İSAYEV, Hurşit-TÜRK ÖĞRENCİLERİN RUSÇA

795
TÜRK ÖĞRENCİLERİN RUSÇA ÖĞRENİMİNDE
KARŞILAŞTIKLARI ZORLUKLAR VE BU ZORLUKLARIN
DEĞERLENDİRİLMESİ
İSAYEV, Hurşit
TÜRKİYE/ТУРЦИЯ
ÖZET
Yabancı dil öğreniminde öğrencilerin karşılaştıkları en büyük engellerden biri
anadil ve yabancı dil arasındaki anlam ve yapı farklılıklarıdır. Aynı dil ailesine
mensup dillerin yapı bakımından benzerlikleri diğer dil ailelerine mensup dillerle
karşılaştırıldığında yerini bu yapı farklılıklarına bırakmaktadır. Dilbilgisi, ses
bilgisi, kelime bilgisi, cümle bilgisi, değişik dil ailesine mensup diller arasındaki
en büyük farklılıkları oluşturmaktadır. Bir kelime farklı dillerde aynı şekilde
ifade edilebilirken, yapı bakımından değişikliklerin dillere yansıması, farklı
dil ailesine mensup diller arasında kesin çizgilerle ayrılan farklar ortaya koyar.
Bu farklılıklar dil öğreniminde çeşitli zorluklara yol açmaktadır. İncelememize
konu olan Rus dilini öğrenen Türk öğrencilerin karşılaştıkları sorunların başında
cümle ve kelime yapısından kaynaklanan sorunların geldiğini görmekteyiz.
Öğrencilerimizin, iki dilin ses özelliklerinin birbirinden farklı olması nedeniyle
yaptıkları hataların başında yazım yanlışları gelmektedir. Bu çalışmada Rus dili
öğrenen Türk öğrencilerin karşılaştığı zorluklar, yaptıkları hatalar incelenmiş, bu
dilin öğrenilmesinde yeni yöntemlerin bulunması ve denenmesi amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Rus dili, Rusça öğretimi, Türkçe, Türk eğitim sistemi.
ABSTRACT
One of the most common problems the students confront during thr foreign
language education is the differences of meaning and structure between the mother
tongue and target language. Whereas there are structural similarities among the
languages coming the same language family, there are differences among the
languages from other language families. Gramer, phonology, vocabulary and
syntax form the most basic differences between the languages from different
language families. While a word may be expressed in the same way in different
languages, the structural differences in the languages creates a definite line among
the languages from different language families. These differences lead to various
difficulties in language learning. In our study, we see that the most common
problems Turkish students face while learning Russian are those related to syntax
and vacabulary. Since the phonological aspects of both Turkish and Russian are
different, one of the most common problems of our students is the spelling error.
796
In this study, the problems and errors of the Turkish students learning Russian
have been examined and it was aimed to find them and implement new methods.
Key Words: Russian Language, teaching Russian, Turkish, Turkish education
system.
--Türk ve Slav halkları komşuluk vb. alakalardan dolayı tarih boyunca
birbirleriyle münasebeti olan halklardandır. Tarihi ilişkiler, sosyolojik ve
kültürel etkenler onların bu münasebetlerinde belirleyici unsur olmuştur. Akad,
N. A. Baskakov’un da söylediği gibi “Türk boyları Doğu Slavlarının (Ruslar,
Ukraynalılar, Beyaz Ruslar) kelime hazinesinde belli izler bırakmıştır” (Baskakov,
1985: 5). 10. yüzyılda Doğu Slavlarının Hristiyanlığı kabul etmesiyle, Rusların
“milletleşme” süreci hızlanmıştır. Her iki halkın millî gelişim süreçlerini farklı
şekillerde ve tarihlerde tamamlamış olmasına rağmen, her iki halkın da dil ve
kültür tarihinde derin köklere sahip birçok benzerlik mevcuttur. Günümüzde de
Türkiye ve Rusya iki büyük komşu ülke olarak, bu derin köklere sahip Türk ve
Rus halkının manevi servetlerinin taşıyıcısı konumundadırlar.
İki devletin son dönemlerdeki, sosyal ve ticari alanlardaki işbirliğinin artması
ile, Türkiye’de Rus diline olan ilgi de artmıştır. Çağdaş Türk eğitim sisteminin en
önemli özelliklerinden biri de yabancı dil öğrenimine verdiği önemdir.
Yabancı dil öğreniminde öğrencilerin karşılaştığı en büyük sorunlardan biri olan
ana dil ile öğrenilen yabancı dil arasında yapı bakımında görülen farklılıklardır.
Aynı dil ailesine mensup dillerin yapı bakımından benzerlikleri diğer dil ailelerine
mensup dillerle karşılaştırıldığında yerini bir yapı farklılıklarına bırakmaktadır.
Dil bilgisi, ses bilgisi, kelime bilgisi, cümle bilgisi, değişik dil ailesine mensup
diller arasındaki en büyük farklılıkları oluşturmaktadır. Bir kelime farklı dillerde
aynı şekilde ifade edilebilirken, yapı bakımından değişikliklerin dillere yansıması
farklı dil ailesine mensup diller arasında kesin çizgilerle ayrılan farklar ortaya
koyar. Bu farklılıklar dil öğreniminde çeşitli zorluklara yol açmaktadır.
