01-15 HAZİRAN 2014 Altınşehir, Güvercintepe ve Şahintepe’ye TALİH KUŞU KONDU %$û%$.$1 Tayyip Erdoğan’ın 2009 yerel seçimleri öncesi açıkladığı Kanal İstanbul’un güzergâhı ve güzergâhta yapılacak yeni yerleşim birimleri ile rezerv alanları netleşti. 25 metre derinlikte ve 150 metre genişlikteki Kanal İstanbul’un en önemli istimlâk ve kamulaştırma çalışması, Küçükçekmece Gölü ile Sazlıdere Barajı arasında kalan Altınşehir, Güvercintepe ve Şahintepe mahallelerinde gerçekleştirilecek. Î 4 ÜMMETİN KURTULUŞU SİZİN ELİNİZDE $*' ĂƔĂŬƔĞŚŝƌ>ŝƐĞůĞƌ<ŽŵŝƐLJŽŶƵ͛ŶƵŶŚĂnjŦƌůĂĚŦŒŦ͚7ŵĂŵ,ĂƟƉůŝ'ĞŶĕůĞƌƵůƵƔƵLJŽƌ͛ ƉƌŽŐƌĂŵŦŵŝŶ^ĂƌĂĕ<ƺůƚƺƌDĞƌŬĞnjŝ͛ŶĚĞ ĚƺnjĞŶůĞŶĚŝ͘njŐŝůĞƌŝŶƐĞƐůĞŶĚŝƌŝůĚŝŒŝǀĞ ƟLJĂƚƌŽŐƂƐƚĞƌŝƐŝŶŝŶLJĂƉŦůĚŦŒŦƉƌŽŐƌĂŵƌĞŶŬůŝ ŐƂƌƺŶƚƺůĞƌĞƐĂŚŶĞŽůĚƵ͘'7ƐƚĂŶďƵů7ů ĂƔŬĂŶŦůŝhŒƵƌƵůƵƚ͕ŝŵĂŵŚĂƟƉ ŶĞƐůŝŶŝŶŐĞůĞĐĞŬƚĞ ƺŵŵĞƟŶŬƵƌƚƵůƵƔƵŽůĂĐĂŒŦŶŦ ƐƂLJůĞĚŝ͘ Î 16 ‘Şu anda bizim biriktirdiklerimizi TERK EDEREK GİTTİLER’ 0$9ú0$50$5$ gemisinde İsrail askerleri tarafından katledilen Necdet Yıldırım ve Cevdet Kılıçlar, şehadetlerinin 4. yıl dönümünde isimlerinin verildiği Başakşehir Bilgievleri’nde anıldı. Başakşehir Belediye Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş, “İzledikleri yol kendilerinden daha değerliydi. Bizim aramızda kavga sebebi olanları terkederek, dünyayı bırakarak gittiler.” diye konuştu. Î 15 \\ www.212haber.com // Kocaman umutlar, kocaman yürekler ve İstanbul… Yıl:4 Sayı: 55 Fiyatı: 1 KIMINE ALTIN KIMINE BAKIR OLDU Taşı toprağı altın dediler, Anadolu’nun bağrından kopup düştüler İstanbul yollarına… Kimi umduğunu buldu, kimi sadece karnını doyurdu, kimi ise köprü altlarını mesken edindi… İstanbul, kimine cömert oldu saçtı altınını, kimine vermedi bir avuç ununu… BİRBİRİNDEN FARKLI HİKAYELER VE HAYALLER +(0(1 her gün geçeriz ya bir simitçinin ya mısırcının ya da kestanecinin yanından ama hiç birinin hikâyesini de bilmeyiz. Biz sormayız, onlar da anlatmaz. Oysa her birinin farklı bir hikâyesi var; yıllar önce ne hayallerle geldikleri İstanbul’a dair… UMDUĞUMUZU BULAMADIK AMA… (0ú1g1h’nde mısır satan Niyazi Evyapan: “30 yıldır İstanbul’da umduğumu bulamadım ama buradan başka bir yere gitmek de istemiyorum. Alıştım, daha doğrusu âşık oldum bu kente. Çocukluğum burada geçti.” ‘TAŞI TOPRAĞI ALTIN’ DEDİLER .$5$.g<’de simit satan Mahmut Maraş: “İstanbul’un taşı toprağı altın dediler, biz de geçimimiz rahat olur diye geldik buraya. Allah’a şükür kazandığım yetiyor” Î12’DE ‘İmamı ateiste oynatıyoruz’ 7h5.ú<(’de Tanzimat’tan bu yana tiyatro, sinema, şiir, edebiyat, müzik, moda, medya vb. sanat dalları marksist ya da seküler düşüncenin elinde. 5 bin kişiden oluşan bir kitle bu alanlara yön veriyor. Hepsinin söylemi aynı: ‘Özgür insan kendini zincirlerinden koparmalı.’ Ali Murat Güven’le sinemayı konuştuk. ZENGİN MÜSLÜMANLAR PARAYI İSTİF ETMEKTEN VAZGEÇMELİ Tokatlılar 4.kez Gazeteci-Yazar Yönetmen Ali Murat Güven, “Müslümanlar, edilgen, beyinleri sürekli biçimlendirilen değil, veren pozisyonda olmalı, paraları istif etmekten vazgeçip kültür-sanata yatırım yapmalı. Recep İvedik rekorlar kırıyor ama merhamet, Allah sevgisi üzerine çekilen bir film 15-20 binle batıyor.” diye konuştu. Başakşehir’de buluştu ú67$1%8/·da yaşayan onbinlerce Tokatlı, İstanbul Milletvekili Harun Karaca’nın himayesi ve Başakşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen ‘4. Geleneksel Tokat Buluşması’nda buluştu. $.3$57ú İstanbul Milletvekili Harun Karaca, “Tokat bir şehirdir. Ama bu şehir sıradan derinliksiz bir şehir değildir. Bu şehrin çocukları olarak Tokat dendiğinde hepimizin içi titrer. Bu ruhu kaybetmeden geleceği kuracağız.” dedi. Î 3 Î 17 Dikkat! ‘KAMYON’ var! )(1(57(3( adeta kamyonların park yeri ve şov yaptığı pist haline dönüşmüş durumda. Kamyon sürücüleri bölgede resmen terör estiriyor. 5 metrelik yoldan karşıya geçmek için yarım saat beklemek zorunda kalıyor insanlar. Denetleyen yok, uyaran yok, ceza kesen yok… 7(3( )(1(5 / ú ø ( '.$0<217(3( Î19’DE SABOTAJ Emin Batur *(1d.$/(0/(5 Î 2 02/$9(5'ú TALİ YOL TAMAMLANMALI Hafriyat kamyonları hem bölgede yapımı devam eden inşaatların hafriyatını, hem de 3. Köprü’nün güzergâh yapımında çıkan hafriyatı taşıyor. Kamyonların güzergâhı Büyükşehir Belediyesi tarafından belirleniyor. Bölgenin arka tarafında hafriyatçılar için tali yol yapılıyor. Vatandaş da haklı olarak yolun bir an önce tamamlanmasını, kamyonların güzergâhının bu yola alınmasını istiyor. Î 11 2185.(17'(51(øú·1'(1 Î 7 g51(.d$/,û0$ 2 G Ü N DEM ()%)-@9RÿJ9F2014 www.212haber.com Genç kalemler mola verdi Başakşehir Belediyesi’nin Türk edebiyatına güçlü kalemler yetiştirmek için projelendirdiği Yazı ve Şiir Atölyesi dördüncü yılını tamamladı. Atık pilde şampiyon oldular 7$û,1$%ú/ú5 Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) tarafından düzenlenen en fazla atık pil toplayan ilçe ve okulları yarışması sona erdi. Başakşehir’de dereceye giren okullara Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal tarafından plaket ve hediye takdim edildi. E '(%ú<$7dünyasının güçlü kalemi Yazar A. Ali Ural tarafından Cevdet Kılıçlar Bilgievi bünyesinde gerçekleştirilen Yazı Şiir Atölyesi, 2013-2014 dönemini tamamlayarak yaz tatiline girdi. Yazar adayları, bir dönem boyunca her hafta Çarşamba günleri iki oturum halinde verilen eğitimlerde yoğun bir sene geçirdiler. Her hafta Türk ve Dünya Edebiyatı’nın önemli yazarlarının edebiyat sırlarını keşfeden genç kalemler, yazım tekniklerini uygulamalı olarak öğrendiler. Çalışma içerisinde kendi şiir ve yazılarını da sunan kursiyerler, eserleriyle ilgili eleştirileri de alarak eksiklerini görme imkânı buldular. PERFORMANS SON DERECE YÜKSEK Bir yıl boyunca uzun mesafeler kat ettiklerini dile getiren ŞairYazar A. Ali Ural, eğitim dönemini söyle değerlendirdi: “Buradaki okuma performansı son derece yüksek. Bu okumalarımız Amacı atık pillerin evsel atıklardan ayrı toplanarak geri dönüşüme kazandırılması olan yarışmada öğrenci başına düşen atık pil miktarı esas alınıyor. Yarışmaya katılmak için Başakşehir’de ilçe genelinde 2013-2014 Öğretim döneminde 3.460 Kg Atık Pil toplanarak TAP derneğine teslim edildi. Temizlik işleri Müdürlüğü tarafından tüm okullardan atık piller tartılarak evrak karşılığı toplandı ve ilk üç okul belirlendi. TAP Derneğinin yaptığı yarışmanın sonuçları henüz açıklanmazken Başakşehir ilçesinde en fazla atık pil toplayan ilk 3 okul şöyle oldu: ufkumuzu açtı. Okuduğumuz her kitap aslında bize yolun çok daha başında olduğumuzu bir tarafıyla gösterdi, bir tarafıyla da bizim yol aldığımızı da gösterdi. Çünkü biz bir taraftan da yazıyoruz. Öğrencilerin her yazdığı yazı, bir sonraki yazısına bir merdiven basamağı oldu.” ATÖLYE İLE ÜÇ KİTAP YAZDIM ƚƂůLJĞLJĞĚĞǀĂŵĞĚĞŶLJĂnjĂƌĂĚĂLJůĂƌŦĚƺƔƺŶĐĞůĞƌŝŶŝƔƵƐƂnjůĞƌůĞĚŝůĞŐĞƟƌĚŝůĞƌ͗ Sadiye Tekin: ^ƺƌĞŬůŝĚĞǀĂŵ ĞĚĞŵĞĚŝŵ͘'ĞůĞŵĞĚŝŒŝŵŐƺŶůĞƌĚĞďƵĂƚƂůLJĞŶŝŶĞŬƐŝŬůŝŒŝŶŝ ĕŽŬŚŝƐƐĞƫŵ͘ &ĂƌŬŦŶĚĂŽůŵĂĚĂŶďƵƌĂƐŦďŝnjĞ ĕŽŬƔĞLJŬĂƨLJŽƌŵƵƔ͘ Filiz Geç: ϰƐĞŶĞĚŝƌĂƚƂůLJĞLJĞĚĞǀĂŵĞĚŝLJŽƌƵŵ͘ŽŬŵƵƚůƵLJƵŵůŝ,ŽĐĂŐŝďŝďŝƌ ƂŒƌĞƚŵĞŶŝŵŝnjŽůĚƵŒƵŝĕŝŶ͘ƵƌĂĚĂLJĞŶŝLJĂnjĂƌůĂƌůĂƚĂŶŦƔŦLJŽƌ͕ LJĞƉLJĞŶŝŬŝƚĂƉůĂƌŽŬƵLJŽƌƵnj͘7ŶƔĂůůĂŚƂŵƌƺŵLJĞƫŒŝŬĂĚĂƌLJĂnjŵĂLJĂĕĂůŦƔĂĐĂŒŦŵ͘ Naime Erkovan: Ben, 8 ƐĞŶĞƂŶĐĞŬĂƨůĚŦŵLJĂnjĂƌůŦŬĂƚƂůLJĞƐŝŶĞŚĂůĂĚĞǀĂŵ ĞĚŝLJŽƌƵŵ͘mĕŬŝƚĂƉĕŦŬĂƌƚƨŵĂƚƂůLJĞƐĂLJĞƐŝŶĚĞ͘<ŝƚĂƉůĂƌŚĂƌŝĐŝŶĚĞŝƐĞ͕ĕŽŬŝLJŝŬŝƚĂƉůĂƌŽŬƵŵĂķƌƐĂƨŵ ŽůĚƵ͕ŚĂůĂĚĂŽŬƵLJĂďŝůŝLJŽƌƵŵ͘ƺŶLJĂLJŦĕŽŬĚĂŚĂ ĨĂƌŬůŦďŝƌŐƂnjůĞŐƂƌŵĞŵŝ ƐĂŒůĂĚŦďƵĂƚƂůLJĞůĞƌ͘ Ünzile Alkan: Bir seŶĞĕŽŬŐƺnjĞůŐĞĕƟĂŵĂďŝnjƂŒƌĞŶĐŝůĞƌďŝƌĂnjĚĂŚĂǀĞƌŝŵůŝŽůĂďŝůŝƌĚŝŬ͘zĂnjĂƌĂĚĂLJŦ ĂƌŬĂĚĂƔůĂƌŦŵĂŚŽĐĂŵŦnjŦŶďƺƚƺŶƐƂLJůĞĚŝŬůĞƌŝŶĞĚŝŬŬĂƚĞƚŵĞůĞƌŝŶŝǀĞƐƂLJůĞĚŝŒŝ ŬŝƚĂƉůĂƌŦŽŬƵŵĂůĂƌŦŶŦƐƂLJůĞLJĞďŝůŝƌŝŵͬͬ͘ 1-Başakşehir Ticaret Meslek Lisesi 2-Hikmet Uluğbay İÖO 3-Özel Ensar Koleji // www.212haber.com G Ü N DEM Onbinlerce Tokatlı 4.kez Başakşehir’de buluştu B $û$.û(+ú5Şamlar Tabiat Parkı’nda öğlene kadar zaman zaman yağmur yağmasına rağmen binlerce Tokatlı’nın geldiği Büyük Tokat Buluşması’na ev sahibi olarak Mevlüt Uysal’ın yanı sıra AK Parti İstanbul Milletvekili Harun Karaca, İBB. Başkanı Kadir Topbaş, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu, Ak Parti Başakşehir İlçe Başkanı Ayhan Özgürel, GOP Üniversitesi Rektörü Mustafa Şahin, Tokat İlçe Belediye Başkanları katıldı. Mahalli sanatçıların ilk olarak sahne aldığı Büyük Tokat Buluşması’nda Tokat Üniversite, il ve ilçe BAŞAKŞEHİR’DE TOKATLILAR’IN AYRI BİR YERİ VAR Büyük Tokat Buluşması’nda ev sahibi olarak söz alan Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal; “Tokat Buluşması’nın bu yıl 4.süne ev sahipliği yapıyoruz. İnşallah her sene Tokatlıları burada ağırlayacağız. Her yıl geldiğinizde siz biraz daha memnun kalıyorsunuz biz de her yıl eksiklerimizi tamamlıyoruz. İlk yıl sadece piknik havası vardı. Bu yıl bir tanıtım havasında geçti. İlçemizde en çok yaşayan nüfus olarak Tokat’ın ayrı bir yeri var. İlçenin yüzde 10’u Tokatlı. Ondan da önemlisi en yakın arkadaşlarımız Tokatlı. Ömer Döngeloğlu hocamızla zaten birlikteyiz. Tokat Milletvekili Zeyid Aslan öğrenciliğimizden beri yakın dostumuz, İstanbul Milletvekilimiz Harun bey, 89’dan beri yakın dostumuz arkadaşımız. Güzel bir organizasyon emeği geçen ve burada bulunan herkese canı gönülden teşekkür ediyorum.” KADİR TOPBAŞ: DİĞER İLLERE ÖRNEK OLACAK BİR ORGANİZASYON İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, “Tokat’ın güzel insanlarını sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Tokat Dernekleri Federasyonu’nun gerçekten diğer illerimize örnek teşkil edecek bu organizasyonunu oldukça başarılı buluyorum.” Diye başladığı konuşmasına şöyle devam etti; Birlikte olmak, geçmişi yad etmek, geleceğe birlikte bakmak millet olma olgusunun bir örneğidir. İstanbul’da da 3. Dönem seçilmemizde, özellikle kimseye nasip olmayacak bir paye olarak en yakınınız olan insanın yerine koyarak abi diyerek verdiğiniz destekten ötürü teşekkür ediyorum. Bir çok Tokatlı dostum var. Samimiyetinizi vatana millete ve değerlere olan bağlılığınızı gayet iyi biliyorum. Bu anlamda ülkenin gelişmesine, Tokat ilindeki yatırımlar ve diğer illerdeki ortaya çıkan güzel eserlerden dolayı ayrıca teşekkür ediyorum. Aranızdaki bu dayanışmayı, hava şartlarına rağmen gelenek kültür ve değerlerinizi hissetmek, evlatlarınıza hissettirmek anlamındaki bu güzelliğinizi takdir ediyorum. Tokat Belediye Başkanımız’ın davetini aldım. En kısa zamanda da Tokat’a gitmeyi düşünüyorum. Emeği geçen herkese canı gönülden teşekkür ediyorum.” diye konuştu. HARUN KARACA: TOKAT’LA İRTİBATI KESMEMELİYİZ Ak Parti İstanbul Milletvekili Harun Karaca’da organizasyonda Tokatlı Hemşehrilerine hitaben bir konuşma yaptı. “Şehirlerin de insanlar gibi ruhları vardır. Şehirler taşında toprağında köyünde bu ruhu taşır. Biz şehrin taşına toprağına o ruhu önce insanı verir.” diyen Karaca, “Biz dedelerimizin hikâyelerini dinledikçe bu ruhla büyüdük. Tokat bir şehirdir . Ama bu şehir sıradan derinliksiz bir şehir değildir. Bu şehrin çocukları olarak Tokat dendiğinde hepimizin içi titrer. Bu ruhu kaybetmeden geleceği kuracağız. Gelişerek büyüyeceğiz. Çocuklarımıza Tokat’ı anlatmalı Tokat’la irtibatı kesmemeliyiz. İşte bu yüzden burada ve birlikte olmamız çok önemli. Tokatlıların burada buluşması birliğin ve dayanışmanın adresidir. Katılan ve emeği geçen herkese özellikle İBB Başkanımız Kadir Topbaş’a ve 4 yıldır bize ev sahipliği yapan, haziranın ilk pazar günü Tokatlılar’a ormanı tahsis eden Mevlüt Uysal Beye teşekkür ediyorum. “diye konuştu. Protokol konuşmalarının ardından hediye çekilişi ve Sanatçı Alişan konseri ile organizasyon son buldu. // belediyelerin stantları ve Tokat’a özgü yöresel ürünlerin tanıtıldığı stantlar yer aldı. Tokat Buluşması’na gelen Tokatlılar piknik yaparak güzel bir gün geçirmenin yanı sıra hemşehrileriyle birlikte vakit geçirme ve kaynaşma fırsatı buldular. Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda Tokatlı İlahiyatçı Yazar Ömer Döngeloğlu kısa bir sohbetin ardından dua etti. Programın açılış konuşmasını İSTOKDEF (İstanbul Tokat Dernekleri Federasyonu) Başkanı Mehmet Salih Uzun yaptı. ()%)-@9RÿJ9F2014 3 İstanbul’da yaşayan onbinlerce Tokatlı, İstanbul Milletvekili Harun Karaca’nın himayesi ve Başakşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen ‘4. Geleneksel Tokat Buluşması’nda buluştu. 