MÜHENDISHANE-I BAHRI HÜMAYUN AÇILDI Portal Adres : www.dunyabulteni.net İçeriği : Gündem Tarih : 18.11.2014 : http://www.dunyabulteni.net/haberler/235396/muhendishane-i-bahri-humayun-acildi Mühendishane-i Bahri Hümayun açıldı Tarihte bugün yaşanan olaylar arasında; Kanije Zaferinin kazanılması, Mühendishane-i Bahri Hümayun´un açılması, İstanbul Üniversitesinin öğrenime başlaması, Ömer Lütfi Mete´nin vefatı var... Dünya Bülteni - Tarih Servisi GÜNÜN OLAYI Tiryaki Hasan Paşa Kanije Zaferini Kazandı (1601) Avusturya arşidükü Ferdinand kat kat üstün ordusuyla Tiryaki Hasan Paşa´nın savunduğu Kanije kalesini kuşattı. Tiryaki Hasan Paşa siyasi ve askeri yeteneğini olağanüstü şekilde kullanarak Avusturya ordusunu geri çekilmeye mecbur bıraktı. Böylece 18 Kasım 1601 tarihinde Tiryaki Hasan Paşa Kanije kalesini başarı ile savunarak büyük bir zafer kazandı. Hiç beklenmedik bu zafer memlekette büyük bir sevinç oluşturdu. Hükümdar III.Mehmet Tiryaki Hasan Paşa´yı ödüllendirdi. Ertesi yıl Budin´i kuşatan Avusturya ordusu 18 kasım 1602´de Lala Mehmet Paşa´nın huruc (yarma)harekatıyla bozguna uğradılar ve geri çekildiler. GÜNÜN ÖNEMLİ OLAYLARI Mühendishane-i Bahri Hümayun Açıldı (1773) Kaptan-ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa´nın önerisi ile İstanbul Kasımpaşa´da deniz subayı yetiştirmek için 18 Kasım 1773´de Mühendishane-i Bahri Hümayun açıldı. Bu okul Türk tarihinin ilk deniz harp okulu olma özelliği taşıyordu. Sekban-ı Cedid Ordusu Lağvedildi (1808) Alemdar Mustafa Paşa III. Selim zamanında kurulan ancak daha sonra kaldırılan Nizamı Cedid ordusunun yerine Sekban-ı Cedid ordusunu kurmuştu. Ancak Alemdar Mustafa Paşa isyancılar tarafından öldürüldü. II. Mahmut isyancıları yatıştıramadı ve Sekban-ı Cedid ordusunu lağvetti. Ordunun erlerini memleketlerine gönderdi. Subaylarına da yeni görevler verdi. Fakat asiler bu ordunun erlerinden ve subaylarından birçoğunu yakalayarak öldürdüler. İstanbul Üniversitesi Eğitim Hayatına Başladı (1933) Eski adı Darülfünun olan İstanbul Üniversitesi yeni adı yeni kadrosuyla Türkiye Cumhuriyetinin ilk üniversitesi olarak 18 Kasım 1933´te eğitim hayatına başladı. İngilizler Kuzey Afrika´da Almanlara Karşı Taarruz Başlattılar (1941) Rus-Alman savaşı çıkınca Almanya Kuzey Afirka´ya destek gönderemedi. Bu nedenle birkaç aylık bir duraklama dönemi yaşandı. Bu süre içerisinde hazırlanan iki taraftan İngilizler 18 Kasım 1941´de Almanlara karşı saldırıya geçtilerse de başarılı olamadılar ve geri çekildiler. Türk Jetleri Rumlara Gözdağı Verdi (1967) Kıbrıs´taki Rumlara ciddiyetini göstermek isteyen Türk hükümeti 18 Kasım 1967´de Türk jetlerine ada üzerinde alçak uçuş yaptırdı. Zasyadko Maden Faciası Yaşandı (2007) Ukrayna nın doğusundaki Donetsk bölgesinin Zasyadko yöresinde 18 Kasım 2007 tarihinde bir maden kazası meydana geldi. Metan gazının patlaması sonucu yaklaşık 1 kilometre yerin altında meydana gelen kazada,yüz bir madenci hayatını kaybetti. Ömer Lütfi Mete Vefat Etti (2009) Gazeteci, yazar ve senarist Ömer Lütfi Mete İstanbul´da 18 Kasım 2009´da geçirdiği bir kalp krizi sonrasında 59 yaşında hayatını kaybetti. Kendisi bir çok gazete ve dergide yazarlık ve yöneticilik görevlerinde bulunmuştur. GÜNÜN DİĞER ÖNEMLİ OLAYLARI 1583- Galata´daki Saint Benoit Kilisesi´ne yerleşen Cizvitler, St. Benoit mektebini açtılar. 1865- Mark Twain´in ilk öyküsü yayımlandı. 1912- İstanbul´da kolera salgını başladı. 1928- Walt Disney´in yarattığı çizgi film Mickey Mause´un (miki maus) ilk gösterimi yapıldı. 1951- Perihan Sanerk, Emniyet Müdürlüğüne yükselen ilk kadın oldu. 1976- İspanya´da 37 yıllık diktatörlüğün ardından demokrasinin kurulması kararı alındı. 1983- BM Güvenlik Konseyi, KKTC´yi tanımadı. 1990- Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı (AGİK) toplandı; Paris Sözleşmesi imzalandı. 1992- Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu kabul edildi. 1999- İstanbul´daki Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Zirvesi´nde, Bakü-Ceyhan petrol boru hattı ve Hazar geçişli doğal gaz projelerine ilişkin anlaşmalar, ilgili ülkelerin devlet başkanlarınca imzalandı. 