DİKKAT! Çekici var!

\\ www.212haber.com //
15 - 28 ŞUBAT 2015
Yıl:5
Sayı: 71
Fiyatı: 1
MEDYANIN YONU
GUCE GORE
DEGISIYOR
İlk hedefimiz
7 Haziran
2015 seçimleri
$.3$57ú İstanbul 5. olağan İl kongresi
Sinan Erdem Spor Salonu’nda yapıldı.
Aziz Babuşçu’nun milletvekili aday
adaylığı için çekildiği AK Parti İstanbul
İl Başkanlığı’na Selim Temurci getirildi.
Kongrede AK Parti Başakşehir ilçe teşkilatı da tam kadro yer aldı. Î 5
5. Etap Nevzat Bayhan’la
DEVAM DEDİ
MEDYANIN yönünün güce göre
değiştiğini belirten İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi
Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Yusuf
Özkır, küresel medyanın yayın politikasının temel ilkesini belirleyen
yaklaşımın mesleki kaygı olduğuna dair düşüncenin kocaman bir
aldatmaca olduğunu söylüyor.
ÖZKIR, “BBC ve CNN gibi yayın organları 2 bin
kişinin öldüğü, binlerce kişinin yaralandığı ve
sakat kaldığı, yerle bir olmuş Gazze’de olup biteni
ve insani trajediyi aktarmak yerine, İsrail’de
insanların ne kadar korku içinde yaşadığına dair
yayınlar yaptılar.” diyor.
YUSUF ÖZKIR: “3 Müslüman genç, ateist bir
ABD’li tarafından öldürüldüğünde Batı medyası
olayı önce görmezden geldi. Tepkiler sonrasında
CNN öldürülmelerinin İslamofobiyle ilişkisi
olup olmayacağı bağlamında bir haber yaparak,
öldürülmeleri durumunda bile Müslümanların
suçlu olduğuna işaret eden bir haber yaptı.”
Î4’TE
DİKKAT! Çekici var!
NÜFUSUN her geçen
gün arttığı İstanbul’da
trafiğe çıkmak kadar
araç park etmek
de sorun. Emniyet
Müdürlüğü ile birlikte çalışan İstanbul
Trafik Vakfı’na bağlı
çekiciler, duraklama-
nın ve park etmenin
yasak olduğu yerlerde
adeta araç avına çıkıyorlar. Aracının nereye götürüldüğünü
bilmeyen bazı vatandaşlar ise çalındığını
düşünerek saatlerce
arayabiliyor. Î 14
6$$'(73$57ú6ú Başakşehir İlçe
Başkanlığı’nın Başakşehir 1.
Etap Site Yönetimi Konferans
Salonu’nda düzenlediği İlçe
Divan Toplantısı kar yağışına
rağmen yoğun bir katılımla
gerçekleşti. Programa Saadet
Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi
Selman Esmerer olmak üzere
birçok davetli katıldı. Î 16
İsrail’i
rahatsız
eden proje
AHMET HOCA’YI “Sosyal Gençlik”
faaliyetlerinden tanıdım. Birkaç yıl
önce yurtdışından Türkiye’ye dönünce
çocuklarımın manevi gelişimi için araştırma yaptığımda dostlar, Başakşehir
şartlarında bu çalışmayı önerdiler. İki
yıl çok bereketli geçti, çocuklarımız severek, isteyerek çalışmalara katıldılar…
KUDÜS ve Civarındaki
Osmanlı Mirasını Koruma
ve Yaşatma Derneği (Mirasımız), 2014 yılında Mescid-i
Aksa’yı koruma, Kudüs’teki
kalkınmayı sağlama çalışmalarına kadar çok sayıda
projeye imza attı. Î 8
ƵnjĂŵĂŶĚĂĕŽĐƵŬůĂƌŦƚĂďůĞƚƐŝnj͕ĂŬŦůůŦƚĞůĞĨŽŶƐƵnj
LJĂŶŝĂůĞƚͲĞĚĞǀĂƚƐŦnjĕĂůŦƔŵĂůĂƌĂŝŬŶĂĞƚŵĞŬŬŽůĂLJ
ŵŦ͍^ƺƌĚƺƌƺůĞďŝůŝƌĨĂĂůŝLJĞƚůĞƌůĞŝƌƟďĂƚůĂŶĚŦƌŵĂŬ
ŶĞŬĂĚĂƌŵƺŵŬƺŶ͍,ĞŵƐŽŶƌĂďƵŝƔůĞƌŝƐĂĚĞĐĞ
ůůĂŚƌŦnjĂƐŦŝĕŝŶǀĞƐĂďŦƌůĂLJƺƌƺƚĞŶŬĂĕĂďŝŬĂůĚŦŬŝ͍
(!,Û4á"%+Û2/Ù,5´NUNáYAZÎSÎ áÎ6’DA
İZLİYORUM
Erol Çakır / 15’te
1. Etap gönül
sofrasında buluştu
1. ETAP Site Yönetimi Saraylı Döner’de
personel yemeği verdi. Yemeğe Yönetim
Kurulu Üyelerinden Murat Uluışık, Özcan Çakmak ve Hamdi Demir, Yönetim
Danışmanı Kadir İbişdayı, Site Yönetim
Müdürü Nusret Tezcan ve 90 kişilik personel katıldı. Î 17
Mütevazi caminin
coşkulu insanları
Borcu borçla
kapatan ülkeyiz
MUHTARLIKTAN
9(.ú//úø( Î 10
û8%$7’ta
5. Etap
Toplu Yapı
Konutları’nda
seçim heyecanı vardı.
Tek listenin
yarıştığı seçimde Nevzat
Bayhan ve
ekibi oybirliği
ile üçüncü kez
seçildi. Î 19
Araç çekme
terörü
Emin Batur / 12’de
2
G Ü N DEM
)-%*0ťM:9L2015
www.212haber.com
Hz. Ebubekir Camii
Ku’ran Kursu açıldı
Hz. Ebubekir Camii Kur’an Kursu, Başakşehir Belediyesi ve Başakşehir İlçe Müftülüğünün desteği ile
açıldı. Açılış programına Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, İlçe Müftüsü Remzi Pehlivan,
Hz. Ebubekir Camii İmam Hatibi Numan Nihat Türkan, Cami Derneği ve cami cemaati katıldı.
G
h9(5&ú17(3(0$+$//(6úNur’ul
Ayn Kur’an Kursu öğreticisi Şaban
Karaahmetoğlu’nun Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başlayan program,
kadının İslam’a göre toplumda ve
ailedeki yerini anlatan Sinevizyon
gösterimi ile devam etti.
Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, “Değerli Müftümüz,
mahallemizin değerli sakinleri
buranın inşallah mahallemiz
adına hayırlı olmasını diliyorum.
Buraya emeği geçenlere canı gönülden teşekkür ediyoruz. Biz hayır işlenmesi için aracı oluyoruz,
asıl burada caminin düzenlenmesi adına gayret sarf eden emek
veren dernek üyelerimize dernek
hocalarımıza çalışmalarından
ötürü teşekkür etmek istiyorum.
Çocuklarımız burada Kur’an
eğitimlerini, dini eğitimlerini
alacaklar, başka yerlerde öğrenemeyecekleri güzel bilgileri burada
öğrenecekler. Çocuklarımıza
Kur’an kurslarında, okullarda,
Cafcaf çizerleri
bilgievlerinde
sokaklarda sahip çıkmamız lazım.
Kendine, çevresine, topluma zarar
veren kötü alışkanlıklar edinen
evlatlarımız oluyor. Çocuklarımızı manevi bilgilerle yeterince
desteklediğimiz zaman kötü
alışkanlık ve arkadaşlıklardan
uzak duracaklar, inşallah. Sadece
buralar yeterli değil anne babalar
da bilgilenmeli, sahip çıkmalı ayrıca emniyet ve devlet de görevini
yapmalı. İnşallah yeni yasa ile
cezalar arttırılıyor” dedi.
Cafcaf mizah dergisinin karikatüristleri Yusuf Kot, Ahmet Altay ve NecŵĞƫŶƐŵĂbĂŚŝŶƚĞƉĞ͕'ƺǀĞƌĐŝŶƚĞƉĞǀĞEĞĐĚĞƚzŦůĚŦƌŦŵŝůŐŝĞǀůĞƌŝ͛ŶĞ
ŵŝƐĂĮƌŽůĚƵ͘ĂĨĐĂĨĕŝnjĞƌůĞƌŝŶĚĞŶ
ŬĂƌŝŬĂƚƺƌĕŝnjŵĞŶŝŶŝŶĐĞůŝŬůĞƌŝŶŝ
ƂŒƌĞŶĞŶƂŒƌĞŶĐŝůĞƌŝŵŝnjĞŒůĞŶĐĞůŝ
ĚĂŬŝŬĂůĂƌŐĞĕŝƌĚŝ͘zƵƐƵĨ<Žƚ͕ŚŵĞƚ
ůƚĂLJǀĞEĞĐŵĞƫŶƐŵĂŝůĞƐŽŚďĞƚ
ŚĂǀĂƐŦŶĚĂŐĞĕĞŶƉƌŽŐƌĂŵůĂƌĚĂ
ĕŝnjĞƌůĞƌƂŒƌĞŶĐŝůĞƌŝŶƐŽƌƵůĂƌŦŶŦLJĂŶŦƚůĂĚŦ͘<ĂƌŝŬĂƚƺƌŝƐƚůĞƌnjĂŵĂŶnjĂŵĂŶ
ƵLJŐƵůĂŵĂůŦŽůĂƌĂŬĂŶůĂƨŵůĂƌŦLJůĂĚĂ
ƉƌŽŐƌĂŵĂƌĞŶŬŬĂƴ͘
İlçe Müftüsü Remzi Pehlivan da,
Kuran’ı öğrenmenin kişiye, aileye
ve topluma kazandırdıklarını
anlattığı konuşmasında; ‘’Camiler birer eğitim yuvası ve Kuran
Kursları da camilerin ayrılmaz bir
parçası, açılışını yaptığımız kursta
Cami hocasından derneğine,
vatandaşlardan belediyeye emeği
geçen herkese teşekkür ediyorum.
İnsana yapılan yatırımlar hemen
olmasa da aradan biraz zaman
geçince karşılığını bulur.’ dedi. //
<ĂƌŝŬĂƚƺƌŝƐƚůĞƌ͕ƂŒƌĞŶĐŝůĞƌŝŶLJŽŒƵŶ
ŝůŐŝŐƂƐƚĞƌĚŝŒŝƉƌŽŐƌĂŵůĂƌĚĂŬĂƌŝŬĂƚƺƌĕŝnjŝŵŝŚĂŬŬŦŶĚĂďŝůŐŝǀĞƌŝůĚŝ͘
WƌŽŐƌĂŵĂďĂƐŝƚŬĂƌŝŬĂƚƺƌĕŝnjŝŵůĞƌŝLJůĞ
ďĂƔůĂLJĂŶǀĞƂŒƌĞŶĐŝůĞƌĚĞŶĕŝnjŵĞsini isteyen karikatüristler teknik
ŽůĂƌĂŬĚĂŶĞůĞƌLJĂƉŦůŵĂƐŦŐĞƌĞŬƟŒŝŶŝĂŶůĂƴůĂƌ͘ŝnjĞƌůĞƌ͕ƂŒƌĞŶĐŝůĞƌŝŶ
ĕŝnjŵŝƔŽůĚƵŒƵŬĂƌŝŬĂƚƺƌůĞƌŝƚĞŬƚĞŬ
ŝŶĐĞůĞĚŝůĞƌ͘ŝůŐŝĞǀůĞƌŝZĞƐŝŵ<ƵůƺďƺŶƺŶLJĞƚĞŶĞŬůŝƂŒƌĞŶĐŝůĞƌŝŝĕŝŶƂnjĞů
ĕŝnjŝŵůĞƌLJĂƉƨůĂƌͬͬ͘
İzciler kış kampında buluştu
%DVDNVHKLU%HOHGL\HVL
izcileri eğitimlerine
hız kesmeden devam
ediyor. Eğitim öğretime
ara verilmesiyle, Şamlar
Tabiat Parkı’nda bulunan
Başakşehir Belediyesi
izcilik tesisleri kış şartlarına hazırlanarak kapılarını
izciler için açtı.
İki ayrı grupta 250 izci kış
kampına katıldı. Kampa
katılan izciler yazın da
aldıkları temel izcilik,
tırmanma, yön bulma, okçuluk, binicilik, ilk yardım
dersleri, izci oyunları, düğüm, hijyen dersleri, yürüyüş teknikleri, temel arazi
bilgisi, değerler eğitimi,
telsiz eğitimi gibi eğitimlerin yanında kış şartlarıyla
ilgili özel eğitimler de
aldı. Eğitimler, liderler ve
alanında uzman öğreticiler tarafından veriliyor.
Kış kampına ülkemizde
bulunan 30 kişilik bir
grupla Ürdünlü ve Filistinli izciler de katıldı. //
4
RÖPORTAJ
)-%*0ťM:9L2015
Geçtiğimiz günlerde ABD’nin Kuzey
Carolina eyaletinde
üç Müslüman gencin Amerikalı bir
ateist tarafından
katledilmesi sonrasında Batı medyasının takındığı tavra
tüm dünya şahit
oldu. Kimi gördü
kimi görmezden
geldi kimi de tepkisini dile getirdi.
Medyanın üstlendiği rolü özellikle son
bir yıl içerisinde yaşananlar doğrultusunda analiz ettik.
G
HACER TÜRKEL
(d7úøú0ú= günlerde ABD’nin Kuzey
Carolina eyaletinde üç Müslüman
gencin Amerikalı bir ateist tarafından
katledilmesi sonrasında Batı medyasının takındığı tavra tüm dünya şahit
oldu. Kimi gördü kimi görmezden
geldi kimi de tepkisini dile getirdi.
Hatta kimi yayın organları üç gencin
öldürülmesinin İslamofobiyle ilişkisi
olup olmayacağı bağlamında bir haber
yaparak, öldürülmeleri durumunda
bile Müslümanların suçlu olduğuna
işaret eden bir tavır ortaya koydu. Diğer yayın organları da benzer şekilde
davranarak aslında Batı’da artan nefret
suçlarının ve ayrımcılığın boyutlarını
gizleme yoluna gitti. Hiç kimse de radikal militan ateistlerden bahsetmedi.
Hâlbuki Fransa’da kimlerle bağlantılı
olduğu belli olmayan teröristler Fransız vatandaşlarını öldürünce aynı yayın
organları ilk olarak olayı İslam’la bağlantılı olarak göstermeye çalışmıştı…
Bu olaylar karşısında tam bir ikiyüzlülük sergileyen Batı medyası ve onun
ülkemizdeki uzantıları algı operasyonlarını sürdürmeye devam ediyor.
Basın ve ifade özgürlüğünü tartıştığımız bir ortamda medyanın üstlendiği
rolü, basın ahlakını, özellikle son bir
yyıl içerisinde
ç
yyaşananlar
ş
ğ
doğrultusunda sosyal medyanın toplumsal
www.212haber.com
Medyanın yönü
güce göre değişiyor
hareketlerdeki yerini ve algı operasyonlarını İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim
Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr.
Yusuf Özkır ile konuştuk.
Basın ve ifade özgürlüğünü
tartıştığımız bir ortamda medyanın
üstlendiği rolü, basın ahlakı ile
basın özgürlüğü açısından nasıl
değerlendirirsiniz?
Medya, yaşadığımız hayatın aracıları
ve değişmez unsurları olarak varlığını
koruyor. Bu araçların olmadığı bir dünya
mümkün değil. Gazete, radyo, televizyon,
internet, sosyal medya ve dijital
teknolojilerin ürettiği içerik pek çok
şeyin niteliği hakkında da bilgi veriyor.
En azından çerçevesini çiziyor. İletişim
araçlarını üreten ve iletişim araçlarına
içerik üreten insan olmasına rağmen, bir
süre sonra aracın kendisi, kendi doğasını
baskın kılıyor. Bizler esasında araçların
zorunlu hale getirdiği bir iletişimi
yeniden üretmeye başlıyoruz. Mesela
aynı haberin gazete ve radyoda aktarılma
şekli çok farklıdır. Basın özgürlüğü ve
basın ahlakı kavramsallaştırmalarını da
iletişim araçlarının doğası ve insanların
bu araçlara yüklediği anlamdan bağımsız
düşünmemek gerekiyor.
Medya Ahlaki davranıyor mu?
Yaşanan örnekler medyanın yönünün
güce göre değiştiğini, güç kimdeyse
medyanın o bakış açısıyla yayın yaptığını
gösterdi. Mesela küresel medyanın yayın
politikasının temel ilkesini belirleyen
yaklaşımın mesleki kaygı olduğuna
dair düşünce kocaman bir aldatmaca
ve büyük bir yalandır. İsrail’in son
Gazze işgali sırasında BBC ve CNN gibi
yayın organları İsrail’i haklı gösterecek
yayınlar yaptı. 2 bin kişinin öldüğü,
binlerce kişinin yaralandığı ve sakat
kaldığı, yerle bir olmuş Gazze’de olup
biteni ve insani trajediyi aktarmak
yerine, İsrail’de insanların ne kadar korku
içinde yaşadığına dair yayınlar yaptılar.
Mikrofonu İsrail’e tuttular. Aynı şey
Mısır’da meydana gelen darbe sırasında
da yapıldı. Küresel yayın organları kendi
ülkelerinin çıkarları doğrultusunda
yayın yaparak, Mısır’da bir gecede
öldürülen 3-4 bin kişiyi görmedi. Darbeyi
aklayarak, sanki olması gereken olmuş
gibi yayın yaptılar.
Birkaç gün önce ABD’nin Kuzey Carolina
eyaletinde üç
ü Müslüman gencin Craig
Stephan Hi
Hicks tarafından öldürülmesi
sonrasında yapılan yayınlar da aynı minvalde oldu. Diş Hekimliği Fakültesi’nde
okuyan 20’l
20’li yaşlarındaki üç genç, ateist
bir ABD’li ttarafından öldürüldüğünde
Batı medyası
medya olayı önce görmezden geldi.
Sosyal medyada
med
tepkiler artınca bu kez
örneğin CNN
CN öldürülmelerinin İslamofobiyle ilişkisi olup olmayacağı
fob
bağlamında bir haber yaparak, öldürülmeleri durumunda bile Müslümanların
suçlu olduğuna işaret eden bir haber
yaptı. Diğer yayın organları da katilin
akıl sağlığından, ruhsal durumundan,
psikolojik rahatsızlıklarından filan dem
vurarak, aslında Batı’da artan nefret
suçlarının ve ayrımcılığın boyutlarını
gizleme yoluna gitti. Hiç kimse de radikal
militan ateistlerden, ateist terörden
bahsetmedi. Hâlbuki Fransa’da kimlerle
bağlantılı olduğu belli olmayan teröristler
Fransız vatandaşlarını öldürünce aynı
yayın organları ilk olarak olayı İslam’la
bağlantılı olarak göstermeye çalışmıştı.
Ülkemizdeki uzantıları da aynı hikâyeleri
tekrarlamıştı. Şimdiyse bir sessizlik ve
olayı başka düzleme taşıma çabası var. Bu
tam bir ikiyüzlülük.
SOSYAL MEDYA DARBEYE
ÇANAK TUTAN BİR
GÖRÜNTÜ VERDİ
Yeni medya teknolojilerini
kullanabilen herkesin bir etki alanı
ve gücü var. Buradan yola çıkarak,
özellikle son bir yıl içerisinde
yaşananlar doğrultusunda sosyal
medyanın toplumsal hareketlerdeki
yerini nasıl ilişkilendiriyorsunuz?
