SİNEMAYIANLAMAK-5 TrumanShow:BirGerçeklikYanılsamasıveMedyaEleştirisi Gerçeklikolgusunufarklıbirformadönüştürenmedyaaraçları,gündelikhayatile sanalgerçeklikarasında birbağ kurmaktaveböylecekültürelbirpratikolaraksinema filmleri de tüketimin birer nesnesi olarak yorumlanmaktadır. Sinemanın, gerçeği yenidenveyenidenüretmesürecinde“gerçek”,yenidenüretildiğiiçinbaşkabirduruma karşılıkgelmektedir. 1900’lüyıllardaadındaniyicesözettirenve20.yüzyılınönemlibirkitleiletişim aracı haline gelen sinema, bilimsel ve endüstriyel alanlarda da gelişmeyi beraberinde getirir. Sessiz sinemanın ilk yıllarından sonrasesli sinema dönemine kadar kameralar, stüdyo sitemleri, ekipmanlar çok hızlı bir biçimde değişmekle kalmaz, bir filmin aynı anda daha fazla izleyiciye sunulması için devasa yapılar inşa ettirilir. Bu gelişmeye ve diğerpekçoknedenebağlıolaraksinemayaolanilgininartışı,sinemayı,birendüstriye ya da Adorno’nun deyişiyle “kültür endüstrisine” dönüştürür. Bu dönüşümle beraber sinemanınbirsanatolupolmadığıtartışılagelir.ButartışmalaraDuhamel’insinemave sinemaseyircisineyönelikolumsuzbakışıeklenir(SerpilKırel,2010:324-325): Ancak kölelere uygun düşebilecek bir vakit öldürme aracı, sıkıntılarının altında ezilen, bilgisiz, yoksul, çalışmaktan posaları çıkmış yaratıklar için düşünülebilecek bir eğlence… Hiçbir yoğunlaşmaistemeyen,hiçbirdüşünmeyetisikoşulkılmayanbirgösteri…Yüreklerdehiçbirışık yakmayan,gününbirindeLosAngeles’ta‘star’olmakgibigülünçbirumudundışında,hiçbirumut uyandırmayanbirgösteri… Sinemadamedyayayönelikeleştirininörnekleriarasında1957yapımıBaşarının Tatlı Kokusu (Sweet Smell of Success) adlı filmin bulunması bu konunun Truman Show’da tartışılmaya açık yeni bir konu olmadığının işareti sayılabilir. Eğlence aygıtlarından medya ve onun rolünün, özellikle de televizyonun gündelik hayattaki rolünün eleştirel bir dille yansıtıldığı Truman Show’un final sahnesinde, medyanın gücüne eleştirel tavır takınılır ve beraberinde şu soruya cevap aranır: Medyanın 1 sunduğu sanal gerçeklikten sıyrılıp kendi gerçekliğini yaşayabilecek bir karakteri düşünebilir misiniz? Bu sorunun ardından filmin başlangıcında Truman’ın yapımcısı AndrewNiccol’ünşucümlelerineyerverilebilir: Artık aktörleri ve bize hissettirdikleri o sahte duyguları izlemekten bıktık. İhtişamlı gösterilerdenveözelefektlerdenyorulduk.İçindebulunduğudünya,bazıaçılardansahtedeolsa, Truman’ınkendisindeyapayolanhiçbirşeyyok.Senaryoyok,replikyok.HerzamanShakspeare olduğusöylenemez...Obirhayat… Truman Show filminde medyanın ya da daha özelde televizyonun, hayatı bir oyuna/eğlenceye dönüştürmesine, gerçekliği yıkarak gündelik yaşamı bir mal/meta haline getirmesine eleştirel biçimde yanıtlar aranır. Her şeyin popüler kültürün beğenisine sunulması neticesinde, biranlamdainsanların hayatını gözetimaltınatutan güce/kuruma, bu gözetimi bir tahakküm boyutuna taşıyan kitle iletişim araçlarına sadeceeleştirileryöneltilmeyen1998yapımıfilm,televizyonizleyicilerininpasifbiralıcı hükmünde değerlendirilmesine ve ekranın dayattığı