6. Anlatım Bozuklukları

Konu Başlıkları
1.
Anlatım Bozuklukları
1. Anlam Bakımından Anlatım Bozuklukları
1.
Tekrarlar ve Gereksiz Sözcük Kullanımı
2.
Sözcüklerin
(Anlamı
Birbirleriyle
Karıştırılması
Karıştırılan Sözcükler)
3.
Yanlış Anlamda Kullanılan Kelimeler
4.
Yerinde Kullanılmayan Sözcük veya Öğeler
5.
Anlamca Çelişen Sözcüklerin Kullanılması
6.
Deyim ve Atasözlerinin Yanlış Kullanımı
7.
Yardımcı Eylemlerin Gereksiz ve Yanlış Kullanımı
8.
Mantık Hataları
9.
Zamir
Anlatım
Bozuklukları
Eksikliğinden
Kaynaklanan
Temel Kavramlar
Bu bölümde; anlatım bozuklukları içerisinden anlam bakımından anlatım
bozuklukları konusuna değinilecektir.
Anlatım Bozukluğu
Anlatım bozukluğu duygu ve düşüncelerin sözlü ve yazılı olarak bazı nedenlerden
dolayı açık ve doğru şekilde anlatılamamasıdır. Anlatım bozukluğu cümle ve cümleyi
oluşturan sözcük gruplarıyla ilişkilidir. Her cümle belli bir düşünceyi, duyguyu ifade
etmek için kurulur. Bu cümlelerin, ifade edeceği anlamı açık ve anlaşılır bir biçimde
anlatması gerekir. Bu özelliği göstermeyen cümleler anlatım bakımından bozuktur.
Anlatım bozukluklarını iki ana başlığa ayırabiliriz:
1. Anlam Bakımından Anlatım Bozuklukları
2. Yapı Bakımından Anlatım Bozuklukları
Anlam Bakımından Anlatım Bozuklukları
Tekrarlar ve Gereksiz Sözcük Kullanımı
Cümlede gereksiz sözcük kullanımı anlatımı bozar. Anı anlamı içeren sözcüklerin bir
arada kullanılması, Türkçedeki bir sözcüğün yabancı asıllı eşanlamlısının aynı cümlede
kullanılması bu tip anlatım bozukluklarının en önemli sebepleri arasındadır.
Ör: Dayımla yıllardır, sürekli karşılıklı mektuplaşırız.
Cümlesinde mektuplaşma işinin zaten karşılıklı yapılmasından dolayı “karşılıklı”
sözcüğü gereksiz kullanılmış ve anlatım bozukluğu doğmuştur.
Ör: İnsanların her hareketini eleştirip, tenkit etmek yanlıştır.
Cümlesinde eleştirmek ve tenkit etmek aynı anlama gelen sözcüklerdir. Bu yüzden
ikisinin bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmıştır.
Ör: Geçmişteki anılardan bir demet sundu.
Cümlesinde “anılar” sözcüğü gereksiz kullanılmıştır. Çünkü anı zaten geçmişte olur. Bu
yüzden cümlede anlatım bozukluğu oluşmuştur.
Sözcüklerin Birbirleriyle Karıştırılması (Anlamı Karıştırılan Sözcükler)
Ses ve biçimce birbirine yakın sözcüklerin birbirleriyle karıştırılmasından dolayı yapılan
anlatım
bozukluğudur.
Karıştırılan
sözcüklerden
bazıları
şunlardır;
yanaşmak/yaklaşmak, uygunluk/ uyum, ayrıntı/ ayrım, öğretim/ öğrenim, karşın/
karşılık, çekimser/ çekinmek, mahsur/ mahzur, özgü/ özgün, tanıştırmak/ tanıtmak,
etken/ etkin, yayımlamak/ yayınlamak, geçiş/ geçit…
Ör: Çocukların birbirleriyle uygunluk içinde oynamaları umut verici bir durum.
Bu
cümlede
“uygunluk” sözcüğü
yerine
“uyum”
sözcüğünün
kullanılması gerekmektedir.
Ör: Başvuruda adaylardan son öğretim durumlarını belirten belge isteniyor.
Bu cümlede “öğretim” sözcüğü yerine öğrenim sözcüğü kullanılmalıdır.
Ör: Yazılarında kendine özgün, akıcı bir üslup kullanmamasına kaşı çok satanlar
listesine girmeyi başardı.
Cümlesinde “karşı” sözcüğünün yerine “rağmen” sözcüğü kullanılmalıdır.
Yanlış Anlamda Kullanılan Kelimeler
Sözcükler anlamına uygun şekilde kullanılmadığında ya da yanlış anlama gelecek
şekilde kullanıldığında ortaya anlatım bozukluğu çıkar.
Ör: Bence sizin bu yarışı kaybetme şansınız hiç yok.
Bu cümlede “şans” sözcüğü yanlış kullanılmıştır. “İhtimal” veya “olasılık”
sözcüklerinden birisi kullanılmalıdır.
Ör: Bu işi babamın sayesinde kaybettim.
Cümlesinde “sayesinde” sözcüğü yerine “yüzünden” sözcüğü kullanılmalıdır.
Ör: Öğretmen tırnakları büyük olanları derse almayacağını söyledi.
Cümlesinde “büyük” sözcüğü yerine “uzun” sözcüğü kullanılmalıdır.
Yerinde Kullanılmayan Sözcük veya Öğeler
Bir cümlede sözcük veya öğelerin uygun yerde kullanılmaması anlatımı bozar.
Ör: Yeni arabamı almıştım ki kaza yaptım.
Cümlesinde “yeni” sözcüğünün yeri anlatımda bozukluğa yol açmıştır. Doğru şekli
“Arabamı yeni almıştım ki kaza yaptım.” olmalıdır.