Türkiye’de Gezi Parkı protestolarıyla
başlayan, 17-25 Aralık’la devam eden
ve Kobane eylemleriyle zirveye çıkan
olgu, sosyal medyanın toplumsal
olaylara hem etki ettiğini hem de
sosyal medyanın provokasyona açık
olduğunu gösterdi. Aslında internetin
ortaya çıktığı dönemde ve sosyal
medya mecralarının aktif kullanılmaya
başlandığı zaman diliminde sosyal
medyanın iletişim alanına yaptığı katkı
heyecan uyandırmıştı. Bu heyecanın
temel gerekçesi, sermaye ve iktidarların
elindeki tekelleşmiş medyanın kısıtladığı
haberleşme alanlarının aşılabilecek
olmasıydı. Arap baharı sürecinde
olduğu gibi olumlu örnekleri de olmadı
değil. İnsanların gündelik yaşamında
sosyal medyanın kolaylaştırıcı pek
çok etkisinden bahsedilebilir; fakat
Türkiye örneğinde görüldüğü gibi
yaşadığımız üç örnek sosyal medyanın
provokasyon amaçlı kullanıldığını,
cinayetlere, kumpaslara vesile yapıldığını
gösterdi. 6-8 Ekim Kobane eylemleri
sosyal medyanın cinayetlerin işlenmesi
sürecinde nasıl etkin kullanıldığını
gösterdi. 17-25 Aralık siyasete
müdahale girişimi ve Gezi Parkı olayları
sürecindeyse sosyal medya darbeye çanak
tutan ve toplumsal dinamikleri sahte
hesaplar ve yalan haberler üzerinden
aşındırmaya çalışan bir görüntü verdi.
Eldeki göstergelere bakıldığında doğru
bilginin adresinin ‘birey’ olabileceğine
dair çok büyük kuşkuların oluştuğunu
YATAY BİR ÇOĞULLAŞMA EVRESİNDEYİZ
^ŽƐLJĂůŵĞĚLJĂďĂƐŦŶƂnjŐƺƌůƺŒƺŶĞLJĞŶŝďŝƌ
ĂůĂŶŵŦĂĕƨ͍
dƺƌŬŝLJĞ͛ĚĞϯϬŵŝůLJŽŶĐŝǀĂƌŦŶĚĂ&ĂĐĞŬ͕ϭϬ
ŵŝůLJŽŶĐŝǀĂƌŦŶĚĂdǁŝƩĞƌŬƵůůĂŶŦĐŦƐŦďƵůƵŶƵLJŽƌ͘
ůŽŐLJĂnjĂƌůĂƌŦǀĞĚŝŒĞƌƉĂLJůĂƔŦŵŵĞĐƌĂůĂƌŦŶŦ
ŬƵůůĂŶĂŶůĂƌůĂďŝƌůŝŬƚĞďƵƐĂLJŦĕŽŬĚĂŚĂĂƌƚŵĂŬƚĂĚŦƌ͘7ŶƚĞƌŶĞƚůĞďŝƌůŝŬƚĞŚĞƌŬĞƐŝŶŝĕĞƌŝŬ
ƉĂLJůĂƔŦŵŦŶĚĂďƵůƵŶĂďŝůĚŝŒŝďŝƌŝůĞƟƔŝŵƐƺƌĞĐŝ
LJĂƔĂŶŵĂLJĂďĂƔůĂŶĚŦ͘DĞĚLJĂƔŝƌŬĞƚůĞƌŝĚĞLJĞŶŝ
ŝůĞƟƔŝŵƚĞŬŶŽůŽũŝůĞƌŝŶŝŶƐƵŶĚƵŒƵďƵŝŵŬĂŶŦ
ĚĞŒĞƌůĞŶĚŝƌŵĞŬŝĕŝŶƐŽŬĂŬƚĂŬŝŝŶƐĂŶŦŶŚĂďĞƌ
ĂŒŦŶĚĂŶĨĂLJĚĂůĂŶŵĂLJĂĕĂůŦƔƨǀĞĕĂůŦƔŦLJŽƌ͘
KůĂLJĂLJĂŬŦŶŬŝŵǀĂƌƐĂŽŶĚĂŶŚĂďĞƌĂůŵĂŶŦŶ
ŵƺĐĂĚĞůĞƐŝŶŝǀĞƌŝLJŽƌ͘ŝƌLJĞƌĚĞŚĞƌŬĞƐŝŶŐĂnjĞƚĞĐŝŐƂƌƺůĚƺŒƺĚƺnjůĞŵĞŐĞĕŝƔĚĞŶŝůĞďŝůŝƌ͖ĂŵĂ
ŐĂnjĞƚĞĐŝůŝŬďŝƌŵĞƐůĞŬŽůĚƵŒƵŝĕŝŶďĞŶĐĞďƂLJůĞ
ďŝƌƔĞLJŵƺŵŬƺŶĚĞŒŝů͘ƂLJůĞŽůƵƌƐĂďĂƔŬĂ
ďŝƌƔĞLJŝŬŽŶƵƔŵĂLJĂďĂƔůĂƌŦnj͖ŬŝƐŽƐLJĂůŵĞĚLJĂ
ƉĂLJůĂƔŦŵůĂƌŦLJůĂLJĂƔĂŶĂŶŬĂŽƐďƵĚƵƌƵŵĂďŝƌ
ƂůĕƺĚĞŝƔĂƌĞƚĞĚŝLJŽƌ͘ŽůĂLJŦƐŦLJůĂƐŽƐLJĂůŵĞĚLJĂ
ƂŶĐĞůŝŬůĞĚŝŬĞLJŽůĂƌĂŬƔĞŬŝůůĞŶĞŶŚŝLJĞƌĂƌƔŝŬ
ŵĞĚLJĂLJĂƉŦƐŦŶŦŬŦƌĚŦ͘zĂƚĂLJďŝƌĕŽŒƵůůĂƔŵĂ
ĞǀƌĞƐŝŶĚĞLJŝnj͘ƵĚƵƌƵŵƵŶďĂƐŦŶƂnjŐƺƌůƺŒƺŝĕŝŶ
LJĞŶŝďŝƌĂůĂŶĂĕƨŒŦŐƂƌƺůƺLJŽƌ͘ĞƔŝƚůŝƐĞďĞƉůĞƌůĞ
ĕĂůŦƔƨŒŦŵĞĚLJĂŬƵƌƵŵƵŶĚĂŶĂLJƌŦůŵĂŬnjŽƌƵŶĚĂ
ŬĂůĂŶŐĂnjĞƚĞĐŝůĞƌŝŶŬƵƌĚƵŒƵŝŶƚĞƌŶĞƚŐĂnjĞƚĞůĞƌŝ
LJĞŶŝďŝƌŝŵŬąŶŽůƵƔƚƵƌĚƵ͘'ĞůĞŶĞŬƐĞůŵĞĚLJĂ
ŬƵƌƵŵƵŶĚĂĕĂůŦƔŵĂŬŝƐƚĞŵĞLJĞŶŐĂnjĞƚĞĐŝůĞƌ
ĚƺƔƺŶĐĞůĞƌŝŶŝŝŶƚĞƌŶĞƚŐĂnjĞƚĞůĞƌŝŶĚĞǀĞƐŽƐLJĂů
ƉĂLJůĂƔŦŵŵĞĐƌĂůĂƌŦŶĚĂƉĂLJůĂƔĂďŝůŝLJŽƌ͘^ŽƐLJĂů
ŵĞĚLJĂŚĞŵŶŝƚĞůŝŬƐĞůŚĞŵĚĞŶŝĐĞůŝŬƐĞůŽůĂƌĂŬ
ŐĂnjĞƚĞĐŝůŝŒŝŶLJĂƉŦƐŦŶĂĞƚŬŝĞƫ͘
söylemek mümkündür. İnsanlar doğruyu
aktarmak yerine kendi çıkarına uygun
olanı aktarmayı ve aynı duyguyla
elinden geldiğince yanlış enformasyonu
çoğaltmayı tercih ediyor. Belki burada şu
söylenebilir: İletişim akışına ve bilginin
paylaşılmasına böylesine katkı sunan
bir mecra nasıl oluyor da bu kadar
pragmatizm adına araçsallaştırılıyor? Bu
soruyu herkes kendine sormalı.
Medya, bireylerin siyasi tutum ve
davranışlarını, özellikle de oy verirken
siyasi tercihlerini çok ciddi boyutlarda
etkileyebilecek bir güce sahip. Haber
medyası, yalnızca bireylerin siyasi
yönelimlerini etkilemekle kalmıyor
aynı zamanda siyasi karar verme
mekanizması, siyasi liderler ve hükümet
üzerinde de çok etkin bir baskı gücü
oluşturuyor. Medyanın geldiği yeri nasıl
ifade edersiniz?
1940-50’lerde yapılan medya çalışmaları
medyanın siyaset üzerine olan etkisini
ciddi olarak tartışıyor. Çalışmaların
seyrine bakıldığında etki derecesinin
değişken olduğu görülür. İlk çalışmalara
göre medya vatandaşın oy verme tercihini
net olarak belirler. Sonraki çalışmaya göre
bu etkinin oranı kısıtlıdır ya da zayıftır.
Medyadan çok kanaat önderlerinin
rolü vardır toplumda. En son yapılan
çalışmalarda parçalı bir durumun tasviri
yapılır. Medyanın oy verme davranışı
üzerinde güçlü etkisi olduğu söylense
de farklı teorilerle bunun odak noktası
geniş bir tartışma alanına taşınır. Bugün
ülkemiz açısından bakıldığında medyasiyaset ilişkisinde çok katmanlı bir
tablonun olduğunu söylemek mümkün.
Yani medya bir yandan insanların
oy verme tercihleri üzerinde etkide
bulunuyor ama bir başka yönden
hiçbir etkide bulunmuyor. X gazetesini
okuduğu için CHP’den vazgeçen veya Y
televizyonunu seyrederek AK Parti’ye
oy veren birisinin olup olmadığını
bilmiyorum. Duymadım da. Medyanın
rolü daha çok pekiştiricilik bağlamında
okunabilir. Herkes kendi durduğu yeri
daha muhkem hale getirmek ve kendi
kalesini tahkim etmek için mücadele
ediyor.
MEDYA HER ŞEYİ DEĞERSİZLEŞTİRİYOR
Günümüzde, iktidar
mücadelesinde ve seçim
yarışında başarılı olabilmek için
medyanın gücünden yararlanmak
neredeyse olmazsa olmaz bir
zorunluluk haline geldi. Siyaset
mühendislerinin bir çabası
olarak ortaya konulan haberler
gerçeklikten oldukça uzak.
Bu çerçeveden baktığımızda
gerçekliğin algı operasyonlarına
kurban edildiğini söyleyebilir
miyiz?
Aslında gerçeklik şimdi değil, çok
önceleri kaybolmuştu. Nietzsche,
gazeteyi ilk kez eline aldığında
“Artık hakikat hiçbir zaman
öğrenilemeyecek.” ifadesini
kullanmış. İsmet Özel’in ‘Esenlik
Bildirisi’ şiirinde yer verdiği
ifadeler de benzer muhtevayı
pekiştirmektedir. Gazete
nezdinde kitle iletişim araçlarına,
kitleselleşmeye belki büyük
ölçüde de yığınlaşmaya eleştirel
bir bakış vardır bu şiirde. Özel,
modern kent hayatının insana
dayattığı yabancılaşmayı işlediği
şiirinde, “Gazeteler tutuklamış
dünya kelimesini o dünyadan,
o şiirden öç almalı demektir”
derken gündelik hayatta gazetelere
gömülmüş, gazeteler aracılığıyla
kendisine verilenlerin dışında
bir şey düşünmeyen, düşünmek
dahi istemeyen; Necip Fazıl’ın
ifadesiyle hakikat güneşini
“ceketinin iç cebinde kaybeden”
hızlı, kısa, özet ve salt görünür olana
indirgenmiş bir hayatı yaşayanlara
uyarısını yapar. Cemil Meriç’in,
“Gazete, okununca biter.” derken
vurgulamak istediği şey de büyük
ölçüde onun hakikate dair bir nüve
taşımadığıyla alakalıdır. Basıldığı
anda eskir gazete. İçindekiler
de okunduğu andan itibaren
kaybeder kıymetini. Yusuf Kaplan’ın
ifadeleriyle toparlarsak, kitle
iletişim araçlarının zihinlerimizin
ve hayal dünyalarımızın efendileri
konumuna yerleştiği bir zaman
diliminde, medya aslında yeni
değerler, yabancı değerler empoze
etmiyor. Bütün değerleri, bizim için,
çocuklarımız için, bütün toplumlar
ve insanlık için değerli olan her şeyi
değersizleştiriyor, bütün değerleri
yerle bir ediyor. Gazeteden radyoya,
sinemadan televizyona ve bugün
internete, sosyal medya aşırılığına
uzanan çizgisel ilerleyişinde kitle
iletişim araçları, her seferinde yüzeye
yaklaşarak, yüzeyselleştirerek,
hakikatin derinlere hapsedilmesine;
hayatın ise sıradanlığa mahkum ve
mahpus edilmesine neden oluyor.
Hukuki olarak gerçek hayatta
suç olan şeyler sosyal medyada
da suç sayılmaya başlandı. Özel
hayat ihlali ile beraberinde gelen
Twitter’a erişimin engellenmesi
ifade özgürlüğünün yasaklanması
olarak algılandı. Bu anlamda sosyal
medyanın hukukun oluşmasında
bir eksiklik mi söz konusu?
İnternet tabanlı iletişim bugünün
gerçeği. Bunu en iyi şekilde
kullanmak gerekiyor; fakat
tabulaştırmanın bir anlamı yok.
İnternetin bir merkezi var ve
burası Amerika. Yapılan her şey
orada belirli ağlarda birikiyor.
Twitter ve Facebook gibi sosyal
paylaşım siteleri de ABD merkezli
şirketlere ait. Kendilerine göre
belirli kurallara göre işletiliyorlar.
Bu şirketlerin ülkelere göre farklı
tutum geliştirdiği görülüyor. Mesela
ABD ve İngiltere şu hesaptan yapılan
paylaşımların içeriği ülkemizin
hukukuna aykırı dediği zaman, bu
hesaplara müdahale ediliyor; ama
Türkiye’den böyle bir talep gittiği
zaman bunu dikkate almayabiliyorlar
ve Türkiye’de çalışan bir şirket
olarak vergi de vermiyorlar. Türkiye,
yaşanan son olaylardan sonra bu
duruma müdahale ettiği için daha
fazla dikkate alınmaya başlandı.
Sosyal medya içeriklerine dair
kapsamlı bir hukuki düzenleme
yapılamamış olması da boş bir alan
bırakıyor. Dolayısıyla herhangi bir
hukuk devletinde olması gerektiği
gibi toplumsal ve özel yaşamı
doğrudan etki altına almaya başlayan
bir alanla ilgili olarak devletin yasal
düzenleme yapması zaten olması
gereken bir zorunluluktur. Biraz
iyimser bir yaklaşım olmakla birlikte
daha uygun ve şık olan, sosyal
medya kullanıcılarının toplumsal
sorumluluk bilinciyle hareket etmesi,
özdenetim yapabilmesi ve ilkesel
olarak erdem kalarak paylaşımda
bulunmasıdır. //
G Ü N DEM
www.212haber.com
İlk hedefimiz
7 Haziran 2015
seçimleri
AK Parti İstanbul 5.
olağan İl kongresi Sinan
Erdem Spor Salonu’nda
yapıldı. Aziz Babuşçu’nun
milletvekili aday adaylığı
için çekildiği AK Parti
İstanbul İl Başkanlığı’na
Selim Temurci getirildi.
Kongrede AK Parti
Başakşehir ilçe teşkilatı
da tam kadro yer aldı.
S
(dú0( tek aday olarak giren AK Parti
İstanbul İl Başkan Yardımcısı Selim
Temurci, 548 delegeden 520’sinin oyunu alarak, AK Parti İstanbul İl Başkanı
oldu. Seçimde kullanılan 28 oy geçersiz
sayıldı. Divan Başkanlığını da Genel
Merkez Teşkilat Başkanı Süleyman
Soylu yaptı. AK Parti Başakşehir ilçe
teşkilatı da kongrede tam kadro yerini
aldı.
Yeni İl Başkanı Selim Temurci seçim
sonuçlarının açıklanmasının ardından
yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Büyük bir sorumluluk üstlendik.
İstanbul teşkilatlarının önümüzdeki
dönemde ilk hedefi 7 Haziran 2015
seçimleridir. İstanbul teşkilatına tarihi bir sorumluluk düşüyor. Rabbim
hepimizin yardımcısı olsun. Birlikte
çalışmaktan onur duyduğumuz, bize
yol çizen Aziz Başkanımıza ve tüm
teşkilat mensubu kardeşlerime hassaten
teşekkür ediyorum. Rabbim İstanbul’a,
milletimize hizmet etmeyi bizlere nasip
eyledi. Tabi bu nasip işidir. Durmak
yok, yola devam diyoruz.”
BAŞAKŞEHİR KONGRENİN
İN
YILDIZI OLDU
Sergilediği büyük heyecan ve
coşkusuyla kongrenin yıldızı
olan AK Parti Başakşehir ilçe
teşkilatı, tam kadro katılımıyla
farkını ortaya koydu. Açtığı dev
pankartlarla da dikkatleri üzerine çeken Başakşehir teşkilatı,
vatandaşın teveccühünü kazandı.
AK PARTİ İSTANBUL’UN
YENİ YÖNETİMİ
Selim Temurci, Abdurrahman Dursun, Ahmet Cin, Ahmet Altunsoy, Ali
Rıza Yapar, Ali Zeki Karadeniz, Altuğ
Karataş, Celal Erdoğan, Cemal Sarıhan,
Cihan Öztunç, Engin Meydan, Fadime
Taycı, Fatih Bolcan, Fatih Tuna, Ferhat
Sakallı, Feti Ahmet Balin, Fırat Oktay,
Habibe Çiftçioğlu Başer, Habil Yazıcı,
Halil İbrahim Tur, Hamide Mercan,
Hasan Sakız, Hasan Kılıç, İsmail Yıldız,
M. Abdulhalim Aksu, Mehmet Umur,
Melek Şemşek, Metin Karakaş, Muharrem Ödemiş, Murat Atım, Mustafa
Necati Işık, Mutlu Bozkurt, Ömer
Faruk Besli, Ömer Fuat Günday, Özlem
Öztekin Vural, Rabiye Ünlü Demir, Saadettin Çay, Seçkin Turan, Sedat Ecin,
Serdar Gümüş, Serkan Duran, Serkan
Haser, Sevilay Tuncer Uludağ, Şengül
Karslı, Şevki Şar, Timuçin Oğuz, Tuğba
Işık Ercan, Tülay Kalav, Yusuf Ulutaş,
Zeynep J.Louise Kandur. //
)-%*0ťM:9L2015
5
6
)-%*0ťM:9L2015
YA ZI
www.212haber.com
MÜTEVAZİ CAMİNİN
COŞKULU İNSANLARI
Ö
halitbekiroğ[email protected]
uk psikolojisi ii
Daha önemlisi gurupçuluk
le değil, tarafgirlik oluşturmak için değil, onun-bunun adamı olmak için değil,
yalnızca yüklendiği emanetin kaygısı ile
gençlerin elinden tutmak, onların üstüne
titremek bugünlerde çok daha zor…
1&(.ú<$=,0,='$ Vadi’de yürüyüşün anlamı üzerinde durmuş ve mümkünse bu yürüyüşlerin seher vaktinde camilerden başlamasına değinmiştik…
Bahsettiğimiz camilerden biri de Ömer Nasuhi Bilmen isimli şirin mi şirin Cami. Binaların tekebbürüne rağmen tutunduğu tepecikte mütevazılıği ile varlığını gösteren ve
bence birçok şeye meydan okuyan Cami…
Sosyal Gençlik çalışması sonrasında Ahmet Hoca ile yollarımız evimize yakın Cami’de kesişti. Tunahan Camisi daha büyük ve daha meşhur olmasına rağmen Ömer Nasuhi Bilmen Camisi bizi
çekti kendine. Belki de büyük olana mesafeli oluşumuzdandı. Yürüyüşlerimizin
bazen başlangıç noktası, bazen de bitiş
noktası bu cami oldu. Nefsimizi yenebildiğimiz vakitlerde camide huzur bulmaya çalıştık…
Camiler Allah’ın evi olmaları hasebiyle elbette güzeldir ama kıymetli insanlar ve kıymetli kişiler de camilere bir o kadar güzellik katarlar. Camilerde güzel faaliyetler icra
ediliyorsa o mekânlar daha da şenlenir, hele
bir de faaliyetlerin içinde çocuklar ve gençler varsa…
Özellikle geçen Ramazan ayında mümkün olduğunca teravih namazlarını bu
camide kılmaya çalıştık. Çünkü cami sadece küçücük iç mekânıyla değil, avlusu
sayılabilecek dış mekanıyla da bütün olarak gelenleri kuşatıyor. Sıcağın bunaltıcılığında hem içimize hem dışımıza serinlik katıyor…
Bu caminin kıymetli hocalarından Ahmet
Tan Hoca’dan bahsedeceğim. Bir süredir
müezzinlik yapıyor. Güzel kıraatiyle farklı
makamlarda okuduğu ezanlarla bizi camiye
ve namaza çekiyor...
