CUMHURBAŞKANLIĞINDA KIYMETLİ ESERLER T.C. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği İdari ve Mali İşler Başkanlığı İkmal Müdürlüğü Faaliyetleri 2007-2014 A Blok Makam Katı icindekiler 08 İkmal Müdürlüğü Ne Yapar? 22 Tablo Konservasyon ve Restorasyon Çalışmaları 26 18 Aslan'ın Gözleri Parlıyor 30 Fatih Camii'nde Bir Şaheser Bir "Kış" Masalı Restore Edilen Tablolar 46 48 54 Tabloların Sergilenmesi Cumhurbaşkanları Portre Çalışmaları 56 64 Sanat Eserleri Teknolojiyle Buluşuyor 70 Kağıt Eserlerin Konservasyonu ve Restorasyonu Halı Konservasyonu ve Restorasyonu Halıda Açan Çiçekler 74 80 86 Porselen ve Seramik Eserlerin Konservasyonu ve Restorasyonu Metal Objelerin Restorasyonu ve Bakımı Bayrak Taşıyan Asker 92 94 96 Cam Eserlerin Restorasyonu Avize Bakım ve Onarımları Mobilya Bakım ve Onarımları 102 104 108 Piyano Bakım ve Onarımları CUMHURBAŞKANLIĞINDA KIYMETLİ ESERLER 2 10 Kıymetli Eserleri Depolamak Sanat Eserlerini Korumak T.C. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği İdari ve Mali İşler Başkanlığı İkmal Müdürlüğü Faaliyetleri 2007-2014 Katkıda Bulunanlar Kasım Yekeler, Mehmet Sedat Fırat, Turhan Demiray, Serdar Güven, Çağlar Kurt, Mehmet Akif Eker, Betül Yalçın, Caner Yalçınkaya, Rahmi Şener Editör Ahmet Çolak Fotoğraflar Cemal Emden, Kerem Özgün Tasarım Tablet İletişim 0212 288 09 01 www.tabletiletisim.com Baskı Haziran 2014 (İstanbul) Kapak Görseli Gerome, “Zeybekler” Arka Kapak Çankaya Köşkü Osmanlı Salonu 3 Sunuş İkmal Müdürlüğümüzün faaliyetlerine yer verdiğimiz dergimizde; başta tablolar olmak üzere sanat eserlerinin konservasyonu, restorasyonu, bakımı, depolanması ve sergilenmesi gibi konularda titizlikle yürüttüğümüz çalışmalarımızı görme şansı bulacaksınız. Amacımız bugünü, bugün yapılanları, kahramanları ile birlikte geleceğe aktarabilmek; bu şekilde gelecekte de benzer çalışmaların devam etmesini sağlamaktır. Cumhurbaşkanlığı İdari ve Mali İşler Başkanlığına atandığım 7 Ocak 2012 tarihinden itibaren en önemli projeleri yürüttüğümüz birim olan İkmal Müdürlüğü, yaptığı iş itibariyle önemli bir yere sahiptir. Diğer birimlerin sadece demirbaş ve depolarla ilgili yaptığı işlerden dolayı bildikleri İkmal Müdürlüğü; Cumhurbaşkanlığında bulunan tüm kıymetli eserlerin envanterini tutmak, uygun şekilde depolanmalarını ve sergilenmelerini sağlamak, restorasyonlarını gerçekleştirmek ve bu eserlerle ilgili diğer tüm işlemleri yapmakla görevlidir. İkmal Müdürlüğünde daha önce de çok faydalı çalışmalar yapılmıştı. Ancak, bu dönemde biz bunları sistemleştirerek, kurumsallaştırmaya çalıştık. Ayrıca, dış paydaşlarla da sürekli etkileşim halinde bulunarak, Cumhurbaşkanlığındaki güzel örneklerin diğer kurumlar için de kullanılır olmasını sağlamak istedik. Başarıyla gerçekleştirilen projeler ve edinilen yeni kurumsal yeteneklerle birlikte ortaya çıkan manzara bizleri gururlandırmaktadır. 4 5 Türkiye’de kıymetli eserlere yönelik farkındalığın az olması, en büyük sorunlardan biridir. Bu alanda yetişmiş eleman sayısının azlığı, uluslararası irtibatların eksikliği, bu işler için gereken bütçelerin ayrılamamış olması da diğer dikkat çekici sorunlardır. Bu yüzden, yaptığımız çalışmaların önemi bir kat daha artmıştır. Herhalde geriye dönülüp bakıldığında, yapılan en önemli iş Hollanda Rijks (Kraliyet) Müzesi ile tablo ve çerçeve restorasyonu kapsamında yapılan işbirliği olmuştur. 2012 yılının Türkiye - Hollanda diplomatik ilişkilerinin kuruluşunun 400. yıldönümü olması ve bu sene içerisinde hem Sayın Cumhurbaşkanımız’ın Hollanda’yı ziyaretleri, hem de Hollanda Kraliçesi’nin Türkiye’yi ziyaretleri bizim yolumuzu açan en önemli faktördür. Sayın Hayrünnisa Gül Hanımefendi ile birlikte ziyaret ederek, kendi alanında dünyanın en iyileri arasında yer alan Hollanda Rijks Müzesi Restorasyon ve Konservasyon Bölümü ile işe başladık. İlk görüşmemizde hedeflerimizi ve hayallerimizi anlatınca, Bölüm Başkanı Robert van Langh bunlara çok şaşırmış, sonra da kendi takvimlerinin çok yoğun olduğunu ve müze açılışının gerçekleştirileceği Nisan 2013 tarihine kadar destek veremeyeceklerini ifade etmişti. Ama biz hayallerimizin peşinden ısrarla koştuk ve 16 Ekim 2012 tarihinde Rijks Müzesi ile protokol imzalayarak Hollandalı restoratörlerle birlikte Türkiye’de tablo restorasyonunu başlattık. Daha sonra farklı uluslararası temaslarımızda da Hollanda’nın başlangıç için çok doğru bir tercih olduğunu öğrenip mutlu olduk. Gerçekleştirilecek tablo restorasyonları sonrasında ülkemizde de bu çalışmaların devam edebilmesi için, öncelikli olarak bu ekibe eşlik edecek, yeterli eğitim ve uluslararası tecrübeye sahip bir Türk restoratör görevlendirdik. Ayrıca çalışmaların akademik dünyamıza katkıda bulunması ve üniversite çatısı altında olması için de İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) ile bir protokol imzaladık. MSGSÜ, tablo restorasyonuna başladıktan sonra ilk defa 10 öğrenciyi Restorasyon Bölümüne alarak gelecekte bu işleri devam ettirebilmek adına ilk tohumları attı. Bu da bizim açımızdan ayrıca mutluluk verici bir gelişme olmuştur. Bu bağlamda Üniversite’nin gösterdiği ilgiye teşekkür etmek gerekir. 6 İkmal Müdürlüğümüz, doğal olarak sadece tablolarla ilgilenmiyor. Belki birçok insanın önemsiz olarak gördüğü depolar, bizim en önemli işlerimizden biridir. Tüm depolarımızı uluslararası standartlarda yeniledik ve eserlerimizi daha iyi şartlarda korumaya başladık. Depolarımızı, gerekli nem ve ısı değerlerinin sürekli kontrol edildiği ve 24 saat kamera ile gözetlendiği bir standarda getirdik. İşin enteresan tarafı, Sayın Hayrünnisa Gül Hanımefendi’nin de ilk ziyaret ettiği yer depolarımız olmuştur. Depoların ilk durumu ile şimdiki durumu kıyaslanınca ne kadar güzel ve örnek bir iş yapıldığı görülebilir. Yeri gelmişken, Türkiye’de depo konusunda yaşadığımız çok acı tecrübelerden birini paylaşmak isterim. Kağıt restorasyonunu yapan ve çok kıymetli eserlere sahip olan bir kurumu ziyaret etmiştim. Burada, çok kötü şartlarda olan kıymetli bir kağıt eseri çamur içerisinden çıkarıp ne kadar güzel restore ettiklerini anlattıklarında, eseri kazıdan mı bulduklarını sormuş, “hayır, depodan” cevabını alınca çok şaşırmıştım. Ardından, depolarının ne kadar bakımsız olduğunu öğrenmiştim... Farklı müzelere gittiğinizde arka plandaki depoların durumunun çok kötü olduğunu bilemeyebilirsiniz. Ben ziyaret ettiğim pek çok yerde karşılaştığım depo görüntüsünden büyük üzüntü duydum. yetkililerinden bir kısmının kendi kurumlarındaki depoları hiç görmediklerini, bu işleri en alt düzeydeki görevlilerin sorumluğuna verdiklerini öğrenince sorunların temel sebebini de anlamış olduk. Kurumların üst düzey yöneticileri, işin mutfağına önem vermezlerse, ortaya çıkacak sonuçlar da tatmin edici olmayacaktır. Dergimizde gezinti yaparken, yukarıda anlattığım ve anlatamadığım birçok çalışmayı görme şansı bulacaksınız. Amacımız bugünü, bugün yapılanları, kahramanları ile birlikte geleceğe yansıtabilmek; bu şekilde, gelecekte de benzer çalışmaların devam etmesini sağlamaktır. İkmal Müdürlüğümüzün faaliyetlerinde tüm ekibimizin katkıları çok önemli bir yer tutmaktadır. Başta M. Sedat Fırat ve İkmal Müdürlüğünün çalışanları, dışardan destek aldığımız isimler bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesi konusunda en büyük payın sahibidir. Çalışmalarımızda Genel Sekreter Yardımcımız Sayın Nadir Alpaslan ve Genel Sekreterimiz Sayın Mustafa İsen de en büyük destekçilerimiz olmuştur. En büyük teşekkürü ise Saygıdeğer Hayrünnisa Gül Hanımefendi’ye ve Sayın Cumhurbaşkanımıza sunmak isterim. En iyiyi hedef gösterip, iyi ile yetinmememizi öğütleyen Sayın Hanımefendi; geniş vizyonu, Kurumların bu konuya bakış açılarını değiştirmek için çok yoğun gündeminde bile bizlere mesai ayırmaları Cumhurbaşkanlığına davet ettiğimiz birçok kamu ve ile bu çalışmaların gerçekleşmesini sağlamışlardır. özel kuruluş yetkilisine depolarımızı gösterdik. İsteyenlere teknik şartnamelerimizi de vererek, onların da benKasım Yekeler Cumhurbaşkanlığı İdari ve Mali İşler Başkanı zer depolar oluşturmaları için destek olduk. Bu kurum 7 ? İkmal Müdürlüğü Ne Yapar İkmal Müdürlüğü, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği envanterine ait taşınır eşyaların kayıt, kontrol ve koruma işlemleri; kıymetli eserlerin korunması, konservasyonu ve restorasyonu; tüketim malzemelerine ilişkin iş ve işlemleri yapmakla görevlidir. Yönetmelikteki Görev Tanımı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği Görev, Yetki ve Sorumlulukları Yönetmeliği’nde İkmal Müdürlüğünün görevleri şu şekilde açıklanmıştır: “Cumhurbaşkanlığında bulunan tablo, tereke, metal, seramik, cam, kıymetli halı, eski mobilya gibi her türlü kıymetli eserin korunması, depolanması, konservasyon ve restorasyon işlemlerinin yaptırılmasını sağlamak; her türlü demirbaş ve tüketim malzemesi alımını mevzuatına uygun olarak ilgili birimlerle koordinasyon içinde yapmak, bunlarla ilgili kayıtları tutmak ve uygun şekilde depolamak; hurda, eskimiş ve kullanılamaz duruma gelmiş malzemelere ilişkin işlemleri Taşınır Mal Yönetmeliği’ne uygun olarak yapmak, taşınır yönetim dönemi hesabı cetvelini düzenleyip ilgili makamlara göndermek.” Restorasyon ve Konservasyon Çalışmaları İkmal Müdürlüğünün fonksiyonu, konservasyon ve restorasyon çalışmaları ile son yıllarda farklı bir boyut kazanmıştır. Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi içerisinde bulunan tarihi ve sanatsal değeri olan tüm eserler, konusunda uzman kişiler tarafından restore edildi. Ayrıca eserlerin konservasyon, bakım ve periyodik temizlikleri devam etmektedir. Cumhurbaşkanlığında konservasyon ve restorasyon gerçekleştirilen konular şunlardır: Tablo ve Çerçeveler, Porselen ve Cam Eserler, Halılar, Mobilyalar, Metal Eşyalar, Piyanolar Taşınır Eşyaların Envanter Takibi İkmal Müdürlüğünün diğer görevlerinden biri de; Cumhurbaşkanlığı’nda ihtiyaç duyulan demirbaş malzemelerin satın alım sürecini yürütmek, alınan demirbaş eşyalara takip numarası vermek, bu eşyaları depolamak ve gerekli birimlere sevkini sağlamaktır. 