Tarih 10 - İhtiyaç Yayıncılık

KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI
ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ
TARİH ÖĞRETMENLİĞİ
29 HAZİRAN 2014 PAZAR
TG – 10
ÖABT – TARİH
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının “İhtiyaç Yayıncılık”ın yazılı izni olmadan kopya edilmesi, fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa
uymayanlar, gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
AÇIKLAMA
DİKKAT!
ÇÖZÜMLERLE İLGİLİ AŞAĞIDA VERİLEN UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Sınavınız bittiğinde her sorunun çözümünü tek tek okuyunuz.
2. Kendi cevaplarınız ile doğru cevapları karşılaştırınız.
3. Yanlış cevapladığınız soruların çözümlerini dikkatle okuyunuz.
TARİH ÖĞRETMENLİĞİ
2014 – ÖABT / TAR
1.
Tarihçi ve araştırmasına dair bilinenler
onun alanına ait kaynak dillerini bildiğini,
Osmanlı Türkçesini okuyabildiğini, konuyu farklı açılardan değerlendirebileceği
kaynak çeşitliliğine sahip olduğunu, çalışma konusu gereği Osmanlı - Venedik
ilişkilerine değinmek zorunda olduğunu
göstermektedir. Bununla birlikte tarihçinin
yer adları üzerinden değerlendirmelerde
(toponomi araştırması) bulunmuş olduğunu düşündüren herhangi bir işarete rastlanmamaktadır.
6.
A B C D E
Tarımsal üretimin öne çıktığı ve üretim
fazlasından elde edilen zenginliklerin sonucu olarak gelişen kurumlara sahip olan
medeniyetlere bakıldığında genellikle büyük akarsuların etrafında ortaya çıktıkları
görülmektedir. Mezopotamya’da Dicle ve
Fırat nehirleri arasında, Mısır’da Nil nehri etrafında, Hindistan’da İndus ve Ganj
nehirleri havalisinde ile Çin’de Sarı Irmak
Havzasında bu medeniyet inkişaf etmiştir.
Buna karşın Bozkır Uygarlığı için benzer
bir değerlendirme yapmak mümkün değildir.
TG – 10
10.
A B C D E
11.
A B C D E
2.
Araştırmacı tarih yazım anlayışında, birbiriyle çelişen bilgiler içeren kaynakların
sentezinin yapılarak özgün bir tespit paylaşılması adımı terkiptir. Kaynak tespiti tarama, kaynakları sınıflandırma tasnif, kaynak
çözümlemesi tahlil, kaynakları türüne bağlı
olarak değerlendirmeye tabi tutmak tenkit
olarak anılmaktadır.
7.
Divanü Lügati’t-Türk’teki bilgilerde Türklerin inandıkları dinler arasında natüralizm
ve Gök Tanrı inancına ilişkin ibarelere tesadüf edilmektedir. Bununla birlikte yine
Türklerin İslamiyet öncesinde inandıkları
dinler arasında yer alan atalar kültüne dair
her hangi bir açıklamaya yer verilmemiştir.
A B C D E
A B C D E
3.
Bizans Dönemi’ne ait ve praktikon adı verilen bu belgelerden hareketle şahıs adları
üzerine değerlendirme yapabilmek için kişi
adları bilimi olan onomastikten ve eski yazı
bilimi olan paleografiden istifade etmek gerekir. Epigrafi yazıtları inceleyen bilim dalı,
kronoloji ise takvim bilimidir.
8.
A B C D E
Bilge Kağan Dönemi’nde, Oğuzlarla Göktürkler arasında bir dizi savaş meydana
gelmişti. Bilge Kağan yazdırdığı kitabede
bu konuya detaylı bir şekilde yer vermiştir.
Kardeşi Kültigin’in ölümüne dair üzüntüsünü anlattığı kısımda, Oğuzların yaptığı bir
baskında ailesini korumaya çalışan kardeşinin çarpışmalar sırasında hayatını kaybettiğini ifade etmiştir.
