KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ TARİH ÖĞRETMENLİĞİ 29 HAZİRAN 2014 PAZAR TG – 10 ÖABT – TARİH Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının “İhtiyaç Yayıncılık”ın yazılı izni olmadan kopya edilmesi, fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar, gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır. AÇIKLAMA DİKKAT! ÇÖZÜMLERLE İLGİLİ AŞAĞIDA VERİLEN UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ. 1. Sınavınız bittiğinde her sorunun çözümünü tek tek okuyunuz. 2. Kendi cevaplarınız ile doğru cevapları karşılaştırınız. 3. Yanlış cevapladığınız soruların çözümlerini dikkatle okuyunuz. TARİH ÖĞRETMENLİĞİ 2014 – ÖABT / TAR 1. Tarihçi ve araştırmasına dair bilinenler onun alanına ait kaynak dillerini bildiğini, Osmanlı Türkçesini okuyabildiğini, konuyu farklı açılardan değerlendirebileceği kaynak çeşitliliğine sahip olduğunu, çalışma konusu gereği Osmanlı - Venedik ilişkilerine değinmek zorunda olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte tarihçinin yer adları üzerinden değerlendirmelerde (toponomi araştırması) bulunmuş olduğunu düşündüren herhangi bir işarete rastlanmamaktadır. 6. A B C D E Tarımsal üretimin öne çıktığı ve üretim fazlasından elde edilen zenginliklerin sonucu olarak gelişen kurumlara sahip olan medeniyetlere bakıldığında genellikle büyük akarsuların etrafında ortaya çıktıkları görülmektedir. Mezopotamya’da Dicle ve Fırat nehirleri arasında, Mısır’da Nil nehri etrafında, Hindistan’da İndus ve Ganj nehirleri havalisinde ile Çin’de Sarı Irmak Havzasında bu medeniyet inkişaf etmiştir. Buna karşın Bozkır Uygarlığı için benzer bir değerlendirme yapmak mümkün değildir. TG – 10 10. A B C D E 11. A B C D E 2. Araştırmacı tarih yazım anlayışında, birbiriyle çelişen bilgiler içeren kaynakların sentezinin yapılarak özgün bir tespit paylaşılması adımı terkiptir. Kaynak tespiti tarama, kaynakları sınıflandırma tasnif, kaynak çözümlemesi tahlil, kaynakları türüne bağlı olarak değerlendirmeye tabi tutmak tenkit olarak anılmaktadır. 7. Divanü Lügati’t-Türk’teki bilgilerde Türklerin inandıkları dinler arasında natüralizm ve Gök Tanrı inancına ilişkin ibarelere tesadüf edilmektedir. Bununla birlikte yine Türklerin İslamiyet öncesinde inandıkları dinler arasında yer alan atalar kültüne dair her hangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. A B C D E A B C D E 3. Bizans Dönemi’ne ait ve praktikon adı verilen bu belgelerden hareketle şahıs adları üzerine değerlendirme yapabilmek için kişi adları bilimi olan onomastikten ve eski yazı bilimi olan paleografiden istifade etmek gerekir. Epigrafi yazıtları inceleyen bilim dalı, kronoloji ise takvim bilimidir. 8. A B C D E Bilge Kağan Dönemi’nde, Oğuzlarla Göktürkler arasında bir dizi savaş meydana gelmişti. Bilge Kağan yazdırdığı kitabede bu konuya detaylı bir şekilde yer vermiştir. Kardeşi Kültigin’in ölümüne dair üzüntüsünü anlattığı kısımda, Oğuzların yaptığı bir baskında ailesini korumaya çalışan kardeşinin çarpışmalar sırasında hayatını kaybettiğini ifade etmiştir. Erken dönem Osmanlı tarih yazıcılığında kronik türünde eserler verilmiştir. Âşıkpaşazâde, Ahmedî, Neşrî, Kemalpaşazade, İdris-i Bitlisî, Hoca Sadettin Efendi kronik yazarlarının bazılarıdır. Bunun dışında anonim Tevarih-i Âl-i Osmanlar da kronik türünde eserler arasında yer alır. A B C D E 5. Girit merkezli Minos Uygarlığı Akdeniz’in en eski ve köklü uygarlıklarından biridir. Minoslular Mısır ile ticari bağlar kurmuşlar, Girit’i savunmak için tahkimat inşa etmek yerine güçlü bir donanmaya sahip olmayı tercih etmişler, Knossos, Zakres ve Mallia saraylarını yapmışlar ve önceleri kullandıkları hiyeroglif yazısı yerine kendilerine has bir hece yazısı geliştirmişlerdir. 