Çalışanların Bireysel Özelliklerinin İş Tatmini Üzerindeki Etkileri: Bir

Çalışanların Bireysel Özelliklerinin İş Tatmini Üzerindeki Etkileri: Bir
Kamu Bankası Örneği
The Effects of Employees’ Individual Characteristics on Job Satisfaction:
A Public Bank Case
Mehmet Merve ÖZAYDIN
Ömer ÖZDEMİR
Gazi Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Ankara, Türkiye
[email protected]
TCZB Müfettişi, Marmara Üniversitesi
Uluslararası İktisat Bölümü
İstanbul, Türkiye
[email protected]
Özet
Günümüz üretim ilişkilerinde rekabetin çalışanlar boyutunda artan önemi,
çalışan ve iş arasındaki uyumun daha da önem kazanmasına neden olmuştur. Çalışanın
yaptığı işten duyduğu memnuniyeti ifade eden iş tatmini, çalışanın iş ortamında maddi
ve manevi doyumunu sağlayarak hem kendisi hem de örgütü için bir hedef haline
gelmiştir. İnsan kaynaklarının en önemli girdi ve belirleyici olduğu hizmetler
sektöründe, işin özellikleri ile çalışanın bilgi, beceri ve yetenekleri arasında tatmine
dayalı bir ilişkinin kurulması, bireysel ve organizasyonel başarının belirleyicisi
durumundadır. İleri teknoloji kullanımı, kaliteli hizmet üretme ihtiyacı ve rekabet
boyutuyla hizmetler sektörünün önemli bir üyesi olan bankacılık sektöründe çalışanların
tatmini büyük önem kazanmaktadır. Bu araştırmada, banka çalışanlarının sahip olduğu
(yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim düzeyi, şubede/genel müdürlük biriminde çalışma
durumu, unvan, hizmet süresi, ailede başka bankacı olup olmaması durumu, geleceğe
dair beklentilerden oluşan) bireysel faktörlerin iş tatminine etkisinin araştırılması
amaçlanmıştır. Bir kamu bankası özelinde yapılan alan araştırması sonucunda; banka
personelinin tatmin düzeyinin çeşitli bireysel faktörlerden etkilenerek değiştiği
belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: İş tatmini, Bankacılık, Minnesota İş Tatmini Ölçeği
Abstract
The raising importance of rivalry between the employees in the relations of
production nowadays, makes the adaptation between worker and work more
substantial. The job satisfaction which expresses the employee’s contentment about
his/her job becomes a target for the employee and also for the firm based on the
provided material/ moral satiety. In the services sector which consists of human
resources as itsmost leading and determinant input, building a relationship between the

Bu makale Ömer Özdemir tarafından Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri
Anabilim dalında, Yrd.Doç.Dr.Mehmet Merve ÖZAYDIN danışmanlığında hazırlanan “Kamu Bankası Çalışanlarının İş Tatmin
Düzeyinin Ölçümü: T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Örneği” isimli yüksek lisans tezinden yaralanılarak hazırlanmıştır.
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
specialties of work and intelligence, skills and abilities of workers depending on job
satisfaction is decisive for individual and organizational success also. In the banking
sector which is a crucial member of services sector because of the dimensions of the
usage of high technology, the need of quality services production and the competition,
satisfaction of employees becomes significant. This study aims to investigate the effects
of individual factors (age, gender, marital status, education level, operating status of
branch/operating status of head office, title, service time, the existence or nonexistence
of other bankers in the family, expectations for the future) on job satisfaction. In the
consequence of a field work about a public bank, it’s found out that the level of bank
personnel’s job satisfaction is changed by the effect of individual factors.
Key Words: JobSatisfaction, Banking, Minnesota Satisfaction Questionaire (MSQ)
1. Giriş
Çalışma hayatı bireylerin genellikle çalışan rolleriyle dahil oldukları, zihinsel ve
bedensel etkinliklerini gerçekleştirdikleri sosyal bir ortamdır. Çalışma eylemi, gerek
içinde geçirilen zamanın insan hayatındaki göreli ağırlığı, gerekse de yaşamını
sürdürecek geliri elde ettiği bir alan olması nedeniyle birey ve içinde bulunduğu toplum
için büyük önem taşır. Bireyin bilgi, beceri ve yetenekleri ile üretken bir yapıya
dönüştüğü bu alan, birey, iş organizasyonları ve toplum üzerinde önemli ekonomik ve
sosyal etkilere sahiptir.
Sanayi toplumunun geleneksel örgüt kuramı içinde insanı makinanın bir parçası
olarak gören ceza, otorite, denetim, disiplin ve hiyerarşi gibi yönetim uygulamaları,
bilgi toplumu dinamikleri içinde geçerliliklerini önemli ölçüde kaybetmiştir. Bilgi
toplumunda işin yaratıcılığı, yenilikçiliği, çalışanı işe motive eden, sorumluluk veren ve
çalışanın kendisini gerçekleştirmesine önem veren bir yönetim anlayışının önem
kazandığı görülmektedir(Zencirkıran,2005:22). Dünya üzerinde büyük fabrikalara
dayalı üretimin, ağır sanayinin hâkimiyetindeki sermaye hareketinin giderek hizmetlere
dayalı ekonomiye ve daha sonra da bilgiye dayalı ekonomiye geçmesi, post-endüstriyel
döneme geçisin ifadesidir. Teknolojinin pek çok işin yapılış şeklini değiştirmesi,
kendisini yeniliklere uyduran ve geliştiren işgücünün önem kazanmasına neden
olmuştur(Keser,2003:38). Sundukları hızlı, güvenilir ve kaliteli hizmetler ile piyasalar
nezdinde marka değerleri yükselen bankaların, karlılıklarını ve itibarlarını
arttırabilmeleri, müşterilere genellikle yüz yüze hizmet veren çalışanlarının iş tatminiyle
doğrudan ilgidir. Her geçen gün etkisini daha da arttırdığı kabul edilen teknoloji ve
internet devrimiyle birlikte insanoğlunun bilgiye ulaşımı kolaylaşmış, dolayısıyla da
özünde kurumsal kredi müesseseleri olan bankaların kredi ve diğer hizmetlerinin
çeşitliliği, kalitesi ve fiyatları arasında müşterilerin kıyaslama yapabilme imkanı
oldukça genişlemiştir. Bu süreçte iş tatmin düzeyi yüksek olan çalışanların, müşterilere
daha ilgili davranacakları ve daha kaliteli hizmet sunabileceği kabul edildiğinde, iş
tatminiyle ilgili hususların banka yönetimlerince göz ardı edilmemesi gerektiği
aşikârdır. Bu çalışmada bir kamu bankası personelinin sahip olduğu bireysel faktörlerin
iş tatmin düzeyi üzerindeki etkisinin ölçülmesi amaçlanmıştır.
2. Kavramsal Çerçeve
Günümüz bilgi toplumuna damgasını vuran değişme ve gelişmelerin en
önemlisi, toplumsal ve siyasal yaşamda olduğu gibi, ekonomi ve yönetim alanında da
insan faktörünün ön plana geçmesidir. Bilginin oluşumu ve kullanımının çok önem
kazandığı günümüzde tüm çalışanların aynı amaca yönelmesi, hedefin çalışan (iç
İşletme Araştırmaları Dergisi
252
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
müşteri) ve müşteri (dış müşteri) tatmini olması gerekliliği işletmeleri yeniden
yapılanmaya zorlamaktadır. Çalışanların ve müşterilerin tatmini üzerine kurulmuş
misyonların ve buna bağlı geliştirilmiş stratejilerin işletmelerin yaşamını sürdürmesinde
elzem olduğu artık anlaşılmakta ve bu nedenle tüm çalışanların yönetim süreçlerine
katılmaları teşvik edilmektedir(Akıncı, 2002:2). Bu yönetim tekniklerinden biri olan iş
tatmini, temelini güdülenme araştırmalarının oluşturduğu ve motivasyon, performans,
örgüt bağlılığı ve yaşam doyumu üzerindeki etkileri ile birçok yönetsel alanı doğrudan
etkileyen özelliklere sahiptir. Bu bölümde iş tatminine ilişkin kavramsal çerçeve ve iş
tatminini etkileyen faktörler üzerinde durulacaktır.
2.1. İş Tatmini
Hizmet işletmelerinin en önemli girdilerinden birisi, insan kaynaklarıdır. İnsan
kaynakları, örgütte istihdam edilen ve örgütsel hedefler yönünde bilgi ve becerilerini
kullanan kişilerden oluşmaktadır. Gerek işgücü maliyetlerinin büyüklüğü, gerekse de
çalışanların örgütsel etkinlik açısından oynadıkları rollerin önemi, yöneticileri, çalışan
tatmini konusuna daha duyarlı hale getirmiştir. İşletmelerin sahip oldukları üretim
yapısı, teknoloji kullanım düzeyi, biçimi ve mülkiyeti ne olursa olsun; çalışanların
örgütün amaçları yönünde hareket ettirememesi, başarısızlığı beraberinde getirecektir.
İnsan kaynakları, tüm örgütlerin temel ve belirleyici girdisidir. Bir işletmenin başarısı,
mevcut insan kaynaklarını amaçlar yönünde, istekli biçimde harekete geçirmesine
bağlıdır(Tengilimoğlu, 2005:29).
Batı dillerinde “yeterli” anlamındaki Latince “satis” sözcüğünden gelen sözcüklerle
ifade edilen “tatmin” kavramı, sözlük anlamı itibariyle “istenen bir şeyin
gerçekleşmesini
sağlama,
gönül
doygunluğuna
erme,
doyum”
olarak
tanımlanabilmektedir(TDK, 2012).
İş ile insan arasındaki ilişkiden doğan “iş tatmini” (veya iş doyumu) kavramıyla
ilgili olarak da literatürde çok sayıda ve farklı açılardan yapılmış tanımlar
bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı aşağıda yer almaktadır: İş tatmini, işgörenlerin
işlerinden duydukları hoşnutluktur. İş tatmini, işin özellikleriyle işgörenlerin istekleri
birbirine uyduğu zaman gerçekleşen ve işgörenin işinden hoşnutluk duymasını
belirleyen bir olgudur(Akıncı, 2002:2-3). İş tatmini, bireyin, işi olumlu ve zevk veren
bir duygu olarak değerlendirmesinin bir sonucudur (Davis, 1988:96). İş tatmini, “bir
bireyin bilinçli veya bilinçsiz olarak elde etmek istediği şey” olarak tanımlanan
“değer”lerinin bir fonksiyonudur. İş hayatında doyurulan/elde edilen “değerlerin önem
derecesi” ne kadar yüksekse iş tatmini de o kadar yüksek olacaktır (Wagner,
Hollenbeck, 2010:138). Dolayısıyla işletmenin en önemli kaynağı haline gelmeye
başlayan personelin motivasyonunun ve iş tatmin düzeyinin yüksek tutulması hususu,
çağdaş yönetim tarzını benimseyen işletmelerin İnsan Kaynakları departmanlarının asli
görevleri arasında bulunmaktadır.
İş tatmini, bireysel açıdan içsel ve dışsal doyum olmak üzere iki şekilde ortaya
çıkmaktadır. Ücret; ekonomik ödüller gibi çalışmanın sonucunda elde edilen doyum
“dışsal doyum”; başarma duygusu gibi çalışma sırasında hissedilen doyum ise “içsel
doyum” olarak ifade edilmektedir(Deniz, 2005:311). İş tatmini kişiden kişiye değişen
bir özellik gösterir. Bu da kişinin değerlerine ve değerlerinin önem derecesine göre
değişir. Örneğin bir kişi için yükselme olanakları birinci planda doyum sağlarken diğer
bir kişi için ücret birinci planda olabilmektedir. İş yaşamında istediği işi yapan,
ihtiyaçlarını karşılayacak ücreti alan, istediği olanak ve koşulları kısmen de olsa bulan,
gereksinimlerinin çoğunu karşılayan bir işgörenin kuşkusuz maddi ve manevi doyumu
İşletme Araştırmaları Dergisi
253
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
yakaladığı için gerek iş gerekse iş dışı yaşamında huzurlu olacağı söylenebilmektedir.
Oysa istediği bir işi yapmayan, isteklerinin sürekli göz ardı edildiği bir ortamda çalışan,
gereksinimlerini karşılayamayan bir birey olumsuz tutumlar içerisine gireceğinden iş ve
iş dışı yaşamı da bu durumdan olumsuz yönde etkilenecektir(Örücü v.d, 2006:40).
İş tatminiyle ilgili çalışmaların kökeninde ise güdülenme ile ilgili yapılan
araştırmalar bulunmaktadır. Bireylerin güdülenmesine yönelik ilk bulguların ise,
kaynağını FrederickWinslowTaylor’un ve Henry Fayol’un 1900’lü yılların başlarında
ortaya attığı bilimsel çalışmalardan aldığı bilinmektedir. Taylor; işgörenlerin ekonomik
faktörlerle güdülendiklerini savunmuştur. Ekonomik faktörler dışında insan
davranışlarının sosyal boyutu üzerinde duran EltonMayo’nun Chigaco Western Elektrik
İşletmesi’nde yürüttüğü Hawthorne Araştırmalarıyla ise yönetici davranışlarının ve iş
arkadaşlarıyla iyi ilişkilerin bireyleri etkilediği ortaya çıkarılmıştır. Modern yaklaşımda
ise; iyi ve anlamlı bir işin çalışanı motive ettiği vurgulanmıştır. Örgütsel davranış
çalışmaları içerisinde yer alan iş tatmini kavramı, motivasyon kuramlarıyla literatüre
girmiş; 1930’lardan bu yana bir çok araştırmaya konu olmuştur. Tüm araştırmaların
ortak noktası ise; örgütteki performans ve verimliliği arttırmanın, insan öğesine gerekli
önemin verilmesiyle sağlanabileceği hususudur. İşgörene maliyet gözüyle bakılması
görüşü, günümüzde onların organizasyonun en değerli varlığı olmasıyla yer
değiştirmektedir. Bu nedenle doğru işe doğru eleman alma, oryantasyon, eğitim, ücret
ve ödüllendirme sistemi, kariyer planlama ve işgöreni elde tutma gibi faaliyetlerle
organizasyonlardaki İnsan Kaynakları departmanları gittikçe önem kazanmaktadır
(Aykaç, 2010:8-9).
