Yangın Sigortası Vergisinde Beyan ve Tahsilat Karmaşası Melih ORCAN * Vergi Başmüfettişi (E. Maliye Başmüfettişi) 1- Giriş1 gayrimenkul mallar için yapılan yangın sigortaları dolayısıyla alınan primlerin “yangın sigortası vergisi”ne tabi olduğu belirtilmektedir. Mücavir alanlar içindeki menkul ve gayrimenkul mallara ilişkin yangın sigortası vergisi alınabilmesi için bazı belediye hizmetlerinin bu mahallere götürülmesi gibi bir şart yoktur. Yangın sigortası yaptırılan menkul veya gayrimenkulün belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunması yeterlidir. Yangın sigortası vergisinin konusu, sigorta şirketlerince menkul ve gayrimenkul mallar için yapılan yangın sigortaları dolayısıyla alınan primlerdir. Vergi bu primler üzerinden alınmaktadır. Yangın sigortası vergisi, Belediye Gelirleri Kanununda düzenlenmiş ve düzenleme uyarınca hasılatı da belediyelere bırakılmıştır. Verginin mükellefi sigorta şirketleridir ve sigorta şirketleri topladıkları bu vergiyi bir beyanname ile bildirirler. Sigorta şirketi beyannameyi hangi belediyeye veriyorsa vergiyi de o belediyeye ödemektedir. Dolayısıyla “yangın sigortası vergisi beyannamesi”nin kime verileceği konunun can alıcı noktasıdır. 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunundan önceki düzenlemede (kaldırılan 5237 sayılı Kanun) sadece binalar için yapılan sigorta muamelelerinden belediye payı alınmakta iken, bu kanunla kapsam genişletilmiş ve bu pay bir vergi olarak yeniden düzenlenmiş, yangına karşı sigorta ettirilen menkul mallar da vergi kapsamına alınmıştır. Vergi ile ilgili olan herkes bilir ki, beyana dayanan bir vergiye dair beyannamenin nereye verileceği ve kime ödeneceği vergi kanunlarında çok net hükümlere bağlanmıştır. Ancak, yangın sigortası vergisine ilişkin beyan ve tahsilat düzenlemeleri çok açıkmış gibi gözükse de işin doğası konuyu tartışmalı bir hale getirmiştir. Yangın sigortası vergisinin matrahı, yapılan yangın sigorta muameleleri dolayısıyla alınan primlerin tutarıdır. Bu matrah üzerinden yüzde 10 oranında yangın sigorta vergisi hesaplanacaktır. Bu oran kesin olarak Kanun ile tespit edildiğinden, belediyelerin veya meclislerinin bu miktarı azaltmaya veya çoğaltmaya yetkileri yoktur. Bu çalışmamızda, yangın sigorta vergisine ilişkin beyan ve tahsilat konusu, yaşanan sıkıntının kaynağına da inilerek irdelenmeye çalışılacaktır. Yangın sigortası vergisini, sigorta şirketleri ödemekle mükelleftir. Mükellefler bir ay içindeki vergiye tabi muamelelerini ertesi ayın 20. günü akşamına kadar bağlı bulundukları belediyeye bir beyanname ile bildirmeye ve hesaplanan vergiyi aynı sürede ödemeye mecburdurlar. Kanunda, beyannamelerin şekil ve muhtevası Maliye ve Ticaret bakanlıklarının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca tayin ve 2- Yangın Sigortası Vergisi Belediye Gelirleri Kanununda, belediye sınırları ve mücavir alanlar içindeki menkul ve *[email protected] 1 Bu yazıda yer alan görüşler tümüyle yazarına ait olup hiçbir şekilde yazarın görev yaptığı Kurum’un görüşü olarak değerlendirilemez. 