\\ www.212haber.com // 15 - 28 ŞUBAT 2015 Yıl:5 Sayı: 71 Fiyatı: 1 MEDYANIN YONU GUCE GORE DEGISIYOR İlk hedefimiz 7 Haziran 2015 seçimleri $.3$57ú İstanbul 5. olağan İl kongresi Sinan Erdem Spor Salonu’nda yapıldı. Aziz Babuşçu’nun milletvekili aday adaylığı için çekildiği AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’na Selim Temurci getirildi. Kongrede AK Parti Başakşehir ilçe teşkilatı da tam kadro yer aldı. Î 5 5. Etap Nevzat Bayhan’la DEVAM DEDİ MEDYANIN yönünün güce göre değiştiğini belirten İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Yusuf Özkır, küresel medyanın yayın politikasının temel ilkesini belirleyen yaklaşımın mesleki kaygı olduğuna dair düşüncenin kocaman bir aldatmaca olduğunu söylüyor. ÖZKIR, “BBC ve CNN gibi yayın organları 2 bin kişinin öldüğü, binlerce kişinin yaralandığı ve sakat kaldığı, yerle bir olmuş Gazze’de olup biteni ve insani trajediyi aktarmak yerine, İsrail’de insanların ne kadar korku içinde yaşadığına dair yayınlar yaptılar.” diyor. YUSUF ÖZKIR: “3 Müslüman genç, ateist bir ABD’li tarafından öldürüldüğünde Batı medyası olayı önce görmezden geldi. Tepkiler sonrasında CNN öldürülmelerinin İslamofobiyle ilişkisi olup olmayacağı bağlamında bir haber yaparak, öldürülmeleri durumunda bile Müslümanların suçlu olduğuna işaret eden bir haber yaptı.” Î4’TE DİKKAT! Çekici var! NÜFUSUN her geçen gün arttığı İstanbul’da trafiğe çıkmak kadar araç park etmek de sorun. Emniyet Müdürlüğü ile birlikte çalışan İstanbul Trafik Vakfı’na bağlı çekiciler, duraklama- nın ve park etmenin yasak olduğu yerlerde adeta araç avına çıkıyorlar. Aracının nereye götürüldüğünü bilmeyen bazı vatandaşlar ise çalındığını düşünerek saatlerce arayabiliyor. Î 14 6$$'(73$57ú6ú Başakşehir İlçe Başkanlığı’nın Başakşehir 1. Etap Site Yönetimi Konferans Salonu’nda düzenlediği İlçe Divan Toplantısı kar yağışına rağmen yoğun bir katılımla gerçekleşti. Programa Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Selman Esmerer olmak üzere birçok davetli katıldı. Î 16 İsrail’i rahatsız eden proje AHMET HOCA’YI “Sosyal Gençlik” faaliyetlerinden tanıdım. Birkaç yıl önce yurtdışından Türkiye’ye dönünce çocuklarımın manevi gelişimi için araştırma yaptığımda dostlar, Başakşehir şartlarında bu çalışmayı önerdiler. İki yıl çok bereketli geçti, çocuklarımız severek, isteyerek çalışmalara katıldılar… KUDÜS ve Civarındaki Osmanlı Mirasını Koruma ve Yaşatma Derneği (Mirasımız), 2014 yılında Mescid-i Aksa’yı koruma, Kudüs’teki kalkınmayı sağlama çalışmalarına kadar çok sayıda projeye imza attı. Î 8 ƵnjĂŵĂŶĚĂĕŽĐƵŬůĂƌŦƚĂďůĞƚƐŝnj͕ĂŬŦůůŦƚĞůĞĨŽŶƐƵnj LJĂŶŝĂůĞƚͲĞĚĞǀĂƚƐŦnjĕĂůŦƔŵĂůĂƌĂŝŬŶĂĞƚŵĞŬŬŽůĂLJ ŵŦ͍^ƺƌĚƺƌƺůĞďŝůŝƌĨĂĂůŝLJĞƚůĞƌůĞŝƌƟďĂƚůĂŶĚŦƌŵĂŬ ŶĞŬĂĚĂƌŵƺŵŬƺŶ͍,ĞŵƐŽŶƌĂďƵŝƔůĞƌŝƐĂĚĞĐĞ ůůĂŚƌŦnjĂƐŦŝĕŝŶǀĞƐĂďŦƌůĂLJƺƌƺƚĞŶŬĂĕĂďŝŬĂůĚŦŬŝ͍ (!,Û4á"%+Û2/Ù,5´NUNáYAZÎSÎ áÎ6’DA İZLİYORUM Erol Çakır / 15’te 1. Etap gönül sofrasında buluştu 1. ETAP Site Yönetimi Saraylı Döner’de personel yemeği verdi. Yemeğe Yönetim Kurulu Üyelerinden Murat Uluışık, Özcan Çakmak ve Hamdi Demir, Yönetim Danışmanı Kadir İbişdayı, Site Yönetim Müdürü Nusret Tezcan ve 90 kişilik personel katıldı. Î 17 Mütevazi caminin coşkulu insanları Borcu borçla kapatan ülkeyiz MUHTARLIKTAN 9(.ú//úø( Î 10 û8%$7’ta 5. Etap Toplu Yapı Konutları’nda seçim heyecanı vardı. Tek listenin yarıştığı seçimde Nevzat Bayhan ve ekibi oybirliği ile üçüncü kez seçildi. Î 19 Araç çekme terörü Emin Batur / 12’de 2 G Ü N DEM )-%*0ťM:9L2015 www.212haber.com Hz. Ebubekir Camii Ku’ran Kursu açıldı Hz. Ebubekir Camii Kur’an Kursu, Başakşehir Belediyesi ve Başakşehir İlçe Müftülüğünün desteği ile açıldı. Açılış programına Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, İlçe Müftüsü Remzi Pehlivan, Hz. Ebubekir Camii İmam Hatibi Numan Nihat Türkan, Cami Derneği ve cami cemaati katıldı. G h9(5&ú17(3(0$+$//(6úNur’ul Ayn Kur’an Kursu öğreticisi Şaban Karaahmetoğlu’nun Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başlayan program, kadının İslam’a göre toplumda ve ailedeki yerini anlatan Sinevizyon gösterimi ile devam etti. Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, “Değerli Müftümüz, mahallemizin değerli sakinleri buranın inşallah mahallemiz adına hayırlı olmasını diliyorum. Buraya emeği geçenlere canı gönülden teşekkür ediyoruz. Biz hayır işlenmesi için aracı oluyoruz, asıl burada caminin düzenlenmesi adına gayret sarf eden emek veren dernek üyelerimize dernek hocalarımıza çalışmalarından ötürü teşekkür etmek istiyorum. Çocuklarımız burada Kur’an eğitimlerini, dini eğitimlerini alacaklar, başka yerlerde öğrenemeyecekleri güzel bilgileri burada öğrenecekler. Çocuklarımıza Kur’an kurslarında, okullarda, Cafcaf çizerleri bilgievlerinde sokaklarda sahip çıkmamız lazım. Kendine, çevresine, topluma zarar veren kötü alışkanlıklar edinen evlatlarımız oluyor. Çocuklarımızı manevi bilgilerle yeterince desteklediğimiz zaman kötü alışkanlık ve arkadaşlıklardan uzak duracaklar, inşallah. Sadece buralar yeterli değil anne babalar da bilgilenmeli, sahip çıkmalı ayrıca emniyet ve devlet de görevini yapmalı. İnşallah yeni yasa ile cezalar arttırılıyor” dedi. Cafcaf mizah dergisinin karikatüristleri Yusuf Kot, Ahmet Altay ve NecŵĞƫŶƐŵĂbĂŚŝŶƚĞƉĞ͕'ƺǀĞƌĐŝŶƚĞƉĞǀĞEĞĐĚĞƚzŦůĚŦƌŦŵŝůŐŝĞǀůĞƌŝ͛ŶĞ ŵŝƐĂĮƌŽůĚƵ͘ĂĨĐĂĨĕŝnjĞƌůĞƌŝŶĚĞŶ ŬĂƌŝŬĂƚƺƌĕŝnjŵĞŶŝŶŝŶĐĞůŝŬůĞƌŝŶŝ ƂŒƌĞŶĞŶƂŒƌĞŶĐŝůĞƌŝŵŝnjĞŒůĞŶĐĞůŝ ĚĂŬŝŬĂůĂƌŐĞĕŝƌĚŝ͘zƵƐƵĨ<Žƚ͕ŚŵĞƚ ůƚĂLJǀĞEĞĐŵĞƫŶƐŵĂŝůĞƐŽŚďĞƚ ŚĂǀĂƐŦŶĚĂŐĞĕĞŶƉƌŽŐƌĂŵůĂƌĚĂ ĕŝnjĞƌůĞƌƂŒƌĞŶĐŝůĞƌŝŶƐŽƌƵůĂƌŦŶŦLJĂŶŦƚůĂĚŦ͘<ĂƌŝŬĂƚƺƌŝƐƚůĞƌnjĂŵĂŶnjĂŵĂŶ ƵLJŐƵůĂŵĂůŦŽůĂƌĂŬĂŶůĂƨŵůĂƌŦLJůĂĚĂ ƉƌŽŐƌĂŵĂƌĞŶŬŬĂƴ͘ İlçe Müftüsü Remzi Pehlivan da, Kuran’ı öğrenmenin kişiye, aileye ve topluma kazandırdıklarını anlattığı konuşmasında; ‘’Camiler birer eğitim yuvası ve Kuran Kursları da camilerin ayrılmaz bir parçası, açılışını yaptığımız kursta Cami hocasından derneğine, vatandaşlardan belediyeye emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. İnsana yapılan yatırımlar hemen olmasa da aradan biraz zaman geçince karşılığını bulur.’ dedi. // <ĂƌŝŬĂƚƺƌŝƐƚůĞƌ͕ƂŒƌĞŶĐŝůĞƌŝŶLJŽŒƵŶ ŝůŐŝŐƂƐƚĞƌĚŝŒŝƉƌŽŐƌĂŵůĂƌĚĂŬĂƌŝŬĂƚƺƌĕŝnjŝŵŝŚĂŬŬŦŶĚĂďŝůŐŝǀĞƌŝůĚŝ͘ WƌŽŐƌĂŵĂďĂƐŝƚŬĂƌŝŬĂƚƺƌĕŝnjŝŵůĞƌŝLJůĞ ďĂƔůĂLJĂŶǀĞƂŒƌĞŶĐŝůĞƌĚĞŶĕŝnjŵĞsini isteyen karikatüristler teknik ŽůĂƌĂŬĚĂŶĞůĞƌLJĂƉŦůŵĂƐŦŐĞƌĞŬƟŒŝŶŝĂŶůĂƴůĂƌ͘ŝnjĞƌůĞƌ͕ƂŒƌĞŶĐŝůĞƌŝŶ ĕŝnjŵŝƔŽůĚƵŒƵŬĂƌŝŬĂƚƺƌůĞƌŝƚĞŬƚĞŬ ŝŶĐĞůĞĚŝůĞƌ͘ŝůŐŝĞǀůĞƌŝZĞƐŝŵ<ƵůƺďƺŶƺŶLJĞƚĞŶĞŬůŝƂŒƌĞŶĐŝůĞƌŝŝĕŝŶƂnjĞů ĕŝnjŝŵůĞƌLJĂƉƨůĂƌͬͬ͘ İzciler kış kampında buluştu %DVDNVHKLU%HOHGL\HVL izcileri eğitimlerine hız kesmeden devam ediyor. Eğitim öğretime ara verilmesiyle, Şamlar Tabiat Parkı’nda bulunan Başakşehir Belediyesi izcilik tesisleri kış şartlarına hazırlanarak kapılarını izciler için açtı. İki ayrı grupta 250 izci kış kampına katıldı. Kampa katılan izciler yazın da aldıkları temel izcilik, tırmanma, yön bulma, okçuluk, binicilik, ilk yardım dersleri, izci oyunları, düğüm, hijyen dersleri, yürüyüş teknikleri, temel arazi bilgisi, değerler eğitimi, telsiz eğitimi gibi eğitimlerin yanında kış şartlarıyla ilgili özel eğitimler de aldı. Eğitimler, liderler ve alanında uzman öğreticiler tarafından veriliyor. Kış kampına ülkemizde bulunan 30 kişilik bir grupla Ürdünlü ve Filistinli izciler de katıldı. // 4 RÖPORTAJ )-%*0ťM:9L2015 Geçtiğimiz günlerde ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinde üç Müslüman gencin Amerikalı bir ateist tarafından katledilmesi sonrasında Batı medyasının takındığı tavra tüm dünya şahit oldu. Kimi gördü kimi görmezden geldi kimi de tepkisini dile getirdi. Medyanın üstlendiği rolü özellikle son bir yıl içerisinde yaşananlar doğrultusunda analiz ettik. G HACER TÜRKEL (d7úøú0ú= günlerde ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinde üç Müslüman gencin Amerikalı bir ateist tarafından katledilmesi sonrasında Batı medyasının takındığı tavra tüm dünya şahit oldu. Kimi gördü kimi görmezden geldi kimi de tepkisini dile getirdi. Hatta kimi yayın organları üç gencin öldürülmesinin İslamofobiyle ilişkisi olup olmayacağı bağlamında bir haber yaparak, öldürülmeleri durumunda bile Müslümanların suçlu olduğuna işaret eden bir tavır ortaya koydu. Diğer yayın organları da benzer şekilde davranarak aslında Batı’da artan nefret suçlarının ve ayrımcılığın boyutlarını gizleme yoluna gitti. Hiç kimse de radikal militan ateistlerden bahsetmedi. Hâlbuki Fransa’da kimlerle bağlantılı olduğu belli olmayan teröristler Fransız vatandaşlarını öldürünce aynı yayın organları ilk olarak olayı İslam’la bağlantılı olarak göstermeye çalışmıştı… Bu olaylar karşısında tam bir ikiyüzlülük sergileyen Batı medyası ve onun ülkemizdeki uzantıları algı operasyonlarını sürdürmeye devam ediyor. Basın ve ifade özgürlüğünü tartıştığımız bir ortamda medyanın üstlendiği rolü, basın ahlakını, özellikle son bir yyıl içerisinde ç yyaşananlar ş ğ doğrultusunda sosyal medyanın toplumsal www.212haber.com Medyanın yönü güce göre değişiyor hareketlerdeki yerini ve algı operasyonlarını İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Yusuf Özkır ile konuştuk. Basın ve ifade özgürlüğünü tartıştığımız bir ortamda medyanın üstlendiği rolü, basın ahlakı ile basın özgürlüğü açısından nasıl değerlendirirsiniz? Medya, yaşadığımız hayatın aracıları ve değişmez unsurları olarak varlığını koruyor. Bu araçların olmadığı bir dünya mümkün değil. Gazete, radyo, televizyon, internet, sosyal medya ve dijital teknolojilerin ürettiği içerik pek çok şeyin niteliği hakkında da bilgi veriyor. En azından çerçevesini çiziyor. İletişim araçlarını üreten ve iletişim araçlarına içerik üreten insan olmasına rağmen, bir süre sonra aracın kendisi, kendi doğasını baskın kılıyor. Bizler esasında araçların zorunlu hale getirdiği bir iletişimi yeniden üretmeye başlıyoruz. Mesela aynı haberin gazete ve radyoda aktarılma şekli çok farklıdır. Basın özgürlüğü ve basın ahlakı kavramsallaştırmalarını da iletişim araçlarının doğası ve insanların bu araçlara yüklediği anlamdan bağımsız düşünmemek gerekiyor. Medya Ahlaki davranıyor mu? Yaşanan örnekler medyanın yönünün güce göre değiştiğini, güç kimdeyse medyanın o bakış açısıyla yayın yaptığını gösterdi. Mesela küresel medyanın yayın politikasının temel ilkesini belirleyen yaklaşımın mesleki kaygı olduğuna dair düşünce kocaman bir aldatmaca ve büyük bir yalandır. İsrail’in son Gazze işgali sırasında BBC ve CNN gibi yayın organları İsrail’i haklı gösterecek yayınlar yaptı. 2 bin kişinin öldüğü, binlerce kişinin yaralandığı ve sakat kaldığı, yerle bir olmuş Gazze’de olup biteni ve insani trajediyi aktarmak yerine, İsrail’de insanların ne kadar korku içinde yaşadığına dair yayınlar yaptılar. Mikrofonu İsrail’e tuttular. Aynı şey Mısır’da meydana gelen darbe sırasında da yapıldı. Küresel yayın organları kendi ülkelerinin çıkarları doğrultusunda yayın yaparak, Mısır’da bir gecede öldürülen 3-4 bin kişiyi görmedi. Darbeyi aklayarak, sanki olması gereken olmuş gibi yayın yaptılar. Birkaç gün önce ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinde üç ü Müslüman gencin Craig Stephan Hi Hicks tarafından öldürülmesi sonrasında yapılan yayınlar da aynı minvalde oldu. Diş Hekimliği Fakültesi’nde okuyan 20’l 20’li yaşlarındaki üç genç, ateist bir ABD’li ttarafından öldürüldüğünde Batı medyası medya olayı önce görmezden geldi. Sosyal medyada med tepkiler artınca bu kez örneğin CNN CN öldürülmelerinin İslamofobiyle ilişkisi olup olmayacağı fob bağlamında bir haber yaparak, öldürülmeleri durumunda bile Müslümanların suçlu olduğuna işaret eden bir haber yaptı. Diğer yayın organları da katilin akıl sağlığından, ruhsal durumundan, psikolojik rahatsızlıklarından filan dem vurarak, aslında Batı’da artan nefret suçlarının ve ayrımcılığın boyutlarını gizleme yoluna gitti. Hiç kimse de radikal militan ateistlerden, ateist terörden bahsetmedi. Hâlbuki Fransa’da kimlerle bağlantılı olduğu belli olmayan teröristler Fransız vatandaşlarını öldürünce aynı yayın organları ilk olarak olayı İslam’la bağlantılı olarak göstermeye çalışmıştı. Ülkemizdeki uzantıları da aynı hikâyeleri tekrarlamıştı. Şimdiyse bir sessizlik ve olayı başka düzleme taşıma çabası var. Bu tam bir ikiyüzlülük. SOSYAL MEDYA DARBEYE ÇANAK TUTAN BİR GÖRÜNTÜ VERDİ Yeni medya teknolojilerini kullanabilen herkesin bir etki alanı ve gücü var. Buradan yola çıkarak, özellikle son bir yıl içerisinde yaşananlar doğrultusunda sosyal medyanın toplumsal hareketlerdeki yerini nasıl ilişkilendiriyorsunuz? Türkiye’de Gezi Parkı protestolarıyla başlayan, 17-25 Aralık’la devam eden ve Kobane eylemleriyle zirveye çıkan olgu, sosyal medyanın toplumsal olaylara hem etki ettiğini hem de sosyal medyanın provokasyona açık olduğunu gösterdi. Aslında internetin ortaya çıktığı dönemde ve sosyal medya mecralarının aktif kullanılmaya başlandığı zaman diliminde sosyal medyanın iletişim alanına yaptığı katkı heyecan uyandırmıştı. Bu heyecanın temel gerekçesi, sermaye ve iktidarların elindeki tekelleşmiş medyanın kısıtladığı haberleşme alanlarının aşılabilecek olmasıydı. Arap baharı sürecinde olduğu gibi olumlu örnekleri de olmadı değil. İnsanların gündelik yaşamında sosyal medyanın kolaylaştırıcı pek çok etkisinden bahsedilebilir; fakat Türkiye örneğinde görüldüğü gibi yaşadığımız üç örnek sosyal medyanın provokasyon amaçlı kullanıldığını, cinayetlere, kumpaslara vesile yapıldığını gösterdi. 