BAŞLANGIÇTA 10 Güzel bir gündü. Gördükleri günlerin hepsi güzeldi aslında. Günlerin sayısı yediyi epey geçmişti ve henüz yağmur icat edilmemişti. Ama Cennet bahçesinin doğusunda toplanmakta olan bulutlar ilk fırtınanın yolda olduğunu haber veriyordu, görünüşe bakılırsa fırtına büyük olacaktı. Doğu Kapısı’nın meleği ilk yağmur damlalarından korunmak için kanatlarını başının üzerine kaldırdı. “Affedersin,” dedi nazikçe. “Ne diyordun?” “Dedim ki, kurşundan yapılmış bir balon gibi düştü bu seferki,” dedi yılan. “Ah. Evet,” dedi Aziraphale adındaki melek. “Dürüst olmak gerekirse, bizimki aşırı tepki verdi bence,” dedi yılan. “Demek istediğim, işlediği ilk günah falan filan. Hem, iyiyle kötü arasındaki farkı bilmenin neresi kötü, anlamıyorum.” “Kötü olmalı,” diye akıl yürüttü Aziraphale, olan bitene anlam veremeyen ve bu yüzden endişelenmeye başlamış birinin düşünceli ses tonuyla, “yoksa sen işe karışmazdın.” “Bana yalnızca, Yukarı git ve biraz sorun çıkar, dediler,” diye açıkladı yılan. Adı Crawly1 idi, ama artık değiştirmeyi düşünmeye başlamıştı. Crawly adının ona hiç yakışmadığına karar vermişti. “Evet, ama sen bir iblissin. Senin iyilik yapmanın mümkün 1Sürüngen. –çn 11 olduğunu sanmıyorum,” dedi Aziraphale. “Senin, bilirsin, temel doğanla ilgili bu. Kişisel bir şey değil, anlarsın ya.” “Ama işin komediye dönüştüğünü itiraf etmen lazım,” dedi Crawly. “Yani, Ağaç’ı göstermek ve koca koca harflerle ‘Dokunmayın’ demek? Çok da incelikli sayılmaz, değil mi? Yani, ağacı çok uzağa ya da yüksek bir dağın zirvesine koysan olmaz mı? O’nun gerçekte ne planladığını merak ediyorum.” “Hiç düşünmemek en iyisi gerçekten,” dedi Aziraphale. “Her zaman söylerim, esrarengiz planı kavramak imkânsızdır. Bir Doğru vardır, bir de Yanlış. Sana Doğru’yu yapman söylenmişken Yanlış’ı yaparsan, cezalandırılmayı hak etmiş olursun. Şey.” Utanç dolu bir sessizlik içinde oturarak yağmur damlalarının ilk çiçekleri zedelemesini izlediler. Bir süre sonra Crawly, “Senin alevden kılıcın yok muydu?” dedi. “Şey,” dedi melek. Bir an yüzünden suçluluk dolu bir ifade geçti, ama sonra geri dönüp oraya yerleşti. “Vardı, değil mi?” dedi Crawly. “Acayip harlanıyordu.” “Ee, şey...” “Çok etkileyici göründüğünü düşünmüştüm.” “Evet, ama, şey...” “Kaybettin, değil mi?” “Ah, hayır! Hayır, tam olarak kaybettiğim söylenemez, daha çok...” “Ee?” Aziraphale perişan görünüyordu. “İlla bilmen gerekiyorsa,” dedi hafifçe aksilenerek, “birine verdim.” Crawly ona bakakaldı. “Şey, vermeye mecburdum,” dedi melek dalgın bir ifadeyle ellerini birbirine sürterek. “Çok üşümüş görünüyorlardı zavallıcıklar. Kadın çoktan hamile kaldı bile, orada bir sürü vahşi hayvan var, hem fırtına da yaklaşıyor, bu yüzden ben de dü12 şündüm ki, eh, ne zararı olur, bu yüzden bakın, dedim, geri