10 Temmuz 2013, Yıl 13, Sayı 154 tespit olunacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda İçişleri Bakanlığınca yayınlanan 3 seri nolu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliği2 ile sigorta şirketlerinin bir ay içinde yaptıkları muamele ve tahsil ettikleri vergi miktarını bildirir beyannamenin şekil ve muhtevası tayin ve tespit edilmiştir. Sigorta şirketleri vergilendirme dönemi içinde iptal edilen yangın sigorta muamelelerine ait primleri, iptalin vuku bulduğu döneme ait matrahtan indirebilirler. belediyesi olacağına dair bir ibare yer almamaktadır. Mükelleflere (sigorta şirketlerine) sadece bağlı bulundukları belediyeye bir beyanname verme ve bu vergiyi ödeme yükümlülüğü getirilmiştir. Yani İstanbul’da bulunan bir sigorta şirketi, sigorta ettirilen menkul ve gayrimenkul mal Türkiye’nin neresinde bulunursa bulunsun tahsil ettiği yangın sigortası vergisini bağlı bulunduğu belediyeye bir beyanname bildirecek ve ödeyecektir. Kanunda yangın sigortası vergisini süresi içinde yatırmayan sigorta şirketleri için herhangi bir özel mali sorumluluk getirilmemiştir. Belediyelere ait vergi, resim ve harçlar 213 sayılı Vergi Usul Kanuna tabi olduğundan yangın sigortası vergisi hakkında da usule ilişkin olarak bu Kanun uygulanacaktır. Ancak bu verginin beyan edilmemiş olması durumunda bu tip bir vergi incelemesinin kimin tarafından yapılacağı halen bir muamma olarak durmaktadır.3 Ancak bu haliyle düzenleme Kanunun öngördüğü vergilendirme sistemine uymamaktadır. Çünkü bu durumda, sigorta şirketlerinin genellikle İstanbul’da bulundukları ve düzenlemede tahsil edilen yangın sigortası vergileri için belediyeler arasında herhangi bir dağıtım da öngörülmediği dikkate alındığında, Türkiye’nin çok büyük kısmında yer alan belediyelerin herhangi bir yangın sigortası vergisi tahsilatının olamayacağı aşikârdır. 3- Yangın Sigortası Vergisini Beyan Problemi Bu halin, düzenlemenin yapısına ve ruhuna aykırı olduğu açıktır. Yangın sigortası vergisi alınmasındaki amaç, belediyelerin yaptıkları yangından korunma masraflarına sigorta şirketlerinin iştirak ettirilmesini sağlamaktır. Bu sebeple, sigorta ettirilen menkul ve gayrimenkullerin bulunduğu yer belediyesine bu vergi ile bir ekonomik katkı yapılmalıdır. Belediye Gelirleri Kanununda, mükelleflerin yangın sigortası vergisi beyannamesini nereye verecekleri ve bu vergiyi kime ödeyecekleri aslında çok açık bir biçimde düzenlenmiştir. Kanunun “Beyan ve Ödeme”ye ilişkin 44. maddesinde; “Mükellefler bir ay içindeki vergiye tabi muamelelerini ertesi ayın 20’nci günü akşamına kadar bağlı bulundukları belediyeye bir beyanname ile bildirmeye ve hesaplanan vergiyi aynı sürede ödemeye mecburdurlar.” denilmektedir. Ne yazık ki Kanun gerekçesinde, yangın sigortası vergisine ilişkin beyannamelerin hangi belediyelere verilmesi gerektiği konusunda herhangi bir açıklık bulunmamaktadır. Kanun gerekçesinde söz konusu maddeye ilişkin olarak, “tasarının bu maddesi, mükelleflerin vergiye tabi muamelelerini bir beyanname ile hangi tarihte bildireceklerini ve vergiyi ne zaman ödeyeceklerini çözüme kavuşturmaktadır” denilmesi ile yetinilmiştir. Dolayısıyla düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, bir