2011 yılı itibariyle yapılan yeni uygulamalar çerçevesinde demirbaş kayıt ve kontrolünün daha sağlıklı bir şekilde yürütülmesi amacıyla RFID Demirbaş Takip Sistemi ve SGB.net Taşınır Malzeme Takip Programı uygulamalarına geçilmiştir. 8 9 TABLO Konservasyon ve Restorasyon Çalışmaları Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği envanterine kayıtlı bine yakın tablo bulunmaktadır. Koleksiyonda yer alan 19. yüzyıl ve sonrasına ait çok kıymetli tabloların korunması amacıyla konservasyon ve restorasyon çalışmaları yapılmıştır. Bu kapsamda 16 Ekim 2012 tarihinde Hollanda Rijks Müzesi ile sözleşme imzalanmış ve ilk aşamada Ankara’da bir stüdyo kurulmuştur. Belirlenen 43 eserin konservasyonu burada başarıyla tamamlanmıştır. Eserlerin restorasyonları ise İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ile işbirliği içinde yürütülmüştür. Konservasyon Nedir? Kültür varlıklarının zaman içerisinde bozulmalarına yol açan nedenlerin ortaya çıkarılması ve özgün yapısına bağlı kalarak yapılan pasif ve aktif koruma müdahaleleridir. Aktif konservasyon sırasında geriye dönüşlü malzemeler tercih edilmektedir. Konservasyon ve Restorasyon Çalışmalarının Başlaması Cumhurbaşkanlığı envanterinde yer alan tabloların restorasyon ve konservasyonlarının gerçekleştirilmesi için Sayın Hayrünnisa Gül’ün talimatları doğrultusunda harekete geçildi ve dünyada bu alanda kabul görmüş tüm uygulamalar araştırıldı. İlk planda Dolmabahçe Sarayı ve Kültür Bakanlığı gibi Türkiye’deki ilgili tüm kurumlarda incelemeler yapılmış, ancak Türkiye’deki çalışmaların yeterli olmadığı kanaatine varılmıştır. İkinci aşamada bu alanda İtalya, Rusya, Almanya gibi ülkelerde yapılan çalışmalar incelendi. Eserlerin restorasyonu Hollanda Rijks Müzesi ile yapılan işbirliği çerçevesinde yürütülmüştür 10 Yapılan tüm incelemeler sonunda Hollanda Rijks (Kraliyet) Müzesi ile işbirliği yapılmasına karar verildi. Bu kararın alınmasında uzman sanat tarihçilerinin, müze müdürlerinin ve uzman restoratörlerin görüşleri yol gösterici Restorasyon Nedir? Yenileme anlamına gelen Fransızca “restauration” kelimesinden gelmektedir. Eserin, aslına uygun malzemeler ve kaynaklarla, şekil ve fikir özelliklerine göre özgünlüğünden faydalanarak, mümkün olduğu kadar az müdahale ile onarılmasıdır. olmuştur. Öncelikli olarak Hollanda Rijks Müzesinden Tablo Restorasyon Bölüm Başkanı Williem de Ridder, Cumhurbaşkanlığı koleksiyonundaki eserlerle ilgili detaylı bir rapor hazırladı. Ardından Rijks Müzesi ile 16 Ekim 2012’de bir sözleşme imzalanarak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği envanterine kayıtlı tablo ve çerçevelerin konservasyon ve restorasyon çalışmalarına başlandı. Rijks Müzesi tarafından görevlendirilen Restoratör Barbara Schoonhoven, Cumhurbaşkanlığı koleksiyonunda konservasyona ve restorasyona öncelikli ihtiyaç duyan 43 tabloyla ilgili detaylı konservasyon ve restorasyon raporunu tamamladı. Konservasyon ve restorasyon çalışmaları bu raporlar doğrultusunda gerçekleştirildi. 11 Konservasyon çalışmaları için Ankara'da Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde oluşturulan ve teknik ekipmanlarla donatılmış stüdyo Ankara’da İlk Stüdyonun Kurulması Belirlenen 43 eserin konservasyonlarının yapılabilmesi için Ocak 2013’te Cumhurbaşkanlığı Çankaya Yerleşkesi’nde bir stüdyo oluşturuldu. Burada gerekli teknik cihazlar ile malzemeler yurtdışı ve yurtiçi kaynaklardan temin edildi. Kimyasal malzemelerin karışımını gerçekleştiren cihaz, içindeki zararlı atıkları ve maddeleri dışarı veren kimyasal dolabı, çalışma tezgahları, tablo detaylarını gösteren mikroskop, tablo taşıma araçları 12 ile restorasyon ve konservasyonda kullanılan diğer malzemeler alındı. Stüdyo içinde ayrıca üç boyutlu objelerin de çekiminin gerçekleştirilebileceği bir fotoğraf bölümü oluşturuldu. Stüdyo ortamı tablolar için gereken ideal sıcaklık ve nem değerlerini sağlayacak şekilde tefriş edildi. Ankara’da yaklaşık 4 ay süren çalışmalar neticesinde 43 eserin konservasyonu ve dış etkilere karşı güçlendirilmesine yönelik çalışmalar başarıyla tamamlandı. Bu çalışmaların akabinde Tem- muz 2013’te İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Sanat Eserleri Konservasyonu ve Restorasyonu Bölümü Estetik Atölyesi’nde (Tablo Restorasyon Stüdyosu) restorasyon çalışmaları başlatıldı. Eserlerin çerçevelerinden çıkarılarak gözden geçirilmesi Koleksiyondaki tüm eserlerin büyük bir titizlikle elden geçirilmesi Resim ve çerçeve yüzeylerinin mekanik olarak temizlenmesi KAPA®mount panoların, eserlerin iç arka yüzeylerine yerleştirilmesi Ankara’da gerçekleştirilen uygulamalar Resimlerin çerçevesinden çıkarılması Kırılgan ve mat ön yüzey camlarının çıkarılması Zayıf, çatlamış, kenarları kalkmış, kabarıp dökülmeye yüz tutmuş boya tabakalarının güçlendirilmesi Resim ve çerçevelerde ön ve arka yüzdeki tozların mekanik olarak temizlenmesi Tuval gerilimini iyileştirmek amacıyla şase kamalarının yerlerine oturtulması Eksik kamaların tamamlanması, mevcudun güçlendirilmesi Deformasyonların iyileştirilmesi kapsamında nem uygulamaları ile tuval bezinin yapısal olarak düzgünleştirilmesi Şase ve tuvallerde strüktürel onarım yapılarak, yüzey yırtıklarının ve çivi kenarlarındaki hasarların güçlendirilmesi KAPA®mount panolarının Fiberfil veya Ethafoam® dolgularla birlikte eserlere yerleştirilmesi Konservasyon çerçevelemesi Eserlere, envanter numaralarının yazılı olduğu etiket ve barkodların yerleştirilmesi 13 İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde oluşturulan Tablo Restorasyon Stüdyosu'nda görev yapan restorasyon ekibi Sayın Hayrünnisa Gül'ün İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde oluşturulan stüdyoyu ziyaretleri İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Yürütülen Çalışmalar gerçekleştirilerek uygun stüdyo şartları oluşturuldu. Restorasyon sürecinde ihtiyaç duyulan malzeme siparişleri, tedarikleri ve diğer ihtiyaçlar ile yabancı restoratörlerin vizeleri, çalışma izinleri ve ikamet tezkereleri, konaklama, ulaşım ve benzeri ihtiyaçları İkmal Müdürlüğü tarafından karşılanmıştır. güvenlik hizmeti Üniversite tarafından sağlanmıştır. Buna ek olarak, gerek stüdyo içinde gerekse dışında, kamera sistemi kuruldu. Stüdyoya girişlerde parmak izi tanıma sistemi konularak sadece yetkililerin girmesi için tanımlama yapıldı. Ayrıca hırsızlık, yangın, sıcaklık değişimi gibi durumlara karşı alarm sistemi oluşturuldu. Restorasyonuna karar verilen tabloların transferi, sanat eseri sigortası yapılarak, sanat eseri taşımacılığı konusunda uzman bir firma tarafından, güvenlik önlemleri en üst düzeyde sağlanarak gerçekleştirilmiştir. Ayrıca sanat eserlerinin stüdyoya intikalinde Üniversite tarafından özel olarak tasarlanmış asansörler kullanıldı. MSGSÜ Rektörlüğü ile Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği arasında imzalanan protokol kapsamında güvenliğin en üst seviyede tutulması için 24 saat Özel olarak temin edilen malzemeler ile paketleme işlemleri tamamlanan sanat eserlerinin taşınmasında TURTLE adı verilen tablo taşıma araçları kullanıldı. Kendi Tablolarını Restore Eden Sanatçılar Ankara’da gerçekleştirilen konservasyon çalışmalarının devamı olarak, 3 Temmuz 2013’ten itibaren, İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) ile imzalanan protokol kapsamında restorasyon çalışmalarının Üniversite bünyesinde devam ettirilmesine karar verildi. MSGSÜ’nün tercih edilmesinde Üniversite’de gerekli donanım ve teknolojiye sahip Tablo Restorasyon Stüdyo- 14 su’nun bulunması ve Türkiye’nin ilk Sanat Eserleri Konservasyonu ve Restorasyonu Bölümünün burada yer alması önemli rol oynamıştır. Böylelikle Üniversite’deki akademisyenlerin Rijks Müzesinin tecrübesinden de yararlanması amaçlanmıştır. Tablo restorasyonu için MSGSÜ Tablo Restorasyon Stüdyosu’nda gerekli tüm değişiklikler yapılarak mevcut stüdyolar yeniden düzenlendi. Burada, iklimlendirme ve nemlendirme üniteleri elden geçirildi ve gerekli tüm kontroller nun konservasyonu ve restorasyonu tamamlanırken bu süreçte önemli bir gelişme daha yaşandı ve çalışmalara Cumhurbaşkanlığı koleksiyonunda eseri bulunan bazı sanatçılar da iştirak etti. Gencay Kasapçı, Ergin İnan, Adnan Çöker, Halil Akdeniz ve Adnan Turani gibi yaşayan ressamlarımız, koleksiyonda yer alan kendilerine ait eserlerin restorasyonunu gerçekleştirmiştir. Ankara ve İstanbul’da yapılan çalışmalarda çok sayıda tablo- 15 Tablo çerçeveleri görevli uzman restoratörler tarafından çeşitli işlemlerden geçirilmiştir Çerçevelerin Restorasyonu Cumhurbaşkanlığı koleksiyonunda yer alan tabloların 18. ve 19. yüzyıla ait farklı çerçeveleri bulunmaktaydı. Değerli olanları altın varaklı olan bu çerçeveler için daha önceki dönemlerde yaldız boyalar kullanılarak bazı onarımlar yapılmıştı. Fakat restorasyon etiklerine uymayan bu onarımlar, içeriklerinden dolayı zamanla çerçevelerde kararmaya sebep olmuştu. Ankara’da kurulan konservasyon stüdyolarında çerçevelerle ilgili olarak durum tespit raporu 16 hazırlandı ve çerçevelerin restore edilmesine karar verildi. Rijks Müzesi ile yapılan işbirliği kapsamında çerçeve restorasyonu konusunda uzman Fransız, Alman ve Türk restoratörler ile çalışmaya başlandı. İlk olarak, kirli tabakalar ve deformasyonlarla ilgili raporlar çıkarıldı. Ardından, altın varak çerçeveler üzerindeki yaldız ve boyalar temizlendi, tamir edilebilecek durumda olanların onarımları gerçekleştirildi. Yaldız tabaka kalkınca tablonun özgün hali ortaya çıkmış