gelirseniz korkunç bir kavga çıkar, ama bu kılıca ihtiyacınız olabilir, o yüzden buyurun, yo, teşekküre gerek yok, herkese bir iyilik yapın ve burada güneşin üzerinize batmasına izin vermeyin.” Crawly’ye bakarak endişeyle sırıttı. “Yapılacak en iyi şey buydu, değil mi?” “Senin kötülük yapmanın mümkün olduğunu sanmıyorum gerçekten,” dedi Crawly alayla, ama Aziraphale alaydan anlamazdı. “Ah, umarım öyledir,” dedi. “Gerçekten de öyle olduğunu umuyorum. Bütün akşam endişelendim durdum.” Bir süre yağmuru izlediler. “Tuhaf olan şu ki,” dedi Crawly, “ben de elma olayının yapılacak doğru şey olup olmadığını merak ediyordum. Doğru şeyi yapan bir iblisin başı feci derde girebilir.” Meleği dürttü. “İkimiz de yanlış yapmışsak ne komik olur, değil mi? Ben iyi, sen de kötü şeyi yapmışsak ne komik olur, hı?” “Pek değil,” dedi Aziraphale. Crawly yağmura baktı. “Hayır,” dedi ciddileşerek. “Olmaz herhalde.” Yağmur kapkara perdeler halinde Aden’in üzerine iner, gök gürültüsü tepelerin arasında homurdanırken, daha isimleri yeni verilmiş hayvanlar fırtınadan ürkerek bir yerlere sığınmışlardı. Çok uzaklarda, sırılsıklam ormanda, ağaçların arasında parlak ve alev alev bir şey titreşti. Karanlık ve fırtınalı bir gece olacaktı. 13 14 KIYAMET GÖSTERİSİ Cadı Agnes Çatlak’ın Dakîk ve Kat’î Kehanetleri kitabında izhar edildiği şekliyle insanlık tarihinin son on bir senesinde vuku bulan Belli Hadiselerin Hikâyesi. Derleyen, düzenleyen, Eğitim Amaçlı Dipnotlar ve Arif Olan için İrfanla zenginleştiren: Neil Gaiman ve Terry Pratchett OYUNCULAR Doğaüstü Varlıklar Tanrı (Tanrı) Metatron (Tanrı’nın Sesi) Aziraphale (Bir melek ve yarı zamanlı nadir kitap sahafı) Şeytan (Düşmüş bir Melek; Düşman) Beelzebub (Bir Başka Düşmüş Melek ve Cehennem Prensi) Hastur (Düşmüş bir Melek ve Cehennem Dükü) Ligur (Bir Başka Düşmüş Melek ve Cehennem Dükü) Crowley (Düşmekten çok Gezine Gezine Aşağı İnmiş bir Melek) Mahşerin Dört Atlısı ÖLÜM (Ölüm) Savaş (Savaş) Kıtlık (Kıtlık) Kirlilik (Kirlilik) 15 İnsanlar Zina-Etmeyeceksin Pulsifer (Cadı Avcısı) Agnes Çatlak (Kahin) Newton Pulsifer (Muhasebeci ve Cadı Avcısı Ordusu’nda Er) Anathema Araç (Uygulamalı Gizemci ve Profesyonel Varis) Shadwell (Cadı Avcısı Ordusu’nda Çavuş) Madam Tracy (Boya Küpüne Batmış Kaltak [yalnızca sabahları, bir de önceden randevu almak kaydıyla perşembeleri] ve Medyum) Rahibe Mary Çalçene (Azize Beryl Çenebaz Tarikatı’ndan Satanist bir Rahibe) Bay Young (Baba) Bay Tyler (Köy Sakinleri Derneği Başkanı) Bir Kurye Onlar ÂDEM (Deccal) Pepper (Kız Çocuk) Wensleydale (Oğlan Çocuk) Brian (Oğlan Çocuk) Tibetliler, Uzaylılar, Amerikalılar, Atlantisliler ve Mahşer’in başka nadir ve tuhaf Yaratıkları Ve: Köpek (Şeytani cehennem tazısı ve kedilerin belalısı) 16 ON BİR SENE ÖNCE 17 18
© Copyright 2024 Paperzz