4 HA BER ()%)-@9RÿJ9F2014 www.212haber.com Altınşehir, Güvercintepe ve Şahintepe’ye TALİH KUŞU KONDU Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 2009 yerel seçimleri öncesi açıkladığı İstanbul’un çılgın projesi, Kanal İstanbul’un güzergâhı ve güzergahta yapılacak yeni yerleşim birimleri ile rezerv alanları netleşti. Küçükçekmece’den başlayıp, Başakşehir’den geçecek alana 44 bin 442 dönüm araziye ‘Rezerv Alanı 1’ kurulacak. % $û%$.$17$<<ú3(5'2ø$1’ın 2009 yerel seçimleri öncesi açıkladığı İstanbul’un çılgın projesi, Kanal İstanbul’un güzergahı ve güzergahta yapılacak yeni yerleşim birimleri ile rezerv alanları netleşti. Daha önce Silivri, Ortaköy, İnceğiz, Gökçeli, Çanakça, Dağyenice olarak tespit edilen bölgeden Karacaköy, Evcik Barajı’ndan Karadeniz’e bağlanan bölümde istimlak edilecek arazilerin çokluğu nedeniyle vazgeçildi. Projenin tüm detaylarını içeren son haline Sabah ulaştı. Kanal, Küçükçekmece-Başakşehir-Arnavutköy hattında olacak. Yeni yerleşim alanları haritası 30 Nisan’da Resmi Gazete’de, İstanbul İli Avrupa Yakası Proje Alanı haritası başlığıyla yayımlandı.Yeni düzenlemeyle Rezerv Alanı Karaburun’a kadar uzanıyor. Bu çerçevede Arnavutköy Belediyesi’ne gönderilen haritalar esas alınarak çalışmalar başlatıldı. Kanal İstanbul, 6 bin 865 hektarda, yani 68 milyon 865 bin metrekare alan üzerinde kuruluyor. Alanda 1 milyon 120 bin 280 kişinin yaşayacağı hesaplandı. 40 milyar dolara mal olacak projeyle binlerce kişiye istihdam sağlanacak. 3. Havalimanı ile birlikte yepyeni bir şehrin oluşturulacağı Kanal İstanbul’un detayları şöyle: MALİYET DÜŞTÜ Projede bu rotanın seçilmesindeki en önemli neden, kanal aksında bulunan arazilerin yüzde 80’inin kamu arazisi olması ve orman arazinin bulunmaması. Böylece istimlak bedeli başta olmak üzere projenin maliyeti düşecek. Bölgedeki rezerv ve ticaret alanları ile diğer bölgelerin büyük çoğunluğu 3. Havalimanı gibi yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirilecek. jı devredışı kalacak. İstanbul’un su sorununun giderilmesi için Melen Çayı projesine ağırlık verilecek. Böylece İstanbul’daki olası kuraklığın önüne geçilecek. 25 metre derinlikte ve 150 metƌĞŐĞŶŝƔůŝŬƚĞŬŝ <ĂŶĂů7ƐƚĂŶďƵů͛ƵŶ ĞŶƂŶĞŵůŝŝƐƟŵůĂŬǀĞŬĂŵƵůĂƔƨƌŵĂĕĂůŦƔŵĂƐŦ͕ <ƺĕƺŬĕĞŬŵĞĐĞ 'ƂůƺŝůĞ^ĂnjůŦĚĞƌĞ ĂƌĂũŦĂƌĂƐŦŶĚĂ ŬĂůĂŶĂƔĂŬƔĞŚŝƌ ŝůĕĞƐŝŶŝŶůƨŶƔĞŚŝƌ͕'ƺǀĞƌĐŝŶƚĞƉĞ ǀĞbĂŚŝŶƚĞƉĞ ŵĂŚĂůůĞůĞƌŝŶĚĞ ŐĞƌĕĞŬůĞƔƟƌŝůĞĐĞŬ͘dĂŵĂŵŦƌƵŚƐĂƚƐŦnjǀĞŝŵĂƌƐŦnj ĞǀůĞƌĚĞŶŽůƵƔĂŶ ƺĕŵĂŚĂůůĞŬĂŶĂůĂĐĞƉŚĞŽůĂĐĂŬ͘ 2 YENİ ŞEHİR KURULACAK Küçükçekmece’den başlayıp, Başakşehir’den geçecek alana 44 bin 442 dönüm araziye “Rezerv Alanı 1” kurulacak. İkinci şehir ise Arnavutköy bölgesinde 280 bin 29 dönüm arazi üzerine kurulacak. Etüt çalışmaları başlatılırken, sadece konut ve ticaret alanları 68 milyon 865 bin metrekare alana kurulacak. RİSKLİ İLÇELER TAŞINACAK Kurulan rezerv alanlarına deprem riski yüksek olan ilçeler taşınacak. Özellikle Zeytinburnu, Bakırköy, Küçükçekmece, Bağcılar, Esenler, Güngören, Gaziosmanpaşa bölgeleri kentsel dönüşüm alanı olarak kaldığı için Arnavutköy ve Kemerburgaz’da yeni şehirler oluşacak. ú67$1%8/·81 6ú d,/*,1352-( 1 %8/·8 .$1$/ú67$1 7ú û <(5ú.(6ú1/( TARIM ARAZİSİ SATIŞLARI DURDU Başbakan Tayyip Erdoğan’ın haziran ayı içerisinde temelini atacağı 3. Havalimanı projesinin yanı sıra Kanal İstanbul’un büyük bölümünün geçeceği Arnavutköy bölgesiyle ilgili yeni bir adım daha atıldı. Önceki gün Arnavutköy Tapu Müdürlüğü’ne gelen bir genelgeyle bölgede hisseli tarım alanlarıyla ilgili satışlar durduruldu. Arsa spekülasyonunu önlemek ve tarım alanlarını kontrol altına almak için hem köylüler hem de yatırımcılar sadece bir hisseli arsa alıp, satabilecek. Birden fazla tapu satışı, proje açıklanana kadar donduruldu. 410 BİN KİŞİYE İŞ İMKÂNI OLUŞACAK ÜÇ MAHALLEYE TALİH KUŞU KONDU Yeni şehirde yaklaşık 410 bin kişiye iş imkânı yaratılacak. Havaalanı ve ileri teknoloji endüstrisinde 100 bin; üniversite, sağlık, yüksek teknoloji parkında 50 bin; idari bölümlerde 10 bin; finans ve servislerde 100 bin; turizmde 50 bin, genel alanlarda ise 100 bin olmak üzere toplamda 410 bin kişiye istihdam sağlanacak. 25 metre derinlikte ve 150 metre geŶŝƔůŝŬƚĞŬŝ<ĂŶĂů7ƐƚĂŶďƵů͛ƵŶĞŶƂŶĞŵůŝŝƐƟŵůĂŬǀĞŬĂŵƵůĂƔƨƌŵĂĕĂůŦƔŵĂƐŦ͕ <ƺĕƺŬĕĞŬŵĞĐĞ'ƂůƺŝůĞ^ĂnjůŦĚĞƌĞĂƌĂũŦĂƌĂƐŦŶĚĂŬĂůĂŶĂƔĂŬƔĞŚŝƌŝůĕĞƐŝŶŝŶ ůƨŶƚĞƉĞ͕'ƺǀĞƌĐŝŶƚĞƉĞǀĞbĂŚŝŶƚĞƉĞ ŵĂŚĂůůĞůĞƌŝŶĚĞŐĞƌĕĞŬůĞƔƟƌŝůĞĐĞŬ͘dĂŵĂŵŦƌƵŚƐĂƚƐŦnjǀĞŝŵĂƌƐŦnjĞǀůĞƌĚĞŶŽůƵƔĂŶƺĕŵĂŚĂůůĞŬĂŶĂůĂĐĞƉŚĞŽůĂĐĂŬ͘ &ŝLJĂƚůĂƌƔŝŵĚŝĚĞŶƺĕĞ͕ĚƂƌĚĞŬĂƚůĂĚŦ͘ƌĂnjŝĮLJĂƚůĂƌŦŶŦŶĂƌƚŵĂƐŦďĂŬĂŶůŦŒŦŶ͚ZĞnjĞƌǀůĂŶŦ͛ƂŶůĞŵŝLJůĞďŝƌĂnjŽůƐƵŶ ĚƵƌĚƵ͘ĞůŝƌůĞŶĞĐĞŬŬĂŵƵůĂƔƨƌŵĂďĞĚĞůŝLJůĞ ĂƌĂnjŝůĞƌZĞnjĞƌǀ ůĂŶŦ͛ŶĂĚĂŚŝůĞĚŝůĞĐĞŬͬͬ͘ GÖL CANLANACAK Kanal İstanbul, Küçükçekmece - Başakşehir - Arnavutköy ilçelerinden geçip Karadeniz ile Marmara Denizini birbirine bağlayacak. Proje kullanılamaz hale gelen Küçükçekmece Gölü yeniden hayat bulacak. Projeyle Sazlıdere Bara- Emin Dihye ELÇİ ‘Her yer Medine değil, herkes de Ensar’ değil! û8%$7 ayı başında Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (Bimer), Suriyeli mültecilerin ülkenin her tarafında diledikleri gibi hayatlarını sürdürebilmeleriyle ile ilgili serbestliğin pek çok açıdan sakıncalarından bahseden, Hatay ili merkez olmak üzere o bölgede ‘geniş bir mülteci yaşam bandı’ oluşturularak ‘kişisel acil sağlık durumu haricinde’ mültecilerin yaşamlarını o hayat bandında zorunlu olarak yaşamalarını öneren bir yazı ilettim. Kısa bir süre sonra Acil Durum Merkezi’nden (AFAD) “Ülkemizde geçici olarak misafir edilmekte olan Suriye vatandaşları için dilekçenizde belirttiğiniz şekilde bir uygulama bulunmamaktadır. Söz konusu talebinizin uygulanması konusunda inisiyatif İçişleri Bakanlığı’nda olmakla birlikte uygulama şimdiye kadar izlenen teamüllerle ve uluslararası hukuk kurallarıyla bağdaşmamaktadır.” diye cevap geldi. ‘Uluslararası hukuk kuralları ve teamüllerle bağdaşmıyor’ diye, adeta; “Buyurun her yer Medine” denilerek, sınırsız, kontrolsüz yerleşim özgürlüğü, ülkenin her yanında hayata tutunmaya çalışan mültecilerin dramını arttırmaktan başka bir işe yaramayacak. Mültecilerle ilgili uluslararası hukuk kuralları ve teamüller normal şartlar için geçerlidir. Olağan üstü şartlarda bu kurallara uygun hareket etmek, olan ve olası sıkıntılara asla çözüm getirmez. Uluslararası hukuk kurallarını pas geçip, kendi özel formüllerimizi oluşturup, hayata geçirmeliyiz. Suriyeli mültecilerle ilgili, “Kim hangi şehirde, hangi ilçede, hangi mahallede yaşıyor?” diye bir resmi çetele tutulduğuna inanıyor musunuz? Elbette ülkemize sığınan kardeşlerimize, hükümet olarak, komşu olarak, insan olarak yardım etmek boynumuzun borcu ama, bu yardım ciddi bir plan dâhilinde olmalı. Bizim Medinemiz “Mülteci Yaşam Bandı”nın oluşturulacağı bölge olmalı. Ensarımız ise başta hükümetimiz olmak üzere, yaşam bandında hayatlarını sürdürecek kardeşlerimize maddi, manevi katkıda bulunan başta duyarlı STK’lar olmak üzere herkes olmalı. Sayın Başbakanım siz daha iyi bilirsiniz! “Her yer Medine değil, herkes de Ensar” değil! 6 HA BER ()%)-@9RÿJ9F2014 www.212haber.com Bu cafenin İstanbul’da başka örneği yok Başakşehir 1.Etap’ta açılan Janome Moda Cafe, farklı konseptiyle tüm dikkatleri üzerine çekiyor. Hanımlar bir yardan çayını kahvesini içerken bir yandan da el emeği göz nuru çalışmalarını burada satışa sunarak ev ekonomisine katkı sağlıyor. TAM MANASIYLA GİRİŞİMCİLİK ÖRNEĞİ Dikiş makinesiyle cafe konseptini birleştirmenin çok özgün bir çalışma olduğunu söyleyen Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Doç. Dr. Mustafa Kemal Biçerli, girişimciliğin aynı şeyi değil farklı olanı yapmak olduğunu belirtti. Biçerli konuşmasına şöyle devam etti: “Girişimcilik bir ilde 100 fırın varsa 101 açmak değil farklı bir şey yapmaktır. Burada yapılanda tam manasıyla girişimcilik örneğidir. Makinelerin kullanımıyla ilgili eğitimcilerimiz var ve kadınlarımız istediği zaman gelip birtakım teknikler öğrenirken aynı zamanda yeme içme ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. Birden fazla fonksiyonu bünyesinde birleştiren ilginç bir mekân olmuş. Bizim hedefimiz hayat boyu öğrenmeye katılımı arttırmaktır. Bu konsept tamda bizim bu söylemimize hizmet ediyor.” EŞİMLE BURADA SAATLERCE VAKİT GEÇİREBİLİRİM “Hanımların hayat boyu öğrenme programı çerçevesinde son yıllarda özellikle geleneksel sanatlarımızı yaşatmak ve günümüzde ortaya çıkarmak için farklı çalışmalar yapıyor” diyen İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, “Bu çalışmaların bir şekilde tüketiciye ulaşması ve bunun içinde bir pazar oluşturulması gerekiyor. Mekanın içine baktığımız zaman görüyoruz ki bütün halk eğitim merkezlerimizde üretilen ürünler burada satılıyor. Buraya eşimle birlikte gelip saatlerce vakit geçirebilirim” şeklinde konuştu. TÜM DÜNYAYA YAYMAK İSTİYORUZ Ülkemizde Janome ismini daha iyi nasıl tanıtabilir ve ismini duyurabiliriz araştırmasını yaparken yurtdışında dikiş kafe konseptini gördüklerini belirten Demirbilek Makine Yönetim Kurulu Üyesi Levent Demirbilek, halk eğitim merkezlerini de bu işin içine katarak çok güzel bir çalışma ortaya çıktığını söyledi. Demirbilek, “İnşallah biz bu işi franchise olarak Türkiye’ye yaymayı hedefliyor, Japonlarla birlikte tüm dünyaya yaymak istiyoruz” dedi. // D ú.úû0$.ú1(6ú üreticisi Janome’nin Türkiye’deki satış distribütörü Demirbilek Makine tarafından Başakşehir’de açılan Janome Moda Cafe, ticari faaliyetinin dışında önemli bir sosyal sorumluluk projesine imza atıyor. Janome Cafe’de hanımlar son teknoloji dikiş makinelerini astronomik rakamlara kiralayarak kendi hünerlerini sergiliyorlar ve cafe içerisinde oluşturulan reyonlarda satışa çıkartıyorlar. Geçtiğimiz günlerde 1. Etap’ta gerçekleştirilen açılışa İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, Başakşehir Kaymakamı Fatih Kocabaş, Demirbilek Makine Yönetim Kurulu Üyesi Levent Demirbilek, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Doç. Dr. Mustafa Kemal Biçerli Janome Başkanı Hachiro Makabe, Janome Uluslararası İş Departmanı Genel Müdürü Masashi Kawashima, Başakşehir Halk Eğitim Müdürü Faruk Umuç ve bir çok davetli katıldı. G Ü N DEM www.212haber.com ()%)-@9RÿJ9F2014 7 Maden şehidinin ikizlerine sahip çıktı Namağlup olarak 1’inci lige çıktılar Esenler Belediyesi, Soma Maden şehidi Sadrettin Güngör’ün emanetlerine sahip çıktı. 4 aylık ikiz bebeği ve annenin oturduğu Savaştepe’ye giderek mama, bebek bezi ve gıda yardımı götüren ekip, aileye düzenli nakdi yardım sözü verdi. 1 3 MAYIS’ta Soma’da meydana gelen ve 301 kişinin hayatını kaybettiği maden faciasının yaralarını sarmak için Soma’ya giden Esenler Belediyesi Sosyal Yardım İşler Müdürlüğü, Güngör ailesine umut oldu. 30 yaşında şehit olan Sadrettin Güngör’ün ikiz çocuklarına ve eşine sahip çıkan Esenler Belediyesi, ailenin oturduğu Balıkesir -Savaştepe’ye gitti. Beraberinde ailenin ve ikizlerin temel ihtiyaçlarını götüren ekip, aynı zamanda aileye her ay düzenli nakdi yardım sözü de verdi. YÜZLERİNİ BİR KEZ OLSUN GÖREYİM Henüz 4 aylık iki bebekle tek başına kalan acılı anne, başından geçenleri anlatırken duygusal anlar yaşandı. Çocuklarının olmaması üzerine kredi çekerek tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olduklarını dile getiren Seda Güngör, “Eşim çocuklarımız için yaşardı. Bu olaydan 5 ay önce yine aynı madende göçük yaşandı. O zaman kıl payı kurtulmuş, ancak bir müddet hastanede kalmıştı. O zaman ‘Rabbim çocuklarımın yüzünü bir kez olsun göreyim’ diye dua etmişti. Çok şükür gördü ama sadece 4 ay” dedi. Eşinin yaşadığı ilk göçük kazasının ardından ikizlerini 6 ay 20 günlükken dünyaya getiren acılı anne, Alaattin’in sağlık durumunun iyi olduğunu ancak Ali’nin erken doğum sebebi ile ciddi sağlık problemleri yaşadığını söyledi. selamlarını ilettikten sonra, “Belediye Başkanımız Tevfik Göksu, Seda kardeşimizi televizyonda izleyince çok etkilenmiş. Onun talimatı ile ekibimizi toplayıp geldik. Gelirken yanımızda anne ve bebekleri için temel ihtiyaç malzemeleri, mama ve bez getirdik. Bunun yanı sıra Güngör ailesini Kardeş Aile Projesi kapsamına alıyoruz ve ailemize her ay düzenli olarak nakdi yardımda bulunma sözü veriyoruz. Yaşadıkları acı hepimizin acısı. Biz buraya kara gün dostu olmaya geldik. Yaralarını bir nebze olsun sarabilirsek kendimizi bahtiyar hissedeceğiz” dedi. MÜCADELE verdiği Bölgesel Lig’de başarılı maçlar çıkararak play off ’a katılmayı başaran Bağcılar Belediyesi Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı, Kayseri Talas Spor Salonu’nda 23-25 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen müsabakalarda ter döktü. Başarılı basketçiler, play off ’taki üç maçını da kazanarak 1’inci Lig’e yükseldi. ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN Biçare ikizleri ile zor günleri atlatmaya çalışan Seda Güngör, maden kazası ile ilgili bildiklerin anlatırken göz yaşlarını tutamıyor ve, “Eşim, kendilerinin çok sıkıştırıldığını zaman zaman söylerdi. Olay zamanı da şefleri 34 kasa daha fazla kömür çıkarılsın diye GÜNGÖR AİLESİ ARTIK ESENLER’İN KARDEŞİ Ailenin hayat hikâyesini dinleyen Esenler Belediyesi Sosyal Yardım İşler Müdürü Özcan Hamza acılı anneye Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu’nun baş sağlığı mesajını ve Bağcılar Belediyesi Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı Kayseri’de düzenlenen play off müsabakalarındaki üç maçını da farklı skorlarla kazanarak namağlup olarak 1. Lig’e yükselmeyi başardı. mesaisinin bitmesine rağmen ‘Sen geri git’ diyerek eşimi tekrar ocağa yollamış. Ondan sonra da olay olmuş zaten. Çocukları onun her şeyiydi” cümleleri dudaklarından dökülüyor. İstanbul’dan bir belediyenin kendilerine sahip çık- İlk maçta Konya Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı’nın karşısına çıkan basketçiler, zaman zaman zorlandıkları müsabakanın ilerleyen dakikalarında kontrolü ele geçirdiler. Basketçiler, bu müsabakadan 65-15 galip ayrıldı. İkinci maçında Ankara Yenimahalle Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı ile karşılaşan basketçiler, oyunu başından sonuna kadar kontrolleri altında tuttular. Özellikle buldukları 3’lük atışlarla farkı arttıran basketçiler, maçtan 88-35 gibi farklı bir skorla ayrıldı. 3’üncü maçında da Giresun Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı ile karşılayan basketçiler, ilk dakikalarda çekişmeye sahne olan maçın sonunda 97-55 galip gelerek Tekerlekli Sandalye Basketbol 1. Ligi’ne çıkmaya hak kazandılar. masından dolayı son derece duygulandığını belirten acılı anne, “Bugün bizim yanımızda olan belediye personeline, Belediye Başkanımıza ve bizleri unutmayan herkese çok teşekkür ediyorum. Hepinizden Allah razı olsun. Bize büyük moral oldunuz” dedi. // Onurkent Derneği’nden örnek çalışma Onurkent Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereği çalışanların zorunlu olarak alması gereken ‘Temel İş Sağlığı ve Güvenliği’ eğitimini Onurkent’te bulunan 153 site görevlisine ücretsiz vererek önemli bir sosyal sorumluluk projesine imza attı. ONURKENT Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereği çalışanların zorunlu olarak alması gereken ‘Temel İş Sağlığı ve Güvenliği’ eğitimini Onurkent’te bulunan 153 site görevlisine ücretsiz vererek önemli bir sosyal sorumluluk projesine imza attı. A sınıfı iş güvenliği uzmanı ve aynı zamanda Onurkent Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı olan Duran Bozkurt tarafından 2. Etap Site Yönetimi konferans salonunda verilen eğitime katılım oldukça yüksek oldu. BİZİ GURURLANDIRDILAR Başarılarından dolayı basketçileri tebrik eden Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, büyük bir gurur yaşadıklarını ifade etti. Bağcılar Belediyesi Bedensel Engelli Atletizm Takımı’nın yurt içinde ve yurt dışında katıldıkları yarışlardan madalyalarla döndüklerini hatırlatan Başkan Çağırıcı, “Engelli sporcularımız çok çalışarak müsabakalardan başarılar elde ederek dönüyorlar. Kendilerine teşekkür ediyorum. Basketçilerimizi de bu büyük başarılarından dolayı kutluyorum. Play off ’tan önceki 13 müsabakadan galip geldikten sonra Kayseri’de katıldıkları 3 maçı da kazanarak namağlup şampiyon oldular. Verdiğimiz emekleri boşa çıkarmadılar. 1’inci ligde de başarılı olacaklarına inanıyorum.” diye konuştu. // EVDEN NASIL ÇIKTIYSAK ÖYLE DÖNMELİYİZ Somada hayatını kaybeden 301 maden işçisi ve ekmeği için yaşam mücadelesi verirken hayatlarını kaybeden tüm işçiler için 1 dakikalık saygı duruşuyla başlayan seminerin açılış konuşması yapan Bozkurt, Türkiye’deki uygulamalara ilişkin çarpıcı örnekler verdi. Bozkurt, “Hepimizin amacı, sabah evimizden nasıl sağlıklı ve mutlu şekilde ayrıldıysak, akşam da evimize, çocuklarımıza ve sevdiklerimize sağlıklı ve güvenli bir şekilde dönmek olmalıdır” diyerek iş sağlığının ve iş güvenliğinin önemine vurgu yaptı. ÜZERİNDE DURULAN KONULAR ŒŝƟŵĚĞ͖ϲϯϯϭƐĂLJŦůŦŬĂŶƵŶ ŬĂƉƐĂŵŦŶĚĂŝƔǀĞƌĞŶůĞƌŝŶ ǀĞĕĂůŦƔĂŶůĂƌŦŶƐŽƌƵŵůƵůƵŬůĂƌŦ͕ŝƔƐĂŒůŦŒŦǀĞŐƺǀĞŶůŝŒŝ ŝůĞŝůŐŝůŝĕĂůŦƔŵĂůĂƌŦŶŦŶŶĂƐŦů LJĂƉŦůĂĐĂŒŦ͕ĕĂůŦƔĂŶůĂƌŦŶLJĂƐĂů ŚĂŬůĂƌŦǀĞƐŽƌƵŵůƵůƵŬůĂƌŦ͕ ĕĂůŦƔŵĂŽƌƚĂŵŦŶĚĂŬŝƚĞŚůŝŬĞ ǀĞƌŝƐŬůĞƌŝŶďĞůŝƌůĞŶŵĞƐŝ͕ ƌŝƐŬůĞƌůĞŵƺĐĂĚĞůĞŝĕŝŶLJĂƉŦůŵĂƐŦŐĞƌĞŬĞŶůĞƌ͕ĚƺŶLJĂĚĂ ǀĞdƺƌŬŝLJĞ͛ĚĞŬŝŝƔŬĂnjĂůĂƌŦLJůĂŝůŐŝůŝŝƐƚĂƟƐƟŬŝďŝůŐŝůĞƌ͕ ŝƔŬĂnjĂůĂƌŦŶŦŶƐĞďĞƉůĞƌŝ͕ŝƔ ŬĂnjĂůĂƌŦŶĚĂŶŬŽƌƵŶŵĂŬ ŝĕŝŶLJĂƉŦůŵĂƐŦŐĞƌĞŬĞŶůĞƌ͕ŝƔ ŬĂnjĂůĂƌŦŶŦŶŵĂĚĚŝͲŵĂŶĞǀŝ ǀĞŚƵŬƵŬŝƐŽŶƵĕůĂƌŦ͕ĂĨĞƚǀĞ ĂĐŝůĚƵƌƵŵůĂƌĚĂLJĂƉŦůŵĂƐŦ ŐĞƌĞŬĞŶůĞƌ͕ĞůĂůĞƚůĞƌŝLJůĞLJƺŬƐĞŬƚĞĕĂůŦƔŦƌŬĞŶ͕ĞŬŝƉŵĂŶůĂƌĂ ďĂŬŦŵǀĞŽŶĂƌŦŵLJĂƉŦůŦƌŬĞŶ ĚŝŬŬĂƚĞĚŝůŵĞƐŝŐĞƌĞŬĞŶ ŚƵƐƵƐůĂƌ͕ŚŝũLJĞŶŝŶƂŶĞŵŝ͕ŬŝƔŝƐĞůŬŽƌƵLJƵĐƵĚŽŶĂŶŦŵůĂƌŦŶ ŬƵůůĂŶŦŵŦ͕ĞůĞŬƚƌŝŬůŝĂůĞƚůĞƌŝŶ ŬƵůůĂŶŦŵŦǀĞĞůĞŬƚƌŝŬĕĂƌƉŵĂůĂƌŦŶĂŬĂƌƔŦĂůŦŶŵĂƐŦŐĞƌĞ- Gökdelenden paraşütle atladılar PROBASE WORLD CUP kupasında mücadele eden paraşütçüler, Türkiye’nin en yüksek binası 261 metre yüksekliğindeki Sapphire’den atladı. Renkli görüntülerin oluştuğu etkinlikte paraşütçülerin atlayışları izleyenleri heyecanlandırdı. 28-30 Mayıs günleri arasında düzenle- nen yarışmalara, 18 ülkeden 65 lisanslı profesyonel paraşütçü katıldı. Yaklaşık 5 yıldır paraşütle atladığını dile getiren Rus paraşütçü Abdrey Niyforov, ilk defa geldiği İstanbul’u çok beğendiğini söyledi. Niyforov, hafif şekilde esen rüzgarın atlayışları küçük çapta olumsuz etkilediğini, bunun dışında herhangi bir sorun yaşamadıklarını sözlerine ekledi. Atlayışlara katılan Türk paraşütçü Hasan Ökmetepelioğlu da, “Bu etkinlik Türkiye’deki en önemli spor etkinliklerinden biri. Daha çok önem verilmeli. Bu spora olan ilgi giderek artıyor.” dedi. // ŬĞŶƂŶůĞŵůĞƌ͕LJĂŶŐŦŶǀĞLJĂŶŐŦŶůĂŵƺĐĂĚĞůĞ͕ĂĐŝůĚƵƌƵŵ ĞŬŝƉůĞƌŝŶŝŶŽůƵƔƚƵƌƵůŵĂƐŦ͕ ƚĂŚůŝLJĞǀĞƚĂƚďŝŬĂƚůĂƌŦŶLJĂƉŦůŵĂƐŦŝůĞŝůŐŝůŝďŝůŐŝůĞƌǀĞƌŝůĚŝ͘ zĂnjŦůŦǀĞŐƂƌƐĞůŵĂƚĞƌLJĂůůĞƌŝŶ LJĂŶŦŶĚĂƂnjĞŶůĞŚĂnjŦƌůĂŶŵŦƔ ƐůĂLJƚŐƂƐƚĞƌŝůĞƌŝLJůĞƂŒƌĞŶŝůĞŶďŝůŐŝůĞƌŝŶĂŬŦůĚĂŬĂůŵĂƐŦ ƐĂŒůĂŶĚŦ͘ŒŝƟŵƐŽŶƵŶĚĂŝƐĞ ĚĞŒĞƌůĞŶĚŝƌŵĞƐŦŶĂǀŦLJĂƉŦůĚŦ͘ ĂƔĂƌŦůŦŽůĂŶůĂƌĂ͚dĞŵĞů7Ɣ ^ĂŒůŦŒŦǀĞ'ƺǀĞŶůŝŒŝŒŝƟŵŝ <ĂƨůŦŵĞůŐĞƐŝ͛ǀĞƌŝůĞĐĞŬͬͬ͘ İMTİYAZ SAHİBİ Erne Gazetecilik ve Matbaacılık Ltd. Şti. GENEL MÜDÜR Halil Gölve GENEL KOORDİNATÖR Erol Çakır YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Abidin Koçoğlu YAYIN DANIŞMANLARI Necmettin Çakmak Metin Öztürk HUKUK DANIŞMANLARI Av. Adem Yıldırım Av. Ömer Geyik GÖRSEL YÖNETMEN Enis Ak www.212haber.com BÖLGESEL SÜRELİ YAYIN Adres: Deposite AVM A-1 Blok Kat: 3 No: 304 Başakşehir/İstanbul Telefon: (0 212) 486 39 36 Web: www.212haber.com e-mail: [email protected] Baskı: İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cd. İhlas Plaza No: 11/ A41 Yenibosna-Bahçelievler/İSTANBUL Tel: (212) 454 30 00 Gazetemiz basın ve meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Yayınlanan köşe yazılarından yazarları sorumludur. Reklamların sorumluluğu reklam verene aittir. GAZETEMİZ ÜCRETSİZ OLARAK DAĞITILMAKTADIR 8 G Ü N DEM ()%)-@9RÿJ9F2014 www.212haber.com Engelli arkadaşlarıyla buluştular Başakşehir Bilgievi öğrencileri okula yardımcı eğitimlerin yanı sıra, sosyal alanda da gelişmeleri için çeşitli faaliyetler yürütüyor. Bilgievi Öğrencileri Engelliler Haftası dolayısıyla Engelli Rehabilitasyon Merkezlerini ziyaret etti. A /7,1û(+ú5%ú/*ú(9ú’nde 27 öğrencinin katıldığı ziyarette Bilgievi öğrencileri, engelli çocuklarla buluşup resim yaptı, şarkılar söylediler. Öğrenciler kendileri için hazırlanan ikramları tattı. Altınşehir Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Engin gün ise Bilgievi öğrencilerinin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti belirterek, “Ülkemizde toplumumuzda bu tür engellilere dair bir farkındalığa daha fazla ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu insanlar bu çocuklar bizim bir parçamız. Bizim içimizde, bizimle birlikte yaşayan insanlar. Bizim toplum olarak bu gerçeklikte daha fazla bilinçle hareket etmemiz gerekiyor. Bilgievi Öğrencilerini ve öğretmenlerini bu duyarlılık ve farkındalığı artırma çabalarından ötürü tebrik ediyorum.” dedi. Bilgievi öğrencileri de engelli arkadaşlarıyla vakit geçirmekten keyif aldıklarını belirtti. Hüseyin Kalem: “Bu geziye kendim katılmak istedim. Çünkü yardımlaşmak çok iyi bir şey. Ne güzel resim yaptık arka- daşlarımla bazıları benden daha güzel resim yapıyorlar. Çok eğleniyoruz. Gurur duyuyorum çok sevinçliyim geldiğimden dolayı.” Kübra Kahraman: “Kendi isteğimle geldim. Burada şunu gördüm, halimize şükür etmeliyiz. Öyle bir arkadaşımız olduğunda dışlamamalıyız.” Ayşe Kıpırtı: “Onlara engelli olarak bakmamalıyız. Onları üzmemeli ve alay etmemeliyiz. Diğer insanlar gibi annemiz babamız gibi sevmeliyiz.” Nihat Daşkın: “Çok iyi hissettim buraya gelince. Çok eğlenceli çok mutlu oldum. Kendimizden farklı değişik ama bizim gibi arkadaşlar gördüm. Yeni kişilerle tanıştık, mutluyum geldiğim için.” Altınşehir Bilgievi Müdürü Ergün Yıldız “Bilgievlerimiz’in hem sosyal anlamda hem çocukların bireysel başarısı anlamında bir çok amacı ve vizyonu var. Bunları gerçekleştirmek içinde elimizden geldiğince büyük adımlar atmaya çalışıyoruz. Çocuklarımızın engelli ar- kadaşlarıyla iyi bir iletişim kurabilmesi gerekir onlarla iyi bir arkadaşlık dostluk ilişkisi kurması gerekir. Çünkü engelli vatandaşlarımız ve çocuklarımız toplumdan ne kadar soyutlarsak onlarla aramızdaki uçurum daha da artacak, ama onları sahiplenirsek onlarla ortak payda buluşabilirsek onları da toplum içine dahil edebiliriz.” dedi. Altınşehir Bilgievi Müdürü Yıldız, bundan sonraki süreçte de bu projeye destek vereceklerini belirtti. // Vergi ödeyene Eğitimde ilk ‘Cemre’ şerbetli teşekkür Çocuklara, başarılarını fark ettikleri ve kendilerini güvende hissettikleri bir eğitim ortamı sunan Cemre Koleji, Afyon’dan sonra 2. Şubesini Halkalı’da açtı. Okul Müdürü Muammer Küçükyazıcı, “Çocuklarımızın ihtiyacı olan eğitimi en iyi şekilde sunmak bizlerin birinci görevidir” dedi. Başakşehirlileri geleneksel misafirperverlik ile karşılamayı amaçlayan Belediye, özellikle vergi ödemeleri, ruhsat ve benzeri işlemler için hizmet binasına gelen vatandaşların memnuniyetini artırmak için bir dizi çalışma yapıyor. Belediye vatandaşların işlem süresini kısaltırken, işlem sırasında beklemeleri daha keyifli <$û$0becerilerine, bireysel gelişmelere ve akademik başarıya büyük önem veren Cemre Koleji, 2014-2015 eğitim-öğretim yılıyla birlikte Halkalı’daki yeni binasıyla hizmete girdi. Modern kampüste ilk etapta anaokulu ve ilköğretim binaları hizmete açıldı. Kayıtların devam ettiği Cemre Koleji’nde sanat atölyeleri, laboratuarlar, konferans salonu ve sergi alanları bulunuyor. hale getirmek için çeşitli ikramlarda bulunuyor. Sene boyunca vatandaşların ödemelerini en hızlı biçimde yapabilmesi için çalışmalar yürüten Başakşehir Belediyesi, kuyruk çilesine de son veriyor. Vatandaşlar emlak, çevre temizlik ve benzeri ödemelerini internetten, bankalardan ve postaneden yapabiliyor. Mükellefler ayrıca ödemelerini Belediye hizmet binasından ya da bu dönem için Şahintepe, Güvercintepe Bilgievi, Başakşehir Organize Sanayi Bölgesinde kurulan ödeme noktalarında elden de yapabiliyorlar. // Başakşehir izcilik kampı başlıyor ·û(5kişilik gruplar halinde İzcilik Kampı’na katılacak olan Başakşehirli çocuklar Şamlar Ormanı’nda profesyonel eğitmenlerden izcilik eğitimi alacak, doğayla daha yakından tanışma imkanı bulacaklar. Ayrıca kampta izciler doğadaki zorlu yaşam koşullarında yaşama ile ilgili edindikleri bilgileri Şamlar Ormanında uygulama imkanı da bulacaklar. BU YIL OKÇULUK VE BİNİCİLİK DE VAR İzcilik kampı çerçevesinde çocuklara; çadır kurma, balta-bıçak kullanma, ritim, tiyatro, bisiklet, tırmanma, düğüm atma, teknik iz işaretleri, çevre bilinci, trafik, ilk yardım, arama-kurtarma, EN