2.2. İş Tatminini Belirleyen Faktörler
Çalışanların iş tatmin düzeyini etkileyen birçok faktörden söz edilebilse de
literatürde bireysel ve örgütsel faktörler olarak iki grup altında toplamak
mümkündür(Sabuncuoğlu ve Tüz, 2005:323). Bireysel faktörler ya da kişisel faktörler,
bireylerin farklı düzeyde doyum elde etmelerini sağlayan etkenlerdir. Yaş, cinsiyet,
medeni durum, eğitim düzeyi, mesleki konum ve kıdem, kişilik, zekâ, hizmet süresi ve
benzeri etkenlerdir. Örgütsel faktörler ise işin niteliği, yönetim tarzı ve denetim biçimi,
güvenlik duygusu, iletişim, ücret, gelişme ve yükselme imkânları, rekabet, çalışma
şartları, birlikte çalışan kişiler ve örgütsel ortam olarak gruplandırılmaktadır(Akıncı,
2002:6).
Şekil 1: İş Tatmini İle İlgili Neden-Sonuç İlişkisi (Akıncı, 2002:6)
İşletme Araştırmaları Dergisi
254
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
2.3. İş Tatminini Etkileyen Bireysel Faktörler
İş tatmininin düzeyini belirleyen kişisel faktörler, çalışanın fiziksel ve duygusal
alanına karşılık gelen özellikleridir. Bunlar arasında yaş, cinsiyet, medeni durum, statü,
eğitim düzeyi ve çalışma sürelerini sayabilmek mümkündür.
Genç çalışanların yaşlılara oranla daha düşük iş tatmin düzeyine sahip olduğu
bulgusuna sahip olan pek çok araştırma mevcuttur. Genç yaşlarda deneyimsizlik,
uzmanlık alanının oluşmaması, aşırı beklentiler vb. dolayısıyla doyumsuz olabilme
oranları yüksektir(Karkın, 2004:91). Herzberg, iş tatmini ile yaş arasındaki ilişkiyi U
şeklindeki bir eğri ile açıklamıştır. Çalışma yaşamına erken başlayan kişilerde iş tatmini
yüksek olurken, 30 yaşına doğru düşmeye başlamakta, yaş ilerledikçe ve çalışma
yaşamının sonuna doğru ise tekrar yükselmektedir. Ancak bu ilişkinin araştırmanın
yapıldığı nesil için geçerli olduğu da belirtilmiştir(Uyargil, 1988:22). Saleh ve Otis ise,
bu U çizgisinin her zaman doğru olmadığını ileri sürmüşler, örneğin bir yöneticinin iş
tatmininin 60’lı yaşlarına kadar arttığını ancak emekliliğe yaklaştıkça azaldığını
belirtmişlerdir(Dikmen, 1987:58-59).
İş tatmini ile cinsiyet arasındaki ilişkilerle ilgili çalışmaların birbiriyle tutarlı
sonuçlar doğurmadığı görülmektedir. İş tatmini ile cinsiyet arasındaki ilişkilerle ilgili
olarak yapılan çalışmalarda erkek ve kadınlar için ortaya çıkan iş tatmini düzey
farklılığının birçok başka faktörle de ilişkisi olabileceği hususunun göz ardı
edilmemesinin yerinde olacağı düşünülmektedir. Çalışanların iş tatminiyle ilgili olarak
yapılan bir çalışmada, kamu iktisadi teşebbüslerinin merkez örgütlerinde çalışan kadın
ve erkeklerin iş tatmin düzeyleri arasındaki farklılığın istatistiksel olarak anlamlı
olmadığı sonucuna ulaşılmıştır(İncir, 1990:52). Kadın ve erkeklerin motivasyon
unsurlarının farklılık gösterebileceğini ortaya koyan araştırmalar da mevcuttur. Kadın
ve erkekler aynı işin özelliklerini eşit derecede çekici bulabilmekte, ancak kadınlar
erkeklere göre aynı işten daha az şey bekleyebilmektedirler. Bunun sonucu olarak da
kadınlar aynı işten erkeklere göre daha fazla iş tatmini elde edebilmektedirler(Kırel,
1999:117-118).
Evli ya da bekâr olma ile iş tatmini arasındaki ilişkiler incelendiğinde genellikle
evlilerin bekârlara göre iş tatminlerinin daha yüksek olduğu yönünde bulgular dikkat
çekmektedir. Evlilerin daha doyumlu olmalarının nedeni aile yaşamındaki doyumun işe
yaygınlaştırılmasından olabilmekte ya da evliliğin çalışanların işle ilgili beklentilerini
değiştirmesinden kaynaklanabilmektedir(Telman ve Ünsal, 2004:59). Özkalp ve Kırel’e
göre de, evli olan çalışanlar daha az devamsızlık göstermekte, daha az işten ayrılma
eğilimine sahip olmakta ve bekâr olanlara kıyasla daha çok tatminkârlardır(Özkalp ve
Kırel, 1996:149).
Kişinin örgüt hiyerarşisi içindeki yerini, mesleğinin sağladığı prestiji ifade eden
statü, iş ve iş dışı yaşam alanı üzerinde etkili olan önemli bir unsurdur. Yapılan
araştırmalarda iş tatmini ile statü arasında güçlü bir ilişkinin olduğu ortaya çıkmıştır.
Yöneticiler arasında yapılan araştırmaların sonucu, üst yönetim kademesinde bulunan
kişilerin iş tatminlerinin daha yüksek olduğunu göstermektedir(Uyargil, 1988:26).
Çalışanların işte kalma süresinin uzunluğu, yaşla yakından ilgilidir. Yaşı
ilerledikçe aynı işte kalmaya devam eden çalışanların iş doyumu yükselmektedir.
Sürekli olarak iş değiştirme arzusu ise iş doyumsuzluğunun en önemli belirtisidir(Aktaş
ve Aktaş, 1991:78).
İşletme Araştırmaları Dergisi
255
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
İş tatminini etkileyen en önemli bireysel faktörlerden biri de eğitimdir. Burada
önemli olan, bilgi birikimi, çalışma değerleri, özlem düzeyleri, örgütsel beklentileri gibi
faktörlerle yapılan işin sağladığı ortam ve olanaklar arasında bir dengenin bulunmasıdır.
Örneğin, bazı işlerde, yüksek öğrenim görmüş çalışanların, orta-lise ve ilkokul
düzeyinde eğitim almış çalışanlardan daha az doyumlu oldukları bilinmektedir(İncir,
1990:53).
2.4. İş Tatminini Etkileyen Örgütsel Faktörler
Örgütlerin varlık nedenleri insanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere mal ve
hizmet üreterek kar elde etmek ve bu sayede yaşamını devam ettirmektir. Bu süreçte
insan kaynağına ihtiyaç duyarlar. Örgütlerin bu amaçları karşılayabilme veya bu
amaçlara hizmet edebilme yeteneği ve kapasitesi örgütsel bağlılığı etkiler. Örgüt
yaşamında kişisel beklentilerle örgütsel beklentilerin uyumu önemlidir. Çalışanların
örgütsel hedef, misyon ve değerleri içselleştirmesi, bunları kendi değerleriyle
özdeşleştirip örgüte bağlanabilmesi için iş beklentileriyle kişisel beklentilerin birbirini
tamamlaması gerekir(İnce ve Gül, 2005:60).
İş tatminini belirleyen önemli bir örgütsel faktör, “işin özelliği”dir. Hackman ve
Oldman (1975)’ın İş Özellikleri Kuramı, işin özelliğine ilişkin en temel kuramlardan
birisidir. İşin özelliklerini oluşturan unsurlar; “İşin gerektirdiği beceri çeşitliliği”, “İşle
özdeşleşme”, “İşin anlamı”, “İşin yapılırken çalışana tanıdığı özerklik” ve “Performans
hakkında alınan geribildirim”dir(Keser, 2009:104). İşin niteliği çalışanın tatmini
açısından büyük önem taşır. Bireyin çalışırken sahip olduğu serbestlik, yaptığı işin ilgi
çekiciliği, işin tekrar eden sıkıcı bir yapıda olmaması ve statü sağlaması gibi faktörler
çalışanın tatmin duygusunu olumlu yönde etkilemektedir(Özkalp ve Kırel, 1996:131).
Çalışanın işyerinde mutluluğunda yani tatmininde etkili bir diğer unsur
yöneticilerle çalışanın arasındaki ilişkidir. Özellikle içine kapanık çalışanlarla iletişimde
yöneticilere çok önemli roller düşeceği için, yöneticinin çalışanına ulaşabilmesi
önemlidir. Çalışanı ile mesafeli diyalog kuran yönetici, çalışanın dünyasını anlamakta
zorluk çekecek, çalışanın da gereken zamanlarda yöneticisine ulaşması zorlaşacaktır.
Gerek otoriter yaklaşım gerek mesafeli yaklaşım, çalışanı yöneticisinden
uzaklaştıracaktır. Yöneticinin davranışlarının ve tavırlarının gündelik değişmemesi
gerekmektedir. Çalışanlar davranışları sürekli değişen yöneticiyle iletişim kurmakta
zorluk çekeceklerdir(Keser, 2009:110).
Çalışanların içinde bulunduğu çalışma ortamı ve onu etkileyen fiziksel koşullar
verimliliği etkileyen önemli faktörler arasında sayılabilir. Bu koşulların en uygun
düzeye ulaşması çalışanın moral yapısını etkileyebileceği gibi kurumla bütünleşmesini
ve dolayısıyla iş tatminini de kolaylaştıracaktır. Dolayısıyla çalışma koşullarının
iyileştirilmesi iş görenlerin iş tatminini artırmaktadır(Gözener ve Sayın, 2007:3).
Birey yaşamını idame ettirebileceği asgari yaşam standardına karşılık gelen bir
gelire ihtiyaç duyar. Bu nedenle, “ücret” bireyin en temel çalışma amaçları arasında yer
almaktadır(Keser, 2009:102). Maslow’un teorisinde en alt basamakta yer alan temel
fizyolojik ihtiyaçlar ücret ile karşılanmakta olup, ayrıca çalışanlar, ücreti güvenlik ve
statü sembolü ve yöneticinin kişiye verdiği değerin karşılığı olarak da görmekte; bu
durum ise kişide başarılı olma duygusunu doğurmaktadır(Telman, 1988:105). Ancak
çok önemli olmakla birlikte paranın güdülemedeki önemi sınırlıdır.Hatta Herzberg
parayı sağlık etmenleri içinde sayarak güdüleyici etkisinin bulunmadığını belirtir(Can
v.d.,, 1991:154).
İşletme Araştırmaları Dergisi
256
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
İş tatmin düzeyi üzerinde olumlu etkilere sahip olan en önemli örgütsel
faktörlerden biri de ücret düzeyidir. Motivasyon üzerindeki güçlü etkileri bilinen ücret
düzeyinin, çalışanlar açısından yönetsel değerlendirme sürecinin bir aracı olarak
görülmektedir. Çalışan açısından iyi bir ücret, işverenin kendisinden memnuniyetini,
düşük ücret ise memnuniyetsizliğini ifade eden birer göstergedir. Bireyin ücretin
yanında elde ettiği ek gelirler de önem taşımakla birlikte bunlar ücret kadar önemli
değildir(Özkalp ve Kırel, 1996:131).
İnsanların her zaman daha iyiyi arama isteğinin ve gelişme ihtiyacının bir
sonucu olarak, çalışanlar islerinde başarılı olmak, belli bir sure sonunda da sergiledikleri
performans karşılığında bir üst göreve terfi etmek isterler. Çünkü işleri iyice öğrenip
tecrübe kazandıkça, iş sıradanlaşacak, bulundukları mevkideki yetkilerini ve
sorumluluklarını yetersiz bulacaklardır(Keser, 2006:169). Yapılan araştırmalarda
istenilen terfinin zamanında yapılmamasının iş tatminini olumsuz yönde etkilediği
ortaya çıkmıştır. Terfi almayı hak ettiğine inanan çalışanların terfi edememeleri
nedeniyle iş tatminlerinin azaldığı ve devamsızlık yaptıkları görülmüştür. Ayrıca
yükselme olanağı; elde edilen maddi geliri ve kişinin sosyal statüsünü de yükseltmekte
toplum içindeki rolünü olumlu yönde değiştirmektedir. Her düzeydeki çalışanın başarılı
olması halinde yükselme imkânı bulması yaptığı işteki tatminini artıracaktır.
İşgörenlerin eşit bir sistem ile ödüllendirilmesi iş tatminini olumlu yönde etkiler(Türk,
2007:77-78).