İncelememize konu olan Rus Dili öğrenen Türk öğrencilerinin karşılaştıkları
sorunların başında, cümle ve kelime yapısından kaynaklanan sorunların geldiğini
görmekteyiz. Öğrencilerimizin iki dilin ses özelliklerinin birbirinden farklı olması
nedeniyle yaptıkları hataların başında yazım yanlışları gelmektedir.
Bilindiği gibi dünya dillerinde eklerin kullanılmasından iki yöntem
vardır. Hint-Avrupa Dilleri “fusio” (kaynaklaşma) dillerine, Turan dilleri ise
“agglutinativ” (yapıştırma) aittir. (Reformatskiy, 1987: 52-76) ) E. Sepir’e göre
ise “Farklı mantığa sahip olan Türk dili ile mukayesede Hint-Avrupa söz dizimi
“kaprisli” , “yanıltıcı” ve “ağırdır”. (Sepir, 1934: 94) Bu açıdan, Rusça öğrenen
öğrencilerin bu farklılıklardan kaynaklanan zorluklar yaşadıkları görülmüştür.
797
Rus dilinde, Türk dilinden farklı olarak isimlerin cins kategorisi vardır.
Her iki dilde “canlılık” anlayışı farklıdır. Ses Bilgisi, fiillerde zaman, çekim
kategorisi, hareket fillerinde bitmiş eylemi gösteren fiiller, “СЯ” ile biten
dönüşlü fiiller, önekler, edatlar, bağlaçlar, dönüşlülük fiiller, işaret zamirleri vs.
de iki dil arasındaki farklılıkları oluşturan belli başlı etmenlerdir. Bu nedenle, Rus
dilbilgisinin yabancı öğrenciler tarafından öğrenilmesi, onların sık sık kavramları
karıştırmasına neden olmaktadır. Bunun için her iki dilin mukayeseli analizi
büyük önem taşımaktadır. Bu yöntemle, etnopsikoloji ve kültüroloji yöntemleri
de birleştirilir. Örnek olarak şu kelimeleri ele alalım: любить” (sevmek), “ждать”
(beklemek), “брать”(almak), “отец”(baba), “мать”(anne), “брат”(erkek kardeş),
“сестра”(kız kardeş). Bu kelimelerle, Türk ve Rus dilinde istediğimiz cümleyi
kurabiliriz. Dilbilgisi kurallarına göre Rusça “брат”’ın Türkçedeki “ağabey”in
anlamını karşılayıp karşılamaması önemli değil. Burada önemli olan, Türk
dillerinde “baba”, “anne”, “kardeşler” isimleri aynı paradigmada çekilecek,
sadece farklı hallerde olup, gösterilen fiillerin çekiminde aynı kalacak. Rus dilinde
ise bunun tam tersi olarak, “любить” (sevmek) ve “ждать” (beklemek) fiilleri
farklı çekim örneklerine aittir. “Родить” (doğurmak) fiili de gövdesinde ünsüz
değişmesi olmadan çekimlenemez. “Родить = рожу” (doğuruyorum), “брать”
(almak), fiili ise özüne ve zamanına göre hem de supletivizmle (özel olarak HintAvrupa dillerinden yeni eklerin ve gövdelerin oluşma kuralı) bağlıdır. Örneğin,
“отец” (baba), “мать” (anne), “сестра”(kız kardeş) farklı şekilde çekimleniyor.
Ayrıca “отец” (baba), “брат” (erkek kardeş) aynı paradigmaya (çekim örneğine)
mensup olmalarına rağmen çoğul yapılırken farklı çekimleniyorlar.
Türk ve Rus dillerinde, cümlede kelimelerin kuruluşu da, sıralanışı da
tamamen farklıdır. Rus dilinde normal olarak birinci yerde özne, ikinci yerde
yüklem ve üçüncü yerde tümleç olurken, Türk dillerinde ise tam tersine genelde
tümleç, yüklemden önce gelir. Genel olarak bazı özellikleriyle Rus dili diğer
Avrupa dillerinden de böyle ayrılıyor. Örneğin, Rus dilinde “у меня есть...”
yapısı ile başlayan cümlelerde eşyanın adı yalın hâlde olurken, eşyanın sahibi ise
(-in) hâlinde çekimleniyor: “У меня есть книга” (Benim kitabım var).