İYİ BİLGİYİ VERMEYE ÇALIŞIYORUZ “Çocuklarımıza, ihtiyaçları olan eğitimi en iyi şekilde sunmak bizlerin birinci görevidir” diyen Okul Müdürü Muammer Küçükyazıcı, “Bu eğitimin merkezinde temel dersler gelmekte. Çocuklarımız matematik, Türkçe, fen, sosyal ve İngilizce derslerini öğrenmeleri gerekmektedir. Alt yapıyı sağlamak için derslerin yanında etüt ve gerekli tüm faaliyetlerle çocuklarımıza bilgiyi en sağlıklı şekilde vermeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu. AKADEMİK BAŞARIYA DEĞER VERİYORUZ gece yürüyüşü, pusula, telsiz kullanma, hayvanlardan korunma hakkında bilgiler verilecek. Başakşehir Belediyesi İzcilik kampına her yıl yeni faaliyetler de ekleniyor. Bu yıl izcilik kampında binicilik ve okçuluk eğitimi de yer alacak. Böylelikle çocuklar aldıkları eğitimlerle bir taraftan bilinçleniyor, bir taraftan da karşılarına çıkacak zor- luklarla nasıl başa çıkacaklarını da öğrenmiş oluyorlar. İzcilik kampına grup olarak alınan çocukların eğitimi bir hafta sürecek. Oldukça yoğun bir ilginin beklendiği kampa başvurular Başakşehir Belediyesi internet sitesinden yapılabilecek. Başvuru için: http://basaksehir.bel.tr/basvuru/izci Çocukların hayata daha donanımlı fertler olarak girmeleri için yabancı dil öğreniminin çok önemli olduğunu vurgulayan Küçükyazıcı, dünyada en yaygın olarak kullanılan İngilizce ve Arapça eğitimi modern uygulamalarla gösterdiklerini belirtti. Kuran-ı Kerim, Peygamberimizin hayatı ve değerler eğitimi dersle- ride verdiklerini kaydeden Küçükyazıcı, çocukların öğrenilen manevi bilgileri hayata geçirebilmeleri için ahlaki değerlere sahip olması gerektiğini söyledi. Aile ortamı yaratmak istedik Yeni gelişen eğitim metotlarını takip etmek ve gerekli olanları çocuklara en iyi şekilde sunmak istediklerini söyleyen Küçükyazıcı konuşmasına şöyle devam etti: “Eğitim kurumumuzda son zamanlarda önemi gittikçe artan, zihinden matematik eğitimi olan mental aritmetiğide öğrencilerimize sunmaktayız. Çeşitli atölye faaliyetleriyle de çocuklarımızın görerek ve uygulayarak öğrendikleri eğitim modelleri ve bu eğitimi elde etmelerini sağlayacak alt yapıyı oluşturduk.” HER BİREYİN FARKLI BİR YÖNÜ VAR Yeni dönem için kayıtlarının devam ettiğini hatırlatan Küçükyazıcı, “Her bireyi diğerlerinden ayıran farklı bir yönü vardır. Bu herhangi bir sanat alanında, spor dalında veya daha farklı bir alanda olabilir. Çocukların bu yönleri keşfedilmeli ve gelişmesi için çeşitli faaliyetler yapılmalı. Biz bunu satranç, drama, bilişsel beceriler, müzik aletleri kullanma, binicilik, izcilik ve çeşitli spor aktiviteleriyle kazandırmaya çalışıyoruz” dedi. // Muammer Küçükyazıcı %$û$.û(+ú5%(/('ú<(6ú vergi döneminde belediye veznelerini kullanarak Emlak ve Çevre Temizlik Vergilerini ödeyen mükelleflere tatlı bir sürpriz yapıyor. Geleneksel kıyafetleri içerisindeki şerbetçiler vatandaşlara ücretsiz şerbet ihramında bulunuyor. Vatandaşlar belediyenin ücretsiz şerbet, meyve suyu, çay, kahve ve kurabiye ikramından oldukça memnun. 10 G Ü N DEM ()%)-@9RÿJ9F2014 YIL 2014 YER: İSTANBUL AYASOFYA CAMİ ÖNÜ FETİH ÖNCESİ SABAH NAMAZI Anadolu Gençlik Derneği (AGD), Ayasofya’nın camiye çevrilmesi için “Seccadeni al da gel” sloganıyla “Sabah Namazında Ayasofya Camii’nde buluşuyoruz” etkinliği düzenledi. A 1$'2/8*(1d/ú.'(51(øú(AGD), Ayasofya’nın camiye çevrilmesi için “Seccadeni al da gel” sloganıyla “Sabah Namazında Ayasofya Camii’nde buluşuyoruz” etkinliği düzenledi. Gece yarısından itibaren Ayasofya meydanında toplanan on binlerce insan, burada sabah namazı vaktinin girmesini bekledi. Toplanan kalabalığa meydana kurulan platformdan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Hadis Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Halil İbrahim Kutluay dua etti. Ardından hafız Bayram Genç Kur’an-ı Kerim tilaveti okudu. Namaz vaktinin girmesiyle Kabe imamlarından Şeyh Abdullah Basfar alana geldi. Basfar platforma çıkarak topluluğu selamladı. Meydanda toplanan erkeklerin arka tarafında kadınlar namaz için saf tuttu. Daha sonra cemaate sabah namazı kıldıran Basfar, namaz sonrası dua yaptı. Dua okurken ağlayan imam Basfar’ı görmek isteyen topluluk izdiham oluşturdu. Daha sonra platforma çıkan AGD Genel Başkanı Salih Turhan, namaz kılmaya gelen cemaate teşekkür etti. Kabe imamlarından Basfar ile birlikte platforma çıkan Dünya Kur’anı Kerim okuma birincisi Güney Afrikalı hafız Abdurrahman Sadien, Kur’an-ı Kerim okudu. // www.212haber.com BİR ADIM KALDI HA BER www.212haber.com ()%)-@9RÿJ9F2014 11 Dikkat! ‘KAMYON’ var! HACER TÜRKEL F ENERTEPE adeta kamyonların park yeri ve şov yaptığı pist haline dönüşmüş durumda. Her yer kamyon kaynıyor. Yolu boylu boyunca kaplayanlar da yine kalan ara yoldan geçmeye çalışanlar da kamyonlar. Ortalık toz duman içinde. Vatandaş penceresini bile açamıyor tozdan. Eğer o an yoldaysanız ve İETT otobüsünü kullanmak üzere durağa gidiyorsanız önce kamyon alayının geçişini bekleyeceksiniz ya da ezilme pahasına da olsa bir fırsat bulup aradan karşıya kendinizi atmak için yola çıkmadıysanız en azından bir 10 dakika toz bulutu içerisinde kör olmamak için gözlerinizi, boğulmamak için de ağzınızı, burnunuzu kapatmak zorundasınız. Eğer ki aynı güzergâhta yürüyüşe çıkmış bir kadınsanız, her geçen kamyonun korna tacizine de maruz kalabilirsiniz... Fenertepe adeta kamyonların park yeri ve şov yaptığı pist haline dönüşmüş durumda. Kamyon sürücüleri bölgede resmen terör estiriyor. 5 metrelik yolu karşıya geçmek için yarım saat beklemek zorunda kalıyor insanlar. Denetleyen yok, uyaran yok, ceza kesen yok… FENERTEPE / ú ø ( ' KAMYONTEPE! sĂƚĂŶĚĂƔϱŵĞƚƌĞůŝŬLJŽůƵŬĂƌƔŦLJĂŐĞĕŵĞŬ ŝĕŝŶĞŶĂnjϭϬĚĂŬŝŬĂďĞŬůĞŵĞŬnjŽƌƵŶĚĂ͘ DENETLEYEN YOK, UYARAN YOK, CEZA KESEN YOK… Arnavutköy yolu üzerinden Fenertepe 11. Bölgeye giriş yapan kamyonlar rampayı ışık hızıyla inip, gelişli gidişli yolda sola dönüşe bir metre kala yavaşlıyorlar. Kamyon sürücüleri bölgede resmen terör estiriyor. Allah muhafaza aniden yola birisi çıkacak olsa ezip geçecek kadar da duyarsızlar. Okul giriş-çıkış saatlerine aldırmayan sürücüler, diledikleri zaman diledikleri gibi at koşturuyorlar. Vatandaşa, öğrenciye yol vermek de ne demek? 5 metrelik yolu karşıya geçmek için yarım saat beklemek zorunda kalıyor insanlar. İETT yolcu otobüsleri Arnavutköy yoluna çıkabilmek için kamyonların ge- BELEDİYE TOPU EMNİYET’E, EMNİYET DE BELEDİYE’YE ATIYOR Vatandaşların şikâyeti üzerine durumu İlçe Belediyesine izah ettik. Belediye, “Ben sadece araç şantiyeden çıkarken tekerlekleri çamurlu mu, brandası açık mı onun kontrolünü yaparım, gerekirse çevreyi kirlettiğinden dolayı ceza keserim. Zabıtanın kamyonlara müdahale edecek yasal sorumluluğu yok. Biz kamyonların güzergâh belgelerinin iptal edilmesi ya da alternatif yol belirlenmesi için Ulaşım Koordinasyon Merkezi’ne durumu izah ettik.” diyor. Çalışma saatlerini belediye ayarlasa da haftanın her günü ve her saatinde site önünde park eden ve hafriyat taşımasına devam eden kamyonlar var. Ya Belediye vatandaşın mağduriyetini dikkate almayıp çalışma saatini her gün akşama kadar aralıksız düzenliyor ya da kamyoncular belirlenen saate uymayıp çalışıyorlar. Eğer hafriyat araçları gece de çalışırsa o zaman zabıta gürültüden dolayı cezai işlem yapabilirmiş. Denetleme işi İlçe Emniyeti’ne aitmiş. Emniyetin kapısını çaldığımızda aldığımız cevap ise; yalnızca yol güzergâh belgesi, hareket saatleri, tonajı, brandası, ruhsat ve ehliyet belgesiyle ilgili şeyleri denetlediği. Hareket saatlerini Belediyenin düzenlediğini, bu konuda bir şey yapamayacaklarını ya da kamyonları park ederken gördüğümüzde 155’i arayarak şikâyet etmememiz gerektiğini söylüyor. Belediye topu Emniyet’e, Emniyet de Belediye’ye atıyor. Ortada mağdur olan yine vatandaş, çözüme kavuşturulmayan yine sorunlar. Hafriyat kamyonları hem bölgede yapımı devam eden inşaat hafriyatını hem de 3. Köprü’nün güzergâh yapımında çıkan hafriyatı taşıyor. Kamyonlarının güzergâhı Büyükşehir Belediyesi tarafından belirleniyor. Bölgenin arka tarafında hafriyatçılar için tali yol yapılıyor. Vatandaş da haklı olarak yolun bir an önce tamamlanmasını, kamyonların güzergâhının bu yola alınmasını istiyor. “İnşaat bölgesi, mecburen hafriyat kamyonları geçecek” sözlerine tepki gösteren vatandaş, haliyle şu soruyu sormadan edemiyor: “İnşaat 20 yıl sürse ben 20 yıl boyunca mı çekeceğim bu sıkıntıyı?” // çişini beklemek zorunda; zira yol iki araba aynı anda dönüş yapamayacak kadar dar. Bölge de kamyonculara tahsis edilmiş sanki. Denetleyen yok, uyaran yok, ceza kesen yok… Bir de Arnavutköy yolu üzerinde trafik polisi bir denetleme yapmaya görsün bölgede kamyon sürüsünden adım atamazsınız; çünkü polisten kaçan sürücülerin aracını park etmeleri için güvenli bir sığınak Fenertepe. 12 HA BER ()%)-@9RÿJ9F2014 Kocaman umutlar, kocaman yürekler ve 7ƐƚĂŶďƵů͙ www.212haber.com KİMİNE ALTIN, kimine bakır olur Hemen her gün geçeriz ya bir simitçinin ya mısırcının ya da kestanecinin yanından ama hiç birinin hikâyesini de bilmeyiz. Biz sormayız, onlar da anlatmaz. Oysa her birinin farklı bir hikâyesi var; yıllar önce büyük hayallerle geldikleri İstanbul’a dair… Kocaman umutlar, kocaman arzular, kocaman yürekler ve İstanbul… T HACER TÜRKEL $û,7235$ø,$/7,1'('ú/(5 Anadolu’nun bağrından kopup düştüler İstanbul yollarına… Kimi umduğunu buldu, kimi sadece karnını doyurdu, kimi ise köprü altlarını mesken edindi… Sefalete razı olundu çoğu zaman; fakat terk edilemedi âşık olunan bu koca kent… İstanbul kimine cömert oldu saçtı altınını, kimine vermedi bir avuç ununu… Hemen her semtte rastlarız simitçilere. Özellikle Eminönü, Karaköy, Taksim gezilerinin ve vapur yolculuklarının vazgeçilmezidir çay simit. Yarısını yiyip yarısını üzerimizde çığlık çığlığa uçan martılarla paylaşmanın müthiş hazzını başka şeye değişmeyiz o an belki de... Yaz-kış vazgeçilmezimiz olanlardan biri de haşlanmış mısır. Özellikle süt olanını tercih ederiz. Kışın içimizi ısıtan patlamış kestanenin tadı da yadsınamaz hani… Hemen her gün geçeriz ya bir simitçinin ya mısırcının ya da kestanecinin yanından ama hiç birinin hikâyesini de bilmeyiz. Biz sormayız, onlar da anlatmaz. Oysa her birinin farklı bir hikâyesi var; yıllar önce ne hayallerle geldikleri İstanbul’a dair. Her biri ya çoluk çocuğunun rızkını temin etmek için ya da daha rahat şartlarda yaşamak için terk etmişler doğup büyüdükleri yeri… Farklı semtlerde ve farklı mesleklerde kocaman umutlara, kocaman arzulara, kocaman yüreklere ve İstanbul hikâyelerine tanık olduk… İSTANBUL’UN TAŞI TOPRAĞI ALTIN DEDİLER Mahmut Maraş / Simitçi / Karaköy Mahmut Maraş… (Soyadını öğrenince,‘Maraşlı mısınız?’ diye sormam üzerine Tokatlıyım diyor.) 68 yaşında. Her sabah 7’de Esenler’deki evinden çıkıp Karaköy’deki simit tezgâhının başında yerini alıyor, akşam 7’de işi bırakıp evinin yolunu tutuyor. İstanbul’un taşı toprağı altındır sözüne mukabil 1963’te göç etmiş İstanbul’a. 6 nüfusu geçindirmiş yıllar boyu alnının teriyle. 3 kız 1 de erkek babası olan Maraş, çektiği türlü sıkıntılardan sonra kızlarını kocaya vermiş, oğlunu evlendirmiş. Daha önce Bayrampaşa’da pastane işletiyormuş Mahmut Maraş. İşleri rast gitmeyince maddi olarak sıkıntıya girmiş. Dükkânın kirasını ödeyemez hale gelince de dükkân sahibi öylece çıkarmış dükkândan. 5 yıldır da Karaköy’de simit satıyor. Günde ortalama 100-200 simit arasında satış oluyormuş. Simidin fiyatı bir ara 1 buçuk liraya yükselince müşterisi azalmış. Bu sebeple birkaç ay sonra tekrar eski fiyata dönmüş.‘Gel abi geeeeeeel’, ‘yeni geldi yeniiii’, ‘sıcak sıcak, bir liraaaa’ diye bağırıyor ara ara. İlerlemiş yaşına ve tansiyon hastası olmasına rağmen hala dimdik ekmek parasını kazanıyor. “İstanbul’un taşı toprağı altın dediler, biz de geçimimiz rahat olur diye geldik buraya. Allah’a şükür kazandığım yetiyor” diyor tüm mütevazılığıyla. Sonra ekliyor gülerek: Ben İstanbul’a geldiğimde sen daha dünyada yoktun… !3+%2$%.ĩ $¢.§ĉ4%ĩ %6,%.%#%ćĈ- Bedirhan İnal / Nohut-pilavcı / Şirinevler Ĉ34!."5,j$!ĩ5-$5ć5 "5,!-!$)+ĩ!