Çalışanlar için yaptıkları işin karşılığı olarak elde ettikleri maddi kazançlar ile
birlikte iş güvencesi de önemlidir. Yaşlılık, işsizlik, sakatlık gibi durumlarda güvenlik
duygusu iş tatmini açısından ayrı bir faktördür. Güven kavramı, “Bir kişinin başka kişi
ile kendisine yarardan çok zarar verebilecek nitelikteki bir ilişkiye girdiğinde, o kişi
tarafından istismar edilmeme beklentisidir. Kişinin istismar edilmeme beklentisi,
karşısındakinin gerektiğinde güvenilir ve gerektiğinde o kişinin hakkını arayacak
nitelikte biri olduğu inancına bağlıdır(Beceren, 2000:70). Bir işletmede; çalışanın işten
çıkarılma korkusu olmadan uzun yıllar işletmede kalabileceğini bilmesi geleceğe
yönelik belirsizlik ve korkulardan arınmış olmasına, işi hakkında olumlu duygular
içinde olmasına ve dolayısıyla iş tatmininin artmasına yol açar. Bununla birlikte bir
işletmede, birlikte çalışmak zorunda olan insanlar birbirlerine güveniyorlarsa, o işi
yürütmenin maliyeti daha az olacaktır(Börü, 2001:189).
Bireyin çalıştığı örgütün iklimi, çalışanın tatmini açısından önemlidir. Özellikle
algılanan olumlu örgütsel iklim, bireyin işyerine daha fazla bağlanmasını ve ileri
düzeyde örgütsel vatandaşlık duygusu hissetmesini sağlayacaktır. Örgüt iklimi genel
anlamıyla; örgüt üyeleri tarafından yaygın biçimde paylaşılan, örgüt özelliklerine ilişkin
kalıcı algılardır. Gerçekleştirilen çalışmalarda, örgüt ikliminin pozitif olarak
algılanmasının, çalışanın tatmin düzeyinin yüksek çıkması ile ilişkisi olduğu
bulunmuştur(Telman ve Ünsal, 2004:52).
Bireyin, birlikte olduğu grubun yapısı veya doğası da iş tatmininde önemli bir
etkendir. Arkadaş canlısı, birbirlerini destekleyen bir iş grubunun, çalışanların tatmini
üzerinde orta düzeyde bir etkisi vardır. Bireyin içinde bulunduğu grup çalışana bir
destek, rahatlama, tavsiye ve iş konusunda çeşitli yardımlarda bulunuyorsa bu tür bir
ortam iş tatminini olumlu yönde etkiler. Birey işini sevmese bile, arkadaşları nedeniyle
işinden mutluluk duyar. İyi bir iş grubu, çalışma yaşamını daha zevk alınır bir hale
getirebilir. Eğer çalışanlar böyle bir iş grubundan yoksun iseler bu durumda iş tatmini
olumsuz yönde etkilenir(Özkalp ve Kırel, 1996:132).
İşletme Araştırmaları Dergisi
257
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
3. Araştırmanın Yöntemi
3.1. Araştırmanın Amacı ve Önemi
Yapılan araştırmanın amacı, bir kamu bankasında çalışanların sahip olduğu
bireysel faktörler itibariyle iş tatmin düzeylerinin ölçülerek aralarındaki ilişkinin
istatistiksel olarak ortaya konulmasıdır. Bu yönüyle araştırmanın modeli, geçmişte ya da
halen var olan bir durumu var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma tarama
modelidir.
Araştırma konusu yapılan kamu bankasının ülkemizin bankacılık sektörüne yön
veren önemli bir aktör olması, bankacılık sektöründe yüksek temsil kapasitesine sahip
olan bir analizin ortaya konulmasını sağlamaktadır. Farklı coğrafi bölgelerde
çalışanların sahip olduğu bireysel faktörler itibariyle iş tatmin düzeyinin ölçülmesinin,
önümüzdeki dönemde (gerek ele alınan kamu bankası personeli hakkında, gerek diğer
kurumların/şirketlerin personeli hakkında) iş tatminiyle ilgili yapılacak araştırmalara
katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bununla birlikte çalışmanın, banka üst yönetimleri
ile bankacılık mesleğini tercih etmeyi düşünen genç bankacı adaylarına yol göstereceği
düşünülmektedir.
Türkiye’nin en büyük kamu bankalarının birinde iş görenlerinin sahip oldukları
bireysel faktörler (yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim düzeyi, unvan, çalışılan birim,
toplam çalışma süresi, ailede başka bankacı olup olmaması durumu ve çalışma koşulları
hakkında gelecekteki beklentiler) ile iş tatmini düzeyi arasında anlamlı bir farklılığın
varlığı araştırmanın problemini oluşturmaktadır. Bu noktada, bireysel faktörler bağımsız
değişken, iş tatmini ise bağımlı değişken durumundadır.
Araştırmanın sıfır hipotezi, “H0: Banka personelinin sahip olduğu bireysel
faktörler ile iş tatmini puanı ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık
yoktur.” olarak belirlenmiştir. Araştırmada test edilecek alternatif hipotez ise “Haj: İlgili
bireysel faktör ile iş tatmini puanı ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
farklılık vardır” şeklindedir. Alternatif hipotezde yer alan alt indis j yaş aralığı, medeni
durum, eğitim durumu gibi bireysel faktörleri göstermektedir. Tüm faktörler açısından
boş hipotezler aşağıdaki gibi ifade edilebilir.
Ha1: Bulunulan yaş aralığı ile iş tatmini puanı ortalamaları arasında istatistiksel
olarak anlamlı bir farklılık yoktur.
Ha2: Cinsiyet ile iş tatmini puanı ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı
bir farklılık yoktur.
Ha3: Medeni durum ile iş tatmini puanı ortalamaları arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir farklılık yoktur.
Ha4: Eğitim durumu ile iş tatmini puanı ortalamaları arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir farklılık yoktur.
Ha5: Çalışılan birim ile iş tatmini puanı ortalamaları arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir farklılık yoktur.
Ha6: Unvan ile iş tatmini puanı ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı
bir farklılık yoktur.
Ha7: Çalışma süresi ile iş tatmini puanı ortalamaları arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir farklılık yoktur.
Ha8: Ailede başka bankacı olması ile iş tatmini puanı ortalamaları arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.
İşletme Araştırmaları Dergisi
258
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
Ha9: Çalışma koşullarının gelecekte nasıl olacağıyla ilgili beklenti ile iş tatmini
puanı ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur.
3.2. Araştırmanın Evren ve Örneklemi
Araştırmanın evrenini, anketin yapıldığı (04 - 08 Haziran 2012) tarih aralığında,
Türkiye’nin kamu sermayeli üç bankasından biri olan ilgili Banka’nın “Bankacılık
Unvan Grubu” içerisinde belirtilen Servis Görevlisi, Servis Yetkilisi, Uzman
Yardımcısı, Yönetmen Yardımcısı, Uzman, Yönetmen ve Müdür unvanıyla çalışan
personel oluşturmaktadır. Örneklem ise, tesadüfi (random) olarak seçilen Ankara’dan 5,
İstanbul’dan 4, Bursa’dan 3, Hatay’dan 3, Diyarbakır’dan 2, Antalya’dan 1, İzmir’den
1, Manisa’dan 1, Aydın’dan 1, Erzurum’dan 1, Trabzon’dan 1, Sinop’tan 1, Ordu’dan 1,
Edirne’den 1 olmak üzere toplam 26 farklı Şube/Bölge biriminde ve Genel Müdürlük
birimlerinde çalışan personelden oluşmaktadır.
Bankanın tüm personelinin 2011 yılsonu itibariyle Şube/Bölge ve Genel
Müdürlük birimleri arasındaki dağılımı aşağıdaki Tablo 1’de belirtildiği şekildedir.
Burada önemli bir sorun ise şudur: Anketin yapıldığı tarihteki (unvanlar itibariyle) kesin
personel sayısı bilgisine ulaşılamamış olması nedeniyle, evren büyüklüğü 2011 yılsonu
verileri üzerinden hesaplanmıştır.
Tablo 1: Banka’nın Çalışan Sayısı ve Araştırmanın Örneklem Büyüklüğü
Personel Personel
Sayısı Dağılımı
Minimum
Örneklem
Büyüklüğü
Ankete
Katılan
Sayısı
Katılan
Personelin
Dağılımı
Şube/Bölge
21.449
88,0%
215
277
81,0%
Gen. Müd.
Birimleri
2.925
12,0%
29
65
19,0%
TOPLAM
24.374
100,0%
244
342
100,0%
Minimum örneklem büyüklüğü 244 kişiden oluşması planlanan araştırmamızda
katılımı sağlanacak personel tabakalı örneklem yöntemi kullanılarak Şube/Bölge ve
Genel Müdürlük birimlerinde çalışma durumlarına göre ikiye bölünerek tesadüfi olarak
belirlenmiştir. Tabakalı Örneklem Yöntemi sınırları belirlenmiş bir evrende alt tabakalar
veya alt birim gruplarının var olduğu durumlarda kullanılır. Burada önemli olan, evren
içindeki alt tabakaların varlığından yola çıkarak evren üzerinde çalışmaktır. Bu şekilde
toplam örneklem içinde her tabaka eşit düzeyde veya evrendeki oranı ölçüsünde temsil
edilebilir. Böylelikle, elde edilecek bulguların evreni temsil etme gücü de o ölçüde
artar(Yıldırım ve Şimşek,2005). Ancak Tabakalı Örneklem Yönteminin sakıncalarından
biri olan örneklem büyüklüğünün küçük kalması sorununun yol açacağı yanlış bilgiye
ulaşma durumunu ortadan kaldırmak için Genel Müdürlük birimlerinde çalışan katılımcı
personel sayısı daha yüksek tutulmuştur. Bu durum ise, örneklem içerisindeki Genel
Müdürlük personelinin oranının evrendeki orana göre yüksek olmasına neden olmuştur.
Toplanan verilerle ilgili analizler SPSS (Statistical Packet for the Social
Sciences - Sosyal Bilimler İçin İstatistik Paketi) for Windows sürüm 17.0 paket
programı ile yapılmış ve bulgular araştırmanın amaçlarına uygun olarak çizelgeler
halinde sunulmuştur.
İşletme Araştırmaları Dergisi
259
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
3.3. Araştırmanın Veri Toplama Tekniği
Araştırmada veri toplama süreci “anket yöntemi” ile gerçekleştirilmiştir. Anketin
gönderileceği Şubenin/Birimin Yöneticileriyle telefonla veya yüz yüze görüşülerek
anketin içeriği hakkında bilgi verildikten sonra anket formları katılımcılara mail yoluyla
iletilmiştir. Katılımcılara gönderilen 719 adet anketin, 342 adedi katılımcılarca eksiksiz
bir şekilde cevaplanarak tarafımıza mail yoluyla iade edilmiştir. Anketlerin eksiksiz bir
şekilde doldurularak tarafımıza iade edilme oranı %48’dir. 26 farklı şubede çalışan 677
personele gönderilen anketlerin 277’si cevaplanırken, Genel Müdürlük birimlerinde
çalışan 75 personele gönderilen anketlerin 65’i cevaplanmıştır. Dolayısıyla Şube
personeli arasında geri dönüş oranı %43 iken, Genel Müdürlük personeli için geri dönüş
oranı %87 olmuştur.
İki bölümden oluşan anket formunun, katılımcıların sosyo-demografik
özelliklerini belirlemek üzere tarafımızca hazırlanan birinci bölümünde 9 adet soru
bulunmaktadır. Anket formunun ikinci bölümündeyse, 20 sorudan oluşan MSQ (The
Minnesota SatisfactionQestionnaire) İş Tatmin Ölçeği bulunmaktadır. Minnesota İş
Tatmini Ölçeği’nin orijinali D.J. Weiss, R.V. Davis, G.W. England ve L.H. Lofquist
tarafından 1967 yılında 100 madde olarak geliştirilmiş, Türkçe’ye tercümesi Deniz ve
Güliz Gökçora tarafından yapılmıştır. Bu ölçekte, “iş tatmini” iç ve dış faktörler olarak
sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırmada iç faktörler Hezberg’in güdüleyici faktörlerini,
dış faktörler ise hijyen faktörlerini temsil etmektedir. Ölçeğin toplam 20 sorudan oluşan
kısa formunda, 12 soru ile iç faktörler, 8 soru ile de dış faktörler
değerlendirilebilmektedir. Bu ölçek, ülkemizde ilk defa bir lisansüstü çalışmada
Boğaziçi Üniversitesinden Aslı Baycan tarafından 1985 yılında kullanılmıştır(Öztürk,
2007:114). MSQ İş Tatmin Ölçeği; anlaşılır olduğu, iş tatminini iç ve dış faktörler
olarak sınıflandırdığı ve değerlendirmesi kolay olduğu için tercih edilmiştir. Bu
sınıflandırmada iç faktörler Hezberg’in güdüleyici faktörlerini, dış faktörler ise hijyen
faktörlerini temsil etmektedir. 12 soru ile iç faktörler, 8 soru ile de dış faktörler
değerlendirilebilmektedir. Ölçeğin; iç kaynaklı (intrinsic) tatmini (Soru 1, 2, 3, 4, 7, 8,
9, 10, 11, 15, 19, 20) ve dış kaynaklı (extrinsic) tatmini (Soru 5, 6, 12, 13, 14, 16, 17,
18) ölçen iki alt boyutu bulunmaktadır. İç kaynaklı tatmini ölçmeye yönelik sorular
çalışanların işin kendisi ile ilgili neler hissettiklerini, dış kaynaklı tatmini ölçmeye
yönelik sorular ise çalışanların işletme ile ilgili neler hissettiklerini yansıtır. Banka
personelinin iş tatminini ölçmeye yönelik kullanılan sorularda 5 Düzeyli Likert Tipi
Ölçek kullanılmıştır. Ölçekteki cevap seçenekleri ve seçeneklerin puan değerleri şu
şekildedir. “Hiç Memnun Değilim” (1 Puan), “Memnun Değilim” (2 Puan), “Orta” (3
Puan), “Memnunum” (4 Puan), “Çok Memnunum” (5 Puan). Ölçekten sağlanacak en
yüksek puan 100, en düşük puan 20’dir. Ölçekte alınan yüksek ortalama, personelin iş
tatmininin yüksek olduğu şeklinde yorumlanmıştır. Bu durumda genel tatmin puanı 20–
100 arasında, iç kaynaklı tatmin puanı 12–60 arasında ve dış kaynaklı tatmin puanı da
8–40 arasında değişmektedir. İç kaynaklı ve dış kaynaklı tatmin ile ilgili açıklamalar
Tablo 2’de iki sütun halinde özetlenmiştir(Öztürk, 2007:114-116).