Rus dilini, hızlı ve kalıcı öğrenilmesi için klasik yöntemler olduğu gibi,
son dönemlerde yaygınlaşan yeni yöntemler de vardır. O. D. Mitrofanova’nın
ve V. G. Kostomarov’un ortaya koydukları yöntemler, önemli ve etkili
sayılabilecek yöntemlerin de başında gelmektedir. Onların yöntemine göre,
yabancı dil öğrenirken, anadilden olabildiğince fazla yararlanılmalıdır. Yabancı
dil derslerinde öğrenciler, anadili ve öğrenilen dili karşılaştırabilme yeteneğine
kavuşturulmalı, ders araç ve gereçlerinin seçiminde anadil ve kültürü göz önünde
bulundurulmalıdır. Derslerde, anadilden sık sık faydalanılmalıdır. (Kostomarov,
V. G.-Mitrofanova, O. D., 1979: 67-73).
Ders tecrübesi gösteriyor ki, Rus dilinin öğrenilmesinin temelinde kompleks
yöntemler mevcuttur. Ancak, Rus dilbilgisinin dolambaçlı yapısına girmek,
798
pratik açıdan bir fayda sağlamamaktadır. Öğrenilmiş dil bilgisi kurallarının
pratiğe dönüşmesi esnasında öğrenci birtakım zorluklarla karşılaşmaktadır. Bu
sorunun çözümünde önemli olabilecek yöntemlerden başında, öğrencinin söz
dağarcığını artırmak, artırırken de öğrencinin, Rus dilbilgisi kuralları dahilinde
öğrendiği kelimeleri, olabildiğince fazla kullanmasını, pratik yapmasını
sağlamaktır. Öğrencinin, öğrendiği kelimelerin özelliklerini bilmesi de, onun
pratik kazanmasını sağlayacak yöntemlerden biridir. Bu açıdan, kelimelerin ve
deyimlerin oluşmasında, nasıl sıralanması gerektiği, sözlerin anlamca kuruluşu,
isimlerin onomastiği, toponimisi, kelimelerin leksik ve gramer manaları,
sözlerin ilk ve mecaz anlamlarının açıklanması, eş okunuşlu kelimelerin
(omonim), omoformların, anlamdaşların, zıt anlamlıların, terimlerin, kelimelerin
etimolojisinin, yabancı kaynaklı sözcüklerin, deyimlerin öğrenilmesi ve
kullanılması önemli hale gelmektedir.
Örneğin, özel bir kişi ismi, onun ürettiği bir eşyaya verilebiliyor. İskoçyalı
Mak İntosh ismi onun ürettiği eşyaya geçmiştir. “Mauzer, brauning, galife”
kelimeleri de aynen bu şekilde oluşmuştur. Toponimik özel isimler de cins isim
olabiliyor. Örneğin, Boston kumaşının ismi Amerika’da ki “Boston” şehrinden,
Şeviot kumaşı İskoçya’da bir dağdan, Keşmir kumaşı ise Hindistan’nın
bir şehrinden geliyor. Bu tür isimlerin kullanılması, onlarla ilgili olayların
açıklanması öğrencide bir merak uyandırıyor ve bu tür kelimelerin hafızada
kalması kolaylaşıyor. Mesela aynı örneklerden Rusya’daki “Sofya”, “Piyotır”,
“Tatyana” kelimeleri sırasıyla Türkçe’de “müdrik”, “taş” ve “tatlı” anlamlarına
geliyor. Öğrencinin bunu bilmesi, kelimelerin akılda kalması için ona büyük bir
kolaylık sağlayacaktır.
Rus edebiyatı derslerinde “söyleyen” soyadlarının açıklanması hem bu
isimlerinin doğru yazılışına hem de bu adları taşıyan eser kahramanlarıyla
bağlı olayların kavranılmasına yardımcı oluyor. Örneğin, Puşkin’in “Yevgeni
Onegin’inde” Onegin Rusya’da bir göl adından gelmekteyken, Lermontov’un
“Çağımızın Kahramanı’da” ise Peçorin Rusya’daki Peçora gölünden alınmıştır.
Birçok klasik Rus yazarlarının belirli eserlerinde kahramanların soyadı onların
karakterini, sosyal durumunu ve manevi ahlakını yansıtıyor. Bu kelimeler
aynı zamanda Rusça’nın söz varlığına dâhil olan kelimelerdir. Okur bu adlara
rastladığında onların hangi düşünceye sahip olduğunu biliyor. Mesele Gogol’un
“Nefski Caddesi’nde” kahraman Piskaryov soyadını taşıyor. Piskar hakikaten
de küçük bir balık türüdür ve bu eserde kişiyi her şeyden çekinen, hayatını
hayaller üstüne kuran birisi olarak görüyoruz. Dostoyevski’nin “Zavallı İnsanlar”
romanında Makar Devuşkin soyadı dikkat çekiyor. Makar bir dîni isim olarak
manevi saflığı simgelerken, “Devuşkin” kelimesinin kökeninde ise kız sözü
duruyor. Yani bu romanda hayatta her şeyden korkan, kimsesiz, zavallı bir insan
bu kelimelerle adlandırılmıştır. Eserdeki kahramanın sosyal yapısını da zihninde
canlandıran bir öğrenci, bu kelimeleri hafızasında kolayca saklayabilecektir.
799
“İdiot” romanında ise kahraman Lev Mışkin adını taşıyor. Rusça Lev “aslan”,
mışkin kelimesinin kökünde ise fare anlamına gelen “mış” sözcüğü var. Eserde
de, kahramanın içinde birbirine zıt olan iki önemli yön görüyoruz. Onun bir
yandan ahlakça saf, dürüst, yüksek ahlak değerlerine sahip olması, diğer taraftan
mevcut sosyal çevrenin baskısı ve maneviyatını yitirmiş insanların çevresinde
olması, onu bir fare gibi güçsüz ve zavallı hale getiriyor. “Dünyayı güzellik
kurtaracak.” ve “Güzellik satılık değil.” gibi yüksek felsefi fikri söyleyen Mışkin
hayat gerçekliklerinden dolayı saf, ulvi aşkını savunamıyor.
