Nisan 2013, Yıl 13, Sayı 151 Belediyeler Ruhsat Vermekle Görevli Olmadığı İşyerleri İçin İşyeri Açma İzni Harcı Alabilirler Mi?1 Melih ORCAN * Vergi Başmüfettişi (E. Maliye Başmüfettişi) 1- Giriş Kimi iş yeri sahipleri işyeri açma izni harcının varlığını ilk defa belediye memurlarının yaptığı yoklamalarda ve akabinde bu harcın belediyeler tarafından kendilerinden talep edilmesinde duymaktadırlar. Oysa hali hazırda birçok meslek dalı için işyeri açma ruhsatları, belediyeler tarafından değil başka kamu kurum ve kuruluşları ya da meslek kuruluşları tarafından verilmekte, dolayısıyla bu işyeri sahipleri iş yeri açma izni konusunda belediyeler ile muhatap olmamaktadırlar. Hali hazırda birçok mesleğin meslek odası, kendi mensuplarının bu harcı ödemek zorunda olmadıklarına dair üyelerini uyarmakta ve bu harcın ödenmemesini teşvik etmektedirler. Bu sebeple, tüm tarafların görüşünün ortaya konularak konunun mahiyetinin, sorunun kökeninin ve yasal alt yapısının irdelenmesinin yaşanan tartışmaya olumlu katkı yapacağını düşünmekteyiz. 2- Meslek Odalarının Görüşü Üyeleri iş yeri açmak için belediyelerden ruhsat almaya ihtiyacı olmayan birçok meslek odası, bu konuda benzer yaklaşım sergilemektedirler2; “… Yapmış olduğunuz tebligatta da işyeri açma izninin alınması ve bu harcın yatırılması istenmektedir. Ancak; 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki Kanun ve ilgili mevzuata göre eczane açılması, ruhsatlandırılması, işletilmesi, denetimi, uyulacak ve uygulanacak esasların belirlenmesi Sağlık Bakanlığı’nın yetki ve denetimindedir. Dolayısıyla kanun gereği eczanelerin belediyelerden işyeri açma izni alma zorunluluğu olmayıp, işyeri açma izni harcı yatırmaları da gerekmemektedir.” Odalar konuyu yargı mercilerine de taşımışlardır. Bu davalarda, meslek odaları bu harcın belediyeler tarafından talep edilmesini işin özünde şu gerekçe ile reddetmektedirler; "İşyeri açma izni harcı" düzenlemesi, verilen ruhsatın ve yine ruhsat verilirken sunulması gereken bir hizmetin/işin karşılığı olarak düşünülüp öngörülmüştür. Belediyelerden bu yönde bir hizmet almaksızın harç ödemek genel hukuk ilkelerine ve yasaların düzenlenme amaçlarına aykırı düşmektedir. İşyeri açma izni harcı alınmasına ilişkin işlemin kanuni dayanağı 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 81 inci maddesidir. Söz konusu madde de, "Belediye sınırları veya mücavir alanlar içinde bir işyerinin açılması "İşyeri Açma İzni Harcına" tabidir." hükmü yer almaktadır. Alınacak harcın miktarı da aynı Kanunun 84. maddesinde belirlenmiştir. Kanunun bu hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak da, Belediye Gelirleri Kanunun Çeşitli Harçlarla İlgili Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik1 yayınlanmıştır. Birçok meslek odasının, iş yeri açmak için belediyelerden ruhsat almaya ihtiyacı olmayan üyelerinin belediyelere işyeri açma izni harcını vermemeleri hususunda mücadele etmekte olduğu görülmektedir. Bu hususa ilişkin olarak kimi zaman Maliye Bakanlığına görüşler sorulmuş ve muktezalar alınmış kimi zamanda konu Danıştay’a taşınmış ve Danıştay da çeşitli kararlar vermiştir. *[email protected] 1 21.08.1981 gün ve 17435 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 2 29 http://www.teis.org.tr/arsiv/Haberler39c2.html@news=93.html 3- Maliye Bakanlığı’nın Görüşü ri için işyeri açma izni harcı ödenmesi gerektiği hakkında karar vermiştir4; Maliye Bakanlığı bu konuda vermiş olduğu bir mukteza3 ile görüşünü şöyle açıklamaktadır: “… 1580 sayılı Belediye Yasasının 15. maddesinin 3. fıkrasında doğrudan belediyelerden alınacak işyeri açma izni ile açılabilecek işyerleri sayılmıştır. “2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 