Hoca dediysek öyle kırklı ellili yaşlardan
değil otuzun altındaki yaşlardan bahsediyoruz. Yaşın da etkisiyle olacak ki gençler Ahmet Hoca’nın etrafında dönüyor. Gençlerle
iletişim kurabilmek, onlara dokunabilmek
hele hele bu zamanda kolay iş olmasa gerek. Elbette yaş faktörü yanında bu işe gönül koymak da var. Seve seve işini yapmak
var. İşini hizmet aşkıyla yapmanın getirdiği
farklılık var…
Ahmet Hoca’yı “Sosyal Gençlik” faaliyetlerinden tanıdım. Birkaç yıl önce yurtdışından Türkiye’ye dönünce çocuklarımın
manevi gelişimi için araştırma yaptığımda dostlar, Başakşehir şartlarında bu çalışmayı önerdiler. İki yıl çok bereketli geçti, çocuklarımız severek, isteyerek çalışmalara katıldılar…
Bu zamanda çocukları tabletsiz, akıllı telefonsuz yani alet-edevatsız çalışmalara ikna
etmek kolay mı? Sürdürülebilir faaliyetlerle
irtibatlandırmak ne kadar mümkün? Hem
sonra bu işleri sadece Allah rızası için ve sabırla yürüten kaç abi kaldı ki?
Halit
Bekiroğlu
Ahmet Tan
Bir ara sabah namazında dostlarla buluşup Riyazu’s-Salihin’den Hadis dersi yapmak için Ömer Nasuhi Bilmen Cami’sini seçmiştik. Bu derdimizi anlattığımızda sağ olsunlar hocalarımız kucak açmışlardı ama maalesef biz, zaaflarımızdan
dolayı ancak birkaç ders devam ettirebilmiştik…
Geçen yıl Cami’nin Vadi’ye bakan bahçe köşesine küçük bir yapı inşa edildi. Bir
tür sohbet mekânı. Kitaphane de diyebiliriz. Sıcak mı sıcak bir ortam. Çaylar çok
ucuz çünkü kâr amacı güden bir yer değil. İşletmesini muhtelif üniversitelerde
okuyan birkaç genç üstlenmiş, iyi çoğu iyi üniversitelerde okuyan pırıl pırıl gençler. Gözlerinde umut ışığı olan, derdi olan, bugüne ve geleceğe dair bir şeyler
yapmaya çalışan harika gençler…
Gençlerle aynı dili konuşabilen hocalara
ne de çok ihtiyacımız var!
Yapıp ettiklerini sadece meslek gibi görmeyip, hem mesleğinin hakkını veren
hem de işine aşk katan hocalara ne de
çok ihtiyacımız var!
Çocuklarımızı yüreğinden yakalayan,
onları bütün doğallıklarıyla kabul eden,
yeri geldiğinde camide haylazlıklarını tolere edebilen birikimli ve bir o kadar aşk
sahibi hocalar geleceğimizi kuracak…
Geçenlerde çocuklarla yatsı namazına
gittiğimizde Ahmet Hoca elimize birer
form tutuşturdu ve haftanın üç akşamı
kıraat ve talim dersleri başlattığını söyleyerek bizleri de davet etti. Ara tatile kadar birkaç ders yaptık. Yaş ayrımı olmadan herkesin diz çöküp yarım sayfa okuduğu harika bir ortam; yaşlı amca da var,
orta yaş da, ortaokul öğrencisi de var…
Cami’nin imkânları ne kadarını kaldırır bilmem ama müsait olan tüm dostlara yürekten tavsiye ederim. Hafta boyu
paslanan kalbimizi bir nebze arındırabiliriz. Hiçbir yaş farkı olmaksızın diz çöküp Kur’an meclisinde kendimize gelebiliriz. Dünyanın hengâmesini bu mütevazı caminin dışında bırakıp çocuklarımızla aynı halkaya oturabiliriz…
Ahmet Hoca ne der bilmem ama tatil
sonrasında altı yaşına girecek olan oğlumu da bu Kur’an meclisine götürmeyi
düşünüyorum. Gerisini hocalarımız düşünsün. Hem zaten Ahmet Hoca olmaz
derse yeni başlayan kıymetli imamız Abdurrahman Hoca’ya başvururum!!!
İlgilenen Başakşehirli dostlar için Ömer Nasuhi Bilmen Camisi’ndeki programların detayı:
Salı, Çarşamba ve Cuma günleri Yatsı
Namazı sonrası; Kur’an-ı Kerim, talim,
itikad, ilmihal, ibadet dersleri belli bir
müfredata uygun şekilde icra ediliyor…
Pazar günleri Öğle Namazı sonrası 1 ayetin tefsiri yapılıyor…
Her Sabah Namazı sonrası Riyazü’sSalihin’den 1 hadis okunup açıklanıyor…
Her Yatsı Namazı sonrası 1 ayet ve meali,
1 hadis ve 1 ilmihal bilgisi işleniyor… //
www.212haber.com
SINAV
>7^>Z7
PEmbmD
,/Z
Türkiye’de sayıları
yaklaşık 3 bin 500’ü
bulan dershaneler,
1 Eylül 2015 itibariyle tarihe karışmış
olacak. “Usta kaptan fırtınalı havada
belli olur” sloganıyla yola çıkan Sınav
Dergisi Dershaneleri, dönüşümle birlikte yolculuğuna
bundan böyle “Sınav Liseleri” olarak
devam edecek.
EĞİTİM
)-%*0ťM:9L2015
7
“Usta kaptan fırtınalı
M
A
T
havada belli olur”$1/$0,</$
T
h5.ú<(’de sayıları yaklaşık 3 bin 500’ü
bulan dershaneler 1 Eylül 2015 itibariyle
tarihe karışmış olacak. Dönüşüm başvurusunda bulunan ve gerekli şartları yerine
getiren tüm dershaneler örgün eğitimin
içine dâhil edilerek, özel okul statüsünde Milli Eğitim Bakanlığı’nın bünyesine
katılacak. “Usta kaptan fırtınalı havada
belli olur” sloganıyla yola çıkan Sınav
Dergisi Dershaneleri bugünlerde dönüşüm heyecanı yaşıyor. Yoluna temel lise
olarak devam edecek olan kurum, eğitim
faaliyetini bundan böyle “Sınav Liseleri”
olarak sürdürecek.
“Dönüşüm kapsamındaki okullar olarak
biz de Maliye Bakanlığı’nın tahsis ettiği
eğitim-öğretim teşvik priminden yararlanarak özel öğretimin desteklenmesi
manasında bu projeye bir katkı sunmuş
olacağız.” diyen Sınav Dergisi Dershaneleri İstanbul Bölge Koordinatörü Necdet
Özcan, “Devlet okullarındaki 9, 10, 11
ve 12. sınıftaki öğrencilerin bir kısmının
temel liselere geçmesiyle birlikte okullar-
SINAV LİSELERİNDE VELİLER
DOĞAL DENETÇİLERİMİZ OLUYOR
Sınav Liseleri’ni diğer liselerden ayıran en
önemli özelliği tam zamanlı eğitim vermesi.
Sınav eğitim kurumları geçmiş birikimini, tecrübeli öğretmen kadrosu, nitelikli yayınları, rehberlik ve takip sistemiyle en donanımlı şekilde
öğrencilerini kuşatmış olacak. Şu anda yapmış
oldukları hazırlık çalışmalarıyla dönüşüm konusunda sektörün en önde giden kurumu olduklarının altını çizen Özcan, “Yapmış olduğumuz
çok ayrıntılı çalışmalarla bütün süreci baştan
sona programlamış durumdayız. Bunu bir yol
haritası olarak katalog şeklinde velilerimize de
veriyoruz. Başlangıç bitiş sürelerinden, ders
ve etüt saatlerine; yazılı/deneme sınavları ve
vereceğimiz ücretsiz yayın setlerinden ödevler
ve bireysel çalışmalara, dijital yayınlardan İngilizce eğitimine, rehberlik ve danışmanlık/takip
sisteminden gezi ve sosyal aktivitelere kadar her
konu bu katalogda yer alıyor. Böylece velimizi
de doğal denetçi haline getirmiş oluyoruz. Hem
dershanecilikteki tecrübemizi hem de okulculuktaki deneyimimizi birleştirip ortaya güzel
bir sonuç çıkardık. Sınav liseleri şu anda bütün
yönleriyle hizmet vermeye hazır bir durumda.
“Usta kaptan fırtınalı havada belli olur” sözünü sloganımız haline getirdik. Biz geçmişte de
eğitim sistemindeki her değişime çabuk adapte
olabildik. Bu bizim kurumsal yapımızın sağlam,
hareket kabiliyetimizin yüksek ve iyi yönetilen
bir marka olmamızdan kaynaklanıyor.” sözlerine yer veriyor.
Velilerin gözden kaçırmaması gereken önemli
iki hususun olduğunu vurgulayan Necdet Özcan
sözlerini şöyle sürdürdü: “Öncelikli olarak dönüşüm okullarına her sınıf düzeyinde kontenjanın yüzde 30’u kadar öğrenci alabilme sınırı getirildi. Temel liselerin ikili öğretim yapma hakkı
nedeniyle bu sayı iki katına çıksa da özellikle
tekli (tam zamanlı) eğitim yapan kurumlarda
alınabilecek öğrenci mevcudu sınırlı. İkinci
olarak ise daha önceleri başarılı Anadolu ve Fen
liselerinden mezun olanlara üniversite sınavlarında Ortaöğretim Başarı Puanı adı altında bir
avantaj tanınıyordu. Bu uygulama tamamen kaldırıldı ve lise mezunlarının tamamı üniversiteye
girişte eşit değerlendirildi. Yani öğrenci hangi
okulda olursa olsun kendi bireysel başarısını
üniversite sınavlarında aldığı puanın üzerine
ekleyerek bir yerleştirmeye tabi tutuluyor.”
Özcan, “Sınav Liseleri olarak 28 Şubat’ta tüm
Türkiye genelinde bütün şubelerimizin katılacağı bir Düzey Belirleme Sınavımız olacak.
Başakşehir şubemiz de beş yıldır mevcut binasında nitelikli bir hizmet vermekte. Başakşehir
ilçe olarak eğitime değer veren bir veli kitlesine
sahip. Bu vesileyle tüm velilerimizi Düzey
Belirleme Sınavımıza ve erken kayıt avantajlarımızdan yararlanmaya çağırıyorum.” ifadelerini
kullandı. //
daki, birim öğretmen ve derslik başına
düşen öğrenci sayısı azalacak ve böylelikle okulun yükü de hafiflemiş olacaktır.
Ayrıca 9. sınıfa geçen öğrenciler de tercih
etmedikleri bir okulda okumak zorunda
kalmayacaklar. Temel liseleri, daha hesaplı
ve sınavlara hazırlığı merkezine almış olan
bir özel okul olarak tercih edebileceklerdir.” şeklinde konuştu.
ÖĞRENCİ TAM ZAMANLI
EĞİTİM GÖRECEK
Dönüşümle beraber özel lise kapsamına
geçen okulların eski sisteme göre artılarının olacağını kaydeden Özcan, “Biz
yine ağırlıklı olarak çocukların sınava
yönelik hazırlıklarını üstlenen kurumlar
olacağız. Zaten veliler çocuklarını ister en
yüksek puanla gidilen Anadolu Liselerine
ister çok yüksek ücretlerle özel okullara
göndermiş olsalar bile yine de 12. sınıfta
dershanelere gönderip çocuğunun bu yarış
içerisinde geri kalmamasını sağlıyordu.
Dershaneler de faaliyetlerini, çocuğun
okul harici zamanlarına sığdırmak zorunda kalıyordu. Bu sistemle birlikte öğrenci
tam zamanlı olarak, yani haftanın 6 günü
bizim okullarımıza gelmiş olacak. Hem
bizler kısıtlı sürelerde bu işi kotarmanın
çabası içerisinde olmayacağız ve bu işi
daha geniş zamana yayarak çocuklarımızla
daha fazla ilgilenip, eksiklerini tamamlayarak onları belli bir noktaya getireceğiz
hem de öğrencilerimiz akşamları daha erken vakitte çıkabilecek, Cumartesi öğleden
sonra ve Pazar günleri de onlar için tatil
olacak.” dedi.
TEVECCÜH YÜKSEK
Dershanelerin dönüşümüyle birlikte
mekânsal sorunların dışında çok fazla
bir sorun olmayacağını düşündüklerini
belirten Necdet Özcan şunları kaydediyor:
“Şu anki sistem içerisinde objektif ve genel
geçer bir öğrenci seçiminin yapılabilmesi
için sınavların olması gerekiyor. Madem
+$1(
6
5
(
'
/
2.8
ú
.216(37
sınavavlar yine
olmaya
maya
devam
am edecek,
çocukların
ukların buna zamana
yayılmış bir şekilde çok da bunaltılmadan
hazırlanması daha sağlıklı olacaktır. Daha
önce dershane olarak haftada 15 saate sığdırmaya çalıştığımız sınav hazırlığını dönüşümle beraber haftalık 45 saate yaymış
olacağız. Bu anlamda temel liselerin işlevsel olacağını düşünüyoruz. Öğrencilerimiz
okul-dershane arasında koşuşturmaktan
kurtulacak, tek elden daha ayrıntılı bir
takiple ve daha az yorularak sınav hazırlığını sürdüreceklerdir. Velilerimizin Sınav
Liselerine teveccühü yüksek, geri dönüşler
oldukça olumlu. Bize güveniyorlar. Hatta
keşke geçen seneden dönüşmüş olsaydınız
da biz çocuklarımızı kaydettirseydik diyen
velilerimiz var.”
8
G Ü N DEM
)-%*0ťM:9L2015
Kudüs ve Civarındaki Osmanlı Mirasını Koruma ve
Yaşatma Derneği (Mirasımız), 2014 yılında Mescid-i
Aksa’yı koruma, Kudüs’teki kalkınmayı
sağlama çalışmalarına
kadar çok
sayıda projeye
imza attı.
www.212haber.com
İsrail’i rahatsız
eden proje
İşte Mirasımız
Derneği’nin 2014 yılı
Dern
Kudüs raporundaki göze
Kudü
çarpan detaylar:
çarp
.
8'h69(&ú9$5,1'$.ú Osmanlı
Mirasını Koruma ve Yaşatma Derneği (Mirasımız), 2014 yılı faaliyet
raporunu açıkladı. İstanbul’da bir
otelde düzenlenen basın toplantısında, derneğin 2014 yılında
öğrencilere yardımlardan Kudüs’teki kalkınma çalışmalarına
kadar çok sayıda projeye imza
attığı belirtildi.
İsrail’in 2009 yılında ortaya koyduğu “Aksa ikiye bölünsün, yarısı
“
DŝƌĂƐŦŵŦnjĞƌŶĞŒŝzƂŶĞƟŵ
<ƵƌƵůƵĂƔŬĂŶŦDƵŚĂŵŵĞƚ
ĞŵŝƌĐŝ͕ŬƐĂ͛LJŦŬŽƌƵŵĂLJĂ
LJƂŶĞůŝŬŐĞƌĕĞŬůĞƔƟƌŝůĞŶ
ƉƌŽũĞŬĂƉƐĂŵŦŶĚĂ͕ŚĞƌ
ŐƺŶĞůůŝLJĞLJĂŬŦŶŽƚŽďƺƐƺŶ
&ŝůŝƐƟŶ͛ŝŶĨĂƌŬůŦŶŽŬƚĂůĂƌŦŶĚĂŬŝDƺƐůƺŵĂŶůĂƌŦƚŽƉůĂLJĂƌĂŬDĞƐĐŝĚͲŝŬƐĂ͛ĚĂŶƂďĞƚ
ƚƵƚŵĂƐŦŶĂLJĂƌĚŦŵĐŦŽůƵŶĚƵŒƵŶƵǀĞďƵƉƌŽũĞŶŝŶ7ƐƌĂŝů͛ŝ
ƌĂŚĂƚƐŦnjĞƫŒŝŶŝďĞůŝƌƫ͘
Müslümanların yarısı Yahudilerin” projesinin gerçekleştirilmediğini ifade eden Demirci, “İsrail,
Aksa’yı park, bahçe gibi herkese
açık alan ilan etti. Müslümanlar
her gün nöbet tuttu ve İsrail’in
hedefleri gerçekleştirilmedi.” dedi.
Toplantıda konuşan Mirasımız
Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Muhammet Demirci, derneğin geçen sene yürüttüğü faaliyetlerde,
Yahudileştirme ve bölme girişimlerine maruz bırakılan Mescid-i
Aksa’nın himayesinin hedeflendiğini ve derneğin ağırlıklı olarak
buna yönelik çalışmalar yaptığını
söyledi. Demirci, Aksa’yı korumaya yönelik gerçekleştirilen proje
kapsamında, her gün elliye yakın
otobüsün Filistin’in farklı noktalarındaki Müslümanları toplayarak
Mescid-i Aksa’da nöbet tutmasına
yardımcı olunduğunu ve bu projenin Aksa’yı korumaya yönelik
başarılı bir çalışma olduğunu ve
İsrail’i rahatsız eden bir proje
olduğunu belirtti.
İSRAİL’İN AKSA’DA
NÖBET TUTANLARI
YILDIRMA TAKTİĞİ
Mescid-i Aksa’ya girişte nöbet tutmak için gidenlerin kimliklerinin
İsrail güçleri tarafından alındığını
belirten Demirci, “Çıkışta kimlikleri iade etmiyorlar. Kimliği almak
için karakola yönlendiriyorlar.
Orada saatlerce insanları bekleterek yıldırmaya çalışıyorlar.” dedi.
2013 yılında her ay İsrail saldırılarına karşı Mescid-i Aksa’yı savunan 500 öğrenciye eğitim ve burs
desteği sağlayan derneğin, 2014’te
bu rakamı arttırdığı kaydedildi.