Yabancı dil öğretiminde bir diğer önemli noktalardan biri de çeviridir.
Karşılaştırmalı çeviri, dilin öğrenilmesinde önemli bir yere sahiptir. Çeviri
esnasında, orijinal dil ile çevrilen metin arasında bir bağ oluşuyor. Her iki metni
karşılaştırınca, metinler arası bağlantıyı, çevirinin orijinal metne sadıklığını
görmek, hataların incelenmesi açısından önem arz ediyor. Fakat bilindiği gibi
çevirilerde en zorluk çekilen kısımlardan biri deyimlerdir. Çünkü, “Deyimler
her zaman milletin görüşünü, sosyal kuruluşunu, kendi döneminin ideolojisini
yansıtır.” (Larin B. A., 1977; 45). Bu, nedenle en dikkat edilmesi gereken
yerlerden biri de deyimlerdir. Çeviri sırasında çoğu zaman, eğer öğrenci dile
vakıf değilse iki dilli sözlükten deyimleri, çeşitli kelimeleri, cümleleri çevirmek
öğrenci için bazen çok zor, bazen de imkansız oluyor. Bu açıdan çeviride çoğu
kez kullanım yanlışlıklarına ve fikir karmaşalığına rast geliniyor. Büyük Alman
bilim adamı İ. Herder çeviri için şunu söylemiştir: “Yabancı dilin özgünlüğünü,
ana dilin ise kaidesini saklamak gerekiyor.”
Rus ve Türk kelimelerinin anlam oylumunun birbirine uymaması nedeniyle
çeviri yaparken öğrenciler, gerekli kelimelerin seçilip kullanılmasında zorluk
çekiyorlar. Örnek vermek gerekirse şu kelimelere bakalım: “беречь” (saklamak),
“стеречь” (beklemek), “хранить” (saklamak, muhafaza etmek, mec. tutmak).
Derslerde yapılan hatalar gösteriyor ki, öğrenciler bu kelimeleri öğrenirken
birbirlerinden ayrıldıkları noktaları öğrenememiş, ya da kendi dilinin sosyal
yapısıyla bir tuttuğu için farklı kullanımlarını kavrayamamıştır. Sonuçta bu
kelimeler eş anlamlı bilinmiş, çeviri esnasında bu yanlış bilgiden dolayı sıklıkla
hata yapılmıştır. Bu sorunun çözümünde, sorunun temeline inilmesi, hatalı
öğrenilen kelimeler konusunda öğrencinin bilinçlendirilmesi önemlidir. Ancak,
sadece bunla yetinilmemelidir. Çevirisi yapılan metin üzerinde tartışılmalıdır.
Metin, önce cümle cümle morfem, takı, kelime yapıları, anlam bilgisi vb. yönden
incelenmeli, daha sonra da anlam, orijinal dilin sosyal ve kültürel yapısı vb.
yönlerden metnin bütününü gözden geçirerek hatalar irdelenmelidir.
Bilindiği gibi, yazılı ve sözlü konuşmalarda yapılan yanlışlar, öğrenilmiş dil
normlarının, kurallarının bozulmasından ileri geliyor. Burada, öğrencinin görevi,
öğretmenden daha fazladır. Öğretmen başka birisi için ona yeni olan dil sistemini
veremez, geçiremez, O ancak ona yardımcı olabilir.” (Zelenskaya, 2002: 25). Bu
açıdan konuşmada dil normlarından dışarı çıkan öğrencilerin yaptıkları yanlışların
800
öğrenilmesi önemlidir ve bu yanlışlıkların tahlili pratik ve teorik bakımdan özel
önem taşır. Türk öğrencilerin yabancı dilin ses biliminde bıraktıkları yanlışlar
bir çok hallerde Türk dili için karakteristik olmayan ve özellikle Türk dili ses
biliminde kullanılmayan sorunlardan ileri gelir. Bu tür yanlışlara sık rastlanır.
Bildiğiniz gibi Türk dilinde “x”-kh, “ц”-ts, “щ”-şç ünsüz harfleri
olmadığından öğrenciler kelimelerin yazılışında genelde yanlışlıklar yapıyorlar.
Örneğin “выдубецкий монастырь-выдубечкий монастырь (manastır), цельчель (amaç), чай-цай (çay), национальный-начиональный (millî), царицачарича (çar), отрицание-отричание (inkâr). İçinde “h” harfi olan yabancı
sözcüklerde “h” harfi Rus dilinde “g” olarak kullanılıyor. Bazen de “h” harfi
Rusça’da “x” harfi yerine kullanılıyor. Tabi ki öğrenci bütün sözlerin ve
terimlerin manasını anlamadığı için onları karıştırıyor. Örneğin, “Фонвизин был
гуманистом” (Fonfizm humanisttir.) yazmak isteyen bir öğrenci “Фонвизин был
хуманистом.” şeklinde yazabilmektedir. “Безухов” yerine “Безуков” yazmak da
Türk öğrencilerin sık düştükleri hatalardandır. Yaygın olarak da “j” yerine “ç” ve
“ş” yerine “ç” yanlış olarak yazılıyor (Ужинать-учинать журавли-шуравли).
