Sultanahmet Camii K O R U M A V E İ H Y A D E R N E Ğ İ K U R U L U Ş 1 9 9 6 İÇİNDEKİLER YAYIN KURULU Emrullah Hatipoğlu Necati Sönmez İbrahim Girgine Ramazan Apaydın Yakup Kaya Hasan Kara İsmet Ünal Vakfiye Duası (Vakfiye)......................................................... 3 Sultan Ahmet Han................................................................ 4 Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa............................................... 5 Sultanahmet Camii Külliyesi Planı......................................... 7 Camii Külliye Binalarından..................................................... 8 HAZIRLIK Yakup Sarı Hüseyin Kavaklı Sultanahmet Camii Güneş Saati............................................ 10 Bir kitabe ve bir hatt-ı celil’e................................................. 12 Çini....................................................................................... 14 Yabancıların gözüyle Sultanahmet Camii.............................. 15 Sultanahmet Mosque Islamic Informattion Center............... 16 İhtida Edenler (İslamı Seçenler)............................................ 17 Camimizi ziyaret eden devlet misafirlerimiz......................... 18 Sultanahmet Cami Din Görevlilerinden; Bir İmam-Hatip, Bir Müezzin................................................ 19 Sultanahmet Camii Koruma ve İhya Derneği........................ 20 Dernek Faaliyetleri............................................................... 21 BASKI VE CİLT TDV Yay. Mat. ve Tic. İşlt. (0312) 354 91 31 TEKNİK DANIŞMAN Osman Sarıköse GRAFİK TASARIM Salih Koca SULTANAHMET CAMİİ KORUMA VE İHYA DERNEĞİ At Meydanı No: 7 Sultanahmet - Fatih İSTANBUL Tel: 0212 458 07 76 Fax: 0212 458 71 07 [email protected] www.sultanahmetcami.com 2 Hünkâr Kasrı, Muvakkithane, Arasta. Camimize kazandırılan ayakkabılıklar, Temizlik faaliyetleri, Bahçe peyzaj çalışmaları, İslami Tanıtıcı pano afiş çalışmaları, Ayakkabı poşetleri, Elbise mekanları, Dini ve Kültürel Etkinlikler, Cami ve İslamı Tanıtıcı Broşür – Kitap Faaliyetleri, Eğitim Hizmetleri, Hizmetiçi Eğitim. El Yazması Kur’an-ı Kerimler................................................ 30 Minare Restorasyonu............................................................ 31 VAKIF DUASI (VAKFİYE) Her kim ki, mükemmel, dört başı mamur bir şekilde hazırlanan bu vakıf eserini ya bizzat kendisi veya dolaylı yollardan başkası vasıtasıyla zarar verme niyetiyle veyahut izzet sahibi olan Allah’tan korkmayan, çekinmeyen başka kimselere bu konuda yardımcı olursa “O Allah’ın gazabını hak etmiş olarak döner. Onun yeri de cehennemdir. Orası varılacak ne kötü yerdir...” (Enfal,8/16) ayetinin ifade ettiği manaya uygun şekilde kendisi dünyada zalimler zümresinden sayılıp anıla. Ahirette de, Allah tarafından azarlanıp azaba mahkum olan kimselerle haşrola. Ve her kim ki, vakfın aslının veya şubelerinin ve yan varlıklarının devamlılığına ve vakfa bırakılan gelir kaynaklarındaki mahsulünün gelişmesine yardımcı olma teşebbüsünde bulunursa; Gafur olan Rabbim huzurunda sa’y-i cemil-i meşkur (teşekküre layık güzel bir amel) ecr-i cezil-i mevfur ğayr-ı mahsur (kat kat çoğaltılan sınırsız bir ödülle) mükafatlandırılıp bütün çirkinlik ve kötülüklerden korunup gizlenmiş ola. Her kim bunu işittikten ve kabullendikten sonra vasiyeti değiştirirse, günahı onu değiştirenleredir. “Şüphesiz Allah (her şeyi) işitir ve (her şeyi) bilir.” (Bakara: 2/181 ) 3 Sultan I. Ahmet Han Bu mabede önce karar veren sonra yerini bulan parasını veren ve başında durup yaptıran kişi kimdi. Gencecik bir delikanlı, temelleri attırdığında bile henüz on dokuz yaşında, Cami fikri aklına düştüğünde bundan da genç, 14 – 15’ inde. likle de Ayasofya’yı geçmek ve buna bir de nam-ü şanını kıyamete kadar yaşatacak bir eser bırakma düşüncesi hiç çekinmeden eklenebilir. Çünkü hemen bütün taç sahiplerinde hatta elinde imkanı ve kudreti olan pek çok insanoğlunun içinde böyle bir tut14 yaşında tahta çıkıyor ve padişahların ku vardır ve yaşamıştır. İyi ki de vardır. 14 üncüsü oluyor. 14 yıl saltanat sürüyor ve 28 Çünkü olağan dışı pek çok eser de ancak o yaşında vefat ediyor, oda iki kere 14 eder ya. sayede meydana çıkabilmiştir. 