silikat anakayalardan oluşan intrazonal topraklar (3) Kireç taşlarından oluşan intrazonal topraklar (4) Gevşek materyallerden oluşan intrazonal topraklar (5) Kara topraklar (Marnlardan oluşan topraklar) 7.4.1.2.1. Silikat Anakayalarından Oluşan İntrazonal Topraklar Sınıfı Silikat anakayalarının ufalanması ve ayrışması sonucu oluşan A/C horizonlu topraklar taşlı ve sığ topraklardır. Bunların tipik temsilcisi Ranker’dir. Ranker Ranker, belirgin bir Ah horizonu ile ufalanmış çok taşlı bir Cv horizonundan ve bununda altında masif bir Cn horizonundan oluşmaktadır. Ah horizonunun kalınlığı ve humus oranı iklim özelliklerine ve bitki örtüsüne göre değişmektedir. Tipik rankere FAO sınıflandırmasında da Ranker adı verilmiştir. ABD sınıflandırmasında entisollardan lithic uderthens ve entic udorthens olarak isimlendirilmektedir. 257 Ranker’ler hafif asit ve asit reaksiyonlu topraklardır. Asit humus yapan bitki örtüsü altında, serin ve nemli iklim etkisinde asit rankerler gelişmektedir. Ranker’den esmer topraklar gelişmektedir. Ranker’lerin alt tipleri: (1) Tipik ranker (Ah/Cv horizonlu), (2) Ranker - esmer toprak (Ah/Bv - Cv/Cn horizonlu) olarak ayırdedilmiştir. Ranker - esmer toprak alt tipi bir geçit tip olup (Bv) horizonunda demirin oksitlenmesi ile gelişen bir esmerleşme (esmer kahve rengi) ve kilin oluşumu ile belirginleşen bir balçıklanma başlamıştır. Trakya’da Kırklareli gnaysları, Keşan yakınında Kale Tepe andezitleri ve Muratlı - Çorlu bazaltları üstünde ranker tipi topraklar bulunmaktadır (Şekil 63). 7.4.1.2.2. Kireçli Silikatlardan Oluşan İntrazonal Topraklar Sınıfı Kireçli silikat anakayaları kireçli şistler (kalkşistler) (Kuzey Trakya’da Mahya DağıBalyan Tepe kalkşistleri) gibi ve kireçli flişler (Güney Trakya’da Koru Dağı ve Işıklar Dağı kireçli flişleri gibi) sayılabilir. Kalkşistler ve kireçli flişler ülkemizin başka bölgelerinde de bulunmaktadırlar. Ayrıca kireçli pliosen II tortul materyalleri ile kireçli rüzgâr tortullarından olan lösler de kireçli silikat materyallerindendir. Bu materyallerden oluşan toprakların tipik temsilcisi pararendzina’dır. Pararendzina Pararendzina horizon sıralanması bakımından ranker’e benzemektedir. Pararendzinaların reaksiyonları nötr veya hafif alkalendir. Özellikle flişlerde fizyolojik derinlik fazladır. Pararendzina tipi, FAO sınıflandırmasında kalkerli regosol olarak isimlendirilmiştir. ABD sınıflandırmasında entisol’lardan uderthens ve mollisollardan entic ve lithic hapludolls olarak isimlendirilmektedir. Tipik pararendzinadan (Ah/Cv/Cn) başka esmer toprağa geçiş olarak pararendzina esmer toprak alt tipi (Ah/Bv - Cv/Cn) ayırtedilmektedir. Trakya’da Yıldız (Istranca) kütlesindeki kireçli mikaşistler ve Koru Dağ ile Işıklar Dağı’ndaki kireçli flişler üstünde pararendzina toprakları gelişmiştir. Gelibolu yarımadasında kireçli pliosen II tortulları üstünde pararendzina – terrafuska geçiş tipleri vardır (Kantarcı, M. D. 1995). 7.4.1.2.3. Kireç Taşlarından Oluşan İntrazonal Topraklar Sınıfı Kireçtaşı, dolomit ve marn taşı ve alçı taşından oluşan A/C horizonlu intrazonal toprakların toplandığı sınıftır. Tipik temsilcisi rendzina’dır. Rendzina Horizon sıralanması aynen ranker ve pararendzina gibidir. Oluştuğu anakaya ile toprak reaksiyonunun nötr veya alkalen oluşundan dolayı rendzina adı verilmiştir. Taşlı topraklardır. 258 Alttaki anakayanın çatlaklı yapısından dolayı fizyolojik derinlikleri rankerden fazladır. Rendzina tipi FAO sınıflandırmasında da aynı isimle yer almıştır. ABD sınıflandırmasında rendzina toprakları mollisollardan entic ve lithic rendols olarak isimlendirilmiştir. Tipik rendzinadan (Ah / Cv / Cn horizonlu) başka esmer toprağa geçiş tipi olan Rendzina - esmer toprak (Ah / Bv – Cv / Cv / Cn) ve Terra rosa ile Terra fuska’ya geçiş tipleri vardır. Trakya’da Yıldız (Istranca) dağlık kütlesinde ve Vize güneyinde Çövenli çevresinde rendzina topraklarına sık rastlanmaktadır (Irmak, A. ve ark. 1980 Toprak nu. 1 ve 30). Güney Trakya’daki rendzinalar arasında Terra rosa’ya geçiş tipleri de bulunmaktadır. Rendzina - Terra rosa geçiş tipinin önemli bir örneği de Güney Anadolu’da (Toros Dağlarında) karstik arazideki kireç taşlarından oluşmuş olan bazı topraklardır. Üstte bir A / Cv horizonu ve karstik yapıdaki Cv horizonunun derin çatlaklıklar arasında kırmızı renkli kil toprağa tipik bir görünüme sahiptir. 7.4.1.2.4. Gevşek Materyallerden Oluşan İntrazonal Topraklar Sınıfı Gevşek tortul materyallerden oluşan A/C horizonlu toprakların topraklaşma derinlikleri (solum) sığ fakat materyalin özelliklerinden dolayı fizyolojik derinlikleri fazladır. Gevşek olan materyal su tutabilmekte ve köklerin derinlere doğru gelişmesine uygun bulunmaktadır. Bu sınıftaki topraklar anamateryalin çapına bağlı olarak regosol ve pelosol olarak iki tipe ayrılmışlardır. (1) REGOSOL Kireçli ve kireçsiz gevşek süzek anamateryallerin topraklaşması sonucunda oluşmuş Ah / Cv horizonlu topraklardır. Anamateryalin tane çapına göre alt tipleri ayrılır. Kağşaklardan oluşanları “kağşak regosolu”, yuvarlak köşeli çakıllardan oluşanı “çakıl regosolu”, kumlardan oluşanı “kum regosolu” olarak tanımlanmıştır. Bu alt tipler de kireçsiz ve kireçli olarak iki varyeteye ayrılmışlardır. Kireçsiz kağşak regosoluna tipik örnek Karabük Orman İşletmesi’nin Büyükdüz Araştırma Bölgesinde Kayacık Ormanı toplumu altında yeralmaktadır. (Bak. Aksoy, H. 1978 Kayacık-Kayın Ormanı sh. 20 ve 95). Bunlarda taban sızıntı suyu ormanının gelişimi üzerinde önemli bir etki yapmaktadır. Kireçli kağşak regosollarına Toros Dağlarındaki Kağşaklarda sık rastlanmaktadır. Bunlar arasında da yamaç sızıntı suyuna sahip olanlar daha nemlidirler. Kireçsiz çakıl regosolları genellikle derelerin ve ırmakların yukarı yataklarında yeralmaktadırlar. Genellikle kumludurlar. Çakıl regosollarının çoğunda hızla akan bir taban sızıntı suyu bulunmaktadır. Suyun etkisi ile çakıl regosollarında doğal olarak çınar, kızılağaç, sögüt, adi gürgen, kayacık orman toplumları yetişmiştir. bunlardan antropojen olarak işlenenlerde kavaklık kurulabilmektedir. Kum regosolları kumullarda ve kumlu genç materyaller üstünde oluşmuşlardır. Trakya’nın Karadeniz kıyısı kumullarında çanaklardaki topraklaşmış kumul materyalleri, 259 Durusu (Terkos) kanalının batısındaki subasar ormanının altındaki kum toprağı kum regosollarının tipik örneklerindendir (Kantarcı, M.D. ve ark. 1973). Akdeniz kıyı kumullarında ve diğer kumullarda da bunlara rastlanmaktadır. İç Anadolu’da Karaman ile Karapınar arasında bulunan Samuk Yaylası ve diğer kara kumullarında da kum regosollarının diğer bir varyetesine rastlanmaktadır. Bu tanımlamalar kum regosollarının kuru ve tabansuyu varyetelerinin ayrıldığını göstermektedir. Regosol, FAO sınıflandırmasında da aynı isimle tanımlanmıştır. ABD toprak sınıflandırmasında ise regosollar, entisollerdan “typic udorthens” ile “typic udipsamments” ve inceptisollardan “entic haplumbrepts” olarak isimlendirilmişlerdir. Regosolların alt tipleri arasında regosol - esmer orman toprağı ve podsollaşmış regosol - esmer orman toprağı, regosol- terra fuska veya regosol - terra rosa oluşum safhaları da ayrılabilir. (2) PELOSOL Kil ve killi tortul materyaller ile mil (kilce zengin) türündeki tortulların topraklaşması ile oluşmuş Ah/Cv horizonlu topraklardır. Pelosol kil toprağı anlamına gelmektedir. Kil, toprak türünü ifade için kullanılmaktadır87). Pelosollar genellikle nemli bölgelerdeki killi materyallerden oluşmuşlardır. Kurak bölgelerdeki killi materyallerden oluşmuşlardır. Kurak bölgelerdeki killi materyallerden kara topraklar oluşmaktadır. Tipik pelosol Ah horizonu gelişmiş bir kil anamateryalidir. Ancak tipik pelosolün çok nemli yörelerde durgunsu alt tipleri veya tabansuyu alt tipleri gelişmektedir. Mil materyallerinde zamanla gelişen ayrışma olayları, bunların da daha killi (kil oluşumu) bir tekstür kazanmalarına sebep olmaktadır. Ancak millerin tozlu temel karakteri henüz devam ettiği için anamateryale bağlı ayrı bir alt tip olarak ayrılmaları uygun bulunmuştur. Mil pelosollere örnek Babaeski deresi alüvyonunda bulunmaktadır (Irmak ve ark. 1980’de esmer orman toprağı olarak tanımlanmış olan Toprak nu 43/2). Pelosol’lar anamateryalin tane çaplarının küçüklüğü nedeni ile toprak suyunun bulunuşu ve sebep olduğu etkilere bağlı olarak alt tiplere ayırdedilmiştir. Bunlardan pelosol esmer orman toprağı Trakya’da İğneada Erikli Göl ve Kocagöl Subasar ormanında (T.42), bulunmaktadır (Irmak, A. ve ark. 1980’de esmer orman toprağı olarak tanımlanmıştır). Durgunsu pelosollarında anamateryal kireçsiz oluşu nedeni ile sıkıdır. Geçirgen olmayan anamateryalde boz ve pas lekeleri gelişmektedir. (Pseudogleyleşme). Bu gelişim sırasında üst kesimde de bir miktar yıkanma olduğu için durgunsu pelosollarına Belgrad Ormanı’nda pseudogleyli pelosol - solgun esmer orman toprağı tipinde rastlanmıştır (Kantarcı, M.D. 1980/1 P - 4 ve P -7). 87) Mil ise balçık gibi fakat tozun fazla olduğu bir materyali tanımlamak için kullanılır. Bu materyallerden oluşan toprakların genetik oluşum safhasındaki durumlarını isimlendirmek için kullanılan pelosol adının kendi toprak sistematiğimiz de de kullanılması uygun bulunmuştur. 260 Tabansuyu pelosollarında geçirgenliği sağlayan kirecin bulunuşudur. Kalsiyum kil taneciklerini pıhtılaştırıp kırıntılanmayı sağladığı için toprak suyu da durgunlaşmamakta ve tabansuyuna dönüşebilmektedir (Tabansuyu pelosolüne örnek Küçükçekmece Gölü alüvyonundaki Resneli Çiftliğinde tanımlanmıştır (Irmak ve ark. 1980 Toprak nu. 117). 