2000- Türk Sanat Müziği´nin ünlü ismi, besteci ve ses sanatçısı Yıldırım Gürses kalp yetmezliğinden öldü. 5 YIL IÇINDE ANTARTIYA'YA ÜS AÇACAGIZ Portal Adres : www.denizhaber.com.tr İçeriği : Denizcilik/Yelken Tarih : 18.11.2014 : http://www.denizhaber.com.tr/5-yil-icinde-antartiyaya-us-acacagiz-haber-58818.htm 5 yıl içinde Antartiya ya üs açacağız Antarktika kıtasında Türkiye´nin ilk üssünü açmak için çalışmalarda bulunan TAKBAM, 5 yıl içinde kıtada üs açılmasını hedefliyor.Türkiye Antarktika Kutup Bilimsel Araştırmalar Merkezi (TAKBAM) Genel Sekreteri Abdurrahman Külünk, kıtada üs açmak için yaptıkları çalışmalarla ilgili, bilgi verdi. Külünk, TAKBAM´ı 2 yıl önce kurduklarını belirterek, zaman içinde özellikle yurt dışındaki muadil kuruluşlarla irtibata geçmeye çalıştıklarını ve bu doğrultuda bazı iş birliği anlaşmaları imzaladıklarını söyledi. Türkiye´nin 1995 yılında imzalanan bir protokolde yer aldığını ve Antarktika´da yapılan çalışmalar içerisinde yer alacağını belirttiğini anlatan Külünk, buna rağmen somut bir adımın atılmadığını dile getirdi. Bunun üzerine bir grup arkadaşıyla harekete geçtiklerini ve TAKBAM´ı kurduklarını ifade eden Külünk, benzer kuruluşlarla iletişime geçtiklerini ve Brüksel´de yapılan istişare toplantılarına iştirak ettiklerini kaydetti. 'Sadece fok balıkları ve balinalar yok' Külünk, Antarktika´nın cazibesinin sahip olduğu tatlı su kaynaklarının fazlalığı olduğunu belirterek, yer altı zenginliklerinin de kıtada fazlaca olduğunu anlattı. 'Orada sadece fok balıkları ve balinaların olmadığını biliyoruz' diyen Külünk, şöyle devam etti: 'Orası bir ülkenin malı değil ama bir konsorsiyum var. Orada belli bir bilimsel çalışma altyapınız olması gerekiyor, biz şu anda o altyapıyı oluşturmaya çalışıyoruz. 2012 yılının Aralık ve 2013´ün Ocak aylarında, iki ayrı seferde olmak üzere, 1. Türk Antarktika Bilim Seferi´ni düzenledik. İlk defa Türkiye´den biri 9 Eylül Üniversitesi, diğeri İstanbul Üniversitesi´nden olmak üzere, yer bilimci 2 bilim adamımızı oraya gönderdik. Bulgaristan´ın 20 yıldır Antarktika´da üssü var ve iş birliği anlaşması imzaladık, bizi onlar kendi üslerinde ağırladılar ve orada misafir ettiler.' 30 ülkenin üssü bulunuyor Külünk, Antarktika kıtasında aralarında ABD, İngiltere, Kanada, Arjantin, Bulgaristan, Çin, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İspanya, Rusya ve Şili gibi ülkeler olmak üzere 30 ülkenin üssünün bulunduğuna işaret etti. ABD´nin kıtada birden çok üssünün olduğunu ve bu üslerde yıl içinde bin kişinin barındığına dikkati çeken Külünk, 'ABD orada havaalanı kurmuş, küçük kasabalar kurmuş ve her türlü çalışmaları yapıyor' ifadelerini kullandı. Külünk, Rusya ile protokol imzaladıklarını dile getirerek, 'Yeni seferde Rusya´nın tesislerini kullanacağız. Türkiye´nin birçok üniversitesine yazı gönderdik ve gezimizin duyurusunu yaptık. Bize 150 bilim adamı başvuruda bulundu. Onların içinden 16 bilim adamımız seçildi ve onlar geçen hafta İstanbul Beykoz Sualtı Eğitim Komutanlığı´nda eğitim aldılar. Orada iki gün süreyle denizden karaya çıkış, gemiye ulaşım, soğuk hava şartlarında hayatı idame ve denizde yaşam konularında eğitimler verildi. 2014 Aralık ve 2015 Ocak ayında Rusya ve Bulgaristan tesislerinde kalacaklar, kendi alanlarında bilimsel araştırma yaparak Türkiye´ye dönecekler' diye konuştu.Türkiye´den Antarktika´ya bir haftalık yolculuğun ardından ulaşıldığını belirten Külünk, Avustralya´dan günde 2 kez Antraktika´ya uçak kalktığını anlattı. Büyük devletin her yerde elinin olması gerektiğini vurgulayan Külünk, 'Senin olmadığın yerde `hayat yok´ anlamına gelir. Dünya artık küçülüyor. Orada büyük devletlerin yanı sıra Pakistan, Bulgaristan gibi ülkelerin üsleri var hatta yeni üs açmaya çalışıyorlar' dedi.Genelkurmay Başkanlığı´nın desteği Külünk, en ciddi destekçilerinin Genelkurmay Başkanlığı olduğunu söyleyerek, 'Genelkurmay Başkanlığı bir kurmay albayın merkezimize üye olmasına müsaade etti. Onların bu işte öngörülü olduğunu düşünüyorum' değerlendirmesinde bulundu. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde kıtada üssü açmayı hedeflediklerine vurgu yapan Külünk, 'İlk etapta üste 5-10 kişi arasında ekip düşünüyoruz. En basit bir konteyner ve teknik cihazlar lazım. İlk etapta jeofizikçi, elektrik elektronik mühendisi, denizci ve yemek organizasyonu yapabilecek kabiliyete sahip kişilerin olması gerekiyor. Biz şu anda orada koordinatlarımızı da belirledik. Bulgaristan üssüne yakın bir yerde üssümüzü kurmayı planlıyoruz. Bütün faaliyetlerimizi, devletin ilgili birimlerine bildiriyoruz. Dışişleri, Milli Savunma ve Çevre ve Şehircilik Bakanlıkları gibi bakanlıklarla sürekli irtibat halindeyiz' şeklinde konuştu. Deniz Haber Ajansı TAKINTIYA GÜNÜBIRLIK TEDAVI Portal Adres : www.tnthaber.net İçeriği : Haber : http://www.tnthaber.net/takintiya-gunubirlik-tedavi/ Tarih : 17.11.2014 1/2 TAKINTIYA GÜNÜBIRLIK TEDAVI 2/2 48 BIN YABANCI ÖGRENCI TÜRKIYE'DE EGITIM GÖRÜYOR Portal Adres : www.ajans34.com İçeriği : Gündem Tarih : 17.11.2014 : http://www.ajans34.com/guncel/48-bin-yabanci-ogrenci-turkiye-de-egitim-goruyor-h341315.html 48 bin yabancı öğrenci Türkiye'de eğitim görüyor Batı ülkelerinden de pek çok fazla öğrenci Türkiye'de eğitim alıyor. Dünyanın değişik coğrafyalarındaki 191 ülkeden 48 bin öğrenci, lisans, lisansüstü ve doktora eğitimini Türkiye'de alıyor. Dünyanın hemen hemen her yerinden Türkiye'ye gelen yabancı öğrenciler, 157 devlet ve vakıf üniversitesinde öğrenim görüyor. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'nın (YÖK) verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye'de 2013-2014 öğretim döneminde 13 bin 196'sı yeni kayıt, 33 bin 431'i erkek, 14 bin 752'si kız olmak üzere 48 bin 183 yabancı öğrenci eğitim alıyor. Türkiye'yi tercih eden yabancı öğrenciler arasında dünyanın ün yapmış olan üniversitelerini bünyelerinde barındıran ülkelerden öğrenciler de bulunuyor . ABD'den 246, Rusya'dan 825, Çin'den 691, Almanya'dan 396, İngiltere'den 85, Fransa'dan 44, Japonya'dan 28 öğrenci de Türkiye'deki çeşitli üniversitelerde yüksek öğrenim görüyor. SURİYELİ BİN 784 ÖĞRENCİ ÜNİVERSİTE EĞİTİMİ ALIYOR Türkiye'de yüksek öğrenim tercihinde mevcut bulunan öğrencilerin ülkeleri sıralamasında ise Türkmenistan ve Azerbaycan ilk iki sırada bulunuyor . Türkmenistan'dan 6 bin 945, Azerbaycan'dan 6 bin 906, İran'dan 4 bin 342, Afganistan'dan 2 bin 333, Suriye'den bin 784, Yunanistan'dan bin 500 öğrencinin tercihini Türkiye oluşturuyor. Uzakdoğu ülkesi Vietnam, Güney Amerika ülkesi Uruguay gibi binlerce kilometre uzaklıkta mevcut bulunan ülkelerden de öğrenciler de Türkiye'nin değişik kentlerindeki üniversitelere eğitime geliyor. YABANCI ÖĞRENCİLERİN İLK TERCİHİ İSTANBUL Yabancı öğrencilerin tercihinde İstanbul Üniversitesi ilk sırada bulunuyor . İstanbul Üniversitesi'nde 3 bin 51 yabancı öğrenci öğrenim görürken, bu eğitim kurumunu 2 bin 146 öğrenciyle Marmara Üniversitesi, 2 bin 78 öğrenciyle Anadolu Üniversitesi takip ediyor. Başkent Ankara Üniversitesi'nde 2 bin 18, Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde bin 817, Gazi Üniversitesi'nde bin 695, Trakya Üniversitesi'nde bin 329, Ege Üniversitesi'nde bin 316, Fatih Üniversitesi'nde bin 214, Uludağ Üniversitesi'nde bin 124, İstanbul Teknik Üniversitesi'nde bin 75, Hacettepe Üniversitesi'nde bin 42 yabancı öğrencinin kaydı yer alıyor . Yabancı öğrencilerce az tercih edilen yüksek öğretim kurumları arasında ise 1 öğrenciyle Tunceli Üniversitesi, 3 öğrenciyle Siirt Üniversitesi, 13 öğrenciyle Iğdır Üniversitesi, 25 öğrenciyle Mardin Artuklu Üniversitesi bulunuyor . AA AGIZ DIS SAGLIGI HAFTASI Portal Adres : www.beyazgazete.com İçeriği : Gündem Tarih : 17.11.2014 : http://www.beyazgazete.com/haber/2014/11/17/agiz-dis-sagligi-haftasi-2438078.html Ağız Diş Sağlığı Haftası Diyarbakır Halk Sağlığı Müdürü Dr. Fatih Mehmet Aslan, sağlığın vücudun giriş kapısı olan ağızdan başladığını belirtti. Aslan, 17-23 'Kasım Ağız Diş Sağlığı Haftası' ve 22 Kasım 'Diş Hekimliği Günü' dolayısıyla yaptığı açıklamada, fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak sağlıklı bir birey olmanın temel göstergelerinden ve vazgeçilmez unsurlarından birinin de ağız ve diş sağlığı olduğunu söyledi.Kötü ağız hijyeni ve sağlıksız dişlerin pek çok hastalığa zemin hazırladığını belirten Aslan, 'Ağız ve dişeti hastalıkları bugün bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de en sık rastlanan sağlık sorunudur. TUİK in 2010 yılı verilerine göre 0-6 ve 7-14 yaş grubunda son 6 ay içerisinde geçirilen hastalıklar sıralamasında ilk sırayı ağız- diş hastalıkları almaktadır. En sık görülen ağız ve diş sağlığı sorunları, diş çürükleri ve dişeti hastalıklarıdır. Diş çürüğü ve dişeti hastalıklarının temel nedeni ise kötü ağız hijyenidir' dedi.Türkiye de 18 Kasım 1908 de ilk tıp fakültesinin açılmasının ardından 22 Kasım 1908 de Dişçi Mekteb-i Aliyesi adıyla Tıp Fakültesi Dişçi Mektebi kurulduğunu belirten Aslan, şöyle konuştu:'İstanbul