9. Attila iki defa Bizans üzerine sefer yapmıştır. Her iki sefer sonucunda imzalanan antlaşmalarda Bizanslılar Hunlara vergi vermeye mecbur edilmiştir. Dolayısıyla Attila’nın Bizans üzerine yaptığı seferler sonucunda iktisadi bir faydanın elde edildiği söylenebilir. Öte yandan Kutluk’un Ötüken’i ele geçirmesi ile Bumin Kağan’ın Avarlarla savaşması bağımsız ülke kurma maksadını taşımaktadır. Nitekim II. Göktürk Devleti ile Uygur Devleti bu gelişmeler sonunda kurulmuştur. Balamir’in batıya doğru yaptığı seferlerde Hunlara yaşam alanı sağlama amacı güdülmüştür. Hazarlarla Araplar arasında cereyan eden Belencer Savaşı ise İslam Devleti’nin Hazar Hakanlığı’nın arazisini ele geçirme için yaptığı sefer sonucunda yaşanmıştır. A B C D E A B C D E Araplar, İslam fetihlerinden sonra önemli merkezlere yerleşmiş olmalarına rağmen millî benliklerini yitirmemişlerdir. Böylesi bir durumun ortaya çıkmasında temel etkenlerden biri, Arapçanın Kuran dili olmasıdır. Dolayısıyla Arapça, Arap olamayan Müslüman arasında kullanılmaya başlamıştır. Böylece Arap kültürüne has unsurlar diğer halklar tarafından benimsenmiştir. İslam Uygarlığında eserleri ve araştırmalarıyla yerini alan Arap olmayan pek çok bilgin çalışmalarını Arapça yazdığı için İslam Uygarlığı gelişirken Arap kültürü de zenginleşmiştir. Bunun dışında Araplar kabilevi bağlarını yitirmemişler, Arap kültürüne ait birçok özelliği koruyabilmişlerdir. Ancak Arap kültürünün, Arap olmayan toplumların kültürlerinden daha üstün olduğu yönündeki ifade tarihsel olarak doğru değildir. Dolayısıyla Arapların diğer millet topluluklar arasında neden asimile olmadığı sorusuna cevap sunamaz. A B C D E 12. A B C D E 4. İslamiyet öncesinde karizmatik hükümdar anlayışı yaygın şekilde kut (I) ile nitelendirilmiştir. Bu konuda küç (II) kudret ve otorite anlamında, ülüş (III) ise kısmet olarak ifade edilmiştir. Türklerin çeşitli kumaşları ihraç etmeleri dokumacılıkla uğraştıklarını, yaş ve kuru üzüm ile keten tohumu ihracatını yapmaları ise tarımsal faaliyetler yürüttüklerini göstermektedir. Benzer şekilde peynir, yay ve eğer ihraç etmeleri hayvancılık, iğne, kılıç ve iğne türü metal malzemeden yapılan emtiaları satmaları ise demircilik yaptıklarını ortaya koymaktadır. Öte yandan her ne kadar Maveraünnehr Bölgesi’nde yaşayan Türklerin balıkçılık yaptıkları bilinmekteyse de verilen bilgilerden balıkçılığa ilişkin açıklamaya rastlanmamaktadır. A B C D E 13. Alaettin Muhammet Dönemi’nden 1218 yılında Cengiz Han Harezmşahlar ülkesine bir ticaret kervanı göndermiştir. Bu kervan Otrar Valisi İnalcık tarafından yağmalanmıştır. Cengiz Han’ın suçluların cezalandırılması yönündeki taleplerinin karşılanmaması Moğolların Harezm ve Irak dâhil olmak üzere İslam ülkelerini işgal etmesine yol açan süreci başlatmıştır. Bu nedenle Moğol ticaret kervanını yağmalaması “Otrar Faciası” olarak anılmıştır. A B C D E 3 Diğer sayfaya geçiniz. 