Bazen kelimelere ek olarak harfler koyulur (epiteezler), (Radio-Radivo) veya
ünsüz harf düşürülür (dierez); [честный-чесный] - (dürüst, samimi), [праздныйпразный]-(boş durma, gezme); (л), (зд), (ст) çıkarılmasını görüyoruz.
[Cолнце-сонце]-(güneş), [праздник-празник] - (bayram), [повестка-повеска](ihbarname, gündem), [поездка-поезка]-(gezi), [детство-дество]-(çocukluk),
[прежде-предже]-(önceki). Bazen kelimelerin önüne harf eklenir ya da harfler
yanlış yerlerde kullanılır. Örneğin, “это” yerine “ето” (şu), “шла” yerine “ишла”
(gidiyordu), “труд” yerine “туруд” (iş), “богатый” yerine “богатный” (zengin)
kelimeleri gibi.
Belirtmek gerekiyor ki bu durum Türk dilleri için tipik bir durumdur. Çünkü,
Türk dillerinde sözün önüne birkaç ünsüzün gelmesi imkânsızdır. “штаныиштаны” (pantolon), “rıza-irıza”, “stres-sitres”, “spor-sipor” vs. Anadolu’nun
bazı yörelerinde de yaygın olarak kullanılan bazı kelimelerin başına sesli harfler
koymak, Türkçe’nin yapısından kaynaklanan bir durumdur.
Eğer yabancı dil öğrenen öğrencilerin yazılı ve sözlü konuşmalarındaki
yaptıkları yanlışları tahlil etmiş olursak, onların sık sık mevcut dil kurallarından
dışarı çıktıklarını görürüz. Tabii burada unutulmaması gereken bir nokta var.
Aslında yabancı dil öğrenen öğrenciler gramer kurallarını yanlış kullansalar da,
öğrendikleri kurallara göre istisnai durumları göz önünde bulundurmadıkları için
gramer kurallarını mantık olarak doğru kullanıyorlar. Örneğin, gramer krallarına
göre eğer “читать” (okumak) fiili şimdiki zamanın birinci şahısında “читаю”
oluyor. Fakat birçok fiil var ki, çekimlendiklerinde bazı ünsüzler diğer ünsüzlerin
yerine konuluyor. Örneğin, “плакать” (ağlamak) “плачу” (ağlıyorum), burada “k”
ünsüzünün yerine “ç” geliyor. “Искать” (aramak) “ищу” (arıyorum), burada da
801
”sk” ünsüzlerinin yerine “щ” ünsüzü yazılıyor. Rus dilini öğrenen Türk öğrencisi
“читать” örneğinde öğrendiği kuralı diğer söz çekimlerini de uyguladığı için hata
yapıyor: “плакать-плакаю”, “искать-искаю”, “сказать-сказываю”.
Cümle kurarken veya kelimeleri kullanırken en önemli hatalar çevirilerde ortaya
çıkıyor. Öğrencilerin yaptıkları hatalardan gördüğümüz kadarıyla, öğrenciler
kelimeleri sözlük vasıtasıyla ararken kelimenin konuya anlamca uygun gelip
gelmediğini bulamıyor. Sözlükte olan bazı kelimelerin hangi anlamda olduğunu,
kelimenin eşanlamlısının mevcutluğunu veya cümle oluşturmaya uygun olup
olmadığını tayin edemiyor. Türk öğrencisi oluşturacağı bir cümlede gereken
bütün kelimelerin anlamlarını bilse bile, önce kendi dilinde onu düşünüyor ve
kuruyor, sonradan onu Rus diline çevirmeye çalışıyor. Bu, hataların en önemli
nedenini oluşturuyor. Deyimler de bu sık yapılan hataların başında gelmektedir.
Örnek olarak şu cümleyi ele alalım. Rusça “под деревом на земле что-то
лежало” (Ağacın altında bir şey duruyordu). Öğrenci bu cümleyi “Kapının
altında bir şey yatıyordu” şeklinde çevirmiştir. Çünkü, öğrenci “дверь” (kapı) ve
“дерево” (ağaç) kelimelerini karıştırmıştır. Her iki kelimede de “d”, “v” , “r”
ünsüzleri var olduğundan öğrenci “ağaç” yerine “kapı” kelimesini kullanmıştır.
Bir diğer örnekte ise, Türk öğrenci tarafından kurulan bir cümleyi ele alalım.