sigorta şirketi bir ay içinde tahsil ettiği yangın sigortası vergisini, kendisinin bağlı bulunduğu belediyeye bir beyanname ile bildirecek ve ödeyecektir. Madde de hiçbir şekilde bağlı bulunan belediyenin, sigorta ettirilen menkul ve gayrimenkullerin bulunduğu yer Birçok taraf madde metninde yer alan bağlı bulunan “belediyeden” maksadın, sigorta ettirilen menkul ve gayrimenkulün hudutları ve mücavir alanları içinde bulunduğu yer belediyesi olduğunu savunmaktadır. Yani yangın sigortası vergisi, sigorta şirketinin merkezinin bulunduğu yer belediyesine yatırılmamalı, sigorta ettirilen menkul ve gayrimenkullerin bulunduğu yer belediyesine yatırılmalıdır. 2 16.09.1981 tarih ve 17460 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 3 Melih ORCAN, “Belediyelere Ait Vergi, Resim ve Harçlarda Vergi İncelemesi Problemi”, İdari ve Mali Mevzuat Dergisi, Sayı 152, Mayıs 2013 11 Nitekim bu husus dava konusu olmuş ve Danıştay da verdiği bir kararında4; Kanundaki madde hükümlerinin bir arada incelenmesinden, belediye ve mücavir alan içindeki menkul ve gayrimenkul mallar için yapılan yangın sigortası dolayısıyla alınan primler üzerinden tahakkuk eden yangın sigortası vergisinin, sigorta şirketleri tarafından menkul ve gayrimenkulün bulunduğu yer belediyesine ödenmesi gerektiği sonucuna varmıştır. ve yargı mercileri yangın sigortası vergisi beyannamesinin nereye verilmesi ve kime ödenmesi gerektiği konusunda bir görüş birliğine varmış durumdadır. Bizim görüşümüz de, yangın sigortası vergisi beyannamesinin değil ama yangın sigortası vergisinin sigorta ettirilen menkul ve gayrimenkulün bulunduğu yer belediyesine ödenmesi gerektiği yönündedir. Öte yandan her ne kadar biz verginin tahsilatının sigorta ettirilen menkul ve gayrimenkulün bulunduğu yer belediyesine ait olması gerektiğini kabul etmekle birlikte bu verginin beyanının tüm bu belediyelere yapılmasının doğru ve adil olmadığını düşünmekteyiz. Çünkü bu haliyle konu çözüme kavuşturulmuş gibi dursa da aslında hala bir karmaşa halinde sorun önümüzde durmaktadır. Danıştay bir başka kararında5, yangın sigortası vergisinin büyükşehir belediyesince alınması gerektiği yönündeki idare mahkemesi kararını haklı bulmuştur. Ancak söz konusu kararda, menkul ve gayrimenkulün bulunduğu yer belediyesi değil de mükellefin bağlı bulunduğu yer belediyesi tartışma konusu edilmiş ve mükellefin bağlı bulunduğu yer bir büyükşehir belediyesine bağlı ise büyükşehir belediyesine bu verginin ödeneceğine hükmedilmiştir. Öncelikle, Kanunun lafzı açıktır ve beyannamenin nereye verileceği net bir şekilde düzenlenmiştir. Kanun açıkça “yangın sigortası vergisi beyannamesi”nin mükellefin bağlı bulunduğu belediyeye verilmesi gerektiğini düzenlemiştir. Tüm tarafların yani mükelleflerin, belediyelerin ve yargının bu düzenlemeyi Kanunun getiriliş amacına ve hakkaniyete uygun bulmaması, Kanuna aykırı olan bu uygulamayı meşru hale getiremez. Her ne kadar söz konusu yargı kararları arasında bir çelişki varmış gibi gözükse de tüm bu yargı kararlarında temel de bizim de katıldığımız bir mantık yatmaktadır. O da, Anayasanın 73. maddesinde de belirtildiği gibi