7.4.1.2.5. Kara Topraklar Sınıfı Kara topraklar kireçli kil (marn) anamateryallerinin topraklaşması ile oluşan Ah / Cv horizonlu topraklardır. Kara topraklar oluşum yerlerine göre tiplere ayrılmaktadır. Ülkemizde kara toprak ve karakepir tipleri ayrılabilmektedir. (1) KARA TOPRAK (ÇERNOZYUM) Kalın ve humuslu esmer - kara bir Ah horizonu ve altta kireç çökelekleri birikmiş kireçli bir kil anamateryali veya killi kireçtaşı anamateryali kara toprak için tipik horizonlaşmadır. Yarı nemli ve soğuk yayla toprakları kara toprak karakterindedir. Genellikle otların yetiştiği otlak topraklarıdır. Bazı alçak kesimlerde bozkır ormanı karakterinde orman toplumları da gelişmiştir. İklimin kışın soğuk (kar altında), yazın ise kurak oluşu organik artıkların ayrışmadan kalmalarına sebep olmaktadır. Soğuk ve kurak devreler organik maddeyi ayrıştıracak olan mikroorganizma sayısını azaltmakta veya faaliyetini engellemektedir. Bu olayın sonucunda kalın, koyu - esmer - kara renkli humuslu,nötr reaksiyonlu bir Ah horizonu gelişmektedir. Ah horizonunun kalınlığı toprağın yüzeyinin yazın çatlaması sonucunda artmaktadır. toprak yüzeyinde biriken organik madde bu çatlaklardan aşağı dökülmekte ve çatlak sistemin ulaştığı derinliğe kadar Ah horizonunu geliştirmektedir. Ah horizonunun hemen altında ise kireç çökeleklerinin (veya çiçeklenmeleri) biriktiği bir Cv-ca veya Cca horizonu yeralmaktadır. Kireç çökeleklerinin oluşumuna, derinlerden kapilarite ile yükselen suyun çatlak sistemine ulaştığında buharlaşması sebep olmaktadır (Bak. 4.1.9.3 (2) ve Şekil 34 - a). Kara topraklar Doğu Anadolu Yaylalarında kireçli killi materyaller üstünde geniş alanlarda yayılmaktadırlar. Kara toprakların tipik tip yanında esmer bozkır toprağına geçiş alt tipi, solgun yıkanma ve kil taşınma zonu gelişmiş alt tipi, tabansuyu etkisinde gleyli alt tipi ve durgunsu etkisinde pseudogleyli alt tipleri ayrılabilmektedir. Kara topraklar, FAO toprak sınıflandırmasında phaeozom’ler olarak, ABD toprak sınıflandırmasında ise mollisol’lardan “udorthentic haplustolls” ile “typic ve entic vermustols” olarak isimlendirilmiştir. (2) KARAKEPİRLER (VERTİSOL = GRUMUSOL)83) Kireçli kil veya killi anamateryallerden veya killi kireçtaşlarından (miosen kireç taşları gibi) bozkır iklimi şartlarında oluşan Ah/Cca/Cv veya Ah/Bv/Cv-ca/Cv horizonlu topraklardır. Karakepir doğal olarak otlak toprağıdır. Yer yer karakepir toprakları üstünde yetişmiş bozkır ormanı karakterinde orman toplumlarına da rastlanmıştır (Kantarcı, M.D. 1975). Karakepir topraklarının yayıldığı alanda hakim olan kışı soğuk ve karlı, yazı sıcak ve kurak karasal bozkır iklimi ve kireçli killi anamateryal yıkanmayı geciktirmektedir. İlkbahar ve sonbaharda yayla ikliminden daha ılık olan iklim, biriken organik maddenin ayrışmasına yetmektedir. Buna rağmen yazın gelişen çatlak sisteminden aşağı dökülen ayrışmamış organik artıklar ve üst toprak kırıntıları toprağın üst kesiminde bir yer değiştirme olayını sağlamaktadır 261 (Vertisol)88). İlkbahar ve sonbaharın ılıklığı Karakepirin tipik bir kara toprak olarak gelişimini önlemektedir. Karakepir ince bir tipik Ah horizonu altında esmer bir Bv - Cv horizonuna sahiptir. Çatlak sisteminin ulaştığı derinliğin hemen altında kireç çökeleklerinin (çiçeklenmelerinin) bulunduğu Cv-ca zonu yeralmaktadır (Bak. böl. 4.1.9.3. (2).şekil 34 - a ve 6.2.9). Trakya’daki karakepir topraklarına ait örnekler grumusol (vertisol) adı altında tanımlanarak yayınlanmışlardır (Irmak, A. ve ark 1980 T. 52, 7 ve 112) ve Akalan, İ.- S. Başer 1972). Karakepirler yanlışlıkla kahverengi topraklar olarak da tanımlanmaktadırlar. Karakepir ile kahverengi toprak (esmer topraklar) arasında anamateryal, oluşum ve gelişim farkı vardır. Bazı killi kireç taşlarından oluşan topraklar bozkır ikliminin kenar zonlarında karakepir ile esmer orman toprağı veya esmer bozkır toprağı arasında geçiş alt tiplerinde görülmektedirler. Bu kireçtaşı toprakları balçıklanma ve esmerleşme sonucunda esmer toprakların (kahverengi olarak da isimlendirilmektedir) Bv horizonuna sahiptirler. Bunun yanında yaz kuraklığı ile kilin çatlaması sonucunda kireç çökelekleri ve kireç iplikçikleri (pseudomisel) zonu da gelişmektedir. Böylece karakepir/esmer toprak alt tipi gelişmektedir. Tabansuyu etkisinde kalmış olan karakepirlerde ise gley- karakepir alt tipi gelişmektedir. Gley karakepirler ile gley pelosollar birçok özellikleri ile birbirine benzerler. Gleykarakepirler bozkırlarda oluşması ve kireç çökelekleri zona sahip olmaları ve kireçli olmaları ve yüksek Mgt miktarı ile gley pelosollardan ayrılmaktadırlar. Gley-pelosollarda kireç miktarı daha azdır. Yaz pek kurak olmadığı ve toprak aşırı derecede çatlamadığı (veya hiç çatlamadığı) için gley pelosollarda kireç çökelekleri de oluşmamaktadırlar. Karakepirler eski isimlendirilmişlerdir. ABD toprak sınıflandırmasında ise vertisol olarak 7.4.1.2.6. Tuzlu Topraklar Sınıfı Karasal tuzlu topraklar kurak mıntıkalarda oluşup gelişmektedirler. Tuzlanma olayı ya anamateryalin minerolojik yapısından, yahut ta toprağın tuzlu suların etkisinde kalmasından ileri gelmektedir. Her iki tuzlanma olayı da böl. 6.2.11’de açıklanmıştır. Tuzlu topraklar A/C ve A/B/C horizonlu olabilmektedirler. Bu horizon sıralanması ile intrazonal topraklardan zonal topraklara geçiş sınıfı durumundadırlar. Tuzlu topraklar sınıfında üç tip ayrılmıştır. (1) Tuzlu alkali toprak (solonçak) (2) Tuzlu toprak (solonetz) (3) Tuzlu bozkır toprağı (solod) (1) TUZLU ALKALİ TOPRAK (SOLONÇAK) Tuzlu alkali topraklar (beyaz alkali topraklar) sodyum tuzları yanında magnezyum ve kalsiyum tuzlarını da içerirler (Karbonat, sülfat ve klörür halinde). Bu nedenle hem tuzlu, hem 88) Karakepir: Trakya’da bozkır şartlarında oluşmuş kara topraklara karakepir denilir. Kepir Türkçe’de çorak toprak anlamına gelmektedir. Vertisol:latince vertere: dönen kelimesinden geliştirilmiş olarak dönen topraklar anlamına gelmektedir. Çatlak sisteminden dolayı,üst topraktaki ince kırıntılar alt toprağa düşmektedir. Böylece alt toprak zamanla üste, üst toprak ta alta yer değiştirmektedir. Karakepirlere siyah rengi veren esas itibariyle yüksek miktardaki MgCO3’tür. Nemli ve serin mıntıkada gelişmiş kara topraklarda ise siyah renk çok miktardaki organik maddeden ileri gelebilir 262 de alkalidirler. Reaksiyonları alkalendir. Sodyum miktarının çokluğu halinde pH (suda) 8,5 değerinin üstüne çıkar. Tuzlu alkali topraklar tuzlu ve bikarbonatlı tabansularının bulunduğu çukur arazide gelişmektedirler. Sodyumca zengin olanları sodyumlu solonçaklar, kalsiyumca zengin olanları kalsiyumlu solonçaklar olarak alt tiplere ayrılırlar. Kalsiyumun varlığından dolayı yuvarlak köşeli topaklı ve sütunlu bir strüktür gelişmiştir. Strüktür elemanlarının gelişmesi iyi havalanmayı sağlamaktadır. Tuzlanma üst toprakta % 0,3’ten fazladır. Toprak yüzeyinde ise beyaz tuz kabukları görülür. Tipik örnek İç Anadolu’da Karapınar (Sultaniye) arasındaki topraklardır. (2) TUZLU TOPRAK (SOLONETZ) Bu tuzlu topraklar siyah alkali topraklar olarak da tanımlanırlar. Sodyum tuzları üst topraktan yıkanmış fakat alt toprakta yoğunlaşmışlardır. Alt toprağın sodyum doygunluğu % 15’ten fazla olup % 90’a kadar yükselebilir. Sodyumun fazlalığı pH değerinin (suda) 11’e kadar yükselmesine sebep olur. Sodyum fazlalığından dolayı kil dispersleşip yukarıdan aşağı taşınmış veya yaprakçıklar dağılmıştır. Bu olayın sonucunda toprağın strüktürü bozulmuştur. Toprak masif, sıkı ve geçirimsizdir. Havalanma pek kötüdür. Bu özelliklerden dolayı toprak kurak devrede bloklar halinde çatlar. Tuzlu toprakların üst toprak kesiminde tuz yıkandığı için bitki örtüsü (otlar) daha zengindir. Bitki artıkları, üst toprağın solonçaklara göre organik madde bakımından daha zengin olmalarını sağlamaktadır. Tuzlu toprakların boz veya solgun kahverengi yıkanma ve kil taşınma zonu A ve esmer renkli birikme zonu Bsa (veya Bz) olarak işaretlenmektedir. Organik maddelerin (humus) yüksek miktardaki sodyumun etkisi ile B horizonunda birikmesi, bu horizonun esmer renk almasını sağlamaktadır. birikme horizonu daha killidir. Tuzlu topraklar genellikle tuzlu bir tabansuyu da ihtiva ederler. Tabansuyunun etkisi ile Go ve Gr horizonları da gelişmiş olabilir. (3) TUZLU BOZKIR TOPRAĞI (SOLOD) Tuzlu bozkır toprağı boz renkli bir yıkanma ve kil taşınma zonu ile kil birikimi yanında humus birikimi sonucunda esmer bir birikme horizonuna sahiptirler. Sodyum üst topraktan yıkanmıştır. B horizonunda ise sodyum doygunluğu % 7’den azdır. Tuzlu bozkır toprağının gelişimine sebep taban suyunun derinlerde oluşu veya hiç olmayışıdır. Kil taşınması ve birikimi tuzlu topraklardan daha ileri safhadadır. Yıkanma sonucunda A horizonunun reaksiyonu nötr veya hafif asit olabilir. Sodyum ve magnezyum miktarı kalsiyum ve hidrojen miktarından fazladır. Toprakta kil taşınma ve birikmesi tuzlu bozkır topraklarının solgun - esmer topraklar yönünde gelişimine sebep olur. ancak bu olay sonucunda solgun - esmer toprak değil, solod gelişmektedir. 7.4.1.3. Zonal Karasal Topraklar Alt Bölümü Zonal topraklar iklim etkisi altında toprak horizonlarının geliştiği topraklardır. Zonal topraklar alt bölümü esas itibariyle toprağın olgunlaşma safhasındaki Ah/Bv/B-C/Cv horizonlu esmer toprakları ve gelişme safhasındaki Ah/Ae veya Ael/Bs veya Bts/B-C/Cv horizonlu yıkanmış topraklar ile podsolları kapsamaktadır. Ayrıca horizon gelişmesine uğramış (yıkanma-birikme) olan “kırmızı Akdeniz toprakları”, “latosollar”, “paleosollar” gibi A/B/C 263 horizonlu topraklar ile “durgunsu toprakları (pseudogleyler)” da zonal topraklar alt bölümünde yeralmaktadırlar. Böylece zonal topraklar 7 alt sınıfa ayrılmışlardır (Bak. Tablo 102). 