17.yy İngiliz’in gözü ile Caminin ”banisi” Genç ama epeyce de azimli. Babası III. Mehmet ansızın ölünce, Sarayda derhal düzeni genç Hünkârı seyredelim: Sultan içinde bukoruyup tahta o gece kendisi oturuyor ve Sa- lunduğumuz şu 1610 yılında 23 yaşlarındadaret Makamı ( Yani Başbakan Vekili) Kasım dır. Güçlü kuvvetli, boyu posu yerinde, fakat Paşaya bir Hatt-ı Hümayun gönderiyor; şişmanlığa büyük eğilimi olan bir kişi... Sul“Sen ki Kasım Paşasın, Babam Allah tanın yüzü ve hatları da ona göre dolgundur. emriyle vefat eyledi ve ben taht-ı saltanata Sadece gözleri olağan üstü büyüklükte olup cülus eyledim. Şehri muhkem zapteyleye- bu Türklerde en makbul, en güzel göz olarak sün. Bir fesad olursa senin başını keserim!” nitelendirilir. Bu mabede önce karar veren sonra yerini bulan parasını veren ve başında durup yaptıran kişi kimdi. Gencecik bir delikanlı, temelleri attırdığında bile henüz on dokuz yaşında, Cami fikri aklına düştüğünde bundan da genç, 14 – 15’ inde. Sultan Ahmed’in askeri bir başarısı olan Zitvatorok barış anlaşması bölgeye ve Osmanlıya bir rahatlama dönemi açıp devletinin prestijini tekrar perçinleyince Allah’a bir şükür nişanesi olmak üzere taht şehrinde o zamana kadar görülmemiş güzellikte bir mabed yükseltmeyi aklına koyar. Solgun, durgun ifadesi yüzünün en belirgin özelliği olarak göze çarpar. Üst dudağında bıyık namına bir tutam seyrek kıl, çenesinde de daha seyrek koyu renkte kıllar vardır. Sultanın görünüşü de, imparatorluğun genişliği oranında heybetli ve azametli... Bununla beraber, sarayında üstünde kitabeler yazılı direklerin arasından büyük bir Kulluğunu da kanıtlayabilmek üzere o zamana kadar yapılmış olan camilerin en demir küreyi atması, onun gücünü ve idmabüyüğünü ve en güzelini yapmak ve özel- na yatkınlığını gösterir. 4 Mimar Sedefkar Mehmet Ağa Kanuninin son zamanlarında 15621563’te İstanbul’a getirilmiş 5 yıl ulufesiz ( ulufe/ücret ) çalışmış altıncı yılda ulufeye yazılıp büyük hünkârın vefatından sonra onun türbesine bir yıl süre ile “bahçe bekçisi” olmuş. Bir sonra da Topkapı Sarayına dahil edilip Hasbahçeye bahçıvan tayin edilmiş. Camii ve mimarisi üzerine doktora yapmış olan Mimar Zeynep Nayır, Evliya Çelebinin Arnavutluk bölümünde kayıtlı bir bilgiye dayanarak Mimarımızın Orta Arnavutlukta Elbasan (İlbasan) kentinde çeşmeler yapmış olduğunu nakletmekte ve bu özel ilginin, onun doğum yeri hakkında bir işaret olabileceğini kaydetmektedir. Devşirme Mehmet, bahçıvanlık döneminde önce sarayın saz takımına aşık olur. Hüner sahibi bir sazende-den, herkesin hayranlığını ve sevgisini çeken bu musiki 1569-1570- de böylece sarayın sedefkarlık ve mimarlık kârhanesine dahil olduktan sonra önünde yepyeni bir yol açılır ve tam 21 yıl dahi Koca Mimar Sinan ağaya çıraklık ve kalfalık eder. sanatını öğrenmeyi aklına takar. Bir gün biriktirdiği tüm parası olan seksen doksan flori’yi verip kendisine çeşitli sazlar satın alır. Gece gündüz o kadar çalışır ve musikide öyle ilerler ki saz çalarken süratinden “elinin hayali görülmez olur.” Cafer Çelebi onun daha sonraki meslekleri olan önce sedefkârlık, sonra mimarlık sanatları için bu saz ustalığının yararını “keser sallamak için elinin idmanı lazım olsa gerekti” diye açıklıyor. Mimarımız gördüğü bir rüya üzerine devrin ermişlerinden Halveti şeyhi “Viş- ne Mehmet Efendi”ye gider Rüyasında çingene tayfası suretinde bir alay sazende görmüştür ki “ellerinde olan sazlara bir uğurdan başlayınca saz ve söz sesinden alem velveleye ve yer gök zelzeleye”’ varmaktadır. Vişne Mehmet Efendi Sedefkâr Mehmet Ağanın bu rüyasını şöyle tabir eder. ‘’Oğul o sanattan vazgeçmek gereksin. Eğer o sanat iyi sanat olsa doğru ve hayırlı kimselerin arasında kullanılır. Onun gibi insanların en alçağı olan şeytan olan kavmin ellerine düşmezdi. Mademki muradın sanattır, layık olan budur ki birkaç gün durup tabiatın da bir sanata meylederse yine bizimle danışık eğle. Eğer dünya ve ahirette bir yararı olduğu görülürse bizde sana izin verip dua edelim ondan sonra izninizle ve hayır duamızla o sanata varasın. Adam düşünce çingene görmek tıpkı cinn ve cann kavmi görmektir ve çingane demek (cinler) demektir... Kısacası bu sanattan dönüp istifar ve son derece tövbe edip günahlarının bağışlanmasını istemen gerek.” az sonra sazdan soğumuş genç bahçıvan garip bir ruh haleti ile tutar bütün sazlarını kırar Cafer Çelebinin deyimi ile hepsini balta ile haşhaş hurdasına döndürür. Mimar Mehmet ağa böylece musikişinas olmaktan vazgeçerek hayırlı bir sanat olan mimarlıkta karar kılar. Bir sanatçının enstrümanlarını parçalaması bu günün aklı ile biraz zor izah edilir. Ama dehaların kabına sığmayan yetenek ve ihtirasları da zaten normal kap kacağa pek girmez. Sanatının zirvesi olan Caminin kubbesini çatıncaya kadar o daha çok sazlar ve canlar kıracaktır. Saraya dönen bahçıvan az sonra Sedefkariler Kârhanesinde bir gencin okuduğu bir kitaba dalmış görür. Bu defa onun eline ayağına düşer. O da kendisini bir sınava tabi tutar. Keserle bir kirişe nişan vurulacak. Bahçıvanımızın keseri o nişana rast gelirse onda yetenek vardır. Genç Mehmet ke5 seri bir kere vuramaz bin kere vurur. her defasında da nisanın üstüne gelir. Hepsi onun yeteneğine teslim olurlar. Kitap okuyan sedefkâr elindeki hendese kitabının bir kopyasını çeker onu armağan eder ve ocaklarına girişlerini sağlar. Ser mimaran-ı hassa’ın yönetiminde bu ocakta yeni girenlere başta geometri olmak üzere ilk ve gerekli bilimlerin öğretildiğini ve burada ciddi şekilde adam yetiştirildiğini kabul etmektedir. Yani saraydaki bu ocak hem fakülte hem de bir resmi daire niteliğindedir. 