TİSK BAŞKANI TUĞRUL KUDATGOBİLİK’İN ILO’NUN 103’ÜNCÜ ULUSLARARASI ÇALIŞMA KONFERANSI’NDA YAPTIĞI KONUŞMA Cenevre, 10 Haziran 2014 Sayın Başkan, Hanımefendiler ve Beyefendiler, Sizleri şahsım ve Türk İşverenlerinin tek çatı örgütlenmesi olan Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu adına selamlarken, bu organizasyonun başarılı ve yapıcı geçmesini diliyorum. Sayın Başkan, Öncelikle Manisa’nın Soma ilçesinde yaşanan felakette kaybettiğimiz 301 madencimiz için içten başsağlığı dileklerini ve derin üzüntülerini ileten başta ILO Genel Direktörü olmak üzere tüm dostlarımıza en içten teşekkürlerimizi sunarız. ILO Genel Direktörü’nün 14 Mayıs 2014 tarihinde gönderdiği başsağlığı mesajında da ifade ettiği gibi, bu trajedi madencilik sektöründe iş sağlığı ve güvenliğinin ne denli önem taşıdığına işaret etti. Türk İşverenleri olarak dünyada, Soma benzeri kazalarda hayatlarını kaybeden madencileri bir kez daha saygıyla anıyoruz. Sayın Başkan, Saygıdeğer Konuklar, İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda son yıllarda Türkiye’de yoğun bir yasama süreci yaşandı. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 30 Haziran 2012 tarihinde yürürlüğe girdi. Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğince; Türk İşverenleri, işletmelerde uygulanabilecek her türlü iş sağlığı ve güvenliği gereğini yerine getirmekle ve çalışanları korumak için tüm koruyucu ve güvenlik teçhizatını temin etmekle 1 yükümlüdür. Ayrıca, bir işyeri hekimi ile risk analizlerinden ve çalışan eğitimlerinden sorumlu iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarından oluşan ekibi istihdam etmek de işverenin yükümlülükleri arasındadır. Yeni Kanun’un uygulanmasıyla beraber, sosyal tarafların da katılımı ile 37 yönetmelik ve 3 tebliğ yürürlüğe konulmuştur. Bu yeni araçlar sayesinde, ILO standartlarına ve AB normlarına uygun, yeni iş sağlığı ve güvenliği yasal çerçevemiz tamamlanmıştır. Türkiye halen ILO’nun 155,161 ve 187 numaralı Sözleşmelerini onaylamış durumdadır. 167 ve 176 numaralı Sözleşmelerin onaylanma süreci ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından başlatılmıştır. Değerli Delegeler, İş sağlığı ve güvenliği yıllardır Türk işverenlerinin gündeminde öncelik taşıyan bir konudur. Güvenli ve üretken bir çalışma ortamının vazgeçilmezliğinin farkında olan Konfederasyonumuz ve Üye İşveren Sendikaları, Türk sanayiine daha güvenli ve sağlıklı işyerlerine sahip olunmasını sağlayacak hizmet ve rehberlik sunmaktadır. Sağlık ve güvenliği artıracak çalışmalarımız birçok uluslararası kuruluş tarafından en iyi uygulama örneği olarak gösterilmiştir. Türk İşverenleri olarak, işverenlerin gündelik sorunlara çözüm yaratma kapasitelerini geliştirmek için, uygulayıcı kuruluşlarla yeni işbirlikleri geliştirme konusunda kararlıyız. Bu kapsamda, Konfederasyonumuz büyük sanayi kazaları konusunda bir rehber geliştirmek amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu ile işbirliği halindedir. Bu çabalar, özellikle Soma’da yaşananlardan sonra, büyük sanayi kazalarını önlemede kamu sektörü ve özel sektör desteğiyle çok yönlü bir yaklaşım kazanılmasında önemli rol oynayacaktır. Farklı paydaşlar arasında sağlanacak rehberlik ve işbirliği yoluyla İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun tam anlamıyla uygulanması için Soma Faciası’nın “son uyarı” olmasını ümit etmekteyiz. 