7.4.1.3.1. Esmer Topraklar Sınıfı89) Anakayanın ufalanması ve ayrışması sonucunda oluşan anamateryal giderek kum ve toz boyutuna kadar incelir. Bu safhadan sonra oluşan kil minerali ile kum ve tozlar birbirine yapışarak balçıklanma aşamasına geçerler. Bu arada ayrışma sonucu serbest kalan ve organik ayrışma ürünlerinin de etkisi ile koyu renkli amorf demir oksit (demir hidroksit) toprağın esmerleşmesine sebep olur. Esmer topraklar Alman toprak sınıflanmasında Braunerde, FAO toprak sınıflamasında “cambisol” ve ABD toprak sınıflandırmasında inceptisol’lardan “typic dystochrepts”, “dystric eutrochrepts” ve “typic haplumbrepts” olarak adlandırılmıştır. Esmer topraklar, esmer orman toprakları ve esmer bozkır toprakları olarak iki tipe ayrılmışlardır. (1) ESMER ORMAN TOPRAĞI Orman altında gelişmiş Ah/Bv/B-C/Cv horizon sırasındaki topraklardır. Yukarıda da açıklandığı gibi esmer orman toprakları belirgin bir Ah horizonu altında esmer ve balçıklanmış bir Bv horizonuna sahiptirler. Bu Bv horizonu bir birikme zonu değil, balçıklanma zonudur. Esmer orman toprakları genellikle yapraklı ormanların altında gelişirler. Humus tipi genellikle mul veya çürüntülü muldür. Reaksiyonları hafif asit bir nötr arasında değişir (Asit esmer orman toprakları hariç). Esmer topraklar çeşitli anakayalar üstünde ve farklı iklim yörelerinde gelişmektedirler (Kantarcı, M.D. 1979-1’de T.121 ve 122, 1980-1’de p. 21, 29 ve 30). Esmer orman toprağı hakkında tablo 63, 74 ve 85’de sayısal bilgiler verilmiştir. Ayrıca şekil 58 ve 62’de gelişim ile yayılış durumu açıklanmıştır. Esmer Orman toprağı Mückenhausen (1977)’a göre pararendzina ve rendzina ile regosol tiplerinin olgunlaşması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle karakepir’den çok farklı yapılaşmaya ve özelliklere sahiptir. Esmer orman toprağının tipik alt tipi yanında, gelişim durumuna göre esmer orman toprağı - solgun esmer orman toprağı (EO-SEO) (Bak. Kantarcı, M.D. 1980-1’de p. 27, 19812’de p.32), “gleyli esmer orman toprağı (Gl-EO)”, “pseudogleyli esmer orman toprağı (psgEO)” ve “podsol-esmer orman toprağı (pod-EO)”, “esmer orman toprağı - terra rosa” ve “esmer orman toprağı - terra fuska” alt tipleri ayırtedilmiştir. Esmer orman toprağının alt tiplerini; asit, kireçsiz, kireçli, gevşek esmer orman toprağı gibi varyetelere ayırmak gerekmektedir. Esmer orman toprakları besin kapasitelerine göre fakir, orta ve zengin olarak da ayrılabilirler. 89) Esmer toprak adı Braunerde veya Sol Brun’dan gelmektedir. Bu terim ile amorf demir oksitlerin oluşumu sonucunda esmer renk alma olayı ifade edilmeğe çalışılmaktadır. Türkçeye kahverengi olarak da tercüme edilmiştir. Esmerleşme daha kapsamlı olduğu için bu topraklar esmer olarak nitelenmiştir. Ayrıca orman örtüsü altında bu oluşum safhasındaki toprakların balçıklanma zonu amorf demir oksitlerin etkisi ile esmerleşmiştir (Kantarcı, M.D. 1986 - 4 ve 1987 - 2). Buradaki renk kahverengi olarak tanımlanamaz. Kahverengi, kahvemsi kırmızı veya kırmızımsı kahve renkli horizonlar genellikle birikme zonunda gelişmektedirler (Bak. 6. 2. 2.). 264 (2) ESMER BOZKIR TOPRAĞI Esmer Bozkır Toprağı silikat veya kireç taşları gibi katı anakayalardan veya gevşek tortullardan oluşabilmektedir. Esmer bozkır toprağının oluşumu esas olarak esmerleşme ve balçıklanma olaylarına dayanmaktadır. Esmer Bozkır Toprağı’nın Esmer Orman Toprağından farkı bozkırda karasal iklim etkisi ve ot örtüsü altında gelişmiş olmasıdır. Karakepirden farkı ise anamateryal ve gelişim sırasıdır. Amorf demir oksitler toprağın esmerleşmesini (esmer renge boyanmasını) sağlar (Demiroksitler için bak. Tablo 15). Böylece esmer renkli ve balçıklanmış Bv horizonu gelişir. Esmer topraklar ranker, pararendzina veya rendzina gibi Ah/Cv horizonlu topraklardan gelişirler ve Ah/Bv/Cv horizon sırasına sahiptirler. Ayrıca gevşek anamateryallerin üst kesiminde de esmerleşme ve balçıklanma sonucu esmer topraklar gelişmektedir. Esmer bozkır toprağında da kurak devrede çatlak sisteminin gelişmesi sonucu bu çatlaklara dökülen organik artıklar Bv horizonunu organik maddece zenginleştirebilmektedirler. Özellikle kireçli anakayalardan oluşmuş esmer bozkır topraklarında çatlak sisteminin son bulduğu kesimde kireç çiçeklenmeleri veya kireç iplikleri (miseller) görülebilmektedir. Trakya’da İç Trakya bazaltları üstünde, Çatalca kütlesindeki granit ve kristalden şistler üstünde, Kırklareli güney batısındaki Yoğuntaş (Polos) gnayslarındaki otlaklarda ot örtüsü altında esmer bozkır toprakları oluşmuştur. Esmer bozkır toprağı; Mückenhausen toprak sınıflamasında Brauner Steppenböden, ABD toprak sınıflamasında ise mollisollardan Cumilic ve entic haplustolls olarak isimlendirilmişlerdir. 7.4.1.3.2. Yıkanmış Esmer Topraklar Sınıfı Yıkanmış esmer topraklar sınıfı esmer toprakların ileri gelişim aşamalarından birini oluşturmaktadırlar. Diğer gelişim aşaması ise podsollardır. Yıkanmış esmer topraklar sınıfında topraktaki anyon ve katyonların, özellikle söskioksitlerin (Fe,Al) yıkanması ile solgun veya boz renkli bir yıkanma zonu, topraklaşmış (kırmızı) demir oksitlerin birikmesi ile de bir birikme zonu gelişmektedir. Bu yıkanma - birikme olayının yanısıra kilin dispersleşmesi ve üst topraktan taşınıp alt toprakta birikmesi olayı da birlikte gelişmektedir. Kilin taşınması sonucunda; yıkanma zonundaki kil oranı azalmakta, birikme zonundaki ise artmaktadır. Kilin birikimi, birikme zonundaki topak ve prizmaların yüzeylerinde oluşturduğu kil kaymakları ile gözlenebilmektedir. Yukarıdaki yıkanma ve taşınma - birikme olayları ılıman iklim etkisinde, asit humus yapmayan yapraklı (meşe, kayın, kestane, gürgen vb) ile ibreli (göknar gibi) ormanların altında gerçekleşmektedir. Bu şartlarda humus tipi genellikle mul veya çürüntülü mul’dür. Toprak reaksiyonu da 4,5 - 6,5 pH arasındadır (Bak. 6.2.4. ve tablo 67). Yıkanmış esmer topraklar esas itibariyle ılıman kuşağın nemli yörelerinde orman altında gelişmektedirler. Bozkırların kenar zonlarında ise nemlice olan iklim burada ancak kireçsiz tortul materyallerden yıkanmış esmer toprakların gelişmesini mümkün kılmaktadır. Bozkırların bu kesiminde de orman veya ormana geçiş tipi olan bozkır ormanları (park görünümlü) yeralmaktadır. Bu nedenle yıkanmış esmer topraklar gelişim sırasında esmer orman topraklarından gelişmektedirler. Yıkanma zonunun rengine ve karakterine göre solgun veya boz esmer orman toprağı olmak üzere iki toprak tipi ayırdedilmiştir. 265 (1) SOLGUN - ESMER ORMAN TOPRAĞI Solgun - esmer orman toprağı az bir demir yıkanma ve birikmesinden dolayı solgun bir yıkanma zonuna sahiptir. Buna karşılık üst topraktan kalsiyumun yıkanması sonucunda kil bölümü serbest kalmakta (dispersleşmekte), sızıntı suları ile toprak içindeki ince çatlak sistemi boyunca alt toprağa taşınmakta ve orada birikmektedir. Böylece üstte solgun ve kil oranı azalmış yıkanma, altta da kahverenginden- kırmızımsı kahverengine değişen ve kil oranı artmış birikme horizonları gelişmektedir (Ah/Ale/A - B/Bts/B- C/Cv horizon sırası). Kilin taşınma ve birikmesi ile solgun - esmer orman toprağının gelişimi yıkanma zonundaki reaksiyonun 5,5 - 6,5 pH arasında (n KCl’de) bulunduğu ortamda gerçekleşmektedir. Toprak reaksiyonunun 4,5 - 5,5 pH’ya düşmesi ile boz - esmer orman toprağı gelişimi sözkonsu olmaktadır. Solgun - esmer orman toprakları Orta Avrupa’da rendzina ve pararendzinalardan gelişen esmer orman topraklarından gelişmektedirler. Orta Avrupa İklim şartlarında ibreli (Sarıçam ve Ladin) ormanları altında rankerlerden gelişen asit esmer orman topraklarından podsollar gelişmektedir. Ülkemizde ise daha ılıman iklim şartlarında silikat taşlarından oluşmuş rankerler ile nötr ve bazik rendzina veya pararendzinalardan gelişen esmer orman topraklarından solgun - esmer orman toprakları gelişmektedir. Bu gelişimde bitki örtüsünün de önemli etkisi vardır (Fazla bilgi için bak. 6.2.5., tablo 38, 40, 63, 74, 76, 78, 80, 83, 85, şekil 17, 21, 30, 41, 53, 59, 61, 63, 66) (Toprak tanımları için bak. Irmak, A. ve ark. 1980; Kantarcı, M.D. 1979’-1, 1980 - 1 ve 2, 1981 - 2, 1987 - 1 ve 3). Solgun - esmer orman toprağı tipi; Mückenhausen (1977) toprak sınıflandırmasında “Parabraunerde”, FAO sınıflandırmasına “luvisols” ve “acrisols”, ABD sınıflandırmasında alfisollardan “hapludalfs” ve ultisol’lardan “hapludults” olarak isimlendirilmiştir. Solgun - esmer orman toprağının tipik alt tipinden başka tabansuyu etkisi ile gelişmiş gleyli, durgunsu etkisi ile gelişmiş pseudogleyli (sekunder psg.) alt tipleri ile boz- esmer orman toprağına, terra fuska ve terra rosa’ya geçiş alt tipleri de ayrılabilmektedir. (2) BOZ - ESMER ORMAN TOPRAĞI Üst topraktan belirgin bir demir yıkanması ile gelişmiş boz renkli yıkanma horizonu ve alt toprakta ise biriken demir oksitlerin boyadığı kırmızı, sarımsı kırmızı veya kahvemsi kırmızı birikme zonunda dolayı bu toprak tipinin “boz” olarak nitelenmesi uygun bulunmuştur. Demirin ve alüminyumun yıkanıp birikmesi yanında kil de üst topraktan taşınıp alt toprakta birikmektedir. Yıkanma zonunda toprak reaksiyonunun 4,5 - 5,5 pH arasında oluşundan dolayı bir miktar kil mineralinin de tahrip olmağa başladığı bildirilmiştir (6.2.5.) Kilin önemli bölümü ise yukarıdan aşağı taşınmakta ve birikmektedir. Boz-esmer orman toprağının birikme zonundan demiroksitlerle karışmış kırmızı renkli kil kaymakları toprak ve prizmaların yüzeyini kaplamaktadır. Bu durum çok tipiktir. Toprak reaksiyonunun daha da düşmesi ile podsollaşma başlamaktadır. Boz -esmer orman toprakları bazlarca daha fakir ve geçirgen materyaller ve anakayalar üstünde gelişmektedirler. Bu topraklarda kalsiyum oranının azlığı ve kalsiyumun erken yıkanması boz - esmer orman toprağının gelişimini de sağlamaktadır (Bak. tablo 80). Erken yıkanma olayı da anamateryalde total demirin azlığı ile ilişkili olabilmektedir. (Bak. Tablo 85). Böylece boz-esmer orman toprakları Ah/Ael/A B/Bst/B-C/Cv horizon sırasına sahip olmaktadırlar (Fazla bilgi için bak. 6.2.5. ve tablo 62, 64, 266 68, 69, 75, 77, 79, 81, 82, 83, 85 ve şekil 13, 53, 59, 61, 63; 64, 66), (toprak tanıtımları için bak. Irmak, A. ve ark. 1980; Kantarcı, M. D. 1979-1 ve 2, 1980-1 ve 2, 1981-2, 1987-1 ve 3). Boz - esmer orman toprağı, Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında “Fahlerde”, FAO sınıflandırmasında “podzoluvisols”, ABD sınıflandırmasında alfisol’lardan “albic” ve “glossic hapludalfs” olarak isimlendirilmiştir. Boz- esmer orman toprağının tipik alt tipi yanında, gleyli, pseudogleyli (sekunder psg) alt tipleri ile podsollaşma gösteren podsola geçiş alt tipi ayrılabilmektedir (Tablo 102). 