Yoksulluk oranının yüzde 70’ten
fazla olduğu Kudüs’te, Ramazan
ayında çok sayıda aileye fitre ve
kumanyaların ulaştırıldığı bilgisine yer verilen faaliyet raporunda,
Mescid-i Aksa’nın bahçesinde
100 bini aşkın kişiye iftar yemeği
verildiği dile getirildi.
22014’te sağlık projelerine
de önem verildi. Dernek,
bir hastanenin tefrişatına
yardımcı oldu.
Kudüs halkı ciddi sıkıntılar yaşıyor. Kadınlar ve
çocuklar sebepsiz yere
tutuklanıyor.
“Burası benim evim,
kimseye vermem.” diyerek
Aksa’da her gün nöbet tutan 80 yaşındaki bir kadın
geçtiğimiz aylarda hayatını
kaybetti.
Aksa’da tutulan nöbetler
sayesinde yıkamadılar.
2014’te Aksa’nın ikiye
bölünmesi planlanan proje
gerçekleşemedi.
Aksa etrafında bulunan
40’tan fazla caminin restorasyonu ve imarı yapıldı.
Aksa’da geçtiğimiz senelerde Ramazan aylarında
Cuma namazlarını 500 bin
kişi kılarken, 2014’te bu
sayı İsrail’in baskıları ve
engellemelerinden dolayı
30 binde kaldı.
“
5 Kasım 2014 tarihinde
İsrail askerleri 1967’den
bu yana ilk kez Mescid-i
Aksa’nın mihrabını postallarıyla çiğnedi.
Mescid-i Aksa tarihinde bir
ilk yaşandı ve 2014’te bir
gün girişler kapatıldı.
Aksa’nın altındaki kazı
çalışmaları devam ediyor.
Tarihi eserler yok ediliyor.
‘İSTANBULLULAR
KUDÜS’E
GİDECEK’
ĞƌŶĞŒŝŶŬƵƌƵůƵƔƚĂƌŝŚŝŶĚĞŶŝƟďĂƌĞŶŐĞĕĞŶ
LJĞĚŝLJŦůůŦŬƐƺƌĞŶŝŶďŝƌ
ĚƂŶĞŵŽůĚƵŒƵŶƵďĞůŝƌƚĞŶĞŵŝƌĐŝ͕͞ƵLJĞĚŝ
LJŦůŦďŝƌĚƂŶĞŵƐĂLJĚŦŬ
ǀĞďŝƌĚƂŶĞŵŝŬĂƉĂƴŬ͘
ϮϬϭϱ͛ƚĞŚĞƌDƺƐůƺŵĂŶ
<ƵĚƺƐ͛ƚĞďŝƌĨĂĂůŝLJĞƚ
LJĂƉĂĐĂŬǀĞďŝnjďƵƉƌŽũĞůĞƌŝƐĂĚĞĐĞŬŽŽƌĚŝŶĞ
ĞĚĞĐĞŒŝnj7ŶƔĂůůĂŚ͘͟ĚŝLJĞƌĞŬďƵĕĂůŦƔŵĂLJŦƔƂLJůĞ
ƂnjĞƚůĞĚŝ͗
͞7ƐƚĂŶďƵůůƵůĂƌ<ƵĚƺƐ͛Ğ
ŐŝĚĞĐĞŬ͕7ƐƚĂŶďƵůŝƐŝŵůŝ
ƉƌŽũĞLJĂƉĂĐĂŬ͘ŶŬĂƌĂůŦůĂƌŶŬĂƌĂŝƐŝŵůŝ
ƉƌŽũĞLJĂƉĂĐĂŬ͘ŝůĞůĞƌ
<ƵĚƺƐ͛ĞŐŝĚĞĐĞŬ͕ƵĨĂŬ
ďƺLJƺŬƉƌŽũĞůĞƌĞŝŵnjĂ
ĂƚĂĐĂŬ͘͟
&ĂĂůŝLJĞƚƌĂƉŽƌƵŶƵďĂƐŦŶ
ŵĞŶƐƵƉůĂƌŦŶĂƐƵŶĂŶ
ĞŵŝƌĐŝƐŽŶŽůĂƌĂŬ͕
͞<ƵĚƺƐŝĕŝŶϮϬϭϰ͛ƺ
ĂŶůĂƚŵĂLJĂǀĂŬƟŵŝnj
LJĞƚŵĞnj͘,ĞƌŐƺŶ7ƐƌĂŝů
ƚĂƌĂķŶĚĂŶŬƐĂ͛LJĂ
ƐĂůĚŦƌŦŐĞƌĕĞŬůĞƔƟƌŝůŝLJŽƌ͕
ŚĞƌŐĞĕĞŶŐƺŶŬƐĂ͛ŶŦŶ
ďŝƌŬŦƐŵŦĂůƨŶŦŽLJŵĂ
ĕĂůŦƔŵĂůĂƌŦLJƺnjƺŶĚĞŶ
ĕƂŬƺLJŽƌ͕<ƵĚƺƐ͛ƚĞŬŝ
DƺƐůƺŵĂŶŚĂůŬƐĂůĚŦƌŦLJĂŵĂƌƵnjŬĂůŦLJŽƌ͕ĞƐŶĂķ
ďĞnjĚŝƌŵĞĕĂůŦƔŵĂůĂƌŦ
ƐƺƌĚƺƌƺůƺLJŽƌ͕ϯϬϬďŝŶ
DƺƐůƺŵĂŶ͛ŦŶLJĂƔĂĚŦŒŦ
<ƵĚƺƐ͛ƚĞŚĞƌŚĂŌĂďŝƌ
ĂŝůĞŬĂŶƵŶŝLJŽůůĂƌůĂ
ĞǀůĞƌŝŶĚĞŶŬŽǀƵůƵLJŽƌ͘
ŬƐĂĂLJĂŬƚĂĚƵƌŵĂLJĂ͕
DƺƐůƺŵĂŶůĂƌĚĂƐĂŚŝƉ
ĕŦŬŵĂLJĂŬĂƌĂƌůŦ͘ŬƐĂ͕
<ƵĚƺƐ͛ƺĂLJĂŬƚĂƚƵƚĂĐĂŬ͘͟ĚĞĚŝ͘
Muhammet Demirci
‘Artık mızrak çuvala
sığmıyor’
6$$'(73$57ú6ú Zeytinburnu Teşkilatı
seçim çalışmalarına devam ediyor.
Nuripaşa ve Sümer Mahalleleri, mahalle
divanı toplantısını icra etti. Divana Saadet
Partisi İstanbul İl Başkan Yardımcısı ve
Hukukçular Derneği (HU-DER) Başkanı
Avukat Mustafa Yaman, Saadet Partisi Zeytinburnu İlçe Başkan Yardımcıları Cemil
Karış, İsmail Biber, Muhammed Hanefi
Çolak, Sümer Mahalle Başkanı Ali Demiralp, Nuripaşa Mahalle Başkanı Ali Mete ve
mahalle yönetimleri katıldı.
Saadet Partisi İstanbul İl Başkan Yardımcısı
ve Hukukçular Derneği (HU-DER) Başkanı
Avukat Mustafa Yaman, “Seçimlere sayılı
zaman kaldı. İnşallah azami gayret göstereceğiz ve en iyi neticeyi alacağız. Ülkemizin
ve İslam âleminin hal-i pür melali ortada.
Tüm İslam coğrafyası sıkıntı, kan ve gözyaşı
içerisinde. Türkiye’de insanımız bir yandan
ekonomik darboğazda, bir yandan ahlaki
ve maneviyatı bozan etkenlerin kıskacında.
İşsizlik oranı artıyor. Boşanma ve icra vakaları rekor seviyelere ulaştı. Tüm halkımız
borçlandırıldı. Bankalar faizlerle halkımızın
kanını emmekte. Elektrik,doğalgaz,su ve
diğer faturalarda dolaylı vergiler ile milletimizin ümüğü sıkılıyor” dedi. Yaman
konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bütün bu
olumsuz gelişmeler varken hükümet, algı
yönetimi sistemi dikkatleri sanal olaylara çekerek kendilerini unutturmaya çalışıyorlar.
Ama artık mızrak çuvala sığmıyor. İnşallah
yeniden geliyoruz ve Milli Görüş’ü ve onun
tek temsilcisi Saadet Partimizi yeniden iş
başına getirip Hakk’ın ve haklının yanında
yer alacağız” dedi. //
İMTİYAZ SAHİBİ
Erne Gazetecilik
ve Matbaacılık Ltd. Şti.
GENEL MÜDÜR
Halil Gölve
GENEL KOORDİNATÖR
Erol Çakır
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Abidin Koçoğlu
YAYIN DANIŞMANLARI
Necmettin Çakmak
Metin Öztürk
HUKUK DANIŞMANLARI
Av. Adem Yıldırım
Av. Ömer Geyik
GÖRSEL YÖNETMEN
Enis Ak
www.212haber.com
BÖLGESEL SÜRELİ YAYIN
Adres: Deposite AVM
A-1 Blok Kat: 3 No: 304
Başakşehir/İstanbul
Telefon: (0 212) 486 39 36
Web: www.212haber.com
e-mail: [email protected]
Baskı: İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez
Mah. 29 Ekim Cd. İhlas Plaza No: 11/
A41 Yenibosna-Bahçelievler/İSTANBUL
Tel: (212) 454 30 00
Gazetemiz basın ve meslek
ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yayınlanan köşe yazılarından
yazarları sorumludur. Reklamların
sorumluluğu reklam verene aittir.
GAZETEMİZ ÜCRETSİZ OLARAK DAĞITILMAKTADIR
10
G Ü N DEM
)-%*0ťM:9L2015
www.212haber.com
Muhtarlıktan Vekilliğe!
İrfan Balkanlıoğlu
Ordulular
hasret giderdi
KƌĚƵĞƌŶĞŬůĞƌWůĂƞŽƌŵƵ͛ŶƵŶĚƺnjĞŶůĞĚŝŒŝ͞ϳ͘KƌĚƵůƵůĂƌ^ĞǀŐŝbƂůĞŶŝ͟ŶĞ
ďŝŶůĞƌĐĞĚĂǀĞƚůŝŬĂƨůĚŦ͘KƌĚƵsĂůŝƐŝ7ƌĨĂŶ
ĂůŬĂŶůŦŽŒůƵ͕sĂůŝůŝŬŐƂƌĞǀŝŶĞĂƚĂŶŵĂĚĂŶƂŶĐĞŬĂLJŵĂŬĂŵůŦŬLJĂƉƨŒŦĂŒĐŦůĂƌ͛Ŧ
ĕŽŬƐĞǀĚŝŒŝŶŝďĞůŝƌƚĞƌĞŬ͕͞ŵĞŬůŝŽůƵŶĐĂLJĂŬĂĚĂƌŬĂůŵĂŵŝƐƚĞŶƐĞLJĚŝŐƂƌĞǀŝŵĞ
ĚĞǀĂŵĞĚĞƌĚŝŵ͘͟ĚŝLJĞŬŽŶƵƔƚƵ͘
ORDULULAR, ĂŒĐŦůĂƌKůŝŵƉŝŬ^ĂůŽŶƵ͛ŶĚĂ
ĚƺnjĞŶůĞŶĞŶϳ͘KƌĚƵůƵůĂƌ^ĞǀŐŝbƂůĞŶŝ͛ŶĚĞ
ŚĂƐƌĞƚŐŝĚĞƌĚŝůĞƌ͘^ĂůŽŶƵĚŽůĚƵƌĂŶ
ďŝŶůĞƌĐĞĚĂǀĞƚůŝLJĞƌĞůƐĂŶĂƚĕŦůĂƌŦŶƐĞƐůĞŶĚŝƌĚŝŒŝƚƺƌŬƺůĞƌĞĞƔůŝŬĞĚĞƌŬĞŶďŝƌůŝŬƚĞ
ŚĂůĂLJĕĞŬƟůĞƌ͘WƌŽŐƌĂŵĚĂďŝƌŬŽŶƵƔŵĂ
LJĂƉĂŶKƌĚƵsĂůŝƐŝ7ƌĨĂŶĂůŬĂŶůŦŽŒůƵ͕
ǀĂůŝůŝŬŐƂƌĞǀŝŶĚĞŶƂŶĐĞŬĂLJŵĂŬĂŵŽůĂƌĂŬ
ŐƂƌĞǀLJĂƉƨŒŦĂŒĐŦůĂƌŝůĕĞƐŝŶĚĞŬŝĚĞŒŝƔŝŵ
ǀĞĚƂŶƺƔƺŵĞĚŝŬŬĂƚĕĞŬƟ͘ĂůŬĂŶůŦŽŒůƵ͕͞ĂŒĐŦůĂƌ<ĂLJŵĂŬĂŵŦŽůĂƌĂŬŐƂƌĞǀ
LJĂƉĂƌŬĞŶŝŶŐƂů͛ĞsĂůŝŽůĂƌĂŬĂƚĂŶĚŦŵ͘
ĂŒĐŦůĂƌ͛ŦĕŽŬƐĞǀŵŝƔƟŵ͘ŵĞŬůŝŽůƵŶĐĂLJĂ
ŬĂĚĂƌŬĂůŵĂŵŝƐƚĞŶƐĞLJĚŝŐƂƌĞǀŝŵĞĚĞǀĂŵ
ĞĚĞƌĚŝŵ͘͟ƔĞŬůŝŶĚĞŬŽŶƵƔƚƵ͘KƌĚƵůƵůĂƌŦ
ŝůĕĞƐŝŶĚĞĂŒŦƌůĂŵĂŬƚĂŶĚŽůĂLJŦŵƵƚůƵůƵŬ
ĚƵLJĚƵŒƵŶƵŝĨĂĚĞĞĚĞŶĂŒĐŦůĂƌĞůĞĚŝLJĞ
ĂƔŬĂŶŦ>ŽŬŵĂŶĂŒŦƌŦĐŦĚĂƔƂLJůĞŬŽŶƵƔƚƵ͗͞^ŝnjůĞƌůĞĂLJŶŦŬƺůƚƺƌƺLJĂƔĂŵĂŬƚĂŶǀĞ
ƉĂLJůĂƔŵĂŬƚĂŶĚŽůĂLJŦŵƵƚůƵLJƵnj͘7ůĕĞŵŝnjĚĞŐƂƌĞǀLJĂƉĂŶĚĞŒĞƌůŝ<ĂLJŵĂŬĂŵŦŵŦnj
7ƌĨĂŶĂůŬĂŶůŦŽŒůƵ͛ŶƵKƌĚƵ͛LJĂǀĂůŝŽůĂƌĂŬ
ƵŒƵƌůĂŵŦƔƨŬ͘7ůĕĞŵŝnjĞŚŝnjŵĞƚǀĞƌŵĞŬŝĕŝŶ
LJŽůƵŵƵnjĂĚĞǀĂŵĞĚŝLJŽƌƵnj͘ƵĂŶůĂŵĚĂ
ďĂŶĂĚĞƐƚĞŬǀĞƌĞŶKƌĚƵůƵŚĞŵƔĞŚƌŝůĞƌŝŵĞ
ƚĞƔĞŬŬƺƌĞĚŝLJŽƌƵŵ͘͟
Enver Yılmaz
2014 yılı Mart ayında yapılan yerel seçimlerde 16 bin oy alarak Mahalle Muhtarı seçilen Başakşehir’in sevilen Muhtarı Fatih Mehmet Yıldırım Ak Parti’den Aday adayı oldu.
İstanbul 3.Bölgeden aday adaylığını açıklayan Yıldırım’a İstanbul’da bulunan Muhtar
Dernekleri, Türkiye Muhtar Federasyonları ve Sivil Toplum Kuruluşları destek veriyor.
Ü
d'g1(0'ú5 Muhtarlık vazifesini
sürdüren Başakşehir Mahallesi Muhtarı Fatih Mehmet Yıldırım bölgede
Sivil Toplum kuruluşlarında verdiği
mücadelelerle tanınıyor. Başakşehir
Kent Konseyi genel sekreterlik görevi,
Başakşehir STK Platformu yönetim
kurulu üyeliği, Başakşehir İlim Yayma
Cemiyeti şubesi kurucu Başkan Yardımcısı, ata sporu güreşi destekleyen
Başakşehir Güreş Derneği Başkanlığı gibi birçok dernekte kuruculuk
Başkanlık gibi görevlerde bulunan
Fatih Mehmet Yıldırım, yeni dönemde TBMM ye girerek yıllardır uğraş
verdiği Sivil Toplum kuruluşlarının
ve Muhtarlık camiasının sözcüsü
olmak ve büyük problemlerle boğuşan
Gençlik üzerine çalışmalar yapmak
istediğini belirtiyor.
“STK’ların 7 Haziran seçimlerinden
sonra Anayasa çalışmalarında daha
etkin rol alması gerektiğini belirten”
Yıldırım şöyle devam etti. “Türkiye’de
faaliyet gösteren Sivil Toplum kuruluşlarının Ülkenin gündemine daha
fazla katkı sağlaması istiyoruz.Son
yıllarda ortaya çıkan şer odaklarıyla
mücadelede daha etkin rol almalı ve
Ülkemize ihanet eden şebekeye karşı
dik durmalıdır.” dedi. Yıldırım ayrıca
Gençlerin günümüzde büyük bir
boşluk içinde olduğunu bu boşluğu
dolduracak manevi bir şuurlanmaya
ihtiyaç olduğunu sözlerine ekledi.
VATANDAŞIN İÇİNDE OLAN
BİR VEKİL OLMAK
İSTİYORUM..
Adaylığın nasıl geliştiğini sorduğumuz
Yıldırım “İçinde bulunduğum çevremden ve büyüklerimden ve özellikle
Babam’dan adaylık konusunda çok
telkin geldi, bugüne kadar yapmaya
çalıştığım hizmetleri daha etkin bir
şekilde Mecliste yapmayı canı gönülden isterim. İnşallah halkın içinde,
halkla irtibatı hiç kesmeyen bir çalışma
yapmak istiyorum.Yeni Türkiye’nin
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet
Davutoğlu’nun liderliğinde yeni Anayasa ve 2023’lerin özlenen Türkiye’sine
kavuşacağımız günlerin şahidi olmak
en büyük arzumdur. Çıktığımız bu
yolda Rabbim’den kolaylıklar diliyor,
seçimlerin Vatanımıza, Milletimize ve
Ak Partimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
FATİH MEHMET YILDIRIM
KİMDİR?
1972 yılında Sivas’ın Çiçekli Mahallesinde doğdu. İlk,orta ve Lise
eğitimini İstanbul’da tamamladı. Siyasi hayatına Bahçelievler’de Refah
Partisi Gençlik kollarında başladı.
2000 yılından itibaren Başakşehir’de
ikamet eden Fatih Mehmet Yıldırım,
2004 yılında Başakşehir Ak Parti
Mahalle Başkanı oldu. Basın yayın
alanında çalışmalar yaptı. Sırasıyla
BaşakHayat dergisi, BaşakHaber gazetesi ve Haberşehir gazetesi kurucu ve
yönetim kurulu görevlerini yürüttü.
Başakşehir’de bir çok sivil Toplum Kuruluşunda yer alan Yıldırım, İlim Yayma Cemiyeti Başakşehir Şb. kurucu
Bşk.Yrd. Başakşehir Kent Konseyi
Genel Sekreterliği, Başakşehir
Spor Kulübü, 5 Mevsim
Derneği, Başakşehir Güreş Derneği, Kutupder,
Beyazay Derneği gibi
kuruluşlarda kurucu
yönetim kurulu
üyeliği ve Başkanlık
gibi aktif görevlerde bulundu.