ve dökülen varaklar tekrar orijina- Ressam Ergin İnan, Cumhurbaşkanlığı koleksiyonundaki eserinin restorasyonunu bizzat kendisi gerçekleştirmiştir line uygun şekilde yenilenmiştir. Konservasyon yapılarak çerçevelerin kondüsyonu artırıldı, askı sistemleri yenilendi ve çerçeveler sağlamlaştırıldı. Böylelikle değerli çerçevelerin de gelecek nesillere aktarılması mümkün hale getirildi. Restorasyonu mümkün olmayan çerçevelerin yerine ise diğerleriyle uyumlu yeni modeller belirlenmiştir. Cumhurbaşkanlığı sanat koleksiyonunda yer alan yaklaşık 600 adet çerçeve bu kapsamda değiştirilmiştir. Tablolar, paketleme işlemi yapıldıktan sonra TURTLE adı verilen tablo taşıma araçlarına yerleştirilmektedir Büyük bir titizlikle açılan ve restorasyonuna başlanan tabloların her aşaması fotoğraflanmaktadır 17 Aslan'ın Gözleri Parlıyor Dünyaca ünlü Fransız Ressam JeanLeon Gerome, oryantalist resim sanatının en önde gelen temsilcilerinden biri olarak anılmaktadır. Gerome, aynı zamanda Türk resim sanatının kurucuları olarak kabul edilen Osman Hamdi Bey ve Şeker Ahmet Paşa’nın hocasıdır. Leon isminden dolayı aslana özel bir ilgi duyan ünlü ressam, birçok aslan resmi yapmıştır. Bunlardan biri de Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Salonu’nun duvarlarını süsleyen “Yatan Aslan” tablosudur. “Zeybekler” tablosu da sanatçının Cumhurbaşkanlığı koleksiyonunda yer alan bir diğer eseridir. Bu iki tablo Köşk’ün en kıymetli eserleri arasında gösterilmektedir. Sanat tarihi literatüründe bu iki eserin varlığından söz edilmekle birlikte tam olarak nerede olduğu tespit edilemediğinden “kayıp” kabul edilmekteydi. İşin gerçeği ise önündeki camdan dolayı net olarak anlaşılamaz duruma gelen tablonun, restore edileceği günü bekliyor olduğuydu. “Yatan Aslan” tablosu restorasyonu sürecinde İkmal Müdürlüğünün üzerinde durduğu en önemli konulardan biri tablonun önüne cam yerleştirilip yerleştirilmeyeceği hususuydu. Bu konuda herkesin farklı bir düşüncesi olduğu görüldüğü için uzun bir araştırmaya girişildi. Görüşlerden biri, camın tabloya herhangi bir zararı olmayacağı yönündeydi. Bir diğeri ise camın tablolara çok zarar verdiği, eser yüzeyinde küf ve mantar oluşumuna neden olduğu ve tablonun net görülmesini engelledi- 18 ği şeklindeydi. Aslında herkes filin bir bacağını tarif ediyor, ancak hiç kimse resmin tümüne hakim bir yorum ortaya koyamıyordu. Bu sebeple Rijks Müzesinin Tablo Konservasyon ve Restorasyon Bölümü kıdemli uzmanı Willem de Ridder’in verdiği rapor sonucunda, tablolara cam konulmasının belli şartları ve durumları bulunduğu anlaşıldı. Tüm bu bilgilerden hareketle tablo camının çıkarılmasına karar verildi. Ancak burada karşılaşılan en büyük sorun, bu hassas işlemi kimin gerçekleştireceği idi. Çünkü, camın tabloya yapışmış olma ihtimali vardı. Bu da onarımı çok zor bir hasara neden olabilirdi. Aranan uzman Hollanda’da bulundu ve bu işin sorumluluğu restoratör Barbara Schoonhoven’e emanet edildi. Eser, restorasyon için atölyeye taşındı. Yapılacak ilk işlem olduğu için herkesin yüzünde büyük bir heyecan ve endişe okunuyordu. Sonraki gün birkaç saatlik bir işlemle tablonun camı çıkarıldı. Ve artık Yatan Aslan’ın gözleri parlıyordu. Herkes derin bir nefes aldı. Bundan sonra diğer tabloların da camları çıkarıldı. Böylece eserlerin gerçek görüntüsü ve güzelliği net olarak ortaya çıkmaya başladı. Konservasyon ve restorasyon işlemlerinden sonra göz alıcı bir görünüm kazanan "Yatan Aslan" tablosu 19 Çerçevesinde yer yer hasarların tespit edildiği tablonun restorasyon öncesi arkadan genel görünümü Tablo yüzeyinde mantar oluşumuna ve deformasyona neden olan camın titizlikle çıkarılması 20 Öncelikle yüzey temizliği yapılan tablonun çeşitli konservasyon ve restorasyon işlemlerinden geçirilmesi 21 Fatih Camii'nde Bir Şaheser 27 Temmuz 2012 tarihinde, restorasyon sonrası, Fatih Camii’nde ilk Cuma namazını kılan Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, camiyi gezerken müezzin mahfilinde asılı tablonun restorasyona ihtiyacı olduğunu anlamış ve orada bulunan basın mensuplarına bu tablonun Cumhurbaşkanlığı ekipleri tarafından restore edilebileceğini ifade etmişti. Doğal olarak bu durum bizim için bir talimata dönüştü. Hemen Fatih Camii imamı ile irtibata geçerek tablonun Hollandalı restoratörlerimiz tarafından incelenmesini sağladık. Bu incelemeler sırasında tablonun bir şaheser olduğunun farkına vardık. Mekke, Medine ve İstanbul tasvirlerinin yer aldığı tablo, Osmanlı Devleti’nin dünyaya bakışını ve kâinat tasavvurunu anlatıyordu. 1905 yılında Mimarzade Mehmet Ali Efendi tarafından yapılan eserin hemen sağ tarafında Yıldız Sarayı’nın sütunları ile arkasındaki Hamidiye Camii, bütün ihtişamıyla dikkat çekiyordu. Kabe, dünyanın kalbindeki yerini almış, Medine şehri ve Mescid-i Nebevi de hemen onun üzerinde konumlanmıştı. Yine Kabe ve Mescid-i Nebevi, dünyanın üzerinde de işlenerek kutsallıklarına vurgu yapılmıştı. Sultan II. Abdülhamit Han dönemine ait tabloda, Mekke tasvirinin hemen altına dikkatle bakıldığı takdirde köprüleri ve tünelleriyle Hicaz Demiryolu’nu da görmek mümkündü. Sultan’ın çok önem verdiği bu demiryolu kutsal topraklar ile 22 İstanbul arasındaki bağlantıyı kuruyordu. Sanki Sultan, Yıldız Sarayı’ndan kutsal toprakları izliyor ve Hadim-ul Harameyn unvanının gereğini yerine getiriyordu. Tablonun içerdiği anlamı kavrayınca heyecanımız bir kat daha arttı. Tablonun çok kıymetli olması sebebiyle restorasyonunun çok özel birine yaptırılması gerektiğine karar verdik. Hollanda Rijks Müzesi Tablo Restorasyon Bölümü Başkanı Willem de Ridder’i bu tabloyu restore etmek için davet ettik. Restorasyona başlayınca gördük ki, tablonun başından çok hikayeler geçmiş ve eser çok zarar görmüş. Tabloda 95 yırtık ve 26 yama bulundu. Yamalar, yapıldığı dönemde ele geçen bir sözlük kapağı, deri, bez gibi malzemelerle özensiz ve restorasyon etiğine uygun olmayan bir biçimde yapılmıştı. 2.5 aylık bir çalışmanın ardından tablonun restorasyonu bitirilmiş ve o ana kadar dikkat çekmeyen bazı ayrıntılar da ortaya çıkmıştı. Temizlenmiş olan bölge ile temizlenmeyen bölge arasındaki fark gece ile gündüz arasındaki fark gibi keskin ve belirgindi. 10 Mart 2014 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Sayın Mustafa İsen’in de katılımı ile tabloyu asıl yerine, Fatih Camii’ne teslim etmek bize gurur verdi. Cumhurbaşkanımızın verdiği söz, en güzel şekilde yerine getirilmiş ve biz de böyle onurlu ve kutsal bir işte çalışma fırsatı bulmuştuk. Cumhurbaşkanlığı tarafından restore edilerek Fatih Camii'ne asılan Mimarzade Mehmet Ali Efendi'ye ait 1905 tarihli "Kompozisyon" tablosu 23 24 Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, Fatih Camii’nin restorasyonu sonrası açılışında tabloyu incelerken Uzman restoratörler tarafından tablo üzerinde büyük bir titizlikle gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları Konservasyon ve restorasyon işlemleri kapsamında tablonun çerçeve ve şasesinin elden geçirilerek güçlendirilmesi Restorasyon stüdyosuna getirilen tablonun arka tarafından sökülen gelişigüzel uygulanmış yamalar 25 Bir "Kış" Masalı Deniz ressamı olarak tanınan Ivan Konstantinovich Aivazovsky (1817-1900), 1845-1890 yılları arasında birçok kez İstanbul’a gelmiş, Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid dönemlerine tanıklık etmiştir. Sultan Abdülmecid’e bir resmini armağan etmiş ve dördüncü rütbeden bir nişanla ödüllendirilmiştir. İstanbul’a 1874’teki gelişinde Sarkis Balyan’ın konuğu olarak, şu anda Galatasaray Adası olarak bilinen yerde iki ay kalmış, yaptığı resimlerle Sultan Abdülaziz’e takdim edilerek nişan ile onurlandırılmıştır. Dolmabahçe Sarayı için birçok resim yapan Aivazovsky, 1880’de Sultan II. Abdülhamid döneminde açtığı sergi ile büyük ilgi görmüş, bunu 1886 ve 1888’deki diğer sergileri izlemiştir. 1890’daki son İstanbul ziyaretinde Sultan II. Abdülhamid’in huzuruna kabul edilmiş, iki tablosunu Sultan’a hediye etmiş ve Mecidi Nişanı ile onurlandırılmıştır. Halen İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’nda ve Ankara’da Çankaya Köşkü’nde sergilenen eserler bu ziyaretlerde sunulan eserlerdir. Özellikle Atatürk zamanında Dolmabahçe’den Çankaya’ya nakledilen eserler Aivazovsky’nin en önemli eserleri arasındadır. 19. yüzyılın ikinci yarısına hâkim olan realizm akımından etkilenmiş olsa da Aivazovsky’nin yapıtlarında romantik üslubun etkisinde olduğu görülmektedir. Sanatçının denizi, bulutu, gökyüzünü betimlediği resimlerinde ışık; adeta yaşamın, umudun, inancın ve sonsuzluğun simgesi olarak belirmiştir. Resmi görsel deneyimlerin getirdiği bir anımsama olarak gören Aivazovsky’nin tuvallerinde gökyüzü ve deniz büyük yer kaplar. İnsan ve doğa mücadelesinde betimlediği azgın dalgalar ve şiddet, insanlığın aşması gereken engellere karşı verdiği savaşı anlatırken, tasvir ettiği durgun su, insanın doğa ile barış içindeki huzur dolu atmosferini yansıtmaktadır. Aivazovsky’nin resimlerinde kullandığı çarpıcı ışık; gün doğumu, gün batımı, ay ışığı, sis, buz, kar gibi doğa olaylarının dramatik etkisini artırırken, resimlerinde ton birliğini koruduğu dikkat çeker. Aivazovsky, boyayı kullanarak ifadesi son derece güç olan görünümleri kendi stüdyosunda resmetmiştir. Sanatçı, çalışma yöntemini kendi cümleleri ile şöyle aktarmaktadır; “Nasıl şairin zihninde şiir oluşuyorsa, resmin konusu da benim zihnimde öyle oluşuyor işte. Şimşeği, rüzgârı ve dalgaların çırpınışını doğadan çizmek olanaksızdır. Sanatçı bunları hatırlamalıdır.” Bu cümleler sanatçının bilinen şair yönüyle de bütünleşmektedir. Petersburg soyluları ile yakın ilişkileri olan Aivazovsky; Puşkin, Kirilov, Belinski, Jukovski gibi dönemin Rus devrimci aydınları ve kültür hareketlerinin önderleriyle yakın dostluklar kurmuş, özellikle Puşkin’in şiirlerindeki lirizmi tuvallerinde betimlemiştir. Aivazovsky konu olarak her ne kadar deniz ve doğayı tercih etse de zaman zaman kent görünümlerini de işlemiştir. Özellikle İstanbul, Mısır ve İtalya en çok tasvir ettiği şehirlerdir. Sanatçının Cumhurbaşkanlığı koleksiyonunda yer alan 10 eser arasında, renk ve konu olarak diğerlerinden ayrılan “Kış” adlı eserinde durağanlığın hakim olduğu sakin bir kış ortamını betimlemiştir. Resmin temel ögelerini oluşturan denizin ortasında duran gemi ve resmin sağındaki ağaç ile altındaki insanlarla dengeli bir kompozisyon oluşturulmuştur. Geri planda muhtemelen Karadeniz kıyısındaki bir Türk kasabası betimlenmiştir. Dondurucu soğuk, gri-beyaz renk tonlamaları güçlü bir dille ifade edilmiştir. Renk, ışık ve suyun optik özelliklerinin başarı uygulandığı eserde, kışın soğuğundan kaynaklanan hareketsizlik algısı belirgin biçimde öne çıkmaktadır. Ivan Konstantinovich Aivazovsky’nin 1874 yılında yaptığı “Kış” tablosu, 2013 yılında kapsamlı bir restorasyondan geçirilen kıymetli eserlerden biridir. 