7.4.1.3.3. Podsollar Sınıfı Podsol’lar asit esmer topraklardan gelişmektedirler. Soğuk (veya serin) ve nemli iklim etkisinde ve asit humus yapan ağaç ve çalı türlerinin altında şiddetli bir yıkanma ve birikme olayı podsolların gelişimini sağlamaktadır. Podsolların podsollaşmış topraklardan ayırtedilmeleri gerekmektedir. Örnek olarak boz-esmer topraklar, klimatik gelişimin sonunda podsollaşmış boz - esmer toprağa gelişmektedirler. Bunlarda bir kil taşınma ve birikme olayı karakteristiktir. Podsollarda ise toprak reaksiyonunun pH 4,2’den aşağı düşmesi sonucunda kil taşınıp birikmemekte, aksine tahrip olup ayrışmaktadır. Podsolların tipik temsilcisi podsol’dur. (1) PODSOL Şiddetli asit ortamda, ham humus (mor tipi) tipinin sağladığı asit ürünler ve iklim ve bitki toplumunun ortak etkisi altında ve üst toprakta aşırı derecede yıkanma sonucunda podsol gelişmektedir. Podsolun yıkanma zonu odun külü renginde, birikme zonu ise sarımsı kırmızı veya kırmızı renktedir. Kil taşınması ve birikmesi yoktur. Kil üst toprakta tahrip olmaktadır. Alt toprakta ise topak ve prizmaların yüzeylerinde kil kaymakları görülmemektedir. Kuzey Avrupa’da ve Kuzey Asya’da çok yaygın olan podsollara ülkemizde de rastlanmaktadır. Özellikle asit humus yapan kayın + orman gülü, ladin + orman gülü ve karayemiş ormanlarının altında ve fundalıklarda asit silikat anakayasından gelişmiş kalsiyumca fakir ve süzek topraklarımızın podsollaştığı veya podsol gelişimine ulaştıkları görülmektedir (Fazla bilgi için bak. 6.2.4. ve tablo 62, 68, 79, 82, 85 ve şekil 53, 59, 61, 63, 64). (Toprak tanımı için bak. Kantarcı, M.D. 1979-2 ile 1987-1 ve 3). Podsollaşma olaylarının sonucunda 6.2.4’de bahsedildiği gibi birikme zonunda pas taşı da oluşabilmektedir. Bu podsollar demir podsolları olarak alt tip halinde ayırtedilmektedirler. Fazla süzek topraklarda sızıntı suyu kolloidal organik maddeyi (humus) de birikme zonuna kadar taşımaktadır. Bu defa humus demir podsolları alt tipi gelişmektedir. Humusun birikme zonunun üst kesiminde birikmesi esmer rengi ile belirlenebilmekte veya analitik olarak saptanmaktadır (Şekil 15). Podsol tipi, Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında da podsol, FAO sınıflandırmasında “podzols”, ABD sınıflandırmasında spodosol’lardan “typic hoplortods” ve “typic haplohumods” olarak isimlendirilmiştir. Podsol tipinin, tipik alt tipi yanında, gleyli, pseudogleyli alt tipleri ile demir podsolu (pas taşı), demir - humus podsolu alt tipleri ayırdedilmektedir (Tablo 102). 267 7.4.1.3.4. Kırmızı Akdeniz Toprakları Sınıfı Kırmızı akdeniz toprakları Akdeniz ikliminin (subtropik iklim) etkisinde ve esas itibariyle kireç taşlarından oluşmuş topraklardır. Orta Avrupa’daki toprak sınıflandırmalarında kırmızı akdeniz topraklarının sadece kireçtaşlarından oluştukları gözönüne alınarak bunlar “Terra calcis” adı altında toplanmışlardır. Aslında Akdeniz çevresinde ve ülkemizin Akdeniz Bölgesi ile Ege Bölgesi’nde kırmızı Akdeniz toprakları kireç taşlarından başka kireçli veya bazlarca zengin anakaya ve anamateryallerden de oluşabilmektediler. Akdeniz ikliminin etki alanında anakayanın özellikleri silinmekte klimaks bir toprak tipi olan kırmızı Akdeniz toprakları gelişmektedir. Kırmızı akdeniz topraklarının gelişimi subtropiklerde görülmekte olan lateritleşmedir. Olay, Kuzey Avrupa’da çeşitli anakayalardan soğuk ve nemli iklim etkisi altında podsolların klimaks olarak gelişmelerine benzemektedir. Akdeniz Bölgesi’nden kuzeye doğru çıkıldıkça akdeniz iklimi sıra ile Ege iklimine ve daha kuzeyde Marmara iklimine dönüşmektedir. Bu sıraya bağlı olarak güneyde, Akdeniz iklim kuşağında, her anakayadan gelişebilen “kırmızı akdeniz toprakları” güney Trakya’da sadece kireç taşlarından oluşan rendzinalardan gelişmektedirler. Bu nedenle ülkemizde geçerli olabilecek toprak sınıflandırmasında bu toprakların “Terra calcis” olarak değil, “kırmızı akdeniz toprakları” sınıflandırması ve kilimaks tipler oldukları için de zonal topraklar alt bölümüne konulması uygundur. Kırmızı akdeniz toprakları başlıca iki tipe ayrılmaktadırlar. Bunlardan biri Terra rosa, diğeri ise Terra fuska’dır. Kırmızı Akdeniz topraklarından kireç taşından oluşanlar, ayrışma ve çözünme sonucunda kalsiyum karbonatın yıkanıp gitmesi ile geriye kalan katık maddelerden gelişmektedirler. Kireç taşındaki katık maddeler genellikle kil olduğu için kırmızı akdeniz toprakları kil toprağı olarak tanınmıştır. Kumlu kireç taşlarından ise kumlu varyeteleri gelişebilmektedir. Kireçli materyaller ve diğer bazlarca zengin anakayalardan da gelişen kırmızı Akdeniz topraklarının tekstürü (taneliliği) anakayanın kumlu veya killi oluşuna bağlı kalabilir. Kırmızı akdeniz topraklarında; nemli ve sıcak subtropik iklimin etkisi yanında, toprak reaksiyonunun alkalen veya nötr olmasından dolayı silisyum oksitler hidrolize uğrayarak yıkanıp gitmektedir. Buna karşılık hızla oksitlenen demir ve alüminyum oksitler yıkanamayıp birikmektedir (Bak. 6.2.8.) (1) TERRA ROSA Akdeniz iklimi etkisi altında gelişmiş Ah/T/C horizon sıralanması gösteren yaygın bir kırmızı Akdeniz toprağı tipidir. Terra rosa’nın Ah horizonu Akdeniz çalısı ve kızılçam ormanları altında incedir. Organik madde hızla ve oksidatif yoldan ayrışmaktadır. Son yıla ait ibre ve yaprak döküntüsü ise kuru bir Y tabakası halinde toprak üstünde yatmakta ve ham humusu andırmaktadır. Sedir ormanları altında Ah horizonu daha kalıncadır. T horizonu olarak tanımlanan horizon (eskiden B horizonu) kil türünde parlak kırmızı renkli ve plastik nitelikte olmayıp kaolinitçe de zengindir. T horizonunun rengi yükselti arttıkça parlak kırmızıdan kırmızı-kahverengiye dönüşmektedir. Bu olay iklimin serinlemesi ile ilgilidir. Sedir kuşağının yüksek kesimlerinde serin ve nemli Akdeniz ikliminin etkisi altında Terra rosa - Terra fuska geçit tipleri ve Terra fuska tipi veya esmer Orman toprağı gelişmektedir (Fazla bilgi için bak. Gülçur, F. 1958, 1964 - 1 ve 2; Kantarcı, M.D. 1985 - 1). 268 Karstik arazide Terra rosa topraklarının oluşumu için bkz. karstlaşma ve toprak oluşumu (bölüm 6.2.10). Terra rosa tipi Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında da Terra rosa, FAO sınıflandırmasında “rhodo - chromic cambisol” ve ABD sınıflandırmasında inceptisol’lardan “rhodic xerochrepts” olarak isimlendirilmiştir. (2) TERRA FUSKA Akdeniz ikliminin nemli fakat daha serin kesimlerinde terra fuska tipi gelişmektedir.Terra fuska da da aynen terra rosa gibi Ah/T/C horizon sırasına sahiptir. Terra fuska’nın Ah horizonu belirgindir. T horizonu ise (eskiden B) sarımsı kahverengiden kırmızımsı kahverengine kadar değişik renklerdedir. Genellikle kil türünde olan T horizonu kumlu killi tekstürde de olabilmektedir. Terra fuska tipi Akdeniz Bölgesi’nde sedir kuşağının yüksek kesimlerinde (serin) ve deniz etkisini alabilen iç kesimlerde gelişmiştir. Orta Avrupa’da görülen terra fuskaların fosil oldukları bildirilmiştir. Kuzey Trakya’da iklimin ılık olduğu yörelerde kireç taşlarından gelişmiş terra fuska tipine rastladık. Bunların fosil olup olmadıkları konusunda bilgimiz yetersizdir. Ancak Gülçur’un (1958) araştırmalarını yorumlayan Erinç (1965) Doğu Karadeniz Bölümü’ndeki lateritleşmiş toprakların fosil olduğunu ileri sürmüştür. Terra fuska tipi diğer özellikleri itibariyle terra rosa’ya benzemektedir. Terra fuska, Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında da Terra fuska, FAO sınıflandırmasında “chromic combisols”, ABD sınıflandırmasında inceptisol’lardan typic ve “dystric eutrochrepts” olarak isimlendirilmiştir. Terra fuska tipinin solgun- esmer orman toprağı tipine geçit olan alt tiplerine rastlanmıştır (Kantarcı, M.D. 1985-1). 7.4.1.3.5. Laterit Toprakları (Latosol’lar) Sınıfı Laterit toprakları tropik iklim kuşağında çok önemli ve sıcak iklim etkisi altında alkalen ortamda silisyumun yıkanması ve demir ile alüminyum oksitlerin yıkanmadan kalışı sonucu gelişmişlerdir. bunlar kırmızı veya kırmızıdan sarıya kadar renkli, plastik olmayan, sert, köşeli topaklı, geçirgen topraklardır. Genellikle silikat anakayalarından oluşmuşlardır. Oluştukları iklim kuşağı bakımından “kırmızı akdeniz topraklarından” ayrılmışlardır. Kırmızı, sarı ve alüminyumca zengin (demir alüminyum çökelekli) plintit lateritleri olarak alt tiplere ayrılmışlardır (Bak. 6.2.8.). Laterit toprakları Müchenhausen (1977) sınıflandırmasında sınıflandırmasında ise “ferralsol” olarak isimlendirilmişlerdir. “latosol”, FAO 7.4.1.3.6. Fosil Toprakları (Paleosol’lar) Sınıfı Fosil topraklar bir bölgede günümüzdeki iklim şartları altında oluşup gelişmesi mümkün olmayan topraklardır. Bunlar geçmiş jeolojik devrelerde oluşmuşlardır. Eski zamana 269 ait oldukları için paleosol, plastik yapıda oldukları için plastosol adı ile de anılmaktadır. Ülkemizde tahrip olmamış, dolayısı ile erozyona uğramamış bitki örtüsü altında rastlanabilmektedirler. Belgrad Ormanı’nda paleozoik toz taşı şistlerinden oluşmuş topraklar arasında kırmızı renkle olanlar, İstanbul’da 4. Levent’te Sultan II. Mahmut’un av köşkünün altındaki yamaçta bulunan ve gene paleozoik grovaklarında oluşmuş olan kırmızı renkli topraklar fosildir90). Ayrıca Doğu Karadeniz Bölümü’ndeki lateritleşmiş toprakların (terra fuska olabilir) da fosil oldukları anlaşılmaktadır (Erinç, S. 1965). 