81 inci maddesinde "Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bir işyerinin açılması İşyeri Açma İzni Harcına tabidir." hükmü yer almaktadır. Açılma izinleri ve faaliyetlerinin denetimi özel kanunlarına göre yürütülen işyerlerinin, özel kanunlarında belirtilen mercilerden aldıkları izinler yeterli olup, ayrıca belediyeden işyeri açma ve çalışma izni almalarına gerek yoktur. Maddenin tetkikinden de görüleceği üzere, maddenin başlığı dahi işyeri açma harcından değil, İşyeri Açma İzni Harcından bahsetmektedir. Maddede açıklıkla belirlendiği üzere, herhangi bir işyerinin açılması hususunda alınması gerekli izin (ruhsat) nedeniyle harç ödenmesi söz konusudur. Ancak, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Yasasının 81. maddesi uyarınca, belediye sınırları veya mücavir alanları içinde açılacak tüm işyerlerinin belediyelere işyeri açma izin harcı ödemeleri gerektiği kuşkusuzdur. Nitekim Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararları da bu yöndedir.” Bu durumda, belediyenin ruhsat vermekle görevli olmadığı bir işyeri için, ruhsat harcı veya "İşyeri Açma İzni Harcı" alması yasaya göre mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan, avukatlık bürolarının işyeri açma izni harcına tabi olmayacağı hakkında vermiş olduğu bir kararda konu şu şekilde ele alınmıştır5; Bu itibarla belediyenin, ruhsat vermekle görevli olduğu işyerleri için vereceği izin (ruhsat) nedeniyle "İşyeri Açma İzni Harcı" alması, muayenehane, sağlık kabini gibi ruhsat vermekle görevli olmadığı bir işyeri için ise ruhsat harcı veya "İşyeri Açma İzni Harcı" almaması gerekmektedir.” “… İçişleri Bakanlığınca çıkarılan "İşyeri Açma İzni Harcı" konulu 4.9.2000 tarih ve 48119 sayılı Genelge ve buna dayanılarak tesis edilen işlemlerin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Danıştay Dokuzuncu Dairesi kararı, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığınca temyiz edilmektedir. Bu davanın konusunu oluşturan genelgenin, Ankara Barosu Başkanlığınca açılan davada da iptali istenilmiş ve Danıştay Dokuzuncu Dairesince davanın reddi yönünde verilen 9.12.2004 günlü ve E: 2000/6986, K: 2004/6517 sayılı karar Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 27.1.2006 günlü ve E: 2005/128, K: 2006/1 sayılı kararıyla; avukatlık bürolarının açılması veya çalıştırılması hususunda belediyelerin izin verme veya kapatma yetkisinin bulunmadığı, harcın belirli bir kamu hizmeti karşılığı alınmasının esas olduğu, söz konusu genelgede yer alan "kendi meslek kuruluşlarından izin alan iş sahiplerinin de belediyelere ayrıca 'İşyeri Açma İzni Harcı' ödemeleri" gerektiği yolundaki düzenlemenin hukuken avukatlara uygulanması mümkün olmadığından avukatlar yönünden iptali gerektiği, bu nedenle genelgenin ve bu genelgeye dayanılarak baroya gönderilen işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Daire kararında isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuş olup, söz konusu genelge ve bu genelgeye dayanıla- Maliye Bakanlığına göre; harcın istendiği unsur işyeri açmak değil iş yeri açma iznidir. Öyleyse, bir belediyenin herhangi bir işyerinin açılması hususunda izin verme yetkisi yoksa o işyeri için "İşyeri Açma İzni Harcı" alması da yasaya göre mümkün değildir. 