-!a-5:5ĩ Niyazi Evyapan / Mısırcı / Eminönü çim zor” diye cevap veriyor. HasEminönü’nde dolaşırken az ilerret kokan bakışlarla dolu dolu gözde kestane ve mısır satan Niyazi lerini ufka dikip, 2-3 yıl sonra aileEvyapan’a takılıyor gözüm. Harıl sini de İstanbul’a getireceğini söyharıl kestaneleri döndürürken bir lüyor. “30 yıldır İstanbul’da umduyandan alnından akan terleri siliğumuzu bulamadık ama buradan yor, bir yandan da adres soranlara başka bir yere gitmek de istemiyol tarif ediyor… yorum. Alıştık, daha doğrusu âşık olduk bu kente. Çocukluğum bu13 yaşında gelmiş İstanbul’a Niyarada geçti.” diyor. zi Evyapan. 25 yaşında da evlenmiş; fakat evlendiği günden beŞu anda 50’sine merdiven dayamış ri de ailesi memlekette kendisi ise İstanbul’da yaşıyor. Evi yok, ara- Evyapan. 30 yıldır yaz kış demeden her gün sabah saat 10’dan akda bir yer bulursa orda kalıyor, aşam 9’a kadar Eminönü’nde mısır rada da Ümraniye Tepeüstü’nde satıyor. Hepsi bekâr 7 çocuğu var. oturan abisinde. 3-4 ayda bir de 4 tanesi de okuyor. Kazandığım memleketi Kastamonu’ya gidip apara yetmiyor, masraf çok ifadeleilesiyle özlem giderdikten sonrine yer vererek şunları kaydedira geri işine dönüyor. Zor olmuyor: “Satışlar da biraz zayıf bu ara. yor mu diye sormam üzerine deMevsimine göre iyi ya da kötü olurin bir iç çekişten sonra, “Hem de yor. Yazın daha çok satıyor.” çok zor oluyor ama köyde de ge- Aslen Mardinli Bedirhan İnal… 5 yıl öncesine kadar Adana’da yaşıyormuş ailesiyle. Ekmek parası için henüz ortaokul öğrencisiyken taşınmışlar İstanbul’a. 2 yıl dayısının evinde kaldıktan sonra Şirinevler Soğanlı’ya taşınmışlar. Şimdi ailesiyle beraber kirada oturuyor. İstanbul’a geldikten 2-3 hafta sonra da iş bulmuş kendine İnal. Sabahçı olduğu için öğleden sonraları simit satmış 3 yıl boyunca. 2 yıldır da Şirinevler’de öğlen saat 2’den gece 1’e kadar nohutlu pilav satıyor. Satışların iyi olduğunu, günde ortalama 150-200 civarında satış yaptığını söylüyor. Hayat şartları eğitimini zorlaştırınca 2. sınıftayken terk etmek zorunda kalmış liseyi Bedirhan İnal. 18 yaşında ama kocaman bir yüreği var. Sözleneceğini söylediği kızla evlilik hayalleri kuruyor şimdilerde. 1 buçuk yıldır seviyorlarmış birbirlerini. “Çok seviyorum onu abla” diyor, biraz da mahcup şekilde. Yaşından beklenmeyecek olgunlukta sözlerine şahit oluyoruz dinlerken İnal’ı. 2 yıl sonra askere gideceği için şim- diden para biriktiriyor. Hayali askerden dönüşte düğününü yapmak. “Hem kendim için çalışıyorum hem de ailem için.” sözlerini kullanırken vakarlı bir eda ile gülümsüyor. Sevdiği kız için o da beni çok seviyor derken bir ansını şöyle anlatıyor Bedirhan İnal: “Bir gün okul çıkışı birlikte yürüyorduk sevdiğim kızla. Abisiyle önceden tanışıyordum ama ilişkimizi bilmiyordu. O gün bizi görünce çok kızdı. Bana pek bir şey yapmadı ama onu fena halde dövmüş. Öyle ki hem bacağını hem burnunu kırmış. Hastaneye kaldırmışlar. Tabi benim hiçbir şeyden haberim yok. Cep telefonundan arayıp nasılsın diye soracağım ama abisi duyar, yine ona kızar diye çekindim; çünkü abisinin onun telefonu olduğundan haberi yoktu. Sabırsızlıkla haber bekliyordum ki beni aradı. İlk sözü ‘benden ayrılmadın değil mi?’ oldu. O anı hiç unutmuyorum. O halde bile aşkımızı düşünüyordu. Şimdi biraz daha iyi durumumuz. İnşallah askerden dönüşte de evleneceğim.” (!9!4ĩ:/2ĩ 9!ĉ!-!+ĩ '%äĈ.-%+ĩ $!(!ĩ:/2 Emirhan Çakıroğlu / Macuncu / Sultanahmet Firuzağa Camii’nde öğle namazını eda ettikten sonra Sultanahmet’e doğru yöneldim. Asırlık caminin önünde simitçiler, kestaneciler ve mısırcılar sıralanmış. Bunlardan farklı olarak az ileride başında takkesiyle Osmanlı Macunu satan birini gördüm. Yanına yaklaşıp selam verdim. Güneş altında alın teriyle ekmek parası kazanmaya çalışan bu gencin adı Emirhan... 19 yaşında. Evin tek oğlu… Aslen Rizeli ama doğma büyüme Fatihli. Açık öğretimden lise okuyor. Daha önce Ataşehir Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi’nde okuyormuş; fakat uzak oluşu ve yol sıkıntısı nedeniyle bırakmış okulu. “Her gün gidip gelemiyordum, o yüzden bıraktım. Şimdi açıktan devam ediyorum.” ifadelerini kullanıyor. Hem kendi harçlığını çıkarmak için hem de ailesine katkı olsun diye çalışıyor; her gün Sultanahmet Camii’nin önünde yerini alan Emirhan Çakıroğlu. “Hayat zor; yaşamak, geçinmek daha zor. Bir de bu işi yapmayı seviyorum; rahat, sıkıntısı yok. Kendi kafana göre takılıyorsun.” diyor. Satışlar hafta sonu daha iyi oluyormuş. Genelde turistler tercih ediyormuş macunu. Biraz sohbetin ardından ben de tam rengiyle dikkatimi çeken macundan yemeyi düşünüyordum ki gözünde güneş gözlüğüyle bir adam yaklaştı yanımıza ve tezgâhı kaldırmasını istedi Emirhan’dan. Ben ne oluyor diye şaşkınlıkla bakarken o kişinin Zabıta olduğunu öğrendim, apar topar tezgâhını toplayan Çakıroğlu’ndan. Çok sık olmasa da arada böyle sıkıntılar yaşıyormuş. // G Ü N DEM www.212haber.com ()%)-@9RÿJ9F2014 13 Mall of İstanbul 24 milyon ziyaretçi ağırlayacak Torunlar GYO’nun 1.3 milyar TL’lik yatırımla hayata geçirdiği Mall of İstanbul kapılarını açtı. 350 mağazalık AVM, yıllık 24 milyon ziyaretçi bekliyor. Torunlar GYO Başkanı Aziz Torun, 2016’da bitecek otel ve ofis için Masko’dan kat karşılığı arsa aldı. T ORUNLAR GYO tarafından 1.3 milyar TL’lik yatırımla eski Basın Ekspres Yolu üzerinde hayata geçirilen Mall of İstanbul, kapılarını ziyaretçilere açtı. Alışveriş merkezi (AVM), rezidans, ofis, otel ve gösteri merkezi gibi üniteleriyle toplam 656 bin metrekarelik alana yayılan Mall Of İstanbul, Avrupa’nın da en büyük karma kullanım projesi olma özelliği taşıyor. Torunlar GYO Yö- netim Kurulu Başkanı Aziz Torun, 2006’da 166 milyon TL’ye aldıkları araziye toplam 1.3 milyar TL’lik yatırım yaptıklarını söyledi. 24 MİLYON ZİYARETÇİ Torun, 350 mağazalık AVM’ye yılda 24 milyon ziyaretçi beklediklerini belirterek şöyle konuştu: “Mall of İstanbul, perakende sek- töründeki 15 yıllık tecrübemizi, bilgi birikimimizi yansıttığımız bir proje oldu. Fonksiyon zenginliği, ulaşım kolaylığı, büyüklüğü, sunduğu içerik ve yaşam vaadiyle burası İstanbul’un alışveriş merkezi olacak.” Mall of İstanbul’un mağazalarda çalışanlar dahil toplam 5 bin kişiye istihdam yarattığını ifade eden Torun, AVM, rezidans ve ofislerde 10 binden fazla insan yaşayacağını söyledi. 12 DEPARTMAN STORE Torun, Türkiye’de içerisinde 12 adet ile en fazla departman store bulunan AVM ünvaŶŦŶŦƚĂƔŦLJĂŶDĂůůŽĨ7ƐƚĂŶďƵů͛ƵŶdƺƌŬŝLJĞ͛LJĞ ŝůŬŬĞnjŐĞůĞŶŵĂƌŬĂůĂƌĂĚĂĞǀƐĂŚŝƉůŝŒŝLJĂƉƨŒŦŬĂLJĚĞƫ͘dŽƌƵŶ͕͞,ΘD,ŽŵĞŵĂŒĂnjĂƐŦŶŦ͕DĂŶŐŽZĞďĞůŵĂƌŬĂƐŦLJůĂŝůŬŵĂŒĂnjĂƐŦŶŦ ve Victoria Secret ise 1000 metrekarelik TürŬŝLJĞ͛ĚĞŬŝƚĂŵŬŽŶƐĞƉƚŵĂŒĂnjĂƐŦŶŦďƵƌĂĚĂĂĕƨ͟ĚŝLJĞŬŽŶƵƔƚƵ͘ TEŞEKKÜR GURME MERKEZİ OLACAK Mall of İstanbul’un yeme-içme bölümü de oldukça iddialı. Dubaili yatırım grubu Aldar Türkiye’de ilk kez 1000 metrekarelik, 3 katlı bir restaurant ile Mall of İstanbul’da yer aldı. AVM’de ayrıca Karadeniz, Anadolu, Antep, Ege, Avrupa ve Uzakdoğu mutfağının yemeklerini aynı çatı altında sunacak olan “Gusto MOİ” isimli bir de gurme merkezi yer alıyor. LCW’nin ilk 2 katlı mağazasını açacağı AVM’de Victoria’s Secret de ilk tam konsept mağazayı açacak. 7 Haziran’da başlayacak İstanbul Shopping Fest’in ‘Efsane indirim’ açılışı da Mall of İstanbul’da olacak. METRO İSTAYONU HAZIR, BEKLİYORUZ Ulaşıma da önemli miktarda bütçe ayırdıklarını belirten Torun, bağlantı yolları ve elektrik hatlarınn yer altına alınması için 50 milyon TL’lik yatırım yapıldığını açıkladı. AVM’deki metro durağının Havalimanı-Başakşehir hattında yer aldığını kaydeden Torun, “Durağı yaptık ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi hattı ne zaman açacak bilmiyoruz, 2-3 yılda açılmasını umut ediyoruz, Şu an kavşaklarda biraz zorun var ama yapım tamamlanınca düzelir”dedi. TÜRKİYE’NİN İLK TEMALI KAPALI EĞLENCE PARKI MOİPARK… Eğlence konsepti ile de dikkat çeken Mall of İstanbul, Türkiye’nin ilk ve en büyük kapalı tema parkı MOİPARK’a da ev sahipliği yapıyor. Yüzde 30’u eğlence ve yeme içme alanına ayrılan Mall of İstanbul içerisinde 36 milyon dolar yatırım ile 12 bin metrekare alana kurulan MOİPARK’ta, Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu’ya ilk kez giriş yapan dev salıncaklar ve korku oteli yer alıyor. Eğlence alanında dünyanın farklı ülkelerinde özel tasarımlar gerçekleştiren ve referansları arasında Nickelodeon Universe, Almanya, Malezya ve ABD’deki Legoland’ler, florida’daki Universal Stüdyoları, Orlando’daki Macera Adası ve Kanada’daki Wonderland gibi merkezleri hayata geçiren Kanadalı Forrec şirketi tarafından özel konsept ile tasarlanan MOİPARK’ta heyecan ve macera tutkusu bir araya geliyor. MOİPARK’ta yer alan tüm salıncaklar Mall of İstanbul’a özgü geliştirilen özel temaya göre üretildi. Dünya’nın ilk çift atraksiyonlu hem yaya hem araç sürüşlü korku oteli ‘MOİPARK Dehşet oteli’ ziyaretçilerine canlı performans ile eğlence ve korkuyu bir arada sunacak. Kendi tiyatro ve dans gösteri grubunu da kadrosunda bulunduran MOİPARK bu alanda da bir ilke ev sahipliği yapıyor. Kendi ekseninde de dönebilen araçlardan yapılan Roller Coaster, Türkiye’de kapalı lunaparklardaki en uzun parkura sahip olması nedeniyle adrenalin süresini artırıyor. İçinde dans performans sahnesi de yer alan ilk eğlence parkı olan MOİPARK’ta özel akustik sistemle duşlama müzik yayını yapılarak, ziyaretçinin bindiği oyuncağa özel müzik dinleme keyfi de sunulabiliyor. // Sevgili Annemiz Havva Çakır’ın Hastalığı boyunca özveriyle tıbbi bilgi ve insanı ilgilerini esirgemeyen, ÖZEL BAĞCILAR TEKDEN HASTANESİ Başhekimi Sayın ALİ SÜTÇÜ’ye Hastanede yattığı süre içerisinde her aşamada ilgilerini eksik etmeyen, Uz.Dr.Hakan Toku’ya Uz.Dr. Yücel Ermiş’e Yoğun bakımda yattığı süre içerisinde ilgilerini eksik etmeyen, Uz.Dr. Murat Özsoy’a Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr.Dr.Ayşe Bedri’ye 5.Kat Sorumlu Hemşiresi; Ümit Geldi’ye 5.Kat Hemşireleri; Esin Çakır ve Büşra Öz’e 5.Kat Sekreteri; Ayşe Memi’ye Yoğun Bakım Sorumlusu; Mustafa Koç’a Yoğun Bakım Sekreteri; Arife Akbal’a 5.Kat Personeli; Melek Durmuşoğlu’na Özel Bağcılar Tekden Hastanesi’nin tüm doktor, hemşire ve çalışanlarına; Annemizin hastalığı boyunca bizleri yalnız bırakmayan dostlarımıza, minnet ve şükranlarımızı sunarız. ÇAKIR AİLESİ ADINA EROL ÇAKIR 14 G Ü N DEM ()%)-@9RÿJ9F2014 www.212haber.com Murat Ülker’den Esenler çıkarması Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, Esenler’i ziyaret etti. Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu’nun eşlik ettiği gezide Ülker, babası Sabri Ülker adına açılan Gençlik Merkezi’ni de ziyaret etti. Y ,/',=+2/'ú1*Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu ile birlikte Esenler’i gezdi ve Belediye’nin projelerini yerinde inceledi. Murat Ülker önce Esenler Belediyesi’ne gelerek Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu’yu makamında ziyaret etti ve seçimdeki başarısından dolayı tebrik etti. Gezide ikiliye; AK Parti Artvin Milletvekili İsrafil Kışla, MÜSİAD eski Başkanı Ömer Bolat, Belediye Başkan Yardımcıları, Belediye Genel Koordinatörü Mehmet Çelik, Belediye Başkan Danışmanı Abdullah Aksu da eşlik etti. Başakşehir Belediyesi Bilgievi öğrencileri Kaligrafi ve Resim sanatını sokağa taşıdı. %ú/*ú(9ú/(5ú1ú1 Kaligrafi ve Resim kulübü üyelerinin katıldığı etkinlikte öğrenciler Kariye Pembe Köşk’de kaligrafi ve resim yaptılar, sanatlarını ilçe dışına taşıdılar. BABASI ADINA AÇILMIŞTI Gezinin ilk adresi, Yavuz Selim Mahallesi’nde 2 yıl önce hizmete açılan Sabri Ülker Gençlik Merkezi’ydi. Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürüttüğü Yıldız Holding’in katkılarıyla babası Sabri Ülker adına açılan Gençlik Merkezi’ni ziyaret eden Ülker, gençlere yatırım yapmış olmanın kendilerini çok heyecanlandırdığını söyledi. Ziyarette protokol üyelerine Merkez’in faaliyetlerini anlatan kısa bir sinevizyon gösterimi de yapıldı. Göksu burada Ülker’e günün anısına bir tablo hediye etti. İYİLİK KAPISI’NI GEZDİ Gezinin ikinci adresi, Nenehatun Mahallesi’nde bulunan Esenler Dayanışma ve İyileştirme Merkezi (EDİM) oldu. Esenler’de yaşayan ihtiyaç sahibi yoksul vatandaşların yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve yapılan yardımların onlara ulaştırılması amacıyla 2009 yılında açılan Esenler’in İyilik Kapısı’nı gezen Ülker, merkez hakkında Bir senedir Bilgievleri bünyesinde kaligrafi ve resim dersleri alan öğrenciler Fatih’te bulunan Kariye Pembe Köşk’te düzenlenen kahvaltıya katıldı. Öğrenciler kahvaltının akabinde eğitim döneminde öğrendiklerini köşke taşıdı. 