Üniversitesi kurulduğunda bu okul tıp fakültesinden ayrılmış ve İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi adını almıştır. Bu nedenle 1996 yılından bu yana her yıl ilk diş hekimliği okulunun kurulduğu 22 Kasım tarihinde Diş Hekimliği Günü, 22 Kasım ın içinde bulunduğu haftada ise Toplum Ağız Diş Sağlığı Haftası olarak kutlanmaktadır.'Aslan, Diyarbakır da mobil diş tarama aracıyla, ağız ve diş bakım hizmeti verildiğini kaydetti. Güncel Videolar «geri 1 ileri» Kız gibisin dediğine pişman ettiŞimdi Onlar Düşünsün 5. Bölüm FragmanıŞeref Meselesi 1. Bölüm 23 KasımŞeref Meselesi nin karakterleri kendilerini anlatıyor!O Hayat Benim 30. Bölüm FragmanıDeniz Seki kanser olduğu için mi saklandı AYM deki kararı mı bekledi?Küçük Gelin 54. Bölüm Fragmanı - Azad Ne Yapacak?Mehmet Demirkol Volkan Demirel olayına ne dediKocamın Ailesi 20. bölüm tanıtımı - Tarık Evden ÇıkarılıyorMurat Kelkitlioğlu ndan Volkan Demirel ve Emre Belözoğlu na sert sözlerHayat Yolunda 7. Bölüm Fragmanı - Alp Boşanmaktan VazgeçiyorEmanet 12. Bölüm Tanıtımı - Simge Fırat ı tehdit ederDiğer Yarım 22. Bölüm Fragmanı - Meryem e evlilik teklifiAnkara nın Dikmen i 19. Bölüm Fragmanı - Dikmen Ortalığı fena karıştırıyor İzleAlın Yazım 56. Bölüm Fragmanı - Selma, Levent´i pişman ediyor İzleAlın Yazım 55. Bölüm Fragmanı - Asya´nın kararı ne olacak? İzleAnkara Üniversitesi nde eğitime 3 gün ara verildi İzleRıdvan Dilmen: İlhan Bey, imam hatiplilerden derhal özür dile İzleDoğuş ile eşi Xosqedem Hidayetqizi nasıl tanıştı? İzleKayahan, Gülşen i albümünde istemedi mi? İzleRıdvan Dilmen ile Güntekin Onay, Volkan Demirel olayında ters düştü İzleO günü asla unutamayacak İzleYetenek Sizsiniz Türkiye - Özgü Namal jüri arkadaşlarının diline fena düştü İzleTürkan Şoray varisini seçti İzlePazar Gezmesi - Mehmet Aslantuğ dan duygulandıran açıklamalar İzle AKCIGER KANSERI 5-7 YIL IÇINDE ÖLÜMCÜL OLMAKTAN ÇIKACAK Portal Adres : www.adanamedya.com İçeriği : Gündem Tarih : 17.11.2014 : http://www.adanamedya.com/akciger-kanseri-5-7-yil-icinde-olumcul-olmaktan-cikacak-59293h.htm1/3 AKCIGER KANSERI 5-7 YIL IÇINDE ÖLÜMCÜL OLMAKTAN ÇIKACAK 2/3 AKCIGER KANSERI 5-7 YIL IÇINDE ÖLÜMCÜL OLMAKTAN ÇIKACAK 3/3 NIHAD SÂMI BANARLI IÇIN SEMPOZYUM Portal Adres : www.istanbulajansi.com İçeriği : Gündem Tarih : 17.11.2014 : http://www.istanbulajansi.com/haber/25207/Nihad-Smi-Banarli-icin-sempozyum.html Nihad Sâmi Banarlı için sempozyum İSTANBUL AJANSI Türk edebiyatı tarihinin önemli şahsiyetlerinden olan edebiyat tarihçisi, yazar Nihad Sami Banarlı için sempozyum düzenleniyor. Vefâtının 40. yılında edebiyat tarihÇisi Nihad Sâmi Banarlı iÇin sempozyum düzenleniyor. Târih: 18 Kasım 2014 Salı Yer: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Kurul Odası 9.30-10.00 İÜ adına Rektör: Prof. Dr. Yunus Söylet Dekan: Prof. Dr. Mustafa Özkan Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı adına: Dr. İ. Aydın Yüksel Nihad Sâmi Banarlı Belgeseli 1. Oturum - Oturum Başkanı Prof. Dr. Kemal Eraslan 10.00-10.20 Prof. Dr. Şeyma Güngör, ?Nihad Sâmi Banarlının Meslekî Hayâtında Şahsiyetinin Rolü• 10.20-10.40 Prof. Dr. Birol Emil, ?Nihad Sâmi Banarlı ve Millî Romantizmin İdrâki• 10.40-11.00 Soru-Cevap 11.00-11.15 Çay arası 2. Oturum - Oturum Başkanı Prof. Dr. Necat Birinci 11.15-11.35 Prof. Dr. Semâ Uğurcan, ?Edebiyat TârihÇiliğimiz İÇerisinde Resimli Türk Edebiyâtı Târihinin Yeri• 11.35-11.55 Prof. Dr. Kâzım Yetiş, ?Yeni Türk Edebiyâtının Meseleleri Karşısında Nihad Sâmi Banarlı' 11.55-12.15 Soru-Cevap 12.15-14.00 Öğle yemeği arası 3. Oturum - Oturum Başkanı Prof. Dr. Yâkup Çelik 14.00-14.20 Aysel Yüksel, ?Târih ve Tasavvuf Çalışmalarına Nihad Sâmi Banarlının Bakışı• 14.20-14.40 Yard. DoÇ. Dr. Cemal Aksu, ?Nihad Sâmi Banarlının Klasik Türk Edebiyâtına Dâir Dikkatleri• 14.40- 15.00 Soru-Cevap 15.00-15.15 Çay arası 4. Oturum - Oturum Başkanı Prof. Dr. Kemâl Yavuz 15.15- 15.35 Prof. Dr. Abdullah UÇman, ?Nihad Sâmi Banarlının Yahyâ Kemal Hakkındaki Faâliyetleri• 15.35-15.55 Beşir Ayvazoğlu, ?Nihad Sâmi Banarlıda İstanbul Kültürü, Zevki ve Estetiği• 15.55-16.15 Soru-Cevap 16.15-16.30 Çay arası 5. Oturum - Oturum Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tekin 16.30-16.50 Prof. Dr. Hayâti Develi ?Nihad Sâmi Banarlının TürkÇe Metodu Üzerine Düşünceler• 16.50-17.10 Prof. Dr. Mustafa Özkan, ?Nihad Sâmi Banarlının TürkÇe Hassâsiyeti