İşletme Araştırmaları Dergisi
260
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
Tablo 2: İç ve Dış Kaynaklı Tatmin Boyutları
İç Faktörler
Dış Faktörler
S.1. Aktivite (Activity): Her zaman S.5. Yönetim (Supervision): Yöneticinin
meşgul olabilme
çalışanları yönetim biçimi
S.6.
Teknik-Yönetim
(SupervisionS.2. Serbestlik (Independence): Yalnız
Technical): Yöneticinin karar verme
başına çalışma şansı.
yeteneği.
S.12. Şirket Politikaları ve Uygulamaları
S.3. Değişiklik (Variety): Zaman zaman (CompanyPoliciesandPractices):
Şirket
değişik şeyler yapabilme.
politikalarının
ve alınan kararların
uygulanmaya konuş şekli.
S.4. Sosyal Statü (Socialstatus): S.13. Ücret (Compensation): İş karşılığında
Toplumda saygın bir kişi olma şansı.
alınan bedel.
S.7. Ahlaki Değerler (Moral values): S.14. İlerleme (Advancement): İşinde
İşin vicdana uygun olması.
ilerleyebilme şansı.
S.16.
Çalışma
Şartları
S.8. Güvence (SteadyEmployment):
(WorkingConditions): Çalışma şartlarının
Kişinin garantili bir geleceğinin olması.
uygunluğu.
S.9. Sosyal Hizmet (Social Service): S.17. Çalışma Arkadaşları (Co-workers):
Başkaları için bir şeyler yapabilme Çalışanların birbirleriyle anlaşmaları.
şansı.
S.10. Otorite (Authority): Kişileri S.18. Takdir Edilme (Praise): Çalışanların
yönlendirme şansı.
iyi bir iş yapılması sonucu takdir görmesi.
S.11. Yeteneklerini Kullanma
(AbilityUtilization): Yetenekleriyle bir
şeyler yapabilme şansı.
S.15. Sorumluluk (Responsibility):
Kendi fikir ve kanaatlerini rahatça
kullanma serbestliği vermesi.
S.19. Başarı (Achievement): Yaptığı
işinden başarı hissi duyması
S.20. Yaratıcılık (Creativity): Kendi
yöntemlerini kullanma şansı.
3.4. Verilerin Analizinde Kullanılan İstatistiksel Teknikler
Elde edilen verilerin istatistiksel çözümlemeleri SPSS programında
gerçekleştirilmiştir. Verilerin çözümlenmesi sürecinde öncelikle Kişisel Bilgiler Formu
değerlendirilerek bireysel özelliklerin betimsel analizleri yapılmıştır. Bu aşamada,
araştırma grubunu oluşturan personelin bireysel özelliklerini betimleyici frekans ve
yüzde dağılımları çıkarılmıştır. Hipotezleri test etmek için;
1) Katılımcıların iş tatmin düzeylerinin cinsiyet, medeni durum, çalıştığı birim
ve ailede başka bankacı olup olmaması durumu değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık
olup olmadığını belirlemek amacıyla bağımsız örneklem t-testi analizi yapılmıştır.
2) Katılımcıların iş tatmin düzeylerinin yaş, eğitim düzeyi, unvan, bankadaki
çalışma süresi ve gelecekte çalışma koşulları hakkındaki beklentileri değişkenlerine
göre anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek amacıyla tek yönlü varyans
analizi (ANOVA) yapılmıştır. İş tatmini düzeyine ilişkin olarak ilk aşamada normal
İşletme Araştırmaları Dergisi
261
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
dağılım sınaması için Kolmogorov – Simirnov testine bakılmıştır. Buna göre P = 0.00 <
α = 0.05 olduğu için bu değişken normal dağılmaktadır sonucuna ulaşılmıştır. Bu
nedenle ANOVA testi seçilmiştir.
Yapılan Anova Analizi sonucu iş tatmin düzeyleri arasında ortaya çıkan
farklılığın değişkenlerdeki hangi kategoriler arasındaki anlamlı farklılıktan
kaynaklandığını belirlemek için Post Hoc (Çoklu Karşılaştırma) analizlerinden
varyanslar homojen fakat gözlem sayıları eşit olmadığı için Scheffe yöntemi
kullanılmıştır.
Akademi çalışmalarda sıklıkla kullanılan Minnesota İş Tatmini Ölçeğinin
geçerlik ve güvenilirliği, birçok araştırmada doğrulanmıştır. Araştırmamıza ait veriler
itibariyle ölçeğin güvenilirliği için her bir boyuta ilişkin ve testin geneline ilişkin olarak
belirlenen maddelerin Cronbach Alpha iç tutarlılık katsayıları incelenmiştir. Bu katsayı,
tüm sorular dikkate alınarak hesaplandığından, testin genel güvenirlik yapısını diğer
katsayılara göre en iyi yansıtan katsayıdır(Özdamar, 2004). Cronbach Alpha iç tutarlılık
katsayıları “iç kaynaklı” tatmin boyutu için 0.91 olarak, “dış kaynaklı” tatmin boyutu
için 0.86 olarak ve ölçeğin geneli için 0.94 olarak ölçülmüştür. Bu durum ölçeğin her
bir boyutu ve geneli için kabul edilebilir düzeyde iç tutarlılığa sahip olduğunu
göstermektedir. Ölçeğin alt boyutları bazında ve geneli itibariyle yüksek düzeyde
güvenilirliğe sahip olduğu görülmektedir.
.
İşletme Araştırmaları Dergisi
262
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
4. Araştırma Bulguları
4.1. Demografik Değişkenlere Ait Bulgular
Katılımcıların cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, medeni durum, unvan, bankadaki
çalışma süresi, çalıştığı birimi ve ailede başka bankacı olup olmama durumu gibi
demografik özelliklerine ilişkin dağılım Tablo 3’te verilmiştir.
Tablo 3: Katılımcıların Demografik Özelliklerine Göre Dağılımı
DEĞİŞKEN
Cinsiyet
Yaş
Eğitim Düzeyi
Medeni Durum
Unvan
Bankadaki Çalışma Süresi
Çalışılan Birim
Ailede Başka Bankacı Olup Olmama
Durumu
Gelecekteki Çalışma Koşulları
Hakkındaki Beklentiler
KATEGORİ
Kadın
Erkek
25 veya Altı
26-30
31-40
41-50
51 veya Üstü
Lise
Yüksek Okul (2 Yıllık)
Lisans (4 Yıllık)
Master/Doktora
Bekâr/Dul
Evli
Servis Görevlisi
Servis Yetkilisi
Uzman Yardımcısı
Yönetmen Yardımcısı
Uzman
Yönetmen
Müdür
1 Yıl Altı
1-3 Yıl Arası
4-9 Yıl Arası
10-20 Yıl Arası
20 Yıl Üstü
Şube/Bölge
Genel Müdürlük
Evet
Hayır
Çok iyi olacaktır
İyi olacaktır
Değişmeyecektir
Kötüye gidecektir
Çok kötüye gidecektir
TOPLAM
F
%
140
202
34
105
104
65
34
30
34
230
48
145
197
108
97
21
43
23
31
19
22
88
81
77
74
277
65
94
248
16
129
95
81
21
342
40,9
59,1
9,9
30,7
30,4
19,0
9,9
8,8
9,9
67,3
14,0
42,4
57,6
31,6
28,4
6,1
12,6
6,7
9,1
5,6
6,4
25,7
23,7
22,5
21,6
81,0
19,0
27,5
72,5
4,7
37,7
27,8
23,7
6,1
100,0
Katılımcıların demografik özelliklerine ilişkin frekans ve yüzde dağılımlarının
ayrıntısına bakıldığında; Katılımcıların cinsiyetler itibariyle dağılımına göre, %40,9’luk
oranının 140 kadın personelden oluştuğu ve %59,1’lik oranının 202 erkek personelden
oluştuğu, Katılımcıların yaş itibariyle dağılımına göre, “25 veya altı” yaş aralığında
bulunan 34 (%9,9), “26-30” yaş aralığında bulunan 105 (%30,7), “31-40” yaş aralığında
bulunan 104 (%30,4), ”41-50” yaş aralığında bulunan 65 (%19,0) ve “51 veya üstü” yaş
aralığında bulunan 34 (%9,9) personelin olduğu, Katılımcıların eğitim düzeyleri
İşletme Araştırmaları Dergisi
263
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
itibariyle dağılımına göre; “Lise” mezunu olan 30 (%8,8), “Yüksek Okul (2 Yıllık)”
mezunu olan 34 (%9,9), “Lisans” mezunu olan 230 (%67,3) ve “Master/Doktora”
mezunu olan 48 (%14,0) personelin bulunduğu, Katılımcıların medeni durumları
itibariyle dağılımına göre; “Bekar/Dul” olan 145 (%42,4) ve “Evli” olan 197 (%57,6)
personelin bulunduğu, Katılımcıların unvanları itibariyle dağılımına göre; “Servis
Görevlisi” unvanında olan 108 (%31,6), “Servis Yetkilisi” unvanında olan 97 (%28,4),
“Uzman Yardımcısı” unvanında olan 21 (%6,1), “Yönetmen Yardımcısı” unvanında
olan 43 (%12,6), “Uzman” unvanında olan 23 (%6,7), “Yönetmen” unvanında olan 31
(%9,1) ve “Müdür” unvanında olan 19 (%5,6) kişinin bulunduğu, Katılımcıların
bankadaki çalışma süreleri itibariyle dağılımına göre; “1 yıl altı” aralığında olan 22
(%6,4), “1-3” yıl aralığında olan 88 (%25,7), “4-9” yıl aralığında olan 81 (%23,7), “1020” yıl aralığında olan 77 (%22,5) ve “20 yıl üstü” yıl aralığında olan 74 (%21,6)
kişinin bulunduğu, Katılımcıların bankadaki çalışma süreleri itibariyle dağılımına göre;
şube/bölge bünyesinde çalışan 277 (%81,0) ve Genel Müdürlük bünyesinde çalışan 65
(%19,0) kişinin bulunduğu, Katılımcıların ailesinde başka bankacı olup olmama durumu
itibariyle dağılımına göre; ailesinde başka bankacı olan 94 (%22,5) ve ailesinde başka
bankacı olmayan 248 (%72,5) kişinin bulunduğu görülmektedir.
4.2. İş Tatmininin Ölçülmesine Dair Bulgular ve Yorumlar
Banka personelinin cinsiyetlerine göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt
boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki farklılık incelendiğinde; kadın ve
erkek personelin iç ve dış kaynaklı tatmin düzeylerinde anlamlı bir farklılığın
oluşmadığı görülmektedir.
Tablo 4: Banka Personelinin Cinsiyet Durumlarına Göre Minnesota İş Tatmin
Ölçeğinin Alt Boyutları ve Geneline İlişkin Tatmin Düzeyleri Arasındaki
Farklılığa Ait Bağımsız Örneklem t-Testi Sonuçları ve Temel İstatistik Değerleri
İç Kaynaklı Tatmin
Dış Kaynaklı Tatmin
Ölçeğin Geneli
N
X
s.s.
Kadın
Erkek
Kadın
Erkek
140
202
140
202
40,60
39,82
25,39
24,91
9,17
9,66
6,23
6,53
Kadın
140
65,99
14,69
Erkek
202
64,72
15,13
t
s.d.
p
0,75
340
0,452
0,68
340
0,496
0,77
340
0,443
*p<α = 0,05
Banka personelinin cinsiyetlerine göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt
boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki farklılık incelendiğinde;
“İç Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda kadın banka personelinin iş tatmin düzeyi
( X =40,60) ile erkek banka personelinin iş tatmin düzeyi ( X =39,82) arasında t(340)=
0,75, p> 0,05’e göre anlamlı bir farklılık olmadığı görülmektedir.
“Dış Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda kadın banka personelinin iş tatmin
düzeyi ( X =25,39) ile erkek banka personelinin iş tatmin düzeyi ( X =24,91) arasında
t(340)= 0,68, p>0,05’e göre anlamlı bir farklılık olmadığı görülmektedir.
İşletme Araştırmaları Dergisi
264
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
İş tatmin ölçeğinin geneli incelendiğinde kadın banka personelinin iş tatmin
düzeyi ( X =65,99) ile erkek banka personelinin iş tatmin düzeyi ( X =64,72) arasında
t(340)= 0,77, p> 0,05’e göre anlamlı bir farklılık olmadığı görülmektedir.
Tablo 5: Banka Personelinin Yaşlarına Göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin Alt
Boyutları ve Geneline İlişkin Tatmin Düzeyleri Arasındaki Farklılığa Ait Tek
Yönlü Anova Sonuçları ve Temel İstatistik Değerleri
Yaş
İç Kaynaklı
Tatmin
Dış
Kaynaklı
Tatmin
Ölçeğin
Geneli
N
X
s.s.