26 Sayın Cumhurbaşkanımız ve Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, 11 Mayıs 2010'da Aivazovsky'nin "Kış" isimli tablosunu incelerken 27 Aivazovsky’nin “Kış” tablosunun restorasyon süreci Çerçevenin restorasyon öncesi hali Çerçevenin restorasyon öncesi testleri Eksik kısımların tespiti ve kalıplanması Küçük doku kayıplarının dolgulanması Varaklama işlemi için zemin hazırlanması Hazırlanmış zeminin detay görünümü 1874 yılında yapılan "Kış" tablosunun restorasyon öncesi hali Çerçeve ve kasnağın ayrılması işlemleri Tuvalin restorasyon öncesi hali Tuval kenarlarının sağlamlaştırılması Restorasyon öncesi 28 Tuvalin yeni kasnağına gerilmesi Tuvalin yüzey temizliğinin yapılması Tuvaldeki verniğin yenilenmesi Dolgu öncesi yenilenmiş vernikli hali Dolgu ve rötuş yapılması Restorasyon sonrası tablonun yeni hali Soyma işlemi sonrası Yeni varaklama hazırlık Kısmi varaklama sonrası Varağı tonlama sonrası Çerçeve ve tablo restorasyon sürecinden sonra eserin yeni görünümü 29 Restore Edilen Tablolar Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği envanterine kayıtlı kıymetli tablolar ile Fatih Camii’ne ait bir tablonun restorasyonu Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi restorasyon stüdyosunda tamamlanmıştır. Restore edilen tablolar, kullanım yerlerine yeniden asılmıştır. Bu tabloların bir kısmı şunlardır: Aivazovsky, "Küçüksu Kasrı ve Boğaz " (1875) Schendel, "Balık Pazarı" (19. yüzyıl) 30 De Nittis, "Paris Concorde Meydanı" 31 Lafitte, "Kahverengi At" Ralli, "Çalışan Kadınlar" 32 Zonaro, "Akşam Dersi" Sarkis, "Aşşık Oynayan Çocuklar" 33 Aivazovsky, "Fırtınada Yelkenli" (1872) Aivazovsky, "Fırtınada Batan Gemi" (1874) Aivazovsky, "Balık Tutan Balıkçılarla Balıkçı Gemisi" (1874) 34 35 Forcade, "İstanbul Boğazından Görünüm" Aivazovsky, "Mehtaplı Denizde Yelkenli" (1874) Ziem, "Manzara" 36 37 Aivazovsky, "Günbatımında Öküz Arabası" (1874) Washington, "Ormanlıkta Atlı Kafile" Berchere, " Bedeviler ve Develer" (1873) 38 39 Rubio, “Genç Kızlar” Gerome, “Zeybekler” 40 41 Yeni Çerçeve Yapımları Cumhurbaşkanlığı sanat koleksiyonunda yer alan tablo, yazma eser, fotoğraf ve gravür gibi eserlerin sanatsal değeri olmayan çerçeveleri değiştirilmiştir. Bu sayede koleksiyondaki yaklaşık 600 eser için el oyması, klasik ve modern tarzlarda yeni çerçeveler yaptırılmıştır. Çerçeve tasarımları, bizzat Sayın Hayrünnisa Gül’ün yönlendirmeleriyle gerçekleştirilmiştir. Ülkemizde uzun zamandır yapılmayan yeni altın varak çerçeveler de bu dönemde yapılmıştır. Tarihi çerçevelerde yapılan incelemeler sonucunda benzer usullerin uygulanmasına karar verilmiş ve çok sayıda yeni altın varaklı çerçeve yaptırılmıştır. "Kadın Portresi" tablosunun altın varak çerçeveli yeni görünümü "Kadın Portresi" tablosunun eski çerçeveli görünümü 42 43 "Bedeviler" tablosunun eski çerçeveli görünümü "Tavla Oynayanlar" tablosunun eski görünümü 44 Georges Washington'un "Bedeviler" tablosunun el oyması altın varaklı yeni çerçevesi "Tavla Oynayanlar" tablosunun gümüş varak çerçeveli yeni görünümü 45 Tabloların Sergilenmesi Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği envanterine kayıtlı değerli tabloların dünya standartlarına uygun koşullarda korunması, taşınması ve sergilenmesi amacıyla birçok yenilik hayata geçirilmiştir. Tabloların güvenli bir şekilde taşınmasını sağlamak için Hollanda’dan getirtilen TURTLE çantalar, ideal saklama koşullarına sahip tablo deposu gibi yeniliklerle tabloların gelecekleri teminat altına alınmıştır. Askı sistemleriyle ilgili de ayrıntılı bir çalışma yapılmış ve birçok ülkede uygulanan raylı askı sistemlerine geçilmiştir. Hafif tabloların misina yardımı ile raya tutturulması sağlanmış, daha ağır ve tarihi tablolar ise dekoratif çelik taşıma sistemleriyle asılmıştır. Bu şekilde tablolar duvara zarar vermemiş, istendiğinde de yerleri ve yükseklikleri ayarlanabilmiştir. İlgili uzmanlar tarafından taşıma, paketleme ve depolama konularında eğitim alan ekibimiz 46 Tabloların güvenli bir şekilde taşınmasını sağlamak için Hollanda'dan getirtilen TURTLE çantalar Dünyanın en gelişmiş uygulamalarından ilham alınarak kurulan raylı tablo askı sistemi Cumhurbaşkanlığı makamını süsleyen kıymetli tablolar, çelik askı sistemleriyle güvenli bir şekilde sergilenmektedir Cumhurbaşkanları portrelerinin sergilendiği koridorda yapılan özel ışıklandırma sistemi 47 Cumhurbaşkanları Portre Çalışmaları Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde eski Cumhurbaşkanlarımıza ait portrelerin yer almamasını önemli bir eksiklik olarak değerlendiren Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, bu konuda bir çalışma yapılması talimatını vermiştir. Bu kapsamda Türkiye ve dünyadaki önemli isimlerle görüşülmüş ve başarılı ressam Jevad Soleimanpour ile çalışmaya karar verilmiştir. Ardından Cumhurbaşkanlığı arşivlerinden çıkarılan fotoğraflar dijital ortama aktarılmış ve yağlı boya tablosu yapılacak kareler bizzat Sayın Cumhurbaşkanı ve Hanımefendi’nin yönlendirmeleriyle seçilmiştir. Portrelerin çizimlerine başlayan Soleimanpour, yaklaşık bir yıl süren titiz çalışmaların sonunda yağlı boya tabloları tamamlayarak Cumhurbaşkanlığına teslim etmiştir. Yağlı boya portreleri bizzat inceleyen Sayın Cumhurbaşkanımız, tabloların Çankaya Köşkü’nün en fonksiyonel bölümünde sergilenmesi için talimat vermiştir. Yapılan incelemeler sonunda, eserlerin Büyük Şeref Kapısı’ndan basın toplantı salonuna gidilen koridora asılmasına karar verilmiştir. Köşkün en özel bölümlerinden biri olan bu mekanın seçilmesinin nedeni, konuk devlet başkanlarının da bu koridordan geçiyor olmasıdır. 48 Ressam Soleimanpour’a Atatürk’ten sonra göreve gelen 9 Cumhurbaşkanının yağlı boya tabloları yaptırılırken, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk için Jean Weinberg’in 1933 yılına ait yağlı boya portre çalışması tercih edilmiştir. Baş köşeye Atatürk’ün portesi, onun sağına 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün soluna ise 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın portreleri asılmış, daha sonra görev dönemlerine göre diğer Cumhurbaşkanlarının portreleri sıralanmıştır. Cumhurbaşkanı ve eşi tarafından Çankaya Köşkü’nde verilen 29 Ekim 2013 tarihindeki Cumhuriyet Resepsiyonu’nda ilk kez görücüye çıkan yağlı boya tablolar, davetliler tarafından büyük ilgi görmüş, Resepsiyona katılan ve eşi merhum Turgut Özal’ın yağlı boya tablosunu gören Semra Özal da çok duygulandığını belirterek tabloların yapılmasını sağlayan Sayın Cumhurbaşkanımız ve eşi Sayın Hayrünnisa Gül’e teşekkürlerini iletmiştir. 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'ın eşi Semra Hanım, Cumhurbaşkanları portrelerini ziyaret ederken 49 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar 4. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel 5. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay 6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer 1. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk 50 51 Yenilenen Atatürk Portresi Makam odalarında sergilenen Atatürk portrelerinin değiştirilmesi ve Cumhurbaşkanlığının kurumsal kimliğiyle uyumlu hale getirilmesi konusunda yapılan çalışmaların kısa öyküsünü İkmal Müdürlüğünde şef olarak görev yapan Turhan Demiray şöyle anlatmaktadır: “Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi hizmet binalarında, makam odalarını süsleyen Atatürk portrelerinin birbirinden farklı olduğunu, resim tekniği açısından da çok çeşitli eserler olduğunu; bazı bürolarda gazete ve dergilerden çıkan resimler, bazılarında fotoğraf, kimilerinde goblen dokuma, hatta yağlı boya, sulu boya, karakalem, gravür gibi sanatın bütün dallarına ait; renk olarak da çeşit çeşit tablonun her an her yerde karşımıza çıktığını bunun da hoş bir görüntü oluşturmadığını belirterek Sayın Hanımefendi’den yardım talep ettim. Hanımefendi’nin bu konuda bir çalışma yapılması talimatı vermesi üzerine arşivler tarandı, yüzlerce eser gözden geçirildi. Zahmetli ve uzun soluklu bir çalışmanın sonunda Sayın Hayrünnisa Gül Hanımefendi’nin işaret ettiği tablo Jean Weinberg’e ait bir fotoğraftan karakalem çalışmasıydı. Ancak eserin ciddi bir restorasyona ihtiyacı vardı. 