sanal hayatların insanları nasıl büyülediğine de yer vermektedir. Truman Show (1998) medya ve gerçeklik ilişkisini sorgularken, kitleyi sessiz kalabalıklara dönüştürmede etkin rol üstlenen televizyonun popüler kültürle olan ilişkisini ortaya koyar. “Kontrol-gözetim-gösteri” toplumu üçgeninde medya, gündelik hayat ve gerçeklik bağlantısı üzerinden popüler kültüre eleştirelbiryaklaşımgetirilir. Truman’ıortayaçıkaranmedyasahiplerivekitlelerisanalhayatlarlabuluşturan yapımcılar,mesleklerininprofesyonelleriolarakkarşımızaçıkarlar.Gerçekleuzaktanya da yakından bir bağı bulunmayan programlar, reality show’lar insanların huzuruna çıkarılmak üzere tüketilmesi gereken ürünlerdir. Televizyonun neyi ya da nasıl sunduğundan öte, “hayatın içinden bir kopya/küçük bir parça” olarak gösterilen/sunulan popüler kültür ürünlerinin izleyiciyi, “an’ı yaşamaya, kendi gerçekliğinden uzaklaşıp başka gerçekler aramaya koyulmaya sevk etmesi” istenir. Truman,biryönüylefilmiçindefilm,birgerçekiçindebaşkabir(sanal/ütopik)gerçeklik arayışıdır.Dahasımedyanıntoplumüzerindekietkisininörneklerinisergiler.Truman’ın eşinin“benimiçinözelhayatlatelevizyondakihayatarasındaçokfazlabirfarkyok”sözü birçok şeyi açıkça ortaya seriyor. Medya araçlarının insanların hayatları üzerindeki etkisininbirdiğerörneğiBayanBurbank’ın(LauraLinney)diyalogundaaçıkbirşekilde dilegetiriliyor.. 2 Truman’ın hayatıherkesinbildiği,bilgisidâhilindeolduğu birhayatolduğundan hiç kimse bu mutluluğun bozulmasını, hayatlarını kuşatan dizi filmin bitmesini istememekte,televizyonun,radyonunkendilerinesunduğugerçekliğidüşlemektedirler. Filmdeki gösteri, Fransız toplumsal düşünür Guy Debord’ın ifadesiyle “günümüz toplumunun başlıca ürünü” (Ritzer, 2011a: 137) şeklinde tarif edilebilir. Debord, “gösterininişlevlerindenbirinin,sisteminakılcılığınıbulanıklaştırıpgizlemekolduğunu ileri sürer” ve gösterinin “tüketicilik ve metalarla yakından ilişkili” olduğunu söyler. “Gösterinin sergilendiği bir Dünya… Yaşanan tüm deneyimleri yöneten meta dünyasıdır”. Truman’ın meta dünyası ve “onların çevresindeki gösteriler yalnızca ekonomiyideğiltümtoplumudaegemenliğialtınaalmayabaşlamıştır”. Truman Show’da ana karakterin yaşantısını ve onu gözetleyen, izleyen yapıyı gözetimtoplumubağlamındadüşündüğümüzdeLeslieLibman&LarryWilliams’inCesur Yeni Dünya (Brave New World, 1998), Michael Radford’un 1984 filmlerinin de benzer temaları ele aldığını görülür. Buna ek olarak V For Vendetta, Gattaca, The Adjustment Bureau, Başkalarının Hayatı, Brazil, Kartal Göz, Azınlık Raporu, Total Recall ve Tinker TailorSoldierSpygibifilmlerdegözetim,gözetlemecilikvekontroltoplumudolayımında değerlendirmeye alınabilir. Truman’ın hayatı, başından sonuna kadar bir gözetim toplumu, insanları gözetlemek üzere imar edilmiş Jeremy Bentham’ın panopticon’unu andırmaktadır. Arabanın içine, sahildeki tekneye, limana yerleştirilen her kamera, Truman’ın hayatını televizyona aktarmakta, böylece izleyiciler de bu gözetlemeye/kontrole ortak olmaktadır. Türkiye’de bir dönemler