4- Danıştay’ın Görüşü Maalesef Danıştay’ın bu konuda net bir görüşü olduğunu söylemek mümkün değildir. İşyeri açma ruhsatını belediyelerden almasa dahi, işyeri açma izni harcının ödeneceğine örnek teşkil edecek birçok Danıştay kararı bulunmaktadır. Bu kararlara örnek olarak; “Eczane açabilmek için 6197 sayılı Yasa uyarınca Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’ndan izin alınmasının yeterli bulunduğu, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Yasası uyarınca da belediyelere işyeri izin harcı ödenmesi gerektiği …”ne dair Danıştay Sekizinci Dairesinin E. 1987/239 K. 1987/644 sayılı kararı gösterilebilir. Nitekim Danıştay 8. Dairesi bir başka kararında konunun bütününü değerlendirmiş ve belediye sınırları içinde ve mücavir alanları içinde açılacak tüm işyerle- 4 Danıştay 8. Dairesinin 30.09.1998 tarih ve E. 1996/2672 K. 1998/2855 sayılı Kararı 5 Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 16.06.2006 tarih ve E. 2006/74 K. 2006/155 sayılı Kararı 3 07.04.2000 tarih ve B.07.0.GEL.0.66/6610-58/15906 sayılı Maliye Bakanlığı Muktezası 30 Nisan 2013, Yıl 13, Sayı 151 rak Türkiye Barolar Birliği Başkanlığına gönderilen işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yönünde verilen bu kararın da belirtilen karara uygun bir karar verilmek üzere bozulması gerekmektedir.” Kanunun bu hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak çıkarılan Yönetmeliğin 10 uncu maddesi; “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bir işyeri açmak İşyeri Açma İzni Harcına tabidir. Bu harcın uygulanmasında işyeri; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane, fabrika, şube, depo, otel, kahvehane, eğlence, dinlenme ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai, zirai ve mesleki bir faaliyetle başka bir iş ve girişimin yapılmasına ayrılan ya da bu faaliyet, iş ve teşebbüslerde kullanılan yerlerdir.” demektedir. 13 üncü maddesinde ise “Belediye sınırları veya mücavir alanlar içinde yeni bir işyeri açacak olan veya mevcut işyerindeki faaliyet türünü değiştirmek isteyen gerçek veya tüzel kişiler, işyerini faaliyete geçirmeden önce belediyeye, işyerine ait bilgileri içeren bir beyanname vermeye ve hesaplanacak harç miktarını ödemeye mecburdurlar.” hükmü yer almaktadır. 5- Değerlendirme Konuya farklı bir açıdan yaklaşan Maliye Bakanlığının görüşü, meslek odalarının görüşünü destekler niteliktedir. Maliye Bakanlığı, belediyelerin ruhsat vermekle görevli olduğu işyerleri için vereceği izin (ruhsat) nedeniyle "İşyeri Açma İzni Harcı" alması, muayenehane, sağlık kabini gibi ruhsat vermekle görevli olmadığı bir işyeri için ise ruhsat harcı veya "İşyeri Açma İzni Harcı" almaması gerektiğini belirtmektedir. Bu görüşünün temel dayanağı, harcın istendiği unsurun işyeri açmak değil iş yeri açma izni olduğudur. Oysaki bu görüş maalesef yanlıştır ve doğrusu bunun tam tersidir. Maliye Bakanlığı, harcın istendiği unsur işyeri açmak değildir dese de Kanun metninden de anlaşılacağı üzere harcın istendiği unsur işyeri açmaktır. Madde metni çok açıktır ve "Belediye sınırları veya mücavir alanlar içinde bir işyerinin açılması "İşyeri Açma İzni Harcına" tabidir." demektedir. Bakanlığın görüşünün tam tersine harcın istendiği unsur iş yeri açma izni değil iş yeri açmaktır. 10.08.2005 tarih ve 25902 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin 2’nci maddesinde, bu Yönetmeliğin sıhhi ve gayrisıhhi işyerleri ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin ruhsatlandırılması ve denetlenmesine dair iş ve işlemleri kapsadığı belirtilmekte ve aynı Yönetmeliğin 13.04.2007 tarih ve 26492 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren değişik 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında ise, "Yetkili idarelerden usulüne uygun olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan işyeri açılamaz ve çalıştırılamaz. İşyerlerine bu Yönetmelikte belirtilen yetkili idareler dışında diğer kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili meslek kuruluşları tarafından özel mevzuatına göre verilen izinler ile tescil ve benzeri işlemler bu Yönetmelik hükümlerine göre ruhsat alma