Erken dönem Osmanlı tarih yazıcılığında
kronik türünde eserler verilmiştir. Âşıkpaşazâde, Ahmedî, Neşrî, Kemalpaşazade,
İdris-i Bitlisî, Hoca Sadettin Efendi kronik
yazarlarının bazılarıdır. Bunun dışında
anonim Tevarih-i Âl-i Osmanlar da kronik
türünde eserler arasında yer alır.
A B C D E
5.
Girit merkezli Minos Uygarlığı Akdeniz’in
en eski ve köklü uygarlıklarından biridir.
Minoslular Mısır ile ticari bağlar kurmuşlar,
Girit’i savunmak için tahkimat inşa etmek
yerine güçlü bir donanmaya sahip olmayı
tercih etmişler, Knossos, Zakres ve Mallia
saraylarını yapmışlar ve önceleri kullandıkları hiyeroglif yazısı yerine kendilerine has
bir hece yazısı geliştirmişlerdir.
9.
Attila iki defa Bizans üzerine sefer yapmıştır. Her iki sefer sonucunda imzalanan
antlaşmalarda Bizanslılar Hunlara vergi
vermeye mecbur edilmiştir. Dolayısıyla Attila’nın Bizans üzerine yaptığı seferler sonucunda iktisadi bir faydanın elde edildiği
söylenebilir. Öte yandan Kutluk’un Ötüken’i
ele geçirmesi ile Bumin Kağan’ın Avarlarla
savaşması bağımsız ülke kurma maksadını taşımaktadır. Nitekim II. Göktürk Devleti
ile Uygur Devleti bu gelişmeler sonunda
kurulmuştur. Balamir’in batıya doğru yaptığı seferlerde Hunlara yaşam alanı sağlama amacı güdülmüştür. Hazarlarla Araplar
arasında cereyan eden Belencer Savaşı
ise İslam Devleti’nin Hazar Hakanlığı’nın
arazisini ele geçirme için yaptığı sefer sonucunda yaşanmıştır.
A B C D E
A B C D E
Araplar, İslam fetihlerinden sonra önemli
merkezlere yerleşmiş olmalarına rağmen
millî benliklerini yitirmemişlerdir. Böylesi bir
durumun ortaya çıkmasında temel etkenlerden biri, Arapçanın Kuran dili olmasıdır.
Dolayısıyla Arapça, Arap olamayan Müslüman arasında kullanılmaya başlamıştır.
Böylece Arap kültürüne has unsurlar diğer
halklar tarafından benimsenmiştir. İslam
Uygarlığında eserleri ve araştırmalarıyla
yerini alan Arap olmayan pek çok bilgin
çalışmalarını Arapça yazdığı için İslam
Uygarlığı gelişirken Arap kültürü de zenginleşmiştir. Bunun dışında Araplar kabilevi bağlarını yitirmemişler, Arap kültürüne
ait birçok özelliği koruyabilmişlerdir. Ancak
Arap kültürünün, Arap olmayan toplumların
kültürlerinden daha üstün olduğu yönündeki ifade tarihsel olarak doğru değildir. Dolayısıyla Arapların diğer millet topluluklar
arasında neden asimile olmadığı sorusuna
cevap sunamaz.
A B C D E
12.
A B C D E
4.
İslamiyet öncesinde karizmatik hükümdar
anlayışı yaygın şekilde kut (I) ile nitelendirilmiştir. Bu konuda küç (II) kudret ve otorite anlamında, ülüş (III) ise kısmet olarak
ifade edilmiştir.
Türklerin çeşitli kumaşları ihraç etmeleri
dokumacılıkla uğraştıklarını, yaş ve kuru
üzüm ile keten tohumu ihracatını yapmaları ise tarımsal faaliyetler yürüttüklerini
göstermektedir. Benzer şekilde peynir, yay
ve eğer ihraç etmeleri hayvancılık, iğne, kılıç ve iğne türü metal malzemeden yapılan
emtiaları satmaları ise demircilik yaptıklarını ortaya koymaktadır. Öte yandan her ne
kadar Maveraünnehr Bölgesi’nde yaşayan
Türklerin balıkçılık yaptıkları bilinmekteyse de verilen bilgilerden balıkçılığa ilişkin
açıklamaya rastlanmamaktadır.