Başakşehir Mahallesindeki ilk görevi
2005 yılında girdiği Mahalli seçimleri
kazanarak Başakşehir Mahallesinin
ilk kurucu Muhtarı oldu. Dört yıllık
görevin ardından 2009 yılının Mart
ayında yapılan Mahalli seçimler ve
2014 yılı Mahalli seçimlerde 16 Bin
oy alarak tekrar Muhtarlık görevine
seçildi. Başakşehir Kaymakamlığı
Sosyal yardımlaşma Vakfı Mütevelli
heyette 3 sene görev yaptı.
Evli ve 3 çocuk babası olan Fatih
Mehmet Yıldırım 7 Haziran seçimlerinde Ak Parti’den İstanbul 3. Bölge
Milletvekili aday adayı oldu. //
+DN(YUHQVHO+DWD\6RIUDVñLOH+DWD\PXWIDßñQñQHğVL]OH]]HWOHULQLNHğIHGLQ
.HNLNLOHEHVOHQHQNR\XQODUñQNX]XODUñD\OñNNHQNHVLPKDQHOHULQGHLVODPLXV¾OHX\JXQNHVLOPHNWHGLU
.DOLWHYHKLM\HQHJ¸VWHUGLáLPL]¸]HQLŐ8OXVODUDUDVñ(W0XWIDN6HUWLŵNDVñőLOHEHOJHOHQGLUGLN
Hatay’dan İstanbul’a
Açılan Bir Kapı
)ORU\DōGD GHQL]LQ PDYLVLQLQ W¾P XPXWODUñ YH U¾\DODUñ
ER\GDQ ER\D ¸Q¾Q¾]H VHUGLáL ELU RUWDPGD +DWD\ōñQ
VH©PHOH]]HWOHULQL+DWD\XVXO¾QHX\JXQRODUDNVRIUDODUñQñ]DVXQX\RUX]+DWD\ōGDQ¸]HORODUDNJHWLULOHQPDO]HPHOHULPL]NHQGLKHODONHVLPHWOHULPL]J¾OHU\¾]¾P¾]
GRVWOXáXPX]\HPHNN¾OW¾U¾P¾]YHNDOLWHPL]OHVDGHFH
+DN(YUHQVHO+DWD\6RIUDVñōQñQGHáLOELUĜHKULQNDSñODUñQñVL]OHUL©LQD©ñ\RUX]
6ñFDN J¾O¾PVHPHOHULQ N¾OW¾UOHULQ GDQVñQñQ KD\DOOHULQL]GHQ ©ñNPD\DFDN VRIUDODUñQ YH VRQVX] GRVWOXNODUñQ
G¾Q\DVñQDDGñPDWPD\DKD]ñUPñVñQñ]"
Ġ•EßITĠ"IRBIRINDENĠ&ARKLÌĠ,EZZET
ðVWDQEXO )ORU\DőGD $NGHQL] 2VPDQOñ YH 7¾UN 0XWIDáñőQGDQ VH©PH ¸]HO OH]]HWOHUL +DWD\ YH %¸OJHVLQL
JHOHQHNVHOUH©HWHVLQHVDGñNNDODUDNKD]ñUODGñáñ©HĜLW\HPHáLLOH +DN(YUHQVHO+DWD\6RIUDVñ, KL]PHWYH
NDOLWHVL\OHEHUDEHUXOXVODUDUDVñND]DQGñáñEHOJHOHUOHGHRUWD\DNR\DUDNP¾ĜWHULOHULQHVXQPD\DGHYDPHGL\RU
180 Çeşit Farklı Kahvaltı
+DWD\ōñQ \¸UHVHO E¸OJHVLQH DLW E¸OJHGHQ JHWLULOHQ ¸]HO
SH\QLUUH©HOEDOYH]H\WLQ\DáñGDKLO©HĜLWIDUNOñNDKYDOWñVH©HQHáLYH]HQJLQNDKYDOWñIDUNOñOñNODUñ\ODP¾ĜWHULVLQHGDLPDOH]]HWYH]L\DIHWĜ¸OHQLVXQX\RU
%TLERIĠ¤ZELĠ"AHARATÌĠ¤ZELĠ2E´ETESIĠ¤ZEL
(WOHULQ \XPXĜDN ROPDVñ YH NRNPDPDVñQñQ ¸]HOOLáL ¸]HO \HWLĜWLULOHQ HUNHN NX]XODUñ WHUFLK HWPHPL]GHQ
ND\QDNODQñ\RU%¸\OHOLNOHHWLQOH]]HWLDUWPñĜROX\RU.XOODQGñáñPñ]PDO]HPHYH¸]HOOLNOH\¸UHPL]H
DLWELQELU©HĜLWEDKDUDWLOH]HQJLQOHĜWLULOPHVLEL]LOH]]HWYHKL]PHWWHIDUNOñODĜWñUñ\RU
0212 663 07 00
ěHQOLNN¸\0DKDOOHVLðVWDQEXO&DGGHVL
1R$TXD$90<DQñ
)ORU\Dð67$1%8/
ZZZKDNHYUHQVHOFRPWU
12
YA ZI
)-%*0ťM:9L2015
www.212haber.com
Emin
Batur
ARAÇ ÇEKME TERÖRÜ
V
9(5ú/(1<(7.ú1ú1 kötü niyetle kullanılmasına
en güzel örnek nedir diye sorarsanız; bana göre şu anda İstanbul’da uygulanan ‘Araç çekme’ işidir derim.
Bu iş o kadar hızlı, dakik, seri bir şekilde yapılıyor ki, şaşarsınız.
Devletin her kademesinde işler böyle yürüse
ülkemiz çoktan süper güç olurdu.
Ama öyle değil.
Bu araç çekme işi o kadar art niyetli o kadar
maksatlı yapılıyor ki, geçen gün benim de başıma gelmeseydi anlatılanlara inanmazdım.
Üstelik anlatılanlardan, işin içinde ‘iş’ döndüğünden şüphelendiklerini söylediler. O da ayrı mevzu.
Trafik kurallarına uyulmadığı için şikâyetçi olan birisiyim.
Ama şimdi trafik kuralını uygulayan memura kızıyorum.
Neden?
Anlatayım:
YOLUNACAK KAZ
Devlet size yetki vermiş.
Trafiği engelleyen araç park edildiğinde ‘Çekiniz! ’ demiş.
Gayet doğru yerinde bir karar değil mi?
Evet!
Peki, uygulama nasıl?
İşte oraya gelince iş değişiyor.
Gerçekten trafiği engelleyen araç mı çekiliyor?
Yoksa
Yolunacak kaz mı aranıyor…
KİMLERİN ARACI ÇEKİLİR
KİMLERİN ÇEKİLMEZ
Mesela aracınız Mercedes ve yukarısı Porche
falan ise merak etmeyin istediğiniz yere bırakabilirsiniz.
Kamyon, TIR, Minibüs aynı şekilde… Kimse
onlara dokunamaz.
Hele Minibüs hatırlı kişilere mal getirmişse, ona kim dokunabilir?
DEREBOYUNDAKİ TIR LAR
‘TIR çekilmez!..’ Dedim
Cezada mı yazılmıyor?
Bana öyle geliyor ki, ceza da yazılmıyor.
Nedenine gelince.
Başakşehir Dereboyu Caddesi üzerinde park eden TIR ları defalarca şikâyet ettim. Hatta yazılarımı takip edenler bilir, ayrıca yazı konusu
da etmiştim.
Bu TIR lar tam İSTOÇ kavşağında park ediyor.
Binaenaleyh Başakşehir, Kayaşehir vs. istikametinden gelen araçlar DEPOSİTO istikametine dönemiyor, böylece arkada uzun kuyruklar oluşuyor.
Yani tam çekilecek araç veya ceza yazılacak araç... Çünkü trafiği tıkıyor.
Sabah insanlar işine giderken bundan dolayı
zaman kaybına uğruyor diye hem yazdım, ayrıca ilgili yerlere şikâyet ettim.
Netice ne oldu biliyor musunuz?
Başakşehir ’de oturanlar bilir de, bilmeyenler için söylüyorum.
Dereboyun’da duran o TIR’ın birkaç arkadaşı daha oldu.
O da yetmedi şimdi oraya kamyonlar da gelmeye başladı.
Şimdi bu TIR ve kamyonlara bir kerecik olsun
ceza yazılmış olsa, hayatta bir daha oraya park
edebilirler mi?
ÇEKİLEN ARACA BİR ÖRNEK
Çekilmeyen bu kadar araca örnek verdim.
Şimdi de çekilen bir araca örnek vereyim.
Başımdan geçmese, birisi anlatsa ‘İşi amma
dramatize ediyor haa!..’ Diye içimden geçirir, ‘’Bu anlattıkları Yeşilçam’a film konusu olur’’ derdim.
Yer: Şehzadebaşı Camii karşısı, Fatih eski evlendirme dairesinin biraz ilerisi.
Saat: 18.00 civarı.
Yani mesai bitmiş.
Kış olması hesabı ile erken kararan havadan
dolayı, herkesin evine yetişmek için koşturduğu bir saat.
Yön: Trafik akışının ters yönünde... Bu saate artık Vezneciler istikametine giden araç sayısı iyice azalmış, bundan dolayı çevredeki esnafa mal
getiren minibüsler çoğalmış vaziyette. Onlar da
benim önümde arkamda dizilmiş bekliyor.
Biz de buraya eşimin aldığı bir eşyayı değiştirmek için gelmişiz.
İçimizde ‘Aracımızın çekilme korkusu…’ olduğu için
Eşimi kayınvalide ile gönderip aracın içinde
beklerken,
Çocuk: ‘’Baba piş piş yapacağım..’’ Demez mi?
Olur A!.. Çocuk bu!
O anda çocuğu tuvalete koşturmaktan başka
bir şey aklınıza gelmez.
Aracım zaten minibüslerin arasında, mesai bitmiş, ortalık tenhalaşmış, park ettiğim yerde trafiği engelleyecek bir durum da yok düşüncesiyle, Gülsüm’ü evlendirme dairesinin arkasındaki
küçük caminin tuvaletine götürdüm.
Çıkarken akşam namazının vakti daraldığından ve hazır cami şadırvanına kadar gelmişken,
abdest alıp namazımı da eda edeyim dedim.
‘’Hoş bu kadar işgüzar olacak değiller ya..’’ Diye
içimden geçiriyorum.
ARACINIZ DEĞİL SANKİ İÇİNİZDEN BİR ŞEY ÇEKİLİYOR
Namazımı kılıp çıktım, bir de ne göreyim aracım yerinde yok.
Minibüsler…
Onlar duruyor.
Bütün bu anlattıklarım taş çatlasa 7 dakikayı
geçmeyecek bir zaman dilimi içinde cereyan ediyor.
Şaştım kaldım.
Üstelik arabadan çıkarken çocuk altına yapmasın diye aceleden montunu da almamışım.
Çocuk elimde dört dönüyorum.
Gelen geçen çoğu yabancı… Kime ne sorayım?
Meğerse o anda hanım da gelmiş arabayı yerinde görmeyince, ileriye çektim düşünerek, ileride beni arayıp duruyor.
Karşıda B.Şehir Belediyesi zabıtasının binası duruyor.
Telaşla oraya daldım.
Aracın nereye çekildiğini soruyorum. Zabıta da
bilmiyor iyi mi?
Hay Allah.
Elimde kızımla, içimden bir şeylerin nasıl kırılıp gittiğini anlatamam.
Zabıta çaresizliğimi görünce ‘’İMÇ bloklarının
orada bir yerlere çekildiğini duydum’’ dedi.
Çıktım baktım hanım da bir tur atmış gelmiş,
çocuğu montsuz, o halde elimde görünce aklı başından gitti.
Neyse, durumu anlattım, onlara kalacak kapalı
bir yer bulup aracı aramaya koyuldum.
O saate taksi bulmanın zorluğu malum.
Tabana kuvvet otopark arıyorum.
Allahtan zabıtanın tarif ettiği otopark doğruymuş.
Cezamı ödeyip aracımı aldım.
7 DAKİKA
SORULAR VE ENDİŞELER
Aracın çekildiği yeri ve saati söyledim.
O saat ve yerde yangın çıksın 7 dakikada itfaiye yetişemez.
Orada ölmek üzere birisi can çekişsin Ambulans 7 dakikada gelemez.
Çatışma çıksın polis gelmez.. Gelemez, yetişemez.
Nitekim birkaç gün önce Şehrin en merkezi yerinde, biri Nişantaşı
Diğeri Sarıyer’de takır takır adam vurdular. Ve
ellerini kollarını sallayarak oradan uzaklaştılar.
Polis yetişebildi mi?
Hayır.
Üstelik polisin altında gayet iyi araçlar olduğu halde.
Ama aynı yere koca bir çekici kamyon 7 dakikada yetişmekle kalmıyor, arabayı bağlıyor,
yüklüyor ve ortadan kayboluyor.
Bu ne hız, bu ne sürat…
Anlamak mümkün değil.
Şimdi gelelim soru ve endişelerime.
Ödediğim cezanın 10 TL si otopark parası.
Hâlbuki araç orada 1 saat bile kalmadı. 24 saat
kalmış gibi ücret alınıyor.
Geri kalan ceza da Trafik Vakfı mı bilmem başka bir dernek mi oralara gidiyor.
Kuruluş amacı hizmet olan ‘Vakıf ’ ismi de bu
şekilde kirletiliyor.
ARAÇ ÇEKİLMEYECEK CEZA
YAZILACAK
Hâlbuki İçişleri bakanlığının bu konuda genelgesi var.
Park yasağı olan bir yere park eden araç, eğer
trafiği engellemiyorsa otoparka çekilmeyecek
ceza yazılacak.
Ama dinleyen mi var?
Devlet, eğer kötü niyetli memurların eline geçmişse, ondan daha kötü bir güç olamaz.
[email protected]
HINCAL ULUÇ VE
A.RAHMAN DİLİPAK
Bu işin H. Uluç ve A. Dilipak’la ne ilgisi var
derseniz onu da arz edeyim.
Niyet kötü olunca işlerin nasıl yürüdüğünü
bu iki yazarımız üzerinden örnek vermek
istiyorum.
Önce A. Dilipak’ın başından geçen bir olay:
Henüz cemaat - hükumet kavgasının başlamadığı bir zamanda Dilipak bir yazısında Fethullah Gülen’den bahsediyor. Konuyu anlatırken, yazısına ‘Fethullah Gülen Hoca…’ şeklinde devam ediyor.
Ertesi gün Dilipak’ı bir ilin emniyet müdürü arıyor.
‘Sayın Dilipak… ‘ diyor.
‘Yazdığınız yazıdaki ibare – Hoca- değil, –
Hoca efendi- olacak. Bundan sonra yazarken dikkat edin.’ Deyip telefonu kapatıyor.
Hassasiyeti görüyor musunuz?
Bu ülkede her gün yüzlerce gazeteci-yazar
köşesinde yazıyor.
Bu yüzlerce yazı, ‘Himmet’ le nasıl bir taranıyorsa…
Orada geçen ve hakaret içermeyen masum
bir ibare, Emniyet Müdürümüzün dikkatini
çekiyor ve müdürümüz gereğini yapıyor.
Dikkate… Takibe bakın siz!..
Şimdi diğer yazarımız H. Uluç beyden bahsedeyim.
H. Uluç ülkemizin en çok okunan gazetelerinden birinde yazıyor.
Ve neredeyse her hafta trafikle ilgili tenkitlerini dile getiriyor. Hatta tenkit değil, yanlışın
düzeltilmesi için, yer zaman kişi ve plaka numarasını bile veriyor.
Takip edebildiğim kadarı ile netice alamıyor
ki, trafikte aynı noktadaki hataların devam
ettiğini defalarca yazmak zorunda kalıyor.
Yani anlayacağınız kimse yazdıklarını iplediğini falan yok.
Dilipak gibi hoca efendi yerine hoca yazsa,
Veya
Oraya arabasını park etse, bak bakalım gereği yapılır mı yapılmaz mı?
Peki, bu vurdumduymazlığın sebebi ne?
Neden?
Nedeni çok. Ama her şeyden önce bu şehirde trafiğin medeni ülkelerdeki gibi olması için NİYET yok.
• Nereden bu kanıya vardın?
• 155 ten.
155 NEYE YARAR
Bir defa yetkililerin bu trafik işini düzeltmeye niyetleri var mı?
Bana sorarsanız ‘Yok!..’
• Neden?
• Çünkü bu işten mustarip olan halkı yanına çekmiyor da ondan.
• Nasıl çekecek?
• Vermiş işte… 155 var ya.
• Başka?
• Trafik ihlali yapanı fotoğraflayıp Emniyetin sitesine gönderebilirsiniz.
• Nasıl yani?.. Adam deli dana gibi trafikte aramıza dalıp dalıp çıkıyor. O anda ben
ondan daha hızlı davranıp telefonumu çıkarıp ayarlayıp fotoğrafını çekip ilgili siteye göndereceğim. Öyle mi?
• Veya adam mandalina kabuğunu, pet şişeyi, peçeteyi, sigarayı vs. camdan fırlatıp atıyor.
Ben ondan daha hızlı davranıp fotoğraflayıp göndereceğim. Mümkün mü bu?
• Anladık senin vatandaşlık görevini yapmaya niyetin yok… Bunları yapamıyorsan plakasını al 155 e bildir.
• Hah ben de ona gelmek istiyordum işte!
Yetkililer trafik işini 155 bağlayarak bu işi
çözme niyetinde olmadıklarını göstermiş oluyorlar.
Sebebine gelince.
İSTANBUL KAÇ MİLYON?
İstanbul 15 milyonluk bir şehir.
Yaklaşık 2 milyon civarında da çeşitli şekilde
İstanbul’da ikamet eden var. Etti 17 milyon.
Ancak bu 2 milyonun suça yatkınlığı 15 milyona eşdeğer.
Yani İstanbul’un suç katsayısı hesaplanırken
15 milyona göre değil 30 milyonluk bir şehre
göre hesaplanmalı.
Bu haliyle işlenen suç oranı göz önüne alındığında İstanbul aslında sakin bir şehir kabul
edilir. Ve bu konuda yetkililer başarılı sayılır.
Ama ben başka bir şey söylemek istiyorum.
Bu kadar büyük bir suç potansiyelini içinde
barındıran bir şehrin 155 ini arayıp ‘Efendim
önümdeki araç camdan mandalina kabuğunu dışarı saçıyor..’ Dediğinizde… Az önce
kim bilir hangi cinayet, hırsızlık, soygun vb.
ihbarını alan polis memuru sizinle hangi psikoloji ile konuşacağını varın siz hesap edin.
Bir yanda mandalina kabukları, sigara izmariti, öbür yanda 30 milyonluk suç potansiyeline sahip bir şehrin ihbar hattı.
• Bu şekilde trafik çözülür mü?
• ???!!!
• Bu şekilde bugüne kadar çevrenizdeki tanıdıklarınızdan, trafik magandasını ihbar
edip netice alan var mı?
• !?
• Peki, çevrenizdeki tanıdıklarınızdan hiç
gereği yokken, haksız yere aracı çekilen
var mı?
• Tonla… //
Dt.
İMPLANT UYGULAMALARI
Rıfat
R
İskender
0212 488 54 85 / www.resident.com.tr
d(.ú/(1dişlerin yerlerinin doldurulmasının önemi nedir?
Yüz estetiğinin bir parçası olan
ön dişlerin kayıbı psikolojik ve sosyal problemlere neden olmasınını
yanı sıra konuşma bozukluklarına
da yol açar. Arka dişlerin kaybı ise
beslenme, sindirim sorunları ve
dişlerin kaymasına neden olur.
Bu nedenle çekilen dişlerin yeri
doldurulmalıdır.
İmplant uygulaması nedir?