“Простокова держалась с крестьянами плохо”. Öğrencinin kurduğu cümlenin
Türkçe’ye çevirisi “Prostokova köylülerle kötü tutuyordu” şeklindedir. Oysa
bu cümle, Türkçe doğru bir cümle değildir. Öğrencinin kurmak istediği cümle,
“Prostokova köylülere kötü davranıyordu” şeklindedir. Bu cümleyi Rusçaya
çevirdiğimiz zaman “Простокова обращалась с крестьянами плохо” şeklinde
olmalıdır. Örnekteki cümlede, öğrenci “держать” (tutmak, saklamak) fiilini
“обращаться” (davranmak) fiiliyle karıştırmış ve böylece cümlede anlatım
bozukluğu meydana gelmiştir. Diğer bir örnek ise XII. yüzyılda yazılmış “İgor
Destanı’nın” bir parçasından çevrilen bir cümledeki yanlışlıktır. Destan’da
geçen, “İgor’un eşi Yaroslavna’nın Dinyeper Nehri’ne, rüzgâra, güneşe dönerek,
eşi İgor ve oğlu Vladir için dua ettiği kısmı çevirmek isteyen bir öğrenci: “Она
молила как одна мать как одна жена” (O dua ediyordu hem bir anne gibi hem
de bir eş gibi) demiştir. Bu Rusça cümlede, kuruluş açısından ciddi hatalar vardır.
Öğrenci bu deyimi önce Türkçe kurmuş ve sonra Rusçaya çevirmiştir. Bilindiği
gibi deyimleri başka bir dile olduğu gibi çevirmek imkânsızdır. Deyimin Türkçe
gerçek çevirisine gelirsek cümle böyle olmalıydı: “O bir anne ve bir eş gibi dua
ediyordu”. Öncelikle “-molila (dua ediyordu)”; bu kelime Türkçe olarak doğru
gibi görünse de, Rusça’da doğru değildir. Doğru olması için fiilin “ся” dönüş
ekiyle yazılmalıydı. Bu yüzden cümle Rusça olarak “она молила” yerine “она
молилась” şeklinde yazılmalıydı.
Bir başka hatada ise öğrenci 18. yüzyılın.’ın Rus yazarı Fonvizim’in
“Yeni Yetme” komedisindeki kahramanın sözlerini şöyle yazmıştır: “Он
802
(Митрофанушка) сказает: не хочу учиться, хочу жениться”. Bu cümlede
öğrenci “сказать” (demek, söylemek) fiili ile “говорить” fiilindeki farkı
anlamamış ve bu cümlenin kuruluşunda ciddi bir hata yapmıştır.
Bazen cümlede fiilin düzgün kullanılmamasından kaynaklanan karışıklıklar
meydana geliyor. “Он всю жизнь поставил революционной борьбе” (O
bütün hayatını devrim mücadelesine koydu). Burada çeviren öğrenci “adamak”
kelimesinin yerine “koymak” kelimesini kullanmıştır. Cümlenin aslı şöyle
olmalıydı: “Он всю жизнь посвятил революционной борьбе” (O bütün
hayatını devrim mücadelesine adamıştı). Başka bir örnekte ise: “Большую
известность Жуковскому приехали eго баллады” (Jukovski’nin balladaları
ona büyük ün gelmişler. [taşıtla]). Aslında öğrenci bu cümleyi şöyle yazmak
istemiştir: “Balladaları Jukovski’ye büyük ün getirmiş). Lakin Rus dilinde
“принести” (getirmek) fiili ile “приехать” (taşıtla gelmek) fiilini karıştırmış ve
bu nedenle cümleyi anlamsızlaştırmıştır.
Rus dilinde “побыть” kelimesi “bulunmak, kalmak, katılmak”, “оставаться”
kelimesi “kalmak, yerleşmek” anlamı veriyor. “Копия текста побыла” cümlesi
Türkçe’ye olduğu gibi çevrildiğinde: “Metnin kopyası bulundu” şeklinde oluyor.
Burada “bulunmak” yerine Rusça ”осталась” yazmak gerekiyordu. Cümleyi
Türkçe düşünen öğrenci “Metnin kopyası bulundu.” cümlesini doğru düşünmüş
ama Rusça’ya çevirisinde yeterli anlamı verememiştir. Bir başka örnekte ise “Он
терял все деньги” (O bütün paraları kaybediyordu) cümlesi Türkçe düşünülmüş
ve bu cümle kurallar açısından doğru yazılmıştır. Fakat Rusça “терять” fiili
kaybetmek anlamı verdiği için, öğrencinin aslında duruma uygun düşem
“растратить” (boşuna harcamak, israf etmek) fiilini kullanması gerekiyordu.
Çünkü metinde para kaybolmuyor, boşuna harcanıyor. Yine bir başka örnekte
öğrenci sık sık “человек” (insan) kelimesini (мальчик-мальчики, стол-столы)
modelinde (человек-человеки) şeklinde kullanıyor.Burada öğrenci tabi ki
Rus gramer kurallarına aykırı hareket etmiştir. Öyle ki Rus dilinde “человек”
kelimesinin çoğulu “люди” (insanlar) kelimesidir. Örneğin “много человеки
умерели” (Birçok insanlar öldü). Zaten Rusça “много” kelimesi kendisinden
sonra gelen ismi (-in) hâlinin çoğulunda olmasına mecbur ediyor.
“Жуковский был начальником русского романтизма” (Jukovski Rus
romantizminin başkanıydı). Rusça “начальник” (müdür, başkan, amir) anlamı
verdiği için ve öğrenci bu kelimenin anlamını tam bilmediği için “начинатель”
kelimesini kullanamamıştır. Cümle aslında şöyle olmalıydı “Жуковски
был начинателем русского романтизма.” (Jukovski Rus romantizminin
başlayıcısıydı).