2014 – ÖABT / TAR 14. TG – 10 Hasan Sabbah 1049 yılında İran’ın Rey şehrinde doğmuştur. Sabbah’ın Babası tarafından iyi bir eğitim alması sağlanmıştır. Dönemin tanınmış âlimlerinden ders alan Sabbah, Ömer Hayyam ve Nizamülmülk ile birlikte eğitim görmüştür. Sabbah, görüşleriyle Batınilik inancına yeni bir kimlik kazandırmıştır. Zamanla hatırı sayılır miktarda taraftar toplayan Sabbah bu kişilere Selçuklu ülkesinde suikastler düzenletmiştir. Böylece devlet otoritesini sarsan Sabbah, Alamut Kalesi’ni ele geçirmiş, öldüğü 1134 yılına değin saldırılarını sürdürmüştür. 19. A B C D E 15. Selçuklularda Emir-i Meclis, sultanın ziyafetlerini hazırlama ve protokolle sorumlu saray görevlisiydi. Serhenk, törenlerde ve seyahatlerde sultanın mahiyetinde bulunanların geçiş düzenini sağlardı. Kanuni Dönemi’nde Osmanlı Devleti, Avrupa’da Kutsal Roma Germen İmparatorluğu ile mücadele etmiştir. Bu imparatorluğu Habsburg Hanedanı yönetmiştir. Kanuni Dönemi’nde Habsburglarla Osmanlılar arasındaki rekabetin sıcak çatışmaya dönüştüğü sahayı Macaristan teşkil etmiştir. Osmanlıların Orta Avrupa’ya gerçekleştirdikleri seferlerdeki amaç, Macaristan’ı hâkimiyet altına almak ve buradaki Türk egemenliğini Habsburglara kabul ettirmek olmuştur. Osmanlıların Katolik Kutsal Roma Germen İmparatorluğu’na karşı giriştiği bu seferler sonucunda Fransa üzerindeki Habsburg baskısı kırılmıştır. Ayrıca Orta Avrupa Seferlerinde Osmanlılar Almanya’daki Protestan prensleri doğal müttefik olarak görmüştür. Nitekim bu dönemde Osmanlı kontrolündeki Erdel Protestanların sığındığı bir yere dönüşmüştür. Dolayısıyla Osmanlı seferleri Avrupa’daki mezhep eksenli çatışmaların artmasına neden olmuştur. Sonuç olarak Osmanlıyı hedef alan ittifaklar ortaya çıkmamıştır. 22. A B C D E 23. A B C D E Emir-i Alem, saltanat sancaklarından sorumluydu. Emir-i Ahur sultanın ve sarayın atları ve diğer hayvanlarıyla ilgili bakımları yürütürdü. Hacibü’l-Hüccab, vezir ile hükümdar arasındaki bir köprü görevi görürdü, vezirden sonraki en yüksek rütbeli bürokrattı. A B C D E 16. 20. İnaloğulları Beyliği Diyarbakır Bölgesi’nde, Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ın ölümünden sonra çıkan taht kavgaları sırasında 1095 yılından sonra kurulmuştur. A B C D E 17. Defterhane, Enderunda değil Birunda bulunan bölümlerden biridir. Defterhanede has, zeamet, timar, mülk ve vakıf gibi arazilere ilişkin kayıtları içeren defterlerin muhafaza edilmiştir. Defter emini tarafından idare edilen Defterhane, defterdara bağlı bir kurumdur. Lale Devri’nde (1718 - 1730) daha çok imar faaliyetleri ile ilim, fikir ve sanat alanlarında gelişmeler yaşanmasına dönük ıslahatlar yapılmıştır. II. Mahmut Dönemi (1808 - 1839), Batılılaşma tarihimiz açısından bir dönüm noktası olmakla birlikte taşra teşkilatında köklü bir değişime yol açan ıslahatlar yapılmamıştır. Buna karşın Tanzimat Devri’nde (1839 - 1876) 1864, 1869 ve 1871 yıllarında yayımlanan nizamnamelerle taşra teşkilatında köklü ıslahatlar gerçekleştirilmiştir. Böylece vilayetten köye kadar uzanan hiyerarşik yapılanma (vilayet - liva - kaza - nahiye - köy) tesis edilmiştir. 