1569-1570- de böylece sarayın sedefkarlık ve mimarlık kârhanesine dahil olduktan sonra önünde yepyeni bir yol açılır ve tam 21 yıl dahi Koca Mimar Sinan ağaya çıraklık ve kalfalık eder. Ondan sonra “Kapu Ağası” dört kadıya “Muhzırbaşı” olur. Sonra Su Nazırı tayin edilir. O süre içinde Koca Sinanın vefatından sonra yerine geçen baş mimarlar Davut ağa, Dalgıç Ahmet ağa ile beraber çalışmıştır. Sonra ona imparatorluk yolları açılıyor. Devlet-i Âliyenin hangi köşesinden gelirse gelsin tüm milletler ve cemaatlerinin bütün yetenekli çocuklarını bünyesinde eriten imparatorluğun geniş topraklarına olanca hazinelerini ve nimetlerini sergileyen düzeni içinde Sedefkârlığı ve mimarlığı yanında o da Sarayda sorası ile Kapu Ağası Dergâh-ı Ali Bevvaplığı,iki yıl Kulle Sofiliği görevlerine getiriliyor. Önce mısırın yolu gözüküyor kendisine. Bu görevde iken bütün Arabistanı dolaşıyor. İstanbul’a döner dönmez “Rumeli teftişine” memur ediliyor. Bu seyahati ise bir cihan devletinin yetenek gördüğü bir adamının yetişmesi için kurduğu bütün bir mekanizmanın azametini sergilemesi bakımından insanın tüylerini ürperten ve gözlerini yaşartan bir sistemi anlayışı ve ciddiyeti sergiler. Bu cevelan bu birikim bu görgü bu deneyim yıllar sonra yükselecek olan şaheseri Mavi Caminin kökenlerini açıklayabilecek olan başlıca iki olgudan biridir. Birisi Mehmet ağanın kendi dehası, öbürü imparatorluğun onu içine alıp yoğurduğu bu coğrafya, bu hamur. 6 Rumeli dönüşü ağa dört kadıya muhzırbaşı olur. Sonra Diyarbekir’e müsellim gider,6 ay o havaliyi yönetir. Oradan döner Şam-ı Şerife müsellim tayin edilir. O tarihlerde asi bazı kabileler hacca gelen kervanları soymakta yok etmektedir. Ağanın büyük başarısı bunların üzerine varıp haydutları ve yolu temizlemesinde görülür. Bu askerlik operasyonu bile ağanın hayatında mistik bir maceradır. Elinde az bir kuvvetle ne yapacağını çaresizlikle düşünmekte iken gördüğü bir rüyada”gayb ricali” onun imdadına yetişir ve eşkıya’nın gafil uyuduğu yeri haber verirler. Ani bir baskınla yetiştiğinde maiyetinin itiraz ve korkularını bastırır ve kendilerinden kat kat üstün çeteyi yok eder. 1587-1598 de su nazırı tayin edilir. Sekiz yılı öyle geçer. 1606 da Mimarbaşı olur. Şimdi yerini bulmuştur tarih ve kader ona bir imparatorluğun bütün maceralarını yaşattıktan sonra asıl makamına getirip oturtmuştur. İlk işi Kâbe’nin onarılması ve ünlü altın oluklarının konulmasıdır. Camiyi padişah istemişti ve arzulamıştı ama o binayı ilk düşünen yani gözünde canlandıran sonra bugün bilemediğimiz teknikle çizen sonra onu taş taş üstüne koyup yükselten (yanlışlıkları ve gecikmeleriyle kahrolan) binası biçimlendikçe onurlanan kubbeyi çatıp içi de cennet misali donanınca nurlanan asıl sanatçıya yani mimara gelince o büyük eseri uzunca yaşadı. Fakat onun nam-ü şanını adını pek az yerde bulursunuz Koca Camii sadece padişahın adını taşır. Sanatçının imzası yüce eserinin epey dışında bir yerdedir ve o bile kendisi gibi çok alçak gönüllü bir ölçüdedir. Dış avlunun birinci kapısı altındaki sebilin kitabesinde kitabeninde bir mısrasında; Cami-i Han Ahmet’in bani-i ala -meşrebi. Hazreti Mimarbaşı, ahreti mamur ola Kim Muhammeddir anın namı vü ali himmeti Etti bu rana binayı haşre dek meşhur ola. ahretin bari mamur olması onun için bir dahi Mimara bile ne bir tasvir ne bir anıt yer almazdı gerekmezdi. yaşamın öbür yanına bembeyaz bir güvercin gibi uçurur gibi bir tek mesaj yeterliydi ya bir hizmet ve bir eser. Sultanahmet Camii Külliyesi Sultanahmet Camii Külliyesi Planı Sultanahmet Külliyesi; 1.Cami, 2. Hünkar Kasr-ı, 3.Sıbyan Mektebi, 4.Medrese, (Daru-l Hadis, Daru-l Kurra’) 5.Muvakkithane, 6.Türbe, 7.Fırın, 8. Mutfak 9.İmaret, 10.Darüş-şifa 11.Hamam, 12.Arasta’dan oluşur. 