A B C D E
13.
Alaettin Muhammet Dönemi’nden 1218 yılında Cengiz Han Harezmşahlar ülkesine
bir ticaret kervanı göndermiştir. Bu kervan
Otrar Valisi İnalcık tarafından yağmalanmıştır. Cengiz Han’ın suçluların cezalandırılması yönündeki taleplerinin karşılanmaması Moğolların Harezm ve Irak dâhil
olmak üzere İslam ülkelerini işgal etmesine
yol açan süreci başlatmıştır. Bu nedenle
Moğol ticaret kervanını yağmalaması “Otrar Faciası” olarak anılmıştır.
A B C D E
3
Diğer sayfaya geçiniz.
2014 – ÖABT / TAR
14.
TG – 10
Hasan Sabbah 1049 yılında İran’ın Rey
şehrinde doğmuştur. Sabbah’ın Babası tarafından iyi bir eğitim alması sağlanmıştır.
Dönemin tanınmış âlimlerinden ders alan
Sabbah, Ömer Hayyam ve Nizamülmülk
ile birlikte eğitim görmüştür. Sabbah, görüşleriyle Batınilik inancına yeni bir kimlik
kazandırmıştır. Zamanla hatırı sayılır miktarda taraftar toplayan Sabbah bu kişilere
Selçuklu ülkesinde suikastler düzenletmiştir. Böylece devlet otoritesini sarsan Sabbah, Alamut Kalesi’ni ele geçirmiş, öldüğü
1134 yılına değin saldırılarını sürdürmüştür.
19.
A B C D E
15.
Selçuklularda Emir-i Meclis, sultanın ziyafetlerini hazırlama ve protokolle sorumlu
saray görevlisiydi.
Serhenk, törenlerde ve seyahatlerde sultanın mahiyetinde bulunanların geçiş düzenini sağlardı.
Kanuni Dönemi’nde Osmanlı Devleti, Avrupa’da Kutsal Roma Germen İmparatorluğu
ile mücadele etmiştir. Bu imparatorluğu
Habsburg Hanedanı yönetmiştir. Kanuni
Dönemi’nde Habsburglarla Osmanlılar
arasındaki rekabetin sıcak çatışmaya dönüştüğü sahayı Macaristan teşkil etmiştir.
Osmanlıların Orta Avrupa’ya gerçekleştirdikleri seferlerdeki amaç, Macaristan’ı
hâkimiyet altına almak ve buradaki Türk
egemenliğini Habsburglara kabul ettirmek olmuştur. Osmanlıların Katolik Kutsal Roma Germen İmparatorluğu’na karşı
giriştiği bu seferler sonucunda Fransa
üzerindeki Habsburg baskısı kırılmıştır.
Ayrıca Orta Avrupa Seferlerinde Osmanlılar Almanya’daki Protestan prensleri doğal
müttefik olarak görmüştür. Nitekim bu dönemde Osmanlı kontrolündeki Erdel Protestanların sığındığı bir yere dönüşmüştür.
Dolayısıyla Osmanlı seferleri Avrupa’daki
mezhep eksenli çatışmaların artmasına
neden olmuştur. Sonuç olarak Osmanlıyı
hedef alan ittifaklar ortaya çıkmamıştır.
22.
A B C D E
23.
A B C D E
Emir-i Alem, saltanat sancaklarından sorumluydu.
Emir-i Ahur sultanın ve sarayın atları ve diğer hayvanlarıyla ilgili bakımları yürütürdü.
Hacibü’l-Hüccab, vezir ile hükümdar arasındaki bir köprü görevi görürdü, vezirden
sonraki en yüksek rütbeli bürokrattı.
A B C D E
16.
20.
İnaloğulları Beyliği Diyarbakır Bölgesi’nde,
Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ın ölümünden sonra çıkan taht kavgaları sırasında 1095 yılından sonra kurulmuştur.