mükellefiyetini ortadan kaldırmaz. İşyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan açılan işyerleri yetkili idareler tarafından kapatılır." denilmektedir. Her ne kadar Maliye Bakanlığının değerlendirmesine katılmasak ta meslek odalarının değerlendirmesinde haklılık payı olan noktalar vardır. İşyeri açma izni harcı alınmaması konusunda hem Maliye Bakanlığı hem meslek odaları aynı sonuca varıyor olsalar da meslek odaları belediyelerin ruhsat vermek veya bu konuda herhangi bir hizmet vermeksizin harç almalarını doğru bulmamaktadırlar. Bilindiği gibi harç, bazı kamu kuruluşlarının sundukları kamusal hizmetlerden yararlananların bu yararların belli bir bedeli olarak ödedikleri karşılıklardır. Nihayetinde harç ödemek için belli bir hizmetten yararlanmak gerekir. Yukarıda belirtilen yönetmelik düzenlemelerinden de anlaşılacağı üzere bu düzenlemeler ile belediye sınırları içinde bir iş yeri açmak bir bedele bağlanmıştır. Bu bedelin adının harç olması mevzuattın neyi tahsil etmek istediği gerçeğini değiştirmemektedir. Tüm bu düzenlemeler, çok açıkça belediye sınırları içinde yeni bir iş yerinin açılmasının veya mevcut işyerindeki faaliyet türünün değişmesinin harca bağlandığı üzerinedir. Kanaatimizce Danıştay’ın bu konuda farklı kararlar vermesinin sebebi de aynı çelişkiden doğmaktadır. Eğer kanunun lafzına bakılır ve harcın istendiği unsur iş yeri açma izni değil iş yeri açmaktır deniliyorsa belediyelerin harç talep etmesini normal karşılamak gerekir. Öte yandan eğer talep edilen bedelin adı harç ise, karşılığında belediyenin bir hizmeti olmalı, belediyenin bir hizmeti yoksa o zaman harç adı altında bir bedel talep edilmemelidir. Belki, mevcut tartışmayı kısa sürede sonlandıracak şekilde sorun, Maliye Bakanlığı muktezasındaki yanlış hukuksal yorumla değil ancak mevzuatta yapılacak düzenlemeler ile çözülebilir. Başlangıç noktası olarak ta kanun koyucunun bu konuyu netleştirmesi gerekmektedir. Eğer kanun koyucu sadece belediyelerin ruhsat verdiği iş Kanun metninde anlaşılmayan/yanlış anlaşılan bir husus olup olmadığını anlamak için, konuya ilişkin olarak yönetmelik düzeyinde yapılan düzenlemelere de bakılmasında fayda vardır. 31 yerleri için iş yeri açma izni harcı alınmasını istiyorsa, kanun madde metninde harcın istediği unsur “bir işyerinin açılması” şeklinde değil de “iş yeri açılması için izin talebi” şeklinde düzenlenmesi yerinde olacaktır. Eğer kanun koyucu belediye sınırları içinde herhangi bir iş yeri açılmasını bir bedele bağlamak istiyorsa, maddenin düzenlemesini “iş yeri açma izni harcı” olarak değil de bir harç mahiyetinde olmaksızın düzenlemesi gerekmektedir. ve kanundan doğan bir harç alınması da mevzuat açısından engellenememiştir. Dolayısıyla sorunun çözümü; mevcut “iş yeri açma izni harcı”na ilişkin mevzuat düzenlemelerini değiştirmek değil, iş yerlerinin tümüne yukarıda belirtilen hususlarda belediyeler tarafından ruhsat verilmesi ve belediyeler tarafından belediye sınırları içinde açılan tüm iş yerleri için iş yeri açma izni harcının tahsiline devam edilmesi olmalıdır. Bizim sorunun kökenine ilişkin düşüncemiz konunun başlangıç noktasının hatalı olduğu yönündedir. Şöyle ki; bazı düzenlemelerle bir takım iş yerlerini açabilmek için ruhsat verilmesine dair düzenlemeler yapılırken bu iş yerlerine belediyelerden iş yeri açma ve çalışma ruhsatı alma muafiyeti getirilmesi sorunun başlangıç noktası olmuştur. Dolayısıyla bir mesleğe ilişkin iş yeri açma izni, belirlenmiş bir kamu ya da mesleki kuruluşun yetkisinde olunca belediyelere iş yeri açılışında gerek kalmadığı düşünülmüştür. 