25 öğrencinin katılımıyla gerçekleşen etkinlikte öğrenciler kaligrafi ve resimler sanatının en güzel örneklerini çizdi. Etkinlikte, Soma’da yaşanan üzücü olayı da eserlerine yansıtan öğrenciler, ‘Soma’ konulu kompozisyonlar hazırladılar. Felakette şehit olan işçileri andı, dualar etti. Göksu’dan bilgi aldı. Ülker, EDİM’in sosyal belediyecilik anlayışının bir ürünü olduğunu ve böylesi hayır işlerini takdirle karşıladığını belirtti. ÜYE KARTI OLDU Gezinin son durağı, Esenler Belediyesi Adnan Büyükdeniz Dijital Kütüphanesi’neydi. Protokol üyeleri, Türkiye’deki 250 yayınevinden yaklaşık 13 bin ekitabın bulunduğu Türkiye’nin ilk yüzde 100 dijital kütüphanesini gezdiler ve öğrencilerle sohbet ettiler. Kütüphane yetkilileri de, Ülker’in kendilerini ziyaret etmesinden duydukları memnuniyeti belirterek, üye kartı verdiler. Yaklaşık 2 saat süren gezinin ardından Ülker, Esenlerliler’in çok misafirperver olduğunu belirterek, müsait olduğu en yakın zamanda ilçeyi tekrar ziyaret etmek istediğini söyledi. // Çevrede bulunan ziyaretçilerin ilgiyle karşıladığı etkinlikte öğrenciler atölye ve sınıflara bağımlı kalmadan da sanatın gerçekleştirebileceğini göstermiş oldular. Küçük mucitler’den büyük icatlar Konuşmasında genç mucitleri tebrik eden Muammer Yıldız, “Bu tarz projelere yani bilime katkıda bulunan herkese çok teşekkür ediyorum. Kişinin lafına değil, işine bakılır. Şimdi burada sizlerin eserlerini göreceğiz. Biz daha bu eserleri görmeden sizlere 10 puan veriyoruz.”dedi. MAVİ MARMARA ŞEHİTLERİNİ UNUTMADILAR ŝůŐŝĞǀŝƂŒƌĞŶĐŝůĞƌŝ<ĂƌŝLJĞWĞŵďĞ<ƂƔŬ͛ƚĞ ŬĂƉŦ ŝƌŶĞ ŶĚ ĚƺnjĞŶůĞŶĞŶĞƚŬŝŶůŝŒŝŶĂƌĚŦŶĚĂ ĂƌĂ Ăƌŵ ǀŝD ͕DĂ ĐŝůĞƌ bĞŚŝƚůŝŒŝŶĞŐĞĕƟ͘PŒƌĞŶ Ğƌŝ ŐĞŵŝƐŝŶĚĞƔĞŚŝƚŽůĂŶǀĞŝůŐŝĞǀŝŶĞŝƐŝŵů ŦŶ ĕůĂƌ͛ ƚ<ŦůŦ ĞǀĚĞ ǀĞ ŦƌŦŵ ƚzŦůĚ ĞĐĚĞ ǀĞƌŝůĞŶE ͘ ŬƵĚƵ ŬĂďŝƌůĞƌŝŶŝnjŝLJĂƌĞƚĞƫ͕ĚƵĂůĂƌŽ Küçükçekmece Belediyesi Bilgi Evleri 3. Bilim Şenliği, Küçük Mucitler Kulübü Sergisi ile kutlandı. 3 öğrenciye protokol üyeleri tarafından başarı madalyası ve teşekkür belgesi verildi. .hdh.d(.0(&(%(/('ú<(6ú Bilgi Evleri 3. Bilim Şenliği, Küçük Mucitler Kulübü Sergisi ile kutlandı. Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen sergi açılışına, İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, Küçükçekmece İlçe Kaymakamı Harun Kaya, Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcıları Besim Müftüoğlu ve Recep Şencan başta olmak üzere pek çok Bilgi Evi öğrencisi katıldı. Sanat sokağa taşındı yararlandığını dile getirdi. Gençlere, yeni şeyler üretmek için önce hayal kurmaları gerektiğini öğütleyen Harun Kaya da, bilgili bir Türkiye için yeni nesle güvendiğini söyledi. Törende ayrıca, Bilgi Evleri Mucitler Kulübü öğrencilerini temsilen 3 öğrenciye protokol üyeleri tarafından başarı madalyası ve teşekkür belgesi verildi. Sergilenen icatlardan bazıları ise şunlar; ‘Yoğunluk Farkı’, ‘Eğik Düzlemde Kinetik Enerji’ ve ‘Gökkuşağı’ Oluşumu Gösterici, Ses Deneyi Aleti, İnsan İletkenliği Ölçer… // ^z'/)Zmz>Z7D7 09 Haziran 2014 Pazartesi, ŦƔWŽůŝƟŬĂ͕ hůƵƐůĂƌĂƌĂƐŦ7ůŝƔŬŝůĞƌ ǀĞĚĞƂnjĞůůŝŬůĞ ĂůŬĂŶůĂƌŚƵƐƵƐƵŶĚĂ ĚƵĂLJĞŶŝƐŝŵ^ĂLJŦŶ ƌ͘,ƺƐĞLJŝŶ<E^h ,ŽĐĂŵŦnj͞ŝůŝŶŵĞLJĞŶzƂŶůĞƌŝLJůĞ ůŝLJĂ7njnjĞƚ'Ks7͟ŬŽŶƵůƵ ŬŽŶĨĞƌĂŶƐŦŝůĞ͖ ‘BİNLERCE MİNİK MUCİT YETİŞTİRİYORUZ’ Besim Müftüoğlu ise, genç mucitlerin neler yaptığını görmek için sabırsızlandığını belirterek bugüne kadar binlerce çocuğun Küçükçekmece Belediyesi Bilgi Evleri’nden 16 Haziran 2014 Pazartesi, BRN Türkiye’de de büyüyor ¶'h1<$1,1(15$+$7<(5ú· sloganıyla Kayseri’den çıktığı yolda birçok ülkeye ürünlerini ihraç etme başarısını gösteren BRN Yatak, yeni mağazasını Mall of İstanbul’da açtı. Son günlerde Kuzey Amerikalı organik yatak firması Natura ile imzaladıkları lisans anlaşmasıyla dikkati çeken BRN Yatak, Mall of İstanbul’daki mağazasıyla birlikte mağaza zincir sayısını 10’a yükseltmiş oldu. Büyük bir katılımla gerçekleşen ve yoğun ilginin olduğu açılışla ilgili konuşan BRN Yatak Genel Müdürü Berna İlter, tüketicilerin güveni ve memnuniyeti sonucu hızla büyümeye devam ettiklerini kaydetti. BRN Yatak olarak dünya genelinde 60’a yakın ülkede ihracat başarısı gösterdiklerini anımsatan İlter, kendilerini sürekli yenilemek için çalıştıklarının altını çizdi. İlter, “Tüketicinin mem- nuniyeti ve takdiri sonucu bugün 10’uncu mağazamızı açmış bulunuyoruz. Hiç bir şekilde ödün vermediğimiz kalite politikamız sayesinde gerek yurt içinde gerekse de yurt dışında hızla büyümemizi sürdürüyoruz. Sağlıklı ve konforlu uykunun adresi olan BRN Yatak, ARGE ve inovasyon çalışmalarıyla kendisini sürekli yenileyerek uyku ürünlerini geliştirmeye devam edecek.” dedi. // DĞĚĞŶŝLJĞƚ mŶŝǀĞƌƐŝƚĞƐŝ ZĞŬƚƂƌzĂƌĚŦŵĐŦƐŦ 7ŬƟƐĂƚWƌŽĨĞƐƂƌƺ ^ĂLJŦŶ'ƺůĨĞƫŶ >7<,ŽĐĂŵŦnj ͞^K^zKWZ<Ύ͟ŬŽŶƵůƵ ŬŽŶĨĞƌĂŶƐůĂƌŦŝůĞĂƌĂŵŦnjĚĂ ŽůĂĐĂŬůĂƌ͘ dĞƔƌŝŇĞƌŝŶŝnjŝďĞŬůĞƌŝnj͘ Ύ^K^zKWZ<ŬŽŶƵƐƵŝůŬĚĞĨĂZ^7͛ĚĂ͘ Z^7ͲƺŶLJĂƌĚĞŵůŝ^ĂŶĂLJŝĐŝǀĞ7ƔĂĚĂŵůĂƌŦĞƌŶĞŒŝ 7ŬŝƚĞůůŝĞƉŽƐŝƚĞsDϭůŽŬ<͗ϰEŽ͗ϰϭϴͲϰϭϵ ĂƔĂŬƔĞŚŝƌͬ7^d͘ dĞů͗ϬϮϭϮϲϳϭϵϲϴϴ&ĂŬƐ͗ϬϮϭϮϲϳϭϵϲϴϵ ďŝůŐŝΛĚĞƌƐŝĂĚ͘ŽƌŐ͘ƚƌͬǁǁǁ͘ĚĞƌƐŝĂĚ͘ŽƌŐ͘ƚƌͬĨĂĐĞŬ͘ĐŽŵͬĚĞƌƐŝĂĚ www.212haber.com G Ü N DEM ()%)-@9RÿJ9F2014 15 ‘Şu anda bizim biriktirdiklerimizi TERK EDEREK GİTTİLER’ Mavi Marmara gemisine İsrail askerleri tarafından gerçekleştirilen saldırının 4. yıl dönümünde şe- %ú/*ú(9/(5ú·1'( hit olanlar, Necdet Yıldırım ve Cevdet Kılıçlar’ın adının verildiği Başakşehir Bilgievleri’nde anıldı. 0$9ú0$50$5$ F ú/ú67ú1·e insani yardım götürmek üzeŞEHİT EŞLERİ re Gazze’ye seyrederken Akdeniz’de uGÖZYAŞLARINI luslararası sularda 31 Mayıs gecesi İsrail askerleri tarafından baskına uğra- TUTAMADI yan Mavi Marmara gemisinde şehit olanlar için anma programı düzenlendi. Programda şehit Necdet Yıldırım ve Cevdet Kılıçlar’ın hayatı ve arkadaşBaşakşehir Necdet Yıldırım ve Cevlarından alından görüşlerin yer aldet Kılıçlar Bilgievleri’nde düzenledığı bir sinevizyon gösterisi izlennen programlara Başakşehir Beledidi. Sinevizyon gösterisi esnasınye Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş, da Şehit Necdet Yıldırım ve Cevdet Bilgievi öğrencileri öğretmen ve veliKılıçlar’ın eşleri ve izleyicilerin birlerin yanı sıra şehitlerin eşleri ve çoçoğu gözyaşlarını tutamadı. cukları da katıldı. Programlar şehitlerin ruhuna okunan Kuran-ı Kerim “ŞEHADET BİR tilavetleriyle başladı. Bilgievi öğrencisi ve öğretmenlerinden oluşan ko- ÇAĞRIDIR NESİLLERE VE ÇAĞLARA“ ro tarafından şehadeti anlatan ezgi ve ilahiler okundu. Seslendirilen ezgiler arasında sözü ve bestesi Bilgie- Prgramda kısa bir konuşma yapan vi öğretmenleri Fatih Yeter ve Mikail Başakşehir Belediye Başkan Yardımcısı Haluk Dİkbaş; “Doğrusu MaKarakaya’ya ait olan Cennet Yolu ivi Marmara’da şehit olan 10 kardeşisimli eser de yer aldı. Lezzetin ve eğlencenin YENİ DURAĞI Akdeniz Girişim Holding’in iştirakiyle Başakşehir’de açılan Hasbaççe, bünyesinde barındırdığı et restorantı Ettabi Steakhouse, bir dünya mutfağı olan Hasbaççe Cafe, kapalı oyun salonu olan Yuppiter Eğlence Gezegeni ve açık lunaparkıyla Başakşehirlilere hizmet veriyor. $.'(1ú=Girişim Holding’in iştirakiyle Başakşehir’de açılan Hasbaççe, verdiği bütün hizmetlerde aileyi ön plana çıkarıyor. Hedef kitlesi sadece çocuklar, gençler, kadınlar ya da erkekler değil. İnsanlar ailesiyle birlikte gelip hem birlikte yemek yiyebilsinler hem birlikte eğlenebilsinler, birlikte sohbet edebilsinler diye tasarlanmış ortam. Özellikle oyun makineleri bölümünde ürünler tercih edilirken anneyle çocuk birlikte kanguruya binsinler, babayla çocuk birlikte uçağa binsinler, birlikte hareket etsinler diye ayarlanmış her şey. 21 bin metrekare alan üzerine kurulu Hasbaççe’de et restorantı Ettabi Steakhouse, bir dünya mutfağı olan Hasbaççe Cafe, kapalı oyun salonu olan Yuppiter Eğlence Gezegeni ve açık lunapark var. Yatırım bedeli 18 milyon TL olan Hasbaççe’de yaklaşık 120 kişilik bir ekip hizmet veriyor. HASBAÇÇE MUTFAĞINDA ÇOK İDDİALI Hasbaççe’de kafe bölümü her gün sabah 07.30-8.00, gece 00.00’a kadar; oyun salonu sabah 10.00’dan akşam 22.00’a kadar açık. Kafe bölümünde dünya mutfağına hitap eden yemekler var. Bu bölüm hem çay içip sohbet edebileceğiniz hem de yemek yiyebileceğiniz bir mekân. İçinde 35 çeşidin bulunduğu serpme kahvaltıda, hellim kebap salatasında ve suflede çok başarılı Hasbaççe. Et restorantında ise et yemekleri bulunuyor. Burada etler en az 21 gün buzdolaplarda kurutularak pişirilecek. Hasbaççe mutfağında çok iddialı; çünkü yıllarca Kolombiya, Arjantin ve İstanbul’da çok iyi yerlerde çalışmış tecrübeli bir aşçıbaşına sahip. Bunun dışında yine tecrübeli ve samimi servis ekibi de var Hasbaççe’nin. Nargile kafe bölümü ve pide ve pizza çeşitlerinin pişirileceği bir fırını da içinde barındıran Hasbaççe’de Ramazan’a özel aktiviteler de olacak. Arzu edildiği taktirde toplu yemek hizmeti de verilecek. AMAÇ HİZMETİN EN KALİTELİSİNİ SUNMAK Hasbaççe alt yapısını hizmetin en kalitelisini sunmak için oluşturmuş. Misafirler yağmurdan, kardan etkilenmeden, arabasından indikten sonra tünele bağlanıp restoranta, kafeye ve oyun salonuna giriş yapabilecekler. Engellilerin rahat ulaşım sağlayabileceği detaylar da düşünülmüş Hasbaççe’de. Bunun yanı sıra bölgenin en büyük top havuzuna sahip oyun alanında çocukların algılarına göre oyun makineleri tercih edilmiş. Jeton veya parayla değil, kart sistemiyle hizmet veren oyun salonunda misafirler için özel kampanyalar da var. Hasbaççe başta Başakşehirliler olmak üzere İstanbul’un bütününe talip. Hasbaççe ayrıca 55 kamera tarafından izleniyor. Diğer lunaparklardan Hasbaççe’yi farklı kılan en büyük özelliklerden biri ise yeşilliği. Bahçeye adımınızı attığınız andan itibaren yeşil ağaçlar, çiçekler kucaklıyor sizi. // mizden ikisi Başakşehir’de yaşıyordu. Cevdet Kılıçları yakınen tanıyorum. Necdet yıldırım’ı da daha sonra tanıma imkânı buldu. Çok değerli insanlardı. İzledikleri yol kendilerinden daha değerliydi. Şu anda bizim biriktirdiklerimizi terkederek, bizim aramızda kavga sebebi olanları, aramızda savaş ve geçimsizlik sebebi olanları terkederek, dünyayı bırakarak gittiler. Gittikleri yol çok mübarek bir yol. Biz bu yolun kapanmaması ve bu yoldan daha nicelerinin gitmesi için bu Bilgievlerimizin adlarını Necdet Yıldırım ve Cevdet Kılıçlar verdik. Mavi Marmara gemisi mazlumlarla zalimleri, dünyayı terkedenlerle dünyaya tamah edenleri ayıran ana nedenleri bir cümlede toplayan bir yapıya sahip oldu. Şehadet bir çağrıdır nesillere ve çağlara. Rabbim, arkasından umutla bekleyenlerin ve gerçekten de kaybet- meyenlerin biz olmasını nasip etsin, kardeşlerimizin Şehadetlerini kabul etsin İnşallah” diye konuştu. Program sonunda şehitlerin ruhuna okunan hatimler ve dualar bağışlandı ve Alaattin Mehmetalioğlu tarafından hatim duası okundu. Anma etkinliğinin çıkışında Mavi Marmara hadisesi ile ilgili Bilgievi çocuklarının yaptıkları resim sergisi gezildi, programa katılanlar şehitlerin adına açılan anı defterini yazdılar. 22 Mayısta Sarayburnu’ndan Filistin’e uğurlanan Mavi Marmara gemisinin Gazze’ye seyrederken Akdeniz’de uluslararası sularda 31 Mayıs gecesi İsrail askerleri tarafından baskına uğramıştı. Mavi Marmara baskınında 9 Türk hayatını kaybetmiş, 50’yi aşkın insani yardım gönüllüsü de yaralanmıştı. // û(+ú7/(5ú $1,/', 16 G Ü N DEM ()%)-@9RÿJ9F2014 M A L SE A SAN M İMA LİM İP T A H www.212haber.com Ümmetin kurtuluşu sizin elinizde AGD Başakşehir Liseler Komisyonu’nun hazırladığı ‘İmam Hatipli Gençler Buluşuyor’ programı Emin Saraç Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Ezgilerin seslendirildiği ve tiyatro gösterisinin yapıldığı program renkli görüntülere sahne oldu. A 1$'2/8*(1d/ú.'