25 veya Altı
34
37,15
9,146
26-30
105
37,49
9,576
31-40
104
39,87
9,267
41-50
65
43,32
8,057
51 veya Üstü
34
46,06
8,356
25 veya Altı
34
24,56
5,790
26-30
105
24,50
6,411
31-40
104
24,63
6,673
41-50
65
25,28
5,880
51 veya Üstü
34
28,65
6,247
25 veya Altı
34
61,71
14,467
26-30
105
61,98
15,255
31-40
104
64,49
14,920
41-50
65
68,60
12,718
51 veya Üstü
34
74,71
13,921
p
Post Hoc
(Scheffe)
8,86
0,000*
1-4
2-4
1-5
2-5
3-5
3,14
0,015*
2-5
3-5
6,40
0,000*
1-5
2-5
3-5
F
*p<0,05 Kategoriler: “25 yaş ve altı=1”, “26-30=2”, “31 – 40=3”, “41 – 50=4” ve “51
veya üstü=5”
Banka personelinin yaşlarına göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt boyutları
ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki farklılık incelendiğinde;
“İç Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda banka personelinin yaşlarına göre iş
tatmin düzeyleri arasında P =0,000< α = 0,05’e göre anlamlı farklılık olduğu
görülmektedir. Bu anlamlı fark; “25 veya altı” yaşa sahip olan banka personelinin bu
boyuttaki iş tatmin düzeylerinin ( X =37,15) ve “26-30” yaşa sahip olan banka
personelinin bu boyuttaki iş tatmin düzeylerinin ( X =37,49), “41-50” yaş aralığında
olan banka personelinin bu boyuttaki iş tatmin düzeylerinden ( X =43,32) küçük
olmasından; “25 ve altı” yaşa sahip olan banka personelinin bu boyuttaki iş tatmin
düzeylerinin ( X =37,15), “26-30” yaşa sahip olan banka personelinin bu boyuttaki iş
tatmin düzeylerinin ( X =37,49) ve “31-40” yaşa sahip olan banka personelinin bu
boyuttaki iş tatmin düzeylerinin ( X =39,87), “51 veya üstü” yaşa sahip olan banka
personelinin bu boyuttaki iş tatmin düzeylerinden ( X =46,06) küçük olmasından
kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla Banka personelinin yaş düzeyleri arttıkça, iç kaynaklı
İşletme Araştırmaları Dergisi
265
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
tatmin boyutunda iş tatmin düzeylerinde anlamlı farklılık oluşturacak derecede artış
görüldüğü söylenebilmektedir.
“Dış Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda banka personelinin yaşlarına göre iş
tatmin düzeyleri arasında p=0,015< α = 0,05’e göre anlamlı farklılık olduğu
görülmektedir. Bu anlamlı fark; “26-30” yaş aralığında olan banka personelinin bu
boyuttaki iş tatmin düzeylerinin ( X =24,50) ve “31-40” yaş aralığında olan banka
personelinin bu boyuttaki iş tatmin düzeylerinin ( X =24,63), “51 veya üstü” yaşa sahip
olan banka personelinin bu boyuttaki iş tatmin düzeylerinden ( X =28,65) küçük
olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla Banka personelinin yaş düzeyleri arttıkça
dış kaynaklı tatmin boyutunda iş tatmin düzeylerinde anlamlı farklılık oluşturacak
derecede artış görüldüğü söylenebilmektedir.
İş tatmin ölçeğinin geneline bakıldığında banka personelinin yaşlarına göre iş
tatmin düzeyleri arasında p=0,000< α = 0,05’e göre anlamlı farklılık olduğu
görülmektedir. Bu anlamlı fark; “25 veya altı” yaşa sahip olan banka personelinin bu
boyuttaki iş tatmin düzeylerinin ( X =61,71), “26-30” yaş aralığında olan banka
personelinin bu boyuttaki iş tatmin düzeylerinin ( X =61,98) ve “31-40” yaş aralığında
olan banka personelinin bu boyuttaki iş tatmin düzeylerinin ( X =64,49), “51 veya üstü”
yaşa sahip olan banka personelinin bu boyuttaki iş tatmin düzeylerinden ( X =74,71)
küçük olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla Banka personelinin yaş düzeyleri
arttıkça iş tatmin ölçeğinin geneline ait iş tatmin düzeylerinde anlamlı farklılık
oluşturacak derecede artış görüldüğü söylenebilmektedir.
Tablo 6: Banka Personelinin Medeni Durumlarına Göre Minnesota İş Tatmin
Ölçeğinin Alt Boyutları ve Geneline İlişkin Tatmin Düzeyleri Arasındaki
Farklılığa Ait Bağımsız Örneklem T-Testi Sonuçları ve Temel İstatistik Değerleri
İç Kaynaklı Tatmin
Dış Kaynaklı Tatmin
Ölçeğin Geneli
N
X
s.s.
Bekâr
Evli
Bekâr
Evli
Bekâr
145
197
145
197
145
38,86
41,08
25,03
25,16
63,88
9,22
9,54
5,91
6,75
14,33
Evli
197
66,24
15,34
t
s.d.
p
-2,16
340
0,031*
-0,19
340
0,853
-1,44
340
0,150
*p<α = 0,05
Banka personelinin medeni durumlarına göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt
boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki farklılık incelendiğinde;
“İç
Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda bekâr olan banka personelinin iş tatmin düzeyi
( X =38,86) ile evli olan banka personelinin iş tatmin düzeyi ( X =41,08) arasında
p=0,031< α = 0,05’e göre anlamlı bir farklılık olduğu görülmektedir. Bu anlamlı fark;
evli olan banka personelinin iç kaynaklı tatmin boyutunda iş tatminlerinin, bekâr olan
banka personelinin iç kaynaklı tatmin boyutunda iş tatminlerinden yüksek olması
şeklinde tezahür etmiştir.
İşletme Araştırmaları Dergisi
266
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
“Dış Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda bekâr olan banka personelinin iş tatmin
düzeyi ( X =25,03) ile evli olan banka personelinin iş tatmin düzeyi ( X =25,16)
arasında p= 0,853> α = 0.05’e göre anlamlı bir farklılık olmadığı görülmektedir.
İş tatmin ölçeğinin geneline bakıldığında bekâr olan banka personelinin iş
tatmin düzeyi ( X =63,88) ile evli olan banka personelinin iş tatmin düzeyi ( X =66,24)
arasında p= 0,150> α = 0.05’e göre anlamlı bir farklılık olmadığı görülmektedir.
Ölçeğin
Geneli
Dış
Kaynaklı
Tatmin
İç Kaynaklı
Tatmin
Tablo 7: Banka Personelinin Eğitim Düzeylerine Göre Minnesota İş Tatmin
Ölçeğinin Alt Boyutları ve Geneline İlişkin Düzeyleri Arasındaki Farklılığa Ait
Tek Yönlü Anova Sonuçları ve Temel İstatistik Değerleri
Eğitim Düzeyleri
N
X
s.s.
Lise
30
44,80
8,727
Yüksek Okul (2 Yıllık)
34
45,56
7,488
Lisans (4 Yıllık)
230
39,20
9,120
Master/Doktora
48
37,88
10,614
Lise
30
26,60
6,061
Yüksek Okul (2 Yıllık)
34
28,18
6,002
Lisans (4 Yıllık)
230
24,50
6,310
Master/Doktora
Lise
48
30
24,85
71,40
6,722
13,766
Yüksek Okul (2 Yıllık)
34
73,74
12,793
Lisans (4 Yıllık)
230
63,70
14,450
Master/Doktora
48
62,73
16,642
p
Post Hoc
(Scheffe)
8,33
0,000*
1-3
1-4
2-3
2-4
3,96
0,010*
2-3
6,97
0,000*
1-3
2-3
2-4
F
*p< 0,05 Kategoriler: “Lise=1”, “Yüksek Okul (2 Yıllık)=2”, “Lisans=3” ve
“Master/Doktora=4”
Banka personelinin eğitim düzeylerine göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt
boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki farklılık incelendiğinde;
“İç Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda banka personelinin eğitim düzeylerine
göre iş tatmin düzeyleri arasında p=0,000< α = 0,05’e göre anlamlı farklılık olduğu
görülmektedir. Bu anlamlı fark; “Lise” mezunu olan banka personelinin iş tatmin
düzeyinin ( X =44,80), “Yüksek Okul (2 Yıllık)” mezunu olan banka personelinin iş
tatmin düzeyinin ( X =45,56), “Lisans” mezunu olan banka personelinin iş tatmin
düzeyinden ( X =39,20) büyük olmasından; “Lise” mezunu olan banka personelinin iş
tatmin düzeyinin ( X =44,80), “Yüksek Okul (2 Yıllık)” mezunu olan banka
personelinin iş tatmin düzeyinin ( X =45,56), “Master/Doktora” mezunu olan banka
personelinin iş tatmin düzeyinden ( X =37,88) büyük olmasından kaynaklanmaktadır.
Dolayısıyla Banka personelinin eğitim düzeyleri arttıkça, iç kaynaklı tatmin boyutunda
iş tatmin düzeylerinde anlamlı farklılık oluşturacak derecede düşüş görüldüğü
söylenebilmektedir.
İşletme Araştırmaları Dergisi
267
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
“Dış Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda banka personelinin eğitim düzeylerine
göre iş tatmin düzeyleri arasında p=0,01< α = 0.05’e göre anlamlı farklılık olduğu
görülmektedir. Bu anlamlı fark; “Yüksek Okul (2 Yıllık)” mezunu olan banka
personelinin iş tatmin düzeyinin ( X =28,18), “Lisans” mezunu olan banka personelinin
iş tatmin düzeyinden ( X =24,50) büyük olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla
Banka personelinin eğitim düzeyleri arttıkça dış kaynaklı tatmin boyutunda iş tatmin
düzeylerinde
anlamlı
farklılık
oluşturacak
derecede
düşüş
görüldüğü
söylenebilmektedir.
İş tatmin ölçeğinin geneline ilişkin banka personelinin eğitim düzeylerine göre
iş tatmin düzeyleri arasında p< α = 0,05’e göre anlamlı farklılık olduğu görülmektedir.
Bu anlamlı fark; ; “Lise” mezunu olan banka personelinin iş tatmin düzeyinin
( X =71,40), “Yüksek Okul (2 Yıllık)” mezunu olan banka personelinin iş tatmin
düzeyinin ( X =73,74), “Lisans” mezunu olan banka personelinin iş tatmin düzeyinden
( X =63,70) büyük olmasından; “Yüksek Okul (2 Yıllık)” mezunu olan banka
personelinin iş tatmin düzeyinin ( X =73,74), “Master/Doktora” mezunu olan banka
personelinin iş tatmin düzeyinden ( X =62,73) büyük olmasından kaynaklanmaktadır.
Dolayısıyla Banka personelinin eğitim düzeyleri arttıkça iş tatmin ölçeğinin geneline ait
iş tatmin düzeylerinde anlamlı farklılık oluşturacak derecede düşüş görüldüğü
söylenebilmektedir.
Tablo8: Banka Personelinin Unvanlarına Göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin Alt
Boyutları ve Geneline İlişkin Tatmin Düzeyleri Arasındaki Farklılığa Ait Tek
Yönlü Anova Sonuçları
Post Hoc
X
Unvan
N
s.s.
F
p
(Scheffe)
İç
Kaynaklı
Tatmin
Dış
Kaynaklı
Tatmin
Ölçeğin
Geneli
Servis Görevlisi
Servis Yetkilisi
Uzman Yardımcısı
Yönetmen Yardımcısı
Uzman
Yönetmen
Müdür
Servis Görevlisi
Servis Yetkilisi
Uzman Yardımcısı
Yönetmen Yardımcısı
Uzman
Yönetmen
Müdür
Servis Görevlisi
Servis Yetkilisi
Uzman Yardımcısı
Yönetmen Yardımcısı
Uzman
Yönetmen
Müdür
108
97
21
43
23
31
19
108
97
21
43
23
31
19
108
97
21
43
23
31
19
38,09
40,04
38,05
41,98
40,04
42,42
46,79
24,70
24,27
25,10
26,14
24,83
26,00
28,16
62,80
64,31
63,14
68,12
64,87
68,42
74,95
9,018
9,519
12,444
10,103
8,957
6,966
6,696
5,968
6,667
8,318
6,689
6,300
4,796
6,371
14,261
15,011
20,118
15,981
14,092
10,648
12,686
3,28
0,004*
1,37
0,225
2,52
0,021*
1-7
3-7
1-7
*p<α = 0,05 Kategoriler: “Servis Görevlisi=1”, “Servis Yetkilisi=2”, “Uzman
Yardımcısı=3”, “Yönetmen=4”, “Uzman=5”, “Yönetmen=6”, “Müdür=7”
İşletme Araştırmaları Dergisi
268
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
Banka personelinin unvanlarına göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt
boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki farklılık incelendiğinde;
“İç Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda banka personelinin unvanlarına göre iş
tatmin düzeyleri arasında p=0,004< α = 0,05’e göre anlamlı farklılık olduğu
görülmektedir. Bu anlamlı fark; “Servis Görevlisi” unvanına sahip olan banka
personelinin iç kaynaklı tatmin boyutunda iş tatmin düzeyinin ( X =38,09) ve “Uzman
Yardımcısı” unvanına sahip olan banka personelinin iç kaynaklı tatmin boyutunda iş
tatmin düzeyinin ( X =38,05), “Müdür” unvanına sahip olan banka personelinin iç
kaynaklı tatmin boyutunda iş tatmin düzeyinden ( X =46,79) küçük olmasından
kaynaklanmaktadır.