52 Seçilen eserin restorasyonu için uzman kağıt restoratörleri araştırılıp bulundu ve Çankaya Köşkü’ne davet edildi. Portre, bizzat Sayın Hayrünnisa Gül tarafından uzmanlara gösterildi. Atatürk portresinin İstanbul’da bulunan Osmanlı Arşivleri Genel Müdürlüğüne ait laboratuvarda onarılmasına karar verildi. Yok olma noktasına gelmiş bu eser, yetenekli restoratörler eliyle orijinal halindeki mükemmel görünümüne yeniden kavuştu ve Cumhurbaşkanlığı envanterinde yer alan en iyi Atatürk tablosu oldu. Kaliteli kağıda iyi bir baskıyla çoğaltılıp şık bir çerçeveyle mükemmel bir görselliğe kavuşturulan portrenin baskıları Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi içerisinde yer alan bütün makam odalarına asılmış ve bu konuda bir bütünsellik sağlanmıştır. Sergilendiği odalarda ilgi ve hayranlık dolu bakışları üzerinde toplayan portre, Cumhurbaşkanlığı Kurumsal Kimliği’nin de tamamlayıcısı bir özellik kazanmıştır.” Cumhurbaşkanlığı yerleşkesindeki makam odalarında sergilenen Atatürk portresi 53 Sanat Eserleri Teknolojiyle Buluşuyor Cumhurbaşkanlığı sanat koleksiyonunun dijital ortama aktarılarak eserlerin kontrol ve takibinin daha kolay ve sağlıklı yapılması sağlanmıştır. Eserlere ait bilgilere bilgisayar, tablet ve akıllı telefonlardan erişilebilmektedir. Radyo Frekanslı Tanıma Sistemi, Sesli Tanıtım Sistemi ve Bento Uygulaması ile Cumhurbaşkanlığı envanterindeki sanat eserleri teknolojiyle buluşturuldu. Koleksiyon Dijital Ortama Aktarıldı Cumhurbaşkanlığı koleksiyonu fotoğraflanarak elektronik ortama aktarıldı. Böylece envanterde yer alan sanat eserlerinin kontrol ve takibinin kolay, sağlıklı ve güvenli yapılması sağlandı. Eserin adı, fotoğrafı, sanatçısı, ölçüsü, konusu, yapım tarihi, bulunduğu yer, demirbaş numarası, envantere giriş tarihi, yapım tekniği gibi bilgilere bilgisayardan, tabletten ve akıllı telefondan erişilebilmektedir. Eserin konum ve envanter bilgilerine kolayca ulaşılmasını sağlayan RFID okuma istasyonu Tabloyla ilgili Türkçe ve İngilizce olarak detaylı bilgi veren Konuşan Kalem Sistemi Eserin envanter bilgilerinin, görsellerinin ve restorasyon sürecinin yer aldığı Bento uygulaması Cumhurbaşkanlığı envanterinde bulunan tabloların bilgilerine ve fotoğraflarına yer verilen internet sitesi RFID Uygulamasına Geçildi Radyo Frekanslı Tanıma Sistemi (RFID) radyo frekansı kullanarak nesneleri tekil ve otomatik olarak tanıma yöntemidir. Demirbaşa yerleştirilen bir etiket ile eserlerin kolayca takibi sağlanmaktadır. Cumhurbaşkanlığı envanterine kayıtlı olan demirbaşların takip ve kontrolünü sağlamak ve ayrıca yapılacak sayımların doğru ve güvenilir olmasını garanti etmek amacıyla radyo frekans takip sistemi kuruldu; demirbaşların ve bulundukarı odaların tümünde karekod uygulamalı etiketleme çalışması yapıldı. Köşk’te herhangi bir odaya girildiğinde RFID okuyucu ile o odada ne olduğu bilgisi anında alınmaktadır. RFID etiketlerinin tablolara uygulanması konusunda, tablo restorasyonu ve konservasyonu etiklerine uygun malzeme ve yöntemler kullanılmıştır. Konuşan Kalem Sistemi Hazırlandı Eserlere optik okuyucu ile sesli tanıtım sistemi kuruldu. Böylelikle, esere yaklaştırılan bir aparat ile ona ait tüm bilgilerin Türkçe ve İngilizce anlatımını dinlemek mümkün hale getirildi. Bu sistem, Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşımaktadır. Bento Uygulaması ve İnternet Sitesi Yapılan çalışmaların iPad uygulamasına aktarma işlemleri başlatıldı. Tablo Envanteri, Tablo Restorasyon Raporu ve Halı Restorasyon Raporu uygulamaları tamamlandı. Tabloların bilgi ve görsellerinin paylaşıldığı bir de internet sitesi oluşturuldu. 54 55 KAĞIT Eserlerin Konservasyonu ve Restorasyonu Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği envanterinde iki yüz civarında yazma eser bulunmaktadır. Bunların büyük bir bölümü, müzelerden restore edilmek üzere alınan hatlar, tuğralar ve el yazması eserlerden oluşmaktadır. Müzelerden; çerçeveleri mikroorganizma tahribatına uğramış, kağıtları yıpranmış, yazıları kaybolmuş bir halde alınan bu eserler, Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde oluşturulan stüdyoda restore edilmiş ve koruma altına alınmıştır. Restorasyon Çalışmalarının Başlaması Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin kağıt envanteri, tablolar kadar zengin değildi. Köşk’te çok az sayıda hat yer almakta ve hiç el yazması Kur’an-ı Kerim bulunmamaktaydı. Yapılan çalışmalarla hem geçmiş, hem de günümüz hattatlarından derlenen eserlerle özel bir koleksiyon oluşturuldu. Hayrünnisa Gül Hanımefendi, kağıt restorasyon atölyesinde yürütülen çalışmaları incelerken 56 Ankara Etnoğrafya Müzesinden restore edilmek üzere hat eserler ve el yazması Kur’an-ı Kerim’ler alındı. Hepsi çok kıymetli olmakla birlikte acil restorasyona ihtiyaç duyan bu eserleri, yazma eserler konusunda duayen bir isim olan Prof. M. Uğur Derman seçmiş ve restorasyon için Cumhurbaşkanlığına yönlendirmişti. Alınan eserlerin çerçeveleri böcek ve mikroorganizma tahribatına uğramış, kağıtları yıpranmış ve yazıları kaybolmuştu. İlk aşamada yazılarda olan deformasyonların onarılması için ünlü hattat Mehmet Özçay’dan destek alındı. Konservasyon ve restorasyon çalışması gerektiren kağıt eser sayısının artması nedeniyle işlemlerin uzun süreceği anlaşılınca Ankara’da bir stüdyo oluşturulmasına karar verildi. Stüdyonun Kurulması Çankaya Yerleşkesi’nde 2013 yılı içerisinde kağıt restorasyon atölyesi oluşturuldu. Cumhurbaşkanlığı envanterinde bulunan ve Ankara Etnoğrafya Müzesinden alınan kağıt ve yazma eserlerin konservasyonu ve restorasyonu burada gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde bulunan kağıt restorasyon atölyesinde korumaya alınan ve restore edilen bu eserlerin bir kısmı Cumhurbaşkanlığında sergilenmektedir. Eserlerin bir kısmı da sergilenmek üzere Ankara Etnoğrafya Müzesine iade edilmiştir. 57 Ankara'da Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi içerisinde kurulan kağıt restorasyon atölyesi Bu süreçte özellikle ahşap üzerine yapılmış olan yazma eserlerin restorasyonunda Kültür Bakanlığı Yazma Eserler Kurumu Başkanlığından destek alınmıştır. darp nedeniyle tahribat, destek ile yapışıklık, dalgalanma, taşıyıcının tabakalara ayrılması, lekelenme, soyulma, eski onarımlar, etiket, yazılardaki boyalarda dökülme/kayıp, mikroorganizma oluşumları, boyalı Kağıt Eserlerdeki Bozulmalar kısımlarda aşınma, deformasyon, böcek pislikleri, boya kaybı, su tahKonservasyon stüdyosuna gelen ribatı, ışık tahribatı, yüzeyde kağıt kağıt eserlerde görülen genel bo- kaybı ve pamuklaşma. zulmalar şu şekildedir: Kağıt Eserlere Uygulanan Tozlanma, ışık hasarı, kıvrılma, eksik İşlemler kısımlar, böcek tahribatı, katlanma, yırtılma, boya / mürekkep dağılma- Kuru Temizlik: Eserlerin konsersı, aşınma, çizilme, boya dökülmesi, vasyon işlemleri kuru temizlik ile 58 Ankara'da oluşturulan atölyede kağıt eserler üzerinde yapılan restorasyon çalışmaları başlamıştır. Temizlik işlemi ön ve arka yüzeyden vinil silgi, silgi tozu ve yumuşak fırçalar kullanılarak yapılmıştır. Yırtık Kısımların Sağlamlaştırılması: Hat levhalarda yırtık olan kısımlara sağlamlaştırma işlemi uygulanmıştır. Sağlamlaştırma işlemi yırtığın durumuna göre hem ön hem de arka yüzeyden yapılmıştır. Yırtıkların yapıştırılmasında geriye dönüşlü bir malzeme olan metil selüloz kullanılmıştır. Eksik Kısımların Tamamlanması: Eksik kısımların tamamlanması ile eserin bütünlüğünün sağlanması amaçlanmaktadır. Zaman içerisinde herhangi bir nedenle eksik kısımların daha çok büyümesini ve yeni parça kayıplarının oluşmasını önlemek amacıyla gerçekleştirilen bu işlemde asitsiz kağıt kullanılmıştır. Hat Levhalara Uygulanan Montaj İşlemleri: Eserlerin estetik görünmeleri, sergilenmeleri ve depolanmaları sırasında orijinal düzgünlüklerini korumalarını sağlamak için konservasyon ilkelerine Presleme İşlemi: Hat levhanın uygun paspartu ve montaj işlemrestorasyon ve konservasyon iş- leri yapılmıştır. Restorasyonu ve lemleri bittikten sonra tamamı konservasyonu biten hat levhapreslenerek düzleştirilmeye ça- ların çerçevelenmeden önce bazı lışılmıştır. Bu presleme işlemi ile montaj işlemleri uygulanmıştır. Rötuş İşlemleri: Hat levha üzerin- deformasyona uğramış kısımların deki dökülmüş olan çivit mavisi ve eserin özgün formunu kazanboyada, siyah ve altın mürekkep ması amaçlanmıştır. Presleme işile yazılmış hat süslemelerde es- leminde ahşap levhalar, demir ve tetik tamamlama yapılmasına mermer ağırlıklar kullanılmıştır. karar verilmiştir. Yapılan estetik tamamlama ile dökülmüş olan boya tabakalarının sağlamlaştırılması ve hat levhanın estetik bütünlüğünün sağlanması amaçlanmıştır. 59 Osmanlı Arması’nın Restorasyon Süreci 60 Osmanlı Arması'nın restorasyon öncesi görünümü Kağıt eserin kuru temizliğinin yapılması Kağıt eserin eksik kısımlarının tamamlanması Kağıt eserin eksik kısımlarının tamamlanması Gubârî stiliyle yazılan Osmanlı Arması'nın restorasyon sonrası görünümü 61 Hat levhanın restorasyon öncesi görünümü 1801 yılına ait fermanın konservasyon öncesi görünümü 62 Hat levhanın restorasyon sonrası görünümü Fermanın konservasyon sonrası görünümü 63 HALI Konservasyonu ve Restorasyonu Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği envanterine kayıtlı 54 adet tarihi ve sanatsal değere sahip halının konservasyonu ve restorasyonu tamamlanmıştır. Restorasyonu yapılan halılar için kendi dönem ve dokusuna uygun iplik araştırılmış ve aslına uygun şekilde onarımı gerçekleştirilmiştir. Saçak onarımı, hav atımı, kenar örgüsü onarımı ve arka bez dikimi gibi işlemlerin yapıldığı halıların restorasyon çalışmaları Aksaray Sultanhan’da bulunan restorasyon atölyesindeki uzman restoratörler tarafından yürütülmüştür. Kıymetli ve tarihi niteliği olan halılar için Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde oluşturulan halı deposunda %40 nem ve 21 derece ısı ortamı sağlayan iklimlendirme sistemi kurulmuştur. Cumhurbaşkanlığı Halı Koleksiyonu Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği envanterine kayıtlı halılar, Atatürk döneminde kullanılan halılar ve Atatürk sonrası temin edilen halılar olarak iki gruba ayrılmaktadır. Atatürk döneminden kalan halılar, Atatürk Terekesi olarak geçmektedir. Bunlar; antika değeri yüksek olan, hediye olarak gelen, Milli Saraylardan