Rusça “друг” -dost, arkadaş anlamında kullanılıyorsa da “другой” kelimesi
-diğer, başkası, öteki, öbürü anlamını veriyor. Anlamca farklı olması ve
köklerinde aynı harfler bulunması (др) öğrenciye “друг” ile “другой” kelimesini
803
karıştırmasına imkân vermektedir. Şöyle ki “Я бы не хотел родиться в другом
городе” (Ben başka bir şehirde doğmak istemezdim.) yazmak isteyen öğrenci,
(Ben arkadaşımın şehrinde doğmak istemezdim.) şeklinde yazmıştır.
Bu tipli örnekler fazla olduğundan dolayı birkaç örnekle cümle yapımında
karşılaşılan yanlışlıklara dikkat çekmek istiyoruz: “Они огорчают нас”
(Onlar bizi üzüyorlar); “Они обижают нас” (Onlar bizi incitiyorlar), “Софья
дирижировала государством” (Sofiya devleti idare ediyordu. [orkestrayı]).
Burada “дирижировать” (Orkestra’yı idare etme) anlamındadır. Öğrenci burada
“управлять” (devleti yönetmek) fiilinin yerine “дирижировать” (orkestrayı
yönetmek) fiilini kullanmıştır.
“Türkiye zayıflamaya devam ediyordu” demek isteyen öğrenci “Турция
продолжала худеть” şeklinde yazmıştır. “Худеть” kelimesi Rusça (zayıflamak,
fakirleşmek, yıpranmak) anlamına geldiği hâlde bu fiilin yerine öğrenci “слабеть”
fiilini kullanmalıydı. Rusça öğreniminde yapı bakımında rastlanan zorlukları,
Rusça öğrenen öğrencilerin yaptıkları hataları birçok örneklerle göstermek
mümkündür.
“Я xочу быть архитектором” (Ben mimar olmak istiyorum) ifadesini
kullanan öğrenci “архитектор” kelimesinin anlamını iyi kavrayamamış ve yanlış
olarak (Ben başpiskopos olmayı hayal ediyorum) şeklinde yazmıştır. Burada da
öğrenci “архитектор” kelimesini “архиепископ, архимандрит” kelimeleriyle
karıştırmıştır.
Bir diğer örnekte ise, öğrenci: “O savaşta bulunmuştur.” anlamını vermek
yerine “Он был в борьбе” (O mücadelede bulunmuştur) yazmıştır. Çünkü Türk
dilinde “mücadele, kavga, savaş” bazı durumlarda aynı anlama gelebilmektedir.
Öğrenci “война” (savaş, muharebe) kelimesinin anlamını bilmemiştir ve “война”
(harp) yerine “борьбе” (mücadele) kelimesini kullanmıştır.
“–Bойна и Mир– известное произведение в мире” (–Savaş ve Barış–
dünyada tanınmış bir eserdir.) yazmak isteyen öğrenci “–Bойна и Mир– очень
важное произведение для всех миров.” (–Savaş ve Barış– bütün dünyalar
için önemli bir eserdir.) gibi vermiştir. “Романтизм был литературным
направлением” (Romantizm edebi akım olmuştur.) yazmak isteyen öğrenci ise
“Романтизм был литературный поток” (Romantizm edebî akımdır) şeklinde
yazmıştır. Rus dilinde “поток.” kelimesi –sel, akım,cereyan- anlamını veriyor.
Öğrenci “поток” ve ”течение” kelimelerini karıştırmış ve ”течение”(akım)
kelimesini kullanamamıştır; “заслуга Жуковского” (Jukovski’nin yararlığı)
yazmak yerine “служба Жуковского” (Jukovsko’nun hizmeti) yazılmıştır. Rusça
“заслуга” ve “служба” tarihte anlamca yakın köklü kelimeler olsa da, çağdaş
Rus dilinde farklı anlamlarda kullanılır.
804
Cümle yapısında yapılan karakteristik yanlışlıklardan biri de “ся” ile biten
fiillerin yanlış kullanılmasıdır. Bilindiği gibi “ся” eki fiillerle kullanıldığında
anlam değişikliği meydana geliyor. Örneğinde “вернул” (geri verdi), “вернулся”
ise “döndü” anlamı veriyor.
Buna ek olarak Türkçeden farklı olarak Rus dilinde öntakılar ve önekler sık
sık kullanılıyor. Türk öğrencilerinin bu gramer oluşumunu kullanmasından dolayı
yaptıkları yanlışlar onların en fazla karşılaştıkları hatalar içindedir. “Чехов за
свои деньги открывает врачебный кабинет.” (Çekov kendi parasıyla tıp odası
açıyor.) yazmak isteyen öğrenci “из” öntakısını yanlış kullandığından cümle özel
anlamını yitiriyor. Yani kurulan “Чехов из свои деньги открывает врачебный
кабинет.” (Çekov kendi paralarından tıp odası açıyor.) cümlesinde anlatım
bozukluğu ortaya çıkıyor.