1711 tarihinde Prut Sefer’inde elde edilen başarılar, Osmanlıları 1683 yılından sonraki süreçte kaybedilen toprakları kazanmak için cesaretlendirmişti. Bu dönemde önce Venedik’e savaş ilan edildi ve bazı başarılar sağlandı. Bu durum karşısında harekete geçen Avusturya Osmanlıları çeşitli noktalarda mağlup etti. Öte yandan Avrupa’da yaşanan gelişmelere kayıtsız kalamayan Avusturyalılar 1717 yılına gelindiğinde savaşı sürdürmek istemiyorlardı. Sonuç olarak Osmanlıların talebiyle 21 Temmuz 1718 tarihinde Pasarofça Antlaşması imzalandı. Belgrat ve Semendire dâhil olmak üzere Sırbistan’da büyük toprak kayıpları yaşandı. Venediklilerden alınan Mora yarımadası ise Osmanlılarda kaldı. Rus çarı Mart 1853 tarihinde İstanbul’a gönderdiği elçisi Menşikof vasıtasıyla Abdülmecit’ten Filistin Meselesi’nin bir an önce çözülmesini ve Ortodoks Kilisesinin Rus kontrolü altına sokulmasını talep etmiştir. Bu durum, Kutsal Yerler Sorunu (I) ve Ortodoksların durumunu (II) bahanesiyle Rusların savaş başlattığını ortaya koymaktadır. A B C D E 24. A B C D E Malta’daki Türk esirleri II. İnönü Muharebesi’nden sonra özgürlüklerine kavuşmuşlardır. İtilafların Yunanlılara olan güveninin sarsılması, Fevzi Paşa’nın orgenerallik rütbesine yükseltilmesi, Fransızların Zonguldak Bölgesi’ni boşaltması, İtalyanların işgal bölgelerinden çekilmeye başlaması, İtilaf güçleri arasındaki hoşnutsuzluklar derinleşmesi Türk ordusunun elde ettiği bu zaferin diğer sonuçları arasındadır. A B C D E A B C D E 25. 18. Şeri mahkemelere başkanlık eden kadıların görev sahasını teşkil eden kazalar, Osmanlı taşra teşkilatında önemli bir idari üniteyi oluşturmuştur. Kadılar yetki alanlarında meydana gelen ve mahkemeye intikal eden bütün adli olayları, şeriye sicilleri olarak anılan defterlere kaydetmişlerdir. Bu durum taşradaki hukuki ve sosyal yapının belgelere yansımasını sağlamıştır. 21. Mukataa Sistemi’nde (I) vergi gelirlerinin iltizam usulüyle bir girişimciye ihale edilmesi söz konudur. Timar Sistemi’nde (II) gelir kaynaklarının devlet görevlilerine maaş karşılığı verilirdi. Salyane (III) ise yıllık anlamına gelen ve vergilerin toplu olarak alınmasına dayanan vergi tahsili biçimiydi. Hatay 1939 yılında Türkiye’ye katılmıştır. Bu gelişme 1921 yılında başlayan sürecin bir sonucudur. Ankara Antlaşması’nda yer alan Hatay’da özel bir idare kurulması (I), bölgede Türk kültürünün korunmasına yönelik tedbirler alınması (II) ve Türkçenin resmî dil olması (III) Türkiye için uzun vadeli olumlu sonuçlar doğurmuştur. A B C D E A B C D E A B C D E 4 Diğer sayfaya geçiniz. 2014 – ÖABT / TAR 26. TG – 10 Türkiye Cumhuriyeti’nin Irak petrol gelirlerinden 25 yıl boyunca %10 olarak belirlenen bir pay alacak olması, Türkiye’nin Musul üzerindeki haklarının İngiltere ve Irak hükûmetleri tarafından kabul edildiğinin bir göstergesidir. Irak’ın kuzeyinde geçmişi Abbasiler Dönemi’ne kadar uzanan bir Türk varlığı söz konusudur. Özellikle Irak Selçuklu Devleti Dönemi’nde önemli miktarda artan Türk nüfus, Osmanlı Dönemi’nde de varlığını korumuştur. Nitekim Osmanlılar Bağdat üzerinden gerçekleştirdikleri seferlerde Türk nüfusun yoğun olarak yaşadığı Kerkük, Musul, Süleymaniye, Telafer gibi önemli merkezleri üzerinde barındıran bir güzergâhı tercih etmişlerdir. Bu nedenle Musul Havalisi Misakımillî Sınırları dâhilinde kabul edilmiştir. 