“Dış Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda banka personelinin unvanlarına göre iş
tatmin düzeyleri arasında p=0,225> α = 0,05’e göre anlamlı farklılık olmadığı
görülmektedir.
İş tatmin ölçeğinin geneli incelendiğinde; banka personelinin unvanlarına göre iş
tatmin düzeyleri arasında p=0,021< α = 0,05’e göre anlamlı farklılık olduğu
görülmektedir. Bu anlamlı fark; “Servis Görevlisi” unvanına sahip olan banka
personelinin ölçeğin geneline ait iş tatmin düzeyinin ( X =62,80), “Müdür” unvanına
sahip olan banka personelinin ölçeğin geneline ait iş tatmin düzeyinden ( X =74,95)
küçük olmasından kaynaklanmaktadır.
Tablo 9: Banka Personelinin Bankadaki Çalışma Süresine Göre Minnesota İş
Tatmin Ölçeğinin Alt Boyutları ve Geneline İlişkin Tatmin Düzeyleri Arasındaki
Farklılığa Ait Tek Yönlü Anova Sonuçları ve Temel İstatistik Değerleri
İç
Kaynaklı
Tatmin
Dış
Kaynaklı
Tatmin
Ölçeğin
Geneli
Çalışma Süresi
N
X
s.s.
1 Yıl Altı
22
38,36
8,098
1-3 Yıl Arası
88
36,91
10,332
4-9 Yıl Arası
81
38,27
8,936
10-20 Yıl Arası
77
41,58
8,523
20 Yıl Üstü
74
45,04
8,042
1 Yıl Altı
22
25,55
5,226
1-3 Yıl Arası
88
24,23
6,610
4-9 Yıl Arası
81
23,84
6,210
10-20 Yıl Arası
77
25,48
6,644
20 Yıl Üstü
74
27,00
6,055
1 Yıl Altı
22
63,91
12,787
1-3 Yıl Arası
88
61,14
16,303
4-9 Yıl Arası
81
62,11
14,174
10-20 Yıl Arası
77
67,06
14,052
20 Yıl Üstü
74
72,04
13,105
p
Post Hoc
(Scheffe)
9,90
0,000*
1-5
2-5
3-5
2-4
2,99
0,019*
2-5
7,20
0,000*
2-5
3-5
F
*p< α = 0,05 Kategoriler: “1 Yıl Altı=1”, “1-3 Yıl Arası=2”, “4-9 Yıl Arası=3”, “10-20
Yıl Arası=4” ve “20 Yıl Üstü=5”
İşletme Araştırmaları Dergisi
269
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
Banka personelinin çalışma süresine göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt
boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki farklılık incelendiğinde;
“İç Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda banka personelinin çalışma süresine göre
iş tatmin düzeyleri arasında p= 0,000< α = 0,05’e göre anlamlı farklılık olduğu
görülmektedir. Bu anlamlı fark; “1 Yıl Altı” çalışma süresine sahip olan banka
personelinin iç kaynaklı tatmin boyutunda iş tatmin düzeyinin ( X =38,36), “1-3 Yıl
Arası” çalışma süresine sahip olan banka personelinin iç kaynaklı tatmin boyutunda iş
tatmin düzeyinin ( X =36,91) ve “4-9 Yıl Arası” çalışma süresine sahip olan banka
personelinin iç kaynaklı tatmin boyutunda iş tatmin düzeyinin ( X =38,27), “20 Yıl
Üstü” çalışma süresine sahip olan banka personelinin iç kaynaklı tatmin boyutunda iş
tatmin düzeyinden ( X =45,04) küçük olmasından; “1-3 Yıl Arası” çalışma süresine
sahip olan banka personelinin iç kaynaklı tatmin boyutunda iş tatmin düzeyinin
( X =36,91), “10-20 Yıl Arası” çalışma süresine sahip olan banka personelinin iç
kaynaklı tatmin boyutunda iş tatmin düzeyinden ( X =41,58) küçük olmasından
kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla Banka personelinin çalışma süresi arttıkça, iç kaynaklı
tatmin boyutunda iş tatmin düzeylerinde anlamlı farklılık oluşturacak derecede artış
görüldüğü söylenebilmektedir.
“Dış Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda banka personelinin çalışma süresine göre
iş tatmin düzeyleri arasında p=0,019< α = 0,05’e göre anlamlı farklılık olduğu
görülmektedir. Bu anlamlı fark; “1-3 Yıl Arası” çalışma süresine sahip olan banka
personelinin iç kaynaklı tatmin boyutunda iş tatmin düzeyinin ( X =24,23), “20 Yıl
Üstü” çalışma süresine sahip olan banka personelinin iç kaynaklı tatmin boyutunda iş
tatmin düzeyinden ( X =27,00) küçük olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla
Banka personelinin çalışma süresi arttıkça dış kaynaklı tatmin boyutunda iş tatmin
düzeylerinde anlamlı farklılık oluşturacak derecede artış görüldüğü söylenebilmektedir.
İş tatmin ölçeğinin geneline ait banka personelinin çalışma süresine göre iş
tatmin düzeyleri arasında p= 0,019< α = 0,05’e göre anlamlı farklılık olduğu
görülmektedir. Bu anlamlı fark; “1-3 Yıl Arası” çalışma süresine sahip olan banka
personelinin iç kaynaklı tatmin boyutunda iş tatmin düzeyinin ( X =61,14) ve “4-9 Yıl
Arası” çalışma süresine sahip olan banka personelinin iç kaynaklı tatmin boyutunda iş
tatmin düzeyinin ( X =62,11), “20 Yıl Üstü” çalışma süresine sahip olan banka
personelinin iç kaynaklı tatmin boyutunda iş tatmin düzeyinden ( X =72,04) küçük
olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla Banka personelinin çalışma süresi arttıkça
iş tatmin ölçeğinin geneline ait iş tatmin düzeylerinde anlamlı farklılık oluşturacak
derecede artış görüldüğü söylenebilmektedir.
İşletme Araştırmaları Dergisi
270
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
Tablo 10: Banka Personelinin Çalıştığı Birime Göre Minnesota İş Tatmin
Ölçeğinin Alt Boyutları ve Geneline İlişkin Tatmin Düzeyleri Arasındaki
Farklılığa Ait Bağımsız Örneklem T-Testi Sonuçları
Çalışılan
Birim
İç Kaynaklı Tatmin
Dış Kaynaklı Tatmin
Ölçeğin Geneli
N
X
s.s.
Şube
277
40,01
9,67
Gen. Müd.
Şube
Gen. Müd.
Şube
Gen. Müd.
65
277
65
277
65
40,68
24,88
26,06
64,89
66,74
8,56
6,57
5,57
15,28
13,42
t
p
-0,51
0,610
-1,34
0,180
-0,90
0,370
*p<α = 0,05
Banka personelinin çalıştığı birime göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt
boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki farklılık incelendiğinde; “İç
Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda şubede çalışan banka personelinin iş tatmin düzeyi
( X =40,01) ile genel müdürlük bünyesinde çalışan banka personelinin iş tatmin düzeyi
( X =41,68) arasında p=0,610> α = 0,05’e göre anlamlı bir farklılık olmadığı
görülmektedir.
“Dış Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda şube de çalışan banka personelinin iş
tatmin düzeyi ( X =24,88) ile genel müdürlük bünyesinde çalışan banka personelinin iş
tatmin düzeyi ( X =26,06) arasında p=0,180>α = 0,05’e göre anlamlı bir farklılık
olmadığı görülmektedir.
İş tatmin ölçeğinin geneline ait şube de çalışan banka personelinin iş tatmin
düzeyi ( X =64,89) ile genel müdürlük bünyesinde çalışan banka personelinin iş tatmin
düzeyi ( X =66,74) arasında p=0,370> α = 0,05’e göre anlamlı bir farklılık olmadığı
görülmektedir.
İş tatmin ölçeğinin alt boyutları ve geneli incelendiğinde banka personelinin
çalıştığı birime göre iş tatminleri arasında anlamlı bir farklılık olmamasına rağmen,
şube bünyesinde çalışan personelin iş tatminleri genel müdürlük bünyesinde çalışan
banka personelinin iş tatminlerine göre daha düşük olduğu görülmektedir.
Tablo 11: Banka Personelinin Ailede Başka Bankacı Olup Olmama Durumuna
Göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin Alt Boyutları ve Geneline İlişkin Tatmin
Düzeyleri Arasındaki Farklılığa Ait Bağımsız Örneklem T-Testi Sonuçları
Ailede Bankacı
İç Kaynaklı
Tatmin
Dış Kaynaklı
Tatmin
Ölçeğin Geneli
Evet
Hayır
Evet
Hayır
Evet
Hayır
N
X
s.s.
94
248
94
248
94
248
41,96
39,45
25,55
24,93
67,51
64,38
9,22
9,47
6,43
6,40
14,50
15,05
t
p
2,20
0,028*
0,80
0,423
1,74
0,084
*p<α = 0,05
İşletme Araştırmaları Dergisi
271
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
Banka personelinin ailede başka bankacı olup olmama durumuna göre
Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki
farklılık incelendiğinde;
“İç Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda ailesinde başka bankacı olan banka
personelinin iş tatmin düzeyi ( X =41,96) ile ailesinde başka bankacı olmayan banka
personelinin iş tatmin düzeyi ( X =39,45) arasında p=0,028< α = 0,05’e göre anlamlı bir
farklılık olduğu görülmektedir. Bu anlamlı fark; ailesinde başka bankacı olan banka
personelinin iş tatmin düzeyinin, ailesinde başka bankacı olmayan banka personelinin iş
tatmin düzeyinden büyük olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla Banka
personelinin ailesinde başka bankacı bulunması halinde, iç kaynaklı tatmin boyutunda iş
tatmin düzeylerinde anlamlı farklılık oluşturacak derecede artış görüldüğü
söylenebilmektedir.
“Dış Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda ailesinde başka bankacı olan banka
personelinin iş tatmin düzeyi ( X =25,55) ile ailesinde başka bankacı olmayan banka
personelinin iş tatmin düzeyi ( X =24,93) arasında p=0,423> α = 0,05’e göre anlamlı bir
farklılık olmadığı görülmektedir.
İş tatmin ölçeğinin geneline ait ailesinde başka bankacı olan banka personelinin
iş tatmin düzeyi ( X =67,51) ile ailesinde başka bankacı olmayan banka personelinin iş
tatmin düzeyi ( X =64,38) arasında p=0,084> α = 0,05’e göre anlamlı bir farklılık
olmadığı görülmektedir.
Tablo 12: Banka Personelinin Bankadaki Gelecekte Çalışma Koşulları Hakkındaki
Beklentilerine Göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin Alt Boyutları ve Geneline
İlişkin Tatmin Düzeyleri Arasındaki Farklılığa Ait Tek Yönlü Anova Sonuçları ve
Temel İstatistik Değerleri
İç
Kaynaklı
Tatmin
Dış
Kaynaklı
Tatmin
Çalışma Koşulları
N
X
s.s.
Çok Kötüye Gidecektir
16
50,38
7,745
Kötüye Gidecektir
129
43,68
6,862
Değişmeyecektir
95
39,78
8,934
İyi Olacaktır
81
35,90
9,418
Çok İyi Olacaktır
21
28,52
8,310
Çok Kötüye Gidecektir
16
33,69
4,715
Kötüye Gidecektir
129
27,19
5,211
Değişmeyecektir
95
24,78
5,763
İyi Olacaktır
81
22,95
5,336
İşletme Araştırmaları Dergisi
272
F
27,94
34,41
p
Post Hoc
(Scheffe)
0,000*
1-2
1-3
1-4
1-5
2-3
2-4
2-5
3-4
3-5
4-5
0,000*
1-2
1-3
1-4
1-5
2-3
2-4
2-5
3-4
3-5
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
Ölçeğin
Geneli
F
N
X
s.s.
Çok İyi Olacaktır
21
15,52
5,955
4-5
Çok Kötüye Gidecektir
16
84,06
12,168
Kötüye Gidecektir
129
70,87
10,885
Değişmeyecektir
95
64,56
13,907
İyi Olacaktır
81
58,85
13,657
Çok İyi Olacaktır
21
44,05
12,532
1-2
1-3
1-4
1-5
2-3
2-4
2-5
3-4
3-5
4-5
35,40
p
Post Hoc
(Scheffe)
Çalışma Koşulları
0,000*
*p< 0,05 Kategoriler: “Çok İyi Olacaktır=1”, “İyi Olacaktır=2”, “Değişmeyecektir=3”,
“Kötüye Gidecektir=4” ve “Çok Kötüye Gidecektir = 5”
Banka personelinin gelecekteki çalışma koşulları hakkındaki beklentilerine göre
Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki
farklılık incelendiğinde;
“İç Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda banka personelinin gelecekteki çalışma
koşulları hakkındaki beklentilerine göre iş tatmin düzeyleri arasında p=0.000<0.05’e
göre anlamlı farklılık olduğu görülmektedir. Bu anlamlı fark; “Çok iyi olacaktır”
düşüncesine sahip olan banka personelinin iş tatmin düzeyinin ( X =50,38), “İyi
olacaktır” düşüncesine sahip olan banka personelinin iş tatmin düzeyinden ( X =43,68),
“Değişmeyecektir” düşüncesine sahip olan banka personelinin iş tatmin düzeyinden
( X =39,78), “Kötüye Gidecektir” düşüncesine sahip olan banka personelinin iş tatmin
düzeyinden ( X =35,90) ve “Çok kötüye gidecektir” düşüncesine sahip olan banka
personelinin iş tatmin düzeyinden ( X =28,52) büyük olmasından kaynaklanmaktadır.