7.4.1.3.7. Durgunsu Toprakları (Pseudogleyler) Sınıfı Durgunsu toprakları toprak içindeki sızıntı suyunun geçirimsiz bir tabaka veya horizonunun üstünde ve içinde durgunlaşması sonucunda gelişmektedirler (Bak. 6.2.7.). Durgunsu oluşumu ve bunun etkisi ile ortaya çıkan gelişim olayları tipik pseudogley ve stagnogleylerin yanında bunlarla birçok toprak tipi arasında geçit toprak tiplerinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur (Bak. tablo 102’de alt toprak tipleri). Durgunsu toprakları iki tipik toprak tipine ayrılmışlardır. Bunlardan biri pseudogley adı ile tanımlanan tipik durgunsu topraklarıdır. Diğeri ise tabansuyu (gley) toprakları ile geçit bir tip karakterinde olan stagnogleylerdir. (1) PSEUDOGLEY Pseudogley (yalancı gley) toprak tipi hakkında geniş bilgi pseudogleyleşme bahsinde (6.2.7) verilmiştir. Ülkemizin nemli bölgelerinde geçirgen olmayan (engellenmiş drenajlı) topraklarda pseudogley tipi gelişmektedir. Özellikle tabakalı materyaller olan pliosen akarsu tortulları ile bazı alüvyonlarda pseudogley tipi pek yaygındır. İki tabakalı topraklarda gelişen pseudogleyler primer pseudogleyler olarak tanımlanmaktadır. Kil taşınması ve birikmesi ile B horizonundaki tıkanmaların sebep olduğu durgunsu oluşumu sonucunda gelişmiş olan pseudogleyler ise sekunder pseudogley olarak tanımlanırlar. Kumlu materyallerde gelişenleri ise alacalı pseudogleylerdir. Böylece pseudogleyler 3 alt tipe ayrılmışlardır. Pseudogley toprakları uzun süre gley toprakları ile karıştırılmıştır. Ancak gelişimlerine sebep olan durgun suyun tabansuyu karakterinde olmayışı ve durgunsu horizonunda gelişen mermer desenli boz-pas lekeli yapı ve bu horizonun üst kesimindeki demir - manganez çökelekleri pseudogleylerin ayrılmasını sağlamaktadır. Bu gelişmelerin sonucunda sekunder pseudogleyler Ah/Ael/A-B-Sw/Bts-Sd/B-C-Sd/Cv-Sd horizon sıralanması, primer pseudogley ise Ah/Ael/Bts-Sw/II-Sd horizon ve ikinci tabaka sıralanması göstermektedirler (Bak. 6.2.7. ve şekil 27, 30, 34-b, 38, 40, 41, 59, 63, 66) (Toprak tanımlamaları için bak. Kantarcı, M.D. 1980-1 ve 1987-1). Pseudogley tipi, Mückenhausen (1977) sınıflamasında sınıflamasında ise “stagnic gleysols” olarak isimlendirilmiştir. “pseudogley”, FAO (2) STAGNOGLEY Çok nemli yörelerde çanak şeklinde ve dışa akışı az veya hiç olmayan yeryüzü şekillerinde taban suyunu durgunlaşması sonucunda gelişmektedirler. Yaz döneminde de 90) Fatih köprüsü bağlantı yolları yapılırken bu fosil toprak kalıntısının bulunduğu yamaç yolun şev dolgusu altında kalmıştır. Av köşkü ise onarılmış olup, harap durumdan kurtarılmıştır. 270 toprağın ıslaklığını koruması sebebi ile tipik pseudogleyleşmenin sonucu mermer desenli bozpas lekeleri belirgin değildir. Toprak suyu hareket edemediği için de tipik bir tabansuyu (gley) toprağı sayılmazlar. Durgun suyun kısmen buharlaştığı Ah zonunda ve kısmen Ael zonunda (eğer Ael gelişmişse) demir - manganez konkresyonları oluşur. Bu nedenle horizon sırası AhSw/Sr (r = redüksiyon) veya Ah-Sw/Ael-Sw/B-Sr sırasındadır. Durgunsu zonu kirli beyaz bir indirgenme zonu görünümünde olduğu için Sd yerine Sr olarak gösterilir. Stagnogleyin indirgenme zonu Sr harfleri yerine g harfi ile de gösterilmektedir (Bak. 6.2.7. Şekil 38-e, f, 40e ve 41). Stagnogley tipi, Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında “stagnogley”, FAO sınıflandırmasında “dystric planosol” olarak isimlendirilmiştir. 7.4.1.4. Antropojen Karasal Topraklar Alt Bölümü Karasal toprakların doğal yapıları bozulmamış olanları üç alt bölümde (azonal, intrazonal, zonal) incelenmiştir. Karasal topraklardan insan etkisi ile doğal yapısı bozulmuş olanların antropojen karasal topraklar olarak ayrı bir alt bölüm halinde incelenmesi uygun bulunmuştur. Antropojen karasal topraklar dört sınıfa ayırtedilmişlerdir. (1) Tarım toprakları (2) Orman toprakları (3) Erozyona uğramış topraklar (4) Kirlenmiş topraklar 7.4.1.4.1. Karasal Tarım Toprakları Sınıfı Karasal tarım toprakları sınıfında genetik özelliklerine göre bir ayırım yapmak mümkündür. Ancak tarım yapmak amacı ile üst toprağın işlenmesi sonucunda horizonlar birbirine karışmış ve bir pulluk zonu (veya işlenmiş toprak zonu) olan Ap horizonu gelişmiştir (Fazla bilgi için bak. 6.1.4. ve Kantarcı, M.D. 1974 - 1981 - 3). Tarım topraklarını kullanımlarına veya kullanım yeteneklerine göre kullanım tiplerine (genetik tip değil) sınıflandırmak mümkündür. Bunlar; tarla toprakları, bağ-meyvalık toprakları, bahçe toprakları, fidanlık toprakları sera toprakları olarak ayrılabilir. Bu kullanım tipleri daha ayrıntılı olarak sınıflandırılabilir (Tablo 102). Tarım topraklarını karasal topraklardan hangi genetik toprak tipinden türemişlerse o tipin adı ile de anmak mümkündür. Örnek olarak rendzina - tarla toprağı, karakepir - tarla toprağı gibi. Bu yönde bir isimlendirme, tarım toprağının genetik gelişim durumu ve buna ait özelliklerin birlikte ifadesini de mümkün kılmaktadır. Üçüncü bir sınıflandırma yolu ise tarım topraklarının ekolojik özelliklerine göre ekolojik - toprak serileri halinde düzenlenmeleridir. Ekolojik toprak sınıflandırmasına yakın bir sınıflandırma ise Türkiye tarım topraklarının haritalanmasında kullanılmıştır (Bak. ABD toprak sınıflandırması 1938, Tablo 98). 7.4.1.4.2. Karasal Antropojen Orman Toprakları Sınıfı Son 40 yıl içinde toprak işlemesi orman topraklarına da uygulanmış ve onların doğal yapılarında önemli değişikliklere sebep olunmuştur. Orman topraklarının teraslanması 271 özelliklerini önemli ölçüde değiştirmektedir. Orman topraklarının pulluk, riper veya pabuçlu riper gibi aletlerle ve ağır iş makinaları ile işlenmesi, diri örtünün taraklarla temizlenmeğe ve köklenmeğe çalışılması toprağın özelliklerini tamamen değiştirebilmektedir. Bu değişimler toprak özelliklerini iyileştirmek için yapılmaktadır. Ancak yanlış araç ve gereçlerin kullanılması ve yanlış yöntemlerin uygulanması orman topraklarının özelliklerinde kolay kolay telâfi edilemeyecek kötüleşmelere de sebep olmaktadır (Bak. Tablo 35 Şekil 16, Tablo 34 ve toprak işlemeleri arasında yamaç arazide toprağın su ekonomisini düzenleyen ve erozyonu önleyen teraslamalar, uygun yöntem ve araç-gereçle yapılan toprak işlemleri gibi pek faydalı olanları da vardır (Şekil 35 ve Koparal, S. 1985). Antropojen orman topraklarını da yukarıda üç alt bölümde sıralanmış toprak tiplerinden hangisinin değiştirilmesi sonucunda ortaya çıktığını belirterek sınıflandırmak mümkündür. Tablo 102’de ise antropojen orman toprakları uygulanan işleme göre “işlem tiplerine” ayırtedilmiştir. Antropojen orman topraklarında toprağın doğal durumundaki genetik tipi ile uygulanan işlemin adı ve kapsamı belirtilerek tanımlanması gerekmektedir. örnek olarak; (1) Teraslanmış rendzina (kazı derinliği 30 cm) (2) Riper ile işlenmiş (60 cm) - Solgun esmer orman toprağı (3) Pullukla sürülmüş (40 cm) alüviyal terra rosa gibi. Antropojen orman toprakları açık maden ocağı işletmeleri sonucunda da ortaya çıkmaktadır. Açık maden ocağı artığı olan ham materyaller, doğal ham materyaller ve bunlardan oluşmuş ham topraklar olmadıkları için bölüm 7.4.1.1.2’deki antropojen ham topraklar sınıfına dahil edilmiştir. Açık maden ocağı işletmelerinden çıkan ham materyal çevredeki yığma (tumba) yerine dökülmektedir. Bu materyal kireçtaşı parçaları halinde olabildiği gibi (Yatağan-Eskihisar ve Yeniköy Milas – Sekköy açık kömür işletmelerindeki gibi), bazalt veya granitik v.b. kayaların parçaları halinde de olabilmektedir. Bu materyallerin yeniden topraklaşması uzun bir süreyi gerektirmektedir91). Dolayısı ile bu tür taşlık kayalık artıklar ham materyaller olarak (topraklaşma sürecinin başlangıcı) arazide bırakılmaktadırlar. Diğer bir açık maden ocağı artığı ise gevşek ham materyal olarak yığma alanına dökülen kum, kumlu balçık, balçık, killi balçık veya kil türündeki materyallerdir. Bu materyallerin arasında tuzlu ve kükürtlü materyaller de bulunmaktadır. Bu ham materyallerin bir kısmı ağaçlandırılabilirler. Ancak açık maden ocağı materyallerinden ağaçlandırmaya uygun olmayanların (killer, tuzlu ve kükürtlü materyaller ile çok taşlı malzeme) alta, ağaçlandırmaya uygun olanların üste serilmesi gerekmektedir92). (Fazla bilgi için bkz. Kantarcı, M. D. 1988, 1997, 1998-1 ve 2). 7.4.1.4.3. Erozyona Uğramış Topraklar Sınıfı Doğal yapılarını kaybetmiş antropojen topraklardan bir kısmı da erozyona uğramış olan topraklardır. Toprağın su veya rüzgâr etkisi ile taşınması olayına toprak erozyonu 91) Orman Genel Müdürlüğü bu tür artık materyallerin ağaçlandırmaya uygun duruma getirilerek terkedilmesi hükmünü açık ocak ruhsat anlaşmasına koymaktadır. Ancak bu hükmün uygulandığı yerler pek azdır. Bu sebeple açık ocak işletmeleri çevresinde ham kayalık taşlık malzeme serilip terkedilmektedir. 92) Açık maden ocağı artıkların üstünde Ağaçlı’da (İstanbul) yaptığımız ağaçlandırma ve topraklaşma sürecinin izlenmesi çalışmalarımız devam etmektedir. 272 denilmektedir. Ülkemizde hemen her genetik tipteki toprak erozyona uğramıştır. Erozyona uğramış olan topraklar erozyonu yapan etkene ve erozyonun sonucunu gösteren şiddetine göre tiplere ve alt tiplere ayrılmışlardır. Bu tip ve alt tiplerin kullanılması sırasında hangi genetik toprak tipinin hangi tip ve hangi şiddette erozyona uğradığını belirtmek gerekir. örnek olarak; (1) Şiddetle erozyona uğramış esmer orman toprağı, (2) Erozyon kaldırımı altında esmer orman toprağı gibi (1) SU EROZYONUNA UĞRAMIŞ TOPRAKLAR Yamaç arazide su etkisi ile erozyon, yüzey erozyonu, oyuntu erozyonu, göçükler ve kütle erozyonu olarak üç tipe ayrılmıştır. Yüzey erozyonuna uğramış topraklar erozyonun şiddetine ve etkisine göre 5 varyeteye ayrılmışlardır (Tablo 102). Hafif erozyonda toprağın Ah horizonu taşınmıştır. Orta şiddette erozyonda toprağın A horizonu (üst toprak) taşınmaya uğramıştır. Şiddetli erozyonda toprağın A horizonu taşınmış ve B horizonu (alt toprak) taşınmaktadır. Çok şiddetli erozyonda toprağın B horizonu da taşınmış ve sıra B-C horizonuna veya anamateryale gelmiştir. Erozyon kaldırımı ise taşlı toprağın ince kısmının taşınması ve geriye toprağın içindeki taşların kalması ile oluşmaktadır. Üstten iskelet toprağı veya taş yığıntısı gibi görülen erozyon kaldırımının altında genellikle taşınmamış olan toprak bulunmaktadır. Erozyon kaldırımına Trakya’da baltalık olarak uzun süre işletilmiş meşe ormanlarının altında rastlanmaktadır. Sergen Demirköy yolunda ve Poyralı - Demirköy yolunda bunların örnekleri boldur. Yüzey erozyonuna uğramamış gibi görünen yamaç arazideki tarım topraklarında yüzeysel akışa geçen suyun taşıdığı kolloid maddelerle birlikte önemli miktarda humus ve kil bölümünün de taşındığı saptanmıştır (Kantarcı, M.D. 1981-3). Bu olay aynı zamanda toprağın önemli miktarda bitki besin maddesi kaybına da sebep olmaktadır. Bu nedenle yamaç arazide ormandan açılan tarla topraklarında kolloid madde erozyonu da sözkonusudur. Oyuntu erozyonuna uğramış topraklar oyuntuların derinliğine göre varyetelere ayrılmıştır (Tablo 102). Oyuntu derinlikleri verilirken oyuntunun birim alandaki sıklığının da belirtilmesi gerekmektedir. Göçük ve kütle taşınmaları ise toprağın anamateryali ile birlikte taşınması olayıdır. Katı anakayalar üzerinde kütle taşınması sonucunda geriye çıplak kaya yüzeyleri kalmaktadır. Gevşek tortulların kütle taşınmasına maruz kalması ise büyük çapta malzeme hareketlerine ve yığılmalarına sebep olmaktadır. (2) RÜZGÂR EROZYONUNA UĞRAMIŞ TOPRAKLAR Bitki örtüsünün tahribi kurak mıntıkalarda toprağın ince kısmının rüzgâr tarafından taşınmasına sebep olmaktadır. İç Anadolu yaylalarında, kıyılarda ormanın, otlağın tahribi sonucunda veya tarım alanlarında özellikle kil ve kum bölümünün rüzgârla taşınması sonucunda geriye kum ve taşlardan ibaret bir malzeme kalmaktadır. Sert rüzgârların ve kumları da hareketlendirmesi sonucunda karasal kökenli kumullar gelişmektedir. Taşlı topraklarda ince toprağın taşınması sonucunda geriye düz arazide bir erozyon kaldırımı kalmaktadır. Kil topraklarında (karakepirler gibi), üst topraktan kil ve tozun taşınması sonucunda, üst toprağın kumlu bir tekstür kazanmasına sebep olmaktadır. 