A B C D E
17.
Defterhane, Enderunda değil Birunda bulunan bölümlerden biridir. Defterhanede has,
zeamet, timar, mülk ve vakıf gibi arazilere
ilişkin kayıtları içeren defterlerin muhafaza
edilmiştir. Defter emini tarafından idare
edilen Defterhane, defterdara bağlı bir kurumdur.
Lale Devri’nde (1718 - 1730) daha çok
imar faaliyetleri ile ilim, fikir ve sanat alanlarında gelişmeler yaşanmasına dönük
ıslahatlar yapılmıştır. II. Mahmut Dönemi
(1808 - 1839), Batılılaşma tarihimiz açısından bir dönüm noktası olmakla birlikte
taşra teşkilatında köklü bir değişime yol
açan ıslahatlar yapılmamıştır. Buna karşın
Tanzimat Devri’nde (1839 - 1876) 1864,
1869 ve 1871 yıllarında yayımlanan nizamnamelerle taşra teşkilatında köklü ıslahatlar gerçekleştirilmiştir. Böylece vilayetten
köye kadar uzanan hiyerarşik yapılanma
(vilayet - liva - kaza - nahiye - köy) tesis
edilmiştir.
1711 tarihinde Prut Sefer’inde elde edilen
başarılar, Osmanlıları 1683 yılından sonraki süreçte kaybedilen toprakları kazanmak
için cesaretlendirmişti. Bu dönemde önce
Venedik’e savaş ilan edildi ve bazı başarılar sağlandı. Bu durum karşısında harekete geçen Avusturya Osmanlıları çeşitli noktalarda mağlup etti. Öte yandan Avrupa’da
yaşanan gelişmelere kayıtsız kalamayan
Avusturyalılar 1717 yılına gelindiğinde
savaşı sürdürmek istemiyorlardı. Sonuç
olarak Osmanlıların talebiyle 21 Temmuz
1718 tarihinde Pasarofça Antlaşması imzalandı. Belgrat ve Semendire dâhil olmak
üzere Sırbistan’da büyük toprak kayıpları
yaşandı. Venediklilerden alınan Mora yarımadası ise Osmanlılarda kaldı.
Rus çarı Mart 1853 tarihinde İstanbul’a
gönderdiği elçisi Menşikof vasıtasıyla Abdülmecit’ten Filistin Meselesi’nin bir an
önce çözülmesini ve Ortodoks Kilisesinin
Rus kontrolü altına sokulmasını talep etmiştir. Bu durum, Kutsal Yerler Sorunu (I)
ve Ortodoksların durumunu (II) bahanesiyle Rusların savaş başlattığını ortaya koymaktadır.
A B C D E
24.
A B C D E
Malta’daki Türk esirleri II. İnönü Muharebesi’nden sonra özgürlüklerine kavuşmuşlardır. İtilafların Yunanlılara olan güveninin
sarsılması, Fevzi Paşa’nın orgenerallik
rütbesine yükseltilmesi, Fransızların Zonguldak Bölgesi’ni boşaltması, İtalyanların
işgal bölgelerinden çekilmeye başlaması,
İtilaf güçleri arasındaki hoşnutsuzluklar
derinleşmesi Türk ordusunun elde ettiği bu
zaferin diğer sonuçları arasındadır.
A B C D E
A B C D E
25.
18.
Şeri mahkemelere başkanlık eden kadıların görev sahasını teşkil eden kazalar,
Osmanlı taşra teşkilatında önemli bir idari
üniteyi oluşturmuştur. Kadılar yetki alanlarında meydana gelen ve mahkemeye intikal eden bütün adli olayları, şeriye sicilleri
olarak anılan defterlere kaydetmişlerdir. Bu
durum taşradaki hukuki ve sosyal yapının
belgelere yansımasını sağlamıştır.
21.