Her bir kategori iç kaynaklı tatmin boyutuna ait iş tatminlerinin birebir
karşılaştırmalarda, banka personellerinin beklenti düzeyleri düştükçe iş tatmin
düzeylerinde düşüş görülmektedir, bu durum da anlamlı farklılık yaratmaktadır.
“Dış Kaynaklı Tatmin” alt boyutunda banka personelinin gelecekteki çalışma
koşulları hakkındaki beklentilerine göre iş tatmin düzeyleri arasında p=0,000< α =
0,05’e göre anlamlı farklılık olduğu görülmektedir. Bu anlamlı fark; “Çok iyi olacaktır”
düşüncesine sahip olan banka personelinin iş tatmin düzeyinin ( X =33,69), “İyi
olacaktır” düşüncesine sahip olan banka personelinin iş tatmin düzeyinden ( X =27,19),
“Değişmeyecektir” düşüncesine sahip olan banka personelinin iş tatmin düzeyinden
( X =24,78), “Kötüye Gidecektir” düşüncesine sahip olan banka personelinin iş tatmin
düzeyinden ( X =22,95) ve “Çok kötüye gidecektir” düşüncesine sahip olan banka
personelinin iş tatmin düzeyinden ( X =15,52) büyük olmasından kaynaklanmaktadır.
Her bir kategoride dış kaynaklı tatmin boyutuna ait iş tatminlerinin birebir
karşılaştırmalarda, banka personellerinin beklenti düzeyleri düştükçe iş tatmin
düzeylerinde düşüş görülmektedir, bu durum da anlamlı farklılık yaratmaktadır.
İşletme Araştırmaları Dergisi
273
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
İş tatmin ölçeğinin geneline ilişkin banka personelinin gelecekteki çalışma
koşulları hakkındaki beklentilerine göre iş tatmin düzeyleri arasında p=0,000< α =
0,05’e göre anlamlı farklılık olduğu görülmektedir. Bu anlamlı fark; “Çok iyi olacaktır”
düşüncesine sahip olan banka personelinin iş tatmin düzeyinin ( X =84,06), “İyi
olacaktır” düşüncesine sahip olan banka personelinin iş tatmin düzeyinden ( X =70,87),
“Değişmeyecektir” düşüncesine sahip olan banka personelinin iş tatmin düzeyinden
( X =64,56), “Kötüye Gidecektir” düşüncesine sahip olan banka personelinin iş tatmin
düzeyinden ( X =58,85) ve “Çok kötüye gidecektir” düşüncesine sahip olan banka
personelinin iş tatmin düzeyinden ( X =44,05) büyük olmasından kaynaklanmaktadır.
Her bir kategoride iş tatmin ölçeğinin geneline ilişkin iş tatminlerinin birebir
karşılaştırmalarda, banka personellerinin beklenti düzeyleri düştükçe iş tatmin
düzeylerinde düşüş görülmektedir, bu durum da anlamlı farklılık yaratmaktadır.
5. Sonuç ve Değerlendirme
Çalışanların işlerinden duydukları hoşnutluk olarak tanımlanabilecek olan “iş
tatmini” kavramı, son yüzyılda insan kaynağının önem kazanmasıyla paralel bir gelişme
göstermiştir. Yaşanılan teknolojik gelişimle birlikte bilginin paylaşımının kolaylaştığı
günümüzde hem çalışanlar açısından hem de kaliteli hizmet/ürün sunmak isteyen
işletmeler açısından iş tatmininin arttırılması hususu önem kazanmıştır. Hizmetler
sektöründe faaliyet gösteren bankaların da çalışanlarıyla ilgili olarak böyle bir
hassasiyetten uzak kalmaları mümkün değildir. Zira, sundukları hızlı, güvenilir ve
kaliteli hizmetler nispetinde piyasalar nezdinde marka değerleri yükselen bankaların
karlılıklarını ve itibarlarını arttırabilmeleri, müşterilere genellikle yüz yüze hizmet veren
çalışanların iş tatminiyle doğrudan ilgidir.
Araştırma sonuçları incelendiğinde, beş bireysel değişkenin iş tatmini üzerinde
etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunlar; yaş, çalışma süresi, unvan, eğitim ve
beklenti düzeyidir. Çalışmamızda ortaya çıkan söz konusu ilk 4 değişkene ait
sonuçların aynı bankanın Bursa ilinde bulunan şubelerinde yaptığı çalışmanın sonuçları
ile uyumlu olduğu görülmektedir.
Banka personelinin cinsiyetlerine göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt
boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki farklılık incelendiğinde; hem
ölçeğin alt boyutları itibariyle hem de ölçeğin genel boyutu itibariyle anlamlı bir
farklılık olmadığı görülmektedir. Bu sonucun, medeni durumun iş tatminini etkilediği
yönünde sonuçları bulunan araştırmaları desteklemediği, öte yandan İncir (1990)
tarafından kamu iktisadi teşebbüslerinin merkez örgütlerinde yapılan araştırmada kadın
ve erkek işgörenlerin iş tatmini düzeyleri arasındaki farklılığın istatistiksel olarak
anlamlı olmadığı sonucuyla ise örtüştüğü anlaşılmıştır. Bankacılık sektöründe işlerin
standartlaştırılmış biçimleri kadın ve erkek çalışanlar açısından anlamlı istatistiki
farklılıklar oluşturmamıştır.
Banka personelinin yaşlarına göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt boyutları
ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki farklılık incelendiğinde; personelin yaş
düzeyleri arttıkça, iç kaynaklı, dış kaynaklı ve genel tatmin boyutunda iş tatmin
düzeylerinde anlamlı farklılık oluşturacak derecede artış görüldüğü söylenebilmektedir.
Bu durum, genç iş görenlerin yaşlı iş görenlere oranla daha düşük iş tatmin düzeyine
sahip olduğunu belirten pek çok çalışma sonucuyla da uyumludur. Ancak, bu
İşletme Araştırmaları Dergisi
274
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
çalışmadaki sonuçlar itibariyle Herzberg’in iş tatmini ile yaş arasında var olduğunu
belirttiği U şeklindeki bir ilişki eğrisinin geçerli olmadığı görülmektedir. Dolayısıyla,
bu U çizgisinin her zaman doğru olmadığını ileri süren Saleh ve Otis’in
değerlendirmelerinin, araştırmamızın sonuçlarıyla örtüştüğü anlaşılmıştır. Bunun
nedeninin, bankaya yeni başlayan personelin önemli bir kısmının uzman yardımcısı
veya servis görevlisi unvanıyla başlamış olması, bu unvanlara kıyasla iş/gelecek
hedeflerinin yüksek olması ve çabuk yükselme isteklerine karşın Banka politikası gereği
bir üst unvana geçebilmek için en az 3 yıl mevcut unvanda beklemek zorunda
kalınmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Ayrıca işi öğrenme aşamasında olmaları
nedeniyle (özellikle 1 yıl ve altı unvandaki) yeni personelin işin yapılışı ile ilgili
güçlüklerle karşılaşmakta olmaları ve işe uyumsuzluk problemleri yaşayabilmeleri iş
tatminini olumsuz etkilediği düşünülmektedir. Öte yandan, uzun yıllar bankada
çalışmakta olan personelin işi içselleştirmiş olmaları, aldıkları unvan neticesinde elde
ettikleri nispeten yüksek ücret nedeniyle genç personele kıyasla iş tatminlerinin
yükseldiği düşünülmektedir.
Banka personelinin eğitim düzeylerine göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt
boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki farklılık incelendiğinde; personelin
eğitim düzeyleri arttıkça, iç kaynaklı, dış kaynaklı ve genel tatmin boyutunda iş tatmin
düzeylerinde
anlamlı
farklılık
oluşturacak
derecede
düşüş
görüldüğü
söylenebilmektedir. Bu sonucun, iş tatmini ile eğitim düzeyi arasında negatif bir
korelasyon olduğunu belirten çalışmalarla örtüşmektedir. Yüksek eğitim düzeyine sahip
olan ancak kendine uygun pozisyon/görevde olmadığını düşünen personelin işin
getirdiği monotonluk ve daha üst pozisyonlarda görev alınmasının kariyer planlama
sistemi içinde bir sürece bağlı olması nedeniyle iş tatminlerinin düştüğü
düşünülmektedir. Özellikle, bankaya uzman yardımcısı veya servis görevlisi unvanıyla
başlayıp onuncu ila onbeşinci yılında Yönetmen veya Müdür pozisyonuna yükselen
personelin bu unvandan sonra yükselmelerinin yavaşlamasının da iş tatmininin
azalmasında etkili olduğu düşünülmektedir.
Banka personelinin medeni durumlarına göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin
alt boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki farklılık incelendiğinde; iç
kaynaklı tatmin boyutunda evlilerin iş tatmin düzeyi ile bekârların iş tatmin düzeyi
arasında anlamlı bir farklılık olduğu, ancak dış kaynaklı ve ölçeğin geneli itibariyle iş
tatmin düzeyinde anlamlı bir farklılık olmadığı anlaşılmıştır. Özkalp ve Kırel’in, evli
olan çalışanların bekâr olanlara kıyasla daha çok tatminkâr olduğu yönündeki
değerlendirmeleri ile bu çalışmanın sonuçları arasında kısmi bir örtüşme bulunmaktadır.
Bankada evli personel ile bekâr personel olmanın; ücret, unvan ve diğer hususlar
itibariyle avantaj veya dezavantaj sayılabilecek her hangi bir faktör olmaması nedeniyle
dış kaynaklı tatmin açısından anlamlı bir farklılığın olmamasının tutarlı bir sonuç
olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte iş ve aile yaşamı arasında sağlanan uzlaşının
çalışanların iç kaynaklı tatminlerini olumlu etkilediği görülmüştür. Bekar olan
çalışanların aile sorumluluklarının bulunmaması nedeniyle daha kolay iş
değiştirebilmeleri de tatmin düzeyindeki düşüşün bir nedeni olarak ifade edilebilir.
Banka personelinin unvanlarına göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt
boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki farklılık incelendiğinde; personelin
unvanı arttıkça, iç kaynaklı ve genel tatmin boyutunda iş tatmin düzeylerinde anlamlı
farklılık oluşturacak derecede artış görüldüğü söylenebilmektedir. Unvan artışı ile dış
kaynaklı tatmin boyutu arasında ise anlamlı bir farklılık olmadığı anlaşılmıştır. Unvan
İşletme Araştırmaları Dergisi
275
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
artışının personele daha fazla serbestlik, becerilerini daha fazla kullanabilme, daha fazla
otorite, daha fazla sosyal statü gibi içsel tatminine yönelik imkânlar sağlaması nedeniyle
iç kaynaklı boyut itibariyle unvan artışının iş tatminini arttırdığı söylenebilir. Öte
yandan personelde; unvan artışının ücrette, çalışma şartlarında istenilen iyileşmeyi
sağlamadığı kanaatinin hakim olması nedeniyle dış kaynaklı boyut itibariyle unvan
artışı ile iş tatmini arasında pozitif yönlü anlamlı bir farklılık bulunmamasına yol açtığı
düşünülmektedir.
Banka personelinin çalışma süresine göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt
boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki farklılık incelendiğinde; personelin
çalışma süresi (kıdemi) arttıkça, iç kaynaklı, dış kaynaklı ve genel tatmin boyutunda iş
tatmin düzeylerinde anlamlı farklılık oluşturacak derecede artış görüldüğü
söylenebilmektedir. Bu sonucun, Gilmer’in (1975) yaptığı araştırmadaki “ilk işe girişten
sonra iş gören iş tatmininin yüksek olduğu, daha sonra ise bu düzeyin düştüğü”
yönündeki sonuçla örtüşmediği anlaşılmıştır. Personelin çalışma süresi arttıkça ortaya
çıkan unvan, ücret, sosyal statü, otorite ve benzeri hususlardaki artışın iş tatminini
olumlu yönde etkilediği düşünülmektedir. Ayrıca, yıllar geçtikçe işin yapılışının
öğrenilmesinin ve işe uyumun artmasının da iş tatminini olumlu yönde etkilediği de göz
ardı edilmemelidir.
Banka personelinin çalıştığı birime göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt
boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki farklılık incelendiğinde; iş tatmin
ölçeğinin alt boyutları ve geneli incelendiğinde banka personelinin çalıştığı birime göre
iş tatminleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı anlaşılmıştır. Bununla birlikte, şube
bünyesinde çalışan personelin iş tatminlerinin genel müdürlük bünyesinde çalışan banka
personelinin iş tatminlerine göre daha düşük olması hususunun ise, şube personelinin
hedef baskısı altında çalışmasından ve müşteriye hizmet vermesi sırasında yaşadığı
sıkıntılardan kaynaklandığı düşünülebilir.
Banka personelinin ailede başka bankacı olup olmama durumuna göre
Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri arasındaki
farklılık incelendiğinde; iç kaynaklı tatmin boyutunda iş tatmin düzeylerinde anlamlı
farklılık oluşturacak derecede artış görüldüğü ancak dış kaynaklı tatmin boyutunda ve
ölçeğin geneli itibariyle iş tatmin düzeylerinde anlamlı bir farklılık olmadığı
anlaşılmıştır. Başka araştırmacılar tarafından yapılan çalışmalarda bu değişkenin iş
tatminini etkileyip etkilemediği ile ilgili her hangi bir inceleme yapılmadığı tespit
edilmiş, buna karşın bu değişkenin iş tatmini açısından etkili olabileceği düşünülerek bu
araştırmada incelenmiştir. Ancak söz konusu değişken itibariyle yüksek bir anlamlı
farklılık tespit edilememiştir.