getirilen, özel dokutulan veya ihtiyaca göre satın alınan halılardır. Tereke harici olan halılar, Milli Saraylardan devir alınanlar ve satın alımlardan oluşmaktadır. Restorasyon öncesinde Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Hanımefendinin İran Sine halısını incelemeleri 64 köşklerde kullanılmak üzere getirilen, Osmanlı Nakkaşhanesinde hazırlanan desenlerle, ipek ve pamuk karışımı ipliklerle dokunmuş Gördes düğümü halılardır. Cumhurbaşkanlığı koleksiyonunda; Hereke, Uşak, Sivas, Bünyan, Dazkırı gibi Anadolu’nun değişik yerlerinde dokunmuş halılar ile Cumhurbaşkanlarının dış gezilerinde ve kabullerinde kendilerine hediye edilen Azeri, Kafkas, İran, Şirvan, Bauhausse, Goblen halıları yer almaktadır. Cumhurbaşkanlığı halı koleksiyonunda ön plana çıkan halılar, daha çok Hereke halılarıdır. Bunlar tarihi ve estetik değeri yüksek, değişik zamanlarda saray ve 65 Çalışmaları yakından takip eden Sayın Hayrünnisa Gül, restoratör ekibi ile bir değerlendirme yaparken Hasar tespiti ile başlayan ve çeşitli onarım aşamalarından sonra beze dikim işlemi ile son bulan halı restorasyon süreci Halıların Konservasyonu ve Restorasyonu na uygun iplikler araştırılmış ve onarımların aslına uygun şekilde yapılması konusunda büyük bir titizlik gösterilmiştir. Burada halılara; saçak onarımı, hav atımı, kenar örgüsü onarımı ve arka bez dikimi gibi işlemler uygulanmıştır. tekstiller, depolandığı ve sergilendiği ortamlarda, binalarda ve müzelerde zaman içinde zarar görmekte, Kültürel miras niteliği taşıyan el yıpranmaya ve çürümeye maruz dokuması halılar, diğer tüm teks- kalmaktadır. Geleneksel tekstillerin til ürünler gibi üretildikleri andan günümüze ulaşmış örneklerinin itibaren herhangi bir dış etkiye korunması, gelecekte varlıklarını maruz kalmasalar da doğal bir bo- sürdürebilmeleri için uygun koşulzulma sürecine girerler. ların oluşturulması korumanın önemini ortaya koymaktadır. Tarihi ve kültürel değerler taşıyan söz konusu geleneksel halıların, Koruma, geleneksel tekstillerin organik yapıda olması onların biyo- olabildiğince az müdahale ile talojik, fiziksel, kimyasal veya çevresel rihi, belgesel ve estetik değerini etkenlerle kolayca tahrip olmasına bozmadan sürekli bakımlarını sağsebep olmaktadır. Bu nedenle tarihi lamaktan geçmektedir. 66 Sayın Hayrünnisa Gül’ün talimatları ve yönlendirmeleriyle İkmal Müdürlüğü sorumluluğunda yürütülen çalışmalar sonucunda Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği envanterine kayıtlı 54 adet tarihi ve sanatsal değere sahip halının konservasyonu ve restorasyonu tamamlandı. Restorasyonlar Aksaray Sultanhan Halı bünyesinde yer alan uzman restoratörler tarafından gerçekleştirilmiştir. Sultanhan’da yapılan çalışmalarda, restorasyonu yapılacak halılar için kendi dönem ve dokusu- lendirme sistemi kuruldu. Halı deposunda her halı için bakteriden ve ışıktan koruyan 2 farklı kılıf dikildi ve RFID etiket sistemleri uygulandı. Halının fiziki özelliğiyle uyumlu olarak, rulo halinde ve yatay olarak saklama olanağı sunan özel raflar tasarlandı. Konservasyon ve restorasyon işlemleri gerçekleştirildikten sonra Cumhurbaşkanlığı halı deposunda koruma altına alınan halılardan bazıları tarihi ve sanatsal değeri ile dikkat çekmektedir. Atatürk’e hediye edilen İran Sine halısı, Franz Zilow’a ait tapestry halı, uzun yıllar Halıların Depolanması Atatürk’ün yatak odasını süsleyen Böylelikle, Cumhurbaşkanlığının Fransız goblen kilimi bunlardan Cumhurbaşkanlığı envanterinde tüm depolarında olduğu gibi halı bazılarıdır. bulunan kıymetli ve tarihi niteliği deposu da iklimlendirmesi, aydınolan halıların korunması için Çan- latması, raf sistemi ve zemin döşekaya Yerleşkesi’nde oluşturulan mesiyle oldukça modern bir labohalı deposunda % 40 nem ve 21 ratuvar görünümü kazandı. derece ısı ortamı sağlayan iklim- 67 Hereke Fabrika-i Hümayun’da, Osmanlı Gördes deseninde dokunmuş 19. yüzyıl yapımı antika ipek halı seccade Atatürk Terekesi olan ve yaklaşık 120 yıllık bir tarihi bulunan Gördes desenli Hereke ipek halı Ankara’nın 1930'lu yıllardaki sosyal hayatının tasvir edildiği Franz Zilow'a ait tapestry halı “Reşadiye” denilen, “Devlet-i Aliye-i Osmaniye” ketebeli 500 liralık banknotun orijinal hali ile dokunduğu özel desenli halı 68 Yaklaşık 120 yıllık geçmişi olan ve 1938 yılında Çankaya Köşkü Kabul Salonu için getirilen antika Hereke halı seccade Atatürk’ün kullandığı ve miras olarak resmi tutanakla devrettiği 20. yüzyıl yapımı Hereke halı seccade 69 Halıda Açan Çiçekler Cumhurbaşkanlığı halı koleksiyonunun en önemli parçalarını Atatürk’e hediye edilen halılar oluşturur. İran Şahı Rıza Pehlevi’nin Atatürk’e hediye ettiği İran Sine halısı bunlardan biridir. 120 x 120 kalitede düğüm atılarak üretilmiş 20. yüzyılın ilk dönemine ait bu halı nadide bir eser olarak değerlendirilmektedir. Desenleri bir botanik bahçesini anımsatan halının yapımında iki katlı, beyaz renkli bir iplik; kenar örgüsü için ise iki katlı, bordo renkli yün iplik kullanılmıştır. Halı, üç adet bordür ve zeminden meydana gelmektedir. Birinci ve üçüncü bordürlerde aynı zemin rengi ve kompozisyon özelliğine sahip bitkisel bir bezeme yer almaktadır. Alternatif olarak yerleştirilen krem zeminli ikinci bordür; küçük hatai ve penç motiflerinden oluşan iri, stilize yaprak motifleri ile bezemelidir. Hatai, penç, kıvrım dal ve yaprak motifleri ile dikkat çeken madalyon, halının zemininde yer almaktadır. Madalyon dışında kalan alanlarda ise krem zeminli geniş bordürdekine benzer bitkisel bir düzenleme görülmektedir. Halıda lacivert, kırmızı, koyu kırmızı, pembe, yeşil, açık yeşil, mavi, açık mavi, beyaz, sarı, siyah ve mor renkler kullanılmıştır. 70 Bu kıymetli Atatürk Terekesi’nin depoda bakımsız bir halde bulunduğu bilgisini alan Sayın Hayrünnisa Gül, halının restore edilmesi ve koruma altına alınması talimatını vermiştir. İlgili eksperlere inceletilen ve onarım raporları hazırlatılan halının alt ve üst başında saçak, kilim örgüsü ve zemin bölgelerinde hav kayıpları, kenar örgüsünde de yer yer hasar tespit edilmiştir. Araştırmalar sonucunda onarım çalışmalarının Aksaray Sultanhanı’ndaki atölyede çalışan restoratörler tarafından yapılmasına karar verilmiştir. Ardından Sultanhanı’na teslim edilen halı için burada doğal yıkama yapılmış ve hasar tespit planı çıkartılmıştır. Sina halısının alt ve üst başında yer alan hav ve kilim örgüsü kayıpları; zemin bölgesindeki hav kayıpları orijinaline uygun yün iplikler ile onarılmıştır. Eser, düzleştirme işleminden sonra beze dikilmiş ve Cumhurbaşkanlığına teslim edilmiştir. Desen, renk ve dokuma açısından özgün niteliklere sahip bu emanet, nadide bir eser olarak modern halı deposunda koruma altına alınmıştır. 71 Sultanhanı'nda Saklı Bir Değer Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül ve Hayrünnisa Gül Hanımefendi’nin 23 Kasım 2011 tarihinde Büyük Britanya tahtının birinci sırasındaki varisi Galler Prensi Charles ile eşi Cornwall Düşesi Camilla’yı resmi konutları olan Clarence House’ta ziyaretleri sırasında Prens Charles’ın kendi halılarını Türkiye’deki bir halı restoratörüne onarttıkları bilgisi elde edilmişti. O dönemde biz de elimizdeki halılar için bir restoratör arayışı içerisindeydik. Hem araştırmalarımız hem de Prens’in verdiği bilgiler bizi Aksaray’ın Sultanhanı beldesindeki tarihi bir handa yer alan atölyede kıymetli halıları restore eden Fahri Solak ile buluşturdu. Fahri Bey, kendisini bu işe adamış, özenli ve titiz bir restoratördü. Farklı dönemlere ait halıları toplayarak döneminin rengine uygun iplikleri kullanması, Fahri Bey’e dünya çapında bir ün kazandırmıştı. Biz de envanterimizde bulunan ve restorasyona ihtiyaç duyan çok kıymetli halıların incelemesini yaptırarak, değerlerini ve öncelik sırasını belirledik. Oluşturduğumuz çalışma planı doğrultusunda tüm güvenlik ve taşıma önlemlerini de alarak restorasyonu yapılacak halılarımızı Fahri Bey’e göndermeye başladık. Birçok halımızın restorasyonu bu şekilde tamamlanırken, ortaya çıkan sonuçlar beklentilerimizin üzerinde gerçekleşmişti. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, 19 Ocak 2012 tarihinde Aksaray’a yaptığı ziyarette ilin önde gelenleri tarafından düzenlenen akşam yemeğinin baş masasına Fahri Bey’i de davet etmişti. 72 Orada bulunan şehrin önde gelen isimlerine Fahri Bey’i tanıyıp tanımadıklarını sormuş, gördüğü tereddüt karşısında; “Kendisini tanımıyorsanız tanıyın. Sizin tanımadığınız hemşerinizi İngiltere Prensi tanıyor” demişti. İşte bu da kendi değerlerimizi ne kadar az bildiğimizi ve tanıdığımızı göstermektedir. Fahri Solak gibi değerlerin kaybolmaması ve yeni zanaatkarların yetişmesi için Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği tarafından YÖK’e bir yazı yazılmış ve Aksaray Üniversitesi bünyesinde Sultanhanı’nda 2 yıllık Halı Restorasyon Bölümünün kurulmasına öncülük edilmiştir. Böylelikle, pratik bilginin teoriyle buluşması sağlanmış ve bu kıymetli zanaatın yok olmasının önüne geçilmiştir. Fahri Solak’ın restore ettiği eserlerden biri de yan tarafta yer alan tapestry sanatı ile dokunmuş Fransız goblen kilimidir. Bu kilimde yirmi dokuz farklı renkte atkı ipliği kullanılmıştır. Dokumada mitolojik öğeler ile mimari unsurlar bir arada kullanılarak, “zaman dışı bir mekân” algısı oluşturulmuştur. Zeminde Francois Boucher’in 1764 yılında yaptığı Neptün ve Amymone adlı mitolojik sahnenin tasviri yer almaktadır. Dokumadaki bezeme unsurları, 17. yüzyılın ortalarına doğru ortaya çıkan Rokoko üslubunu yansıtmaktadır. Bordür çizgileri üzerinde özellikle alt başta kısa kenar boyunca ve köşe dolgularında yoğunlaşmak suretiyle oldukça gerçekçi çiçek, yaprak ve hayvan figürleri kullanılmıştır. Eserin sol alt köşesinde 1900-04 tarihleri yazılıdır. 