273 Rüzgâr erozyonuna uğramış topraklar hafif, orta ve şiddetli derecelerde olmak üzere üç erozyon sınıfına ayrılmıştır. Hafif rüzgâr erozyonu, toprağın kil ve toz bölümünün taşınmağa başlaması ve bitki köklerinin çevresinde taşınmaların görülmesi olayıdır. Orta derecede erozyon kil ve tozun tamamen taşınmış olması sonucunda üst toprağın kumlu tekstüre sahip olması olayıdır. Şiddetli rüzgâr erozyonunda kum bölümünün de hareketlenmesi, kumulların oluşumu ve bazı yerlerde toprak yüzeyinde erozyon kaldırımının gelişimi sözkonusudur. 7.4.1.4.4. Kirlenmiş Topraklar Sınıfı İnsan etkisinin toprak üzerindeki baskısının yoğunlaşması, antropojen topraklar alt bölümünde kirlenmiş topraklar sınıfının da ayırdetilmesini gerektirmiştir. Bunlar yapılan işlemlere göre dört tipe ayrılmışlardır. (1) Atık maddelerle kirlenmiş topraklar (2) Asit yağışlardan etkilenmiş topraklar (3) Gübreleme ile değiştirilmiş topraklar (1) ATIK MADDELERLE KİRLENMİŞ TOPRAKLAR Yerleşme merkezlerinden atılan çöplerle, sanayi bölgelerindeki çeşitli kimyasal atık maddelerle ve her iki kaynaktan gelen küllerle kaplanmış veya karıştırılmış topraklar bu atık maddelerle kirletilmiş topraklardır. Atık maddeler çok çeşitli olduğundan (petrolden termik santral küllerine kadar) daha ayrıntılı bir sınıflandırma yapılmamıştır. Atık maddenin cinsi ve özelliği ile toprağın genetik tipinin birlikte verilmesi gerekmektedir. Örnek olarak; Yatağan Termik Santralı çevresinde yapılan bir inceleme için Terra rosa üstünde 1 m kalınlığında linyit külü gibi (Fazla bilgi için bkz.Kantarcı, M.D. 1987, 1992, Tolunay, D. 1992, 1997). (2) ASİT YAĞIŞLARDAN ETKİLENMİŞ TOPRAKLAR Ülkemizde asit yağışlardan etkilenmiş topraklar vardır. Silikat anakayalarından oluşmuş topraklarda asit yağışlar toprak reaksiyonunun şiddetle düşmesine sebep olmaktadırlar. Toprak reaksiyonunun şiddetli asit değerlere ulaşması, toprağın aşırı derecede podsollaşmasına (kriptopodsol gelişimi) ve kil mineralinin tahribine, yani toprağın degradasyonuna sebep olmaktadır. Aşırı asitlenmenin sonucunda topraktaki alüminyum ile manganez değiştirilebilir katyon haline dönüşmekte ve bitkiler zehirlenmektedir (Bak. 4.2.4.2. (6), 4.2.4.3. ve tablo 67, Şekil 54). Kireç taşından oluşmuş topraklarda ise asit yağışlar toprağın yüksek miktardaki kalsiyumu tarafından tamponlanmaktadırlar. Asit yağışlardan etkilenmiş topraklara ait örnekler Göktaş (Murgul) vadisinde, Yatağan termik santralı çevresinde ve benzeri yerlerde bulunmaktadır gibi (Fazla bilgi için bkz. Kantarcı, M.D. 19861, Kantarcı, M.D. 1992, 1997, 1998). Uludağ’da ve Biga yarımadasında (Biga Dağlarında ve Kaz Dağlarında granit ve gnayslardan oluşmuş topraklarda bu aşırı yıkanma işaretleri belirlenmiştir (Kantarcı, M. D. ve ark. 2000). (3) GÜBRELEME İLE DEĞİŞTİRİLMİŞ TOPRAKLAR Verimi arttırmak için önemli miktarda kimyasal gübre kullanımı toprağın özelliklerinde değişikliklere sebep olmaktadır. Yağışlı bölgelerde toprağa verilen kimyasal gübrelerin önemli bir kısmı sızıntı suyu ile kaynaklara ve akarsulara nihayet denizlere veya 274 göllere taşınmaktadır (Bak. Kreutzer, K. 1981 ve Kantarcı, M.D. - L. Bilecen (Taşcıoğlu) 1984). Kurak bölgelerde ise toprağa verilen fazla miktardaki kimyasal gübreler toprağın tuzlanmasına sebep olabilmektedir. Çukurova’daki tuzlanmanın sebepleri arasında aşırı kimyasal gübre kullanımı da vardır. Aşağı Meriç - İpsala çeltik tarım alanı da Meriç ile Ergene nehirlerinin taşıdığı kimyasal gübre v.b. artıklarla kirlenmektedir. Öte yandan özellikle Federal Almanya’da lağım posalarının (Klärschlam) tarım ve orman alanlarının gübrelenmesinde kullanılması da ayrı bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle sanayi bölgelerinden gelen lağım sularından çöktürme yolu ile elde edilen posalar toprağa serilmektedir. Bu posaların içindeki tabiata yabancı elementler (Cd, Co, Zn, Ag vb) toprak kolloidleri tarafından tutulmaktadır. Bu elementlerce zenginleşen topraklarda yetiştirilen tahıllar da sap ve tanelerinde bunları yüksek miktarda biriktirmektedirler. Türkiye’de de sanayi bölgelerinde atık suların çökelme havuzlarında dinlendirilmesi ile elde edilen posalar toprağa verilmektedir. Olayın yaygınlaşması ve bu posaların gübre olarak kullanılması tarım topraklarımızın bazılarında benzer kirlenmelere yol açacaktır. (4) SULAMA İLE DEĞİŞTİRİLMİŞ TOPRAKLAR Ülkemizde son yıllarda sulu tarım geniş alanlara yaygınlaşmıştır. Sulu tarım yapılan alanların giderek 8,7 milyon ha’a ulaştırılması öngörülmüştür (Toprak Su 1978). Sulu tarımda kullanılan suyun kalitesi ve miktarı çok önemlidir. Aşağıda sözü edilen iki sulama şeklinin sonucunda tuzlanmış antropojen topraklar gelişmektedir. Bazı yerlerde tuzlu veya borlu sularla sulanan tarım topraklarımız şimdiden çoraklaşma tehlikesi ile karşı karşıyadır. örnek olarak: (1) Borlu atık sularla (bor madenlerinden gelen) sulanan Balıkesir; Kepsut, Susurluk ve Karacabey ovalarının toprakları bor ile kirlenmişlerdir (Şener, S. - M. Özkara 1986)93). (2) Konya Ovası boşaltma kanalından alınan su ile sulanan topraklar tuzlanmaktadır (Yılmaz, T. ve ark. 1986). (3) Ergene Havzasında Ergene Nehrinden sulanan topraklarda da ciddi kirlenmeler dikkatimizi çekmektedir. Alt toprakta tuzlu bir tabakanın veya tuz birikiminin bulunduğu alanlarda yetersiz miktarda su kullanımı da üst toprağın veya toprak yüzeyinin tuzlanmasına sebep olmaktadır (Bak. suyun sıvı ve buhar haldeki hareketi Şekil 34-d). Harran Ovasının tuzlu alt tabakalı topraklarında da yetersiz sulamanın tuzlanmaya yol açması mümkündür (Kantarcı, M. D. 1997). 7.4.2. Yarı Karasal Topraklar bölümü Yarı karasal topraklar bölümündeki topraklarda toprak suyu yağışlı mevsimlerde yukarıdan aşağı sızıntı suyu halinde sızmakta, alt toprakta tabansuyu halinde birikmekte ve yaz döneminde kapilar gözeneklerden tekrar üst toprağa yükselmektedir (Bak. 4.1.9.2. (4) ve 4.1.9.3 (1). Yarı karasal topraklar bölümü tabansuyunun hareket hızına ve bulunuş derinliğine göre üç alt bölüme ayrılmışlardır. (1) Subasar topraklar 93) Borlu sular arıtıldığı için bu ovalardaki toprakların bor ile kirlenmesinin devamlılığı önlenmiştir. 275 (2) Tabansuyu toprakları (Gley’ler) (3) Bataklık toprakları 7.4.2.1. Subasar Topraklar Alt Bölümü Subasar topraklar alt bölümünde yağışlı mevsimlerde oluşan taban suyunun yaz devresinde hızla kaybolduğu süzek topraklar toplanmıştır. Subasar topraklarda tabansuyunun uzun süre kalmaması, hızla derine inmesi ve akıp gitmesi sonucunda toprakta tipik gleyleşme olayları görülememektedir. Bunlar; (1) subasar orman toprakları, (2) subasar antropojen topraklar olarak iki sınıfa ayrılmışlardır. 7.4.2.1.1. Subasar Orman Toprakları Sınıfı Subasar orman toprakları sınıfında; (1) subasar regosollar, (2) subasar esmer orman toprakları, (3) subasar solgun esmer orman toprakları tipleri ayırdedilmiştir (Tablo 102). Bu tipler karasal topraklar bölümündeki aynı genetik tiplerin mevsimlik olarak ıslanıp, oldukça hızla hareket eden bir taban suyu etkisinde kalmaları ile gelişmiş topraklardır (Trakya’da İğneada Longos ormanlarında 2. ve 3. tipler ve Durusu (Terkos) kumulunda I. tipin varyeteleri, Aşağı Meriç yatağındaki Paşalı Ada’da 2. tip topraklar yeralmaktadır). 7.4.2.1.2. Subasar Antropojen Topraklar Sınıfı Subasar topraklardan kavaklık, kızılağaç ve sığla veya okaliptus ormanları kurulan topraklarda periyodik olarak toprak işlenmekte ve gübrelenmektedir. Plantasyonun idare süresi sonunda ağaç kütüklerinin sökümü ise toprağı alt üst etmektedir. Kumul ağaçlandırmalarında toprağın makina ile derin olarak işlenmesi de birçok doğal özelliklerin bozulmasına (bu işlemler olumlu olmasına rağmen) sebep olmaktadır (Bak. Kantarcı, M.D. S. Koparal 1987). Bu tür uygulamalarla özellikleri değişmiş olan subasar topraklar “subasar antropojen orman toprakları” olarak ayrılmıştır (Tablo 102). Bu ayırım bir işlem tipi olup toprağın genetik tipi ile birlikte belirtilmelidir. Örnek olarak, subasar esmer orman toprağından değiştirilmiş kavaklık toprağı gibi. Subasar tarım toprakları ise antropojen sınıfın içinde ayrı bir işlem tipi olarak ayrılmıştır. Bunlardan çeltiklikler, pamuk, bazı bahçe ve narenciye gibi sık sulanan tarım alanlarının toprakları varyeteler halinde ayrılabilir (Tablo 102). 7.4.2.2. Tabansuyu Toprakları Alt Bölümü Tabansuyu etkisinde kalan ve tipik gleyleşme olayları sonucunda Ah/Go/Gr veya Ah/Bv/Go/Gr veya Ah/Ael/Go/Gr horizon sıralaması gösteren topraklardır. Bunların tipik temsilcisi gley toprağıdır. Gley (Tabansuyu toprağı) Gley tabansuyunun yıl içinde devamlı olarak bulunduğu topraklara verilen isimdir. Gleyleşme sonucunda taban suyunun devamlı bulunduğu indirgenme (Gr) zonunda kirli beyaz veya boz bir renk gelişmiştir. Taban suyunun mevsimlere göre yükselip alçaldığı zonda (Go) ise oksitlenme sonucunda kırmızı yatay çizgiler oluşmuştur (Bak. 6.2.6.). Gleyler tipik gley, ıslak gley, bataklık gleyi ve yamaç gleyi olmak üzere alt tiplere ayrılmıştır. Gleylerin diğer alt tipleri karasal topraklar bölümündeki alt tiplerde belirtilmiştir. 