Mukataa Sistemi’nde (I) vergi gelirlerinin iltizam usulüyle bir girişimciye ihale edilmesi
söz konudur. Timar Sistemi’nde (II) gelir
kaynaklarının devlet görevlilerine maaş
karşılığı verilirdi. Salyane (III) ise yıllık
anlamına gelen ve vergilerin toplu olarak
alınmasına dayanan vergi tahsili biçimiydi.
Hatay 1939 yılında Türkiye’ye katılmıştır.
Bu gelişme 1921 yılında başlayan sürecin bir sonucudur. Ankara Antlaşması’nda
yer alan Hatay’da özel bir idare kurulması
(I), bölgede Türk kültürünün korunmasına
yönelik tedbirler alınması (II) ve Türkçenin
resmî dil olması (III) Türkiye için uzun vadeli olumlu sonuçlar doğurmuştur.
A B C D E
A B C D E
A B C D E
4
Diğer sayfaya geçiniz.
2014 – ÖABT / TAR
26.
TG – 10
Türkiye Cumhuriyeti’nin Irak petrol gelirlerinden 25 yıl boyunca %10 olarak belirlenen bir pay alacak olması, Türkiye’nin
Musul üzerindeki haklarının İngiltere ve
Irak hükûmetleri tarafından kabul edildiğinin bir göstergesidir. Irak’ın kuzeyinde geçmişi Abbasiler Dönemi’ne kadar uzanan
bir Türk varlığı söz konusudur. Özellikle
Irak Selçuklu Devleti Dönemi’nde önemli
miktarda artan Türk nüfus, Osmanlı Dönemi’nde de varlığını korumuştur. Nitekim
Osmanlılar Bağdat üzerinden gerçekleştirdikleri seferlerde Türk nüfusun yoğun olarak yaşadığı Kerkük, Musul, Süleymaniye,
Telafer gibi önemli merkezleri üzerinde barındıran bir güzergâhı tercih etmişlerdir. Bu
nedenle Musul Havalisi Misakımillî Sınırları
dâhilinde kabul edilmiştir.
31.
Lutherciliğin Orta Avrupa’da yayılmasının
ardından, dinî ayrılıklar üzerinden Kutsal
Roma Germen İmparatorluğu’na olan bağlarını zayıflatmak isteyen prenslikler merkezi imparatorluğa savaş açtılar. Savaşın
sonunda Türk tarihinde Şarlman olarak
anılan Kutsal Roma Germen İmparatoru
V. Charles üstünlük sağlayamadı. Bu mücadelenin sonunda Augsburg Antlaşması
imzalandı.
35.
A B C D E
32.
A B C D E
Yayımlandığı çağda büyük yankı uyandıran Ütopya isimli eser Thomas More tarafından kaleme alınmıştır. XVI. yüzyıl İngiliz
düşünürleri arasında yer alan More, Katolik
inancına sahip olması ve Protestanlığı benimsememesi nedeniyle Anglikan Kilisesinin kurucusu VIII. Henry tarafından idama
mahkûm edilmiştir.
Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı (II) sırasında Osmanlıların Ruslardan aldığı
yardım kapsamında Hünkar İskelesi Antlaşması’nın imzalanması (1833), İngilizleri
bölgedeki çıkarlarının zedelenmesine yol
açacağı yönünde endişeye sevk etti. Sonuç olarak 1838’de Osmanlılarla İngilizler
arasında yeni bir ticaret antlaşması imzalandı. Böylece İngilizlerin Osmanlı topraklarındaki nüfuzu artmıştır.
A B C D E
27.
Kadınlar ilk defa 1930 tarihli Belediye Kanunu kapsamında seçimlere katılma hakkı
kazanmışlardır. Bundan sonra kadınların
siyasi partilere üye olmalarının da önü açıldığı görülmektedir.
33.
A B C D E
28.
Yeni Türk devletinde sanatsal alanda yürütülen faaliyetlere büyük önem verilmiştir. Bu amaçla da güzel sanatlar alanında
eserlerin üretildiği eğitim kurumları teşkil
edilmiştir. Ankara Devlet Konservatuarı da
bu çabalar kapsamında açılan eğitim kurumlarından birisidir.