vergi, kamu giderlerini karşılamak üzere ödendiğinden yangınla ilgili hizmetleri hangi belediye yürütüyor ise sözü geçen verginin de o belediye tarafından tahsil edilmesi gerektiğidir. Nihayetinde Kanun gerekçesinde de belirtildiği üzere, bu verginin amacı yangından korunma masraflarının paylaşılmasıdır. Dolayısıyla yangınla ilgili hizmeti menkul ve gayrimenkulün bulunduğu yer belediyesi yürüttüğünden bu belediyelerce, büyükşehir belediyesi olan yerlerde de bu hizmeti büyükşehir belediyesi yürütüyorsa büyükşehir belediyelerince bu vergi tahsil edilmelidir. Diğer bir sıkıntı da sigorta şirketlerinin her sigorta ettirilen menkul ve gayrimenkulün bulunduğu yer belediyesine her ay beyanname vermekle karşı karşıya kalmalarıdır. Türkiye de 2012 yılı sonu itibariyle bulunan belediye sayısı 2.950’dir.6 Her ne kadar bir sigorta şirketinin tüm belediyeler için her ay vergi konusu sigorta poliçesi düzenleme olasılığı çok olmasa da ortalama bir sigorta şirketinin her ay yüzlerce belediyeye beyanname düzenlediği ortadadır. Yüzlerce beyannamenin her ay verilmesi çok ciddi bir iş yüküdür. Yüzlerce beyannamenin her ay verilmesi aynı zamanda posta masrafları vs. gibi maddi anlamda da sigorta şirketlerine yüklenmiş çok büyük bir yüktür. Tarafımızca sigorta şirketleri nezdinde konunun araştırılması sonucunda, mükelleflerin beyannamelerini bağlı bulundukları belediyelere değil de sigorta ettirilen menkul ve gayrimenkulün bulunduğu yer belediyelerine verdiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla konuya taraf olan mükellefler yani sigorta şirketleri ile belediyeler Sigorta ettirilen menkul ve gayrimenkulün bulunduğu yer belediyesine beyanname veril- 4 Danıştay 9. Dairesi’nin 29/04/1988 tarih ve E. 1987/2505 K. 1988/1804 sayılı Kararı. 5 Danıştay 8. Dairesi’nin 05/05/1997 tarih ve E. 1995/2674 K. 1997/1486 sayılı Kararı. 6 Bu bilgi Türkiye İstatistik Kurumu web sayfasından alınmıştır. http://www.tuik.gov.tr/Gosterge.do?id=58995&metod=IlgiliGos terge 12 Temmuz 2013, Yıl 13, Sayı 154 mesi, beraberinde bir takım teknik sorunlar da getirmektedir. Örneğin Kanunda iptal edilen sigorta işlemlerine ilişkin gereksiz yere vergi ödenmemesi için bir hüküm getirilmiş ve sigorta şirketlerinin iptal edilen yangın sigorta muamelelerine ait primleri iptalin vuku bulduğu döneme ait matrahtan indirebilecekleri belirtilmiştir. Bu durumda, bir poliçe iptal edildiğinde sigorta şirketi bu primi, hangi beyannamede yer alan matrahtan indirim konusu yapabilecektir? Çünkü bir sigorta şirketi artık yüzlerce belediyeye yüzlerce beyanname vermektedir. Başka bir belediyeye verdiği beyannamede indirim konusu yapamaz aksi takdirde bu belediyenin tahsilatını azaltmış olur. Bu durumda sigorta şirketinin, o poliçeye ilişkin hangi belediyeye beyanname verdiyse o belediyeye verilecek yeni bir beyanname olmasını beklemesi gerekecektir. Belki de bu belediyeye hiç beyanname veremeyecek, bu primi indirim konusu yapamayacak, vergisini haksız yere yüklenmek durumunda kalacak, kanun koyucunun madde de yaptığı düzenleme ile öngördüğü ve madde gerekçesinde belirtilen “iptal edilen sigorta işlemlerine ilişkin gereksiz yere vergi ödenmemesi” gerçekleşmemiş olacaktır. vergilerinden elde edilen hasılatın ilgili belediyelere dağıtılması külfetine mükellefler değil beyannameyi kabul eden birim (ilgili kamu kurumu) katlanmalıdır. 