6-8 Ekim Kobane eylemleri sosyal medyanın cinayetlerin işlenmesi sürecinde nasıl etkin kullanıldığını gösterdi. 17-25 Aralık siyasete müdahale girişimi ve Gezi Parkı olayları sürecindeyse sosyal medya darbeye çanak tutan ve toplumsal dinamikleri sahte hesaplar ve yalan haberler üzerinden aşındırmaya çalışan bir görüntü verdi. Eldeki göstergelere bakıldığında doğru bilginin adresinin ‘birey’ olabileceğine dair çok büyük kuşkuların oluştuğunu YATAY BİR ÇOĞULLAŞMA EVRESİNDEYİZ ^ŽƐLJĂůŵĞĚLJĂďĂƐŦŶƂnjŐƺƌůƺŒƺŶĞLJĞŶŝďŝƌ ĂůĂŶŵŦĂĕƨ͍ dƺƌŬŝLJĞ͛ĚĞϯϬŵŝůLJŽŶĐŝǀĂƌŦŶĚĂ&ĂĐĞŬ͕ϭϬ ŵŝůLJŽŶĐŝǀĂƌŦŶĚĂdǁŝƩĞƌŬƵůůĂŶŦĐŦƐŦďƵůƵŶƵLJŽƌ͘ ůŽŐLJĂnjĂƌůĂƌŦǀĞĚŝŒĞƌƉĂLJůĂƔŦŵŵĞĐƌĂůĂƌŦŶŦ ŬƵůůĂŶĂŶůĂƌůĂďŝƌůŝŬƚĞďƵƐĂLJŦĕŽŬĚĂŚĂĂƌƚŵĂŬƚĂĚŦƌ͘7ŶƚĞƌŶĞƚůĞďŝƌůŝŬƚĞŚĞƌŬĞƐŝŶŝĕĞƌŝŬ ƉĂLJůĂƔŦŵŦŶĚĂďƵůƵŶĂďŝůĚŝŒŝďŝƌŝůĞƟƔŝŵƐƺƌĞĐŝ LJĂƔĂŶŵĂLJĂďĂƔůĂŶĚŦ͘DĞĚLJĂƔŝƌŬĞƚůĞƌŝĚĞLJĞŶŝ ŝůĞƟƔŝŵƚĞŬŶŽůŽũŝůĞƌŝŶŝŶƐƵŶĚƵŒƵďƵŝŵŬĂŶŦ ĚĞŒĞƌůĞŶĚŝƌŵĞŬŝĕŝŶƐŽŬĂŬƚĂŬŝŝŶƐĂŶŦŶŚĂďĞƌ ĂŒŦŶĚĂŶĨĂLJĚĂůĂŶŵĂLJĂĕĂůŦƔƨǀĞĕĂůŦƔŦLJŽƌ͘ KůĂLJĂLJĂŬŦŶŬŝŵǀĂƌƐĂŽŶĚĂŶŚĂďĞƌĂůŵĂŶŦŶ ŵƺĐĂĚĞůĞƐŝŶŝǀĞƌŝLJŽƌ͘ŝƌLJĞƌĚĞŚĞƌŬĞƐŝŶŐĂnjĞƚĞĐŝŐƂƌƺůĚƺŒƺĚƺnjůĞŵĞŐĞĕŝƔĚĞŶŝůĞďŝůŝƌ͖ĂŵĂ ŐĂnjĞƚĞĐŝůŝŬďŝƌŵĞƐůĞŬŽůĚƵŒƵŝĕŝŶďĞŶĐĞďƂLJůĞ ďŝƌƔĞLJŵƺŵŬƺŶĚĞŒŝů͘ƂLJůĞŽůƵƌƐĂďĂƔŬĂ ďŝƌƔĞLJŝŬŽŶƵƔŵĂLJĂďĂƔůĂƌŦnj͖ŬŝƐŽƐLJĂůŵĞĚLJĂ ƉĂLJůĂƔŦŵůĂƌŦLJůĂLJĂƔĂŶĂŶŬĂŽƐďƵĚƵƌƵŵĂďŝƌ ƂůĕƺĚĞŝƔĂƌĞƚĞĚŝLJŽƌ͘ŽůĂLJŦƐŦLJůĂƐŽƐLJĂůŵĞĚLJĂ ƂŶĐĞůŝŬůĞĚŝŬĞLJŽůĂƌĂŬƔĞŬŝůůĞŶĞŶŚŝLJĞƌĂƌƔŝŬ ŵĞĚLJĂLJĂƉŦƐŦŶŦŬŦƌĚŦ͘zĂƚĂLJďŝƌĕŽŒƵůůĂƔŵĂ ĞǀƌĞƐŝŶĚĞLJŝnj͘ƵĚƵƌƵŵƵŶďĂƐŦŶƂnjŐƺƌůƺŒƺŝĕŝŶ LJĞŶŝďŝƌĂůĂŶĂĕƨŒŦŐƂƌƺůƺLJŽƌ͘ĞƔŝƚůŝƐĞďĞƉůĞƌůĞ ĕĂůŦƔƨŒŦŵĞĚLJĂŬƵƌƵŵƵŶĚĂŶĂLJƌŦůŵĂŬnjŽƌƵŶĚĂ ŬĂůĂŶŐĂnjĞƚĞĐŝůĞƌŝŶŬƵƌĚƵŒƵŝŶƚĞƌŶĞƚŐĂnjĞƚĞůĞƌŝ LJĞŶŝďŝƌŝŵŬąŶŽůƵƔƚƵƌĚƵ͘'ĞůĞŶĞŬƐĞůŵĞĚLJĂ ŬƵƌƵŵƵŶĚĂĕĂůŦƔŵĂŬŝƐƚĞŵĞLJĞŶŐĂnjĞƚĞĐŝůĞƌ ĚƺƔƺŶĐĞůĞƌŝŶŝŝŶƚĞƌŶĞƚŐĂnjĞƚĞůĞƌŝŶĚĞǀĞƐŽƐLJĂů ƉĂLJůĂƔŦŵŵĞĐƌĂůĂƌŦŶĚĂƉĂLJůĂƔĂďŝůŝLJŽƌ͘^ŽƐLJĂů ŵĞĚLJĂŚĞŵŶŝƚĞůŝŬƐĞůŚĞŵĚĞŶŝĐĞůŝŬƐĞůŽůĂƌĂŬ ŐĂnjĞƚĞĐŝůŝŒŝŶLJĂƉŦƐŦŶĂĞƚŬŝĞƫ͘ söylemek mümkündür. İnsanlar doğruyu aktarmak yerine kendi çıkarına uygun olanı aktarmayı ve aynı duyguyla elinden geldiğince yanlış enformasyonu çoğaltmayı tercih ediyor. Belki burada şu söylenebilir: İletişim akışına ve bilginin paylaşılmasına böylesine katkı sunan bir mecra nasıl oluyor da bu kadar pragmatizm adına araçsallaştırılıyor? Bu soruyu herkes kendine sormalı. Medya, bireylerin siyasi tutum ve davranışlarını, özellikle de oy verirken siyasi tercihlerini çok ciddi boyutlarda etkileyebilecek bir güce sahip. Haber medyası, yalnızca bireylerin siyasi yönelimlerini etkilemekle kalmıyor aynı zamanda siyasi karar verme mekanizması, siyasi liderler ve hükümet üzerinde de çok etkin bir baskı gücü oluşturuyor. Medyanın geldiği yeri nasıl ifade edersiniz? 1940-50’lerde yapılan medya çalışmaları medyanın siyaset üzerine olan etkisini ciddi olarak tartışıyor. Çalışmaların seyrine bakıldığında etki derecesinin değişken olduğu görülür. İlk çalışmalara göre medya vatandaşın oy verme tercihini net olarak belirler. Sonraki çalışmaya göre bu etkinin oranı kısıtlıdır ya da zayıftır. Medyadan çok kanaat önderlerinin rolü vardır toplumda. En son yapılan çalışmalarda parçalı bir durumun tasviri yapılır. Medyanın oy verme davranışı üzerinde güçlü etkisi olduğu söylense de farklı teorilerle bunun odak noktası geniş bir tartışma alanına taşınır. Bugün ülkemiz açısından bakıldığında medyasiyaset ilişkisinde çok katmanlı bir tablonun olduğunu söylemek mümkün. Yani medya bir yandan insanların oy verme tercihleri üzerinde etkide bulunuyor ama bir başka yönden hiçbir etkide bulunmuyor. X gazetesini okuduğu için CHP’den vazgeçen veya Y televizyonunu seyrederek AK Parti’ye oy veren birisinin olup olmadığını bilmiyorum. Duymadım da. Medyanın rolü daha çok pekiştiricilik bağlamında okunabilir. Herkes kendi durduğu yeri daha muhkem hale getirmek ve kendi kalesini tahkim etmek için mücadele ediyor. MEDYA HER ŞEYİ DEĞERSİZLEŞTİRİYOR Günümüzde, iktidar mücadelesinde ve seçim yarışında başarılı olabilmek için medyanın gücünden yararlanmak neredeyse olmazsa olmaz bir zorunluluk haline geldi. Siyaset mühendislerinin bir çabası olarak ortaya konulan haberler gerçeklikten oldukça uzak. Bu çerçeveden baktığımızda gerçekliğin algı operasyonlarına kurban edildiğini söyleyebilir miyiz? Aslında gerçeklik şimdi değil, çok önceleri kaybolmuştu. Nietzsche, gazeteyi ilk kez eline aldığında “Artık hakikat hiçbir zaman öğrenilemeyecek.” ifadesini kullanmış. İsmet Özel’in ‘Esenlik Bildirisi’ şiirinde yer verdiği ifadeler de benzer muhtevayı pekiştirmektedir. Gazete nezdinde kitle iletişim araçlarına, kitleselleşmeye belki büyük ölçüde de yığınlaşmaya eleştirel bir bakış vardır bu şiirde. Özel, modern kent hayatının insana dayattığı yabancılaşmayı işlediği şiirinde, “Gazeteler tutuklamış dünya kelimesini o dünyadan, o şiirden öç almalı demektir” derken gündelik hayatta gazetelere gömülmüş, gazeteler aracılığıyla kendisine verilenlerin dışında bir şey düşünmeyen, düşünmek dahi istemeyen; Necip Fazıl’ın ifadesiyle hakikat güneşini “ceketinin iç cebinde kaybeden” hızlı, kısa, özet ve salt görünür olana indirgenmiş bir hayatı yaşayanlara uyarısını yapar. Cemil Meriç’in, “Gazete, okununca biter.” derken vurgulamak istediği şey de büyük ölçüde onun hakikate dair bir nüve taşımadığıyla alakalıdır. Basıldığı anda eskir gazete. İçindekiler de okunduğu andan itibaren kaybeder kıymetini. Yusuf Kaplan’ın ifadeleriyle toparlarsak, kitle iletişim araçlarının zihinlerimizin ve hayal dünyalarımızın efendileri konumuna yerleştiği bir zaman diliminde, medya aslında yeni değerler, yabancı değerler empoze etmiyor. Bütün değerleri, bizim için, çocuklarımız için, bütün toplumlar ve insanlık için değerli olan her şeyi değersizleştiriyor, bütün değerleri yerle bir ediyor. Gazeteden radyoya, sinemadan televizyona ve bugün internete, sosyal medya aşırılığına uzanan çizgisel ilerleyişinde kitle iletişim araçları, her seferinde yüzeye yaklaşarak, yüzeyselleştirerek, hakikatin derinlere hapsedilmesine; hayatın ise sıradanlığa mahkum ve mahpus edilmesine neden oluyor. Hukuki olarak gerçek hayatta suç olan şeyler sosyal medyada da suç sayılmaya başlandı. Özel hayat ihlali ile beraberinde gelen Twitter’a erişimin engellenmesi ifade özgürlüğünün yasaklanması olarak algılandı. Bu anlamda sosyal medyanın hukukun oluşmasında bir eksiklik mi söz konusu? İnternet tabanlı iletişim bugünün gerçeği. Bunu en iyi şekilde kullanmak gerekiyor; fakat tabulaştırmanın bir anlamı yok. İnternetin bir merkezi var ve burası Amerika. Yapılan her şey orada belirli ağlarda birikiyor. Twitter ve Facebook gibi sosyal paylaşım siteleri de ABD merkezli şirketlere ait. Kendilerine göre belirli kurallara göre işletiliyorlar. Bu şirketlerin ülkelere göre farklı tutum geliştirdiği görülüyor. Mesela ABD ve İngiltere şu hesaptan yapılan paylaşımların içeriği ülkemizin hukukuna aykırı dediği zaman, bu hesaplara müdahale ediliyor; ama Türkiye’den böyle bir talep gittiği zaman bunu dikkate almayabiliyorlar ve Türkiye’de çalışan bir şirket olarak vergi de vermiyorlar. Türkiye, yaşanan son olaylardan sonra bu duruma müdahale ettiği için daha fazla dikkate alınmaya başlandı. Sosyal medya içeriklerine dair kapsamlı bir hukuki düzenleme yapılamamış olması da boş bir alan bırakıyor. Dolayısıyla herhangi bir hukuk devletinde olması gerektiği gibi toplumsal ve özel yaşamı doğrudan etki altına almaya başlayan bir alanla ilgili olarak devletin yasal düzenleme yapması zaten olması gereken bir zorunluluktur. Biraz iyimser bir yaklaşım olmakla birlikte daha uygun ve şık olan, sosyal medya kullanıcılarının toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket etmesi, özdenetim yapabilmesi ve ilkesel olarak erdem kalarak paylaşımda bulunmasıdır. // G Ü N DEM www.212haber.com İlk hedefimiz 7 Haziran 2015 seçimleri AK Parti İstanbul 5. olağan İl kongresi Sinan Erdem Spor Salonu’nda yapıldı. Aziz Babuşçu’nun milletvekili aday adaylığı için çekildiği AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’na Selim Temurci getirildi. Kongrede AK Parti Başakşehir ilçe teşkilatı da tam kadro yer aldı. S (dú0( tek aday olarak giren AK Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı Selim Temurci, 548 delegeden 520’sinin oyunu alarak, AK Parti İstanbul İl Başkanı oldu. Seçimde kullanılan 28 oy geçersiz sayıldı. Divan Başkanlığını da Genel Merkez Teşkilat Başkanı Süleyman Soylu yaptı. AK Parti Başakşehir ilçe teşkilatı da kongrede tam kadro yerini aldı. Yeni İl Başkanı Selim Temurci seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Büyük bir sorumluluk üstlendik. İstanbul teşkilatlarının önümüzdeki dönemde ilk hedefi 7 Haziran 2015 seçimleridir. İstanbul teşkilatına tarihi bir sorumluluk düşüyor. Rabbim hepimizin yardımcısı olsun. Birlikte çalışmaktan onur duyduğumuz, bize yol çizen Aziz Başkanımıza ve tüm teşkilat mensubu kardeşlerime hassaten teşekkür ediyorum. Rabbim İstanbul’a, milletimize hizmet etmeyi bizlere nasip eyledi. Tabi bu nasip işidir. Durmak yok, yola devam diyoruz.” BAŞAKŞEHİR KONGRENİN İN YILDIZI OLDU Sergilediği büyük heyecan ve coşkusuyla kongrenin yıldızı olan AK Parti Başakşehir ilçe teşkilatı, tam kadro katılımıyla farkını ortaya koydu. Açtığı dev pankartlarla da dikkatleri üzerine çeken Başakşehir teşkilatı, vatandaşın teveccühünü kazandı. AK PARTİ İSTANBUL’UN YENİ YÖNETİMİ Selim Temurci, Abdurrahman Dursun, Ahmet Cin, Ahmet Altunsoy, Ali Rıza Yapar, Ali Zeki Karadeniz, Altuğ Karataş, Celal Erdoğan, Cemal Sarıhan, Cihan Öztunç, Engin Meydan, Fadime Taycı, Fatih Bolcan, Fatih Tuna, Ferhat Sakallı, Feti Ahmet Balin, Fırat Oktay, Habibe Çiftçioğlu Başer, Habil Yazıcı, Halil İbrahim Tur, Hamide Mercan, Hasan Sakız, Hasan Kılıç, İsmail Yıldız, M. Abdulhalim Aksu, Mehmet Umur, Melek Şemşek, Metin Karakaş, Muharrem Ödemiş, Murat Atım, Mustafa Necati Işık, Mutlu Bozkurt, Ömer Faruk Besli, Ömer Fuat Günday, Özlem Öztekin Vural, Rabiye Ünlü Demir, Saadettin Çay, Seçkin Turan, Sedat Ecin, Serdar Gümüş, Serkan Duran, Serkan Haser, Sevilay Tuncer Uludağ, Şengül Karslı, Şevki Şar, Timuçin Oğuz, Tuğba Işık Ercan, Tülay Kalav, Yusuf Ulutaş, Zeynep J.Louise Kandur. // )-%*0ťM:9L2015 5 6 )-%*0ťM:9L2015 YA ZI www.212haber.com MÜTEVAZİ CAMİNİN COŞKULU İNSANLARI Ö halitbekiroğ[email protected] uk psikolojisi ii Daha önemlisi gurupçuluk le değil, tarafgirlik oluşturmak için değil, onun-bunun adamı olmak için değil, yalnızca yüklendiği emanetin kaygısı ile gençlerin elinden tutmak, onların üstüne titremek bugünlerde çok daha zor… 1&(.