A B C D E
29.
Birinci Beş Yılık Kalkınma Planı 1933 yılında yapılmış, 1934 yılında uygulamaya
konulmuştur. Tarım ve hizmet sektörü dışarıda bırakılmak suretiyle sanayi alanında
atılımlar yapılması amaçlanan plana göre
dokuma, maden, kimya, kâğıt sektörlerinin
desteklenmesine karar verilmiştir.
Almanya’da siyasal birliğin sağlanması
sürecinde Prusya; Fransa, Danimarka ve
Avusturya ile savaşmıştır. Bu savaşlarda
Prusyalıların 1866’da Avusturyalıları ağır
şekilde mağlup etmesi, Avusturya’nın Orta
Avrupa’daki Alman prenslikler üzerindeki
nüfuzunu kaybetmesine neden olmuştur.
Bu durum karşısında Avusturya Balkanlara yönelik yayılmacı bir politika izlemeye başlamıştır. Prusyalıların Fransızları
1871’de yenmesi ve Alsace - Lorraine’i ele
geçirmesi Fransa’da III. Napolyon’un iktidarının son bulmasına neden olmuş ve III.
Cumhuriyet’in kurulmasını sağlamıştır. Öte
yandan Viyana Kongresi’nde kurulan Alman Konfederasyonu ortadan kaldırılmıştır. Bunların yanı sıra birleşik Almanya’da
iktisadi kalkınma hamleleri hayata geçirilmiştir. Ancak Rusya Kırım Harbi’nden sonra Asya içlerine doğru genişleme politikası
tercih etmiştir. Bu gelişme Almanya’nın
siyasal birliğini sağlamasının bir sonucu
olarak değerlendirilemez.
A B C D E
A B C D E
Ahali Cumhuriyet Partisi ile Türk Cumhuriyet Amele ve Çiftçi Partisi 1930 yılında kurulmuştur. Laik Cumhuriyetçi İşçi ve Çiftçi
Partisi 1931 tarihinde, Serbest Cumhuriyet
Partisi ise 1930’da siyasi faaliyetlerine başlamıştır. Bununla birlikte Cumhuriyetçi Millet Partisi, 1954 yılında Osman Bölükbaşı
liderliğinde kurulmuştur.
A B C D E
30.
XV ve XIV. yüzyıllara gelindiğinde yaşanmış olan siyasal gelişmeler Avrupa’da Papalığa (I) olan güveni sarsmıştı. Böylece
ortaya çıkan ulusal monarşiler Papalığın
siyasal otoritesinin zayıfladığına işaret etmektedir. Bilim ve fikir alanında yaşanan
gelişmeler Katolik Kilisesi tarafından savunulan skolastisizmi (II) zayıflatmıştır. Öte
yandan Luther ve Kalvinizmin ortaya çıkışı
ve hızla taraftar toplamasıyla Katolisizmin
(III) zayıfladığının bir göstergesidir.
93 Harbi’nde Osmanlıların Ruslar karşısında ağır bir yenilgiye uğraması Rusların
Anadolu topraklarını ele geçirebileceğini
ortaya koymuştur. Savaşın ardından Ayastefanos Antlaşması’nın imzalanmasını takiben İngilizler harekete geçmiş ve Berlin’de
bir konferans toplanmasını sağlamışlardı.
Konferans kapsamında yeni bir antlaşma
imzalanmadan önce İngilizler girişimlerde
bulunarak Kıbrıs’ın kendilerine bırakılmasını sağlayacak olan ayrı bir antlaşmanın
imzalanmasını sağladılar. Böylece 25
Mayıs 1878 tarihinde Kıbrıs geçici olarak
İngiltere’ye bırakılmıştır. Sonuç olarak 93
Harbi’nde alınan ağır yenilgi (III) de İngiltere’nin Akdeniz’deki Osmanlı topraklarında
mevcut olan nüfuzunu arttırmasına neden
olmuştur.
A B C D E
34.