2 Hanımefendiler ve Beyefendiler, İş sağlığı ve güvenliği konusunda yapılan yoğun çalışmaların yanında, geçtiğimiz 10 yıl içerisinde Türkiye, İş Kanunu’ndaki çağdaşlaşma eğilimi ile bağlantılı olarak çalışma mevzuatında modern reformlar gerçekleştirmiştir. Söz konusu reformların temel amacı, ILO standartlarına ve AB normlarına uyumdur. Türk İşverenini sanayi ilişkilerinde temsil eden tek kuruluş olan TİSK, küresel ve yerel dengeyi sağlamak adına reform sürecine pozitif katkıda bulunmuştur. Bu süreçte yasal müzakerelerde ortak çıkarı sağlayacak gerçekçi bir duruşla, ters etki yapabilecek önerilerden kaçındık. Sonuçta ortaya çıkan Yeni Kanun %98 konsensüsü temsil ederken, 144 numaralı Üçlü Danışma Sözleşmesi ile paralellik göstermektedir. Sayın Başkan, Saygıdeğer Delegeler, Genel Direktör’ün bu sene yayımlanan Adil Göç başlıklı ikinci tematik Raporunu, günümüzün iş dünyasının ihtiyaçlarına cevap verecek kapsamda bulduk. Uluslararası göç artmaktadır ve tahminimiz bu eğilimin devam edeceği yönündedir. Bugün dünyada, dünya nüfusunun %3’ünü oluşturan 231.5 milyon uluslararası göçmen varsa, küresel işbirliği ve çalışmayı gerektiren küresel bir sorunla karşı karşıya olduğumuz gerçeğini kabul etmeliyiz. Biz, Genel Direktör’ün Raporunun, göçün işgücü piyasasına etkisi hakkındaki küresel tartışmaya katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Ayrıca, vatandaşların yasal tereddüt ve çıkarlarını, ev sahibi ve kaynak ülkelerin daha geniş politika hedeflerini göz önünde bulundurarak, göçmenlerin ayrımcılığa uğramaksızın, eşit muamele ile işgücü piyasasına girişlerinin önündeki engellerin belirlenmesi sorununa cevap arama çabalarından ötürü Büro çalışanlarını tebrik ediyorum. Türk İşverenleri olarak, Genel Direktör tarafından ikinci tematik rapor olarak seçilen göç konusunun öneminin farkındayız. Türkiye, 80’li yıllardan itibaren göç veren bir ülke iken, göç alan bir ülke haline gelmiştir. Orta Doğu’daki 3 siyasi gerginlik mülteci sayısını katlamıştır. Resmi rakamlara göre, komşu ülkemizde çıkan krizin başladığı Mart 2011’den bu yana 670,000 Suriyeli Türkiye’ye sığınmıştır. Bu büyüklükte bir göç, hala işgücünün %10’u işsiz olan Türkiye’de ciddi ekonomik ve sosyal sorunlar yaratmaktadır. İtiraf etmeliyim ki, bu kadar ciddi bir göç sorunu karşısında modern dünyanın yetersiz ilgi ve yardımı bizi hayal kırıklığına uğrattı. İşte bu sebeple Türk İşverenleri olarak Genel Direktör’ün bu büyüyen küresel soruna dikkat çekmesini içtenlikle destekliyoruz. Sayın Başkan, konuşmamı, gelecekteki uluslararası etkinliklerden söz ederek tamamlamak istiyorum. Önümüzdeki sene G20, Türkiye başkanlığında faaliyet gösterecek ve söz konusu başkanlıkla beraber Konfederasyonumuz G20 çerçevesinde önemli sorumluluklar üstlenecektir. 1999 yılındaki kuruluşundan bu yana, G20’nin Uluslararası İşverenler Teşkilatı (IOE) ile mükemmel işbirliği içerisinde ekonomik ve sosyal politikalar geliştirmesi, küresel sorunlara pozitif bir boyut kazandırmıştır. ILO ve üçlü yapısından, iş dünyasının geleceği tartışmalarına katkıda bulunmak konusunda daha fazla destek ve kararlılık bekliyoruz. Teşekkürler. 4
© Copyright 2024 Paperzz