7 CAMİİ KÜLLİYE BİNALARINDAN Hünkar Kasrı... Muvakkithane... Arasta.... Osmanlı mimarlığında ilk kez burada padişahın tahtırevan veya atla üst kata ulaşmasını sağlayan rampalı düzen kurulmuştur. Bir iç sokak gibi ele alınan rampa demir parmaklıklı pencerelerle avlu yönüne açılmaktadır. Üst katta Türk evine özgü bir galeri düzenlemesi gözlenmektedir. HÜNKÂR KASRI Padişahın namazdan önce ya da sonra oturup dinlenebileceği sohbet edebileceği bir yapı olarak tasarlanan hünkâr kasırlarının bilinen ilk örneği 1. Ahmed tarafından yaptırılmıştır. Çeşitli onarımlarla günümüze kadar ulaşan Hünkar Kasr-ı birçok özgün ayrıntısını yitirmiş, son onarımını 1949 yangınından sonra geçirmiştir. Dış avlu zemininden kısa bir rampayla çıkılan yapı yüksek bir 8 bodrum üzerinde yükselmektedir. Giriş katında bir koridorla ulaşılan iki oda yer almaktadır. Holün doğu duvarında yer alan kapı bu yönde bir bağlantının varlığına işaret etmektedir. Ancak bu yönde bulunan yapı, yapılar hakkında ne yazılı nede görsel malzeme bulunmaması, niteliklerinin anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Giriş holünden padişahın kullanımına ayrılan üst kata bir rampayla ulaşılmaktadır. Osmanlı mimarlığında ilk kez burada padişahın tahtırevan veya atla üst kata ulaşmasını sağlayan rampalı düzen kurulmuştur. Bir iç sokak gibi ele alınan rampa demir parmaklıklı pencerelerle avlu yönüne açılmaktadır. Üst katta Türk evine özgü bir galeri düzenlemesi gözlenmektedir. Kasrın padişah için ayrılan bölümü birbirine bitişik ve bi- rinciden geçilerek ulaşılan iki odadır. Her iki odada da benzer mimari öğeler ocak, niş, pencereler bulunmaktadır. Kasır önceki başodaya daha iyi görüş açısı sağlamak amacıyla boğaz ve Marmara ya dik olarak yerleştirilmiştir. Özgün çatı ve bezemeleri yok olan kasrın değerli kumaş kilim halılarla döşendiği inşaat defterinde, satın alınan eşyalar listesinden öğrenilmektedir. Hünkâr mahfilide yedi kandilli gümüş fener, fıstıki gümüş top, nakışlı deve kuşu yumurtası, kırmızı billur bardak, fağfuri sürahi, fildişi ayna, altın yaldızlı kozalak, sedefkari ibrik gibi doksanı aşkın değerli eşya ile donatılmıştır. MUVAKKİTHANE Muvakkithane mevcut binanın yeniden tamiri ile 1828 yılının Ramazan ayında yeniden açılmıştır. Muvakkithaneye Sultan I.Ahmet türbesinin önündeki kapıdan girilir. Kare planlı yapının demir şebekeli dikdörtgen pencereleri vardır. Erken ampir üslupta olan muvakkithanenin saçak kısmında kademeli taştan bir silme dolaşır.1613 tarihli vakfiyesinde ‘’Evkat-i ezana alim ve saat-i mikadda cazim bir muvakkit’’ kaydı vardır’ ki bilgisinden emin olunmayan kimseye burada muvakkitlik verilmemektedir. ARASTA Sultanahmet külliyesinin kıble yönündeki en uç yapısı olan Arasta İstanbul da 17. yy dan kalan tek üstü açık çarşıdır. Sipahilerle ilgili eşyaların satıldığı dükkânlar, bu gün turistik amaçta kullanılmaktadır. 1912 yangınında harap olan ve daha sonra, arasına giren yabancı binalar nedeni ile büyük ölçüde değişikliğe uğrayan arasta çarşısı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından eklerinden ayrıldıktan son9 ra 1980’li yıllarda restore edilmiştir. Restorasyon işlemi yalnız arasta sokağı çevresindeki dükkânları kapsamış, ilk tasarımda dükkân sıralarının üstlerinde yer alan ve kaynaklara kubbeli odalar olarak adlandırılan hücrelere ait kalıntılar rekonstrüksiyonları için yeterli veri bulunmadığından arkeolojik kalıntı olarak korunmuşlardır. Bugün arastanın parçası olarak dizinin kuzeydoğu ucunda bulunan sebile bitişik bir kapı kemeri ve söve kalıntısı bulunmaktadır. Sultanahmet Camii Güneş Saati Konumu : Avlu kuzey revak cephesinde yer almaktadır. Tipi : Düşey, eğimli güneş saati. Yöntem : Saat açısı. Gösterge: Gölge. Yapım tarihi : Cami 1609-1616 Malzemesi: Yapı malzemesi üzerine çizilmiştir. Boyutları: 57,53 cm x 128,46 cm Tanım : Yarım daire şeklindeki saatte eşit olmayan aralıklarla çizilmiş,gerçek yerel saat10 leri gösteren12 saat çizgisi vardır. Dikey öğle çizgisinin solundaki saat dilimleri öğleye kalan saatleriisağındaki saat dilimleri ise öğleden sonra geçen saatleri gösterkemtedir. Bu saatler saat dilimleri arasına yazılan Osmanlı rakamları ile sol tarafta 8,7,6…1, sağ tarafta ise 1,2,3 şeklinde işaretlenmiştir. Saatin üstünde yapımcısını belirten bir kitabe bulunmaktadır. Yapan : Şamlı Hüseyin Yayınlar: Meyer 1985,48-49; Çam 1990, 77-78. Konumu: Avlu doğu revak cephesinde yer almaktadır. Tipi : Düşey, eğimli güneş saati. Yöntem: Saat açısı. Gösterge: Gölge. Yapım tarihi: Cami 1609-1616 Boyutları: 37,26 cm x 59,27 cm Tanım: Saatte yerel saat çizgileri ikindiye kalan vakti göstermektedir. Bu saatler saat çizgileri arasında Osmanlı rakamları ile 4,3,2,1 şeklinde belirtilmiştir. Saatte ayrıca kış gündönümü, yaz gündönümü eğrileri ile ekinoks doğrusu da bulunmaktadır. Malzemesi: Yapı malzemesi üzerine çizilmiştir. Yayınlar: Meyer 1985,48-49; Çam 1990,77-78. Konumu: Avlu batı kapı güneyinde yer almaktadır. Tipi : Düşey, eğimli güneş saati. Yöntem: Saat açısı. Gösterge: Gölge. Yapım tarihi: Cami 1609-1616 Malzemesi: Yapı malzemesi üzerine çizilmiştir. Boyutları: 58,05 cm x 113,91 cm Tanım : Saatte yerel saat çizgileri ikindiye kalan saatleri belirtmektedir. İkindiye kalan saatler saat dilimleri arasında 4,3,2,1 şeklinde işaretlenmiştir. Saatte kış gündönümü, yaz gündönümü eğrisi de mevcuttur. Yayınlar : Meyer 1985,48-49; Çam 1990,77-78. 