Banka personelinin gelecekteki çalışma koşulları hakkındaki beklentilerine
göre Minnesota İş Tatmin Ölçeğinin alt boyutları ve genelindeki tatmin düzeyleri
arasındaki farklılık incelendiğinde; banka personellerinin beklenti düzeyleri arttıkça iç
kaynaklı, dış kaynaklı ve genel tatmin boyutuna ilişkin iş tatmin düzeylerinin arttığı
söylenebilmektedir. Bu sonuç, konuyla ilgili yapılan çalışmalarda ortaya çıkan
sonuçlarla benzerlik göstermektedir.
Çalışanların sahip oldukları bireysel özellikler hem kendi kariyerleri açısından
hem de işletmeler açısından önemli belirleyicilerdir. Çalıştığı işi yüksek bir
memnuniyetle sürdüren bireyin, yüksek bir motivasyonla işgörme ve çalıştığı işyerine
en yüksek verimle hizmet durumu gerçekleşmiş olacaktır. Ürettikleri hizmet yönünden
İşletme Araştırmaları Dergisi
276
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
müşterilerine en kaliteli hizmeti vermeyi amaçlayan banka çalışanlarının memnuniyet
düzeyi aynı zamanda bu sektördeki rekabetin de önemli bir belirleyicisidir. Bu
çalışmada ülkemizdeki kamu sermayeli üç adet bankadan biri olan ilgili bankada,
çalışanların bireysel özelliklerinin iş tatmin düzeyleri üzerindeki etkileri araştırılmıştır.
Elde edilen sonuçlar, araştırmanın istatistiki sınırlılıkları içinde bir değer ifade
etmektedir.
Kaynakça
AKINCI, Z. (2002) “Turizm Sektöründe İşgören İş Tatminini Etkileyen Faktörler: Beş
Yıldızlı Konaklama İşletmelerinde Bir Uygulama”, Akdeniz İİBF Dergisi, Sayı
4.
AKTAŞ, R.; AKTAŞ, A. (1991) “Uzmanlaşma, Yazılı Kurallar ve Yerinden Yönetimin
İş Doyumu Üzerinde Etkisi”, Verimlilik Dergisi, No:2, Ankara.
AYKAÇ, A. (2010) “İş Doyumunun Örgütsel Bağlılık Üzerine Etkisi”, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
BECEREN, E. (2000) “Güven”, Human Resources, Sayı 5, Eylül-Ekim.
BÖRÜ, D. (2001) “Örgütlerde Güven Ortamının Yaratılmasında İlk Adım”, 9. Ulusal
Yönetim ve Organizasyon Kongresi Bildirileri, Mayıs.
CAN, H.; TUNCER D., AYHAN Y. (2009) Genel İşletmecilik Bilgileri, Adım
Yayıncılık, 3. Baskı, Ankara, 1991.
DAVİS, K. (1088), İşletmelerde İnsan Davranışı Örgütsel Davranış, Çev. Kemal
TOSUN ve diğerleri, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Yayını, Yayın No
199.
DENİZ, M. (2005) “Bir Tutum Çeşidi Olarak İş Doyumu”, Örgütsel Davranış
Boyutlarından Seçmeler, Ed. Mehmet TİKİCİ, Ankara, Nobel Yayını.
DİKMEN, H. (1987) “Çalışan Kişilerin İşlerinde Tatmin Olmalarına Etki Eden
Faktörler”, Ev Ekonomisi Dergisi.
GÖZENER, E.; SAYIN, S. (2007) “Devlet ve Özel Hastanelerdeki Hekimlerin İş
Tatmin Düzeyinin Karşılaştırılması”, Eğitişim Dergisi, Sayı 16, Ağustos.
İNCE, M., GÜL, H. (2005)Yönetimde Yeni Bir Paradigma Örgütsel Bağlılık, Çizgi
Kitapevi, Konya, 2005.
İNCİR, G. (1990) Çalışanların İş Doyumu Üzerine Bir İnceleme, Milli Prodüktivite
Merkezi Yayınları, Ankara.
KARKIN, N. (2004) “Kamu ve Özel Sektör Yöneticilerinin Liderlik Davranışları”,
Türk İdare Dergisi, 3.
KESER, A. (2003) “Çalışmanın Anlamı, İnsan Yaşamındaki Yeri ve Yaşam Doyumu
Üzerine Bir Uygulama”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Uludağ Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa.
KESER, A. (2006) Çalışma Yaşamında Motivasyon, Alfa Aktüel Yayınları, İstanbul.
KESER, A. (2009) Çalışma Psikolojisi, Ekin Yayınevi, Bursa.
İşletme Araştırmaları Dergisi
277
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
KIREL, Ç. (1999) “Esnek Çalışma Saatleri Uygulamasında Cinsiyet, İş Tatmini ve İş
Bağlılığı İlişkisi”, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, Cilt 28, Sayı
2, İstanbul.
ÖRÜCÜ, E., YUMUŞAK, S., BOZKIR, Y. (2006) “Kalite Yönetimi Çerçevesinde
Bankalarda Çalışan Personelin İş Tatmini ve İş Tatminini Etkileyen Faktörlerin
İncelenmesine Yönelik Bir Araştırma”, Celal Bayar Üniversitesi İİBF Yönetim
ve Ekonomi Dergisi, Cilt 13, Sayı 1.
ÖZDAMAR, K. (2004) Paket Programlar İle İstatistiksel Veri Analizi I, Kaan Kitapevi,
Eskişehir.
ÖZKALP, Enver, KIREL, A.Ç. (1996) Örgütsel Davranış, Anadolu Üniversitesi
Yayınları, Eskişehir.
ÖZTÜRK, A. (2007) “Ortaöğretim Kimya Öğretmenlerinin İş Tatmini”, Yüksek Lisans
Tezi, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
SABUNCUOĞLU, Z., TÜZ, M. (2005) Örgütsel Psikoloji, Alfa Aktüel Basım Yayın,
Bursa.
TELMAN, N.; ÜNSAL, P. (2004) Çalışan Memnuniyeti, Epsilon Yayıncılık, İstanbul.
TELMAN, N. (1988) Endüstride Görülen İş Tatminsizliği ve Bunun Yabancılaşmayla
Olan İlişkisi, İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınları, İstanbul.
TENGİLİMOĞLU, D. (2005) “Hizmet İşletmelerinde Liderlik Davranışları İle İş
Doyumu Arasındaki İlişkinin Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma”, Gazi
Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 1.
TETİK, S.; UÇAR, G.; YALÇIN, B. (2008) “Örgütlerde İş Tatminini Etkileyen
Etmenler ve Emniyet Mensupları İle Yapılan Alan Araştırması”, Verimlilik
Dergisi, No 1.
TÜRK, M. S. (2007) Örgüt Kültürü ve İş Tatmini, Gazi Kitapevi, Ankara.
Türk Dil Kurumu, (Erişim) http://www.tdk.gov.tr, 27 Nisan 2012.
UYARGİL, C. (1988) İş Tatmini ve Bireysel Özellikler, Türkiye’de Özel Sektörde
Yapılmış Bir İş Tatmini Araştırması, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi
Yayını, İstanbul.
WAGNER,
J.A.,
HOLLENBECK,
J.R.
(2010)
OrganizationalBehavior:
SecuringCompetitive Advantage, Routledge, New York.
YILDIRIM, A.; ŞİMŞEK, H. (2005) Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri,
Seçkin Yayıncılık, Ankara.
ZENCİRKIRAN M. (2005) Sanayi Toplumundan Enformasyon Toplumuna: Değişen
Çalışma Hayatı ve Yeni Değerler, Çalışma Yaşamında Dönüşümler,
Ed.AşkınKESER, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara.
İşletme Araştırmaları Dergisi
278
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
The Effects of Employees’ Individual Characteristics on Job
Satisfaction: A Public Bank Case
Mehmet Merve ÖZAYDIN
Gazi University
Faculty of Economics and Admisnistrative
Sciences, Ankara, Turkey
[email protected]
Ömer ÖZDEMİR
TCZB Inspector, Marmara University
Department of International Economics
İstanbul, Turkey
[email protected]
Extensive Summary
The concept of job satisfaction which comes about the relationship between job
and worker, is a contenment situation of job qualities and worker's expectations balance.
Realization of job satisfaction has a double-sided effect as a better done job and
worker's self motivation increase caused by satisfaction. Job satisfaction is examined in
two groups as internal satisfaction and external satisfaction. While the emotional
elements as achievement, responsibility and creativity constitute internal satisfaction,
the material elements as wage, working conditions and career are subjects of external
satisfaction.
This double-sided specialty of job satisfaction which is suitable with individual's
emotional and material space, causes different levels of satisfaction for every individual.
The qualities and values that individuals have are the most significant determinants of
satisfaction level. “Job” which infests a major time gap in a person's life, to be
maintained in company with a high satisfaction level, matters much in terms of
indiviual and societal moral values. It's possible for an individual to be happy and
peaceful in his/her personal life out of work, when he/she is satisfied in his/her working
life. From this aspect, job satisfaction is a significant constituent of family-life balance
and also life satisfaction.
It's possible to make reference to many variables which affect job satisfaction of
workers. It's seen that these variables mainly examined in two groups as individual and
organizational factors in literature. Individual or personal factors are the ones which
provide different levels of satisfaction that individuals get. These are the factors of age,
gender, marital status, education level, occupational position and seniority, personality,
intelligence, service period and so on. Organizational factors are quality of job,
management type and form of control, emotion of security, communication, wage,
development and promotion possibilities, rivalry, working conditions, people who work
together and organizational environment on the other hand. Individual factors that affect
job satisfaction will be the subject of this study.
The rapid growth of services sector is one of the most significant changes in the
labor market formed by the effects of globalization. The rivalry insight which gains
importance as a result of this growth caused the development of managerial techniques
directed to workers in the services sector, because the element of “human being” has
great importance in services sector due to the other sectors. One of these techniques
İşletme Araştırmaları Dergisi
279
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
which intensified in the human resources management is the effort to determine and
develop job satisfaction level.
Because the service quality is very important to, banking sector is undoubtedly
one the sectors that has an intense rivalry insight in services sector. Bank personnel's
high level job satisfaction is very important because they target servicing their
customers by high technology investments of hardware and software. Job satisfaction of
public bank workers requires a different analysis because of the service's common
quality, even if they compete private banks in similar circumstances. The differentiating
specialty of public working as to the private sector rivalry circumstances can also effect
the variables that affect job satisfaction. Although public banking working conditions
come close with private sector working conditions in recent years, the effects of public
bank workers' individual specialties on job satisfaction is still important to be able to
assess these two different working regimes.
Aim of this research is examining individual factors (age, gender, marital status,
education level, working position due to the unit of head office or branch, title, service
period, existence of another bank worker person in the family, expectations about
future) that affect job satisfaction. A field research that held in a public bank, using a job
satisfaction scale called Minnesota Satisfaction Questionnaire (MSQ) on workers is
limited with 26 branch and head office unit personnel. Questionnaire data is processed
in the 17.0 verison of SPSS programme and frequency distribution is made for all
questions. 5 point likert scale is used for the questions which measure bank personnel’s
job satisfaction level. Questionnaire's first part consists 9 questions and the second part
consists MSQ job satisfaction scale made of 20 questions.
The result of the research shows that there is a statistically substantive
correlation between individual specialties of workers and job satisfaction. Accordingly,
the raise of age causes a rise in job satisfaction also. This situation can be explained by
the disappearance of job changing matter of fact in advanced ages as regards to the
beginning career. A similar assesment could be also expressed for the relationship
between service of period and job satisfaction. Strengthening institutional commitment,
the rise in service period effects the job satisfaction level positively. Enquiry in regard
to marital status shows that the married personnel’s internal satisfaction is high. It's seen
that adaptation of work and family life effects the level of satisfaction positively. An
inversely related situation is detected between education level and job satisfaction. Job
satisfaction decreases while the workers' level of education increases. Rising education
levels make expectations about job and career rise also and job satisfaction levels fall.
Titles that the workers have rises internal job satisfaction. Managerial responsibilites
seem to rise the internal satisfaction as they don't make a meaningful difference on
external satisfaction. It's also seen that the existence of a bank worker in family causes a
rise in internal satisfaction levels. Another prominent finding of this research is that the
expectations of bank workers about future affect job satisfaction levels negatively.
Seemingly some individual specialties of workers doesn't have a meaningful statistical
effect on job satisfaction. Hereunder, it can be said that gender and working in branch or
head office units doesn't have a meaningful statistical effect on job satisfaction.
This study, which the effects of individual specialties that a public bank workers
have on job satisfaction is statistically examined, presents that some characteristics of
workers constitute meaningful results about job satisfaction. Defining the relationship
İşletme Araştırmaları Dergisi
280
Journal of Business Research-Türk
M. M. Özaydın – Ö. Özdemir 6/1 (2014) 251-281
between job satisfaction level and the factors affect that clearly, depends on the rise of
the researches in this area. The rise of statistical data which determine the relationship
between job satisfaction and workers' individual specialties, may have many positive
effects just as reconstruction of work organization, enhancement of human resources
implementations including recruitment and promotion processes and increase in
organizational and individual success.
İşletme Araştırmaları Dergisi
281
Journal of Business Research-Türk