Köprü protezlerinin uygulanması
için diş eksikliği olan boşluğa komşu
olan dişlerin kesilmesi gerekir. Günümüzde ise sağlıklı dişlerin kesilmesine gerek kalmadan, çene kemiği içerisine titanyumdan yapılan yapay diş
kökleri yerleştirilir. Titanyum kökünün üzerine ise dişin fonksiyonunu
ve estetiğini taklit eden porselen üst
yapılar ugulanır. İmplant uygulama-
ları ile uzun köprülerin oluşturduğu
temizlik zorlukları ve ağız kokuları
ortadan kaldırmaktadır.
İmplant uygulamalarının avantajları nelerdir?
Diş boşluklarına komşu dişlerin
kesilmeden korunması,
Diş boşluğundaki çene kemiğinin erimesinin engellenmesi,
Ağız hijyeni uygulamalarının
köprü protejlerine göre daha kolay
olması,
olm
Porselen dişlerin doğal diş
dize
dizesindeki
gibi tek tek yapılabilme imkânı ve böylelikle hijyenin
artması,
artm
Özellikle alt çene tam protezlerin
tutuculuğunun
tutu
artması.
İmplant
İm
kararını belirleyen kriterler
terl nelerdir?
Hastanın sağlık durumu,
Hastanın yaşı,
Diş boşluğunun genişliği,
Kemiğin hacimsel yeterliliği,
Kemiğin yoğunluğu,
Ağız hijyeni,
Sigara kullanımı.
İmplant
İm
uygulaması zor mudur?
Günümüzde
G
implant uygulaması;
özenli
öze olarak yapılan ön tetkikler,
hassas
has uygulama teknikleri, sterilizasyon
zasy ve uygulama sonrası bakım
ile birlikte
b
kolay bir tedavi yöntemi
haline
hali gelmiştir.
İMPLANTIN HAZIRLIĞI VE UYGULAMA AŞAMALARI NELERDİR?
1-) Hastanın tıbbi hikayesi (sistemik)
durumu
Hastalara önemli organ hastalıkların olup
olmadığı sorulur. Geçirdikleri hastalıklar
var ise güncel sağlık durumu öğrenilir. Eğer
aktif bir hastalık var ise tedavinin bitmesi
beklenir.
2-) Ağız içi ve radyolojik muayene
Tüm diş eti sağlığı ve implant uygulama
bölgesindeki kemiğin durumu değerlendirilir. Dişlerin kapanışı incelenir. Panoromik,
röntgen ve bazı durumlarda tomografi incelemeleri yapılır.
3-) Geçici protezlerin yapılması
Hastanın diş eksikliğini implant yapımı
gününe kadar gidermek üzere basit veya
hareketli protezler hazırlanır.
4-) Klinik uygulama
Lokal anestezi ile implant uygulanacak
bölge uyuşturularak, implant çene kemiğine yerleştirilir.
5-) Uygulama sonrası bakım
İlk hafta iyileşme için önemli bir dönemdir. Ağız hizyeni bu dönemde hekimin
verdiği özel gargaralarla desteklenir. Verilen
antibiyotik düzenli alınmalıdır. Ağız dışından bölgeye ilk 48 saat aralıklı buz uygulanmaktadır. Aşırı sıcak ve sert gıdalardan uzuk
durulmalıdır.
6-) Kalıcı protez veya porselen dişlerin
uygulanması
Ortalama 2-4 ay bekleme süresinden
sonra uygulama öncesi planlanan daimi
protezlerin yapımı gerçekleştirilir. //
www.212haber.com
Başbakanlık
İdareyi Geliştirme
Başkanlığı koordinasyonunda
yapılan düzenlemeyle kamuda
e-yazışma dönemi
resmen başlıyor.
Yeni düzenlemeye
göre, vatandaşa
yazılan resmi
yazıların “rica
ederim” ifadesiyle
bitirilmesi uygulaması kaldırılırken,
artık “saygılarımla, iyi dileklerimle, bilgilerinize
sunulur, gibi saygı
içeren ifadeler
kullanılacak.
G Ü N DEM
)-%*0ťM:9L2015
13
E-dilekçe ile ‘Arz ederim’
devri kapanıyor
%$û%$.$1/,. İdareyi Geliştirme Başkanlığı koordinasyonunda, kamu kurumlarınca
resmi yazışmaların hazırlanması ve muhatap
kurumlara gönderilmesini düzenleyen, Resmi
Yazışmalarda Uygulanacak Esas ve Usuller
Yönetmeliğinde yenilikler yapıldı. 2012 yılından bu yana e-imza, e-yazışma, dijital arşiv
ve Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) gibi akıllı
belediyecilik uygulamalarını sürdüren Bağcılar
Belediyesi’nin de görüşleri dikkate alınarak yapılan yenilikte hem zamandan hem de kağıttan
tasarruf ediliyor. Diğer kamu ve özel kurumlarının da sisteme uyum sağlamasıyla birlikte
çalışmalar artık eşgüdümlü yürütülecek.
Gelişen teknolojik imkanlar çerçevesinde
yazışmaların kurumlar arasında elektronik ortamda iletilebilmesini sağlayacak şekilde yeni
düzenlemeler yapıldı. Kurum ve kuruluşlar
ile vatandaşların görüşüne sunulan yenilikler,
alınan görüş ve düşünceler doğrultusunda
değiştirildi. Kurumlarca geliştirilen Elektronik
Belge Yönetim Sistemleri (EBYS) kapsamında;
resmi yazılar ve üst verilerin aynı standartlarda oluşturulurken, resmi yazıların güvenli
elektronik imza ile imzalanması ile ilgili
esaslar belirlendi. Resmi yazıların kurumlar
arasında gönderilmesinde, Kayıtlı Elektronik
Posta Sisteminin (KEP) kullanımı sağlanarak
Tebligat Kanunu ve Türk Ticaret Kanununda
belirtilen uygulamalar ile uyum sağlandı. //
Yeliz Soleman
“Yeni Nefes”
”
Cafe by Soleman
‘Kahve zamanı’ sloganıyla yola
çıkan Cafe By Solemon bir buçuk
aydır Başakşehir’de hizmet veriyor.
Sabah 10:00 - Akşam 20:00 saatleri arasında müşterilerine hizmet sunan Cafe By
Solemon haftanın 7 günü açık. Her kesimden insana hizmet veren Cafe By Solemon
keyifle vakit geçireceğiniz bir mekân. Cafe
By Solemon yöneticisi ile bir röportaj
gerçekleştirdik.
Cafenizde ne tür hizmetlerimiz var?
Cafemizde menü olarak kahvaltı‚ tost
çeşitleri‚ pancake‚ krep sıcak ve soğuk
içeceklerimiz, taze meyve sularımız ve
milkshake var. Ama şimdilik menülerimizi zamanla genişleteceğiz. Yine
Cafemizde tavla‚ satranç‚ mini kitaplık
koşemiz‚ sınırsız wifiden yararlanabileceğiniz internetimiz bulunmaktadır.
Açık olduğunuz zamanlar?
Sabah 10:00 ile akşam 20:00’a kadar haftanın 7 günü açığız. Yaza doğru akşam
saatlerimizi uzun tutacağiz.
Başakşehirliler neden size gelmeli?
Cafemiz her kesimden bay ve bayanlara
ve genç kesimlere kapısını açık tutan
şeffaf bir café sektörüdür. Hedefimiz
halka hizmettir. Başakşehirli halkımızın
keyifle vakit gecirebileceği bir ortam
sağlamaktır.
Peki ilk şube olarak neden başakşehir
düşünüldü?
Çünkü ben de bir başakşehirliyim.
Başakşehir’li halkımızı Cafemizde ağırlamaktan mutluluk duyacağız.
Hedefleriniz nelerdir?
Biz cafe sektöründe yer almak istedik
ve bu konuda da çaba sarfediyoruz.
Cafemizi ‘kahve zamanı’ sloganıyla bir
marka haline getirmeyi düşünüyoruz.
Biliyorum bunun için daha çok çaba
sarfedeceğiz daha yol alacağız ama asla
durmayacağız. Başakşehirli hemşehrilerimizin desteğine ihtiyacımız var. Bizi
bu yolda yanlız bırakmayacaklarına
inanıyorum.
Cafe sektörü sizce neden olmalı?
Cafecilik işi detay ister, fedakarlık
ister. Koşturmacalı bir yoldayız. Cafe
ortamlarınında bir aile ortamı olduğu
bilinmeli. Bu yüzden Cafemizde bu sektörde yer almalı diye düşündük. Müşteri
değil misafirimiz algısı taşıyoruz. Bizim
için gelen her müşterimiz aslında bizim
birer misafirimizdir. Hayatta en güzel
yatırım insandır. Biz bu konuda çok
şeffaf olduğumuzu düşünüyoruz.
Son olarak ne soyleyeceksiniz?
Biz haftanın 7 günü buradayız. Başak
şehirde keyifle vakit geçireceğiniz bir
yer arıyorsanız biz buradayız. Biz birlikte büyüyen bir Başakşehirliyiz. Hepinizi
bekleriz. Zaman ayırdığınız ve röportajınız için çok teşekkür ederim. //
Başakşehir İzcileri
kış kampında buluştu
%$û$.û(+ú5 Belediyesi İzcilik Kampı yarıyıl
tatilinde de faaliyet gösterdi. Basaksehir
Belediyesi izcileri eğitimlerine hız kesmeden
devam ediyor. Eğitim öğretime ara verilmesiyle, Şamlar Tabiat Parkı’nda bulunan
Başakşehir Belediyesi izcilik tesisleri kış şartlarına hazırlanarak kapılarını izciler için açtı.
İZCİLERE KIŞA ÖZEL EĞİTİM
İki ayrı grupta 250 izci kış kampına katıldı. Kampa katılan izciler yazın da aldıkları
temel izcilik, tırmanma, yön bulma, okçuluk,
binicilik, ilk yardım dersleri, izci oyunları,
düğüm, hijyen dersleri, yürüyüş teknikleri,
temel arazi bilgisi, değerler eğitimi, telsiz eğitimi gibi eğitimlerin yanında kış şartlarıyla
ilgili özel eğitimler de aldı. Eğitimler, liderler
ve alanında uzman öğreticiler tarafından
veriliyor. Kış kampına ülkemizde bulunan 30
kişilik bir grupla Ürdünlü ve Filistinli izciler
de katıldı. //
14
G Ü N DEM
)-%*0ťM:9L2015
)-%*0ťM
ťťMM::99L20
201155
www.212haber.com
DİKKAT!
Çekici var!
+(5.gû( 1
%$û,1'$
ONLAR
d,.,<25
N
Nüfusun h
her geçen gün arttığı İstanbul’da trafiğe çıkmak kadar araç park
etmek de sorun. Emniyet Müdürlüğü ile birlikte çalışan İstanbul Trafik
Vakfı’na ba
bağlı çekiciler, duraklamanın ve park etmenin yasak olduğu yerlerde adeta
adet araç avına çıkıyorlar. Aracının nereye götürüldüğünü bilmeyen bazı
ba vatandaşlar ise çalındığını düşünerek saatlerce arayabiliyor.
ÜFUSUN her geçen gün arttığı
İstanbul’da trafiğe çıkmak kadar araç
park etmek de büyük sorun. Emniyet
Müdürlüğü ile birlikte çalışan İstanbul
Trafik Vakfı’na bağlı çekiciler, duraklamanın ve park etmenin yasak olduğu
yerlerde adeta araç avına çıkıyorlar.
Uyarı levhalarını suiistimal eden sürücüler kadar dikkat eden sürücüler de
çekicilerin gazabından nasiplerini alıyorlar; zira uyarı levhasının bulunmadığı, bulunsa bile trafik akışını engellemeyecek yerlerden dahi araçlarının
çekildiğini iddia eden vatandaşların
sayısı da hayli fazla. 3,5 milyona yakın
kayıtlı aracın bulunduğu İstanbul’da,
araç park etmek büyük problem teşkil
ederken, örneğin aracını uygun bir
yere 3-5 dakikalığına park edip vergisini ödemeye giden biri döndüğünde
aracını yerinde bulamıyor. Aracının
çekildiğini ve nereye götürüldüğünü
bilmeyen bazı vatandaşlar ise çalındığını düşünerek saatlerce arayabiliyor.
Bir aracın trafik tarafından çekilip
kaldırılması için bazı ön koşullar
gerektiğini söyleyen Tüketiciler Birliği
Federasyonu Başkanı Av. Mehmet
Bülent Deniz, “Aracın park ettiği yerin
yasalara aykırı olması lazım. Aracın
park edildiği sokakta ‘park yapılmaz’
levhası olması gerekiyor. Böyle bir
levha yoksa eğer oraya park edilse bile
herhangi bir şekilde araç çekilemez.”
sözlerine yer veriyor.
Öte yandan vakfın sitesinde yayınladığı
araç çekme ücretleri adeta dudak uçuklatıyor. Araç çekme ücreti (park yasağı)
olarak 70,00 TL, özel taşıma (5 km kadar) için 100,00 TL, km başına ise 5,00
TL alınıyor. Bu rakamlar toplanınca
ortaya 175 TL kadar ücret çıkıyor.
Araç yasak yere park edilmiş olsa da
bunun çekilmesi için yeterli olmadığını vurgulayan Mehmet Bülent Deniz,
“Ayrıca park edildiği zaman trafiği
engelleyecek bir pozisyonunun olması
gerek. Dolayısıyla trafiği engelleyecek
bir pozisyon yoksa park yasağına uyulmamış olsa bile araç çekilemez; sadece
park cezası kesilir.” dedi.
Özellikle İstanbul gibi büyük
kentlerde trafik müdürlüğüne bağlı
denetlemelerde, park yasağıyla ilgili
insanların araçlarının sürekli olarak
çekiciyle götürüldüğünü, ayrıca çok
yüksek çekici ücretleri ve park cezası
ödemek zorunda kaldıklarını da
belirten Deniz, “İstanbul’da bu uygulama uzun yıllardır var. Park sorunu
hat safhada. Kısmen otoparklarla ve
Suzan Kardeş
yine coşturdu
Bahçeşehir’de ikinci kez sahne
alan Suzan Kardeş duru sesi ve
dinamizmi ile yine Başakşehirlileri büyüledi.
580(/ú türküleri ve eski dönem
Bosna sevda şarkıları söyleyen sanatçı
sahne performansı ve enerjisi ile
göz doldurdu. Sadece balkan yöresine ait şarkılarla sınırlı kalmayarak
Karadeniz’den, Ege türkülerine kadar
birçok bölgeden portpori yapan sanatçı konserine roman havasıyla başladı.
Sahnedeki samimi davranışları ve
sohbetiyle vatandaşlarla sürekli iletişim halinde olan Suzan Kardeş aranızda olmaktan çok memnunum, biraz
gribim ama birbirimizi idare edeceğiz
bu gece, diyerek izleyenleri güldürdü.
Konserden önce görüş bildiren sanatçı
Suzan Kardeş; “Bu bölge çabuk gelişen
bir yer, özellikle Bahçeşehir Kültür ve
Sanat Merkezi’nin bakımlı hali beni
cezbediyor. Birçok kültür merkezine
gidiyoruz ama burada kendimi bir
başka hissediyorum. Geçen konserden
beri aklımızda kaldı. Karşılama olsun
çalışanlar olsun belli ki bu belediyenin
ve şehrin özeni. Kendimi evimde gibi
hissediyorum ve tekrar tekrar çağırsanız gelirim” dedi. //
(5ú1
6h5h&h/
KÂBUSU
2/'8/$5
İSPARK’la çözülmeye çalışılıyor
ama yeterli gelmediği açık. İnsanlar
araçlarını park etmek zorumdalar.
İşte bu noktada bu çekici meselesi
gündeme geliyor ve ne yazık ki polis
memurunun oturduğu çekicilerle
insanların araçları çekiliyor.” ifadelerini kullandı.
M. Bülen Deniz, “Vatandaş geldiğinde
arabasını bulamıyor. Eğer o muhitin
yabancısı ise aracın çalındığını dahi
düşünebiliyor ki bu benim başıma
da geldi. Bir hastanenin yanına park
etmiştim. Geldiğimde aracımı bulamadım. Kimse de burada park yasağı
var, araç çekilir diye bir bilgi vermediği için uzun süre aracımın çalındığını
düşündüm. Vatandaş aracının hangi
otoparka çekildiğini eğer oradaki esnaf
biliyorsa ondan öğreniyor veya tesadüfen bir trafik polisi yakalarsa aracına
ulaşabiliyor. Aracını bulduğu zaman
da bu kez çekilmesi ve otoparkla ilgili
çok yüksek ücret ödüyor. Aracın bir
sokak aşağıya çekilmiş olması halinde
bile 100-200 lira çekici ücreti tahakkuk ettiriliyor. Halbuki çekici hizmeti
o kadar pahalı olan bir hizmet değil.”
şeklinde konuştu.
olduğuna değinen Deniz şunları
kaydetti: “Neden emniyet müdürlüğü
çekici hizmetlerini sadece trafik vakfı
aracılığıyla yapar? Anlaşılan Emniyet
müdürlüğü bir ihale açmış, bu ihaleyi
de nedense her yıl trafik vakfı kazanıyor. Halbuki çekici ücretlerinde
daha az teklif edebilecek bir başka
çekici hizmeti veren firma da söz
konusu olabilir. Dolayısıyla burada
akla uygun olmayan bir devlet-vakıf
ilişkisi gündeme geliyor ki biz ücretin
yüksekliğini buna bağlıyoruz. Otopark ücretleri neden bu kadar yüksek?
Örneğin birçok yerde çekilen araçlar
sadece belirli otoparklara bırakılıyor.
Oysa başka otoparklar da var. Normal-
KENDİMİ EVİMDE GİBİ
HİSSEDİYORUM
parka tarifeyle girseniz saatine
de o otoparka
10 TL verecekken, aracınız beş dakika
dahi kalsa 50 TL ödüyorsunuz. Hal
böyle olunca da insanların kafalarında
soru işaretleri oluşuyor.”
Ücretlerin dışında araç çekilirken
araca hasar vermiş olmak gibi bir
keyfiyetle de sıklıkla karşılaştıklarını
aktaran M. Bülent Deniz, “Bu noktada
trafik memurları aracın çekilmeden
önce fotoğrafını çekerek bundan kurtulmaya çalışıyor ama bize yansıyan
bilgilerde vatandaşın aracı çekilirken
hasar gördüğü yönünde. Çok sayıda
şikâyet geliyor. Bunun da önüne geçmek lazım.” sözlerine yer verdi.
Başakşehir
“Sağlıklı
Yaşam” için
yürüyor
“Sağlıklı Beslenme ve Hareketli
Hayat” programı kapsamında
Başakşehirliler sağlıklı yaşama
yürüyor.
6$ø/,.%$.$1/,ø, tarafından yürütülen proje ile gerçekleştirilen yürüyüşler, obeziteye karşı savaş açıyor.
Sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam
kalitesini yükseltmek için vücudun
gereksinimlerini karşılamayı hedefleyen projenin Başakşehir ayağı, Sular
Vadisi’nde başladı.
BEŞ DAKİKA İÇ
İÇİN 50 TL
ÖDÜYORSUNUZ
Araç çekicileriyle ilgi
ilgili tüketici haklarına aykırı bir durumun
durum söz konusu
Başakşehir’de birçok kurum ve kuruluşla işbirliğinde ilerleyen etkinlik
Başakşehir’de yaşayan herkesi spor
yapmasına teşvik ediyor. Her cumartesi Sular Vadisi’nde başlayan yürüyüşlerde, bilgilendirici broşürlerin
yanı sıra sağlıklı yaşama yöneltici
küçük hediyelerde veriliyor.
