ABDİOĞLU - ÖZDİL SOYAĞACI Abdi Beğ D. (1775-1785) Moğolistan Hüseyin Abdioğlu D. (1795 -1805) Moğolistan Mustafa Onbaşı (Özdil) 1873 - 1960 Ziya Kurt ? Fidase Kurt 1904 - 1969 Arif Abdioğlu (Özdil) 1880 - 1920 Aslan Güler ? Şehriban Güler 1909 - 1948 Mevlüde Güler ? Emine Kurt ? Mustafa Kurt ? Bilal Güler ? Meliha Kurt ? Şerife Kurt ? Hüseyin Kurt ? Ersan Özdil 1978 - Cladia Özdil 1976 - Ersin Özdil 1966 - Nila Özdil 2012 - Ceren Özdil 2001 - Naciye Özdil ? İlhan Özdil 1944 - Ahmet Ayla Doğangün Doğangün ? 1967 Umut Can Doğangün 1999 - Ece Nazlı Doğangün 2002 - Mustafa Abdioğlu (Özdil) ? Hanım Abdioğlu (Özdil) ? Osman (Taş) ? Ali Abdioğlu (Özdil) 1846 - 1915 Kezban Abdioğlu (Özdil) 1849 - 1932 Hilmi Pınar 1965 - ? Kadir Haskaya 1951 - Gülhan Haskaya 1947 - Hacer Haskaya 1972 - Özkan Haskaya 1977 - Şeyda Pınar 1968 - Cemal Çimen 1968 - Ferda Çimen 1971 - Feyza Pınar 1997 - Aşkın Çimen 1991 - Aleyna Çimen 2000 - Nazile Özdil 1946 - Mustafa Abdioğlu D. (1795 -1805) Moğolistan Abdi Abdioğlu (Doğan) ? Ali Osman Abdioğlu (Özdil) 1887 - 1914 (Sarıkamış) Sefer Sati Özdil Özdil 1914 - 2002 1923 - 2007 Abdullah Abdioğlu D. (1795 -1805) Moğolistan Mihrican Hatun D. (1775-1785) Moğolistan Uygur Türkleri’nden Abdi Beğ karısı Mihrican Hatun’u Moğolistan’da bırakır ve 1820-1825 yıllarında üç oğlunu yanına alıp Gobi Çölü’nden hareketle hayvanlarını da sürerek, Hazar Gölü’nün kuzeyinden dolaşır ve Anadolu’ya gelir. Mustafa’yı Trabzon’da, Hüseyin’i Asarcık’ta ve Abdullah’ı Havza’nın Taşkaracaören Köyü’nde bırakır. Hayvanlarını bir daha asla göremiyeceği üç oğlu arasında paylaştırır. Yaşamlarını kurmalarını diler ve ülkesine döner. Hüseyin Abdioğlu (Demiralp) ? Emin Abdioğlu (Ergün) ? Yusuf Abdioğlu 1894 - 1933 Nazife Özdil 1911 - 1973 İrfan Özdil 1953 - Semih Özdil 1979 - Zarife Abdioğlu (Özdil) 1884 - 1967 ABDİ BEĞ’in ÖYKÜSÜ İzzet Abdioğlu (Demiralp) ? Kamile Abdioğlu ? Hüseyin Abdioğlu (Demiralp) ? Kibar Abdioğlu ? Kadir Mevlüde Özdil Özdil 1912 - 1988 1913 - 1952 Vahide Hamit Kaplan Kaplan 1926 - 1963 1932 - 1965 Rasime Özdil 1955 - Serdar Çalıkır 1981- Fidase ? 1953 - Azem Kaplan 1956 - Mevlüde ? 1958 - Elif Çalıkır 1983 - Bayram Özdil 1984 - Nazlı Özdil 1982 - Ali Osman Özdil 1934 - 1991 Ahmet Özdil 1943 - Emine Özdil 1927 - Coşkun Özdil 1958 - Fatma Özdil 1966 - Ali Osman Özdil 2002 - Burçak Özdil 1999 - Cahit Özdil 1959 - Celal Hikmet Özdil Özdil 1913 - 1984 1923 - 1981 Şerife Özdil 1943 - Fevzi Çürük 1946 - Ayşe Çürük 1945 - Melih Özdil 1948 - Nuran Özdil 1954 - Ahmet Çürük 1964 - Hayal Çürük 1966 - Naciye Çürük 1967 - Kadir Çürük 