11 BİR KİTABE & BİR HATT-I CELİLE Ana kubbede bulunan hatt-ı celi Ana kubbe iç kısım : Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye (kurduğu düzende) tutuyor. Andolsun, eğer onlar (yörüngelerinden sapıp) yok olur giderlerse, O’ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz O, halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır. Fatır suresi : 41. Ayet. Tefsir Göklerin yani ilâhî yasalar düzenine uygun olarak uzay içinde işlevlerini sürdüren bütün galaksilerin, gök cisimlerinin ve bu düzen içinde insan bakımından özel bir önemi haiz olan yerkürenin yörüngelerinden sapmaması Allah Teâlâ’nın irade 12 ve kudretiyle mümkün olmaktadır. Yüce Allah bu hassas dengenin bozulmasını murat etmiş olsa artık bu sapmayı önleyebilecek hiçbir güç yoktur (bu konuda ayrıca bk. Ra‘d 13/2). Âyetin “sapmamaları için” şeklinde çevrilen kısmında kullanılan ve zevâl kökünden türetilen fiil hem “bir şeyin nizamının bozulması” hem de “yok olması” anlamına gelir. Burada her iki mânanın birlikte kastedildiği anlaşılmaktadır. Zira göklerin ve yerin hareketindeki en küçük bir sapma ve dengesindeki en küçük bir bozulma aynı zamanda onların yok olması demektir (İbn Âşûr, XXII, 327-328). Namazlara ve orta namazlara devam edin. Gönül bağı ile Allah için namaza durun. Bakara 238 Cami orta giriş kapısındaki kitabe Tefsir Dinin direği, ibadetlerin başı olan namazın, müminin hayatıyla o kadar iç içe, o kadar vazgeçilemez, ihmal edilemez olması istenmiştir ki insanoğlunun her türlü faaliyetine ara verdiği korkulu ve tehlikeli hallerinde bile namazın kılınması emredilmiş, ancak olağan dışı hal sebebiyle bazı kolaylıklar tanınmıştır. Normal hallerde müminler, en değerli varlıklarını nasıl koruyorlarsa namazlarını da öyle koruyacak, yani hem eksiksiz hem de devamlı kılacaklardır. “Namazın eksiksiz kılınması” (muhafaza), vücut, dil ve zihin hareketleriyle yapılan farzları, vâcip ve sünnetleri yerine getirmekle olur ve en azından farz ve vâcip namazları geçirmemekle gerçekleşir. Namazla ilgili olan bu iki mükellefiyet dışında bir de kalple (zihin-duygu işbirliği ile) yapılan ve âyette “kunût” kelimesiyle ifade edilen huşû şartı vardır. Huşû, namaz kılan müminin huzurunda bulunduğu rabbinin büyüklüğüne yaraşır bir saygı, kulluk ve itaat duygusu, kendini veriş, bütünüyle yöneliş şeklinde gerçekleşir ve huşûsuz namaz, ruhsuz ceset gibidir. Bu sebepledir ki, “Namazları eksiksiz ve devamlı kılın” emrinden sonra “huzur ve huşû içinde” kaydı getirilmiştir. “Orta namaz” (essalâtü’l-vustâ) beş vakit namazdan biri olduğu halde (çünkü başka bir günlük farz veya vâcip namaz yoktur) ayrıca zikredilmiş, ona daha ziyade ihtimam gösterilmesi istenmiştir. Hz. Peygamber hayatta iken bu namazın hangisi olduğu konusunda ne bir soru sorulmuş ne de bu konuda tartışma yapılmıştır. 13 Sultanahmet Camii Çinileri Sultanahmet Camisi duvar kaplamasında kullanılan çiniler aynı desenli karoların getirilişiyle oluşan panolar ya da değişik parçaların birleşimiyle ortaya çıkan büyük desen komposizyonları olarak düzenlenmiştir. Kullanılan renk ve düzenler çinilerin yapılış tarihi ve yapıldıkları atölyelere göre farklılık göstermektedir. İznik ve Kütahya atölyelerinin 16. yy sonu ve 17.yy başı ürünleri olarak tarihlenen çinilerde zengin bir renk çeşitlenmesi göze çarpmaktadır. Kare parçalarda beyaz, dikdörtgen biçimli bordür çinilerde lacivert ana renk olmuştur. Çini üzerine işlenen asma dalı enginar, erik, narçiçekleri, 14 karanfil, nane madalyonvari çiçek grupları, menekşe, mine, sümbül ve yaseminler, üzüm salkımları, ağaç ve yapraklarda firuze, gri, kahverengi, kırmızı, mercan ve mühür, lacivert, mavi, mor, siyah, yeşil gibi renklerin tonları kullanılmıştır. Cami giriş kapısı üzerindeki galeride yer alan panolar teknik ve desen bakımından en başarılı parçalardır. Burada zemin temiz bir beyazlık gösterir. Renkler canlı ve desen kontorları düzgündür. Cami ile ilgili kayıtlara göre 21043 levhadan oluşan bu çiniler saray Nakkaşhanesinde Hasan