BUNLAR İLKEL TEDBİRLER
Bir diğer sorun da verilen cezalarla
ilgili. Aracınız çekilip otoparka götürüldüğünde o cezayı ister o anda ödeyebilirsiniz ister ödemezsiniz ama bu
sefer de aracınızın başka bir
problemi varsa örneğin
vergi borcu, haciz kaydı vs. gibi sebeplerle
orada bağlı tutabiliyorlar. Bu da
sürekli olarak o
yüksek tarifedeki
otopark hizmetinin ücretlendirilmesi
anlamına
geliyor. Bunların kabul
edilebilir
şeyler olmadığının altını
çizen Deniz
sözlerini şöyle
sürdürdü: “Kent
yaşamı içerisinde insanların yerine
getirmeyi unuttuğu yükümlülükler olabilir. Bunun için kalkıp aracının bağlanması gibi tedbirler ilkel tedbirlerdir. Öte
yandan park yasağına uyulmuyor diye
bir insana ceza vermek istiyorsanız, yasa
onun cezasını tayin etmiş. Para cezasına
ilave olarak ayrıca vatandaşı bir daha
o işi yapmaktan men etmek istiyorsanız, aracı çekmeye gerek yok. Aracın
tekerine kelepçe takarsınız, o kelepçe
vasıtasıyla araçla ilgili önleminizi almış
olursunuz. Ne yazık ki bu iş bir rant
kapısı haline dönüşmüş. Yüksek çekici
ve otopark ücretleri iştah kabartan bir
durumda.”
Aracı çekicinin kelepçesine takılıp
kaldırılırken yetişen şoförden bile çekici
ücreti alındığını dile getiren M. Bülent
Deniz, “Emniyet müdürlüğü çekici ve
otopark işi için bütün firmaları davet
ederek bir açık ihale yapsın, bakın fiyatlar nasıl düşecek. Öte yandan sokak-
lardaki park yapılmaz levhasının olup
olmadığı dikkate alınarak cezai işlem
uygulansın. Park yapılması yasak olan
bir yere araç park edilmiş bile olsa orada
trafiği engelleyip engellemediği dikkate
alınarak işlem yapılsın.” diye konuştu.
Özellikle İstanbul’da insanların park
meselesiyle ilgili son derece sıkıntı yaşadıklarına vurguda bulunan Deniz şöyle
konuştu: “Avrupa’da belediyelere vergi
verirken belli oranlarda belli bir park
vergisi de ödüyorsunuz ve size herhangi
bir yerde kaç saat park edebileceğinize
ilişkin bir karton veriyorlar. Şehirlerde
2-3 veya 4-5 saat park edilebilecek yerler
var. Siz hangi kademeyle ilgili yıllık
olarak ödeme yapmışsanız, gidip oraya
rahatça park ediyorsunuz. Ne otoparkçıyla muhatap oluyorsunuz ne de aman
aracım çekilir mi diye endişe ediyorsunuz. Böyle bir medeni uygulama var.
Türkiye’de de bu medeni uygulamayı
getirmek çok zor değil.” //
30 DAKİKA EGZERSİZLE
SAĞLIKLI YAŞAM
Bireye doğru beslenme alışkanlığı kazandırma ve bu alışkanlığı ömür boyu
sürdürebilmeyi hedefleyen projede,
fiziksel aktivitenin yağ yakmada büyük bir etken olduğu, diyet yapılırken
kaybedilen kas oranlarının günde 30
dakikalık bir yürüyüşle bile giderilebileceğinin önemi anlatılıyor.
www.212haber.com
YA Z I
)-%*0ťM:9L2015
Erol
Çakır
İZLİYORUM
S
EÇİM HEYECANI BAŞLADI
Seçim takvimi işlemeye başlarken, siyasi
partiler milletvekili aday adaylıklarını
kabul etmeye başladılar. Şimdi süreç
adaylık ve liste sıralaması ile yeni bir
boyuta taşınacak. Seçimlere katılmaya
hak kazanmış tüm partiler de, 550 sandalyeli mecliste yer kapabilme yarışını en
hayırlısıyla bitirebilme çalışmaları harıl
harıl sürüyor. Görünen o ki, Türkiye
siyasetinin rengini belirleyen partiler, bu
seçimlerde de aynı oranlar üzerinden bir
dağılıma imza atacaklar. Fakat, bu siyaset
denklemini çözecek yeni formülasyonların da ortaya çıkacağını söyleyebiliriz.
Örneğin, seçimlere bağımsız adaylık
değil, parti ile katılmayı düşündüklerini
ifade eden HDP’nin sandıktaki durumu,
meclisin dağılımını etkileyecek en büyük
faktör olarak gözüküyor.
DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR!
“Ben alışılmış Cumhurbaşkanı değilim,
olmadım, olmayacağım” beyanıyla göreve
gelen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğan’ın, ülke yönetimindeki belirleyici
rolünün giderek arttığını memnuniyetle
aktarmak isteriz. Erdoğan, gelmiş geçmiş
Cumhurbaşkanları içinde, “Seçimle
işbaşına gelen” ve Türkiye’nin sorunlarına
bu kadar yakından bilerek; ekonomiden
kültüre ve spora kadar geniş bir yelpazede
her probleme çözüm üretebilecek kapasiteye sahip olan nadir bir isim olarak şansımızdır, diye düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Latin Amerika gezisinde
verdiği mesajlar, yine dünya siyasetinin
gündemine haklı şekilde oturmuştur.
Erdoğan’ın Meksika gezisinde, ABD’de
[email protected]
3 Müslüman öğrencinin öldürülmesiyle
ilgili olarak, ABD Başkanı Obama’ya ithafen, “Neredesin Başkan! Hiçbir açıklama
yapmadınız. Unutmayın Dünya 5’ten
büyüktür!” sözleriyle meydan okuması,
tüm dünya Müslümanlarının yüreğine su
serpmiştir.
DAVUTOĞLU AHMET HOCA
İLE ‘DÜNYA MARKASI’ OLMA
YOLUNDA …
Akademik başarılarını siyaset ve devlet
yönetimiyle taçlandıran Başbakanımız
Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu da, makamının hakkını fazlasıyla veren görüntüsüyle, ülkemize çok şeyler kazandıracak bir
profil çiziyor. 12 yılda Türkiye’yi “Dünya
Markası” haline getirmeyi başaran AK
Parti vizyonunun, Davutoğlu’nun meziyetleriyle birleşmesi, 2023 ideallerine
kilitlenen ülkemizi tüm göstergelerle
şaha kaldıracaktır.
2015 seçimleri, normal bir parlamento
seçimi olacağı gibi, tartışılan ve artık belli bir noktaya ulaşan Başkanlık
Sistemi’ne de nokta konulacağı seçim
olarak dikkat çekiyor. Türkiye’nin
şahlanış sürecinde Başkanlık sisteminin
vizyoner açılımlarının, tüm parametrelerimizi nasıl etkileyeceği iradesini yine
bizler ortaya koyacağız. AK Parti’nin
bu seçimlerde 400 milletvekili seçilme
başarısını yakalaması Anayasa değişikliği ve Başkanlık Sistemindeki kilidi
açacaktır. Bu süreci doğru okuyan ve
doğru anlayan halkımızın ferasetle adım
atacağından kuşkumuz yoktur.
YOLUNUZ AÇIK OLSUN
‘İçimizden Biri’ sloganının hakkını veren
iki isim, Gazeteci Necmettin Çakmak
Çanakkale’den; yine Başakşehir Mahallesi Muhtarı Fatih Mehmet Yıldırım da
İstanbul 3. Bölgeden AK Parti Milletvekili
Aday Adaylıklarını açıkladılar. Siyaset
yarışı zorlu bir maraton… Necmettin
Çakmak kardeşimize; muhtarımız Fatih
Mehmet Yıldırım’a ve diğer aday adayı olacak tüm kardeşlerimize bu zorlu
maratonda, ülkeye hizmet etme edebilme
idealiyle çıktıkları bu yolculukta başarılar
diliyorum.
15
Living Lab’da faaliyet gösteren Tasarım
atölyesi ve Elektro Lab atölyesini gezme
fırsatınız olursa, bilginin nasıl teknolojik
tasarımlarla buluştuğuna şahit olacaksınız. Ve hemen yanı başınızdaki bu teknolojik altyapı ve atölyelerle Başakşehirli
olmanın gururunu yaşayacaksınız.
BAŞAKŞEHİR SPOR
KULÜBÜ’NDEN DEV ADIM
İstanbul Başakşehir Spor Kulübü ile
İspanya’nın Atletico Madrid Kulübü,
futbol altyapısı konusunda iş birliğine
gidiyor. Toplantıya İstanbul Başakşehir
Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ, Atletico Madrid’in yönetim kurulu başkanı
Miguel Angel Gil Marin ile İspanyol
kulübünün başdanışmanı Peter Kenyon
ve Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt
Uysal katıldı. Başakşehir Spor’la ilgili
vizyoner düşüncelerimizi sürekli ifade
ediyoruz. Bu kulüp bizim, bu kulübe elbirliği ile sahip çıkmamız gerekiyor. Öncelikle bu altyapı çalışmalarında dünya
devi olan bir kulüple işbirliği sağlayan ve
öncülük eden herkese teşekkür ediyoruz.
Başarı, altyapıdan başlar. Başarı, başarıların istikrarıyla devam eder.
212 HABER
BİLGİ EVLERİNDEN ÖRNEK
PROJE: ‘KUŞLAR ÜŞÜMESİN’
Başakşehir Belediyesi Bilgi Evi öğrencileri örnek bir projeye imza atarak, kuşlar
için yuva ve yemlik yaptı. Atık malzemelerden yapılan yuvalarla kuşlar sıcak bir
yuvaya kavuşurken, geri dönüşüme de
katkı sağlanıyor. Bu projeyi düşünenleri,
uygulamaya koyanları ve emeği geçenleri
tebrik ediyoruz.
ZEYTİNBURNU
BELEDİYESİ’NDEN ÖRNEK
PROJE
Zeytinburnu Belediyesi’nin ilçedeki tüm
camilerde, tuvaletlerin ve abdest alma
yerlerinin hiçbir ücret talep etmeden
temizliğini üstlenmesi ilçe halkından
tam not aldı.
BAŞAKŞEHİR LİVİNG
LAB’DAN HABERİNİZ VAR MI?
Yeni Türkiye’de modern belediyecilik
anlayışının bir örneği olan Başakşehir
Belediyesi’nin teknoloji kullanımında
dünya şehirlerini örnek alarak geliştirdidii?
ği Başakşehir Living Lab’ı gezdiniz mi?
Belediyemizin teknoloji kullanımında
yeni fırsatlar sunan Living Lab’da çok gülen
zel şeyler yapılıyor: Merkezde geliştirilen
akıllı ayna, taştan kağıt, atık suları gerii
dönüştüren sistem, mobil sağlık ünite-si, akıllı ev teknolojisi gibi. Başakşehirr
kapsamınd ilçe
‘Sağlıklı Tuvalet’ projesi kapsamında
genelindeki camilerin tuvalet ve şadırvanları belediye tarafından gözden geçirilip, yeniden bakım ve onarımı yapılarak halkın hizmetine sunuldu. Bu proje
kapsamında vardiyalı olarak her camide
iki kişi temizlik hizmetleri konusunda
görev yapmaktadır. Bu güzel hizmetten
dolayı Zeytinburnu Belediyesi’ni tebrik
ediyoruz.
212 Haber Gazetesi 5. yılında yayın
hayatına devam ediyor. Gazetemiz başta
Başakşehir hinterlandına hizmet eden
bir yapıda yola çıktı ama, şu anda bölgesel bir kimlik kazanarak bir çok ilçede
yayın hayatını sürdürüyor. Gazetemiz
tüm bölgelerimizin sesi, soluğu olmaya
ve hakkaniyetle sorunları ele alan bir
profil çizmeye devam ediyor. Gönül gönüle verdiğimiz bu süreçte, bize vereceğiniz desteklerle, “güzelliklerle beslenen,
hakkaniyetle büyüyen ve Güleryüz’le
yaşadığımız” bir İstanbul sevdasını el ele
büyüteceğiz. Biz bu şehri seviyoruz ve
bir medeniyet perspektifiyle bu şehrin
güzelliklerini birlikte paylaşarak yaşayabileceğimiz idealiyle 212 HABER’i her
geçen gün daha da güzelleştirerek sizlere
sunuyoruz. Hiçbir zaman haksızlık
karşısında susmayacağız. Bizim temel
prensibimiz budur. Haklının yanında,
haksızın karşısında olacağız. Zorluklar
bizi yıldıramayacak. Çünkü, doğru ne
kadar geriye düşürülse de, bir gün tüm
hakkaniyetiyle ortaya çıkar. Elimizi tutun, doğruları ve güzellikleri
paylaşalım.
//
payl l
16
G Ü N DEM
)-%*0ťM:9L2015
www.212haber.com
Borcu borçla
kapatan ülkeyiz
BU ÜLKEYE EN BÜYÜK ESERLERİ MİLLİ GÖRÜŞ VERMİŞTİR
^ĂĂĚĞƚWĂƌƟƐŝ
ĂƔĂŬƔĞŚŝƌ7ůĕĞ
ĂƔŬĂŶůŦŒŦ͛ŶŦŶ
ĂƔĂŬƔĞŚŝƌϭ͘
ƚĂƉ^ŝƚĞzƂŶĞƟŵŝ<ŽŶĨĞƌĂŶƐ
^ĂůŽŶƵ͛ŶĚĂĚƺnjĞŶůĞĚŝŒŝ7ůĕĞŝǀĂŶdŽƉůĂŶƨƐŦŬĂƌ
LJĂŒŦƔŦŶĂƌĂŒŵĞŶ
LJŽŒƵŶďŝƌŬĂƨůŦŵůĂŐĞƌĕĞŬůĞƔƟ͘
WƌŽŐƌĂŵĂ^ĂĂĚĞƚ
WĂƌƟƐŝ'ĞŶĞů7ĚĂƌĞ<ƵƌƵůƵmLJĞƐŝ
^ĞůŵĂŶƐŵĞƌĞƌ
ŽůŵĂŬƺnjĞƌĞďŝƌĕŽŬĚĂǀĞƚůŝŬĂƨůĚŦ͘
S
$$'(73$57ú6ú Başakşehir İlçe
Başkanlığı’nın Başakşehir 1. Etap
Site Yönetimi Konferans Salonu’nda
düzenlediği İlçe Divan Toplantısı kar
yağışına rağmen yoğun bir katılımla
gerçekleşti. Programa Saadet Partisi
Genel İdare Kurulu Üyesi Selman
Esmerer olmak üzere birçok davetli
katıldı. Bir aylık çalışmaların değerlendirildiği toplantıda ilçe birim
başkanları ve mahalle başkanları aylık
çalışma raporları ve yapacakları faaliyetler hakkında detaylı bilgi verdiler.
Selamlama konuşmasını Saadet
Partisi Başakşehir İlçe Başkanı Yusuf
Güşen’in yaptığı divan toplantısında
söz alan Genel İdare Kurulu Üyesi
Selman Esmerer, küresel sistemin
adaletsizlik üzerine kurulu olduğunu
ifade ederek, “Erbakan hocanın fikirleri doğrultusunda İslam dünyasının ayağa kalkması gerek. Dünyada
zenginliğin bir avuç elit tarafından
kontrol edilip dünyanın geri kalanının açlığa mahkûm edilmesi asla
kabul edilemez. Bu haksızlıkların
son bulması için İslam Ortak Pazarı,
İslam Dinarı ve İslam NATO’su projelerini hayata geçireceğiz.” dedi. Bizim
meclise girmemiz AK Parti için bir
rahmet olacaktır diyen Esmerer, “Bu
ülkeye en büyük eserleri Milli Görüş
vermiştir.” ifadelerini kullandı.
FAİZİ İNDİRİN DEMEKLE
FAİZ İNMEZ
WĂƌƟƐŝŶĞŽLJŝƐƚĞƌŬĞŶ͕ĨĂƌnjͲŦĂLJŶŝĨĂĚĞƐŝŶŝ
ŬƵůůĂŶĂŶĂƔďĂŬĂŶŚŵĞƚĂǀƵƚŽŒůƵ͛ŶƵ
ĚĂƐĞƌƚďŝƌĚŝůůĞƵLJĂƌĂŶ^ĞůŵĂŶƐŵĞƌĞƌ
ƔƵŶůĂƌŦŬĂLJĚĞƫ͗͞ĂƐďĂŬĂŶ<WĂƌƟ͛LJĞ
ŽLJǀĞƌŵĞŬĨĂƌnjĚŦƌĚŝLJŽƌ͘ŝnjĚĞĚŝLJŽƌƵnj
Ŭŝ7ƐƚĂŶďƵůŝůŬŽŶŐƌĞƐŝŶĚĞŬŝŵĂŶnjĂƌĂŶůĂ
ŽLJǀĞƌŵĞŵĞŬĨĂƌnjĚŦƌ͘͟
ƐŵĞƌĞƌ͕ŬŽŶƵƔŵĂƐŦŶŦŶĚĞǀĂŵŦŶĚĂ͕
͞ŵĞŬůŝLJĞϮϰd>njĂŵǀĞƌŝLJŽƌůĂƌ͖ŚĂƌĐĂ
ŚĂƌĐĂďŝƚŵĞnj͘ŬŽŶŽŵŝƐĂŒůĂŵĚĞŒŝůŬŝ͘
&ĂŝnjŝŝŶĚŝƌŝŶĚĞŵĞŬůĞĨĂŝnjŝŶŵĞnj͘&Ăŝnj
ŝŶĚŝƌŝŵŝLJĂƉŦLJŽƌůĂƌ͕ĂŬĂďŝŶĚĞĚŽůĂƌĨƺnjĞ
ŐŝďŝLJƺŬƐĞůŝLJŽƌ͘dƺƌŬŝLJĞ͛ŶŝŶƐĞƌŵĂLJĞƐŝ
LJŽŬŬŝ͘ŽƌĐƵďŽƌĕůĂŬĂƉĂƚĂŶƺůŬĞLJŝnj͘
^ĂŶĂLJŝŶLJŽŬ͕ƚĞŬŶŽůŽũŝŶLJŽŬ͕ŬĂůŬŦƉDĞƌͲ
ŬĞnjĂŶŬĂƐŦĂƔŬĂŶŦŶĂďĂŒŦƌŦLJŽƌƐƵŶ͘
^ĂŶŬŝĂĚĂŵŬĞLJĮŶĚĞŶŵŝŝŶĚŝƌŵŝLJŽƌ͍͟
ƐƂnjůĞƌŝŶĞLJĞǀĞƌĚŝͬͬ͘
www.212haber.com
G Ü N DEM
1. Etap gönül
sofrasında buluştu
1. Etap Site Yönetimi Saraylı Döner’de personel yemeği verdi. Yemeğe Yönetim Kurulu Üyelerinden Murat Uluışık, Özcan Çakmak ve Hamdi Demir, Yönetim Danışmanı
Kadir İbişdayı, Site Yönetim Müdürü Nusret Tezcan ve 90 kişilik personel katıldı.
1.
(7$36ú7(<g1(7ú0ú personelinin motivasyonunu
artırmak için 10 Şubat Salı
günü Saraylı Döner’de yemek verdi. Yemeğe Yönetim
Kurulu Üyelerinden Murat
Uluışık, Özcan Çakmak ve
Hamdi Demir, Yönetim Danışmanı Kadir İbişdayı, Site
Yönetim Müdürü Nusret
Tezcan, Başakşehir Mahalle
Muhtarı Fatih Mehmet Yıldırım ve 90 kişilik personel
katıldı. Yemekte konuşan 1.