4- Sonuç Mevcut düzenlemeye göre, bir sigorta şirketi bir ay içinde tahsil ettiği yangın sigortası vergisini bağlı bulunduğu belediyeye bir beyanname ile bildirip ödemesi gerekmektedir. Ancak fiili durumda, madde metninde yer alan bağlı bulunan “belediyeden” maksadın, sigorta ettirilen menkul ve gayrimenkulün hudutları ve mücavir alanları içinde bulunduğu yer belediyesi olduğu kanaatine varıldığından, sigorta şirketleri beyannamelerini bağlı bulunduğu belediyeye değil de menkul ve gayrimenkulün bulunduğu belediyeye yapmaktadırlar. Vergi, kamu giderlerini karşılamak üzere ödendiğinden yangınla ilgili hizmetleri hangi belediye yürütüyor ise sözü geçen verginin de o belediye tarafından tahsil edilmesi işin doğası gereğidir. Bu sebeple kanatimizce, uygulamanın vardığı sonuç doğrudur. Nihayetinde Kanun gerekçesinde de belirtildiği üzere, bu verginin amacı yangından korunma masraflarının paylaşılmasıdır. Sonuç olarak, beyannamelerin mükellefin bağlı bulunduğu belediyeye verilmesi yangın sigortası vergisinin getiriliş amacıyla çelişiyor olsa da beyannamenin sigorta ettirilen menkul ve gayrimenkulün bulunduğu yer belediyesine verilmesi de sistemsel bir çelişkidir. Ancak bu uygulama Kanunun lafzına aykırıdır ve pratikte başka sorunlar da doğurmaktadır. Sigorta şirketlerinin her sigorta ettirilen menkul ve gayrimenkulün bulunduğu yer belediyesine beyanname vermesi demek ortalama bir sigorta şirketinin her ay yüzlerce belediyeye beyanname vermesi demektir ki bu da ciddi bir iş yükü ve aynı zamanda maddi anlamda da sigorta şirketlerine yüklenmiş çok büyük bir külfettir. Kanaatimizce çözüm için kanun koyucunun bir değişikliğe gitmesi ve mükelleflerin (sigorta şirketlerinin) bir ay içindeki vergiye tabi muamelelerini bağlı bulundukları belediyeye (yahut ta organize etmesi amacıyla Maliye Bakanlığına) bir beyanname ile bildirmesi ve bu beyannameye o ay içinde sigorta ettirilen menkul ve gayrimenkulün bulunduğu yer belediyeleri ile prim miktarlarını gösterir bir listeyi eklemesidir. Beyannamede yer alan yangın sigortası vergilerinden elde edilen hasılatın, beyanname eki listede yer alan ilgili belediyelere dağıtılması da beyannameyi kabul eden birimce yapılmalıdır. Kanaatimizce mükelleflerin bir ay içindeki vergiye tabi muamelelerini bağlı bulundukları belediyeye (yahut başka bir kamu birimine) bir beyanname ile bildirmesi ve bu beyannameye o ay içinde sigorta ettirilen menkul ve gayrimenkulün bulunduğu yer belediyeleri ile prim miktarlarını gösterir bir listeyi eklemesi en uygun çözüm olacaktır. Yangın sigortası vergilerinden elde edilen hasılatın dağıtılması mükelleflerce değil de beyannameyi kabul eden birimce yapılması her paydaş için daha makul bir uygulama olacaktır. Bu beyannamenin verilmesi sorumluluğundan başka bir iş yükü ile maddi külfetin mükelleflere yüklenmesinin doğru olmadığını düşünmekteyiz. Bu sebeple, yangın sigortası 13
© Copyright 2024 Paperzz