adında bir usta yönetiminde hazırlanmıştır. Yabancı ziyaretçi gözüyle Sultanahmet Camii “Sultanahmet Camii evren hakkındaki derin sorularla alakalı tefekkür edilebilecek çok güzel bir yer ve Aşgın Tunca evreni konuşmak için harika biri. Burada manevi açıdan derin duygulara sahip ve doğruyu arayan kişileri bulacaksınız.” Bu güzel camide o kadar harika zaman geçirdik ki...Teşekkürler İstanbul. Teşekkürler Sultanahmet. Mısır’dan Amani Ashraf ve Kariem Ali “İslam geleneklerinin temelleri hakkında samimi ve arkadaşça açıklamanız için çok teşekkür ederim. Mimari ve sanatsal açıdan Sultanahmet Camii harikulade bir yer. Yaşadığımız yerde böyle bir eser yok. Tekrar teşekkürler. Çek Cumhuriyeti’nden selamlar. Stepan.” 15 Sultanahmet Mosque Islamic Informattion Center It is possible to meet the İmam of the Blue Mosque to get more information about Islam or to ask more questions and to take free books, pamphlates and the Qur'an translated in different languages in İslamic İnformation Center inside the Mosque near the exit door (there is a sign for that on the door of the room). You can make appointments (for individuals and the groups) with the İmam via email as well. (For any questions regarding İslam you can send email individually too.) email: [email protected] (Although anydays of the week is ok for the appointments; Tuesdays, Thursdays and Sundays) email:[email protected] (Although anydays of the week is ok for the appointments; Monday, Wednesday, and Saturday) 16 14.08.2014 Belçika’li Brüksel’de Yasayan Henry Musluman olarak Hamza ismini aldı. 62 yaşındaki kardeşimiz siilik ve sünnilik farkını sormak maksadı ile girdiği imam odasında İshak Kızılaslan hocamız ile uzun mülakatı sonucunda daha önceden de araştırmaların sonucunda islam dini ile Müşerref oldu. Kelime-i şehadet getirerek islama girdi. Hamza ismini aldı.. 07.08.2014 Aslen Şili’li olan ve halen Tayland’da yasayan Bameran camimizde kelime-i şehadeti söyleyerek islam ile Müşerref oldu. Kardeşimiz İslam hakkında çok az malumatı olduğunu belirterek geldiği camii imam odasında uzunca bir mülakatın pesinden İslami kabul etmek istediğini belirtti ve Musluman oldu. Cami Imami İshak Kızılaslan Hocanin kendisine tavsiye ettigi Hatice ismini de kabul eden kardeşimize Allah’tan yardim diliyor ve yeni hayatında hayır ve bereketler niyaz ediyoruz. Allah Kabul etsin. 16.06.2014 Rus vatandaşı Sergey tatile geldiği İstanbul’da İslam’ı seçti. Londra’da yaşayan Sergey, Sultanahmet Camii İmam Hatibi Hasan Kara Hocamız ve şahitler huzurunda Kelime-i Şehadet getirerek müslüman oldu. Annesinin de İzmir’de yaşadığını belirten Sergey, “Umarım annem de bu kararımı saygıyla karşılar. 5 vakit namaz kılarak alkol gibi kötü alışkanlıklardan kurtulmak istiyorum,” dedi. Cenab-ı Allah İslam dairesi içerisinde ömrünü sağlıklı şuurlu ve bereketli eylesin. Amin. 08.05.2014 Portekizli Merisa cami imamımız İshak Kızılarslan hocamız ve şahitlerin huzurunda Kelime-i Şehadet getirerek müslüman oldu. Kendisine teklif edilen isimler arasında Meryem ismini Müslüman ismi olarak tercih etti. Allah daim ve kaim etsin. 05.06.2014 İingiltereden kardeşimiz Aliny İslam ile Müşerref oldu. Kardeşimiz kendisine Hatice ismini aldı. Nasilki Hz Hatice kavminin ilki idi İslam ile Müşerref olmakta ben de kendi ailemde ilkim dedi. Allah yolunu açık etsin. Yar ve yardımcısı olsun. 08.05.2014 30 Yaşındaki Rus Elena Hanım, Sultanahmet Camiinde İslam ile müşerref oldu. Şu an İsveçte yaşayan Elena, Dinleri araştırdığını ve bunun sonucunda huzuru islam dininde bulduğuna inanarak Sultanahmet Camiine gelip islam dinine mensup olmak için Cami İmam Hatibi İshak Kızılaslan hocanın eşliğinde Kelime-i Şehadet getirerek İslam ile müşerref olmuştur. Adını Aleyna olarak değiştiren kardeşimize Cenab-ı Allah İslam dairesi içerisinde ömrünü sağlıklı şuurlu ve bereketli eylesin. Amin. 21.05.2014 Gürcistan’lı Sophia Sultanahmet Camiinde İslam’ı kabul etti ve Safiye ismini aldı. Allah mübarek etsin iman üzere daim kılsın. Cenab-ı Allah İslam dairesi içerisinde ömrünü sağlıklı şuurlu ve bereketli eylesin. Amin. 17 CAMİMİZİ ZİYARET EDEN DEVLET MİSAFİRLERİNDEN... 11.Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, Ramazan Bayramı Namazını Sultanahmet Camiinde kıldı... Ehli Sünnet Alimler Birliği'nin istişare ve koordinasyon toplantısı için İstanbul'da gelen heyeti Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile birlikte camimizde ağırladık.. 