Ör: Her sokakta kalan hayvanı eve almamalıyız.
Cümlesinde “her” sözcüğü yanlış yerde kullanılmıştır. Cümlenin doğru şekli “Sokakta
kalan her hayvanı eve almamalıyız” şeklinde olmalıdır.
Ör: Meyveler çok sıcakta kaldıklarından dolayı çürümüştü. Cümlesinde
“çok” sözcüğü yanlış yerde kullanılmıştır.
Anlamca Çelişen Sözcüklerin Kullanılması
Cümlede anlamca çelişen sözcüklerin bir arada kullanılması anlatımı bozar. Genellikle
bu tür anlatım bozuklukları ihtimal-kesinlik çelişkisinden doğar.
Ör: Herhalde bu olaydan kesinlikle haberdar olmak isteyecektir.
Cümlede hem herhalde (ihtimal) hem de kesinlikle (kesinlik) sözcüklerinin bir arada
kullanılması çelişki oluşturmuş ve anlatım bozukluğuna yol açmıştır.
Ör: Şüphesiz o ödev bugüne kadar bitmiş olmalı.
Neredeyse tam beş yıldır görüşmüyoruz.
Tam olarak benim gelmem aşağı yukarı 10 dakikayı bulur.
Deyim ve Atasözlerinin Yanlış Kullanımı
Deyimler ve atasözleri kalıplaşmış ifadelerdir. Bunlara sözcük eklenmez veya bunlardan
sözcük çıkarılmaz. Kullanılan deyim ve atasözünün cümleye uygun olması gerekir. Aksi
takdirde anlatım bozukluğu meydana gelir.
Ör: Çocuk korkudan etekleri zil çalar gibi koşuyordu.
Cümlesinde “etekleri zil çalmak” deyimi kullanılan bağlama uymamaktadır.
Ör: Annesinin aldığı hediyeyi görünce paçaları tutuştu.
Cümlesinde “paçaları tutuşmak” deyimi cümlenin anlamına uymamaktadır ve bu
yüzden anlatımda bozukluğa yol açmıştır.
Ör: Ben gelince yüzünden dökülen bin parça oldu.
Cümlesinde “dökülen” sözcüğünün yerine “düşen” sözcüğü kullanılmalıydı.
Yardımcı Eylemlerin Gereksiz ve Yanlış Kullanımı
Türkçede doğrudan fiil olarak çekimlenebilecek bir kelimenin yardımcı fiil olarak
çekimlenmesi ve yanlış yardımcı fiilin kullanılmasından kaynaklanan anlatım
bozukluklarıdır.
Sıkça Yapılan Yanlış Kullanımlar:
sinir ol- (sinirlenmek), hasta ol- (hastalanmak), gecikme yap- (gecikmek), bekleme yap(beklemek), amaç yap- (amaçlamak), etki et- (etkilemek), ayar yap- (ayarlamak), şüphe
et- (şüphelenmek), kuşku et- (kuşkulanmak), umut et- (umutlanmak), uyarı yap(uyarmak)…
Ör: Gösteride çok fazla heyecan yapmış olsa da performansı iyiydi.
Cümlesinde “heyecan yapmak” yerine “heyecanlanmak” ifadesi kullanılmalıydı.
Ör: Gereksiz yere ondan kuşku etmeyelim. (kuşkulanmayalım)
Bu işyerine gereksiz yere başvuru yapma. (başvurma)
Trafik polisi yoğun trafikte sıkışmış ambulanstaki kadını kurtarmak için gereksiz
bekleme yapmayalım diye anons geçti. (beklemeyelim)
Not: Bazen kelimelerin bağlandığı ortak fiiller de anlatımda bozukluğa sebep olur.
Ör: Bu olay bize yarar mı sağladı zarar mı belli değil.
Cümlesinde “yarar” ve “zarar” sözcükleri sağladı fiiline bağlanmıştır ve anlamda bir
bozukluk meydana gelmiştir.
Mantık Hataları
Doğru bir ifadenin aynı zamanda da temek mantık kurallarına da uygun olması gerekir.
Mantık hatasının bulunması anlatım bozukluğuna yol açar.
Ör: Bırakın bir çocuğa bakmayı kreş bile açamaz.
Cümlesinde çocuk bakmak kreş açmaktan daha zor gibi anlamlandırıldığı için cümle
anlatım açısından yanlıştır. Doğru şekli “Bırakın kreş açmayı bir çocuğa bile bakamaz”
olmalıdır.
Ör: Seninle değil şu odaya gitmek şehir turuna bile çıkılmaz.
Cümlesinin mantık açısından doğru şekli “Seninle değil şehir turuna çıkmak şu
odaya bile gidilmez” olmalıdır.
Zamir Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları
Bazı cümlelerde iyelik zamiri kullanılmadığında bir anlam kargaşası ortaya çıkar. Eğer
cümlenin başına hem senin hem de onun zamirleri getirilebiliyorsa o cümlede anlatım
bozukluğu vardır. Bu belirsizliği gidermek için cümlenin uygun yerine iyelik zamiri
eklenmelidir.
Ör: Gideceğini kimse önceden bilmediği için herkes çok şaşırdı. (Kimin gideceği?)
Bana ne getireceğini bilmiyorum. (Kimin getireceği?) Ne
yaptığını bana anlat. (Kimin ne yaptığı?)
Not: Bazen bu belirsizlik noktalama işaretleri ile giderilebilir.
Ör: O sınavı geçemedi. (O, sınavı geçemedi.)
Hırsız adamı döverek öldürmüş. (Hırsız, adamı döverek öldürmüş.)
Doktor kadına seslendi. (Doktor, kadına seslendi.)