1968 - Gülay Çürük 1969 - Naime Özdil 1957 - Recep Tankır 1962 - Şükran Tankır 1964 - Eyüp Varol 1970 - Şenay Varol 1971 - Yücel Özdil 1963 - Sevinç Özdil 1964 - Levent Tankır 1982 - Rob Taleb 1978 - Gülsen Taleb 1984 - Cengiz Tankır 1987 - Selin Varol 1997 - Serra Varol 2005 - Tuğçe Özdil 1990 - Emir Taleb 2013 - KUTSAL BİR BABA: Zarife Hanım’dan Fidase, Şehriban ve Nazife adında üç kız çocuğu olan Ali Osman Abdioğlu, İstanbul’a gider ve Darülfünun-u Osmani Hukuk Mektebi’nde tahsilini sürdürür. Yazlarını Havza’nın Taşkaracaören (Taşkaracaviran) Köyü’nde ailesi ile geçiren Ali Osman Abdioğlu’nun Kadir ve Celal adında iki oğlu daha olur. Okulunu bitirdiği sırada Rus Harbi çıkar ve üçüncü oğlu Sefer’e hamile olan eşini dahi göremeden, Erzurum’a gitmek için Haydarpaşa Garı’na gelir. Sıhhıye askeri olarak görev yapan amcaoğlu İzzet Demiralp orada kendisini karşılar ve “Sarıkamış’a giden bir daha dönemez vazgeç ve burada kal” diye ısrar eder. İzzet’i omuzundan yakalayan ve sarsan Ali Osman “Ben savaşa gitmezsem, sen savaşa gitmezsen, bu memleketi ve köydeki evlatlarımızı kim savunacak” der ve kendisini bırakmak istemeyen amcaoğlunu eliyle itip, trene biner. İzzet, gözyaşları içinde “Ahdım olsun ki, bütün sülalene, bir çocuk dahi olsalar, babama gösterdiğim saygı ile eğileceğim” demekten başka bir şey yapamaz. Ali Osman’ın göremediği küçük oğlu Sefer, 1990 yılından sonra Şehit Maaşı ile ödüllendirilir. KUTSAL BİR ANA: Ali Osman Abdioğlu’nun sevgili eşi Zarife Hanım, 1914 yılında en büyüğü 12 yaşında olan altı çocuğu ile dul kalır. Taşkaracaören Köyü’nde, iki çocuğu olan ablası ile birlikte tarlaları sürüp, ekinleri biçerler ve evlatlarını büyütürler. Bir gün, bir kitap içerisinde Ali Osman Abdioğlu’nun “Bu benimle bitmemeli, çocuklar da okumalı!” notu bulunur. Aile üç erkek çocuğu birden okutmaya muktedir değildir ve Kadir hakkını okumayı çok isteyen kardeşi Celal’a bırakır. Celal, köyde okul olmadığı için, yedi yaşında Havza ilkokoluna gönderilir. Bu kutsal analar yağmur, kar demeden her hafta Havza’ya odun ve yiyecek taşırlar. Arapça öğrenip, tahsilini sürdüren ve yazları kardeşleriyle tarlada çalışan Celal, ilkokulu bitirip Merzifon Ortaokulu’na başlar. Annesi ve teyzesi her ay kağnı arabası ile kendisine odun ve yiyecek taşımaya devam ederler. Daha sonra İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nde okumayı sürdüren Celal, üniversiteyi bitirir ve Fransızca öğretmeni olarak göreve başlar. 1934 yılında “Soyadı Kanunu” çıkar ve Abdioğlu sülalesi Celal’in seçimi ile Özdil soyadını alır.
© Copyright 2024 Paperzz