ú<$=,0,='$ Vadi’de yürüyüşün anlamı üzerinde durmuş ve mümkünse bu yürüyüşlerin seher vaktinde camilerden başlamasına değinmiştik… Bahsettiğimiz camilerden biri de Ömer Nasuhi Bilmen isimli şirin mi şirin Cami. Binaların tekebbürüne rağmen tutunduğu tepecikte mütevazılıği ile varlığını gösteren ve bence birçok şeye meydan okuyan Cami… Sosyal Gençlik çalışması sonrasında Ahmet Hoca ile yollarımız evimize yakın Cami’de kesişti. Tunahan Camisi daha büyük ve daha meşhur olmasına rağmen Ömer Nasuhi Bilmen Camisi bizi çekti kendine. Belki de büyük olana mesafeli oluşumuzdandı. Yürüyüşlerimizin bazen başlangıç noktası, bazen de bitiş noktası bu cami oldu. Nefsimizi yenebildiğimiz vakitlerde camide huzur bulmaya çalıştık… Camiler Allah’ın evi olmaları hasebiyle elbette güzeldir ama kıymetli insanlar ve kıymetli kişiler de camilere bir o kadar güzellik katarlar. Camilerde güzel faaliyetler icra ediliyorsa o mekânlar daha da şenlenir, hele bir de faaliyetlerin içinde çocuklar ve gençler varsa… Özellikle geçen Ramazan ayında mümkün olduğunca teravih namazlarını bu camide kılmaya çalıştık. Çünkü cami sadece küçücük iç mekânıyla değil, avlusu sayılabilecek dış mekanıyla da bütün olarak gelenleri kuşatıyor. Sıcağın bunaltıcılığında hem içimize hem dışımıza serinlik katıyor… Bu caminin kıymetli hocalarından Ahmet Tan Hoca’dan bahsedeceğim. Bir süredir müezzinlik yapıyor. Güzel kıraatiyle farklı makamlarda okuduğu ezanlarla bizi camiye ve namaza çekiyor... Hoca dediysek öyle kırklı ellili yaşlardan değil otuzun altındaki yaşlardan bahsediyoruz. Yaşın da etkisiyle olacak ki gençler Ahmet Hoca’nın etrafında dönüyor. Gençlerle iletişim kurabilmek, onlara dokunabilmek hele hele bu zamanda kolay iş olmasa gerek. Elbette yaş faktörü yanında bu işe gönül koymak da var. Seve seve işini yapmak var. İşini hizmet aşkıyla yapmanın getirdiği farklılık var… Ahmet Hoca’yı “Sosyal Gençlik” faaliyetlerinden tanıdım. Birkaç yıl önce yurtdışından Türkiye’ye dönünce çocuklarımın manevi gelişimi için araştırma yaptığımda dostlar, Başakşehir şartlarında bu çalışmayı önerdiler. İki yıl çok bereketli geçti, çocuklarımız severek, isteyerek çalışmalara katıldılar… Bu zamanda çocukları tabletsiz, akıllı telefonsuz yani alet-edevatsız çalışmalara ikna etmek kolay mı? Sürdürülebilir faaliyetlerle irtibatlandırmak ne kadar mümkün? Hem sonra bu işleri sadece Allah rızası için ve sabırla yürüten kaç abi kaldı ki? Halit Bekiroğlu Ahmet Tan Bir ara sabah namazında dostlarla buluşup Riyazu’s-Salihin’den Hadis dersi yapmak için Ömer Nasuhi Bilmen Cami’sini seçmiştik. Bu derdimizi anlattığımızda sağ olsunlar hocalarımız kucak açmışlardı ama maalesef biz, zaaflarımızdan dolayı ancak birkaç ders devam ettirebilmiştik… Geçen yıl Cami’nin Vadi’ye bakan bahçe köşesine küçük bir yapı inşa edildi. Bir tür sohbet mekânı. Kitaphane de diyebiliriz. Sıcak mı sıcak bir ortam. Çaylar çok ucuz çünkü kâr amacı güden bir yer değil. İşletmesini muhtelif üniversitelerde okuyan birkaç genç üstlenmiş, iyi çoğu iyi üniversitelerde okuyan pırıl pırıl gençler. Gözlerinde umut ışığı olan, derdi olan, bugüne ve geleceğe dair bir şeyler yapmaya çalışan harika gençler… Gençlerle aynı dili konuşabilen hocalara ne de çok ihtiyacımız var! Yapıp ettiklerini sadece meslek gibi görmeyip, hem mesleğinin hakkını veren hem de işine aşk katan hocalara ne de çok ihtiyacımız var! Çocuklarımızı yüreğinden yakalayan, onları bütün doğallıklarıyla kabul eden, yeri geldiğinde camide haylazlıklarını tolere edebilen birikimli ve bir o kadar aşk sahibi hocalar geleceğimizi kuracak… Geçenlerde çocuklarla yatsı namazına gittiğimizde Ahmet Hoca elimize birer form tutuşturdu ve haftanın üç akşamı kıraat ve talim dersleri başlattığını söyleyerek bizleri de davet etti. Ara tatile kadar birkaç ders yaptık. Yaş ayrımı olmadan herkesin diz çöküp yarım sayfa okuduğu harika bir ortam; yaşlı amca da var, orta yaş da, ortaokul öğrencisi de var… Cami’nin imkânları ne kadarını kaldırır bilmem ama müsait olan tüm dostlara yürekten tavsiye ederim. Hafta boyu paslanan kalbimizi bir nebze arındırabiliriz. Hiçbir yaş farkı olmaksızın diz çöküp Kur’an meclisinde kendimize gelebiliriz. Dünyanın hengâmesini bu mütevazı caminin dışında bırakıp çocuklarımızla aynı halkaya oturabiliriz… Ahmet Hoca ne der bilmem ama tatil sonrasında altı yaşına girecek olan oğlumu da bu Kur’an meclisine götürmeyi düşünüyorum. Gerisini hocalarımız düşünsün. Hem zaten Ahmet Hoca olmaz derse yeni başlayan kıymetli imamız Abdurrahman Hoca’ya başvururum!!! İlgilenen Başakşehirli dostlar için Ömer Nasuhi Bilmen Camisi’ndeki programların detayı: Salı, Çarşamba ve Cuma günleri Yatsı Namazı sonrası; Kur’an-ı Kerim, talim, itikad, ilmihal, ibadet dersleri belli bir müfredata uygun şekilde icra ediliyor… Pazar günleri Öğle Namazı sonrası 1 ayetin tefsiri yapılıyor… Her Sabah Namazı sonrası Riyazü’sSalihin’den 1 hadis okunup açıklanıyor… Her Yatsı Namazı sonrası 1 ayet ve meali, 1 hadis ve 1 ilmihal bilgisi işleniyor… // www.212haber.com SINAV >7^>Z7 PEmbmD ,/Z Türkiye’de sayıları yaklaşık 3 bin 500’ü bulan dershaneler, 1 Eylül 2015 itibariyle tarihe karışmış olacak. “Usta kaptan fırtınalı havada belli olur” sloganıyla yola çıkan Sınav Dergisi Dershaneleri, dönüşümle birlikte yolculuğuna bundan böyle “Sınav Liseleri” olarak devam edecek. EĞİTİM )-%*0ťM:9L2015 7 “Usta kaptan fırtınalı M A T havada belli olur”$1/$0,</$ T h5.ú<(’de sayıları yaklaşık 3 bin 500’ü bulan dershaneler 1 Eylül 2015 itibariyle tarihe karışmış olacak. Dönüşüm başvurusunda bulunan ve gerekli şartları yerine getiren tüm dershaneler örgün eğitimin içine dâhil edilerek, özel okul statüsünde Milli Eğitim Bakanlığı’nın bünyesine katılacak. “Usta kaptan fırtınalı havada belli olur” sloganıyla yola çıkan Sınav Dergisi Dershaneleri bugünlerde dönüşüm heyecanı yaşıyor. Yoluna temel lise olarak devam edecek olan kurum, eğitim faaliyetini bundan böyle “Sınav Liseleri” olarak sürdürecek. “Dönüşüm kapsamındaki okullar olarak biz de Maliye Bakanlığı’nın tahsis ettiği eğitim-öğretim teşvik priminden yararlanarak özel öğretimin desteklenmesi manasında bu projeye bir katkı sunmuş olacağız.” diyen Sınav Dergisi Dershaneleri İstanbul Bölge Koordinatörü Necdet Özcan, “Devlet okullarındaki 9, 10, 11 ve 12. sınıftaki öğrencilerin bir kısmının temel liselere geçmesiyle birlikte okullar- SINAV LİSELERİNDE VELİLER DOĞAL DENETÇİLERİMİZ OLUYOR Sınav Liseleri’ni diğer liselerden ayıran en önemli özelliği tam zamanlı eğitim vermesi. Sınav eğitim kurumları geçmiş birikimini, tecrübeli öğretmen kadrosu, nitelikli yayınları, rehberlik ve takip sistemiyle en donanımlı şekilde öğrencilerini kuşatmış olacak. Şu anda yapmış oldukları hazırlık çalışmalarıyla dönüşüm konusunda sektörün en önde giden kurumu olduklarının altını çizen Özcan, “Yapmış olduğumuz çok ayrıntılı çalışmalarla bütün süreci baştan sona programlamış durumdayız. Bunu bir yol haritası olarak katalog şeklinde velilerimize de veriyoruz. Başlangıç bitiş sürelerinden, ders ve etüt saatlerine; yazılı/deneme sınavları ve vereceğimiz ücretsiz yayın setlerinden ödevler ve bireysel çalışmalara, dijital yayınlardan İngilizce eğitimine, rehberlik ve danışmanlık/takip sisteminden gezi ve sosyal aktivitelere kadar her konu bu katalogda yer alıyor. Böylece velimizi de doğal denetçi haline getirmiş oluyoruz. Hem dershanecilikteki tecrübemizi hem de okulculuktaki deneyimimizi birleştirip ortaya güzel bir sonuç çıkardık. Sınav liseleri şu anda bütün yönleriyle hizmet vermeye hazır bir durumda. “Usta kaptan fırtınalı havada belli olur” sözünü sloganımız haline getirdik. Biz geçmişte de eğitim sistemindeki her değişime çabuk adapte olabildik. Bu bizim kurumsal yapımızın sağlam, hareket kabiliyetimizin yüksek ve iyi yönetilen bir marka olmamızdan kaynaklanıyor.” sözlerine yer veriyor. Velilerin gözden kaçırmaması gereken önemli iki hususun olduğunu vurgulayan Necdet Özcan sözlerini şöyle sürdürdü: “Öncelikli olarak dönüşüm okullarına her sınıf düzeyinde kontenjanın yüzde 30’u kadar öğrenci alabilme sınırı getirildi. Temel liselerin ikili öğretim yapma hakkı nedeniyle bu sayı iki katına çıksa da özellikle tekli (tam zamanlı) eğitim yapan kurumlarda alınabilecek öğrenci mevcudu sınırlı. İkinci olarak ise daha önceleri başarılı Anadolu ve Fen liselerinden mezun olanlara üniversite sınavlarında Ortaöğretim Başarı Puanı adı altında bir avantaj tanınıyordu. Bu uygulama tamamen kaldırıldı ve lise mezunlarının tamamı üniversiteye girişte eşit değerlendirildi. Yani öğrenci hangi okulda olursa olsun kendi bireysel başarısını üniversite sınavlarında aldığı puanın üzerine ekleyerek bir yerleştirmeye tabi tutuluyor.” Özcan, “Sınav Liseleri olarak 28 Şubat’ta tüm Türkiye genelinde bütün şubelerimizin katılacağı bir Düzey Belirleme Sınavımız olacak. Başakşehir şubemiz de beş yıldır mevcut binasında nitelikli bir hizmet vermekte. Başakşehir ilçe olarak eğitime değer veren bir veli kitlesine sahip. Bu vesileyle tüm velilerimizi Düzey Belirleme Sınavımıza ve erken kayıt avantajlarımızdan yararlanmaya çağırıyorum.” ifadelerini kullandı. // daki, birim öğretmen ve derslik başına düşen öğrenci sayısı azalacak ve böylelikle okulun yükü de hafiflemiş olacaktır. Ayrıca 9. sınıfa geçen öğrenciler de tercih etmedikleri bir okulda okumak zorunda kalmayacaklar. Temel liseleri, daha hesaplı ve sınavlara hazırlığı merkezine almış olan bir özel okul olarak tercih edebileceklerdir.” şeklinde konuştu. ÖĞRENCİ TAM ZAMANLI EĞİTİM GÖRECEK Dönüşümle beraber özel lise kapsamına geçen okulların eski sisteme göre artılarının olacağını kaydeden Özcan, “Biz yine ağırlıklı olarak çocukların sınava yönelik hazırlıklarını üstlenen kurumlar olacağız. Zaten veliler çocuklarını ister en yüksek puanla gidilen Anadolu Liselerine ister çok yüksek ücretlerle özel okullara göndermiş olsalar bile yine de 12. sınıfta dershanelere gönderip çocuğunun bu yarış içerisinde geri kalmamasını sağlıyordu. Dershaneler de faaliyetlerini, çocuğun okul harici zamanlarına sığdırmak zorunda kalıyordu. Bu sistemle birlikte öğrenci tam zamanlı olarak, yani haftanın 6 günü bizim okullarımıza gelmiş olacak. Hem bizler kısıtlı sürelerde bu işi kotarmanın çabası içerisinde olmayacağız ve bu işi daha geniş zamana yayarak çocuklarımızla daha fazla ilgilenip, eksiklerini tamamlayarak onları belli bir noktaya getireceğiz hem de öğrencilerimiz akşamları daha erken vakitte çıkabilecek, Cumartesi öğleden sonra ve Pazar günleri de onlar için tatil olacak.” dedi. TEVECCÜH YÜKSEK Dershanelerin dönüşümüyle birlikte mekânsal sorunların dışında çok fazla bir sorun olmayacağını düşündüklerini belirten Necdet Özcan şunları kaydediyor: “Şu anki sistem içerisinde objektif ve genel geçer bir öğrenci seçiminin yapılabilmesi için sınavların olması gerekiyor. Madem +$1( 6 5 ( ' / 2.8 ú .216(37 sınavavlar yine olmaya maya devam am edecek, çocukların ukların buna zamana yayılmış bir şekilde çok da bunaltılmadan hazırlanması daha sağlıklı olacaktır. Daha önce dershane olarak haftada 15 saate sığdırmaya çalıştığımız sınav hazırlığını dönüşümle beraber haftalık 45 saate yaymış olacağız. Bu anlamda temel liselerin işlevsel olacağını düşünüyoruz. Öğrencilerimiz okul-dershane arasında koşuşturmaktan kurtulacak, tek elden daha ayrıntılı bir takiple ve daha az yorularak sınav hazırlığını sürdüreceklerdir. Velilerimizin Sınav Liselerine teveccühü yüksek, geri dönüşler oldukça olumlu. Bize güveniyorlar. Hatta keşke geçen seneden dönüşmüş olsaydınız da biz çocuklarımızı kaydettirseydik diyen velilerimiz var.” 8 G Ü N DEM )-%*0ťM:9L2015 Kudüs ve Civarındaki Osmanlı Mirasını Koruma ve Yaşatma Derneği (Mirasımız), 2014 yılında Mescid-i Aksa’yı koruma, Kudüs’teki kalkınmayı sağlama çalışmalarına kadar çok sayıda projeye imza attı. www.212haber.com İsrail’i rahatsız eden proje İşte Mirasımız Derneği’nin 2014 yılı Dern Kudüs raporundaki göze Kudü çarpan detaylar: çarp . 8'h69(&ú9$5,1'$.ú Osmanlı Mirasını Koruma ve Yaşatma Derneği (Mirasımız), 2014 yılı faaliyet raporunu açıkladı. İstanbul’da bir otelde düzenlenen basın toplantısında, derneğin 2014 yılında öğrencilere yardımlardan Kudüs’teki kalkınma çalışmalarına kadar çok sayıda projeye imza attığı belirtildi. İsrail’in 2009 yılında ortaya koyduğu “Aksa ikiye bölünsün, yarısı “ DŝƌĂƐŦŵŦnjĞƌŶĞŒŝzƂŶĞƟŵ <ƵƌƵůƵĂƔŬĂŶŦDƵŚĂŵŵĞƚ ĞŵŝƌĐŝ͕ŬƐĂ͛LJŦŬŽƌƵŵĂLJĂ LJƂŶĞůŝŬŐĞƌĕĞŬůĞƔƟƌŝůĞŶ ƉƌŽũĞŬĂƉƐĂŵŦŶĚĂ͕ŚĞƌ ŐƺŶĞůůŝLJĞLJĂŬŦŶŽƚŽďƺƐƺŶ &ŝůŝƐƟŶ͛ŝŶĨĂƌŬůŦŶŽŬƚĂůĂƌŦŶĚĂŬŝDƺƐůƺŵĂŶůĂƌŦƚŽƉůĂLJĂƌĂŬDĞƐĐŝĚͲŝŬƐĂ͛ĚĂŶƂďĞƚ ƚƵƚŵĂƐŦŶĂLJĂƌĚŦŵĐŦŽůƵŶĚƵŒƵŶƵǀĞďƵƉƌŽũĞŶŝŶ7ƐƌĂŝů͛ŝ ƌĂŚĂƚƐŦnjĞƫŒŝŶŝďĞůŝƌƫ͘ Müslümanların yarısı Yahudilerin” projesinin gerçekleştirilmediğini ifade eden Demirci, “İsrail, Aksa’yı park, bahçe gibi herkese açık alan ilan etti. Müslümanlar her gün nöbet tuttu ve İsrail’in hedefleri gerçekleştirilmedi.” dedi. Toplantıda konuşan Mirasımız Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Demirci, derneğin geçen sene yürüttüğü faaliyetlerde, Yahudileştirme ve bölme girişimlerine maruz bırakılan Mescid-i Aksa’nın himayesinin hedeflendiğini ve derneğin ağırlıklı olarak buna yönelik çalışmalar yaptığını söyledi. Demirci, Aksa’yı korumaya yönelik gerçekleştirilen proje kapsamında, her gün elliye yakın otobüsün Filistin’in farklı noktalarındaki Müslümanları toplayarak Mescid-i Aksa’da nöbet tutmasına yardımcı olunduğunu ve bu projenin Aksa’yı korumaya yönelik başarılı bir çalışma olduğunu ve İsrail’i rahatsız eden bir proje olduğunu belirtti. İSRAİL’İN AKSA’DA NÖBET TUTANLARI YILDIRMA TAKTİĞİ Mescid-i Aksa’ya girişte nöbet tutmak için gidenlerin kimliklerinin İsrail güçleri tarafından alındığını belirten Demirci, “Çıkışta kimlikleri iade etmiyorlar. Kimliği almak için karakola yönlendiriyorlar. Orada saatlerce insanları bekleterek yıldırmaya çalışıyorlar.” dedi. 2013 yılında her ay İsrail saldırılarına karşı Mescid-i Aksa’yı savunan 500 öğrenciye eğitim ve burs desteği sağlayan derneğin, 2014’te bu rakamı arttırdığı kaydedildi. Yoksulluk oranının yüzde 70’ten fazla olduğu Kudüs’te, Ramazan ayında çok sayıda aileye fitre ve kumanyaların ulaştırıldığı bilgisine yer verilen faaliyet raporunda, Mescid-i Aksa’nın bahçesinde 100 bini aşkın kişiye iftar yemeği verildiği dile getirildi. 