bir televizyon gösterisi haline gelen “Biri Bizi Gözetliyor” (Big brother) adlı yapımda da Truman’ın hayatına benzer sahneler bulunmaktadır. Bu diziler, özel hayatı deşifre ederken, seyircilerdeonlarınhayatını,neleryaptıklarınımerakedendikizcileredönüşmektedir. Her tarafı saran kameralar, insanlara gözetlendikleri mesajını vermekte ve onlar da buna göre gündelik hayattaki davranışlarına yön vermektedirler. Truman’ın hayatının gösterisi bundan farklı olarak, herkesin bir oyunun/filmin içinde olduğu ama kendi gerçeğini yaşayan karakterin hayatındaki değişmeleri merak ettikleri anlaşılmaktadır. Bu sahte gerçekliği üreten televizyon, oyununbozulmasını engelleyen herkesin rolüne son vermekte ve böylece Truman’ın hayatı kesintisiz biçimde devam ettirilmek istenmektedir. Truman (Jim Carrey) ise kendisine sunulan bu sanal dünyayı terk etmek istemekte,biranlamdaizleyicilerinuykudanuyandırılmasıamaçlanır.Amayaşamınıbir 3 film,seyirlikbirmacerayadönüştürensistem(medyaaygıtları)burüyanınbozulmasına engel olmaktadır. Hayatınsıradanlığı Truman’ınbenliğinikemirirken,onunetrafındaki insanlar bu rüya bitse bile başka rüyalara dalmaya devam edecektir. Truman’ın etrafındakiinsanlargibigünümüzdünyasındakiinsanlardayapımcılarınseslerinekulak vermekte, neyi istiyorlarsa/izlemek ve görmek istiyorlarsa öyle bir hayatı yaşamaktadırlar. İnsanlar bütün dikkatleriyle Truman’ın duygularına ortak olurken, onunla özdeşleşmeyi düşünürler. Bu da izleyiciye bir haz vermektedir çünkü onun hayatınıyaşamakisteyenizleyicilertelevizyonunteşhirciliğineinanmaktadır.Hayatıbir gösteriye, tüketilen bir röntgenciliğe dönüşen Truman’da, ürünler/tüketim nesneleri yerlerinialmakta,yaşantı,biroyunadönüşmektedir. Truman Show’da medyanın gücü ortaya konularak, kitle iletişim araçlarının insanlarüzerindenasılbiretkisiolabileceğineyervayrılır.Truman,medyanın,gerçekliği dönüştürerek izleyicileri seyirlik bir topluma dönüştürmesini hicvetmekte, aynı zamanda insanların da gerçeklik algısını, hayatın bir gözetim ve seyirlik biçiminde anlaşılmasını da olumsuz açılardan ele almaktadır. Tıpkı Truman Show’da olduğu gibi ÜnsalOskayda“hepimizinröntgenciveteşhirciolduğumuzu”söyler.Truman’ınhayatını izleyenseyircilerin yaptığı gibigözetlenmeyiarzuluyor,sosyalmedyadatakipedilmek, beğenilmekvepaylaşılmakistiyoruz.Hayat,anlıkbirgösteriye,Vodafone’nun“an’ıyaşa” sloganıylaözetlenirken,gerçeğinbuşekildeyayılmasıkitleleriçinbirhuzurkaynağıya darahatlamaimkânıveriyor.“Hayatıyaşamıyoruzadetaseyrediyoruz”. YunusNAMAZ 24Ocak2014,Elazığ Kaynaklar BaudrillardJ.(1998).SimulakrlarveSimülasyon. BishopRonald(2000).GoodAfternoon,GoodEvening,andGoodNight:TheTrumanShow as MediaCriticism. BocockR.(1997).Tüketim.DostKitabevi:Ankara. ÇağanKenan(2003).PopülerKültürveSanat.AltınküreYayınları:Ankara. HallGrace(2007).“TheTrumanShow:AVirtualReality? KırelS.(2010).KültürelÇalışmalarveSinema.KırmızıKediYayınevi:İstanbul. RitzerGeorge(2011).BüyüsüBozulmuşDünyayıBüyülemek RitzerGeorge(2011).ToplumunMcDonaldlaştırılması 4
© Copyright 2024 Paperzz