1932 yılında hediye edilen ve uzun yıllar Atatürk'ün yatak odasını süsleyen tapestry sanatıyla dokunmuş Fransız goblen kilimi 73 PORSELEN & SERAMİK Eserlerin Konservasyonu ve Restorasyonu Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği envanterine kayıtlı 28 porselen ve seramik eserin restorasyon ve konservasyonu tamamlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi içerisinde çeşitli mekânlarda sergilenen kıymetli porselen eserler, mermer kaide ve pleksiglas muhafazalar yaptırılarak koruma altına alınmıştır. Sayın Hayrünnisa Gül, porselen ve seramik eserler üzerinde bir incelemede bulunurken 74 19. yüzyıla ait Çin Satsuma porselen vazonun parçalanmış hali ve restorasyon sonrası görünümü 75 19. yüzyıla ait Çin yapımı mavi-beyaz porselen vazoda yer alan çatlaklar, porselen restorasyonu konusunda usta bir isim olan Mehmet Üstündal tarafından onarılmış ve yeni görünümüne (sağda) kavuşturulmuştur 76 77 78 19. yüzyıla ait porselen vazoda yer alan hasarlar ve eserin restorasyon sonrası görünümü 18. yüzyıla ait Çin seladon porselen bahçe taburesinde yer alan hasarlar ve eserin restorasyon sonrası görünümü 19. yüzyıla ait Yıldız porselen vazoda yer alan hasarlar ve vazonun restorasyon sonrası görünümü 19. yüzyıla ait Çin yapımı porselen küpte yer alan hasarlar ve eserin restorasyon sonrası görünümü 79 METAL Objelerin Restorasyonu ve Bakımı Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde bulunan gümüş, bronz, bakır, altın vermeyli ve pirinç olmak üzere restorasyon ihtiyacı bulunan toplam 83 metal objenin restorasyon ve onarımları tamamlanmıştır. Objelerin restorasyonunda TBMM Milli Saraylarda çalışan uzman personel görev almıştır. Metal objelerin yüzeyindeki tüm kararmalar ve korozyonlar temizlenmiş, mekanik onarımları yapılarak aslına uygun şekilde restore edilmiştir. Yapılan restorasyon çalışmalarının yanısıra, mekanlarda sergilenen değerli metal objeler için aylık periyotlarda temizlik programı başlatılmıştır. Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde bulunan toplam 83 metal objenin restorasyonu yapılmıştır 80 Fransız yapımı bronz melek heykeli 81 Atatürk döneminden kalma jardinierin restorasyon yapıldıktan sonraki detay görünümü 82 Jardinierin depodaki ilk hali, kimyasal - mekanik temizliğini içeren restorasyon aşamaları ve son hali 83 Yemişlik ayağının ilk hali, restorasyon aşamaları ve restorasyon sonrası görünümü 84 Sayın Cumhurbaşkanımızın makamını süsleyen hokka takımının ilk hali, restorasyon aşamaları ve restorasyon sonrası görünümü 85 Bayrak Taşıyan Asker Depolardan çıkartılan eserlerden biri de 1912 yılında Mehmet Baha tarafından tunç madenden yapılan “Bayrak Taşıyan Asker” heykelidir. Atatürk döneminde de kullanılan heykelin üzerindeki boyanın orijinal olmadığını düşünen Sayın Hayrünnisa Gül’ün, gerekli araştırmaların yapılıp, eserin orijinal haline dönüştürülmesi talimatı vermesi üzerine bu konuda çalışmalara başlandı. Sanat tarihçilerine inceletilen ve ilgili uzmanlara laboratuvar analizleri yaptırılan heykelin üzerindeki boya tabakasının sonradan uygulandığı tespit edildi. Bunun üzerine restorasyon yapılmasına ve eserin orijinal haline döndürülmesine karar verildi. Heykelin uygun solventler kullanılarak temizlenmesi Basınçlı hava vererek boya katmanı kalıntılarının temizlenmesi Orijinal olmayan tabakası çeşitli kimyasal aşamalardan geçirilen eser, saf su havuzlarında dinlendirildi, ardından mekanik olarak temizlendi. Restorasyon sonrasında üzerindeki yeşil renkli boya tabakasından tamamen arındırılan, imza ve tarih gibi ayrıntıları ortaya çıkartılan heykel, yeniden orijinal görünümüne kavuşturuldu. Ve depolarda yıllar süren nöbeti tamamlayan “Bayrak Taşıyan Asker”, sergilenmek üzere Cumhurbaşkanlığı makamındaki yerini aldı. Sayın Hayrünnisa Gül’ün “Askerimiz artık terhis oldu” cümlesi heykelin restorasyon sürecini en anlamlı şekilde özetlemektedir. 86 Noniyonik sabunla yıkanarak kimyasal maddelerden arındırılması Heykelin mekanik yüzey temizliğinin yapılması 87 Yüzyılları Aşan Dostluk Köprüsü Sayın Hayrünnisa Gül, 2011 yılındaki İngiltere seyahati sırasında Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül ve Galler Prensi Charles ile birlikte Clarence House’u gezerken gördüğü gümüş tepisinin Çankaya Köşkü’ndeki depolarda bulunan bir tepsiye çok benzediğini farkeder ve Türkiye’ye döndüğünde hemen bir araştırma yapılmasını ister. Yapılan incelemeler sonucunda depolarda bulunan tepsinin Clarence House’ta sergilenen objenin bir eşi olduğu ve 1800’lü yıllarda Büyük Britanya Kralı tarafından Osmanlı Padişahına hediye edildiği ortaya çıkar. Objeler arasındaki bu bağ Sayın Hayrünnisa Gül’e büyük bir şaşkınlık yaşatır. Yıllarca depolarda bakımsız kaldığından bir hayli yıpranmış eser, ciddi bir restorasyona ihtiyaç duymaktadır. Depolarda, motifleri tepsiyle büyük benzerlik 88 gösteren gümüş bir kupa da bulunmuştur. Sayın Hayrünnisa Gül, tepsi ve kupanın bakım onarım yapılarak birlikte sergilenmesi talimatı vermesi üzerine, eserler İngiltere’ye, imal edildiği Garrard firmasına gönderilir. Bakım ve onarımı yapılarak Türkiye’ye teslim edilen bu kıymetli objelerin Resepsiyon Salonu’nun girişinde sergilenmesine karar verilir. Köşk’ün yerli ve yabancı konuklarının hayranlığını kazanan gümüş tepsi ve kupanın ziyaretçilerinden biri de Yeni Zelanda Genel Valisi Jerry Mateparae’nin eşi Janine Mateparae olmuştur. Bayan Mateparae, İngiltere ile Osmanlı Devleti arasında, 200 yıl öncesinden günümüze ulaşan bir dostluk köprüsü kuran gümüş tepsi ve kupanın ilginç hikayesini Sayın Hayrünnisa Gül’den dinlerken şaşkınlığını gizleyememiştir. İngiltere Kralı tarafından 1800’lü yıllarda Osmanlı Padişahına hediye edilen gümüş tepsi ve kupanın, restorasyon öncesi yıpranmış ve çizik detayları ile restorasyon sonrası görünümleri 89 Cumhurbaşkanlığı envanterinde yer alan metal (bronz) eserlerden “Saat Taşıyan Kadın” heykeli 90 Cumhurbaşkanlığı envanterinde yer alan metal eserlerden “At Heykelli Saat” 91 CAM Eserlerin Restorasyonu Cumhurbaşkanlığı envanterde yer alan ve hasarları bulunan cam eşyaların restorasyonları tamamlanmıştır. Bunların başında 19. yüzyıla ait yaldız dekorlu kristal tereke vazo gelmektedir. Vazonun kırık olan kulpu aslına uygun şekilde yeniden üretilmiştir. Kırık ve onarım ihtiyacı bulunan cam eserlerin restorasyonları usta isimler tarafından gerçekleştirilmiştir. Sayın Hayrünnisa Gül, porselen ve cam obje restorasyonu öncesi inceleme yaparken 92 Kırık olan kulpu aslına uygun olarak yeniden üretilen ve gereken onarımları yapılan vazonun restorasyon sonrası görünümü 19. yüzyılda Avusturya-Macaristan'ın Bohemya bölgesinde üretilen vazonun restorasyon sonrası görünümü 19. yüzyıla ait yaldız dekorlu kristal tereke vazonun restorasyon öncesi yıpranmış ve bir kulpu kırılmış görünümü Alt kısmında yer alan kırık ve parça kaybı ile dikkat çeken vazonun restorasyon öncesi görünümü 93 AVİZE Bakım ve Onarımları Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde bulunan tarihi ve kıymetli eserlerin bir diğeri ise avizelerdir. Osmanlı Dönemi’ne ait klasik motifleri, İtalyan cam sanatı murano stilleri ile dikkat çeken bu avizeler; kristal, neoklasik ve modern çizgili örnekleriyle yerleşke içerisinde bulunan tarihi mekanları aydınlatmaktadır. Ait olduğu dönemlerin ihtişamını ve mimari özelliklerini taşıyan 45 avize, 46 aplik ve 24 lambaderden oluşan bu kıymetli objelerin bakım ve onarım çalışmaları yapılmıştır. Objelerin eksik bulunan parçaları özgün malzeme ile tamamlanmış, kırık bulunan avizelerin onarımları yapılmış ve bütün parçalar orijinaline uygun bir şekilde tamamlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Pembe Köşk'teki Makam Odası'nı aydınlatan avizeler 94 95 MOBİLYA Bakım ve Onarımları Milli Saraylardan intikal eden ve Atatürk Terekesi olarak Cumhurbaşkanlığı envanterinde yer alan kıymetli mobilyaların restorasyon süreci tamamlanmıştır. 18. ve 19. yüzyıla ait, çoğunluğu sedef, lake, altın varak bezemeli bu mobilyaların restorasyonu, alanında usta isimler tarafından gerçekleştirilmiştir. Yerleşke içerisinde uygun şartlarda atölye bulunmamasından dolayı Pembe Köşk’ün bodrum katında atölye ortamı oluşturulmuş ve aylar süren onarım çalışmaları kısıtlı koşullarda burada sürdürülmüştür. Gomalak Nedir? Doğal cila malzemelerinden biri olan Gomalak, bir böcek salgısından üretilen reçinedir. Son derece doğal ve dayanıklı bu cila, antika mobilyalarda ilk günkü görünümün elde edilmesini sağlamaktadır. Lake Nedir? Avrupa’da 1600’lü yıllarda kullanılmaya başlayan parlak, renkli veya renksiz mobilya cilasıdır. Eski ustaların tercih ettiği ve zor çalışılan bu cila türü klasik ve antika mobilyalarda kullanılmaktadır. Marküteri Nedir? Marküteri, ahşabın farklı renklerde ve geometrik şekillerde kesilerek iç içe geçirilmesidir. Boya kullanılmadan yapılan bu oyma sanatı, masa, sehpa, tavan, kapı süslemelerinde kendini göstermektedir. Varak Nedir? Süsleme sanatlarında kullanılan varaklar, altın, gümüş gibi metallerin dövülerek şeffaf yapraklar haline getirilmesiyle oluşur. Kapı, çerçeve, sandık gibi eşyalarda, hat ve minyatür sanatlarında kullanılmaktadır. Mobilya Bakım ve Onarım Çalışmalarının Başlaması Milli Saraylardan intikal eden ve Atatürk Terekesi olarak Cumhurbaşkanlığı envanterinde yer alan 18. ve 19. yüzyıla ait kıymetli mobilyaların restorasyon ihtiyacı bulunmaktaydı. Çoğunluğu antika niteliğinde olan bu mobilyaların restorasyonu için öncelikli olarak gomalak cila, sedef, altın varak, lake, marküteri ve döşeme konusunda usta isimler tespit edilerek çalışmalara başlandı. Sayın Hayrünnisa Gül, Pembe Köşk'te oluşturulan mobilya atölyesinde incelemelerde bulunurken 96 Yerleşke içerisinde uygun şartlarda atölye bulunmamasından dolayı Pembe Köşk’ün bodrum katında atölye ortamı oluşturulmasına karar verildi. Bu kapsamda mobilya bakım onarım için gerekli ekipmanlar alınarak Pembe Köşk’ün bodrum katında kısıtlı ölçekte atölye ortamı oluşturuldu. Envanterde bulunan yüzlerce parça antik ve değerli mobilyanın onarımları, Ankara’ya davet edilen ustalar tarafından, koşulların yeterince uygun olmadığı Pembe Köşk’te, hummalı bir çalışma sonunda tamamlandı. Yıllarını bu işe vermiş, gomalak cila ustası Niyazi Nurgör, tüm malzeme ve ekipmanları ile aylar süren çalışmalarını burada devam ettirmiştir. Mobilyaların cila onarım ve tadilatları için, Milli Sarayların uzmanlarından da destek alınmıştır. Lake, altın varak, marküteri ve döşeme konusunda, onarım ihtiyacı olan tüm mobilyalar tek tek elden geçirilmiştir. 