ve TürkÇeye Dâir Dikkatleri• 17.10-17.30 Soru-Cevap AGRISIZ YASAM MÜMKÜN MÜ? Portal Adres : www.f5haber.com İçeriği : Gündem Tarih : 17.11.2014 : http://www.f5haber.com/ajanshaber/agrisiz-yasam-mumkun-mu-haberi-5026592/ Ağrısız yaşam mümkün mü? AJANSHABER - 17 Kasım 2014 Pazartesi, 17:00 Modern yaşam koşulları geliştikçe bilim dünyası da beraberinde gelen hastalıklara çare bulmak için aralıksız çalışıyor. Bu yıl Kıbrıs ta 5 incisi düzenlenen Ulusal Osteoporoz Kongresi nde 500 uzman Ağrısız yaşam için yapılan çalışmaları masaya yatırdı. Amerika ve Almanya da yapılan 4 bilimsel çalışma sonucunu İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Fatma Nurten Eskiyurt ve Köln Üniversitesi BiokimyaEndokronoloji Uzmanı Dr. Cem Aydoğan açıkladı. Araştırma sonuçlarına göre yumurta kabuğu zarındaki değişik proteinlerin ağrıyı 7 ve 10 gün arasında yüzde 40 oranında azalttığı saptandı. Kıbrıs ta düzenlenen 5. Ulusal Osteoporoz Kongresi nde halk arasında kireçlenme tıp dünyasında Osteoatrit olarak adlandırılan hastalık için 500 uzman bir araya geldi. Kongrede ağrısız bir yaşam için bilim dünyasında yapılan çalışmalar masaya yatırıldı. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Fatma Nurten Eskiyurt kireçlenmenin bir yaşlılık hastalığı olmadığını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: 'Eklemler vücuttan daha önce yaşlanır. Dünya sağlık Örgütü yaşlılığı 65 yaş üstü olarak tanımlıyor. Bu nedenle kireçlenme- osteoartrit aslında yaşlılık hastalığı değildir. Kireçlenme 50 yaş üstü kişilerde sıklıkla rastlanan bir rahatsızlıktır. Eklemler daha erken yaşlandığı için kişide kas-iskelet sistemi özellikle de eklem ve çevresindeki yumuşak doku ağrıları gelişir. 'Dizim çok ağrıyor, çömelirken, merdiven çıkarken zorlanıyorum. Namaz kılamıyorum. Bel-boyun tutukluğu, dirsek-el bileğimde ağrı var...' gibi şikayetler ve eklem veya Sabah tutukluğu ileri evrelerde ise hareket kısıtlılığı oluşur. Bu aşamada öncelikle yapılması gereken yaşam tarzını değiştirmek, ekleme binen yükü azaltmak, sağlıklı beslenmektir. Böylece hastalığın ilerlemesi önlenir. Ağrısız Yaşamın Sırrı Yumurta Kabuğu Zarında Saklı Kireçlenmeye yönelik ilaçlar 50-60 yaş üstü kişilerin kullandığı diğer ilaçlarla etkileşim yapıp, mide ve bağırsakta emilimi azaltabilir. Bu nedenle Nutrasetik adı verilen bitkisel ilaçlara dönüldü. Amerika da 2009 yılında tamamlanan ağrı ve tedaviye yönelik bilimsel çalışmada yumurta kabuğu zarının eklem aşınmalarındaki tedavi edici etkisi tesadüfen ortaya çıktı. En son 2014 yılında Almanya da tamamlanan dördüncü çalışmada yumurta kabuğu zarından elde edilen desteğin vücuttaki kireçlenmeyi hem tedavi ettiği hem de ağrıyı giderdiğine karar verildi. Yumurta kabuğu zarının içindeki değişik moleküllerin sadece kireçlenmedeki ağrıyı gidermediği ayrıca tedavi edici özelliği olduğu saptandı. Tüm bu bilimsel çalışmalar bize ağrısız yaşamın mümkün olabileceğini gösterdi. Hastalığın başlangıcında kişi eğer yaşam tarzını değiştirir, kilo verir, doğru beslenir, spor yapar, eklem yumuşak dokuyu kuvvetlendirirse hastalık ilerlemez olduğu seviyede kalır.' İlk tedavi yöntemi kilo vermektir! Köln Üniversitesi Biokimya ve Endokronoloji Uzmanı Dr. Cem Aydoğan kireçlenme hastalığında ilk yapılması gerekenin kilo vermek olduğunu söyledi. Tedavi ile ancak hastalığın durdurulabileceğini sözlerine ekleyen Dr. Cem Aydoğan sözlerine şöyle devam etti: 'Kireçlenme kıkırdakların zamanla aşınmasından ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Değişik dereceleri vardır. Derecesine uygun olarak tedavi uygulanır. Birinci derecede ağrılar günlük hayatı etkilemediği için kişi doktora başvurmaz. Sabah hissettiği ağrı gün içinde geçer. Ağrılar çoğaldığı zaman sabah tutukluluğu, diz veya kalçada hareket kısıtlılığı gözlenir. Merdiven çıkarken, eğilirken, düzelmeye ya da kalkmaya çalışırken zorluk varsa artık hastalık üçüncü dereceye gelmiştir. Kişi artık kireçlenme hastasıdır. Hasta ikinci veya üçüncü derecede tutukluk veya sancı çoğaldığı zaman doktora başvurur. İlk tedavi yöntemi genelde kilo vermektir. Kıkırdaklarda aşınma olduğu için ağrıdan kurtulmak mümkün olsa bile eski hale dönüş mümkün değildir. Halk arasında kireçlenme olarak adlandırılan osteoartrit genellikle orta yaş üstü (50 yaşın üzerinde) kadınlarda görülen bir hastalıktır. Hastalığın gelişimini hızlandıran faktörler: *Kilonun fazla olması *Hareket azlığı İlaçların yan etkilerine dikkat! Ağrıyı tetikleyen unsurlar genelde kıkırdakların aşınmasıdır. Hastalığın üçüncü evresinde ilaç tedavi başlar. Verilen ilaçlarda amaç ağrıyı azaltmaya yöneliktir. Hastalığın dördüncü evresinde artık ameliyat ile tedavisi uygulanmak zorundadır. Verilen ilaçların yan etkileri olabilir. Bu etkiler mide bağırsaklarda kendini hissettirir. Bu açıdan bilim dünyası değişik alternatifler aramaya çalıştı. Amerika da yapılan bir çalışmada tesadüfen yumurta kabuğu zarının kıkırdaktaki sancıya ve tutukluğa iyi geldiği keşfedildi. Amerika ve Almanya da başta olmak üzere toplam 4 bilimsel çalışma yapıldıktan sonra yumurta kabuğu zarındaki değişik proteinlerin ağrıyı 7 ve 10 gün arasında yüzde 40 oranında azalttığı saptandı.' Haberin alındığı kaynak » www.ajanshaber.com BU YANITLAR ZEKASINI ÖLÇÜYOR! Portal Adres : www.ajans34.com İçeriği : Gündem Tarih : 17.11.2014 : http://www.ajans34.com/saglik/bu-yanitlar-zekasini-olcuyor-h340776.html 1/2 BU YANITLAR ZEKASINI ÖLÇÜYOR! 2/2 GENÇLER, DENIZI TANIYIP KORUMAYI ÖGRENIYOR Portal Adres : www.sanliurfa.com İçeriği : Kent/Yaşam Tarih : 17.11.2014 : http://www.sanliurfa.com/haber258992-Gencler_Denizi_Taniyip_Korumayi_Ogreniyor_.htm Gençler, Denizi Tanıyıp Korumayı Öğreniyor Tufan HAMARAT/ İZMİR, ( DHA )- ORTA Doğu Teknik Üniversitesi ( ODTÜ ) Deniz Bilimleri Enstitüsünün 3 yıl önce hayata geçirdiği ve TÜBİTAK tarafından da desteklenen Denizi Tanıyorum ve Koruyorum III adlı bilim ve toplum projesi, olumlu tepkiler alınca İstanbul, Trabzon ve İzmirde de uygulanmaya başlandı. Projenin İzmir yürütücülüğünü üstlenen Dokuz Eylül Üniversitesi ( DEÜ ) Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü, dezavantajlı 5 ortaokuldan 100 öğrenciye alanında uzman olan akademisyenler tarafından denizlerde iyi çevresel duruma ulaşmaya ve bu iyi çevresel durumu sürdürebilmeye katkı sağlamak amacıyla teorik ve uygulamalı bilgiler verildi. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü tarafından hazırlanan Denizi Tanıyorum ve Koruyorum adlı bilim ve toplum projesi, TÜBİTAKın da desteğiyle yaklaşık üç yıl önce hayata geçirildi. Yaptıkları araştırmalarda, deniz suyu kalitesinde, canlıların tür çeşitliliğinde ve toplam canlı biyokütlesinde azalmalar tespit eden ODTÜlü bilim insanları, insanların deniz üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak ve doğal kaynakları kirletmeden, tüketmeden gelecekte de kullanabilmek bilinciyle yola çıkıp bilimsel araştırmalarla kazandıkları bilgi ve deneyimlerini genç kuşaklara aktardıkları proje büyük beğeni topladı. Denizleri tanıyıp onu nasıl koruyacaklarını öğrenen öğrencilerden alınan olumlu tepkiler üzerine, projenin diğer illerde de hayata geçirilmesi kararlaştırıldı. Bu kapsamda, İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi İstanbulda, Mersin Üniversitesi ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü Mersinde, Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Trabzonda, DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü de İzmirde projenin yürütücülüğünü üstlendi. 5 OKULDAN 100 ÖĞRENCİ PROJEYE DAHİL EDİLDİ DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü bünyesinde, kentin çeşitli noktalarında bulunan dezavantajlı 5 ortaokuldan belirlenen toplam 100 öğrenciye, deniz ekosisteminin nasıl çalıştığı, deniz araştırmalarının nasıl yapıldığı, sualtı fotoğrafının nasıl çekildiği, aşırı avcılığın deniz canlılarını nasıl etkilediği, sahillerin bilinçsiz kullanımı ve betonlaşmanın deniz ekosistemini nasıl etkilediği, nesli tehlikede altındaki türlerin koruma çalışmaları, koruma altındaki türler, denizdeki canlı ve cansız denizel ortama dair bir çok bilgi aktarıldı. PROJE YAYGINLAŞMALI İzmirdeki ekibin başında, ünlü şair Can Yücelin kızı DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Güzel Yücel Gier bulunuyor. Proje hakkında bilgi veren Doç. Dr. Güzel Yücel Gier, 'Bu proje deniz bilimlerinin denizle ilgili daha iyi bir çevrenin olması ve bunun korunmasını sağlamak için çocuklara yönelik bir çalışma. Tanımadan koruma olmuyor. Daha küçük yaşta bu eğitimin verilmesi gerekliliğinden yola çıkılarak böyle bir proje hayata geçirildi. Bizim hedefimiz dezavantajlı okullardaki 20şer kişilik öğrenci gruplarına deniz bilimleri, canlı cansız denizel ortamları hakkında uygulamalı eğitim vermek. Grubu