31. Lutherciliğin Orta Avrupa’da yayılmasının ardından, dinî ayrılıklar üzerinden Kutsal Roma Germen İmparatorluğu’na olan bağlarını zayıflatmak isteyen prenslikler merkezi imparatorluğa savaş açtılar. Savaşın sonunda Türk tarihinde Şarlman olarak anılan Kutsal Roma Germen İmparatoru V. Charles üstünlük sağlayamadı. Bu mücadelenin sonunda Augsburg Antlaşması imzalandı. 35. A B C D E 32. A B C D E Yayımlandığı çağda büyük yankı uyandıran Ütopya isimli eser Thomas More tarafından kaleme alınmıştır. XVI. yüzyıl İngiliz düşünürleri arasında yer alan More, Katolik inancına sahip olması ve Protestanlığı benimsememesi nedeniyle Anglikan Kilisesinin kurucusu VIII. Henry tarafından idama mahkûm edilmiştir. Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı (II) sırasında Osmanlıların Ruslardan aldığı yardım kapsamında Hünkar İskelesi Antlaşması’nın imzalanması (1833), İngilizleri bölgedeki çıkarlarının zedelenmesine yol açacağı yönünde endişeye sevk etti. Sonuç olarak 1838’de Osmanlılarla İngilizler arasında yeni bir ticaret antlaşması imzalandı. Böylece İngilizlerin Osmanlı topraklarındaki nüfuzu artmıştır. A B C D E 27. Kadınlar ilk defa 1930 tarihli Belediye Kanunu kapsamında seçimlere katılma hakkı kazanmışlardır. Bundan sonra kadınların siyasi partilere üye olmalarının da önü açıldığı görülmektedir. 33. A B C D E 28. Yeni Türk devletinde sanatsal alanda yürütülen faaliyetlere büyük önem verilmiştir. Bu amaçla da güzel sanatlar alanında eserlerin üretildiği eğitim kurumları teşkil edilmiştir. Ankara Devlet Konservatuarı da bu çabalar kapsamında açılan eğitim kurumlarından birisidir. A B C D E 29. Birinci Beş Yılık Kalkınma Planı 1933 yılında yapılmış, 1934 yılında uygulamaya konulmuştur. Tarım ve hizmet sektörü dışarıda bırakılmak suretiyle sanayi alanında atılımlar yapılması amaçlanan plana göre dokuma, maden, kimya, kâğıt sektörlerinin desteklenmesine karar verilmiştir. Almanya’da siyasal birliğin sağlanması sürecinde Prusya; Fransa, Danimarka ve Avusturya ile savaşmıştır. Bu savaşlarda Prusyalıların 1866’da Avusturyalıları ağır şekilde mağlup etmesi, Avusturya’nın Orta Avrupa’daki Alman prenslikler üzerindeki nüfuzunu kaybetmesine neden olmuştur. Bu durum karşısında Avusturya Balkanlara yönelik yayılmacı bir politika izlemeye başlamıştır. Prusyalıların Fransızları 1871’de yenmesi ve Alsace - Lorraine’i ele geçirmesi Fransa’da III. Napolyon’un iktidarının son bulmasına neden olmuş ve III. Cumhuriyet’in kurulmasını sağlamıştır. Öte yandan Viyana Kongresi’nde kurulan Alman Konfederasyonu ortadan kaldırılmıştır. Bunların yanı sıra birleşik Almanya’da iktisadi kalkınma hamleleri hayata geçirilmiştir. Ancak Rusya Kırım Harbi’nden sonra Asya içlerine doğru genişleme politikası tercih etmiştir. Bu gelişme Almanya’nın siyasal birliğini sağlamasının bir sonucu olarak değerlendirilemez. A B C D E A B C D E Ahali Cumhuriyet Partisi ile Türk Cumhuriyet Amele ve Çiftçi Partisi 1930 yılında kurulmuştur. Laik Cumhuriyetçi İşçi ve Çiftçi Partisi 1931 tarihinde, Serbest Cumhuriyet Partisi ise 1930’da siyasi faaliyetlerine başlamıştır. Bununla birlikte Cumhuriyetçi Millet Partisi, 1954 yılında Osman Bölükbaşı liderliğinde kurulmuştur. A B C D E 30. XV ve XIV. yüzyıllara gelindiğinde yaşanmış olan siyasal gelişmeler Avrupa’da Papalığa (I) olan güveni sarsmıştı. Böylece ortaya çıkan ulusal monarşiler Papalığın siyasal otoritesinin zayıfladığına işaret etmektedir. Bilim ve fikir alanında yaşanan gelişmeler Katolik Kilisesi tarafından savunulan skolastisizmi (II) zayıflatmıştır. Öte yandan Luther ve Kalvinizmin ortaya çıkışı ve hızla taraftar toplamasıyla Katolisizmin (III) zayıfladığının bir göstergesidir. 