18 Sultanahmet Camii Din Görevlilerinden BİR İMAM-HATİP, BİR MÜEZZİN İSHAK KIZILASLAN 2 Ağustos 1973 tarihinde Sinop ili Boyabat ilçesinde ailesinin üçüncü erkek çocuğu olarak dünyaya geldi. İlkokulu memlektinde bitirdikten sonra Kur’ân-I Kerîm hıfızını yapmak üzere Fatih ilçesine bağlı Sünbülefendi Kur’ân Kursu’na geldi. Orada yüzünden okumanın peşinden hıfzını Allah’ın lutfu ile 6 ay 17 günde hocası Mustafa Yılmaz’da ikmal etti. Ortaokulu ve İmam-Hatip Lisesi’ni tekrar memleketi Boyabat’ta bitirdikten sonra Zonguldak ili Devrek ilçesinde Kur’ân Kursu öğreticisi olarak vazifeye başladı. Birkaç aylık vazifeden sonra Marmara Üniversitesi İlâhiyât Fakültesi’ni kazandığı için istifa etti. 1993 senesinde girdiği fakülteyi 1998’de itmâm ettikten sonra askerlik vazîfesini kısa dönem askerliği olarak Denizli’de yaptı ve 1999 yılında Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi öğretmeni olarak Üsküdar ilçesi Cumhuriyet Lisesi’nde göreve başladı. 3 sene kadar Üsküdar ve Kadıköy’de 6 ayrı ilköğretim okulu ve lisede öğretmenlik yaptı. Bu arada 2003 yılında Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde (İlâhiyât Fakültesi) İslâm Felsefesi dalında Yüksek Lisans (Master) eğitimini, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı’nın nezaretinde “İbn Sînâ’nın Hudûd Risâlesi ve Türü İçindeki Yeri” serelevhalı tezi ile tamamlamış oldu. Hemen peşinden başlamış olduğu aynı üniversitenin İslâm Felsefesi Bölümü Doktora çalışmasının tez aşamasını sonlandırmak üzeredir. Tez hocası Prof. Dr. Muhittin Macit’tir. 2003 yılında kurumlararası nakil yolu ile Millî Eğitim Bakanlığı’ndan Diyânet İşleri Başkanlığı’na Fatih ilçesi Hekimoğlu Ali Paşa Cami İmam-Hatibi olarak tayin oldu. 2006 yılına kadar mezkûr camide vazifesini yaptıktan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Amerika’nın New York Eyaleti’nin Rochester şehrine Din Görevlisi olarak atandı. 2011 yılı Eylül ayı itibari ile buradaki vazifesini tamam- layarak eski camisine döndü ve 2012 yılının Mart ayında Sultan Ahmed Camii İmam-Hatibi olarak Diyânet İşleri Başkanı tarafından süresiz kaydı ile görevlendirildi. Buradaki görevi esnasında açılan Diyânet İşleri Başkanlığı Uzmanlığı sınavını kazandıktan sonra tekrar Diyânet İşleri Başkanlığı Uzmanı olarak Sultan Ahmed Camii’nde süresiz olarak tekrardan görevlendirildi ve halen bu vazifesinde berdevâmdır. İleri düzeyde İngilizce (Toefl-KPDS 90 puan civarı sertifikası vardır) ve Farsca (KPDS 71 puan) ve Arapca bilmektedir. İslam with Questions and Answers ve Salât isimli 2 İngilizce eseri basılmıştır. Yaklaşık 10 yıldır Ney sazını üflemektedir ve birkaç yıldır da ferdî olarak Tanbur sazı ile meşgul olmaktadır. Evli ve 2 kız ve bir erkek evlad sahibidir (Firuze Meryem, Enes, Asude). MUZAFFER ÇELİKENDAZE 30.10.1961 Konya Merkez Meram da dünyaya geldi, İlkokulu Mahallesinde okudu, 1974 yılında hafızlığını tamamladı. 1977 yılında İstanbul İmam-Hatip Lisesine kayıt yaptırdı ve Mehmet Zahit Kotku’dan tasavvuf dersleri aldı. 1986 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesine Konya Sarayönü ilçesi Ladik kasabası çarşı camiinde ilk göreve müezzin olarak başladı. Daha sonra sırasıyla Şemsi Tebrizi camii 5 yıl, İstanbul Eminönü Rüstempaşa camii 2 yıl, Konya Şerafettin Camii 3 yıl, İstanbul Kağıthane Çağlayan Merkez Camiinde 5 yıl görev yaptıktan sonra naklen Sultanahmet Camine geldi, 1989 yılında Gaziantep’de 1992 yılında Yozgatta 1995 yılında Konya Meramda,1998 Yılında Kağıthanede, Müezzinlere Güzel Ezan okuma kursu, 1995 de Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından İrşad görevi için Balkan ülkelerine gitti, 2008 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kurulan Türk Tasavvuf Musikisi topluluğuna katılarak yurt içi ve yurt dışı konserlerine katıldı, Evli ve 3 Çocuk babası olup halen Sultanahmet Camiinde Müezzin olarak göreve devam etmektedir. 19 Sultanahmet Camii Koruma ve İhya Derneği Sultanahmet Camii, Şöhreti dört kıtaya yayılmış emsalsiz sanat ve mimarlık şaheserlerinden; Kültür varlıklarımızı doruk noktada temsil eden en büyük miras ve tarihi zenginliklerimizden birisidir. Sultanahmet Camii dünyaca meşhurdur; Bu sebeple yerli ve yabancı ziyaretçilerin görmek için akın ettiği, ülkemize turizm amacıyla gelenlerin büyük çoğunluğunun ve İstanbul’a gelenlerin de hemen hepsinin uğradığı en büyük merkezdir. Dünya çapında böylesi bir ilgiye erişmiş camimizin tarihi ve kültürel özelliklerinin bozulmadan korunması, bakım, tamir ve onarımının yapılması zaruri bir görev olmuştur. Bundan dolayıdır ki; 26.11.1996 tarihinde kurulan Sultanahmet Camii Koruma ve İhya Derneği tüzüğünün kuruluş gayesini belirleyen ana maddesini oluşturmuştur. Bu ana maddeyi oluşturan hususların