276 Gley tipi; Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında “gley”, FAO sınıflandırmasında “gleysol”, ABD sınıflandırmasında ise entisol’lar, inceptisollar, mollisol’lar, spodosol’lar, alfisol’lar, ultisol’lar ve oxisol’lar içinde yer almıştır. 7.4.2.3. Bataklık Toprakları Alt Bölümü Bataklıklarda tabansuyu devamlı olarak yılın her mevsiminde bulunmakta, fakat mevsimine göre toprağın yüzeyine kadar yükselip alçalmaktadır. Suyun yağışlı mevsimlerde toprağı çamur hale getirmesi, yaz döneminde ise alt toprağın devamlı su etkisinde kalması sonucunda bataklıklarda kendisine özgü topraklaşma olayları görülmektedir. Bataklık topraklarının oluşumunda suda çözünmüş kimyasal bileşikler, suyun reaksiyonu ve oksijen içeriği önemli etkiler yapmaktadır. Bataklık toprakları için ülkemizde sadece suyun özelliklerine göre bir sınıflandırma yapılması şimdilik yeterlidir. Bu konudaki bilgilerimizin artması ile sınıflandırmada ayrıntıya gidilebilir. Bataklık toprakları üç alt sınıfa ayrılmışlardır. Sınıfları toprak türüne göre kumlu, milli (kumlu ve tozlu) ve killi (veya kil) gibi tiplere ayırmak mümkündür. Bataklık topraklarının türe göre; kumlu, milli (kumlu ve tozlu) ve killi (veya kil) tiplerine ayrılması; (1) toprağın süzekliğini ve toprak suyundaki hareketin hızını belirteceği için, (2) toprak suyunun oksijen miktarı ile ilişkili bilgi vereceği için, (3) durgun su oluşumu hakkında bilgi vereceği için, (4) bataklığın drene edilmesi imkânları ve drenaj hızı hakkında bilgi vereceği için ve (5) burada yetiştirilecek bitkileri belirlemede yararlı olacağı için gereklidir. 7.4.2.3.1. Tuzlu Bataklık Toprakları Sınıfı Deniz ve tuzlu göllerin alçak kıyılarında tuzlu bataklıklar oluşabilmektedir. (İstanbul’da Haliç adaları). İzmit Körfezi’nin gerisindeki tuzlu bataklık ile İç Anadolu’da Hotamış Gölü bataklıkları tuzlu bataklıklara örnektir. Tuzlu bataklıklarda ağaç yetişememektedir. Buralarda sadece sığ köklü ve tuza dayanabilen otlar ve çalılar yetişmektedir. Tuzlu bataklık toprakları, Mückenhausen sınıflandırmasında (1977) “Salzmarsch”, FAO sınıflandırmasında “thionic fluviosal” ve “fluvi – eutric” “gleysol”, ABD sınıflandırmasında entisollardan “halaquent” olarak isimlendirilmiştir. 7.4.2.3.2. Kireçli Bataklık Toprakları Sınıfı Suları kalsiyum bikarbonatlı göl ve ırmakların veya kaynakların etki alanında kireçli bataklıklar oluşmaktadır. Kireçli bataklıklarda ağaç yetiştirmek mümkündür. Bataklık suyunun daha hareketli ve oksijence zengin olduğu yerlerde kavak, kızılağaç, söğüt ve okaliptus yetiştirilebilmektedir. Tarsus - Karabucak bataklığında okaliptus ormanları kurulmuştur. Kireçli bataklık toprakları, Münchenhausen (1977) sınıflandırmasında “kalkmarsch”, FAO sınıflandırmasında “gleyo - calcaric fluvisol” ve “fluvi-calcaric gleysol” olarak isimlendirilmiştir. 7.4.2.3.3. Tatlısu Bataklık Toprakları Sınıfı Tatlısu bataklıkları suyunda bikarbonatlar bulunmayan göl, ırmak ve kaynakların etki alanında oluşmaktadırlar. Bunlarda da ağaç yetiştirmek veya ıslâh edilerek tarım yapmak 277 mümkündür. Tatlısu bataklık toprakları için verilebilecek örnek İğneada’da Kocagöl (Mert Gölü) sazlığıdır. 7.4.3. Su Altı Toprakları ve Turbalıklar Bölümü Su altı toprakları yılın her mevsiminde su altında kalan topraklardır. Bunlarda toprak oluşumu, önce birikim, sonra da oluşum safhalarını izler. Deniz, göl ve ırmakların alçak kıyılarında suların getirdiği kum, toz, kil ve organik maddelerin çökelmesi birikim safhasıdır. Bu materyalin üstünde yetişen su bitkilerinin artıklarının zaman içinde suyun içinde çökelmesi ile su altı toprakları oluşurlar. Oluşumun bir birikme sürecinden geçmeden gerçekleşmesi de mümkündür. Bu durum daha çok turbalıklarda görülür. Su altı toprakları suyun kimyasal özelliklerine, reaksiyonuna ve su altında biriken materyalin türüne göre sınıflandırılabilirler. Su altı toprakları ve turbalıklar iki alt bölüme ayrılmışlardır. 7.4.3.1. Su Altı Toprakları Alt Bölümü Su altı toprakları bölümündeki topraklar oluşumlarını etkileyen suyun özelliklerine göre sınıflara ayrılmışlardır. (1) Tuzlu sularda oluşanlar (Deniz ve tuzlu göllerde) (2) Kireçli sularda oluşanlar (göl ve durgun ırmak ağızlarında) (3) Tatlı sularda oluşanlar (göl ve durgun ırmak ağızlarında) Bu sınıflar içinde topraklaşan materyalin türüne göre tipler ayrılmıştır. Topraklaşan materyal kumlu, mil (kum+toz ve bir miktar kil) ve killi türde olabilir. Az miktarda veya çok miktarda organik madde içerebilir. Organik artıklar bu materyalin üstünde ayrışamadan kalın bir çürüntü tabakası (su içinde) oluşturabilirler. Ayrıca killi materyallerle birlikte biriken organik artıkların su altında (anaerobik şartlarda) ayrışması sonucunda H2S meydana gelmektedir. Hidrojen sülfürlü bu çamurlar “kokuşmuş çamurlar” = sapropel” olarak ayrı bir tip oluşturmaktadırlar. Bütün bu özelliklere göre sualtı şartlarında oluşmuş toprakları tiplere ayırmak gerekmektedir. Ülkemizde bu yöndeki araştırmalar geliştikçe sualtı topraklarının tiplere ayrılması da mümkün olacaktır. Federal Almanya’da su altı topraklarının sınıflaması oradaki koşullara göre yapılmıştır. Bunların aynen alınması ve ülkemiz şartlarında kullanılması sözkonusu değildir. 7.4.3.2. Turbalıklar Alt Bölümü Turbalıklar genellikle göl kenarlarında suda yetişen bitkilerin artıklarının birikimi ile oluşmaktadırlar. Bitki artıkları çöktükleri suyun içinde anaerobik ortamda yavaş yavaş çürümektedirler. Bu çürüntü tabakasına turba veya torf denilmektedir. Turbalıklar Müchenhausen (1960-62-77) sınıflandırmasında ayrı bir bölüm olarak ele alınmışlardır. Ancak turbalıklar su altı şartlarında oluşmaktadırlar. Su altı toprakları gibi turbalıklar da bitki taşımaktadırlar. Turbalıkların su altı topraklarından farkı tamamen organik artıklardan meydana gelmiş olmalarıdır. Su altı topraklarından üzerinde kalın bir organik materyal yığılmış olanlar, turbalıklara geçit tipi oluşturmaktadırlar. Bu nedenle turbalıkların su altı toprakları ile birlikte bir bölümde toplamayı uygun bulduk. Turbalıklar oluştukları suyun özelliklerine ve oluştukları yerin iklimine bağlı olarak farklı gelişmeler göstermektedirler. Turbalıklar doğal ve antropojen olmak üzere iki sınıfa ayrılmışlardır. 278 Doğal turbalıklar üç tipe ayrılmıştır. (1) Alçak turbalık (2) Yüksek turbalık (3) Geçiş tipi turbalık (1) ALÇAK TURBALIK Besin maddelerince zengin veya kalsiyum bikarbonatlı sularda oluşan turbalıklardır. Alçak turbalıklar vadilerde ve çukurluk arazide oluşurlar. Alçak turbalıklarda kızılağaç, söğüt gibi ağaç türlerinden başka fragmites ve kareks türleri ile birlikte zengin bir su bitkileri toplumu yetişmektedir. Bitki toplumu turbalığın kenarlarında daha çeşitli ve sıktır. Kenardaki bitki fazlalığı organik madde artıklarının da fazla birikmesine sebep olmaktadır. Böylece turbalığın kenarları yüksek, ortası çukur bir görünüm kazanmaktadır. Bu nedenle alçak turbalık olarak isimlendirilmiştir. Alçak turbalıkların suyun özelliklerine göre bazlarca zengin, kireçli ve asit olmak üzere üç alt tipi ayırtedilmektedir. Alçak turbalık, Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında “Nieder-moor” FAO sınıflandırmasında “eutric histosol”, ABD sınıflandırmasında “typic medifibrists” ve “histic subgroup” olarak isimlendirilmiştir. (2) YÜKSEK TURBALIK Yüksek turbalıklar serin ve nemli iklim tiplerinin etkisinde çok yağışlı, sisli ve buharlaşmanın az olduğu yörelerde gelişmektedirler. Bu şartlar altında yüksek turbalığın suları bazlarca zayıf, ve asit karakterdedir. Yüksek turbalıklarda çok miktarda yetişen sphagnumların artıklarının birikmesi ile turbalığın orta tarafı yükselmekte ve turbalık kubbemsi bir görünüm kazanmaktadır. Bu nedenle yüksek turbalık olarak tanımlanmıştır. Türkiye’de yüksek turbalığa örnekler Kuzey Doğu Anadolu’da Yalnız çam Dağlarının yüksek düzlüklerinde bulunmaktadır (Louis, H.1939). Yüksek turbalık, Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında “Hochmoor”, FAO sınıflandırmasında “dystric histosol”, ABD sınıflandırmasında “typic spahgnofibrists” ve “histic subgroup” olarak isimlendirilmiştir. (3) GEÇİT TURBALIK Alçak ve yüksek turbalık arasında geçit durumunda olan turbalıklar geçit turbalık olarak isimlendirilmiştir. Bu turbalıklarda alçak ve yüksek turbalığın bitkileri bir arada bulunmaktadır. Türkiye’de Aband Gölü’nün (Bolu) çevresinde (Irmak, A. 1947) ve Amonos Dağları’nda (Kayacık, H. 1956) geçit tipte turbalıklar incelenmiştir. Ayrıca Bolu - Gerede arasındaki Yeniçağa (eski Reşadiye) Gölü kıyısında bir turbalık yeralmaktadır. Aladağ’ın (Bolu) kuzey bakılı yamacında Karacasu güzlemesi yukarısında 1200 m yükseklikte Amca Gölü’nde küçük bir turbalık oluşumu vardır. A. Irmak (1966-72) Uludağ’da (Bursa) 2000 m yükseklikte böyle bir geçit turbalık oluşumunu bildirmiştir. Trakya’da Danamandıra (Çatalca) yakınındaki kokmuş göller de birer turbalıktır. Trakya’da Enez İlçesinin yakınındaki Gala Gölü ile İstanbul’da Tuzla’daki Balık Gölü’nde hızla turbalaşmaktadırlar. (Bölüm 3.5.2.3 Islak ortamda gelişmiş humus tipleri). Geçit tipteki turbalık, Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında “Übergangsmoor”, FAO sınıflandırmasında “dystric histosol”, ABD sınıflandırmasında “typic sphagnic medfibrist” ve “histic subgroup” olarak isimlendirilmiştir. 