22014’te sağlık projelerine de önem verildi. Dernek, bir hastanenin tefrişatına yardımcı oldu. Kudüs halkı ciddi sıkıntılar yaşıyor. Kadınlar ve çocuklar sebepsiz yere tutuklanıyor. “Burası benim evim, kimseye vermem.” diyerek Aksa’da her gün nöbet tutan 80 yaşındaki bir kadın geçtiğimiz aylarda hayatını kaybetti. Aksa’da tutulan nöbetler sayesinde yıkamadılar. 2014’te Aksa’nın ikiye bölünmesi planlanan proje gerçekleşemedi. Aksa etrafında bulunan 40’tan fazla caminin restorasyonu ve imarı yapıldı. Aksa’da geçtiğimiz senelerde Ramazan aylarında Cuma namazlarını 500 bin kişi kılarken, 2014’te bu sayı İsrail’in baskıları ve engellemelerinden dolayı 30 binde kaldı. “ 5 Kasım 2014 tarihinde İsrail askerleri 1967’den bu yana ilk kez Mescid-i Aksa’nın mihrabını postallarıyla çiğnedi. Mescid-i Aksa tarihinde bir ilk yaşandı ve 2014’te bir gün girişler kapatıldı. Aksa’nın altındaki kazı çalışmaları devam ediyor. Tarihi eserler yok ediliyor. ‘İSTANBULLULAR KUDÜS’E GİDECEK’ ĞƌŶĞŒŝŶŬƵƌƵůƵƔƚĂƌŝŚŝŶĚĞŶŝƟďĂƌĞŶŐĞĕĞŶ LJĞĚŝLJŦůůŦŬƐƺƌĞŶŝŶďŝƌ ĚƂŶĞŵŽůĚƵŒƵŶƵďĞůŝƌƚĞŶĞŵŝƌĐŝ͕͞ƵLJĞĚŝ LJŦůŦďŝƌĚƂŶĞŵƐĂLJĚŦŬ ǀĞďŝƌĚƂŶĞŵŝŬĂƉĂƴŬ͘ ϮϬϭϱ͛ƚĞŚĞƌDƺƐůƺŵĂŶ <ƵĚƺƐ͛ƚĞďŝƌĨĂĂůŝLJĞƚ LJĂƉĂĐĂŬǀĞďŝnjďƵƉƌŽũĞůĞƌŝƐĂĚĞĐĞŬŽŽƌĚŝŶĞ ĞĚĞĐĞŒŝnj7ŶƔĂůůĂŚ͘͟ĚŝLJĞƌĞŬďƵĕĂůŦƔŵĂLJŦƔƂLJůĞ ƂnjĞƚůĞĚŝ͗ ͞7ƐƚĂŶďƵůůƵůĂƌ<ƵĚƺƐ͛Ğ ŐŝĚĞĐĞŬ͕7ƐƚĂŶďƵůŝƐŝŵůŝ ƉƌŽũĞLJĂƉĂĐĂŬ͘ŶŬĂƌĂůŦůĂƌŶŬĂƌĂŝƐŝŵůŝ ƉƌŽũĞLJĂƉĂĐĂŬ͘ŝůĞůĞƌ <ƵĚƺƐ͛ĞŐŝĚĞĐĞŬ͕ƵĨĂŬ ďƺLJƺŬƉƌŽũĞůĞƌĞŝŵnjĂ ĂƚĂĐĂŬ͘͟ &ĂĂůŝLJĞƚƌĂƉŽƌƵŶƵďĂƐŦŶ ŵĞŶƐƵƉůĂƌŦŶĂƐƵŶĂŶ ĞŵŝƌĐŝƐŽŶŽůĂƌĂŬ͕ ͞<ƵĚƺƐŝĕŝŶϮϬϭϰ͛ƺ ĂŶůĂƚŵĂLJĂǀĂŬƟŵŝnj LJĞƚŵĞnj͘,ĞƌŐƺŶ7ƐƌĂŝů ƚĂƌĂķŶĚĂŶŬƐĂ͛LJĂ ƐĂůĚŦƌŦŐĞƌĕĞŬůĞƔƟƌŝůŝLJŽƌ͕ ŚĞƌŐĞĕĞŶŐƺŶŬƐĂ͛ŶŦŶ ďŝƌŬŦƐŵŦĂůƨŶŦŽLJŵĂ ĕĂůŦƔŵĂůĂƌŦLJƺnjƺŶĚĞŶ ĕƂŬƺLJŽƌ͕<ƵĚƺƐ͛ƚĞŬŝ DƺƐůƺŵĂŶŚĂůŬƐĂůĚŦƌŦLJĂŵĂƌƵnjŬĂůŦLJŽƌ͕ĞƐŶĂķ ďĞnjĚŝƌŵĞĕĂůŦƔŵĂůĂƌŦ ƐƺƌĚƺƌƺůƺLJŽƌ͕ϯϬϬďŝŶ DƺƐůƺŵĂŶ͛ŦŶLJĂƔĂĚŦŒŦ <ƵĚƺƐ͛ƚĞŚĞƌŚĂŌĂďŝƌ ĂŝůĞŬĂŶƵŶŝLJŽůůĂƌůĂ ĞǀůĞƌŝŶĚĞŶŬŽǀƵůƵLJŽƌ͘ ŬƐĂĂLJĂŬƚĂĚƵƌŵĂLJĂ͕ DƺƐůƺŵĂŶůĂƌĚĂƐĂŚŝƉ ĕŦŬŵĂLJĂŬĂƌĂƌůŦ͘ŬƐĂ͕ <ƵĚƺƐ͛ƺĂLJĂŬƚĂƚƵƚĂĐĂŬ͘͟ĚĞĚŝ͘ Muhammet Demirci ‘Artık mızrak çuvala sığmıyor’ 6$$'(73$57ú6ú Zeytinburnu Teşkilatı seçim çalışmalarına devam ediyor. Nuripaşa ve Sümer Mahalleleri, mahalle divanı toplantısını icra etti. Divana Saadet Partisi İstanbul İl Başkan Yardımcısı ve Hukukçular Derneği (HU-DER) Başkanı Avukat Mustafa Yaman, Saadet Partisi Zeytinburnu İlçe Başkan Yardımcıları Cemil Karış, İsmail Biber, Muhammed Hanefi Çolak, Sümer Mahalle Başkanı Ali Demiralp, Nuripaşa Mahalle Başkanı Ali Mete ve mahalle yönetimleri katıldı. Saadet Partisi İstanbul İl Başkan Yardımcısı ve Hukukçular Derneği (HU-DER) Başkanı Avukat Mustafa Yaman, “Seçimlere sayılı zaman kaldı. İnşallah azami gayret göstereceğiz ve en iyi neticeyi alacağız. Ülkemizin ve İslam âleminin hal-i pür melali ortada. Tüm İslam coğrafyası sıkıntı, kan ve gözyaşı içerisinde. Türkiye’de insanımız bir yandan ekonomik darboğazda, bir yandan ahlaki ve maneviyatı bozan etkenlerin kıskacında. İşsizlik oranı artıyor. Boşanma ve icra vakaları rekor seviyelere ulaştı. Tüm halkımız borçlandırıldı. Bankalar faizlerle halkımızın kanını emmekte. Elektrik,doğalgaz,su ve diğer faturalarda dolaylı vergiler ile milletimizin ümüğü sıkılıyor” dedi. Yaman konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bütün bu olumsuz gelişmeler varken hükümet, algı yönetimi sistemi dikkatleri sanal olaylara çekerek kendilerini unutturmaya çalışıyorlar. Ama artık mızrak çuvala sığmıyor. İnşallah yeniden geliyoruz ve Milli Görüş’ü ve onun tek temsilcisi Saadet Partimizi yeniden iş başına getirip Hakk’ın ve haklının yanında yer alacağız” dedi. // İMTİYAZ SAHİBİ Erne Gazetecilik ve Matbaacılık Ltd. Şti. GENEL MÜDÜR Halil Gölve GENEL KOORDİNATÖR Erol Çakır YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Abidin Koçoğlu YAYIN DANIŞMANLARI Necmettin Çakmak Metin Öztürk HUKUK DANIŞMANLARI Av. Adem Yıldırım Av. Ömer Geyik GÖRSEL YÖNETMEN Enis Ak www.212haber.com BÖLGESEL SÜRELİ YAYIN Adres: Deposite AVM A-1 Blok Kat: 3 No: 304 Başakşehir/İstanbul Telefon: (0 212) 486 39 36 Web: www.212haber.com e-mail: [email protected] Baskı: İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cd. İhlas Plaza No: 11/ A41 Yenibosna-Bahçelievler/İSTANBUL Tel: (212) 454 30 00 Gazetemiz basın ve meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Yayınlanan köşe yazılarından yazarları sorumludur. Reklamların sorumluluğu reklam verene aittir. GAZETEMİZ ÜCRETSİZ OLARAK DAĞITILMAKTADIR 10 G Ü N DEM )-%*0ťM:9L2015 www.212haber.com Muhtarlıktan Vekilliğe! İrfan Balkanlıoğlu Ordulular hasret giderdi KƌĚƵĞƌŶĞŬůĞƌWůĂƞŽƌŵƵ͛ŶƵŶĚƺnjĞŶůĞĚŝŒŝ͞ϳ͘KƌĚƵůƵůĂƌ^ĞǀŐŝbƂůĞŶŝ͟ŶĞ ďŝŶůĞƌĐĞĚĂǀĞƚůŝŬĂƨůĚŦ͘KƌĚƵsĂůŝƐŝ7ƌĨĂŶ ĂůŬĂŶůŦŽŒůƵ͕sĂůŝůŝŬŐƂƌĞǀŝŶĞĂƚĂŶŵĂĚĂŶƂŶĐĞŬĂLJŵĂŬĂŵůŦŬLJĂƉƨŒŦĂŒĐŦůĂƌ͛Ŧ ĕŽŬƐĞǀĚŝŒŝŶŝďĞůŝƌƚĞƌĞŬ͕͞ŵĞŬůŝŽůƵŶĐĂLJĂŬĂĚĂƌŬĂůŵĂŵŝƐƚĞŶƐĞLJĚŝŐƂƌĞǀŝŵĞ ĚĞǀĂŵĞĚĞƌĚŝŵ͘͟ĚŝLJĞŬŽŶƵƔƚƵ͘ ORDULULAR, ĂŒĐŦůĂƌKůŝŵƉŝŬ^ĂůŽŶƵ͛ŶĚĂ ĚƺnjĞŶůĞŶĞŶϳ͘KƌĚƵůƵůĂƌ^ĞǀŐŝbƂůĞŶŝ͛ŶĚĞ ŚĂƐƌĞƚŐŝĚĞƌĚŝůĞƌ͘^ĂůŽŶƵĚŽůĚƵƌĂŶ ďŝŶůĞƌĐĞĚĂǀĞƚůŝLJĞƌĞůƐĂŶĂƚĕŦůĂƌŦŶƐĞƐůĞŶĚŝƌĚŝŒŝƚƺƌŬƺůĞƌĞĞƔůŝŬĞĚĞƌŬĞŶďŝƌůŝŬƚĞ ŚĂůĂLJĕĞŬƟůĞƌ͘WƌŽŐƌĂŵĚĂďŝƌŬŽŶƵƔŵĂ LJĂƉĂŶKƌĚƵsĂůŝƐŝ7ƌĨĂŶĂůŬĂŶůŦŽŒůƵ͕ ǀĂůŝůŝŬŐƂƌĞǀŝŶĚĞŶƂŶĐĞŬĂLJŵĂŬĂŵŽůĂƌĂŬ ŐƂƌĞǀLJĂƉƨŒŦĂŒĐŦůĂƌŝůĕĞƐŝŶĚĞŬŝĚĞŒŝƔŝŵ ǀĞĚƂŶƺƔƺŵĞĚŝŬŬĂƚĕĞŬƟ͘ĂůŬĂŶůŦŽŒůƵ͕͞ĂŒĐŦůĂƌ<ĂLJŵĂŬĂŵŦŽůĂƌĂŬŐƂƌĞǀ LJĂƉĂƌŬĞŶŝŶŐƂů͛ĞsĂůŝŽůĂƌĂŬĂƚĂŶĚŦŵ͘ ĂŒĐŦůĂƌ͛ŦĕŽŬƐĞǀŵŝƔƟŵ͘ŵĞŬůŝŽůƵŶĐĂLJĂ ŬĂĚĂƌŬĂůŵĂŵŝƐƚĞŶƐĞLJĚŝŐƂƌĞǀŝŵĞĚĞǀĂŵ ĞĚĞƌĚŝŵ͘͟ƔĞŬůŝŶĚĞŬŽŶƵƔƚƵ͘KƌĚƵůƵůĂƌŦ ŝůĕĞƐŝŶĚĞĂŒŦƌůĂŵĂŬƚĂŶĚŽůĂLJŦŵƵƚůƵůƵŬ ĚƵLJĚƵŒƵŶƵŝĨĂĚĞĞĚĞŶĂŒĐŦůĂƌĞůĞĚŝLJĞ ĂƔŬĂŶŦ>ŽŬŵĂŶĂŒŦƌŦĐŦĚĂƔƂLJůĞŬŽŶƵƔƚƵ͗͞^ŝnjůĞƌůĞĂLJŶŦŬƺůƚƺƌƺLJĂƔĂŵĂŬƚĂŶǀĞ ƉĂLJůĂƔŵĂŬƚĂŶĚŽůĂLJŦŵƵƚůƵLJƵnj͘7ůĕĞŵŝnjĚĞŐƂƌĞǀLJĂƉĂŶĚĞŒĞƌůŝ<ĂLJŵĂŬĂŵŦŵŦnj 7ƌĨĂŶĂůŬĂŶůŦŽŒůƵ͛ŶƵKƌĚƵ͛LJĂǀĂůŝŽůĂƌĂŬ ƵŒƵƌůĂŵŦƔƨŬ͘7ůĕĞŵŝnjĞŚŝnjŵĞƚǀĞƌŵĞŬŝĕŝŶ LJŽůƵŵƵnjĂĚĞǀĂŵĞĚŝLJŽƌƵnj͘ƵĂŶůĂŵĚĂ ďĂŶĂĚĞƐƚĞŬǀĞƌĞŶKƌĚƵůƵŚĞŵƔĞŚƌŝůĞƌŝŵĞ ƚĞƔĞŬŬƺƌĞĚŝLJŽƌƵŵ͘͟ Enver Yılmaz 2014 yılı Mart ayında yapılan yerel seçimlerde 16 bin oy alarak Mahalle Muhtarı seçilen Başakşehir’in sevilen Muhtarı Fatih Mehmet Yıldırım Ak Parti’den Aday adayı oldu. İstanbul 3.Bölgeden aday adaylığını açıklayan Yıldırım’a İstanbul’da bulunan Muhtar Dernekleri, Türkiye Muhtar Federasyonları ve Sivil Toplum Kuruluşları destek veriyor. Ü d'g1(0'ú5 Muhtarlık vazifesini sürdüren Başakşehir Mahallesi Muhtarı Fatih Mehmet Yıldırım bölgede Sivil Toplum kuruluşlarında verdiği mücadelelerle tanınıyor. Başakşehir Kent Konseyi genel sekreterlik görevi, Başakşehir STK Platformu yönetim kurulu üyeliği, Başakşehir İlim Yayma Cemiyeti şubesi kurucu Başkan Yardımcısı, ata sporu güreşi destekleyen Başakşehir Güreş Derneği Başkanlığı gibi birçok dernekte kuruculuk Başkanlık gibi görevlerde bulunan Fatih Mehmet Yıldırım, yeni dönemde TBMM ye girerek yıllardır uğraş verdiği Sivil Toplum kuruluşlarının ve Muhtarlık camiasının sözcüsü olmak ve büyük problemlerle boğuşan Gençlik üzerine çalışmalar yapmak istediğini belirtiyor. “STK’ların 7 Haziran seçimlerinden sonra Anayasa çalışmalarında daha etkin rol alması gerektiğini belirten” Yıldırım şöyle devam etti. “Türkiye’de faaliyet gösteren Sivil Toplum kuruluşlarının Ülkenin gündemine daha fazla katkı sağlaması istiyoruz.Son yıllarda ortaya çıkan şer odaklarıyla mücadelede daha etkin rol almalı ve Ülkemize ihanet eden şebekeye karşı dik durmalıdır.” dedi. Yıldırım ayrıca Gençlerin günümüzde büyük bir boşluk içinde olduğunu bu boşluğu dolduracak manevi bir şuurlanmaya ihtiyaç olduğunu sözlerine ekledi. VATANDAŞIN İÇİNDE OLAN BİR VEKİL OLMAK İSTİYORUM.. Adaylığın nasıl geliştiğini sorduğumuz Yıldırım “İçinde bulunduğum çevremden ve büyüklerimden ve özellikle Babam’dan adaylık konusunda çok telkin geldi, bugüne kadar yapmaya çalıştığım hizmetleri daha etkin bir şekilde Mecliste yapmayı canı gönülden isterim. İnşallah halkın içinde, halkla irtibatı hiç kesmeyen bir çalışma yapmak istiyorum.Yeni Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun liderliğinde yeni Anayasa ve 2023’lerin özlenen Türkiye’sine kavuşacağımız günlerin şahidi olmak en büyük arzumdur. Çıktığımız bu yolda Rabbim’den kolaylıklar diliyor, seçimlerin Vatanımıza, Milletimize ve Ak Partimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi. FATİH MEHMET YILDIRIM KİMDİR? 1972 yılında Sivas’ın Çiçekli Mahallesinde doğdu. İlk,orta ve Lise eğitimini İstanbul’da tamamladı. Siyasi hayatına Bahçelievler’de Refah Partisi Gençlik kollarında başladı. 2000 yılından itibaren Başakşehir’de ikamet eden Fatih Mehmet Yıldırım, 2004 yılında Başakşehir Ak Parti Mahalle Başkanı oldu. Basın yayın alanında çalışmalar yaptı. Sırasıyla BaşakHayat dergisi, BaşakHaber gazetesi ve Haberşehir gazetesi kurucu ve yönetim kurulu görevlerini yürüttü. Başakşehir’de bir çok sivil Toplum Kuruluşunda yer alan Yıldırım, İlim Yayma Cemiyeti Başakşehir Şb. kurucu Bşk.Yrd. Başakşehir Kent Konseyi Genel Sekreterliği, Başakşehir Spor Kulübü, 5 Mevsim Derneği, Başakşehir Güreş Derneği, Kutupder, Beyazay Derneği gibi kuruluşlarda kurucu yönetim kurulu üyeliği ve Başkanlık gibi aktif görevlerde bulundu. Başakşehir Mahallesindeki ilk görevi 2005 yılında girdiği Mahalli seçimleri kazanarak Başakşehir Mahallesinin ilk kurucu Muhtarı oldu. Dört yıllık görevin ardından 2009 yılının Mart ayında yapılan Mahalli seçimler ve 2014 yılı Mahalli seçimlerde 16 Bin oy alarak tekrar Muhtarlık görevine seçildi. Başakşehir Kaymakamlığı Sosyal yardımlaşma Vakfı Mütevelli heyette 3 sene görev yaptı. Evli ve 3 çocuk babası olan Fatih Mehmet Yıldırım 7 Haziran seçimlerinde Ak Parti’den İstanbul 3. Bölge Milletvekili aday adayı oldu. // +DN(YUHQVHO+DWD\6RIUDVñLOH+DWD\PXWIDßñQñQHğVL]OH]]HWOHULQLNHğIHGLQ .HNLNLOHEHVOHQHQNR\XQODUñQNX]XODUñD\OñNNHQNHVLPKDQHOHULQGHLVODPLXV¾OHX\JXQNHVLOPHNWHGLU .DOLWHYHKLM\HQHJ¸VWHUGLáLPL]¸]HQLŐ8OXVODUDUDVñ(W0XWIDN6HUWLŵNDVñőLOHEHOJHOHQGLUGLN Hatay’dan İstanbul’a Açılan Bir Kapı )ORU\DōGD GHQL]LQ PDYLVLQLQ W¾P XPXWODUñ YH U¾\DODUñ ER\GDQ ER\D ¸Q¾Q¾]H VHUGLáL ELU RUWDPGD +DWD\ōñQ VH©PHOH]]HWOHULQL+DWD\XVXO¾QHX\JXQRODUDNVRIUDODUñQñ]DVXQX\RUX]+DWD\ōGDQ¸]HORODUDNJHWLULOHQPDO]HPHOHULPL]NHQGLKHODONHVLPHWOHULPL]J¾OHU\¾]¾P¾] GRVWOXáXPX]\HPHNN¾OW¾U¾P¾]YHNDOLWHPL]OHVDGHFH +DN(YUHQVHO+DWD\6RIUDVñōQñQGHáLOELUĜHKULQNDSñODUñQñVL]OHUL©LQD©ñ\RUX] 6ñFDN J¾O¾PVHPHOHULQ N¾OW¾UOHULQ GDQVñQñQ KD\DOOHULQL]GHQ ©ñNPD\DFDN VRIUDODUñQ YH VRQVX] GRVWOXNODUñQ G¾Q\DVñQDDGñPDWPD\DKD]ñUPñVñQñ]" ĠEßITĠ"IRBIRINDENĠ&ARKLÌĠ,EZZET ðVWDQEXO )ORU\DőGD $NGHQL] 2VPDQOñ YH 7¾UN 0XWIDáñőQGDQ VH©PH ¸]HO OH]]HWOHUL +DWD\ YH %¸OJHVLQL JHOHQHNVHOUH©HWHVLQHVDGñNNDODUDNKD]ñUODGñáñ©HĜLW\HPHáLLOH +DN(YUHQVHO+DWD\6RIUDVñ, KL]PHWYH NDOLWHVL\OHEHUDEHUXOXVODUDUDVñND]DQGñáñEHOJHOHUOHGHRUWD\DNR\DUDNP¾ĜWHULOHULQHVXQPD\DGHYDPHGL\RU 180 Çeşit Farklı Kahvaltı +DWD\ōñQ \¸UHVHO E¸OJHVLQH DLW E¸OJHGHQ JHWLULOHQ ¸]HO SH\QLUUH©HOEDOYH]H\WLQ\DáñGDKLO©HĜLWIDUNOñNDKYDOWñVH©HQHáLYH]HQJLQNDKYDOWñIDUNOñOñNODUñ\ODP¾ĜWHULVLQHGDLPDOH]]HWYH]L\DIHWĜ¸OHQLVXQX\RU %TLERIĠ¤ZELĠ"AHARATÌĠ¤ZELĠ2E´ETESIĠ¤ZEL (WOHULQ \XPXĜDN ROPDVñ YH NRNPDPDVñQñQ ¸]HOOLáL ¸]HO \HWLĜWLULOHQ HUNHN NX]XODUñ WHUFLK HWPHPL]GHQ ND\QDNODQñ\RU%¸\OHOLNOHHWLQOH]]HWLDUWPñĜROX\RU.XOODQGñáñPñ]PDO]HPHYH¸]HOOLNOH\¸UHPL]H DLWELQELU©HĜLWEDKDUDWLOH]HQJLQOHĜWLULOPHVLEL]LOH]]HWYHKL]PHWWHIDUNOñODĜWñUñ\RU 0212 663 07 00 ěHQOLNN¸\0DKDOOHVLðVWDQEXO&DGGHVL 1R$TXD$90<DQñ )ORU\Dð67$1%8/ ZZZKDNHYUHQVHOFRPWU 12 YA ZI )-%*0ťM:9L2015 www.212haber.com Emin Batur ARAÇ ÇEKME TERÖRÜ V 9(5ú/(1<(7.