93 Harbi’nde Osmanlıların Ruslar karşısında ağır bir yenilgiye uğraması Rusların Anadolu topraklarını ele geçirebileceğini ortaya koymuştur. Savaşın ardından Ayastefanos Antlaşması’nın imzalanmasını takiben İngilizler harekete geçmiş ve Berlin’de bir konferans toplanmasını sağlamışlardı. Konferans kapsamında yeni bir antlaşma imzalanmadan önce İngilizler girişimlerde bulunarak Kıbrıs’ın kendilerine bırakılmasını sağlayacak olan ayrı bir antlaşmanın imzalanmasını sağladılar. Böylece 25 Mayıs 1878 tarihinde Kıbrıs geçici olarak İngiltere’ye bırakılmıştır. Sonuç olarak 93 Harbi’nde alınan ağır yenilgi (III) de İngiltere’nin Akdeniz’deki Osmanlı topraklarında mevcut olan nüfuzunu arttırmasına neden olmuştur. A B C D E 34. Osmanlı ile İngiltere arasındaki ilişkiler III. Murat Dönemi’nde gerçekleşen diplomatik temaslarla başlamıştır. Doğu Akdeniz’deki Venedik varlığının büyük ölçüde sona ermesiyle birlikte Fransızlarla İngilizler Osmanlı Devleti’nin Doğu Akdeniz’deki ticari ortakları hâline gelmiştir. İngiliz Elçisi William Harborne 1580’de III. Murat’tan bir ahitname alarak Fransızlar ve Venediklilere verilen imtiyazlardan İngilizlerin de faydalanmasını sağlamıştır. Böylece 1581’de İngilizler, Doğu Akdeniz’deki ticari faaliyetlerini kurdukları Levant Şirketi ile yürütmeye başlamışlardır (I). Dolayısıyla bu gelişme İngilizlerin Osmanlı topraklarında nüfuz kazandığının bir göstergesi olarak kabul edilebilir. A B C D E 36. Birinci Dünya Savaşı’nın taraflarını teşkil eden İngiltere ve Fransa gibi emperyalist güçlerin kontrolü altında olan topraklarda, savaş sonrası millî uyanış hareketleri yaşandı. Mahatma Gandi’nin önderliğini yaptığı Hindistan’daki bağımsızlık hareketi (I) ile Avusturya ve Yeni Zelanda’da ortaya çıkan ulusal bilinç (II) bu bağlamda değerlendirilebilir. Mısır’da bağımsız bir sultanlığın kurulması (III) da Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan bir olaydır. Öte yandan Mısır bu gelişme İngilizlerin kontrolünde ve iradesiyle gerçekleşmiş olmasına rağmen Mısır’ın bağımsızlığını elde etmesine giden süreç böylece başlamıştır. A B C D E 5 Diğer sayfaya geçiniz. 2014 – ÖABT / TAR 37. TG – 10 Naziler Hitlerin “yaşam alanı” olarak tanımladığı sahayı ele geçirmek için “Blitzkrieg” adı verilen operasyonlar gerçekleştirmiştir. Bu harekâtlardan Rusya’yı hedef alanı “Barbarossa Harekâtı” olarak anılmıştır. Harekâtın bu şekilde adlandırılmasının nedeni Friedrich Barbarossa’nın doğuya doğru tertiplenen büyük bir Haçlı seferine öncülük etmesi olmuştur. A B C D E 38. Şemsettin Günaltay’ın başbakanlığını yaptığı hükûmetin icraatlarından biri seçim yasasının hazırlanması olmuştur. Bu yasanın şeklini verdiği ilk seçimler Demokrat Partinin zaferiyle sonuçlanmıştır. Yasa kapsamında seçimleri yargı denetimine açma, oyların gizli verilmesi ve açık sayılması ve Yüksek Seçim Kurulunun tesis edilmesi yapılacak olan seçimlerin demokratik usullere göre yürütülmesini garanti altına almıştır. Bu nedenle 1950 seçimleri “Türkiye’nin ilk demokratik seçimi” olarak anılmıştır. 41. 