(51(øúĂƔĂŬƔĞŚŝƌbƵďĞƐŝ>ŝƐĞůĞƌ<ŽŵŝƐLJŽŶƵ͕͚mŵŵĞƟŶƺŵŝĚŝŝŵĂŵŚĂƟƉůŝŐĞŶĕůĞƌ͛ƐůŽŐĂŶŦLJůĂEmin Saraç Kültür Merkezi’ndeĚƺnjĞŶůŝŒŝƉƌŽŐƌĂŵ͕ŝnjůĞLJŝĐŝůĞƌĞŐƺnjĞůďŝƌƐĞLJŝƌnjĞǀŬŝLJĂƔĂƴ͘WƌŽŐƌĂŵĂ'7ƐƚĂŶďƵů7ůĂƔŬĂŶŦ ůŝhŒƵƌƵůƵƚ͕'ĂƔĂŬƔĞŚŝƌ7ůĕĞĂƔŬĂŶŦzĂǀƵnjDĂĐŝƚ͕^ĂĂĚĞƚWĂƌƟƐŝĂƔĂŬƔĞŚŝƌ7ůĕĞĂƔŬĂŶŦzƵƐƵĨ'ƺƔĞŶ͕dŽŬŝĞůĂůĞƫŶPŬƚĞŶŶĂĚŽůƵ7ŵĂŵ,ĂƟƉ>ŝƐĞƐŝ DƺĚƺƌƺZĞŵnjŝdƵŶĐĞƌǀĞĕŽŬƐĂLJŦĚĂƂŒƌĞŶĐŝŬĂƨůĚŦ͘Dŝůůŝ'ƂƌƺƔ>ŝĚĞƌŝŵĞƌŚƵŵ WƌŽĨ͘ƌ͘EĞĐŵĞƫŶƌďĂŬĂŶ͛ŦŶĂŶůĂƨůĚŦŒŦ ƐŝŶĞǀŝnjLJŽŶŐƂƐƚĞƌŝƐŝǀĞĞnjŐŝůĞƌŝŶƐĞƐůĞŶĚŝƌŝůĚŝŒŝƉƌŽŐƌĂŵĚĂĞŶďƺLJƺŬĂůŬŦƔŦŝƐĞ͚7ƐůĂŵŝƌůŝŒŝ͛ĂĚůŦƟLJĂƚƌŽŐƂƐƚĞƌŝƐŝĂůĚŦ͘zĂŬůĂƔŦŬďŝƌďƵĕƵŬƐĂĂƚƐƺƌĞŶƉƌŽŐƌĂŵŦŶĮŶĂůŝŵĞŚƚĞƌąŶŐƂƐƚĞƌŝƐŝLJůĞƐŽŶĂĞƌĚŝ͘ BU TUZAKLARA SAKIN DÜŞMEYİN ĕŦůŦƔ ŬŽŶƵƔŵ ĕŦůŦƔŬŽŶƵƔŵĂƐŦŶŦLJĂƉĂŶ' ĂƔĂŬƔĞŚŝƌ7ůĕĞĂƔŬĂŶŦzĂǀƵnj ĂƔĂ ĂŬƔĞŚŝƌ7 DĂĐŝƚ͕ŬąĮƌŝƔďŝƌůŝŬĕŝůĞƌŝŶŝŶĞŶ DĂĐ Đŝƚ͕ŬąĮƌ ŐĞůŝƔ ŐĞůŝƔŵŝƔƐŝůĂŚůĂƌůĂDƺƐůƺŵĂŶƔŵŝƔƐŝůĂ ůĂƌĂƐĂůĚŦƌĚŦŒŦŶŦǀĞďƵŶĂŬĂƌůĂƌĂ ƐĂůĚŦƌĚŦŒ ƔŦĞŶďƺLJƺŬƐŝůĂŚŦŶŝŵĂŶŽůĚƵƔŦĞŶ ŶďƺLJƺŬ ŒƵŶƵ ŒƵŶƵďĞůŝƌƫ͘DĂĐŝƚ͕ŬŽŶƵƔŵĂďĞůŝƌƫ͘ ƐŦŶĂƔƂLJůĞĚĞǀĂŵĞƫ͗͞ĞĚĞůĞƐŦŶĂ ƔƔƂLJůĞĚĞǀ ƌŝŵŝnjƐĂƌƐŦůŵĂnjŝŵĂŶůĂ<ƵĚƺƐ͛ƺ ƌŝŵŝnjƐ ƐĂƌƐŦůŵĂ ĨĞƚŚĞ ĨĞƚŚĞĚŝƉ7ƐƚĂŶďƵů͛ĂƚĞǀŚŝĚƐĂŶĞĚŝƉ7ƐƚĂ ĐĂŒŦŶŦĚŝŬƟůĞƌ͚͘zĂůůĂŚ͛ĚĞĐĂŒ ŦŶŦĚŝŬƟů LJŝƉϮϱϬŬŝůŽůƵŬƚŽƉŵĞƌŵŝƐŝŶŝ LJŝƉ ϮϱϬŬŝůŽ ŶĂ ŶĂŵůƵLJĂƐƺƌĚƺůĞƌ͘^ŝnjůĞƌƔĞŵůƵLJĂƐƺ ƌĞŇŝďŝƌŵŝůůĞƟŶƚŽƌƵŶůĂƌŦ͕ŐĂƌĞŇ Ňŝďŝƌŵŝ njnjŝǀĞƔĞŚŝƚĞǀůĂƚůĂƌŦƐŦŶŦnj͕ƐŝnjŝǀĞƔĞŚŝ ĚŦŒŦďƺƚƺŶŬƂƚƺůƺŬůĞƌĂƌƨLJŽƌ͕ŽŶƵŶŝĕŝŶŝŵĂŵŚĂƟƉůĞƌƺůŬĞŶŝŶŐƂnjďĞďĞŒŝĚŝƌ͘mŵŵĞƟŶƺŵŝĚŝƐŝŶŝnjǀĞƐŝnjůĞƌĞĕŽŬďƺLJƺŬŐƂƌĞǀůĞƌĚƺƔƺLJŽƌ͘KŬƵůĚĂƂŒƌĞŶĚŝŬůĞƌŝŵŝnjůĞďƵƔƵƵƌĂƐĂŚŝƉĕŦŬŵĂŶŦnjŵƺŵŬƺŶĚĞŒŝů͘ƵŶƵŶƚĞŬǀĞLJĞŐąŶĞLJŽůƵ'ĕĂƨƐŦĂůƨŶĚĂďƵůƵŶŵĂŬƨƌ͘dĞƔŬŝůĂƨŶƐĂŒůĂŵ ŬƂŬůĞƌŝŶĞƐĂƌŦůŵĂnjƐĂŬďƵƚƵnjĂŬůĂƌďŝƌŐƺŶ ŚĞƉŝŵŝnjŝĂůŦƉŐƂƚƺƌƺƌ͘ůůĂŚǀĞZĞƐƵůƺŶƺŶ ĞŵƌĞƫŒŝŐŝďŝƚĞďůŝŒĞĚĂǀĞƚǀĞĐŝŚĂƚŝďĂĚĞƟŶŝƂŵƌƺŵƺnjƺŶƐŽŶƵŶĂŬĂĚĂƌĚĞǀĂŵ ĞƫƌŵĞůŝLJŝnj͟ĚŝLJĞŬŽŶƵƔƚƵ͘ ůĞƌŝŵĂŵŚĂƟƉŶĞƐůŝƐŝŶŝnj͘ƵůƺŵďŝƚŵĞĚŝǀĞnjĂůŝŵůĞƌŚĂůĂŝƔďĂƔŦŶĚĂ͕ĚĞĚĞůĞƌŝŵŝnjŐƂƌĞǀŝŶŝLJĂƉƨǀĞĂƌƨŬŐƂƌĞǀƐŦƌĂƐŦƐŝnjĚĞ͘PnjĞůůŝŬůĞŵŽĚĂ͕ŵĞĚLJĂƐĞŬƚƂƌƺŶĞĕŽŬ ĚŝŬŬĂƚĞĚŝŶ͕ƐĂŬŦŶďƵƚƵnjĂŬůĂƌĂĚƺƔŵĞLJŝŶ͘ <ƵƌƵůĂŶƚƵnjĂŬůĂƌĂŬĂƌƔŦĂŶĐĂŬƐĂŒůĂŵďŝƌ ŝŵĂŶůĂĂLJĂŬƚĂĚƵƌĂďŝůŝƌƐŝŶŝnj͘͟ OKULLARIN KABUL EDİLMESİ KOLAY OLMADI ͚7ŵĂŵ,ĂƟƉůĞƌŵŝůůĞƟŵŝnjŝŶŐƂnjďĞďĞŒŝĚŝƌ͛ĚŝLJĞƌĞŬƐƂnjůĞƌŝŶĞďĂƔůĂLJĂŶ'7ƐƚĂŶďƵů7ůĂƔŬĂŶŦůŝhŒƵƌƵůƵƚ͕ŝŵĂŵ ŚĂƟƉŽŬƵůůĂƌŦŝĕŝŶĕŽŬďƺLJƺŬŵƺĐĂĚĞůĞůĞƌ ǀĞƌŝůĚŝŒŝŶŝƐƂLJůĞĚŝ͘7ŶƐĂŶůĂƌŦƐŽŶϮϬϬLJŦůĚŦƌ <Ƶƌ͛ĂŶ͛ĚĂŶǀĞƐƺŶŶĞƩĞŶƵnjĂŬůĂƔƨƌŵĂŬŝĕŝŶ͕ŝĕǀĞĚŦƔŐƺĕůĞƌŝŶĞůůĞƌŝŶĚĞŶŐĞůĞŶŝ LJĂƉƨŒŦŶŦŶĂůƨŶŦĕŝnjĞŶƵůƵƚ͕ƵŵŚƵƌŝLJĞƟŶŐĞůŵĞƐŝLJůĞďŝƌůŝŬƚĞďƵƐƺƌĞĐŝŶĚĂŚĂĚĂ ŚŦnjůĂŶĚŦŒŦŶŦǀƵƌŐƵůĂĚŦ͘ϭϵϱϬ͛ůŝLJŦůůĂƌĚĂŝŶƐĂŶůĂƌŦŶĐĞŶĂnjĞƐŝŶŝŬĂůĚŦƌĂĐĂŬŚŽĐĂǀĞŝŵĂŵĚĂŶĚĂŚŝŵĂŚƌƵŵďŦƌĂŬŦůĚŦŒŦŶĂĚĞŒŝŶĞŶƵůƵƚ͕͞ƵŶƵŐƂƌĞŶŵŝůůĞƟŵŝnjĕĂ- ƌĞLJŝŝŵĂŵŚĂƟƉŽŬƵůůĂƌŦŶŦĂĕŵĂŬƚĂďƵůĚƵ͘7ŵĂŵŚĂƟƉŽŬƵůůĂƌŦŶĂƐĂĚĞĐĞŝŵĂŵ ǀĞŵƺŌƺLJĞƟƔƟƌƐŝŶďĂƔŬĂŚŝĕďŝƌƔĞLJLJĂƉŵĂƐŦŶŐƂnjƺLJůĞďĂŬŦůĚŦ͘ƵŶƵŵŝůůĞƚŽůĂƌĂŬ ŬĂďƵůĞƚŵĞŵŝnjŵƺŵŬƺŶĚĞŒŝů͘můŬĞŶŝŶ ŚĞƌŶŽŬƚĂƐŦŶĂǀĞŬĞƐŝŵŝŶĞŚƺŬŵĞĚĞĐĞŬ͕ ŬĂƌĂƌŵĞƌĐŝŶŽŬƚĂƐŦŶĚĂŝůŵŝĂĕŦĚĂŶĚŽŶĂŶŦŵůŦŝŵĂŶǀĞŝƟŬĂƚůŦŶĞƐŝůůĞƌŝŶLJĞƟƔƟƌŝůŵĞƐŝŐĞƌĞŬŝLJŽƌ͟ƔĞŬůŝŶĚĞŬŽŶƵƔƚƵ͘ ÖMRÜMÜZÜN SONUNA KADAR DEVAM ETTİRELİM 7ŵĂŵ,ĂƟƉ>ŝƐĞůĞƌŝŶŝŶƂŶƺŶƺŶϭϵϳϰLJŦůŦŶĚĂDŝůůŝ'ƂƌƺƔŝŬƟĚĂƌŦĚƂŶĞŵŝŶĚĞĂĕŦůĚŦŒŦŶŦŶĂůƨŶŦĕŝnjĞŶƵůƵƚ͕͞7ŵĂŵŚĂƟƉŽŬƵůůĂƌŦŶĚĂƂŒƌĞŶĚŝŒŝŶŝnjƔĞLJůĞƌďƵƺůŬĞŶŝŶ ŬƂƚƺůƺŬůĞƌĚĞŶŬƵƌƚƵůŵĂƐŦŶĂLJĞƚĞƌůŝŽůŵĂnj͘'ĞŶĕůĞƌŝŵŝnjŝŶ7ƐůĂŵ͛ŦŶƂnjƺŽůĂŶĐŝŚĂƚƔƵƵƌƵLJůĂƔƵƵƌůĂŶŵĂƐŦŐĞƌĞŬŝLJŽƌ͘ŒĞƌ ďŝƌŝŶƐĂŶĚĂŶĐŝŚĂƚƔƵƵƌƵŶƵĂůŦƌƐĂŶŦnjƐĂĚĞĐĞŶĂŵĂnjǀĞŽƌƵĕŬŦůĂƌĂŬƚŽƉůƵŵĂĂŚůĂŬŝǀĞŵĂŶĞǀŝŐĞůŝƔŝŵŶŽŬƚĂƐŦŶĚĂďƵƺůŬĞLJĞLJƂŶǀĞƌĞŵĞnjƐŝŶŝnj͘ůůĂŚ͛ŦŶLJĂƐĂŬůĂ- GELİN BU KARDEŞLERİNİZİ YALNIZ BIRAKMAYIN zĞƌLJƺnjƺŶĚĞĞŶƵĐƵnjŬĂŶŦŶDƺƐůƺŵĂŶŬĂŶŦŽůĚƵŒƵŶƵŬĂLJĚĞĚĞŶƵůƵƚ͕ďƵŶĂƐĞLJŝƌĐŝŬĂůŵĂŶŦŶŵƺŵŬƺŶŽůŵĂĚŦŒŦŶŦĚŝůĞŐĞƟƌĚŝ͘ƵůƵƚ͕ϮŵŝůLJĂƌůŦŬDƺƐůƺŵĂŶąůĞŵŝŶĞϰ͘ϱ ŵŝůLJŽŶůƵŬ7ƐƌĂŝůŬĂŶŬƵƐƚƵƌĚƵŒƵŶƵďĞůŝƌƚĞƌĞŬ͕͞ƵŶƵŶƚĞŬ ƐĞďĞďŝDƺƐůƺŵĂŶůĂƌŦŶƐĂĚĞĐĞŬŝƔŝƐĞůŝďĂĚĞƚůĞƌŝŶŝLJĂƉŦƉ ůůĂŚǀĞƌĞƐƵůƺŶƺŶĞŵƌĞƚƟŒŝĐŝŚĂƚŝďĂĚĞƟŶŝ LJĂƉŵĂŵĂůĂƌŦ͟ŽůĚƵŒƵŶƵƐƂLJůĞĚŝ͘ ͞ƵŵƺĐĂĚĞůĞĚĞŶĂĚŽůƵ 'ĞŶĕůŝŬĞƌŶĞŒŝ͛ŶĚĞŬŝĂƌŬĂĚĂƔůĂƌŦŶŦnjŦLJĂůŶŦnjďŦƌĂŬŵĂLJŦŶ͟ '7ƐƚĂŶďƵů7ů ĂƔŬĂŶŦůŝhŒƵƌƵůƵƚ͕ ůůĂŚ͛ŦŶLJĂƐĂŬůĂĚŦŒŦ ďƺƚƺŶŬƂƚƺůƺŬůĞƌŝŶ ĂƌƚĂƌĂŬĚĞǀĂŵĞƫŒŝŶŝ ďĞůŝƌƚĞƌĞŬŝŵĂŵŚĂƟƉ ŶĞƐůŝŶŝŶŐĞůĞĐĞŬƚĞ ƺŵŵĞƟŶŬƵƌƚƵůƵƔƵ ŽůĂĐĂŒŦŶŦƐƂLJůĞĚŝ͘ ĚŝLJĞŶƵůƵƚ͕͞ůůĂŚŚƵnjƵƌƵŶĂďƵŝďĂĚĞƚůĞƌŝ LJĂƉŵŦƔďŝƌŬƵůŽůĂƌĂŬĕŦŬŵĂLJŦŚĞƉŝŵŝnjĞŶĂƐŝƉ ĞƚƐŝŶ͟ŝĨĂĚĞůĞƌŝŶŝŬƵůůĂŶĚŦ͘ ĂƔĂŬƔĞŚŝƌ>ŝƐĞůĞƌ<ŽŵŝƐLJŽŶƵĂƔŬĂŶŦLJƺƉŚĂŶĂƔƚƵŒŝƐĞĕĂůŦƔŵĂůĂƌĂϮĂLJƂŶĐĞ ďĂƔůĂĚŦŬůĂƌŦŶĚĂďŝƌďŝƌůĞƌŝŶŝĐĞŶŶĞƚĞŐƂƚƺƌŵĞŬŝĕŝŶĚĞŒŝůƐƺƌƺŬůĞŵĞŬŝĕŝŶƐƂnjǀĞƌĚŝŬůĞƌŝŶŝǀƵƌŐƵůĂĚŦ͘DĂƌŝĨĞƟŶŬŽůĂLJŦĚĞŒŝůnjŽƌƵďĂƔĂƌŵĂŬŽůĚƵŒƵŶƵďĞůŝƌƚĞŶĂƔƚƵŒ͕͞'ƂƌĞǀĞďĂƔůĂŵĂĚĂŶƂŶĐĞŝŬŝŬĂƌĚĞƔŝŵǀĂƌĚŦƔŝŵĚŝŝƐĞϭϯƚĂŶĞŬĂƌĚĞƔŝŵǀĂƌ͘ƵƌĂĚĂŽůĚƵŒƵŵ ƐƺƌĞĐĞŽŶůĂƌŦŶŚŝnjŵĞƚĕŝƐŝLJŝŵ͟ĚĞĚŝͬͬ͘ R Ö P O RTAJ www.212haber.com ()%)-@9RÿJ9F2014 17 Gazeteci-Yazar-Yönetmen Ali Murat Güven,͞DƺƐůƺŵĂŶůĂƌ͕ĞĚŝůŐĞŶ͕ďĞLJŝŶůĞƌŝ ƐƺƌĞŬůŝďŝĕŝŵůĞŶĚŝƌŝůĞŶ ĚĞŒŝů͕ǀĞƌĞŶƉŽnjŝƐLJŽŶĚĂ ŽůŵĂůŦ͕ƉĂƌĂůĂƌŦŝƐƟĨ ĞƚŵĞŬƚĞŶǀĂnjŐĞĕŝƉ ŬƺůƚƺƌͲƐĂŶĂƚĂLJĂƨƌŦŵ LJĂƉŵĂůŦ͘ZĞĐĞƉ7ǀĞĚŝŬƌĞŬŽƌůĂƌŬŦƌŦLJŽƌ ama merhamet, ůůĂŚƐĞǀŐŝƐŝ ƺnjĞƌŝŶĞĕĞŬŝůĞŶďŝƌĮůŵ ϭϱͲϮϬďŝŶůĞ ďĂƨLJŽƌ͘͟ diye koŶƵƔƚƵ͘ ‘İmamı ateiste OYNATIYORUZ’ Türkiye’de Tanzimat’tan bu yana tiyatro, sinema, şiir, edebiyat, müzik, moda, medya, vb. sanat, Marksist ya da seküler düşüncenin elinde. 5 bin kişiden oluşan bir kitle medyaya, modaya, sanata yön veriyor. Hepsinin söylemi aynı: ‘Din dogmadır’, ‘özgür insan kendini zincirlerinden koparmalı’; fakat artık bunlara karşı çıkan bir ses de var… ú<(5Araştırmaları Merkezi, Hicri 1435’i ‘Siyer Yılı’ ilan etmesiyle birlikte, Peygamberimizi (sav) çok yönlü olarak yâd etmek, O’nu insanlara en doğru şekilde anlatmak için Sinemerkez Akademi işbirliğinde Âlemlere Rahmet Ulusal Kısa Metrajlı Film Yarışması düzenledi. Sinema yazarları ve sinemacılardan oluşan saygın bir jürisi ve bol ödülleri olan bu yarışmaya 18 yaşını doldurmuş herkes katılabilecek. Hedef, bu yarışmanın Peygamberimiz (sav) adına düzenlenmiş bir kısa film oskarına dönüşmesi ve profesyonelliği artırarak her yıl devam etmesi. Dindar kesimin özellikle sinemada bir dil, bir duruş, bir gelenek oluşturmaları için can atan, Müslümanların sanatın seyircisi, tüketicisi olmaktan çıkıp üreticisi, yöneticisi olmaları için çaba gösteren ve aynı zamanda Âlemlere Rahmet Ulusal Kısa Metrajlı Film Yarışması’nın jürisi olan Gazeteci-Yazar-Yönetmen Ali Murat Güven, 30. yılına giren kısa film yarışmaları olduğunu ve Türkiye’de hep seküler, sosyalist görüşün ön plana çıktığı eserlerin yarıştığını söylüyor. “Ben, oturulabilecek bir sandalyenin dört bacağı olması gerektiğine inanıyorum.” diyen Ali Murat Güven, “Türkiye’de sanat iki bacaklı. Bir tarafta ateist, bir tarafta ise nihilist bir sanat var; fakat muhafazakâr, milliyetçi düşünce yok. Bu hastalıklı bir durum.” diyor Âlemlere Rahmet Ulusal Kısa Metrajlı Film Yarışması fikri nasıl oluştu? Müslümanlar sinema sanatının çok uzağına düştüler. Bu sanatın biçimlendirici etkisinden istifade edemediler. Siyer Araştırmaları Merkezi, Hicri 1435’i ‘Siyer Yılı’ ilan etmesiyle birlikte, Peygamberimizi (sav) çok yönlü olarak yâd etmek, O’nu insanlara en doğru şekilde anlatmak için sanatı da kullanmak istedi. Bu bir başlangıç olsun, sizin denetiminizde bir yarışma düzenleyelim dediler ve 40’ın üzerinde kısa film festivaline jüri olarak katılmış biri olarak beni de davet ettiler. Alemlere Rahmet Ulusal Kısa Metrajlı Film Yarışması benim hayatımda bu anlamda aldığım en güzel çağrılardan biri oldu; çünkü doğrudan aziz Peygamberimizin (sav) hatırasına ithaf edilmiş, içinde Hz. Muhammed (sav) lafzı geçen ilk sinema organizasyonu. Sinemerkez Akademi ile Siyer Araştırmaları Merkezi bu konuda çok anlamlı bir işbirliğine girişti. Yarışmanın kurallarını, ödüllerini koyduk, jürisini belirledik, şartnamesini oluşturduk. Tanıtımı için de medyadaki bütün dostlarımıza bültenler gönderdik. Herkes çok ilgilendi. Çok duygulandığım şeyler oldu. Yarışmayı çizgi olarak dini çevrelere yakın web siteleri yayınladıkları gibi, daha sosyalist çizgide olan siteler de yayınladı. Bu Türkiye’de sanatın birleştirici gücü adına çok güzel bir gelişmeydi. İlk adımda hayalimizi bir yere kadar gerçekleştirdik. Milyonlarca insan yarışmayı duydu. Organizasyon profesyonel bir organizasyon. Sinema yazarları ve sinemacılardan oluşan saygın bir jürisi ve güzel ödüller var. Tepkiler nasıl? Geri dönütler oluyor mu? Tepkiler çok iyi. Yarışmayla ilgili yurdun dört bir yanından her gün birkaç mail ve telefon alıyoruz. Hepsine tek tek cevap veriyoruz. Dindar gençlerin sinemaya mesafeli duruşunu görüyorum. En fazla ilgileniyorum diyeni seyirci düzeyinde ilgileniyor. Yani adam Ardahan’dan, Edirne’den, Gümüşhane’den, Antalya’dan arıyor ama hayatında eline bir kamera alıp film çekmemiş. Bir şey yapmak istiyor, çözüm üretemiyor. Biz bu yarışmada profesyonellik değil, samimiyet arıyoruz, çekilen filmler gönül telimizi titretsin istiyoruz. Konuları da geniş tuttuk, bir olaya sıkıştırmadık; ‘Vefa’, ‘Aile’, ‘Anne- babanın önemi’ gibi. Örneğin Başakşehir’de geçebilecek bir hikâye bizim yarışmamızın temel konu başlıklarına rahatlıkla uyar. İstiyoruz ki yarım yamalak da olsa, 18 yaşını doldurmuş herkes Peygamber Efendimize ithaf edilmiş bir hikâye çeksin. TÜRKİYE’DE SANAT İKİ BACAKLI Bu projeyle ilgili hedefleriniz nelerdir? Hedefimiz yarışmanın Peygamberimiz (sav) adına düzenlenmiş bir kısa film oskarına dönüşmesi, ödülleri ve profesyonelliği artırarak her yıl devam etmesi. 30. yılına giren kısa film yarışmaları var Türkiye’de ama hep seküler, sosyalist görüşün ön plana çıktığı eserler yarışıyor. Ben, oturulabilecek bir sandalyenin dört bacağı olması gerektiğine inanıyorum. Türkiye’de sanat iki bacaklı. Bir tarafta ateist, bir tarafta ise nihilist bir sanat var; fakat muhafazakâr, milliyetçi düşünce yok. Bu hastalıklı bir durum. Türkiye’de Tanzimat’tan bu yana ti- Ali Murat Güven S HACER TÜRKEL yatro, sinema, şiir, edebiyat, müzik, moda, medya, vb. sanat, Marksist ya da seküler düşüncenin elinde. 5 bin kişiden oluşan bir kitle medyaya, modaya, sanata yön veriyor. Hepsinin söylemi aynı: ‘Din dogmadır’, ‘inanç gereksiz bir şeydir’, ‘özgür insan kendini zincirlerinden koparmalı’, vs. Ben bunlar susturulsun demiyorum. Bunlar söylensin ama ‘hayır öyle değil’ diyenler de var olsun. Peki, muhafazakâr kesim sanatta neden pasif? Kanuninin dünyanın üçte birini ele geçirmesiyle 17. yüzyıldan sonra İbn-i Sina’ları, İbn-i Rüşt’leri, İmam-ı Gazali’leri yetiştiren o kadim gelenek adeta bir anda rehavete kapıldı, elini bilimden, sanattan, felsefeden hatta dünyadan çekti. Sinemada, tiyatroda, şiirde, romanda yokuz. Çağımızda hayatı sadece köydeki tarlayı büyütmek, içinde domuz eti olmayan has sucuk yemek, Vakfıkebir’den tereyağı getirtmek olarak gören, çok minimal yaşayan yüzde 50’nin üzerinde bir kesim var. Bu kesim, çocuğumuzu Kur’an kursuna gönderdik, kızımız başını örttü, Ramazan’da oruç tutu- yoruz, cumaya da gidiyoruz; artık bu dünyadaki bütün mesuliyetlerimiz bitti, Allah bizi başka hiçbir şeyden hesaba çekmeyecek diye düşünüyor. Oysa Müslümanlar Türkiye ve dünya sanatında tüketen, edilgen, beyinleri sürekli biçimlendirilen değil, veren pozisyonda olmalı, paraları istif etmekten vazgeçip kültür-sanata yatırım yapmalı. Bugün Marksist mesajlar veren ya da iki lezbiyen arasındaki ilişkiyi anlatan bir film 500 bin-1 milyon seyrediliyor, Recep İvedik rekorlar kırıyor ama merhamet, Allah sevgisi üzerine çekilen bir film 15-20 binle batıyor. Böyle olunca da o alana girmeye kimsenin cesareti kalmıyor. YÜCEL ÇAKMAKLI ÇOK ANLAMLI BİR YOL AÇTI Türkiye’de sinema sektörünü İslami film bazında nasıl değerlendiriyorsunuz? 