6- Sonuç “Belediyeler, ruhsat vermekle görevli olmadığı işyerleri için işyeri açma izni harcı alabilirler mi?” sorusunun cevabı, çok sayıda tarafın konuya tek boyutlu ve kendi açılarından bakmaları sebebiyle karmaşık ve tartışmalı hale gelmiştir/getirilmiştir. Özünde tarafların hepsi hem haklı hem de haksızdır. Bir taraf kanunun lafzına bakıldığında, harcın istendiği unsur iş yeri açma izni değil iş yeri açmaktır, belediyelerin harç talep etmesini normal karşılamak gerekir demektedir. Öte yandan diğer taraf ta eğer talep edilen bedelin adı harç ise, karşılığında belediyenin bir hizmeti olmalı, belediyenin bir hizmeti yoksa o zaman harç adı altında bir bedel talep edilmemelidir demektedir. Yargı ve idare de ne yazık ki tarafların kendi açılarından bakıldığında haklı olan bu görüşlerin arasında sıkışıp kalmış ve konuya bir çözüm getirememiştir. Örneğin avukatlar, bürolarını 1136 sayılı Avukatlık Kanunu çerçevesinde açmaktadırlar. Verilen bu ruhsat mesleğin yeterliliğine ilişkindir. Diğer yandan, 3572 sayılı İşyeri Açma Ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun6’da, bu kanunun 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca açılan avukatlık bürolarına uygulanmayacağı düzenlenmiştir. Böylece bu işyerleri için belediyelerden işyeri açma ruhsatı almalarına gerek kalmamıştır. Ancak belediyelerin iş yeri açma konusunda ruhsat verirken dikkat ettikleri nokta, bu işyerlerinde daha iyi avukatlık yapılıp yapılmayacağı yani mesleklerinde yeterliliğin sağlanmış olup olmadığı değil insan sağlığı, çevre kirliliği, yangın, patlama, genel güvenlik, iş güvenliği, işçi sağlığı, trafik ve karayolları, imar, kat mülkiyeti ve doğanın korunması gibi hususların değerlendirilmesi ve denetlenmesidir. Dolayısıyla mesleklerinde yeterli sayılarak bir iş yeri açan avukatların büroları, belediyeler bakımından mesleklerin yeterlilikleri açısından değil ama iş güvenliği, insan sağlığı, çevre, imar gibi konularda değerlendirilmemiş, denetlenmemiş ve bu kapsamda bir izin verilmemiş durumdadır. Bir mesleğin yeterliliği için meslek mensuplarına daha önce ruhsat verildiği gerekçesiyle, belediyeler tarafından bir iş yeri açılışında yapılması gereken bu hizmetin gerekmediğini düşünmek son derece yanlış bir bakış açısıdır. Sonuç olarak tartışma özünü kaybettiği için sonuçsuz kalmıştır. Bu haliyle belediyeler harç talep etmeye, bazı iş yerleri ve meslek odaları da ödememeye devam edeceklerdir. Sonuç olarak, bu iş yerlerine belediyelerden iş yeri açma ve çalışma ruhsatı alma muafiyeti getirilmesi ile her ne kadar belediyelerden bu hizmetin alınması gerekmez hale gelse de bu iş yerlerince iş yeri açmaktan kaynaklı Belediyelerin de iş yeri açma izni verirken yukarıda yer alan hususların kontrolünü iyi yapması gerekir. Böylece tüm kesimleri ile toplumun bu kontrollerin iyi birer uygulama olduğuna inanması halinde bu tartışmaların devam etmeyeceği söylenebilir. Aksi halde “sen bana para ver” – “ben sana niye para vereyim” gerçeğinin ve tartışmasının hep devam edeceği aşikârdır. Çözüm, işin esasının özüne kavuşturulmasında yatmaktadır. Çözüm; özel düzenlemelerle bazı iş yerlerinin ruhsatlandırılmasına ilişkin düzenlemeler yaparken bu iş yerlerine belediyelerden iş yeri açma ve çalışma ruhsatı alma muafiyeti getirilmemesi; iş yerlerinin tümünün insan sağlığı, çevre kirliliği, yangın, patlama, genel güvenlik, iş güvenliği, işçi sağlığı, trafik ve karayolları, imar, kat mülkiyeti ve doğanın korunması gibi hususlarda belediyeler tarafından kontrol edilmesi, değerlendirilmesi ve buna uygunsa ruhsat verilmesi; belediyeler tarafından belediye sınırları içinde açılan tüm iş yerleri için de iş yeri açma izni harcının tahsiline devam edilmesidir. 6 17.06.1989 gün ve 20198 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 32
© Copyright 2024 Paperzz