saat 09.00da alıp saat 16.00ya kadar, teorik, uygulamalı ve yaratıcılıklarını da tetikleyen bir program gerçekleştiriyoruz. Kitaplarımız var, oyunlarımız var ve mikroskopla bakıyoruz. Bir çeşit, oyun, eğitim, bilgi ve eğlence hepsi içiçe girmiş durumda. Burada en önemli faktörlerden biri, bizde araştırma yapan öğretim üyeleri bu projenin içinde yer alıyorlar. Öğretim üyeleri, öğrencilerimiz gönüllü bir şekilde bu dersleri veriyor. Öğrenciler, okul havasında buraya geliyor, ama gün boyunca öğrenmenin ne kadar zevkli olduğunu anladıklarında gün sonunda çok keyif aldıklarını belirtiyorlar' dedi. ÖĞRENCİLERDEN OLUMLU TEPKİ Proje kapsamında eğitim alan öğrencilerden duygularını yazmaları ve resmetmelerinin de istendiğini kaydeden Doç. Dr. Güzel Yücel Gier, 'Öğrenciler, Böyle okullar istiyoruz, sorulara cevap aldık, soru sorabiliyoruz. Bunlar dünyaca yaygınlaşmalı, tekrar gelmek istiyoruz. Belki biz de deniz bilimci oluruz diyerek bizi gelecek yıllarda bu projenin gelişmesi için teşvik ediyor' diye konuştu. MÜFREDATA GİRMELİ Doç. Dr. Güzel Yücel Gier, projenin ülke genelindeki tüm okullarda uygulanması gerektiğini savunup, 'Bu proje Türkiye genelinde uygulanıyor, ancak biz denizleri hedef aldık, aslında bütün okullarda uygulanabilir. Bunu genişletmek istiyoruz, biz İzmir ölçeğinde de geliştirmek istiyoruz, belki daha farklı modeller geliştirilebilir, müfredata Deniz bilimleri diye bir bölüm eklenmesi lazım. Benim bildiğim kadarıyla müfredatta böyle bir boşluk var, bunun tamamlanması için eğitimcilerle çalışmak lazım. Milli eğitim programında da yer alması için çalışma yapmak gerekiyor. Şu anda biz geçen pazartesi gününden bu yana 5 ortaokuldan gelen toplam 100 öğrenciye bu projeyi uyguladık. Akıllarında kalabilecek kalitede bir eğitim verildi' dedi. Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Ortaokulu öğrencisi İlayda Koçak ( 13 ) gördükleri karşısında çok etkilendiğini ve gelecekte bir deniz bilimci olmayı düşündüğünü belirtti. FOTOĞRAF Tufan HAMARAT/ İZMİR, ( DHA )- ORTA Doğu Teknik Üniversitesi ( ODTÜ ) Deniz Bilimleri Enstitüsünün 3 yıl önce hayata geçirdiği ve TÜBİTAK tarafından da desteklenen Denizi Tanıyorum ve Koruyorum III adlı bilim ve toplum projesi, Türkiye Gençler, Denizi Tanıyıp Korumayı Öğreniyor haberi Gençler, Denizi Tanıyıp Korumayı Öğreniyor haberleri Tarih : 17 Kasım 2014 Saat : 09:30 Okunma Sayısı : ÇOCUGUNUZUN ÜSTÜN ZEKALI OLUP OLMADIGINI NASIL ANLARSINIZ Portal Adres : www.hurriyet.com.tr İçeriği : Gündem : http://www.hurriyet.com.tr/avrupa/27593568.asp Tarih : 17.11.2014 1/4 ÇOCUGUNUZUN ÜSTÜN ZEKALI OLUP OLMADIGINI NASIL ANLARSINIZ 2/4 ÇOCUGUNUZUN ÜSTÜN ZEKALI OLUP OLMADIGINI NASIL ANLARSINIZ 3/4 ÇOCUGUNUZUN ÜSTÜN ZEKALI OLUP OLMADIGINI NASIL ANLARSINIZ 4/4 VARIS TEDAVISI ARTIK YÜZ GÜLDÜRÜYOR! Portal Adres : www.sozcu.com.tr İçeriği : Gündem : http://hayat.sozcu.com.tr/varis-tedavisi-20876/ Tarih : 17.11.2014 1/3 VARIS TEDAVISI ARTIK YÜZ GÜLDÜRÜYOR! 2/3 VARIS TEDAVISI ARTIK YÜZ GÜLDÜRÜYOR! 3/3 DÜNYAYI OKUTUYORUZ Portal Adres : www.egetelgraf.com İçeriği : Gündem Tarih : 17.11.2014 : http://www.egetelgraf.com/index.php?option=com_k2&view=item&id=38532:dÃ?¼nyayÃ?±-okutuyoruz&Item Dünyayı okutuyoruz Dünyanın farklı coğrafyalarındaki 191 ülkeden 48 bin öğrenci, lisans, lisansüstü ve doktora eğitimini Türkiye de alıyor. Dünyanın hemen hemen her yerinden Türkiye ye gelen yabancı öğrenciler, 157 devlet ve vakıf üniversitesinde öğrenim görüyor. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı nın (YÖK) verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye de 2013-2014 öğretim döneminde 13 bin 196 sı yeni kayıt, 33 bin 431 i erkek, 14 bin 752 si kız olmak üzere 48 bin 183 yabancı öğrenci eğitim alıyor. Türkiye yi tercih eden yabancı öğrenciler arasında dünyanın önde gelen üniversitelerini bünyelerinde barındıran ülkelerden öğrenciler de yer alıyor. ABD den 246, Rusya dan 825, Çin den 691, Almanya dan 396, İngiltere den 85, Fransa dan 44, Japonya dan 28 öğrenci de Türkiye deki çeşitli üniversitelerde yükseköğrenim görüyor. Türkiye de yükseköğrenim tercihinde bulunan öğrencilerin ülkeleri sıralamasında ise Türkmenistan ve Azerbaycan ilk iki sırada yer alıyor. Türkmenistan dan 6 bin 945, Azerbaycan dan 6 bin 906, İran dan 4 bin 342, Afganistan dan 2 bin 333, Suriye den bin 784, Yunanistan dan bin 500 öğrencinin tercihini Türkiye