279 Tablo 101. Türkiye topraklarının genetik sınıflamasında üst birimlerin şematik düzeni Bölümler Alt Bölümler Toprak suyunun sızma yönüne göre TOPRAK HORİZONLARININ GELİŞİM SIRASINA GÖRE 1.1. Azonal topraklar 1.2. İntrazonal topraklar 1.3. Zonal topraklar 1.4. Antropojen topraklar alt bölümü alt bölümü alt bölümü alt bölümü Karasal (Ham topraklar) (A/C horizonlu (A/B/C horizonlu (İnsan etkisi) Topraklar topraklar) topraklar) Bölümü 1. TOPRAK OLUŞUM YERİ Dağlık arazi Erozyon alanı Su ve rüzgâr tortullarının alanı ANAKAYA ÖZELLİĞİ SINIFLARI YIKANMA DURUMU Silikat taşları Kireç taşları Gevşek materyaller KULLANIM Esmer topraklar Yıkanmış topraklar Kırmızı Akdeniz Top. Pseudogleyler Tarım toprakları Antropojen orman toprakları Erozyona uğramış topraklar Kirlenmiş topraklar GENETİK TOPRAK TİPLERİ ANAKAYA ve HORİZONLAŞMA ANAKAYA ÖZELLİĞİ Silikat ham toprakları Kireç taşı ham toprakları Çakıl ham toprakları Ranker Rendsina Pelosol Regosol 2.1. Su basar toprakları alt bölümü 2.2. Taban suyu toprakları alt bölümü Bölümü TOPRAK 2.3. Bataklık toprakları alt bölümü SINIFLARI Su basar orman toprakları Su basar antropojen toprakları Gleyler (Taban suyu toprakları) Tuzlu bataklık toprakları Kireçli bataklık toprakları Tatlısu bataklık toprakları SUYUN DURUMUNA GÖRE 3. Su altı Toprakları Bölümü Esmer topraklar Tarla toprakları Solgun esmer Bağ-meyvelik topraklar topraklar Orman toprakları (işlenmiş vb.) Boz esmer topraklar Podsollar Kırmızı Akdeniz Top. (Terra rosa, Terra fuska) Pseudogleyler SUYUN CİNSİNE GÖRE 2. Yarı Karasal Toprakları KULLANIMINDA AYRINTILAR KLİMAKS TİPLER 3.1. Su altı toprakları alt bölümü 3.2. Turbalıklar alt bölümü TOPRAK Tuzlu sualtı toprakları Kireçli sualtı toprakları Tatlı sualtı toprakları SINIFLARI Doğal turbalıklar Antropojen turbalıklar ve benzeri alanların toprakları M. D. Kantarcı 280 Tablo 102. Türkiye Topraklarının Genetik Sınıflaması (M. Doğan Kantarcı) 1. KARASAL TOPRAKLAR BÖLÜMÜ 1.1. AZONAL TOPRAKLAR ALT BÖLÜMÜ 1.1.1. DAĞLIK ARAZİDEKİ AZONAL TOPRAKLAR SINIFI Toprak Tipleri 1.1.1.1. Ham toprak (sirozem) 1.1.1.2. Gevşek ham toprak (Gevşek sirozem) 1.1.2. EROZYON VE AÇIK MADEN OCAĞI ALANLARINDAKİ HAM TOPRAKLAR SINIFI 1.1.2.1. Antropojen ham toprak - materyal (erozyon artıkları) 1.1.3. Alt toprak tipleri 1.1.1.1.1. Silikat ham toprağı 1.1.1.1.2. Kireç Taşı Ham toprağı 1.1.1.1.3. Filiş ham toprağı 1.1.1.2.1. Silikat kağşağı 1.1.1.2.2. Kireç taşı kağşağı 1.1.1.2.3. Filiş Kağşağı 1.1.2.1.1. Silikat materyalleri 1.1.2.1.2. Kireç taşı materyalleri 1.1.2.1.3. Filiş materyalleri 1.2.2.1.4. Açık maden ocağı artıkları 1.2.2.1.5. TORTUL MATERYALLER ÜSTÜNDEKİ HAM TOPRAKLAR SINIFI 1.1.3.1. Alt yamaçlardaki kağşaklar Alt tipler kireçli ve kireçsiz olarak ayrılır 1.1.3.2. Çakıllar ve çakıllı-kumlu tortullar 1.1.3.3. Mil 1.1.3.4. Kil ve killi tortullar 1.1.3.4.1. Akarsu taşkın alanlarında 1.1.3.4.2. Dağlık arazideki kokurdanlıklarda 1.1.3.5. Kumullar 1.1.3.5.1.Kireçli kumullar 1.1.3.5.2. Kireçsiz kumullar 1.1.3.5.3. Tuzlu kumullar 1.2. İNTAZONAL TOPRAKLAR ALT BÖLÜMÜ 1.2.1. SİLİKAT ANAKAYASINDAN OLUŞAN TOPRAKLAR SINIFI 1.2.1.1. Ranker 1.2.1.1.1. Tipik ranker 1.2.1.1.2. Esmer toprak-ranker 1.2.2. KİREÇLİ SİLİKATLARDAN OLUŞAN TOPRAKLAR SINIFI 1.2.2.1. Pararendzina 1.2.2.1.1. Tipik pararendzina 1.2.2.1.2. Esmer toprak-pararendzina 1.2.3. KİREÇ TAŞLARINDAN OLUŞAN TOPRAKLAR SINIFI 1.2.3.1. Rendzina 1.2.3.1.1. Tipik rendzina 1.2.3.1.2. Esmer toprak-rendzina 1.2.3.1.3. Terra rosa – rendzina 1.2.3.1.4. Terra fuska-rendzina 281 Tablo 102’nin devamı. 1.2.4. GEVŞEK MATERYALLERDEN OLUŞAN TOPRAKLAR SINIFI 1.2.4.1. Regosol 1.2.4.2. Pelosol (Nemli bölgelerdeki kil toprakları) 1.2.4.1.1. Çakıl veya kağşak regosol 1.2.4.1.2. Çakıllı-kumlu regosol 1.2.4.1.3. Kum-regosol (1). Kuru varyete (2). Tabansuyu varyetesi (3). Regosol-esmer orman toprağı varyetesi (4). Podsollaşmış regosol-esmer orman toprağı varyetesi (5). Regosol-terra rosa (Kırmızı Akdeniz toprağı) 1.2.4.2.1. Tipik pelosol 1.2.4.2.2. Mil pelosolu 1.2.4.2.3. Esmer toprak-pelosol 1.2.4.2.4. Pseudogley-pelosol 1.2.4.2.5. Gley-pelosol Varyeteler Kireçli-Kireçsiz-Tuzlu-Gleyli gibi 1.2.5. KARA TOPRAKLAR SINIFI (Marn anamateryalinden oluşmuş) 1.2.5.1. Kara toprak (Çernozyum) (Yayla toprakları) 1.2.5.1.1. Tipik kara toprak 1.2.5.1.2. Esmer-kara toprak 1.2.5.1.3. Solgun-kara toprak 1.2.5.1.4. Gleyli kara toprak 1.2.5.1.5. Pseudogleyli kara toprak 1.2.5.2. Karakepir (Grumusol =Vertisol) (Bozkır toprakları) 1.2.5.2.1. Tipik Karakepir 1.2.5.2.2. Esmer toprak-karakepir 1.2.5.2.3. Gleyli karakepir 1.2.6. TUZLU TOPRAKLAR SINIFI 1.2.6.1. Tuzlu-alkali toprak (solonçak) 1.2.6.2. Tuzlu toprak (Solonetz) 1.2.6.3. Tuzlu bozkır toprağı (Solod) 1.2.6.1.1. Sodyumlu alt tip 1.2.6.1.2. Kalsiyumlu alt tip 1.3. ZONAL TOPRAKLAR ALT BÖLÜMÜ 1.3.1 ESMER TOPRAKLAR SINIFI 1.3.1.1. Esmer orman toprağı esmer orman toprağı 1.3.1.2. Esmer bozkır toprağı 1.3.1.1.1. Tipik esmer orman toprağı 1.3.1.1.2. Esmer orman toprağı - solgun 1.3.1.1.3. Gleyli esmer orman toprağı 1.3.1.1.4. Pseudogleyli es.or.toprağı 1.3.1.1.5. Podsollaşmış es.or.toprağı 1.3.1.1.6. Terra fuska-es.or.toprağı 1.3.1.1.7. Terra rosa-esmer orman toprağı 1.3.1.2.1. Tipik esmer bozkır toprağı 1.3.1.2.2. Solod - esmer bozkır toprağı 1.3.1.2.3. Terra rosa-esmer bozkır toprağı 282 Tablo 102’nin devamı. 1.3.2. YIKANMIŞ ESMER TOPRAKLAR SINIFI 1.3.1.2.1. Solgun-esmer orman toprağı 1.3.2.1.1. Tipik SEO 1.3.2.1.2. Gleyli SEO 1.3.2.1.3. Pseudogleyli SEO 1.3.2.1.4. Terra fuska SEO 1.3.2.1.5. Terra rosa SEO 1.3.2.1.6. Boz-esmer or.top.-SEO 1.3.2.2. Boz-esmer orman toprağı 1.3.2.2.1. Tipik boz-esmer orman toprağı 1.3.2.2.2. Gleyli BEO 1.3.2.2.3. Pseudogleyli BEO 1.3.2.2.4. Podsollaşmış BE O 1.3.3 PODSOLLAR SINIFI 1.3.3.1. Podsol 1.3.3.1.1. Tipik podsol 1.3.3.1.2. Gleyli podsol 1.3.3.1.3. Pseudogleyli podsol 1.3.3.1.4. Demir-humus podsolu 1.3.4. KIRMIZI AKDENİZ TOPRAKLARI SINIFI 1.3.4.1. Terra rosa 1.3.4.1.1. Tipik terra rosa 1.3.4.1.2. Esmer orman toprağı - terra rosa 1.3.4.1.3. Esmer bozkır toprağı - terra rosa 1.3.4.2. Terra fuska 1.3.4.2.1. Tipik terra fuska 1.3.4.2.2. Esmer orman toprağı-terra fuska 1.3.4.2.3. Solgun-esm. orm.top-terra fuska 1.3.5. LATERİTLER SINIFI 1.3.5.1. Laterit 1.3.5.1.1. Kırmızı laterit 1.3.5.1.2. Sarı laterit 1.3.5.1.3. Pilintit 1.3.6. FOSİL TOPRAKLAR SINIFI (Palesol’lar= Plastosol’lar) 1.3.7. DURGUN SU TOPRAKLARI SINIFI 1.3.7.1. Pseudogley 1.3.7.1.1. Primer Pseudogley (Tabakalı topraklarda) 1.3.7.1.2. Sekunder Pseudogley (Tipik) 1.3.7.1.3. Alacalı pseudogley (Kumlu topraklarda Varyeteler (1) Taban pseudogleyi (2) Yamaç pseudogleyi 1.3.7.2. Stagnogley 1.4. ANTROPOJEN KARASAL TOPRAKLAR ALT BÖLÜMÜ 1.4.1. TARIM TOPRAKLARI SINIFI 1.4.1.1. Tarla toprakları 1.4.1.1.1. Tarıma uygun topraklar 1.4.1.1.2. Ormandan açılmış tarla toprağı 1.4.1.1.3. Otlaktan açılmış tarla toprağı 283 Tablo 102’nin devamı. 1.4.1.2. Bağ ve meyvalık toprakları 1.4.1.2.1. Bağ ve meyvalığa uygun toprağı 1.4.1.2.2. Ormandan açılmış topraklar 1.4.1.2.3. Otlaktan açılmış topraklar 1.4.1.3. Bahçe toprakları 1.4.1.4. Fidanlık toprakları 1.4.1.5. Sera toprakları 1.4.2. ANTROPOJEN ORMAN TOPRAKLARI SINIFI 1.4.2.1. İşlenmiş orman toprakları (Bir defa işleme) 1.4.2.1.1. Teraslanmış topraklar 1.4.2.1.2. Makine ile işlenmiş topraklar 1.4.2.2. İşlenen orman toprakları (Devamlı veya kısa dönüşümlü işleme) 1.4.2.2.1. Kavaklık toprakları 1.4.2.2.2. Kızılağaçlık toprakları 1.4.2.2.3. Diğer topraklar 1.4.3. EROZYONA UĞRAMIŞ TOPRAKLAR SINIFI (Erozyona uğramış ham topraklar için bak. 1.1.2.) 1.4.3.1. Su erozyonuna uğramış topraklar 1.4.3.1.1.Yüzey erozyonuna uğramış top.. Varyeteler (1) Hafif erozyon (2) Orta şiddetteki erozyon (3) Şiddetli erozyon (4) Pek şiddetli erozyon (5) Erozyon kaldırımı 1.4.3.1.2.Oyuntu erozyonuna uğramış top. Varyeteler (1) Pek sığ oyuntu < 10 cm (2) Sığ oyuntu 10-25 cm (3) Orta derin oyuntu 25-50 cm (4) Derin oyuntu 50-100 cm (5) Su çığırları > 100 cm (vadileşme) 1.4.3.1.3. Göçükler ve kütle erozyonuna uğramış topraklar Varyeteler (1) Göçükler (2) Kütle erozyonu 1.4.3.2. Rüzgâr erozyonuna uğramış uğramış topraklar 1.4.3.2.1. Yüzey (rüzgâr) erozyonuna uğramış topraklar 1.4.3.2.2. Oyuntu (rüzgâr) erozyonuna uğramış topraklar 1.4.4. KİRLENMİŞ TOPRAKLAR SINIFI 1.4.4.1. Atık maddelerle kirlenmiş topraklar 1.4.4.2. Asit yağışlardan etkilenmiş topraklar 1.4.4.3. Gübreleme ve sulama ile değiştirilmiş topraklar 284 Tablo 102’nin devamı. 2. YARI KARASAL TOPRAKLAR BÖLÜMÜ 2.1. SU BASAR TOPRAKLAR ALT BÖLÜMÜ 2.1.1. SU BASAR ORMAN TOPRAKLARI SINIFI 2.1.1.1. Su basar regosol 2.1.1.1.1. Çakıl regosol 2.1.1.1.2. Çakıl – kum regosol 2.1.1.1.3. Mil ve balçık regosol 2.1.1.1.4. Kum regosol Varyeteler (1) Kireçsiz (2) Kireçli (3) Tuzlu 2.1.1.2. Su basar esmer orman toprağı 2.1.1.3. Su basar solgun-esmer orman top. 2.1.1. SU BASAR ANTROPOJEN TOPRAKLAR SINIFI 2.1.2.1. Su basar antropojen orman top. 2.1.2.1.1. Kavaklık toprakları 2.1.2.1.2. Kızılağaçlık toprakları 2.1.2.1.3. Diğer orman toprakları 2.1.2.2. Su basar tarım toprakları 2.1.2.2.1. Çeltikliklerin toprakları 2.1.2.2.2. Sık sulanan tarım top. (1) Pamuk tarlaları (2) Sebze bahçeleri (3) Narenciye bahçeleri V.D. 2.2. TABAN SUYU TOPRAKLARI ALT BÖLÜMÜ 2.2.1. GLEYLER SINIFI 2.2.1.1. Gley 2.2.1.2. Stagnogley 2.3. BATAKLIK TOPRAKLARI ALT BÖLÜMÜ 2.3.1. TUZLU BATAKLIKLAR SINIFI 2.3.1.1. Deniz kıyısı bataklıkları 2.3.1.2. Göl kıyısı bataklıkları 2.3.2. KİREÇLİ BATAKLIKLAR SINIFI 2.3.2.1. Göl kıyısı bataklıkları 2.3.2.2. Irmak kıyısı bataklıkları 2.3.2.3. Kaynak ayaklarındaki bataklıklar 2.3.3. TATLI SU BATAKLIKLARI SINIFI 2.3.3.1. Göl kıyısı bataklıkları 2.3.3.2. Irmak kıyısı bataklıkları 2.3.3.3. Kaynak ayaklarındaki bataklıklar 2.2.1.1.1. Tipik gley 2.2.1.1.2. Islak gley 2.2.1.1.3. Bataklık gleyi 2.2.1.1.4. Yamaç gleyi 285 Tablo 102’nin devamı. 3. SU ALTI TOPRAKLARI BÖLÜMÜ 3.1. SU ALTI TOPRAKLARI ALT BÖLÜMÜ 3.1.1. TUZLU SULARDAKİ TOPRAKLAR 3.1.2. KİREÇLİ SULARDAKİ TOPRAKLAR 3.1.3. TATLI SULARDAKİ TOPRAKLAR (Materyalin türüne göre ayırım:Kum, mil, kil veya killi gibi) (Organik madde tabakasının özelliğine göre ayırım: Çürüntü tabakalı, kokuşmuş çamur gibi) 3.2. TURBALIKLAR ALT BÖLÜMÜ 3.2.1. DOĞAL TURBALIKLAR SINIFI 3.2.1.1. Alçak turbalık 3.2.1.2. Yüksek turbalık 3.2.1.3. Geçit turbalık 3.2.2. ANTROPOJEN TURBALIKLAR SINIFI 3.2.2.1. Ağaç yetiştirilen turbalıklar 3.2.2.2. Tarım yapılan turbalıklar 3.2.1.1.1. Bazlarca zengin alçak turb. 3.2.1.1.2. Kireçli alçak turbalık 3.2.1.1.3. Asit alçak turbalık
© Copyright 2024 Paperzz