97 Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, mobilya atölyesinde yapılan çalışmalar hakkında bilgi almaktadır Pembe Köşk'te oluşturulan mobilya atölyesinde sedef kakmalı rahlenin kanallarına sedef yerleştirme işleminin yapılması Mobilyaların Bakım ve Onarım Süreçleri tonunda renkler kullanılarak boyama işlemi gerçekleştirildi. Mobilya rengi oturana kadar ince zımpara Onarımı uygun görülen ve Pem- ve gomalak cila işlemi yapıldı. be Köşk’teki atölyeye getirilen mobilyaların ilk önce hasar tespit Bakım ve Onarım Yapılan Mobilyalar çalışması yapıldı. Daha sonra özel kimyasallarla mobilya üzerindeki eski cila katı temizlendi ve ahşap katına inildi. Ahşap katı üzerinde ince ve kalın zımpara yapılarak buradaki kırıklar, çürükler, bozulmalar tespit edildi. Gerekli onarımlar, dolgular yapıldıktan sonra ahşabın kendi 98 Milli Saraylardan Cumhurbaşkanlığına gelmiş bahü, dresuvar, sehpa, büfe, İtalyan pisalti ve 1932 yılında mimar Clemens Holzmeister tarafından Pembe Köşk için özel olarak yapılan mobilyalar burada oluşturulan atölyede restore edilmiştir. Rahlede sedef yerleştirilecek kanalların açılması Kanallara sedef yerleştirilmesi işleminin yapılması 99 100 Bakım ve onarımı yapılan ve Osmanlı Salonu'nda kullanılan altın varaklı mobilya grubu Bakım ve onarımı yapılan ve Pembe Köşk'te sergilenen Osmanlı motifleriyle süslü sedef mobilyalar Bakım ve onarımı yapılan ve Pembe Köşk'te sergilenen altın varak mobilya grubu Bakım ve onarımı yapılan ve Pembe Köşk'te sergilenen sedef mobilya takımı 101 PİYANO Bakım ve Onarımları Cumhurbaşkanlığı depolarında, Atatürk döneminden kalma, tarihi ve antik değere sahip çok sayıda piyano bulunmaktaydı. Uzun yıllar kullanılmayan bu piyanoların, Sayın Hayrünnisa Gül’ün talimatıyla, ekspertiz raporları hazırlanmış ve onarıldıkları takdirde çok iyi bir kondisyon sergileyecekleri anlaşılmıştır. Piyanoların tekrar kullanılabilir hale getirilmesinin önemli bir tasarruf da sağlayacağı öngörülerek çalışmalara başlanmıştır. Gerekli tüm onarımları, akort işlemleri, genel mekanik ayarları, çekiç tonlamaları ve boya işleri yapılan piyanolar, tekrar ilk günkü haline kavuşmuş ve resepsiyon salonlarının en özel bölümlerindeki yerlerini almıştır. Sayın Hayrünnisa Gül, Atatürk döneminden kalma antika piyanoyu incelerken 102 Onarılarak Resepsiyon Salonu'nda kullanılmaya başlanan Atatürk Terekesi Bechstein marka antika piyano 103 Kıymetli Eserleri Depolamak Tereke ve eski eserlerin uygun koşullarda saklanmaması nedeniyle eserler zarar görmekteydi. Bu nedenle mevcut depolar onarılmış ve eserlerin zarar görmeden depolanması için uygun koşullar oluşturulmuştur. Atatürk Terekesi, tablo, halı, metal, cam ve porselen objeler için teknik donanımları en üst düzeyde depolar hazırlanmıştır. Yenilenen depolar; iklimlendirmesi, aydınlatması, raf sistemi ve zemin döşemesiyle son derece modern bir müze görünümüne kavuşmuştur. 2011 yılında yenilenerek modern görünümüne kavuşan Tablo Deposu 104 Tablo Deposu'nun eski (üstte) ve yeni (altta) görünümü 105 Halı Deposu'nun eski (üstte) ve yeni (altta) görünümü 106 Eski Eser Deposu'nun eski (üstte) ve yeni (altta) görünümü 107 Sanat Eserlerini Korumak ! Sanat eserlerini korumak amacıyla İkmal Müdürlüğü bünyesinde çeşitli çalışmalar yürütülmüştür. Sanat eserlerinin taşınması, korunması, paketlenmesi ve depolanması ile ilgili, uzman akademisyenlerin, kamu ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla bir çalıştay düzenlenmiştir. Çalıştay raporlarına bağlı olarak "Müzelerde Koruma Kılavuzu" hazırlanmıştır. Bununla birlikte Cumhurbaşkanlığında sanat eserlerinin korunmasına yönelik eğitim faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Sanat Eserlerinin Korunması Çalıştayı Sanat eserlerinin taşınması, korunması, paketlenmesi ve depolanması ile ilgili uzman akademisyenlerin, kamu ve özel sektör temsilcilerinin katılımı ile Ankara’da Cumhurbaşkanlığında bir çalıştay gerçekleştirilmiştir. Tablo, kağıt eserler, metal eserler, porselen ve cam eserler, mobilya ve çerçeveler alanlarında ayrı ayrı çalışma grupları oluşturularak her alanda çalışma raporları hazırlanmıştır. Müzelerde Koruma Kılavuzu Sanat Eserlerinin Korunması Çalıştayı kapsamında akademisyenler ve uzmanlar tarafından hazırlanan raporlar kaynak alınarak müze koleksiyonlarının korunması, sergilenmesi, paketlenmesi, taşınması ve depolanmasına ilişkin genel kuralları içeren bir kılavuz kitap hazırlanmıştır. Kılavuzda “Çevresel Koşulların Denetimi”, “Periyodik Bakım” ve “Önleyici Koruma” ana başlıkları bulunmaktadır. “Çevresel Koşulların Denetimi” ana başlığı altında “Nem ve Sıcaklık”, “Işık”, “Hava Kirliliği” ve “Biyolojik Etkenler” anlatılmaktadır. “Önleyici Koruma” ana başlığı altında ise eser türlerine göre bozulmalar, önleyici koruma, sergileme, depolama, taşıma anlatılmaktadır. Kitapta, “Önleyici Koruma” kapsamında “Depreme Karşı Koruma” konusu da ele alınmıştır. Taşıma Ekibinin Kurulması ve Eğitim Faaliyetleri Sanat eserlerinin taşınması konusunda İkmal Müdürlüğü bünyesinde taşıma ekibi oluşturulmuştur. Sanat eserlerinin korunmasına yönelik dünyada yapılan uygulamalar konusunda uzman kişiler davet edilmiş ve İkmal Müdürlüğündeki ilgili personellere taşıma, paketleme, depolama konularında eğitimler verilmiştir. 108 109 Bayrak ve Forsta Standardizasyon Cumhurbaşkanlığı Kurumsal Kimlik çalışmaları sırasında Köşk’te kullanılan bayrak ve forsların hatalı olduğu belirlenmiş, Bayrakta kullanılan kırmızının da ilgili kanundaki renk tonuna bire bir uymadığı tespit edilmiştir. İç ve dış mekanlarda kullanılan bayrak ve forsların ölçüleri, kumaş kaliteleri, renkleri özel olarak oluşturulmuş ve bayraklar Ankara Olgunlaşma Enstitüsü’nde diktirilmiştir. Cumhurbaşkanlığı ve yurtdışı temsilciliklerinde kullanılan bayraklar bu kapsamda değiştirilmiştir. Bununla birlikte bayrak deposu da yeniden düzenlenerek raflı ve sürgülü dolaplar yaptırılmış, bayrakların ölçülerine ve çeşitlerine göre yerleştirilmesi sağlanmıştır. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Harvard Üniversitesi öğretim üyelerini kabulü 110 111 Taşınır Eşyalarda Kayıt ve Kontrol Cumhurbaşkanlığında ihtiyaç duyulan demirbaş malzemelerin satın alım sürecinin yönetilmesi, demirbaş eşyaların takibi, depolanması ve gerektiğinde diğer birimlere sevki gibi hizmetler İkmal Müdürlüğünün sorumluluğundadır. Bu hizmetlerin en iyi şekilde sağlanması amacıyla, yazılım ve depolama sistemleri başta olmak üzere önemli yeniliklere imza atılmıştır. İkmal Müdürlüğünün taşınır eşyaların kayıt ve kontrolü kapsamındaki görevleri: Sorumluluğunda olan ambarlarla ilgili her türlü taşınırın ambara giriş ve çıkış işlemlerinin ilgili kurallara uygun olarak yürütülmesini sağlamak, teslim alındığını onaylamak, bunlara ilişkin belge ve cetvelleri düzenlemek, doğrudan tüketilmeyen ve kullanıma verilmeyen taşınırları sorumluluğundaki ambarlarda korumak. Sorumluluğundaki ambarlarla ilgili alımlarda muayene ve kabul işlemi hemen yapılamayan taşınırları kontrol ederek teslim almak, bu biçimde alınan taşınırların kesin girişleri yapılmadan kullanıma verilmesini önlemek. Birimlerin kırtasiye gereksinimleri için hazırlanan ihtiyaç listelerinin onay işleminden sonra karşılamak. Birimlerin gereksinimlerini karşılamak için satın alınan ya da bağış ve hediye olarak edinilen ya da kayıt dışı olduğu saptanan taşınırların kayıt altına alınması ve kayıtların bilgisayar ortamında tutulmasını sağlamak. Ambarlardaki taşınırların korunması için gerekli önlemleri almak. Zarara uğrayan taşınırlara ilişkin gerekli yasal süreci başlatmak ya da başlatılması için girişimde bulunmak ve izlemek. İş ocaklarında üretilen ürünleri tutanak ile envantere kaydetmek. Sorumluluğunda olan ambarların sayımını yaparak stok durumunu kontrol etmek. Yıl sonunda birimler ve ambarlarda bulunan malzemelerin sayımlarının yapılarak, sonucu İdari ve Mali İşler Başkanı’na rapor etmek. Hurda eskimiş ve kullanılamaz durumdaki taşınırları belirleyerek bunların kayıtlardan düşülmesine ilişkin işlemleri birimler arasında eşgüdümü sağlayarak yürütmek. Kurumumuzda kullanım fazlası olup başka kurumlarda değerlendirilebilecek malzemelerin kurumlar arası devir işlemlerini yapmak. Genel Sekreterliğimiz envanterinde kayıtlı bulunan özellikle tereke ve tarihi değeri olan malzemelerin bakım ve onarımlarını yaptırıp muhafaza edilmesini sağlamak. Genel Sekreterliğimiz envanterinde yer alan ve yeni alınan malzemeleri RFID (barkod) sistemi ile etiketlemek. Mali yıl sonlarında Muhasebe Müdürlüğü ile hesapların tutturulup Sayıştay Başkanlığı tarafından istenilen cetvelleri teslim etmek. 112 Mobilya deposunun eski hali Mobilya deposunun yeni görünümü Kırtasiye deposunun eski hali Kırtasiye deposunun yeni görünümü Çalışma ofislerinin eski hali Çalışma ofislerinin kurumsal kimlikle uyumlu yeni görünümü 113 BASINDAN 114 115 Çok değerli desteklerinden dolayı Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül e ve Sayın Hayrünnisa Gül Hanımefendi ye teşekkürlerimizi arz ederiz. 116
© Copyright 2024 Paperzz