ú1ú1 kötü niyetle kullanılmasına en güzel örnek nedir diye sorarsanız; bana göre şu anda İstanbul’da uygulanan ‘Araç çekme’ işidir derim. Bu iş o kadar hızlı, dakik, seri bir şekilde yapılıyor ki, şaşarsınız. Devletin her kademesinde işler böyle yürüse ülkemiz çoktan süper güç olurdu. Ama öyle değil. Bu araç çekme işi o kadar art niyetli o kadar maksatlı yapılıyor ki, geçen gün benim de başıma gelmeseydi anlatılanlara inanmazdım. Üstelik anlatılanlardan, işin içinde ‘iş’ döndüğünden şüphelendiklerini söylediler. O da ayrı mevzu. Trafik kurallarına uyulmadığı için şikâyetçi olan birisiyim. Ama şimdi trafik kuralını uygulayan memura kızıyorum. Neden? Anlatayım: YOLUNACAK KAZ Devlet size yetki vermiş. Trafiği engelleyen araç park edildiğinde ‘Çekiniz! ’ demiş. Gayet doğru yerinde bir karar değil mi? Evet! Peki, uygulama nasıl? İşte oraya gelince iş değişiyor. Gerçekten trafiği engelleyen araç mı çekiliyor? Yoksa Yolunacak kaz mı aranıyor… KİMLERİN ARACI ÇEKİLİR KİMLERİN ÇEKİLMEZ Mesela aracınız Mercedes ve yukarısı Porche falan ise merak etmeyin istediğiniz yere bırakabilirsiniz. Kamyon, TIR, Minibüs aynı şekilde… Kimse onlara dokunamaz. Hele Minibüs hatırlı kişilere mal getirmişse, ona kim dokunabilir? DEREBOYUNDAKİ TIR LAR ‘TIR çekilmez!..’ Dedim Cezada mı yazılmıyor? Bana öyle geliyor ki, ceza da yazılmıyor. Nedenine gelince. Başakşehir Dereboyu Caddesi üzerinde park eden TIR ları defalarca şikâyet ettim. Hatta yazılarımı takip edenler bilir, ayrıca yazı konusu da etmiştim. Bu TIR lar tam İSTOÇ kavşağında park ediyor. Binaenaleyh Başakşehir, Kayaşehir vs. istikametinden gelen araçlar DEPOSİTO istikametine dönemiyor, böylece arkada uzun kuyruklar oluşuyor. Yani tam çekilecek araç veya ceza yazılacak araç... Çünkü trafiği tıkıyor. Sabah insanlar işine giderken bundan dolayı zaman kaybına uğruyor diye hem yazdım, ayrıca ilgili yerlere şikâyet ettim. Netice ne oldu biliyor musunuz? Başakşehir ’de oturanlar bilir de, bilmeyenler için söylüyorum. Dereboyun’da duran o TIR’ın birkaç arkadaşı daha oldu. O da yetmedi şimdi oraya kamyonlar da gelmeye başladı. Şimdi bu TIR ve kamyonlara bir kerecik olsun ceza yazılmış olsa, hayatta bir daha oraya park edebilirler mi? ÇEKİLEN ARACA BİR ÖRNEK Çekilmeyen bu kadar araca örnek verdim. Şimdi de çekilen bir araca örnek vereyim. Başımdan geçmese, birisi anlatsa ‘İşi amma dramatize ediyor haa!..’ Diye içimden geçirir, ‘’Bu anlattıkları Yeşilçam’a film konusu olur’’ derdim. Yer: Şehzadebaşı Camii karşısı, Fatih eski evlendirme dairesinin biraz ilerisi. Saat: 18.00 civarı. Yani mesai bitmiş. Kış olması hesabı ile erken kararan havadan dolayı, herkesin evine yetişmek için koşturduğu bir saat. Yön: Trafik akışının ters yönünde... Bu saate artık Vezneciler istikametine giden araç sayısı iyice azalmış, bundan dolayı çevredeki esnafa mal getiren minibüsler çoğalmış vaziyette. Onlar da benim önümde arkamda dizilmiş bekliyor. Biz de buraya eşimin aldığı bir eşyayı değiştirmek için gelmişiz. İçimizde ‘Aracımızın çekilme korkusu…’ olduğu için Eşimi kayınvalide ile gönderip aracın içinde beklerken, Çocuk: ‘’Baba piş piş yapacağım..’’ Demez mi? Olur A!.. Çocuk bu! O anda çocuğu tuvalete koşturmaktan başka bir şey aklınıza gelmez. Aracım zaten minibüslerin arasında, mesai bitmiş, ortalık tenhalaşmış, park ettiğim yerde trafiği engelleyecek bir durum da yok düşüncesiyle, Gülsüm’ü evlendirme dairesinin arkasındaki küçük caminin tuvaletine götürdüm. Çıkarken akşam namazının vakti daraldığından ve hazır cami şadırvanına kadar gelmişken, abdest alıp namazımı da eda edeyim dedim. ‘’Hoş bu kadar işgüzar olacak değiller ya..’’ Diye içimden geçiriyorum. ARACINIZ DEĞİL SANKİ İÇİNİZDEN BİR ŞEY ÇEKİLİYOR Namazımı kılıp çıktım, bir de ne göreyim aracım yerinde yok. Minibüsler… Onlar duruyor. Bütün bu anlattıklarım taş çatlasa 7 dakikayı geçmeyecek bir zaman dilimi içinde cereyan ediyor. Şaştım kaldım. Üstelik arabadan çıkarken çocuk altına yapmasın diye aceleden montunu da almamışım. Çocuk elimde dört dönüyorum. Gelen geçen çoğu yabancı… Kime ne sorayım? Meğerse o anda hanım da gelmiş arabayı yerinde görmeyince, ileriye çektim düşünerek, ileride beni arayıp duruyor. Karşıda B.Şehir Belediyesi zabıtasının binası duruyor. Telaşla oraya daldım. Aracın nereye çekildiğini soruyorum. Zabıta da bilmiyor iyi mi? Hay Allah. Elimde kızımla, içimden bir şeylerin nasıl kırılıp gittiğini anlatamam. Zabıta çaresizliğimi görünce ‘’İMÇ bloklarının orada bir yerlere çekildiğini duydum’’ dedi. Çıktım baktım hanım da bir tur atmış gelmiş, çocuğu montsuz, o halde elimde görünce aklı başından gitti. Neyse, durumu anlattım, onlara kalacak kapalı bir yer bulup aracı aramaya koyuldum. O saate taksi bulmanın zorluğu malum. Tabana kuvvet otopark arıyorum. Allahtan zabıtanın tarif ettiği otopark doğruymuş. Cezamı ödeyip aracımı aldım. 7 DAKİKA SORULAR VE ENDİŞELER Aracın çekildiği yeri ve saati söyledim. O saat ve yerde yangın çıksın 7 dakikada itfaiye yetişemez. Orada ölmek üzere birisi can çekişsin Ambulans 7 dakikada gelemez. Çatışma çıksın polis gelmez.. Gelemez, yetişemez. Nitekim birkaç gün önce Şehrin en merkezi yerinde, biri Nişantaşı Diğeri Sarıyer’de takır takır adam vurdular. Ve ellerini kollarını sallayarak oradan uzaklaştılar. Polis yetişebildi mi? Hayır. Üstelik polisin altında gayet iyi araçlar olduğu halde. Ama aynı yere koca bir çekici kamyon 7 dakikada yetişmekle kalmıyor, arabayı bağlıyor, yüklüyor ve ortadan kayboluyor. Bu ne hız, bu ne sürat… Anlamak mümkün değil. Şimdi gelelim soru ve endişelerime. Ödediğim cezanın 10 TL si otopark parası. Hâlbuki araç orada 1 saat bile kalmadı. 24 saat kalmış gibi ücret alınıyor. Geri kalan ceza da Trafik Vakfı mı bilmem başka bir dernek mi oralara gidiyor. Kuruluş amacı hizmet olan ‘Vakıf ’ ismi de bu şekilde kirletiliyor. ARAÇ ÇEKİLMEYECEK CEZA YAZILACAK Hâlbuki İçişleri bakanlığının bu konuda genelgesi var. Park yasağı olan bir yere park eden araç, eğer trafiği engellemiyorsa otoparka çekilmeyecek ceza yazılacak. Ama dinleyen mi var? Devlet, eğer kötü niyetli memurların eline geçmişse, ondan daha kötü bir güç olamaz. [email protected] HINCAL ULUÇ VE A.RAHMAN DİLİPAK Bu işin H. Uluç ve A. Dilipak’la ne ilgisi var derseniz onu da arz edeyim. Niyet kötü olunca işlerin nasıl yürüdüğünü bu iki yazarımız üzerinden örnek vermek istiyorum. Önce A. Dilipak’ın başından geçen bir olay: Henüz cemaat - hükumet kavgasının başlamadığı bir zamanda Dilipak bir yazısında Fethullah Gülen’den bahsediyor. Konuyu anlatırken, yazısına ‘Fethullah Gülen Hoca…’ şeklinde devam ediyor. Ertesi gün Dilipak’ı bir ilin emniyet müdürü arıyor. ‘Sayın Dilipak… ‘ diyor. ‘Yazdığınız yazıdaki ibare – Hoca- değil, – Hoca efendi- olacak. Bundan sonra yazarken dikkat edin.’ Deyip telefonu kapatıyor. Hassasiyeti görüyor musunuz? Bu ülkede her gün yüzlerce gazeteci-yazar köşesinde yazıyor. Bu yüzlerce yazı, ‘Himmet’ le nasıl bir taranıyorsa… Orada geçen ve hakaret içermeyen masum bir ibare, Emniyet Müdürümüzün dikkatini çekiyor ve müdürümüz gereğini yapıyor. Dikkate… Takibe bakın siz!.. Şimdi diğer yazarımız H. Uluç beyden bahsedeyim. H. Uluç ülkemizin en çok okunan gazetelerinden birinde yazıyor. Ve neredeyse her hafta trafikle ilgili tenkitlerini dile getiriyor. Hatta tenkit değil, yanlışın düzeltilmesi için, yer zaman kişi ve plaka numarasını bile veriyor. Takip edebildiğim kadarı ile netice alamıyor ki, trafikte aynı noktadaki hataların devam ettiğini defalarca yazmak zorunda kalıyor. Yani anlayacağınız kimse yazdıklarını iplediğini falan yok. Dilipak gibi hoca efendi yerine hoca yazsa, Veya Oraya arabasını park etse, bak bakalım gereği yapılır mı yapılmaz mı? Peki, bu vurdumduymazlığın sebebi ne? Neden? Nedeni çok. Ama her şeyden önce bu şehirde trafiğin medeni ülkelerdeki gibi olması için NİYET yok. • Nereden bu kanıya vardın? • 155 ten. 155 NEYE YARAR Bir defa yetkililerin bu trafik işini düzeltmeye niyetleri var mı? Bana sorarsanız ‘Yok!..’ • Neden? • Çünkü bu işten mustarip olan halkı yanına çekmiyor da ondan. • Nasıl çekecek? • Vermiş işte… 155 var ya. • Başka? • Trafik ihlali yapanı fotoğraflayıp Emniyetin sitesine gönderebilirsiniz. • Nasıl yani?.. Adam deli dana gibi trafikte aramıza dalıp dalıp çıkıyor. O anda ben ondan daha hızlı davranıp telefonumu çıkarıp ayarlayıp fotoğrafını çekip ilgili siteye göndereceğim. Öyle mi? • Veya adam mandalina kabuğunu, pet şişeyi, peçeteyi, sigarayı vs. camdan fırlatıp atıyor. Ben ondan daha hızlı davranıp fotoğraflayıp göndereceğim. Mümkün mü bu? • Anladık senin vatandaşlık görevini yapmaya niyetin yok… Bunları yapamıyorsan plakasını al 155 e bildir. • Hah ben de ona gelmek istiyordum işte! Yetkililer trafik işini 155 bağlayarak bu işi çözme niyetinde olmadıklarını göstermiş oluyorlar. Sebebine gelince. İSTANBUL KAÇ MİLYON? İstanbul 15 milyonluk bir şehir. Yaklaşık 2 milyon civarında da çeşitli şekilde İstanbul’da ikamet eden var. Etti 17 milyon. Ancak bu 2 milyonun suça yatkınlığı 15 milyona eşdeğer. Yani İstanbul’un suç katsayısı hesaplanırken 15 milyona göre değil 30 milyonluk bir şehre göre hesaplanmalı. Bu haliyle işlenen suç oranı göz önüne alındığında İstanbul aslında sakin bir şehir kabul edilir. Ve bu konuda yetkililer başarılı sayılır. Ama ben başka bir şey söylemek istiyorum. Bu kadar büyük bir suç potansiyelini içinde barındıran bir şehrin 155 ini arayıp ‘Efendim önümdeki araç camdan mandalina kabuğunu dışarı saçıyor..’ Dediğinizde… Az önce kim bilir hangi cinayet, hırsızlık, soygun vb. ihbarını alan polis memuru sizinle hangi psikoloji ile konuşacağını varın siz hesap edin. Bir yanda mandalina kabukları, sigara izmariti, öbür yanda 30 milyonluk suç potansiyeline sahip bir şehrin ihbar hattı. • Bu şekilde trafik çözülür mü? • ???!!! • Bu şekilde bugüne kadar çevrenizdeki tanıdıklarınızdan, trafik magandasını ihbar edip netice alan var mı? • !? • Peki, çevrenizdeki tanıdıklarınızdan hiç gereği yokken, haksız yere aracı çekilen var mı? • Tonla… // Dt. İMPLANT UYGULAMALARI Rıfat R İskender 0212 488 54 85 / www.resident.com.tr d(.ú/(1dişlerin yerlerinin doldurulmasının önemi nedir? Yüz estetiğinin bir parçası olan ön dişlerin kayıbı psikolojik ve sosyal problemlere neden olmasınını yanı sıra konuşma bozukluklarına da yol açar. Arka dişlerin kaybı ise beslenme, sindirim sorunları ve dişlerin kaymasına neden olur. Bu nedenle çekilen dişlerin yeri doldurulmalıdır. İmplant uygulaması nedir? Köprü protezlerinin uygulanması için diş eksikliği olan boşluğa komşu olan dişlerin kesilmesi gerekir. Günümüzde ise sağlıklı dişlerin kesilmesine gerek kalmadan, çene kemiği içerisine titanyumdan yapılan yapay diş kökleri yerleştirilir. Titanyum kökünün üzerine ise dişin fonksiyonunu ve estetiğini taklit eden porselen üst yapılar ugulanır. İmplant uygulama- ları ile uzun köprülerin oluşturduğu temizlik zorlukları ve ağız kokuları ortadan kaldırmaktadır. İmplant uygulamalarının avantajları nelerdir? Diş boşluklarına komşu dişlerin kesilmeden korunması, Diş boşluğundaki çene kemiğinin erimesinin engellenmesi, Ağız hijyeni uygulamalarının köprü protejlerine göre daha kolay olması, olm Porselen dişlerin doğal diş dize dizesindeki gibi tek tek yapılabilme imkânı ve böylelikle hijyenin artması, artm Özellikle alt çene tam protezlerin tutuculuğunun tutu artması. İmplant İm kararını belirleyen kriterler terl nelerdir? Hastanın sağlık durumu, Hastanın yaşı, Diş boşluğunun genişliği, Kemiğin hacimsel yeterliliği, Kemiğin yoğunluğu, Ağız hijyeni, Sigara kullanımı. İmplant İm uygulaması zor mudur? Günümüzde G implant uygulaması; özenli öze olarak yapılan ön tetkikler, hassas has uygulama teknikleri, sterilizasyon zasy ve uygulama sonrası bakım ile birlikte b kolay bir tedavi yöntemi haline hali gelmiştir. İMPLANTIN HAZIRLIĞI VE UYGULAMA AŞAMALARI NELERDİR? 1-) Hastanın tıbbi hikayesi (sistemik) durumu Hastalara önemli organ hastalıkların olup olmadığı sorulur. Geçirdikleri hastalıklar var ise güncel sağlık durumu öğrenilir. Eğer aktif bir hastalık var ise tedavinin bitmesi beklenir. 2-) Ağız içi ve radyolojik muayene Tüm diş eti sağlığı ve implant uygulama bölgesindeki kemiğin durumu değerlendirilir. Dişlerin kapanışı incelenir. Panoromik, röntgen ve bazı durumlarda tomografi incelemeleri yapılır. 