Osmanlı ile İngiltere arasındaki ilişkiler III.
Murat Dönemi’nde gerçekleşen diplomatik
temaslarla başlamıştır. Doğu Akdeniz’deki Venedik varlığının büyük ölçüde sona
ermesiyle birlikte Fransızlarla İngilizler
Osmanlı Devleti’nin Doğu Akdeniz’deki ticari ortakları hâline gelmiştir. İngiliz Elçisi
William Harborne 1580’de III. Murat’tan bir
ahitname alarak Fransızlar ve Venediklilere verilen imtiyazlardan İngilizlerin de faydalanmasını sağlamıştır. Böylece 1581’de
İngilizler, Doğu Akdeniz’deki ticari faaliyetlerini kurdukları Levant Şirketi ile yürütmeye başlamışlardır (I). Dolayısıyla bu
gelişme İngilizlerin Osmanlı topraklarında
nüfuz kazandığının bir göstergesi olarak
kabul edilebilir.
A B C D E
36.
Birinci Dünya Savaşı’nın taraflarını teşkil
eden İngiltere ve Fransa gibi emperyalist
güçlerin kontrolü altında olan topraklarda, savaş sonrası millî uyanış hareketleri
yaşandı. Mahatma Gandi’nin önderliğini
yaptığı Hindistan’daki bağımsızlık hareketi (I) ile Avusturya ve Yeni Zelanda’da
ortaya çıkan ulusal bilinç (II) bu bağlamda
değerlendirilebilir. Mısır’da bağımsız bir
sultanlığın kurulması (III) da Birinci Dünya
Sava­şı’ndan sonra yaşanan bir olaydır. Öte
yandan Mısır bu gelişme İngilizlerin kontrolünde ve iradesiyle gerçekleşmiş olmasına
rağmen Mısır’ın bağımsızlığını elde etmesine giden süreç böylece başlamıştır.
A B C D E
5
Diğer sayfaya geçiniz.
2014 – ÖABT / TAR
37.
TG – 10
Naziler Hitlerin “yaşam alanı” olarak tanımladığı sahayı ele geçirmek için “Blitzkrieg”
adı verilen operasyonlar gerçekleştirmiştir. Bu harekâtlardan Rusya’yı hedef alanı
“Barbarossa Harekâtı” olarak anılmıştır.
Harekâtın bu şekilde adlandırılmasının
nedeni Friedrich Barbarossa’nın doğuya
doğru tertiplenen büyük bir Haçlı seferine
öncülük etmesi olmuştur.
A B C D E
38.
Şemsettin Günaltay’ın başbakanlığını
yaptığı hükûmetin icraatlarından biri seçim yasasının hazırlanması olmuştur. Bu
yasanın şeklini verdiği ilk seçimler Demokrat Partinin zaferiyle sonuçlanmıştır. Yasa
kapsamında seçimleri yargı denetimine
açma, oyların gizli verilmesi ve açık sayılması ve Yüksek Seçim Kurulunun tesis
edilmesi yapılacak olan seçimlerin demokratik usullere göre yürütülmesini garanti
altına almıştır. Bu nedenle 1950 seçimleri
“Türkiye’nin ilk demokratik seçimi” olarak
anılmıştır.
41.
1891 doğumlu Yusuf Hikmet Bayur’un aktif
siyasi yaşamı 1933 yılında Manisa Milletvekili seçilmesiyle başlamıştır. Cumhuriyet
Halk Partisi içinde İsmet İnönü’ye olan
muhalefetiyle öne çıkmıştır. Bu dönemde
tarih profesörlüğüne yükselen Bayur, daha
sonra Hint tarihi ordinaryüs profesörü olmuştur. Çok partili siyasal yaşama geçişte
parti kuran ünlü Türk tarihçisi, daha sonra
Demokrat Parti saflarında yer almıştır. Türk
İnkılâbı Tarihi isimli eserini 1940 yılında
Ankara’da yayımlayan Bayur, Hindistan ile
ilgili meşhur eserini 1946 yılında tamamlamıştır.