bir bölümü özetle aşağıdaki gibidir. a) Sultanahmet Camii ve müştemilatının, Sultanahmet Camii’ne bağlı tarihi yapıların ve diğer kültürel varlıklarımızın bakım, onarım, restorasyon, tefriş, aydınlatma ve ses düzeni gibi işleri yapmak, bahçe ve çevresini düzenlemek, bakımını yapmak, temizlik elemanları istihdam etmek, b) Camii güvenliğini sağlamak, bunun için de güvenlik elemanları istihdam ve güvenlik materyalleri temin etmek, ihtiyaç halinde ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak. c) Derneğimiz bünyesinde rehberlik ve danışmanlık hizmetlerini sunmak, bununla ilgili hizmet elemanlarını istihdam etmek, eğitimlerini sağlamak, d) Camii cemaatinin ibadetlerini, camii görevlilerinin de görevlerini huzur ve sükûn içinde yapabilmeleri için her türlü tedbiri almak, maddi ve manevi imkân ve ortamları hazırlamak. e) Cami ve çevresindeki tarihi ve kültürel varlıklarımızın tanıtımı yapmak üzere yazılı ve görsel hizmetler sunmak, sosyal ve kültürel etkinliklerde bulunmak, f) Milli, manevi, ahlaki, dini ve kültürel değerlerimizi benimseyen, koruyan, geliştiren, vatanını ve milletini seven bir toplumun yetişmesine katkı sağlayacak eğitim ve kültür faaliyetlerinde bulunmak, g) Milli, manevi ve ahlaki değerlerimizin gerektirdiği toplumda sevgi, saygı, güven, birlik ve kardeşlik duygularını pekiştirecek, sosyal yardımlaşma şuurunu geliştirecek her türlü faaliyette bulunmak, Derneğimiz şimdiye kadar yaptığı faaliyetleri ve verdiği hizmetleri, sıraladığımız bu amaçlar doğrultusunda yürütmüş ve yürütmektedir. Derneğimizin kuruluşuna öncülük eden ve katkıda bulunanlara teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bugüne kadar yapılan bütün hizmetler, bu caminin dini ve tarihi özelliğine uygun olmasına dikkat edilerek yapılmış ilgili kurumların bilgi-denetim ve kontrolünde yürütülmüş, bundan sonra da dernek olmanın gerektirdiği kanuni ve ahlaki sorumluluk içinde yürütülecektir. Sultanahmet Camii Koruma ve İhya Derneğimiz 2006 yılında Bakanlar Kurulu tarafından Kamu Yararına Çalışan Derneklerden sayılmıştır. 8. DÖNEM (2013- 2015) YÖNETİM KURULU ÜYELERİ Emrullah Hatipoğlu Necati Sönmez İbrahim Girgine Ramazan Apaydın Hasan Kara İsmet Ünal Yakup Kaya 20 DERNEK FAALİYETLERİ Ayakkabılıklarımız.. (Camimiz için yaptırdığımız ömürlük ayakkabılıklarımız artık camimizde yerini almaya başlamıştır.) 21 DERNEK FAALİYETLERİ Temizlik Faaliyetleri Bahçe peyzaj çalışmaları İslami Tanıtıcı pano afiş çalışmaları Camimize gelenler için alınan milyonlarca adet ayakkabı poşeti. 22 Ziyaretçiler için giriş kapılarına konan elbise mekanları DERNEK FAALİYETLERİ DİNİ VE KÜLTÜREL ETKİNLİKLER 2014 Ramazan Ayı, Camimizde Geleneksel hale gelen Pazar sohbetleri (İlahiyatçı, Yazar ve Akademisyenler ile seçkin Hafızlardan oluşan Kur’an-ı Kerim Programları) yoğun bir şekilde geçmiştir. İstanbul Vaizi Mustafa Akgül Fatih Müftüsü İrfan Üstündağ, Öğretim Üyesi Doç.Dr.İhsan Şenocak, 23 DERNEK FAALİYETLERİ Dini ve Kültürel Etkinlikler Abdullah Babaoğlu İstanbul Vaizi Dr.Adem Ergül İlahiyatçı Yazar Doç.Dr.Abdusselam Arı İstanbul Üniv.Öğretim Üyesi Yard.Doç. Halil İbrahim Kutluay F. Sultan Mehmet Vakfı Üniv. Öğretim Üyesi Doç.Dr.Kerim Buladı İstanbul Üniv.Öğretim Üyesi Doç.Dr. M. Emin Maşalı Marmara Üniv. Öğretim Üyesi Bursa Müftüsü Prof.Dr.Mehmet Emin Ay Hocamız ve Cami Din görevlileri ile Dernek yöneticilerimiz, 24 Camimizde yapılan programlardan… Kandil Programları, Hafızlık İcazet programları… 2014 Ramazan Bayramı Namazı 25 DERNEK FAALİYETLERİ BROŞÜR-KİTAP FAALİYETLERİMİZ Camimize, hem ibadet için hem de ziyaret için gelenlere verilen milyonlarca adet tanıtım broşürü. Çeşitli lisanlardan Kur’an-ı Kerim ile İslamı anlatan kitapçıklar... 26 DERNEK FAALİYETLERİ Camimize gelen ziyaretçilere verilmek üzere metinleri İstanbul Müftülüğünce hazırlanan baskıları derneğimizce yapılan milyonlarca adet İslam Dini hakkındaki İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, İspanyolca, Çince, Japonca, İtalyanca broşürlerimiz… 27 DERNEK FAALİYETLERİ BROŞÜR-KİTAP FAALİYETLERİMİZDEN... 28 DERNEK FAALİYETLERİ EĞİTİM HİZMETLERİ Bursiyer öğrencilerimiz ile yapılan toplantılardan… Hizmet İçi Eğitimler Periyodik olarak yapılan toplantılarımızdan... 29 Camimizdeki Nadide El Yazması Kura’n-ı Kerimler restore edilmek ve korunmak üzere Vakıflar Genel Müdürlüğü Türk Vakıf Hat Sanatları Müdürlüğüne teslim edildi. 30 Sultanahmet Camimizin 2 şerefeli arka sağ M1 minaresi 2014 Ramazan ayı sonunda tamir-bakım ve onarım için Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyona alınmıştır. 31
© Copyright 2024 Paperzz