3-) Geçici protezlerin yapılması Hastanın diş eksikliğini implant yapımı gününe kadar gidermek üzere basit veya hareketli protezler hazırlanır. 4-) Klinik uygulama Lokal anestezi ile implant uygulanacak bölge uyuşturularak, implant çene kemiğine yerleştirilir. 5-) Uygulama sonrası bakım İlk hafta iyileşme için önemli bir dönemdir. Ağız hizyeni bu dönemde hekimin verdiği özel gargaralarla desteklenir. Verilen antibiyotik düzenli alınmalıdır. Ağız dışından bölgeye ilk 48 saat aralıklı buz uygulanmaktadır. Aşırı sıcak ve sert gıdalardan uzuk durulmalıdır. 6-) Kalıcı protez veya porselen dişlerin uygulanması Ortalama 2-4 ay bekleme süresinden sonra uygulama öncesi planlanan daimi protezlerin yapımı gerçekleştirilir. // www.212haber.com Başbakanlık İdareyi Geliştirme Başkanlığı koordinasyonunda yapılan düzenlemeyle kamuda e-yazışma dönemi resmen başlıyor. Yeni düzenlemeye göre, vatandaşa yazılan resmi yazıların “rica ederim” ifadesiyle bitirilmesi uygulaması kaldırılırken, artık “saygılarımla, iyi dileklerimle, bilgilerinize sunulur, gibi saygı içeren ifadeler kullanılacak. G Ü N DEM )-%*0ťM:9L2015 13 E-dilekçe ile ‘Arz ederim’ devri kapanıyor %$û%$.$1/,. İdareyi Geliştirme Başkanlığı koordinasyonunda, kamu kurumlarınca resmi yazışmaların hazırlanması ve muhatap kurumlara gönderilmesini düzenleyen, Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Esas ve Usuller Yönetmeliğinde yenilikler yapıldı. 2012 yılından bu yana e-imza, e-yazışma, dijital arşiv ve Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) gibi akıllı belediyecilik uygulamalarını sürdüren Bağcılar Belediyesi’nin de görüşleri dikkate alınarak yapılan yenilikte hem zamandan hem de kağıttan tasarruf ediliyor. Diğer kamu ve özel kurumlarının da sisteme uyum sağlamasıyla birlikte çalışmalar artık eşgüdümlü yürütülecek. Gelişen teknolojik imkanlar çerçevesinde yazışmaların kurumlar arasında elektronik ortamda iletilebilmesini sağlayacak şekilde yeni düzenlemeler yapıldı. Kurum ve kuruluşlar ile vatandaşların görüşüne sunulan yenilikler, alınan görüş ve düşünceler doğrultusunda değiştirildi. Kurumlarca geliştirilen Elektronik Belge Yönetim Sistemleri (EBYS) kapsamında; resmi yazılar ve üst verilerin aynı standartlarda oluşturulurken, resmi yazıların güvenli elektronik imza ile imzalanması ile ilgili esaslar belirlendi. Resmi yazıların kurumlar arasında gönderilmesinde, Kayıtlı Elektronik Posta Sisteminin (KEP) kullanımı sağlanarak Tebligat Kanunu ve Türk Ticaret Kanununda belirtilen uygulamalar ile uyum sağlandı. // Yeliz Soleman “Yeni Nefes” ” Cafe by Soleman ‘Kahve zamanı’ sloganıyla yola çıkan Cafe By Solemon bir buçuk aydır Başakşehir’de hizmet veriyor. Sabah 10:00 - Akşam 20:00 saatleri arasında müşterilerine hizmet sunan Cafe By Solemon haftanın 7 günü açık. Her kesimden insana hizmet veren Cafe By Solemon keyifle vakit geçireceğiniz bir mekân. Cafe By Solemon yöneticisi ile bir röportaj gerçekleştirdik. Cafenizde ne tür hizmetlerimiz var? Cafemizde menü olarak kahvaltı‚ tost çeşitleri‚ pancake‚ krep sıcak ve soğuk içeceklerimiz, taze meyve sularımız ve milkshake var. Ama şimdilik menülerimizi zamanla genişleteceğiz. Yine Cafemizde tavla‚ satranç‚ mini kitaplık koşemiz‚ sınırsız wifiden yararlanabileceğiniz internetimiz bulunmaktadır. Açık olduğunuz zamanlar? Sabah 10:00 ile akşam 20:00’a kadar haftanın 7 günü açığız. Yaza doğru akşam saatlerimizi uzun tutacağiz. Başakşehirliler neden size gelmeli? Cafemiz her kesimden bay ve bayanlara ve genç kesimlere kapısını açık tutan şeffaf bir café sektörüdür. Hedefimiz halka hizmettir. Başakşehirli halkımızın keyifle vakit gecirebileceği bir ortam sağlamaktır. Peki ilk şube olarak neden başakşehir düşünüldü? Çünkü ben de bir başakşehirliyim. Başakşehir’li halkımızı Cafemizde ağırlamaktan mutluluk duyacağız. Hedefleriniz nelerdir? Biz cafe sektöründe yer almak istedik ve bu konuda da çaba sarfediyoruz. Cafemizi ‘kahve zamanı’ sloganıyla bir marka haline getirmeyi düşünüyoruz. Biliyorum bunun için daha çok çaba sarfedeceğiz daha yol alacağız ama asla durmayacağız. Başakşehirli hemşehrilerimizin desteğine ihtiyacımız var. Bizi bu yolda yanlız bırakmayacaklarına inanıyorum. Cafe sektörü sizce neden olmalı? Cafecilik işi detay ister, fedakarlık ister. Koşturmacalı bir yoldayız. Cafe ortamlarınında bir aile ortamı olduğu bilinmeli. Bu yüzden Cafemizde bu sektörde yer almalı diye düşündük. Müşteri değil misafirimiz algısı taşıyoruz. Bizim için gelen her müşterimiz aslında bizim birer misafirimizdir. Hayatta en güzel yatırım insandır. Biz bu konuda çok şeffaf olduğumuzu düşünüyoruz. Son olarak ne soyleyeceksiniz? Biz haftanın 7 günü buradayız. Başak şehirde keyifle vakit geçireceğiniz bir yer arıyorsanız biz buradayız. Biz birlikte büyüyen bir Başakşehirliyiz. Hepinizi bekleriz. Zaman ayırdığınız ve röportajınız için çok teşekkür ederim. // Başakşehir İzcileri kış kampında buluştu %$û$.û(+ú5 Belediyesi İzcilik Kampı yarıyıl tatilinde de faaliyet gösterdi. Basaksehir Belediyesi izcileri eğitimlerine hız kesmeden devam ediyor. Eğitim öğretime ara verilmesiyle, Şamlar Tabiat Parkı’nda bulunan Başakşehir Belediyesi izcilik tesisleri kış şartlarına hazırlanarak kapılarını izciler için açtı. İZCİLERE KIŞA ÖZEL EĞİTİM İki ayrı grupta 250 izci kış kampına katıldı. Kampa katılan izciler yazın da aldıkları temel izcilik, tırmanma, yön bulma, okçuluk, binicilik, ilk yardım dersleri, izci oyunları, düğüm, hijyen dersleri, yürüyüş teknikleri, temel arazi bilgisi, değerler eğitimi, telsiz eğitimi gibi eğitimlerin yanında kış şartlarıyla ilgili özel eğitimler de aldı. Eğitimler, liderler ve alanında uzman öğreticiler tarafından veriliyor. Kış kampına ülkemizde bulunan 30 kişilik bir grupla Ürdünlü ve Filistinli izciler de katıldı. // 14 G Ü N DEM )-%*0ťM:9L2015 )-%*0ťM ťťMM::99L20 201155 www.212haber.com DİKKAT! Çekici var! +(5.gû( 1 %$û,1'$ ONLAR d,.,<25 N Nüfusun h her geçen gün arttığı İstanbul’da trafiğe çıkmak kadar araç park etmek de sorun. Emniyet Müdürlüğü ile birlikte çalışan İstanbul Trafik Vakfı’na ba bağlı çekiciler, duraklamanın ve park etmenin yasak olduğu yerlerde adeta adet araç avına çıkıyorlar. Aracının nereye götürüldüğünü bilmeyen bazı ba vatandaşlar ise çalındığını düşünerek saatlerce arayabiliyor. ÜFUSUN her geçen gün arttığı İstanbul’da trafiğe çıkmak kadar araç park etmek de büyük sorun. Emniyet Müdürlüğü ile birlikte çalışan İstanbul Trafik Vakfı’na bağlı çekiciler, duraklamanın ve park etmenin yasak olduğu yerlerde adeta araç avına çıkıyorlar. Uyarı levhalarını suiistimal eden sürücüler kadar dikkat eden sürücüler de çekicilerin gazabından nasiplerini alıyorlar; zira uyarı levhasının bulunmadığı, bulunsa bile trafik akışını engellemeyecek yerlerden dahi araçlarının çekildiğini iddia eden vatandaşların sayısı da hayli fazla. 3,5 milyona yakın kayıtlı aracın bulunduğu İstanbul’da, araç park etmek büyük problem teşkil ederken, örneğin aracını uygun bir yere 3-5 dakikalığına park edip vergisini ödemeye giden biri döndüğünde aracını yerinde bulamıyor. Aracının çekildiğini ve nereye götürüldüğünü bilmeyen bazı vatandaşlar ise çalındığını düşünerek saatlerce arayabiliyor. Bir aracın trafik tarafından çekilip kaldırılması için bazı ön koşullar gerektiğini söyleyen Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Av. Mehmet Bülent Deniz, “Aracın park ettiği yerin yasalara aykırı olması lazım. Aracın park edildiği sokakta ‘park yapılmaz’ levhası olması gerekiyor. Böyle bir levha yoksa eğer oraya park edilse bile herhangi bir şekilde araç çekilemez.” sözlerine yer veriyor. Öte yandan vakfın sitesinde yayınladığı araç çekme ücretleri adeta dudak uçuklatıyor. Araç çekme ücreti (park yasağı) olarak 70,00 TL, özel taşıma (5 km kadar) için 100,00 TL, km başına ise 5,00 TL alınıyor. Bu rakamlar toplanınca ortaya 175 TL kadar ücret çıkıyor. Araç yasak yere park edilmiş olsa da bunun çekilmesi için yeterli olmadığını vurgulayan Mehmet Bülent Deniz, “Ayrıca park edildiği zaman trafiği engelleyecek bir pozisyonunun olması gerek. Dolayısıyla trafiği engelleyecek bir pozisyon yoksa park yasağına uyulmamış olsa bile araç çekilemez; sadece park cezası kesilir.” dedi. Özellikle İstanbul gibi büyük kentlerde trafik müdürlüğüne bağlı denetlemelerde, park yasağıyla ilgili insanların araçlarının sürekli olarak çekiciyle götürüldüğünü, ayrıca çok yüksek çekici ücretleri ve park cezası ödemek zorunda kaldıklarını da belirten Deniz, “İstanbul’da bu uygulama uzun yıllardır var. Park sorunu hat safhada. Kısmen otoparklarla ve Suzan Kardeş yine coşturdu Bahçeşehir’de ikinci kez sahne alan Suzan Kardeş duru sesi ve dinamizmi ile yine Başakşehirlileri büyüledi. 580(/ú türküleri ve eski dönem Bosna sevda şarkıları söyleyen sanatçı sahne performansı ve enerjisi ile göz doldurdu. Sadece balkan yöresine ait şarkılarla sınırlı kalmayarak Karadeniz’den, Ege türkülerine kadar birçok bölgeden portpori yapan sanatçı konserine roman havasıyla başladı. Sahnedeki samimi davranışları ve sohbetiyle vatandaşlarla sürekli iletişim halinde olan Suzan Kardeş aranızda olmaktan çok memnunum, biraz gribim ama birbirimizi idare edeceğiz bu gece, diyerek izleyenleri güldürdü. Konserden önce görüş bildiren sanatçı Suzan Kardeş; “Bu bölge çabuk gelişen bir yer, özellikle Bahçeşehir Kültür ve Sanat Merkezi’nin bakımlı hali beni cezbediyor. Birçok kültür merkezine gidiyoruz ama burada kendimi bir başka hissediyorum. Geçen konserden beri aklımızda kaldı. Karşılama olsun çalışanlar olsun belli ki bu belediyenin ve şehrin özeni. Kendimi evimde gibi hissediyorum ve tekrar tekrar çağırsanız gelirim” dedi. // (5ú1 6h5h&h/ KÂBUSU 2/'8/$5 İSPARK’la çözülmeye çalışılıyor ama yeterli gelmediği açık. İnsanlar araçlarını park etmek zorumdalar. İşte bu noktada bu çekici meselesi gündeme geliyor ve ne yazık ki polis memurunun oturduğu çekicilerle insanların araçları çekiliyor.” ifadelerini kullandı. M. Bülen Deniz, “Vatandaş geldiğinde arabasını bulamıyor. Eğer o muhitin yabancısı ise aracın çalındığını dahi düşünebiliyor ki bu benim başıma da geldi. Bir hastanenin yanına park etmiştim. Geldiğimde aracımı bulamadım. Kimse de burada park yasağı var, araç çekilir diye bir bilgi vermediği için uzun süre aracımın çalındığını düşündüm. Vatandaş aracının hangi otoparka çekildiğini eğer oradaki esnaf biliyorsa ondan öğreniyor veya tesadüfen bir trafik polisi yakalarsa aracına ulaşabiliyor. Aracını bulduğu zaman da bu kez çekilmesi ve otoparkla ilgili çok yüksek ücret ödüyor. Aracın bir sokak aşağıya çekilmiş olması halinde bile 100-200 lira çekici ücreti tahakkuk ettiriliyor. Halbuki çekici hizmeti o kadar pahalı olan bir hizmet değil.” şeklinde konuştu. olduğuna değinen Deniz şunları kaydetti: “Neden emniyet müdürlüğü çekici hizmetlerini sadece trafik vakfı aracılığıyla yapar? Anlaşılan Emniyet müdürlüğü bir ihale açmış, bu ihaleyi de nedense her yıl trafik vakfı kazanıyor. Halbuki çekici ücretlerinde daha az teklif edebilecek bir başka çekici hizmeti veren firma da söz konusu olabilir. Dolayısıyla burada akla uygun olmayan bir devlet-vakıf ilişkisi gündeme geliyor ki biz ücretin yüksekliğini buna bağlıyoruz. Otopark ücretleri neden bu kadar yüksek? Örneğin birçok yerde çekilen araçlar sadece belirli otoparklara bırakılıyor. Oysa başka otoparklar da var. Normal- KENDİMİ EVİMDE GİBİ HİSSEDİYORUM parka tarifeyle girseniz saatine de o otoparka 10 TL verecekken, aracınız beş dakika dahi kalsa 50 TL ödüyorsunuz. Hal böyle olunca da insanların kafalarında soru işaretleri oluşuyor.” Ücretlerin dışında araç çekilirken araca hasar vermiş olmak gibi bir keyfiyetle de sıklıkla karşılaştıklarını aktaran M. Bülent Deniz, “Bu noktada trafik memurları aracın çekilmeden önce fotoğrafını çekerek bundan kurtulmaya çalışıyor ama bize yansıyan bilgilerde vatandaşın aracı çekilirken hasar gördüğü yönünde. Çok sayıda şikâyet geliyor. Bunun da önüne geçmek lazım.” sözlerine yer verdi. Başakşehir “Sağlıklı Yaşam” için yürüyor “Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat” programı kapsamında Başakşehirliler sağlıklı yaşama yürüyor. 6$ø/,.%$.