A B C D E
40.
Bağlantısızlar Hareketi Hindistan, Mısır ve
Yugoslavya’nın devlet başkanlarının girişimiyle, emperyalizm ve bloklaşmaya tepki
olarak ortaya çıkmıştır. Bu harekete Hindistan’ın lideri Jawarahal Nehru, Yugoslavya’nın lideri Josip Broz Tito ve Mısır’ın
lideri Cemal Abdünnasır öncülük etmiştir.
Muhammed Ali Cinnah Pakistan’ın, Mohandas Karamçand Gandi ise Hindistan’ın
bağımsızlığında halklarına liderlik etmiştir.
A B C D E
46.
A B C D E
Sorunun E seçeneğinde öğrencilere konuyla ilgili bir metnin özeti çıkarılmıştır.
Öğrencilerin tarih olaylarını eş zamanlı algılamalarını sağlamak amacıyla bir metnin
özeti çıkartılmaz.
A B C D E
42.
2007 Tarih Dersi Öğretim Programı’nın genel amaçları arasında sadece Türkçe yazılmış kaynaklardan yararlanmak yer almaz.
Kendi kültür değerlerine bağlı kalarak farklı
kültürlerle etkileşimde bulunabilmelerini
sağlamaktır.
47.
A B C D E
Ön koşul öğrenmeleri ortaya çıkarmak
amacıyla bir öğretmen önce öğrencinin hazır bulunuş durumunu saptamalıdır.
A B C D E
43.
Panel: Birkaç kişiden oluşan uzmanlar grubu bir konudaki bilgilerini duygu ve düşüncelerini farklı açılardan dinleyicilere aktarır.
Açık oturum: 3 - 5 kişilik bir grup belli konulardaki fikirlerini dinleyicilere aktarır. Tüm
sınıf tartışmaya katılabilir.
A B C D E
39.
Tarihsel analiz ve yorum becerisine sahip
bir öğrenci birbiriyle ihtilaflı tarihsel metinleri karşılaştırarak çıkarımlarda bulunabilir.
48.
Forum: Dinleyiciler konuyla ilgili düşüncelerini açıklayarak, soru sorarak katkıda
bulunur, sonuç vardır.
Sempozyum: Birkaç konuşmacı bilimsel,
akademik, sanatsal konularda dinleyicilere
bilgi verir.
Münazara: Savlı tartışmadır. Bir konuyu
tez - antitez şeklinde ele alarak dinleyiciler
ve jürinin önünde tartışırlar. Karşı tarafın
görüşünü çürütmeye dayanır.
Okul dışı tarih öğretiminde tarihsel yapılar, müzeler, eğitim araçlarıyla desteklenir.
Yerel tarih öğretiminde yaşanılan yerin
geçmiş tarihi öğretilir. Sözlü tarih daha
çok anlatım tekniği uygulanarak öğrenci
bilgilendirilir. Tarihsel canlandırmada ise
dramatizasyon tekniği uygulanır. Tarihsel
empatide belli bir zamanda yaşamış insanların duygu ve düşünceleri anlamaya
çalışılır.
A B C D E
A B C D E
44.
Dersinde Levni’nin Surname adlı eserini
inceleyen bir öğretmen Lale Devri’ni anlatıyordur. Levni III. Ahmet Dönemi’nin en
önemli minyatür sanatçılarından biridir.
49.
A B C D E
Edgar dalenin yaşantı konisinde en iyi öğrenme somuttan soyuta, basitten karmaşığadır. En iyi öğrenme yaparak yaşayarak
öğrenmedir.
A B C D E
45.
Altı şapka düşünme tekniğinde;
●● kırmızı duygusal,
●● siyah karamsar,
●● sarı yenilikçi,
●● mavi çok yönlü,
50.
●● yeşil yenilikçi,
●● beyaz tarafsız
Tarih öğretiminin eğitimsel amaçları adlı
eser Coltham ve Fines’e aittir.
A B C D E
düşünür.
A B C D E
6