1891 doğumlu Yusuf Hikmet Bayur’un aktif siyasi yaşamı 1933 yılında Manisa Milletvekili seçilmesiyle başlamıştır. Cumhuriyet Halk Partisi içinde İsmet İnönü’ye olan muhalefetiyle öne çıkmıştır. Bu dönemde tarih profesörlüğüne yükselen Bayur, daha sonra Hint tarihi ordinaryüs profesörü olmuştur. Çok partili siyasal yaşama geçişte parti kuran ünlü Türk tarihçisi, daha sonra Demokrat Parti saflarında yer almıştır. Türk İnkılâbı Tarihi isimli eserini 1940 yılında Ankara’da yayımlayan Bayur, Hindistan ile ilgili meşhur eserini 1946 yılında tamamlamıştır. A B C D E 40. Bağlantısızlar Hareketi Hindistan, Mısır ve Yugoslavya’nın devlet başkanlarının girişimiyle, emperyalizm ve bloklaşmaya tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bu harekete Hindistan’ın lideri Jawarahal Nehru, Yugoslavya’nın lideri Josip Broz Tito ve Mısır’ın lideri Cemal Abdünnasır öncülük etmiştir. Muhammed Ali Cinnah Pakistan’ın, Mohandas Karamçand Gandi ise Hindistan’ın bağımsızlığında halklarına liderlik etmiştir. A B C D E 46. A B C D E Sorunun E seçeneğinde öğrencilere konuyla ilgili bir metnin özeti çıkarılmıştır. Öğrencilerin tarih olaylarını eş zamanlı algılamalarını sağlamak amacıyla bir metnin özeti çıkartılmaz. A B C D E 42. 2007 Tarih Dersi Öğretim Programı’nın genel amaçları arasında sadece Türkçe yazılmış kaynaklardan yararlanmak yer almaz. Kendi kültür değerlerine bağlı kalarak farklı kültürlerle etkileşimde bulunabilmelerini sağlamaktır. 47. A B C D E Ön koşul öğrenmeleri ortaya çıkarmak amacıyla bir öğretmen önce öğrencinin hazır bulunuş durumunu saptamalıdır. A B C D E 43. Panel: Birkaç kişiden oluşan uzmanlar grubu bir konudaki bilgilerini duygu ve düşüncelerini farklı açılardan dinleyicilere aktarır. Açık oturum: 3 - 5 kişilik bir grup belli konulardaki fikirlerini dinleyicilere aktarır. Tüm sınıf tartışmaya katılabilir. A B C D E 39. Tarihsel analiz ve yorum becerisine sahip bir öğrenci birbiriyle ihtilaflı tarihsel metinleri karşılaştırarak çıkarımlarda bulunabilir. 48. Forum: Dinleyiciler konuyla ilgili düşüncelerini açıklayarak, soru sorarak katkıda bulunur, sonuç vardır. Sempozyum: Birkaç konuşmacı bilimsel, akademik, sanatsal konularda dinleyicilere bilgi verir. Münazara: Savlı tartışmadır. Bir konuyu tez - antitez şeklinde ele alarak dinleyiciler ve jürinin önünde tartışırlar. Karşı tarafın görüşünü çürütmeye dayanır. Okul dışı tarih öğretiminde tarihsel yapılar, müzeler, eğitim araçlarıyla desteklenir. Yerel tarih öğretiminde yaşanılan yerin geçmiş tarihi öğretilir. Sözlü tarih daha çok anlatım tekniği uygulanarak öğrenci bilgilendirilir. Tarihsel canlandırmada ise dramatizasyon tekniği uygulanır. Tarihsel empatide belli bir zamanda yaşamış insanların duygu ve düşünceleri anlamaya çalışılır. A B C D E A B C D E 44. Dersinde Levni’nin Surname adlı eserini inceleyen bir öğretmen Lale Devri’ni anlatıyordur. Levni III. Ahmet Dönemi’nin en önemli minyatür sanatçılarından biridir. 49. A B C D E Edgar dalenin yaşantı konisinde en iyi öğrenme somuttan soyuta, basitten karmaşığadır. En iyi öğrenme yaparak yaşayarak öğrenmedir. A B C D E 45. Altı şapka düşünme tekniğinde; ●● kırmızı duygusal, ●● siyah karamsar, ●● sarı yenilikçi, ●● mavi çok yönlü, 50. ●● yeşil yenilikçi, ●● beyaz tarafsız Tarih öğretiminin eğitimsel amaçları adlı eser Coltham ve Fines’e aittir. A B C D E düşünür. A B C D E 6
© Copyright 2024 Paperzz