$1/,ø, tarafından yürütülen proje ile gerçekleştirilen yürüyüşler, obeziteye karşı savaş açıyor. Sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimlerini karşılamayı hedefleyen projenin Başakşehir ayağı, Sular Vadisi’nde başladı. BEŞ DAKİKA İÇ İÇİN 50 TL ÖDÜYORSUNUZ Araç çekicileriyle ilgi ilgili tüketici haklarına aykırı bir durumun durum söz konusu Başakşehir’de birçok kurum ve kuruluşla işbirliğinde ilerleyen etkinlik Başakşehir’de yaşayan herkesi spor yapmasına teşvik ediyor. Her cumartesi Sular Vadisi’nde başlayan yürüyüşlerde, bilgilendirici broşürlerin yanı sıra sağlıklı yaşama yöneltici küçük hediyelerde veriliyor. BUNLAR İLKEL TEDBİRLER Bir diğer sorun da verilen cezalarla ilgili. Aracınız çekilip otoparka götürüldüğünde o cezayı ister o anda ödeyebilirsiniz ister ödemezsiniz ama bu sefer de aracınızın başka bir problemi varsa örneğin vergi borcu, haciz kaydı vs. gibi sebeplerle orada bağlı tutabiliyorlar. Bu da sürekli olarak o yüksek tarifedeki otopark hizmetinin ücretlendirilmesi anlamına geliyor. Bunların kabul edilebilir şeyler olmadığının altını çizen Deniz sözlerini şöyle sürdürdü: “Kent yaşamı içerisinde insanların yerine getirmeyi unuttuğu yükümlülükler olabilir. Bunun için kalkıp aracının bağlanması gibi tedbirler ilkel tedbirlerdir. Öte yandan park yasağına uyulmuyor diye bir insana ceza vermek istiyorsanız, yasa onun cezasını tayin etmiş. Para cezasına ilave olarak ayrıca vatandaşı bir daha o işi yapmaktan men etmek istiyorsanız, aracı çekmeye gerek yok. Aracın tekerine kelepçe takarsınız, o kelepçe vasıtasıyla araçla ilgili önleminizi almış olursunuz. Ne yazık ki bu iş bir rant kapısı haline dönüşmüş. Yüksek çekici ve otopark ücretleri iştah kabartan bir durumda.” Aracı çekicinin kelepçesine takılıp kaldırılırken yetişen şoförden bile çekici ücreti alındığını dile getiren M. Bülent Deniz, “Emniyet müdürlüğü çekici ve otopark işi için bütün firmaları davet ederek bir açık ihale yapsın, bakın fiyatlar nasıl düşecek. Öte yandan sokak- lardaki park yapılmaz levhasının olup olmadığı dikkate alınarak cezai işlem uygulansın. Park yapılması yasak olan bir yere araç park edilmiş bile olsa orada trafiği engelleyip engellemediği dikkate alınarak işlem yapılsın.” diye konuştu. Özellikle İstanbul’da insanların park meselesiyle ilgili son derece sıkıntı yaşadıklarına vurguda bulunan Deniz şöyle konuştu: “Avrupa’da belediyelere vergi verirken belli oranlarda belli bir park vergisi de ödüyorsunuz ve size herhangi bir yerde kaç saat park edebileceğinize ilişkin bir karton veriyorlar. Şehirlerde 2-3 veya 4-5 saat park edilebilecek yerler var. Siz hangi kademeyle ilgili yıllık olarak ödeme yapmışsanız, gidip oraya rahatça park ediyorsunuz. Ne otoparkçıyla muhatap oluyorsunuz ne de aman aracım çekilir mi diye endişe ediyorsunuz. Böyle bir medeni uygulama var. Türkiye’de de bu medeni uygulamayı getirmek çok zor değil.” // 30 DAKİKA EGZERSİZLE SAĞLIKLI YAŞAM Bireye doğru beslenme alışkanlığı kazandırma ve bu alışkanlığı ömür boyu sürdürebilmeyi hedefleyen projede, fiziksel aktivitenin yağ yakmada büyük bir etken olduğu, diyet yapılırken kaybedilen kas oranlarının günde 30 dakikalık bir yürüyüşle bile giderilebileceğinin önemi anlatılıyor. www.212haber.com YA Z I )-%*0ťM:9L2015 Erol Çakır İZLİYORUM S EÇİM HEYECANI BAŞLADI Seçim takvimi işlemeye başlarken, siyasi partiler milletvekili aday adaylıklarını kabul etmeye başladılar. Şimdi süreç adaylık ve liste sıralaması ile yeni bir boyuta taşınacak. Seçimlere katılmaya hak kazanmış tüm partiler de, 550 sandalyeli mecliste yer kapabilme yarışını en hayırlısıyla bitirebilme çalışmaları harıl harıl sürüyor. Görünen o ki, Türkiye siyasetinin rengini belirleyen partiler, bu seçimlerde de aynı oranlar üzerinden bir dağılıma imza atacaklar. Fakat, bu siyaset denklemini çözecek yeni formülasyonların da ortaya çıkacağını söyleyebiliriz. Örneğin, seçimlere bağımsız adaylık değil, parti ile katılmayı düşündüklerini ifade eden HDP’nin sandıktaki durumu, meclisin dağılımını etkileyecek en büyük faktör olarak gözüküyor. DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR! “Ben alışılmış Cumhurbaşkanı değilim, olmadım, olmayacağım” beyanıyla göreve gelen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, ülke yönetimindeki belirleyici rolünün giderek arttığını memnuniyetle aktarmak isteriz. Erdoğan, gelmiş geçmiş Cumhurbaşkanları içinde, “Seçimle işbaşına gelen” ve Türkiye’nin sorunlarına bu kadar yakından bilerek; ekonomiden kültüre ve spora kadar geniş bir yelpazede her probleme çözüm üretebilecek kapasiteye sahip olan nadir bir isim olarak şansımızdır, diye düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Latin Amerika gezisinde verdiği mesajlar, yine dünya siyasetinin gündemine haklı şekilde oturmuştur. Erdoğan’ın Meksika gezisinde, ABD’de [email protected] 3 Müslüman öğrencinin öldürülmesiyle ilgili olarak, ABD Başkanı Obama’ya ithafen, “Neredesin Başkan! Hiçbir açıklama yapmadınız. Unutmayın Dünya 5’ten büyüktür!” sözleriyle meydan okuması, tüm dünya Müslümanlarının yüreğine su serpmiştir. DAVUTOĞLU AHMET HOCA İLE ‘DÜNYA MARKASI’ OLMA YOLUNDA … Akademik başarılarını siyaset ve devlet yönetimiyle taçlandıran Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu da, makamının hakkını fazlasıyla veren görüntüsüyle, ülkemize çok şeyler kazandıracak bir profil çiziyor. 12 yılda Türkiye’yi “Dünya Markası” haline getirmeyi başaran AK Parti vizyonunun, Davutoğlu’nun meziyetleriyle birleşmesi, 2023 ideallerine kilitlenen ülkemizi tüm göstergelerle şaha kaldıracaktır. 2015 seçimleri, normal bir parlamento seçimi olacağı gibi, tartışılan ve artık belli bir noktaya ulaşan Başkanlık Sistemi’ne de nokta konulacağı seçim olarak dikkat çekiyor. Türkiye’nin şahlanış sürecinde Başkanlık sisteminin vizyoner açılımlarının, tüm parametrelerimizi nasıl etkileyeceği iradesini yine bizler ortaya koyacağız. AK Parti’nin bu seçimlerde 400 milletvekili seçilme başarısını yakalaması Anayasa değişikliği ve Başkanlık Sistemindeki kilidi açacaktır. Bu süreci doğru okuyan ve doğru anlayan halkımızın ferasetle adım atacağından kuşkumuz yoktur. YOLUNUZ AÇIK OLSUN ‘İçimizden Biri’ sloganının hakkını veren iki isim, Gazeteci Necmettin Çakmak Çanakkale’den; yine Başakşehir Mahallesi Muhtarı Fatih Mehmet Yıldırım da İstanbul 3. Bölgeden AK Parti Milletvekili Aday Adaylıklarını açıkladılar. Siyaset yarışı zorlu bir maraton… Necmettin Çakmak kardeşimize; muhtarımız Fatih Mehmet Yıldırım’a ve diğer aday adayı olacak tüm kardeşlerimize bu zorlu maratonda, ülkeye hizmet etme edebilme idealiyle çıktıkları bu yolculukta başarılar diliyorum. 15 Living Lab’da faaliyet gösteren Tasarım atölyesi ve Elektro Lab atölyesini gezme fırsatınız olursa, bilginin nasıl teknolojik tasarımlarla buluştuğuna şahit olacaksınız. Ve hemen yanı başınızdaki bu teknolojik altyapı ve atölyelerle Başakşehirli olmanın gururunu yaşayacaksınız. BAŞAKŞEHİR SPOR KULÜBÜ’NDEN DEV ADIM İstanbul Başakşehir Spor Kulübü ile İspanya’nın Atletico Madrid Kulübü, futbol altyapısı konusunda iş birliğine gidiyor. Toplantıya İstanbul Başakşehir Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ, Atletico Madrid’in yönetim kurulu başkanı Miguel Angel Gil Marin ile İspanyol kulübünün başdanışmanı Peter Kenyon ve Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal katıldı. Başakşehir Spor’la ilgili vizyoner düşüncelerimizi sürekli ifade ediyoruz. Bu kulüp bizim, bu kulübe elbirliği ile sahip çıkmamız gerekiyor. Öncelikle bu altyapı çalışmalarında dünya devi olan bir kulüple işbirliği sağlayan ve öncülük eden herkese teşekkür ediyoruz. Başarı, altyapıdan başlar. Başarı, başarıların istikrarıyla devam eder. 212 HABER BİLGİ EVLERİNDEN ÖRNEK PROJE: ‘KUŞLAR ÜŞÜMESİN’ Başakşehir Belediyesi Bilgi Evi öğrencileri örnek bir projeye imza atarak, kuşlar için yuva ve yemlik yaptı. Atık malzemelerden yapılan yuvalarla kuşlar sıcak bir yuvaya kavuşurken, geri dönüşüme de katkı sağlanıyor. Bu projeyi düşünenleri, uygulamaya koyanları ve emeği geçenleri tebrik ediyoruz. ZEYTİNBURNU BELEDİYESİ’NDEN ÖRNEK PROJE Zeytinburnu Belediyesi’nin ilçedeki tüm camilerde, tuvaletlerin ve abdest alma yerlerinin hiçbir ücret talep etmeden temizliğini üstlenmesi ilçe halkından tam not aldı. BAŞAKŞEHİR LİVİNG LAB’DAN HABERİNİZ VAR MI? Yeni Türkiye’de modern belediyecilik anlayışının bir örneği olan Başakşehir Belediyesi’nin teknoloji kullanımında dünya şehirlerini örnek alarak geliştirdidii? ği Başakşehir Living Lab’ı gezdiniz mi? Belediyemizin teknoloji kullanımında yeni fırsatlar sunan Living Lab’da çok gülen zel şeyler yapılıyor: Merkezde geliştirilen akıllı ayna, taştan kağıt, atık suları gerii dönüştüren sistem, mobil sağlık ünite-si, akıllı ev teknolojisi gibi. Başakşehirr kapsamınd ilçe ‘Sağlıklı Tuvalet’ projesi kapsamında genelindeki camilerin tuvalet ve şadırvanları belediye tarafından gözden geçirilip, yeniden bakım ve onarımı yapılarak halkın hizmetine sunuldu. Bu proje kapsamında vardiyalı olarak her camide iki kişi temizlik hizmetleri konusunda görev yapmaktadır. Bu güzel hizmetten dolayı Zeytinburnu Belediyesi’ni tebrik ediyoruz. 212 Haber Gazetesi 5. yılında yayın hayatına devam ediyor. Gazetemiz başta Başakşehir hinterlandına hizmet eden bir yapıda yola çıktı ama, şu anda bölgesel bir kimlik kazanarak bir çok ilçede yayın hayatını sürdürüyor. Gazetemiz tüm bölgelerimizin sesi, soluğu olmaya ve hakkaniyetle sorunları ele alan bir profil çizmeye devam ediyor. Gönül gönüle verdiğimiz bu süreçte, bize vereceğiniz desteklerle, “güzelliklerle beslenen, hakkaniyetle büyüyen ve Güleryüz’le yaşadığımız” bir İstanbul sevdasını el ele büyüteceğiz. Biz bu şehri seviyoruz ve bir medeniyet perspektifiyle bu şehrin güzelliklerini birlikte paylaşarak yaşayabileceğimiz idealiyle 212 HABER’i her geçen gün daha da güzelleştirerek sizlere sunuyoruz. Hiçbir zaman haksızlık karşısında susmayacağız. Bizim temel prensibimiz budur. Haklının yanında, haksızın karşısında olacağız. Zorluklar bizi yıldıramayacak. Çünkü, doğru ne kadar geriye düşürülse de, bir gün tüm hakkaniyetiyle ortaya çıkar. Elimizi tutun, doğruları ve güzellikleri paylaşalım. // payl l 16 G Ü N DEM )-%*0ťM:9L2015 www.212haber.com Borcu borçla kapatan ülkeyiz BU ÜLKEYE EN BÜYÜK ESERLERİ MİLLİ GÖRÜŞ VERMİŞTİR ^ĂĂĚĞƚWĂƌƟƐŝ ĂƔĂŬƔĞŚŝƌ7ůĕĞ ĂƔŬĂŶůŦŒŦ͛ŶŦŶ ĂƔĂŬƔĞŚŝƌϭ͘ ƚĂƉ^ŝƚĞzƂŶĞƟŵŝ<ŽŶĨĞƌĂŶƐ ^ĂůŽŶƵ͛ŶĚĂĚƺnjĞŶůĞĚŝŒŝ7ůĕĞŝǀĂŶdŽƉůĂŶƨƐŦŬĂƌ LJĂŒŦƔŦŶĂƌĂŒŵĞŶ LJŽŒƵŶďŝƌŬĂƨůŦŵůĂŐĞƌĕĞŬůĞƔƟ͘ WƌŽŐƌĂŵĂ^ĂĂĚĞƚ WĂƌƟƐŝ'ĞŶĞů7ĚĂƌĞ<ƵƌƵůƵmLJĞƐŝ ^ĞůŵĂŶƐŵĞƌĞƌ ŽůŵĂŬƺnjĞƌĞďŝƌĕŽŬĚĂǀĞƚůŝŬĂƨůĚŦ͘ S $$'(73$57ú6ú Başakşehir İlçe Başkanlığı’nın Başakşehir 1. Etap Site Yönetimi Konferans Salonu’nda düzenlediği İlçe Divan Toplantısı kar yağışına rağmen yoğun bir katılımla gerçekleşti. Programa Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Selman Esmerer olmak üzere birçok davetli katıldı. Bir aylık çalışmaların değerlendirildiği toplantıda ilçe birim başkanları ve mahalle başkanları aylık çalışma raporları ve yapacakları faaliyetler hakkında detaylı bilgi verdiler. Selamlama konuşmasını Saadet Partisi Başakşehir İlçe Başkanı Yusuf Güşen’in yaptığı divan toplantısında söz alan Genel İdare Kurulu Üyesi Selman Esmerer, küresel sistemin adaletsizlik üzerine kurulu olduğunu ifade ederek, “Erbakan hocanın fikirleri doğrultusunda İslam dünyasının ayağa kalkması gerek. Dünyada zenginliğin bir avuç elit tarafından kontrol edilip dünyanın geri kalanının açlığa mahkûm edilmesi asla kabul edilemez. Bu haksızlıkların son bulması için İslam Ortak Pazarı, İslam Dinarı ve İslam NATO’su projelerini hayata geçireceğiz.” dedi. Bizim meclise girmemiz AK Parti için bir rahmet olacaktır diyen Esmerer, “Bu ülkeye en büyük eserleri Milli Görüş vermiştir.” ifadelerini kullandı. FAİZİ İNDİRİN DEMEKLE FAİZ İNMEZ WĂƌƟƐŝŶĞŽLJŝƐƚĞƌŬĞŶ͕ĨĂƌnjͲŦĂLJŶŝĨĂĚĞƐŝŶŝ ŬƵůůĂŶĂŶĂƔďĂŬĂŶŚŵĞƚĂǀƵƚŽŒůƵ͛ŶƵ ĚĂƐĞƌƚďŝƌĚŝůůĞƵLJĂƌĂŶ^ĞůŵĂŶƐŵĞƌĞƌ ƔƵŶůĂƌŦŬĂLJĚĞƫ͗͞ĂƐďĂŬĂŶ<WĂƌƟ͛LJĞ ŽLJǀĞƌŵĞŬĨĂƌnjĚŦƌĚŝLJŽƌ͘ŝnjĚĞĚŝLJŽƌƵnj Ŭŝ7ƐƚĂŶďƵůŝůŬŽŶŐƌĞƐŝŶĚĞŬŝŵĂŶnjĂƌĂŶůĂ ŽLJǀĞƌŵĞŵĞŬĨĂƌnjĚŦƌ͘͟ ƐŵĞƌĞƌ͕ŬŽŶƵƔŵĂƐŦŶŦŶĚĞǀĂŵŦŶĚĂ͕ ͞ŵĞŬůŝLJĞϮϰd>njĂŵǀĞƌŝLJŽƌůĂƌ͖ŚĂƌĐĂ ŚĂƌĐĂďŝƚŵĞnj͘ŬŽŶŽŵŝƐĂŒůĂŵĚĞŒŝůŬŝ͘ &ĂŝnjŝŝŶĚŝƌŝŶĚĞŵĞŬůĞĨĂŝnjŝŶŵĞnj͘&Ăŝnj ŝŶĚŝƌŝŵŝLJĂƉŦLJŽƌůĂƌ͕ĂŬĂďŝŶĚĞĚŽůĂƌĨƺnjĞ ŐŝďŝLJƺŬƐĞůŝLJŽƌ͘dƺƌŬŝLJĞ͛ŶŝŶƐĞƌŵĂLJĞƐŝ LJŽŬŬŝ͘ŽƌĐƵďŽƌĕůĂŬĂƉĂƚĂŶƺůŬĞLJŝnj͘ ^ĂŶĂLJŝŶLJŽŬ͕ƚĞŬŶŽůŽũŝŶLJŽŬ͕ŬĂůŬŦƉDĞƌͲ ŬĞnjĂŶŬĂƐŦĂƔŬĂŶŦŶĂďĂŒŦƌŦLJŽƌƐƵŶ͘ ^ĂŶŬŝĂĚĂŵŬĞLJĮŶĚĞŶŵŝŝŶĚŝƌŵŝLJŽƌ͍͟ ƐƂnjůĞƌŝŶĞLJĞǀĞƌĚŝͬͬ͘ www.212haber.com G Ü N DEM 1. Etap gönül sofrasında buluştu 1. Etap Site Yönetimi Saraylı Döner’de personel yemeği verdi. Yemeğe Yönetim Kurulu Üyelerinden Murat Uluışık, Özcan Çakmak ve Hamdi Demir, Yönetim Danışmanı Kadir İbişdayı, Site Yönetim Müdürü Nusret Tezcan ve 90 kişilik personel katıldı. 