1970 yılında hepimizin abisi Yücel Çakmaklı, çok zor koşullarda; Yeşilçam’da neredeyse cumaya bile giden adamların ol- ÇOK BÜYÜK BİR TARİHSEL FIRSAT HEBA EDİLMİŞTİR Töre cinayetlerini Müslümanca bir bakışla irdeleyen İsmail Güneş’in Ateşin Düştüğü yer filmi dünyanın en önemli festivallerinden biri olan Montreal Film Festivali’nde en iyi film seçildi ama Türkiye seyircisi 16 bin kişi. Yine Mesut Uçakan’ın son dönemde yaptığı filmlere ilgisizlik var. Çok büyük bir tarihsel fırsat heba edilmiştir. Kısa vadede İslami düşüncenin savunusunu yapan, bunu sanatın kendine özgü latifliğiyle çok uyumlu bir şekilde birleştirmiş milli sinema ya da İslami sinema dediğimiz akımın 3-5 yılda tekrar kendini bulup yola devam edebileceğine inanmıyorum. İslami filmleri nasıl yorumlayabiliriz? İslami film; içinde bol namaz, türbe, cami, takke, hacı yağı, yaşlı teyze, başörtülü kadın, sakallı amca geçen film demek değildir. İslami bir film baştan sona Nişantaşı’nda da geçebilir. İslami bir film, dünyevi bir mesele karşısında hikâyesini yazan senaristin ve o hikayeyi beyaz perdeye aktarıp yorumlayan yönetmenin nerede durduğuyla ilişkili bir filmdir. Örneğin bir sinemada kocası tarafından terk edildiği için kafasını intihara takmış bir kadının bunalımları anlatılıyor. Senaryoyu yazan, öldükten sonra ahiret olduğuna inanmayan bir ateist ve yine bu senaryoyu yorumlayan da ateist bir yönetmen. Onlar için intihar soylu bir başkaldırı yöntemi; cezası yok, sorumluluğu yok. Nihilist bir bakış açısıyla bu dünyanın zulmünden kadını hap içirme yöntemiyle intihar ettirerek kurtarır; fakat senarist ve yönetmen dindar olsa o kadını hayata inadına bağlanan, yeniden evlenen, kocasıyla birlikte aktivistlik yapan, kendi durumundaki kadınlara ışık saçan, onları motive eden bir halk kahramanına dönüştürür. İslami film sayısı neden az? Maliyeti çok olduğundan mı ya da zor olduğu için mi fazla çekilmiyor? Tarihsel filmler her zaman çok pahalıdır; kostüm, makyaj, dekor, vb. şeyler. Son yıllarda bilgisayar teknolojisiyle bu biraz daha kolaylaştı. Rahmetli Mustafa Akad, Libya’da veya Fas’ta savaş sahneleri çekerken 500 kişi lazımsa 500 kişilik, 1000 kişi lazımsa 1000 kişilik figüranla çalışıyordu. Bugün bilgisayar teknolojisiyle 50 askeri ön sıraya diziyorlar sonra Yüzüklerin Efendisi filminde olduğu gibi send link yapıyorlar. Fetih 1453’te de gördük bunu; ancak bu tür sahneler hiçbir zaman gerçek çekim kadar güzel olmuyor. Bunun dışında suret yasağı olduğu için sahabe filmi yapmak zor. Bugünkü algıyla Hz. Hatice’nin canlandırıldığı bir film yapamıyorsanız onun ilk inanan Müslüman oluşunu, yaşadığı dönemi ve mücadelesini nasıl anlatacaksınız? madığı bir dönemde Şule Yüksel Şenler’in Huzur Sokağı romanından uyarladığı Birleşen Yollar’la, Anadolu’da sinemaya küskün çok kalabalık bir kesimi ilk defa salonların önünde kuyruğa dizmişti. Birleşen Yollar iki yıl boyunca on kopyayla Anadolu’yu dolaştı. Yücel abi çok anlamlı bir yol açtı. Halkın anlayabileceği basit bir sinema dili vardı. Çakmaklı dile değil, mesaja özendi. Mesaj da şuydu: “Bu dünya hayatı gelip geçicidir. Kendinizi bu dünya hayatının tutsaklıklarıyla hasta etmeyin. Sevin, sevilin ama bu dünyayı kendinize de karşınızdakine de zindan etmeyin. Evlatlarınızı çok sevin ama Allah’ın emaneti olduğunu unutmayın. Allah’ı, ülkenizi, tarihinizi sevin.” Söylenmesi gereken bütün doğruları yaptığı filmlere, dizilere yedirdi Yücel Çakmaklı. Ondan esinlenen birkaç kişi oldu; Üstün İnanç, Mehmet Tanrısever, Mesut Uçakan, İsmail Güneş, Ayşe Şasa… Emek verenlerin hepsinin sayısı bir düzineyi geçmez. O hareketi 20-30 kat büyüğüne getiremedik; İsmail Güneş’ten, Mesut Uçakan’dan 5 çırak, Ayşe Şasa’dan 10 kadın senarist çıkaramadık diye ölüyorum kahrımdan. İMAMI ATEİSTE OYNATIYORUZ Ŧů^ŝnjĐĞƐĂŚĂďĞůĞƌĐĂŶůĂŶĚŦƌ ŵĂůŦŵŦ͍ ĂůŦĂǀĞƚ͕ďĞŶĐĞĐĂŶůĂŶĚŦƌŦůŵ ceki ön ma bir oyuncunun bir ƌĂŽŶ ŝƌƐ LJŝď ĮůŵĚĞ,nj͘,ĂƟĐĞ͛ ŽLJŶŦ ŦŶŦ ŬĂĚ Ăƌ ƌď ďŝ ŬŝĮůŵĚĞĚĞ ĞůĞ ĨŐ ĞƐĞ ĂĂů ͘D ƨůŦ ŦŬŦŶ ŶĂŵĂƐŦƐ ĐƵŐƵ ŬƵƌ ŶĞŒŝŵŝnj͕ƐĞŶĂƌŝƐƟŵŝnj͕ r kamuz, yönetmenimiz, dinda ĂƌŦĐƵů ƵŶ ŽLJ ĞŬ ĞƌŬ Ăƌ ĚŦŶǀĞĚŝŶĚ ƌ ƚƵĂ ŵŦnjLJŽŬ͘PƌŶĞŒŝŶŬŽŶƐĞƌǀĂ ƚĂŝLJŝ ŝnjŐ ƌĕ ŵĞnjƵŶƵ͕ŚĞƉďĞůůŝďŝ ƵŶŬŝƉĞĚĞŶŐĞŶĕďŝƌŬĂĚŦŶŽLJ ďŝƌ LJŝ͕ ĐĞ͛ ĂƟ nj͘, Ğ, ĐƵďŝƌĮůŵĚ LJLJŝŽ ŝŶĞ ƌŶ ďŝ ĚĞ ĚĞ ůŵ ŝĮ ƐŽŶƌĂŬ vam de il nasa ve böyle muted aleetse sorun olmaz; ama ma Ŷ ĚĂ ŶĐƵ LJƵ ͘K LJŽƌ ŵƵ ƐĞĨďƂLJůĞŽů ƺŶ ƵŐ nj͘ ŶƵ ƌƐƵ ŦLJŽ ůĂŵ ƟĂ ŐĂƌĂŶ ĂŝŚ ƵŬ ąůď ďƂLJůĞLJĂƌŦŶďĂƔŬĂ͘, ƚ ŵĞ Ś LJůĞ ͕ƔƂ njŦƌďŝƌŚĂǀƵnjŽůƐĂ ŝ Őŝď ĂŒ ŒĂď ŝƚ ƺƌƔ zĞŶŝůŵĞnj͕D olacak 8-10 oyuncu, dede-nine ƺ͕ ŵů Ŷƺ ϱͲϭϬŬŝƔŝ͕ƐƉŽƌƟĨŐƂƌƺ ůŝŽ ŬŝƔ ͲϮ Ŷϭ ƚŬŦ ƉŽůŝƐŽůŵĂLJĂLJĂ ŦĂĂŵ njŝŵ ŝ Ƶƌ͘ Žů ƐĂĕŽŬŐƺnjĞů ƚĞŝƐƚĞŽLJŶĂƨLJŽƌƵnjͬͬ͘ ()%)-@9RÿJ9F2014 G Ü N DEM Yayalara yol vermeyen yandı Avrupa’da yaygın olan ‘Yaya Geçiş Yolu’ Türkiye’de de aktif hale getiriliyor. İstanbul’da başlanan uygulama ile bazı yaya geçitlerine Elektronik Denetleme Sistemi (EDS) takıldı. ! 77 TL CEZA KESİLECEK Pide keyfi yaşamak isteyenlerin yeni adresi Ar Pide, ferah mekân ve profesyonel kadrosuyla Başakşehir 1. Etap’ta hizmete açıldı. İki ortak Yusuf Kulaber ve Mustafa Hacı Süleymanoğlu’nun 30 yıllık bilgi ve birikimi sonucu ortaya çıkan Ar Pide, Karadeniz yöresine ait birbirinden özel lezzetleri de bünyesinde bulunduruyor. DAMAK tadınıza hitap edecek döner ve pide çeşitleriyle Başakşehir’de hizmete giren Ar Pide açılışına çok sayıda davetli katıldı. Özellikle modern iç tasarımıyla dikkat çeken mekânda ise neredeyse yok yok. Safranbolu, Ardeşen ve Ar Pide special olarak hazırlanan yaklaşık 18 pide çeşidinin yanı sıra Karadeniz usulü sütlaç ve Laz böreği bulunuyor. İki ortak Yusuf Kulaber ve Mustafa Hacı Süleymanoğlu Ar Pide markasını ve tadını Başakşehir halkının beğenisine sunmanın gururunu yaşıyor. BAŞAKŞEHİR HIZLI GELİŞEN BİR İLÇE “Pide yemek istiyorsanız bizi tercih edin” diyen işletme ortaklarından Yusuf Kulaber, kendilerine pide ve döner konusunda güvendiklerini vurguladı. Bölgenin hızla geliştiğini ve bu yüzden Başakşehir’de böyle bir marka yaratmak istediklerini söyleyen Kulaber şöyle konuştu: “Başakşehir özellikle yatırımcılara gelecek vaat ediyor. 25 yıldır Büyükçekmece taraflarında çalıştım. Başakşehir’de son dönemlerde yaşanan gelişmelerde sürekli ola- rak geliştiğini görüyoruz. Şehir hastanelerinin buraya yapılması, Kayaşehir’in hemen yanı başında olması Başakşehir için büyük bir avantaj. Burada ikamet eden arkadaşlarımız yemekle ilgili farklı ilçelere gidiyor. Belki burada damak tadını yakalayamadıkları için Başakşehir’de kalmayı tercih etmiyorlar. Bizde bu eksiği gördüğümüz için böyle bir yer açmak istedik.” EN BÜYÜK ÖZELLİĞİMİZ KULLANDIĞIMIZ MALZEME başladıklarını belirtti. “Bizim özelliğimiz kesinlikle kullandığımız malzemelerdir” diyen Kulaber, döner etini Malkara bölgesinden alarak kendilerinin hazırladığını kaydetti. Pidede mayalı hamur kullandıkları bilgisini veren Kubaler, “Birçok yerde pide yapılıyor ama bizim özelliğimiz mayalı hamur kullanıyor olmamızdır. Mayalı hamurun özelliği ise çabuk hazmediliyor olmadır. Başakşehir halkı farklı damak tadı yakalamak istiyorsa bizi tercih etmelerini istiyorum. Bizi bir defa denedikleri zaman zaten vazgeçemeyecekler” dedi. // Hedeflerinin Ar Pide adı altında zincir oluşturmak olduğun söyleyen Kulaber, işe Başakşehir’den Öncelikle yayanın geçmesini zorunlu kılmak için başlatılan bu uygulamada yol kenarlarına EDS uyarı tabelaları ve ‘Yayaya yol ver’ yazılı levhalar yerleştirildi. Bu uygulamayla yaya geçidine gelen sürücü, eğer karşıya geçmek isteyen bir yaya varsa durmak zorunda kalacak. Yayaya yol vermeyen sürücünün plakasına 77 TL ceza kesilip adrese posta ile gönderilecek. Uygulamanın yaygınlaştırılacağını söyleyen yetkililer, EDS’nin olmadığı yaya geçitlerinde ise trafik polisi, yayaya yol vermeyen araca ceza yazacak. // Yusuf Kulaber GEÇİTTE DURMAK ZORUNDA 0212 486 39 36 A VRUPA’da yaygın olan ‘Yaya Geçiş Yolu’ Türkiye’de de aktif hale getiriliyor. İstanbul’da başlanan uygulama ile bazı yaya geçitlerine Elektronik Denetleme Sistemi (EDS) takıldı. Bu yeni sisteme göre, yayanın ‘Yaya Geçiş Yolu’na gelişini gören araç duracak ve yayanın geçmesini bekleyecek. Habertürk’ün haberine göre, durmayan araç, EDS ile tespit edilerek trafik cezası yazılacak. İlk olarak İstanbul’da başlanan uygulama çerçevesinde Fatih, Bakırköy ve Sarıyer’de 3 ayrı noktadaki yaya geçidine EDS takıldı. www.212haber.com Mustafa Hacı Süleymanoğlu 18 www.212haber.com M YA Z I SABOTAJ ALEZYA yolcu uçağı kaybolduğu günden beri tedirginlik içindeyim. Küresel emperyal güçler Malezya ya gözdağı verdi… Bize de kalkıp bir iş çevirmesinler diye endişe ediyordum. SOMA da bu facia meydana gelince ilk aklıma gelen kaybolan uçak hadisesi oldu. Küresel güçler bu işlerde çok deneyimliler. Malum 11 Eylül de ikiz kulelere yapılan saldırı halen gizemini koruyor. Ama açık olan bir şey var ki, IRAK ve AFGANİSTAN işgal edildi. Bu ülkelerde yaşayan milyonlarca aile parçalandı. Göç, ölüm, açlık bir kâbus gibi ABD İngiltere ve müttefikleri vasıtasıyla bölgeye çöktü. Bu yaralar hala sarılmadı. Şimdi de toparlanıp İslam dünyasına lider olma iddiasında olan Türkiye ye, SOMA faciasıyla gözdağı mı veriliyor diye düşünüyorum. Bu endişemde haksız değilim. BOKO HARAM VE PKK Dediğim gibi küresel güçler bu konuda gayet deneyimli ve acımasızdırlar. Bunu Nijerya da ortaya çıkan Boko Haram hareketiyle mücadele şeklinden anlıyoruz. Malum orada 200 kız öğrenciyi kaçıran bu terörist gruba, tüm dünya birleşerek müdahale etme hazırlığı içinde. Şu pişkinliği görüyor musunuz? Dünyanın dört bir yanında her gün oluk oluk kan akıtan sanki kendileri değilmiş gibi, Kız çocuklarını kurtarma(!) ayaklarına yatacaklar. Kız çocuklarını kurtardıktan sonra da Nijerya’ya Katolik nikâhı kıyıp, fakirlikten kırılan ama yer altı zenginliği iştah kabartan bu ülkeye çöreklenip, dünya’ya da ‘masum çocukları kurtarmaya gittik’ diye anlatacaklar. Yahu siz değil misiniz her gün Pakistan’dan Irak’ a , Suriye’den Mısır’a, Libya’dan Burma’ya, Orta Afrika Cumhuriyetinden Doğu Türkistan’a kadar oluk oluk kan akıtan? Her gün bu ümmetin çocukları sizin bombalarınızla ve sizin piyonlarınız Beşşar’lar Sisi’ler vd. lerinin eliyle bombalanmıyor mu? Beşşar’ın Suriye kentlerini enkaza çeviren varil bombalarını, Scud füzelerini vererek sivil halkın üstüne atılmasına ses çıkarmayan siz değil misiniz? Hadi bu dediklerim Boko Haram’ın kaçırdığı kız çocuklarına emsal olmadı diyelim. O zaman tıpa tıp benzeyen bir emsal vereyim: Bugünlerde gündemimizi işgal eden Diyarbakırlı annelerin belediye önünde yaptığı bir ‘Oturma eylemi’ var. Nedir bu eylem? Daha reşit olmamış küçük çocukların PKK ya militan yetiştirilmek üzere dağa kaçırılmaları… Bu çocukların içinde hastalar var. Hatta sara hastası olan var. Adedi nedir bunların, Boko Haram’ın kaçırdığı 200 kadar var mı? Bu çocukların adedi 200 değil 1000 ila 2000 arasında olduğu tahmin ediliyor. ANALAR Tahmin ediliyor diyorum çünkü gerçek sayılarını bilmek imkânsız. Almanya bilebilir. Malum PKK nın kasası Almanya’da. Muhasebe defterlerini de kendileri tuttukları ()%)-@9RÿJ9F2014 19 Emin BATUR [email protected] için bilirler. Neyse. Siz bakmayın Diyarbakır Büyükşehir belediyesi önünde 10-15 kadar Annenin toplandığına. Bu Analar her şeyi göze alarak, kelle koltukta oraya gidip bu eylemi koydu. Evet, bu Anneler ölümü göze alarak oraya toplandı. Can güvenliği teminatı verilsin, siz o zaman görün belediyenin önündeki kalabalığı. Boko Haram’a karşı çıkan bu güçler, PKK nın kaçırdığı bu çocuklara için sesini çıkarıyor mu? Asla. Zaten PKK yı destekleyen bizzat kendileri değil mi? Niçin çıkarsınlar ki… Batının bu ikiyüzlü hareketlerinden ve acımasız zalim senaryolarından dolayı, SOMA faciası sadece teknik ve idari kusurlardan dolayı değil, sabotaj ihtimali de göz önünde bulundurularak araştırılmalıdır. Baksanıza, Küresel güçler uzaydan, yeryüzünde gezen adamın ayakkabı numarasını okuyabileceklerini iddia ettikleri halde; aylardan beri Malezya uçağından haber alınamıyor. Sır oldu gitti. UNUTMAYIN! ABD-İngiliz-Alman ittifakı neden güçlenmemizi istemez. Neden Ülkemizi zayıf düşürecek her eylemin arkasında İngiliz-Alman medyası ve onların yerli işbirlikçileri hazır kıta bekliyor? Neden hızlı trene sabotaj yapılır, hizmete girmesi engellenir? Neden 3. Havaalanına (Havalimanı) 3. Köprü’ye karşı çıkılır? Neden Kanal İstanbul istenmez? Neden dış güçler, yerli iş birlikçileri ile el ele vermiş Türkiye’nin kalkınması güçlenmesi önünde can siperane mücadele ediyorlar? Çünkü Türkiye diz çökerse İslam dünyası bir yüzyıl daha kendine gelemez de ondan. Taksim’de, Bağdat caddesinde, Kordon boylarında eylem yapanlar bunu anlamaları çok zor. Resmi tarih dışında kafa konforunu bozmak istemeyenler bu dediklerimden bir şey anlayamaz. Ortadoğu, Suriye, Irak, Mısır onlar için geri kalmış cahil Arapların yaşadığı bölgedir. Onlarda bizi zaten arkadan vurmuştu. O kadar. Biraz konuşun bu bilginin dışına taşan bir kırıntı bulamazsınız. İsrail uzantılarının yazdığı tarihi uyku ile uyanıklık arasında okur geçerler. Gerisi yaşa Varol kahrolsunla hayatlarını tamamlarlar. Ama onlara bu tarihi okutanlar ne yaptı? Suriye’yi ne hale çevirdiler görüyoruz. Mısır yine öyle… Daha MISIR daki darbeye darbe bile demiyorlar. Bizde bir fincan kan aksa ortalığı velveleye verenler, bu kadar cinayet üstüne bir de idam kararları alınıyor, dönüp baktıkları yok. IRAK ta her gün bir SOMA faciası var. Onlarca ölü IRAK ta rutin haberdir artık. Yüz yüzelli kişi ölünce haber değeri oluyor. Pakistan’da düğün dernek yapan masum siviller ABD nin insansız hava araçları ile öldürüp, dünyaya ‘teröristleri vurduk’ diye ilan ediyor. Bangladeş, Burma, Libya tek tek saymaya gerek yok. İslam dünyası çeşitli bahanelerle inim inim inletiliyor. Hizaya getiremedikleri tek ülke biziz. Diz çökersek sadece biz değil, İslam coğrafyası olarak bir yüzyıl daha kaybederiz Bundan dolayı onların bütün derdi TÜRKİYE.
© Copyright 2024 Paperzz