oluşturuyor. Uzakdoğu ülkesi Vietnam, Güney Amerika ülkesi Uruguay gibi binlerce kilometre uzaklıkta bulunan ülkelerden de öğrenciler de Türkiye nin farklı kentlerindeki üniversitelere eğitime geliyor. Yabancı öğrencilerin tercihinde İstanbul Üniversitesi ilk sırada yer alıyor. İstanbul Üniversitesi nde 3 bin 51 yabancı öğrenci öğrenim görürken, bu eğitim kurumunu 2 bin 146 öğrenciyle Marmara Üniversitesi, 2 bin 78 öğrenciyle Anadolu Üniversitesi takip ediyor. Ankara Üniversitesi nde 2 bin 18, Ortadoğu Teknik Üniversitesi nde bin 817, Gazi Üniversitesi nde bin 695, Trakya Üniversitesi nde bin 329, Ege Üniversitesi nde bin 316, Fatih Üniversitesi nde bin 214, Uludağ Üniversitesi nde bin 124, İstanbul Teknik Üniversitesi nde bin 75, Hacettepe Üniversitesi nde bin 42 yabancı öğrencinin kaydı bulunuyor. Yabancı öğrencilerce az tercih edilen yükseköğretim kurumları arasında ise 1 öğrenciyle Tunceli Üniversitesi, 3 öğrenciyle Siirt Üniversitesi, 13 öğrenciyle Iğdır Üniversitesi, 25 öğrenciyle Mardin Artuklu Üniversitesi yer alıyor. TÜRKIYE, EN DEGERLI INSANLARINDAN BIRINI KAYBETTI Portal Adres : www.cumhuriyet.com.tr İçeriği : Gündem Tarih : 17.11.2014 : http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kultur-sanat/142455/Turkiye__en_degerli_insanlarindan_birini_kaybetti.htm Türkiye, en değerli insanlarından birini kaybetti Gezgin filozof Uluğ Nutku(1935-2014) nun dün akşam gelen ölüm haberiyle tüm felsefe camiası sarsıldı. Dostları, Uluğ Nutku nun örnek bir kişilik, sadece yazdıkları değil anılarıyla da ışık tutacak, kendini felsefeye adamış gerçek aydın ve filozof olduğunu sadece felsefe camiasının değil, Türkiye nin en değerli insanlarından birisini kaybettiğini dile getirdiler. 'Uluğ Nutku benim elli yılı aşkın bir süredir tanıdığım kafa ve gönül bağıyla bağlandığım bir bilge kişidir. Öğrencilik yıllarımızda İstanbul Üniversitesi nin Felsefe Bölümü nde başlayan görüşmelerimiz yıllar sonra Adana da ve Mersin de sürdü, birbirimizi kırmadan uzun uzun tartıştığımız saatler oldu. Onu biz dostları her zaman arayacağız, ama bugünün toplumu onu daha Çok arayacak. Gidenin yerine yenisini koymak artık hiÇ kolay olmuyor. Örnek bir kişilikti. Yalnız yazdıkları değil anıları da bize ışık tutuyor. O kendi aydınlığında sonsuzu uyurken varlığı bize bir armağan olmayı sürdürecek.'Afşar TimuÇin Uluğ Nutku aramızdan ayrıldı, ama o kitaplarındaki özgün düşünceleriyle Türk felsefesinde kendine kalıcı bir yer edindi. İnsan ve toplum ilişkilerine, doğayı ve bütün canlıları sakınmaya, dünya yurttaşlığına büyük önem veren ve özen gösteren Uluğ Nutku filozof olmayı haketmiş bir meslektaşımızdır. Son Çalışmaları arasındaki 'Felsefe ve Güncellik', 'İnsan Felsefesi Çalışmaları', 'Gezgin Felsefe' başlıklı yapıtları bu anlayışını kanıtlayan kitaplardır. Keşke kendisine mesai arkadaşları olarak daha yakın, sıcak ve paylaşımcı olabilseydik. Kendilerini felsefeye adamış gerÇek felsefeciler seni hep anımsayacak ve savunduğun değerleri yaşatacak benim sevgili yoldaşım. Huzur iÇinde uyu.Nejat BozkurtUluğ Nutku´yu bundan iki yıl önce Assos´ta yıllardır düzenlediğim 'Assos´ta Felsefe' adlı toplantımıza konuşmacı olarak davet etmiştim. Kendisini ilk kez o zaman tanıdım. Birincisi, son derece mütevazı ve nazik bir insandı. Ego sorunu olmayan, ukalalıkları ve kaprisleri olmayan, son derece doğal ve samimi bir insandı. İkincisi, ortama hemen uyum sağlamış, genÇlerle, öğrencilerle hemen kaynaşmıştı, onlara tepeden bakmadan, ileri yaşına rağmen, gece geÇ saatlere kadar onlarla ilgilenmiş ve sohbet etmişti. ÜÇüncüsü, Uluğ Nutku, sadece bir felsefe uzmanı gibi değil, bir filozof gibi konuşmuştu. Hem son derece analitik bir zekaya, hem de felsefi yaratıcılığa sahipti. Antik Yunan´daki bilge filozoflar gibi birisiydi. Daha ilk tanışmamızda ondan Çok etkilenmiş ve kendisini her yıl Assos´a davet etmeye karar vermiştim. Uluğ hoca da Assos´u, bizi ve bizim etkinliği Çok sevdi ve her yıl seve seve geleceğini söyledi. Nitekim bu yıl da bazı sağlık sorunlarına rağmen toplantımıza geldi. Ne yazık ki Assos´ta bundan sonra onun yokluğunu Çok hissedeceğiz. Hem felsefeci olarak, hem de insan olarak, Türkiye´deki felsefe camiasında onun gibi bir insan bulmak Çok zordur. Bana göre sadece felsefe camiası değil, Türkiye, en değerli insanlarından birisini kaybetmiştir. Örsan K. Öymen:
© Copyright 2024 Paperzz