“Настася ненавидела людей” (Nastasya insanlardan nefret ediyordu)
yazması gereken öğrenci “людей” kelimesinin önüne “от” öntakısını ekleyerek
cümlenin anlamını değiştirmiştir. Çünkü Türk dilinde “-dan” eki doğru sayılsa da
Rusça doğru değil. (Ör.: Nastasya insanlara nefret ediyorum). Bir diğer örnekte
ise, “O Moskova Üniversitesine geçirildi.” (Он перевелся в Московский
университет.) cümlesini yazmak isteyen öğrenci de “перевелся” kelimesinin
yerine “перебежал” (karşı tarafa koşmak) anlamını veren kelimeyi kullanarak
cümlenin anlamını tamamen değiştiriyor.
Bir diğer çalışmada da öğrenciler “Fazla biletin var mı?” cümlesini tamamen
farklı anlamlarda çevirmişlerdir. Örneğin “У тебя есть билет много?” (Senin
çok biletin var mı?). Normalde bu cümle Rus dilinde şöyle olmalıydı: “У тебя
есть лишний билет”.
Bir örnekte öğrencilerin çoğu “heyecanlıyım” kelimesini farklı anlamlarda
kullanmışlar: “Her zaman ki gibi ben çok heyecanlıyım” cümlesi “Как
всегда я взволнованный” şeklinde olmalıdır. Ama öğrenciler manaca yakın
olsada farklı farklı kelimeler kullanmışlardır. ”Я очень волнуюсь.” (Ben
çok heyecanlanıyorum.); “Я очень эмоциолальный.” (Ben çok hassasım.);
“Как обыкновенно я очень горячусь” (Her zamanki gibi ben kızgınım);
“Как всегда мне очень горячо.” (Her zaman ki gibi bana çok sıcaktır.); “Как
всегда я волнующий” (Her zaman heyecanlandıranım.); “Как всегда я очень
сенсоционный.” (Her zaman ki gibi ben çok sensasyonalım.) vs.
Bir diğer örnekte ise, “Herkes yerine oturdu.” cümlesinde öğrenci “yer”
kelimesinin Rusça anlamını doğru verememiştir. Şöyle ki, Türkçede olduğu
gibi Rus dilinde de “yer” kelimesinin birkaç anlamdaşı var. Yer; herhangi birisi
tarafından tutulan yer (место), yer; toprak (почва), yer; dünya, yeryüzü (земля,
поверхность земли) vs. Öğrenci şu kelimelerin içinden yanlış olarak “toprak”
anlamını veren kelimeyi seçmiş ve sonuçta cümle aşağıdaki gibi kurulmuştur:
“Каждый сидел на своей земле.” (Herkes kendi toprağında oturmuştur.).
805
Hâlbuki “Herkes kendi yerinde oturmuş.” yazılmalıydı. Aynı modelde şu cümle
de yazılmıştır: “Моя земля седьмое кресло.” (Benim toprağım 7. koltuktur.) vs.
SONUÇ
Yukarda gösterdiğimiz örneklere, ders gözlemlerine ve tecrübelere dayanarak
Türk öğrencilerinin Rus dilinde yaptıkları yanlışlıkların nedenlerini şu şekilde
yazabiliriz:
− Ana dilin ve öğrenilen dilin farklı dil ailesine mensup olması, farklı ses
sistemiyle karşılaşmaları, ünsüz harflerinin tonlu ve tonsuz olması, kelime
sonunda tonlu ünsüzlerin boğulması, kelimelerin önünde birkaç ünsüzün bir
yerde bulunması, hece vurgusunun yer değişmesi vs.
− Türk ve Rus gramer düzeyindeki farklılıklar ve bu nedenle kelime ve cümle
yapısında oluşan yanlışlıklar.
− Öğrenilen dilin çevrede çok konuşulmaması.
− İki halkın sosyal ve kültürel yapıları ve bunların dile yansımalarının farklı
olması.
− İki dilin gelişim süreçlerinin farklı zamanlarda ve coğrafyalarda
tamamlanması.
Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuz zaman, dil öğretiminde,
eğitim-öğretim araçlarının kullanımının öğrencilerin durumuna göre seçilmesi ve
izlenecek yöntemin öğrencilerin sık yaptıkları hataların irdelenmesi neticesinde
belirlenmesi, öğretimi daha da kolay ve verimli hâle getirecektir.
KAYNAKÇA
Baskokov, N. A., (1985), Tyurkskaya Leksika v Slove o polku İgoreve.
Moskova: Nauka S.S.C.B. E. A. Dilçilik Enstitüsü 5.
Kostomarov, V. G.-Mitrofanova O. D., (1979), “Metodika kak nauka. Statya
vtoraya. Metodiçeskaya problematika dvuyazıçie”, Russkiy yazık za rubejom,
(6), 67-73.
Larin, B. A., (1977), O narodnoy frazeologii. Moskova, 45.
Reformatskiy, A. A., (1987), Lingvistika i poetika. Moskova, 52-76.
Sepir, E., (1934), Yazık. Moskova- Leningrad, 94.
Zelenskaya, A. A., (2002), Psikholingvistiçeskiye problemı uçebnogo
dvuyazıçiya. Tver, 25.
806