Etap Site Yönetim Müdürü
Nusret Tezcan, “Zaman
zaman bu gönül sofraları
kurulacak. Böylesi dostluk
pekiştiren beraberlikleri hep
birlikte yaşayacağız. Bizi bu
gönül sofrasında buluşturan
sponsorumuza teşekkür ediyoruz. Bahar ayında inşallah
personelimize şehir dışı
gezisi de düzenleyeceğiz.
Yönetim olarak motivasyonu ve insan yüreğini çok
önemsiyoruz. Dolayısıyla
ara ara böyle yürek dokunuşlarımız olacak.” dedi. //
)-%*0ťM:9L2015
17
Temurci’nin
Özel Kalem
Müdürü oldu
Bağcılar Belediyesi Basın Danışmanı
Abdullah Arıdoru yeni seçilen AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci’nin
Özel Kalem Müdürü oldu.
$.3$57ú İstanbul İl Kongresi’nde İl
Başkanlığı’na seçilen Dr. Selim Temurci, partisinin başarısını daha yükseltmek ve bayrağı
daha ileriye taşıyabilmek amacıyla çalışmalarına başladı. Ekibine deneyimli isimleri katan
Temurci, Özel Kalem Müdürlüğü görevine
Basın Danışmanları Platformu Başkanı ve Bağcılar Belediyesi Başkan Danışmanı Abdullah
Arıdoru’yu getirdi.
Bağcılar Belediyesi Başkan Danışmanlığı görevini 2009 yılından bu yana büyük bir şevkle
yürüttüğünü kaydeden Abdullah Arıdoru, bu
süre zarfından tüm mesai arkadaşlarıyla uyumlu ve örnek bir çalışma sergilediklerini ifade
etti. Kendisine bundan böyle AK Parti İstanbul
İl Teşkilatı’nda yine önemli bir görev verildiğini vurgulayan Arıdoru, duygularını şöyle dile
getirdi: “2009-2015 yılları arasında büyük bir
şevkle yerine getirdiğim Bağcılar Belediyesi
Basın Danışmanlığı görevimin ardından AK
Parti İstanbul İl Başkanımız Sayın Selim Temurci tarafından Özel Kalem Müdürlüğü görevine layık görüldüm. Geçen altı yıl içerisinde
Bağcılar Belediyesi’nde görevimi en iyi şekilde
yapmak için büyük gayret gösterdim. Bu süre
içerisinde kendilerinden çok şey öğrendiğim
Bağcılar Belediye Başkanımız Sayın Lokman
Çağırıcı başta olmak üzere tüm mesai arkadaşlarıma ve Bağcılar ailesine şükranlarımı sunuyorum. Basın Danışmanlığı görevim sürecinde
iletişimde bulunduğum, işimi kolaylaştıran
ve kendilerinden istifade ettiğim tüm basın
mensubu arkadaşlarıma, kurucuları arasında
bulunduğum Basın Danışmanları Platformu
üyelerine çok teşekkür ediyor, saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.”
18
G Ü N DEM
)-%*0ťM:9L2015
Dışlanma korkusuyla, en olmayacak
taleplere bile ‘Hayır’
diyemeyen kişilerin,
kişilik sorunu yaşayan bireyler olduğuna dikkat çeken
uzmanlar, hayır
diyememenin bir
depresyon belirtisi
de olabileceğini söylüyorlar. Uzmanlara
göre hayır demeyi 5
adımda
başarabilirsiniz…
www.212haber.com
‘Hayır’ diyemeyen
hep ödün veriyor!
Ü
6.h'$5h1ú9(56ú7(6ú Etiler Polikliniği
Psikiyatristi Yrd. Doç. Dr. Alper Evrensel, bazı kişilerin, çevrelerinden gelecek
bütün talepleri olumlu karşılamak için
büyük çaba sarf ettiğini, hatta kendisini
büyük sıkıntıya soktuğunu söyleyerek, bu kişilerin “hayır” diyemediğini
belirtti. Kişinin ‘hayır’
hayır diyememesi
diyememesinin, ‘yapısal bir sorun’ olduğunu da
vurgulayan Evrensel, “Hayır” demenin
bağımlı yapıdaki kişiler için çok zor bir
süreç olduğunu ve bu konuda büyük
bir endişe taşıdıklarını da söyledi.
Evrensel şöyle dedi:
“Çevremizdeki insanlar bizden zor bir
talepte bulunduğunda bu talebi karşılayıp karşılamamak arasında kararsız
kalabiliriz. Hayır demek güçlü bir irade
gerektirir. Eğer talebin karşılanamayacağını belirtirsek ilişkinin yara alacağı
endişesi duyarız. Çevremizi kuşatan
insanların sadece taleplerini karşıladığımızda bizimle iletişimlerini
sürdüreceklerini, eğer talebi
karşılamaz ve hayır dersek
ilişkinin bitebileceğini
HAYIR
DEMENİN
5 ADIMI…
düşünebiliriz.” İnsanlarla kurulan
bağın zayıflaması endişesi, özellikle
bağımlı yapıdaki kişiler için büyük bir
endişe kaynağı olduğunu da dile getiren Evrensel, bu kişilerin bağın sürmesi
adına hep evet diyerek sürekli ödün
vermek zorunda kaldıklarını belirterek
şunları söyledi: “Bu kişiler evet dedikşun
leri hayır diyemedikleri için sonrasında
yaşadıkları mağduriyet nedeniyle çok
yaş
üzülürler ama bu döngüden de bir türüzü
lü kurtulamazlar.
k
Bu güçlü irade sahibi
olmakla ilgilidir. Güçlü bir iradenin
olm
temelleri çocuklukta atılır. Çocuğun
tem
özerklik duygusu kendiliğinden gelişöze
me gösterir. Bu süreçte ana-babasının
tutumları bu özerklik eğilimini engeltutu
leyecek tarzda olursa çocuk bağımlılaleye
şır. Zira bağımsızlaştığında yani anne
babasının beklentileri tersine hareket
bab
ettiğinde anne babasını kaybedeceğinetti
den korkar.
Eğe anne babası da çocukları kenEğer
di iistediği gibi davrandığında onu
ödüllendirir, davranmadığında da
ödü
cezalandırırsa bu eğilim pekişir. Çocuk
cez
1-ƵLJŐƵůĂƌŦŶŦnjŦŶŶĞĚĞĚŝŒŝŶĞŬƵůĂŬ
ǀĞƌŝŶ͘<ĂůďŝŶŝnjŝŶƐĞƐŝŶŝĚŝŶůĞLJŝŶ͘
2-DĂŶƨŒŦŶŦnjŦǀĞǀŝĐĚĂŶŦŶŦnjŦŶƐĞƐŝŶŝĚŝŶůĞLJŝŶ͘
3-ŦƔĚƺŶLJĂŶŦŶLJĂŶŝĕĞǀƌĞŶŝnjĚĞŬŝůĞƌŝŶŶĞůĞƌƐƂLJůĞLJĞďŝůĞĐĞŒŝŶŝnjŝ
ĚƺƔƺŶƺŶǀĞŽŶůĂƌŦŶŶĞĚĞĚŝŒŝŶĞ
ŬƵůĂŬǀĞƌŝŶ͘
4-ƺƚƺŶďƵƐĞƐůĞƌŝĚƵLJĚƵŬƚĂŶ
ƐŽŶƌĂ͕͞ĞǀĞƚ͟LJĂĚĂ͞ŚĂLJŦƌ͟ŚĂŶŐŝƐŝ
ĚŽŒƌƵŝƐĞĞŶĚŽŒƌƵŬĂƌĂƌŦǀĞƌŝŶ͘
5-'ƺĕůƺŝƌĂĚĞŶŝnjůĞǀĞƌĚŝŒŝŶŝnjĞŶ
ĚŽŒƌƵŬĂƌĂƌŦƵLJŐƵůĂLJŦŶ͘^ŽŶƵŶĂ
ŬĂĚĂƌĚĂǀĂnjŐĞĕŵĞLJŝŶ͘
Alper Evrensel
büyüdüğünde anne ve babası ile kurduğu ilişkinin benzerlerini diğer insanlarla da kurmaya başlar. Onları hoşnut
etmek için kendisi hoşnutsuz olmayı
tercih eder. Sırf o insanlar ilişkiyi
koparmasın, surat asmasın, küsmesin
diye sürekli kendisinden maddi-manevi ödün verir. Borç istendiğinde geri
çeviremez. Yardım talep edildiğinde
karşı koyamaz.”
Hayır diyememek yapısal bir sorun!
“Hayır” diyememenin yapısal bir sorun
olduğunu da dile getiren, Evrensel,
Bağımlı yapıdaki kişilerde ortaya çıkan
bir sorun olduğuna dikkat çekti Evrensel şöyle dedi:
“Bu durum, depresyonun belirtileri
arasında da yer alabilir. Depresyondaki insanlarda inisiyatif kaybı olur.
Kolaylıkla yönlendirilebilirler. Cep
telefonu dolandırıcıları bağımlı yapıda
ve depresyondaki kişileri kolayca
ağına düşürebilmektedirler. Kişide
bazı tehditlerle korkular uyandırılarak
sanki hipnotize edilmiş gibi komutlara
uyması sağlanabilir. “Hayır” veya evet
deme kararı irademizle ilgilidir. İrade
her zaman baskı altındadır. Dürtülerin
ve aklın yönlendirmeleri karşısında gerçekliği de gözeterek bir karar
vermek durumundadır. Bu karar içinde
bulunulan şartlara göre netleşecektir.
Karar verirken içsel ve dışsal bütün
dengeler mümkün olduğunca gözetilmelidir. Karar neticesinde de mümkün
olduğunca az çatışma yaşanmalıdır.
Bazen içsel-dürtüsel talep çok güçlü
olabilir. Normalde çok iradeli, makam
mevki sahibi bir insanın kendi nefsinin
taleplerine hayır diyemediği de olur.
Otokontrol duygusu gelişmiş, özerk,
bağımlı olmayan bir yapı ancak çocukluktan itibaren bilinçli anne babanın
yardımı ile gelişebilir. Eğer erişkin
yaşamda bu sorunlar saptanırsa tedavi
ile güçlü bir irade geliştirilebilir.”
HAYIR DİYEMEDİĞİ
İÇİN DEPRESYONA
GİRENLER VAR
Hayır diyememe problemin depresyondan kaynaklandığı durumlarda tedavi
ile de ortadan kalkabileceğini, yapısal
sorunlardan kaynaklanan durumlarda ise terapi ile yok edilebildiğini
vurgulayan Doç.Dr Evrensel, Yıllar
boyu hayır diyemediği için depresyona
giren kişiler bulunduğuna dikkat çekti.
Evrensel “Bu kişilerde hem ilaç tedavisi
hem de terapi birlikte uygulanmalıdır.
Eğer ilaçla depresyonu tedavi eder ve
suni bir iyilik hali yakalanır, zemindeki kişilik yapısına müdahale edilmez
ise tedavinin ardından yine aynı tablo
karşımıza çıkacaktır.” //
G Ü N DEM
www.212haber.com
8 Şubat’ta 5. Etap Toplu
Yapı Konutları’nda seçim
heyecanı vardı. Tek listenin
yarıştığı seçimde Nevzat
Bayhan ve ekibi oybirliği ile
üçüncü kez seçildi.
8
û8%$7’ta 5. Etap Toplu Yapı
Konutları’nda seçim heyecanı vardı.
Tek listenin yarıştığı seçimde Nevzat
Bayhan ve ekibi oybirliği ile üçüncü
kez seçildi. Seçimleri demokratik bir
şekilde ilk önce blok sakinlerinin kendi
blok temsilcilerini seçmesiyle başladı.
Daha sonra seçilen blok temsilcileri
bir araya gelerek kendi site yönetim
ve denetim kurulu üyelerini seçti.
“Üçüncü kez demokratik bir seçimle iş
başına gelen bir topluluğun temsilcileriyle seçilip iş başına geliyoruz.” diyen
5. Etap Site Yönetim Kurulu Başkanı
Nevzat Bayhan, “Bizi üçüncü kez 5.
Etap yönetimine layık gören bütün
komşularımızın temsilcilerine şükranlarımızı sunuyoruz.” dedi.
“Neredeyse birbirinin varisi olacak
kadar” üzerinde önemle durdukları
komşuluğun, çoğu zaman selamına ve
gülüne ihtiyacın olduğunu kaydeden
Bayhan, “Önceki seçilmemizde komşuluk ilişkileri üzerine güzel programlar tertip ettik. Bu dönem de çok daha
etkin ve daha geniş katılım sağlayacak
şekilde devam edeceğiz. Bunun yanı
sıra komşu site ve semtlerdeki fakir
ve muhtaçlara yönelik başlattığımız
yardım kampanyasına da hız kesmeden devam ederken; peyzaj, temizlik ve
güvenlik konusunda sitemizi özenilir, yaşanılır ve imrenilir bir noktaya
taşımak için yedi gün yirmi dört saat
çalışmayı da ihmal etmeyeceğiz.” şeklinde konuştu.
HEDEFİMİZ; DOSTLUK,
KOMŞULUK VE KARDEŞLİK
“Hızla gelişen teknoloji insanları ekran
bağımlısı yaparken bireyleri bireyselleştirip birbirinden uzaklaştırıyor.” sözlerine yer veren Nevzat Bayhan şunları
kaydetti: “Biz birbirini düşünen, birbiri
için yaşayan bir toplum için komşuluk
)-%*0ťM:9L2015
19
5. Etap Nevzat Bayhan’la
DEVAM DEDİ
ve dostluk anlayışını günümüz
şartlarında yeniden inşa etmeye
çalışacağız. ‘Gün gelecek selam
sadece tanıdıklara verilecek’
düşüncesini kendi etabımız için
geçersiz kılmak adına yapacağımız çalışmalarla selamı ve
yardımlaşmayı yaygınlaştırıp,
“Önce dostluk, komşuluk ve kardeşlik” teması ile 2015 yılı içinde
yapacağımız bilimsel çalışmalarla 7’den 77’ye etap sakinlerimizin birbirlerini tanımaları ve
kaynaşmalarını hedefliyoruz.
Martin Luther King’in ifadesiyle;
“Kuşlar gibi uçmasını, balıklar
gibi yüzmesini öğrendik; ama bu
arada çok basit bir sanatı unuttuk: Kardeş olarak yaşamayı.”
İşte biz içi boşaltılmış kardeşlik
kavramını dolu dolu olarak ye-
niden yaşa(t)ma niyetindeyiz.”
Bayhan, “Yanı başındaki
komşusu aç iken, kendisi tok
şekilde geceleyen kimse, olgun
bir mümin değildir.”, “Komşuna iyilik yap, gerçek mümin
olasın.”, “Cibril bana komşu
hakkını o kadar çok tavsiye etti
ki, neredeyse komşuyu komşuya
vâris kılacak zannettim.” diyen
Peygamber Efendimiz aslında
bize hem yol gösteriyor hem
de komşuluğun kutsallığına
dikkat çekiyor. Hz. Ebubekir
ise; “Kimin kötülüklerinden
komşusu emin olmaz ise, o cennete giremez” sözüyle aslında
cennete girmenin kolay yolunu
da işaret etmiş oluyor.” ifadelerini kullandı.
BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZİ ÖN
PLANA ÇIKARACAĞIZ
͞můŬĞŵŝnjŝŶĚĞŒŝƔŝŬĐŽŒƌĂĨLJĂůĂƌŦŶĚĂŶ͕ĨĂƌŬůŦŬƺůƚƺƌůĞƌŝŶĚĞŶƵnjƵŶďŝƌLJŽůŬĂƚĞĚĞƌĞŬďƵƐŝƚĞLJĞŬĂĚĂƌƵnjĂŶĚŦŬǀĞďƵƌĂĚĂďŝƌĂŝůĞŽůĚƵŬ͘,ĂůŝLJůĞƐŦŬŦŶƨůĂƌŽůĂĐĂŬƨƌ͘͟ĐƺŵůĞůĞƌŝŶĞLJĞƌǀĞƌĞŶEĞǀnjĂƚĂLJŚĂŶƐƂnjůĞƌŝŶŝ
ƔƂLJůĞƐƺƌĚƺƌĚƺ͗͞zĂŶůŦƔĂŶůĂŵĂůĂƌ͕ĞŬƐŝŬƵLJŐƵůĂŵĂůĂƌ
ǀĞŐĞƌĞŬƐŝnjƚĂƌƨƔŵĂůĂƌLJĂƔĂŶĂĐĂŬƨƌ͖ĂŶĐĂŬƵŶƵƚƵůŵĂŵĂůŦĚŦƌŬŝĂŝůĞůĞƌĚĞďŝůĞƚĂƌƨƔŵĂƐŦnjďŝƌŚĂŌĂǀĞLJĂ
ŐƺŶŐĞĕŵŝLJŽƌ͘ŝnjĞĚƺƔĞŶ͞7LJŝŬŽŵƔƵůƵŬLJĂůŶŦnjŬŽŵƔƵLJĂĞnjŝLJĞƚĞƚŵĞŵĞŬĚĞŒŝů͕ŬŽŵƔƵŶƵŶĞnjŝLJĞƚůĞƌŝŶĞ
ĚĞŬĂƚůĂŶŵĂŬĚĞŵĞŬƟƌ͘͟ĂŶůĂLJŦƔŦŶŦŚĂLJĂƨŵŦnjĂƌĞŚďĞƌ
ĞƚŵĞŬ͘zƂŶĞƟŵŽůĂƌĂŬďƵĚƂŶĞŵŝŵŝnjĚĞŐĞƌĞŬ
ďĞůĞĚŝLJĞŵŝnjŐĞƌĞŬƐĞĚŝŒĞƌŬƵƌƵŵůĂƌůĂĂnjĂŵŝŝƔďŝƌůŝŒŝ
ŝĕŝŶĚĞŽůĂĐĂŒŦnj͘<ŽŵƔƵůƵŬŐŝďŝĚĞŒĞƌůĞƌŝŶnjĂLJŦŇĂĚŦŒŦ
ǀĞďŝƌĕŽŬŵĂŚƌĞŵŝŶƐĂŶĂůąůĞŵĚĞŬŽŶƵƔƵůŵĂLJĂ
ďĂƔůĂŶĚŦŒŦĕĂŒŦŵŦnjĚĂďŝnjŝďŝnjLJĂƉĂŶĚĞŒĞƌůĞƌŝŵŝnjŝƂŶ
ƉůĂŶĂĕŦŬĂƌĂĐĂŬĕĂůŦƔŵĂůĂƌŐĞƌĕĞŬůĞƔƟƌĞĐĞŒŝnj͘͟
YÖNETİM KURULU
Nevzat Bayhan, Mustafa Petek, Fesih
^ĂLJĂƌ͕EƵƌŝdĞƉĞůƚĞƉĞ͕KƌŚĂŶbĞŶ͕^ĂůŝŚ
<ĞŶĚŝƌ͕KŶƵƌĂů͕WŝƌĂŒĂzŦůŵĂnj͕EĂĐŝ
hLJŵĂnj͕&ĞƚŚŝ<ĂƌĂĂƐůĂŶ͕DĂƌŝLJĞ^ĂƌŦĐŦ
YEDEKLER
DĞŶĚĞƌĞƐƌŦĐĂŶ͕DĞŚŵĞƚŝĕĞŬ͕ůƉĞƌ
ŬĂůŦŶ͕,ĂƌƵŶzŝŒŝƩƺƌŬ͕^ĂǀĂƔĞůŝ
DENETİM KURULU
dĂŚŝƌƺLJƺŬŝnjŐŝ͕&ĂƚŵĂĞŵŝƌĂLJ͕^ŽŶĞƌ
zŦůŵĂnj
YEDEKLER
,͘ZĂŵĂnjĂŶŽnjĂŶ͕ŚŵĞƚdƺƌŬĞƌ