1. (7$36ú7(<g1(7ú0ú personelinin motivasyonunu artırmak için 10 Şubat Salı günü Saraylı Döner’de yemek verdi. Yemeğe Yönetim Kurulu Üyelerinden Murat Uluışık, Özcan Çakmak ve Hamdi Demir, Yönetim Danışmanı Kadir İbişdayı, Site Yönetim Müdürü Nusret Tezcan, Başakşehir Mahalle Muhtarı Fatih Mehmet Yıldırım ve 90 kişilik personel katıldı. Yemekte konuşan 1. Etap Site Yönetim Müdürü Nusret Tezcan, “Zaman zaman bu gönül sofraları kurulacak. Böylesi dostluk pekiştiren beraberlikleri hep birlikte yaşayacağız. Bizi bu gönül sofrasında buluşturan sponsorumuza teşekkür ediyoruz. Bahar ayında inşallah personelimize şehir dışı gezisi de düzenleyeceğiz. Yönetim olarak motivasyonu ve insan yüreğini çok önemsiyoruz. Dolayısıyla ara ara böyle yürek dokunuşlarımız olacak.” dedi. // )-%*0ťM:9L2015 17 Temurci’nin Özel Kalem Müdürü oldu Bağcılar Belediyesi Basın Danışmanı Abdullah Arıdoru yeni seçilen AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci’nin Özel Kalem Müdürü oldu. $.3$57ú İstanbul İl Kongresi’nde İl Başkanlığı’na seçilen Dr. Selim Temurci, partisinin başarısını daha yükseltmek ve bayrağı daha ileriye taşıyabilmek amacıyla çalışmalarına başladı. Ekibine deneyimli isimleri katan Temurci, Özel Kalem Müdürlüğü görevine Basın Danışmanları Platformu Başkanı ve Bağcılar Belediyesi Başkan Danışmanı Abdullah Arıdoru’yu getirdi. Bağcılar Belediyesi Başkan Danışmanlığı görevini 2009 yılından bu yana büyük bir şevkle yürüttüğünü kaydeden Abdullah Arıdoru, bu süre zarfından tüm mesai arkadaşlarıyla uyumlu ve örnek bir çalışma sergilediklerini ifade etti. Kendisine bundan böyle AK Parti İstanbul İl Teşkilatı’nda yine önemli bir görev verildiğini vurgulayan Arıdoru, duygularını şöyle dile getirdi: “2009-2015 yılları arasında büyük bir şevkle yerine getirdiğim Bağcılar Belediyesi Basın Danışmanlığı görevimin ardından AK Parti İstanbul İl Başkanımız Sayın Selim Temurci tarafından Özel Kalem Müdürlüğü görevine layık görüldüm. Geçen altı yıl içerisinde Bağcılar Belediyesi’nde görevimi en iyi şekilde yapmak için büyük gayret gösterdim. Bu süre içerisinde kendilerinden çok şey öğrendiğim Bağcılar Belediye Başkanımız Sayın Lokman Çağırıcı başta olmak üzere tüm mesai arkadaşlarıma ve Bağcılar ailesine şükranlarımı sunuyorum. Basın Danışmanlığı görevim sürecinde iletişimde bulunduğum, işimi kolaylaştıran ve kendilerinden istifade ettiğim tüm basın mensubu arkadaşlarıma, kurucuları arasında bulunduğum Basın Danışmanları Platformu üyelerine çok teşekkür ediyor, saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.” 18 G Ü N DEM )-%*0ťM:9L2015 Dışlanma korkusuyla, en olmayacak taleplere bile ‘Hayır’ diyemeyen kişilerin, kişilik sorunu yaşayan bireyler olduğuna dikkat çeken uzmanlar, hayır diyememenin bir depresyon belirtisi de olabileceğini söylüyorlar. Uzmanlara göre hayır demeyi 5 adımda başarabilirsiniz… www.212haber.com ‘Hayır’ diyemeyen hep ödün veriyor! Ü 6.h'$5h1ú9(56ú7(6ú Etiler Polikliniği Psikiyatristi Yrd. Doç. Dr. Alper Evrensel, bazı kişilerin, çevrelerinden gelecek bütün talepleri olumlu karşılamak için büyük çaba sarf ettiğini, hatta kendisini büyük sıkıntıya soktuğunu söyleyerek, bu kişilerin “hayır” diyemediğini belirtti. Kişinin ‘hayır’ hayır diyememesi diyememesinin, ‘yapısal bir sorun’ olduğunu da vurgulayan Evrensel, “Hayır” demenin bağımlı yapıdaki kişiler için çok zor bir süreç olduğunu ve bu konuda büyük bir endişe taşıdıklarını da söyledi. Evrensel şöyle dedi: “Çevremizdeki insanlar bizden zor bir talepte bulunduğunda bu talebi karşılayıp karşılamamak arasında kararsız kalabiliriz. Hayır demek güçlü bir irade gerektirir. Eğer talebin karşılanamayacağını belirtirsek ilişkinin yara alacağı endişesi duyarız. Çevremizi kuşatan insanların sadece taleplerini karşıladığımızda bizimle iletişimlerini sürdüreceklerini, eğer talebi karşılamaz ve hayır dersek ilişkinin bitebileceğini HAYIR DEMENİN 5 ADIMI… düşünebiliriz.” İnsanlarla kurulan bağın zayıflaması endişesi, özellikle bağımlı yapıdaki kişiler için büyük bir endişe kaynağı olduğunu da dile getiren Evrensel, bu kişilerin bağın sürmesi adına hep evet diyerek sürekli ödün vermek zorunda kaldıklarını belirterek şunları söyledi: “Bu kişiler evet dedikşun leri hayır diyemedikleri için sonrasında yaşadıkları mağduriyet nedeniyle çok yaş üzülürler ama bu döngüden de bir türüzü lü kurtulamazlar. k Bu güçlü irade sahibi olmakla ilgilidir. Güçlü bir iradenin olm temelleri çocuklukta atılır. Çocuğun tem özerklik duygusu kendiliğinden gelişöze me gösterir. Bu süreçte ana-babasının tutumları bu özerklik eğilimini engeltutu leyecek tarzda olursa çocuk bağımlılaleye şır. Zira bağımsızlaştığında yani anne babasının beklentileri tersine hareket bab ettiğinde anne babasını kaybedeceğinetti den korkar. Eğe anne babası da çocukları kenEğer di iistediği gibi davrandığında onu ödüllendirir, davranmadığında da ödü cezalandırırsa bu eğilim pekişir. Çocuk cez 1-ƵLJŐƵůĂƌŦŶŦnjŦŶŶĞĚĞĚŝŒŝŶĞŬƵůĂŬ ǀĞƌŝŶ͘<ĂůďŝŶŝnjŝŶƐĞƐŝŶŝĚŝŶůĞLJŝŶ͘ 2-DĂŶƨŒŦŶŦnjŦǀĞǀŝĐĚĂŶŦŶŦnjŦŶƐĞƐŝŶŝĚŝŶůĞLJŝŶ͘ 3-ŦƔĚƺŶLJĂŶŦŶLJĂŶŝĕĞǀƌĞŶŝnjĚĞŬŝůĞƌŝŶŶĞůĞƌƐƂLJůĞLJĞďŝůĞĐĞŒŝŶŝnjŝ ĚƺƔƺŶƺŶǀĞŽŶůĂƌŦŶŶĞĚĞĚŝŒŝŶĞ ŬƵůĂŬǀĞƌŝŶ͘ 4-ƺƚƺŶďƵƐĞƐůĞƌŝĚƵLJĚƵŬƚĂŶ ƐŽŶƌĂ͕͞ĞǀĞƚ͟LJĂĚĂ͞ŚĂLJŦƌ͟ŚĂŶŐŝƐŝ ĚŽŒƌƵŝƐĞĞŶĚŽŒƌƵŬĂƌĂƌŦǀĞƌŝŶ͘ 5-'ƺĕůƺŝƌĂĚĞŶŝnjůĞǀĞƌĚŝŒŝŶŝnjĞŶ ĚŽŒƌƵŬĂƌĂƌŦƵLJŐƵůĂLJŦŶ͘^ŽŶƵŶĂ ŬĂĚĂƌĚĂǀĂnjŐĞĕŵĞLJŝŶ͘ Alper Evrensel büyüdüğünde anne ve babası ile kurduğu ilişkinin benzerlerini diğer insanlarla da kurmaya başlar. Onları hoşnut etmek için kendisi hoşnutsuz olmayı tercih eder. Sırf o insanlar ilişkiyi koparmasın, surat asmasın, küsmesin diye sürekli kendisinden maddi-manevi ödün verir. Borç istendiğinde geri çeviremez. Yardım talep edildiğinde karşı koyamaz.” Hayır diyememek yapısal bir sorun! “Hayır” diyememenin yapısal bir sorun olduğunu da dile getiren, Evrensel, Bağımlı yapıdaki kişilerde ortaya çıkan bir sorun olduğuna dikkat çekti Evrensel şöyle dedi: “Bu durum, depresyonun belirtileri arasında da yer alabilir. Depresyondaki insanlarda inisiyatif kaybı olur. Kolaylıkla yönlendirilebilirler. Cep telefonu dolandırıcıları bağımlı yapıda ve depresyondaki kişileri kolayca ağına düşürebilmektedirler. Kişide bazı tehditlerle korkular uyandırılarak sanki hipnotize edilmiş gibi komutlara uyması sağlanabilir. “Hayır” veya evet deme kararı irademizle ilgilidir. İrade her zaman baskı altındadır. Dürtülerin ve aklın yönlendirmeleri karşısında gerçekliği de gözeterek bir karar vermek durumundadır. Bu karar içinde bulunulan şartlara göre netleşecektir. Karar verirken içsel ve dışsal bütün dengeler mümkün olduğunca gözetilmelidir. Karar neticesinde de mümkün olduğunca az çatışma yaşanmalıdır. Bazen içsel-dürtüsel talep çok güçlü olabilir. Normalde çok iradeli, makam mevki sahibi bir insanın kendi nefsinin taleplerine hayır diyemediği de olur. Otokontrol duygusu gelişmiş, özerk, bağımlı olmayan bir yapı ancak çocukluktan itibaren bilinçli anne babanın yardımı ile gelişebilir. Eğer erişkin yaşamda bu sorunlar saptanırsa tedavi ile güçlü bir irade geliştirilebilir.” HAYIR DİYEMEDİĞİ İÇİN DEPRESYONA GİRENLER VAR Hayır diyememe problemin depresyondan kaynaklandığı durumlarda tedavi ile de ortadan kalkabileceğini, yapısal sorunlardan kaynaklanan durumlarda ise terapi ile yok edilebildiğini vurgulayan Doç.Dr Evrensel, Yıllar boyu hayır diyemediği için depresyona giren kişiler bulunduğuna dikkat çekti. Evrensel “Bu kişilerde hem ilaç tedavisi hem de terapi birlikte uygulanmalıdır. Eğer ilaçla depresyonu tedavi eder ve suni bir iyilik hali yakalanır, zemindeki kişilik yapısına müdahale edilmez ise tedavinin ardından yine aynı tablo karşımıza çıkacaktır.” // G Ü N DEM www.212haber.com 8 Şubat’ta 5. Etap Toplu Yapı Konutları’nda seçim heyecanı vardı. Tek listenin yarıştığı seçimde Nevzat Bayhan ve ekibi oybirliği ile üçüncü kez seçildi. 8 û8%$7’ta 5. Etap Toplu Yapı Konutları’nda seçim heyecanı vardı. Tek listenin yarıştığı seçimde Nevzat Bayhan ve ekibi oybirliği ile üçüncü kez seçildi. Seçimleri demokratik bir şekilde ilk önce blok sakinlerinin kendi blok temsilcilerini seçmesiyle başladı. Daha sonra seçilen blok temsilcileri bir araya gelerek kendi site yönetim ve denetim kurulu üyelerini seçti. “Üçüncü kez demokratik bir seçimle iş başına gelen bir topluluğun temsilcileriyle seçilip iş başına geliyoruz.” diyen 5. Etap Site Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Bayhan, “Bizi üçüncü kez 5. Etap yönetimine layık gören bütün komşularımızın temsilcilerine şükranlarımızı sunuyoruz.” dedi. “Neredeyse birbirinin varisi olacak kadar” üzerinde önemle durdukları komşuluğun, çoğu zaman selamına ve gülüne ihtiyacın olduğunu kaydeden Bayhan, “Önceki seçilmemizde komşuluk ilişkileri üzerine güzel programlar tertip ettik. Bu dönem de çok daha etkin ve daha geniş katılım sağlayacak şekilde devam edeceğiz. Bunun yanı sıra komşu site ve semtlerdeki fakir ve muhtaçlara yönelik başlattığımız yardım kampanyasına da hız kesmeden devam ederken; peyzaj, temizlik ve güvenlik konusunda sitemizi özenilir, yaşanılır ve imrenilir bir noktaya taşımak için yedi gün yirmi dört saat çalışmayı da ihmal etmeyeceğiz.” şeklinde konuştu. HEDEFİMİZ; DOSTLUK, KOMŞULUK VE KARDEŞLİK “Hızla gelişen teknoloji insanları ekran bağımlısı yaparken bireyleri bireyselleştirip birbirinden uzaklaştırıyor.” sözlerine yer veren Nevzat Bayhan şunları kaydetti: “Biz birbirini düşünen, birbiri için yaşayan bir toplum için komşuluk )-%*0ťM:9L2015 19 5. Etap Nevzat Bayhan’la DEVAM DEDİ ve dostluk anlayışını günümüz şartlarında yeniden inşa etmeye çalışacağız. ‘Gün gelecek selam sadece tanıdıklara verilecek’ düşüncesini kendi etabımız için geçersiz kılmak adına yapacağımız çalışmalarla selamı ve yardımlaşmayı yaygınlaştırıp, “Önce dostluk, komşuluk ve kardeşlik” teması ile 2015 yılı içinde yapacağımız bilimsel çalışmalarla 7’den 77’ye etap sakinlerimizin birbirlerini tanımaları ve kaynaşmalarını hedefliyoruz. Martin Luther King’in ifadesiyle; “Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik; ama bu arada çok basit bir sanatı unuttuk: Kardeş olarak yaşamayı.” İşte biz içi boşaltılmış kardeşlik kavramını dolu dolu olarak ye- niden yaşa(t)ma niyetindeyiz.” Bayhan, “Yanı başındaki komşusu aç iken, kendisi tok şekilde geceleyen kimse, olgun bir mümin değildir.”, “Komşuna iyilik yap, gerçek mümin olasın.”, “Cibril bana komşu hakkını o kadar çok tavsiye etti ki, neredeyse komşuyu komşuya vâris kılacak zannettim.” diyen Peygamber Efendimiz aslında bize hem yol gösteriyor hem de komşuluğun kutsallığına dikkat çekiyor. Hz. Ebubekir ise; “Kimin kötülüklerinden komşusu emin olmaz ise, o cennete giremez” sözüyle aslında cennete girmenin kolay yolunu da işaret etmiş oluyor.” ifadelerini kullandı. BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZİ ÖN PLANA ÇIKARACAĞIZ ͞můŬĞŵŝnjŝŶĚĞŒŝƔŝŬĐŽŒƌĂĨLJĂůĂƌŦŶĚĂŶ͕ĨĂƌŬůŦŬƺůƚƺƌůĞƌŝŶĚĞŶƵnjƵŶďŝƌLJŽůŬĂƚĞĚĞƌĞŬďƵƐŝƚĞLJĞŬĂĚĂƌƵnjĂŶĚŦŬǀĞďƵƌĂĚĂďŝƌĂŝůĞŽůĚƵŬ͘,ĂůŝLJůĞƐŦŬŦŶƨůĂƌŽůĂĐĂŬƨƌ͘͟ĐƺŵůĞůĞƌŝŶĞLJĞƌǀĞƌĞŶEĞǀnjĂƚĂLJŚĂŶƐƂnjůĞƌŝŶŝ ƔƂLJůĞƐƺƌĚƺƌĚƺ͗͞zĂŶůŦƔĂŶůĂŵĂůĂƌ͕ĞŬƐŝŬƵLJŐƵůĂŵĂůĂƌ ǀĞŐĞƌĞŬƐŝnjƚĂƌƨƔŵĂůĂƌLJĂƔĂŶĂĐĂŬƨƌ͖ĂŶĐĂŬƵŶƵƚƵůŵĂŵĂůŦĚŦƌŬŝĂŝůĞůĞƌĚĞďŝůĞƚĂƌƨƔŵĂƐŦnjďŝƌŚĂŌĂǀĞLJĂ ŐƺŶŐĞĕŵŝLJŽƌ͘ŝnjĞĚƺƔĞŶ͞7LJŝŬŽŵƔƵůƵŬLJĂůŶŦnjŬŽŵƔƵLJĂĞnjŝLJĞƚĞƚŵĞŵĞŬĚĞŒŝů͕ŬŽŵƔƵŶƵŶĞnjŝLJĞƚůĞƌŝŶĞ ĚĞŬĂƚůĂŶŵĂŬĚĞŵĞŬƟƌ͘͟ĂŶůĂLJŦƔŦŶŦŚĂLJĂƨŵŦnjĂƌĞŚďĞƌ ĞƚŵĞŬ͘zƂŶĞƟŵŽůĂƌĂŬďƵĚƂŶĞŵŝŵŝnjĚĞŐĞƌĞŬ ďĞůĞĚŝLJĞŵŝnjŐĞƌĞŬƐĞĚŝŒĞƌŬƵƌƵŵůĂƌůĂĂnjĂŵŝŝƔďŝƌůŝŒŝ ŝĕŝŶĚĞŽůĂĐĂŒŦnj͘<ŽŵƔƵůƵŬŐŝďŝĚĞŒĞƌůĞƌŝŶnjĂLJŦŇĂĚŦŒŦ ǀĞďŝƌĕŽŬŵĂŚƌĞŵŝŶƐĂŶĂůąůĞŵĚĞŬŽŶƵƔƵůŵĂLJĂ ďĂƔůĂŶĚŦŒŦĕĂŒŦŵŦnjĚĂďŝnjŝďŝnjLJĂƉĂŶĚĞŒĞƌůĞƌŝŵŝnjŝƂŶ ƉůĂŶĂĕŦŬĂƌĂĐĂŬĕĂůŦƔŵĂůĂƌŐĞƌĕĞŬůĞƔƟƌĞĐĞŒŝnj͘͟ YÖNETİM KURULU Nevzat Bayhan, Mustafa Petek, Fesih ^ĂLJĂƌ͕EƵƌŝdĞƉĞůƚĞƉĞ͕KƌŚĂŶbĞŶ͕^ĂůŝŚ <ĞŶĚŝƌ͕KŶƵƌĂů͕WŝƌĂŒĂzŦůŵĂnj͕EĂĐŝ hLJŵĂnj͕&ĞƚŚŝ<ĂƌĂĂƐůĂŶ͕DĂƌŝLJĞ^ĂƌŦĐŦ YEDEKLER DĞŶĚĞƌĞƐƌŦĐĂŶ͕DĞŚŵĞƚŝĕĞŬ͕ůƉĞƌ ŬĂůŦŶ͕,ĂƌƵŶzŝŒŝƩƺƌŬ͕^ĂǀĂƔĞůŝ DENETİM KURULU dĂŚŝƌƺLJƺŬŝnjŐŝ͕&ĂƚŵĂĞŵŝƌĂLJ͕^ŽŶĞƌ zŦůŵĂnj YEDEKLER ,͘ZĂŵĂnjĂŶŽnjĂŶ͕ŚŵĞƚdƺƌŬĞƌ
© Copyright 2024 Paperzz